Finansal teknolojiler sektörüne Lidio ile yeni bir oyuncu katıldı

İşletmelerin yerel ve küresel ihtiyaçlarına yönelik hizmetlerin yanı sıra temas edilecek milyonlarca tüketiciye de çok kanallı ve özgür ödeme deneyimi sunmayı hedefleyen Lidio’nun temelini 2011 yılında kurulan Mobilexpress oluşturuyor. 2013 ve 2014 yıllarında yaptığı atılımlarla bugün sunduğu ürün ve servislerin temellerini atan Mobilexpress, online ödeme geçidi, akıllı işlem yönlendirme, kart saklama, sahtecilik önleme gibi yapay zeka destekli birçok servisi, ihtiyaç duyabilecek tüm banka ve ödeme kuruluşlarına entegre çalışan platformu aracılığıyla işletme ve kullanıcılarına sunuyor. Türkiye’nin alanında en büyük e-Ticaret, Perakende, Sigorta ve Telekom şirketlerine özel servisler geliştiren, 2021 yılının kampanyalar dönemi olarak da bilinen kasım ayında tüm Türkiye’deki online ödemelerin yüzde 25’inden fazlasını tek başına üstlenen Mobilexpress platformu, Lidio’nun uçtan uca, yeni nesil servisleriyle herkesin erişimine açılıyor.

Lidio tek noktadan sınırsız ödeme imkanı sunuyor

Türkiye’nin En Büyük ve En Kapsayıcı Ödeme Platformu olarak konumlanan Lidio, KOBİ’den Fortune 500’e her ölçekten şirketin ödemelerini özgürleştiren yeni nesil finansal teknoloji girişimi olarak işletmelere tek noktadan, sınırsız ödeme özgürlüğü imkanı veriyor. Lidio ile Özgür Ödemeler Dünyası, tüm POS’ları bir arada sunan Lidio Core, Türkiye’nin en büyük kayıtlı kart havuzu Lidio Pass, Türkiye’nin en gelişmiş Akıllı POS yönlendirme altyapısı Lidio Smart Switch, uçtan uca pazaryeri operasyonu sunan Lidio Pazaryeri Çözümü, karmaşık bayi tahsilatları için tek çözüm olmaya aday Lidio Bayi Tahsilat Servisi gibi ürün ve hizmetler sunuyor. Lidio ayrıca tüm tahsilat işlemleri için tek platform olma özelliğiyle sınır ötesi hizmet sunarken, sahtecilik faaliyetlerini %95’in üzerinde azaltan, işletmelerin maddi kayıplarını önleyen yöntemler de barındırıyor.  Finansal teknolojilerinin hızlı dönüşen dünyasında, “Ödemelere Sınırsız Özgürlük” sloganıyla Lidio’nun yolculuğunu başlattıklarını açıklayan Lidio Kurucu Ortağı ve CEO’su Emre Güzer şunları söylüyor; 10 yılı aşkın süredir Mobilexpress çatısı altında Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen şirketlerine ödeme servisleri geliştiriyoruz. Geçtiğimiz yıl neredeyse lisanslı tüm ödeme kuruluşlarının tamamı kadar işlem hacmine tek başımıza aracılık ettik. 160 milyon adedin üzerinde işlem ve 33 milyar TL’den fazla hacim bugün Lidio’nun kalbi olan Mobilexpress platformunda gerçekleşti. Yine platformumuza kayıtlı 54 milyondan fazla kayıtlı kredi kartı var. Neredeyse internet üzerinde kullanılan tüm kredi kartlarını tokenize etmeyi başardık. Buna ilave olarak Lidio’nun faaliyetine başlaması ile birlikte Lidio Pass çatısı altında yer alan 1,8 milyon bireysel kullanıcı Türkiye’nin en büyük işletmelerinde pürüzsüz Lidio süreçlerini deneyimlemeye başlayacak. Lidio Pass logosunu da en çok tercih edilen işletmelerde görünür kılmaya devam edeceğiz.  Bu deneyimden güç alan Lidio, yalnızca işyerlerinin yerel ve küresel ihtiyaçlarına yönelik değil, temas ettiğimiz milyonlarca tüketiciye de çok kanallı ve özgür ödeme deneyimi sunacak. Lidio bir finansal teknolojiler girişimi olmanın ötesinde ülkemizde ve dünyada ‘özgür ödeme’ anlayışını benimseyen bir ideal. Zira Lidio ödeme deneyiminde sınırları ortadan kaldırmayı, tüm işletme ve tüketicilere farklı teknoloji ve donanımlar arasından seçim yapma imkânı tanıyacak. Hedefimiz kuracağımız küresel ve dijital köprülerle dünyanın en büyük işletmelerinin işlemlerini Türkiye’de gerçekleştirmek. 2023 itibarıyla 250 milyon TL gelir üretme hedefimiz bulunuyor. Gelirlerimizi her yıl katlayarak artıracağız. Ayrıca Türkiye’nin finansal teknolojiler ve ödeme sistemleri alanlarında en deneyimli ekibini de yepyeni yeteneklerle genişletmek istiyoruz.”

Girişimcilik Dünya Kupası için başvurular uzatıldı

0
Global Girişimcilik Network’ü (GEN) ile Monsha’at ortaklığında düzenlenen Girişimcilik Dünya Kupası’nın (Entrepreneurship World Cup-EWC) başvuruları 30 Ekim’e kadar uzatıldı. Bu yıl 4’üncüsü düzenlenen ve 200 farklı ülkeden girişimcilerin yarışacağı yarışmada her seviyedeki girişimci, mentorluk ve eğitim destekleriyle fikrini geliştirme fırsatı yakalayabilecek. Türkiye’nin girişimcilik ekosistemini güçlendirmek amacıyla Habitat Derneğinin koordinatörlüğünde çalışmalarına devam eden GEN Türkiye’nin yerel organizasyonunu üstlendiği EWC Türkiye 2022 yarışmasında ulusal final kasım ayında, global final ise Mart 2023’te gerçekleşecek. Yarışmanın Türkiye finalinde kazananlar toplam 450 bin TL nakit ödül, 1 yıllık Kolektif House üyeliği, hukuk danışmanlığı desteği almaya ve Global Hızlandırıcı Programı’na katılmaya hak kazanacak. Yarışmaya katılan girişimler global ölçekte network’ünü genişletme imkânı yakalarken, aynı zamanda globalde 1 milyon ABD doları tutarındaki nakit ödül ve 10 milyon ABD doları değerinde ayni hizmet ödülü kazanmak için yarışacak.  Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan GEN Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Aydın şöyle konuştu: “Dünyada girişimcilik ekosisteminin gelişmesi için kurulan en büyük girişimcilik networkü GEN’in Türkiye bacağı olarak çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. GEN Türkiye çatısı altında hem küresel hem de yerel tecrübelerimizi harmanlayarak yeni ekonominin inşasında ve gelişiminde girişimcilik ekosisteminin referans noktası konumunda bulunuyoruz. Bu açıdan EWC Türkiye 2022’nin de girişimcilik ekosistemine çok önemli kazanımlar sağlayacağına inanıyoruz.” 

Girişimcilik Dünya Kupası Nedir? 

Girişimcilik Dünya Kupası, fikir aşamasından ölçek büyütmeye kadar her seviyedeki girişimciyi, yolculuklarındaki bir sonraki aşamaya ulaşmalarına yardımcı olan bir programdır. EWC; potansiyel yatırımları yatırımcı sunumu, online eğitim kaynakları, mentorluk ve para ödülü gibi fırsatlarla birlikte global bir platforma erişimle birleştirir. Girişimcilik Dünya Kupası Kriterleri Nelerdir?
  • Giriş ücreti yoktur.
  • Tüm dünyadaki herhangi bir girişim başvuruda bulunabilir ve başvuru sahibi olabilir.
  • Başvuru sahipleri, ikamet ettikleri ülkede yasal olarak kayıtlı olmalı veya kayıt yaptırmayı planlamalıdır.
  • Başvurusu yapılacak girişimlerin, global final itibariyle 7 yıldan daha kısa süreli faaliyette olması bekleniyor.
  • EWC 2021 finalistleri, EWC 2022’e tekrar katılamaz.
  • Organizatörlerin çalışanları, iştirakleri, yan kuruluşları, reklam, tanıtım ajansları, tedarikçiler ve yakın aile üyeleri yarışmaya katılamaz.
Yarışmaya başvurmak ve detaylı bilgi almak için entrepreneurshipworldcup.com  web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Hibrit çalışma emlak piyasası için tehlike mi?

0
Advanced Workplace Associates (AWA) tarafından yapılan yeni bir anket, hibrit çalışmanın iş yerinde yeni norm haline geldiğini doğruluyor. Bu eğilimle birlikte yeni bir endişe ortaya çıkıyor. Hibrit çalışma emlak piyasasını nasıl etkiliyor? AWA’nın genel müdürü Andrew Mawson, “Kuruluşların daha akıllı, daha verimli çalışma yolları bulmak ve gayrimenkullerini daha iyi kullanmak için çalışanlarıyla birlikte çalışmak için gerçek bir fırsatı var. Bunun, şu anda endüstri tarafından tanınmayan emlak piyasası üzerinde derin bir etkisi olacağına inanıyoruz” diyor. Boş masalar ve kullanılmayan olanaklar, bazı şirketleri ofis alanını küçültmeye veya ofislerinin bölümlerini alt kiralamaya yöneltebilir. Teknoloji şirketleri, ofis ortamlarını geleneksel odacık stili etrafında dağıtmak için ofis binalarını yeniden tasarlayarak bu sorunla mücadele ediyor. Bunun yerine teknoloji şirketleri,  işbirliğini ve ekip bağını teşvik eden ofis alanları yaratmaya çalışıyor. Bu sonuca varmak için AWA, 13 ülkede, 13 sektörde yaklaşık 80.000 çalışandan oluşan yaklaşık 80 ofisten veri topladı. Çalışmanın amacı, hibrit bir çalışma ortamında çalışanların haftada kaç gün ofise işe gittiklerini izlemekti. Anket, ortalama olarak, haftada 1,4 gün olan küresel ortalamaya kıyasla, ABD’deki çalışanların en az ofise gittiklerini ve haftada bir gün ortalamanın biraz üzerinde olduğunu buldu. Anket, insanların ortalama olarak zamanın yüzde 26’sında ofiste oldukları ve çalışanların Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri ofise gitmeyi tercih ettiği sonucuna vardı. ABD’de, ofise katılım Çarşamba günü yüzde 31 ile zirve yapıyor ve Cuma günleri sert bir şekilde yüzde 12’ye düşüyor.

Dijital dönüşüm bütçeleri ne kadar esnek?

0
Ekonomik zorluklara rağmen birçok işletme dijital etkinleştirme yolunda kalmaya devam edecek. Ancak günümüz teknolojisinin kısıtlamaları ve beceri eksikliği devam etmektedir. Equinix, dünya çapında 2.900 BT yöneticisiyle bir anket yapıtı. Bu ankette, pazar ve ekonomi bir dalış yapsa bile yüzde 72’sinin dijital etkinleştirme projelerini ilerletmeyi planladığını tespit etti. Göstergeler, işin yeni neslini desteklemek için dijital teknolojilere yapılan büyük yatırım planlarında herhangi bir gevşeklik göstermedi. Ankete katılan yöneticilerin çoğu, 5G, uç bilgi işlem ve aşırı derecede abartılmış Web3 konsepti gibi ortaya çıkan “harika teknolojilerden” bazılarını kullanma niyetinde. Katılımcıların yüzde 63’ü zaten bir Web3 stratejisi için çalışıyor. Eğer doğruysa bu haber sevindirici. Ancak bazı gerçekleri de aklımızda tutmalıyız. Dijital dönüşümü doğru yapmak yerine hızlı bir şekilde yapmak için uğraşmak, temel hatalardan biri diyebiliriz. Ayrıca dijital dönüşüm için yeterli yetenekli mimar ve geliştirici bulunmaması da bu alandaki en büyük zorluklar arasında yer alıyor.

Dev bir otel, binlerce müşteriye aynı anda nasıl cevap veriyor? Regnum Carya’ya sorduk!

İnsanların otel deneyimini iyileştirmek için hangi gelişmeler yapılıyor? Regnum Carya Pazarlama Direktörü Deniz Üstertuna’ya sorduk.

Dev bir otel, binlerce müşteriye aynı anda nasıl cevap veriyor? Regnum Carya’ya sorduk!

Regnum Carya’nın “en iyi” mottosuna odaklandığını belirten Üstertuna, oteldeki internet, kablolama ile dijitalleşme deneyiminin başarılı bir şekilde sağlandığını vurguladı. Eskiden odalarda kağıt anketler yerine rezervasyon sürecinden başlayarak otel çıkışına kadar QR kod ile misafir deneyimini artırıyor. Otelin de belirli noktalarında QR kod bulunuyor. Bu sonuçlar daha sonra analiz edilerek neler yapılabileceğine bakılıyor. 2014’de açılan 2015’te dee G20 zirvesine ev sahipliği yapan Regnum Carya, güvenlik açısında elde ettiği başarıdan sonra önemli ve geniş toplantıların ana merkezi haline geldi. Fazla gıdaların tüketimde verimli olması açısından restoranın tarz ve tipini değiştiren Regnum Carya, misafir tercihlerine göre önemli bir ağırlama yapmak önemli. Müşteriler için sunulan mobil uygulama da ekstra insan gereksinimini pasif hale getiriyor.

Bulut harcamalarının payı BT harcamaları içerisinde artacak

0
Son araştırmalar, 2025 yılına kadar BT bütçelerinin yüzde 51’inin bulut tabanlı sistem geliştirme ve operasyonlarına gideceğini gösteriyor. Gartner’a göre kurumsal BT harcamaları, 2025’te adreslenebilir segmentler içinde, genel bulut bilişime yapılan geleneksel BT harcamalarını geride bırakacak. Araştırma, yalnızca buluta geçebilen kurumsal BT kategorilerini içeriyor: uygulama yazılımı, altyapı yazılımı, iş süreci hizmetleri ve sistem altyapısı pazarları. Gartner, 2025 yılına kadar bu dört kategorideki BT harcamalarının yüzde 51’inin geleneksel çözümlerden genel bulutlara kayacağını buldu. 2022’de ise bu oran yüzde 41 seviyelerindeydi. Bu istatistikler özel bulut değil, genel bulut verilerini kapsıyor. Yine de, genel bulut hizmetlerine geleneksel BT’den daha fazla harcama yapmak, şimdi ile 2025 arasında gerçekleşmesi gereken bazı yeniden düşünmeyi gerektiriyor. Peki, üç yıl içinde genel bulutlara daha fazla harcama yapacaksak, bu şimdi BT planlaması için ne anlama geliyor? İlk olarak, çoğu genel bulut kullanımı çoklu bulut dağıtımlarında genişleyecektir. BT, ezici bir karmaşıklıkla nasıl mücadele edileceğini öğrenmeli ve bir plan oluşturmalıdır. İkinci olarak, bulutlar arası teknolojileri ve planlamayı düşünmek gerekiyor.

İşletmeler neden verileri kullanmakta zorlanıyor?

Çok az işletme verilerinden bulutun içinde veya dışında etkili bir şekilde yararlanabilir ve yeni bir çalışma, durumun hala böyle olduğunu söylüyor. Bir plan yapmanın zamanı geldi. Snowflake, bulut etkin olsun ya da olmasın, çoğu işletmenin verileriyle ilgili hâlâ sahip olduğu birkaç önemli sorunu tanımlayan bir çalışma yayınladı. Bulgulara göre, işletmelerin yalnızca yüzde 38’i verilerinden değer çıkarabilir ve kararlarını bildirmek için kullanabilir. Daha da kötüsü, küresel işletmelerin yalnızca yüzde 6’sı verileri, sağlam bir veri stratejisinin sağladığı tüm iş avantajlarını sağlayacak şekilde kullanıyor, erişiyor ve paylaşıyor.

Bulut bilişim çağında işler nasıl bu kadar kötüye gitti?

İlk olarak, birçok işletme yalnızca verileri buluta taşır ve en iyisini umar. Kötü kullanılan verileri veri merkezinizden buluta taşımak, bulutta yetersiz kullanılan verileri size sunar. Aslında bu şekilde hiçbir şey değişmez. İkincisi, veri entegrasyonuna saygı gösterilmemektedir ve verilere erişim hala çözülmemiş temel bir sorundur. Şu anda, veri entegrasyonu kavramları ve araçları onlarca yıllık. Pek çok işletmenin bunları nasıl kullanacaklarını henüz çözememiş olması şaşırtıcıdır. Son olarak, işletmeler kendi iş kararlarını vermek için kendi verilerinden yararlanmazlar. Bu, satış tahmini gibi temel analitiğin yanı sıra envanter tükenme süreçleri gibi gerçek zamanlıya yakın bir tedarik zinciri otomasyonunu destekleyebilen gerçek zamanlı karar verme otomasyonunu da içerir. Bu sorunu çözecek sihirli bir teknoloji yok. Veri kullanımını iyileştirmenin tek yolu, kuruluşun verilerini alanlara bölen ve her bir alanla tek tek nasıl ilgilenileceğini planlayan çok yıllı bir strateji oluşturmaktır.

Vodafone, 15 yılda 666 genç yeteneği istihdam etti

Vodafone, geleceğin teknolojilerine yön verecek genç yetenekleri bünyesine katmaya devam ediyor. Vodafone’un 2008 yılından beri sürdürdüğü Discover Genç Yetenek Programı’nın yeni dönem başvuruları sonuçlandı. Türkiye’nin dört bir yanından 4 bini aşkın gencin başvurduğu programa 34 farklı üniversiteden 78 genç kabul edildi. Programa katılanların yüzde 63’ünü kadın çalışanlar oluşturdu. Genç Discover’ların yüzde 50’si ticari, yüzde 36’sı teknoloji, yüzde 14’ü de kurumsal ekiplerde kariyer yolculuklarına başladı.

Vodafone, Discover Genç Yetenek Programı ile 15 yılda toplam 666 genci istihdam etti. 

Geleceğin liderleri olarak gördükleri genç yetenekleri keşfetmeyi ve organizasyonlarına katmayı önemsediklerini belirten Ücretlendirme, Yan Haklar, Çalışan İlişkileri ve İşe Alım Direktörü Ayça Kahraman, şunları söyledi:  “Vodafone’un global ölçekte tüm ülkelerinde uyguladığı Discover Genç Yetenek Programı ile tam 15 yıldır şirketimizin genç ve dinamik yüzünün en büyük temsilcilerini ağırlıyoruz. Yüksek potansiyele sahip gençleri Vodafone’a kazandırarak, lokal ve global kariyer olanaklarından faydalanmalarına, eğitim-gelişim programları ile desteklenmelerine olanak tanıyor ve aynı zamanda Vodafone Türkiye’nin yetenek havuzunu genişletmeyi amaçlıyoruz. 15 yıl önce 3 kişi alarak başlattığımız bu program sayesinde her yıl artan bir ivmeyle istihdama olan katkımızı sürdürüyoruz. Bugüne kadar toplam 666 genci bünyemize kattık. Kariyerine Discover olarak başlayan ve şu an Vodafone Liderlik Ekibimizde yer alan 4 kadın çalışma arkadaşımız bulunuyor. Her yıl programın tasarımını gözden geçirerek iyileşme fırsatı olan tarafları paydaşlarımızın da görüşleriyle geliştiriyoruz. Her zaman olduğu gibi gelecekte de gençler bizim en büyük motivasyonumuz ve rehberimiz olmaya devam edecek.” Tüm Vodafone ülkelerinde uygulanıyor Discover Genç Yetenek Programı; üniversite 4. sınıf öğrencileri, yeni mezunlar ve en fazla bir yıl tam zamanlı iş tecrübesi bulunanlar için özel hazırlanmış bir kariyer programı. Tüm Vodafone ülkelerinde uygulanan, adayların aynı standart işe alım sürecinden geçtiği bu global program kapsamında, Vodafone bünyesine katılan genç yetenekler için yoğun bir eğitim ve gelişim programı uygulanıyor. Gençler, ilk yıl farklı bölümlerde iki rotasyon yaparak hem teknoloji/telekomünikasyon sektörünü, hem de Vodafone’u yakından tanıma ve kariyerlerine daha bilinçli tercihler yaparak başlama imkânı buluyorlar. Vodafone içinde yayınlanan ilanlar aracılığıyla farklı lokal ve global fırsatları değerlendirebiliyorlar.  Tüm birimlerde çalışıyorlar  Genç Discover’lar, bakış açılarını ve dinamizmlerini organizasyonun tüm birimlerine yansıtmaları amacıyla şirketin neredeyse tüm fonksiyonlarında konumlandırılıyor. Buna göre, şirketin satış, pazarlama, teknoloji, finans, insan kaynakları fonksiyonlarında tam zamanlı çalışma imkânına sahip oluyor. Özellikle organizasyondaki dijital rollerde ve yeni iş kollarını oluşturan ekiplerde Discover’lara yer veriliyor.  Beceri odaklı yaklaşım uygulanıyor Discover Genç Yetenek Programı kapsamında son 2 yıldır beceri odaklı yaklaşım uygulanıyor. “Kendine yatırım yap, yeni fikirler üret, dene-yanıl, sorgula” anlayışına dayanan beceri odaklı yaklaşımla yarattığı uzmanlık patikalarının rotasyon ve eğitimlerle zenginleştiği bir program tasarlayan Vodafone, çalışanların kendilerini farklı açılardan geliştirebilmesi için zaten bildiklerinin üstüne yeni bilgiler ekleyebilecekleri eğitim programları, yeniden beceri kazanma ve beceride derinleşme patikaları sunuyor. İlk kez geçen yıl uygulanan yaklaşımla bu yıl da yeni mezunların beceri kazanması için 7 patika içinde 7 farklı gelişim yolculuğu, bu yolculuk boyunca 2 farklı rotasyon sunulacak.

Türk Telekom yerli eSIM yeni nesil telefonlar için hazır!

0
Turkcell ve Vodafone uzun bir süredir kullanıcılarına eSIM sağlarken Türk Telekom’dan yerli eSIM müjdesi geldi. Türk Telekom müşterileri, yüzde yüz yerli teknolojiyle üretilen eSIM hizmetinden numaralarını değiştirmeden ve ek ücret ödemeden yararlanabiliyor. Türk Telekom, akıllı telefonlardan giyilebilir teknolojilere, otomotiv endüstrisinden internete bağlı daha birçok ürüne kadar geniş bir alanda kolayca kullanılabilecek eSIM’ı yüzde yüz yerli teknolojiyle üretiyor.

Yerli eSIM yeni nesil telefonlara hazır!

Türk Telekom altyapısıyla, Türkiye’de kurulan sunucularla entegrasyonu tamamlanan eSIM teknolojisiyle, fiziksel bir müdahale gerekmeden operatör profili oluşturulabiliyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun SIM teknolojilerini destekleyen sistemlerin kurulumu ve cihazlarda kullanımı kapsamındaki kurul kararlarına uygun olarak, tamamen yerli ve milli olarak üretilen eSIM teknolojisi, kullanıcılara dijital bir deneyim sunuyor. Dijital yapısı nedeniyle kaybolma ya da çalınma riskleri taşımayan ve fiziksel bir SIM karta ihtiyaç olmadığı için kart değişimi gereksinimini ortadan kaldıran eSIM, aynı zamanda çevre dostu olma özelliği de taşıyor.

Kaçınılması gereken 3 uygulama modernizasyonu hatası

0
Her ne pahasına olursa olsun bulutta yerel geliştirmeyi sürdürmek veya taşınabilirlik elde etmek ve satıcı bağımlılığını önlemek için uygulama modernizasyonunun kullanılması pahalı kararlardır. Uygulama modernizasyonu, işletmeleri çalıştıran mevcut uygulamaları ve veri kümelerini alır ve onları daha kullanışlı, üretken ve çekici hale getirir. Ancak bazı uygulama modernizasyonları, kullanıcılardan tepkiler alabiliyor. Buluta geçiş yapan veya orada bir kez modernize edilen uygulamalar açısından yapılan en önemli üç uygulama modernleştirme hatasını şu şekilde sıralayabiliriz: Yeterince yapmamak. Çoğu uygulama, yalnızca kaldırarak ve kaydırarak buluta geçer. Kuruluşlar, genel bulutta mevcut eski “olduğu gibi” platformları için bir analog bulur ve kodu ve verileri oraya taşır. Bu, genellikle, minimum düzeyde yaptığınız düşünülürse, buluta geçmenin en uygun maliyetli yolu olarak satılır. Sorunu karmaşıklaştıran bulut sağlayıcıları, geliri en kısa sürede elde etmek için genellikle bir kaldır ve değiştir yaklaşımını teşvik eder. Modernizasyonunun sınırını bilmemek. Bu, yeterince yapmamak kadar büyük bir sorun değil, ama yine de bir sorun. Uygulama modernizasyonu yapanlar, net bir iş gerekçesi olmadığında bile mevcut bulut yerel geliştirme dinini tüm uygulamalara uygular. Hiçbir zaman gerçekten ulaşılması gerekmeyen bir hedefe ulaşmak için genellikle kapsayıcıları, mikro hizmetleri ve kapsayıcı düzenlemeyi kullanarak uygulamaların çoğunu veya tamamını tamamen yeniden oluşturuyorlar. Taşınabilirliğe çok fazla odaklanmak ve kilitlenmekten kaçınmak. “Buluttan bağımsız” olmak, bugünlerde çok duyulan bir savaş çığlığı. İlke sağlam ancak insanlar bunun olmamasını sağlamak için cenneti ve dünyayı hareket ettirmeleri gerektiğini düşünüyor.

Geliştiriciler operasyon süreçlerinde yer almak istemiyor

0
Geliştiriciler, ‘Sen inşa et, sen çalıştır’ talepleri altında zorlanıyor ve operatörler de daha fazla baskı hissediyor. Geliştirme ve operasyonların bir kez daha ayrılma zamanı geldi mi? Devops, 2000’li yılların sonlarında yazılımların dünyayı yemeye başlamasıyla birlikte çevik metodolojilerin ve bulut bilişimin yükselişiyle el ele ortaya çıktı . Geliştiriciler, “geliştirme” ve “operasyonlar”dan oluşan düzgün bir portmanteau, yazılım oluşturmak ve dağıtmaktan sorumlu daha önce ayrı olan iki grubu bir araya getirmeye çalıştı. Aynı zamanda, yazılım mühendislerinin kullanıcı geri bildirim döngülerini sıkılaştırma ve güncellemeleri üretime daha sık gönderme ihtiyacıyla çakıştı ve hatta istemeden ileri itildi. Birçok kuruluş, ortak sorunları önceden imkansız hızlarda çözmek için iki uzman grubunu bir araya getirmek için bu fırsatı yakalarken, diğerleri devops’un yükselişini geliştiricilerin operasyon görevlerinde sorumluluk alma lisansı olarak kabul etti ve yarı efsanevi tam bir süper ekip oluşturmaya çalıştı. Devops for Dummies’in yazarı ve Amazon Web Services topluluk katılımı başkanı Emily Freeman , “Devopslar çoğunlukla operasyonel kaygılarla uğraşmak istemiyor” açıklamasını yaptı. Kubernetes depolama uzmanı Ondat’ın ürün başkanı James Brown: “Eğer geliştiricileri çok fazla farklı alana çekerseniz, sonunda kendinizi ayağınızdan vurursunuz” diyor.

Karmaşık bulut mimarisi bütçe sıkıntısına neden oluyor

0
Çoklu bulut karmaşıklığı, teorik bir bulut mimarisi sorunundan finansal bir soruna doğru ilerliyor ve işletmeler birdenbire çözümler arıyor. Anodot tarafından yayınlanan bir rapora göre, ankete katılanların yüzde 49’u bulut maliyetlerini kontrol altına almayı zor buluyor. Ayrıca yüzde 54’ü birincil bulut israfı kaynağının temel bulut kullanımına ilişkin görünürlük ve gözlemlenebilirlik eksikliği olduğuna inanıyor. Katlımcılaın yüzde 49’unun karmaşık çoklu bulut ortamlarını yönetmenin bulut maliyetlerini yönetmenin temel zorluğu olduğunu söylemesi rapordaki en çarpıcı noktalardan biri. Her iki işletmeden biri nihayet bulut mimari karmaşıklığının bulut maliyet kullanımının temel bir parçası olduğunu ve ele alınması gerektiğini anlıyor. İş dünyası, yatırımcılar ve pazar, küresel bir pandemi ve sanal, bulut tabanlı kaynaklara artan bağımlılığın hızlandırdığı “bulut” a geçiş talep etti. Hız, planlamaya göre önceliklendirilmiştir. Kuruluşlar, çözüm etki alanlarınızda işlerin ne kadar kötü olduğuna bağlı olarak, “çalışan” ancak bunu yüzde 50 ila yüzde 100 daha az maliyet verimliliğiyle yapan bir bulut mimarisi ve çoklu bulut dağıtımı ile sonuçlandı. Birkaç başarısız işletmenin mimari planlama eksikliğine, BT maliyet aşımlarına ve veri ihlalleri gibi işi hızlı bir satın alma ve hatta iflasa götüren PR öldürme olaylarına kadar izleneceğini söyleyebiliriz. Bulut mimarisi ne kadar sade ve basit bir şekilde kurulursa, ileride oluşacak maliyetler o derece minimize edilebilecektir.

Roblox 3D reklamları test edecek

0
Roblox, yıllık geliştiriciler konferansındaki bir rapora göre, bu yılın sonuna kadar geliştiriciler ve bir reklam verenle 3D reklamları test edecek. Roblox, daha iyi “sürükleyici reklamlar” olarak bilinen 3D reklamcılığın, deneyimin yalnızca 13 yaş ve üstü kitlelere ulaşacağını söyledi. Ancak duyuru, kötüleşen bir ekonominin, Snap Inc. ve Facebook sahibi Meta Platforms gibi devler de dahil olmak üzere reklam endüstrisini mahvetmeye devam ettiği bir zamanda geldi. “Jailbreak” ve “MeepCity” oyunlarıyla ünlü California merkezli Roblox, karantinadan sonra okulların yeniden açılması ve yüksek enflasyonun kullanıcı harcamalarını kısmasıyla sıkıntıyı hissetti. Soğutma talebiyle mücadele etmek için Roblox, oyuncuların takılmaktan ve sohbet etmekten alışverişe ve konserlere katılmaya kadar her şeyi yapabileceği sanal bir alan olan “metaverse” yi ikiye katlıyor. Şu anda gelirinin çoğunu, çocukların aksesuar veya evcil hayvan gibi oyun içi öğeler satın alarak oyuncuların avatarlarını yükseltmek için kullandıkları sanal para birimi “Robux”tan elde ediyor.

Blockchain’in IoT teknolojilerini güçlendirmesinin beş nedeni

Blockchain yeni bir şey değil. İlk olarak 1982’de önerilen ve sonunda 2008’de Bitcoin’in arkasındaki teknoloji olarak kullanılan blok zinciri, değişmez, halka açık bir defter gibi davranır. Her blok düzenlenemez ve silinemez. Güvenli, merkezi olmayan ve kurcalamaya karşı korumalıdır. Bu özellikler, IoT altyapıları için büyük değer taşır ve daha şeffaf bir geleceğe giden yolu işaret eder. Blok zinciri teknolojileri, merkeziyetçiliği geliştirerek, güvenliği artırarak ve bağlı cihazlara daha iyi görünürlük getirerek IoT dağıtımlarını desteklemek için kullanılabilir. Hızlanan dijital dünyada, IoT ve blockchain’in işletmeler için sonuçları iyileştirmek için birlikte çalışabileceği beş temel yol var. 1)Kalite güvencesi için veri doğruluğu Değişmezliği sayesinde blok zinciri, kalite güvence süreçlerine sağlam bir çerçeve ekleyebilir. Bir kuruluş IoT ve blok zinciri teknolojilerini birleştirdiğinde, veri veya mallarla ilgili herhangi bir kurcalama örneğini hızlı ve doğru bir şekilde tespit edebilir. 2)Hata yakalama için cihaz takibi IoT ağları çok büyük olabilir. Bir dağıtım kolayca binlerce, hatta yüz binlerce uç noktadan oluşabilir. Bu sadece modern işletmelerin bağlantılı doğasıdır. Ancak bu kadar çok IoT cihazınız olduğunda, hatalar ve tutarsızlıklar rastgele olaylar gibi görünebilir. Tek bir cihaz tekrar tekrar sorunla karşılaşsa bile, arıza modellerini tespit etmek zor olabilir. 3)Daha hızlı otomasyon için akıllı sözleşmeler IoT teknolojileri otomasyona olanak tanır. Bu onların temel avantajlarından biridir. Ancak bir uç nokta manuel müdahale gerektiren bir şey algıladığında her şey durur. Ve bu bir organizasyon için son derece zararlı olabilir. 4)Gelişmiş güvenlik için ademi merkeziyetçilik IoT cihazlarının saldırıya uğrayabileceği gerçeğini aşmak yok. Özellikle EMnify tarafından sağlanan hücresel bağlantı yöntemleri yerine Wi-Fi kullanıyorsanız. Hücresel bağlantı ile herhangi bir yerel ağdan tamamen ayrılırsınız, bu da yakındaki güvenli olmayan cihazlarla etkileşim olmadığı anlamına gelir. 5)Çalışan performansı için kullanım kayıtları Blockchain ayrıca IoT sensörlerinin teknolojisinin ötesine geçebilir ve kullanıcıların eylemlerini de takip edebilir. Bu, işletmelerin cihaz kullanımının kim, ne zaman ve nasıl olduğunu görmelerini sağlayabilir.

Petrol şirketleri iletişim ile yeşil imaja bürünüyor

0
Shell, BP, Chevron, ExxonMobil ve TotalEnergies, iklim değişikliği konusunda daha iyi görünmek için her yıl yüz milyonlarca dolar harcıyor ve aynı zamanda kendi şirketlerinin belirlediği, düşük karbonlu veya yenilenebilir enerji faaliyetlerine yatırım yapıyor. İngiltere merkezli bir iklim düşünce kuruluşu olan InfluenceMap’in analizi, beş şirketin 2021 kamu iletişiminin ortalama yüzde 60’ının en az bir “yeşil” iddia içerdiğini buldu. Rapor , bu şirketlerin bir araya geldiğinde iklim mesajlarına yılda yaklaşık 750 milyon dolar harcadıklarını tahmin ediyor. Ayrıca yazarlar, “bunun, iklimle ilgili halkla ilişkiler ve pazarlamaya ayrılan toplam kaynakların muhafazakar bir tahmini olarak görülmesi gerektiğine, çünkü halkla ilişkiler, pazarlama ve reklam için herhangi bir dış ajansın kullanımını içermediğine” dikkat çekiyorlar. Yine de dikkat çekici bir şekilde, sözde iklim dostu bir değişimi hızlandırırken, petrol şirketi yatırımları fosil yakıtlar alanında sıkı bir şekilde kaldı. InfluenceMap’e göre , şirketlerin tahmini 2022 sermaye harcamalarının ortalama olarak sadeceyüzde %12’sinin “düşük karbon” faaliyetlerine yöneleceği tahmin ediliyor. InfluenceMap program yöneticisi Faye Holder verdiği demeçte, iletişim harcamaları “kendilerini halka iklim yanlısı olarak göstermek için sistematik bir kampanyanın” bir parçası diyor.

Yazılım hizmetleri ihracatında Hindistan yükseliyor

0
Hindistan Rezerv Bankası (RBI) tarafından yayınlanan bir verilere göre, Hindistan’ın yazılım hizmetleri ihracatının yüzde 17,2 artarak 156.7 milyar dolara yükseldiği tahmin ediliyor. Hindistan BT hizmetleri şirketlerinin yazılım hizmetleri ihracatında site dışı moddaki payının, beş yıl önceki yüzde 82,8’e kıyasla 2021-22 mali yılında yüzde 88,8’e yükseldiği belirtildi. Bilgisayar hizmetleri, toplam yazılım hizmetleri ihracatının üçte ikisinden fazlasını oluşturmaya devam etti. Rapora göre, BPO hizmetleri, BT destekli hizmetlerin ihracatının yaklaşık yüzde 84’ünü oluşturuyor. Özel limited şirketler, toplam yazılım hizmetleri ihracatının yüzde 60’ını oluştururken, kamu limited şirketlerinin ihracatı yıl içinde geriledi. Rapora göre, yazılım ihracatında en çok yüzde 55,5 pay ile ABD ve Kanada yer alırken, onu neredeyse yarısı Birleşik Krallık’a atfedilen Avrupa takip ediyor. Hizmet sağlama biçimleri açısından, Mod-1’in (sınır ötesi tedarik veya offshore) Hindistan’ın yazılım hizmetleri ihracatındaki payı 2021-22’de yüzde  80,9’a yükseldi. Öte yandan, diğer üç teslimat şeklinin (yurtdışında tüketim, ticari mevcudiyet ve gerçek kişilerin mevcudiyeti) payının düştüğü belirtildi.

IoT yamaları tehlikenin büyümesine neden oluyor

0
Şu anda dünya genelinde kurulu 29 milyardan fazla bağlı IoT cihazı, sensör ve aktüatör var. Bu IoT özellikli cihazların yarısından fazlasının düşük veya yüksek güvenlik risklerine ve saldırılara karşı potansiyel olarak savunmasız olduğu tahmin edilmektedir. Saldırganlar genellikle bir cihaza girmek için yaygın güvenlik açıklarından ve açıklardan (CVE’ler) yararlanır ve ardından saldırı hedeflerini gerçekleştirirken bu dayanağı başka saldırılar başlatmak için kullanır. The Unit 42 “2022 Olay Müdahale Raporu” yazılım açıklarından yararlanmanın bilgisayar korsanları tarafından en sık kullanılan ikinci saldırı yöntemi olduğunu tespit etti. Aslında, analiz ettikleri olayların yüzde 31’i, bir saldırganın bir yazılım güvenlik açığından yararlanarak kurumsal ortama erişim kazanmasının sonucuydu. Bu saldırıların önemli ve geniş kapsamlı sonuçları olabilir. Tahminlere göre siber suçların küresel ekonomiye maliyeti yaklaşık 1 trilyon dolar seviyelerinde. 2021 Saldırı Yüzeyi Yönetimi Tehdit Raporu, saldırganların genellikle bir CVE’nin duyurulmasından sonraki 15 dakika içinde güvenlik açıklarını taramaya başladığını ortaya koydu. Güvenlik açıkları yeterince önemli olduğunda, saldırganlar tarafından yapılan taramanın, güvenlik açığının duyurulmasıyla pratik olarak çakıştığını görmek olağandışı bir durum değildir. Bu, üreticilere bir yama yayınlamak için fazla (herhangi bir) zaman vermez ve müşterilerin çevrelerini korumak için bu yamayı dağıtmaları için daha da az zaman verir. Güvenlik açığı, iletişim, şifreleme, kimlik doğrulama, OTA güncellemeleri ve diğer temel işlevler için güvendikleri üçüncü taraf yazılım kitaplıklarından herhangi birindeyse, cihaz geliştiricilerinin eli genellikle bağlıdır. Bu üçüncü taraf kaynak kodunun görünürlüğü olmadan (genellikle ikili biçimde teslim edilir), geliştiricilerin genel cihazı korumak için nasıl uygulanabilir bir yama oluşturulacağını anlamalarının hiçbir yolu yoktur.

İşverenler dijital becerilere ağırlık veriyor

0
Daha fazla insan kariyerine yeni bir yön vermeye çalışırken, işverenlerin aradığı geniş bir beceri kategorisi var: dijital beceriler. Remote , yeni bir iş arayanlar için hangi dijital becerilerin en anlamlı olduğu sonucuna varmak için dijital sektörlerdeki 500’den fazla işveren ve çalışanla anket yaptı. Bu ankette, katılımcıların yüzde 28’i, sosyal medya becerilerini, kullanılması gereken en önemli şey olarak belirtti. İşverenler, özellikle Instagram, LinkedIn, TikTok ve Facebook gibi platformlarda, şirketlerinin sosyal medyadaki varlığını yönetecek kişiler arıyor. Sosyal medya kampanyalarında deneyimli çalışanlar, hedef kitlelerini genişletmek ve daha genç tüketicilere ulaşmak isteyen şirketlere yardımcı oluyor. Ankete katılanların yüzde 27’si bunu sahip olunması gereken temel bir beceri olarak belirtirken, sosyal medyanın en hızlısı dijital pazarlama durumunda. Dijital pazarlama becerilerine sahip kişiler, e-posta pazarlaması ve veri analizi konusunda sağlam bir kavrayışa sahip ve bu faktörlerin şirketi nasıl ileriye taşıdığını anlıyor. Ankete yanıt veren işverenlerin yüzde 21’i aktif olarak dijital proje yönetimi gibi roller üstlenebilecek potansiyel çalışanlar arıyor. Katılımcıların yüzde 21’i bu becerilere sahip çalışanlar aradığından, dijital iş becerileri de işverenler için çok önemlidir.

Sunucular için tedarik zinciri normale döndü

Kişisel bilgisayarlar için tedarik zinciri, 30 aylık kesintinin ardından normale döndü. Büyük kurumsal alıcılardaki tedarik ekiplerinin başkanlarını endişelendirecek başka bir şey yok. Daha doğrusu bu, sipariş üzerine masaüstü ve dizüstü bilgisayarlar üreterek ve bunları doğrudan müşterilere satarak hızla büyüyen lojistik uzmanı Dell’in görüşüdür. Mali İşler Direktörü Tom Sweet yaptığı açıklamada: “Bu zincirde her zaman bazı sorunlar olacak, ancak genel olarak bizim bakış açımıza göre, daha çok tarihsel norm gibi işliyor” dedi. Tüketicilerin bilgisayarlara olan talebinin düşmesine ve bazı bileşenlerin bulunabilirliği güçlendikçe ortalama satış fiyatlarının güneye doğru kaymasına yardımcı oldu. Dell, bu düşen maliyetlerden faydalanmadan önce stokları azaltmaya çalıştığını söyledi. Susquehanna International’a göre , bugün erken saatlerde açıklandığı gibi , güç yönetimi, mikrodenetleyiciler ve optoelektronik cihazlar nispeten kıt kalsa da çip kurşun teslim süreleri Ağustos ayında biraz düştü. Dell’in ticari PC istemcisi işi güçlü bir şekilde devam ediyor ve onu barındıran bölümü yönetiyor. Rakip HP’ye gelince, perakendeciler aracılığıyla satılan daha fazla sayıda sevkiyatı var ve 2022 mali yılının Haziran ayında sona eren üçüncü çeyreğinde sıkıntıyı hissetti.