İK Sektörü yapay zeka etkisinde

0

Son yıllarda teknolojideki hızlı gelişmelerle birlikte, yapay zeka hayatın hemen hemen her alanında kullanılmaya başlandı. İnsan kaynakları da bu alanların başında geliyor. Şirketlerin çalışanlarını daha verimli hale getirmelerine ve İK departmanlarının işlerini daha da kolaylaştırmalarına olanak sağlayan yapay zeka teknolojileri, İK alanında önemli fırsatlar sunuyor.

Workindo CEO’su Nursel Kahriman Özkaya, konuyla ilgili şunları söyledi: “ChatGPT ve diğer yapay zeka teknolojilerinin, işe alım süreçlerinde ve performans yönetimi süreçlerinde büyük bir fark yaratabileceğine inanıyorum. Ayıca bu tür çözümler işe alım sonrasında da etkisini gösteriyor. Doğru çalışanı işe alma, çalışanın verimliliği, işten çıkmak isteyebilecek çalışanların önceden tespit edilmesi, çalışan memnuniyeti gibi insan kaynakları ile alakalı birçok konuda, yapay zeka bizim en önemli asistanımız haline gelecek. Günümüzde yapay zeka; işe alım süreçlerinde adayların özgeçmişlerini analiz ederek, iş ilanlarını otomatik olarak yayınlamak ve adaylarla otomatik olarak görüşme yaparak raporlamak, doğru adayların seçilmesine yardımcı olmak gibi konularda çözümler sunuyor. Ayrıca, bu teknolojiler performans yönetimi süreçlerinde de büyük bir rol oynuyor. Çalışanların performansını takip ediyor ve İK departmanına raporlar sunarak şirketlerin daha iyi performans göstermesine yardımcı olabiliyor.”

İnşaat Sektöründe Büyük Avantaj Sağlar


İnşaat sektöründe de yapay zeka teknolojileri ile insan kaynakları yönetimi alanında faydalar sağlanabileceğinin altını çizen Nursel Kahriman Özkaya, “Elbette inşaat sektörü de tüm bu teknolojik gelişmelerle birlikte değişiyor ve dönüşüyor. Bu dijital dönüşümün en önemli unsurlarından biri de yapay zeka teknolojisi olacak. Yapay zeka, inşaat sektöründe birçok alanda iş süreçlerinin optimize edilmesine yardımcı oluyor. Örneğin, proje yönetimi konusunda büyük bir fayda sağlıyor. Proje takvimlerinin oluşturulması, kaynakların yönetimi, işçi planlaması, malzeme yönetimi ve envanter kontrolü gibi birçok görevde yapay zeka teknolojisi kullanılabiliyor. Yapay zeka sayesinde, inşaat firmaları projeleri daha hızlı ve daha verimli bir şekilde yönetebiliyor, böylece proje süreleri kısalıyor ve maliyetler düşüyor. Personel yönetiminde verimliliği de sağladığı için, yapay zeka çözümlerini bir insan kaynakları asistanı gibi konumlamak mümkün. İnşaat sektöründe iş güvenliği konusu da yine çözüm sağlanabilecek alanlardan biri. Yapay zeka, iş güvenliği konusunda da önemli bir rol oynayabilir. Örneğin, sahada çalışan işçilerin takibi yapılabilir ve güvenlik risklerinin tespit edilmesi ve önlenmesi için çözümler üretilebilir. Böylece, iş kazalarının önüne geçilerek, işçi sağlığı ve güvenliği sağlanabilir. Bu konuda denemeler yapılıyor ve şu anda fotoğrafları kaza kayıtlarıyla eşleştiren bir algoritma geliştiriliyor. Yapay zeka son yıllarda hayatımıza girse de, gerçekleşen gelişmeler heyecan verici.

Çok yakında risk yönetimi, maliyet tahmini ve maliyet artışının önlenmesi, tasarım, planlama, güvenlik, üretkenlik gibi birçok konuda yapay zekadan destek alacağımızı söylemek yanlış olmaz. Bugün yapılan denemeler gelecekteki gelişmelere ışık tutuyor. Başlangıç aşamasında bile riskleri azaltmak, maliyetleri korumak, daha iyi tasarımlar geliştirmek, planları optimize etmek, iş güvenliğini desteklemek ve üretkenliği artırmak mümkünken, ileride sunulabilecek çözümlerle, inşaat sektörü insan kaynakları alanında da pek çok farklı çözüm ve teknik göreceğimizi söylemek yanlış olmaz. Yapay zeka, günümüzdeki kalifiye insan probleminin çözülmesini bile destekleyebilir ve mevcut işgücü
kadromuzdan daha verimli şekilde yararlanmamızı sağlayabilir. Proje maliyetleri ve bütçe yönetimi, malzeme seçimi, kalite kontrolü gibi birçok alanda yapay zeka teknolojisi kullanılarak riskler minimize edilebilir ve bu sayede maliyetler düşürülebilir. Sonuç olarak, insan kaynakları departmanlarının, yapay zeka teknolojisini kullanarak daha iyi işe alım, eğitim ve performans yönetimi kararları alabileceğini düşünüyorum. İK çalışanları, yapay zeka teknolojilerinin doğru kullanımını öğrenerek verimli ve etkili sonuçlar elde edebilirler. Yapay zekanın
doğru kullanımı, İK profesyonellerinin işlerini daha kolaylaştırmak ve işletmeleri verimli hale getirmek için önemli bir adımdır” dedi.

Sabancı Ventures,Singapur merkezli SungreenH2’ye 800 bin dolar yatırım yaptı

0

Sabancı Holding’in Kurumsal Girişim Sermayesi Fonu olan Sabancı Ventures, Sabancı Grubu’nun sürdürülebilirlik ve sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda 2020 yılında kurulan hidrojen ekipman üreticisi SunGreenH2’ye 800 bin dolar yatırım yaptı. Sabancı Ventures, 1,5 milyon dolarlık yatırım turunda 800 bin dolar ile en yüksek yatırım yapan oldu.

Singapur merkezli SunGreenH2, geleneksel hidrojen üretimini dönüştürmek üzere geliştirdiği teknolojisi ile sürdürülebilir enerji kaynakları ve suyu kullanarak yeşil hidrojen üreten ekipmanlar geliştiriyor. Patenti kendine ait elektrolizör teknolojisi ile SunGreenH2, sektördeki rakiplerine göre yeşil hidrojeni çok daha çevreci, uygun maliyetli ve verimli üretmeyi hedefliyor.

Şirketlerin ve ülkelerin sıfır emisyon hedeflerine önemli katkı sağlayacak olan yeşil hidrojenin seri üretimini global ölçekte yaygınlaştırmayı amaçlayan ve Ar-Ge merkezi Avustralya’da bulunan girişim, 2020 yılında Tulika Raj ve Saeid Masudy Panah tarafından kuruldu. Sıfır karbon salınımına sahip yeşil hidrojen, karbon ayakizini azaltabilmek için günümüzde mobiliteden sanayiye ve yenilenebilir enerjiye kadar birçok farklı alanda kullanılabiliyor.

Sabancı Topluluğu olarak yatırımlara hız kesmeden devam ettiklerini belirten Sabancı Holding Strateji ve İş Geliştirme Grup Başkanı Gökhan Eyigün şunları söyledi: “Sabancı Topluluğu olarak Türkiye’nin ilk yeşil hidrojen üretimine geçtiğimiz yıl başlamıştık. Şimdi de bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz SunGreenH2 yatırımı, Topluluk olarak bizlere 2030’a kadar 120 kat büyüyerek 120 milyar dolara ulaşması beklenen yeşil hidrojen pazarında erken pozisyonlanma fırsatı sunuyor. Bu yatırım, Sabancı Ventures’ın Asya-Pasifik bölgesindeki ilk girişim sermayesi yatırımı olması açısından da çok önemli. Gerçekleştirdiğimiz yatırımla ‘Dünya’nın Sabancı’sı’ olma yolundaki global ölçekte yaptığımız yatırımlarımıza Sabancı Ventures ile bir yenisini daha ekledik. Sabancı Topluluğu olarak ‘yeni ekonomi’ ve sürdürülebilirlik odaklı yatırımlarımıza devam ediyoruz.”

Sabancı Ventures geçtiğimiz yıl Zack.ai, Bulutistan, Albert Health, Figopara ve Supply Chain Wizard olmak üzere toplam 5 şirkete yatırım yapmıştı. Bu yatırımla birlikte 2020 yılının sonunda kurulan Sabancı Ventures’ın portföyündeki toplam girişim sayısı 8’e yükseldi.

Pfizer Türkiye’den sağlık girişimcilerine yönelik Patika Startup Challenge

Pfizer Türkiye İnflamasyon ve İmmünoloji, en iyi girişimleri önde gelen yenilikçi şirketlerle buluşturan Hackquarters ile Patika Startup Challenge adında bir inovasyon programı başlattı. Program, sağlık alanındaki yenilikçi girişimleri, Pfizerli liderler ve ekosistem liderleriyle bir araya getirerek atopik dermatit (egzama) hastalığının tanı ve takibinde yeni teknolojik çözümler ile hastalık yönetimini dönüştürmeyi amaçlıyor.

Pfizer, Patika Startup Challenge ile atopik dermatit (egzama) alanındaki girişimler için bir fırsat sunarak ve inovasyon kaynaklarını güçlendirerek, immün aracılı hastalıkların yönetiminde daha fazla başarı hikayesi yaratacak. İnovasyon programına başvurular ise www.hackquarters.co/p/pfizer-patika-startup-challenge adresinden yapılabilecek.

Pfizer hastaların hayatlarında çığır açıcı yenilikler vizyonunu sürdürmeye devam ediyor. Patika Startup Challenge Programı ile hasta dernekleri ve hekimlerden alınan iç görüler ile atopik dermatit hastalarının hayatlarında iyileştirebilecek tanı teknolojileri, dijital sağlık ve medikal cihazlar alanlarında çözümler amacıyla yola çıktı. Pfizer Patika Startup Challenge programı, yeni stratejik uzun vadeli ortaklıklar kurmak, sağlık ekosisteminde dijitalleşmeyi sağlamak ve sağlık sektöründeki girişimleri tanımak istiyor.

Proje, sağlık alanında asgari düzeyde (MVP) uygulanabilir bir ürün ortaya koyabilen yenilikçi girişimcilere açık olacak ve başvurular 13 Nisan – 1 Mayıs 2023 tarihleri arasında Pfizer Patika Startup Challenge web sitesi üzerinden yapılabilecek. 8 Mayıs’ta finalist girişimlerin seçimi yapılacak ve 30 Mayıs’ta da Patika Startup Challenge günü gerçekleşecek.

Seçilen girişimler, işlerini geliştirmek ve büyütmek amacıyla Pfizer Türkiye ile potansiyel iş birliği için değerlendirilecek. Ayrıca Pfizer’in küresel iş ağına erişim sağlayacak ve sektör liderleriyle etkileşimde bulunma fırsatı yakalayacaklar.

Pfizer Türkiye İnflamasyon ve İmmünoloji Kategori Lideri Gökhan Karaarslan Patika Startup Challenge programı hakkında şunları söyledi: “Pfizer olarak her zaman hasta ve hasta yakınlarını odağa alan bir yaklaşımımız var. Pfizer İnflamasyon ve İmmünoloji birimi olarak da bu yaklaşımı bütünsel olarak ele alıyoruz. İmmün aracılı hastalıklarla mücadele eden hasta ve hasta yakınlarının hastalıklarıyla tanıştıkları ilk andan başlayarak tüm mücadelelerinde onlara destek olabilecek Patika Startup Challenge gibi yenilikçi projeleri hayata geçirmeyi birincil amacımız olarak taşıyoruz. Yeni fikirlerle ve yatırımlarla giderek gelişen bir ekosisteme sahip olan startup dünyasında, inovatif dönüşüme mevcut iş süreçleri ve dinamikleri nedeniyle en sıcak bakan sektörlerin başında sağlık geliyor. Bu doğrultuda startup’larla kuracağımız iş birliklerini, hasta yolculuğunu iyileştirme yolunda çok kıymetli buluyor, kurulacak ortaklıklar için şimdiden heyecan duyuyoruz.”

PP-CIB-TUR-0084 (Nisan 2023)

Emekli uzay aracı Dünya’ya çarpacak

0

Emekli bir uzay aracı dünyaya çarpacak. RHESSI 2018 yılında emekli oldu ve bu süre zarfında alçak Dünya yörüngesinde gözlem yaptı.

Emekli bir NASA uzay aracı, Dünya atmosferine yeniden girecek. Aracın bazı parçalarının gezegenin yüzeyine çarpması bekleniyor.

Reuven Ramaty Yüksek Enerjili Güneş Spektroskopik Görüntüleyici (RHESSI) uzay aracının çoğunun atmosfere yüksek hızda girerken yanması beklenirken, 660 kiloluk (300 kilo) makinenin bazı parçalarının inişten sağ çıkması muhtemel görülüyor. NASA, yeryüzündeki insanlara zarar gelme riskinin “yaklaşık 2.467’de 1” gibi düşük olduğunu söylüyor. RHESSI’nin 19 Nisan Çarşamba günü (bugün) 21:30 ET civarında atmosfere yeniden girmesi bekleniyor, ancak tahmin artı/eksi 16 saatlik bir belirsizlikle geliyor.

RHESSI 2002’de hizmete başlamıştı

NASA ve Savunma Bakanlığı, uzay aracının hareketlerini izlemeye devam edecek ve yeni veriler mevcut olduğunda tahminlerini güncelleyecek.

RHESSI 2002’de hizmete girdi ve 2018’de emekli olana kadar alçak Dünya yörüngesinden güneş patlamaları ve koronal kütle fırlatmaları gözlemledi. Çalışmaları, bilim adamlarının bu güçlü enerji patlamalarının nasıl meydana geldiğine dair temel fizik hakkında daha fazla şey öğrenmelerini sağladı.

Uzay aracının faaliyetleri, güneş patlamalarında salınan enerjinin büyük bir bölümünü taşıyan yüksek enerjili elektronları görüntülemeyi içeriyor. RHESSI, görüntüleme spektrometresini kullanarak güneş patlamalarının gama ışını görüntülerini ve yüksek enerjili X ışını görüntülerini kaydeden ilk misyon oldu. Toplanan veriler, küçük nano parlamalardan on binlerce kat daha büyük devasa süper parlamalara kadar değişebilen, parlamaların boyutundaki dikkate değer çeşitliliği ortaya çıkardı.

Musk TruthGPT üzerine çalışıyor

0

Verdiği son röportajda Musk TruthGPT üzerine çalıştığını söyledi. Musk, gerçeği arayan maksimum yapay zekaya odaklandığını belirtti.

Elon Musk, “gerçeği arayan maksimum yapay zeka” görevi gören bir ChatGPT alternatifi olan “TruthGPT” üzerinde çalıştığını söylüyor. Musk, Fox News’den Tucker Carlson ile yaptığı röportajda yapay zeka rakibi vizyonunu ortaya koydu. İnsanlığın yok edilmesini önlemek için yapay zeka yaratmaya alternatif bir yaklaşımın gerekli olduğunu söyledi.

Musk: “TruthGPT dediğim bir şeye veya evrenin doğasını anlamaya çalışan maksimum gerçeği arayan yapay zekaya başlayacağım. Bence bu, evreni anlamaya önem veren bir yapay zekanın, evrenin ilginç bir parçası olduğumuz için insanları yok etmesinin pek olası olmadığı anlamında güvenliğe giden en iyi yol olabilir” dedi.

TruthGPT çalışmaları gerçekten ilerliyor mu?

Musk, bir yapay zekanın sözde tüm insanlığı yok etme arzusu eksikliğini, insanların şempanzeleri korumaya çabalama şekliyle karşılaştırdı. Musk, “İnsanlığın tüm şempanzeleri avlayıp öldürmeye karar verebileceğinin farkındayız. Aslında var oldukları için mutluyuz ve yaşam alanlarını korumayı amaçlıyoruz” dedi. Musk, TruthGPT’yi, kurulmasına yardım ettiği yapay zeka yazılımı OpenAI için bir öğrenme düzeltmesi olarak çerçeveledi. Musk, OpenAI’nin kar teşviklerinin, yarattığı yapay zeka modellerinin etiğine potansiyel olarak müdahale edebileceğini ima etti. Bu nedenle “TruthGPT”yi daha şeffaf bir seçenek olarak konumlandırdı.

Musk’ın bir “TruthGPT” konusundaki ilk açıklaması bu değil. Şubat ayında, Open AI tarafından yapılanlar gibi büyük ölçekli yapay zeka modellerinin risklerine dikkat çekerken “İhtiyacımız olan şey TruthGPT” şeklinde tweet attı. Musk, diğer birkaç yapay zeka araştırmacısıyla birlikte Mart ayında şirketleri , yaratıcılarının “anlayamayacağı, tahmin edemeyeceği veya güvenilir bir şekilde kontrol edemediği” yapay zeka deneylerini durdurmaya çağıran açık bir mektup imzaladı.

Yapay zeka ürünü fotoğraf yarışmayı kazandı

0

Yapay zeka ürünü fotoğraf, Sony Dünya Fotoğraf Ödülleri’nde yarışmayı kazandı. Ancak fotoğrafın sahibi ödülü reddetti.

Berlin merkezli “foto medya sanatçısı” Boris Eldagsen’ yapay zeka tarafından hazırlanan fotoğrafı ile dikkatleri üstüne çekti. Eldagsen, Sony Dünya Fotoğraf Ödülleri’ne yapay zeka tarafından hazırlanan bir fotoğraf ile katıldı. Üstelik Eldagsen bu yarışmada fotoğrafı ile ödül de kazandı. Ancak fotoğrafın yapay zeka hazırlanmış olması nedeniyle Eldagsen ödülü reddettiğini de duyurdu. Böylelikle Eldagsen 5 bin dolar nakit ve Sony kamerayı içeren ödülden vazgeçmiş oldu.

Sanatta yapay zeka gündemi

Yarışmaya neden girdiğine ilişkin olarak Eldagsen: “Açık çağrılara katılarak, Ödül organizatörlerinin bu farkın farkına varma sürecini hızlandırmak ve yapay zeka tarafından oluşturulan görüntüler için ayrı yarışmalar oluşturmak istiyorum” dedi.

Eldagsen, web sitesinde ödülü ve Sony kamera ekipmanı ödülünü reddettiğini doğruladı. Organizatörlere, web sitesinden ve gösteriden çıkarılmış olmasına rağmen, görüntüsünün yapay zeka tarafından oluşturulduğunu önceden söylediğini iddia ediyor.

Bu, AI tarafından oluşturulan bir görüntünün bir fotoğraf yarışmasını ilk kez kazanması değil. Midjourney kreasyonu, bu yılın başlarında Avustralyalı fotoğraf perakendecisi digiDirect tarafından düzenlenen bir fotoğraf yarışmasını kazandı. Başka bir Midjourney görüntüsü, Colorado Eyalet Fuarı’nın 2022’deki yıllık sanat yarışmasında bir kategori kazandı.  Yapay zekanın sanat alanında birçok başarısı bulunuyor. Bu başarılar aslında sanatçıların da gelecekteki çalışmalarının riskte olduğunu gösteriyor. Eldagsen katıldığı yarışmayla bu konuda bir farkındalık daha oluşturdu.

Mesajlaşma uygulamaları gözetleme için direniyor

0

Mesajlaşma uygulamaları gözetleme yönünde çıkan tasarıya karşı çıkıyor. Birleşik Krallık ise güvenlik nedeniyle gözetlemenin yapılmasını istiyor.

WhatsApp, Signal ve diğer mesajlaşma hizmetleri, Birleşik Krallık’ı Çevrimiçi Güvenlik Yasasını (OSB) yeniden düşünmeye çağırdı.

Mesajlaşma uygulamaları, tasarının uçtan uca şifrelemeyi baltalayabileceğinden endişe ediyor. Bu da mesajın yalnızca gönderen ve alıcının uygulamasında okunabileceği ve başka hiçbir yerde okunamayacağı anlamına geliyor.

Bakanlar, düzenleyicinin platformlardan kullanıcıları izlemesini, çocuk istismarı görüntülerini ortadan kaldırmasını isteyebilmesini istiyor. Hükümet, hem mahremiyete hem de çocuk güvenliğine sahip olmanın mümkün olduğunu söylüyor.

Bir hükümet yetkilisi: “Güçlü şifrelemeyi destekliyoruz. Ancak bu, kamu güvenliği pahasına olamaz. Teknoloji şirketlerinin, platformlarında benzeri görülmemiş seviyelerde çocuk cinsel istismarına karşı kendilerini ve kolluk kuvvetlerini körleştirmemelerini sağlamak için ahlaki bir görevi var. Çevrimiçi Güvenlik Yasası hiçbir şekilde uçtan uca şifrelemeyi yasaklamaz ve şifrelemeyi zayıflatacak hizmetler gerektirmez” dedi. Mesajlaşma uygulamaları gözetleme kararına karşı çıksa da bu konuda hükümet geri adım atmayacak gibi görünüyor.

Kitle gözetim

Uçtan uca şifreleme (E2EE), en güçlü güvenlik düzeyini sağlıyor. Çünkü gönderen ve amaçlanan alıcı dışında hiç kimse mesaj bilgilerini okuyamıyor. Uygulamanın operatörü bile sistemlerinden geçerken mesajları çözemiyor. 

Yayınlanan bir açık mektupta, şifreli mesajlaşma uygulamalarının operatörleri: “Şifrelemeyi zayıflatmak, mahremiyeti baltalamak ve insanların özel iletişimlerinin kitlesel olarak gözetlenmesini sağlamak ileriye giden yol değil” diyor. Birleşik Krallık hükümeti, E2EE’nin mahremiyetine zarar vermeden mesajları taramanın teknolojik yollarının bulunabileceğini söylese de bu pek mümkün görünmüyor.

Birleşik Krallık şirketi Element’ten Bay Hodgson, teklifleri “mahremiyetin olağanüstü bir ihlali … herkesin yatak odasına bir CCTV kamera koymaya eşdeğer” olarak nitelendirdi.

Kargopark evrak yönetimini kolaylaştırıyor

Türkiye’nin ilk akıllı kargo dolabı üreticisi Kargopark, firmalara özel yenilikçi ve farklı teknolojik ürünleri ile kurumların evrak teslim süreçlerindeki sorunlarına Muhaberat Dolabı çözümü ile yepyeni bir soluk getiriyor.

Muhaberat Dolabı, departmanlar arası evrak sirkülasyonu yüksek, gizliliğin önemli olduğu, kayıp ve çalıntı riskinin ise önemli maliyetler doğurduğu kurumlara çözüm sunuyor. Yetkilendirilmiş personeller tarafından kayıt altında ve izlenebilir bir evrak akış modeli getirdiklerini ifade eden Kargopark’ın CEO’su Erdal Özkan, kurumlar için inovatif çözümler üretmeye devam edeceklerinin altını çiziyor.

Gelen kargoları kontrol etmek ve teslimatını planlamak her şirket için oldukça önemli ve zaman alan bir iş yükü. Bu yüzden birçok şirket, gereksiz süreçleri ortadan kaldırmayı hedefliyor. “Kargon her an burada!” misyonuyla hareket eden Kargopark, farklı ihtiyaçlar için ürettiği modüler tasarımlarıyla, teslimat ekosisteminin tüm paydaşlarının işini sürdürülebilir bir yaklaşımla kolaylaştırmaya devam ediyor. Kargo sirkülasyonu yüksek kurumlar için ortak kargo istasyonu çözümü sunan Kargopark Muhaberat Dolapları pratik, güvenli ve kullanıcı memnuniyetini yükselten bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. 

Kurumlarda, kargo sahiplerinin istedikleri zaman kargolarını teslim alabilecekleri bir kargo istasyonu geliştirdiklerini söyleyen Kargopark’ın CEO’su Erdal Özkan, “Muhaberat dolapları, departmanlar arası güvenli ve kontrol edilebilir evrak teslimi süreçlerinin kolaylıkla yönetilmesini sağlıyor. Yetkili kişilere tanımlanmış kartlar veya şifreler aracılığıyla kayıpsız ve sorunsuz evrak teslim ve takip süreci hizmeti sunan Kargopark Muhaberat Dolapları, ilgili departmanı bulunmayan kurumlarda otonom muhaberat görevi görüyor.” açıklamasında bulundu.  

Tüm akış yazılım üzerinden takip ediliyor 

“İhtiyaçlar doğrultusunda boyutları ve renkleri belirlenerek özelleştirebildiğimiz Kargopark Muhaberat modeli, istenilen yere konumlandırılabiliyor.” diyen Erdal Özkan, “Tamamen ihtiyaca yönelik tasarlanan kullanıcı yüzleri, firmaların ERP sistemleri ile de entegre bir bilgi akışı sağlayabiliyor. Tamamen yerli yazılım ve donanım ile geliştirdiğimiz muhaberat dolapları, ilgili departmanın yükünü hafifletiyor, gerekli iş gücünü en aza indiriyor ve evrak teslim süreçlerinin anlık olarak takip edilmesini sağlıyor. Paket teslim alınana kadar dış etkenlerden korunaklı şekilde muhafaza edilen ürünler 7/24 kamera sistemiyle izlenebiliyor. Böylece danışma, muhaberat, güvenlik gibi noktalarında oluşabilecek operasyon yoğunluğu engelleniyor.”   ifadelerinde bulundu. 

Kurumlar için inovatif çözümler üretmeye devam edeceğiz

İnovatif çözümlerinin tamamında yarının dünyasını hedefleyerek teslimat ekosisteminin tüm paydaşlarının işini sürdürülebilir ve çevreci bir yaklaşımla kolaylaştırdıklarını söyleyen Kargopark CEO’su Erdal Özkan, “Kargo ve evrak süreçlerini yönetebilen bir şirketin elde edeceği faydaların başında maliyet tasarrufu, kaynak yönetimi, sermayenin korunması ve yönetimi kolaylığı geliyor. Bu süreçleri mükemmelleştirmenin maliyeti normal şartlarda yüksek olabilir ancak doğru inovatif çözümler, işletmenin kolaylıkla başarıya ulaşması noktasında önemli bir yardımcı haline geliyor. Etkili kargo yönetim sürecini, ürünlerin zamanında ve iyi durumda teslim edimesini sağlamak olarak tanımlıyoruz. Bu faaliyetlerin sorunsuz ve verimli bir şekilde devam edebilmesi adına, kurumlar için inovatif çözümler üretmeye devam edeceğiz.” açıklamalarında bulundu.


Kütüphaneler dijitalleşiyor

0

Türk Telekom, ülkemizin kültür mirasını teknolojiye adapte etmek üzere başlattığı çalışmalar kapsamında binin üzerinde kütüphanenin dijital dönüşümünü tamamladı.

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yürütülen Hitit Kültür ve Turizm Projesi kapsamında kültür merkezleri, ören yerleri, İl Kültür Müdürlükleri ile müze ve tüm Kültür Bakanlığı Merkez Teşkilatı’nda çalışmalar sürdüren Türk Telekom, WiFi hizmetinin yanı sıra ihtiyaç duyulan uygulamaları tek bir sistem altında sunuyor.

Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik eden Türk Telekom, Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde hayata geçirdiği ‘Hitit Kültür ve Turizm Projesi’ ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Türk Telekom proje kapsamında, kütüphaneler, kültür merkezleri, ören yerleri, İl Kültür Müdürlükleri, müzeler ve tüm Kültür Bakanlığı Merkez Teşkilatı’nda uçtan uca bir dijital dönüşüm için destek sağlamaya devam ediyor. 

81 ilde bin 42 kütüphaneyi dijitalleştirdik

Türk Telekom Kurumsal Satış Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Eser, Hitit Kültür ve Turizm Projesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ile bakanlığa bağlı tüm birimlerde yönetilir bir altyapının yanı sıra daha zengin bir veri kaynağına erişim sağlamayı amaçladıklarını belirterek şöyle konuştu: “Türk Telekom olarak, yenilikçi dijital servislerimiz ve millî teknoloji girişimlerine yönelik yatırımlarımızla Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük ediyoruz. Ülkemizin kültürel mirasını teknolojiye adapte etmek üzere başlattığımız çalışmalar kapsamında 81 ildeki bin 42 kütüphanenin dijital dönüşümünü tamamladık. Ayrıca ana destekçisi olduğumuz Atatürk Kültür Merkezi başta olmak üzere kültür merkezleri ve ören yerlerinde ziyaretçilere fiber hızında internet erişimi sağlıyoruz.” 

Tarihi mekânlarda ücretsiz WiFi hizmeti

‘Hitit Kültür ve Turizm Projesi’ kapsamında devam eden çalışmalarla Türkiye’nin 81 ilinde binin üzerinde kütüphanenin uçtan uca dijital dönüşümünü tamamlarken, tüm lokasyonlarda misafirlere WiFi hizmeti ve gezici kütüphanelere de TT Mobil üzerinden internet erişimi sunuluyor. Tarihi mekânları da kapsayan proje ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tüm birimlerinde ihtiyaç duyulan uygulamalar tek bir sistem altında birleştirilirken, bin 350 lokasyon, bin 45 WiFi noktası ve 300’e yakın tesiste fiber hızında internet hizmeti sunuluyor. 

Monitörünüzü yükseltmeli misiniz? Zamanının geldiğine dair 5 işaret

0

Çoğumuz monitör alırken uzun vadeli alım yapıyoruz. Araba aldığımızda değiştirmeyi çok uzun süre düşünmeyiz, elektronik eşyalarımızı da bozulana kadar kullanmak isteriz. Ancak masaüstü monitörünüzü yükseltmeniz için aslında sadece bariz sorunlarınız olması gerekmiyor. 

Yaşam kalitesi iyileştirmek ve işleri hızlı veya kolay bir şekilde bitireceğiniz konusunda önemli bir fark yaratabilirsiniz. Ayrıca, monitör fiyatlarının sürekli düşmesiyle, daha önce ultra lüks olan özellikler artık oldukça uygun fiyatlı hale geliyor. Bu nedenle, takas yapmak o kadar maliyetli olmuyor. Yükseltme yapmak için bu listedeki herhangi bir nedene katılıyorsanız, monitör değiştirmeniz de pahalı olmamalıdır.

Çoğu insan bir monitör alır ve bir daha asla düşünmez. Arabalarda olduğu gibi, tamamen ölene kadar ekranı kullanmaya devam edecekler. Ancak masaüstü monitörünüzü yükseltmeniz için başka iyi nedenler de var ve devam etmeden önce bariz sorunlarınız olması gerekmiyor. Yaşam kalitesi iyileştirmeleri, işinizi ne kadar hızlı veya kolay bir şekilde bitireceğiniz konusunda bir fark yaratabilirsiniz. Ayrıca, monitör fiyatlarının sürekli düşmesiyle, daha önce ultra lüks olan özellikler artık oldukça uygun fiyatlı hale geldi, bu nedenle takas yapmak o kadar maliyetli değil. Bu nedenle, yükseltme yapmak için bu listedeki herhangi bir nedene katılıyorsanız hiç de pahalı olmayacaktır.

Yeni bir grafik kartı satın alın

Eğer bir oyuncuysanız, yeni bir GPU’ya yaptığınız yatırım, bilgisayarınızın öncekinden daha fazla kare üretebileceği, daha yüksek bir çözünürlüğe çıkabileceği veya her ikisini birden yapabileceği anlamına geliyor. Yine de süper şarjlı performanstan yararlanabilecek bir monitörünüz olmadığı sürece bu yükseltmenin tam etkisini hissetmezsiniz. Örneğin, 1080p 60Hz’lik bir panele takılıp kaldıysanız, saniyede 120 kare hızında 4K’ya basabilmek pek bir anlam ifade etmeyecektir. Bu nedenle, monitörünüz artık optimize edilmiş bir oyun kurulumu için geçiş noktası ise, yükseltme seçeneklerinizi incelemeyebilirsiniz. Yeni grafik kartınızın keyfini sonuna kadar çıkarmak için daha fazla para harcamanız gerekebiliyor.

Daha akıcı bir oyun istiyorsanız

Monitörler sadece son beş yılda çok yol kat etti. Pürüzsüz, ultra hızlı yanıt veren oyun deneyimi sağlayan özellikler sıradan hale geliyor daha düşük gecikme süresi, daha yüksek yenileme hızları ve Nvidia G-Sync ve AMD FreeSync gibi uyarlanabilir senkronizasyon teknolojileri artık yalnızca aşırı pahalı oyun ekranlarında bulunan birinci sınıf özellikler değil.

Bu nedenle, ekran yırtılmasından veya 60 fps’ye kilitlenmekten (söz konusu ekran yırtılmasını önlemek için) bıktıysanız veya rekabetçi oyunlarınızda geri kalmış hissediyorsanız, yeni bir monitör bu sıkıntıları kolayca ortadan kaldırabilir. Yeni başlayanlar için, FreeSync bugünlerde sadece her yerde değil, aynı zamanda genellikle Nvidia grafik kartlarıyla uyumludur. 120Hz ve 144Hz yenileme hızlarına sahip paneller de bütçe dostu modellerde bulmak oldukça kolay.

Daha fazla ekran alanına ihtiyacınız var

Bir zamanlar, 16:9 en boy oranına sahip 24 inç 1080p monitör çok büyüktü. Ancak daha yüksek çözünürlüklü daha büyük paneller, son yıllarda daha yaygın hale geldi; 1440p veya 4K çözünürlüğe sahip 27 ve 32 inçlik modeller genellikle 250 ABD Doları veya daha düşük bir fiyattan başlıyor. Popüler Samsung Odyssey G9’un 49 inç ekranı gibi devasa ekranların pek çok hayran kazanmasıyla, ultra geniş ekran en boy oranları da kullanılabilirlik açısından arttı. Hem artan çözünürlük hem de fiziksel alan, özellikle üretkenlik açısından kullanışlı olabilir. 1440p veya 4K’ya geçerseniz, ekranda aynı anda daha fazlasını görebilirsiniz ve bu tür çözünürlükleri daha büyük bir ekranda kullanmak, metnin ve diğer öğelerin inanılmaz derecede küçük görünmesini engeller. Ultrawides, kendi paylarına, birden çok monitörün toplu ve ekstra kablolarını gerektirmeden birkaç pencereyi yan yana açık tutmanıza izin veriliyor.

Mevcut monitörünüz loş görünüyor

Eski düz panel monitörünüz, onu ilk satın aldığınız zamana kıyasla soluk mu görünüyor? Muhtemelen değişimi hayal etmiyorsun. Zamanla, monitörler parlaklıklarını kaybedebilir. Hatta daha önceki bazı düz ekranlar renk doğruluğunu bile kaybeder; örneğin, beyazlar sarımsı hale gelir.Monitörünüzün arkadan aydınlatması hala iyi durumda olsa bile, günümüzün modelleri kadar parlak olmayabilir. Ve çok fazla güneş ışığı alan yerlerde, ekranınız soluk görünebilir ve görülmesi zor olabilir. Daha yüksek parlaklığa sahip yeni bir monitör, daha rahat bir deneyim sağlayabilir. Örneğin, bütçeye uygun bir Dell D2421H monitör 250 nit olarak derecelendirilmiştir, ancak 1.000 nite ulaşan paneller mevcuttur. 

Daha iyi renkler istiyorsun

Hala çok eski bir monitörü sallıyorsanız, renk üretimi o kadar iyi olmayabilir. Renkleri genellikle ekranda tanırsınız, ancak bunlar modern bir ekrana göre daha az canlı ve daha az doğru görünebilir. Özellikle üst düzey bir OLED monitör hedefliyorsanız, daha yeni bir model daha iyi kontrast ve renk doğruluğu sunabilir. OLED paneller, çalışma biçimleri sayesinde gerçek siyahlar, eksiksiz bir renk yelpazesi ve daha geniş bir renk gamı ​​sunar.

Western Digital siber saldırı ile gündemde

0

Western Digital siber saldırı ile gündeme gelmişti. ALPHV bu saldırıyı üstlendi ve Western Digital’den fidye talebinde bulundu.

Western Digital’in Mart ayında şirkete yapılan saldırının sorumluluğunu üstlenen siber suç grubu ALPHV ile müzakere etmeyi reddettiği bildirildi.

ALPHV, Western Digital’e yapılan saldırıyı üstlendi ve şirket ile temas kurma girişimlerinden hiçbirine yanıt alamadıklarını söyledi. Grup, Western Digital’in çalınan dosyaların doğasını bilmediğini ve ihlalin boyutunu anlamak için ALPHV ile iletişime geçme girişiminde bulunmadığını iddia etti.

ALPHV, Western Digital’in ağına oldukça derin bir şekilde girebildiğini öne sürdü ve Western Digital’in donanım yazılımıyla ilgili dosyalara sahip olduğuna dair bir öneri dışında, ne tür veriler çaldığına dair hiçbir gösterge sunmadı.

ALPHV fidye talebinde bulundu

ALPHV dark web blogunda “Paha biçilmez eserler satılırken önemli belgeler yayınlanacak. Şu anda hiçbir şey satılmadı veya sızdırılmadı. Western Digital, son iki haftadaki girişimlerimize rağmen, girişimlerimizin hiçbirine yanıt vermedi” dedi. ALPHV, Western Digital’de sahip olduğu büyük miktarda veriye rağmen, şantaj taleplerini ödemeyi seçerse hiçbir şey yayınlamayacağını öne sürdü.

ALPHV ayrıca, Western Digital’in 8-K formunu Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) ilk kez sunduğunda “birkaç ayrıntıyı yanlış beyan ettiğini” öne sürdü.

Western Digital’in durum sayfasına göre hizmet kesintileri 12 Nisan’a kadar devam etti. Şirket ayrıca dosyalamada, dışarıdan olay müdahale uzmanlarıyla görüştüğünü, kolluk kuvvetleriyle koordineli çalıştığını ve sistemlerini güvence altına almak için “proaktif önlemler uyguladığını” söyledi.

Renkli hayaller sahnesi, 23 Nisan’dan itibaren deprem bölgesinde çocuklarla buluşacak

0

TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi, Netflix, Tiyatro Kooperatifi ve İhtiyaç Haritası işbirliğiyle hayata geçirilen ‘Renkli Hayaller Sahnesi’ projesi, depremden etkilenen çocukları sanatın iyileştirici gücüyle buluşturacak. Proje kapsamında her gün tiyatro oyunları, atölye çalışmaları, konserler ve film gösterimleri düzenlenecek.

#BirlikteDüşlüyoruz sloganıyla yola çıkan projenin detayları, bugün TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Başkanı Ata Kavame, Netflix Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Kamu İlişkileri Direktörü Pelin Mavili, Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Yeşim Özsoy ve İhtiyaç Haritası İcra Direktörü Evren Aydoğan’ın katıldığı bir basın toplantısıyla paylaşıldı. Türkiye Odalar Borsalar Birliği Kreatif Endüstriler Meclisi, Netflix, Tiyatro Kooperatifi ve İhtiyaç Haritası, deprem bölgesindeki çocuklara destek olmak amacıyla güçlerini birleştiriyor. Dört kurumun işbirliğiyle hayata geçirilen ‘Renkli Hayaller Sahnesi’ projesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda başlayarak iki ay süreyle devam edecek. #BirlikteDüşlüyoruz sloganıyla yola çıkan ‘Renkli Hayaller Sahnesi’ için Hatay ve Kahramanmaraş’ta özel çadırlar kurulacak. Projenin haftanın altı günü gerçekleştirilecek aktiviteleri arasında uzman psikologlar tarafından incelenip onaylanan birbirinden farklı tiyatro oyunları, atölyeler, drama çalışmaları, konserler, sokak performansları, film ve belgesel gösterimleri yer alacak. 

Çocuklar için güçlerini birleştirdiler

Kreatif endüstriler için sanatın ve sanat ekonomisinin kesişim noktası olan Türkiye Odalar Borsalar Birliği Kreatif Endüstriler Meclisi’nin organizasyonel gücü ve desteğiyle düzenlenen projenin tasarlayıcılığını ve yürütücülüğünü, 70’i aşkın özel tiyatronun güç birliğiyle kurulan Tiyatro Kooperatifi yürütecek. Lider eğlence servisi Netflix, projenin finansmanını üstlenmenin yanı sıra gösterimi yapılacak film ve belgesel içeriklerini sağlayacak. İlk günden bu yana sahadaki çalışmalarını yürüten İhtiyaç Haritası ise proje için bölgedeki ihtiyaçları tespit ederek operasyonel destek sağlayacak. 

TOBB Türkiye Kreatif Endüstriler Meclisi Başkanı Ata Kavame, projenin kamuoyuyla paylaşılması amacıyla 18 Nisan Salı günü İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında şöyle konuştu: “Biz biliyoruz ki, hayal kurmak, hayallerini başarmak için çalışmak yani tekrar umutlanmak, umutları yeşertmek her yaştan insanın iyileşmesi için en önemli adımdır. 

Büyük acılar yaşamış küçük çocuklarımızın kayıplarının yerine renkli hayallerin, ufuklarını açacak hikayelerin ve onları heyecanlandıracak fikirlerin yerleşmesini istiyoruz. Çocuklara ilham vermek, meraklı ışıl ışıl bakan gözleri geri getirmek istiyoruz. Zihinlerini hayaller kurabilecekleri bir geleceğe odaklamak istiyoruz. Dünya çocuklarına armağan edilen bir gün ve bu vizyonu neredeyse bir asır önce ortaya koyan Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk. Bir kez daha onun işaret ettiği gibi; bir ülkenin en değerli hazinesinin çocukları olduğunun bilinci ve sorumluluğu ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramından başlamak üzere geleceğimiz çocuklarımız için orada olacağız.”

Netflix Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Kamu İlişkileri Direktörü Pelin Mavili, ülkemizin yaşadığı felaketin yaralarını sarmak için kreatif sektörün güç birliği yapmasının önemine dikkat çekti. Mavili, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sanatın ve kreatif alandaki aktivitelerin iyileştirici, birleştirici gücüne inanıyoruz. ‘Renkli Hayaller Sahnesi’ projesi ile deprem bölgesindeki çocuklarımızın hem bugünlerine hem de geleceklerine ufak da olsa bir katkı sağlamayı diliyoruz.” 

Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Yeşim Özsoy şöyle dedi: “Kültür sanat hayatının temel yapı taşlarını oluşturan tiyatro, kriz anlarında her zaman toplumun yaralarını sarmak için büyük bir itici güç olmuştur. Bu projede de tiyatro, müzik ve sinemanın ortaklaşan gücüyle sokaklarımıza elimizden geldiğince renk, zihinlerimize güzel hayaller ve çocuklarımıza yarar sağlayabilecek sahneler, alanlar yaratmak amacıyla yola çıktık. Tiyatrolarımızın ortak kararı ve katılımıyla ortaya çıkan Renkli Hayaller Sahnesi projemizi gerçekleştirmemizde bize destek olan Netflix ve TOBB Kreatif Endüstriler Meclisi’ne, alanda yanımızda olan İhtiyaç Haritası’na teşekkürlerimizi sunmak istiyorum. Tüm zorluklara rağmen çocuklarımızın yüzlerinde tebessüm yaratmak ve onlara unutulmaz deneyimler sunabilmek için heyecanlıyız. Aristoteles’in de dediği gibi ‘umut rüyanın uyanışıdır’ ve sanat umudun en yüksek halidir.” 

İhtiyaç Haritası İcra Direktörü Evren Aydoğan ise “Tiyatro Kooperatifi’nin deprem bölgelerindeki çocuklar için bir proje yapma fikrini ilk paylaştığında heyecanla karşıladık. Depremin olduğu ilk andan itibaren tüm koordinasyon ağlarımızla etkilen bölgelerde ihtiyaçları karşılamaya devam ediyoruz. Bir yandan da bölgelerde var olan ve ortaya çıkan ihtiyaçları analiz ederek, yine kooperatif yapımız ve kollektif bakış açımız ile İhtiyaç Haritası olarak doğru paydaşlar ve proje ortakları ile sosyal faydayı hedeflediğimiz çalışmalara devam ediyoruz” diye konuştu. Aydoğan, sözlerini şöyle sürdürdü. “Bu proje de bölgelerde yenilenme ve kalkınmayı öncelikli tuttuğumuz bu dönemde stratejik planlarımızla örtüşen, Tiyatro Kooperatifi’nin geçici değil kalıcı olarak sanatsal dokunuş ile fark yaratmak istediği bizim için ayrıca değerli. Hatay ve Maraş bölgelerindeki lojistik ve iletişim ağımızla süreci planlama ile çalışmalarımıza başladık. 2 ilde 2 ay boyunca sürecek olan bu değerli projenin paydaşı olarak, birlikte nice hikayeye ortak olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

Togg’dan üç yeni deneyim merkezi

Togg, kullanıcılara daha hızlı, etkin, kesintisiz ve verimli bir deneyim yaşatmak hedefiyle İstanbul, İzmir ve Adana’da peş peşe yeni deneyim merkezleri açtı. 

Kullanıcılara daha yakın olmak için Türkiye genelindeki deneyim merkezlerinin sayısını artıran Togg, İstanbul Zorlu Center ve Ankara Söğütözü’nde açtığı kapsamlı deneyim merkezlerine yenilerini eklemeyi sürdürüyor. Togg, İzmir Agora AVM, M1 Adana AVM ve İstanbul Zeytinburnu Yedi Mavi AVM’de yeni deneyim merkezlerini hizmete soktu.

Kullanıcılar deneyim merkezlerinde, Türkiye’nin doğuştan elektrikli ilk akıllı cihazı T10X’i detaylı bir biçimde inceleyebiliyor, kesintisiz ve sorunsuz bir şarj deneyimi sunan Trugo’yu deneyimleyebiliyor ve Togg’un dijital platformu Trumore için oluşturulan alanlarda Togg dünyasını yakından tanıyabiliyor.

Togg, Türkiye’nin 7 bölgesinde deneyim merkezleri, servis ve teslimat noktaları açmayı sürdürecek.

Sürekli artan bant genişliği talebine yeni çözüm

0

Zyxel’in XGS2220 Switch serisi, sürekli artan bant genişliği zorluklarını yönetmek için müşterilere çok yönlü bir switch çözümü sunuyor. Bulut destekli ağ çözümleri lideri Zyxel Networks, kurumsal düzeydeki müşterilerin ağlarındaki yüksek bant genişliği ihtiyacına yanıt verebilmek için yeni XGS2220 L3 Access Switch serisini tanıttı.

WiFi 6/6E kablosuz AP’ler, dizüstü bilgisayarlar, sunucular ve iş istasyonları gibi yeni cihazların artan bant genişliği gereksinimleri, günümüzün ağları üzerinde büyük bir yük oluşturuyor. Zyxel’in XGS2220 serisi, kobilerin, otellerin, okulların, hastanelerin ve diğer kamu yapılarının artan bu taleplerini karşılamaya ve yönetmelerine yardımcı olmak için çok yönlü ve zengin özelliklere sahip bir switch sunuyor.

Her ihtiyaca yönelik tam donanımlı tasarım

Zyxel’in şimdiye kadarki en gelişmiş Access switch ailelerinden biri olan XGS2220 serisi, yüksek kaliteli çevrimiçi görüşmeler veya profesyonel bir şekilde canlı video yayını yapmak için gerekli olan performansı kolayca karşılayabiliyor. XGS2220 serisi, standart ağ bağlantıları sunan 24 ve 48 gigabit porta sahip altı farklı modelden oluşuyor. Ayrıca XGS2220 serisi, güçlü bir ağa ihtiyaç duyan kurumların taleplerini karşılayabilmek için üç PoE modeli sunuyor. 

Kolay bağlantı, esnek yönetim

XGS2220 serisi switchler, işletmelerin switchleri kendi tarzlarına uygun bir şekilde yönetebilecekleri şekilde geliştirildi. Kullanıcılar, ister standalone mod ister Nebula bulut tarafından yönetilen mod ile switchleri yönetim anlayışlarına uygun bir şekilde yönetebiliyorlar. XGS2220 serisi, gelişmiş IGMP teknolojisi, ağ analitiği uyarıları ve daha fazlasını sağlayan bir yıllık Nebula Pro lisansı ile birlikte geliyor. İçeriğinde barındırdığı bu özelliklerle XGS2220 serisi, satıcıların, MSP’lerin ve ağ yöneticilerinin Zyxel’in Nebula ağ çözümünün kolaylığını, ölçeklenebilirliğini ve esnekliğini deneyimlemesine olanak tanıyor. Zyxel Networking SBU’nun (Stratejik İş Birimi) Kıdemli Başkan Yardımcısı Bay Kell Lin, “Yeni XGS2220 serisi, müşterilerimize modern cihazların artan bant genişliği taleplerini karşılayabilmeleri için sağlam bir çözüm sağlıyor. Ağdaki yükü kaldırabilecek şekilde tasarlanan XGS2220 serisi, kullanıcıların işlemlerini mümkün olduğu kadar kolaylaştırmak için bir dizi yeni özellik ve yönetim seçeneği sunuyor.” dedi.

Zyxel’in en yeni XGS2220 serisinin öne çıkan özellikleri,

  • Çeşitli Güç Bütçesi: 400W ila 960W arasında, WiFi 6/6E AP’ler, VoIP, gözetim ve ağlı AV cihazlarını kolayca karşılar.
  • Esnek Uplinkler: Altı adet 10G uplink, dört adet 10G SFP+ ve iki adet 10G Multi-Gig RJ 45 içerir.
  • Network AV (Ağ Bağlantılı Görsel-İşitsel Mod) Modu: Okul gibi lokasyonlardaki ekranlar için hazır AV modunu destekler, kurulumu basitleştiren kurulum sihirbazıyla birlikte kullanışlı bir AV kontrol paneli sunar.
  • QoS ve VLAN: Katman 2 özellikleri (QinQ VLAN tünelleme, VLAN çevirisi) ve Katman 3 statik yönlendirme yeteneklerine sahiptir.
  • Yüksek Kaliteli, Akıllı Tasarım: Uyarlanabilir, enerji tasarruflu ve sessiz soğutma fanı sistemi dahil olmak üzere uzun ömürlü malzemelerle üretilmiştir.

Zyxel’in yeni XGS2220 L3 Access switches serisi hakkında daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de ödeme geçidi alanında yeni bir dönem

0

Payten Türkiye, her ölçekten işletmenin ödeme ekosistemlerini tek bir noktadan kolayca yönetmelerini sağlayan Payten Payment Gateway çözümünün yeni sürümünü tanıttı.

Sunduğu özellikler ve avantajlarla Türkiye’nin en geniş kapsamlı ödeme geçidi çözümü olan Payten Payment Gateway sayesinde işletmeler tek entegrasyonla, tek arayüz üzerinden Türkiye’deki ve yurt dışındaki sanal POS’lar, bankalar, ödeme kuruluşları, mobil cüzdanlar, havale/kredi yöntemleri ve alternatif ödeme sistemleri ile esnek ve kolay bir şekilde çalışarak işlerini büyütebiliyor.

Türkiye’de ve yurt dışında sanal POS altyapısı sağladıkları 27 banka ve 50 binden fazla üye iş yeriyle ülkemizin en büyük online ödeme altyapısını yöneten Payten Türkiye, sektörün dijital dönüşümüne öncülük eden ürünlerine yenilerini eklemeye devam ediyor.
Türk mühendisler tarafından geliştirilen ve ödeme sektörüne yeni bir soluk getiren Payten Payment Gateway ödeme geçidi çözümü ile işletmeler yurt içi ve yurt dışındaki banka ve ödeme/e-para kuruluşları ile özgürce çalışabilmenin yanı sıra ödeme optimizasyonu sayesinde komisyon maliyetlerini düşürerek ödeme sistemlerini maksimum verimlilikle kullanabiliyor. E-ticaret, perakende, sigorta, otomotiv, zincir işletmeler, eğitim, enerji/yenilenebilir enerji, seyahat, araç kiralama gibi birçok farklı sektörden firmanın kendi ödeme ekosistemlerini tek yerden kolayca yönetmelerini sağlayan Payten Payment Gateway, kapsamı ve sunduğu özellikler ile Türkiye’deki tüm şirketlere tek ürünle büyük kolaylık ve esneklik sunuyor. Nakitsiz toplum olma yolunda hızla ilerlerken değişen ihtiyaç ve beklentileri olan müşterilere pürüzsüz ödeme deneyimi sunmak tüm firmaların öncelikleri arasında. Ancak sürekli gelişen teknolojisi, global protokolleri ve regülasyonları ile hızla büyüyen ödemeler sektöründe zengin seçenekli bir online ödeme ekosistemi kurmak ve yönetmek çok karmaşık olabiliyor. Firmaların online ödemeler ile ilgili tüm ihtiyaçlarını tek ürünle çözen Payten, yeni sürüm ödeme geçidi Payten Payment Gateway ile onlarca modülüne ek olarak son bir yılda geliştirdiği yepyeni çözümlerini de müşterilerine sunuyor.

Devre Cüzdan, entegrasyonsuz ödeme yöntemleri Linkle Ödeme ve QR Kod İle Ödeme, kullanıcılara ödemelerini parçalara bölerek, her bir parça için farklı ödeme aracı kullanmalarına imkân tanıyan Çoklu Ödeme (Parçalı Ödeme), Türkiye’de lider online pazaryerlerinin tercih ettiği Pazaryeri Çözümü, kredi kartı, havale/EFT kullanmayı tercih etmeyen veya kart ve hesap limiti yeterli olmayan kullanıcılar için Alışveriş Kredisi ile Ödeme Yöntemleri, daha fazla yeni müşteriye ulaşmayı sağlayan Alternatif Ödeme Yöntemleri, globalde hizmet veren ve yurt dışına açılmak isteyen işletmeler için Yurt Dışı Ödeme Yöntemleri, Android tabanlı akıllı cihazları POS cihazına dönüştürerek kolayca ödeme almayı sağlayan Software only POS, ödeme süreçlerinin uçtan uca güvenliğini sağlayan Gelişmiş Anti-Fraud Çözümü, herhangi bir felaket anında tüm ödeme süreçlerinin pürüzsüz şekilde devam etmesini sağlayan Payten Olağanüstü Durum Merkezi (ODM) hizmeti ve Payten’in en son geliştirdiği, Türkiye’de telefonla güvenli ödeme alma dönemini başlatan ve Altın PSM ve Global Altın Stevie ödüllerinin sahibi Secure IVR çözümleri Payten’in 7/24 canlı destek hizmetiyle her sektör ve ölçekten işletmeye sunuluyor. Tüm bu çözümlerin beraberinde, sektörde benzeri olmayan Ödeme Danışmanlığı hizmetiyle de sektörel bilgi birikimini müşterileriyle paylaşan Payten, büyüme yolculuklarında onların en yakın iş ortağı oluyor.

Payten Payment Gateway bir firmanın tüm online ödemelerinin arka planda efektif bir şekilde orkestrasyonunu sağlayarak satış dönüşüm oranlarını artırıyor, maliyetlerde azalma sağlıyor ve müşteri ödeme deneyimini en üst seviyeye çıkartıyor. Payten Payment Gateway ile işletmeler farklı banka ve ödeme sistemlerinin sanal POS’larını ayrı ayrı yönetmek yerine tek portalda kendi e-ödeme ekosistemlerini oluşturabilir, yeni ödeme sistemlerini kolayca entegre edebilir ve hemen kullanmaya başlayabilirler. Payten Payment Gateway, sektör fark etmeksizin müşteriler için ödeme yapmanın, işletmeler için ise ödemeleri yönetmenin en kolay yoludur.” dedi. Payten’in Payment Gateway çözümünü kullanan, 160’tan fazla ülkeye ihracat yapan, elektronik alanında Türkiye’nin önde gelen ihracatçısı ve Avrupa’nın en büyük televizyon ve beyaz eşya üreticilerinden biri olan Vestel’in, Mali İşler Sistem ve Süreç Geliştirme Müdürü Ebru Deliç konu ile ilgili şunları söyledi: “Pandemiyle birlikte hızlanan dijital dönüşüm tüketici alışkanlıklarını da aynı hızla dönüştürdü. Birçok alanda dijitalleşen kullanıcıların alışveriş ve ödeme alışkanlıkları da online platformlara doğru evirildi.

Bugün ise dijital alışkanlıklarımız hayatımızın bir parçası haline gelmiş durumda Tüm bu dönüşüm paralelinde biz de Vestel olarak alt yapılarımızı yeni trendlere uyumlu hale getirmek üzere çalışmalarımıza başlamıştık, pandemi ile birlikte dönüşümümüzü hızlandırdık. Vestel olarak e-ticaret faaliyetlerimizi kendi web sitelerimizin yanı sıra Türkiye’nin önde gelen online pazaryerlerinde de sürdürüyoruz. Payten ile uzun yıllara dayalı bir iş birliğimiz söz konusu. Globaldeki gücü ve sektörel deneyimi ödemelerimizin yönetimi konusunda Payten’i seçmemizde büyük rol oynadı. Payten, ödemeler konusunda ihtiyaç duyduğumuz bütün geliştirmeleri tek entegrasyon ile sağlayarak hem e-ticaret ödemelerimizi hem de bayi kanalı tahsilatlarımızı tek platformdan kolaylıkla yönetmemizi sağlıyor.

Yurt dışı iştiraklerimizde de yakında devreye alacağımız entegrasyonlar sonrasında, ilgili ülkelerin para birimleriyle ödeme alabilir ve tüm ödemelerimizi İstanbul’daki merkezimizden yönetebiliyor olacağız. Yeni kiralama ofislerimizi devreye aldıkça, Payten’in uzman ekipleri de ödeme adımında ihtiyaç duyduğumuz bütün geliştirmeleri sağlıyor, dilediğimiz sanal POS ve ödeme yöntemini maliyetsiz ve en hızlı şekilde aktif edebiliyoruz. Ödeme işlemlerimizi en uygun komisyon sunan sanal POS’a yönlendirebilmemizi sağlayan akıllı işlem yönlendirme özelliği ve müşterilerimizin tek tıkla ve güvenle ödeme yapmalarını sağlayan kart saklama çözümü sayesinde ödeme maliyetlerimiz azalırken satışa dönüşüm oranlarımız da yükseliyor.


Payten’in Türkiye’ye kazandırdığı Payten Payment Gateway sayesinde tüm işletmeler için tek bir çözüm


Müşterilerine farklı ödeme seçenekleri sunabilirler: Tüm altyapılara kolay entegre edilebilir, zengin ve sürekli güncellenen API altyapısı ile yurt içi ve yurt dışı tüm ödeme noktalarına hızlıca bağlantı sağlayan Payten Payment Gateway sayesinde işletmeler, web siteleri olmadan bile ödeme alabilirler. Aidat, abonelik, fatura, kira gibi tekrarlayan ödemelerin karmaşık tahsilat süreçlerini “kolaylaştıran” B2B Tahsilat çözümüyle bayilerinden ödeme alabilir ve bayilerinin de müşterilerden ödeme alma işlemlerini yönetebilirler.

Komisyon maliyetlerini düşürebilirler: Payten Smart Switch’in, herhangi bir ödeme kuruluşunun servis dışı olması durumunda işlemleri diğer sanal POS’larına otomatik yönlendirme özelliği sayesinde satış kaybı yaşamaz, ödeme yönetimi optimizasyonu sayesinde, işlemlerin en uygun komisyonlu Sanal POS veya ödeme kuruluşuna yönlenmesini sağlayarak maliyetlerini düşürür ve gelirlerini artırırlar.

Operasyonel maliyetlerini azaltırlar: Tüm banka ve ödeme sistemlerini tek ara yüzden yönetme imkânı tanıyan Payten Payment Gateway’in portal ekranlarından tüm banka ve ödeme sistemleri için POS ekleme, kampanya tanımlama, taksit tanımlama işlemlerini kolayca gerçekleştirebilir, iptal ve iade işlemlerini aynı portal ekranından yönetebilir, rol bazlı esnek izin ve yetkilendirmeler yapabilir, gerçek zamanlı müşteri ve kart raporları alabilir, gelişmiş sorgu seçenekleri içeren işlem rapor sayfaları oluşturabilir ve uluslararası para birimi, zaman dilimi ve dil desteği ile tüm e-ödeme ekosistemlerini kolayca yönetebilirler. Tüm bu özellikler sayesinde işletmeler operasyonel maliyetlerini de
azaltırlar.

Yeni Özellikler: Kolay Mutabakat Çözümü sayesinde başarılı işlemler ile banka hesabına aktarılan işlemleri otomatik olarak eşleştirerek mutabakatı kolayca gerçekleştirebilir, tüm bankalar için konsolide ödeme raporu alabilirler. Güvenli IVRPOS (Secure IVR) ile Call Center satışlarını, müşteri abonelik, üyelik ve fatura ödeme prosedürlerini Payten’in uluslararası bir güvenlik standardı olan PCI-DSS uyumlu ortamında gerçekleştirerek, telefon üzerinden uçtan uca güvenli bir ödeme deneyimini müşterilerine sunabilirler. Fiziksel POS dönemine son veren, Software only POS çözümü sayesinde özel bir donanıma ihtiyaç duymadan sadece yazılımlar sayesinde sanal POS’a sahip olabilirler. Ayrıca Alternatif POS (fallbackPOS) olarak entegre Paratika POS imkânından da faydalanabilir, müşterilerine e-cüzdanları ile güvenle alışveriş yapabilecekleri Kapalı Devre Cüzdan çözümü sunabilirler. Modüler yapısı ile ihtiyaca göre şekillenebilen Payten Payment Gateway çözümü “Kullandığın Kadar Öde” fiyatlandırma modeli ile de farklılaşıyor. Üstelik bulut çözümü, hosting, 7/24 canlı destek ve PCI DSS sertifikasyon güvencesinin de ücretlere dahil olduğu bu çözümde isteğe bağlı olarak ek özelleştirme ve ek geliştirme hizmetleri de sunulabiliyor.

Lucid araç teslimat sayılarını açıkladı

Lucid araç teslimat ve üretim sayılarını açıkladı. Tedarik sorunları nedeniyle ilk çeyrekte Lucid, beklenen performansı gösteremedi.

Lucid Group Inc ilk çeyrek üretim ve teslimat rakamlarının, önceki üç aya göre daha düşük olduğunu bildirdi.

Lüks elektrikli otomobil üreticisi, 31 Mart’ta sona eren çeyrekte 2.314 araç üretti ve 1.406 araç teslim etti. Bu sayı, Aralık çeyreğinde üretilen 3.493 ve teslim edilen 1.932 araçtan daha geride kaldı. Lucid hisseleri, yeni veriler üzerine piyasa sonrası değerlemede yüzde 3 düştü. Şirket, 8 Mayıs’ta üç aylık sonuçları açıklayacağını söyledi. Lucid araç teslimat sayılarında geri kalmasıyla, ilerleyen günlerde daha agresif bir yol izleyebilir.

Lucid ilk çeyrekte geri kaldı

Halen tedarik zinciri ve lojistik sorunlarıyla boğuşan California merkezli şirket, yükselen faiz oranları ve yüksek enflasyon arasında tüketicileri lüks arabalarından uzaklaştıran Tesla’nın yol açtığı agresif fiyat indirimlerinden etkilendi. Şubat ayında yayınlanan tam yıllık tahmininde elektrikli araç şirketi, yıl boyunca 10.000 ila 14.000 lüks araç üreteceğini tahmin ederken, büyük bir farkla analistlerin 21.815 araba tahminini kaçırdı.

Suudi Arabistan’ın devlet servet fonu Kamu Yatırım Fonu tarafından desteklenen şirket, 2022’de ürettiği 7.180 adetin çok altında kalarak 4.369 araba teslim etti. Mart ayında şirket, yeniden yapılanma planının bir parçası olarak maliyetlerini azaltmak için iş gücünün yaklaşık yüzde 18’ini yani yaklaşık 1.300 çalışanını işten çıkaracağını duyurdu.

Ot temizleme robotu için 30 milyon dolar yatırım

0

Carbon Robotics, ot temizleme robotu için 30 milyon dolar yatırım daha aldı. Şirket, finansman turunu başarıyla tamamladı.

Carbon Robotics, lazer özellikli yabani ot temizleme robotu çalışmasını genişletmek için C serisi finansman turunu 30 milyon dolar ile kapattı.

Tur, mevcut yatırımcılar Anthos Capital, Fuse Venture Capital, Ignition Partners, Liquid2 ve Voyager Capital ile birlikte Sozo Ventures tarafından yönetildi. En son tur ile Carbon Robotics’in toplam fonunu 67 milyon dolara çıkardı. Fonlar, şirketin ABD’deki satış varlığını genişletmek ve uluslararası pazarlara açılmanın yanı sıra üretimi artırmak ve robotun tasarımını ve işlevini geliştirmek için kullanılacak.

Tarım robotları verimlilik sağlıyor

Şirketin tarım robotları, yakındaki bitkilere ve toprağa zarar vermeden yabani otları çıkarmak için termal enerji kullanarak yabani otları tespit etmek ve hedeflemek için bir dizi lazer ve sensör kullanıyor.

Carbon Robotics CEO’su Paul Mikesell: “Bu finansman turu, üreticilere uygun maliyetli ve verimli hassas tarım teknolojisi araçları sağlama misyonumuzu daha da destekliyor. Elle ayıklama ve herbisitler dahil olmak üzere geleneksel ayıklama yöntemleri pahalıdır, güvenilmezdir ve toprak sağlığına zarar verir. LaserWeeder, tüm bu zorlukları benzersiz bir şekilde ele alıyor” diyor.

Sozo Ventures’ın genel müdürü Rob Freelen: “Carbon Robotics’in yapay zeka, bilgisayar görüşü, robot teknolojisi ve lazerleri zarif bir şekilde kullanması, çiftçilerin bitkilere veya toprağa zarar vermeden en pahalı satır kalemlerini azaltmalarını sağlayan tek çözüm. Çığır açan ürünleri piyasaya sürmek için ekibin hızlı inovasyon hızından özellikle etkilendim ve geleneksel, organik ve toprak işlemesiz uygulamalarda çiftçilerin karlılığını artırdım”diyor.

LG, mobilete alanında Magma ile teknik iş birliğini duyurdu

LG Electronics (LG), küresel bir mobilite teknolojisi şirketi ve otomotiv alanındaki en büyük tedarikçilerden biri olan Magna ile teknik bir iş birliğini duyurdu. İki şirket, farklılaştırılmış müşteri deneyimleri sunmayı ve mobilitenin geleceğine hazır olmayı sağlamayı amaçlayan otomatikleştirilmiş bir sürüş-bilgi-eğlence çözümü için bir konsept geliştirmek üzere bir anlaşma imzaladı. Anlaşma kapsamında LG ve Magna, LG’nin bilgi-eğlence özelliklerini Magna’nın Gelişmiş Sürücü Yardım Sistemi (ADAS) ve otomatik sürüş teknolojileriyle entegre etmenin teknik fizibilitesini araştıracak.


LG ve Magna Yeni Nesil Otonom Sürüş Bilgi Eğlence Sistemi Geliştirecek.

LG Araç Bileşeni Çözümleri Şirketi, otomobil endüstrisinde Araç İçi Bilgi-Eğlence (IVI) yeteneklerinin lideri olarak kabul ediliyor. Geleceğin otomobili beklentisiyle LG VS Company, geleceğin ürün ve teknolojilerinden oluşan portföyünü proaktif bir şekilde araştırıyor. Bu konsept, otomobil üreticilerinin araç programlarını daha iyi karşılamak için yürütülebilir IVI-ADAS çözümleri oluşturmaya odaklanacak. Hem LG hem de Magna, bu konsepti CES 2023 sırasında küresel otomobil üreticilerine tanıtmayı planlıyor.

LG VS Company’nin Başkanı Eun Seok-hyun işbirliği ile ilgili “Artık otonom sürüş sektöründe olan Magna ile kokpit alanımızın ötesine geçen değer getirebilecek bir konsept geliştirmek için çalışmaktan heyecan duyuyoruz. Otomobil üreticilerinin en zorlu sorunlarından bazılarını çözmelerine yardımcı olabilecek potansiyel ADAS yeniliklerini göstermek için birlikte yakın bir şekilde çalışmayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.

Bu işbirliği, LG ve Magna’nın Temmuz 2021’de duyurduğu, artan küresel değişimi desteklemek amacıyla e-motor, invertörler ve yerleşik şarj cihazlarının yanı sıra ilgili e-sürücü sistemleri üretmek için oluşturulan LG Magna e-Powertrain Co., Ltd. adlı başarılı ortak girişimin devamı olarak kabul ediliyor.

DiDi robotaksi için işbirliği yapıyor

0

DiDi robotaksi geliştirme hedefine ulaşmak için Çinli otomonil üreticileriyle çalışıyor. Şirket, robotaksiyi 2025 yılında hizmete alacak.

Çinli araç çağırma şirketi DiDi Global, robotaksi geliştirmek için Çinli otomobil üreticileriyle işbirliği yapıyor. DiDi, elektrikli araç üreticileri de dahil olmak üzere çok sayıda otomobil üreticisiyle birlikte robotaksiyi geliştiriyor. DiDi bu robotaksiyi 2025 yılına kadar bunları hizmete sokmayı hedefliyor.

DiDi otonom teknoloji çalışmalarına odaklandı

Şirket, yeni araçların yerli üretim, kontrol edilebilir tedarik zincirleri ve ana bileşenlerinin yerli olarak üretilmesini planlıyor. DiDi tarafından, yolcuların bagajları almasına yardımcı olmak için robotik kollara sahip Neuron adlı bir robotaksi konsepti sergilendi. Yolcular için alanı en üst düzeye çıkarmak için araçta sürücü koltuğu yoktu.

DiDi, 2016 yılında otonom sürüş araçlarını geliştirmeye ve test etmeye başladı ve IDG Capital ve Guotai Junan gibi firmalardan yüz milyonlarca dolarlık yatırım topladı.

Şanghay ve Guangzhou’nun bazı bölgelerinde DiDi, kullanıcıların ana uygulaması aracılığıyla sürücüsüz arabaları selamlamasına olanak tanıyor. Firmanın sürücüsüz filosu şu anda İsveçli otomobil üreticisi Volvo tarafından sağlanıyor.

Şirket ayrıca, şu anda kullanımda olan 100’den fazla sürücüsüz kamyona sahip olduğu bildirilen Kargobot adlı otonom kamyon bölümünü de tanıttı. Kargobot’un ana odak noktası lojistik ve nakliye hizmetleri diyebiliriz. Ek olarak DiDi, otonom sürüşle ilgili iki yeni donanım parçası tanıttı.

İlk donanım, Çinli teknoloji firması Benewake ile ortaklaşa geliştirilen DiDi Beiyao Beta LiDAR. İkincisi ise sürücüsüz otomobiller için tasarlanmış Orca adlı bir bilgi işlem platformu.