İstanbul Finans Merkezi açıldı

0

İstanbul Finans Merkezi’nin Bankalar Etabı Cumhurbaşkanı Erdoğan Tarafından Hizmete Açıldı

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘’ “İFM yerli ve yabancı finans kuruluşlarının bölgede faaliyet göstermeye başlamasıyla ülkemiz ekonomisine ciddi katkılar sağlayacaktır. 3 kıtanın buluşma noktası olan İstanbul’da yeni bir finansal ekosistem oluşturacaktır. Kurumlarımızın bir araya gelmesi ekosistemin oluşmasının ilk adımıdır. İFM uluslararası sermaye akışını kolaylaştırarak yatırım çekme potansiyelimizi de artıracaktır’’

 Son teknolojiyle donatılmış ofisleri, sahip olduğu imkânlar ve bünyesinde yer alacak dev finans kuruluşları ile adını dünyanın önde gelen finans merkezleri arasına yazdıracak olan İstanbul Finans Merkezi’nin bankalar etabı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle hizmete açıldı. Türkiye’nin en önemli finans projesi olan İstanbul Finans Merkezi’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yan sıra,  Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Salim Arda Ermut, İstanbul Finans Merkezi A.Ş. Genel Müdürü Ahmet İhsan Erdem, finans merkezinde bulunan kamu bankalarının genel müdürleri, Yöneticileri, yüklenici firmaların temsilcileri, çok sayıda bürokrat ve davetli katıldı..

Açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Finans Merkezi’nin Türkiye’ye ve Türk ekonomisine önemli katma değer sağlayacağın söyledi:

‘’ İstanbul Finans Merkezi, yerli ve yabancı finans kuruluşlarının bölgede faaliyet göstermeye başlamalarıyla çok geniş bir yelpazede ülkemiz ekonomisine ciddi katkılar sağlayacaktır. Bu merkez, 3 kıtanın buluşma noktası olan İstanbul’da yeni bir finansal ekosistem oluşturacaktır. Farklı illerimize ve şehrimizin farklı yerlerine dağılmış olan kurumlarımızın bir araya gelmesi, bu ekosistemin oluşmasının ilk adımıdır. Tüm bunların yanı sıra İstanbul Finans Merkezi, uluslararası sermaye akışını kolaylaştırarak yatırım çekme potansiyelimizi de artıracaktır. Tasarrufları yeni finansal araçlara yönlendirmek suretiyle ekonomiye kazandıracaktır. Büyük altyapı projelerinin finansmanı ile finansal istikrarın devamlılığını sağlayacaktır. Ayrıca ekonomide, öngörülebilirliğin ve istihdamın yükselmesine de ivme kazandıracaktır.’’

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ise konuşmasında İstanbul Finans Merkezi’nin ekonominin geleceğini şekillendireceğini söyledi:

“2036 yılı itibarıyla, İFM’nin ülkemizin toplam finansal hizmet ihracatını yaklaşık 3 kat arttıracağını ve 15 yıl içerisinde Gayri Safı Yurt İçi Hasılaya yapacağı toplam katkının da yaklaşık 130 milyar dolar olacağını öngörüyoruz. İstanbul Finans Merkezi, finansal kuruluşlar için eşsiz özelliklere sahip bir yerleşke olmanın yanı sıra, küresel bir sektörel etkileşim ve inovasyon merkezi olarak da finansal piyasalarımızın gelişmesini ve derinleşmesini hızlandıracaktır. Bu güçlü ekosistem, yeni yatırımcıların ülkemize gelmesinde ve finansman maliyetlerinin düşmesinde de pay sahibi olacaktır. Bu merkez, finansal kuruluşlarımızın dijital finansal hizmetler ve sürdürülebilir finansman gibi alanlarda atılım yapması için önemli bir platform teşkil edecektir.’’

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ise, İstanbul Finans Merkezi’nin Türkiye’de finansın kalbi olacağını ifade etti:

‘’Türkiye ekonomisi için yeni bir çağ başlatacak İstanbul Finans Merkezimizin açılışını gerçekleştirmenin mutluluğu içindeyiz. Bu eserimizin tasarımında bir yüzü Kapalıçarşı’ya batıya bakarken diğer yüzü de Anadolu’muza Ulu Camimize bakmaktadır. Özel tasarımcılarımızla çalışılmış ve geleneklerimizle bezenmiş finansımızın da kalbi atacaktır.3 milyon 380 bin metrekare inşaat alanına sahip yatırım değeri olarak 65 milyar lirayı bulan İFM ülkemizi dünyayla yarışır hale getirecek. Londra ve New York gibi finans merkezleriyle rekabet edebilir konuma taşıyacak.’’

Konuşmaların ardından Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkan vekili Erişah Arıcam, Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Salim Arda Ermut ve İstanbul Finans Merkezi Genel Müdürü Ahmet İhsan Erdem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a İstanbul Finans Merkezinin yağlı boya tablosunu takdim etti.

İstanbul Finans Merkezi, 1,3 milyon metrekare ofis alanı, 100 bin metrekarelik alışveriş merkezi, 2.100 kişilik kongre merkezi, 5 yıldızlı oteli ve akıllı şehir modeli ile yurt içi ve yurt dışından birçok misafiri ağırlayacak.

Türk Ekonomisine Katma Değer Sağlayacak

Türkiye Varlık Fonu sahipliğinde ve Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen projede bankaları etabının açılmasıyla birlikte yurt içinden ve yurt dışından yine önemli banka ve finans kuruluşlarının da İstanbul Finans Merkezi’nde yer alması bekleniyor.   Türkiye’ye büyük katma değer sağlayacak dev finans projesinin bankalar etabında Vakıfbank, Ziraat Bankası ve Halk Bankası’nın ilgili birimleri İstanbul Finans Merkezi’ndeki faaliyetlerine hız verecek. 

Ofis ve AVM Bölümlerine Yoğun Talep

İstanbul Finans Merkezi’nde, son teknoloji ile donatılmış ve ustalıkla tasarlanmış 21 ofis binası bulunuyor.  Projede ofisler ve alış veriş merkezi açılışın çok öncesinden kapasitesinin çok daha üzerinde talep topladı. A sınıfı binalarda tüm yönetim sistemlerini tek bir çatı altında toplayan proje,  dünya standartlarının üzerinde ve akıllı şehir modeli ile tasarlandı. Projede tüm ofisler açılabilir pencereler ve UV filtreli havalandırma sistemleri ile donatıldı. İstanbul Finans Merkezi çağdaş ofisler, ortak çalışma alanları ile yurt içi ve yurt dışından tüm çalışanların ihtiyaçlarını en üst seviyede karşılayacak.

En Ünlü Restoran ve Markalar

İstanbul Finans Merkezi’ndeki Alışveriş Merkezi ise modern imkânları, özel mimarisi ve fonksiyonel tasarımı ile merkezin özünü yansıtacak şekilde dizayn ediliyor. Merkezdeki ofis çalışanlarıyla birlikte her gün 100 bin ziyaretçiyi ağırlaması beklenen alışveriş merkezinde yerli ve yabancı dünyaca ünlü restoran ve perakende markalarının mağazaları yer alacak. Açık havada, toplam 3,3 kilometre uzunluğundaki cadde, sokak ve meydanlara yayılmış şekilde iki katta alışveriş konforu yaşatacak olan AVM içerisinde; gün boyu gastronomi, giyim, teknoloji, sanat, eğlence ve diğer perakende kategorileriyle geniş hizmet ve marka yelpazesi sunulacak.

Finansa Yön Verecek etkinlikler

İstanbul Finans Merkezi’nde finans sektörü çalışanlarının uluslararası standartlar ve sektör talepleri doğrultusunda mevcut becerilerini geliştirebilecekleri ve ilgili sertifika ve dereceleri alabilecekleri dünya standartlarında bir eğitim merkezi de yer alıyor. 10.300 m2 büyüklüğünde ve 2.100 kişi kapasiteli İFM – Konferans Merkezi, şehrin en heyecan verici etkinliklerine ev sahipliği yapacak. Konferans Merkezinde finans alanında yüksek profilli konuşmacılar ağırlanacak ve dünyaca ünlü kongre, konferans ve seminerler düzenlenecek. Bu merkez aynı zamanda konserlerin yanı sıra kültürel ve sanatsal etkinlikler için de ev sahipliği yapacak.

5 Yıldızlı Otel Hizmet Verecek

İstanbul Finans Merkezi bünyesinde yer alan 5 yıldızlı otel, uzun dönemli konaklamaya uygun yapıda ve ziyaretçilerin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak tasarlandı. 325 oda sayısı ve 80’e yakın uzun süreli konaklamaya uygun oda tipi ile hizmet verecek.

Zoom çalışan bağlılığı platformu satın aldı

0

Zoom çalışan bağlılığı platformu Workvivo’yu satın aldığını duyurdu. Zoom bu satın almayla uzaktan çalışmayı teşvik etmek istiyor.

Pandemiden bu yana Zoom, birçok çalışanın günlük iş hayatında temel bir unsur haline geldi. Zoom, yeni bir satın almayla hizmetlerini video konferansın ötesine taşıyor ve dijital bir iş yerine dönüşmeyi hedefliyor. Zoom, 2017’de kurulan ve Lululemon, Ryanair ve Liberty Mutual gibi birçok marka tarafından kullanılan bir çalışan bağlılığı ve iletişim platformu olan Workvivo’yu satın aldığını duyurdu.

Workvivo, çalışanların anketler, duyurular, e-posta özetleri, topluluk grupları, organizasyon şemaları, paylaşılan takvimler ve daha fazlası gibi işyeri katılımı ve iletişim araçları için kullanabileceği merkezi bir merkez işlevi gören bir uygulama.

Workvivo Zoom bünyesinde hizmet verecek

Zoom, satın almanın ana hedefinin müşterilere günümüzün hibrit çalışma modeline katılmanın yeni bir yolunu sağlamak ve şirket kültürünü korumaya yardımcı olmak olduğunu söylüyor.  

Zoom basın açıklamasında, “Çalışanların katılımını sağlamak ve kültürü bağlantı yoluyla yönlendirmek artık ‘olsa iyi olur’ değil, günümüzün iş ortamında başarı için bir zorunluluktur” dedi. 

2024 yılının 1. çeyreğinde gerçekleşmesi beklenen işlemin kapanmasıyla Zoom, Workvivo’nun yeteneklerini platformuna dahil etmeyi planlıyor. Satın almanın şartları ise henüz açıklanmadı.

Zoom’un bu son satın alması platformu iyileştirmek ve geliştirmekten daha çok stratejik bir satın alma diyebiliriz. Çünkü Zoom, Workvivo yetenklerinden faydalanarak uzaktan çalışmayı teşvik etmek istiyor. Ayrıca buradaki potansiyeli de görerek sıradaki geliştirmelerini buna bağlı yapmayı planlıyor.

Togg ile yedek parçanın niceliği değil niteliği öne çıkacak

Açıklandığı ilk günden bu yana büyük merak uyandıran Türkiye’nin yerli otomobili Togg artık satışa çıktı. Yedek parça ve otomotiv satış sonrası sektöründe 50 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteren MOTOR AŞİN, Togg’un otomotiv endüstrisine sağlayacağı katkılardan ve getirilerinden bahsetti. Gün geçtikçe sektöre olan katkısının artacağına vurgu yapan MOTOR AŞİN CEO’su Saim Aşçı, “İç pazardaki etkisi ve kullanıcı deneyimi çok önemli. Bu olumlu sinerjiyle ilk 1 yıl aşılırsa nihai tüketicilerin Togg’u benimsemesiyle birlikte istenen hedeflere ulaşmaması için bir neden yok. Zaman içerisinde Türkiye yedek parça sektörüne de ciddi katkıları olacaktır. Yerli otomobilimiz ile yedek parçanın niceliğinden ziyade niteliği ön plana çıkacak.” açıklamasını yaptı. Sadece yurt içinde değil, yurt dışında da derin sektörel bilgi ve donanıma sahip MOTOR AŞİN, Türkiye’nin yerli otomobili olan Togg’un, özellikle gelecekte sektörü hangi alanlarda olumlu etkileyeceğine ve pazara sağlayacağı değerli kazançları anlattı. Mevcut durumda yüzde 51’lik yerlilik oranına sahip olan Togg’un, batarya fabrikasının açılmasıyla yerlilik oranının artacağına dikkat çekildi.

MOTOR AŞİN CEO’su Saim Aşçı, “Togg’un tedarikçilerinin yüzde 78’i Türkiye’den, yüzde 22’si Avrupa ve Asya’daki şirketlerden oluşuyor. Hatırlatmakta fayda var ki Togg tarafında hedef üretime başladıktan 3 yıl sonra yüzde68 yerlilik oranına ulaşmak. Ülkemizde üretimi yapılan içten yanmalı otomobillerin yerlilik oranları yüzde 19 ile 66 arasında değişiyor.” şeklinde konuştu. İlk etapta yürüyen aksamda yedek parça önem kazanacak Değişim ve dönüşüm odaklı bakış açısıyla hizmet sunan MOTOR AŞİN, Togg ile yedek parça anlayışının da değişeceğine vurgu yaptı. Sektörün artık parçanın niceliğinden çok niteliğinin arttığı bir konjonktüre evrileceğinin altını çizen MOTOR AŞİN CEO’su Saim Aşçı konuyla ilgili “İş yedek parça konusuna geldiğinde AR-GE alanında da iş birliği için çalışmalarımızı hızlandıracağız. Bir araç üretildikten hemen sonra kısa vadede yürüyen aksam dediğimiz parça kategorisindeki parçalara ihtiyaç duyuyor. Bunların tedariği önem kazanacak.” dedi. Kullanıcı deneyimi ve iç pazar etkisi yurtdışı hedeflerine yön verecek Özellikle gelecek dönemlerde ülkenin otomotiv endüstrisine sağlayacağı olanak ve katkılar oldukça merak ediliyor. Proje; pandemi, çip krizi ve Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle ister istemez etkilense de yıl içindeki 20 bin araç teslimat hedefinin önemine değinen Aşçı, “Bu olumlu sinerjiyle ilk 1 yıl aşılırsa nihai tüketicilerin yerli otomobili benimsemesi ile birlikte istenen hedeflere ulaşmaması için bir neden yok. Togg, 2024 yılından
itibaren uluslararası pazarlara açılmak için stratejilerini kurgulayacak. İç pazardaki etkisi ve kullanıcı deneyimi bu açıdan çok değerli.” açıklamasında bulundu.

Endüstriyel yapay zeka için iş birliği

0

Endüstriyel yapay zeka için Siemens ve Microsoft önemli bir iş birliği yaptı. Bu birliktelik, endüstride yapay zeka üretkenliğini artıracak.

Alman sanayi devi Siemens, endüstriyel iş akışını tepeden tırnağa iyileştirmek için üretken yapay zeka araçlarını kullanmak üzere Microsoft ile birlikte çalışıyor .

Üretken yapay zeka araçları arasında yapay zeka destekli sohbet ve kod üretimi bulunan Microsoft, Siemens’in tasarım, mühendislik, üretim ve operasyonel süreçlerini hızlandırmak ve basitleştirmek için bu teknolojileri kullanılıyor. Microsoft, mühendislerin işlerini daha hızlı yapmalarına yardımcı olmak için Siemens ekipleri arasındaki iletişimi geliştirmek ve kod yazımını hızlandırmak için üretken yapay zekayı kullanmayı planlıyor. Bunun Siemens çalışanlarının verimliliğini ve üretkenliğini artırması bekleniyor.

Siemens ve Microsoft ortaklığı

Microsoft Teams için bu yılın sonlarında piyasaya sürülecek olan yeni bir Teamcenter uygulaması, servis mühendisleri tarafından doğal konuşmayı kullanarak ürün tasarımını veya kalite endişelerini belgelemek ve raporlamak için kullanılacak.

Uygulama, daha sonra uygun ekip üyesine yönlendirilen özet bir raporu otomatik olarak oluşturmak için resmi olmayan konuşmaları ayrıştırabilir. Çalışanlar, gözlemlerini tercih ettikleri dillerde kaydedebilir ve bunlar daha sonra Microsoft Azure AI ile resmi şirket diline çevrilecek.

Siemens ve Microsoft, dünya fabrikalarındaki çoğu makineyi kontrol eden endüstriyel bilgisayarlar olan Programlanabilir Mantık Denetleyicileri (PLC) için kod oluşturma araçları üzerinde de işbirliği yapıyor. Bununla birlikte ChatGPT, şirketlerin bakım ekiplerinin hataları daha hızlı belirlemesine yardımcı olacağına inandıkları doğal dil girdileri aracılığıyla PLC kodu oluşturmak için kullanılacak. Microsoft, ChatGPT‘yi geliştiren OpenAI ile yakın işbirliği içinde çalışıyor ve ona yatırım yapıyor.

Şirketler ayrıca üretimdeki kusurları daha iyi tespit edebilen sistemler üzerinde çalışıyor. Microsoft Azure Machine Learning ve Siemens’in Industrial Edge’in bir kombinasyonu kullanılarak, kameralar ve videolar tarafından yakalanan görüntüler, makine öğrenimi sistemleri tarafından analiz edilebildiği gibi, atölyede yapay zeka görüş modelleri oluşturmak ve izlemek için de kullanılabilir.

Microsoft’ta Bulut ve Yapay Zeka Başkan Yardımcısı Scott Guthrie yaptığı açıklamada, “Yapay zekanın teknoloji platformlarına entegrasyonu, çalışma şeklimizi ve her işletmenin çalışma şeklini derinden değiştirecek” dedi.

Asis elektronik ve İş bankası’ndan akıllı ulaşım için iş birliği

0

Yeni nesil akıllı şehir teknolojileri ile ulaşım sektörüne yönelik projeler üreten Asis Elektronik, İş Bankası’nın Maximum Mobil uygulaması üzerinden akıllı çözümler sunmaya devam ediyor. Katma değerli teknoloji üreterek akıllı şehir teknolojileri ve finansal teknolojiler alanlarında yerel ve global projeler tasarlayan Asis Elektronik, İş Bankası ile toplu ulaşımda akıllı çözümleri Türkiye’de yaygınlaştırmak üzere iş birliği gerçekleştirdi.

Asis Elektronik’in akıllı ulaşımı destekleme hizmeti ürünü olan projede, İş Bankası kartları ile Maximum Mobil uygulaması üzerinden şehir içi ulaşım kartlarına kolayca yükleme sağlanıyor. Geçtiğimiz yıl başlatılan proje ile İş Bankası’nın Maximum Mobil uygulamasında yer alan ulaşım kartları menüsünden, İş Bankası kartıyla anında bakiye yüklemesi yapılabiliyor. Uygulamadaki ulaşım kartları menüsünde, kullanıcılara 22 şehrin ulaşım kartına bakiye yükleme hizmeti sunuluyor. Yolculara kolaylık sağlayacak uygulamanın, diğer illerde de kademeli olarak devreye alınarak milyonlarca kullanıcıya hitap etmesi planlanıyor. İş Bankası ile yapılan iş birliği yolcuların çok daha rahat, pratik ve konforlu bir şehir içi toplu ulaşım deneyimine hizmet ediyor. İş birliği şehirlerin ulaşım alanında dijitalleşmesine de önemli bir katkı sunuyor. ;

Fintek ekosistemini büyütmeye devam edeceğiz

Akıllı şehir planlamasında paydaşlar arası iş birliğine dikkati çeken, Asis Elektronik Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Özyürek “Elektronik ücret toplama sistemi ve şehir teknolojileri alanlarında kartların tüm ödeme işlemlerinde kullandırılması, tüm banka kartlarının elektronik ücret toplama sistemlerinde kabul edilmesi ve kartlar için geliştirilecek yeni kullanım alanlarıyla kullanıcı dostu bir sistem kurma konusunda çalışmalar yürütüyoruz. Akıllı şehirler için geliştirdiğimiz teknolojilerle ulaşım sektöründe entegre çözümleri paydaşlarımızla birlikte geliştireceğiz. Önümüzdeki dönemde işbirliği yaptığımız kurumlarla birlikte fintek ekosistemini büyüterek ve son kullanıcılara kolay ve pratik çözümler geliştireceğiz” dedi.

İş Bankası’ndan yapılan açıklamada ise “Ödeme sistemleri alanında müşterilerimizin günlük hayatlarında sürekli tekrar eden ve hız beklentilerinin en yüksek olduğu deneyim alanlarında hayatı kolaylaştıran yenilikçi çözümler sunmaya devam ediyoruz. Müşterilerimizin farklı şehir içi ulaşım kartlarına Maximum Mobil üzerinden diledikleri zaman kredi kartları ve banka kartları ile kolayca bakiye yükleme imkanı sunan bu konforlu deneyimle, günlük hayatta büyük önem taşıyan şehir içi ulaşıma katma değer yaratıyoruz.“ denildi.

OpenAI gizlilik sorunlarını çözebilecek mi?

0

OpenAI gizlilik sorunları ile İtalya’nın radarına takılmış ve ChatGPT tüm ülkede engellenmişti. Peki OpenAI bu sorunları çözebilecek mi?

İtalya’nın veri koruma otoritesi, OpenAI’nin belirli koşulları karşılaması halinde ChatGPT yasağını kaldırmaya istekli olduğunu söyledi.

Kişisel Verilerin Korunması Garantörü (GPDP) Mart ayında OpenAI’nin ChatGPT’sine erişimi engellediğini duyurdu. Hareket, chatbot’un İtalya’nın veri gizliliği yasalarını ve AB’nin rezil Genel Veri Koruma Yönetmeliğini (GDPR) ihlal edip etmediğine yönelik devam eden bir soruşturmanın parçasıydı. Eğer OpenAI gizlilik konusunda GDP’nin taleplerini yerine getirirse yeniden erişime açılacak.

ChatGPT için açık rıza isteniyor

GPDP, ChatGPT’nin giriş sorgularından telefon numaraları ve adresler gibi kişisel bilgileri hatırlayıp yayabileceğinden endişeliydi. Ayrıca yetkililer, chatbot’un reşit olmayanları potansiyel olarak zararlı olabilecek uygunsuz yanıtlara maruz bırakabileceğinden endişe duyuyordu.

GPDP, yaratıcısı OpenAI’nin reşit olmayanları ve kullanıcıların kişisel verilerini koruyan kuralları 30 Nisan 2023’e kadar uygulaması halinde ChatGPT yasağını kaldıracağını söylüyor.

OpenAI’den ChatGPT’nin verilerini nasıl depoladığını ve işlediğini web sitesinde bilgilendirmesi ve kullanıcıların yazılımı kullanmadan önce 18 yaşında veya daha büyük olduklarını doğrulamalarını istemesi istendi. Yeni kullanıcılar kaydedilirken bir yaş doğrulama işlemi gerekecek ve 13 yaşından küçük çocukların yazılıma erişimi engellenecek. 13-18 yaş arası kişiler, ChatGPT’yi kullanmak için ebeveynlerinden izin alacak.

Şirket ayrıca yapay zeka modellerini eğitmek için insanların verilerini kullanmak için açık onay istemeli ve ister kullanıcı olsun ister olmasın herkesin ChatGPT tarafından oluşturulan yanlış kişisel bilgilerin düzeltilmesini veya tamamen silinmesini talep etmesine izin vermeli. Tüm bu değişikliklerin 30 Eylül’e kadar uygulanması gerekiyor, aksi takdirde yasak geri getirilecek.

Bu hamle, yapay zeka teknolojilerinin dünya çapındaki düzenleyiciler tarafından daha fazla denetlenmesine yönelik daha büyük bir eğilimin parçası özelliğinde. ChatGPT, düzenleyici zorluklarla karşılaşan tek yapay zeka sistemi değildir.

Otonom araçlar sis ile mücadele ediyor

0

Otonom araçlar sis altında çalışmakta zorlanıyor. Waymo araçları yoğun sisli bir havada yolun kenarında durmak zorunda kaldı.

Otonom araçların mücadele ettiği en son zorluk, sisli havada çalışmak oldu. Waymo’nun tamamen sürücüsüz araçlarından beşi, San Francisco’nın yoğun sisiyle yerleşim caddesinin kenarına çekilmek zorunda kaldı. Olay, sürücülerin park halindeki araçları geçememesi nedeniyle trafikte önemli sorunlara neden oldu.

Sisli havada çalışmak sorun yaratıyor

Waymo, birkaç yıl önceki bir blog gönderisinde sisin ortaya çıkardığı zorlukların altını çizmişti. Gönderi, sisin sadece otonom araçlar için bir tehlike olmadığını vurguladı. ABD Ulaştırma Bakanlığı, her yıl sis sırasında meydana gelen 38.700’den fazla kaza olduğunu belirtiyor. Bu kazalar 600’den fazla ölüm ve 16.000’den fazla yaralanmayla sonuçlanıyor. Ancak sis, sürücüsüz araçların sensörlerini de mahvediyor. Otonom araçlar sis ile mücadelesini daha ileriye taşıyabilmek için bu koşullarda daha fazla test edilecek.

Waymo’nun beşinci nesil görüntüleme radarı, sis ve sisin içini görmek için ışık yerine mikrodalgaları kullanıyor. Arabaların sensörlerini temiz tutmak için yeni bir temizleme sistemi tasarlandı.

Waymo: “Beşinci nesil, son teknoloji görüntüleme radarımız, benzersiz çözünürlüğü, benzersiz görüş alanı ve hızı anında ölçebilme özelliğiyle lidar ve kameralarımızı tamamlıyor. Işık yerine mikrodalga kullandığı için sis ve pus gibi hava koşullarını görüyor” diyor.

Açıklamada: “Ayrıca hidrofobik filmler kullanmaktan sensörlerin etrafındaki doğal hava akışını şekillendirmeye ve sensörlerimizin yüzeylerini sis damlacıklarından, yağmurdan temiz tutmak için darbeli bir hava üfleme ve silecek sistemi kullanmaya kadar çeşitli mekanizmalar kullanan sağlam bir sensör temizleme sistemi tasarladık” denildi.

Waymo yaptığı açıklamada olayı doğruladı. Otomobiller kısa bir duraklamanın ardından yoluna devam etti ve şirket, sis ve park performansını iyileştirmek için planladığı yazılım güncellemeleri olduğunu duyurdu.

Waymo ve General Motors destekli Cruise artık San Francisco’da ücretli yolcu taşıyabilecek. Mühendisler onlara güç veren donanım ve yazılımı iyileştirmeye devam ederken, araçlar halen katı kurallar altında çalışıyor.

Elon Musk yapay zeka girişimi başlatacak

Elon Musk yapay zeka girişimi ile OpenAI’rakip olacak. Musk bu alanda çalışan ve tecrübelik bir ekip kurmaya şimdiden başladı.

Elon Musk, OpenAI ile kafa kafaya gidecek bir yapay zeka girişimi başlatmayı planlıyor.

Financial Times’ın haberine göre Tesla, SpaceX ve Twitter’ın CEO’su Musk, bu alandaki araştırmacılar ve mühendislerden oluşan bir ekip kuruyor ve çok sayıda yatırımcıyla görüşüyor. Ayrıca Alphabet dahil olmak üzere diğer üst düzey yapay zeka firmalarından işe aldığı bildirildi.

Yapay zeka çalışmalarında ChatGPT-4 örneği

Semafor’un daha önceki bir raporuna göre Musk, bir zamanlar OpenAI’de önemli bir finansal destekçiydi ve birkaç yıl içinde 1 milyar dolar taahhüt etti . Ancak Musk, yapay zeka firmasına olan finansal ve operasyonel taahhütlerinden geri adım attı ve aynı zamanda OpenAI, kar amaçlı bir iş segmenti ekledi. Musk gruptan ayrıldıktan kısa bir süre sonra OpenAI’ye 1 milyar dolar yatırım yaptı ve bu yılın başlarında milyarlarca dolarlık yeni bir yatırım sözü verdi.

Mart ayında Musk, OpenAI’nin GPT-4′ünden daha gelişmiş yapay zeka modelleriyle ilgili tüm araştırmaların altı ay süreyle derhal durdurulması çağrısında bulunan bir açık mektup imzaladı . Yapay zekanın “uygarlığın geleceği için en büyük risklerden biri” olduğunu söyledi. Ancak Musk’ın böyle bir önergeye imza atması, bu alandaki çalışmalara yetişmek için olduğu yönünde de iddialar var.

Microsoft ve Google’ın ötesinde, Amazon üretken yapay zeka alanına girdiğini duyurdu.

Akıllı kanalizasyon teknolojisi kirliliği önlüyor

0

Akıllı kanalizasyon teknolojisi ile Buffalo şehri 145 milyon dolar tasarruf sağladı. Buffalo, en iyi akıllı şehir olma hedefinde önemli bir adım attı.

ABD’deki Buffalo şehri, atık suyu sınırlamak ve kirliliği azaltmak için yakın zamanda akıllı bir kanalizasyon sisteminin geliştirdi. Şehir, dijitalleştirme planındaki bir adımı daha tamamladı.

Altyapının akıllı hale getirilmesi ile 145 milyon dolar tasarruf

Buffalo Kanalizasyon Kurumu’na (BSA) göre dijital sistem, mevcut altyapıyı kullanarak ve kanalizasyon sistemini yeniden inşa etme ihtiyacını ortadan kaldırarak şimdiden şehre 145 milyon dolar kazandırdı. 

Yeni sistem, su teknolojisi şirketi Xylem ile işbirliği içinde oluşturuldu ve taşmaları önlemek ve kirli suyun nehirlere karışmasını önlemek için fazla yağmur suyunu otomatik olarak şebekesinin az kullanılan bölümlerine yönlendirerek çalışıyor. Xylem’in Atık Su Şebekesi Optimizasyon platformu, su akışlarını görselleştirmek, tahmin etmek ve kontrol etmek için gerçek zamanlı izleme yeteneklerinden ve ağ çapında sensör sisteminden yararlanarak yeni sistemi oluşturmak için kullanıldı.

Xylem’in kıdemli uygulama ve çözüm mimarı Rich Loeffler: “Bu proje, Buffalo’ya mevcut sistemini yönetmesi için yeni bir yol vermekle ilgili. Zaten bu büyük varlıklara ve altyapı parçalarına sahipler. Fikir, yağışlı havalarda biraz farklı çalışacakları ve su yollarına birleşik kanalizasyon deşarjlarını önleyecekleri şekilde onlara küçük bir ayar vermek” dedi.

Akıllı kanalizasyon sistemi, halihazırda birkaç siteye başarılı bir şekilde entegre edilmiş durumda ve BSA, şimdi bunu şehrin geneline yaymayı planladığını söylüyor. Buffalo Belediye Başkanı Byron W. Brown, Buffalo’yu “ülkenin önde gelen akıllı akıllı şehri” yapmayı hedefliyor. Söz konusu taahhüt kapsamında, şehir ayrıca AT&T ile işbirliği içinde trendleri belirlemek, akıllı sokak lambaları kurmak ve şehre 5G getirmek için şehir genelindeki verileri analiz etmek için bir yazılım platformu geliştirmeyi planlıyor.

Bankalar siber saldırı bildirimini ortak formatta yapabilir

0

Yayınlanan yeni plana göre bankalar siber saldırı bildirimi ortak formatta bildirebilir. Finansal İstikrar Kurulu (FSB), rapor formatı paylaştı.

G20’nin mali gözlemcisi, bilgisayar korsanlığına karşı tepkileri hızlandırmak ve finansal istikrar üzerindeki yansımaları sınırlamak amacıyla bankalara siber saldırıları ortak bir formatta bildirmeleri için bir plan önerdi. Bankalar siber saldırı bildirimini kendilerine tanınan süre içerisinde bildiriyor olsa da bu konuda format eksikliği bulunuyor.

G20 ülkeleri ortak hareket edebilir

G20 merkez bankaları, mali düzenleyiciler ve hazine yetkililerinden oluşan Finansal İstikrar Kurulu (FSB), bir kamuoyu istişaresinin ardından tavsiyelerini paylaştı. FSB: “Küresel finansal sistemin birbirine bağlı olması, bir finans kuruluşundaki (veya üçüncü taraf hizmet sağlayıcılarından birindeki bir olayın, sınırlar ve sektörler arasında yayılma etkilerine sahip olabilmesini mümkün kılıyor. Bununla birlikte, son on yılda, siber olay raporlamasıyla ilgili gereksinimler ve uygulamalarda anlamlı farklılıklar ortaya çıktı ve çıkmaya devam ediyor” dedi.

Öneriler, olay raporlamanın daha fazla uyumlaştırılmasının önündeki engelleri kaldırmayı amaçlıyor. Ayrıca raporlamada yakınsamayı artırmak için daha geniş bir ortak terimler yelpazesi sağlamak üzere gelişmiş bir “siber sözlük” içeriyor.

Günümüzde finans alanındaki siber saldırılarda ciddi bir artış yaşanıyor. Bununla birlikte her şirket bu siber saldırıları kendi şirketlerinin stratejisi kapsamında bildiriyor. Paylaşılan bilgiler genellikle ortak bir format içerse de bu konuda genel bir format bulunmuyor. FSB tarafından yapılan çalışma bu formatın ortaklaştırılması için kritik öneme sahip.

ChatGPT sohbetleri ne kadar güvenli?

0

Ghostery CEO’su Schmetz, ChatGPT sohbetleri için güvenlik analizi yaptı. Schmetz üçüncü taraf kontrolüne dikkat çekti.

ChatGPT, hatta Bing Chat ve Google Bard gibi üretken yapay zeka hizmetlerini daha fazla kişi kullandıkça , bunların güvenliği ve etiği sorgulanmaya başlıyor. Milyonlarca insan soru sormak, ön yazılar veya makaleler için metin oluşturmak, kod yazmak ve hatta hata ayıklamak için bir web sitesini kullanıyor. Peki bu araçlara girilen tüm bu bilgilere ne oluyor?

Üçüncü taraf izleme henüz aktif değil

Ghostery CEO’su ve gizlilik uzmanı Jean-Paul Schmetz bu konuyla ilgili detaylı bir çalışma yaptı. İyi haber şu ki, OpenAI henüz ChatGPT’de üçüncü taraf izlemeye izin vermiyor. Schmetz: “ChatGPT ile sohbet ederken arkanızdan bakan kimse yok” diyor.

Schmetz: “Kullanıcının endişelenmesi gereken tek şey, verilerinizi eğitim için kullanabilmeleridir, bu nedenle ne yazarsanız yazın OpenAI tarafından kullanılıyor. Bu, şirketin gizlilik politikasında açıkça belirtilmiş, ancak yalnızca OpenAI’den  bir Google Formu doldurarak veri paylaşımını devre dışı bırakma seçeneğiniz var” diyor.

2021’de araştırmacılar, modelin doğuştan gelen, kullanıcılarının girdiği verilerden öğrenme rolünden yararlanan veri çıkarma saldırılarını eğitmek için GPT-2 sistemindeki güvenlik açıklarını ortaya çıkardı. Bu güvenlik açığının GPT-4’te olup olmadığını kesin olarak bilmesek de Schmetz, bunun ücretsiz modelde de devam ettiğini açıklıyor. OpenAI başkanı ve kurucu ortağı Greg Brockman: “Güçlü eğitim çalışmalarının hükümetlere bildirilmesi, bunların kapasite ve etkilerine ilişkin giderek daha karmaşık hale gelen tahminlerin eşlik etmesi ve tehlikeli yetenek testleri gibi en iyi uygulamaları gerektirmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.

İnternetle iç içe büyüyen çoğumuz, bunun için üç önemli kural olduğunu biliyoruz: Özel bilgileri internete koymayın, okuduğunuz her şeye inanmayın ve internetin en büyük hükümdarı çerezlerdir. Schmetz, “Yapay zeka ile paylaştıkları bilgilere dikkat eden kullanıcılar risk altında olmayacak, çünkü bu birinci taraf verileri yalnızca kullanıcı bu bilgileri en başta girdiyse çıkarılabilir” diye ekliyor.

Telefon kiralamaya olan talep arttı

Tüketiciler telefonlarını uzun dönem kiralayıp hasar onarım garantisiyle rahatça kullanmayı tercih ediyor

Enflasyonun yüzde 55 artmasıyla beraber, kiralama sisteminin yüzde 35’in üzerinde tasarruf sağladığının altını çizen Kiralabunu Kurucu Ortağı Sinan Ventura, “Kiralamaya talep patladı. Tüketiciler artık paralarını telefona yatırım yaparak kullanmak yerine farklı alanlarda değerlendirmeyi tercih ediyor” diyor. 

Mevcut ekonomik konjektür süreli kullanımı olan varlıklara yatırım yapmaktansa, paranın değerini korumak amacıyla uzun dönemli yatırım araçlarına yönelimi tetikledi. Elektronik ürün perakendesinde yansımada yenilenmiş cihaz pazarının ve kiralamanın önünü açtı.

Dünyada yenilenmiş telefon pazarı gelişmiş ülkelerde sıfır telefon pazarının yüzde 20’sine kadar ulaşmış durumda. 10 milyon sıfır telefon satışının yapıldığı bir ülkede bunun 2 milyon adetini yenilenmiş telefonlar oluşturuyor. Bu oran Türkiye’de henüz yüzde 1’lerde. Ancak 2026 yılına kadar rakamın yüzde 15’lere çıkması bekleniyor. Son yıllarda gerek döngüsel ekonomiye katkısı gerekse uygun fiyatlı olması nedeniyle tüketicilerin yoğun ilgi gösterdiği yenilenmiş telefon pazarının, mevcut ekonomik tablo nedeniyle daha da ivme kazanması bekleniyor. Yenilenmiş cihazlar daha ağırlıklı yaşını almış modellerden oluşuyor, cihaz yenileme süreleri göz önünde bulundurulursa. Bu noktada son teknolojiyi kullanmak isteyen kullanıcıların ve firmaların en önemli durağı da Kiralama opsiyonu oldu.

2021 yılında Sinan Ventura, Alper Erdem, Cenk Yılmaz ve Elif Kapıcı ortaklığıyla kurulan Kiralabunu.Com da bu alanda hızlı büyümesiyle dikkat çeken platformlardan ilki.

Kiralamaya yönelimin yüzde 55’in üzerindeki enflasyonda kullanıcılara yüzde 35’in üzerinde tasarruf sağladığının da altını çizen Kiralabunu Kurucu Ortağı Sinan Ventura, “Günümüz koşullarında kiralamaya talep patladı. Tüketiciler artık paralarını 10 bin TL’lik telefonlara yatırmak yerine, farklı yatırımlarda değerlendirip enflasyonla eşdeğer 16 bin TL’lere çıkarma yoluna gidiyor. Bu durumda aydan aya 500 tl ‘ler ile senelik sadece 6 bin TL’lik kiralama yaparak hem ürünü kullanıyor hem de sermayesi yanına kalıyor” diye anlatıyor. 

Telefon artık bir ihtiyaç, lüks değil

Telefonun artık tüketicilerin gözünde başat bir ihtiyaç olarak görüldüğüne de değinen Ventura; spekülasyonların, kriz ve zam söylentilerinin etkisiyle sektörde hareketliliğin artığını belirtiyor. Ventura ürünlere zam geleceğine yönelik alınan duyumların ve kurdaki oynaklıkların tüketicilerin cihaz değiştirme / alma kararını öne çekmeye yönlendirdiğine dikkat çekiyor. 

Yüksek fiyatların etkisi

Sahiplenmek yerine erişime olan yönelimin arttığından bahseden Ventura, şunları ekliyor: “Cep telefonu gibi ürünlerin yükselen fiyatları ve sıklaşan teknoloji güncellemeleriyle birlikte kullanım ömrünün düşmesi, kiralama modeline olan ilgiyi giderek artıyor. Kullanıcılar artık sıfır ürün satın alma yaparak kart limitlerini kullanmak da istemiyor. O nedenle uzun dönem kiralayıp hasar onarım garantisiyle ürünleri rahatça kullanmayı tercih ediyor.”

Kiralama sektörü tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yükseliş gösteren alanlardan. Kiralabunu.com’un 2022 yılında iki turda toplam 1.1 milyon dolar yatırım almış olması da bunu katılar nitelikte. Önümüzdeki haziran ayında 5-8 milyon dolar arasında yeni bir yatırım turuna hazırlanan platform, Türkiye’nin yanı sıra global fonlardan da yatırım çekmeyi hedefliyor. Cep telefonundan robot süpürgeye, televizyondan kulaklığa 11 kategoride 500’ün üzerinde ürününün kiralandığı Kiralabunu.com, tüketici talepleri doğrultusunda her geçen gün ürün portföyüne yeni kategoriler ekliyor.

Çin’de Mercedes-Benz Türkiye imzası

Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Merkezi, İş Hazırlama Ekibi ile birlikte Çin’e özel Actros projesinin gerçekleşmesinde aktif görev aldı

Çin’de Mercedes-Benz Actros’u yerlileştirme projesi kapsamında kamyonlarını geçen yıl sonunda yollara çıkaran Daimler Truck, 6 ayı aşkın süredir seri üretim araçlarını bantlardan indiriyor. Mercedes-Benz yıldızı taşıyan kamyonların tüm dünyadaki tek yol testi onay merci olan Mercedes-Benz Türk Aksaray AR-GE Merkezi de Çin’e özel Actros projesinde önemli sorumluluklar üstlendi. Projenin devreye alınma sürecine destek veren Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Ekibi, Çin özelinde kullanılan parçaların geliştirilmesi, test edilmesi ve onaylanması aşamasında sorumluluklar üstlenmesinin yanı sıra Çin’deki ekibe de destek verdi. Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Direktörü Melikşah Yüksel, “Sektöre yön veren çalışmalara imza attığımız AR-GE Merkezimiz ile küresel ölçekte sorumluluklarımıza gün geçtikçe yenilerini ekliyoruz” dedi.

Geçen yılın Eylül ayında Daimler Truck AG ve Çin merkezli Beiqi Foton Motor Co. ortaklığında kurulan Beijing Foton Daimler Automotive (BFDA), Çin’de Çin için yerel olarak üretilen ilk Mercedes-Benz kamyonlarının yola çıkmaya hazır olduğunu duyurdu. Günümüzde üretilen Mercedes-Benz Actros çekicilerin Çin’de bazı değişiklikler ve yerlileştirilen parçalarla üretilmiş versiyonları olan söz konusu araçlar, 6×4, 6×2 ve 4×2 olmak üzere üç farklı seçeneğe sahip. Planları doğrultusunda seri üretime başlayan Daimler Truck, dünyanın en büyük kamyon pazarı olan Çin’de genişleyen ticari ayak izi ve büyüme potansiyeli ile yeni bir sayfa açmayı hedefliyor.

Mercedes-Benz Türkiye’deki ekipler görev aldı

Mercedes-Benz yıldızı taşıyan kamyonların tüm dünyadaki tek yol testi onay merci olan ve küresel çapta birçok önemli çalışmaya imza atan Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Merkezi, İş Hazırlama Ekibi ile birlikte Çin’e özel Actros projesinin gerçekleşmesinde aktif görev aldı. Proje kapsamında ortak çalışmalar yürüten her iki ekip, Çin’de kullanılan parçaların geliştirilmesi, test edilmesi ve üretim süreçlerine destek verdi.

Mercedes-Benz yıldızı taşıyan kamyonları Çin gibi büyük bir pazara özel olarak üreterek teslim etmeyi hedefleyen projede yer aldıkları için gurur duyduklarını ifade eden Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Direktörü Melikşah Yüksel, “2018 yılında Aksaray’da faaliyetlerine başlayan Kamyon AR-GE Merkezimiz ile sektöre yön veren çalışmalara imza atarken, küresel ölçekte de sorumluluklarımıza her geçen gün yenilerini eklemeye devam ediyoruz. Son olarak, Çin’e özel Actros projesinde üstlendiğimiz görevleri başarıyla tamamladık. Çin özelinde kullanılan parçaların geliştirilmesi, test edilmesi ve onaylanması aşamasından Beijing Foton Daimler Otomotiv Fabrikası’nın üretim ve satış izni alma süreçlerine kadar önemli sorumluluklar üstlendik. İş Hazırlama Ekibimiz ve Kamyon AR-GE Ekibimizin başlangıç aşamasından üretim aşamasına kadar beraber çalıştığı projenin Daimler Truck için Çin’de önemli bir kilometre taşı olduğuna inanıyorum. Böylesine önemli bir projeye sağladıkları katkılardan ötürü tüm çalışma arkadaşlarımı tebrik ediyorum” dedi.

Prototipler üretildi, uzmanlar Çin’e gönderildi

Çin’e özel Actros projesi kapsamında Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Ekibi ile ortak çalışmalar yürüten İş Hazırlama Ekibi, ‘teknik sistemler’ adı verilen fren, hava, elektrik, yakıt ve AdBlue sistemlerinin araç içerisindeki konumunu, hatların geçiş güzergahlarını ve boylarını belirledi. Çalışma sonuç raporlarını prototip araçların üretimlerinde kullanılmak üzere Almanya ve Çin’deki takımlar ile paylaşan ekip, söz konusu bilgileri kendi ürettiği prototip test araçlarında da kullandı. Ürün hakkında sahip olduğu bilgi birikimini seri üretim aşamasında da kullanan ekip, Çin’e gönderdiği 9 uzman ile ön seri araçların üretilmesi, üretim çalışanlarının eğitimi, mühendis kadrosuna bilgi transferi ve proseslerin iyileştirilmesi süreçlerine destek verdi. Mercedes-Benz Türk İş Hazırlama Ekibi, Beijing Foton Daimler Otomotiv Fabrikası’nın üretim ve satış izni alma aşamasında da önemli bir rol oynadı.

Projenin devreye alınma sürecine destek veren Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Ekibi ise Çin özelinde kullanılan parçaların geliştirilmesi, test edilmesi ve onaylanması aşamasında sorumluluklar üstlenmesinin yanı sıra Çin’deki ekibe de destek verdi.

Proje için Mekatronik AR-GE Ekibi tarafından İstanbul’da yürütülen kapsamlar içerisinde; kablo demetleri, akü ve enerji dağıtım sistemleri, elektrik/elektronik komponentler, sürüş destek sistemleri, gösterge panelleri ve radyo sistemleri gibi güvenlik ve konfor sistemleri bulunuyor.

Araçlarda adeta sinir sistemi görevi gören kablo demetlerini, Daimler Truck’ın farklı ülkelerdeki çalışma ekiplerinden gelen bilgiler doğrultusunda oluşturan Mercedes-Benz Türk Kamyon AR-GE Merkezi, ayrıca proje kapsamlı özel değişiklik taleplerini koordine etti. Radyo ve takograf parçalarını Çin yönetmeliklerine uygun olacak şekilde geliştiren ekip, gösterge panelindeki görsel uyarı, sembol ve uyarı seslerinin söz konusu yönetmeliklere uygun olarak geliştirilerek seri üretime hazır hale getirilmesini de sağladı. Sürüş destek sistemleri kapsamında uyarlanabilir hız sabitleyici, aktif sürüş asistanı, şerit takip sistemlerini geliştiren ve seri üretim için hazır hale getiren Mercedes-Benz Türk, küresel ölçekte projelerde rol oynamaya devam ediyor.

Finans teknolojileri için kuluçka merkezi

0

Cube Ümraniye Uydu Kuluçka Merkezi finansal teknolojiler alanında girişim ve projelerin hayata geçmesinde önemli bir rol oynayacak

Teknopark İstanbul’un İstiklal Caddesi’nde açtığı Türkiye’nin kendi tematik alanında ilk uydu kuluçka merkezi olan Cube Beyoğlu’un ardından, finansal teknolojiler alanında girişim ve projelerin hayata geçmesinde önemli rol oynayacak Cube Ümraniye için iş birliği protokolü imzalandı.

Finansal teknolojiler alanında girişim ve projelerin hayata geçmesinde önemli bir rol oynayacak Cube Ümraniye Uydu Kuluçka Merkezi için, Teknopark İstanbul, Ümraniye Belediyesi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi arasında iş birliği protokolü imzalandı. Türkiye’nin oyun, dijital sanat, simülasyon, artırılmış gerçeklik, VR ve mobil uygulama tematik alanlarına sahip ilk uydu kuluçka merkezi Cube Beyoğlu’nu kısa süre önce faaliyete alan Teknopark İstanbul, böylece ikinci uydu kuluçka merkezini açmış olacak.

13 Nisan Perşembe günü Cube Incubation’da gerçekleşen imza töreni, Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım, Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Yerebakan, Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu Başkan Vekili Şekib Avdagiç, Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ve İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ömer Torlak’ın katılımıyla gerçekleşti. Finansal teknolojiler alanında girişim ve projelerin geliştirilmesinde önemli bir boşluğu dolduracak olan Ümraniye Uydu Kuluçka Merkezi’nin, Teknopark İstanbul, Ümraniye Belediyesi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi ortaklığında yakın zamanda hizmete girmesi planlanıyor.

Girişimciler için birçok imkân yer alacak

Teknopark İstanbul ve kuluçka merkezi Cube Incubation’un girişimcilik ekosistemindeki tecrübesinin yanı sıra, İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’ne ev sahipliği yapan Ümraniye Belediyesi ve İstanbul Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı’na dair önemli çalışmaları olan İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin desteğiyle hayata geçecek Cube Ümraniye, özellikle finansal teknolojiler alanında girişimcilik ekosistemine yenilik getirecek. Cube Ümraniye’de, girişimci ve girişimci adaylarına yönelik modern çalışma alanları, eğitim ve etkinlikler, mentorluk, akademik ve teknik danışmanlık, teknik ve girişim analizleri, yatırımcı ve firma görüşmeleri, veri tabanlarına erişim, önemli finans alanında çalışan partner firma görüşmeleri, TTO destekleri ile teknopark vergi avantajı gibi birçok imkân yer alacak.

Finansal teknolojiler ekosistemine yeni bir soluk getirecek

Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu, “Cube Ümraniye, Cube Incubation’un tecrübesi ve güçlü akademik ve finans kurumlarının desteği sayesinde finansal teknolojiler alanına yeni bir soluk getirecek. Yüksek teknoloji odaklı yenilikçilik faaliyetlerinin cazibe merkezi olma hedefimiz doğrultusunda hayata geçecek bu yeni uydu kuluçka merkezimizin hazırlıklarını hızla tamamlayarak en kısa sürede açmayı planlıyoruz” dedi.

Üretken yapay zeka için BabyAGI aracı

0

Üretken yapay zeka aslında ChatGPT gibi çalışmalarda ulaşılması hedeflenen nihai yer. BabyAGI bu alanda örnek bir çalışma diyebiliriz.

Dünyanın dört bir yanından geliştiriciler, karmaşık sorunları çözmek için OpenAI’nin GPT-4’ü gibi büyük dil modelleriyle (LLM’ler) çalışan “otonom araçlar” geliştirmeye başladı. Halen çok yeni olmakla birlikte bu tür araçlar, LLM’lerin üretken uygulamasında önemli bir kilometre taşını temsil ediyor.

Normalde, model istediğimiz çıktıyı üretene kadar ChatGPT’nin metin penceresine dikkatlice ifade edilmiş istemler yazarak GPT-4 ile etkileşim kuruyoruz. Ancak çoğumuz, “Oje pazarının %20’sini ele geçirmek için en uygun iş planı nedir?” gibi sorularda pek de yol gösterici yanıtlar alamıyoruz.

Genel anlamda, otonom araçlar, önceden belirlenmiş bir “hedefi” gerçekleştirene kadar LLM’nin üzerinde çalıştığı sistematik bir görev dizisi oluşturabilir. Kendi kendini yöneten araçlar, web araştırması yürütme, kod yazma ve yapılacaklar listesi oluşturma gibi çeşitli görevleri gerçekleştirebilir.

Yapay zeka görev yöneticisi BabyAGI

Bu alanda yeni ufuklar açan otonom ajan BabyAGI bir yazılımcı olan Yohei Nakajima tarafından yaratıldı. Nakajima, BabyAGI’yi “bir yapay zeka görev yöneticisi içeren otonom bir yapay zeka aracı” olarak tanımlıyor. Küçük risk sermayesi firması Untapped Capital’in ortağı olan Nakajima, ilk başta risk sermayesi olarak rutin olarak gerçekleştirdiği bazı görevleri kendi iş akışını kopyalayarak otomatikleştirecek bir temsilci oluşturmaya başladığını söylüyor.

BabyAGI ayrıca GPT-4 dil modelinin tamamlaması için görevleri sistematik olarak tamamlıyor, ekliyor ve yeniden önceliklendiriyor. Nakajima, BabyAGI çalışmasını Github üzerinden paylaştı. Nakajima, diğer geliştiricilerin BabyAGI’yi geliştirme yöntemlerinden ilham aldığını söylüyor. Bazı geliştiriciler, paralel görevler üzerinde çalışma yeteneği, ek aracılar oluşturma yeteneğinin yanı sıra kod yazma ve robotik işlevselliği eklemenin yanı sıra moderasyon işlevleri eklediklerini söylüyor.

Dünyanın önde gelen fintek liderleri İstanbul’da bir araya geldi

0

Türkiye, fintek sektörünün küresel buluşmalarından İstanbul Fintech Week’e ev sahipliği yapıyor. İstanbul Fişekhane’de gerçekleştirilen etkinliğin ilk gününde, en büyük kripto borsalarından FTX’in çöküşünün ardından sektördeki yeni normal, kripto alanındaki regülasyonlar, yeni teknolojiler ve bankacılık sisteminin bu alanda izlemesi gereken yol haritası ana gündemi oluşturdu. Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği’nin (FINTR) ana destekçisi olduğu İstanbul Fintech Week başladı. 13 Nisan’da Fişekhane’de başlayan Türkiye’nin ilk ve en büyük küresel finansal teknoloji etkinliği 4. İstanbul Fintech Week’e 20 ülkeden katılım gerçekleşti. FINTR Yönetim

Kurulu Başkanı ve KOOP Ventures Kurucu Ortağı Demet Zübeyiroğlu yönetiminde düzenlenen etkinliğin ilk günkü açılışını OKX Küresel Kamu İlişkileri Yöneticisi Tim Byun, yaptı. Byun, son dönemde bankacılık alanında yaşanan çöküş ve dünyanın en büyük kripto borsalarından FTX’in Kasım 2022’de iflasını açıkladığına dikkat çekerek “Küresel anlamda da pek çok sorunla karşı karşıyayız. Asla hayal edemeyeceğimiz olaylar meydana geliyor. Faiz oranları, doların statüsü, rezervler, ülkelerdeki savaşlar, çatışmalar, jeopolitik sorunlar, tüm bunlar büyük bir değişimi beraberinde getiriyor. Böyle bir ortamda sizlere tavsiyem, önünüze çıkan fırsatları test etmeye önem verin” diye konuştu.

Blockchain, Web3 ve dijital finansın geleceği konuşuldu İstanbul Fintech Week ilk gün Blockchain Fest’e ev sahipliği yaptı. Merkeziyetsizlik, merkezi borsaların yapısal dönüşümü, Web3 ve metaverse kavramları ağırlıklı olarak ele alındı. Katılımcılar, piyasa zorluklarının üstesinden gelmek için regülasyonların nasıl geliştiği, Blockchain’in ticarete etkileri, Web3 ile değişen hayatlar ve dijital para birimlerinin geleceği gibi konuları tartıştı.

Web3 ile bilgiyi tüketim alışkanlıkları değişecek

The British Blockchain Association Başkanı Naseem Naqvi, “metaverse”ün kamu hizmetlerine etkisine yönelik bir konuşma gerçekleştirdi. Global Blockchain Business CEO’su Sandra Ro da Web3 ile değişen hayatları konu alan sunumunda, “2025 yılında dünya nüfusunun üçte biri Z jenerasyonundan oluşacak. Tüm bu akıllı cihazların içine doğmuş bir nesil ile tüketim alışkanlıkları da bilgiyi tüketim şekli de değişecek. Dünyanın herhangi bir bölgesinde hibrit çalışabiliyor olmak daha da yaygınlaşacak. Yapay zeka, ChatGPT4 gibi çok havalı teknolojiler arasında son derece çetin bir rekabet söz konusu olacak” dedi.


FTX’in çöküşü tüm kripto evrenini sarstı GTG Advocates yönetici ortağı Ian Gauci, “Merkeziyetsizlik evreninde çok değişik bir dönem
yaşanıyor. Düzenlemeye tabi olmaması gereken birşeylerin düzenlenmesini ister hale geldik. Tabii bir regülasyon ihtiyacı var. Tüm dünyada standarda oturtulabilecek bir mevzuat şart. Böyle bir mevzuatın olmaması FTX’in çöküşüne sebep oldu. FTX bu konuda gerçekten dikkatli
olmalıydı, burada sebep sonuç ilişkisi vardı. Bu durum hepimizi olumsuz etkiledi. Çünkü hepimiz aynı yörüngede ilerliyoruz. Öte taraftan bankacılık sektöründe de daha önce görmediğimiz bir olgunluk safhasındayız” dedi.

Dreams Quest Kurucu Ortağı Steve Good ise bankaların evrimleşmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Yeni teknoloji alıyorsun ama bunu eski sistemde kullanıyorsun. İşlemleri sistemleştiren bankalar her şeyi entegrasyona yöneltirlerse kaos ortaya çıkabilir. Tüm bankaların bir araya gelmesi ve ortak bir dil oluşturabilmesi gerekiyor. Bu bir paradigma değişimi aslında, birleştirme ya da ayrıştırma değil” diye konuştu.
Blockchain ile yeni teknolojilerin buluştuğu yepyeni bir dönem 2023 yılı ve sonrasında risk yatırımcıları konulu panelde konuşan Seven Seas Genel Müdürü Evgeni Mitkov, “Pek çok yatırımcı kriptonun çetin kışlarını gördüler, şimdi tam da yatırımın olması gereken zamanda olduğunu düşünüyorlar. Gerçek teknolojiye, gerçek senaryoya odaklanıyorlar. Ciddi bir fırsat var karşımızda.” dedi. Ptoken Başkan Yardımcısı ve CMO’su
Artur Boytsov ise yatırımcıların eğilmeleri gereken ana etkenlerden bahsetti. Holo Chain Pazarlama Direktörü David Atkinson da önümüzdeki dönemde merkeziyetsizlikte yapay zeka ve yeni teknolojilerin birleşimine tanıklık edeceğimizi belirterek, “Bilişimin altyapısının
tamamen değiştiğini göreceğiz” dedi.

İki gün boyunca 50’nin üzerinde oturum gerçekleşecek. Zirvede uluslararası pek çok katılımcının yanı sıra Azerbaycan ve Romanya’dan da heyetler yer alıyor. Zirvenin bilet satışlarından elde edilen gelirinin bir kısmı, 6 Şubat depremlerinde kayıplar yaşayan bölgedeki ihtiyaç sahipleri için bağışlanacak.

Apple geri dönüşüm stratejisini duyurdu

Apple geri dönüşüm stratejisi ile karbon nötr olma hedefine daha yakın olacak. Şirket, pillerde yüzde 100 geri dönüştürülmüş malzeme kullanacak.

Apple, 2025 yılına kadar pillerde yüzde 100 geri dönüştürülmüş kobalt kullanacak. Bataryalarda şimdiden büyük miktarlarda geri dönüştürülmüş nadir toprak ve tungsten kullanan Apple, bu alandaki hacmini artırmak istiyor.

Karbon nötr yolculuğu

Apple, bu ayın başlarında tedarik zincirinde yenilenebilir enerji kullanımına yönelik kapsamlı ilerleme kaydettiğini açıkladı ve her ürün duyurusunda karbon nötr olma yolundaki çalışmalarını hızlandırıyor.

Bu girişimler, şirketin 2030 yılına kadar şirket genelinde karbon nötr hale gelme ve nihayetinde kapalı döngü bir üretim sistemi kurma yönündeki çok yönlü girişiminin bir parçasını oluşturuyor. Apple geri dönüşüm stratejisi kapsamında temel olarak aşağıdaki başlıklarda hedefine devam ediyor:

  • 2022’de Apple ürünlerinde gönderilen tüm malzemelerin yaklaşık yüzde 20’si geri dönüştürülmüş veya yenilenebilir kaynaklardan geldi.
  • Apple, 2025 yılına kadar Apple cihazlarındaki mıknatısların tamamen geri dönüştürülmüş nadir toprak elementleri kullanacağını söylüyor.
  • 2025 yılına kadar tüm “Apple tasarımı” baskılı devre kartlarında yüzde 100 geri dönüştürülmüş kalay lehimleme ve yüzde 100 geri dönüştürülmüş altın kaplama kullanılacak.

Şirket, kobalt hedeflerini açıklayan bir basın açıklamasında , Apple ürünlerinde kullanılan tüm alüminyumun üçte ikisinden fazlasını, tüm nadir toprak elementlerinin neredeyse yüzde 75’ini ve tüm tungstenin yüzde 95’inden fazlasını yüzde 100 geri dönüştürülmüş malzemeden elde ettiğini söylüyor.

Apple, geri dönüştürülmüş nadir toprakları ilk olarak iPhone 11’in Taptic Engine’inde kullanmaya başladı. Şimdi bunları iPhone’lar, iPad’ler, Apple Saatler ve Mac’lerde kullanılan tüm mıknatıslar dahil olmak üzere tüm ürünlerinde kullanıyor.

BingAI iOS cihazlardaki SwiftKey klavyelerine geldi

0

BingAI iOS cihazlardaki SwiftKey klavyelerinde artık kullanılabilir duruma geldi. Microsoft entegrasyonun yapıldığını açıkladı.

iPhone, iPad ve Android kullanıcıları artık Microsoft SwiftKey aracılığıyla yazarken, yapay zekadan faydalanabilir. En son sürümle birlikte SwiftKey klavyesi, Bing AI sohbet botunu araç dizisine ekledi. Mobil cihazınızda SwiftKey’e geçiş yaparak, sadece bilgi aramakla kalmaz, aynı zamanda metnin yeniden yazılmasını isteyebilir ve isteklerinizi bir sohbet seçeneği ile gönderebilirsiniz.

En son güncelleme, yapay zeka işlevselliğini yalnızca Android cihazlara getiren SwiftKey’in yakın tarihli bir beta sürümünü takip ediyor. Artık resmi uygulama Android’in yanı sıra iOS/ıpados’u da destekliyor. BingAI iOS cihazlarda aramaları daha verimli hale getirecek.

Yapay zeka destekli klavye

SwiftKey klavyesindeki tüm yeni yapay zeka entegrasyon özelliklerini tam olarak kullanmak için bir Microsoft hesabına ihtiyacınız olacak. iOS/ıpados veya Android için SwiftKey klavyesini indirebilir ve kurabilirsiniz.

SwiftKey botunun üç işlevi bulunuyor. Bunlar; arama, sohbet ve sesli uyarı. Arama ve sohbet özelliğinin amacı aslında adından da anlaşılacağı üzere SwiftKey ile internette arama yapmak ve sorularınız varsa Bing ile sohbet etmek. Ancak sesli uyarı özelliği SwiftKey’i rakiplerinden biraz daha farklı yapıyor. Bing’i kişisel düzenleyiciniz yapıyor ve botun yazdığınız her şeyi istediğiniz tona uyacak şekilde yeniden düzenlemesine olanak tanıyor. Microsoft’a göre, ister resmi bir iş tarzında yazmayı biliyor olun, ister yeni bir dili henüz öğrenmemiş olun, sesli uyarı özelliği metninizin profesyonel, rahat, kibar veya yeterince öz görünmesine yardımcı oluyor.

Elbette klavye ve yapay zekanın entegrasyonu mutlaka yeni bir fikir değil. ParagraphAI, Smart Typer ve Typly gibi benzer özellikler sunan başka uygulamalar da bulunuyor. Ancak Microsoft bu pazarı domine etmeyi hedefliyor.

Dijital parmak izi gizliliği riske atıyor

0

Dijital parmak izi internette izlenmenize neden olan bir tür değişkenler kümesi görevi görüyor. Peki bunu gizleyebilirsiniz?

Artık web etkinliğimizin hemen hemen her adımda izlenebildiğini hepimiz biliyoruz. Bizlere tanımlı IP adresi, internet servis sağlayıcmıızla ilişkili bir numara görevi görüyor ve web tarayıcımız tarafından toplanan küçük dosyalar olan çerezler gibi şeyler web sitelerine, reklamcılara tanıtılabiliyor. Ancak, açık internette kullanıcıları izlemenin çok daha karmaşık yöntemleri vardır; engellenmiş tanımlama bilgilerini veya VPN ile maskelenmiş bir IP adresini bile geçebilen yolluyor.

Kullanıcı gruplarına ve hatta bazen tek bir kullanıcıya çeşitli verilerden oluşan bu koleksiyona dijital parmak izi deniyor.

Dijital parmak izi ne değildir?

Dijital parmak izi tek bir dosya veya veri noktası değildir. İzleme tanımlama bilgisi veya IP adresinden farklı olarak, siz interneti kullanırken cihazlarınızdan toplanan geniş ve çeşitli bilgi değişkenleri kümesidir. Tüm bu verileri bir araya getirmek, tek bir kullanıcıyı izleyebilir ve etkinliklerinin günlüğünü toplayabilir.

Kötü haber şu ki, bir sitenin veya bir reklamverenin tüm bu verileri toplamasını engellemenin sihirli bir yöntemi yok. Gizli Modu açıp birisinin bilgilerinize ulaşamayacağını varsayamazsınız. Bu, izlenmekten kaçınmak istiyorsanız, bilgilerinizi ve faaliyetlerinizi korumak için sistematik bir yaklaşım benimsemeniz gerektiği anlamına gelir. Ayrıca ne zaman kullanırsanız kullanın, kullandığınız her cihaz için geçerlidir.

Dijital parmak izinde hangi bilgiler bulunur?

  • IP adresi, ülke bildirimi ve cihazınızın saat dilimi ayarı gibi verilerden toplanan tahmini konumunuz
  • Cihazınızın türü, üreticisi, işletim sistemi ve hatta işletim sistemi sürüm numarası
  • Web tarayıcınız, tarayıcı sürüm numarası ve “İzleme” gibi ayarlar ve varsayılan dil
  • PDF görüntüleyici veya reklam engelleyici gibi tarayıcınızın yüklü eklentileri ve uzantıları
  • Çözünürlük, boyut ve hatta web sayfasının kendisine ayrılmış mevcut ekran da dahil olmak üzere cihazınızın ekran bilgileri
  • Cihazınızın tarayıcıya verilen kamera kontrolü, mikrofon veya ivmeölçer gibi donanım izinleri
  • Pil seviyesi veya kullanılabilir RAM gibi cihazınızın temel donanım bilgileri
  • Kullanılabilir medya oynatma için kurulu video ve ses formatlarınız
  • Varsayılan klavye düzeniniz ve dokunmatik ekran kullanıp kullanmadığınız
  • Yazı tipleriniz
  • HTTP başlıkları, kullanılabilir API’ler, CSS bilgileri ve JavaScript nesneleri dahil olmak üzere karmaşık tarayıcı bilgileri

Dijital parmak izimi nasıl koruyabilirim?

JavaScript’i NoScript gibi bir araçla engellemek, toplanan birçok veri noktasını kısıtlıyor. Ancak çerezleri tamamen engellemek gibi, bu da pek çok web sitesinin, özellikle de daha karmaşık web hizmetlerinin ve araçlarının çalışmamasına neden olabilir. Bir reklam engelleyici kullanmak, parmak izi verilerinin toplanmasını tamamen olmasa da bazılarını da durduruyor.