Callpex, müşterilerine katma değerli çözümler sunabilmek ve ses tanıma teknolojileri üzerinden yenilikçi uygulamalar geliştirmek için Sestek ile işbirliğine gitti. Callpex bünyesinde hizmete sunulan ‘MüşterininSesi’ uygulaması ile tüm çağrı merkezlerinde müşteriler ile yapılan görüşmeler metinsel verilere dönüştürülerek kayıt altına alınabiliyor. Bu metinler üzerinde veri madenciliği yöntemleri uygulanarak çeşitli pazar analizlerinin gerçekleştirilmesine olanak tanınıyor. Elde edilen veriler doğrultusunda hizmet verilen kurumlara daha sağlıklı bir pazarlama ve ürün geliştirme stratejisi oluşturma olanağı tanınıyor. CallpexGenelMüdürü Metin Tarakçı, bu uygulama ile hizmet verdikleri Türkiye’nin lider markalarının iş sonuçlarındaki kaliteyi artırmayı hedeflediklerini belirtiyor.
Bir zamanlar yalnızca müşteri taleplerinin toplandığı çağrı merkezleri, artık pazarlama, satış, servis ve araştırma birimlerine destek veren en önemli kanallardan biri haline geldi. Kurumların hızla değişen bu ihtiyaçlarına cevap verebilmek ve yenilikçi uygulamaları hayata geçirebilmek için çağrı merkezlerinin de teknoloji dönüşümlerini hızlı bir şekilde yapabilmeleri gerekiyor. Sosyalmedya analizinden kurumlara özel CRM sistemlerine kadar farklı teknolojileri müşterilerinin hizmetine sunan Callpex, yeni nesil ses tanıma teknolojilerini de bünyesine entegre ederek çözümleri ve hizmet kalitesi ile fark yaratmayı hedefliyor.
Alibaba Çin merkezli dünyanın en büyük B2B çevrimiçi pazar yerlerinden birisi. Yakında halka arzı gerçekleşecek ve hisselerinin 60 ila 66 dolar arasından satılacağı tahmin ediliyor. Alibaba’nın halka arzdan toplam 20 milyar dolara yakın gelir elde etmesi bekleniyor ki bu durumda Alibaba’nın piyasa değeri 160 milyar dolar civarında olacak.
Pek çok finansal uzman bu halka arzın bir balon olmadığı ve hisse değerlerinin zamanla yükseleceği yönünde fikir belirtirken esas soru Alibaba’nın bu değerlemesi sonrasında pastadan kimin büyük payı alacağı. Cevap şaşırtıcı olabilir;
Alibaba’nın en büyük hissedarlarından birisi Yahoo. Yahoo’nun Alibaba’da yüzde 22,6’lık bir hissesi bulunuyor. Ancak Yahoo en büyük hisse sahibi değil. Alibaba’nın en büyük hissedarı yüzde 34,4 ile bir Japon Telekom firması olan SoftBank. SoftBank Alibaba’daki yatırımını bundan 14 yıl önce gerçekleştirmişti.
Aslında bu durum özellikle Çin merkezli bir firma olan Alibaba için aynı zamanda bir handikap oluşturuyor zira tarihi geçmişi nedeniyle Çin ile ilişkileri iyi olmayan Japonya merkezli bir firmanın büyük hissedar olması Çin’de hoş karşılanan bir durum değil.
Günün sonunda Çin merkezli Alibaba’nın yüksek rakamlar ile halka arzı ve değerinin yükselmesi Japon ve Amerikan şirketlerine yarayacak.
Vodafone Türkiye, yeni iPhone 6 ve iPhone 6 Plus akıllı telefonları, 26 Eylül itibariyle Vodafone Cep Merkezleri’nde yer alan Vodafone Çok Satanlar Masası’nda satışa sunacağını açıkladı. Aboneler, her iki model için de 19 Eylül itibariyle www.vodafone.com.tr üzerindeki formu doldurarak avantajlı Vodafone teklifleri hakkında ön bilgi sahibi olabilecek. Vodafone Türkiye, iPhone 6 ve iPhone 6 Plus kullanıcılarına, ülke geneline yayılmış hızlı 3G ağından yararlanma imkânı da sunacak.
iPhone 6 ve iPhone 6 Plus, iPhone tarihinde devrim yaratacak yenilikler olarak gösteriliyor. 4.7 inç ve 5.5 inçlik çarpıcı Retina HD ekranlı iki modeliyle dikkat çeken yeni iPhone serisi, mobil iletişimde son teknolojileri ince ve zarif bir tasarımda buluşturuyor. Yeni iPhone’lar, eloksallı alüminyumdan yapılmış ve ekranın biçimli camıyla mükemmel uyum sağlayan kusursuz yekpare gövdesiyle göz dolduruyor. Böylece, rahat kavranabilen ve kolay kullanılabilen bir tasarımda daha büyük ekran keyfi sunuluyor. Her bakımdan daha üstün olan yeni iPhone’lar, Apple tarafından hızlı performans ve enerji verimliliği için tasarlanmış ikinci nesil 64 bit masaüstü sınıfı mimariye sahip A8 yonga; gelişmiş iSight ve FaceTime HD kameralar; ultra hızlı kablosuz teknolojiler ve sadece bir parmak dokunuşuyla kolay ve güvenli ödeme yapma imkânı sunan Apple Pay teknolojisini içeriyor. iPhone 6 ve iPhone 6 Plus ayrıca, son teknolojiyle geliştirilen mobil işletim sistemi iOS 8 ile donatılmış bulunuyor. Yeni iPhone’lar, Mesaj ve Fotoğraflar için sunduğu yeni özellikler, QuickType klavyesi, yeni Sağlık uygulaması ve Aile Paylaşımı ve iCloud Drive gibi özellikleriyle de kullanıcıya daha kolay, hızlı ve sezgisel bir deneyim vaat ediyor.
Bir yanda Bremen Üniversitesi, diğer tarafta Boğaziçi Üniversitesi. Almanya Büyükelçiliği işbirliği ile iki köklü üniversitenin robot futbol takımları 27 Eylül tarihinde RahmiM. KoçMüzesi’nde maç yapacak.
‘2014 Almanya Bilim Yılı’ etkinlikleri kapsamında oynanacak maç, gençleri bilime ve teknolojiye teşvik etmeyi hedefliyor. Bu yıl düzenlenen RoboCup 2014’e de katılan Bremen Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi futbol takımları arasında iki devrede gerçekleşecek olan maçlarda robotlar, gerçek futbolcular gibi şut çekiyor, gol atıyor ve faul yapabiliyor.
Gençlerin bilim ve teknolojiye olan ilgisini artırmak için düzenlenen robotların futbol karşılaşması ilgilenen herkese açık.
Türk Telekom PİLOTT programı ile her yıl yenilikçi girişimleri seçiyor, onlara destek ve danışmanlık sağlıyor. Programın bu sene gerçekleşen zirvesine katıldık ve sorularımızı Türk Telekom Strateji ve İş Geliştirme Başkanı Hakan Dursun ile Earlybird Venture Capital ortaklarından Cem Sertoğlu’na yönelttik.
Visa, iPhone 6, iPhone 6 Plus ve Apple Watch üzerinden yapılacak mobil ödemeleri desteklediğini duyurdu. ABD ve diğer pazarlarda sisteme katılacak finansal kurumlar böylece Visa banka ve kredi kartlarını “Apple Pay” uygulamasına dahil ederek müşterilerinin yeni Apple cihazları üzerinden gerçekleştirecekleri mobil ödemeleri, Visa altyapısı anlaşmalı iş yerlerinde ve Apple uygulamalarında güvenli ve kolay yapmalarına olanak sağlayacak.
Visa Europe Dijital Ödemeler Başkanı Steve Perry konuyla ilgili yaptığı açıklamada: “Apple’ın pazara girişi, mobil ödemeler dünyasında önemli bir boşluğu dolduruyor. Dijital ödemeler dünyasındaki bu önemli adım aynı zamanda, mobil ve temassız ödemelerde yakalanan momentum ve potansiyelin de önemli bir göstergesi.” dedi.
Temassız kartları ve terminalleri ilk kez hayata geçirdiği 2007 yılından beri Visa Europe’un NFC ödemelerin yaygınlaşmasına liderlik ettiğine dikkat çeken Perry, “Bugün Avrupa genelinde bulunan 1,5 milyonun üzerinde Visa temassız kabul noktası, tüketicilerin güven içinde ve kolaylıkla mobil ödeme yapmalarına imkân veriyor. Apple’ın mobil ödemeler pazarına girişi, dijital ödemeler dünyasındaki fırsatların ne kadar büyük olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Apple’ın bu hamlesinin temassız ödemeler konusundaki farkındalığın ve kullanımın artmasına büyük katkı sağlayacağına inanıyor ve mobil ödemeler ekosistemindeki tüm oyuncuların bundan faydalanacağını öngörüyoruz. Bu yeni hizmeti Avrupa’da hayata geçirmek için Apple ve üye bankalarımızla yakın işbirliği içinde çalışıyoruz” dedi.
Eğer yeni bir iPhone 6 veya iPhone 6 Plus satın alırsanız yüksek çözünürlükte, büyük ekranlı yeni bir iPhone sahibi olacaksınız. Tüm cicili bicili yeni özellikleri ile iPhone 6 serisi muhtemelen yine 50 milyon adetten fazla satılacak. Öte yandan iPhone 6 ile tanıtılan Apple Pay cihazın kendisinden daha önemli olacak. İşte sebebi;
Öncelikle klasik Kredi Kartı teknolojisi son 50 yıldır manyetik bantlardan çipli sistemlere geçmenin ötesinde bir yenilikçilik maalesef sağlayamadı. Bütün o cicili bicili, kablosuz ödeme ve benzeri şeyleri unutun, çünkü hiç biri cüzdanınızın içinde taşıdığınız kredi kartının asla yerini tutamadı. Öte yandan Apple son 2-3 yıllık dönemde NFC desteklemediği için teknoloji uzmanları tarafından acımasızca eleştirilmesine rağmen NFC desteğine sahip diğer ürünlerde bu özellik milyonlarca insanın kullandığı ortak bir çözüme dönüşmekten aciz kaldı.
Peki, Apple Pay nasıl farklılaşacak?
Öncelikle Apple ödeme sistemleri teknolojisini geliştirmek için son üç yıldır altyapının olgunlaşmasını bekliyor. Wallet ile ilk adımlarını attığı genel entegrasyon ile saha testlerini kimseye hissettirmeden yaparak ürünü mükemmel hale getirdi. Apple Pay’i kullanmak o kadar kolay ki, yapmanız gereken tek şey tüm diğer ayarlarını daha önce yaptığınız bu servis için bir 6. nesil bir iPhone satın almak.
Son günlerde yaşanan iCloud güvenlik sorunları nedeniyle kullanıcıların endişeleri olabilir. Elbette yüzde yüz güvenli olduğunu iddia etmeyeceğiz ancak Apple bu noktada kredi kartı numaralarını saklamadığını, bunu üye işyerlerine vermediğini, sadece her işleme özel bir kod üreterek bu kod ile işlem yaptıklarını söylüyor. Bu güne kadar hiç kimse bu kadar iddialı olmamıştı. Bununla birlikte PayPal benzeri servisleri de göz ardı etmemek lazım. Üstelik güvenlik bu anlatılanlar ile sınırlı değil; Apple sizin ne aldığınızı da takip etmeyecek (aksi bir durum olsaydı kim itiraz ederdi acaba, şüpheliyiz).
Apple bu güne kadar herkesin yapmak için deli gibi çalıştığı, var olan bir teknolojiyi alıyor. Zaten bunu hep yapıyordu. Ona NFC ve temassız ödeme gibi isimler vermek yerine Apple Pay diyor ve müşterilerin hayatını kolaylaştıracak bir servis olarak sunuyor. İşte Apple bu yüzden yine başarılı olacak.
Henüz Apple’ın Apple Pay için ne kadar komisyon ile çalışacağı belli değil. Muhtemelen bu komisyonlar müşterilerin cebinden değil bu teknolojiyi barındırmak isteyen mağazaların gelirlerinden düşecek ancak dünyadaki kredi kartı kullanım oranlarını göz önüne aldığımızda Apple gelecek bir yıllık dönemde Apple Pay ile iPhone’un kendisinden daha büyük bir gelir elde edebilir. Bekleyip göreceğiz.
Türk Telekom’un Kurumsal İletişim Direktörlüğü görevine Kemal Kaptaner atandı. Kaptaner, Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörlüğü bünyesinde yer alan medya ilişkileri, reklam, medya planlama, interaktif pazarlama, sponsorluk, etkinlik ve kurumsal sosyal sorumluluk alanlarının yürütülmesinden ve bu alanlardaki iletişim stratejilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasından sorumlu olacak.
İTÜ Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği mezunu olan Kemal Kaptaner, kariyerine 1993 yılında radyo ve TV programcılığı ile başladı. 1994 yılında reklam sektörüne giren Kaptaner, reklam yazarı, proje yönetmeni, yaratıcı grup başkanı gibi sıfatlarla görev aldı. Kemal Kaptaner, 2002-2004 yıllarında, ulusal yayın yapan AKRA FM’de Genel Müdür olarak görev yaptı; Aynı dönemde İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler MYO Pazarlama programında Reklamcılık ve Reklam Yazarlığı dersleri verdi.
Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü Kemal Kaptaner
2006’dan 2012’ye kadar Türkiye Finans Katılım Bankası’nda Kurumsal İletişim Müdürü olarak görev yapan Kaptaner, Mart – Temmuz 2012 döneminde AnadoluAjansı Kurumsal İletişim Müdürü görevini yürüttü. 2012 yılının Temmuz ayında İMKB Kurumsal İletişim Müdürlüğü görevine atanan Kaptaner, Şubat 2013 itibarıyla danışman olarak görev yapmaya devam etti.
Kemal Kaptaner, 1 Eylül 2014 tarihi itibarıyla Türk Telekom Kurumsal İletişim Direktörü olarak görevine başladı.
Eutelsat Communications 2013-2014 mali yılında gerçekleştirdiği yüzde 2,5’un üzerindeki gelir büyümesi ve yüzde 76,7 gibi yüksek bir seviyede elde edilen FAVÖK (faiz amortisman ve vergi öncesi kar) marjı ile hedeflerini gerçekleştirdi. Eutelsat’ın rezervi, mevcut ve yeni pazarlardaki uzun vadeli pozitif dinamikleri doğrular şekilde şimdiye kadarki en yüksek değeri olan 6,4 milyar Euro’ya ulaştı.
Eutelsat Communications Başkanı ve CEO’su Michel de Rosen de Eutelsat’ın büyüme hızına dikkat çekti. ”Hizmete giren ek kapasite, önümüzdeki üç yıl içinde büyümeyi en üst seviyede hızlandırmamızı sağlayacaktır. Bu büyüme, özellikle Latin Amerika ve Asya Pasifik olmak üzere hızlı büyüyen pazarlarda, öncelikle video ile geniş bant ve mobilitede seçilen fırsatlar tarafından yönlendirilecektir” diyen Michel de Rosen, karlılığı yüksek seviyede tutma konusunda kararlı olduklarını dile getirdi.
Dünya üzerinde uydu ağını genişleten Eutelsat imzaladığı yeni anlaşmalar ve yaptığı yeni yatırımlarla da küresel rolünü güçlendiriyor. Eutelsat’ın son dönem attığı üç önemli adım uydu sektöründeki artan rolünü gözler önüne seriyor.
Asya-Pasific’te yeni uydu ile kapasite artıyor
Asya-Pasific bölgesi için Airbus Defence and Space ile EUTELSAT 172B uydusunun tedarik ve fırlatma sözleşmesini imzalayan Eutelsat; 172° Doğu yörünge konumunda devamlılığını ve kapasitesini genişletecek. Airbus Defence and Space tarafından üretilecek olan 3,5 ton ağırlığındaki uydu 2017 yılının ilk yarısında Ariane 5 roketi ile fırlatılacak ve ilk yörünge içi yükseltme ve tüm istasyon muhafaza manevraları için elektrikli tahrik kullanılacak. EUTELSAT 172B, Eutelsat’ın Yüksek Hacimli taşıma kapasitesine bağlı hüzmeler arasında dinamik güç dağıtımı sağlayacak şekilde donatılmış olan ilk uydusu. Bu tesis Eutelsat’ın, Kuzey Amerika’nın Batı kıyı bölgesinden Güney Doğu Asya’ya kadar uzanan taşıma kapasitesinin 11 hüzmesi tarafından kapsanan sekiz saat dilimi arasındaki trafik değişimlerine yanıt vermesine olanak tanıyacak. Bu uydu sayesinde Pasifik’teki kapasite iki kattan fazla artacak.
Avea Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Balcı, ECE Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Nuri Şapkacı, Engelsiz Erişim Derneği Genel Sekreteri Engin Yılmaz ve Boni Kurucu Ortağı Sarper Sılaoğlu’nun katıldığı basın toplantısı ile tanıtılan “Sesli Adımlar” uygulaması, görme engellilere AVM’lerde adım adım bulundukları noktayı (mağaza adı, kat bilgisi gibi) sesli olarak belirterek, yaptığı yönlendirmelerle istedikleri noktaya kolaylıkla ulaşmalarını sağlıyor. Dünyada bir ilke imza atan uygulamanın, havalimanı, hastane, tatil köyleri ve üniversite gibi alanlarda kullanılması hedefleniyor.
Avea’nın teknolojik altyapısıyla, dünyada kendi alanında ilk defa Türkiye’de gerçekleştirilen ve operatör bağımsız olarak tüm görme engelliler tarafından kullanılabilen “Sesli Adımlar” uygulaması, menzillerindeki akıllı cihazlarla radyo sinyalleri yoluyla konuşan kablosuz cihaz teknolojisi olan iBeacon’ları kullanılarak mobil uygulama üzerinden konum bulma ve mağaza sorgulama imkânı sağlıyor. Uygulama bu sayede görme engellilerin yardım almaksızın tek başlarına kolayca sosyalleşmelerini mümkün hale getiriyor.
Sesli adımlar önce görme engellilerin testinden geçti
Avea’nın fırsat eşitliği ilkesi ile hareket ettiğini ve hayata geçirdiği uygulamalarda da bu anlayışı odağında gördüğünü dile getiren Avea Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Balcı, “Sesli Adımlar” uygulamasının Avea’nın engellilerin hayatını kolaylaştırma konusunda sürdürdüğü ve desteklediği pek çok projenin bir devamı niteliğinde olduğunu ve bu uygulamayı bir ilk adım olarak gördüklerini belirterek şunları söyledi:
Amaç, sosyal ve ekonomik hayata eşit katılım
“Amacımız, görme engelli arkadaşlarımızın özgür bir şekilde sosyal ve ekonomik hayata katılımlarını sağlayarak, daha özgür hissetmelerine destek olmak. Örneğin FEV ile (Fiziksel Engelliler Vakfı) Türkiye’nin en büyük engeli kariyer projesi olan “Özümüzle Üretiyoruz” projesi ile 9 yılda 3 bin353 engellinin iş sahibi olmasına katkıda bulunduk. Bu sayı neredeyse Avea’nın toplam çalışan sayısına eşit. ‘Sesli Adımlar’ı da bu anlayışımızın bir sonucu olarak hayata geçirdik. Amacımız, görme engelli arkadaşlarımızın hayatın içerisinde daha özgür hale gelmelerine destek olmak. Şu anda aynı teknoloji ABD’de San Fransisco havaalanında görme engelli yolcular için sadece bir terminalinde pilot olarak uygulanıyor. Ancak AVM’lerde, dünyada ilk kez Türkiye’de kullanılıyor. Bu da, sosyal ve ekonomik hayata katılım açısından bize gurur veriyor.”
İnternet’in 21. yılını yaşadığımız ülkemiz; dijital ve teknolojiye yatırımın her geçen gün arttığı, pek çok girişimcilik başarısının altına imza atıldığı, küresel ekosistemde yarışan projelerin hayata geçtiği bir coğrafya olarak küresel pazarın ilgi odağında yer alıyor. Bu cazip bölge Webit Kongresi yaratıcıları tarafından da değerlendirilerek bu yıl da alanının en büyük etkinliği olarak anılan Webit Kongresi’ne İstanbul’un yine evsahipliği yapacağı duyuruldu.
Gelişmekte olan EMEA pazarlarına odaklanarak, e-Academy tarafından 2009 yılından bu yana düzenli olarak dünyanın tek uluslararası dijital, teknoloji ve girişimcilik ekosistemi etkinliği olarak düzenlenen ve bu yıl 110’dan fazla ülkeden 10.000’in üzerinde katılımcı, 200’den fazla konuşmacı ve 300 akredite gazeteci beklenen 6. Global Webit Kongresi, 200’den fazla konuşmacıyla 1-2 Ekim tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek.
Sektör liderleriyle temasa geçme fırsatı
Bilişim dünyası için oldukça önemli bir etkinlik olan ve geçtiğimiz yıl 170 binden fazla kişinin live stream aracılığıyla takip etmesinin yanı sıra sosyal medyada 2 gün boyunca 26.000’den fazla tweet içeriğinde bahsi geçen kongrede, bu yıl da her yıl olduğu gibi teknoloji liderleri iki gün boyunca (1-2 Ekim 2014) bir araya gelerek ekosistemin geleceğini tartışıp değerlendirirken, geleceğe yön veren uzman konuşmacılar teknoloji ve dijital arenadaki fırsatları dinleyicilerle paylaşıyor olacak.
Telekomünikasyon, teknoloji ve pazarlama dünyasının öncüleri, yatırımcılar, girişimciler, dijital ekosistemde yer alan pek çok markanın üst düzey yöneticilerini bir araya getiren etkinlik; uluslararası pek çok konuşmacının sahne aldığı oturumlardan oluşan kongre ve paneller, zengin katılımı ile iş geliştirme olanağı sunan fuar alanı ve çeşitli yarışmalarla büyük bir teknoloji şölenini andırırken tüm katılımcılarına sektörliderleriyle temasa geçme fırsatı sunuyor.
“Haberde Analiz” mottosuyla hazırladığımız ve TechInside.Com’un kardeşi olacak dergimiz için geri sayım başladı. Az önce gelen ozalit ile birlikte dergimiz baskıya gitti ve 15 Eylül’de de siz değerli okuyucularımızın masalarını ziyaret etmeye başlayacak.
Dergimizi birçok zorluğa göğüs gererek hazırladık. Haber verdiğini iddia eden ancak devlet kurumu bülteni haline dönüşmüş malum yayınlar gibi değil tam bağımsız olma şiarıyla yola çıktık. Hala da zorluklarla boğuşuyoruz. Ama inanıyoruz ki iyiler her zaman kazanır.
İlk sayımıza birçok dostumuz reklamlarıyla destek verdi. Onlar için hayali bir yatırımdı belki bu. Sadece isimlerimize olan güvenleriydi bize destek olmalarını sağlayan. İlk sayımızın reklam verenleri tabii ki bizim için çok önemli dedim ya resmen hayalimizi satın aldılar. Ancak ilk sayıyı ellerine aldıklarında ne denli doğru bir yatırıma imza attıklarını görecekler.
Öte yandan ulaşmaya vakit bulamadığımız diğer dostlarımız da ilk sayıda yer alamamanın üzüntüsünü yaşayacaklar. Ama olsun sonraki sayılarda herkese yetecek kadar yerimiz olacak. Evet, sitemizdeki abone linkinden sistemimize hala abone olmadıysanız durmayın ücretsiz abonelik işleminizi bitirin ve 15 Eylül’de dergimizle siz de tanışın.
Başlıkta söylemedim ama biz gerçekten bomba gibi geliyoruz!
İstanbul’da ilk Apple mağazasının açılması ile birlikte mavi t-shirtler giyen ilgili Apple çalışanları ile yüz yüze tanışma fırsatını yakaladık. Her ne kadar ülkemizdeki Apple Dâhileri (Genius) yurt dışındaki benzerlerine nazaran biraz eleştirilseler de tüm dünyada Apple çalışanlarının ortak bir kaç yönü bulunuyor: Güler yüzlü, yardım sever, en üst seviyede motivasyonlu …
Apple bunu nasıl sağlıyor? Bu konuyla alakalı Carmine Gallo‘nun yazdığı bir kitap bulunuyor; The Apple Experience (Apple Deneyimi). Bu kitapta Apple’ın oluşturduğu müşteri deneyimi ile alakalı pek çok ipuçları ve stratejilere yer verilmiş. Biz kendi sorumuz için kısaca cevapların başlıklarına bakalım.
Öncelikle Apple çalışanlarının birer uzman olması için özel eğitimler veriyor. Bu eğitimlerde ürünlerden daha çok müşterilerin deneyimini en iyi hale getirmek için eğitiliyorlar. Bu eğitim A-P-P-L-E anahtarlarını içeriyor. Nedir bu anahtarlar?
A: Kişisel, sıcak bir karşılama ile yaklaşma (Approach)
P: Nazikçe müşterinin ihtiyaçlarını anlamak için araştırma (Probe)
P: Müşterinin hemen alabileceği bir çözüm sunmak (Present)
L: Müşterinin kaygılarını, sorunlarını çözmek için daha çok dinlemek (Listen)
E: Müşterinin tekrar geri gelmesini sağlayacak bir hoşnutlukla süreci sonlandırmak (End)
Bu strateji Ritz Carlton Oteller zincirinin uzun yıllardır başarı ile kullandığı temek kriterlere dayanıyor. Ancak tek başına yeterli değil. Apple çalışanları tüm ürünleri hakkında birer uzman olmak zorunda olduğu gibi ürünlerini mağaza içindeki tüm işlemlerde kullanarak bir hayranlık yaratmaya da odaklanıyorlar.
Türkiye’de biz bu stratejiye çok yabancı sayılmayız. Her ne kadar son yıllarda elektronik mağaza zincirleri nedeniyle bu yaklaşımı kaybetmiş olsak da Türkiye’de uzun yıllardır faaliyet gösteren binlerce Arçelik, Vestel, Bosch bayisi aslında doğal olarak uyguladıkları bu strateji ile varlıklarını sürdürebildiler. Bu noktada ShiftDelete.Net ekibimizin bir Arçelik bayisi ile yaptığı röportajı da sizler ile paylaşıyoruz.
http://www.youtube.com/watch?v=YIFNPoAC_Ew
Her yıl çift haneli rakamlarla büyüyen, online alışveriş yapan yaklaşık 9 milyon internet kullanıcısının 14 milyar TL civarında bir hacmin oluşturduğu e-ticaret sektöründe, Kurban Bayramı gibi dönemlerde yoğunluğun ve alışverişin arttığını belirten Bilginet A.Ş ve E-Ticaret Siteleri ve İşletmecileri Derneği (ETİCAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ercüment Erdem, “Seyahat, hediyelik eşya, giyim başta olmak üzere kurbanlık alımı da dahil çok çeşitli ürün internetten alınacak. Tüketicilerin bazı temel hususlara dikkat etmesi gerekir” dedi.
Yeni nesil e-ticaret kavramını geleceğin ticaret tanımlaması olarak bugünden hayata geçirdiklerini söyleyen Erdem, “E-ticaret sitelerinin güvenlik sertifikalarına dikkat edilmeli. Hangi sertifikaları var? Ayrıca yapılacak ödeme karşılığında, alınacak hizmet veya ürünün birebir sitede ilan edilen şekilde olup olmadığı iyice araştırılmalı. Tanınmış markaların ürünlerini alırken, fiyat/kalite endeksi iyi incelenmeli. Orijinal ürün olup olmadığı sorgulanmalı. Seyahat veya bilet alımlarında, ya da stoklu ürün tercihlerinde, ürünün var olup olmadığı konusunda yeterli bilgiye sahip olunmalı” diyerek dikkat edilecek temel hususları tanımladı.
Bilginet A.Ş ve E-Ticaret Siteleri ve İşletmecileri Derneği (ETİCAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ercüment Erdem
Üç binden fazla internet sitesinin kendi altyapılarını kullandığını, Bilginet olarak sitenin güvenliği, ödeme sistemlerinin entegrasyonu konusunda çok hassas olduklarını ifade eden Ercüment Erdem, “Her büyüyen sektörde, bazen alışverişin yoğun olduğu dönemlerde piyasa oyuncularının dışında fırsatçılar ortaya çıkabilir. Manevi duygularla yapılacak alışverişler başta olmak üzere, online alışverişte bayram kurbanı olmamak için seçici olmakta yarar var. Biz, e-ticaret çözümü sağlayan bir firma olarak, ayrıca dernek bünyesinde de bize telefonla ulaşan kullanıcılara bilgi desteği sağlıyoruz. Bu bayramın arifesinde de kendi güvenli e-ticaret paketlerimizi kullanan firmaların ve üyelerimizin siteleri ile ilgili doğru yönlendirmeler yapmayı hedefliyoruz” dedi.
ESET’in verilerine göre genç nesil, yetişkinlere göre veri hırsızlığında 35 kat daha fazla hedef durumunda. ESETGüvenlikAraştırmacısıLysaMyers, bu nedenle okula dönüş döneminde verilerin güvenliği için öğrencilerin uygulayabileceği bir kaç adım öneriyor.
ESET Güvenlik Araştırmacısı Lysa Myers
Okuldayken kendi cihazınızı kullanıyorsanız:
Eğer okulda, üniversitede kendi dizüstü bilgisayar, tablet ya da akıllı telefonunuzu kullanıyorsanız, hem fiziksel hırsızlık hem de bilgi hırsızlığından endişelenmeniz gerekir.
Riskleri minimuma indirmek için şunları yapın:
Hedefi daraltın.
Özellikle halka açık bir yerde dizüstü bilgisayarınızı ve akıllı telefonunuzu kilitlemeden başı boş bırakmayın. Bu cihazlar, sizin bakmadığınız bir anda kolayca kapılabilir. Öte yandan dijital cihazınızı, içinde ne olduğunu açıkça belli etmeyen çantalarda taşımak da iyidir.
Zararı en aza indirin.
Kayıp ve çalıntı durumlarında cihazınızı takip edebilmek için cihazınıza takip uygulaması yükleyin. ESET’in Anti-Thetf uygulaması bu konuda yardımcı olabilir: http://www.eset.com/tr/home/products/smart-security/anti-theft/ Ayrıca, eğer cihazınızdaki dosyalar şifrelenmiş ise, başka biri bilgisayarınıza erişmiş olsa bile, bilgilerinizden her hangi bir kâr elde edemeyecektir.
Güvenliğinizi güclendirin.
Kötü amaçlı yazılımlar ve oltalama uygulamaları mobil cihazlar üzerinde oldukça yaygın bir hale geldi. Oltalamadan korumak için, bütün hesaplarınızda farklı şifre kullandığınızdan emin olun ve her biri için güçlü şifreler seçin. Anlık mesajlar sayesinde ziyaret ettiğiniz sitelere şifrenizi vermeyin. Virüslerden korunmak için de uygulamaları sadece güvenli uygulama mağazalarından indirin.
Halka açık WiFİ ağlarında dikkatli olun.
Herkese açık WiFi ağlarında hiç bir zaman kimin sizinle ağını paylaştığına emin olamazsınız. Bu nedenle özellikle okul ya da cafe gibi yerlerde internet kullanırken çok daha fazla dikkatli olmanız gerekir. Güncel bir antivirüs veya internet güvenliği yazılımı korunmanıza yardımcı olacaktır.
Okulda ortak cihaz kullanıyorsanız:
Okullarda size sağlanan bilgisayarları kullanıyorsanız, sizden önce kimin kullandığını ve o bilgisayarda neler yapmış olduğuna dair en ufak bir fikriniz olamaz. Bu duruma göre davranın:
Ortak bilgisayarlardan hesabınıza giriş yapma durumunda kalırsanız, kendi bilgisayarınıza döndüğünüzde kullandığınız her parolayı değiştirmeniz çok önemlidir.
Özellikle bankacılık veya finansal bilgilerinizin tutulduğu sitelere giriş için müşterek bilgisayarları kullanmayın.
Online alışverişten kaçının. Birileri sadece giriş bilgilerinize değil, kredi kartı bilgilerinize de ulaşabilir.
İşiniz bittikten sonra o cihazdaki geçmişinizi temizlediğinizden emin olun.
Türkiye Bankalar Birliği’nin Haziran ayı sektör raporlarına göre; ülkemizde 33 mevduat, 13 kalkınma ve yatırım, 4 adet de kalkınma bankası bulunuyor. Bu bankalardaki şube sayısı 12.136, ATM sayısı 44 bin, kredi kartı sayısı 58, banka kartı sayısı 102 ve POS cihazı 2,4 milyon civarında. Haziran ayı raporunda internet bankacılığına kayıtlı bireysel ve kurumsal müşteri sayısı 32 milyona yaklaşırken, aktif müşteri (son dönem giriş yapmış) oranı yüzde 42 yani 19,2 milyonu ancak buluyor. Haziran ayında internet bankacılığında toplam yatırım işlem sayısı 10 milyon, finansal işlemlerin toplamı ise 512 bin dolaylarında.
Mobil bankacılıkta kayıtlı müşteri sayısı 7,5 milyon, 6 milyonu aktif kullanıcı
Mobil bankacılıkta kayıtlı müşteri sayısı 7,5 milyon iken bu rakamın yüzde 65‘i (6 milyon) son dönemde sisteme giriş yapmış görünüyor. Bu rakamların bankacılığın şubelerden, fiziksel kanallardan bağımsız hale geldiğini gösterdiğini söyleyen Pozitim Teknoloji Yönetim Kurulu Üyesi Onur Baran Çağlar, mobil cihaz sayısındaki artış ile birlikte, mobil deneyimin önem kazandığına dikkat çekti. İşlem bankacılığından ilişki ve dijital bankacılığa geçiş sürecinin başladığını, bu eğilime geç uyum sağlayan banka ve finans kurumlarının yoğun rekabet ortamında geride kalacağını vurguladı.
Bilinçlenen tüketici için “Vuja De” yaklaşımı şart…
Bilinçlenen tüketicilerin “Diğer bankadan farkın ne, bana ve hayatıma kattığın değer nedir?” sorularına yanıt vermelerinin giderek zorlaştığını ifade eden Çağlar, “Bankacılıkta süreçler sıradanlaşmaya ve renksizleşmeye başladı. Bankalar vaat konusunda birbirlerini tekrarlıyor. Farklılaşabildikleri tek nokta, reklamlar. Sektörde mevcut müşterilere kazandırdıkları kâr üzerinden değer verilirken, yeni müşterilere sunulan vaatler ise basit bir matematiğe dayanıyor. Artık yeni bir bakış açısının, ‘Vuja De’ yaklaşımının zamanı geldi. Bu yaklaşımı gerçekleştirmek için kendi tarihimize, öz değerlerimize, eldeki yetenek ve kıymetlerimize dönülmeli. Ayrıca farklı sektörlerdeki faydalı deneyimlerinden de yararlanılmalı. Bankacılığa uyarlanabilecek başarı hikâyeleri alınarak değişimin ve dönüşümün manifestosu oluşturulmalı” dedi.
Geleneksel bankacılık out, Omni-Channel yaklaşımı in!
Yeni dönem ile birlikte geleneksel pazarlama kanalları ve tek yönlü iletişim yerine, omni-channel (her kanaldan) yaklaşımının benimsenmesi gerektiğinin altını çizen Çağlar, “Geleneksel mecralarda kullanılan pazarlama araçlarının yetersiz kaldığını bir dönem girdik. Dolayısıyla sahada fiziksel temas, ATM, Kiosk cihazlar, müşteri hizmetleri, internet ve mobil akıllı cihazların gücü göz ardı edilmemeli. Bunlara ek olarak web, mobil web, e-posta, kısa mesaj, mobil uygulama ile sosyal medya kanalları üzerinden interaktif pazarlama iletişimi ve etkileşimi aktif bir şekilde kullanılmalı. Omni-channel ile mevcut ve potansiyel müşteriler için yerinde (lokasyon temelli), zamanında ve doğru araçlar tercih edilmeli. Müşterinin bankaya gelmesi beklenmeden ona gidilmeli ya da geldiğinde onu tanıyarak, kişiye özel kampanya, indirim veya promosyonlar sunulmalı. Etkin ve verimli bir etkileşim için farklı kanalların kullanılması şart. Çevrimiçi ve word-of-mouth (ağızdan ağıza pazarlama) kanallarının etkili olduğunu dikkate aldığımızda bu kanalların diğer müşterilerin de etkilenerek sunulan ürün ve hizmetleri tercih edebilecekleri kadar şeffaf ve kusursuz olmasına önem verilmeli.” açıklamasında bulundu.
Kaspersky Lab ve B2BInternational tarafından, Türkiye dahil dünyanın her yerinden 27 ülkede yapılan ankete göre, finans şirketlerinin sadece yüzde 52‘si ve e-ticaret yapan şirketlerin yüzde 46‘sı finans işlemlerini korumak için gelişmiş önlemler almaları gerektiğine inanıyor. Bu sektörlerde daha da az sayıda şirket müşterilerinin cihazları için koruma sağlıyor.
Finansal işlemlerin korunmasına en az odaklananlar e-ticaret şirketleri; yüzde 16‘sı çevrimiçi dolandırıcılığa karşı özel güvenlik çözümleri kullanmakla ilgilenmediklerini ve sadece yüzde 38’i bu gibi araçlara yatırım yapmak istediklerini söyledi.
Toplamda İnternet üzerinden nakit akışıyla çalışan şirketlerin yüzde 30‘u, her ne kadar güvenlik zincirindeki en zayıf halka olsa ve müşterilerinin para kaybetmesine ve şirketlerin karlılığı ve itibarının azalmasına neden olsa da müşterilerinin cihazlarına koruma sağlamıyor ve sağlamayı da planlamıyor. Şirketlerin yüzde 28‘i müşterilerinin mobil cihazlarına dolandırıcılık önleme yazılımları yüklemeyi düşünmezken, yüzde 30‘u kendi bilgi altyapılarını dolandırıcılığa karşı korumayı da planlamıyor. Ödemeleri korumaya karşılık bu kayıtsızlık, müşterilerden olumsuz geri bildirim almaya neden olabilir: kullanıcıların dörtte üçü finans şirketlerinin tüm cihazlarını korumak için sorumluluk almasını bekliyor ve ankete katılanların yüzde 40‘ı kaybettikleri paranın şirket tarafından tazmin edileceğinden emin.
Bununla birlikte Kaspersky Lab istatistikleri bize, bireysel kullanıcıların finansal verilerini hedefleyen siber tehdit sayısının sürekli arttığını gösteriyor. Örneğin KasperskySecurityNetwork‘e göre zararlı bankacılık yazılımları kullanılan saldırı sayısı 19 Mayıs-19 Haziran arasındaki bir aylık dönemde, 19 Nisan – 19 Mayıs dönemine göre yüzde 15 artarak 1,4 milyona ulaşmıştır.
Yeni bir IBM Araştırması, öncü kuruluşların yüzde 80’inin, kurumsal BT dışında faaliyet gösteren, “sektör dışından geliştirici vatandaşlar” ile işbirliklerine yöneldiklerini gösteriyor. Bu uzmanlar; uygulama geliştirme alanındaki yetenek boşluğunu kapatmaya yardımcı olarak bulut, analitik, mobil ve sosyal iş ağları gibi teknolojiler genelinde daha fazla işbirliğini ve inovasyonu teşvik ediyorlar.
“Çıtayı Yükseltmek: IBM İş Teknolojileri Trendleri Raporu” isimli bu yeni araştırma, IBM’in Uygulamalı İş Öngörüleri Merkezi (IBMCenterforAppliedInsights) tarafından 15 sektörden, 1.400’ün üzerinde karar verici ile görüşülerek hazırlandı. Araştırma, bulut, analitik, mobil ve sosyalişağları gibi gözde teknolojilerin “inovasyonu teşvik eden etkenler” olarak kabul edilmesine rağmen hala kuruluşların yüzde 40’ının, bu teknolojiler için yetenek eksiklikleri ile karşılaştıklarını gösteriyor.
Çalışma; bulut, analitik, mobil ve sosyal teknolojilerden somut iş sonuçları elde eden, alanında öncü kuruluşların ortak özelliklerini inceliyor ve genel BT becerileri, uygulama geliştirme veya veri analitiğindeki yetenek eksikliklerini gidermek için, kurum genelinde yaratıcı yeni yollar keşfettiklerini gösteriyor. Bu öncü kuruluşların, kurum genelindeki eksiklikleri g idermek için başvurduğu bir diğer yol ise iş sorumluluklarının dışında bir yan girişim olarak BT kararlarına destek olan ve iş uygulamaları yaratan sektör uzmanlarından oluşan yeni bir grup olan “sektör dışından geliştirici vatandaşlar” ile birlikte çalışmak.
Raporun sonuçlarını değerlendiren IBM Türk Teknoloji Lideri Kıvanç Uslu şunları söyledi:
“2014 İş Teknolojisi Eğilimleri raporunda, bulut, analitik, mobil ve sosyal iş ağları teknolojilerini kullanarak IBM çözüm ortaklarının ve müşterilerin kendi sektörlerinde nasıl öncü bir konuma geldiği açıkça ortaya çıkıyor. Gelinennoktada şirketler, artık bu temel ve gerekli teknolojiler konusunda çekingen davranmıyor. Öncü kuruluşlar, bu teknolojilerle ilgili hızla aksiyon alarak kullanımı geniş çapta benimsiyorlar ve rakiplerinden daha yüksek performans göstermek için ortaklıklar kuruyor, gereken yetenekleri elde etmenin yeni yollarını da keşfediyorlar.”
Geliştirdiği bankacılık, ödeme ve ticaret uygulamalarıyla mobil teknoloji alanında dünya liderleri arasında yer alan Monitise’ın düzenlediği ve Android platformu için kod geliştirmeye odaklanan CodeCamp İstanbul serisinin ilk ayağı 27 Eylül tarihinde, tüm gün sürecek CampFire etkinliğiyle sona eriyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi Arı 3 Teknokent Konferans Salonu’nda yapılacak etkinlik herkesin katılımına açık olacak. Etkinliğin katılımcıları, Monitise uzmanlarından mobil yazılım geliştirme süreçlerinin yanısıra UI ve UX’in önemi, tasarım eğilimleri, uygulama pazarlama ve kalite kontrol süreçlerine dair sunum ve panelleri izleyebilecek. Katılımcılar etkinlikte GoogleGlass, Beacon, akıllı saatler, Agile/Scrum metodolojileri, sağdan sola yazılan dillerin mobile adaptasyonu ve iOS8 gibi konulara dair de yeni bilgiler edinebilecekler. Etkinlikte ayrıca CodeCamp İstanbul programında ileri seviyede Android yazılımı öğrenen ve hayallerindeki uygulamayı geliştiren 12 öğrenci, geliştirdikleri uygulamaları CampFireDay katılımcılarıyla, kısa demo sunumları yaparak paylaşacak.
Geliştirdikleri uygulamaları CampFire katılımcılarına sunacak olan 12 öğrenci, CodeCamp İstanbul eğitim programına katılarak Android’deki yenilikler, AndroidStudio ve Gradle’a giriş, yeni Android geliştirme araçları, Halo ve Material design, uygulama güvenliği, GooglePlay servisleri ve test süreci gibi konularda Monitise uzmanlarından eğitim alacak.