Samsung, Snapdragon 8 Gen 4’ü üretebilir

Samsung, yarıiletken endüstrisinde yeni bir çığır açıyor. Daha önce büyük çip firmalarına üretim hizmeti sunma konusunda sınırlıydı, ancak artık bu tabuyu yıkmak için harekete geçiyor. İkinci nesil 3nm üretim sürecini geliştiren Samsung, bu yeni teknolojiyle Exynos 2500 ve muhtemelen Snapdragon 8 Gen 4 gibi güçlü çipleri üretecek.

Güney Koreli şirketin Foundry CTO’su, son zamanlarda yaptığı açıklamada, müşteri anlaşmalarının genellikle yaklaşık üç yıl sürebileceğini söyledi. Ancak Samsung, bu süreci hızlandırmak ve büyük müşterilerle işbirliği yapmak için adımlar atıyor. Şirket, büyük çip üreticileriyle yakın zamanda anlaşmalara imza atmayı hedefliyor.

Samsung, Snapdragon

Bu yeni üretim süreci, dünyada ilk kez kullanılan GAA (Gate All Around) transistör teknolojisini içeriyor. Bu inovasyon, enerji verimliliği ve performans açısından önemli bir adım niteliği taşıyor. Samsung, bu teknolojiyi benimseyerek endüstriye yön verme konusundaki kararlılığını gösteriyor.

Samsung, 2025 yılında 2nm çip üretimine ve 2027 yılında ise 1.4nm çip üretimine geçmeyi planlıyor. Bu planlar, yarıiletken teknolojisinin geleceğini şekillendirmekte önemli bir rol oynayabilir.

Bu adımlar, yarıiletken endüstrisindeki rekabeti daha da kızıştırarak tüketiciye daha güçlü, enerji verimli ve yenilikçi ürünler sunma potansiyelini artırıyor. Samsung’un bu hamleleri, teknoloji dünyasında heyecan yaratan bir dönemin habercisi olabilir.

Tesla Türkiye’de deprem! (Neden böyle oldu?)

0

Elektrikli otomobil dünyasının en popüler isimlerinden birisi olan Tesla, ülkemizde de faaliyet gösteriyor. Türkiye’de en çok kullanılan elektrikli otomobil markası olan şirketin Türkiye ayağı, bugünlerde çalkantılı bir dönem geçiriyor.

Tesla Türkiye ülke müdürü neden istifa etti?

Tesla’nın Türkiye macerası şüphesiz otomobil sektörüne yeni bir soluk getirdi. Özellikle son birkaç ayda 10 binden fazla Tesla’nın satılması, bu başarının en büyük göstergelerinden biri. Bu, sektör için bir rekor! Lansmanın başarısı ve teslimatların olağanüstü gayretle gerçekleştirilmesi, Tesla’nın Türkiye’de ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor.

Ancak şirketteki en dikkat çekici gelişmelerden biri, Ülke Müdürü Kemal Geçer’in durumu. Kendisinin kariyeri, uluslararası ulaştırma şirketlerindeki deneyimi ile oldukça dikkat çekici. Ancak 2 yıllık bir sözleşmeyle Tesla’ya katılan Geçer’in, bu sürenin sonunda şirketle olan bağını koparmış olabileceğini görüyoruz. Geçer’in bu kararı almasındaki en büyük etkenlerden birinin, şirketin insana verdiği değerin, verimlilik beklentilerinin gerisinde kalması olabileceği yönünde duyumlar aldık.

Ancak bu zorluklara rağmen, Tesla’nın Türkiye pazarında yatırımlarını sürdürdüğünü görüyoruz. Şarj istasyonlarından yedek parça ve satış sonrası servise kadar pek çok alanda yatırımların sürdüğünü biliyoruz. Fakat bu yatırımların yanında şirket içerisinde yaşanan rahatsızlıkların da göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

Son olarak, Tesla’nın Türkiye’deki faaliyetleri ve bu faaliyetlerin geleceği hakkında bilgi sahibi olmak istiyorsanız, bu videomuzu mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. Bu video, hem otomobil meraklıları için hem de Tesla’nın Türkiye pazarındaki gelişmelerini yakından takip edenler için önemli bilgiler içermektedir.

Redmi’den Yeni Akıllı Saat Geliyor!

0

Giyilebilir teknoloji dünyasında önemli bir gelişme yaşanıyor. Çin merkezli teknoloji devi Xiaomi’nin alt markası olan Redmi, yeni bir akıllı saat modelinin çıkışına hazırlanıyor. Henüz resmi adı bilinmeyen ancak sertifikasyon sürecinden geçerek kullanıcılarla buluşmaya hazırlanan bu cihaz, özellikle fiyat performans segmentinde iddialı olması bekleniyor.

Sızan bilgilere göre, bu yeni akıllı saat modelinin “Redmi Watch 4” olarak adlandırılacağına dair işaretler var. Ancak teknik özellikler konusunda net bir bilgi bulunmuyor. Redmi, daha önceki akıllı saatlerinde sunduğu uygun fiyatlı seçeneklerle tanınırken, bu yeni modelin hangi özelliklere sahip olacağını görmek için heyecanla beklemekteyiz.

Redmi’nin bu yeni akıllı saatinde kullanacağı işletim sistemi de bir muamma. Xiaomi’nin HyperOS adlı özgün işletim sistemini kullandığı düşünülürken, kesin bilgilere ulaşmak için resmi açıklamaları beklemek gerekecek.

Öte yandan, Xiaomi’nin yarın tanıtması beklenen Watch S3 akıllı saati, dikkat çekici özellikleriyle göz dolduruyor. 1.43 inç AMOLED ekranı, 60 Hz yenileme hızı ve 600 nit maksimum parlaklık gibi özelliklerle donatılan bu saat, sporcular ve günlük kullanıcılar için çekici olabilir. Ayrıca kalp atış hızı sensörü ve 100’den fazla egzersiz modu gibi özelliklerle geliyor.

Redmi

Giyilebilir teknoloji tutkunları ve akıllı saat meraklıları, Redmi Watch 4’ün teknik özelliklerini ve fiyatlandırmasını heyecanla bekliyor. Bu yeni akıllı saat, rekabeti kızıştıracak gibi görünüyor ve uygun fiyatıyla dikkat çekebilir.

Sonuç olarak, giyilebilir teknoloji dünyası, kullanıcılar için her geçen gün daha fazla seçenek sunmaya devam ediyor. Redmi Watch 4’ün piyasaya çıkışıyla birlikte, akıllı saat segmenti daha da çeşitlenecek gibi görünüyor.

Yansıtıldığı her yüzeyi dokunmatik ekrana dönüştürüyor!

0

Epson Brightlink 1485Fi, yerli 1080p (1920 x 1080) çözünürlük sunuyor. Projeksiyon, 5.000 lümen renk ve beyaz parlaklık sağlayan, neredeyse bakım gerektirmeyen 20.000 saatlik lazer ışık kaynağına sahip bir 3LCD interaktif lazer ekranla çalışıyor. Bu projektörde lamba bulunmuyor. 1485Fi, kolay okuma, öğretim ve iletişimi destekleyen güvenilir, parlak, interaktif bir ekran sunuyor. 100 inç, 16:9 görüntü veya 120 inç süper geniş, 16:6 görüntüye kadar projeksiyon yapıyor. 1485Fi, 75 inçlik bir düz panelden %95 daha fazla interaktif alan sunuyor.

Sekiz kullanıcı aktif olarak kullanabiliyor

Epson Brightlink 1485Fi

Epson 1485Fi, iş birliğini ve etkileşimi tamamen yeni bir seviyeye getiriyor. Aynı anda ekran üzerinde sekiz aktif kullanıcının etkileşimde bulunabilme yeteneği ile, bu kişiler aynı konumda olmasalar bile harika bir çalışma deneyimi sunuyor. Epson iProjection Yazılımı sayesinde, 50 yerel ve uzaktan kullanıcı herhangi bir uyumlu cihazla bağlanabiliyor. Dünya hızla değişiyor, daha fazla insan uzaktan çalışıyor ve derslere katılıyor; bu projektör iş birliğini olabildiğince kolaylaştırmada mükemmel bir araç oluyor.

Epson Brightlink 1485Fi

Epson, 1485Fi’yi işbirliği için tasarlıyor, bu nedenle PC’siz beyaz tahta, baskı, e-posta gönderme ve daha fazlasını destekliyor. Ayrıca diğer ağa bağlı Brightlink projektörlerle ortak çalışma yapıp ekran boyutunu büyütme imkânı da veriyor. 1485Fi otomatik görüntü ayarlama ve basitleştirilmiş kalibrasyon sunuyor, bu nedenle kurulumu oldukça kolay oluyor. 1485, projektörü bir dış kaynak kutusuna bağlamak için tek bir kablo sunuyor ve aynı zamanda bir HDBaseT kontrol pedine sahip. Epson, fiziksel kurulumun son derece kolay olduğunun altını çiziyor.

Geniş bağlantı seçenekleri

Epson Brightlink 1485Fi

Full HD çözünürlüğe sahip, modern dizüstü veya masaüstü bilgisayarları, HDMI, VGA veya USB üzerinden bağlayabiliyorsunuz. EB-1485Fi 3 HDMI portuna sahip. 16 watt hoparlörü ile, sunum odasını kaplayan, doyurucu bir ses de elde edebiliyorsunuz. Kablosuz görüntü aktarımını ve Miracast bağlantısını da destekliyor. Beraberinde gelen BrightLink GoBoard yazılımı ile yansıtıldığı yüzeyi bir whiteboard çalışma alanına dönüştürebiliyor. Bölünmüş ekran kaydırma özelliği sayesinde çoklu video kaynaklarından dört farklı görüntüyü aynı anda ekranınızda yansıtabiliyorsunuz.

Kurulumu oldukça kolay olan EB-1485Fi, Epson tarafından “çalıştır ve unut” sloganı ile lanse ediliyor. 20.000 saate kadar hiçbir bakım gerektirmeden kullanım imkânı bulunuyor. Bu da özellikle işletme maliyetlerini azaltma konusunda büyük bir avantaj sağlıyor.

Sonuç olarak EB-1485Fi, iş birliği, etkileşim ve verimlilik ihtiyaçlarınızı karşılamak için mükemmel bir çözüm sunuyor. Yüksek parlaklık, yüksek çözünürlük, ekran paylaşımı ve dokunmatik kullanım desteği ile hem kullanıcı dostu, hem de teknolojik olarak son derece gelişmiş bir ürün.

 “Türkiye’nin Hazineleri” dijital koleksiyonu tüm dünyanın erişimine açıldı!

Google Türkiye, Cumhuriyetin 100. yılı vesilesiyle T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı ile iş birliğine imza attı. İş birliği kapsamında Cumhuriyetin kurulduğu topraklarda bin yıllara dayanan mutfak ve kültür mirasından seçkiler, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı tarafından sağlanan içeriklerle beraber, Google Arts & Culture platformunda dijitale açıldı. Google Arts & Culture: “Türkiye’nin Hazineleri” dijital koleksiyonu, uzmanların iş birliğiyle hazırlanmış 70’den fazla hikayeye, yazılı ve görsel içeriklere, 10 videodan oluşan belgesel serisine ve Türkiye’de ilk kez kaydedilen 17 yeni “Street View” çekimine ev sahipliği yapıyor. Türkiye’nin tarihi eser, ören yeri, sanat ve el sanatları, yemek kültürü gibi hem çok bilinen hem de gizli kalmış pek çok değerini ön plana çıkaran koleksiyona pek çok uzman ve müze müdürü de katkıda bulunurken, platform dünyaca ünlü tarihçi ve belgesel yapımcısı Bettany Hughes’in 10 videodan oluşan belgesel serisine de ev sahipliği yapıyor.

“Türkiye’nin Hazineleri”, Google Arts & Culture platformunda keşfedilmeye hazır

Türkiye’nin Hazineleri

Sanat ve kültürü korumayı; erişilebilir ve keşfedilebilir kılmayı misyon edinen, eğitim ve tanıtım amaçlı bir Google platformu olan Google Arts & Culture, dünyanın farklı köşelerinde 80’den fazla ülkede kültür çalışmaları yürüterek 3 binden fazla kurumla iş birliği yapıyor. Şimdi de Google Türkiye ve T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın sağladığı içerikler dijital olarak dünyaya açılıyor. Antik kentlerden mozaiklere, deniz ürünleri ziyafetinden benzersiz tatlara kadar pek çok farklı alanda seçki “Türkiye’nin Hazineleri” başlığıyla Google Arts & Culture platformu ve ücretsiz mobil uygulaması üzerinden tüm dünyada keşfedilmeye hazır.

Bettany Hughes imzalı Türkiye Kültür Varlıkları Belgesel serisi

İngiliz tarihçi, yazar ve belgesel yayıncısı Bettany Hughes tarafından oluşturulan 10 videodan oluşan belgesel serisi de dijital koleksiyonun içerisinde yer alıyor. Aralarında İlber Ortaylı, Mevlana’nın 22. kuşak torunu Esin Çelebi Bayru, Zeynep İnankur, Fatma Acun, Sevan Bıçakçı, Refika Birgül gibi tarihçi ve uzmanların da yer aldığı belgesel serisi, İngilizce ve Türkçe altyazılarla dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılarla buluşuyor.. Seride yer alan filmlerin isimleri şöyle: Osman Hamdi Bey, Ölümden Sonra Hayat, Mevlana ve Mirası, Troya ve Efsaneleri, Bir İnanç Merkezi Olarak: Efes, Mozaikler, Osmanlı Çini ve Halı Sanatı, Cumhuriyet ve Atatürk, Antik Çağlardan Günümüze Mücevher ve Yenikapı Batıkları.

Türkiye’nin yemek kültüründen seçkiler de koleksiyonun bir parçası

Türkiye’nin zengin mutfak kültüründen oluşan seçkiler de Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın sağladığı içeriklerle Google Arts & Culture platformunda yer alıyor. Geleneksel Türk kahvaltısından lezzetli dolmalara, çay ve Türk kahvesi kültüründen çorbalara, zeytinyağlılardan on dakikalık mezelere kadar farklı yazılı ve görsel içerikler platformda hem Türkçe hem de İngilizce olarak dünya genelinde kullanıcıların beğenisine sunuldu.

Dijital olarak gezilebilen ören yerleri ve müzelerin sayısı arttı

Türkiye’nin Hazineleri

Kültür mirasının dijitalleşmesine katkı sağlamak için dijital olarak gezilebilen müze ve ören yerlerinin sayısı artırıldı. Google Street View teknolojisi ile çekimleri yapılan tarihi ve kültürel lokasyonların Google Arts & Culture platformuna entegrasyonu tamamlandı. İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Galata Mevlevihanesi Müzesi, Galata Kulesi, İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, Nemrut Ören Yeri, Cumhuriyet Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Efes Müzesi, Göbeklitepe, Troya Müzesi, Ani, Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı, Antalya Müzesi, Sagalassos, Kaymaklı Yeraltı Şehri, Derinkuyu Yeraltı Şehri, Göreme Ören Yeri ve Tunceli Müzesi dijital olarak ziyarete açıldı.

Türkiye’nin Hazineleri dijital koleksiyonundaki içeriklere buradan ulaşabilirsiniz.

Amazon reklam verenler için yapay zeka desteği sunuyor

Amazon, son dönemde hızla büyüyen reklamcılık gelirlerini artırmak ve reklam verenlere daha fazla seçenek sunmak adına önemli bir proje başlattı. E-ticaret devi, reklam platformu olan Amazon Ads üzerindeki reklam verenler için yapay zeka görüntü oluşturma araçlarını beta olarak test etmeye başladı. Böylece firmalar Amazon üzerinden satmayı umdukları ürün etrafında arka planlar veya sahneler oluşturmanın kolay bir yolunu keşfedebiliyor.

Şirket, yeni özelliğin “yaratıcı engelleri ortadan kaldırmak ve markaların reklamlarının performansını artırmaya yardımcı olan yaşam tarzı görüntüleri üretmelerini sağlamak için tasarlandığını” söylüyor.

Amazon Ads ekibinin beta testlerine başladığı bu özellik, beyaz bir arka planda bir ürünün sıkıcı bağımsız görüntüleriyle çalışmak zorunda kalacak markalar için hızlı ve kullanışlı bir seçenek olabilir. Amazon, ürünleri bir yaşam tarzı sahnesine yerleştirmenin yüzde 40 daha yüksek tıklama oranlarına yol açabileceğini söylüyor. Amazon konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Bu çözüm her ölçekteki reklam verene yardımcı oluyor; kurum içi becerilere veya ajans desteğine sahip olmayanların marka temalı görselleri daha kolay oluşturmasını sağlıyor,” diyor ve ekliyor: “Yapay zeka destekli görsel oluşturma özelliğimizin kullanımı kolay ve teknik uzmanlık gerektirmiyor.”

Süreç tıpkı diğer görsel oluşturma araçları gibi işliyor: bir istem giriyorsunuz ve aralarından seçim yapabileceğiniz birden fazla sonuçla karşılaşıyorsunuz. Oluşturulan arka planlar genellikle oldukça ikna edici ve Amazon’da çok yaygın olan ürün stok görüntülerinden çok uzak değil. Şirket, satıcıların ilgi çekici ürün listeleri yazmalarına yardımcı olmak için zaten üretken yapay zeka kullanıyordu. Bunun için tek yapılması gereken “ürünün birkaç kelime ya da cümleyle kısa bir tanımını” sunmak ve Amazon açıklamanızın geri kalanını tamamlıyor. Şimdi ise aynı süreç, ürün görselleri için de geçerli.

Amazon CEO’su Andy Jassy, ikinci çeyrek sonuçlarını açıkladıkları Ağustos ayında şirketindeki “her bir ekibin” üretken yapay zekayı araştırdığını ve onunla çalıştığını belirtmişti. Jassy “Bu, yaptığımız işin merkezinde yer alacak. Bu bizim için önemli bir yatırım ve odak noktası,” demişti. Bu çerçevede geçtiğimiz haftalarda AWS’nin yapay zeka platformu Amazon Bedrock kullanıma sunulmuştu. E-ticaret devinin reklam gelirleri 2. çeyrekte yıllık %20’lik bir artış ile 9,5 milyar dolara ulaşmış durumda.  

Hedef Portföy’den yeni bir fon: FNT

Temel analize dayanarak hazırlanan fintables algoritması ile desteklenen FNT fonu bilançolara odaklanarak yatırım fırsatlarını en verimli şekilde değerlendiriyor. 20 Ekim’de ihraç edilen FNT fon hisse senedi yoğun fon olması sebebiyle yatırımcısına %0 stopaj avantajı sunuyor.

Sadece nitelikli yatırımcılara satışı yapılan fon, TEFAS’ta işlem görmesi sebebiyle tüm banka ve aracı kurumlardan alıma olanak sağlar.

“Birikimlerinizi hedefine ulaştırır” mottosuyla faaliyet gösteren Hedef Portföy tarafından 20 Ekim’de ihraç edilen FNT fona, ihracının ilk gününde 1899 yatırımcı sayısı ile 301.194.835 TL rekor talep gelmiştir. Temel analize dayanan Fintables özel algoritmasının seçtiği hisse senetlerine odaklanarak endeks üzerinde getiri hedefliyor.

Teknolojinin sağladığı olanaklardan optimum seviyede faydalanan algoritma sayesinde yatırım fırsatlarını üst düzeyde değerlendiriyor.

Hedef Portföy Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Güner
Hedef Portföy Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Güner

Yüksek getiri potansiyeli

Hedef Portföy Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Güner, piyasaya sunulan yeni fon ile ilgili şunları söyledi: “Yatırım yapılacak hisse senetlerinin seçiminde Fintables® algoritmasını kullanacak olan yeni fonumuz olan ‘FNT – Model Hisse Senedi Serbest (TL) Fon’unu (Hisse Yoğun)’ yatırımcılarımızla buluşturduk. Fintables® uygulamasının bilanço odaklı algoritmasının desteği ile temel analiz kullanarak yönetilen fonumuza piyasaların sunduğu yüksek getiri potansiyeline ortak olmak isteyen tüm yatırımcıları davet ediyoruz.”

Qualcomm ve TP-Link büyük bir anlaşma yaptı

0

Çin merkezli bilgisayar donanımları şirketi TP-Link, Amerikan telekomünikasyon ekipman lideri Qualcomm ile stratejik bir iş birliği anlaşması imzaladı. Bu anlaşma, yüksek hızlı internet erişimi ve gelişmiş WiFi deneyimleri sunmayı hedefleyen önemli bir adım olarak öne çıkıyor.

TP-Link, bu iş birliği sayesinde son teknoloji XGS-PON (Passive Optical Network) çözümleri geliştirecek. Bu çözümler, fiber internet servis sağlayıcılarına ve kullanıcılara olağanüstü bir WiFi ve ağ deneyimi sunmayı amaçlıyor. Ayrıca, TP-Link’in WiFi 7 teknolojisini kullanarak 10 Gigabit simetrik optik ağ çözümleri ile telekomünikasyon endüstrisinde devrim yaratmayı planlıyor.

TP-Link Başkan Yardımcısı Pingji Li, iş birliğinin önemini şu sözlerle vurguladı: “Gelişmiş donanım ve yazılım uzmanlığımızı yonga seti platformlarıyla birleştirmek, ışık hızında internet hızları ve benzersiz bağlantı seçeneklerinin yanı sıra olağanüstü WiFi deneyimleri sunmamızı sağlayacak.”

Bu iş birliği sonucunda tanıtılan ürünler arasında, XGS-PON ürün portföyü bulunuyor. Bu portföy, WiFi 7 standardını ve yeni ağ teknolojilerini kullanarak inanılmaz yüksek hızlı internet erişimi, artırılmış kapsama alanı, kararlılık ve kusursuz WiFi deneyimi sunmayı amaçlıyor. Ayrıca, TP-Link’in Aginet Birleşik Bulut (TAUC) çözümü, hizmet sağlayıcılara operasyonel verimliliği artırmak, hizmetleri optimize etmek ve müşteri memnuniyetini yükseltmek için eksiksiz ve esnek bir WiFi yönetim çözümü sunuyor.

Qualcomm Kablosuz Altyapı ve Ağ İletişimi Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Ganesh Swaminathan, bu iş birliği hakkında şunları söyledi: “TP-Link ile teknoloji iş birliğimiz, geniş bant inovasyonunu ve kişiye özel abone hizmetlerini hızlandırmaya yönelik çok önemli bir adım atıldı.”

Bu iş birliği, hem telekomünikasyon endüstrisinde hem de son kullanıcılar için önemli gelişmeler sunma potansiyeli taşıyor. TP-Link ve Qualcomm’un teknoloji birleşimi, daha hızlı, daha güçlü ve daha güvenilir internet erişimi ile gelişmiş WiFi deneyimlerini bir araya getirerek kullanıcılara daha etkili bir iletişim sağlayacak gibi görünüyor.

Fongogo’dan yeni bir fon!

Fongogo, 2013’den bugüne yürüttüğü “ödül & bağış bazlı” kitle fonlama hizmetlerine 2022 yılında aldığı lisans ile “paya dayalı” kitle fonlama hizmetini eklemişti. Yakın bir zaman önce sektörün girişimci ve yatırımcı etkileşim platformu olan StartupMarket’ı satın alarak faaliyetlerini genişleten platform şimdi ise “Fongogo Ventures” ile girişim/yatırım ekosisteminin yeni bir dikeyinde de faaliyetlerine başlıyor.

İhtiyaç duyulan sermayenin kitlelerin desteğiyle bir araya getirilmesine aracılık eden kitle fonlama platformu Fongogo’nun yeni nesil Girişim Sermayesi Yatırım Fonu Fongogo Ventures, kitle fonlaması ile girişim sermayesi yatırımlarını bir sepette birleştiriyor.

Fongogo ve Foneria Portföy Yönetim Şirketi işbirliği ile kurulan Fongogo Ventures aynı zamanda Fongogo’nun halihazırda aktif olduğu dikeyler göz önünde bulundurulduğunda hibrit bir yapıyla kaynak arayışında olan girişimlere sermaye ile birlikte kitlenin ortak yatırımlarıyla satış potansiyellerini daha hızlı yükseltme olanağı sağlıyor.

3 yıl içinde 50 yatırım planlanıyor

3 yıl içinde 50 yatırım planlayan Fongogo Ventures, Fongogo öncelikli olmak üzere, kitle fonlama platformlarında yatırım arayışında olan ‘teknoloji’ ve ‘üretim’ girişimlerine yatırım yapmayı hedefliyor. Yatırımcı açısından kitle fonlamanın temel prensibi olan “portföy çeşitlendirme” mantığına paralel şekilde konvansiyonel girişim sermayesi fonlarından daha fazla girişime yatırım yaparak yatırım portföyünü çeşitlendirmeyi ve bu sayede riski bir çok farklı yatırıma bölerek minimize etmeyi hedefliyor. Fongogo Ventures, çekirdek ile Seri A turları arasındaki yatırımlara odaklanıyor ve kitle fonlamaya açılan yatırımlarda ‘lider yatırımcı’ rolünü, kitle fonlama dışındaki yatırımlarda ise bir lider yatırımcının yatırımı yönlendirdiği yatırım turuna katılarak ‘ortak yatırım’ stratejisini benimsiyor.

Yatırımcılar birçok farklı yatırım fırsatını inceleyebilecek

Fongogo Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çebi, şöyle konuştu:
“Ekosistemimizde uzun zamandır faaliyet gösteren platformumuz her gün yeni bir ürünle portföyünü genişletmeye devam ediyor. Paya dayalı kitle fonlama, StartupMarket satın alımı ve son olarak Fongogo Ventures GSYFmiz ile girişimlerin tüm finansman ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri ve aynı zamanda görünürlük kazanabilecekleri kapsayıcı bir platform olmayı hedefliyoruz. Yatırımcılara ise birçok farklı yatırım fırsatını inceleyebilecekleri ve aralarından risk iştahlarına en uygununu seçebilecekleri bir mecra yaratmak istiyoruz. Finansmanın dijitalleşmesi ve tabana yayılması için tüm çabalarımız devam ediyor. Fongogo’nun deneyimli ekibi, Foneria’nın GSYF yönetiminde profesyonelleşmiş kadrosu ve fonumuzun sektör duayenlerinden oluşan yatırım komitesi ve danışma kurulu ile kaynağı katma değeri yüksek ve sürdürülebilir girişimlere aktarmayı hedefliyoruz. Ülkemizden birçok başarı hikayesi çıkmasına vesile olarak ekonomimize katma değer, yatırımcılarımıza ise yüksek getiri sağlamak niyetindeyiz.”

Fongogo Ventures Yatırım Komitesi Üyesi Mehmet Çelikol, “Fongogo Ventures, teknoloji girişimlerine yatırım sektöründe pek çok doğru parçanın buluştuğu tam bir çözüm. Yatırım yapılacak girişimlerin seçimindeki özgün ve analitik değerlendirme modeli en büyük farkı olacaktır. Fongogo Ventures’ın yatırımcılara yüksek getiri sağlayacağını öngörüyorum” dedi.
Foneria Portföy Yönetim Kurulu Başkanı Arif İsfendiyaroğlu “Foneria Portföy olarak, Fongogo Kitle Fonlama Platformu ile birlikte kurduğumuz Fongogo Ventures ile, girişimcilik ekosisteminin gelişimine katkıda bulunmayı ve ölçeklenebilirliği yüksek girişimlere yatırım yaparak bu girişimlerin büyüme ve gelişim süreçlerinde yanlarında olmayı hedefliyoruz. Fongogo Ventures bu yoldaki önemli kilometre taşlarından biridir.” dedi.

Citrix, kritik NetScaler hatası için ‘acil yama’ çağrısında bulundu

Fortune 100’de yer alan şirketlerin %99’unda kullanım alanına sahip bulut ve sanallaştırma şirketi Citrix, iki önemli ürünü olan NetScaler ADC ve NetScaler Gateway’i etkileyen kritik açığı bu ayın başlarında tespit ederek 10 Ekim’de bir yama yayınladı. Ancak siber saldırganların Ağustos sonundan bu yana kimlik doğrulama oturumlarını ele geçirmek ve kurumsal bilgileri çalmak için bu açığı kötüye kullandıkları söyleniyor. Dolayısıyla firma yeni bir açıklama yayınlayarak ilgili açığın aktif olarak istismar edildiğini tespit ettiklerini ve yama güncellemesinin kritik öneme sahip olduğunu duyurdu.

Citrix’ten yapılan resmi açıklamada “Etkilenen yapıları kullanıyorsanız ve NetScaler ADC’yi bir ağ geçidi (VPN sanal sunucusu, ICA proxy, CVPN, RDP proxy) veya AAA sanal sunucusu olarak yapılandırdıysanız, bu güvenlik açığı kritik olarak tanımlandığı için önerilen güncelleme ve yamayı hemen yüklemenizi şiddetle tavsiye ederiz. Bu güvenlik açığı için herhangi bir geçici çözüm mevcut değildir,” ifadeleri yer alıyor. Citrix açıklamasında, “Şu anda oturum ele geçirme ile tutarlı olaylara ilişkin raporlarımız var ve bu güvenlik açığından yararlanan hedefli saldırılara ilişkin güvenilir raporlar aldık,” diyor.

Garip bir şekilde Citrix, Google’ın güvenlik firması Mandiant’ın geçen hafta teknoloji firmalarını, devlet kuruluşlarını ve profesyonel hizmet şirketlerini vurmak için kullanıldığını söylediği bu hedefli saldırılar hakkında herhangi bir ek ayrıntı yayınlamadı. Firma kaç kuruluşun güvenliğinin ihlal edildiği ve suçluların saldırılarda kimi ya da neyi hedeflediği konusunda yorum yapmaktan kaçınıyor.

Yine geçen hafta Mandiant Consulting CTO’su Charles Carmakal, “kuruluşların yamayı uygulamaktan daha fazlasını yapmaları gerekiyor – ayrıca tüm aktif oturumları sonlandırmalılar. Bu kimliği doğrulanmış oturumlar, CVE-2023-4966’yı hafifletmek için güncelleme dağıtıldıktan sonra da devam edecektir,” demişti.  Citrix de resmi blogunda bu önleme tavsiyesini yineledi ve müşterilerine kill komutlarını kullanarak tüm aktif ve kalıcı oturumları sonlandırmalarını tavsiye etti.

ABD Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenliği Ajansı (CISA) geçtiğimiz Çarşamba günü CVE-2023-4966’yı Bilinen İstismar ve Güvenlik Açıkları Kataloğuna ekledi ve hatayı “fidye yazılımı kampanyalarında kullanılan” güvenlik açığı olarak sınıflandırdı. Bu ekleme, ABD’de federal kurumların ve alt yüklenicilerinin bu açığı bir an önce düzeltmeleri gerektiği anlamına geliyor. Batılı istihbarat kurumları ve siber güvenlik firmaları son dönemde kritik altyapıya yönelik tehditlerin hızla arttığı uyarısında bulunuyorlar.

FLO’da üst düzey atama

0

Türkiye ayakkabı sektörünün öncü firması FLO, yönetim kadrosunu güçlendirmeye devam ediyor. FLO’nun üst yönetiminde gerçekleştirdiği son atama ile Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcılığı görevine Sinan Anıl Gül getirildi.

3 kıtada, 30 ülkede, 800’den fazla mağazasıyla müşterileriyle buluşan FLO, geçtiğimiz günlerde Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark’ta FLO Teknoloji şirketini kurduğunu duyurmuştu. Perakende sektörüne öncülük eden teknoloji projeleri ile öne çıkan FLO’nun Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcılığı görevine teknoloji sektörünün deneyimli isimlerinden Sinan Anıl Gül atandı.   

FLO Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Sinan Anıl Gül

Anıl Gül, İstanbul Alman Lisesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Fizik Mühendisliği bölümünde eğitimini tamamladıktan sonra kariyerine 1993 yılında Arçelik Araştırma ve Geliştirme Merkezi’nde başladı. Gül, 30 yılı aşkın iş tecrübesinde Turkcell, Borusan, n11, Kariyer.net gibi şirketlerde üst düzey yönetim görevlerini üstelendi. FLO’dan önce son görev yeri olan Kariyer.net’ de Teknoloji ve İnovasyon Genel Müdür Yardımcısı pozisyonunda bulunan Sinan Anıl Gül, artık FLO’nun teknoloji çalışmalarına liderlik edecek. 

Çin, Apple’ın tedarik zincirinin kalbi olmaya devam ediyor

Apple, uzun yıllardır güçlü üretim altyapısıyla tanınan Çin’de ürünlerinin büyük bir bölümünü üretmeye devam ediyor. Ancak son yıllarda yaşanan gelişmeler, şirketi Çin bağımlılığını azaltmaya yönlendirmiş durumda. Özellikle pandemi döneminde yaşanan üretim sıkıntıları ve Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşları, Apple’ın üretiminin bir kısmını başka ülkelere kaydırma fikrini gündeme getirdi.

Apple CEO’su Tim Cook, Çin’de bulunan Foxconn fabrikasını ziyaret ederken, Apple ürünlerinin hala %95’inin Çin’de üretildiğini ifade etti. Şirket, Çin’de birçok ürün kategorisinde üretim yapıyor, bunlar arasında akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler ve akıllı saatler bulunuyor. Ancak bu yoğun bağımlılığı azaltma amacıyla Apple, Hindistan’da ikinci bir iPhone fabrikası kurma planları yapmak.

apple üretim

Hindistan’da kurulması planlanan bu yeni fabrikanın ayrıntıları henüz netleşmemiş olsa da, Apple’ın bu ülkeye yatırım yaparak üretim çeşitlendirmeye çalıştığı açık bir şekilde görülmektedir. Ancak bu, şirketin Çin’den tamamen vazgeçme niyetinde olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü Çin, gelişmiş altyapısı, yetişmiş insan gücü ve sağlam tedarik zinciri sayesinde hala birçok firmanın üretim merkezi konumunda.

Foxconn başkanı Wang Laichun, son açıklamalarında, bu yıl üç farklı iPhone 15 modelini ürettiklerini ve aynı zamanda Apple Vision Pro VR setini üretmeye hazırlandıklarını belirtti. Bu da gösteriyor ki, Çinli üretim firmaları hala Apple için önemli bir iş ortağı konumunda bulunuyor.

Sonuç olarak, Apple’ın Çin’den tamamen kurtulması, şu an için yakın bir gelecekte gerçekleşmesi zor görünen bir hedef olarak öne çıkıyor. Hem Apple hem de Çinli tedarik firmaları, mevcut işbirlikleriyle birçok avantaj elde ediyorlar ve bu durum, her iki taraf için de kazan-kazan bir durumu temsil ediyor.

Fidanlık için yapıldı, kuluçka merkezi oldu

İlk olarak bir fidanlık inşa etmek için kurulan 1.700 metrekarelik alan, deprem nedeniyle bölgeyi terketmek zorunda kalan vatandaşların bölgeye geri dönmesi için ‘gerçek’ fidanların ‘yetiştirilmesine’ katkı sağlayacak.

Habitat Derneği ile Sabancı Topluluğu şirketleri Brisa, Kordsa, Temsa ve Teknosa’nın iş birliğiyle hayata geçirilen Sabancı Hatay Kuluçka Merkezi’nin açılışı, Sabancı Cumhuriyet Seferberliği etkinlikleri kapsamında gerçekleştirildi.

Açılışta sunumu yapan isim Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper oldu. Alper, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında Hatay’da böylesine özel bir projeyi hayata geçirmekten gurur duyduklarının altını çizerek konuşmasına başladı.

Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper
Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper

Alper’in paylaştığı bilgilere göre, 2021 yılında başlatılan Sabancı Cumhuriyet Seferberliği’nde Sabancı Gönüllüleri geçen 2 yılda toplam 120 bin saatini seferberliğe ayırdı.

Bu yıl seferberliğin ana odağının eğitim ve kalkınma olmak üzere iki konu olduğunu söyleyen Alper, Sabancı Vakfı’nın bu kapsamda, Hatay’da 3 ay 3 okul açılışı gerçekleştirdiğini ve yeni okulların, yeni eğitim-öğretim yılına yetiştirildiğini belirtti.

Bu yılki ana odaklardan kalkınma, girişimcilik ve sürdürülebilir üretim olmak üzere ikiye ayrılıyor. Topluluk, bölgenin yerel refahı için 2023 sonuna kadar bu konulara odaklanmaya devam edecek.

Hatay’daki kuluçka merkezi, Sabancı Topluluğu iştirakleri Brisa, Kordsa, Temsa ve Teknosa’nın desteği ile açıldı. Merkez konusunda yol gösterici konumunda ise Habitat Derneği yer alıyor.

Cenk Alper konuşmasında özellikle gençlere ve kadınlara iş kurma ve yürütme konusunda yeni yetkinlikler ve beceriler kazandırılacağını söyledi. Katılımcıların iş birliği ağları oluşturmaları sağlanacak böylece işlerin devamlılığı mümkün olacak.

3 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan kuluçka merkez içinde teknoloji sınıfları, eğitim programları, mentorlük ve altyapı desteği, hibe desteği gibi önemli başlıklar yer alıyor. Teknoloji sınıfının kurulmasından, kütüphane seçkisine, duvar grafitilerinden peyzaj çalışmalarına kadar tüm çalışmalarda Sabancı Gönüllüleri aktif olarak sahadaydı.

Merkezde düzenlenecek eğitim programları da dahil edildiğinde, 1.000’e yakın Sabancı Gönüllüsü, Kuluçka Merkezi ile bağlantılı çalışmalarda görev almış olacak.

2023 yılına kadar toplamda 1.200 kişiye ulaşmayı hedefleyen kuluçka merkezinde, katılımcıların en az 500’ünün kadın olması bekleniyor.

Sabancı Hatay Kuluçka Merkezi’nin yanı sıra ve deprem sonrası en çok göç alan il olan Adana’da, projeye tahsis edilecek alanlarda gerçekleştirilen faaliyetlerle, deprem bölgesindeki vatandaşlara yeni nesil yetkinlikler kazandırılacak.

Fikir Kampı başlıyor

Hatay’da toplamda 3 gün sürecek bir Fikir Kampı düzenlenecek. Yüz yüze gerçekleştirilecek olan bu etkinlikte, 80 katılımcının yer aldığı toplam 5 takım, 6 hafta sürecek hızlandırma programına dahil edilecek.

Bu programda, pazarlamadan, ürün geliştirmeye, pazara uyumdan hukuksal süreçlere kadar birçok konuda Sabancı Topluluğu yöneticileri ve Sabancı Gönüllüleri’nden eğitim ve mentorluk desteği alacak takımlar, programının ardından gerçekleştirilecek Demo Günü’nde projelerini jürinin değerlendirmesine sunacak. Başarılı fikir sahibi 2 takım toplam 100 bin TL büyüklüğünde hibe desteğiyle ödüllendirilecek.

Projenin İstanbul ayağında ise, İstanbul’daki üniversite kuluçka merkezlerinin, girişimcilerin ve gönüllülerinin katılımıyla afet ve kriz yönetimi odaklı bir ideathon (fikir maratonu) gerçekleştirilecek.

Cenk Alper, açılıştaki konuşmasını şu sözlerle bitirdi:

“9 ay boyunca tüm ekip sahadan hiç ayrılmadık. El uzatmaktan hiç geri durmadık. Bu toprakların kıymetini bilmeye devam edip, insanlarımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. 100 yıllık Cumhuriyet’in 98 yılına şahitlik eden bir Topluluk olarak; bizim Cumhuriyet değerlerinden, Atatürk ilkelerinden, aile olmaktan, birlik ve beraberlikten anladığımız tam olarak budur”

Google gelir ve karını artırmasına rağmen borsada neden çakıldı?

Google’ın ana şirketi Alphabet, dün ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) yaptığı bir bildirimle 2023 üçüncü çeyrek finansal raporunu açıkladı. Yapılan açıklamaya göre Google, toplam gelirlerini bir önceki senenin aynı dönemine kıyasla %11 oranında artırarak 76,7 milyar dolar seviyesine, net karını ise yine bir önceki senenin aynı dönemine kıyasla %41 oranında artırarak 19,68 milyar dolar seviyesine taşıdı. Ancak arama ve reklamcılık devi tüm pozitif görünüme karşın Nasdaq borsasında %9 civarında değer kaybetti.

Google’ın yaptığı finansal rapor açıklamasına göre firmanın üçüncü çeyrekte trafik edinme maliyetleri hariç geliri, 63 milyar dolar olan beklentilere karşılık 64,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakam, şirketin geçen yılın aynı çeyreğinde elde ettiği 57,3 milyar dolardan oldukça yüksek. Hisse başına düzeltilmiş kazanç 1,55 dolar olarak gerçekleşirken analistler hisse başına 1,44 dolar bekliyorlardı. 30 Eylül’de sona eren 3 aylık dilimde Google’ın arama gelirleri 44 milyar, YouTube reklam gelirleri 7,9 milyar, Google Network gelirleri 7,6 ve bulut bilişim gelirleri ise 8,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Firmanın toplam çalışan sayısı ise yaklaşık %2,5 oranında azalarak 182.381 olarak açıklandı.

Bulut gelirleri beklentiyi karşılamadı

Yapılan finansal rapor açıklamasına göre arama devi tüm gelir rakamlarını yukarıya taşımayı başarmış görünüyor. Buna karşın özellikle bulut gelirlerinde analist beklentilerinin altında kalınması ve şirketin ABD Adalet Bakanlığı tarafından açılan ve şirketi çevrimiçi arama ve dijital reklam pazarlarında gücünü kötüye kullanmak ve rekabeti bozmakla suçlayan iki antitröst davasında başrolü oynaması yatırımcıların iştahını kaçırmış gibi gözüküyor.

Google CEO’su Sundar Pichai yaptığı açıklamada, “Arama, YouTube, Bulut, Pixel cihazlarımız ve daha birçok alanda yapay zeka odaklı yeniliklerle bu çeyrekteki finansal sonuçlarımızdan ve ürün ivmemizden son derece memnunum” diyor ve ekliyor: “Yapay zekayı herkes için daha yararlı hale getirmeye odaklanmaya devam ediyoruz; heyecan verici bir ilerleme var ve çok daha fazlası gelecek.”

Google, Şubat ayında yapay zeka teknolojisini ürünlerine dahil etmeye başlayan Microsoft tarafından bu alanda hazırlıksız yakalandı. Arama devi şimdi bir yandan Silikon Vadisi’nin yapay zeka lideri konumunu yeniden kazanmaya çalışırken hem tüketici hem de kurumsal işletmeleri için bir dizi üretken yapay zeka ürününü piyasaya sürüyor.  Yapay zeka çalışmaları aynı zamanda Google’ın rakipleri Amazon ve Microsoft’un bulut bilişim pazarındaki paylarını azaltma planının bir parçası. Google, Washington merkezli rakiplerinin ardından üçüncü sırada yer alıyor.

Amazon’dan Avrupa’ya özel bulut açılımı!

Amazon, Avrupa’daki katı veri ikamet gereksinimleri olan müşterileri için özel bir egemen bulut hizmeti başlatmayı planlıyor. Firma bu yeni bulut çözümünün mevcut AWS Bölgelerinden hem fiziksel olarak hem de kullanılan mimari bakımından ayrı olacağını iddia ediyor. Bulut devi, AWS European Sovereign Cloud’un tamamen Avrupa’da konumlandırılacağını ve işletileceğini, müşterilere veri ikamet, operasyonel özerklik ve esneklik ihtiyaçlarını karşılamak için “ek bir seçenek” sunacağını açıkladı.

AWS, bu yeni özel bulutun ne zaman faaliyete geçeceğine dair henüz bir tarih vermiyor ancak tamamen ayrı altyapı bölgeleri oluşturacağını duyuruyor. Desteklenecek ilk AWS Bölgesi Almanya’da olacak, ancak şirket bunun tüm Avrupalı müşterilere sunulacağını söylüyor. Bu özel bulutun hedef müşterileri arasında kamu sektörü kuruluşları ve yüksek düzeyde düzenlemeye tabi sektörlerde yer alan özel şirketler bulunuyor.

Amazon bu yeni bulut servisi için halihazırda anlaşmaya vardığı müşterilerin çoğunun Almanya’da bulunduğunu duyurdu. Bunlar arasında ülkenin Federal Bilgi Güvenliği Ofisi (BSI), Federal İçişleri ve Toplum Bakanlığı (BMI) ve Federal Dijital ve Ulaştırma Bakanlığı yer alıyor. Almanya dışındaki kurumlar arasında ise Finlandiya Maliye Bakanlığı ile Çekya ve Romanya’nın ulusal siber güvenlik kurumları da yer alıyor.

Amazon Web Services Sovereign Cloud Başkan Yardımcısı Max Peterson yaptığı açıklamada, bu hamlenin “müşterilere bulutta mevcut olan en gelişmiş egemenlik kontrolleri, gizlilik güvenceleri ve güvenlik özellikleri sunma taahhüdünü güçlendirdiğini” söyledi ve ekledi. “Bu yeni birim sayesinde Avrupa’daki müşterilerimiz bugün milyonlarca müşterinin zaten bildiği ve kullandığı en geniş ve en derin bulut hizmetlerinden ödün vermeden ihtiyaç duydukları operasyonel bağımsızlığı elde etmek için daha fazla seçeneğe sahip olacaklar.” AWS bu noktada herhangi bir fiyatlandırma bilgisi vermiyor.

Amazon özel bulut yarışında geç mi kaldı?

Katı veri ikamet gereksinimleri olan müşteriler için özel bulut bölgesi oluşturmak hayli önemli bir hamle. Ancak Amazon’un bu yarışta biraz geç kaldığını söyleyenler de mevcut. Microsoft geçen yıl Avrupa’daki veri merkezlerinde AB Veri Sınırı uygulayacağını ve müşterilerin tüm verileri Avrupa içinde depolamasına ve işlemesine izin vereceğini duyurmuştu. Ayrıca teknoloji devi, kamu sektörü müşterilerine ve devlet kurumlarına yönelik Microsoft Cloud for Sovereignty’yi duyurdu ve bu ayın başlarında herkese açık bir ön izlemeye açtı.

Google Cloud, 2021 yılında Deutsche Telekom’un bir parçası olan T-Systems ile ortaklaşa olarak Alman işletmeleri, kamu sektörü ve sağlık kuruluşları için egemen bir bulut oluşturduğunu açıkladı. Oracle ise 2022 yılında, şu anda EU Sovereign Cloud olarak bilinen ve Oracle’ın ticari ve devlet bulut bölgelerinden ayrı olarak İspanya ve Almanya’da iki bölgeden oluşan egemen bulut bölgeleri için planlarını duyurdu.

Amazon bu “yeni” açılımını okurken bulut servislerinde en kötü dönemlerinden birini geçirdiğini hatırlamakta da fayda var.

Xiaomi 14 ve 14 Pro’nun Geekbench sonuçları ortaya çıktı

0

26 Ekim tarihinde gerçekleştirilmesi beklenen Xiaomi 14 ve 14 Pro, Leica Summilix kamerası, Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisi ve Android 14 tabanlı HyperOS işletim sistemi ile geliyor. Sızdırılan ekran görüntüleri, her iki telefonun Geekbench testlerine tabi tutulduğunu gösteriyor. Test yazılımlarının sürümleri farklı olduğu için sonuçları doğrudan karşılaştırmak zor olsa da, Xiaomi 13 ve 13 Pro ile karşılaştırma yaparak performans artışını görmek mümkün.

Xiaomi 14, çoklu çekirdek performansta %20, tekli çekirdek performansta ise %5 daha güçlü olarak kaydedilen 1.698 ve 6.260 puan elde etti. Xiaomi 14 Pro ise selefini %20 geride bırakarak 2.150 ve 6.892 puan aldı. Bu sonuçlar, Snapdragon 8 Gen 3 işlemcisinin gücünü bir kez daha gösteriyor. Tam olarak işlemcinin teknik detayları, yarın düzenlenecek Snapdragon etkinliğinde ortaya çıkacak.

Xiaomi 14 Pro’nun beklenen özellikleri arasında, 120Hz yenileme hızına sahip 1,5K çözünürlüklü 6,55 inç C8 12 bit OLED ekran bulunuyor. Bu ekran, 2.800 nit’e kadar parlaklık sunacak. Telefon, LPDDR5x RAM ve UFS 4.0 depolama ile eşleştirilen Snapdragon 8 Gen 3 işlemciye sahip olacak ve büyük bir VC sıvı soğutma sistemi ile desteklenecek. Diğer özellikler arasında IP68 sertifikası, stereo hoparlörler, IR ve 5G desteği bulunuyor.

Xiaomi 14 ise benzer özelliklere sahip ancak daha küçük bir 6,44 inç ekranla gelecek. Kamera bölümünde ise üçlü kamera kurulumu bekleniyor.

Bu bilgilere dayanarak, Xiaomi’nin yaklaşan telefonları Xiaomi 14 ve 14 Pro’nun oldukça güçlü ve özellik dolu cihazlar olacağını söyleyebiliriz

Apple, Türkiye’nin 100. yılını kutlamayı unutmadı!

0

Türkiye’nin 100. Cumhuriyet Bayramı ülke çapında havai fişekler, törenler ve sevinç gösterileriyle kutlanacak. Apple olarak, 100. Yılı Apple platformlarına yayılan özel içeriklerin yanı sıra Türkiye’nin parlayan uygulama geliştiricilerini ve Türkiye’de müziğin 100 yılını konuşacağımız Today at Apple Etkinlikleriyle kutluyoruz.

Cumhuriyetin 100. yılına özel derlenmiş, Türkiye’nin en iyi filmleri, şarkıları, uygulamaları ve oyunlarından oluşan listelerini farklı Apple platformlarında bulabilirsiniz. Apple’ın iftiharla sunduğu yerli sinemanın en iyilerinden oluşan 100 harika filmi Apple TV’de, Türkiye’nin müzik ile 100 yılını tarihimize damga vurmuş şarkılarları Apple Music listelerinde, Türk geliştiricilerin tasarladığı birbirinden harika uygulamaları ve oyunları App Store’da keşfedebilirisiniz.

Today at Apple etkinliklerinde ise Cumhuriyet’in 100. yılında Türkiye’de müziğin çeşitliliğine dair bilgiler paylaşırken, diğer tarafta Meditopia, Otsimo ve Recontact’in yaratıcılarıyla uygulama geliştirmenin inceliklerini konuşacak, yaratıcı dünyanın yeniliklerini keşfedeceğiz. Sizlerle 100. yıla özel olarak hazırlanan Apple platformlarındaki içeriklerin tüm detaylarını aşağıda paylaşmak isteriz.

Today at Apple: Türkiye’nin müzik ile 100 yılı

Tarihimize damga vurmuş şarkılara kulak verin. Apple Music editörlerinin hazırladığı listelerle hem geçmişin izlerini hem de bugünü keşfedin. Cumhuriyet’in 100. yılını, müziğin Türkiye’deki bir asırlık macerasıyla kutluyoruz.

Alanında usta yazarlardan oluşan Apple Music editörlerinin hazırladığı bu özel bölümle TSM’den THM’ye, rock’tan hip hop’a, pop’tan arabeske Türkiye’yi etkileyen ve değişen dünyayla birlikte şekil değiştiren türlerin hikayelerinde yola çıkmaya hazır olun. Hem geçmişin izlerinin hem de geleceğin bakış açısının müzik üzerindeki etkisini gözlemleme şansı bulacağın listelerle her dönemin öne çıkan kayıtlarını keşfedebilirsiniz.

Cumhuriyet’in 100. yılını, müziğin Türkiye’deki bir asırlık macerasıyla kutluyoruz. Alanında usta yazarlardan oluşan Apple Music editörlerinin hazırladığı bu özel bölümle TSM’den THM’ye, rock’tan hip hop’a, pop’tan arabeske Türkiye’yi etkileyen ve değişen dünyayla birlikte şekil değiştiren türlerin hikayelerinde yola çıkmaya hazır olun. Hem geçmişin izlerinin hem de geleceğin bakış açısının müzik üzerindeki etkisini gözlemleme şansı bulacağın listelerle her dönemin öne çıkan kayıtlarını keşfedebilirsiniz.

Today at Apple: Harika bir yüzyıl, harika uygulamalar

Ülkenin yetenekli geliştiricilerinin oluşturduğu 100 muhteşem uygulama ve oyunu öne çıkarmak için daha iyi bir zaman olabilir mi? Türkiye’nin gün geçtikçe daha başarılı olan uygulama geliştirme stüdyoları, cebe sığan türlü türlü araçlar ve eğlence biçimleri üretiyor.

Bu uygulamalar ve oyunlar daha sağlıklı ve mutlu hissetmemize, yeni şeyler öğrenmemize, harika maceralara çıkmamıza, doyasıya içerik üretmemize ve daha fazlasını yapmamıza yardımcı olabiliyor. Cumhuriyetin 100. yılına özel derlenmiş, Türkiye’nin en iyi filmleri, şarkıları, uygulamaları ve oyunlarından oluşan listeleri keşfedin.

App Store 100. Yılı Özel İçeriklerle Kutluyor

App Store geliştirmecilerden ipuçları paylaşmaya devam ediyor. Uygulama geliştiricileriden Rina Onur Şirinoğlu oyun üreticilerinin başarılı olmak için oyuncuları neyin heyecanlandıracağını dikkatlice düşünmeleri gerektiğine değinirken, Zafer Elçik birbirinden farklı öğrenme becerilerine sahip çocuklar için uygulama üreten geliştirme şirketi Otsimo ile, özel eğitimi demokratikleştirmeyi hedefliyor.

Bir asırdır Türkiye, ülkenin dört bir yanından yerel hayatın izlerini yansıtan öykülerle, zengin bir edebiyat üretiyor. StorytelDinlebi ve TRT Dinle gibi uygulamaların sesli kitap, e-kitap ve radyo tiyatroları seçkisiyle unutulmaz bir Anadolu gezisine çıkabilirsiniz.

Türkiye’nin gün geçtikçe daha başarılı olan uygulama geliştirme stüdyoları, cebe sığan türlü türlü araçlar ve eğlence biçimleri üretmeye devam ederken, ülkenin yetenekli geliştiricilerinin oluşturduğu 100 muhteşem uygulama ve oyuna göz atabilirsiniz. Türk filmlerinin dijital dünyada yer sahibi olmasında önemli rol oynayan MUBI’nin editörlerinin Cumhuriyetin 100. yılını kutlamak paylaştığı harika seçkiyi inceleyebilirsiniz.

Usta eşleştirmelerle başarıyı yakalamak için burayı tıklayın

Öğrenmeyi erişilebilir kılmak için burayı tıklayın

Edebiyatla Anadolu keşfmek için burayı tıklayın

Oyunlarla Türkiye Deneyimi için burayı tıklayın

Türkiye’den 100 uygulama ve oyun için burayı tıklayabilirsiniz

Türk sinemasının ikonları için burayı tıklayabilirsiniz

Cumhuriyet coşkusu için burayı tıklayabilirsiniz.

Elon Musk’dan sonra X’in reklam gelirleri de düştü!

Elon Musk’ın X‘i satın almasının ardından dünya genelindeki önde gelen reklam verenlerinin büyük bir çoğunluğunun, bu sosyal ağ üzerinde reklam vermekten vazgeçtiği belirgin hale geldi. Bu konudaki önemli bir analiz, danışmanlık firması Ebiquity tarafından gerçekleştirildi. Ebiquity, dünya çapında en büyük 100 reklamverenle çalışan bir firma olarak, Platform X’e olan ilginin keskin bir düşüş yaşadığını iddia etti. Ebiquity Stratejik Direktörü Ruben Schreurs, “Diğer büyük reklam platformlarında böyle bir düşüş görmedik.” dedi ve bu durumu vurguladı.

Ancak, Platform X CEO’su Linda Yaccarino’nun daha önce yaptığı açıklamalar ile bu veriler arasında bir çelişki var gibi görünüyor. Yaccarino, son 12 haftada en büyük 100 reklamverenin %90’ının Platform X’e geri döndüğünü iddia etmişti. Ancak reklam danışmanlık firması Guideline, bu açıklamaları sorgulayarak Platform X’teki reklam gelirinin Sensor Tower tarafından yayınlanan verilere göre gerilediğini gösterdi. Dahası, bazı büyük reklamverenler Platform X’e olan bütçelerini minimum seviyeye indirdi. Örneğin, Visa, geçtiğimiz yılın aynı döneminde 77.500 dolarlık reklam harcaması yaparken, son 12 haftada sadece 10 dolar harcadı.

Elde edilen bu veriler, Musk ve Yaccarino’nun Platform X’e dair kamuoyuna yaptıkları açıklamaların güvenilirliğini sorgulatıyor ve Platform X’in uzun vadeli itibarı ile mali istikrarı hakkında endişeleri artırıyor. Bu tür tutarsızlıklar, özellikle şeffaflık ve güvenin önemli olduğu bir dönemde, ciddi sonuçlara yol açabilir. Reklamverenler ve endüstri gözlemcileri, gerçek durumu daha yakından incelemek ve Platform X’in geleceğini değerlendirmek için bu tutarsızlıkları dikkate almaya devam edecek gibi görünüyor.

TikTok kullanıcıları dikkat: Yeni bir özellik geliyor!

TikTok, yeni özellik hakkında bildirim almaya başlayan bazı kullanıcılardan gelen raporların ardından Pazartesi günü verdiği bir ropörtajda 15 dakikalık video yüklemelerini test ettiğini doğruladı.

Sosyal medya danışmanı Matt Navarra, Threads paylaşımındaDaha uzun videolar yükle” başlığıyla TikTok’tan bir ekran görüntüsü paylaştı.

15 dakikaya kadar videolar yükleyin!” bildirimi de yer alıyordu. “Uygulamanızın güncel olduğundan emin olun ve ardından uygulamanızdan veya masaüstünüzden tiktok.com’a yüklemeyi deneyin.

TikTok bir süredir video yükleme uzunluğunu yavaş yavaş artırıyor. Başlangıçta 15 saniyelik videolara ev sahipliği yapan uygulama, sonunda bunu bir dakikaya, ardından üç dakikaya ve en son Şubat 2022’de 10 dakikaya çıkardı.

Bu 15 dakikalık videoların şu anda sadece bir test olduğunu ve bunların tüm kullanıcılara sunulup sunulmayacağına dair bir bilgi bulunmadığını belirtmekte fayda var. Ancak işlerin gidişatı göz önüne alındığında, bu pek de sürpriz olmaz.

Bu özelliğin gelişi aslında platformun kendini nereye konumlandırdığı ile ilgili politikalarında da bir değişimin sinyalini veriyor. TikTok’un hitap ettiği kitlenin yaş aralığı ve her geçen gün katlanarak artan kullanıcı sayısı, platformu geleceğin en gözde video paylaşım platformu yapmaya aday.

Yani, sürelerdeki bu artışı platformun gözünün YouTube’un yerinde olduğu şeklinde yorumlamak yanlış olmaz. Ancak bu kısmı henüz bir varsayım ve gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ya da bunun ne zaman gerçekleşebileceği ile ilgili net bir şey yok.