Tarım otonom traktörlere hazır mı?

0
Birleşik Krallık Hassas ve Mühendislik Teknolojisi için Tarımsal İnovasyon Merkezi olan Agri-EPI Merkezi’nden yeni bir teknik inceleme, özerk tarımsal çözümlerin gelecekteki gelişmeleri ile ilgili öneriler sunuyor. Şu anda, birkaç şirket tarım alanında özerk teklifler geliştiriyor. John Deere, bu yılki CES’te otonom bir traktör sergiledi. Tarım makineleri firması, özerklik konusundaki çalışmalarını desteklemek için geçen Ağustos ayında 250 milyon dolara Bear Flag Robotics’i satın aldı. Ancak bu alanda çalışan sadece büyük isimler değil: Monarch Tractor ve Midnight Robotics gibi yeni başlayanlar da yenilikler yaratıyor. Agri-EPI Merkezi, 2021 Tarım Teknolojisi Hackathon’u için, otonom tarım makineleri ve insansız hava araçları için bir test yatağı olan Innovate U.K. tarafından finanse edilen Hands Free Farm ile güçlerini birleştirdi. Robotik, insansız hava araçları ve bilgisayar vizyonunun tümü, operasyonel alanlara giren ve çıkan insanları tespit etmek ve insan-makine etkileşimini yönetmek gibi zorlukların üstesinden gelmek için kullanıldı. Hackathon’un ardından Agri-EPI, tarımın otonom araçların geniş çapta benimsenmesine hazır olup olmadığı konusundaki düşünceleri gündeme getiren ve güvenliği en üst düzeye çıkarma, bağlanabilirliği iyileştirme ve gelecekteki teknoloji tehditleriyle mücadele etme konusunda öneriler sunan 11 sayfalık bir teknik inceleme yayınladı. Tehditle mücadele etmek için Agri-EPI, güvenliği sağlamak için kasıtlı bir çarpışma ile bir kazayı ayırt edebilen AI sistemlerine mekanizmalar inşa edilmesini öneriyor. Bulgular ayrıca halkı otonom tarım araçlarının kullanıldığı konusunda uyarmak için uygun işaretlerin konulmasını da gerektiriyor. Birleşik Krallık Hükümeti’nin yasal kılavuzu Kırsal Yönetmeliğinde yapılacak olası revizyonların, teknoloji ve otonom sistemlere atıfta bulunmak için gözden geçirilmesi gerekebilir.

Sağlıkta yapay zekanın zorlukları neler?

0
Sağlık hizmetlerinde yapay zeka ile ilgili temel sorunları veri paylaşımı, kalite ve güvenilirlik oluşturuyor. Bunlar, finans, medya, teknoloji, hükümet, sağlık hizmetleri, otomotiv, enerji, kamu hizmetleri ve ulaşım gibi sektörlerden yapay zeka iş liderlerinden oluşan VisionAIres topluluğu üyelerinin paylaştığı kilit konular arasında yer alıyor. Sağlık teknolojisi şirketleri için bir ticaret birliği olan British HealthTech Industries Association’da dijital sağlık lideri Andrew Davies, “Veri miktarı sorun değil. Daha büyük sorun, iyi organize edilmiş, iyi düzenlenmiş verilere ulaşmak” diyor. Andrew Davies: “Yapay zekayı kullanmanın ilk günlerindeyiz, ancak özellikle dijital stetoskoplar ve AI’nın kanser teşhisi ve görüntülemesi gibi daha fazla şeye sahip olduğumuz teşhisler göz önüne alındığında, daha yaygın hale gelmeye başlıyor” diyor. Bolt’ta gizlilik başkanı ve makine öğrenimi, etik şeffaflık ve hesap verebilirlik eski ürün lideri Jutta Williams, “Birçok büyük şirket için, özellikle de AI geliştirme girişimleriyle ilgili olarak, yol haritasında veri paylaşımını tekrar görmekten oldukça heyecanlıyım” dedi.

UPS cihazları için erişim tehlikesi

0
ABD hükümeti, internete bağlı kesintisiz güç kaynağı (UPS) birimlerinizdeki varsayılan kullanıcı adı ve parola ayarlarını değiştirin uyarısında bulundu. UPS üniteleri, bir elektrik kesintisi sırasında veri merkezi gibi yerlere şebeke dışı güç sağlayarak cihazları, cihazları ve uygulamaları internete bağlı tutmak için güç yedeklemesini sağlar. Ancak bilgisayar korsanları, yedek güç kaynağını bozmak için internete bağlı UPS birimlerini hedef alıyor. Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı (CISA) ve Enerji Bakanlığı (DOE), “tehdit aktörlerinin çeşitli internet bağlantılı kesintisiz güç kaynağı (UPS) cihazlarına erişim kazandığının farkında olduklarını” söyledi. IoT cihazlarında varsayılan kimlik bilgilerini değiştirmek riski yeni değil. Ayrıca, yöneticilere ağ güçlendirme kılavuzunun önemini hatırlatan bir sorundur. UPS cihazları, temel iş uygulamalarının ve personel cihazlarının internete bağlanamadığı durumlarda kesinti süresinin maliyeti nedeniyle kritik bir yedek güç kaynağıdır. Sağlık hizmetlerinde, elektrikle çalışan tıbbi cihazlar nedeniyle bir kesinti durumunda hayatlar bir UPS’e bağlı olabilir. CISA’nın belirttiği gibi, UPS’ler birkaç sunucu gibi küçük yükleri, tüm bina gibi büyük yükleri veya bir veri merkezi dahil olmak üzere büyük yükleri koruyabilir. CISA, bir içgörü uyarısında, “Bir kuruluş içindeki çeşitli farklı grupların, BT, bina operasyonları, endüstriyel bakım ve hatta üçüncü taraf sözleşme izleme hizmeti satıcıları dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere, UPS’ler için sorumluluğu olabilir” diyor.

Ofise dönüşte bekleyen tehlike: Verimlilik

0
Hibrit çalışmaya geçiş, birçok işverenin, çalışanlarına evden çalışma veya ofise istedikleri gibi gelme özgürlüğü vererek, çalışanlarına daha fazla esneklik getirdiğini gördü. Ancak tüm şirketler, yeni işyeri uygulamaları ve çalışan beklentileri konusunda son iki yılın derslerine açık değil, bu da WFH ödenekleri aşamalı olarak kaldırıldığından ofise potansiyel olarak inişli çıkışlı bir dönüş anlamına geliyor. Analitik SaaS platformu Time Is Ltd ve pazar araştırma şirketi Ascend2 tarafından hazırlanan bir rapora göre bu, işverenlerin bazı yaygın işyeri şikayetlerini çözmek için zaman ayırmazlarsa zorlu bir yolculuk içinde olabileceği anlamına geliyor. ABD şirketlerindeki 255 İK liderini kapsayan çalışma, çalışanların üretkenliğini, işyerinde katılımını ve işbirliğini engelleme tehdidinde bulunan ve şirket performansına ve işe alma çabalarına zarar verebilecek bir dizi “kırmızı alarm” olduğunu işaret etti. Bunların arasında, toplantı kültürünün kalıcılığı vardı ve katılımcıların %41’i bunu çalışan deneyimini iyileştirmenin en büyük zorluğu olarak belirtti. Raporun yazarları, çok fazla toplantının “çok uzun, kötü zamanlanmış ve odak eksikliği” olduğunu ve bunun sonucunda verimliliğin azaldığını söyledi.

İstihdam dolandırıcılığı artıyor

0
Siber suçlular, para ve kişisel verileri çalmak ve kurbanları kandırarak kara para aklama yapmalarına yardımcı olmak için tasarlanmış bir programda sahte işler teklif ediyor ve işe alım yapan kişiler gibi davranıyorlar. Proofpoint’teki siber güvenlik araştırmacıları tarafından detaylandırılan iş dolandırıcılık kampanyaları, evden çalışırken yapılabilecek basit işler için peşin ödeme vaadiyle insanları cezbetmeye çalışıyor. Bu e-posta tehditlerinin yaklaşık 4.000’i her gün gönderiliyor. Tehditlerin çoğu ABD başta olmak üzere Apalılar ve Avustralyalıları hedef alıyor. Vakaların yüzde 95’inden fazlasında saldırganlar, üniversitelere ve kolejlere bağlı e-posta hesaplarını hedef alarak, esnek ve uzaktan çalışma fırsatlarına açık olması muhtemel öğrencileri hedefliyor. FBI’a göre, istihdam dolandırıcılığı kurbanlarının ortalama kaybı 3.000 dolar civarında. Proofpoint’te tehdit araştırma ve tespit kıdemli direktörü Sherrod DeGrippo, “Bu tür tehditler, insanların birikimlerini kaybetmelerine veya kandırılarak bilmeden bir suç operasyonuna katılmalarına neden olabilir. Bunlar özellikle üniversiteler için çok endişe vericidir” diyor.

Devlet destekli hack saldırıları endişe kaynağı oluyor

0
Siber güvenlik uzmanlarının büyük çoğunluğu, çalıştıkları işletmenin ulus devlet bilgisayar korsanları için bir hedef olduğunu düşünüyor. Ancak yalnızca küçük bir kısım, saldırıların gerçekten düşman devletler tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini kuruluşlarının güvenle tanımlayabileceğini düşünüyor. Siber güvenlik şirketi Trellix tarafından yapılan analize göre, tüm kuruluşların yarısı son 18 ay içinde bir ulus devlet siber saldırısının hedefi olduklarını düşünürken, yüzde 42’si gelecekte bir siber saldırıya maruz kalacaklarını düşünüyor. 10 işletmeden birinden daha azı, ulus devlet bilgisayar korsanlarının hedefi olmadığına inanıyor. Ulus devlet destekli bilgisayar korsanları tarafından hedef alınan kuruluşlar için siber güvenlik personeli tarafından belirlenen en olası şüpheliler, hükümetler adına çalıştığından şüphelenilen siber suçlu paralı askerlerin yanı sıra Rusya ve Çin’dir. Kuzey Kore, İran ve batılı hükümetler de saldırıların arkasında olduğundan şüphelenilenler arasında yer alırken, bazı siber güvenlik görevlileri kampanyaların arkasında kimin olduğunu söylemenin çok zor olduğunu kabul ediyor. Kuruluşlarının yardım almadan bir ulus devletler tarafından gerçekleştirilen siber saldırılar ile siber suçlular tarafından gerçekleştirilen siber saldırılar arasındaki farkı söyleyebileceğinden ne kadar emin oldukları sorulduğunda, sadece dörtte biri durumun böyle olacağına dair tam bir güvene sahip olduklarını söyledi.

Kredi kartı kullanımı avantaj sağlıyor mu?

0
LendingTree’nin açıkladığı yakın tarihli bir ankete göre, katılımcıların yüzde 65’i kredi kartında bakiye taşımanın kredi puanlarını iyileştireceğini düşünüyor. Ayrıca, ankete katılanların yüzde 35’i kredi kartlarının faiz oranlarını bilmiyorlar. LendingTree baş kredi analisti Matt Schulz, “Bu efsane, kart sahiplerine zarar veriyor çünkü paraya mal oluyor. Yalnızca küçük bir bakiye taşıyorlarsa, onlara çok büyük miktarda paraya mal olmayabilir, ancak zamanla artıyor. Bu, özellikle birkaç on yıl boyunca bir denge taşıyabilecek en genç nesil için endişe verici” diyor. Finansal hizmetler pazarlama şirketi, Gen-Z’ye katılanların yüzde 79’unun kredi kartı bakiyesi taşımanın iyi bir şey olduğunu düşündüğünü tespit etti. Ancak en iyi uygulama, kartın ekstre bakiyesini her ay tam olarak ödemek ve sahip olmadığınız parayı harcamamaktır. LendingTree anketi, 15-21 Şubat 2022 tarihleri arasında 1.323 ABD’li tüketiciyle gerçekleştirildi. Anket, olasılığa dayalı olmayan bir örneklem kullanılarak uygulandı ve örneklem tabanının genel nüfusu temsil etmesini sağlamak için kotalar kullanıldı.

Garawell Games CEO’suna yerli oyun sektörünü sorduk!

0
Mobil oyun sektörü gelişmeye ve büyümeye devam ediyor. Bu alanda oldukça başarılı olan ülkemiz, yerli stüdyolar ile adeta dünyadaki diğer üreticilere meydan okuyor. Biz de söz konusu yerli oyun şirketlerinden biri olan Garawell Games ile bir araya geldik.

Garawell Games CEO’su Nebih Başaran’a sorduk

Garawell Games‘in kurucu ortağı ve CEO‘su Nebih Başaran, bizler için merak edilen soruları cevapladı. Şirketin nasıl kurulduğu, bu günlere nasıl geldiği ve nasıl zorluklarla karşılaştığı gibi önemli konularda bizleri aydınlattılar. Dilerseniz sözü daha fazla uzatmadan röportajımıza geçelim.

Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Garawell Games kimler tarafından kuruldu?

Galatasaray Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra eğitimimi Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde yüksek lisans yaparak tamamladım. 2011 yılında; yurt dışı gezileri yapmak isteyen kısıtlı bütçeye sahip öğrencilere yönelik turizm girişimi olan Unifog Travel’ı kurdum. Üniversite döneminde kurduğum Unifog ile girişim alanında oldukça fazla deneyim elde ettim.
Garawell Games’in kurucu ortağı ve CEO’su Nebih Başaran
Mobil oyun oluşturma yolculuğum ise 2019 yılında oyun sektörüne girmemle başladı. Kısa sürede öğrenme sürecimin ardından iki ortağım Haluk San ve Umur Özal ile birlikte Garawell Games’i kurduk. Ekibimiz deneyimli ve alanında başarısını kanıtlamış 11 kişilik ekipten oluşuyor.

Bridge Race ve Coloring Match oyunlarını oluştururken ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

İki oyun da birbirinden çok farklı. Bridge Race başka oyunculara karşı belli bir kulvarda en hızlı oyuncu olmayı gerektiriyor. Bu oyun özelinde yazılım ve oyun tasarımı konusunda rakiplerin ve kulvarın tasarımına ve geliştirmesine daha çok ağırlık verdik. Coloring Match ise bir tür resim/boyama simülasyon oyunu ve tek kişi oynanan bir oyun. Bu oyunda ise resim hissiyatını daha iyi verebilmek için uğraşlarımız oldu. İki oyun için de geliştirme sürecinin zorluklarla dolu uzun süreçler olduğunu ve bunun üstesinden başarıyla geldiğimizi söyleyebilirim.

Genç bir girişimci olarak oyun sektöründe kendini geliştirmek isteyen adaylara önerileriniz nelerdir?

Mobil oyun sektöründe yer almak isteyen girişimci adayların akıllarında sektörün gelişip gelişmeyeceğiyle alakalı sorular oluyor. Özellikle dünyada ve Türkiye’de mobil oyun sektörüne olan ilginin artmasıyla oyun pazarının önümüzdeki yıl içerisinde büyüyeceğine olan inancım tam. Genç girişimci adaylara, eğer özgün fikirleri varsa oyun üretme sürecinde uygulamaktan çekinmemelerini tavsiye ederim. Bu noktada yayımcı firmalar süreç yönetiminde destek olacaktır. Burada en önemli olan kısım bu sürecin zorlayıcı bir maraton olduğunun farkında olabilmek. Girişimci adayların ilerledikleri yolda tutkulu bir ekiple titizlikle çalışarak ısrarcı olmaları gerektiğini söyleyebilirim.

Hyper casual oyun sektöründe sizi rakiplerinizden ayıran farklar nelerdir?

Garawell Games olarak, oyun oluşturma sürecinde kullanıcılarımızın uzun yıllar boyunca oynayıp keyifli vakit geçirmesini sağlayacak oyunlar ürettik. Bridge Race ve Coloring Match oyunlarımızın globalde elde ettiği başarılarla hyper casual oyun sektörü alanında önemli bir oyun firması olduğumuzu kanıtladık. Ekip olarak, bir oyunu geliştirirken zaman içerisinde yenilikler ve iyileştirmeler yaparak nihai haline getirmeye özen gösteriyoruz.

Garawell Games olarak 2021 yılı sizin için nasıl geçti? 2022 plan ve hedefleriniz nelerdir?

2021 yılında hyper casual oyun sektöründe büyük başarılar elde ettik. İlk oyunumuz Bridge Race, 120 ülkede mobil platformların zirvesine yerleşti. 200 milyon üzeri indirmeyle dünya genelinde en çok indirilen hyper casual oyun oldu. 2021 Kasım ayında kullanıma sunulan ikinci oyunumuz Coloring Match ise kullanıma sunulduğundan bu yana 50 milyon indirmeye ulaştı. Amerikan AppStore’da ilk sırada 2 hafta gibi uzun bir süre yer alarak büyük bir başarı yakaladı. Bu sene Türkiye’den dünyaya değer katan oyunlar sunmaya ve global listelerdeki liderliğimizi korumaya devam edeceğiz. Genç ve başarılı yetenekleri bünyemize katarak, ekip içerisinde hızla büyümek planlarımız arasında yer alıyor. Garawell Games ekibi olarak, tutkuyla yeni oyunlar için hazırlanıp, stratejik birlikteliklerimizle bundan sonra başaracaklarımız için büyük bir heyecan duyuyoruz. Böylelikle röportajımızın sonuna geldik. Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

Tedarik zinciri riskleri için nasıl önlemler alınıyor?

0
General Motors Co (GM.N) Başkanı Mark Reuss yaptığı açıklamada, otomobil üreticisinin 2022 görünümünden ve artan küresel tedarik zinciri risklerine rağmen yeni bir Cadillac elektrikli aracının lansmanını hızlandırma planlarından emin olduğunu söyledi. Reuss, Ukrayna’daki savaşın otomotiv tedarik zincirlerine getirdiği jeopolitik risklerin gerçek olduğunu söyledi. Ancak GM baskıyı yönetiyor ve Cadillac Lyriq gibi yeni elektrikli araçların lansmanını hızlandırma planlarını ilerletiyor. Reuss, “Bu oyunda yeni değiliz. GM’nin malzemeler için uzun vadeli sözleşmeleri ve birden fazla tedarik kaynağı var. Asla tek bir cevabımız yok” dedi. Reuss, GM’nin 2021 yılı için 14,3 milyar dolarlık rekor işletme karının ardından bu yıl 13 milyar dolar olan işletme karı için 15 milyar dolara çağrıda bulunan 2022 mali görünümünü değiştirmediğini söyledi. Bazı rakip otomobil üreticileri, elektrikli araçlarının fiyatlarını artırdı veya yüksek petrol fiyatları ve Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımların vurduğu alüminyum, neon ve nikel gibi malzemelerin fiyatlarındaki artışlar nedeniyle 2022 mali tahminlerinin risk altında olduğu konusunda uyardı.

IoT ve uç bilgi işlem BT değişikliğini yönlendiriyor

Forrester Research’ten yeni bir raporun yazarı, IoT ve uç bilgi işlem kullanımının eşzamanlı büyümesinin birbiriyle bağlantılı olduğunu ve her iki alanda da gelecekteki büyümenin emisyonları azaltmak için federal düzenlemeler tarafından yoğun şekilde destekleneceğini söylüyor. Forrester’ın “Predictions 2022: Edge, IoT, And Networking” raporuna göre, “sürdürülebilirlikle ilgili hizmet” talebi, IoT’yi ve uç noktayı öne ve merkeze yerleştirecek. Karbondioksit seviyelerinin izlenmesi, kirlilik ve hava kalitesi gibi çevresel kullanım örneklerinin tümü, işletmelerin kaynaklarını (su ve güç kullanımını düşünmek) daha verimli yönetmelerine olanak tanıyan IoT sistemleri gibi, giderek daha fazla aranacak. Raporun baş yazarı Abhijit Sunil, bunun özellikle büyük şirketler arasında önemli bir eğilim olduğunu söylüyor. Sunil: “Fortune 200 şirketlerini araştırdık ve bunların yüzde 58’inin 2020 itibariyle sürdürülebilirlik başkanları vardı. Bu kuruluşların geri kalanının çoğunda bu rolde, sürdürülebilirlikle ilgili sorumlu bir kişi vardı” ifadelerini kullandı. Sunil, kurumsal dünyada IoT ve Edge’i sürdürülebilirlik stratejisinden ayırmanın giderek zorlaştığını söyledi.

Şirketler bilim kurgu teknolojilerinin gerçek olacağına inanıyor

0
Yunan filozof Herakleitos, yüzyıllar önce “Değişmeyen tek şey değişimdir” demişti. Dünyanın gözümüzün önünde değiştiğini gördüğümüz bu dönemde de Herakleitos’un düşüncesi geçerliliğini koruyor. FedEx’in Future is Now isimli çalışması, şirketlerin değişime ayak uydurma ve gelecekteki değişimler için planlarını ortaya koyuyor. Future is Now araştırmasına göre şirketlerin yüzde 60’ı geleceğe hazır olmak için işlerinin çeşitli yönlerinde deneyler yapıyor. Araştırmaya göre yüzde 79’u Hindistan’ın geleceğe hazır bir dünya sunmak için Yapay Zeka, Nesnelerin İnterneti ve blok zinciri gibi teknolojilere öncelik verdiğini belirtiyor. Yaklaşık yüzde 83’ü bilim kurgu filmlerinde gördükleri teknolojinin ya günlük hayatlarının bir parçası olduğuna ya da önümüzdeki birkaç yıl içinde olacağına inanıyor. FedEx Express Hindistan Operasyonlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Mohamad Sayegh: “Dijital dönüşüme geçiş hızlanırken, sürdürülebilirliğe odaklanan yenilikler ve en son teknolojiler işin geleceğini yönlendirmeye hazırlanıyor. Blockchain, IoT, otomasyon ve robotik alanındaki ilerlemeler, yalnızca lojistik endüstrisine değil, gelecekte tüm endüstrilere de öncülük edecek” diyor.

TikTok video süresi neden uzadı?

TikTok, video süresinde değişikliğe gidiyor. Dünyanın en büyük sosyal medya platformlarından şirket, kullanıcı sayısını artırmaya devam ediyor. Çıktığı dönem 60 saniyelik videolar ile popülerleşen platform, geçtiğimiz aylarda yapılan yeni güncellemeyle birlikte maksimum video süresi 3 dakikaya çıkarmıştı. Şimdi ise yeni bir karar lan TikTokvideo süresi için ciddi bir değişiklik yapmaya hazırlanıyor.

TikTok, video süresi 10 dakika oluyor!

Yapılan açıklamaya göre TikTok, video süresi için değişikliğe gitme karar aldı. Şirket, yeni video limitini 10 dakikaya çıkarmayı hedefliyor. TikTok, bu özelliği sayesinde kullanıcılarının daha uzun süre video izleyebilmesini sağlayacak. Bu birkaç aydır şirket tarafından denenen özellik bazı kullanıcılara sunulmaya başlandı. TikTok tarafından yapılan açıklamada bu sayede içerik üreticilerinin takipçileriyle olan etkileşimlerinin artacağına dikkat çekildi. Bu sayede takipçiler içerik üreticilerden daha detaylı bir şekilde bilgi alabilecek. Ayrıca TikTok, 10 dakika süren videolar sayesinde içerik üreticilerin daha yaratıcı içerikleri platform üzerinden yayınlayacağını düşünüyor. TikTok, video süresi konusunda oldukça kararsız bir tutum sergiledi. Platform, ilk olarak 15 saniyelik bir süre sunuyordu. Bu sürenin ardından yeni güncellemelerle maksimum video süresi 60 saniyeye çıkarıldı. Geçtiğimiz aylarda ise 1 dakikalık süre 3 dakikaya çıkarılmıştı. Bu durum, bazı kullanıcıların aklında soru işaretine sebep oldu. Özellikle YouTube gibi platformlarda videolar genelde uzun oluyor ve bu uzun içeriklerden sıkılan kişiler daha kısa sürede bilgi edinmek ve eğlenmek için TikTok gibi platformlara başvuruyor. Yeni özellikle birlikte TikTok’un da YouTube gibi uzun videolar paylaşan platformlara benzeyebileceğini söylemek yanlış olmaz.

Gökhan Yüksektepe, BiP’in yeni Genel Müdürü oldu!

Türk mühendisleri tarafından geliştirilen yerli iletişim platformu BiP’in Genel Müdürlüğüne Gökhan Yüksektepe atandı. BiP hakkında açıklamalarda bulunan Yüksektepe, BiP’in mevcut durumu ve gelecek planlarını değerlendirdi. Gökhan Yüksektepe değerlendirmesinde, siber güvenlik odağında kişisel verilerin korunmasına yönelik çalışmaların önemine dikkat çekti.

Yüksektepe: Teknolojide yerliliğin kritik önemine bir kez daha tanık olduk

Günümüzde kesintisiz ve güvenli iletişimin son derece önem taşıdığına değinen BiP Genel Müdürü Gökhan Yüksektepe, şunları söyledi: “Son zamanlarda dünya genelinde yaşanan gelişmeler ve buna paralel küresel uygulamalardaki kesintiler, teknolojide yerliliğin kritik önemine yeniden tanık olmamızı sağladı. Bugün teknoloji ihracatında güçlü ülkeler, artık kriz süreçlerinde ihraç ettikleri teknolojiler, ürün ve hizmetler üzerinden ülkelere yaptırımlar uygulayabiliyor, bu sebeple yerli ürün ve teknolojilerin geliştirilmesi hem iletişim ve teknoloji faaliyetlerin sürekliliğini sağlamak hem de güvenlik açısından stratejik önem arz ediyor. Bu anlamda BiP’in, yerel uygulamaların değerinin arttığı bir dönemde ülke sınırlarımız içinde geliştirilmesi ve tüm kullanıcı verilerinin Türkiye sınırları içindeki yüksek güvenlikli veri merkezlerinde titizlikle korunması, ülkemiz için stratejik bir değer oluşturuyor. Bunun yanı sıra Hindistan, Pakistan, Malezya, Bangladeş ve Endonezya başta olmak üzere toplam 192 ülkede 90 milyonu aşkın indirilme sayısına ulaşan ve globalde 4,5 kat büyüyen BiP’in uluslararası alandaki başarısı da güvenli bir platform olduğunu ortaya koyuyor. 33 ülkede 7 operatörle yaptığımız küresel anlaşmalarla birlikte 2022’de BiP’i daha fazla kullanıcıya ulaştırmak için yoğun çaba göstereceğiz. Standart mobil uygulama anlayışının ötesinde insanların birçok ihtiyacını karşılayabildikleri bir yaşam platformu olarak konumlandırdığımız BiP, milyonlara kesintisiz ve güvenli iletişim deneyimi sunmaya ve gelişmeye devam edecek.” Kapsayıcı iletişim deneyimi için tüm operatör kullanıcılarına açık Türkiye’de operatör fark etmeksizin internet kotasını harcamadan herkesin rahatlıkla kullanabildiği BiP, sunduğu birçok özellikle dikkat çekiyor. BiP’teki ‘Durum’ özelliğiyle kullanıcılar, Durum menüsüne tıklayarak video veya fotoğraflarını durum olarak paylaşabiliyor. ‘Grup Taşıma’ özelliği sayesinde daha önceki mesajlaşma uygulamasında kalan gruplar ve sohbet geçmişleri kolayca BiP’e aktarılabiliyor. Ayrıca BiP’te 15 kişiye kadar HD kalitesinde sesli ve grup görüntülü görüşmenin yanı sıra HD fotoğraf paylaşım seçeneği de bulunuyor. BiP’in içinde bulunan Acil Durum Butonu, deprem ve diğer doğal afet durumlarında hızlı, kolay ve kesintisiz iletişim kurulabilmesine yardımcı oluyor. İhtiyaç halinde uygulama içindeki butona basan kullanıcılar, önceden belirledikleri kişilere tek tuşla yardıma ihtiyaçları olup olmadığı bilgisini konumlarıyla birlikte gönderebiliyor. BiP’in ‘Kaybolan Mesaj’ özelliği sayesinde ise gönderilen mesajlar, seçilen süre boyunca sohbet ekranında görünüyor ve süre sonunda otomatik olarak siliniyor. ‘Anlık Çeviri’ özelliği mesajlaşma sırasında 106 farklı dilde sohbet etmeye imkan tanıyor. BiP’in kullanıcı verileri, Türkiye’deki yüksek güvenlikli veri merkezlerinde korunuyor.

Gökhan Yüksektepe kimdir?

İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik Haberleşme Mühendisliği Bölümü’ndeki lisans eğitimini 2000 yılında tamamlayan Gökhan Yüksektepe, MBA programındaki yüksek lisans derecesini ise İstanbul Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 2003 yılında aldı. İş hayatına 2000 yılında Turkcell’de Network Planlama Mühendisi olarak başlayan Yüksektepe, 2007-2015 yılları arasında Superonline’da Network Planlama Yöneticisi, 2015-2020 yılları arasında ise Turkcell Güney&Batı Bölge Saha Operasyon Direktörlüğü görevini üstlendi. Yüksektepe, 2020 yılından beri Dijital Servisler&Çözümler Grubu’nda Gelişen Platformlar Direktörlüğü görevini sürdürüyordu.

YTÜ Fide Hızlandırma Programı’na başvurular başladı

Üst üste 3 kez kazandığı birincilikle Türkiye’nin en başarılı teknoparkı olan YTÜ Yıldız Teknopark ile Türkiye'nin en büyük bilgi teknoloji şirketlerinden Ziraat Teknoloji ortaklığında hayata geçirilen Fide Hızlandırma Programı, bankacılık ve finans alanlarında hizmet sunan kurum ve kuruluşlara yenilikçi ve inovatif çözümler geliştiren girişimler yetiştirmeyi amaçlıyor. Dijital bankacılık, online ödeme sistemleri, yapay zeka uygulamaları, dijital finans materyalleri, veri öğrenmesi ve robotik alanda ürün veya hizmet geliştiren girişimciler için oluşturulan programda girişimcilere; eğitim ve mentorluk, finans ve iş ağlarına erişim ile birebir danışmanlık olanakları sağlanıyor.

Projesi beğenilen girişimcilere ek olanaklar sağlanıyor

6 ay boyunca devam edecek programda aldıkları eğitim ve mentorluk seanslarıyla girişimlerini geliştirme hakkı kazanan girişimcileri; iş fikirlerini sunmak, yatırımcı ve iş ortaklarıyla buluşmak üzere bir de demoday bekliyor. Demoday’in bitiminde yatırımcılar tarafından projesi beğenilen girişimcilere; Ziraat Finans Grubu’nun ağına erişim, Ziraat Finans Grubu ile çalışma imkanı, teknoloji ve entegrasyon desteği, alanında uzman mentorlarla çalışma fırsatı, global pazarda duyuru desteği, finansal teknoloji alanında ulusal ve uluslararası spesifik eğitimler, YTÜ Yıldız Teknopark ve Ziraat Finans Grubu’nun geniş network ağına erişim fırsatı, program paydaşlarından yatırım alma imkan ve YTÜ Yıldız Teknopark ofis alanı kullanım imkanları sağlanacak.

YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman: Girişimcilerimizin yatırımcılara ulaşımını kolaylaştıracağız

YTÜ Yıldız Teknopark olarak odaklandıkları finans ve sigorta teknolojileri, sağlık teknolojileri, oyun teknolojileri ve mobilite dikeylerinde pek çok faaliyetlerinin bulunduğunu ifade eden YTÜ Yıldız Teknopark Genel Müdürü Orhan Tanışman, “Finans teknolojileri alanında attığımız bu adım ile dijital finans materyalleri, online ödeme sistemleri, yapay zeka uygulamaları gibi konularda ürün veya hizmet geliştirmek isteyen tüm girişimcilerimize pek çok fırsat sunuyoruz. Ziraat Teknoloji ortaklığında hayata geçirdiğimiz Fide Hızlandırma Programı’na dahil olacak girişimlerimizi bekleyen olanaklardan ilki eğitim ve mentorluk desteği. Program kapsamında girişimcilerimiz için Yeni Nesil Fintek Modelleri, Risk Yönetimi, Blockchain, Ödeme Sistemleri, Finans Sektörü Hukuk Sistemi, Veri Analitiği, İnsan Kaynağı Yönetimi ve Dijital Pazarlama gibi konularda alanında uzman kişiler tarafından eğitim ve mentorluk aktiviteleri düzenlenecek. Öte yandan her girişimin farklı ihtiyaçları olduğunun da farkındayız. Bu sebeple girişimlere özel danışmanlık programları düzenleyeceğiz. Program danışmanları ihtiyaca odaklı görüşmeler yaparak problemlere çözümler arayacak. Fide Hızlandırma Programımız kapsamında Ziraat Finans Grubu ve YTÜ Yıldız Teknopark'ın var olan iş ağı sayesinde girişimlerimizi yatırımcılar ve fonlarla buluşturarak sermayeye ulaşmaları da kolaylaştıracağız.” diye konuştu. Ziraat Teknoloji Genel Müdürü Osman Tanaçan “Dijitalleşme ihtiyacıyla birlikte finans kuruluşları FinTech’ler ile iş birliklerini arttırdı” Sayıları gittikçe artan FinTech’lerin, değişen müşteri ihtiyaçları doğrultusunda finans kuruluşları ve bankaları geleneksel ürünlerin dışına çıkardığını belirten Ziraat Teknoloji Genel Müdürü Osman Tanaçan, “Araştırmalar; 2015-2020 arasında dünya çapında FinTech alanında her yıl ortalama yaklaşık 30 milyar USD yatırım yapıldığı, önümüzdeki beş yıllık dönemde yatırımların yıllık ortalama yüzde 23 oranında büyüyeceğini gösteriyor. Finansal kurumların yüzde 89’u mevcut kaynaklarını kullanmak yerine iş birlikleri ile yeni ürün geliştirmeyi tercih ediyor ve yüzde 60’ı FinTech’leri partner adayı olarak düşünüyor.” diye konuştu. Dijitalleşme ihtiyacıyla birlikte finans kuruluşlarının müşteri odaklı çalışmalarını arttırdıklarını ve FinTech’ler ile iş birliği yaptıklarını dile getiren Tanaçan, “Böylece FinTech’ler çeşitleniyor ve sundukları ürünü/servisi müşteriye özel kişiselleştirebiliyor. Biz de Ziraat Teknoloji olarak YTÜ Yıldız Teknopark ile birlikte inovatif dijital bankacılık/mobil bankacılık çözümleri, online ödeme sistemleri, blockchain tabanlı finansal uygulamalar, yapay zeka entegrasyonu ile yenilikçi ürün ve hizmetler, açık bankacılık/platform bankacılığı, kobilere ve müşteriye deneyimine yönelik dijital çözümler, makine eğitimi ile finansal veri analitiği çözümleri, veri analitiği platformları ile robotik süreç otomasyon araçları konusunda Fide Hızlandırma Programı’nı başlattık. Bu sayede Ziraat Finans Grubu’nun dijitalleşme hızını arttırmayı ve ekosisteme katkı sağlamayı hedefliyoruz.” dedi.

NFT ticareti yüzde 21 bin artış gösterdi

NFT veri şirketi Nonfungible.com’un yeni bir raporuna göre, değiştirilemez token satışları 2021’de 17 milyar doları aştı. BNP Paribas’ın sahibi olduğu araştırma firması L’Atelier ile geliştirilen çalışma, NFT ticaretinin 2021 yılında 17.6 milyar dolara ulaştığını ve 2020’deki toplam 82 milyon dolarlık yüzde 21.000’lik göz alıcı artışı yansıttığını söyledi. NFT’ler, blok zincirinde belirli bir dijital öğeye kimin sahip olduğunu takip eden takas edilebilir varlıklardır. 2021 yılında NFT’ler ana akıma büyük ölçüde girdiler. Dijital sanatçı Beeple’ın bir kolajını temsil eden bir token, Christie’s müzayedesinde 69 milyon dolarlık rekor bir fiyata satılırken, Bored Ape Yat Kulübü gibi popüler koleksiyonlar Jimmy Fallon’dan Snoop Dogg’a kadar ünlü alıcıları cezbetti. Nonfungible.com’un kurucu ortağı Gauthier Zuppinger, CNBC’ye verdiği demeçte: “Geçen yıl boyunca üstel bir büyüme gördük” dedi.

Veri merkezleri ev ısıtmada kullanılabilir mi?

0
Fin kamu kuruluşu Fortum yaptığı açıklamada, başkent Helsinki ve çevresindeki evleri ve işletmeleri ısıtmak için iki yeni Microsoft veri merkezinden gelen atık ısıyı kullanacağını ve aynı zamanda karbon emisyonlarını azaltacağını söyledi. Microsoft eş zamanlı olarak, yenilenebilir enerji ile güçlendirilecek veri merkezlerinin inşası için planlarını duyurdu ve konumları bilgisayar sunucularının soğutulmasından kaynaklanan ısının geri dönüştürülmesine izin verecek şekilde seçildi. Bölgesel ısıtma, Finlandiya’da yaygın olarak kullanılmaktadır. Önceden yalıtılmış yeraltı borularından sıcak su pompalamaktadır ve geleneksel olarak fosil yakıt kaynaklarına dayanmaktadır. Fortum, Helsinki metropol bölgesinde 900 kilometre uzunluğunda ve 250.000 kullanıcıya hizmet veren bir yeraltı boru sistemi işletmektedir. İki firma, tamamlandığında, veri merkezlerinin sistemin ısı kaynaklarının yüzde 40’ını oluşturacağını söyledi. Fortum, veri merkezlerinden ısı yakalama tarafı yatırımının 200 milyon Euro olarak tahmin edildiğini ve bunun yılda 400.000 ton CO2 emisyonunu azaltacağını söyledi.

E-ticaret sektörünün nabzı ETİD 2022’de tutuldu!

Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD), 2022 yılının ilk Sektör Buluşması’nı 23 Mart 2022 Çarşamba günü Hilton İstanbul Bomonti’de gerçekleştirdi. ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ekmekçi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantıya; 130 firmadan 250’ye yakın sektör temsilcisi ve basın mensupları katıldı.

Papara ve Uyumsoft’un platin, Defacto, Paycell, Pınaronline, PttAVM, Rubi Brands ve Trendyol’un altın sponsorluğunda gerçekleşen etkinlikte e-ticaret sektörü tüm yönleriyle ele alındı. İşte ayrıntılar…

E-ticaret sektörü 2022 yılını 560 milyar TL ile kapatacak

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan ETİD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Ekmekçi, 2021 yılında online alışveriş harcamalarının geçen yıla göre büyüme ivmesini devam ettirerek cirosal bazda 400 milyar TL’lik işlem hacmine ulaştığının altını çizdi.

ETİD’in faaliyetleri ve sektöre ilişkin bilgiler veren Ekmekçi, “ETİD kuruluşundan bu yana e- ticaret sektörünün geliştirilmesi adına çalışmalarını yürütüyor. Sektörün temsil ihtiyacının karşılanması için verdiğimiz hizmetleri sürekli geliştirerek üyelerimizle birlikte Türkiye’deki e- ticaret payının yüzde 95’inden fazlasını karşılıyoruz.

Dernek olarak, ana misyonumuzu sektörün öncüsü olmak, sağlıklı büyüme ve doğru regülasyonları sağlamak oluşturuyor. Beklenen ve ciddi değişikliklerin öngörüldüğü yeni e-ticaret yasası bu yıl hayata geçecek. Bu yasa çerçevesinde ilgili devlet kurumları ile yakın temas kuruyoruz. Dernek olarak gündemimizdeki diğer önemli konuları sektördeki istihdamın artırılması ve networking organizasyonları oluşturuyor.

Faaliyet gösterdiğimiz sektör, çok yeni ve hızla büyüyen bir sektör. Dolayısıyla sektör paydaşlarını yılda dört kez bir araya getirdiğimiz networking organizasyonlarıyla, sektörün büyümesine ve gelişmesine katkı sağlamak bizler için büyük önem taşıyor.

Ayrıca Türkiye’nin en değerli üniversiteleriyle iş birliği içerisinde, istihdam oranlarının artırılması ve e-ihracatın yaygınlaşmasını amaçlayan çalışmaları hayata geçiriyoruz. Pandemi ile birlikte tüketici alışkanlıkları da değişti.

Tüketiciler online alışverişe alıştı, üreticiler ve perakende sektörü de e-ticaretin ulaşılabilirliği, düşük maliyeti ve fırsatlarına uyumlu hale geldi. Türkiye’de e-ticaret sektörü yıllık olarak yüzde 65 oranında büyüyor. Bu büyüme ivmesinin sürmesini ve 2022’de sektör cirosunun 560 milyar TL’yi geçeceğini öngörüyoruz” dedi.

Küresel lityum iyon pil kapasitesi beş kat artacak

Danışmanlık kuruluşu Wood Mackenzie yaptığı açıklamada, küresel lityum iyon pil kapasitesinin 2021’den 2030 yılına kadar beş kat artarak 5.500 gigawatt-saat’e (GWh) çıkabileceğini söyledi. Wood Mackenzie pil tedarikinin bu yıl sınırlı kalacağı konusunda uyardı. Wood Mackenzie danışmanı Jiayue Zheng, “Elektrikli araç pazarı, lityum iyon pil talebinin neredeyse yüzde 80’ini oluşturuyor ve yüksek petrol fiyatları, daha fazla pazarın sıfır emisyonlu ulaşım politikalarını hayata geçirmesini destekliyor ve bu da lityum iyon pil talebinin hızla artmasına neden oluyor” dedi. ABD’li otomobil üreticileri Ford Motor Co (FN) ve General Motors Co (GM.N), Ford’un 2024 yılına kadar Avrupa’da yedi elektrikli model piyasaya sürmeye ve Avrupa için ikinci bir elektrikli otomobil üretmek üzere Volkswagen ile ortaklığını derinleştirmeye karar vermesiyle birlikte kısa süre önce EV genişleme planlarını açıkladılar. GM, yeni tesisin 2025 yılına kadar faaliyete geçmesi hedefiyle Kanada’da pil malzemeleri yapmak için Güney Koreli POSCO Chemical ile ortaklık kurdu.

Yazılımcılar çalışma ortamında ne istiyor?

Hired tarafından 2.000’den fazla yazılım mühendisi ile yapılan bir anket, geliştiricilerin sağlıklı iş-yaşam dengesini ve ofis merkezli olmayan esnek bir rutini destekleyen istihdama giderek daha fazla öncelik verdiğini buldu. Geliştiriciler, “teknoloji dünyasının olmazsa olmazı” haline gelen ve işverenlerin rakipleriyle rekabet ederken dikkat etmesi gereken bir şey olan profesyonel gelişim ve kariyer gelişimi için açık fırsatlar sunan işverenlere de çekici geliyor. Ankete katılan neredeyse tüm yazılım mühendisleri, ideal bir çalışma ortamı için temel unsurların harika yöneticiler, iyi geçindikleri ve onlardan öğrenebilecekleri iş arkadaşları ve çalışma saatlerinde esneklik olduğunu söyledi. Raporda: “Artık sadece uzaktan çalışma ve işe gidip gelmekten kaçınma seçeneği sunmak yeterli değil. İşverenlerin esnekliği daha geniş bir şekilde benimsemesi, çalışanlara katı 9-5’in sınırları olmadan kendi zamanlarını ve çalışma programlarını yönetme özgürlüğü sağlaması gerekiyor” denildi. Hired, işverenlerin toplantı politikalarını yeniden değerlendirmelerini ve “hangilerinin gerçekten gerekli olduğuna ve bunun yerine eş zamansız olarak ne yapılabileceğine eleştirel bir bakış atmalarını” önerdi.