Rapid Security Response nedir?

Rapid Security Response Apple cihazlar için güvenlik konusunda büyük bir öneme sahip. Peki nasıl kullanabilirsiniz?

Apple’a göre Rapid Security Response, sistem güvenlik açıklarını yamalayan veya Webkit çerçevesi gibi daha küçük yazılım segmentlerini iyileştiren düzeltmeler içeren isteğe bağlı bir değişiklik. Apple, cihazınızı güvende tutmanıza yardımcı olmak için iPhone, hatta iPad ve Mac için Rapid Security Response’u kullanıma sunuyor.

Güncellemeler, sayı yerine harfle gösteriliyor ve nokta güncellemesini bekleme ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Ayrıca, daha hızlı otomatik kurulumları destekliyor. Deneyimlerimize göre, iOS 16.4.1 (a) tarafından sağlanan güvenlik yamasını oluşturmak için cihazın hızlı bir şekilde yeniden başlatılması yeterli.

En son Rapid Security Response’a sahip olup olmadığınızı nasıl kontrol edebilirsiniz?

Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu güncellemeleri yüklemek hızlı ve aynı şekilde basit. Apple, varsayılan olarak bu güncellemeler için otomatik indirme ve yüklemelere bile izin veriyor. Ancak bunu etkinleştirdiğinizden ve en son güvenlik yanıtının kurulu olup olmadığından emin olmak için aşağıda listelenen adımları izleyin. Ayarlar uygulamasına gidin ve aşağıdaki adımları izleyin:

  • Genel üzerine dokunun
  • Yazılım Güncelleme öğesine dokunarak bunu takip edin
  • Şimdi Otomatik Güncellemeler üzerine dokunun
  • Bir sonraki ekranda, Güvenlik Yanıtı ve Sistem Dosyalarının etkinleştirildiğinden emin olun

En son Hızlı Güvenlik Yanıtını yükleyip yüklemediğinizi kontrol etmek için aşağıdaki adımları izleyin:

  • Ayarlar uygulamasını açın ve Genel üzerine dokunun
  • Ardından Hakkında’ya dokunun ve iOS Sürümü’nü seçin

Sipay’in Ar-Ge Merkezi kapılarını açtı

0

FinTech sektörünün lider şirketlerinden Sipay, henüz beşinci yılını tamamlamadan Ar-Ge Merkezi’ni faaliyete geçirdi. 45 kişilik Ar-Ge ekibiyle inovatif çözümler geliştirmeye odaklanan ve 3 patent başvurusuna ek olarak uluslararası 3 bilimsel yayını bulunan Sipay, önümüzdeki dönemde global çözümler geliştirmeyi hedefliyor.

Finansal teknoloji sektörüne 2018 yılının son aylarında “ödeme sistemleri alanına yenilikçi ve dinamik çözümler sunma” mottosuyla giriş yapan Sipay, Ar-Ge Merkezi’nin kapılarını açtı. 45 kişilik Ar-Ge ekibiyle finans alanında yenilikçi teknolojiler geliştiren Sipay, küresel ölçekte çözümler geliştirip, yurt dışında da sektörde öncü ve lider markalar arasında yer almayı hedefliyor.

Her yıl en az 1 patent başvurusu hedefliyor

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Sipay CEO’su Semih Muşabak, “Sipay olarak mevcut teknolojileri kullanmanın rekabetçi avantaj sağlamak için tek başına yeterli olmadığının her daim bilincindeyiz. Kurulduğumuz günden itibaren inovasyon ve teknoloji odaklı olduk. Projelerimiz makine öğrenmesi, yapay zekâ, veri analizi gibi teknolojiler kullanılarak geliştiriliyor. Firmamız geldiğimiz noktada dijital cüzdan alt yapısı, kartlı ve kartsız ödeme, banka havalesi ve diğer alternatif ödemelerin tamamını tek bir çatı altında birleştiriyor. Bu sayede 2022 yılında yüzde 730 üzerinde büyüdük. Projelerimizde sadece hazır teknolojiler kullanılmıyoruz, literatüre katkı sağlayacak teknoloji geliştirme
çalışmaları da yapıyoruz. Geliştirdiğimiz teknolojilerden ve projelerden elde ettiğimiz 3 patent başvurumuz ve uluslararası 3 bilimsel yayınımız bulunuyor. Ar-Ge Merkezi’ni devreye almamızla birlikte hedefimiz her Ar-Ge projemizden en az bir bilimsel yayın oluşturmak ve her yıl en az bir patent başvurusu yapmak” dedi. İngiltere, Dubai ve Azerbaycan’da hizmet vermeye hazırlanıyor Sipay’in vizyonunu finansal teknolojiler alanında global pazarda söz sahibi olan bir firma olmak şeklinde belirlediğine dikkat çeken Muşabak, sözlerine şöyle devam etti:
“Önceliğimiz orta ve uzun vadede global bir marka olup ülkemizi finansal teknolojiler alanında yurt dışında temsil etmek ve bulunduğumuz coğrafyaya değer kazandırmak. Dünya genelinde bir yeniliği Türkiye pazarına sunmaktan öte globaldeki ihtiyaçları bulup, teknolojimizi yurt dışına ihraç edebilecek düzeye getirmeyi hedefliyoruz. Globalde üst sıralarda yer alan bir marka olma vizyonumuzu desteklemek amacıyla yakın zamanda İngiltere, Dubai ve Azerbaycan lokasyonlarında hizmet vermeye başlayacağız. Hizmet verdiğimiz ülke sayısını artırmak için de çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor.”

Üniversite ve sanayi kuruluşu iş birliğini genişletiyor

Sipay Ar-Ge ve Proje Müdürü Zeynep Sandıkcı ise Ar-Ge faaliyetleri kapsamında stratejik olarak üniversiteler ile iş birliği içerisinde çalıştıklarına vurgu yaparak, “Bu bağlamda Beykent ve Marmara Üniversiteleri ile iş birlikleri geliştirdik. Önümüzdeki dönemde üniversite iş birliklerini daha da genişletmeyi planlıyoruz. Aynı zamanda Sipay olarak birçok sanayi kuruluşu ile Ar-Ge odaklı iş birlikleri yapıyor ve ortak projeler geliştiriyoruz” şeklinde konuştu.

Aldığı ödüllerle sektörde adından söz ettiriyor

Sipay ödeme sistemleri alanındaki teknoloji odaklı yaklaşımıyla bugüne kadar pek çok ödüle layık görüldü. Deloitte Technology Fast 50 2021’de Türkiye’nin en hızlı büyüyen 50 şirketi listesinde yer alan Sipay, PSM Awards 2020 töreninde “Yılın Start-Up’ı”, 2022 yılında ise “En İnovatif Ürün” ve “En İyi Altyapı” ödüllerini aldı. Rise of Brands’te ise “Yılın Yükselen Fintech Markası” seçildi.

Ateşe dayanıklı taşınabilir şarj kaynağı

0

Despec AŞ, Dexim XSquare’in aleve dayanıklı malzemeden üretilen, Type-C ve Micro USB girişlere sahip olan, yüksek gerilim ve aşırı şarj korumalı taşınabilir şarj kaynağını Türkiye’deki kullanıcılarla buluşturuyor.
 
Pek çok teknoloji lideri markanın distribütörlüğünü gerçekleştiren Despec AŞ, Dexim XSquare’in 50.000 mAh kapasiteli taşınabilir şarj kaynağını Türkiye’ye getiriyor. Cihazın şarj durumunu gösteren LED ekranın yanı sıra Type-C ve Micro USB girişlerini de Intelligent teknolojisi ile destekliyor. Böylelikle cihazın sağlıklı şarjı için gereken akım otomatik tespit edilebiliyor.
 
Aleve dayanıklı malzemeden üretilen ürün, aşırı ısınma ve kısa devre korumasıyla güvenli bir kullanım sağlıyor. Aynı zamanda aşırı şarj ve hızlı şarj korumasıyla gereksiz enerji tüketiminin önüne geçerek bağlı cihazların bataryasına zarar verebilecek fazla enerjinin verilmesini engelliyor.
 
Despec AŞ Genel Müdürü Emrah Küçükgirgin, yeni işbirliğiyle ilgili şunları söyledi: “Bugün teknoloji hepimiz için günlük hayatın her alanında vazgeçilmezimiz. Dünyayla bağlantıda kalmak ve işlerimizi aksamadan devam ettirebilmek için laptop, tablet ve telefonlarımız başta olmak üzere akıllı cihazlarımızın güvenliği ve sağlığı bu nedenle hepimiz için çok önemli. Dexim XSquare markasının yeni taşınabilir şarj kaynağı, hem kendi içinde hem de kendisine bağlı cihazlarda oluşabilecek sorunları engelleyen özellikleriyle kullanıcılara gönül rahatlığıyla kullanım imkanı sunuyor. Ayrıca LED ekranındaki göstergeyle bünyesinde kalan şarjı tam olarak gösterebilmesi de kullanıcılar açısından büyük avantaj oluyor. Despec olarak Türkiye’de teknoloji meraklılarının ilgi duyacağı en yeni ürünleri portföyümüze eklemeye devam edeceğiz.”

Türk Telekom’dan ilk çeyrekte 3,3 milyar TL’lik yatırım

0

Türk Telekom, 2023’ün ilk çeyreğinde konsolide gelirlerini yıllık yüzde 61’lik artışla 15,3 milyar TL’ye yükseltti. Şirket, yılın ilk çeyreğinde deprem bölgesi dahil olmak üzere toplam 3,3 milyar TL’lik yatırım harcaması gerçekleştirdi. 

2023’ün ilk çeyreğinde istikrarlı büyümesini sürdüren Türk Telekom, gelirini 15,3 milyar TL’ye yükseltti

İlk çeyrekte de yatırımlarını aralıksız sürdürdüklerini belirten Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, “Bu ölçekte bir afet, doğru ve dikkatli şekilde bir yönetim gerektiriyor. Biz de bilgi teknolojileri ve iletişimi alanındaki liderliğimizin yanı sıra müşteri deneyimindeki üstün birikimimiz ile hızlı ve hedefe yönelik çözümler ürettik.

Depremin hemen ardından iletişimin kesintisiz sürdürülmesi ve depremden etkilenen bölgenin yeniden kalkınması için pek çok önemli adım attık. Bu adımlardaki önceliklerimizden biri de istihdam oldu. Bu kapsamda; depremin etkilediği 11 ilde istihdam seferberliği başlattık” dedi. 

Türk Telekom, 2023 birinci çeyrek finansal ve operasyonel sonuçlarını açıkladı. Şirketin konsolide gelirleri yıllık bazda yüzde 61 artarak 15,3 milyar TL’ye ulaştı. FAVÖK’ü (Faiz, amortisman ve vergi öncesi kâr), yüzde 31,3 FAVÖK marjı ile 4,8 milyar TL olan Türk Telekom’un ilk çeyrekteki net kârı ise 645 milyon TL oldu. 

Yılın ilk çeyreğinde toplam abone sayısı 52,5 milyon olan Türk Telekom’un, mobil abone sayısının 25,6 milyon, sabit genişbant abone sayısının 14,8 milyon olduğu ve fiber hane kapsamasının ise 2023’ün ilk çeyreği sonunda 31,6 milyon haneyi bulduğu belirtildi.

Yılın ilk çeyreğinde 3,3 milyar TL yatırım gerçekleştiren şirket, aynı dönemde konsolide gelirlerini yıllık yüzde 61’lik artışla 15,3 milyar TL’ye yükseltti. Türk Telekom, yıl sonu beklentilerini, konsolide gelirlerinde yıllık artış yaklaşık yüzde 52-55 aralığı, FAVÖK’ü yaklaşık 23-25 milyar TL aralığı, yatırım harcamalarını ise yaklaşık 17-19 milyar TL aralığı olarak korudu. 

Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, Şubat ayında Türkiye’de yaşanan ve tarihimizde görülmemiş bir afet olarak adlandırılan depremleri hatırlatarak, “Bu süreçte; depremin etkilediği illerde iletişimin sürekliliğini sağlarken, aynı zamanda çalışanlarımız da dahil olmak üzere depremden etkilenen vatandaşlarımız için bir dizi faaliyete odaklandık. 6 Şubat’taki afetlerin derin üzüntüsünü hâlâ yaşıyoruz. Biz de Türk Telekom olarak, bölgedeki yatırımlarımızı ve hizmetlerimizi aralıksız sürdürüyoruz. Şirket olarak, milletimizin ortaya koyduğu gayret ve çaba ile hep beraber, aynı hassasiyetle hareket ediyoruz” dedi. 

“İstihdam projemizle yeni işe alımlarımızda önceliği depremden etkilenen vatandaşlarımıza verdik”

Türkiye’nin 11 ilini etkileyen afetin, iletişimin sürekliliğini sağlamaktan bölge halkına destek olmaya, müşteri faaliyetlerinin hassas şekilde yürütülmesine kadar pek çok konunun yönetilmesini gerektirdiğinin altını çizen Ümit Önal, şu ifadeleri kullandı:

Kaynakların doğru kullanımı ve lojistik unsurların verimli koordinasyonunun yanı sıra müşteri deneyimindeki üstün birikimimiz, son derece zorlu koşulların hâkim olduğu bir ortamda hızlı ve hedefe yönelik çözümler üretmemizi sağladı. Bu noktada; deprem sonrası, özellikle bölgede depremden etkilenen vatandaşlarımız için istihdam projesi gibi pek çok önemli adım attık. Bu adımlardan biri kuşkusuz başlattığımız istihdam projesi oldu. 

Bu süreçte, yeni işe alımlarımızda önceliği depremden etkilenen vatandaşlarımıza verdik. Mühendislerden teknikerlere, finans uzmanlarından stajyer kadromuza kadar her kademe ve pozisyondaki iş başvurularında önceliğimiz depremin etkilerini bir nebze olsa da azaltmaya çalışmak oldu. Bunun yanı sıra, depremden etkilenen illerimizde kurulan çadır kentler ve konteyner kentlerde fiber altyapımız üzerinden WiFi hizmeti sunuyoruz. 

Bu hizmetimiz ile oradaki vatandaşlarımızın eğitimden sağlığa kadar pek çok ihtiyacını da karşılamış olduk. Ayrıca, bölgeye teknolojik deneyim ve uygulama alanlarıyla donatılmış tırımızı ulaştırdık. Türk Telekom Tırı’nda özellikle bölgedeki çocuklarımızın sosyal ve dijital becerilerini geliştirmek, aynı zamanda onlara moral ve motivasyon sağlamak için çeşitli etkinlikler düzenledik. 

Atölye çalışmalarından, çocuk ve gençler için oyun faaliyetlerine, teknolojik uygulamalardan, film ve maç gösterimlerine kadar pek çok alanda etkinliklerin olduğu tır programımız ve bunun gibi pek çok faaliyetimiz, şirketimizin insan odaklı yaklaşımının en somut örneği olarak deprem bölgesinde kendini gösterdi.

Acil ihtiyaçları beraberinde getiren deprem sürecinin, müşteri davranışlarını da yeniden belirlediğine vurgu yapan Ümit Önal, “İlk çeyrek performansımız, beklenmedik durumların gerçekleştiği bu dönemde finansal öngörümüze paralel olarak yansıdı. Gelir artışında yıla olumlu bir yükseliş ivmesi ile başlamış olmamız müşterilerimizin ürün ve hizmetlerimize olan artan ihtiyacını ve bağlılığını gösteriyor” ifadelerini kullandı. 

“Fiber ağ uzunluğumuz 410 bin kilometreye ulaştı”

Birinci çeyrek itibarıyla fiber ağ uzunluğunun 410 bin kilometreye ulaştığını belirten Önal şöyle konuştu: 

Türkiye’nin dijital dönüşümünün lideri Türk Telekom olarak, son derece yüksek bir motivasyon ve özveri ile bu alandaki yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Altyapıdaki fiber yatırımlarımız sayesinde ülkemizi Türkiye Yüzyılı’nda dijitalleşme noktasında bir adım daha ileriye taşıdık. 

FTTC (Saha Dolabına Kadar Fiber) abone sayımız 8,2 milyona ulaşırken, FTTH/B (Eve / Binaya Kadar Fiber) abone sayımız ise 3,6 milyona yükseldi. Sabit genişbant tabanında fiber abone payımız, bir önceki yıla kıyasla yüzde 71,2’den yüzde 79,8’e yükseldi. Fiber ağ uzunluğumuz 2023 birinci çeyrek itibarıyla 410 bin kilometreye yükseldi. Fiber ağımız 2022 birinci çeyrekteki 30,6 milyona kıyasla bu yılın ilk çeyreğinde 31,6 milyon haneyi kapsıyor.

Türk Telekom enerji verimliliğine odaklandı, GES projelerini hızlandırdı 

Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmaları ve stratejik yatırım planları doğrultusunda karbon ayak izini azaltmak, iklim riski yönetimine katkıda bulunmak ve finansal değer yaratmak amacıyla Güneş Enerjisi Santrali (GES) kurulum çalışmalarını hızlandıracaklarını söyleyen CEO Ümit Önal şöyle konuştu: 

Yaptığımız başvuru sonucunda Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) tarafından ilgili mevzuat çerçevesinde Şirketimize 317,8 MWe kurulu güç kapasite tahsisi ilan edilmiştir. Bu kapasite mevcut toplam elektrik tüketimimizin yaklaşık yüzde 50’sine tekabül ediyor. Bunun yanı sıra yapmış olduğumuz diğer kapasite başvurularına ilişkin değerlendirme süreçleri de devam ediyor. 

Bu gelişme, Türk Telekom’un çevreye duyarlılığını, enerji verimliliğini ve yenilenebilir enerji kullanımını artırma potansiyelini güçlendiren bir dönüm noktası teşkil ediyor. Önümüzdeki dönemde hayata geçireceğimiz girişimler ile sürdürülebilirlik hedeflerimizi gerçekleştirme yönünde önemli ilerleme kaydedeceğimize inanıyoruz.

Doğrulanmış hesaplar kötü amaçlı yazılım yayıyor

Yapılan yeni bir tespite göre, Facebook’ta doğrulanmış hesaplar kötü amaçlı yazılım yayıyor. Bazı hesaplar Meta ve Google’ı taklit ediyor.

Hacker’ların popüler, doğrulanmış Facebook sayfalarına girip sosyal medya devi üzerinden kötü amaçlı yazılım dağıtan reklam yayınlamak için bunları kullandıkları tespit edildi.

Sosyal danışman Matt Navarra, kötü niyetli kampanyayı ilk olarak Twitter’dan duyurdu. Navarra, kampanyanın arkasında kim varsa, önce popüler Facebook sayfalarını hedef aldığını kaydetti. Erişim elde etmeleri durumunda, sayfanın adını Meta veya Google’ın bir varyantı olarak değiştiriyorlar. Facebook’ta doğrulanmış hesaplar kötü amaçlı yazılım yayarak kullanıcıları tehlikeye atıyor.

Hesaplar Meta veya Google gibi görünüyor

Ardından, sosyal medya ağında sayfa yöneticilerini ve reklam profesyonellerini hedef alacakları bir reklam satın alıyorlar. Reklamda: “Yaklaşan kullanıcılar için güvenlik sorunları nedeniyle, artık tarayıcıda reklam hesaplarını yönetemezsiniz ” yazıyor. Reklam, açıkça hileli bir indirme bağlantısını paylaşmadan önce “Daha profesyonel ve güvenli bir araca geçin” diyerek sona eriyor.

Navarra, bu kampanyayla ilgili, hesapların nasıl ihlal edildiği, Facebook’un tehdit aktörlerine sayfanın adını Meta ile ilgili gibi görünen bir şeyle değiştirmelerine ve mavi onay işaretini korumalarına nasıl izin verdiği ve gerçekten satın alıp çalıştırmayı nasıl başardıkları da dahil olmak üzere birden fazla sorun olduğunu söylüyor.

TechCrunch, Facebook’un o zamandan beri etkilenen tüm hesapları devre dışı bıraktığını ve kötü niyetli kampanyaları kapattığını bildirdi. Ayrıca, Facebook sayfalarının artık sayfanın geçmişte adını değiştirip değiştirmediğini ve neyden değiştirdiğini gösterdiğini, bunun şeffaflığı desteklemek için hoş bir ek olduğunu söyledi. Meta sözcüsü, “Dolandırıcılık ve bilgisayar korsanlığını tespit etmek ve önlemek için önemli kaynaklara yatırım yapıyoruz. Yaptığımız iyileştirmelerin birçoğunu görmek zor olsa da dolandırıcılar her zaman güvenlik önlemlerimizi aşmaya çalışıyor” dedi.

TEMSA’dan Adana’nın yeşil dönüşümüne destek

0

Adana’da tasarımını ve üretimini gerçekleştirdiği yerli araçlarıyla, Türkiye’deki belediyelerin en büyük destekçilerinden olan TEMSA, 6’sı elektrikli olmak üzere toplam 81 yeni aracı Adana Büyükşehir Belediyesi’ne teslim etti. 

Türk sanayisinin yurt dışındaki en önemli temsilcilerinden olan TEMSA, küresel pazarlardaki büyümesinin yanında yurt içinde de araç parkını genişletmeyi sürdürüyor. Türkiye’deki belediyelerin filo yaşının düşürülmesine ve yakıt tasarrufu yüksek araçlarla kamunun üzerindeki maliyet baskısının azaltılmasına destek olan TEMSA, Adana Büyükşehir Belediyesi ile birlikte son dönemde Türkiye’de gerçekleşen en büyük teslimatlardan birine imza attı. 

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, TEMSA CEO’su Tolga Kaan Doğancıoğlu ve TEMSA yöneticilerinin hazır bulunduğu tören kapsamında, Adana’da TEMSA tarafından tasarımı ve üretimi gerçekleştirilen 81 yerli araç Adana Büyükşehir Belediyesi’ne teslim edildi. Teslim edilen 45 Avenue LF Diesel, 10 Prestij SX, 10 MD9 LE Diesel, 10 LDSB ve elektrikli motora sahip 6 MD9 electriCITY, Adana’nın yeşil dönüşümüne destek olurken, söz konusu araçlarla birlikte Adana Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki toplu taşıma araçlarının yaş ortalaması 12’den 5’e düştü. Öte yandan, yeni teslimatla birlikte, Adana Büyükşehir Belediyesi filosunda yer alan TEMSA markalı araç sayısı da 323’e yükselmiş oldu. 

“Hoş Geldin Konfor” sloganıyla, Tüyap Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen teslimat töreninde konuşan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, “Borçlanmadan satın aldığımız 81 aracımızla, Adana’mızı modern otobüslerine kavuşturduk. Ulaşımda büyük kolaylık sağlayacak modern otobüslerimiz şehrimize ve vatandaşlarımıza hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.

TEMSA CEO’su Tolga Kaan Doğancıoğlu ise, TEMSA’nın Adana’da doğup büyüyen bir şirket olduğunun altını çizerken, “Tabii ki tüm şehirlerimiz, tüm belediyelerimiz bizler için çok önemli. Ama kendi evimizde, Adana’mızda böylesine bir teslimat töreninin içerisinde yer almak bizler için farklı bir anlama sahip. Umuyorum ki bugün teslim ettiğimiz araçlarımız, çevre dostu tasarımları ve mühendislik özellikleriyle Adana’nın yeşil dönüşümüne önemli katkılar sunacak. Bu kapsamda, ortaya koydukları bu güçlü vizyon için Adana Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeydan Karalar başta olmak üzere tüm ilgili belediye yönetimimize teşekkür ediyoruz” dedi.

Yeşil dönüşümün Türkiye’ye yayılmasında sorumluluk almaya hazırız

TEMSA’nın 55 yıldır Türkiye’de sektöre öncülük ettiğini vurgulayan Tolga Kaan Doğancıoğlu, “Şimdi de bu öncü rolümüzü teknoloji ve sürdürülebilirlik alanlarında ortaya koymaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Dünyada yeni nesil toplu taşımanın merkezinde yer alan elektrifikasyon konusunda sadece ülkemizde değil uluslararası ölçekte ilkleri hayata geçiriyoruz. Ülkemizin ilk yerli elektrikli otobüsünü ASELSAN ile birlikte geliştirirken, Avrupa’nın ilk elektrikli şehirlerarası otobüsünü de geçtiğimiz yıl içinde Hannover’de tanıttık. Bu ilklerin öncüsü olmaya devam ederken, Adana’daki fabrikamızı sadece bir üretim üssü değil aynı zamanda bir teknoloji üssü olarak konumlandırmaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz dönemde ülkemizde başlattığımız ve her geçen gün güçlendirdiğimiz elektrikli araç seferberliğini daha da ileri noktalara taşımakta kararlıyız. Bugün Adana Büyükşehir Belediyesi’ne teslim ettiğimiz 81 aracımız içerisinde 6 adet de elektrikli aracımız mevcut. Umarım yakın gelecekte bu araçlarımızın sayılarını artıracağız. Bugün Adana Büyükşehir Belediyemizin gösterdiği bu yaklaşımın diğer belediyelerimize de örnek teşkil etmesini umuyoruz. Biz TEMSA olarak Adana’nın yeşil dönüşümünün Türkiye’de yayılması konusunda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırız” ifadelerini kullandı. 

TEMSA Satış Genel Müdür Yardımcısı Hakan Koralp ise, Adana Büyükşehir Belediyesi’nin kullanımına sundukları 5 farklı modelleriyle, şehrin güvenli ve konforlu ulaşımına destek olmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade ederken, “Yüksek kalite, teknolojik donanım, düşük yakıt tüketimi gibi pek çok konuda kendimizi sürekli daha iyi olmaya zorlarken, TEMSA’yı konforlu ve güvenli toplu taşımanın simgesi haline getirmeye gayret ediyoruz. Tüm bu araçlarımızın düşük yakıt tüketimi ve çevreci motorlarıyla Adana’nın havasına, doğasına büyük katkılar sunacağına inanıyoruz. Adana halkı da bu araçlarımız sayesinde artık çok daha güvenli, çok daha konforlu bir seyahat deneyimi yaşayacaklar” şeklinde konuştu.

Twitter güvenlik olayı hakkında açıklama yaptı

Twitter güvenlik olayı hakkında açıklama yaparak sorunu kabul etti. Sorunun hemen düzeltildiği bildirildi.

Olay, sosyal medya platformunun, Meta’nın Instagram’ın Yakın Arkadaşlar ayarına benzer şekilde, kullanıcıların özel bir arkadaş listesiyle tweet paylaşmasına olanak tanıyan Çevreler özelliğiyle ilgili.

Twitter, etkilenen kullanıcılara gönderdiği bir e-postada, olayın bu yılın başlarında meydana gelen bir “güvenlik olayı” olduğunu doğruladı ve çevrelerinin dışındaki kullanıcıların, belirli bir kitleyle sınırlandırılması gereken tweet’leri görüntülemesine izin verdi.

E-postada: “Sorun güvenlik ekibimiz tarafından tespit edildi ve bu tweet’lerin Çevrenizin dışında artık görünmemesi için hemen düzeltildi” ifadesi yer aldı.

The Guardian’a göre , özel listede olmayan hesaplar tarafından görüntülenen ve beğenilen Circles tweet’lerine yetkisiz erişimle ilgili birkaç hafta boyunca kullanıcı raporlarına rağmen, Twitter’ın bu raporları kabul etmediğini belirtmek yerinde olacak.

Twitter‘ın büyük ölçüde personelden arındırılmış basın ofisi,  yorum taleplerine kaka emojisiyle yanıt verdi.

Musk’ın Twitter stratejisinden notlar

Ekim 2022’de Musk, Twitter’ı 44 milyar dolar karşılığında satın aldı. O zamanlar şirketin yaklaşık 7.500 çalışanı vardı. Ancak  Musk, günlük 4 milyon doların üzerinde bir kayıp olduğunu öne sürerek küresel olarak işgücünün yaklaşık yüzde 50’sini işten çıkarmaya karar verdi.

Buna ek olarak, teknoloji milyarderi, geri kalan çalışanlara Twitter 2.0’a aşırı bağlılık talep eden bir ültimatom verdi. Sonuç olarak, birkaç yüz  çalışan  yüksek yoğunlukta uzun saatler çalışmak yerine  şirketten ayrılmayı tercih etti. Son işten çıkarmalarla birlikte bu gelişmeler,  Twitter’ın toplam çalışan sayısının 2.000’in altına düşmesine yol açtı.

Daha önce, platformdaki çok sayıda kesintinin, şirketin tehlikeli bir şekilde yetersiz personel çalıştırmasının doğrudan bir sonucu olabileceği bildirilmişti.

Çin, ABD’yi Hack İmparatorluğu olarak isimlendirdi

Çin, ABD’yi Hack İmparatorluğu olarak isimlendirerek yeni bir akım başlattı. Çinli bilgisayar korsanları, yerini Hack İmparatorluğu’na bıraktı.

“Çinli bilgisayar korsanı” terimi popüler kültürde yaygın bir söz haline geldi. Ancak görünüşe göre Asya ulusunun ABD için benzer bir terimi var: “Hack İmparatorluğu”. İsim, CIA’yı Çin’e ve diğer ülkelere karşı siber saldırılar kullanmakla suçlayan yeni bir Çin raporunda geçiyor.

The Reg’e gör , Çin Ulusal Bilgisayar Virüsü Acil Müdahale Merkezi ve yerel siber güvenlik firması 360 Total Security tarafından yürütülen “Matrix” adlı soruşturma, “Empire of Hacking: ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı – Bölüm I” başlıklı bir raporda yayınlandı.

Empire of Hacking: ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı – Bölüm I

Rapor, Çin’deki bir dizi siber saldırıyı inceleyen müfettişlerin, CIA ile yakından ilişkili olduğu iddia edilen çok sayıda Truva atını, işlevsel eklentileri ve saldırı platformu örneklerini yakalayıp çıkardıklarını ve ABD kontrolü altındaki bir “bilgisayar korsanları imparatorluğunu” ortaya çıkardığını iddia ediyor.

Raporda, “Bu siber silahlar, katı, standartlaştırılmış ve profesyonel yazılım mühendisliği yönetiminden geçti. Bu, CIA tarafından siber saldırı silahları geliştirmede benzersiz bir şekilde takip edildi” ifadelerine yer verildi.

Ancak bulguların çoğu, kod adı Vault7 olan Wikileaks tarafından CIA hakkında 2017’de yapılan bir dizi sızıntıdan derlenen eski bilgilerden geliyor. Teşkilatın küresel gizli bilgisayar korsanlığı programının ayrıntılarını, kullandığı kötü amaçlı yazılımı ve Apple ve Android telefonlar, Windows ve akıllı TV’ler dahil olmak üzere çok çeşitli ABD ve Avrupa şirket ürünlerine yönelik düzinelerce sıfırıncı gün silahlandırılmış açıklarını içeriyor.

Raporda, “Artık küresel olarak neredeyse tüm internet ve IoT varlıklarını kapsıyorlar. Yabancı ağlar üzerinde kontrole ve önemli, hassas verilerin herhangi bir zamanda çalınmasına izin veriyorlar. Bu saldırıların hedefleri arasında kritik bilgi altyapısı, havacılık, araştırma kurumları, petrol ve petrokimya endüstrileri, büyük internet şirketleri ve çeşitli ülkelerdeki devlet kurumları yer alıyor. Bu saldırıların izleri 2011 yılına kadar uzanıyor ve bugüne kadar devam etti” denildi.

Rapor ayrıca, CIA’nın sosyalist rejimleri baltalamaya çalışma geçmişinden ve ABD’nin, ülkenin iktidardaki Komünist partisiyle aynı fikirde olmayanlar tarafından kullanılması nedeniyle Çin’in birçok kez karşı çıktığı TOR protokolünü geliştirmesinden de bahsediyor.

WhatsApp İngiltere’den çekilebilir

WhatsApp gizlilik endişesi nedeniyle İngiltere’den çekilme kararı alabilir. Yeni gizlilik yasası WhatsApp’ı zor durumda bırakacak.

Uçtan uca şifreleme üzerindeki ‘kasıtlı belirsizlik’, mesajlaşma uygulamasının geri çekilmesine neden olabilir.

Britanya’daki çevrimiçi yaşamın neredeyse her yönüne değinecek olan geniş bir mevzuat parçası olan çevrimiçi güvenlik yasası WhatsApp’ı zor durumda bırakabilir. Hazırlanması dört yılı aşkın bir süredir devam eden, sekiz dışişleri bakanı ve beş başbakanın önderliğindeki yasa tasarısı 250 sayfadan oluşuyor. Bu tasarı nedeniyle WhatsApp gizlilik endişesi duyuyor.

Tasarı kabul aşamasında

Tasarı Ofcom’a, sosyal ağların terörizm veya çocukların cinsel istismarı içeriğiyle mücadele etmek için teknolojiyi kullanmaları için gereklilikler koyma yetkisi veriyor ve buna uymayan hizmetler için küresel cironun yüzde 10’una kadar para cezaları veriyor. Şirketler, bildirime uymak için teknoloji geliştirmek veya kaynak sağlamak için “en iyi çabayı” göstermeli.

Ancak kullanıcı verilerini “uçtan uca şifreleme” (E2EE) ile güvence altına alan mesajlaşma uygulamaları için kullanıcılara verdikleri sözleri temelden bozmadan kullanıcı mesajlarını okumak teknolojik olarak imkansız.

Pazar liderleri WhatsApp ve Signal de dahil olmak üzere sağlayıcılardan oluşan bir koalisyon, açık bir mektupta “Tasarı şifreleme için açık bir koruma sağlamıyor ve yazıldığı gibi uygulanırsa, Ofcom’u proaktif taramaya zorlamaya çalışma yetkisi verebilir. Uçtan uca şifreli iletişim hizmetlerinde özel mesajlar, sonuç olarak uçtan uca şifrelemenin amacını geçersiz kılmakta ve tüm kullanıcıların mahremiyetini tehlikeye atmaktadır” dedi.

Pazarlama verimliliğini artırmanın yolları

Günümüzde tüm firmalar, pazarlama verimliliklerini artırmanın yollarını arıyor. Bu arayışa bir cevap vermek için mobil pazarlama analitik şirketi AdjustPulse çözümünü tanıttı. Bir takip ve uyarı çözümü olan Pulse, pazarlamacılara ihtiyaçları olan tüm içgörüleri sağlayarak mobil kampanyalarının performansını ne zaman optimize etmeleri gerektiğini bilmelerini sağlıyor. Pulse ayrıca pazarlamacıların son derece özelleştirilebilir uyarıları kolaylıkla oluşturmalarına ve gereksiz güncellemelerin yol açtığı karışıklığı azaltmalarına olanak vererek sadece en önemli işlere odaklanabilmelerini sağlıyor. 

Adjust Ortadoğu, Türkiye ve Afrika Satış Direktörü Başak ZERMAN şu açıklamada bulundu Mobil pazarlamacıların sürekli takip etmek zorunda olduğu çok fazla veri ve bildirim var.  Bu durum, aynı anda birden fazla kampanya yürüttüklerinde oldukça zor bir hal alıyor ve  önemli güncellemeleri kaçırmaları ihtimalini yükseltiyor. Yeni çözümümüz Pulse, en önemli işlere odaklanmak için özgürlük ve esneklik arayan müşterilerimizden gelen geribildirimler sonucu ortaya çıktı. Pulse, onlara daha az kaynakla daha yüksek verimlilik sağlamalarına olanak veren kullanımı kolay ve otomatize bir çözüm.” 

Pazarlamacıların sahip olduğu avantajlar ise şöyle;

  • Bütçeleri ve kampanya performansını daha etkili bir şekilde optimize etmek için kurulumlardan kullanıcı oranlarına ve reklam harcamalarına kadar en önemli metrikleri takip edin.
  • Sizin ve ekiplerinizin Slack veya e-posta yoluyla nasıl ve ne zaman bildirim alacağını özelleştirin.
  • Dahili önizlemeler ile uyarıları geçmiş verileri kullanarak baştan optimize edin.
  • Uyarıları birden fazla uygulama için hızlıca oluşturun ve daha bütünsel bir raporlama sağlayın.

Başak Zerman sözlerine şöyle devam etti ‘Pulse, Adjust’ın pazarlamacıların daha verimli, daha hızlı ve daha bağımsız çalışmalarına yardımcı olan sezgisel ve müşteri odaklı ürün grubunun en yeni üyesi ve tüm sektörlerin tam olarak aradığı bir çözüm. Doğru uyarıları hızlı ve verimli bir şekilde almak, bütçe ve kampanya optimizasyonu çalışmalarının  yönetimi için kritik bir öneme sahip.

Adjust, 2022’de Datascape‘in lansmanını yaptı ve uygulama pazarlamacılarının tüm veri kaynaklarından gelen veri raporlamalarını, görselleştirmelerini ve analiz araçlarını bir araya getiren gelişmiş analitik çözümler sundu. 2023 boyunca Adjust, pazarlamacıların uygulama büyümesini ölçümlemelerine, optimize etmelerine ve ölçeklendirmelerine yardımcı olacak yenilikçi çözümler sunmaya devam edecek.’

Pulse hakkında daha fazla bilgi almak ya da bir demo istemek için lütfen Adjust Pulse sayfasını ziyaret edin.

Schneider Electric’in Sürdürülebilirlik Etkisi Programı ve Sıfır Karbon Projesi İlk Çeyrek Sonuçları açıklandı

0

Enerji yönetimi ve otomasyonda dünya çapında uzman olan Schneider Electric, 2023 yılı ilk çeyrek dönem entegre raporu ile birlikte Schneider Sürdürülebilirlik Etkisi (SSI) programının güncel sonuçlarını açıkladı.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) iklim değişikliği konusunda küresel eylemsizliğin çarpıcı maliyetini özetleyen son sentez raporunu yayınlamasından bir ay sonra Schneider Electric’in paylaştığı güçlü sonuçlarla bu alanda aksiyon almanın önemini görünür kıldığını belirten Schneider Electric Strateji ve Sürdürülebilirlikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gwenaelle Avice-Huet, “IPCC raporu bize harekete geçmek için çok kısa bir zaman aralığı olduğunu hatırlatıyor. İyi haber şu ki, emisyonları azaltan çözümler halihazırda mevcut. Her gün, her hafta ve her üç aylık dönem önemli ve biz de bu konudaki çalışmalarımızı metodik, sistematik ve iş birliği içerisinde hızlandırmak için mümkün olan her şeyi yapıyoruz” dedi.

Schneider Electric’in SSI programı, şirketin 2025 için belirlenen Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim (ESG) hedeflerindeki ilerlemesini izliyor ve ölçüyor. Şirket, iç ve dış paydaşlarını sürdürülebilirlik konusunda aksiyon almaya teşvik etmek için bu sonuçları her üç ayda bir yayınlıyor.

2023 yılının ilk üç ayında, Schneider Electric önemli bir çevresel, sosyal ve ekonomik performans sergiledi. Bu dönemde şirketin SSI puanı 10 üzerinden 5,25 olarak gerçekleşti ve böylece, 10 üzerinden 6 olan tüm yıl hedefine ulaşmak için önemli bir gelişim göstermiş oldu. 

Şirketin SSI Etki Raporu’ndan öne çıkan gelişmelerin başında ise İklim ve Kaynaklar alanında karbon emisyonlarını koruyan veya önleyen çözümleri sayesinde müşterilerinin karbon ayak izlerini azaltmaları için sunduğu güçlü destek yer aldı. Schneider Electric 2023 ilk çeyrekte 18 milyon ton daha CO2 emisyonunun önüne geçerek toplamda 458 milyon ton ile 2025 hedefinin yarısından fazlasını gerçekleştirmiş oldu. Aynı zamanda şirketin sürdürülebilir paketleme hedefi doğrultusunda bugün paketlerinin %52’si tek kullanımlık olmayan, geri dönüştürülebilir malzemelerden üretiliyor. 

Şirket ayrıca, Bilim Temelli Hedefler Girişimi (SBTi) tarafından onaylanan yol haritası kapsamında, Schneider Electric’in değer zincirinde 2050 yılına kadar Net Sıfır hedefine ulaşma çabalarının parçası olan Sıfır Karbon Projesi’nde önemli bir ilerleme kaydetti. Schneider Electric, tüm değer zincirinde Net Sıfır olma taahhüdü veren ve SBTi tarafından onaylanan ilk şirketler arasında yer alıyor. 

Schneider Electric bu dönemde temiz ve güvenilir elektriğe erişim için sunduğu desteği de artırdı ve yılın ilk çeyreğinde ulaştığı toplam kişi sayısı 40 milyonu aştı. Enerji yönetimi konusunda ise toplamda yaklaşık 440.000 kişiye eğitim sundu.

Schneider Electric tüm bu çalışmalarıyla bir yandan küresel enerji talebi ile karbon emisyonlarını azaltma ihtiyacını dengelerken bir yandan da toplumları gelecekteki enerji ihtiyaçlarını sağlama ve enerjiye erişim açığını kapatmak için gerekli becerileri geliştirme konusunda güçlendirmeye devam ediyor. Şirketin bu çalışmaları uluslararası çapta bağımsız kurumlar tarafından da takdir ediliyor. Bu kapsamda son olarak Schneider Electric, küresel çapta şirketlerin sürdürülebilirlik çalışmalarını değerlendiren Corporate Knights tarafından oluşturulan Corporate Knights 2023 Global 100 Listesi’nde, kendi sektöründe 1., genel sıralamada ise 7. oldu. Şirket böylece, 2005 yılından bu yana gerçekleştirilen bu prestijli listede 12 yıldır üst üste yer alma başarısını gösterdi.

Siber bağışıklık kazanmak için ne yapmak gerekli?

0

Kazakistan’da bu yıl 8’incisini düzenlediği Siber Güvenlik META 2023 etkinliğinde Kaspersky’i ile buluştuk. Türkiye Genel müdürü İlkem Özar ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Etkinlikte, Orta Doğu, Türkiye ve Afrika (META) bölgesi ve dünya çapındaki dijital tehdit ortamındaki gelişmeleri, Yapay zeka, kurumsal verilerin Darknet üzerindeki etkisi, deepfakes’in taşıdığı riskler ve sektöre özgü kritik tehditler etkinlikte masaya yatırılan konular arasında yer aldı.

Kaspersky’nin ortaya koyduğu ve ödün verilmemesi gereken ve olası güvenlik açıklarının sayısını en aza indiren çözümler oluşturmanın bir yolunu açan “Siber Bağışıklık” yaklaşımı hakkında paylaşılan bilgiler de ilgi çeken konulardan biri oldu.

Siber tehdit ortamı gelişmeye devam ediyor. 2023 yılında riskleri artmaya devam edecek olan bulut güvenliği ihlalleri gibi dikkat edilmesi gereken birçok faktör bulunuyor. IoT cihazlarının güvenliği konusunda artan endişeler de bulunuyor. Saldırganlar, kullanıcıların kişisel verilerine ve ağlara erişmek için IoT cihazlarını hedef alacak. Yapay zeka destekli siber saldırılarda da artışlar olacak.

Saldırganlar, güvenlik açıklarını tanımlamak ve daha sofistike saldırılar başlatmak için makine öğrenme algoritmalarını ve diğer yapay zeka teknolojilerini kullanacak. Giderek daha yaygın hale gelen tedarik zinciri saldırıları ise 2023 yılında da artmaya devam edecek. Saldırganlar, müşterilerinin ağlarına ve verilerine erişmek için üçüncü taraf satıcıları ve tedarikçileri hedef alacak.

Kazakistan’da bu yıl 8’incisini düzenlediği Siber Güvenlik META 2023 etkinliğinde Kaspersky’i ile buluştuk. Türkiye Genel müdürü İlkem Özar ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Google’dan yapay zeka videoları hamlesi

Google’ın, web siteleri için “mavi bağlantı” işaretleyerek ve arama sorgusuyla alakalı kısa video ve sosyal medya içeriğine daha fazla eğileceğini, arama motorunu daha “görsel, atıştırılabilir, kişisel ve insani” hale getirmeye hazırlandığı bildirdi. The Wall Street Journal’a göre Google, tüm süreci daha konuşkan hale getirecek ve kullanıcıları tam olarak aradıkları içeriği bulabilmeleri için takip soruları sormaya yönlendireceğini ve yapay zeka üzerine inşa edilmiş yeni özellikler duyurmayı planlıyor.

Geleneksel web sitesi biçimlerinden uzaklaşan ve daha çok TikTok ve Instagram gibi uygulamalara yönelen genç internet kullanıcılarına yanıt olarak, kullanıcılara TikTok videoları ve diğer sosyal medya içerikleri gibi daha fazla görsel içerik sunuyor. Değişiklikler şu anda Magi adlı bir proje kapsamında geliştiriliyor. Açıklamaya göre şirketin Pixel Fold gibi yeni donanımları da ortaya koymasının beklendiği yaklaşan I/O geliştiricileri konferansında duyurulacak .

Rekabetin diğer ucunda Microsoft, AI’yı Edge tarayıcısına ve Bing arama motoruna itmeye devam ediyor. Yeniden tasarlanan deneyim, kullanıcılardan sıcak bir karşılama aldığını ve Microsoft’tan Bing için bekleme listesi sistemini kaldırmasını istedi, böylece teknolojisi tüm meraklılar için sorunsuz bir şekilde erişilebiliyor. 

Google, hızlı ve iyi olmak için çalışıyor

Geçen ay, The New York Times tarafından erişilen belgeler üzerine, Google’ın aramayı daha kişiselleştirilmiş bir deneyim sunacağı şekilde yeniden tanımlamaya çalıştığını belirtti. Şirket, AI’yı arama sistemine, kullanıcının arama modelinden ve tercihlerinden sürekli olarak öğreneceği ve ihtiyaçlarına en iyi şekilde uyacak şekilde geliştireceğini açıklıyor.

Temel özelliklerin çalışanlar arasında test edildiği söyleniyor ve halka açık test planlarının yıl sonuna doğru yapılacağı bildiriliyor. Google’ın yapay zeka destekli arama desteği iyi zamanlanmış ancak görünüşe göre biraz umutsuz. Microsoft, OpenAI’nin ChatGPT’nin arkasındaki doğal teknoloji olan GPT-4’ü Bing arama motoruna entegre edildiği ve bunu Office üretkenlik araçları paketine de yavaş yavaş entegre ediyor.

Google’ın ChatGPT’ye verdiği yanıt , Bard, şimdiye kadar mükemmel bir yolculuk geçirmediğini, yanlışlık ve yapay zeka halüsinasyonlar içeriyor. Bununla birlikte, şirketin formülü mükemmelleştiriyor ve bunu yaparken yarışı kaybetmek yerine ilerledikçe öğrenmek istediği anlaşılıyor. Önceki raporlar, Google’ın, OpenAI’nin ChatGPT’si ile aynı türde bir kesintiye yol açabilecek kendi halka açık yapay zeka ürünlerini geliştirmek için çılgınca bir telaş içinde olduğunu belgelemişti, ancak Magi’nin Google’ın açığı kapatmasına yardım edip edemeyeceğini yalnızca zaman gösterecek.

Logo Yazılım ve OYDER’den dijital dönüşüm iş birliği

0

OYDER üyesi kuruluşlar, Logo Yazılım’ın geniş çözüm portföyüne avantajlı fırsatlarla ulaşabilecek ve danışmanlık hizmetinden faydalanabilecek.

Logo Yazılım, otomotiv sektöründeki yetkili satıcıların iş süreçlerinde dijitalleşmelerine destek olmak için OYDER ile iş birliği gerçekleştiriyor. Bu kapsamda OYDER üyesi kuruluşlar, Logo Yazılım’ın geniş çözüm portföyüne avantajlı fırsatlarla ulaşıyor ve danışmanlık hizmetinden faydalanıyor.

Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü olan otomotivin önde gelen paydaşlarından OYDER üyeleri, Logo Yazılım’ın avantajlı çözümleriyle buluşuyor. OYDER ile yapılan iş birliği kapsamında Logo Yazılım, Otomotiv Gelişim Projesi’yle yetkili satıcıların dijital dönüşüm süreçlerine çözüm ve hizmetleriyle katkı sağlayacak.

Üyeler, Logo Yazılım’ın çözüm modülleriyle servis, yedek parça süreçleri, yeni araç ve kullanılmış araç yönetimi, genel muhasebe, finans, insan kaynakları ve bordro yönetimlerini tek platform üzerinden yüksek verimle yönetebilecek. Ayrıca yetkili satıcıların gelişim alanlarıyla ilgili webinar çalışmaları gerçekleştirilecek.

Logo Yazılım Türkiye Genel Müdürü Akın Sertcan, OYDER ile gerçekleştirilen stratejik iş birliğinden duydukları memnuniyeti ifade ederken, “Otomotiv, çevik yapısı ve teknolojiye hızla uyum sağlama yeteneğiyle, genel ekonomide olduğu gibi dijitalleşmede de öncü sektörler arasında yer alıyor.  Türkiye’nin en büyük yerli iş yazılımları markası Logo Yazılım olarak, her sektörde mikrodan makroya tüm işletmelerin dijital dönüşümüne eşlik ediyoruz. Yapacağımız danışmanlıkla birlikte her bir yetkili satıcımızın dijital dönüşüm alanında gelişimlerine katkı sağlayarak otomotiv sektöründeki ayak izimizi genişleteceğiz” dedi. 

OYDER Başkanı Dr. Kemal Altuğ Erciş ise, “Dijitalleşme çağımızın en önemli değişim başlıklarından biri. Biz de yetkili satıcılar olarak yeni dünya düzeninin vazgeçilmezi olan dijitalleşmeye büyük önem veriyoruz. OYDER olarak üyelerimize bu önemli konuda destek vermek için alanının en iyilerinden biri olan Logo Yazılım ile dijitalleşmeye öncülük etmekten memnuniyet duyuyoruz. Logo Yazılım ile yaptığımız iş birliğinin tüm üyelerimize fayda getireceğine inanıyoruz” dedi.

Logo Yazılım ile gerçekleştirilen iş birliği, kullanıcı alışkanlıklarına göre tasarlanan dost arayüzler ile OYDER üyelerine operasyonlarının her aşamasında pek çok kolaylık sunuyor.

Uçtan uca yönetim: Firmalar tüm süreçlerinin takibini yapabilirken; ERP, insan kaynakları ve e-Çözüm ihtiyaçları ile süreçleri uçtan uca yönetebiliyor.

Fiyat ve kampanya yönetimi: Tüm fiyat ve kampanyalar sisteme tanımlanarak hatalı fiyat vermenin önüne geçilebiliyor, fiyat teklifleri kayıt altına alınabiliyor.

Müşteri ilişkileri yönetimi: Müşterilerin tüm talep ve şikayet kayıtlarını tutarak potansiyel müşterilerinin teklif ve fırsat süreçleri incelenebiliyor.

Otomatize süreçler: Manuel süreçler otomatize edilerek hataların önüne geçiliyor ve kişiye bağlı olmadan faaliyetler sürdürülebiliyor.

Web tabanlı ve mobil çözümler: Zaman ve mekandan bağımsız olarak iş sürekliliği sağlanabiliyor.

Anlık envanter takibi: Hem envanterler anlık takip ediliyor, hem de mal kabulden sevkiyata kadar tüm depo süreçleri yönetilebiliyor.

Anlık raporlama: İstenen raporlar için uzun zaman harcamadan anlık olarak tüm verilere ulaşılabiliyor.

Mevzuata hızlı uyum: Kullanılacak sistemler sayesinde otomotiv sektörü için değişen yasal mevzuatlara hızlıca uyum sağlanabiliyor.

Çoklu marka ve şube yönetimi: Satışı yapılan tüm markalar ve tüm şubeler, etkin şekilde yönetilebiliyor.

Onay yönetimi: Onay süreçleri oluşturarak, akıllı telefon üzerinden takip yapılabiliyor.

ChatGPT veri paylaşımını nasıl kapatabilirsiniz?

ChatGPT kullanıcı verilerini yapay zekanın eğitiminde kullanıyor. ChatGPT veri paylaşımını kapatarak, eğitimde kullanılmasının önüne geçebilirsiniz.

OpenAI, ChatGPT üretken yapay zeka ürününü kullanımına sunduğunda, kullanıcıların verilerini korumalarına izin verecek ayarlar içermiyordu. OpenAI, dil modelini daha fazla eğitmek için sohbet robotuyla yapılan bu konuşmalardan elde edilen verileri kullandı. Aylar geçtikçe ve ChatGPT daha popüler hale geldikçe, gizlilik gözlemcileri ve düzenleyiciler, OpenAI’nin kullanıcı verilerini nasıl topladığına dikkat etmeye başladı. Birçok ülke OpenAI’nin bu verileri korumak için harekete geçmesini talep etmeye başladı.

İtalya, birkaç hafta önce gizlilik meseleleri nedeniyle ChatGPT’yi yasakladı. OpenAI nihayet kullanıcıların verilerini ChatGPT’nin eğitim algoritmalarından gizli tutmasına olanak tanıyan bir ayar eklediğinden, ülke daha sonra ülkedeki erişimi yeniden sağladı. Dünyanın her yerindeki ChatGPT kullanıcıları, yeni gizlilik ayarından kolaylıkla yararlanabilir. Ancak tüm ChatGPT kullanıcıları, OpenAI’nin gizliliği iyileştirme özelliği uygulamasını beğenmeyebilir.

ChatGPT’nin özel verilerinizi kullanmasını nasıl durdurabilirsiniz?

Gizlilik ayarlarını değiştirmek için bir tarayıcıda ChatGPT hesabınıza giriş yapmanız gerekiyor. Bundan sonra, ChatGPT veri paylaşımını devre dışı bırakmak için bu basit adımları izleyebilirsiniz. OpenAI’nin gizliliği artıran özelliği gizlemek için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığını fark edeceksiniz.

  • Sol alt köşedeki hesap bölümüne tıklayın
  • Ayarlar’ı tıklayın
  • Veri Kontrollerinin yanındaki Göster menüsüne tıklayın
  • Sohbet Geçmişi ve Eğitimini kapatın
  • Bu aynı zamanda ChatGPT verilerinizi dışa aktarabileceğiniz ve isterseniz hesabı silebileceğiniz menü.

OpenAI, ChatGPT verilerinizle ne yapar?

Yeni gizlilik ayarları devreye girmeden önce ChatGPT ile paylaştığınız verilere bakacak olursak, maalesef bu veriler silinmiyor.

Kullanıcı verileri toplama kapalıysa, bu başlık sohbet geçmişinizi kapsayacaktır. Verilerinizi Open AI ile paylaşmaya başlamak için Sohbet geçmişini etkinleştir yazan yeşil düğmeyi tıklamanız yeterli.

ChatGPT’nin rakiplerinin sayısı hızla artıyor

Pek çok teknoloji şirketi, chatbot’ları ile yapay zeka yarışında, Google ve OpenAI ile rekabet etmeye çalıştıkça pazar hızla genişlemeye başladı.

Microsoft , OpenAI ve ChatGPT aracılığıyla ve Google, Bard sohbet robotuyla, pazar kontrolü umuduyla yenilik yapabilecek en güçlü sohbet robotunu geliştirmek için bir yarışı başladı. Ancak, sohbet botları veya AI programları sunma işine girmeye çalışan, diğer şirketlerde kodlayıcılara yardımcı olmak, kullanıcıların tarihi karakterler olarak rol yapmalarına veya Slack mesajlarını yönetmeye yardımcı olmak amacıyla sohbet botları başlatıyor.

İşletmelerine yapay zeka getiren şirketler;

Slack

Slack’in sahibi Salesforce Perşembe günü, kullanıcıların uygulamayı yönetmesine yardımcı olmak için AI destekli yazılım kullanan “SlackGPT” olarak bilinen bir uygulama içi hizmet başlattığını duyurdu. Uygun tonlarda özel mesajlar yazabilecek, bir konuyu özetleyebilecek veya bir görüşme sırasında not alabilecektir. CNBC’ye göre şirket, özelliği gelecek yıl piyasaya sürmeyi planlıyor ancak ne zaman için bir tarih belirlemedi.

Amazon

Amazon Web Services, geniş dil modelini Nisan ayında duyurdu. Model, Titan ve Bedrock olarak bilinen iki varyasyonla geleceğini. Biri metin oluştururken, diğeri kullanıcılar için web arama kişiselleştirmesini güçlendirmeye yardımcı olmaktadır.

Şirket ayrıca, geliştiricilerin kodlarını tekrar kontrol etmesine, hataları kontrol etmesine ve analizle geri göndermesine yardımcı olan bir AI botu olan CodeWhisperer’ı piyasaya sürdü. Ürün ücretsiz olarak sunulmaktadır.

Meta

Facebook ana şirketi, yatırımlarını bir bütün olarak yapay zekaya genişletmeye başladı. CEO Mark Zuckerberg, 26Nisan’da yatırımcılara şirketin “yararlı ve anlamlı olacak şekilde milyarlarca insana yapay zeka ajanlarını tanıtma fırsatı” gördüğünü ancak bu hizmetlerin ne zaman piyasaya sürüleceği belirsizliğini koruyor.

antropik

Eski OpenAI çalışanları tarafından kurulan AI odaklı girişim, Mart ayında Claude adlı kendi chatbot’unu piyasaya sürdü. Bot, ChatGPT’ye benzer görevleri yerine getirebiliyor ancak şirkete göre “zararlı çıktılar üretme olasılığı çok daha düşük”, “konuşması daha kolay” ve “daha yönlendirilebiliyor.

Character.AI

Eski Google mühendisleri tarafından geliştirilen bir sohbet robotu olan Character.AI, tarihi figürleri taklit etmek ve canlandırmak için özel olarak tasarlanmıştır. Bot, kullanıcıların William Shakespeare ve bazı kurgusal karakterler gibi tarihi figürlerle sohbet etme isteğinde bulunmasına olanak tanınıyor. Ürün, Eylül 2022’de piyasaya sürüldü ancak hala beta aşamasında.

Bir grup Google geliştiricisi sızan bir belgede “Açık kaynak modelleri daha hızlı, daha özelleştirilebilir, daha özel ve pound başına pound daha yetenekli” olarak belirtiyor. Mühendisler, Bard ve ChatGPT’nin kalite açısından “hafif bir üstünlüğü” olduğunu, ancak bu avantajın çok yakında kapanacağını iddia ettiler.

PEPSICO’nun araç filosu elektrikleniyor

0

PepsiCo Türkiye sürdürülebilir bir gelecek için çevreye duyarlı 10 adet Renault Zoe ve 1 adet de Ford E-Transit yüzde 100 elektrikli aracı filosuna kattı. PepsiCo, uçtan uca stratejik dönüşümü pep+ stratejisi çerçevesinde doğayı ve çevreyi odağına alarak daha yaşanılabilir bir dünyanın inşasına katkıda bulunmak için yeni adımlar atmayı sürdürüyor. 

Bu stratejinin üç temel başlığından biri Pozitif Değer Zinciri ajandası kapsamında iklim değişikliği ile mücadele için birçok çalışmaya imza atan PepsiCo, kendi operasyonlarından kaynaklı emisyonlarını da 2030 yılına kadar %75 oranında azaltmayı taahhüt ediyor. PepsiCo bu çerçevede yenilebilir enerji kaynaklarına yaptığı yatırımların yanı sıra kendi filosuna dahil ettiği elektrikli araçlarla da karbon emisyonlarını azaltma yolunda önemli adımlar atıyor.

Bu global strateji kapsamında PepsiCo Türkiye, filosuna çevreye duyarlı 10 adet Renault Zoe ve 1 adet de Ford E-Transit elektrikli araç kattı. PepsiCo Türkiye, bu pilot çalışmayla çok önemli öğrenimler kazanırken aynı zamanda araç filosu için sıfır emisyon dönüşümünü nasıl yapabileceğini daha iyi planlamak için bir fırsat yaratmış olacak. 

PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen: Daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlerken, elektrikli araçlar hedeflerimize ulaşmada kilit bir rol oynayacak.”

PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, “Biz PepsiCo olarak 200’den fazla ülke ve bölgede, ürünleri tüketiciler tarafından günde bir milyardan fazla tüketilen bir şirketiz. Ölçeğimiz sebebiyle birçok konuda sorumluluk hissediyoruz, aynı zamanda yine bu ölçeğimizden dolayı sürdürülebilir bir dünya için anlamlı bir değişim sağlama fırsatına sahip olduğumuza inanıyoruz ve pep pozitif stratejimiz çerçevesinde daha sürdürülebilir bir dünya için yeni adımlar atmayı en temel önceliğimiz olarak görüyoruz. Bu kapsamda, çevreye duyarlı 10 adet Renault Zoe ve 1 adet de Ford E-Transit elektrikli aracı filomuza kattık” dedi.

Bu proje ile birlikte ~55.000 kg kadar CO2 salınımını azaltacağız

Hava kirliliğinin sağlık sorunlarının ve çevresel bozulmaların en önemli nedenlerinden biri olduğunu ve bu sebeple bu projenin PepsiCo Türkiye için çok kıymetli olduğunu dile getiren PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Evrim Şen, “Bu proje ile birlikte yıllık ~55.000 kg kadar CO2 salınımını azaltacağız. Çevre üzerindeki etkimizi bu projeyle azaltabilmek için bir adım daha atmış olmak bizler için mutluluk verici. Daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlerken, elektrikli araçlar hedeflerimize ulaşmada giderek daha kilit bir rol oynayacak” dedi.

Telefon kılıfı takılıyken şarj zararlı mı?

0

Telefonu şarj etme konusunda yaptığımız birçok hata var. Peki telefon kılıfı takılıyken şarj etmek zararlı mı?

İdeal olarak telefonunuzu kılıftayken şarj etmemenizin temel nedeni, yüksek ısıya maruz kalınmasının önüne geçilmesi.

Akıllı telefonların çoğu lityum iyon pillerle çalışıyor ve telefonunuzu nasıl şarj ederseniz edin bu piller zamanla bozuluyor. Bunun nedeni, yük taşıyıcılarını elektrotlar arasında kaydırarak işlev görmeler. Bunu yapmak, bileşen parçaları strese sokarak zaman içinde verimlerine zarar veriyor.

Kılıfta şarj etme hatası

Telefonunuzu çok uzun süre şarj etmek veya sıfıra kadar bırakmak ve sıfırdan şarj etmek, elektrotları zorlamanın ve akıllı telefonunuzun pil ömrünü kısaltmanın harika yolu diyebilriz. Bununla birlikte, belki de bir pili öldürmenin en etkili yollarından biri aşırı ısınmasına izin vermekte.

Apple destek sitesinde: “Bir iOS veya iPadOS cihazını çok sıcak koşullarda kullanmak pil ömrünü kalıcı olarak kısaltabilir. Cihazınızı arabanızda bırakmayın çünkü park halindeki araçlarda sıcaklık bu aralığı aşabilir” dedi.

Ortam sıcaklığının 0 º ile 35 º C arasında olduğu iOS ve iPadOS aygıtlarını güvenle kullanabilirsiniz. Düşük veya yüksek sıcaklık koşulları, cihazınızın sıcaklığını düzenlemek için davranışını değiştirmesine neden olabilir. Bunun telefon kılıflarıyla bağlantılı olduğu nokta, belirli akıllı telefon giydirme stillerinin şarj olurken daha fazla ısınmasına neden olabilmesidir. Telefonunuzun şarj olduktan sonra önemli ölçüde ısındığını fark ederseniz, bu, pil kapasitesinin zarar görerek çok ısınmaya başladığının bir işareti olabilir.

Telefonunuzu ne kadar mükemmel şarj ederseniz edin, pilin zamanla performansının bir kısmını kaçınılmaz olarak kaybedeceği, mevcut akıllı telefon teknolojilerinin rahatsız edici bir gerçeği. Şarj sırasında telefonunuzun kılıfını çıkarmak iyi bir başlangıç olabilir. Aynı zamanda pilin elektrotlarına baskı uygulayabileceğinden gece boyunca şarjda bırakmaktan kaçınmak da iyi. Huawei, en iyi pil ömrü için şarj yüzdenizi yüzde 30 ila 70 arasında tutmayı hedeflemenizi önerirken, Apple’ın ayarlarda, aynı nedenle telefonunuzun yüzde 80’in üzerine çıkmasını engelleyecek özel bir aracı var.

Şifre oluşturma alışkanlıklarınızı değiştirin

Güçlü şifre oluşturmanın 6 yolu

Çevrimiçi dünyada çok fazla zaman harcıyoruz ve çoğumuz kişisel bilgilerimizi, olası sonuçlarını düşünmeden paylaşmaya alışkınız. Bu nedenle, verilerin, gizliliğin ve hassas bilgilerin güvenliği söz konusu olduğunda parolalar oldukça önemli bir noktada görülüyor. Bitdefender Antivirüs’ün Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, Dünya Şifre Günü’ne özel olarak şifrelerin güvenliği için 6 ipucunu paylaşıyor.

Şifrelerimizi Nasıl Güvende Tutarız?

Laykon Bilişim Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, şifre güvenliği için 6 önemli öneriyi sıralıyor.

1. Her hesap için farklı şifreler belirleyin. İnternet kullanıcılarının yarısı ya tüm hesaplarında birkaç parola kullanıyor ya da her çevrimiçi hesap için tek bir parola kullanıyor. Bu, tek bir şifrenin ele geçirilmesiyle birçok önemli hesabın ele geçirilebileceği anlamına geliyor. Kullanıcılar her hesap için farklı şifreler kullanmalı.

2. Güçlü şifreler oluşturun. Her zaman tahmin edilmesi zor şifreler belirleyin. Bu, en az sekiz karakter uzunluğunda hem büyük hem de küçük harfler, sayılar ve “#%$” gibi özel karakterler kullanmanız gerektiği anlamına gelir.

3. Şifre yöneticisi kullanın. Herkes, her hesap için farklı ve güçlü bir şifreyi akılda tutmanın oldukça zor olduğunu kabul eder ancak, öngörülemeyen bir veri ihlalinden kaynaklanan hasarı sınırlamak istiyorsak yapılması gereken budur. Sosyal medyada, e-ticaret sitelerinde ve online bankacılık uygulamalarında aynı parolayı kullanırsanız, bu hizmetlerden birinin ihlale uğraması yeterlidir ve tüm hesaplarınızın parolası karanlık ağda siber suçlulara satılır. Güçlü şifreler oluşturmakta ve akılda tutmakta zorlanıyorsanız Bitdefender Şifre Yöneticisi gibi bir şifre yöneticisi kullanabilirsiniz. Bu uygulamalar sizin için güçlü parolalar oluşturur ve bunları, ihtiyaç duyduğunuzda kolay otomatik doldurma için en güçlü veri güvenliği protokollerinin arkasında güvenle saklar.

4. Çok faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirin. Bugünlerde hemen hemen her çevrimiçi hizmet, basit parola ile oturum açmanın ötesine geçen ikincil bir kimlik doğrulama biçimini etkinleştirme seçeneği sunuyor. İster SMS yoluyla gönderilen bir dizi numara ister gelen kutunuza düşen dört harfli bir kod olsun, çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA), oturum açanın parolanızı çalan biri değil, siz olduğunuzu gösterir. Bunu sunan sosyal medya ve bankacılık hizmetleri başta olmak üzere her hizmet için mutlaka özelliği etkinleştirin.

5. Cihazlardan her zaman çıkış yapın. Özellikle ortak bir ağ veya paylaşılan bir cihaz kullanıyorsanız cihazlarda açtığınız hesaplardan çıkış yapmayı unutmayın.

6. Şifreleriniz asla bir yere yazmayın. Şifrenizi yazdığınız çevrimiçi platforma veya excel sayfasına başka bir kişinin erişme olasılığı her zaman vardır. Şifrelerinizi güvenle saklamak için parola yöneticilerini kullanın. Şifrelerinizi asla bir kağıda yazmayın.