Exascale bilgi işlem nedir?

0

Exascale bilgi işlem, Birleşik Krallık hükümetinin yeni nesil bilgi işlem teknolojisinin ülkenin ilk yinelemesini oluşturmak için yatırım yapmayı planladığını açıklamasının ardından dikkatleri üzerine çekti.

Basitçe söylemek gerekirse exascale bilgi işlem çok daha yüksek düzeyde performans ve yetenek sağlayarak, bilgi işlem tarihinde önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. Accenture genel müdürü Maynard Williams’a göre, bunun iş dünyası ve ekonomi üzerinde önemli bir etkisi olması bekleniyor.

Williams: “Exascale Computing, bilim ve bilgisayar mühendisliğinde yeni bir yarışı temsil ediyor. Bu süper bilgisayarlar, inanılmaz derecede güçlü bir donanım üzerinde çalışıyor ve geleneksel bilgisayarlar için çok pahalı veya verimsiz olan çok büyük veri yığınlarını anlamlandırabilecek bir işlem gücü ölçeğine ulaşıyor” diyor.

Exascale ve kuantum hesaplama: Fark nedir?

Williams, kuantum hesaplamanın, karmaşık görevleri veya hesaplamaları eş zamanlı olarak işlemek için kuantum mekaniği ilkelerini kullanarak temelde “veri analizini yeniden düşündüğünü” açıklıyor.

Benzer şekilde, yüksek performanslı bilgi işlem (HPC) sistemleri, belirli bir soruna odaklanabilen, ancak bir sorunun paralel olarak çözülmesini sağlamak için ayrı atomik sorunlara bölünebilen çok büyük miktarda işlem gücü kullanıyor diyor. Ancak Exascale, yaptığı her şeyde verileri çok hızlı bir şekilde paylaşabilmesi ve modellemenin her bir parçası arasında bir ara bağlantının olduğu sorunları işleyebilmesi açısından tek bir birim olmasıyla farklılaşıyor.

Exascale ne kadar güçlü?

Lenovo’nun EMEA HPC ve yapay zeka direktörü Noam Rosen, exascale computing’in saniyede kentilyon hesaplama yapabilen bir sistem olduğunu söylüyor. Rosen: “Uygulaması, HPC’de yeni bir çağın habercisi olarak geniş çapta selamlandı. Exascale, HPC’yi yeni bir güç verimliliği ve performans düzeyine taşıyor ve gelecekteki keşifleri güçlendiren yeni atılımlar sağlıyor” dedi.

MediaTek Dimensity 9200+ işlemcisini tanıtacak

0

MediaTek Dimensity 9200+ işlemcisi için lansman hazırlıklarına başladı. Yeni işlemci, MediaTek’in amiral gemisi olacak.

MediaTek, sınıfının en iyisi yeni Dimensity işlemcisinin lansman tarihini duyurdu. MediaTek, 10 Mayıs’ta yeni amiral gemisi Dimensity 9200+ işlemcisini tanıtacak.

Lanmanı yapılacak son işlemci Dimensity 9200+ oldu. Bu, Dimensity 9200’ün geliştirilmiş bir versiyonu olacak. Yeni çipin 10 Mayıs’ta tanıtılacağı belirtildi. Etkinliğin ana merkezi ise Çin olarak duyuruldu.

MediaTek amiral gemisi ile sahnede

Dimensity 9200+’nın ana farkı, Prime Cortex-X2 çekirdeğinin saat frekansının 3,35 GHz’e çıkarılması olacak. Karşılaştırma için, Dimensity 9200 maksimum 3.05 GHz saat hızına sahip olacak. Yenilik ayrıca üç adet 3.00GHz Cortex-A715 çekirdeği, dört adet 2.00GHz Cortex-A510 çekirdeği ve Immortalis-G715 MC11 grafik kartına sahip olacak.

Sızıntılara göre, Dimensity 9200+ çip tabanlı cihazlar, Dimensity 9200+ tarafından desteklenen Akıllı Telefonlar, Snapdragon 8 Gen 2 ile en iyi performans gösteren amiral gemilerini eşleştirerek AnTuTu’da 1,35 milyon puan alabilecek.

İşlemci pazarındaki tedarik sorunları devam ederken MediaTek yeni işlemcisi ile gücünü daha da artıracak. Ayrıca sektörel rekabet açısından da önemli bir kazanım edinmiş olacak.

Mediatek platformuna sahip cihazlar üzerinde çalıştığı söylenen başka bir şirket de vivo oldu. Söylentiler en az üç telefonun onu alacağını öne sürüyor: X90S Pro , iQOO Neo8 Pro ve iQOO 11S. MediaTek’in bu duyurusunun ardından sıradaki çalışması da merakla bekleniyor.

ChatGPT’ye Türkiye’den rakip geliyor 

Türkiye’de yapay zeka çalışmaları ile öne çıkan CBOT, CBOT GPT’yi piyasaya çıkardı. Sanal asistanlar için kurumsal kullanıma hazır büyük dil modeli olan CBOT GPT, kurumlara esneklik ve özelleştirme sağlayan Türk GPT’si olarak adlandırılıyor. 

Türkiye’de yapay zeka alanının pazar lideri CBOT, sanal asistan uygulamaları için herhangi bir veri tabanıyla entegre edilebilen, kurumsal kullanıma hazır bir büyük dil modeli (LLM) olan CBOT GPT’yi piyasaya sürdü. Şirket, CBOT GPT’nin GPT-4’den önemli ölçüde daha küçük olduğunu ve şirket içinde kurumsal amaçlarla kontrollü şekilde çalışabileceğini belirtiyor. 

Türkiye’nin GPT’si olarak nitelendirilebilecek olan CBOT GPT, OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT sistemine bağımlı olmadığı için, kurumsal kullanıcılar için daha çekici bir seçenek haline geliyor. Bu bağımsızlık, kurumların özel ihtiyaçlarına daha esnek ve özelleştirilebilir bir şekilde cevap verilebilmesini sağlıyor. 

OpenAI tarafından geliştirilen, doğal dil işleme teknolojisi ile insanlar tarafından oluşturulan doğal ifadeleri anlayabilen ve yine insan ifadelerine çok yakın metinler üretebilen, yapay zeka teknolojilerindeki gelişmelerin en son ürünlerinden olan “ChatGPT” herkesin gündemini meşgul ederken, CBOT mühendisleri tarafından geliştirilen CBOT GPT teknolojisi, kullanıcıların bilgiye ulaşmasını, metin yazma gibi işlerini daha kolay halletmesini ve daha verimli çalışmasını olanaklı hale getirerek kurum ve kuruluşlar için de sayısız avantajın kapılarını aralıyor.

Müşteri hizmetleri, çalışan eğitimi, insan kaynakları, pazarlama ve satış, otomasyon gibi pek çok alanda kurumlar için değer yaratan ChatGPT, özellikle müşteri hizmetleri alanında, müşteri deneyimini iyileştirmek ve işletmelerin daha hızlı ve daha etkili hizmet sunmasını sağlamak için büyük bir potansiyel barındırıyor. CBOT GPT sayesinde ise kuruluşlar müşterilerin sorduğu sorulara, kurum için özelleştirilmiş bir alanda hızlı, kolay ve doğru yanıtlar sunabilecek, bir çok görev ve sürecin otomatikleştirilmesini sağlayarak verimliliği arttıracak.

CBOT GPT ile Kuruma Özelleştirilmiş Dil Modelleri Geliyor

CBOT GPT, GPT modelinin doğal dil işleme ve yapay zeka yeteneklerini kullanarak kurumların kendi verilerine dayalı olarak özelleştirilmiş bir dil modeli oluşturmasına ve bu dil modelini kendi iç süreçlerinde veya müşteri hizmetleri odağında kullanmasına imkan tanıyor.

CBOT GPT, kurumların özel domainlerinde, özellikle bankacılık, yatırım ve kamu hizmetleri gibi belirli düzenlemeye tabi sektörlerdeki şirketlerin sahip olduğu kendi altyapılarında da kolaylıkla kullanılabiliyor. CBOT GPT, daha verimli ve etkin bir şekilde yapay zeka eğitiminin zenginleştirilmesini, müşteriye verilecek cevapların oluşturulmasında geleneksel yöntemler ve ChatGPT’nin hibrit çalışması ile deneyimin daha geniş bir konu alanını kapsar hale getirilmesini sağlıyor. Bu sayede, kurumlar sınırlarını kendi belirledikleri alanlarda doğru yanıtlar verebilen özelleştirilmiş bir sanal asistana sahip oluyor. Örneğin, bir banka, bankacılık işlemleri gibi süreçleri önceden tanımlanmış akışlar ile gerçekleştirirken, müşterilerinin ihtiyaç duyduğu bilgileri yine kendi sistemlerinde çalışan CBOT GPT, ile kolayca cevaplayabiliyor. 

CBOT GPT ile CHATGPT ile beraber çalışabiliyor

Kişisel verilerin korunması kanunu nedeniyle kurumların ChatGPT’yi sadece kurumsal amaçlarla kullanmasının sorunlara neden olabileceğini ve bu nedenle CBOT GPT ile teknolojinin kurumlara özelleştirilmesinin çok daha etkili olduğunun altını çizen CBOT CEO’su Mete Aktaş, CBOT GPT’nin geliştirilmesindeki ana motivasyonun, kurumsal müşterilerinden aldıkları geri bildirimler olduğunu açıkladı ve ekledi “Müşterilerimiz, verilerinin kendi iç sistemlerinden dışarıya çıkması ile ilgili endişelerini dile getirdiler. Bu sebeple CBOT olarak, mevcut büyük dil modelleri ile benzer doğruluk seviyesini korurken şirket içinde çalıştırılabilen, küçük ve ticari açıdan uygun bir model oluşturmayı hedefledik ve bunu gerçekleştirdik. CBOT GPT, zorlu ihtiyaçlara cevap veren etkili bir çözüm sunarak kurumsal şirketler için ideal bir seçenek oldu.”

CBOT’un, şirketlerin GPT gibi yapay zeka teknolojilerini etkili bir şekilde kullanmalarına yardımcı olacak uzmanlığa ve deneyime sahip olduğunu belirten Aktaş, “Sadece yüksek maliyetler değil aynı zamanda iş dünyasında yasallık, kurumsallık ve doğruluk kriterlerinin elzem olması sebebiyle de CBOT GPT çözümü tercih ediliyor. CBOT Platformun ChatGPT ile entegre olması ve kurulumlar için özel olarak geliştirdiğimiz CBOT GPT modülünün kurumsal ihtiyaçlara uygun şekilde kullanılması tüm sektörler için çok önemli bir değer yarattı.  Ayrıca, kurumsal dünyada diyalogsal deneyim sadece genel bilgileri değil, banka hesap durumunuz, gönderilerinizin teslimat durumu, doktor randevularınız, vergi ödemeleriniz gibi kişisel bilgi ve işlemleri içerir. Bu nedenle, kurumsal sanal asistanların tasarımında önemli bir faktör olan bağlam uygunluğu, kullanıcının amacına yönelik hizmet sağlamak için hedef odaklı bir diyalog tasarımı gerektirir. ChatGPT entegrasyonu ve  CBOT GPT kurumsal modülüyle birlikte kurguladığımız hibrit ve bütünsel deneyim ile CBOT’un yapay zeka alanındaki gücünü ve deneyimini bir kez daha ortaya koyduk.” diyor.

Twitter doğrulama fiyaskosu mahkemede bitebilir

0

Büyük bir tartışmaya neden olan Twitter doğrulama fiyaskosu mahkemede bitebilir. Twitter gelir hedefini ceza ile ödeyebilir.

Twitter, Musk’ın doğrulamaya yönelik sert yaklaşımından geri adım atarken daha fazla kafa karışıklığı yaşandı. Artık, 20 Nisan’dan önce bir milyondan fazla takipçisi olan herhangi bir eski Twitter kullanıcısının, ödeme yaptığını belirten bir notla birlikte onay işaretini eski durumuna getirdiği görülüyor.

Twitter Blue için acı son yaklaşıyor

Northeastern Üniversitesi’nde hukuk ve medya profesörü olan Alexandra Roberts: “Twitter üzerinden, kendileri için kaydolmayan ve onları istemeyen hesaplara mavi tikler atadığını görebildiğimiz bir dizi potansiyel yasal iddia var. Mavi kontrollerin, Twitter Blue’ya abone olan ve telefon numaralarını doğrulayan kullanıcılar için olduğu iddia ediliyor” diyor. Twitter doğrulama özelliği sonrasında gerek sektörel gerekse akademiden yoğun eleştiriler almış oldu.

Roberts’a göre, Twitter’ın ihlal edebileceği yasalar arasında yanlış reklam veya desteği yasaklayan federal yasalar ve haksız rekabet iddialarına karşı eyalet yasaları ile karalama ve tanıtım hakkının kötüye kullanılmasına ilişkin davalar yer alıyor. Bu yasalar kapsamındaki herhangi bir davanın Twitter’ın ünlülerin Blue için ödeme yaptığı yönündeki yanlış iddiasının, hizmetin veya platformun ticari kullanımının onaylandığını veya tüketicilerin onları gördüğünü kanıtlaması gerekiyor.

Goanta: “Musk’ın bazı ünlülere mavi tik tutmaları için ödeme yaparak yaptığı şey, haksız veya aldatıcı bir uygulama olarak değerlendirilebilir. Çünkü bu, tüketiciler de dahil olmak üzere kamuoyunda bu ünlülerin Twitter’ın iş modellerini desteklediği izlenimi yaratıyor” diyor.

Twitter Blue’nun lansmanı büyük bir başarı yakalamadı. Bildirildiğine göre Twitter Blue geliri, hedeflenen yıllık gelirinin yüzde 1’inden daha azını yapıyor. Doğrulama için para ödeyen kişilere yönelik Twitter’daki yaygın küçümseme göz önüne alındığında, ünlüler de itibarlarının zedelendiğini iddia edebilir.

1.2 milyon kişi TiTi ile sohbet etti

0

Yapay zekâ şirketi CBOT’un Türk Telekom için geliştirdiği yapay zekalı asistan TiTi, 3 aylık süreç içinde bir başarıya imza atarak 1.2 milyon müşterinin yaklaşık 3 milyondan fazla mesajını karşıladı. Doğal dil işleme ve makine öğrenmesi teknolojilerini kullanan bir asistan olan TiTi; hem Türkiye’de hem de dünyada geniş kapsamı, sunduğu kişiselleşmiş deneyim ve geniş bir kullanıcı kitlesine hitap etmesi nedeniyle örnek teşkil eden bir proje olarak konumlanıyor.

Geliştirdiği teknolojiler ve dünya genelinde imza attığı sanal asistan projeleriyle farklı sektörlerden pek çok şirkete çözüm sunan CBOT’un Türk Telekom için geliştirdiği yapay zekalı asistan TiTi, 3 aylık süre içinde önemli bir başarıya imza atarak 1.2 milyon müşterinin yaklaşık 3 milyon mesajını karşıladı ve müşteri mutluluğuna büyük katkı sağladı. CBOT Platform üzerinde çalışan ve doğal dil işleme ve makine öğrenmesi teknolojilerine birçok kanaldan hizmet veren TiTi, üst düzey bir yapay zeka yetkinliğine sahip ve kullanıcılara kişisel bir deneyim vaat etmesiyle dikkatleri üzerine çekiyor. TiTi ayrıca, doğal, hızlı ve “insansı” yapay zeka deneyimiyle alanında dünyanın sayılı örneklerinden biri olarak gösteriliyor.

Bir telekom destek asistanı olan TiTi çok geniş bir alanda, kişisel bir asistan gibi hizmet veriyor. Türk Telekom’un web sitesi üzerinden müşterilerine veya şirketin ürün ve hizmetleri hakkında bilgi almak isteyen kullanıcılara hizmet veren TiTi, aylık olarak yaklaşık 1 milyon mesajı yanıtlıyor. TiTi fatura görüntüleme, taahhüt bitiş tarihi öğrenme, kullanım ve kalan bakiye öğrenme, internet paketi yükleme, yeni ürün başvurusu, müşteri olma ve daha birçok konuda kullanıcılara başarıyla hizmet veriyor. Özellikle telekomünikasyon gibi kişisel bilgi ve işlem gerektiren konularda kullanıcıyı tanımak için önce sisteme giriş yaptıran sanal asistan, daha sonra ilgili bilgiyi sunuyor veya işlemi hızlıca gerçekleştiriyor.

CBOT Kurucu ve CEO’su Mete Aktaş geliştirilen teknolojinin ilk 3 aylık performansına ilişkin yaptığı açıklamada “TiTi, CBOT’un doğal dil işleme ve makine öğrenmesi teknolojileri ile CBOT Platform üzerinde oluşturuldu, yüksek bir anlama düzeyine sahip olan TiTi kullanıcıya karşısında bir insan, bir müşteri temsilcisi varmış gibi insani ve doğal bir dijital deneyim sunuyor. CBOT geliştirdiği çözümler, teknolojiler ve diyalogsal deneyim yaratma konusundaki uzmanlığıyla birbirinden farklı birçok sektörde gücünü göstermeye devam ediyor. Geliştirdiğimiz bu teknolojiler vasıtasıyla şirketler, müşterilerine veya çalışanlarına daha hızlı, rahat, kolay, kişiselleşmiş bir deneyim sunuyor; diğer yandan da operasyonel maliyetlerini daha akılcı ve verimli şekilde yönetiyor.” dedi.   

Türk Telekom Dijital Kanallar ve Servisler Yönetimi Direktörü Salih Çiçek ise “Türk Telekom olarak ülkemizin dijital dönüşümüne liderlik ederken, müşteri deneyimini odağına alan ürün, hizmet ve servislerimizle en yenilikçi teknoloji çözümlerini sunmaya devam ediyoruz. Bu motivasyonla hizmete aldığımız akıllı asistan TiTi ile Türk Telekom müşterilerine ve şirketimizin ürün ve hizmetleri hakkında bilgi almak isteyen kullanıcılara 7/24 destek sunuyoruz. Yaklaşık 3 ayda 1.2 milyomüşterinin 3 milyon mesajını başarıyla karşılayan TiTi sayesinde müşteriler, çağrı merkezini aramaya gerek duymadan aradıkları bilgiye hızla ulaşabiliyor. Türkiye’nin lider bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi olarak teknolojinin imkanlarını müşterilerimizin hizmetine sunmaya devam edeceğiz.” dedi.

TiTi nasıl bir deneyim sunuyor?

TiTi, kullanıcıya kolaylık sağlamak için önce kısa bir menü sunuyor ancak kullanıcı sorusunu bunların içinden seçmek zorunda olmuyor. Bilgi almak için TiTi’ye ulaşan kullanıcı, menüde yer alan mevcut bir konuyu kendi seçeceği kelimelerle veya tamamen farklı bir konuyu istediği şekilde yazarak ifade edebilir. Çünkü güçlü bir yapay zekaya sahip olan TiTi, kullanıcıya her zaman, istediği gibi bir metin yazabileceği ve anında yanıt alabileceği üst düzey bir deneyim sunuyor. TİTİ, Türk Telekom ve CBOT ekiplerinin çalışmalarıyla sürekli olarak kendini geliştiriyor, sunduğu deneyimi bir adım öteye taşıyor.  

Yapı Kredi FAST FRWRD 15 girişimi destekleyecek

0

KOBİ’ler için ürün ve hizmet geliştiren girişimlere yönelik gerçekleştirilen, 2023 yılının ilk hızlandırma programı olan Yapı Kredi Fast FRWRD “Kobi Çözümleri” Hızlandırma Programı’na kabul edilen girişimciler, “Kick Off” etkinliği ile duyuruldu. KOBİ’lerin hayatını kolaylaştıran çözümler üzerine çalışan 15 girişim Yapı Kredi Fast FRWRD Hızlandırma Programına katılmaya hak kazandı. Girişimciler, ekosistemdeki öncü isimlerden mentorluk alma, Yapı Kredi’nin ağı içerisinde yer alan ekosistemin önde gelen melek yatırımcı, yatırım ağı ve VC’leriyle yatırımcı eşleştirmelerine dâhil olma, eğitim ve masterclass katılımları gibi imkânlardan faydalanacak. Yapı Kredi, girişimcilere ve ekosisteme daha yakın olmak adına bu dönem program süresince girişimcilerle bir araya gelerek program kapsamındaki masterclass’ları ve workshop’ları fiziki olarak ortak çalışma alanında gerçekleştirecek ve burada girişimcilerle bir arada çalışacak. Bütün bunlara ek olarak, bu sene ilk defa Yapı Kredi FRWRD GSYF aracılığı ile seçilen girişimlere yatırım yapma imkânı da olacak; böylece Yapı Kredi’nin ekosisteme verdiği destek bir adım daha ileri gidecek.

Yapı Kredi ve program partnerlerinin sağladığı desteklerin girişimlerle buluştuğu Fast FRWRD Hızlandırma Programı’nın yürütücüsü Invexen oldu. Ayrıca programın partnerleri arasında birçok ekosistem paydaşı ve yatırımcı yer alıyor.

Girişimleri önemli iş ortaklarımız olarak görüyoruz

İnovasyonu odağına alan girişim ekosisteminin; müşteri ve kurum beklentilerini karşılayacak ürün ve hizmetlerin, iş birliklerinin ve yatırım imkânlarının ortaya çıkması için dinamik ve sürekli gelişen bir ortam yarattığını ve aynı zamanda ülkemizin ekonomisi için de büyük önem arz ettiğini belirten Yapı Kredi Genel Müdür Yardımcısı Yakup Doğan şunları söyledi: “Yapı Kredi olarak geleceğin bankacılığını bugünden inşa etme vizyonuyla uzun yıllar önce dijital bankacılık alanında sınırları kaldırmak için yola çıktık. Bu yolda sınırları kaldıran teknolojileri üretme hedefimizle dijital stratejimizi oluşturduk. Yatırımlarımız ve ürettiğimiz yenilikçi fikirlerimizle, bir teknoloji şirketi gibi bu fikirleri inovasyona dönüştürdüğümüzü söyleyebiliriz. İnovasyonu ve girişimciliği önemsiyor ve destekliyoruz. Bu anlamda hayata geçirdiğimiz Yapı Kredi FRWRD ile hem kurum içerisinde hem de kurum dışında inovasyon kültürü oluşturduk, bu kültürü geliştirdik ve geliştirdiğimiz bu ekosistemle güçlü iş birlikleri kurduk. Girişimciler, yeni fikirler, yaratıcı çözümler ve cesur adımlarla dünyayı değiştirebilir ve daha sürdürülebilir, yenilikçi bir gelecek inşa edebilirler. Bunları gerçekleştirebilmeleri adına girişimcilere destek sağlamak, onlara fırsatlar sunmak ve önlerine çıkan sınırları kaldırmak kritik bir önemde.

Hızlandırma programımıza başvuran ve seçilen her bir girişimin arkasında, hayallerini gerçekleştirmek için bir adım atmış olan cesur girişimciler var. Bu yolda Yapı Kredi olarak Fast FRWRD Hızlandırma Programı ile girişimcilere yardımcı olacak bilgi, tecrübe ve kaynakları sunuyoruz. Yapı Kredi Fast FRWRD Hızlandırma Programı’nın yeni döneminde, KOBİ’lere yönelik hizmetler geliştiren girişimcileri destekleyeceğiz. KOBİ’lerin hayatlarını kolaylaştırmak için çalışmalar yapan girişimlere destek olarak, KOBİ’lere katkıda bulunmayı ve onların hayatlarına inovasyon ile dokunmayı amaçlıyoruz. Bu anlamda, KOBİ çözümleri noktasında ortaya koydukları yenilikçi ürün ve hizmetleriyle Yapı Kredi Fast FRWRD Hızlandırma Programı’na seçilmeye hak kazanan girişimleri tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. “

Yapı Kredi Fast FRWRD’a seçilen girişimler:

Apollo IoT: Enerji sektörüne yönelik fatura kontrol, optimizasyon ve tahminmodelleriyle enerji verimliliğini artıran bulut tabanlı bir platform.

Tamamlıyo: Görüntü işleme teknolojisini kullanarak hiçbir kişisel veri almadan tek bir fotoğrafla sağlık sigortası fiyatlarını karşılaştıran bir yazılım.

PeerBie: Ekiplerin işlerini koordine etmesine ve yönetmesine yardımcı olan bir çevrimiçi ortak çalışma yönetimi yazılımı.

Jobtogo: İçinde barındırdığı eşleşme, güvenli ödeme, faturalandırma, sözleşme yönetimi gibi özellikler sayesinde freelancerlarla şirketlerin çalışmasını kolaylaştıran bir platform.

Kuasar Video: Yapay zekâ teknolojisi ile hedef kitle, içerik analizi yapan ve ürünleri sayesinde daha geniş kitlelere ulaşılmasını sağlayan bir girişim.

Mycros: E-ticaret yapan markaların influencerlarla satış ortaklığı yapması için gereken altyapıyı sunan ve influencerlar ile süreçlerini yönetebileceği pazaryerini sağlayan bir platform.

Bakiyem: Müşterilerinden veya kullanıcılarından kolay, hızlı ve düşük maliyetler ile ödeme almak isteyen farklı büyüklükteki firmalara yeni nesil online ödeme çözümleri sunan finansal teknoloji şirketi.

Artifica.ai: E-ticaret siteleri, pazar yerleri ve e-ticaret platformları için yapay zeka teknolojisine sahip bir ürün.

OneNewOne: Tüm işe alım süreçlerinin tek bir platform üzerinden yönetilebildiği yapay zeka tabanlı işe alım yönetim sistemi.

Egaranti: Tüketicilerin garanti süreçlerini tek panelden kontrol etmeleri için, firmalara bulut tabanlı çözümler sunan web uygulaması.

Radaar: Profesyonel ekipler için (B2B) bulut tabanlı (SaaS) yeni nesil bir sosyal medya yönetim platformu.

JetScoring: Her türlü formattaki Türkçe, İngilizce ve Arapça dilindeki bağımsız denetim raporları, mizanlar ve kurumlar vergisi beyannameleri gibi finansal dokümanları anında okuyarak dijitalleştiren ve sisteme aktaran bir girişim.

Mobile Kasa: Bireylerin ve KOBİ’lerin fiziksel nakit paraya erişimini lokasyon bazlı çalışan bir mobil uygulama ile dijitalleştiren finans uygulama.

Shipicons: Kendi algoritması sayesinde ihracat yapmak isteyen veya ihracat payını büyütmek isteyen KOBİ’lere bir yol haritası çıkaran, bunlara ek olarak operasyonel taşıma ve depolama hizmetleri de sunan bir platform.

Rototip: Metal ve plastik parça ihtiyacı olan işletmelerin parça tedariğinin sağlandığı dijital bir platform.

Huawei, başarılı genç bilişimcileri destekleyecek

0

Huawei’in küresel düzeyde yürüttüğü bir numaralı sosyal değer programı Seeds for the Future’ın Türkiye ayağı bu yıl 17-24 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek. Türkiye’de bu yıl sekizinci kez hayata geçirilecek program kapsamında, bilişim teknolojileri eğitimi alanında seçilecek üniversite öğrencileri, İstanbul yakınlarında bir hafta sürecek kampta eğitim alacak. Bu hafta başlayan başvurular 30 Mayıs’a kadar devam edecek.

Gelecek için Tohumlar programı, dijital dünyada bilişim alanında başarılı gençleri desteklemeyi ve profesyonel kariyerlerinde daha fazla beceri kazanmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. Program, dünyanın her yerindeki yetenekli gençleri yetiştirerek, hedeflerine ulaşmaları için teşvik ediyor.

Öğrenciler, Gelecek için Tohumlar programı kapsamında; 5G, Yapay Zeka, Bulut ve Dijital Enerji gibi konulardaki eğitimlere katılacak. Programda ileri düzey ICT kursları ve eğitimlerinin yanı sıra, uzmanlardan dersler, Çin ve Türk kültürlerine dair çeşitli aktiviteler de yer alıyor.

Diğer yıllardan farklı olarak, Gelecek için Tohumlar eğitim kampında bu sene pek çok yenilik söz konusu. 2021 yılında hayata geçirilen küresel Tech4Good proje yarışması kapsamında bu yıl dünyada ilk üçe giren proje takımlarına 100 bin dolarlık başlangıç fonu sağlanacak.  Öğrenciler kamp dönemi boyunca projelerini geliştirirken Tech4Good danışmanı tarafından da destek alacak. Dünya çapında yapılacak değerlendirmede başarılı olan takımlar, önümüzdeki yıl Çin’de Startup Sprint programına katılma fırsatı yakalayacak.

Eğitimlerini başarıyla tamamlayan öğrencilere ise uluslararası geçerliliği olan “Huawei Seeds for the Future” sertifikası verilecek ve küresel mezunlar topluluğuna katılmaya davet edilecek. Huawei Türkiye ayrıca, Gelecek için Tohumlar 2023 başvurularının katılımcı seçim sürecinde, deprem felaketinden etkilenen adaylara öncelik tanıma kararı aldı.

Gelecek için Tohumlar projesi, 2008 yılında ilk kez Tayland’da hayata geçirildi. Proje, 139 ülkede uygulanarak, 500’den fazla üniversiteden 15.000 genç öğrenciye ulaştı. Türkiye’de ilk kez 2015 yılında düzenlenmesinden bu yana 170 üniversite öğrencisi projeye katıldı. Programa başvurular https://seedsforthefutureturkiye.com/ web sitesini üzerinden yapılıyor.

Deprem bölgesi için Metaverse projesi

0

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve GoArt Metaverse, deprem bölgesi ve afetten etkilenen futbol paydaşları için metaverse evreninde yeni bir proje başlattı. Goart Metaverse platformu üzerinde 3D olarak tasarlanan sanal evren, bağış seçeneklerinin yanı sıra, TFF müzesi, deprem anıtı, ödül alanı ve oyun kurgusu içeren bir stadyumdan oluşacak. Oyundan elde edilecek tüm gelir, TFF’nin Omuz Omuza kampanyasına aktarılarak depremden etkilenen vatandaşlarımız için konteyner kente dönüşecek.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve GoArt Metaverse, şubat ayında Kahramanmaraş merkezli olarak yaşanan ve 11 ilimizi etkileyen deprem felaketinin yaraları sarmak amacıyla yeni bir iş birliğine imza attı. TFF’nin başlattığı ‘Omuz Omuza Dayanışma ve Yardımlaşma Kampanyası’ bünyesinde hayata geçirilen projeden elde edilecek gelirin tamamı depremzedeler için kullanılacak.

Proje kapsamında ilk olarak GoArt Metaverse platformu üzerinden 3D olarak tasarlanan bir sanal alan yaratıldı. GoArt Metaverse App’i içerisinde oluşturulan bu alanda TFF Müzesi, Omuz Omuza Sahası, 6 Şubat Anıtı, çevre düzenlemesi ve penaltı oyunundan oluşan sanal alanlar yer alacak. Bu evren ve oyun kurgusu içerisinde bağış sistemi kuruldu.

Projenin detayları Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Goart Metaverse Kurucusu ve CEO’su Burak Soylu, TFF Yönetim Kurulu üyeleri ve Atakaş Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel’in de katılımlarıyla TFF Riva Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde düzenlenen basın toplantısında duyuruldu. 

Futbolun gücünü elimizden gelen her vesileyle iyilik için kullanmalıyız

Basın toplantısında açıklamalarda bulunan Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Büyükekşi, 6 Şubat’ta meydana gelen deprem felaketi ile çok büyük can kayıpları yaşandığını belirterek, “Yaraları sarmak için biz de tüm camiamızla birlikte “bir olduk”. Tıpkı ünlü şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı’nın dediği gibi; “Memleket isterim ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; kış günü herkesin evi barkı olsun.” dedik. Futbol, dünyanın en popüler oyunu. Böyle zamanlarda futbolun gücünü elimizden gelen her vesileyle iyilik için kullanmalıyız dedik. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın barınma ihtiyaçlarını karşılamak için “omuz omuza” verdik. Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu, Süper Lig Kulüpler Birliği Vakfı ve beIN Medya Grubu ana paydaşlığında 1 Mart gecesi başlattığımız kampanya canlı yayınlarla milyonlara ulaştı. Camiamızın ortaya koyduğu bu birliktelik toplumsal birlikteliğe dönüştü. Futbolumuzda sadece kötü günlerde değil, her gün bu birlikteliği görmeye ihtiyacımız var.” dedi.

GoArt ortaklıyla tüm geliri ‘omuz omuza’ kampanyamıza aktırılacak yeni bir proje ekliyoruz

Omuz Omuza kampanyasında toplanan bağışlarla, 4000 konteyneri Mayıs’ın ilk yarısında ihtiyaç sahiplerine teslim etmiş olacaklarını kaydeden Büyükekşi, “Toplamda ise 7000 konteyner hedefimiz var. Ama yeterli değil, devam etmeliyiz. Diğer taraftan, omuz omuza kampanyamız sadece bir gece ile sınırlı kalmayacak demiştik. 15 Haziran’a kadar sürdüreceğimizin sözünü vermiştik. İşte bugün de; tüm geliri kampanyamıza aktarılacak yeni bir proje ekliyoruz. Proje ortağımız GoArt firması, 2017 yılından bu yana kurgusal evrenler inşaa ediyor. Dünyanın ilk metaverse kentini Elazığ’ın tarihi yerlerinden Harput’ta kuran ve dünya çapında ödül alarak sınırları aşan bir firma. Geliştirdiği artırılmış gerçeklik platformuyla gerçek dünya ile sanal dünya arasındaki boşluğu kapatan GoArt, bugüne kadar edindiği bilgi ve tecrübeyi şimdi de depremzedelerimizin yararına kullanıyor.” şeklinde konuştu.

GoArt ile birlikte bu defa herkesi, teknolojik olarak yeni bir alan olan ve federasyonlar ya da spor kulüpleri özelinde dünyada pek az örneği görünen bir metaverse alanına davet ettiklerinin altını çizen TFF Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Çünkü burada geçireceğiniz zaman omuz omuza için desteğe dönüşecek. Bu metaverse içerisinde TFF Müzesi, depremde hayatını kaybeden futbol ailemizin çok değerli üyelerinin her birinin adının yer aldığı 6 Şubat Anıtı, Omuz Omuza Sahası ve ödüllerin sergilendiği bir alan bulunuyor. TFF müzesinde Türk futbol tarihini anlatan önemli içerikler sergileniyor. Kullanıcılar sanal ortamda müzeyi gezerek farklı bir deneyim yaşayabilecekler. Yine aynı şekilde kullanıcılar, sanal evrende oluşturulan stadyuma girebilecekler. Burada, kendi avatarları ile TFF Omuz Omuza sahasına çıkarak penaltılarıyla iyilik için hücum edecekler. Oyuna katılan kullanıcılara bir yandan da başta kulüplerimiz tarafından kampanyamıza hediye edilen imzalı formalar olmak üzere birbirinden özel hediyeler kazanma şansı veriyoruz. Bu projeyi bize getiren, kurulum ve işletim maliyetlerinin tamamını üstlenen, yüklü bir miktarda bağış yapan ve kampanyanın bitiş tarihine kadar elde edilecek gelirin tamamını omuz omuza kampanyasına bağışlayan GoArt firmasının Yönetim Kurulu Başkanı Burak Soylu’ya ve tüm ekibine teşekkür ediyorum. Ayrıca birçok kulübümüzün imzalı orijinal kulüp formalarını temin ederek ‘Omuz Omuza’ kampanyamız için bağışlayan Kulüpler Birliği Vakfı’na da teşekkür ederiz.”

Metaverse evreninin potansiyelinden faydalanacağı

GoArt Metaverse Kurucusu ve CEO’su Burak Soylu yaptığı açıklamada, “Kahramanmaraş- merkezli olarak yaşanan ve birçok ilimizi etkileyen depremler nedeniyle ülke olarak çok zorlu bir süreçten geçtik. GoArt Metaverse olarak ilk günden bu yana elimizdeki tüm imkanları seferber ederek afet bölgesindeki hayatın normale dönebilmesi için çalışmalar yürütüyoruz. Bölgenin yeniden ayağa kalkması için yapılan yardımların tek seferlik olmaması ve uzun vadeli faydaları gözetmesi büyük önem taşıyor. Bölgenin ve bölge halkının acil ihtiyaçlarının karşılanması ne kadar elzemse, toparlanma süreci için yarınları düşünerek hemen harekete geçilmesi de bir o kadar önemli. Biz de elimizi taşın altına koymaya devam ederek Türkiye Futbol Federasyonu ile iş birliği yapıyoruz. TFF’nin başlattığı Omuz Omuza Dayanışma ve Yardımlaşma Kampanyası bünyesinde yeni bir proje başlattık” dedi.

Soylu sözlerine şöyle devam etti: “Metaverse aslında yeni bir evren, bu nedenle sınırları sadece internet dünyası değil. Türkiye’de de 10 kişiden 7’sinin metaverse kavramına ilgi duyduğunu, araştırdığını ya da bu evrende yer aldığını görüyoruz. Metaverse evreninde kurgunun sanal faydanın ise gerçek olduğuna duyduğumuz inançla, bu potansiyeli harekete geçirmek ve depremden etkilenen bölgelerimiz için bir proje başlatmak istedik. Bu amaçla Türkiye Futbol Federasyonu ile ele ele verdik ve TFF için GoArt Metaverse platformu üzerinden 3D olarak tasarlanan bir sanal alan yarattık. GoArt Metaverse App’i içerisinde TFF için oluşturulacak bu özel alanda müze, deprem anıtı, ödül alanı ve oyun kurgusu içeren bir stadyum tasarladık.

Ülkemiz sporunun mihenk taşı olan Türkiye Futbol Federasonu (TFF) ile hayata geçirdiğimiz bu projenin hem teknolojik altyapımızla hem de sporun iyileştirici gücüne olan inancımızla depremzedelerimiz için faydalı bir gelişme olmasını temenni ediyoruz. Goart Metaverse ailesi olarak TFF’ye gelecek vizyonlarından ve sosyal etkiyi teknolojiyle buluşturmayı tercih ettiklerinden dolayı yürekten teşekkürlerimizi sunarız. Eminiz ki bu çalışma, sosyal fayda konulu çalışmalar için ülkemizin değerli kurumlarının da dahil olması ile örnek teşkil edecek ve bizleri bambaşka bir geleceğe taşıyacak ” diye konuştu.

Protokol imzalandı, Volkan Demirel Atsu’nun formasını hediye etti

Konuşmaların ardından TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ve GoArt Metaverse Kurucusu ve CEO’su Burak Soylu iş birliği protokolüne imza attı. İmzanın ardından Mehmet Büyükekşi, Burak Soylu’ya sırtında GoArt yazan 10 numaralı Milli Takım formasını, Volkan Demirel ise depremde hayatını kaybeden Ganalı oyuncu Christian Atsu’nun isminin yer aldığı Hataysporlu futbolcular tarafından imzalanan takım formasını Mehmet Büyükekşi’ye hediye etti. Lansmanın son bölümünde ise toplu fotoğraf çekimi gerçekleştirildi.

Oyun kurgusu nasıl olacak?

Metaverse evreninde kurulacak alan içerisinde bir de oyun geliştirildi. GoArt Metaverse uygulaması içinde özel olarak tasarlanan bu alana avatarları ile giren kullanıcılar stadyum, TFF müzesi, deprem anıtı ve ödül alanını sanal ortamda görebilecek. Ayrıca bu evrende gezen kullanıcı, stadyuma giriş sağlayarak penaltı atışı yaparak oyunu oynayabilecek. Oyunda başarılı şutlar elde eden kullanıcıya ‘TFF Puanı’ adı verilen puanlar verilecek. Oyun kurgusunda yer alan bu sistemde, ‘özel toplar’ adı verilen toplar üretildi. Bu topları satın alan kullanıcılar, hem bağış yaparak katkıda bulunabilecekler hem de direkt olarak ‘TFF Puanı kazanabilecekler. ‘TFF Puanı’ ödül alanında sergilenen formalar, maç bileti ve çeşitli deneyim ödüllerini kazanmaya hakkı sağlıyor.

Fransa’dan Türkiye’deki TSK’lara çevre projesi çağrısı 

0

Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği, bu seneki Dünya Günü onuruna, çevrenin korunmasına yönelik faaliyet yürüten Türk Sivil Toplum Kuruluşlarını proje desteği vereceğini açıkladı

6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerin ardından Fransa’nın ifade etmiş olduğu Türk halkıyla dayanışmasının devamı niteliğinde,Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği, bu sene, bu çerçevede depremden etkilenen bölgelerdeki çevresel sorunlarla ilgili bir veya birden fazla projeye destek verecek.

Toplamda 36.000 Avro tutarında bir destek, Türkiye’de çevre yararına faaliyet yürüten 3 ile 6 arası sayıda STK’ya tahsis edilecek. Adayların, en geç 22 Mayıs 2023 tarihine kadar başvurularını Fransa’nın Türkiye Büyükelçiliği’ne iletmeleri gerekiyor.

Proje kapsamı ne olmalı?

Fransa’dan Türkiye’deki TSK’lara çevre projesi çağrısı

Aday gösterilecek projeler, aşağıda sıralı özellikle şu zorlu konularda çözümler sunmak zorunda:

  • Biyoçeşitliliğin korunması
  • İklim değişikliklerinin hafifletilmesi ve uyum sağlanması
  • Çevre kirliliğiyle mücadele

Bahse konu çevre projeleri çağrısı, Fransa’nın çevre diplomasisi kapsamında düzenleniyor. Fransa, özellikle aşağıda belirtilen başlıklarda, gerek uluslararası örgütler nazarında, gerekse ikili ilişkiler düzeyinde, iklim, biyoçeşitlilik ve çevre için verilen mücadelelerde üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmeyi hedefliyor:

  • 2015 Paris İklim Anlaşması’nın hayata geçirilmesine destek vermek
  • İlki 2017 yılında düzenlenen ve her sene bir araya gelen One Planet Summit Zirvesine destek olmak
  • 2030 yılına kadar yeryüzündeki toprakların ve denizlerin %30’unu korumayı kapsayan “30 x 30” hedefinin gerçekleştirilmesine doğru ilerlemek adına en geniş kapsamlı uluslararası seferberliği oluşturmayı hedefleyen ve eş başkanlığını Fransa ve Kosta Rika’nın yürüttüğü “Doğa ve Halklar için Yüksek Azimli Koalisyon”
  •  Avrupa Birliği’nin 2019 Yeşil Mutabakatı

Söz konusu bu yeni proje çağrısı, aynı zamanda, özellikle 2021 yılının Ekim ayındaki Paris İklim Anlaşması’nın onaylanması, geçtiğimiz Kasım ayında Şarm El-Şeyh’te Türkiye’nin COP27’ye katılması, plastik kirliliğiyle mücadele hususunda küresel bir anlaşma taslağının müzakerelerinde Türkiye’nin Fransa ile müşterek olan seferberliği ve 2024 yılında Türkiye’de biyoçeşitliliğe ilişkin COP16 toplantısının düzenlenecek olması örneklerinin gösterdiği gibi, Türk Makamlarının çevre konusunda ortaya koydukları çabalarını da destekliyor. 

Dosyaların son teslim tarihi 22 Mayıs 2023

Proje çağrısı ile ilgili her türlü bilgiye buradan ulaşabilirsiniz

Telegram Brezilya mahkemesi kararıyla engellendi

0

Telegram Brezilya mahkemesi kararıyla bir süreliğine durduruldu. Telegram mahkemenin istediği verileri paylaşamadı.

Yetkililer bir Brezilya mahkemesinin, Telegram’ın Brezilya ağı üzerinde faaliyet gösteren neo-Naziler hakkında yetkililer tarafından aranan verileri sağlamaması üzerine mesajlaşma uygulaması Telegram’ın ülke çapında askıya alınmasına karar verdiğini söyledi.

Adalet Bakanı Flavio, sosyal ağlardaki neo-Nazi faaliyetlerine yönelik bir soruşturma çerçevesinde, Telegram’a “uymama” nedeniyle günlük bir milyon real (yaklaşık 198 bin dolar) para cezası verdi. Ayrıca mahkeme “faaliyetlerinin geçici olarak askıya alınmasına” karar verdi.

Telegram gizlilik endişesiyle hareket etti

Bu ağlarda faaliyet gösteren ‘Anti-Semitik Cephe’ ve ‘Anti-Semitik Hareket’ adlı gruplar var. Bu grupların çocuklarıa yönelik şiddetin temelinde olduğu iddia ediliyor. Mayıs ayı başlarında, elinde balta taşıyan bir adam, aynı hafta okullarında ölümcül olmayan iki saldırıyla birlikte yaşları dört ile yedi arasında değişen dört çocuğu öldürdü. Nisan ayında, 13 yaşındaki bir çocuk Sao Paulo’da bir okula bıçaklı saldırıda bir öğretmeni öldürdü.

2022 yılı Kasım ayında, 16 yaşındaki bir tetikçi, güneydoğudaki Espirito Santo eyaletindeki Aracruz’da iki okula düzenlenen çifte saldırılarda dört kişiyi öldürdü ve 10’dan fazla kişiyi yaraladı.

Espirito Santo’daki federal adalet makamından alınan bir belgeye göre, müfettişler Telegram’dan platformda belirtilen iki anti-Semitik grubun üyelerinin kişisel verilerini istedi. Belgede, şirketin yalnızca gruplardan birinin yöneticisine ilişkin verileri verdiği ve “Telegram’ın devam eden soruşturmada işbirliği yapmama niyetinin” olduğu belirtildi.

Alibaba Cloud fiyatlarını yarıya indirecek!

Alibaba Cloud, Çinli teknoloji devinin pazar payını genişletme çabaları çerçevesinde bulut hizmetlerinin fiyatlarını yaklaşık %50 oranında düşüreceğini duyurdu.

Alibaba Cloud’un web sitesinde özetlenen fiyat değişiklikleri, Arm ve Intel yongalarından yararlanan elastik bilgi işlem hizmetlerinin maliyetlerinin %15 ila %20 oranında düşeceğini gösteriyor. Benzer şekilde, Nvidia tabanlı V100 ve T4 grafik işlemcilerine dayanan hizmetler de %41 ila %47 arasında bir fiyat düşüşü görecek. Alibaba Cloud’un bu hamlesi, bir dizi Çinli rakibin pazar payını arttırmak için yarıştığı APAC bulut bilişim alanında yoğun bir rekabet döneminin ortasında geldi. Tencent ve Huawei’nin yanı sıra Alibaba Cloud da son aylarda Güneydoğu Asya’daki ayak izini hızla genişletti.

Eylül ayında teknoloji devi, bölgedeki genişlemesini desteklemek için yaklaşık 1 milyar dolar yatırım yapmayı planladığını duyurdu. Geçen yıl Kasım ayında Huawei de Endonezya’daki bulut operasyonlarını genişletmek için 300 milyon dolar yatırım yapmayı planladığını doğruladı. Firma şu anda hem Tayland hem de Malezya’da hizmet veriyor. Ancak Alibaba için bu genişleme döneminde dikkate alınması gereken tek husus Çin merkezli sağlayıcılarla rekabet değil.

Microsoft, AWS ve Google gibi hiper ölçekleyiciler de giderek artan bir şekilde bölgede kendi hizmet sunumlarını genişletmeye çalışıyor. Mart ayında AWS 6 milyar dolar yatırım yapmayı ve Malezya’da yeni bir altyapı bölgesi oluşturmayı planladığını duyurdu. Bu büyük yatırım, AWS’nin Ekim 2022’de yeni bir Asya Pasifik (Bangkok) bölgesi kurma ve 5 milyar dolar yatırım yapma planlarını açıkladığı bir önceki taahhüdünü takip etti.

Google Cloud da APAC bölgesinde daha büyük bir yer edinmeyi hedefliyor ve geçen yıl Ağustos ayında Tayland merkezli yeni bir birim kurdu. Alibaba’nın son fiyat indirimi, APAC bölgesindeki Çinli bulut sağlayıcıları arasında uzun süredir devam eden bir eğilimi takip ediyor. Bu yılın başlarında Wall Street Journal tarafından yapılan bir analizde Çinli bulut şirketlerinin rekabeti baltalamak için sıklıkla Amerikalı sağlayıcılardan %20 ila %40 daha düşük fiyatlar sunduğu tespit edilmişti.

Alibaba’nın bu yeni hamlesi, sağlayıcıyı hem yerel hem de uluslararası rakiplerinden daha da farklılaştırabilir ve daha fazla genişleme için bir sıçrama tahtası sağlayabilir.

Balıkesir’e dünyanın en büyük rüzgar türbinlerinden biri geliyor

Enerjisa Üretim, yatırım planlarında önceliklendirdiği rüzgar enerjisi alanında yeni bir karasal türbin modelinin prototip kurulumu için öncü Alman rüzgar türbin üreticilerinden biri olan ENERCON ile anlaşma imzaladı. ENERCON’un yeni geliştirdiği E-175 EP5 adlı yeni türbin modeli Türkiye’de ilk kez kurulacak.

Türkiye’nin yerli ve yenilenebilir enerji hedefleri açısından stratejik öneme sahip olan rüzgar enerjisi yatırımlarını sürdüren Enerjisa Üretim, ENERCON ile yeni bir anlaşmaya imza attı. ENERCON’un geliştirdiği ve 175 metre ile dünyada en büyük rotor çaplı türbinler arasında yer alan E-175 EP5 modeli 6 megavat ve artırılabilir kapasitesiyle enerji üretimi yapacak ve Türkiye’de Enerjisa Üretim’in belirlenen sahalarında kurularak test edilecek. Böylece ENERCON, yeni geliştirdiği türbinler için yurtdışında yaptığı test çalışmalarını ilk kez Türkiye’de de sürdürmüş olacak.

Yeni türbinler Balıkesir ve Bandırma’ya kurulacak

Prototip olarak üretilecek yeni model E175 EP5 türbinler, Enerjisa Üretim’in Bandırma Enerji Üssü ve Balıkesir Rüzgar Enerji Santrali’nde kurulacak. Türbinler ticari olarak satışa çıkmadan önce, Enerjisa Üretim santrallerinde test edilecek.

Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, “Türkiye’nin hem ekonomik hem de çevresel hedefleri açısından yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmaya ihtiyacı var. Biz de Enerjisa Üretim olarak ülkemizin yenilenebilir enerjideki güçlü potansiyelini kullanmak üzere rüzgar ve güneş yatırımlarımızı hızla hayata geçirmeye devam ediyoruz. Yatırımda ve üretimde sektöre öncülük eden bir konumda olmakla birlikte sektörün gelişmesi için elimizi taşın altına koymaya ve her türlü desteği vermeye hazırız. Tüm ekosisteme fayda sağlayacak bu iş birliği ile sektörümüzde hem teknolojinin gelişmesine hem de insan kaynağının gelişimine sürdürülebilirlik açısından katkı sağlamayı hedefliyoruz. ENERCON ile imzaladığımız anlaşma ile dünyada en büyük rotor çaplı türbinler arasında yer alan E175 EP5 yeni türbinleri test etmek ve gelişimine katkı sağlamak için ev sahipliği yapacağız. Yeni türbinlerin Türkiye’de Enerjisa Üretim santrallerinde test edilecek olması bizim ve ülkemiz için çok önemli. Yatırımlarımızı hep en yeni teknolojilerle hayata geçirdik ve henüz piyasaya sunulmayan bu türbinleri de inşallah başarılı geliştirme süreci sonrasında yeni sahalarımızda da göreceğiz.” dedi.

ENERCON CEO’su Dr Jürgen Zeschky, “Yeni türbin tipimiz ile Enerjisa Üretim ile güvene dayalı iş birliğimizi sürdürmekten mutluluk duyuyoruz” dedi. ENERCON, önümüzdeki üç yılda Enerjisa Üretim için Türkiye’de 1.000 MW karasal güç kuracağımız YEKA RES 2 projesinin rüzgar türbinlerinin tedarikçisi konumunda. Yeni E-175 EP5’in teslimatı ile ortaklığımızın bir sonraki bölümünü başlatıyoruz.’’ dedi.

Geçtiğimiz Ekim ayında Enerjisa Üretim ve ENERCON arasında yapılan anlaşma kapsamında Enerjisa Üretim’in toplam 1,2 milyar dolar yatırımla hayata geçireceği yerli ve yenilenebilir santral yatırımları, Türkiye’nin şebekesine 1.000 megavat ek kapasite kazandırma imkanı tanımıştı. 5 yıl içerisinde Çanakkale, Aydın, Balıkesir ve Muğla’da üretime başlayacak santrallerin hem yatırımını hem de işletmesini üstlenen Enerjisa Üretim, yatırımların hayata geçmesiyle Türkiye’nin en büyük temiz enerji üreticisi konumunu güçlendirmeye devam edecek.

Cisco’dan, gelişmiş siber tehditlere karşı yeni çözüm

0

Yeni Cisco Extended Detection and Response (XDR), kanıt destekli otomasyon kullanarak güvenlik risklerini daha verimli bir şekilde önceliklendirip düzeltiyor. Ağ ve uç nokta genelinde benzersiz görünürlük sağlayan Cisco XDR, günümüzün hibrit ve çok tehditli ortamında güvenlik operasyonlarını basitleştiriyor. 

Cisco, birleşik ve uçtan uca bir güvenlik platformu olan Cisco Security Cloud vizyonuna yönelik en son yenilikleri tanıttı. Yeni Cisco XDR ve gelişmiş Duo MFA özelliklerine genişletilmiş erişim, kurumların BT ekosistemlerinin bütünlüğünü korumalarına yardımcı olacak.

Tehdit tespiti ve müdahale

Cisco’nun XDR stratejisi, ağ ve uç noktadaki uzmanlığını ve görünürlüğünü, anahtar teslim ve risk tabanlı tek bir çözümde birleştiriyor. Şu anda Beta sürümünde olan ve Temmuz 2023’te genel kullanıma sunulacak Cisco XDR, birden fazla güvenlik aracından gelen verileri ilişkilendiriyor ve dünyanın en büyük ticari tehdit istihbarat ekibi Cisco Talos tarafından destekleniyor. Bulut öncelikli bu çözüm, kanıt destekli otomasyon kullanarak güvenlik risklerini daha verimli bir şekilde önceliklendirip düzeltiyor. 

Cisco Türkiye Genel Müdürü Didem Duru da yeni inovasyonları şöyle değerlendirdi: “Yeni çoklu bağlantılı ve hibrit dünya, çok çeşitli gelişmiş siber tehditleri de beraberinde getiriyor. Cisco XDR, e-posta, uç noktalar, sunucular, bulut iş yükleri ve ağlar arasında veri toplayıp ilişkilendirerek gelişmiş tehditlere karşı görünürlük sağlıyor. Bu sayede tehditler, veri kaybını ve güvenlik ihlallerini önlemek için analiz edilebilir, önceliklendirilebilir ve ortadan kaldırılabilir. XDR, güvenlik ekiplerinin hızlı bir şekilde harekete geçmesine ve saldırının olası hasarının hafifletilmesine olanak tanıyacak.”

Geleneksel Güvenlik Bilgi ve Olay Yönetimi (SIEM) teknolojisi, log-merkezli verilerin yönetimini sağlayıp ve sonuçları günler içinde ölçerken, Cisco XDR telemetri merkezli verilere odaklanıp sadece dakikalar içinde sonuçlar sunuyor. Aynı zamanda da Güvenlik Operasyonları Merkezi (SOC) operatörlerinin bir XDR çözümü için kritik gördüğü şu 6 telemetri kaynağını analiz edip ilişkilendiriyor: Uç nokta, ağ, güvenlik duvarı, e-posta, kimlik ve DNS. 

Cisco XDR, Cisco Secure Client (eski adıyla AnyConnect) ile 200 milyon uç noktadan gelen verilerden yararlanarak, uç noktanın ağ ile buluştuğu alanda görünürlük sağlıyor. 

Cisco XDR, sektörün en geniş güvenlik ve ağ ürün portföyünün yanı sıra üçüncü taraf çözümlerden oluşan bir dizi yerel telemetri ile tehditlerin araştırılmasını basitleştiriyor ve güvenlik operasyon merkezlerinin tehditlere anında müdahale etmesini sağıyor. İlk kullanıma hazır entegrasyon seti şunları içeriyor:

  • Uç Nokta Tespit ve Yanıt (EDR): CrowdStrike Falcon Insight, Cybereason Endpoint Security, Microsoft Defender, Trend Micro Vision One, Palo Alto Networks Cortex XDR, SentinelOne Singularity
  • E-posta Tehdit Savunması: Microsoft O365, Proofpoint E-posta Koruması
  • Yeni Nesil Güvenlik Duvarı (NGFW): Check Point Security Gateway & Management, Fortinet FortiGate, Palo Alto Networks Next-Generation Firewall
  • Ağ Tespit ve Yanıt (NDR): Darktrace Respond, ExtraHop Reveal(x)
  • Güvenlik Bilgi ve Olay yönetimi (SIEM): Microsoft Sentinel

En üst düzey koruma

Saldırganlar giderek daha zayıf çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) uygulamalarındaki boşlukları hedef aldıkça Cisco, Duo’daki kötü niyetli erişim girişimlerini gerçek zamanlı olarak belirleyip engelleyen gelişmiş özelliklere erişimi genişletiyor. 1 Mayıs’tan itibaren, tüm ücretli Duo abonelikleri, daha önce yalnızca en gelişmiş sürümde mevcut olan en üst düzey MFA korumasına ekstra ücret ödemeden erişim sağlayacak. Buna, yalnızca kayıtlı ve yönetilen cihazların ağlara ve uygulamalara erişmesine izin veren Duo Trusted Endpoints de dahil. Gelişmiş koruma, her büyüklükteki işletme için erişilebilir olacak. 

ChatGPT sohbet gizliliği özelliğini duyurdu

0

ChatGPT sohbet gizliliği özelliği ile kullanıcıların güvende kalmasını sağlayacak. Bu özellik, İtalya’daki yasağın ardından gelmiş oldu.

ChatGPT, kullanıcıların bilgilerini korumak için yeni gizlilik özelliği tanıttı. Yeni özellik, kullanıcıların sohbet geçmişlerini kapatmasına veyapay zeka modellerini eğitmek ve geliştirmek için verilerini kullanma yeteneğini devre dışı bırakmasına izin verecek.

Ayarların, sohbet geçmişinizin artık depolanmayacak şekilde değiştirilmesini sağlamak için ChatGPT hesabınıza giriş yapın ve ekranın sol alt köşesinde e-posta adresinizin yanında bulunan üç noktayı tıklayın. Ardından Ayarlar’ı tıkladığınızda, Sohbet Geçmişi ve Eğitim ayarını kapatabileceğiniz başka bir pencere açılacak. Sohbet geçmişini etkinleştir düğmesine basarak bu seçimi geri alabilirsiniz.

ChatGPT sohbet gizliliği konusunda yaptığı bu iyileştirme ile güvenirliliğini artırmış oldu.

Gizlilik endişeleri nedeniyle İtalya’da yasaklanmıştı

ChatGPT’nin sizinle ilgili topladığı konuşmaları ve diğer bilgileri gösteren bir dosyayı indirmek için yeni Verileri dışa aktar seçeneğine tıklayabileceğinizi de belirtmekte fayda var.

ChatGPT basın açıklamasında: “Sohbet geçmişi devre dışı bırakıldığında, yeni görüşmeleri 30 gün boyunca saklayacağız ve kalıcı olarak silmeden önce yalnızca kötüye kullanım olup olmadığını izlemek için gerektiğinde inceleyeceğiz” dedi.

Bu yeni özellik, olası gizlilik ihlalleri nedeniyle İtalya’da uygulanan geçici bir yasağın ardından geldi. ChatGPT’nin arkasındaki şirket olan OpenAI’ye, gizlilik araçlarını iyileştirmesi ve kullanıcıların ChatGPT’nin verilerini işlemesini devre dışı bırakmasına izin vermesi durumunda ülkede hizmete devam edebileceği söylendi. OpenAI’nin baş teknoloji sorumlusu Mira Murati, Reuters’e gizlilik özelliğini uygulama kararının İtalya’nın yasağından kaynaklanmadığını söyledi. Ayrıca ChatGPT’nin Avrupa’nın gizlilik yasasına uygun olduğunu ve AB düzenleyicilerine güvence vermeye çalıştığını belirtti.

Çok amaçlı zararlı yazılımlardan nasıl korunacağız?

0

Siber güvenliğe milyonlarca yatırım yapılsa bile, şirketler etkin kullanılamayan güvenlik kontrolleri nedeniyle kötü niyetli saldırganların kurbanı olmaya devam ediyor. Picus Security’nin yakın zamanda yayımladığı The Red Report 2023’e göre yüzlerce farklı atak tekniği kullanan zararlı yazılımlar kurumları tehdit ediyor. Diğer yandan, güvenlik kontrollerini atlatabilen, çok sayıda zararlı aksiyon gerçekleştirebilen ve “İsviçre çakısı” olarak adlandırılan çok amaçlı zararlı yazılımların artması bekleniyor. Hal böyleyken, organizasyonların siber güvenlik yatırımlarının karşılığını almak için atması gereken en önemli adım Siber İhlal ve Saldırı Simülasyonu (BAS) teknolojilerini kullanmak oluyor. 

BAS platformları, otomatik, sürekli ve tekrarlanabilir bir şekilde güvenlik kontrollerinin doğrulanmasını sağlayarak, yatırım getirisini artıran ve güvenlik harcamalarını optimize eden bir çözüm sunuyor. Ancak BAS alanının kurucusu olan Picus Security Kurucu Ortağı ve Genel Müdür Yardımcısı Dr. Süleyman Özarslan, bu teknolojilerin bir kez kurulup unutulacak bir çözüm olmadığını ifade ederek şunları aktarıyor: “Sürekli bir siber güvenlik sağlanması için karmaşıklaşarak gelişen siber saldırılara karşı her an hazırlıklı olmak gerekiyor. Bu noktada otomatik olarak, tekrarlanabilir ve sürekli bir şekilde siber güvenliği test edebilen BAS çözümlerinin düzenli olarak kullanılması hayati öneme sahip oluyor”

Güvenlik kontrolü doğrulaması yapan BAS çözümleri, her türlü olası saldırıyı engelleme ve tespit etme katmanlarında hem atomik hem de atak senaryolarıyla performansı test ediyor ve ölçüyor, üstelik kullanılan her güvenlik çözümünün gerektiği gibi çalıştığından emin olmayı da sağlıyor. Gelişmiş BAS platformları, gerçekçi saldırılara ve tehditlere karşı ne kadar hazır olduğunuzu belirlemek için tehdit merkezli doğrulama gerçekleştirebiliyor. Buna ek olarak, saldırıların engellenmesine ve tespit edilmesine yardımcı olmak için kullanılan güvenlik çözümlerine özgü engelleme imzaları ve tespit erme kuralları da sunabiliyorlar. Dolayısıyla, BAS çözümleri şirketlerin güvenlik açıklarını tespit etmek, savunma stratejilerini optimize etmek ve güvenlik yatırımlarının karşılığını tam olarak alabilmeleri için kullanabilecekleri en önemli araç olarak öne çıkıyor.

Otomatik siber ihlal ve saldırı simülasyonunu dünyada ilk sunan şirket olan Picus, gerçek dünyadaki siber suçluların saldırılarını simüle ederek kurumların tehditlere ne kadar hazır olduklarını ölçmelerine ve gerekli optimizasyonları yapmalarına yardımcı oluyor. Yakın zamanda güvenlik etkinliğini doğrulamayı daha kolay ve daha erişilebilir hale getirmek için Bütüncül Güvenlik Doğrulama Platformu’nun yeni nesil sürümünü yayınlayan şirket, uzmanlık seviyesi ve büyüklüğü ne olursa olsun tüm güvenlik ekipleri için giriş engellerini ortadan kaldırarak BAS teknolojisinin benimsenmesini de sağlıyor. 

Microsoft yapay zeka ile gelirlerini artıracak

0

Microsoft yapay zekadan milyarlarca dolar gelir elde etmeye hedefliyor. Yapay zeka, doğrudan olmasa da dolaylı şekilde katkı sağlayacak.

Microsoft, ChatGPT’ye yaptığı yatırım ve chatbot’un Bing’e entegrasyonu sayesinde yapay zekanın tartışmasız lideri haline geldi. Şirket, ChatGPT‘nin geliştiricisi olan OpenAI’ye 11 milyar dolar yatırım yaptı ve bu, yapay zekayı geliştirmek için dahili olarak yaptığı harcamalara ek olarak, ki bu oldukça önemli.

Şimdiye kadar, Microsoft’un bunun için gösterecek çok az geliri var. Basına inanıyorsanız, şirketin chatbot’u şu ana kadar teknoloji salonu numaralarının eşdeğeri için kullanıldı, Beyoncé’nin “Cuff It” şarkısına Rihanna tarafından söylenmiş gibi bir cover yapmak , Jerry ve Seinfeld senaryosunu yazmak gibi gösteriler. George hapishanede Jeffrey Epstein’ı öldürmeyi planlıyor ve bir hukuk fakültesi sınavını geçiyor.

Yapay zekayı diğer ürünlere entegre edecek

Elbette bu tip iş süreçlerinde para yok ve Microsoft bunu biliyor. Ancak chatbot’un bu tür reklam hareketleri yapması sevindirici çünkü bol miktarda tanıtım getiriyor. Nihayetinde, Microsoft bu ilgiyi gelire çevirmeyi planlıyor.

Google’ın arama hakimiyetini yenmek için yapay zeka destekli Bing’in kullanımı gelir artışı sağlayabilir. Örneğin Google 2023’ün ilk çeyreğinde dünya çapındaki arama pazar payının yüzde 85’ine sahipken, Bing yalnızca yüzde 9’una sahipti. Yapay zeka destekli arama Bing’in payını artırabilir.

Ayrıca Bing’in yapay zeka sohbet robotu sayesinde Samsung, Android telefonlarında arama motoru olarak Google’ı Bing’le değiştirmeyi düşünüyor. Samsung’un 2022’de 259 milyon akıllı telefon sattığı düşünülünce bu çok önemli bir sayıya karşılık geliyor.

Microsoft, yapay zekayı tüm ürünlerine dahil etmenin ve yeni yapay zeka ürünleri piyasaya sürmenin, yeni müşterileri ekosistemine çekeceğini ve burada daha da fazla Microsoft ürünü satın alacaklarını umuyor. Elbette Google ve diğer şirketlerin de benzer planları var. Ancak şimdilik Microsoft’un sağlam bir avantajı var.     

Kripto paraları korumanın en güvenli yolu 

0

2014 yılında kripto güvenliği henüz emekleme aşamasındayken kurulan kritik dijital varlık güvenliği firması Ledger, 9 yıl içinde 6 milyondan fazla donanım cüzdanı sattı. Bugüne kadar hiç hacklenmeyen Ledger donanım cüzdanları herkes için dijital varlık güvenliğinin kapsamını genişletmeye devam ediyor. Kripto varlıkların şeffaf ve güvenle yönetilebilmesi için üretilen Ledger’ın Nano S Plus, Nano X ve Stax modelleri finansal özgürlüğü korumaya devam ediyor. 

Dünyadaki tüm kripto varlıkların %20’sini güvence altına alan Ledger, kritik dijital varlık güvenliğinde liderliğini korumaya devam ediyor. 9 yılda 6 milyondan fazla satılan Ledger donanım cüzdanları bugüne kadar hiç hacklenmedi. Uçtan uca şifrelenen bluetooth bağlantısı, PIN kodu korumalı iki faktörlü kimlik doğrulama ve 24 kelimelik kurtarma şifresi gibi üst düzey güvenlik özelliklerine sahip Ledger donanım cüzdanlarına yönelik bugüne kadar kaydedilmiş başarılı bir saldırı bulunmuyor. Kötü niyetli birinin Ledger donanım cüzdanına erişmesi durumunda bile yatırım fonlarına ulaşması oldukça zor görünüyor.

Hacklenmeyen, tavizsiz güvenlik sunan işletim sistemi

Kritik dijital varlık güvenliğinde dünya lideri olmanın gururunu yaşadıklarını söyleyen Ledger’ın Uluslararası Geliştirme, Ödeme ve Transfer İşlemlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Jean-François Rochet, “Kuruluşumuzdan bu yana, kripto varlıkların güvenliği konusunda önemli bir sorumluluk hissettik ve bu nedenle ürünlerimizi mümkün olan en yüksek güvenlik standartlarına göre tasarladık. Bugüne kadar hiç hacklenmeyen Ledger donanım cüzdanlarının sayısı 6 milyondan fazla oldu ve bu sayı her geçen gün artıyor. Müşterilerimize her zaman en yüksek güvenlik standartlarını sunmayı taahhüt ediyoruz, ürünlerimizin güvenilirliğine olan inancımız tam.” dedi.

Son ürünleri olan Ledger Stax’i şeffaflık ve milyonlarca insanın güvenini kazanmak için tasarladıklarını söyleyen Jean-François Rochet, “Avuç içi boyutunda olan, dünyanın ilk kavisli E Ink® dokunmatik ekranına sahip Ledger Stax, Ledger’ın kendi işletim sistemiyle tavizsiz güvenlik sunuyor. Türünün tek örneği olan Ledger Stax ile NFT koleksiyonları, 500’den fazla coin ve varlık kolayca yönetilebiliyor. Dijital güvenliği avucunuzun içine almak zor değil, başarılarımızı sürdürmekte kararlıyız.” açıklamasında bulundu. 

İTÜ ZES Güneş arabası yarış simülasyonunu başarıyla tamamladı

0

Çevre, ekonomi, toplumsal eşitlik üçgeninde sürdürülebilirlik odağını, işinin ayrılmaz bir parçası olarak gören BANTBORU’nun Elmas Sponsor olarak desteklediği İstanbul Teknik Üniversitesi ZES Güneş Arabası Ekibi, Bridgestone World Solar Challenge 2023 hazırlıkları kapsamında 1.300 kilometrelik BANTBORU Yarış Simülasyonunu başarıyla tamamladı. Ekibin, güneş enerjili araçlar kategorisinde en prestijli ve en büyük organizasyon olan Bridgestone World Solar Challenge 2023’e katılacak ARIBA ZES X aracı, Osmangazi Köprüsü’nü ve Çanakkale Boğazı’nı geçen ilk güneş arabası oldu. İstanbul – İzmir – Çanakkale rotasında, yarıştaki düzene benzer şekilde konvoy düzeni sağlanarak gerçekleştirilen 3 günlük simülasyonda, ekip içi görev dağılımları ve farklı senaryolara karşı adaptasyon konusunda deneyim kazanıldı.

Dünyada üretilen her 100 araçtan 4’ünün kritik sistemlerinde ürünleriyle yer alan ve önümüzdeki 3 yıllık süreçte küresel otomotiv pazarındaki payını ikiye katlamaya hazırlanan BANTBORU, Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden İstanbul Teknik Üniversitesi’nin İTÜ ZES Güneş Arabası Ekibi’ne (İTÜ ZES GAE) Elmas Sponsor olarak destek oluyor.

Gençlerin mobilitenin geleceğine yönelik azmini desteklemekten mutluluk duyduklarını ifade eden BANTBORU CEO’su Sinan Gider, “Çevre, ekonomi, toplumsal eşitlik üçgeninde sürdürülebilirlik odağını, işimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Yenilenebilir enerji kullanımı, enerji verimliliği, karbon ayak izimizin azaltılması, sıfır atık konularına odaklanıyor ve bu konularda sadece üretim faaliyetlerimizde değil, üretim dışı faaliyetlerimizde de değer zincirimize yayılacak adımlar atıyoruz. İTÜ ZES GAE’nin ülkemize büyük prestij kazandıran projelerine destek vermek bizlere büyük gurur ve heyecan veriyor. Sponsorluk desteğimizin yanı sıra, BANTBORU Ar-Ge ve Üretim ekiplerimiz, İTÜ ZES GAE’nin öğrencilerden oluşan yetkin ekipleriyle koordineli bir şekilde araçların farklı teknik ihtiyaçlarına destek veriyorlar. İş birliğimiz kapsamında ayrıca, öğrenci gençlere BANTBORU bünyesinde staj imkanları sunacağız. Böylece ülkemizin en kapsamlı özel sektör – üniversite iş birliklerinden birine imza atıyoruz. İTÜ ZES GAE ekibinin ve ARIBA ZES X’in BANTBORU Yarış Simülasyonunu başarılı bir şekilde tamamlaması, heyecanımızı daha da artırdı” şeklinde konuştu.

Bu tür uzun süreli yol testlerinin yarışa hazırlanmaları için çok önemli olduğunu belirten İTÜ ZES GAE akademik danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Alper Tolga Çalık, “Yol testleri aynı zaman oldukça da maliyetli. BANTBORU’ya hem maddi destekleri hem de en kritik parçalardan olan motor jantını imal ederek gösterdikleri iş birliği için teşekkür ediyoruz” dedi.

10 farklı lisans bölümünden 25 adet öğrenci ve ekip akademik danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Alper Tolga Çalık’ın katılımıyla gerçekleşen BANTBORU Yarış Simülasyonunda, ekibin her bir üyesi operasyon sürecinde farklı bir görev yaptı. Simülasyon boyunca, Buse Öğretir, Çağdaş Karahan, M. Kaan Özkan, Levent Çolakoğlu ve Mehmet Şahin olmak üzere 5 pilot adayı ile sürüş gerçekleştirildi. Pilot adayları, bu yolculuk öncesinde bilgisayar simülasyonları ve kampüs içi testler ile eğitildiler.

BANTBORU Yarış Simülasyonunun temel amaçlarından birini, aracın tek enerji kaynağı güneş enerjisini verimli kullanarak, ARIBA ZES X’i hiç şarj etmeden tüm test rotası boyunca sürülmesini sağlamak oluşturdu. Bir diğer amaç, ise ARIBA ZES X’i farklı yol eğimlerinde ve farklı seyir hızlarında sürerek ekibin Strateji Grubu için performans verileri elde etmek oldu. Test boyunca en çok kullanılan hız aralığı 55 – 75 km/saat aralığı olurken, yol boyunca test edilen en yüksek seyir hızı 97 km/saat oldu. Testin bir diğer önemli amacı olan hava durumunun performansa etkisi de gözlemlenerek güneş panellerinin farklı hava durumları ve ışıma değerlerinde ne kadar güç üretebildiğine dair kritik veriler elde edildi. Yarış simülasyonu boyunca parçalı bulutlu hava, tamamen kapalı hava, bulutsuz/güneşli hava ve yağmurlu hava gibi farklı koşullarda hem güneş panellerinin hem de aracın sürüş performansı test edildi.

Yol boyunca araçtan toplanan veriler ile aracın tüketim değerleri ölçüldü ve bu verilere göre aracın ne kadar enerji harcadığı hesaplandı. Böylece önceden koşulan simülasyonlarla aracın gerçek verilerinin doğrulaması gereken ölçüm veri tabanı oluşturuldu. Ekibin Strateji Grubu test sonrasında ölçülen bu verileri kullanarak, simülasyonlarda hesaplanan tüketim değerleri ile gerçek hayatta ölçülen değerlerin tutarlılığını kontrol edecek imkana kavuştu. Strateji Grubu ayrıca, sürüş profillerinde iyileştirmeler yaparak değişen hava durumu senaryolarına karşı dinamik olarak reaksiyon göstererek izlenecek sürüş profilleri konusunda da ilk önemli tecrübeler edindi.

Simülasyon kapsamında BANTBORU Ar-Ge Merkezi iş birliğinde üretilen yeni motor jantının da test edildiğini söyleyen İTÜ ZES GAE Mühendislik Takımı Lideri M. Anıl Korkmaz, “BANTBORU Yarış Simülasyonunda ayrıca, ARIBA ZES X’in yeni güneş paneli konfigürasyonunun ve panellerden elde edilen enerji ile bataryanın şarj edilmesini sağlayan yeni MPPT sistemini de denedik” dedi.

BANTBORU Yarış Simülasyonu boyunca önemli verilerin kayıt altına alındığını söyleyen İTÜ ZES GAE Strateji Grubu Sorumlusu Efe Tosun, “Farklı yol ve eğimlerdeki tüketimler, panellerin ürettiği güç ve motor performansı gibi ARIBA ZES X’e ait önemli performans verilerini kaydettik. Bu veriler, Bridgestone World Solar Challenge 2023 yarışında izlenecek olan yarış stratejisinin kurulmasında önemli ve yol gösterici olacak” dedi.

Ekibin tüm çalışmalarının Bridgestone World Solar Challenge 2023 yarışması için olduğunu belirten İTÜ ZES GAE Proje Yöneticisi Abdullah Çalışkan, “Bilime, teknolojiye, eğitime değer veren ve en önemlisi ekibi benimseyen BANTBORU ile bu zorlu yol testini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Ekibimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin 250. yılında bu kıymetli temsiliyet için çalışıyor” dedi.

General Mobile’dan İlkay Cihaner Co-Founder.Work etkinliğindeydi 

Co-Founder.Work üçüncü etkinliğinde General Mobile Firması Strateji ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İlkay Cihaner’i konuk etti

İlkay Cihaner, iş hayatı hakkında önemli detaylar, iş geliştirme ve marka büyütme yolundaki adımlar hakkındaki tecrübelerini Co-Founder.Work takipçileri ile paylaştı. Okul döneminde yaşadıklarından yetkinliklerini nasıl geliştirdiğine kadar birçok noktaya değindi. Şirket hedeflerinden ve gelecekte sunacakları projelere de değinmeden geçmedi. 

Genç girişimcilere sunulan fırsatlar 

Son olarakta genç girişimcilere de sundukları fırsatlardan bahseden İlkay Cihaner son olarak soru-cevap yaparak güzel bir W-Talk etkinliğinin daha gerçekleşmesini sağladı. Etkinliğin tamamını izleyebilirsiniz: 

İlkay Cihaner kimdir?

1998 Doğumlu olan İlkay Cihaner 15 yıldır iş dünyasında. Çeşitli şirketlerde ve pozisyonlarda çalışma fırsatı elde eden Cihaner General Mobile İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olmakla beraber bir fotoğraf tutkunudur.

General Mobile hakkında

General Mobile, 2005 yılında Türkiye’de kurulan bir teknoloji şirketidir. Şirket, özellikle akıllı telefonlar, tabletler ve aksesuarları gibi elektronik ürünler üretmektedir. General Mobile, ürünlerini özellikle Android işletim sistemiyle birlikte sunarak, Türkiye’de ve dünya genelinde geniş bir kullanıcı kitlesine hitap etmektedir.

General Mobile, kaliteli ve kullanıcı dostu ürünleriyle tanınmaktadır. Ayrıca, şirket, ürünlerinde yüksek performans, güncel teknolojiler ve şık tasarımlar kullanarak, müşterilerine en iyi kullanıcı deneyimini sunmayı hedeflemektedir. Şirket, Türkiye’nin yanı sıra, Avrupa, Asya ve Afrika gibi pek çok ülkede de faaliyet göstermektedir. 

Co-Founder.Work’ün etkinliklerinden haberdar olmak için sosyal ağlarda takip edin:

Instagram ►► https://www.instagram.com/cofounderwork/

Facebook ►► https://www.facebook.com/cofounderwork

Twitter ►► https://twitter.com/cofounderwork

Co-Founder.Work hakkında

Co-Founder.Work girişimcilere katma değer sağlayan ve yeni nesil çalışma deneyimi sunan bir coworking spacedir. İstek, inovasyon ve çalışmanın buluşma yeri olan Co-Founder.Work çalışanlarına sunduğu destekler ile ön plana çıkar. Girişimcileri destekleyen yapısıyla birçok start-up ile işbirliği içerisindedir. Merkezi ve güvenlikli konumu sayesinde zamandan kazanç sağlayabileceği gibi yüksek hızlı internet sayesinde işlerinizi rahatlıkla yapmanızı sağlar. Size uygun olan pakete göre hazır ofis, sanal ofis veya paylaşımlı ofis seçenekleri ile sizlere iş hayatınızda büyük kolaylıklar sağlar. Motivasyonumuzu aldığımız “MAY THE FORCE BE WİTH YOU” mottomuz ile sizleri ofisimize bekliyoruz.

W-Talk nedir?

Davet ettiğimiz girişimcilerle yaptığımız söyleşilere verdiğimiz etkinliktir. Konuşmacılar ile samimi bir ortam oluşturduğumuz etkinliklerde ilk olarak konuşmacımız günün konusundan bahseder. Daha sonrasında da katılımcılar ile soru cevap yaparak akıldaki soruları bitirdiğimiz bir etkinliktir. Konuşmacı sonrasında da networking bölümümüzde gelen katılımcılar birbiriyle tanıştırıp sosyal çevrelerini genişletmeyi hedefliyoruz.