Yapay zekâ küresel ekonomiye 7 trilyon dolar katkı sağlayacak!

Deloitte Türkiye, son dönemde hayatın her alanında etkinliği giderek artan yapay zekâ teknolojilerini düzenlediği etkinlikte tartışmaya açtı. Tanımlanan görevlerde insan gibi çok yönlü düşünebilen, öğrenen ve uygulayan yapay zekâ sistemini ifade eden ‘Generative AI’ (Üretken Yapay Zekâ) konulu etkinlikte farklı kullanımlarıyla sektörlerde etki yaratan teknolojik gelişmeler ele alındı.

Yapay Zekâ Devrimi ve İş Dünyası

Deloitte Türkiye’nin düzenlediği ve yapay zekânın giderek artan etkinliğinin masaya yatırıldığı bu etkinlik, sektörel etkileri ve yeni iş modellerini ele alan bir platform işlevi gördü. İnsan zekâsının kapsamını taklit edebilen ve öğrenme yetisine sahip yapay zekâ sistemlerinin ele alındığı bu toplantıda, teknolojinin farklı kullanım alanlarından bahsedildi.

Deloitte Türkiye CEO’su Başak Vardar’ın ev sahipliğinde açılışını yapan Deloitte Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Lideri Hakan Göl, yapay zekânın artık iş dünyasında yeni bir yön sağlayıcı olduğunu vurguladı. Göl, yapay zekâ stratejisi benimseyen işletmelerin, benimsemeyenlere kıyasla çok daha avantajlı olduğuna dikkat çekti. Yapay zekâyı kritik bir önemde gören işletmelerin oranının %73 olduğunu belirten Göl, bu alanda beklenen büyümenin boyutlarını “önümüzdeki on yıl boyunca pazarın her iki yılda bir ikiye katlanmasını” öngördüklerini ifade etti.

“Age of With” olarak adlandırılan yeni dönemin, insanların akıllı makinelerle birlikte daha büyük başarılar elde etmelerini mümkün kılacağını belirten Göl, üretken yapay zekânın kullanımının 2026 yılı itibarıyla %400 oranında artmasının beklendiğini söyledi. İki yıl içinde işletmelerin büyük bir kısmının Gen AI API’leri ve modellerine geçiş yapacağını ya da bu teknolojiyi içeren uygulamaları devreye alacağını belirtti.

Küresel Etki ve Yapay Zekânın Geleceği

Deloitte Küresel Yapay Zekâ Lideri Costi Perricos, Türkiye’ye özel olarak düzenlenen toplantıda, yapay zekânın toplumsal ve iş yapma biçimlerinde devrim yaratabileceğini ve bunun sonucunda yapay zekâ pazarının katlanarak büyüyeceğini ifade etti. Perricos, yapay zekânın metin, görsel, bilgisayar kodlama ve müzik gibi alanlarda çok çeşitli ve yenilikçi sonuçlar doğuracağını, bu teknolojinin zorlu Amerikan Baro Sınavı’nı geçme başarısına da değindi.

Deloitte Türkiye Yapay Zekâ ve Veri Lideri Barış Yenidünya ise, şirketlerin rekabette fark yaratabilmeleri için doğru yapay zekâ uygulamalarını seçmeleri gerektiğinin altını çizdi. Yenidünya, özelleştirilmiş yapay zekâ modelleri oluşturmanın önemine işaret etti ve bu sayede şirketlerin farklılaşabileceğini söyledi.

The Beatles yapay zekâ sayesinde yeni bir şarkı yayınladı!

0

Dünyanın en ünlü müzik gruplarından The Beatles grubunun 1995’ten bu yana çıkan ilk “yeni” şarkısı dün yayınlandı. “Now and Then” adlı şarkı streaming servislerinde (desteklenen yerlerde Atmos mix ile) mevcut ve şarkının yapımının arkasındaki hikaye ikonik rock grubunun hayranlarının büyük ilgisini çekti. Paul McCartney ve Ringo Starr, eski bir lo-fi John Lennon kaydından bitmiş bir parçayı bir araya getirmek için çığır açan yapay zekâ teknolojisi ve makine öğrenimine başvurdu.

The Beatles, Lennon’ın “Now and Then” demosundan bir şeyler yapmayı ilk kez 90’ların ortasında, McCartney, George Harrison ve Ringo Starr grubun Anthology albümlerinde yer alacak “yeni” şarkılar üzerinde çalışmak üzere yeniden bir araya geldiklerinde denedi. “Free as a Bird” ve “Real Love “ı Lennon’ın demolarının üzerine tam grup düzenlemelerini yerleştirerek başarıyla tamamladılar.

Ancak “Now and Then” üzerindeki ilerleme, büyük ölçüde orijinal kaset üzerinde çalışmayı zorlaştıran teknik sorunlar nedeniyle durdu. “John’un demo kasetinde piyanoyu duymak biraz zordu. Ve o günlerde, tabii ki, ayırma işlemini yapacak teknolojiye sahip değildik,” diyor McCartney şarkıyla ilgili yeni bir mini belgeselde. “Ne zaman John’un sesini biraz daha duymak istesek, piyano gelip sesi bulanıklaştırıyordu.”

Nihayetinde McCartney, Harrison ve Starr’ın yer aldığı üçlü oturum “Now and Then” tamamlanamadan sona erdi. McCartney şarkının “bir dolapta öylece çürüyüp gittiğini” söyledi. Harrison’ın 2001 yılında ölmesi, şarkının gün ışığına çıkma ihtimalini daha da azalttı. McCartney, “‘Now and Then’i yeniden ele almak için doğru zamanı beklememiz neredeyse çeyrek yüzyıl sürdü” diyor.

Dönüm noktası ise 2020 başlarında, yönetmen Peter Jackson Disney Plus için kapsamlı The Beatles -Get Back belgeseli üzerinde çalışırken geldi. Jackson’ın ekibi, hemen hemen her müzik parçasını (eski demolar bile) almalarına ve “makine öğrenimine dayalı olarak tüm farklı bileşenleri ayrı parçalara bölmelerine” olanak tanıyan bir teknoloji geliştirdi. McCartney ve Starr bunun geri dönüp “Now and Then “e hak ettiği sonu vermek için bir fırsat olduğunu fark ettiler. McCartney, “Artık onu miksleyebilir ve düzgün bir kayıt yapabilirdik,” diyor. McCartney bir bas partisyonu kaydetti, Starr davulları ekledi ve yapımcı Giles Martin “Giles’ın babasının eski günlerde yaptığı gibi” bir yaylı aranjmanı buldu.

Şarkının belgeseli, tamamlanan parçada Harrison’ın geçmiş kayıtlarından neler duyacağınıza dair çok fazla ayrıntı sunmuyor. Başlangıçta Lennon’ın tamamlanmamış şarkısının büyük bir hayranı olmadığı söyleniyor. Ancak McCartney, Anthology kayıtlarındaki parçalarını koruduklarını ve McCartney’nin kendisinin de Harrison’ın tarzında bir slide gitar solosu çaldığını söylüyor. Dolayısıyla şarkı aslında tam bir The Beatles şarkısı.

Hayranlardan gelen bazı şaşkınlıklara rağmen, projeye dahil olan herkes (ve hayatta olmayan üyelerin mirasçıları) “Now and Then “in nasıl bir araya geldiği konusunda tamamen rahat görünüyor. John Lennon ve Yoko Ono çiftinin oğlu, Elton John’un vaftiz çocuğu Sean Ono Lennon “Babam buna bayılırdı, çünkü kayıt teknolojisini denemekten asla çekinmezdi. Bence gerçekten çok güzel,” diyor. McCartney de bu düşünceyi yineliyor: “2023 yılında hala Beatles müziği üzerinde çalışıyor olmak… vay be. Beatles’ın da çok ilgisini çekecek olan en son teknolojiyle uğraşıyoruz. ‘Now and Then’ muhtemelen son The Beatles şarkısıdır. Ve hepimiz bu şarkıda çaldık, yani gerçek bir Beatles kaydı.”

Co Print, Kickstarter’da 2 saatte 100 bin dolarlık fon topladı!

0

Türkiye merkezli girişim Co Print, 3D yazıcı teknolojilerinde bir devrim yapmaya hazırlanıyor. Şirketin yeni ürün serisi ChromaSet, dünyanın en büyük kitle fonlama platformu Kickstarter üzerinde büyük bir çıkış yaparak ilk iki saatte 100 bin dolarlık fon topladı. İşte detaylar…

Co Print ChromaSet, 2 saatte 100 bin dolara ulaştı!

ChromaSet, 3D yazıcı kullanıcılarına çok-filamentli baskı ve standartlara kıyasla üç kat daha hızlı baskı yapabilme olanağı sunuyor. Bu özellikler sayesinde kullanıcılar, eski ve kullanılmayan 3D yazıcılarını en son teknolojiye sahip cihazlara dönüştürme fırsatına sahip oluyorlar.

ChromaSet’in altı farklı bileşeni bulunuyor ve mevcut tüm 3D yazıcılar için avantajlar sunuyor. Serinin ana ürünleri arasında dünyanın ilk çok filamentli 3D baskı paneli olan ChromaPad, çok-filamentli baskılar için özel olarak tasarlanmış ChromaHead baskı kafası ve Klipper yazıcılar için geliştirilmiş Klipper Chroma Modülü bulunuyor.

Co Print’in kurucu ortağı Fatih Kazım Duymaz, başarılı bir Kickstarter lansmanıyla Co Print Series 2 ürünlerini global pazara sunduklarını belirtti. Ayrıca Duymaz, “Yakın zamanda, dünyanın en büyük 3D yazıcı fuarı FormNext ve binlerce girişimin de yer aldığı dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı CES 2024’te tüm dünyadaki kullanıcılarla buluşmayı hedefliyoruz.” dedi.

ChromaSet’in Kickstarter kampanyası 29 gün sürecek ve iki farklı paket seçeneği sunulacak: ChromaSet ve KCM Set. Bu özel paketlerin yanı sıra, her bir ürün ayrı ayrı satın alınabilir, böylece kullanıcılar 3D yazıcılarını ihtiyaçlarına göre özelleştirebilirler. ChromaSet, 3D yazıcı teknolojisinde büyük bir adım atarak kullanıcıların daha hızlı ve çok-filamentli baskılar yapabilmesini sağlayacak gibi görünüyor.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Intel ve Dell’den yeni yapay zekâ destekli süper bilgisayar!

0

Intel, Dell Technologies ve Cambridge Üniversitesi, birlikte tasarlanan Dawn Faz 1 süper bilgisayarının kullanıma sunulduğunu duyurdu. Önde gelen teknik ekipler, dünyanın en acil sorunlarından bazılarını çözmek için hem yapay zekânın (AI) hem de yüksek performanslı bilgi işlemin (HPC) gücünü kullanan İngiltere’nin en hızlı AI süper bilgisayarını inşa etti. Bu, İngiltere’nin gelecekteki teknoloji liderliği iddiası ve teknoloji sektörüne yapılacak yatırımlar için önemli bir adım olarak niteleniyor.

Dawn, yakın zamanda başlatılan ve ilgili sistem ve mimarilerin uygulanabilirliğini araştıracak olan Birleşik Krallık Yapay Zeka Araştırma Kaynağı projesinin de ilk adımı. Dawn, Birleşik Krallık’ı saniyede bir kentilyon (10 üzeri 18) kayan nokta işlemi hesaplama eşiğine yaklaştırıyor. Perspektif için bu rakam dünyadaki her insanın dört yıldan fazla bir süre boyunca günde 24 saat hesaplama yapmasına eş değer.

Intel EMEA HPC teknik direktörü Adam Roe konuyla ilgili açıklamasında “Dawn, Birleşik Krallık’ta mevcut olan bilimsel ve yapay zeka bilgi işlem kapasitesini önemli ölçüde güçlendiriyor. Bu makinenin sunabileceği erken bilim türlerini görmek ve Dell Technologies, Intel ve Cambridge Üniversitesi arasındaki Open Zettascale Lab ortaklığını güçlendirmeye devam etmek ve bunu Birleşik Krallık bilim ve yapay zeka topluluğuna daha da genişletmek için çok heyecanlıyım.” dedi.

Dawn projesi Dell Technologies, Intel, Cambridge Üniversitesi ve Birleşik Krallık Araştırma ve İnovasyon’un ek yatırımları arasındaki tasarım ortaklığından doğdu. Dawn, bugün Birleşik Krallık’ta kullanılan en hızlı yapay zeka süper bilgisayarı konumunda ve hem akademik araştırma alanında hem de endüstriyel alanlarda Birleşik Krallık’ın şimdiye kadarki en büyük iş yüklerinden bazılarını destekleyecek. Kullanım alanları arasında sağlık hizmetleri, mühendislik, yeşil füzyon enerjisi, iklim modellemesi ve kozmoloji ve yüksek enerji fiziğindeki öncü bilim yer alıyor.

Dawn Faz 1 ve daha önce duyurulan Isambard yapay zekâ süper bilgisayarı, araştırmacıların yapay zekânın potansiyelini en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olacak. Birleşik Krallık Araştırma ve İnovasyon (UKRI) kurumu  tarafından desteklenen Dawn, hem temel araştırmalar hem de endüstriyel kullanım durumları için ülkenin yapay zeka ve simülasyon hesaplama kapasitesini büyük ölçüde artıracak, araştırma keşiflerini hızlandıracak ve Birleşik Krallık bilgi ekonomisinde büyümeyi teşvik edecektir.

Bu sistemdeki her bir PowerEdge XE9640 sunucu, iki adet 4. Nesil Intel Xeon Ölçeklenebilir işlemci ve dört adet Intel Data Center GPU Max hızlandırıcıyı bir araya getirerek gerçek dünyadaki bilimsel problemleri çözmek için güçlü performans ve yüksek verimlilik sunuyor. İngiliz KOBİ StackHPC’nin Bilimsel OpenStack platformu ise tamamen yapay zeka ve simülasyon için optimize edilmiş bir bulut süper bilgisayar yazılım ortamı sağlıyor. Bu, oneAPI açık yazılım ekosistemi ve geliştiricilerin yapay zekâ ve HPC iş yüklerini hızlandırmasına ve birden fazla donanım mimarisinde kod taşınabilirliğini artırmasına yardımcı oluyor. Dawn Phase 1’in teknik detayları ve performans rakamları Kasım ayı ortasında Denver, Colorado’da düzenlenecek Supercomputing 23 (SC23) konferansı sırasında açıklanacak.

Türksat 6A, Türkiye’yi uzay yarışında bir adım öne taşıyacak

Türkiye, 2024 yılının Haziran ayında uzaya göndermeyi planladığı yerli ve milli haberleşme uydusu Türksat 6A ile uzaydaki bağımsızlığını sembolize etmeyi hedefliyor. Türksat 6A, güneş paneli açma-kapama testleri başlatılarak stratejik bir rol üstlenmeye hazırlanıyor.

Türksat 6A, Türkiye’nin uzaydaki bağımsızlığını simgeleyen önemli bir proje. Uydunun yapıldığı TUSAŞ Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test (USET) Merkezi, fırlatma aşamasından uzaya kadar uydunun karşılaşabileceği tüm zorluklara dayanıklılığını test etmek için kullanılıyor. Bu merkez, birden fazla uydunun montajı, entegrasyonu ve test faaliyetlerini aynı çatı altında eş zamanlı olarak gerçekleştirebilen nadir tesislerden biri olarak öne çıkıyor.

Türksat 6A, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Asya’nın büyük bir bölümüne hizmet sunacak. Uydu, 4 tonun üzerinde bir kütleye sahip ve Haziran 2024’te uzaya fırlatılarak 42 derece doğu boylamında yörüngesine yerleştirilmesi planlanıyor.

Bu proje, Türkiye’nin kendi haberleşme uydularını üretebilme kabiliyetini gösteriyor. Ayrıca, bu uyduların geliştirilmesi ve işletilmesi sırasında kazanılacak deneyim, Türkiye’nin uzay ekonomisinde daha etkin bir şekilde yer almasını sağlayabilir.

Türksat 6A’nın ileri teknolojiler içerdiği ve haberleşme uyduları alanında önemli bir adımı temsil ettiği belirtiliyor. Aynı zamanda Türkiye’nin milli güvenlik ve stratejik öneme sahip birçok uygulamayı yerli kaynaklarla geliştirme kapasitesini artırabilir.

Ülkede uzay alanındaki çalışmalar çeşitlenmiş durumda. Bu kapsamda, yerli uzay araştırmaları ve Ay Araştırma Programı gibi projeler de aktif olarak geliştiriliyor. Bu projeler, Türkiye’nin uzay teknolojilerindeki ilerlemesini destekleyerek ülkeyi yüksek teknoloji üreten ve uluslararası alanda rekabetçi bir güç haline getirmeyi amaçlıyor.

Google’ın yatırımcısı Türkiye’de!

Türkiye’de 2021 yılından itibaren faaliyet gösteren Silikon Vadisi merkezli dünyanın en büyük inovasyon platformu Plug and Play, Plug and Play Türkiye EXPO 2023 etkinliğinde global ölçekte inovasyon alanındaki son gelişmeleri masaya yatırdı. Türkiye’nin önde gelen şirketleri global girişimcilik ekosistemiyle bir araya geldi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleşen etkinlikte, Plug and Play ekosisteminde yer alan Akbank, Aygaz, Enerjisa, İGA, MEXT, Otokoç ve TOGG’un üst düzey yöneticileri inovasyon tecrübelerini paylaşırken, küresel çaptaki 20’den fazla girişim de deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.

Türkiye, inovasyon yolculuğunda önemli bir adım

Plug and Play Türkiye EXPO 2023

Silikon Vadisi’nde 30 yılı aşkın deneyimi olan global girişimcilik ekosisteminin duayen isimlerinden Plug and Play’in Kurucusu ve CEO’su Saeed Amidi, İstanbul’a olan bağlılıklarının inovasyon yolculuğunda çok önemli bir adım teşkil ettiğini söyledi.  Küresel girişim portföyleriyle otomotiv, üretim, sanayi sektörlerine sürekli olarak verimlilik ve maliyet tasarrufu sağlayan çözümler sunduklarını vurgulayan Amidi, “İstanbul operasyonlarımız aracılığıyla, Türkiye ile Silikon Vadisi, Çin, Singapur, Almanya’nın dinamik teknoloji ekosistemleri ile kapsamlı küresel ağımız arasında bir köprü oluşturmanın yanında iş birliği ve inovasyonun sürekliliğini sağlamayı hedefliyoruz. Akbank, Aygaz, Enerjisa, İGA, MEXT, Otokoç ve TOGG gibi Türkiye’nin önde gelen kurum ve kuruluşlarının bu değişimleri benimseme ve küresel teknolojik gelişmelerden yararlanma konusundaki kararlılığı çalışmalarımızın ne denli doğru yönde ilerlediğinin açık bir göstergesi” dedi.

Plug and Play Kurucusu ve CEO'su Saeed Amidi ve Türkiye ve EMEA Bölge Direktörü Lale Can Gözübüyük
Plug and Play Kurucusu ve CEO’su Saeed Amidi ve Türkiye ve EMEA Bölge Direktörü Lale Can Gözübüyük

Küresel startup ekosistemi İstanbul’a taşınacak

İstanbul’u gerçek anlamda küresel bir platformla buluşturduklarının altını çizen yapan Saeed Amidi, sözlerine şöyle devam etti: “Plug and Play olarak yatırımcı topluluğumuz, kanıtlanmış geçmiş performansa ve yüksek yatırım getirisine sahip startup’ları belirliyor. Bu ekosistem, Türkiye startup ortamını canlandıracak ve İstanbul’u gelecek dönemde ‘en iyi 10 küresel startup ekosistemi’ arasında konumlandıracak.”

Dünya’nın en büyük inovasyon platformu

Plug and Play Türkiye ve EMEA Bölge Direktörü Lale Can Gözübüyük ise Plug and Play’in dünyanın en büyük inovasyon platformu olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Ekosistemimizde 600’den fazla Fortune 1000 listesinde yer alan büyük ölçekli şirket, 75 binden fazla girişim, yüzlerce yatırımcı, bilirkişi, kamu kuruluşu gibi çok sayıda inovasyona gönül vermiş paydaş bulunuyor. Türkiye’de de 3 yıldır ülkemizin büyük kurumsal şirketlerin inovasyon yolculuğuna destek olabilmek için global bir dinamo gibi konumlanıyoruz. Şu anda Türkiye’de 7 tane kurumsal partnerimiz var. Kendilerine inovasyon süreçlerinde hem fikir aşamasında hem de uygulamaları esnasında destek oluyoruz. Bugüne kadar kendilerini yüzlerce girişimci ile tanıştırdık ve dünya genelindeki Plug and Play etkinliklerimize de katılımlarını sağladık. Plug and Play Türkiye EXPO 2023 etkinliğimizde hem tüm bu çalışmalarımızı aktarıp hem de inovasyon konusunda belirli temalar altında gelecekle ilgili bir vizyon çizebildiğimiz için mutlu ve gururluyuz. Önümüzdeki dönemde de kurumsal şirketlere destek olmaya ve bilgi birikimimizi aktarmak için etkinlikler düzenlemeye devam edeceğiz.”

Apple eski iPhone’ları yavaşlatıyor mu?

0

Apple, belirli iPhone modellerinde bilerek kusurlu pil kullanmakla suçlayan İngiltere’deki bir toplu davayla yüzleşmek zorunda. Londra Rekabet Temyiz Mahkemesi Çarşamba günü aldığı bir kararla Apple’ın geçtiğimiz yıl açılan davayı engelleme talebini reddetti.

Justin Gutmann geçtiğimiz yıl Apple’a karşı açtığı davada, şirketin iPhone 6, 6 Plus, 6S, 6S Plus, SE, 7 ve 7 Plus’a cihazın işlemcisine ya da işletim sistemine ayak uyduramayan bataryalar yerleştirdiğini iddia etmişti. Dava, Apple’ı bu sorunu gizlemekle ve aynı zamanda işlemcilerini yavaşlatan veya “kısan” bir güç yönetimi aracı da dahil olmak üzere otomatik yazılım güncellemelerini yayınlamaya devam etmekle suçluyor. Davacı Gutmann İngiltere’deki 25 milyon iPhone kullanıcısı için yaklaşık 2 milyar dolar tazminat talep ediyor.

Rekabet Temyiz Mahkemesine yapılan başvuruda, Apple’ın pahalı geri çağırma veya onarımlardan kaçınmak için “kısma” olarak bilinen bir süreçle eski iPhone’ların performansını yavaşlattığı iddia ediliyor. İddia, performans sorunlarıyla mücadele etmek ve eski cihazların aniden kapanmasını önlemek için Ocak 2017’de iPhone kullanıcılarına bir yazılım güncellemesiyle sunulan bir güç yönetimi aracının tanıtılmasıyla ilgili. Gutmann, araçla ilgili bilgilerin o zamanki yazılım güncellemesi indirme açıklamasına dahil edilmediğini ve şirketin cihazları yavaşlatacağını açıkça belirtmediğini söylüyor.

Davacı Justin Gutmann Apple’ın iPhone pillerinin en son iOS yazılımını çalıştırmakta zorlanabileceği gerçeğini gizlemek için bu aracı tanıttığını ve firmanın ürünleri geri çağırmak ya da yedek pil sunmak yerine kullanıcıları yazılım güncellemelerini indirmeye zorladığını iddia ediyor: “Apple, müşterileri için onurlu ve yasal olanı yapmak ve ücretsiz değiştirme, onarım hizmeti ya da tazminat teklif etmek yerine, yazılım güncellemelerinde cihazlarını %58’e kadar yavaşlatan bir aracı gizleyerek insanları yanılttı.”

Apple, Mayıs ayında suçlamaları “temelsiz” olarak nitelendirerek davayı engellemeye çalıştı. Şirket ayrıca bazı iPhone 6S modelleri dışında pillerinde sorun olduğu iddialarını da reddetti. Apple sözcüsü Tom Parker “Hiçbir Apple ürününün ömrünü kasıtlı olarak kısaltacak ya da müşteri yükseltmelerini teşvik etmek için kullanıcı deneyimini kötüleştirecek hiçbir şey yapmadık ve yapmayız” diyor ve ekliyor “Amacımız her zaman müşterilerimizin seveceği ürünler yaratmak olmuştur ve iPhone’ların mümkün olduğunca uzun süre dayanmasını sağlamak bunun önemli bir parçasıdır.”

Buna karşın ABD’de Apple daha önce de benzer iddialarla karşı karşıya kalmış, benzer bir davada eskiyen iPhone’ları yavaşlattığı iddialarını çözmek için 500 milyon dolar ödemeyi kabul etmişti. Bu ödemeler, etkilenen iPhone 6, 7 ve iPhone SE modellerine sahip kullanıcılar için Ağustos ayında yapılmaya başlandı.

Duracell yeni taşınabilir güç istasyonunu tanıttı!

0

Duracell’ın yeni taşınabilir güç istasyonları, yüksek kapasiteli pilleri sayesinde çeşitli cihazları etkili bir şekilde şarj edebiliyor ve mobiletsiyle dikkat çekiyor. Bu güçlü istasyonlar, dizüstü bilgisayarlar, akıllı saatler, telefonlar ve hatta drone’lar gibi geniş bir yelpazedeki cihazları şarj etme kapasitesine sahip.

Duracell M150, kompakt boyutlarıyla öne çıkıyor. 3.1 inç genişliği ve 6.4 inç boyutu sayesinde hafif ve taşınabilir bir tasarıma sahip. İçerisinde bulunan 25.000 mAh kapasiteli pil, 150W güç sağlayarak enerji ihtiyaçlarını karşılıyor. Ayrıca kablosuz şarj özelliği ile cihazları 15W hızında şarj edebiliyor.

Duracell

Üst kısmında yer alan açılabilir kapağın ise ilginç bir kullanım özelliği bulunmakta. Bu kapak, akıllı telefonlarınızı yerleştirebileceğiniz bir platform sunarken, aynı zamanda video izlerken ideal bir izleme açısı sunuyor. Ancak, bu kapak kendi başına telefonları tutmak için bir mıknatıs içermiyor, bu nedenle kullanıcıların kendi mıknatıslarını temin etmeleri gerekiyor. Şirket, bu ek aksesuarların satın alınabileceğini belirtmektedir, ancak resmi web sitesinde herhangi bir mıknatıs halkası bulunmamakta.

M150’nin arka yüzünde ise iki USB-A bağlantı noktası ve iki USB-C bağlantı noktası bulunmakta, böylece farklı cihazları aynı anda şarj edebilme imkanı sunuyor . Ayrıca, üst kısma yakın bir konumda bulunan 360 derece aydınlatma halkası, özellikle önemli dijital toplantılarda yüzünüzü aydınlatmak veya basit bir lamba olarak kullanmak için kullanışlı.

Duracell’ın yeni taşınabilir güç istasyonları, güçlü pilleri ve çok yönlü bağlantı noktalarıyla kullanıcıların mobil enerji ihtiyaçlarını karşılayacak etkili ve kullanışlı bir çözüm sunmakta.

United Payment IBAN kullanmadan FAST para transferine imkan veriyor 

0

United Payment, bankalar arası her saat hızlı para transferi yapılmasını sağlayan FAST sistemi için onay alan ilk e-para şirketlerinden biri oldu. United Payment kullanıcıları da bundan böyle IBAN numarasına gerek duymadan ışık hızında para transferi gerçekleştirebilecek. Kullanıcılar bundan böyle 20 bin TL üst limitli para transferi işlemlerini, IBAN numarasına gerek duymadan ışık hızında gerçekleştirebilecek.

Ödeme sisteminde rekabeti artıracak düzenlemeler

United Payment CEO’su İlker Sözdinler
United Payment CEO’su İlker Sözdinler

Konuyla ilgili açıklama yapan United Payment CEO’su İlker Sözdinler, “Ülkemizin nakitsiz toplum ve finansal demokratikleşme alanında gerçekleştirdiği tüm çalışmaları gönülden destekliyoruz. United Payment olarak Türkiye’nin ilk e-para şirketlerinden biriyiz. Bugüne kadar para transfer hizmeti başta olmak üzere ödeme alanında pek çok ilki hayata geçirdik. Uluslararası para transferi alanında dünya devleriyle işbirliği yapıyor ve sadece Türkiye’de değil tüm bölgede çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Genç, dinamik, yüksek kabiliyetli ekibimiz ve ülkemize katma değer sunan yeniliklerimizle ekosistemi büyütmek için elimizden geleni yapmayı sürdürüyoruz. Bu anlamda, Merkez Bankası’nın ödeme ve e-para kuruluşlarını FAST sistemine dahil etme yönündeki düzenleme kapsamında yer alan ilk şirketlerden biri olduğumuz için mutluyuz. Bu düzenleme ile hizmet verdiğimiz cüzdan kullanıcıları 7/24 fast ile ödeme hizmetinden faydalanabilecek. Ayrıca bir banka gibi müşterilerimizin kullanabilecekleri hesap açabildiğimiz, IBAN sağlayabildiğimiz için para alıp göndermek çok kolay olacak. Ülkemizin ödemeler sisteminde bu tip rekabeti artıracak düzenlemeler sayesinde dünyada üst sıralara yükseleceğine ve müşteri hizmet kalitesinin de artacağına inanıyoruz” dedi.  

Her saat para transferi mümkün  

Merkez Bankası’nın Liralaşma stratejisi kapsamında dijital ekonomi yol haritasının önemli bir unsuru olan FAST Sistemi’nin kapsam ve kapsayıcılığını artırmak için hayata geçirdiği uygulama sayesinde, United Payment kullanıcıları bir banka gibi doğrudan para transferi yapabilecek. Ayrıca IBAN’ın yanı sıra kullanıcılar, FAST ile “Kolay Adres” tanımlaması yaparak IBAN numarası yerine telefon, e-posta, kimlik veya pasaport numarası bilgilerini kullanarak para transferlerini EFT saatlerini kaçırma endişesi taşımadan, haftanın her günü istedikleri saatte rahatça yapabilecek. Bu sayede işlem süresi kısalacak ve hizmet kalitesi çok daha üst noktalara taşınacak.

İngiltere Kralı’ndan yapay zekâ riskleri konusunda iş birliği çağrısı

İngiltere hükümetinin ev sahipliğinde düzenlenen yapay zekâ güvenlik zirvesi ikonik bir öneme sahip Bletchley Park ‘ta gerçekleşiyor. 28 ülkeden üst düzey devlet görevlilerinin yanı sıra yapay zekâ alanında faaliyet gösteren OpenAI, Google Deepmind ve Anthropic gibi şirketlerin yöneticilerini ağırlayan zirvenin açılış konuşmasını İngiltere Bilim, İnovasyon ve Teknoloji Bakanı Michelle Donelan gerçekleştirdi.

Zirvede ayrıca İngiltere Kralı Charles’ın katılımcılara hitaben banttan yaptığı bir konuşma yayınlandı. İngiltere Kralı konuşmasında yapay zekâ tarafından sağlanan faydalara dikkat çekerken bu yeni teknolojinin barındırdığı risklerin de “aciliyet, birlik ve kolektif güç duygusu” ile ele alınması gerektiğini söyledi. Charles konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“İnsanlık tarihinin en büyük teknolojik sıçramalarından birine tanıklık ediyoruz. Güçlü yapay zekanın hızlı yükselişi, çağımızın en büyük düşünürlerinin çoğu tarafından elektriğin keşfi, atomun parçalanması, World Wide Web’in yaratılması ve hatta ateşin kullanılması kadar değerli kabul ediliyor. Yapay zekâ bildiğimiz yaşamı tamamen dönüştürme, kanser, kalp hastalığı ve Alzheimer gibi hastalıkları daha iyi tedavi etmemize ve hatta belki de iyileştirmemize yardımcı olma, karbon emisyonunu net sıfıra doğru indirme yolculuğumuzu hızlandırma ve potansiyel olarak sınırsız temiz, yeşil enerjinin yeni bir çağını gerçekleştirme, hatta sadece günlük yaşamlarımızı biraz daha kolaylaştırmamıza yardımcı olma potansiyeline sahiptir.

Bununla birlikte, yapay zekanın henüz tam olarak anlatılamamış tüm faydalarını gerçekleştirmek istiyorsak, önemli riskleriyle mücadele etmek için de birlikte çalışmalıyız. Yapay zekâ bazılarının insan yeteneklerini ve hatta insan anlayışını aşabileceğini öngördüğü modellere doğru her zamankinden daha büyük bir hızla ilerlemeye devam ediyor. Hızla gelişen bu teknolojinin güvenli ve emniyetli kalmasını sağlamak için açık bir zorunluluk var. Yapay zekâ uluslararası sınırlara saygı duymadığından, bu görev uluslararası koordinasyon ve iş birliği gerektirmektedir. Bu küresel çabayı desteklemek üzere Birleşik Krallık, Alan Turing’in Enigma kodunu kırarak yeni bir dijital çağın temellerini attığı, modern bilişimin doğduğu yer olan Bletchley Park’ta bu zirveye ev sahipliği yapmaktan gurur duymaktadır.”

Zirve öncesinde geçtiğimiz hafta bir konuşma yapan İngiltere Başbakanı Rishi Sunak yapay zekanın barındırdığı risklere ve felaket senaryolarına dikkat çekmişti.

Zirvenin ilk gününde aralarında ABD, İngiltere, AB ve Türkiye’nin de bulunduğu 28 ülke yönetiminden resmi temsilciler ortak bir bildiriye de imza attılar. Yapay zekanın faydaları kadar riskleri de olduğuna dikkat çeken Bletchley Bildirisi imzacı ülkelerin bu riskleri daha iyi değerlendirmek ve minimize edebilmek için ortak adımlar atacağını ve iş birliği içinde çalışacağını duyuruyor.

Perovskit güneş panelleri, silikon panellerin yerini alacak

Enerji sektöründe önemli bir değişim kapıda! Geleneksel silikon güneş panellerinin yerini alması beklenen perovskit güneş panelleri, ticari kullanıma geçmek üzere. Bu yeni teknolojinin avantajları, enerji dönüşümünü hızlandırabilir ve piyasayı domine edebilir.

Perovskit paneller, düşük maliyetleri, yüksek verimliliği, hafifliği ve esnekliği gibi avantajlar sunarak dikkat çekiyor. Rethink Energy danışmanlık şirketine göre, 2026 yılında birkaç gigawatt seviyesinde perovskit panel üretim kapasitesi devreye girecek. Ancak bu sadece başlangıç, ve perovskit panellerin daha da yaygınlaşması bekleniyor.

Yatırımlar da bu trendi destekliyor. Önde gelen şirketler, Microquanta, UtmoLight, GCL System Integration, Caelux ve Oxford PV gibi, 100 MW’lık pilot üretim hatları kurarak perovskit teknolojisine yatırım yapıyorlar. 2026’dan sonraki dönemde ise ana akım silikon panel üreticilerinin perovskit panelleri üretme hedefleri bulunuyor.

Rethink Energy’e göre, perovskit paneller, rekabetçi olabilme potansiyeline sahip birçok firma tarafından üretilebilir. İkinci nesil perovskit hücreleri, özellikle çatı üstü kurulumlar için ideal ve silikon panellerin önüne geçebilir. Kuruluş, 2030’larda perovskit panellerin tamamen silikon panellerin yerini alabileceğini tahmin ediyor.

Ana akım firmaların perovskit panellere yaptığı yatırımlar da bu değişimi hızlandırıyor. Örneğin Güney Koreli firma Qcells, perovskit pilot üretim hattı için 100 milyon dolar yatırım yaparken, ABD’li First Solar’ın İsveçli startup Evolar’ı 32 milyon dolara satın alması, bu teknolojinin geleceğini parlak gösteriyor.

Başlangıçta özellikle Çinli firmalar, ince film panelleri üreterek bina entegrasyonunu teşvik edecekler. İlk perovskit tek bağlantılı paneller zamanla diğer panel türleriyle birleştirilerek daha verimli tandem panellerin üretilmesine olanak sağlayacak.

Perovskit panellerin diğerlerinden üstün olduğu bir özellik, ışık emilim spektrumunun ayarlanabilir olmasıdır. Bu sayede perovskit paneller, diğer panel türleriyle kolayca birleştirilebilir. Tek bağlantılı silikon panellerin %29.4 teorik verimlilik sınırına karşın, perovskit-perovskit tandem paneller %43 teorik verimliliğe ulaşabilir. Hatta üç bağlantılı perovskit panellerde bu oran %50’ye kadar çıkabilir. Bu nedenle birçok firma, tandem panellerin geliştirilmesi üzerinde çalışmaktadır.

Çin, bu alanda büyük bir oyuncu olacak olsa da, Avrupa ve ABD’nin perovskit panel piyasasında da önemli bir rol oynaması beklenmektedir. Gelecekte, perovskit güneş panellerinin enerji dönüşümünde büyük bir etki yaratması ve silikon panellerin yerini alması muhtemel görünüyor.

Apple Music, Siri’ye özel Ses Planını kapattı

2021’de başlatılan abonelik, yalnızca Siri deneyimine sahipti; Apple Music‘in kataloğuna erişmenin tek yolu sesli komutları kullanarak bir şarkı, tür, albüm veya sanatçı istemek.

Apple, planı sonlandırdığını resmi olarak duyurmasa da destek sayfasındaKasım ayından itibaren Apple, Apple Music Voice planını sonlandıracak.” diyor ve “müşterilerine mümkün olan en iyi, en sağlam müzik deneyimini sunmaya odaklandığını” belirtiyor.

9to5Mac‘e göre Apple, iOS 17.1 beta sürümünü yayınladığında, Apple’ın yakında planı sonlandıracağını gösteren bazı kod referansları vardı.

Şirket, planın neden durdurulduğuna dair bir neden sunmadı ancak bizim tahminimiz, planın yeterince ilgi görmediği yönünde. Pek çok kullanıcının planın kısıtlı yapısından hoşlanmamış olması mümkün; Kitaplığınıza şarkı eklemek veya özel çalma listeleri oluşturmak için gerçek zamanlı şarkı sözleri veya seçenekler yok. Ayrıca Ses Planı yalnızca ABD, İngiltere, Avustralya, Avusturya, Kanada, Meksika, Çin, Fransa, Almanya, İspanya, Hindistan, İrlanda, İtalya, Japonya, Hong Kong, Yeni Zelanda ve Tayvan‘da mevcuttu.

Yalnızca Siri deneyimini kaçıranlar için şirket, kullanıcılara tüm Apple Music abonelerinin Siri’yi kullanmasına izin verdiğini hatırlattı. Herhangi bir şarkıyı, albümü, çalma listesini veya radyo istasyonunu çalmak için Type to Siri dahil.

Bugün itibarıyla Ses Planı resmi olarak Apple’ın internet sitesinden kaldırıldı. Mevcut Voice aboneleri, son faturalandırma döngüsü boyunca planı kullanmaya devam edebilir ancak otomatik yenileme kapatıldı. Apple’ın sonraki hedefinin ne olacağı şimdilik belirsiz.

Microsoft, Windows Insider MVP programını sonlandırıyor!

0

Bir Microsoft sözcüsü “Microsoft genelinde MVP tarzı programları birleştirmek amacıyla, Windows Insider MVP Programını 31 Aralık 2023 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kullanımdan kaldırmaya karar verdik.” açıklamasını yaptı.

Mevcut tüm Windows Insider MVP’lerimiz, bizimle ağ kurmaya ve küresel olarak diğer birçok Microsoft MVP’yle etkileşime girmeye devam etmek için benzer avantajlara ve fırsatlara sahip olan Microsoft MVP Programına katılmak üzere aday gösterilecek.

Değişiklik, Microsoft içindeki önemli yeniden yapılanmanın hemen ardından geldi. Eski Windows ve Cihazlar yöneticisi Panos Panay, Eylül ayında aniden istifa etti ve Windows Insider MVP programının sona ermesinin de bununla bağlantılı bir sonuç olduğu şüphesinden kaçınmak zor.

Panay’ın 2020’den bu yana Microsoft’ta yönettiği Windows+Cihazlar bölümündeki maliyet kesintileri nedeniyle hayal kırıklığına uğradığı ve şu anda Amazon’da Cihazlar ve Hizmetler işini yürüttüğü anlaşıldı.

İsminin gizli kalması kaydıyla konuşan bir Microsoft MVP’si , Microsoft’un “değerli bir tüketici kaynağı” olarak tanımladıkları şeyi kapatmasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Şunları eklediler: “Microsoft’un amiral gemisi ürününün artık etrafında bir MVP topluluğunun olmaması üzücü.

Windows Insider MVP’leri genellikle Microsoft ürünlerinin meraklılarıdır ve sadakatleri nedeniyle mühendislik ekiplerine erişim, Visual Studio Enterprise ve Office 365 gibi ürünlere ücretsiz aboneliklerin yanı sıra bazı avantajlar ile ödüllendirilirler.

Bu gıpta ile bakılan statüye ulaşmak için adaylığın başka bir MVP’den veya bir Microsoft çalışanından gelmesi gerekiyor. Daha sonra bir uygulama incelenir ve Microsoft ile ilgili her şeye yeterli tutkuyu gösteren kişiler onaylanıyor.

Microsoft, kullanıcıların şirket yazılımının yayın öncesi sürümleriyle oynayabileceği çok sayıda Insider programına sahip. Bunu ücretsiz test uzmanlarından oluşan bir ordu olarak düşünün. MVP’ler de benzer şekilde ücretsiz oynuyor, bilgelik ve tavsiye vermek için şirketin forumlarını sık sık kullanıyorlar; böylece Microsoft’u aynı şeyi yapması için birini işe almak zorunda kalmaktan kurtarıyorlar.

Windows Insider programı, türünün en eski projelerinden biri ve yakın zamanda dokuzuncu yıldönümünü kutladı. Önce Gabriel Aul’un, ardından Dona Sarkar’ın yönettiği program artık Amanda Legowski tarafından yönetiliyor. Son yıllarda üyelerin Windows 11 döneminde test edilecek heyecan verici özelliklerin eksikliğinden şikayet etmesiyle oldukça bocaladı.

Her ne kadar Windows Insider programı herhangi bir yere gidecek gibi görünmese de (ve Microsoft’un daha geniş ücretsiz test uzmanları ordusunu korumak istediğinden eminiz), Windows Insider MVP statüsünden vazgeçmek endişe verici bir işaret. Sadakat ödülleri çok az uyarıyla iptal edilebilirse şirket, kullanıcılarla doğrudan ilgilenmek zorunda kalabilir. 

Google sesli asistanı üzerinde çalışan geliştiricileri işten çıkardı!

Google, sesli asistan ekibindeki bazı çalışanlarını Pazartesi günü işten çıkardı. Bu gelişme, bir dahili belgeye dayandırılmış ve etkilenen çalışanlara yönelik beklenmedik bir sonuç olarak gelmiştir.

Belgede, geçen Cuma günü Bard ekibinden Assistant ekibine transfer edilen bazı çalışanların sadece birkaç saat sonra işlerine son verildiği belirtiliyor. Bu durum, çalışanlar arasında şaşkınlık ve endişeye neden olmuş durumda.

Bu olayın yanı sıra, belgede dikkat çeken bir başka nokta, etkilenen çalışanlardan bazılarının özel durumları olduğudur. Örneğin, işten çıkarılanlardan biri doğum izni alırken, diğeri kanser hastasıydı. Bu tür özel durumlar işten çıkarmaların daha fazla tepkiye yol açmasına neden olabilir.

Bir Google sözcüsü, bu değişikliklerin şirketin ekip yapılarını stratejik iş hedeflerini en iyi şekilde desteklemek amacıyla yeniden düzenlediği bir parçası olduğunu belirtti. Google, daha önce Asistan’ını güncelleme planlarını duyurmuş ve bu çerçevede “az sayıda” rolün kaldırılacağını açıklamıştı. Ancak, bu son işten çıkarmaların tam olarak bu duyuruyla bağlantılı olup olmadığı belirsizliğini koruyor.

Google, yılın başından itibaren toplamda 12.000 çalışanını işten çıkararak, şirket genelinde daha küçük stratejik kesintilere yönelik bir strateji izliyor. Özellikle Google News ve sağlık alanındaki Verily gibi belirli alanlarda bu tür kesintiler yapıyor. Bu son işten çıkarmalar da bu kesinti stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Elon Musk, yapay zeka için bakın ne dedi!

0

Yapay zeka günlük hayatımızın bir parçası olurken, güvenlik endişelerini de beraberinde getiriyor. Daha önce birçok defa uyarıda bulunan Elon Musk, son röportajında ise oldukça önemli açıklamalarda bulundu. Musk, yapay zekanın “uygarlığı yok etme” potansiyeline sahip olduğunu belirtti.

Elon Musk: Yapay zeka, en zeki kişiden bile daha zeki

Elon Musk, yapay zekadan kaynaklanan riskleri en aza indirmeyi amaçlayan xAI adlı bir yapay zeka şirketinin sahibi. Henüz resmi bir ürün tanıtılmamış olsa da, ünlü milyarderin birçok açıklaması yapay zekayla ilgili endişe verici düzeyde.

Musk verdiği son röportajda, yapay zekanın uygun şekilde yönetilmediği takdirde uygarlığı yok etme potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Twitter ve Tesla CEO’su, bu teknolojilerin geliştirilmesiyle yakından ilgileniyor ancak faydalı bir gelecek sağlayıp sağlamayacağından emin değil.

Musk yaptığı açıklamada, “Yapay zeka, örneğin yanlış yönetilen uçak tasarımından veya üretim bakımından veya kötü araba üretiminden daha tehlikelidir. Çünkü potansiyel olarak -bu olasılık ne kadar küçük olursa olsun- uygarlığı yok etme potansiyeline sahip” dedi.

Musk’ın xAI girişimi ise bu endişeleri doğrudan ele almayı amaçlıyor. DeepMind, OpenAI, Google ve Microsoft gibi şirketlerden üst düzey araştırmacıları ve mühendisleri ekibe dahil eden Musk; xAI ile fizik, kozmoloji ve insan varoluşu araştırmak istiyor.

Tesla CEO’su ayrıca düzenleyicilerin harekete geçmesi gerektiğini bildirdi. “Bir düzenleyici kurumun yapay zeka hakkında bilgi arayan, ardından sektörden görüş isteyen ve kural koyma önerisinde bulunan bir grup olması gerekiyor” dedi.

Peki, siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşmayı unutmayın!

UÇAKSAN’dan müjde: Yerli yolcu uçağı geliyor!

0

Türkiye’nin yerli ve milli havacılık hamleleri son hızıyla devam ediyor. Özellikle özel sektör şirketlerinin büyük ilgi gösterdiği yerli havacılık hamlesine UÇAKSAN A.Ş’den yeni haberler geldi. Gelen bilgilere göre yakın tarihlerde yerli ve milli bölgesel yolcu uçağını göreceğiz. İşte detaylar…

Yerli ve milli bölgesel yolcu uçağının ilk tasarımları tamamlandı! İşte detaylar…

Bursa merkezli bir havacılık şirketi olan UÇAKSAN A.Ş 2021 yılında projeyi başlattı. Özellikle o dönem yaşanan bölgesel yolcu uçağı ihtiyacına karşılık vermek üzere başlatılan bölgesel yolcu uçağı projesinden ilk bilgiler gelmeye başladı. Tasarım detayları açıklanan uçak üretime geçmesiyle birlikte özellikle yurt içi uçuşlarda kullanılacak.

UÇAKSAN A.Ş'den yeni haber: Yerli ve milli bölgesel yolcu uçağı!

Paylaşılan ilk tasarım görsellerine bakıldığında bizleri kargo ve özellikle arama kurtarma uçaklarına benzeyen bir uçak karşılıyor. Bu tasarım uzmanların aklına “acaba çok amaçlı olarak da kullanılabilecek mi?” sorusunu getirdi. Tasarım detaylarından yola çıkarak uçakta Airbus A400M uçağında da kullanılan pervaneli turbojet yani turboprop motor var.

UÇAKSAN A.Ş'den yeni haber: Yerli ve milli bölgesel yolcu uçağı!

19 kişilik yolcu kapasitesi olduğu belirtilen uçağın kanat açıklığı 15,33 metre, yüksekliği 4,58 metre ve kanat alanının 25 metrekare olduğu belirtildi. Toparlanan bilgilere göre uçağın maksimum hızı 480 kilometre olarak sınırlandırılırken seyir hızının 420 kilometre olduğu bilgisi mevcut.

2021 yılında başlatılan proje kapsamında daha küçük uçaklarında üretilmesi bekleniyor. Projenin şu an için konsept ve genel tasarım hatları tamamlandı. Artık detay tasarımları ve üretim aşamalarına geçilmesi için çalışmalar devam ediyor. Uçağın motorunun yerli mi yoksa yurtdışından mı satın alınacağı konusu ise henüz belirsiz.

Konuyla ilgili daha fazla detayın ilerleyen günlerde açıklanması bekleniyor. Peki siz yerli ve milli bölgesel yolcu uçağı hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi yorumlar kısmında belirtmeyi unutmayın…

Halkbank’tan iş fikrine güvenenler için yarışma: Jet Luck!

0

Girişimcilik kültürünün ülkemizde kökleşmesi adına kadın ve genç girişimciliği başta olmak üzere girişimciliğin her alanında destekler sunan Halkbank, Girişimci Kredileri ile girişimcilerin yeni iş kurmalarına ve ekonomik hayata katılmalarına katkı sağlamaya devam ediyor.

Banka, farklı deneyimlere ve farklı alanlarda iş fikirlerine sahip girişimcilerin ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirdiği; Halk Girişimci, Genç Girişimci, Cesur Girişimci, Tekno Girişimci, Usta Girişimci ve Esnaf Girişimci kredi seçenekleriyle girişimcilerin yanında yer alıyor. 

Halkbank genç girişimcileri destekliyor!

Girişimcilik literatüründe “Asansör Konuşması” olarak bilinen teknikten ilham alınarak tasarlanan Jet Luck’da, katılımcılardan, yenilikçi iş fikirlerini en kısa sürede, en yaratıcı ve en etkili biçimde ifade ederek; iş dünyasının önde gelen isimlerinden oluşan yarışma jürisini ikna etmeleri beklenecek. Yarışma sonunda, jüri tarafından belirlenecek, en iyi iş fikrine sahip olan girişimci nakdi ödülün sahibi olacak.

Jet Luck, girişimcilere projelerini ülkenin önemli iş insanlarına anlatma fırsatı sunarken; benzersiz bir deneyim yaşamalarını da sağlayacak. Türkiye’nin en büyük ve en gelişmiş alt yapı imkânlarının yer aldığı İstanbul Finans Merkezi’ndeki Halkbank Genel Müdürlük binasının asansörlerinde gerçekleştirilecek etkinlikte, girişimciler kendilerine verilen süre içerisinde jüriyi ikna ederek büyük ödül için mücadele edecekler.

50 saniyede girişim fikrini anlat

16 Aralık 2023 tarihinde, gün boyunca sürecek olan Jet Luck’da, başvurular arasından seçilecek azami 20 girişimci, projelerini Türkiye’nin önde gelen iş insanlarından oluşan jüri üyelerine, Halkbank’ın asansörlerinde yapacakları 50 saniye süren yolculuk boyunca anlatma fırsatı bulacak. İş fikriyle jüriyi etkileme başarısı gösteren 5 girişimci ise ödüle bir adım daha yaklaşacak ve projesini jüri üyelerine 5 dakikalık bir sunum ile daha detaylı anlatma fırsatı bulacak.

Jüri değerlendirmesi sonucunda, kazanan girişimciye nakdi ödül verilirken, finale kalan diğer katılımcılar ise sürpriz hediyeler kazanacak. Jet Luck’a katılmak isteyen ve fikirlerine güvenen girişimciler, 1 Kasım – 24 Kasım 2023 tarihleri arasında www.halkbank.com.tr kanalıyla başvuru formlarını doldurarak Jet Luck’a katılabilecekler.

Disney Hulu’nun tamamını satın alıyor

0

Eğlence devi Disney, dün yaptığı açıklamada Comcast’in yüzde 33’lük hissesini satın almak için 8.61 milyar dolar ödeyeceğini ve Disney’in Hulu’nun tam sahibi olacağını duyurdu. Ancak Disney’in yağacağı ödeme ilk açıklanan bedelin üzerinde olabilir zira iki firma, Hulu’nun 30 Eylül itibariyle öz sermaye rayiç değerini değerlendirecek bir değerleme süreci üzerinde anlaştı. Comcast’in hissesinin “garanti edilen taban değerden daha yüksek olduğu” tespit edilirse, Disney aradaki farkı Comcast’e ödemek zorunda kalacak.

Disney, değerleme sürecinin zamanlamasının “belirsiz” olduğunu ancak önümüzdeki yıl tamamlanmasını beklediğini söyledi. Tüm bunlar Disney’in 2019’da Hulu’nun üçte bir hissesini satın almak için Comcast ile yaptığı anlaşmadan kaynaklanıyor. Anlaşma başlangıçta 2024 yılında gerçekleşecekti, ancak Comcast ve Disney tarihi 30 Eylül’e çekmeyi kabul etti. O dönemde iki şirket Hulu için minimum 27,5 milyar dolar değer biçme konusunda anlaşmıştı. Comcast CEO’su Brian Roberts Eylül ayındaki bir yatırımcı konferansında “Bu sadece beş yıl önce seçtiğimiz bir varsayımdı” dedi ve ekledi: “Şirket bugün o günkünden çok daha değerli.”

Hulu’nun geçtiğimiz çeyrekte abone sayısında neredeyse hiç artış görmemesi üzerine Disney, tüm yayın hizmetlerinde fiyat artışına gideceğini duyurdu ve şifre paylaşımının engelleneceğini ima etti. Ekim ayında Hulu’nun reklamsız hizmeti aylık 14.99 dolardan 17.99 dolara çıkarken, Canlı TV’li Hulu aylık 68.99 dolardan 75.99 dolara yükselecek. Disney’in Hulu’ya ilişkin planları hakkında şirketin gelecek haftaki kazanç çağrısı sırasında daha fazla bilgi verilmesi bekleniyor.

Dijital platform pazarı özellikle Covid-19 dolayısıyla global ölçekli eve kapanma döneminde ciddi bir yükseliş gerçekleştirdi. Abone sayısı artan platformlar bir yandan yeni yapımlar ile rekabetçiliklerini sürdürmeye çalışırken bir yandan da yeni ülke ve pazarlara açılmaya başladılar. Ancak bu gelişim süreci hem Covid-19 tedbirlerinin gevşetilmesi hem de pazarda yaşanan konsolidasyonlarla birlikte özellikle son 1 yıldır bir miktar sekteye uğramış gibi görünüyor. Dijital platformlar ise çareyi hem abonelik ücretlerine zam yapmakta hem de reklam pastasına yönelerek gelirlerini artırmaya çalışmakta bulmuş gibi görünüyor.

IMEI kayıt ücreti için büyük zam!

0

Enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte 2024’te uygulanacak yeniden değerleme oranı da belli oldu. 2024’te vergi, harç ve cezaların yüzde 58 oranında artması bekleniyor. Bu da trafik cezalarından telefon IMEI kaydına kadar farklı zamları beraberinde getiriyor. 2024 IMEI kayıt ücreti ne kadar olacak?

2024’te IMEI kayıt ücretine yüzde 58 zam uygulanacak

Yurtdışından getirilen akıllı telefonların Türkiye’de aktif edilebilmesi için zorunlu olan IMEI kaydına ilişkin ücretler son yıllarda ciddi oranda arttı. Buna göre IMEI kaydına yeni yılda yüzde 58,46’lık resmi enflasyon oranı da eklenecek.

IMEI kayıt ücretleri geçmiş yıllarda 6 bin lira civarındayken, 2020 yılında 20 bin liraya yükselmişti. Vergi uzmanlarının açıklamasına göre, yeni yılda uygulanacak yüzde 58,46’lık enflasyon farkı ile bu ücret 31 bin 692 liraya çıkacak.

Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden değerleme oranı üzerinden zamları azaltma veya artırma yetkisi bulunuyor. Bu yüzden 31 bin 692 TL’lik hesaplamanın şimdilik tahmine dayandığını hatırlatalım. Ancak resmileşmesi halinde yıl başından bu yana yüzde 420 zamlanmış olacak.

Yeniden değerleme oranıyla cezalara zam geldi

Yeniden değerleme oranıyla birlikte vergilerden cezalara kadar birçok noktada zam uygulanacak. Buna Motorlu Taşıtlar Vergisi, Çevre Temizlik Vergisi, Emlak Vergisi harçlar ve araç muayene ücretleri dahil olacak.

Örneğin, binek otomobiller için muayene ücreti 1149,60 TL’den 1821,66 TL’ye yükseldi. Kamyon ve otobüsler için 1554 TL olan muayene ücreti 2 bin 462 TL’ye, traktör (römorklu, römorksuz), motosiklet ve motorlu bisiklet için 585,60 TL olan muayene ücreti ise 927 TL oldu.

Peki siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki Yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.