Vestel, yeni fabrikanın temellerini attı

Vestel, Avrupa’nın en büyük fabrikaları arasında yer alan Vestel City içerisinde yeni bir fabrika yatırımı yapıyor. 2018 yılının ortalarında tamamlanması planlanan fabrika, yaklaşık 70 milyon Euro’luk bir yatırım ile üretime geçecek.

63 bin metrekare kapalı alana sahip fabrikanın tamamlandığında 1100 kişiye istihdam sağlaması planlanıyor. Modern üretim ve Endüstri 4.0 uygulamalarına sahip olacak fabrikada yılda 1,5 milyon adet çamaşır ve kurutma makinası üretilmesi planlanıyor.

Yeni fabrika, endüstri 4.0 dönüşümüne uygun

Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu törende yaptığı konuşmada “2016 yılının tüm sıcak gündemine rağmen hem Zorlu Holding hem de Vestel olarak faaliyet ve yatırımlarımıza ara vermeden devam ettik.

155 ülkeye yaptığımız ihracat ile 2016 yılında da, elektronik sektöründe Türkiye’nin ihracat şampiyonu olmayı başardık.Bu yolda gereken bir adımı daha bugün yeni fabrikamızın temelleri ile attık. Yeni fabrikamız ülkemize ve grubumuza hayırlı olsun ”dedi.

Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan ise yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ Vestel olarak krizleri fırsata çevirmeyi başardık ve 2016 yılını büyüme ile kapattık. Bu büyümeye oranla artan talebi karşılamak için yeni fabrika yatırımını yapmaya karar verdik.

Yeni fabrikamız da iddialı olduğumuz Endüstri 4.0 dönüşümüne uygun olarak inşa edilecek. Gerek ülkemizin beyaz eşya sektöründeki ihracatını artırarak gerekse sağlayacağımız ek istihdam ile Gururla Yerli Vestel olarak ülke ekonomisine katkı sağlayacağımıza inanıyorum ” dedi.

Ofiste kablo karmaşasına son

0

Legrand, kaidesiz ve kaideli montaj seçenekleri sunan yeni nesil kablo kanalları DLP serisiyle, tüm çalışma alanları için çözümler sunuyor.

Her çeşit mobilyaya uyum sağlayarak ofis tasarımıyla bütünlük sağlayan Legrand entegre çalışma ortam çözümleri, modern ve işlevsel tasarımlarıyla toplantı odaları, özel çalışma alanları ve açık ofislerde kullanılabiliyor.

Entegre çalışma ortamı çözümleriyle Legrand, kaidesiz ve kaideli montaj seçenekleri sunan yeni nesil kablo kanalları ile çalışma alanlarını dağınık bir görüntünden kurtarmayı amaçlıyor

Ofislere estetik çözüm

Legrand, eksiksiz ürün yelpazesi RoHS direktifi uygunluğuna sahip DLP serisiyle, kullanıcısının hem zamandan tasarruf etmesini hem de modern bir çalışma ortamına ulaşmasına yardımcı oluyor. Legrand DLP serisi, kabloların karışmasına ve estetik görüntünün bozulmasına engel oluyor.

Hem mobil hem de masa başı çalışan kullanıcılar için kişiselleştirilebilen çözümler, kullanıcı ihtiyaçlarına bağlı kanal üzerine anahtar priz mekanizmalarını montajlama imkanı da sunuyor. Legrand ürünleri, ofis mobilyası ya da döşemelerine estetik olarak destek vererek işlevselliğiyle göz dolduruyor.

Samsung, ARTIK ioT modülünü duyurdu

0

Teknoloji dünyasının devlerinden Samsung, yeni nesil IoT modüllerini duyurdu. Samsung ARTIK 053 ve ARTIK 1020 olarak isimlendirilen modüller farklı özelliklere sahip.

samsung ARTIK

Samsung, ARTIK ioT modülünü duyurdu

Samsung’un IoT World 2017 etkinliğinde duyurduğu ARTIK 053 modülü ARTIK 0 serisine dahil edildi. WiFi temelli IoT modülü, giyilebilir cihazlar, ışıklar ve akıllı televizyonlar gibi tek tip cihazlara dahili donanımsal güvenlik sunuyor. 

Bu haber de ilginizi çekebilir!

Google Home eve polis çağırdı!

Daha önceden bu seriye dahil edilen ARTIK 020 ve 030 modülleri, WiFi bağlantı desteği sunmuyorlardı. 020 modeli sadece bluetooth desteği sunarken, 030 modeli ise ZigBee ve Thread yolu ile bağlantı kurabiliyor. 

Şubat ayında üretimi sonlandırılan ARTIK 1020 modeli, dünyanın en yüksek performanslı modülü olarak 149 dolar fiyat ile satılmıştı. Samsung’un bunun yerine önerdiği model ise ARTIK 710 oldu. 

https://youtu.be/9gxSEL8L9J4

ARTIK 053 modülü, düşük güç tüketimli işlemciler ile öncelikli olarak güç tüketimine odaklanmış durumda. Tizen RT üzerinden çalışan sistem, IoT cihazlar için Linux tabanlı yapısı ile dikkat çekiyor. Tizen Developer Conference 2017 fuarında duyurulan bu modüller güvenlik için önemli görevler üstlenecek. 

Dijital pazarlama ve VR içerik ilişkisi

0

Dijital pazarlama konusundaki çalışmalar, gelişen video teknolojileri ile birlikte farklı bir noktaya doğru ilerleyecek gibi görünüyor. Özellikle, 360 derece ve VR teknolojileri bu ilerleyişte önemli bir role sahip olabilir. 

Dijital pazarlama nereye gidiyor?

Büyük marka ve şirketlerin pazarlama stratejilerini 360 derece ve VR içerikleri kaydırması, pazarlamanın bu yöne kayması noktasında oldukça önemli. Bu konudaki en yakın örneklerden biri Hong Kong Havayolları’nın hazırladığı 360 derece reklamlarının geleneksel 2D reklama göre 35 kat daha etkili olduğu ifade ediliyor. 

https://youtu.be/8LWbpHq6Y04

Google, Facebook ve YouTube gibi büyük isimler de kendi geliştirdikleri 360 derece ve VR içeriklerle dijital pazarlama sektörünü domine etmeye devam ediyor. Google temsilcisi Aaron Luber, 2016 yılında yaptığı bir açıklamada YouTube’un 360 derece video konusunda büyük bir atılımda olduğunu belirtti. 360 derece video ile izleyecilerin gözlük olmadan da ekranda görünenden fazlasını izleyebileceğini ifade etti. YouTube’a yüklenen 360 derece videoların sayısı ise son 3 aya kıyasla 2 kat artmış durumda.

Bu haber de ilginizi çekebilir!

İşte Facebook kasabası!

Business Insider’ın raporu ise VR, AR ve 360 derece videoların gelecekteki içerikleri nasıl etkileyeceğini anlatıyor. Ortaya çıkan rakamlar ise şaşırtıcı. Global Market Insights ise kürsel VR pazarının 2016 ve 2024 yılları arasında yaklaşık %81 oranında büyümesi bekleniyor.  Bu tahmin pazarlamacıların hem fikir olduğu görüşlerden biri.

Dijital pazarlama

Marketing Tech, 360 derece video reklamların gelecekte çok daha önemli olacağını ve hatta cihazın içinde bulunan reklamlarla, izleyicilerin etkileşimde olacağını ifade ediyor. 

Mobil cihazlardaki 360 derece içerik üretimi, aksiyon kameralarıyla da uyumlu hale getirildi. Bu tip cihazların akıllı telefon üzerinden yönetilebilmesi de içeriklerin üretilme sürecini kolaylaştırdı.

İçerik ve ileyici etkileşimi artıyor!

VR ve 360 derece gibi yenilikçi içerik tipleri, geleneksel 2D içeriklere oranla daha yüksek ve daha uzun bir etkileşim süresine sahip. Uzun zamandır sinema sektörünün en önemli parçalarından biri olan IMAX, bu kavram için önemli bir örnek. Kendi VR merkezlerinde çok ciddi katılımlar elde eden IMAX’in sadece Los Angeles’taki VR merkezinde haftalık 25000 katılım ve 15000$ gelir ediyor. Toplamda 100 farklı yerde olan bu merkezlerin yıllık 25 milyon dolar gelir elde edebileceği tahmin ediliyor.

Sonuç olarak, insanların içerikle etkileşimin, video ve dijital pazarlama ile doğru orantılı olduğunu söylemek mümkün. Geleneksel videolara kıyasla daha fazla etkileşim sunan bu tip içeriklerin dijital pazarlamanın geleceğini şekillendirmesi hiç de zor olmayacaktır.

 

Avustralya bankaları blockchain kullanmaya başladı

0

Avustralya’nın iki önemli bankası ANZ ve Westpac, Bitcoin benzeri dijital para birimlerinin alt yapısını oluşturan blockchain teknolojisini, ödeme garantisi sözleşmelerinde kullanmaya başladı. Yapılan ilk testlerden başarılı sonuçlar alan bankalar, yakında bu teknolojiyi genel kullanıma açacaklar.

İlk aşamada yapılan testlerde, iş yerlerinin kirasını ödemek için bankaya ve mal sahibine ödeme garantisi veren iş yerlerinin kira sözleşmeleri blockchain teknolojisine aktarıldı. Bu sayede bankalar, sözleşmeleri takip etmek için kağıt yükünden kurtulurken, mal sahipleri ve iş yeri sahipleri de kira ödeme sürecinde önemli bir zaman kazanımı yaşamış oldular.

Güvenilirlik mektubunun güvenilirliğini kontrol etme çilesi

Avustralya’da ticari mekanların şirketlere kiralanması durumunda doldurulması gerekli bürokratik kağıtlar ve bankaların da bu sözleşmelere garantör olarak aracılık etme zorunluluğu, iş kurma, iş yeri kiralama gibi süreçleri son derece uzatan ve zaman alan işlemlere dönüştürüyor. Bankalar şimdi blockchain teknolojisiyle tüm süreci basit bir kodlamayla takip edebilecek ve garanti işlemleri hızla sonuçlandırılabilecek. İş yeri kiralanması süreci ise bu teknolojinin denenmesi amacıyla seçilen en basit uygulamalardan birini oluşturuyor.

Blockchain teknolojisinin çok daha detaylı iş süreçlerinin yer aldığı diğer endüstrilerde de devreye alınması ve banka garantilerini takip etmek, kağıt işlemlerini azaltarak iş süreçlerini hızlandırmak için kullanılması düşünülüyor. Üstelik bu teknoloji sayesinde, sahte garanti mektupları üretmek veya garanti mektuplarının geçerliliğini kontrol etmek amacıyla önemli bir iş gücü ve zaman kaybı yaşanması da son bulacak. Böylece, bir üretici, distrübütörüne mal teslimatı yaparken, alacağına dair bankadan sağlanmış garanti mektubunun geçerliliğini kontrol etmek için bankayla iletişim kurmak zorunda kalmayacak.

Ayrıca, bankadaki uzmanın bu kağıtların durumunu kontrol edip geri cevap vermesi için harcadığı emek ve zamandan da tasarruf sağlanmış olacak. Bu tür garanti işlemlerinde, işletmeler, banka hesapları üzerinde otomatik olarak hızlıca garanti mektubu oluşturabilecek. Mal sahipleri veya üreticiler için de blokchain’de şifrelenmiş garanti mektubunun adresini larak bir mobil cihazdan ilgili adresin kontrolünü yapmak yeterli olacak. Böylece çoğu zaman günler sürebilen garanti mektubu uygulamasının tüm süreci, blockchain ile birkaç dakikaya indirilmiş olacak. 

Akıllı şehir güvenliği gerçekten önemseniyor mu?

Akıllı şehir güvenliği elbette önemli bir konu. Yaşam alanlarını korumak isteyen insanlar güvenlik noktasında da akıllı çözümlere başvurabiliyorlar. Ya da bir biz bunu böyle biliyoruz. İnsanlar gerçekten akıllı şehir güvenliğini umursuyorlar mı?

Bugün iş dünyasına ve teknolojiye baktığımızda en çok konuşulan şeylerin başında IoT geliyor. Nesnelerin İnterneti yaşamın her alanını yavaş yavaş kontrol etmeye hazırlanıyor. Makine öğrenmesini oturma odalarımıza soktuktan sonra bile güvenlik için onlara güvenecek miyiz? İşte bu önemli bir mesele

Akıllı şehir güvenliği insanların ilgilisini çekmiyor

İnsanlar siber güvenlik denildiği zaman bunun hangi açılardan yararlı olabileceğinden çok, zararlarını düşünmeye başlıyorlar. Makine öğrenmesinin hayatı kolaylaştırdığı çok açık ama suçla savaşmayı bir makine sistemine bağlı olarak görmek birçok kişi için her açıdan tehlikeli görünüyor.

Siber güvenlik konusunda son yıllarda hayli aktif olan Amerika’nın Teksas eyaleti çok iyi bir gözlem noktası olabilir. ABD’nin 2. en büyük ve en kabalık eyaleti olan Teksas, güvenlik alanındaki değişimden hayli rahatsız. Evet, şehir güvenliğini bir makine öğrenmesine bağlamak pek çok açıdan hızlı ve kolay sonuçlar alınmasına neden olacaktır. Diğer bir taraftansa, teknoloji ve güvenlik profesyonelleri sistemlerin her zaman hacklenmeye açık olacağından bahsediyorlar.

Elbette bir gün herkes akıllı şehir güvenliğine alışacaktır ama bu konuda böylesine hızlı adımlar atmak gerçekten gerekli mi? Yapay zekayı tam olarak tanımlamadan bu hamle başarısızlığa mahkum sayılabilir mi?

IoT cihazlarını hedef alan zararlı sayısı 7000’e çıktı

0

Akıllı saatler, akıllı TV’ler, yönlendiriciler (router) ve kameralar gibi, birbirleriyle veya dış çevreyle etkileşime girmelerini sağlayan gömülü teknolojilerle donatılmış akıllı cihazlar, birbirlerine bağlanarak git gide büyüyen Nesnelerin İnterneti’ni (IoT) oluşturuyorlar. Çok sayıda ve çeşitli cihazın varlığı sebebiyle IoT, siber suçlular için cazip bir hedef haline geldi. Suçlular, IoT cihazlarını hackleyerek insanları gizlice dinleyebiliyor, onlara şantaj yapabiliyor ve hatta haberleri olmadan onları birer suç ortağına dönüştürebiliyor. Daha da kötüsü, Mirai ve Hajime gibi botnet’ler bunun yükselen bir tehdit olduğunu gösteriyor.

Kaspersky Lab uzmanları, söz konusu riskin ne kadar ciddi olduğunu incelemek için IoT zararlı yazılımları üzerine bir araştırma yaptı. Çeşitli IoT cihazlarının ağlarını taklit eden sanal ağlar oluşturan uzmanlar, zararlı yazılımların sanal cihazlarına saldırmasını bekledi. Uzun süre geçmeden, bilinen ve daha önce görülmemiş zararlı yazılım örnekleri düzeneğe saldırmaya başladı.

Şirketin uzmanları tarafından kaydedilen saldırıların çoğu (%63) dijital video kaydedicileri veya IP kameraları, %20’si ise yönlendiriciler ve DSL modemler gibi ağ cihazlarını hedef aldı. Hedeflerin yaklaşık %1’i yazıcılar ve akıllı ev aletleri gibi insanların en yaygın kullandıkları cihazları içeriyordu.

Çin (%17), Vietnam (%15) ve Rusya (%8), yüksek sayıda enfekte olmuş cihazlarıyla en çok saldırıya uğramış IoT cihazlarının bulunduğu 3 ülke olarak ortaya çıktı. Brezilya,Türkiye ve Tayvan ise %7 ile bu 3 ülkeyi takip ediyor.

Yedi binden fazla kötü amaçlı yazılım

Araştırmacılar halen devam eden deney sırasında bugüne kadar, internete bağlı cihazları ele geçirmek için özel olarak tasarlanmış 7 binden fazla kötü amaçlı yazılım örneği hakkında bilgi toplayabildi.

Uzmanlara göre bu yükselişin arkasındaki neden basit: IoT, siber suçluların karşısında kırılgan ve savunmasız kalmış durumda. Akıllı cihazların büyük çoğunluğu Linux temelli işletim sistemlerini kullanıyor ve bu durum onlara saldırıyı daha da kolaylaştırıyor. Çünkü suçlular çok sayıda aygıtı aynı anda hedef alan genel zararlı kodlar yazabiliyorlar.

Sorunu tehlikeli yapan şey ulaşabileceği potansiyel erişim miktarı. Sektör uzmanlarına göre dünya genelinde 6 milyardan fazla akıllı cihaz bulunuyor. Çoğu bir güvenlik çözümüne sahip değil ve üreticileri genellikle herhangi bir güvenlik güncellemesi veya yeni bir donanım yazılımı üretmiyor. Bu da potansiyel olarak savunmasız, hatta belki de çoktan ele geçirilmiş milyonlarca cihaz anlamına geliyor.

Bankalar terör finansmanını yapay zeka ile tespit edecek

0

Terör finansmanı, finans kuruluşları ve güvenlik güçleri için çok karışık bir problem. Hangi paranın terör finansmanı için kullanıldığını tespit etmek bankacılar için çok zor. Öyle ki, kimi zaman terör örgütlerini finansa etmek için aktarılan milyonlarca doları tespit etmek mümkün olurken, büyük bir şehirde uyuyan bir terör hücresine bomba yapımı için gönderilen birkaç bin doları görmek mümkün olmayabiliyor ve sonuçta yüzlerce masum insanın öldüğü bir terör saldırısı gerçekleşebiliyor.

Ancak güvenlik kuvvetleri ve finans kurumları bu sorunun altından kalkmak için artık yapay zeka kullanacak. Terör grupları ile birinci ve ikinci dereceden bağlantılı hesapların ve hatta onların altı gruplarıyla ilintili banka hesaplarındaki para akışını tespit ederek bu hesapları takip edip uyuyan hücrelere ve olası saldırılara karşı önlem almak mümkün olacak. Yapay zekanın takip edeceği tüm bu para akışı, güvenlik kuvvetlerine, belli bir bölgede yapılan saldırı hazırlığı konusunda da uyarı verebilecek.

Bankalar aslında bu tür tespit sistemlerini uzun süredir para aklama operasyonlarına karşı kullanıyorlardı ancak dünyada hızla artan, büyük şehirlerdeki tek kişilik terör saldırıları, çok daha küçük para akışlarını tespit etmenin ne kadar hayati değer taşıdığını ortaya çıkardı. Yapay zeka sayesinde, aile veya arkadaşlar arasında masum bir para transferi gibi görünen birkaç yüz dolarlık transferlerin bile terörle bağlantılı olup olmadığı tespit edilmeye çalışılacak.  Ancak bu hiç de kolay bir görev değil ve Fintech alanındaki yapay zeka uzmanlarının önünde henüz çözülmesi gereken çok sayıda problem var. Yine de dünya çapında her gün gerçekleşen sayısız küçük para transferinin hangisinin terör amaçlı, hangisinin masum olduğunu tespit etmenin tek yolu yapay zekadan geçiyor.

 

Google Home aile kavgasında polis çağırdı

Yapay zeka ürünlerinin ve akıllı şehir uygulamalarının insan hayatını nasıl kurtarabileceğine dair bir örnek, kısa süre önce ABD’nin New Mexico eyaletinde yaşandı.

Evde kız arkadaşı ile tartışma yaşayan bir sakini, kısa süre sonra silahını çekerek kız arkadaşını ve kadının kızı ölümle tehdit etmeye başladı. Bu sırada darbeler de alan kadın kızına seslenerek polis çağırmasını istedi ancak bu komutu evde çalışmakta olan Google Home duydu ve polisi arayarak, aile kavgasının ölümle bitmesinin önüne geçti.

Ev sahibinden gelecek komutları dinlemek için her an açık olan Google Home, “polis çağır ” komutunu duyduğunda doğrudan Polis İmdat telefonunu arayarak, bölge şerifini telefona bağladı. Şerif evin içinde silahlı bir kavga olduğunu fark edince, SWAT ekibi ile evin önünde barikat kurdu ve ardından polisin ikna timi de eve ulaşıp saldırganı, rehin aldığı kadını ve kızını bırakması konusunda ikna ederek olayın kan dökülmeden sonlanmasını sağladı. Saldırgan adam göz altına alınırken  kadının kavgada aldığı darbeler nedeniyle oluşan yaralar olay yerine gelen ambülansta tedavi edildi.

 

Amazon su altı depoları kuracak

Amazon’un aldığı yeni bir patent, online alışverişte maliyetleri düşürmek için ilginç bir yönteme başvuruyor: Su altı depoları.

Amazon’un çok ağır yükleri taşımak için enerji harcamak yerine, suyun kaldırma kuvetini kullanacağı yeni depo tasarımları Mısır Piramitleri’nin inşaat yönteminden ilham almış.

Su geçirmez özel kutular içinde depoların içine kurulacak özel su yollarına ve su havuzlarına batırılacak olan ağır yükler, daha sonra kutunun üzerindeki balonun açılmasıyla sudan çıkartılacak.

Bu sırada depo içinde A noktasından B noktasına kadar yolunu suyun içinde, suyun kaldırma kuvveti ile alacağı için Amazon ağır yükleri taşımak için enerji harcamamış olacak.

Ayrıca her kutuya özel bir akustik sinyal atanacak. Sudan çıkartılmak istenen kutu için suyun içinde bu özel akustik sinyal çalınacak ve böylece kutunun balonu açılacak, ardından söz konusu kutu suyun kaldırma kuvveti ile kamyonlara yükleneceği noktaya kadar ulaşacak.

Google’ın şaşırtan ofisleri

0

Google’da çalışmak, pek çok insanın hayali. Ancak bu hayalin bütün nedeni, Google’ın ödediği yüksek maaşlar değil. Google’ın şirket kültürü de çalışanlarının işlerinden keyif alarak, zevk duyarak çalışmalarını hedefliyor. Teknoloji devi bu nedenle kampüslerini ve ofislerini, eğlence faktörünü de düşünerek tasarlıyor. İşte Google ofislerinden, pek çok insanı kıskandıracak görüntüler.

 

Ürün ve hizmetleriniz hakkında kim ne konuşuyor?

0

Firmaların ürün ve hizmetlerinin internetteki paylaşımlarını analiz eden servisler dijital pazarlama uzmanlarına yeni imkanlar sunuyor. Instagram, Snapchat benzeri görsel paylaşımlara dayalı platformların hızla artan kullanım sayısı, bu mecralarda paylaşılan fotoğrafları da markalar için çok önemli bir pazarlama hedefine dönüştürdü.

Metin bazlı paylaşımları Google arama motorunda bulmak kolayken özellikle sosyal medyada paylaşılan ürün fotoğrafları hakkında sağlıklı rapor alabilmek kolay bir iş değil. ShareIQ bu konuda hizmet vererek Instagram, Pinterest, Facebook, Twitter gibi sosyal mecra servislerinde paylaşılan ürün görselleri hakkında raporlar hazırlıyor.

Öte yandan ShareIQ bu alanda tek değil.  Curalate ve Olapic uygulamaları da ürün ve hizmet görsellerinin paylaşımı konusunda rapor hazırlayarak, pazarlama uzmanlarının elini güçlendiriyor. Bu yeni raporlama araçları sayesinde artık görsel öğelere odaklanmış pazarlama kampanyalarını sosyal medyada daha fazla görmemiz mümkün olacak.

Amazon bir günde 1 milyar dolar kazanacak

0

Amazon’un geleneksel olarak 11 Temmuz tarihinde düzenlediği Prime Day etkinliğinden bu yıl 1 milyar dolarlık gelir elde etmesi bekleniyor. 

Online alışveriş devi, kullanıcılarını Amazon Prime aboneliğine özendirmek için yılda bir günlüğüne Prime hizmetlerinin denemesine izin veriyor. Prime Day boyunca kullanıcılar Prime abonelerinin avantajlarıyla alışveriş yapabiliyor. Amazon’un bu yıl ayrıca Prime Day’i 30 saate uzatması da bekleniyor. Böylece gece kuşlarının alışveriş yapma ve hizmeti kullanma fırsatı daha da yüksek olacak. 

Amazon, Prime abonelik servisine büyük önem veriyor ve bu servisin büyümesi için büyük çaba harcıyor. Prime aboneleri yoğun olarak Amazon servislerini kullanıyor ve marka bağlılıkları çok yükseliyor. Prime Day’de Prime servislerini abone olmadan deneme fırsatı bulan çoğu kullanıcı ise servisten memnun kalarak abonelik başlatabiliyor.

İlk Tesla Model 3 fabrikadan çıktı

Elon Musk’ın elektrikli otomobil pazarında devrim yaratan yeni otomobili, Model 3’ün ilk seri üretimi fabrikadan çıktı.

Daha önce, medyaya göstermek için prototip olarak üretilen araç, bu prototipler sayesinde yüzbinlerce ön sipariş almıştı. Ancak yeni araç, fabrikadaki seri üretim bandından çıktığı için, müşetilere teslim edilecek güncel modeli oluşturuyor.

Elon Musk da seri üretim ilk Model 3’ün fotoğraflarını Twitter hesaplarından paylaşarak gelişmeyi dünyaya duyurdu.

Musk, kısa süre önce yaptığı duyuruda, Model 3’ün trafiğe çıkması için ABD’deki otoritelerden izin aldıklarını ve 7 Temmuz’da üretime başlayacaklarını, ilk birkaç ay içindeyse yüz bine yakın aracı ön sipariş veren müşterilerine ulaştıracaklarını duyurmuştu.

Çin, İngiltereye yapılacak yatırımları dondurdu

0

2016’da İngiltere’deki startup’lara yatırım yaptıklarını açıklayan iki Çin fonu, aradan geçen bir yıla rağmen 1 milyar doları aşan yatırım miktarını İngiltere’ye gönderemedi.

Çin devletinin sermaye kontrolü uygulamasını geçemeyen fonlar, parayı ülkeden çıkarmak için izin alamadıklarının altını çiziyorlar. Bu gelişme aynı zamanda diğer Çin’li yatırımcıların yabancı şirketlere ortak olmasını zorlaştıracak bir gelişme olarak yorumlanıyor. Eğer Çin hükumeti satın alınan startup’lar için ödenen paranın yurt dışına çıkışına izin vermeyecekse, yatırım arayan startup’ların dev Çin’li fonlarla görüşmelerinin de anlamı kalmayacak.

Çin’li iş adamları devreden çıktığında ise startup’ların fiyatı düşeceği için, satın almaların daha küçük rakamlara gerçekleşeceği düşünülüyor. Diğer bir deyişle, milyarlarca dolarlık fon bulmak isteyen startup’lar için alarm çanları çalıyor zira fiyatları yükselten Çinli iş adamlarının rekabeti olmaksızın, işleri çok daha zor olacak.

Jawbone iflas etti!

Giyilebilir cihazlar üreten ve 3 milyar doları aşan değere sahip Jawbone, iflas ettiğini ve operasyonlarını sonlandıracağını açıkladı.

Fitness bileklikleri ile tanınan Jawbone, 1999 yılında kurulmuş ve Bluetooth özellikli spor gereçleri ve giyilebilir cihazlar üreten bir şirketti.

Silikon Vadisi’nin en önemli ve saygın girişimcilerinden yatırım almış olan şirketin 2015 yılında 3,3 milyar dolarlık değerlendirmeyle yatırım almaya devam etmişti. Jawbone üretimini geçtiğimiz yıl durdurmuş ve elindeki ürünleri satarak ayakta kalmak için gelir kapısı elde etmeye çalışıyordu. Ancak şirket yönetimi ve yatırımcılar, bu modelin sürdürülebilir olmadığına ve giyilebilir cihaz pazarında “umut” kalmadığına kanaat getirerek iflas kararı verdiler.

Yeni iflaslar bekleniyor

Akıllı saatler ve fitness bileklikleri ile başlayan giyilebilir cihaz modasının tüketiciler arasında yeterince destek bulmaması nedeniyle bu alanda faaliyet gösteren firmalar son iki yıldır zorluklar yaşamaya başlamıştı. Jawbone’un iflası ile birlikte diğer giyilebilir cihaz üreticilerinin de yatırım bulmakta zorlanacağı ve iflas bayrağını çekebilecekleri düşünülüyor. 

Snapchat’in yeni reklam politikası bir intihar mı?

1

20 milyar dolar piyasa değerine rağmen her yıl zarar eden Snapchat’in yatırımcılar için yeni bir Twitter felaketine dönüşmesi korkusu bir süredir yüksek sesle dile getiriliyordu. Snapchat şimdi, ya hep-ya hiç benzeri bir stratejiyi hayata geçirmiş olabilir.

Uygulama içindeki reklamlar için “reklamı geç” özelliğini yayına alan Snapchat, böylece kullanıcıların hiçbir reklamı görmeden uygulamayı kullanmasının önünü açtı. Ancak bu tehlikeye rağmen Snapchat, reklamverenlerin yaratıcılıklarına güveniyor. Bir süredir, reklam olduğu ancak videonun sonunda anlaşılan Native video reklamları yayına alan Snapchat, bu videoların izlenme sayısından son derece memnun görünüyor. Üstelik dev reklamverenlerin de bu formatı benimsemesi sayesinde Snapchat üzerindeki reklamların sayısının arttığını da söylemek mümkün. 

Snaprchat’in klasik reklamlara eklediği reklamı geç özelliği ise daha fazla reklamverenin yaratıcı fikirlerle çıkıp native reklam oluşturması için motive edici bir baskı oluşturacak. Sohbet uygulamasının bu yeni stratejisi başarılı olursa, uygulama çoğu firma için en etkili reklam mecralarından birine dönüşebilir. Bu da her yıl yaşadığı zararı sona erdirip artık kasasını milyar dolarlarla doldurmaya başlaması için iyi bir fırsat olabilir.

İşte Facebook kasabası

0

Facebook, çalışanlarının ev ve yaşam alanı ihtiyaçlarını çözmek için 2015 yılında 400 milyon dolar değerinde bir emlak projesine start vermişti. Facebook tarafından yaratılacak bu mini kasabada binlerce Facebook çalışanı ve ailesi yaşayacak, kasabanın kendine ait çarşısı, parkları, sosyal alanları olacaktı.

İşte, Facebook kampüsünün hemen karşısına kurulacak olan bu kasabanın detayları sonunda ortaya çıktı. Mimarlardın hazırladığı çizimleri basınla paylaşan Facebook, çalışanlarının nasıl bir ortamda yaşayacağına dair de ipucu vermiş oldu. Herşeyden ötesi, bu proje sayesinde Facebook çalışanlarının işle ev arasındaki trafiğe katlanma problemi de ortadan kalkmış olacak. Sabah kahvaltısını yapan çalışanlar, kasabanın hemen karşısındaki Facebook kampüsüne kadar küçük bir sabah yürüyüşü yaparak bacaklarını açmış olacaklar ve ofislerine ulaşıp işlerine başlayabilecekler. Elbette sayısız akıllı şehir teknolojisi ile de donatılacak kasabada yaşamak, dijital dünyanın tüm nimetlerinden faydalanmayı da sağlayacak. 

İşte Facebook kasabası:

Waymo, Uber davasından vaz mı geçiyor?

0

Google’ın (Alphabet) otonom sürüş teknolojisi geliştiren alt şirketi Waymo kısa süre önce Uber’e karşı dava açmış ve Uber’in Waymo’ya ait otonom sürüş teknolojilerini çaldığını iddia etmişti.

Silikon Vadisi’ni karıştıran bu davanın ardından Uber, Waymo’dan transfer ettiği ve otonom sürüş çalışmalarını yöneten Anthony Levandowski’yi işten atarak Waymo’nun iddialarının doğru olduğu izlenimi yaratmıştı. 

Ancak yeni gelişmeler herkesi şaşırtacak. Waymo avukatları, Uber’e karşı yönelttikleri dört suçlamanın üçünü geri çektiler. Böyleec Uber’in çalmakla suçlandığı üç teknolojinin çalınmadığını kabul etmiş oldular. Ancak yine de Waymo, otonom sürüş teknolojisinde büyük önem taşıyan LIDAR teknolojisine dair iddialarına devam ediyor. Waymo, Uber’in kullandığı Fuji LIDAR  tasarımının Waymo’dan çalındığına dair iddiasıyla mahkemeye devam edecek ancak geri çektiği üç suçlama ile mahkeme önündeki inandırıcılığında önemli bir zafiyet yaşayacak.

Uber avukatları şimdiden Waymo’nun iddialarının inandırıcılığını sorgulamaya ve geri çekilen üç iddia hakkında daha önce kopartılan fırtınayı hatırlatmaya başladılar.