Hastaneler çalışan beklentilerini BT ile yönetiyor
Sosyal Medya yönetimi (mi?)
Mobil hayatın önlenemez yükselişi
- 36 milyon aktif Facebook hesabı var.
- Günde ortalama 4,9 saatimizi kişisel bilgisayarlar üzerinden, 1,9 saatimizi mobil cihazlar aracılığıyla internette harcıyoruz.
- Günde ortalama 2 saat 32 dakikamızı sosyal medyada geçiriyoruz.
- Türkiye’de en çok kullanılan sosyal medya platformu olan Facebook’u (yüzde 93), sırayla Twitter (yüzde 72), Google+ (yüzde 70) ve LinkedIn (yüzde 33) takip ediyor.

Penta Teknoloji ve TP-LINK’ten iş ortaklığı
Microsoft kaş yapmaya çalışırken göz çıkardı
İyiyi kötüyü ayırmak zorlaştı
Microsoft, 30 Haziran tarihinde ABD’nin Nevada eyaletinde mahkemeye başvurarak, müşterilerine karşı kullanılan bir yazılımın durdurulmasını talep etmişti. Ancak bu talep, eyalette hukuk normları çerçevesinde iş yapan Vitalwerks Internet Solutions isimli şirket ve onun çok sayıdaki müşterisinin olumsuz etkilenmesine neden oldu. Zira sanal suç örgütü saldırılarını bu şirketin altyapısını kullanarak gerçekleştiriyordu.
Mahkeme başvurusunda Vitalwerks’i, kullanıcılarının bilgisayarlarına virüs bulaştırmakla açıkça suçlayan Microsoft, şirket altyapısının internete erişimini kapattırdı. Ancak, Microsoft, avukatları aracılığıyla dün yaptığı açıklamada olayların Vitalwerks’in bilgisi dışında geliştiğini kabul ederek bunun teknik bir hata olduğunu duyurdu. Ancak, müşterilerini koruma adına aşırı hassas davranan Microsoft’un Vitalwerks’e tazminat ödeyip ödemeyeceği bilinmiyor. Apple’dan çevreci radikal adımlar
Silikon Vadisi’nde, yeni bir kampüs inşa eden Apple, bu çalışmalar dolayısıyla su harcamalarında hatırı sayılır bir artışın yaşandığını gizlemiyor. Ancak, şirket yetkilileri bu tüketimin rasyonel sınırlara çekilmesi için çaba sarf edildiğini ifade ediyor. Şirket ayrıca, Foxconn başta olmak üzere kendisi için üretim gerçekleştiren iş ortaklarının çevreye gereken duyarlılığı göstermemelerinin karbon oranındaki büyüklüğe çarpan etkisi yaptığını ve bunun değişmesi gerektiğini kabul ediyor.
1997 yılında, 181 ülke tarafından imzalanan Kyoto Protokolü çerçevesinde karbon dioksit ve sera etkisine neden olan gazların salınımlarının azaltılması ve dolayısıyla çevrenin en az şekilde etkilenmesi hedefleniyor. Kaspersky Lab uyarıyor
Bulut tabanlı dosya depolama hizmetlerinin internet kullanıcıları arasında uzun zamandır popüler olmasına rağmen, bu tür hizmetlerin tartışılmaz kolaylığı bir dereceye kadar içerdikleri risklerin sayısı ile dengeleniyor. Örneğin, birçok kullanıcı uzman tavsiyelerine kulak vererek pasaport ve diğer belgelerini depolamak üzere buluta gönderiyorlar; ancak bazen hizmetin güvenlik açıkları kişisel verilerin güvenliğini tehlikeye atabiliyor
Örneğin, makinelerini, torrent‘ten indirdiklerini vb. uzaktan kontrol etmek ve izlemek üzere bu tarz hizmetleri etkin bir şekilde kullanmak isteyen bilgisayar sahipleri için talimatlara ulaşmak kolay. Bu tavsiyelere uyan kullanıcılar, yanlışlıkla, siber suçlular tarafından özellikle hedefli saldırılar durumunda kolaylıkla istismar edilebilecek farklı güvenlik açıkları oluştururlar. Kaspersky Lab uzmanları, kurumsal ağlara bulut hizmetleri nedeniyle virüs bulaşma riskine karşı kurumları uyarıyor.
Olası bir senaryo, siber suçluların bir çalışanın dizüstü bilgisayarında kurulu olan Dropbox istemcisi üzerinden dizüstü bilgisayarın kontrolünü ele geçirmesi. Bu durum, çalışanın ofis dışında olduğu durumlarda gerçekleşebiliyor. Virüs bulaşmış belgeler bulut klasörlerinde yer alıyorsa, Dropbox bunları aynı hizmeti çalıştıran kurumsal ağa bağlı tüm cihazlara otomatik olarak kopyalıyor. Dropbox bu açıdan tek değil. Onedrive (diğer adıyla SkyDrive), Google Drive, Yandex Disk, vb. dahil olmak üzere tüm popüler bulut depolama uygulamalarının otomatik senkronizasyon özelliği var.
Onay veren Kaspersky Lab kullanıcılarının verileri analiz edildikten sonra, uzmanlar, ev bilgisayarlarındaki bulut klasörlerinde bulunan kötü amaçlı yazılımların yaklaşık %30’unun senkronizasyon mekanizmaları yoluyla yerleştirildiğini belirledi.
Kurumsal kullanıcılar için bu rakam yüzde 50’ye ulaşıyor. Kurumsal kullanıcılar genellikle bulut klasörlerindeki Microsoft Office dosyalarına virüs bulaştırırken, bunların ev kullanıcılarının bilgisayarlarında genellikle kötü niyetli Android uygulamaları ile aynı anda bulunduğuna dikkat edilmesi gerekiyor.
Kaspersky Lab, sunduğu kurumsal çözümde mevcut olan ve sistem yöneticisi tarafından çalışmasına açıkça izin verilmeyen herhangi bir yazılımı engelleyebilen yenilikçi Uygulama Kontrolü teknolojisinin avantajlarından yararlanmayı öneriyor. Uygulama Kontrolü, kurumsal ağları Dropbox aracılığıyla gelen hedefli saldırılara karşı, kullanıcıların normal çalışmalarına engel olmadan koruyacak.
EMC’nin hedefi: Melez bulut depolama çözümleri
TechInside olarak etkinliği yerinde takip ettik ve EMC Kıdemli Pazarlama Çözüm Yöneticisi Craig Cotton ile görüştük.EMC, 8 Temmuz tarihinde Londra’da EMC Redefine Possible 2014 isimli bir etkinik düzenledi. Şirket, yeni Isilon OneFS platformuyla müşterilerinin yapılandırılmamış verilerini kolaylıkla tasnif edebilmelerini sağlıyor. Platform, güncellenen teknolojisi sayesinde verilerin kolaylıkla depolanabilmelerini ve korunmasını mümkün hale getiriyor. Ağa bağlı veri akışı sağlayabilen Isilon, altyapıların kimi noktalarında veri trafiği dolayısıyla görülen sıkışmaları en aza indiriyor. EMC yetkilileri, platformun farklı uygulamalar ile erişim yöntemlerini desteklediğini belirtiyor. Veriye ağ üzerinden erişim ve bunun paylaştırılması konularında alternatif metotların geliştirildiğini ifade eden EMC, Başkan Yardımcısı Jeremy Burton, ancak bunların günümüz IT beklentilerini karşılamaya yetmediğine dikkat çekiyor. EMC yetkililerinin verdiği bilgilere göre, kullanıcılar, Isilon platformu üzerinde depolanan verilerine HDFS, REST ve SWIFT gibi metotları kullanılarak da erişilebilecek. Kullanıcıların, hali hazırda 4K video akışına imkân sağlayan SMB çoklu kanal çözümünü değerlendirebildiğini ifade eden EMC yöneticileri, Petabyte ölçeğinde verinin kullanımının OneFS işletim sisteminin yeni sürümüyle mümkün hale getirildiğini kaydediyor. Intel’in, Ivy Bridge donanım mimarisi üzerinde inşa edilen Isilon S210 ile X410, önceki nesillerden çok daha yüksek çıkış güçleriyle beklentilere cevap veriyor. EMC yetkililerinin verdiği bilgilere göre adı geçen ürünler, Temmuz ayı itibariyle şirketlerin talebine sunuluyor. EMC’den, yapılan açıklamada bulut bilişim platformu OpenStack SWIFT Object protokolü ile Java tabanlı HDFS bilgi sistemlerine yönelik desteğin bu yılın sonuna kadar sunulabileceği belirtildi. Diğer yandan, EMC Bilgi Altyapısından Sorumlu Üst Düzey Yöneticisi David Goulden, organizasyonların idare etmeye çalıştıkları 4B T mega eğilimini; sosyal, bulut bilişim, mobil ve büyük veri olarak sayarak, bunların etkili bir biçimde değerlendirilmelerini sağlamak için yeni uygulama alanları yarattıklarını ifade ediyor. Bu uygulamaların, yeni bir tür bilgi silosu olamayacağına dikkat çeken Goulden, bunların farklı bir mimari ile tasarlanacağını öngörüyor. TwinStrata, EMC’nin, satın alımını duyurduğu bir diğer isim oldu. Şirket, bulut teknolojilerinin yaygınlaşmasına paralel olarak verinin kurum içi depolamadan çok daha geniş bir alana erişimine imkan kazandırmayı hedefliyor. EMC, VMax depolama depolama ailesinin yeni ürünleriyle de veriye çok daha geniş bir çerçevede güvenli erişim sağlamayı planladığını açıkladı. İki yıl önce merkezi İsrail’de bulunan XtremIO depolama çözümleri sağlayıcısını satın alan EMC, bu ürün gamını “XtremIO 3.0” şeklinde güncellediğini duyurdu. Veri sıkıştırma başta olmak üzere günümüzün birçok yeniliğini ürüne yansıtan EMC, geçtiğimiz dönemde sadece bu segmentten 100 milyon dolardan fazla gelir sağlandığını açıkladı.
Facebook’suz 99 gün yaşayabilir misiniz?
Join the ExperimentBu ilginç deneyime katılmak isteyenlerin serüveni “Join the Experiment” (Deneyime Katıl) butonuna tıklamalarıyla start alıyor. Deneyim çerçevesinde profil fotoğrafını değiştirmesi istenen kullanıcı, sonrasında ise “99 Days of Freedom” sitesi üzerinde, Facebook’suz kaç gününün kaldığını gösteren bir geri sayım mekanizması oluşturuyor. Son aşamadaysa, kullanıcının Facebook uygulamasını mobil cihazından kaldırması isteniyor.
Silikon Vadisi’ndeki Türkler
Yenilikçi fikir sahibi girişimcilere iş fikirlerini test etme ve olgunlaştırma imkânı sunan “TTNET Teknoloji Vadisi” programının ve Sabancı Üniversitesi ön hazırlık merkezi SUCOOL’un 5 girişimcisi, Silikon Vadisi turunu tamamladı. Silikon Vadisi’ndeki şirketlerin başarı hikâyelerini ilk elden dinleme, yatırımcı ve hızlandırıcı programlara projelerini tanıtma ve geribildirim alma imkânı bulan girişimciler, dünya devleriyle tanışmanın heyecanıyla Türkiye‘ye döndü.
İlk durakları Etohum San Francisco konferansı olan girişimciler, bu ziyaretin ardından Stanford Üniversitesi‘nin hızlandırıcısı Startx, 500 Startups, Founder Institute ve Plug & Play hızlandırıcılarını ziyaret etti. Google, Twitter ve Skype gibi internet dünyasının lider şirketlerini de görme fırsatı bulan girişimciler, dünyanın en iyi tasarım firması olarak seçilen IDEO’da atölye çalışmasına katıldı.
Ayrıca girişimciler, Eventbrite, Evernote, Flipboard, New Relic, Goodeggs‘in aralarında olduğu start-up şirketlerini ziyaret ederek, ilk elden bilgi alma şansına da sahip oldu.Tur kapsamında SUCOOL tarafından Silikon Vadisi’nde, 50’ye yakın girişimci ve yatırımcının katıldığı ve girişimcilerin projelerini tanıtıp geri bildirim alma şansı buldukları bir demo günü de düzenledi. Girişimciler yaptıkları projelerin benzerlerini yapan firmaların CEO‘larıyla tanışıp mentorluk alma şansını yakaladı.
Parmak damarı okuma teknolojisi, mobil çözümlerle daha kolay
Hitachi Türkiye Ülke Müdürü Erman Akgün
Biyometrik doğrulamada en güvenilir ve taklit edilemez yöntem olan parmak damarı okuma teknolojisini Hitachi ve MIG geliştirerek mobil hale getirdi. WiFi-3G bağlantılı BIOMIG cihazı kullanıcı dostu olma ve verimlilik anlamında benzerlerinden ayrılıyor. Böylelikle hastayı sabit bir makineye bağlı tutmak yerine yeni nesil cihaz hastanın ayağına gidiyor. Hastadan aldığı parmak damarı haritasını saniyeler içinde SGK veri tabanı ile karşılaştırıp sonuca ulaşabiliyor. ZyXEL’den kesintisiz WiFi hizmeti
Atos, Bull ile büyüyor
Trend Micro uyarıyor
Para kazandıracak yeni bir sosyal ağ doğuyor
Özbekistan’da UCELL, Netaş’ı tercih etti
Özbekistan‘ın mobil operatörlerinden biri olan TeliaSonera‘nın iştiraki Ucell‘in şebekesinde; hızla artan abone sayısı, internete bağlantı trafiğinin yükselmesi ve artan akıllı cihaz sayısına bağlı olarak, omurgada ihtiyaç duyulan paket anahtarlama cihazlarını Netaş sağlayacak. Netaş, mevcut paket anahtarlama sisteminin yerine Cisco ASR5K sistemini yerleştirerek, gerekli tüm konfigürasyon ve entegrasyon çalışmalarını üstlenecek. Entegrasyon çalışmaları sırasında, Ucell abonelerinin aldığı 3G/2G servisleri kesintiye uğramayacak.
Aboneler aldıkları servisleri, projenin tamamlanmasının ardından, daha yüksek bir bant genişliğiyle kullanabilecek. Önümüzdeki dönemde 4G servisleri için gerekli konfigürasyon ve entegrasyon çalışmaları da, Netaş tarafından gerçekleştirilecek. Ucell, 10 Gigabit seviyesindeki arayüzleri içinde barındıran çözüm sayesinde, gelecekte yaşayacağı abone artışını karşılayarak, yüksek paket trafiğini taşıyabilecek bir kapasiteye ulaşacak.
Samsung KNOX Güvenlik Sistemi Android’e entegre ediliyor
En değerli doğal kaynağımız
Peki, gerçekten getirebiliyor muyuz?
İlk okula gittiğim yıllarda 60 kişiye yaklaşan bir sınıf mevcudumuz vardı. Bir sırada üç kişi oturup tek bir öğretmenin anlattıklarını dinler, bize söylenen aynı şeyleri yazar, sonra tek tip bir sınava girerek döngünün başladığı noktada bize aktarılanların iadesini gerçekleştirmeye çalışırdık. Oysa 60 kişinin her birinin aile ortamı, algı yeteneği, ilgi alanı ve kabiliyetleri farklı insanlardık. Aradan geçen 25 yıldan sonra o dönemlerde uygulanabilecek alternatif bir yöntemin olmadığını düşünerek kendimi avutmaya çalışıyorum ancak bu mazeret artık bu gün geçerli değil. Elimizde teknoloji adını verdiğimiz bir kavramın bir birinden farklı pek çok ürünü bulunuyor.Tekrarlanabilir, ölçeklenebilir, kârlı bir model arayışı
Steve Blank temellerini kendisinin oluşturduğu Müşteriyle Geliştirme (Customer Development) metodolojisini anlattığı The Startup Owner’s Manual isimli kitabında girişimleri şöyle tanımlıyor; “Tekrarlanabilir, ölçeklenebilir ve kârlı bir iş modeli arayışındaki geçici organizasyonlar.” Her yıl eğitim sistemimizi yap boz tahtası gibi yeniden tanımlamadığımıza göre tekrarlanabilir, ölçeklenebilir ve kârlı bir eğitim sistemi modeli arayışımızın sürdüğünü anlıyorum. Üstelik elimizde teknolojinin bu kadar ürünü bulunurken. Blank girişimlerin yaşam döngüsünü içinde bulundukları arayış için tekrarlanabilir denemeler yapabilmek üzere ellerinde bulunan sermayenin tükenişi ile ölçeklendirir. Bizim üzerinde durduğumuz konuda ise bu sermaye sahip olduğumuz en değerli kaynağımız; genç nüfusumuzdur. İstatistiksel veriler elimizdeki en değerli doğal kaynağın sürekli bu kadar bol kalmayacağını söylüyor. Kaynağımız her geçen gün tükenmekte. Kısacası eğer elimizdeki imkânlar ile kısa süre içinde tekrarlanabilir, ölçeklenebilir ve kârlı bir eğitim sistemi oluşturamazsak başarısız bir girişim olmanın eşiğindeyiz. Bu girişimi başarılı kılacak şey teknolojinin kendisi değil onu nasıl kullandığımız ile alakalı. Bunu nasıl mümkün kılabileceğimiz ise dağıttığımız tabletlerin, kurduğumuz akıllı tahtaların veya internete bağladığımız sınıfların sayısı ile kesinlikle korelasyona sahip değil.Peki, çözüm nerede saklı?
Bu yazıyı okuyan herkesin bunun üzerine düşünmesiniz rica ediyorum. Benim açımdan cevabı ise gelecek günlerde paylaşacağım başka bir köşe yazısında saklı olacak.TP-LINK’te yeni isim
TP-LINK Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Zeynep Öcal ise bugüne kadar yapılan başarılı pazarlama faaliyetlerini sürdüreceklerini dile getirerek, “TP-LINK tüketici dostu ve alanında öncü bir firma. Pazarın daha sağlıklı büyümesi yönünde aydınlatıcı pazarlama çalışmalarına devam edeceğiz. Yapıcı, agresif olmayan bir pazarlama politikası ile şirketimize, sektörümüze ve tüketicilerimize kazandıran firma olacağız” diyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun olan Zeynep Öcal, iş hayatına Unifi Communication’da Ticari Pazarlama Uzmanı olarak başladı. Daha sonra Zorlu Gayrimenkul ve sonrasında uzun yıllar Lenovo’da pazarlama uzmanı olarak görev yaptı ve farklı dallarda ödül alan projelere imza attı. 








