Android cihazlar için çok sesli podcast platformu

0

Hem podcast içerik üreticileri hem de dinleyiciler için etkileşimi mümkün kılan fonksiyonlar sunan Poddy, Android cihazlar için de kullanıma sunuldu

İki Türk girişimci tarafından herkesin özgürce ve her dilde sesini duyurabildiği global bir platform oluşturmak üzere kurulan çok sesli podcast platformu Poddy, 24 Şubat 2023’te iOS cihazlarda kullanıma sunuldu. Tek uygulama üzerinden podcast içeriği üretme ve dinlemeyi mümkün hale getirerek aynı zamanda yenilikçi olarak hem içerik üreticiler hem de dinleyiciler için etkileşimi mümkün kılan fonksiyonlar sunan Poddy, Android cihazlar için de kullanıma resmi olarak açıldı.

Podcast dinleyicilerinin de seslerini duyurabilmeleri ve içerik üreticilerin dinleyicilerle etkileşim kurabilmeleri adına “çok sesli podcast platformu” olarak geliştirilen mobil uygulama Poddy, 24 Şubat 2023’te iOS cihazlarda kullanıma sunulmuştu. iOS cihazlarda App Store uygulama mağazasından indirilebilen Poddy mobil uygulaması artık Android cihazlarda da kullanılabiliyor. Android cihaz kullanıcıları Poddy’i Google Play Store üzerinden ücretsiz olarak indirebiliyorlar. 

Podcast platformları arasında öncü

Poddy ile herkesin özgürce ve her dilde sesini duyurabilmesini sağlamayı hedeflediklerini ifade eden Poddy CEO’su Cüneyt Göktürk, “Poddy’i geliştirmek üzere yola çıktığımız ilk günden beri erişilebilirliği yüksek, herkesin sesini duyurabilmesine olanak tanıyan bir platform hedefiyle çalışıyoruz. Yoğun ve hassas çalışmalarımız sonucunda artık somut olarak şekillenmeye başlayan Poddy’yi deneme sürecine aldıktan kısa bir süre sonra ülkemizi etkileyen depremlerin gerçekleşmesiyle henüz beta sürümünde olmasına rağmen iyileşmemize katkı sağlayacak bir araç olması amacıyla 24 Şubat 2023’te iOS cihazlarda indirmeye hazır hale getirmiştik. Kullanıma sunulduğu tarihten itibaren 5 gün bile olmadan 1000’den fazla kullanıcıya ulaşan ve şuana kadar binlerce iOS kullanıcısının beğenisini kazanan Poddy’i şimdi de Android cihazlarda kullanıma sunmuş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu kapsamda artık tüm akıllı cihaz kullanıcıları Poddy çok sesli podcast platformunun bir parçası olarak sesli içerik üretmenin ve dinlemenin etkileşimli halini deneyimleyebilecek” dedi. 

Github, Twitter’a kullanıcı bilgilerini verecek

Twitter, çalınan kaynak kodu için mahkeme celbi aldı. GitHub’ın Twitter’a bir kullanıcısının kimlik bilgilerini vermesi gerekiyor

Elon Musk’ın binlerce çalışanı işten çıkarmasından kısa bir süre sonra Twitter kaynak kodunu yayınladı. Kod, GitHub kullanıcısı “FreeSpeechEnthusiast” tarafından ocak ayı başında yayınlandı. Twitter, DMCA (Digital Millennium Copyright Act) yayından kaldırma bildiriminde bulundu. Bunun üzerine GitHub, kısa bir süre sonra bahsi geçen kod deposunu kaldırdı. Twitter yayından kaldırma bildiriminde FreeSpeechEnthusiast’ın kimlik bilgilerini de talep etti. Ancak GitHub bu bilgileri Twitter’a vermedi.

New York Times’ta yayınlanan bir makale Twitter yöneticilerinin bu konu hakkındaki endişelerini konu alıyor. Yöneticiler, kodun bilgisayar korsanlarına ya da diğer motivasyon sahibi taraflara kullanıcı verilerini elde etme ya da siteyi çökertme imkanı verecek güvenlik açıkları içerme ihtimalini de değerlendiriyor.

Mahkeme, GitHub’a 3Nisan’a kadar süre tanıdı.

Twitter, FreeSpeechEnthusiast hesabıyla ilişkili kullanıcılar için tüm tanımlayıcı bilgileri istiyor. Bu bilgilerden bazıları: adlar, adresler, telefon numaraları, e-posta adresleri, IP adresleri ve sosyal medya bilgileri.

Ayrıca mahkeme celbi “verileri yayınlayan, yükleyen, indiren veya değiştiren kullanıcılar” hakkında da aynı bilgileri talep ediyor.

DMCA metnine göre: Bir ihlal bildirimi yasanın hükümlerini karşılıyorsa, önerilen mahkeme celbi uygun biçimdeyse ve beraberindeki beyan uygun şekilde yürütülmüşse; katip önerilen mahkeme celbini hızlı bir şekilde düzenleyip imzalayacaktır. Ardından hizmet sağlayıcıya teslim edilmek üzere talep edene iade edecektir.

GitHub teorik olarak mahkeme celbi taleplerine hala itiraz edebilir.

Bloomberg’de yayınlanan bir makaleye göre, “DMCA mahkeme celpleri, hak ihlalinde bulunduğu iddia edilen kişinin kimliğini ortaya çıkarmak için yasal bir hızlı yol sağlama amacını taşısa da, mahkeme celbi alan platformlar, özellikle de kullanıcının ifade özgürlüğü haklarını etkileyeceğini düşünüyorlarsa, mahkemede buna itiraz edebilirler.”

Twitter, kaynak kodunun sızdırılmasıyla ilgili olarak herhangi bir hukuki işlem başlatıp başlatmayacağı konusunda açıklama yapmadı. Ancak, şirketin kaynak kodunu korumak için önlemler aldığını belirtti. Ayrıca şirket, bu tür olayların tekrar yaşanmasını engellemek için de çalıştığını bildiriyor.

İngiltere Hükümetinden Çağrı: Yapay Zeka Kuralları Düzenlenmeli

Yapay zeka teknolojisinin gelişimi konusunda ortaya çıkan endişeler, hükümetlerin de dikkatini çekmeye başladı. İngiltere hükümeti de son zamanlarda yapay zeka teknolojileri hakkında düzenlemeler yapılması gerektiğini belirten bir açıklama yaptı.

Son zamanlarda yapay zeka teknolojileri hızla gelişmeye devam ediyor. Bu teknolojiler insan hayatında önemli bir yer edinmeye başladı. Yapay zeka teknolojileri hakkında birçok endişe de dile getiriliyor. Yapay zeka teknolojisinin gelişimi konusunda ortaya çıkan bu endişeler, hükümetlerin de dikkatini çekmeye başladı. İngiltere hükümeti de son zamanlarda yapay zeka teknolojileri hakkında düzenlemeler yapılması gerektiğini belirten bir açıklama yaptı.

ChatGPT Şubat Ayı İtibariyle Aylık 100 Milyon Kullanıcıya Ulaştı!

OpenAI şirketi, teknolojiye yönelik bir talep dalgası yarattı. İnsanlar bu aracı ödevlerini yapmaktan, hukuki görüş hazırlamaya kadar her şey için kullanıyor. ChatGPT şimdiden tüm zamanların en hızlı büyüyen tüketici uygulamalarından biri haline geldi. ChatGPT Şubat ayı itibariyle aylık 100 milyon aktif kullanıcıya ulaştı. Ancak uzmanlar, intihal potansiyeli, kadınlara ve etnik azınlıklara karşı ayrımcılık da dahil olmak üzere bu teknolojinin olumsuz etkileri hakkında endişelerini dile getirdiler.

Yapay zeka teknolojilerinin etkisinin giderek arttığına dikkat çeken İngiltere hükümeti de bu teknolojilerin insan haklarını, özgürlüklerini ve verilerini koruyacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Bilim, İnovasyon ve Teknoloji Bakanlığı (DSIT) Parlamento’ya sunacağı yönergede şirketlerin uymasını istediği beş ilkenin ana hatlarını çizecek. Bunlar: emniyet, güvenlik ve sağlamlık; şeffaflık ve açıklanabilirlik; adalet; hesap verebilirlik ve yönetişim; rekabet edebilirlik ve telafi.

Hükümet, düzenleyicilerin şirketleri bu beş ilke kapsamındaki yükümlülükleri hakkında bilgilendirmelerini istiyor. Ayrıca Sağlık ve Güvenlik İdaresi, Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu ve Rekabet ve Piyasalar Kurumu’nu “yapay zekanın kendi sektörlerinde fiilen kullanılma biçimine uygun, özel, bağlama özgü yaklaşımlar” geliştirmekle görevlendirdi.

Hükümet, “Önümüzdeki on iki ay boyunca, düzenleyiciler, bu ilkelerin kendi sektörlerinde nasıl uygulanacağını belirlemek için kuruluşlara pratik kılavuzların yanı sıra risk değerlendirme şablonları gibi diğer araçlar ve kaynaklar da yayınlayacaktır” şeklinde açıklamalarda bulundu.

Yapay Zeka’nın Düzenlenmesine Yönelik Bir “İlk Adım”

AI girişimi Humanising Autonomy’nin CEO’su ve kurucu ortağı Maya Pindeus, hükümetin bu hamlesinin AI düzenlenmesine yönelik bir “ilk adım” olduğunu söyledi. Ayrıca “Biraz daha güçlü bir anlatıya ihtiyaç var” diye de ekledi.

Pazartesi günü Dışişleri Bakanı Michelle Donelan, yapay zeka startup’ı DeepMind’ın Londra’daki ofislerini ziyaret etti. Donelan Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Yapay zeka artık bilim kurgu malzemesi değil ve gelişim hızı şaşırtıcı, bu nedenle güvenli bir şekilde geliştirilmesini sağlamak için kurallara ihtiyacımız var” dedi. DeepMind’ın işletme müdürü ve Birleşik Krallık Yapay Zeka Konseyi üyesi Lila Ibrahim, “dönüşümsel bir teknoloji” olduğunu dile getirdi. Fakat “tam potansiyeline ancak güvenilirse ulaşabileceğini, bunun da sorumlu bir şekilde, kamu ve özel sektör ortaklığı gerektirdiğini” söyledi. Ibrahim, “Birleşik Krallık’ın önerdiği bağlam odaklı yaklaşım, düzenlemenin yapay zekanın gelişimine ayak uydurmasına, inovasyonu desteklemesine ve gelecekteki riskleri azaltmasına yardımcı olacaktır” dedi.

Çin’de hükümet, teknoloji şirketlerinin tavsiye algoritmalarına ilişkin ayrıntıları teslim etmelerini zorunlu kılarken, Avrupa Birliği de sektör için kendi düzenlemelerini önerdi.

Birleşik Krallık hükümetinin AI düzenleme yaklaşımına herkes ikna olmuş değil. Hukuk firması Osborne Clarke’ın AI başkanı John Buyers, CNBC’ye e-posta yoluyla verdiği demeçte, “Mevcut yaklaşımın riski, sorunlu bir AI sisteminin bir düzenleyicinin yargı yetkisini tetiklemek için kendisini doğru biçimde sunması ve dahası söz konusu düzenleyicinin, neden olunan zararı gidermek ve sektörde uyumu teşvik etmek için yeterli bir caydırıcı etki yaratmak için kararlı ve etkili bir eylemde bulunmak için doğru yaptırım yetkilerine sahip olması gerekecek” dedi.

İngiltere Hükümeti’nin attığı bu adımla da görülüyor ki Yapay Zeka teknolojilerinin düzenlenmesi konusu ve etik kurallara uygun şekilde geliştirilmesi için uluslararası bir standart belirlemenin önemi bütün dünyayı ilgilendiren bir hale geliyor.

Boğaziçi Ventures’tan oyun sektörüne yatırım

0

Boğaziçi Ventures, 2023 yılının ilk yatırımlarından birini mobil oyun sektöründe yeni oyunları ile büyüyen Gulliver’s Games’e yapacak.

Kurucularının oyun sektöründeki başarılı geçmişi üzerine temellenen ve Türkiye oyun ekosistemindeki girişimcileri destekleme üzerine kurulu stratejisi ile Boğaziçi Ventures, 2023 yılının ilk yatırımlarından birini mobil oyun sektöründe yeni oyunları ile büyüyen Gulliver’s Games’e yapıyor.

Yaratıcı, yenilikçi ve inovatif teknoloji girişimlerine büyüme aşamasında yatırım yaparak üstel  büyümelerine stratejik ve finansal destek sağlayan Boğaziçi Ventures, ilk oyunu ‘Restaurant Tycoon’u yayınladıktan sonra stratejisini değiştiren Gulliver’s Games’in yeni projesine 500.000 USD yatırım yaptı. Boğaziçi Ventures ve March Capital’dan toplam 1,5 Milyon USD yatırım alan Gulliver’s Games ülkemize yabancı fon girişini sağlayan bir proje olarak teknoloji girişimciliği ekosisteminde önemli bir yere sahiptir.

Boğaziçi Ventures, 2023’ün ilk çeyreği henüz tamamlanmadan üçüncü yatırımını yaptı.

Türkiye teknoloji girişimi ekosistemine destek olma amacı ile kurulmuş olan BV Growth girişim sermayesi fonu ile geleceği şekillendirecek teknolojik hizmet ve ürün geliştiren girişimcilere yatırımlarım yapan Boğaziçi Ventures, deneyimli ekibi ile girişimcilerle kol kola büyüme maceralarına destek veriyor.  Boğaziçi Ventures Yönetici Ortağı ve CEO’su Barış Özistek yeni yatırım ile ilgili yaptığı açıklamada “Boğaziçi Ventures’ın kurucularının genetiğine işlemiş bir oyun teknolojileri tutkusu ve tecrübesi var. Tecrübeli kurucu ortakları olan, iyi datalara sahip oyun girişimlerine yatırım en sevdiğimiz alanlardan. Her dönemin büyüyen sektörlerinden olmayı başaran ve yine her dönemin gözde sektörü olarak nesiller arasında dahi köprü görevi gören oyun sektöründe başarısını ve tutkusunu bize kanıtlamış olan Gulliver’s Games ekibine ikinci yatırımı da yaparak büyümesine destek olduğumuz için çok mutluyuz. Türkiye oyun sektörü ne kadar güçlü olduğunu ve dünya oyun sektöründen pay almaya devam edeceğini ispat etmeye devam ediyor.” şeklinde görüşlerini paylaştı.

İlk oyunu ‘Restaurant Tycoon – Idle Game’i piyasaya geçtiğimiz yıl çıkaran Gulliver’s Games, oyuncu kitlesini genişletecek ve oyun deneyimini bir üst seviyeye çıkaracak yeni bir projeye imza atmaya hazırlanmaktadır. Tecrübelerini inovatif bir strateji ile yorumlayan şirket, edinimleri sonucunda dinamik ve yetenekli ekibi ile global pazarda iz bırakacak yeni oyunu için yatırım turuna çıkmıştır. Boğaziçi Ventures’ın 500.000 USD yatırımıyla March Capital’ın da dahil olduğu 1.5M USD tohum yatırım turunu tamamlayan Gulliver’s Games, insider round’ında iki lider yatırımcısı ile daha güçlü başarılara imza atmak için buluştu.

Gulliver Games’in Kurucusu ve CEO’su Doğan Akdağ, şirketinin ikinci yatırım turunu ‘‘İlk oyunumuz Restaurant Tycoon’u geliştirme ve yayınlama süresince ciddi bir teknik ve tasarım bilgisi edindik. Bu bilgiler ışığında stratejimizi değiştirerek sadece “oyuncu” kitlenin değil, yediden yetmişe herkesin keyifle oynayabileceği farklı bir proje üzerine bir süredir çalışıyoruz. Yeni oyunumuz ile geniş kitlelere ulaşan ve oyuncularımızın hayatında kalıcı yer edinen bir marka yaratacağız. Tohum yatırım turunda bir araya geldiğimiz yatırımcılarımızın yaptığı bu yeni ve daha büyük ölçekteki yatırım, inşa ettiğimiz çalışma kültürünü ileriye taşıyacak yeni ekip arkadaşları ile hızlı büyümemizin yolunu açıyor. Uzun vadeli planlarımızın ilk adımı olan bu oyun ile ivmemizi artırarak, en sevdiğimiz işi yapmaya devam edeceğiz.” şeklinde ifade etti.

Elon Musk takipçi sayısı ile Obama’ya tahttan indirdi

0

Elon Musk, Twitter’da en çok takip edilen kişi oldu ve listede ilk sırada yer aldı. Böylelikle Elon Musk takipçi sayısı ile eski Başkan Barack Obama’yı tahttan indirdi.

Twitter profillerinde bildirilen takipçi sayılarına göre, Elon Musk’ın şu an itibariyle 133.068.709 takipçisi bulunuyor. Obama’nın 133.042.819 takipçisi var.

Musk’ın Twitter’ı 44 milyar dolara satın alarak Twitter’ın yeni sahibi olması da takipçi sayısının Obama’nınkini geçmesine yardımcı oldu.

Konu olarak pek seçici olmayan ve bazen de ciddi tartışmalar yaratan paylaşımlar yapan Musk, Twitter’a gelen çeşitli değişiklikleri iletmek için hesabını kullanıyor. Ayrıca takipçilerine, Donald Trump’ın platforma geri dönmesine izin verilmesi ve Musk’ın Twitter CEO’su olarak istifa edip etmeyeceği gibi bazı önemli kararlar hakkında da ilginç anket yaptı.

Musk’ın paylaşım alışkanlığı, hesabını önemli bir amacı desteklemek veya başkan olarak yaptığı bazı işlerin altını çizmek gibi esas olarak profesyonel amaçlar için kullanan Obama’nınkiyle tamamen zıt diyebilriz. Aynı şey, sırasıyla en çok takip edilen üçüncü ve dördüncü sıralarda yer alan Justin Bieber ve Katy Perry için de geçerli. Dolayısıyla Twitter’de en çok takip edilen kişilerde aslında strateji olarak pek bir benzerlik bulunmuyor.

Apple’a yeni suçlama!

Apple, sendika yanlısı işçileri yasadışı yollardan işten çıkarmakla suçlanıyor. Amerika İletişim İşçileri sendikası, suç duyurusunda bulundu

Apple bir kez daha sendika örgütleyicilerine baskı yapmakla suçlanıyor . Amerika İletişim İşçileri sendikası, Apple’ın işçi örgütlenmesi çabalarına misilleme olarak Houston ve Kansas City, Missouri mağazalarındaki işçileri yasa dışı bir şekilde sindirdiğini ve işten çıkardığını iddia ederek Ulusal Çalışma İlişkileri Kurulu’na suç duyurusunda bulundu. Kansas City’deki eski çalışanlar, biraz geç kaldıkları, işten seslendikleri ve hatta zaman çizelgelerinde yazım hataları yaptıkları için görünüşte serbest bırakıldılar, ancak aynı zamanda kıdem tazminatlarını almak için “tüm iddialardan feragat” imzalamaları sağlandı. 

Ulusal bir işçi örgütü, Apple’ı sendikayı bozmakla suçladı.

Apple’ın Houston’da işçileri sendika desteği hakkında bireysel olarak sorguladığı ve işçi desteğini kesmeleri halinde daha iyi koşullar sunduğu iddia edildi. CWA, sendika yanlısı faaliyetlerde ısrar edenlerin disipline edildiğini ve kötüleşen koşullarla tehdit edildiğini iddia ediyor. 2022’de Oklahoma City ve Towson, Maryland’deki yalnızca iki ABD mağazası sendikalaştı. Yurtdışında Glasgow’daki bir mağaza üçüncü oldu. Louis, Missouri’dekiler gibi diğer çalışanlar sendika seçimleri için başvuruda bulundular . Atlanta’daki personel, Apple’ı sindirme taktikleriyle suçladıktan sonra geçen baharda bir oylamayı iptal etti .

Apple’dan yorum istedik. Şirket, bildirildiğine göre zorunlu sendika karşıtı toplantılar düzenleyerek tarihsel olarak sendikalaşma çabalarına karşı çıktı. Apple’ın ayrıca Towson mağazasındaki sendikalı işçilerden toplu iş sözleşmesi yapmaları gerektiğini iddia ederek yardım almadığı söyleniyor. Firma ücretleri yükselterek , sosyal yardımları genişleterek ve programları gevşeterek işçi hareketlerini durdurmaya çalışıyor.

Teknoloji devleri ve onların sıradan çalışanları arasındaki kavgalar yeni değil. Activision Blizzard, Amazon ve Microsoft gibi şirketlerdeki işçilerin ya sendikalaşmasıyla ya da hoşnutsuzluklarını dile getirmesiyle, teknolojideki emek organizasyonu 2022’de hararetli bir seviyeye ulaştı. Bu arada bu markalar, sendikalaşma girişimlerini sık sık engellemeye çalıştılar. CWA’nın suçlamaları, bu savaşların yeni yılda da devam ettiğini gösteriyor.

Google’ın Yeni Yapay Zeka Destekli Planlama Araçları: İklim Değişikliğiyle Mücadelede Önemli Bir Adım

Google, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için yapay zeka destekli planlama araçları geliştirdiğini duyurdu. Bu araçlar, özellikle yüksek sıcaklıkların neden olduğu sağlık sorunları ve enerji tüketimi ile ilgili problemlere çözüm üretmeyi hedefliyor.

Environmental Insights Explorer (EIE), şehirlerin ve bölgelerin emisyon kaynaklarını ölçmelerine, analizler yapmalarına ve emisyonları azaltmaya yönelik stratejiler belirlemelerine yardımcı oluyor. Google, ücretsiz olarak kullanılabilen bu platformda özel veri kaynaklarını ve modelleme yeteneklerini kullanarak etkili eylem için bir temel oluşturuyor.

Google’ın geliştirdiği planlama araçları, yüksek sıcaklıkların etkilerini simüle ederek, bu durumların insanlar, şehirler ve enerji tüketimi üzerindeki etkilerini öngörmeyi amaçlıyor. Şirket bu sayede, kentsel alanlarda sıcaklığın neden olduğu sağlık sorunlarının azaltılması ve enerji tüketiminin optimize edilmesini hedefliyor.

NASA ve Ulusal Hava Durumu Servisi ile işbirliği

Google, planlama araçlarının geliştirilmesinde NASA ve Ulusal Hava Durumu Servisi gibi kuruluşlarla işbirliği yaptı. Ayrıca, araçlar hava durumu verilerini ve yerel çevre koşullarını kullanarak, bölgesel özelliklerle uyumlu çözümler sunmayı hedefliyor.

Environmental Insights Explorer - Google Sustainability

Google, ekstrem hava durumu uyarılarını etkilenen yerlerdeki kullanıcılara iletiyor ve arama sayfası aracılığıyla olay hakkında yararlı, anlaşılması kolay bilgiler sağlıyor. Şirket şimdi bu listeye aşırı sıcak uyarılarını da ekledi. Etkinlikle ilgili ayrıntılar Google’da aratıldığında, sıcak hava dalgasının öngörülen başlangıç ve bitiş tarihlerinden, dikkat edilmesi gereken tıbbi sorunlara ve bunların etkilerinin nasıl azaltılacağına kadar her şeyi bulabiliyoruz. Şirket, sağladığı bilgilerin doğru ve uygulanabilir olmasını desteklemek için Küresel Isı Sağlığı Bilgi Ağı (GHHIN) ile işbirliği yapıyor.

Bu planlama araçları, aynı zamanda şirketlerin ve yöneticilerin, binaların, altyapıların ve şehirlerin gelecekteki sıcaklıklara karşı ne kadar hazırlıklı olduğunu değerlendirmelerine de yardımcı olacak. Böylece, daha dayanıklı, verimli ve insan odaklı çözümler geliştirebileceğiz.

Google, işten çıkarılan çalışanlara ödeme yapmıyor

Google, işten çıkarılan çalışanlar için kalan ebeveynlik veya sağlık izni ödemeyeceğini açıkladı ve başka alternatifler bulmalarını istedi.

Google, işten çıkarılan 12.000 çalışanından bazılarının tepkisiyle karşı karşıya kalıyor. CNBC, 100’den fazla eski personelin bir “İzinde İşten Çıkarılan” bir grup oluşturduğunu ve Google’dan ebeveyn, tıbbi ve bakıcı izni de dahil olmak üzere 20 Ocak’taki işten çıkarma duyurusundan önce almaları onaylanan tüm izinlerin ücretini ödemesini istediğini belirti. Şirket, 2022’nin başlarında tam zamanlı personel için tüm ebeveynlik iznini 18 haftaya (öz ebeveynler için 24 hafta) uzatacağını söylerken, işten çıkarılan çalışanlara 16 haftalık kıdem tazminatı artı eklenen her kişi için iki hafta alacaklarını söylüyor.

Grup üyeleri, yaklaşımın yalnızca ebeveynlik planlarını (yakın zamanda doğum yapmış olanlar dahil) etkilemediğini, aynı zamanda sağlık hizmetlerini de aksattığını söylüyor. Bazı eski çalışanlar, işten çıkarma bildirimlerini aldıkları gün CNBC’ye Google’ın kurum içi tıbbi bakımına erişimlerini kaybettiklerini ve devam eden yüz yüze tedaviye erişimlerini engellediklerini söyledi. Google, sanal doktor randevuları teklif etti, ancak etkilenen insanlardan başka alternatifler bulmalarını istiyor.

Engadget’e yaptığı açıklamada Google, 16 haftalık kıdem tazminatı planını tekrarladı ve giden çalışanların “60+ günlük” ihbar süreleri için düzenli maaş ve hisse senetleri almaya hak kazanacağını kaydetti. Google, izinli kişiler için konaklama imkanlarının diğer şirketlerle karşılaştırıldığında “olumlu” olduğunu iddia ediyor.

Etkilenen kişiler, CEO Sundar Pichai ve diğer yönetimin izin politikasını bir an önce netleştirmesini talep ediyor. Google, kıdem şartlarını 31 Mart’ta sonlandırmaya hazırlanıyor. Google, izindeyken işten çıkarılan işçiler için potansiyel sorunlar yaratma konusunda tek başına değil. Çok sayıda teknoloji devi, zorlu bir ekonomiyle boğuşurken son birkaç ayda toplu işten çıkarmalar duyurdu . Bununla birlikte, Google’daki kargaşa, bu şirketlerin karşılaştığı sorunlardan birini vurguluyor. Daha önce işe alınacak kişileri çekmek için kapsamlı avantajlar vaat ettiler, ancak şimdi maliyetleri düşürürken bu avantajları yeniden düşünmek zorundalar.

Elektrikli mini kamyonet: Beemobs Bee1

0

E-Garaj tarafından tanıtılan yeni mikro taşımacılık çözümü Beemobs Bee1 şehir içi taşımacılıkta yaşanan birçok problemi çözmeyi hedefliyor

%100 elektrikli, çevreci ve sürdürülebilir taşıma çözümleri sunan E-Garaj, yeni mikro taşımacılık aracı Beemobs Bee1’i tanıttı. Mikro taşımacılığın yeni tanımı olarak adlandıran Beemobs, fuarda yoğun ilgi gördü. Yerli bir marka olan ve üretimlerini Ankara’da bulunan fabrikasında gerçekleştiren Beemobs, %100 elektrikli, çevreci ve sürdürülebilir taşıma çözümleri sunuyor.

E-Garaj, yeni ve çevreci çözümler sunmaya devam ediyor

Beemobs Bee

Beemobs Bee1, daha pratik ve konforlu şehir içi mikro taşımacılık çözümleri sunabilmek için sıfırdan, kullanıcı ihtiyaçları gözetilerek tasarlandı. Tüm tasarım, mühendislik ve üretim aşamaları Türkiye’de gerçekleştirilen; güvenli, uygun maliyetli ve %100 elektrikli çevre dostu Bee1 işletmenizi daha sürdürülebilir kılacak. %100 Elektrikli Bee1, 350 kg azami yük kapasitesi ve 1100L maksimum yük hacmiyle, son kilometre teslimat, online perakende, restoran teslimatı, oteller gibi birçok alanda şehir içi mikro taşımacılık için kullanılabilecek çevreci bir çözüm olarak öne çıkıyor. 

Şu an E-Garaj’da satışta olan Bee1 modeli kullanıcılarına maksimum 7.5 kW güç ve 80 Nm tork sunuyor. 6.6 kWh’lik bataryasını 3.5 saatte doldurabilen Bee1’in maksimum hızı ise 55 km/h. Maksimum menzili 70 kilometreye kadar çıkan Bee1, aynı zamanda tam yüklü kapasitesiyle %25’e kadar eğim tırmanabiliyor. Standart olarak 5” Dijital Araç Bilgi Ekranı, Uzaktan Kumandalı Merkezi Kilit Sistemi, İleri-Geri ve Sırt Açısı Ayarlı Sürücü Koltuğu, 3-Noktalı Emniyet Kemeri ve Sensörü gibi özellikler sunan Bee1, opsiyonel olarak Elektronik Kontrollü 2 Hızlı Dişli Kutusu, Sürücü Koltuk Kafalığı, Sağ Kapıda Kayar Cam, Elektrikli Isıtıcı, Stepne, Geri Görüş Kamerası, Müşteri Talebine Uygun Gövde Boyası, Kapalı ya da Açık Tip Kasa Seçenekleri sunuyor. Beemobs Bee1, $13200 + KDV’den başlayan fiyatlarla tek yetkili satıcısı E-Garaj’da satışa sunuldu.  

GPT-4.5 ve GPT-5’e “dur” demek istiyorlar

Teknoloji liderleri, “büyük satış riskleri” nedeniyle GPT-4.5 ve GPT-5 gelişiminin duraklatılması çağrısında bulunuyor

Üretken yapay zeka, OpenAI’nin ChatGPT’si , Google Bard ve daha fazlası gibi çeşitli araç ve botların piyasaya sürülmesiyle son aylarda inanılmaz bir hızla ilerliyor. Yine de bu hızlı gelişme, yapay zeka alanında deneyimli tecrübeli kişiler arasında ciddi endişelere neden oluyor öyle ki, bunların 1.000’den fazlası yapay zeka geliştiricilerini frene basmaya çağıran açık bir mektup imzaladı.

Misyonu “dönüştürücü teknolojiyi hayata fayda sağlamak ve aşırı büyük ölçekli risklerden uzaklaştırmak” olan bir kuruluş olan Future of Life Institute’un web sitesinde yayınlandı. İmzacılar arasında Apple’ın kurucu ortağı Steve Wozniak, Twitter CEO’su Elon Musk ve siyasetçi Andrew Yang da dahil olmak üzere önde gelen akademisyenler ve teknoloji liderleri yer alıyor. Yakın zamanda piyasaya sürülen GPT-4’ten daha güçlü yapay zeka modelleri olan GPT-4.5 ve GPT-5 üzerinde çalışan tüm şirketlerin çalışmalarını en az altı ay süreyle derhal durdurmasını istiyor. Bu moratoryum “kamuya açık ve doğrulanabilir” olmalı ve “bağımsız dış uzmanlar tarafından titizlikle denetlenen ve denetlenen gelişmiş yapay zeka tasarımı ve geliştirmesi için bir dizi paylaşılan güvenlik protokolünü ortaklaşa geliştirmek ve uygulamak” için zaman tanıyor.
Mektup bunun gerekli olduğunu söylüyor çünkü “insan-rekabet zekasına sahip yapay zeka sistemleri toplum ve insanlık için büyük riskler oluşturabilir.” Bu riskler arasında propagandanın yayılması, işlerin yok edilmesi, insan yaşamının potansiyel olarak değiştirilmesi ve eskimesi ve “medeniyetimizin kontrolünün kaybedilmesi” yer alıyor. Yazarlar, bu geleceğe devam edip etmeme kararının “seçilmemiş teknoloji liderlerine” bırakılmaması gerektiğini ekliyor.

ChatGPT IQ testinde ne kadar başarılı?

0

OpenAI GPT-4’ü duyurduğunda, şirket “zor sorunları daha büyük bir doğrulukla çözme” becerisini ön plana çıkarmıştı. Scientific American’da yayımlanan sonuçlara göre ChatGPT IQ testinden yüksek bir puan aldı.

Scientific American, klinik psikolog Eka Roivainen’in Wechsler Yetişkin Zeka Ölçeği‘ni (WAIS) ChatGPT’ye uygulama deneyimini anlattığı bir görüş yazısı yayınladı. Altı sözlü ve beş sözsüz alt testten oluşan testin üçüncü baskı bu çalışmada uygulandı. Roivainen, beş sözlü alt testin – Kelime Bilgisi, Benzerlikler, Anlama, Bilgi ve Aritmetik – yazılı olarak sunulabileceğini belirtti. Altıncı sözel alt test ise Sayı Dizisi, kısa süreli belleği ölçtü.

Roivainen: “ChatGPT, genellikle son derece ayrıntılı ve kapsam açısından kapsamlı ve test kılavuzunda belirtilen doğru yanıt kriterlerini aşan yanıtlar vererek bunda başarılı oldu” diyor.

İki alanda en yüksek notları aldı

ChatGPT, Benzerlikler ve Bilgi alanında da en yüksek notları aldı. Anlama becerileri de yüksek olan ChatGPT, hemen hemen her aritmetik problemi çözmeyi başardı.

Tüm değerlendirmeler sonucunda ChatGPT’nin Sözel IQ’su 155 olarak ölçüldü. Bu, Amerikan WAIS III standardizasyon örneğini oluşturan 2.450 test katılımcısının yüzde 99,9’undan daha yüksek IQ anlamına geliyor. ChatGPT IQ testinden elde ettiği başarıyla aslında çok da şaşırtmadı diyebiliriz.

ChatGPT’ye güç veren dil modelleri gelişmeye devam etse bile ChatGPT’nin elbette sınırları var. Ancak bu sonuç, zaman içerisinde daha akıllı hale gelecek olan bir sohbet robotu için önemli bir performans göstergesi oldu.

Klimasız soğutma sağlayan kaplama

0
Cambridge Üniversitesi araştırmacıları tarafından geliştirilen yeni soğutma kaplamaları, binaların pasif olarak soğumasına yardımcı olabilir. Dünya ısındıkça, klimaların kullandığı enerji de artmaya devam ediyor. Özellikle Avrupa ülkelerinde fazlalık enerji tüketimini önlemek amacıyla klima kullanımına da çeşitli kısıtlamalar getiriliyor. Gelecek otuz yılda, şebekeden elektrik çeken cihazların sayısının üç kattan fazla olması bekleniyor. Bununla birlikte Cambridge Üniversitesi‘ndeki araştırmacıları tarafından geliştirilen yeni kaplamalar, binaların pasif olarak soğumasına yardımcı olabilir. Whitest white paint olarak isimlendirilen çok beyaz uygulamalar zaten mevcutta kullanılmaktaydı. Ancak araştırmacıların yeni çözümü, aynı şeyi renkli olarak yapabilen bitki bazlı bir film çözümünü içeriyor. Cambridge’de doktora sonrası araştırmacı Qingchen Shen, “Bir renk oluşturmanın olağan yolu boyadır, ancak boya ışığı emer ve ısınır ve bu da soğutma etkisini ortadan kaldırır” diyor. Renkler normalde yüzeyleri daha sıcak yaptığından, soğutma için tasarlanan kaplamaların çoğu beyazdır. Ekip, boya kullanmak yerine, sabun köpüğü veya böcek kabuklarının daha hoş görünmesini sağlayan aynı fenomen olan yapısal renge yöneldi. Işık, yüzeydeki küçük yapılara çarpar ve etrafa sıçrayarak parıldayan renkler oluşturmak için farklı dalga boylarını farklı açılardan yansıtır. Araştırmacılar, bu yanardöner etkiyi yaratmak için selülozdan yapılmış nano boyutlu malzemeleri kullandılar. Daha sonra bunları esnek bir filmde başka bir beyaz selüloz tabakasıyla birleştirdiler. Filmin bir metrekaresi, 120 watt’ın üzerinde soğutma sağlayabiliyor. Bir çalışmada ise malzeme gün boyunca çevredeki havadan 4 Santigrat derece daha soğuktu. Duvarları veya çatıyı soğuk yapmak, bir binanın veya arabanın içindeki alanı soğutmaya da yardımcı oluyor. Bu tip uygulamalar evlerin yanı sıra yüksek ısının sorun oluğu endüstriyel tesisler, trafo binaları gibi birçok alanda kullanılabilir.

Türkiye’de 2022 yılında kaç elektrikli araç satıldı?

Tüm dünyada elektrikli araç trendi hızlı yükselişine devam ederken, şarj istasyonlarıyla ilgili altyapının gelişmesiyle ülkemizde de önemli bir talep yakalanmış durumda. Özellikle EPDK tarafından yayımlanan elektrikli araç şarj istasyonu işletmecisi lisanslarıyla ilgili düzenleme, gerekli altyapının sağlanması için önemli bir hamle olmuştu. Bununla birlikte TOGG tarafında yaşanan gelişmeler de elektrikli araç sektörünün geleceğine yönelik kullanıcılarda da farkındalık oluşmasına neden oldu. 2022 yılı Ocak-Aralık döneminde tamamen elektrikli olan araç satışlarına baktığımızda, 8.210 otomobil ve 10 adet hafif ticari araç satışının yapıldığını görüyoruz. Bu satışlarda en öne çıkan markalar, 2021 yılına benzer şekilde BMW ve Renault olmuş durumda. Marka model istatistiklerine baktığımızda ise bizi ilk beşte aşağıdaki tablo karşılıyor.
  • BMW iX: 1.502
  • Renault Zoe: 1.155
  • Skywell ET5: 1.150
  • Mercedes Benz EQE: 704
  • Mercedes Benz EQS: 528
Yıl bazlı genel tabloya baktığımızda ise 2021 yılında toplam elektrikli araç satışının 2.894 olduğunu, bunun 2022 yılında 8.210 adede yükseldiğini görüyoruz. 2022 yılı toplam elektrikli araç satışlarında BMW yüzde 27, Mercedes Benz yüzde 19, Renault ise yüzde 14 pay elde etmiş durumda. 2021 yılında Porsche Taycan’ın 353 adet ile yüzde 12’lik dilim elde ederken, 2022 yılında 182 adet satılması ve yüzde 2’lere gerilemesi sektörün ne kadar dinamik olduğunun da göstergesi diyebiliriz. Türkiye’de elektrikli araçlara olan talep hızla artarken, TOGG’un da 2023 yılında listelere girecek olması bu alanda ciddi bir büyüme yaşanacağını gösteriyor. Üstelik TOGG’un T10X modeli için toplamda 177 bin 467 ön sipariş verildi. Çekilişle ön siparişe hak kazanan 20 bin asıl ve 20 bin yedek liste ise 29 Mart tarihinde açıklandı.

Ay’dan Dünya’ya uydu iletişim ağı kuruluyor

0
Denver merkezli Lockheed Martin şirketi, gelecekteki ay görevleri için Ay çevresinde iletişim ve navigasyon hizmetleri kurmak amacıyla Crescent Space Services LLC’nin lansmanını yaptı. Bu yan kuruluşun çözümü olan Parsec; astronotlar, ekipmanlar ve insanlar arasında kesintisiz bir bağlantı sağlamak için küçük ay uydularından oluşan bir takımyıldızı kullanıyor. Sistem ayrıca navigasyon yardımı sağlamaktadır. Crescent, Ay üzerinde ve çevresinde uzay araçlarını desteklemek için Ay yörüngesindeki kendi uydu ağını çalıştıracak ve Dünya ile Ay görevleri arasında kesintisiz iletişim sağlayacak. Parsec adı verilen uydu iletişim ağı, Lockheed Martin tarafından inşa edilen küçük iletişim uydularından oluşan bir takımyıldızı kullanacak. İlk uyduların 2025’te fırlatılması bekleniyor. Ayrıca Lockheed Martin, uydulara ek olarak Ay yüzeyinde 230 uzay istasyonu veya kullanıcı terminali başlatmak ve işletmek için Federal İletişim Komisyonu’na başvuruda bulundu. Lockheed Martin, şirketin temelde Dünya’daki cep telefonu hizmetlerine benzer bir operasyonel iletişim ve navigasyon ağı oluşturmasıyla, yan kuruluşunun hizmetlerini gerektirecek bir dizi yaklaşan Ay görevi öngörüyor. Bununla birlikte Ay’a yönelik özel görev sayısı da giderek artıyor. Japon şirketi ispace’in Nisan sonunda Ay’ın yüzeyine inmesi planlanan Hakuto-R ay iniş aracı bulunuyor. Lander, hem ticari hem de devlete ait yükleri teslim ederek Ay’a özel bırakma hizmetleri sağlamayı amaçlıyor.

ChatGPT yeni bir iş alanı açıyor

ChatGPT gibi üretken AI araçları, yüksek maaşlı, yeni bir iş alanının çıkmasına neden oluyor

Teknoloji, yüksek maaşlı işlerle ünlü ve bu sektördeki yeni popüler bir iş için bile STEM diplomasına ihtiyacınız olmuyor.

ChatGPT gibi üretken AI araçlarının yükselişi, AI sohbet botlarının sorularını ve yanıtlarını test edip geliştirecek “istemci mühendislerine” ihtiyaç doğuruyor. “Istemci mühendisleri”, AI sohbet botlarının yanıtlarını geliştirmek için onları eğitiyor. Bu işlerin bazılarında maaşlar yıllık 335.000 dolara kadar çıkabiliyor ve teknoloji alanında diploma gerektirmiyor.

AI güvenliği ve araştırma şirketi Anthropic 175.000 ile 335.000 arası maaşla “istemci mühendisi ve kütüphaneci” pozisyonu için iş ilanı açmış durumda.

ChatGPT İstemci mühendisleri için pazar büyüyor

İş, “çeşitli görevleri başarmak için yüksek kaliteli istemler veya istem zincirleri içeren bir kütüphane ve kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayanı bulmalarına yardımcı olan kolay bir rehber” oluşturmayı ve “müşterilerimize istemci mühendisliği sanatını öğreten eğitici ve etkileşimli araçlar” geliştirmeyi içeriyor.

Büyük dil modelleri veya LLM’ler ile “yüksek düzeyde” aşinalık ve temel programlama becerilerine sahip biri bu işe uygun, ancak Anthropic, “tüm nitelikleri taşıdığınıza inanmasanız bile” başvuruda bulunmanızı istiyor.

Geçen Haziran’da başlatılan istem pazarı PromptBase, istemci mühendisleri işe almanıza veya istemlerinizi satmanıza olanak tanıyor. LinkedIn’deki bir sözcü, ABD’de şu anda “istemci mühendisi” işleri için 708 sonuç olduğunu, ancak rolün hala niş olduğunu söyledi.

Togg T10X sahipleri belli oldu!

T10X için ön sipariş sahiplerini belirleyen dijital çekiliş noter huzurunda gerçekleşti, T10X sahibi olacak ilk 20.000 kişi belli oldu. 

Türkiye’nin doğuştan elektrikli ilk akıllı cihazı T10X için ön sipariş sahiplerini belirleyen dijital çekiliş noter huzurunda gerçekleşti. Togg sosyal medya hesaplarından ve TRT Haber’den canlı olarak yayınlanan çekiliş sonunda, 177 bin 467 kişi arasından şanslı 20 bin kullanıcı ön sipariş hakkı kazandı. 20 bin kişinin yanı sıra 20 bin kişi de yedek listede yerini aldı. Asıl ve yedek listeye giren kullanıcılar, akıllı cihazlarını teslim almayı bekledikleri süre kadar ilave garanti ve her bekledikleri ay için Trugo’dan 85 kWs enerji dolum hakkı kazanacak.

Türkiye’de ilk defa uçtan uca dijital satış yöntemiyle yapılan T10X ön sipariş sürecinde, 2023 yılı boyunca kullanıcılarla buluşacak 20 bin adet T10X için ön sipariş sahiplerini belirleyen dijital çekiliş gerçekleşti. 16-27 Mart tarihleri arasında Trumore uygulamasından ve Togg websitesi üzerinden ön sipariş sürecine katılan 177 bin 467 kişi, 29 Mart’ta noter huzurunda yapılan dijital çekiliş heyecanını yaşadı. Ön sipariş sürecine katılan kullanıcılar arasından şanslı 20 bin kişi, T10X için ön sipariş hakkı kazandı. Togg’un sosyal medya hesapları ile TRT Haber’de canlı olarak yayınlanan çekilişte ön sipariş hakkı kazanan kullanıcılar, akıllı cihazlarının teslimat tarihi geldiğinde, ön ödeme tutarı düşülmüş bir şekilde kalan ödemelerini yapacak. 

Togg için yedek liste de belli oldu

Çekilişte, şanslı 20 bin kullanıcının yanı sıra 20 bin kişilik yedek liste de belirlendi. 2023 yılı için planlanan teslimatlarda hakkını kullanmayan kullanıcıların olması halinde, yedek listedeki kullanıcılar devreye alınacak. Ancak 2023 yılı teslimatları için yedek listeden asıl listeye geçemeyenler 2024 yılı ocak ayı itibarıyla belirlenecek yeni paket ve konfigürasyon seçenekleriyle T10X sipariş edebilecekler. Bu siparişi verenler, 2024 yılı Haziran ayına kadar herhangi bir çekilişe girmeden akıllı cihazlarını teslim alabilecekler. 

Ek garanti ve Trugo’dan enerji dolum hakkı

Çekiliş sonucu asıl ve yedek listeye girmeye hak kazanan 40 bin kişi, akıllı cihazlarını teslim almaya kadar geçen süre boyunca çeşitli ayrıcalıklara sahip olacak. Kullanıcıların hesaplarına nisan ayından itibaren, teslimat gerçekleşene kadar geçen zaman için ilave garanti süresi eklenip, Trugo’dan da aylık 85 kWs enerji dolum hakkı tanımlanacak. Asıl ve yedek listede yer alan kullanıcıların yaptıkları ön ödemeler e-Cüzdan’larında tutulurken, her iki listeye de giremeyen kullanıcıların ön ödemeleri hesaplarına iade edilecek.

Çekilişin kazananları teslimata kadar giden yolculukta tamamıyla uçtan uca dijital bir satış süreci deneyimleyecek. Trumore uygulaması üzerinden siparişlerini yönetebilecek, kasko, sigorta gibi diğer hizmet ve ürünleri satın alabilecek, ödemelerini tamamlayıp akıllı cihazlarına sahip olabilecek.

Togg dolandırıcılık uyarısı yapıyor!

Türkiye’nin doğuştan elektrikli ilk akıllı cihazı T10X’i kullanıcılarla buluşturmasına sayılı günler kala, markanın adını kullanarak vatandaşları dolandırmaya çalışan kişilerin sayısında artış yaşandığını açıklayan Togg, kullanıcıları dikkatli olmaya çağırdı. 

“Suç duyurusunda bulunduk”

Togg, kullanıcıları resmi kanalları dışındaki oluşumlara itibar etmemeleri konusunda uyardı ve şu açıklamayı yaptı:

“T10X ön sipariş sürecini Trumore uygulamamız ve resmi web sitemiz togg.com.tr üzerinden gerçekleştirdik. 0850 222 86 44 numaralı telefondan ulaşılabilen Togg Care / Kullanıcı İlgi Merkezimiz de bilgi almak isteyen vatandaşlarımız için çözüm noktası oldu. Bu resmi kanallar dışında sipariş süreciyle ilgili yürüttüğümüz hiçbir faaliyetimiz yoktur. Vatandaşlarımızı telefonla ya da mesajlaşma servislerini kullanarak arayıp, ek kontenjan, indirim, çekilişsiz sipariş gibi asılsız yalanlarla kandırmaya çalışan kişilerle ilgili suç duyurusunda  bulunduğumuzu kamuoyunun bilgisine sunarız. Bundan sonraki süreçte de bu tür dolandırıcılık girişimlerini yakından takip etmeye devam edeceğiz.”

Yeni çalışma modellerimiz nasıl olacak?

Dünyada 53 ülkede her gün 100 milyondan fazla insana hizmet veren Sodexo, İsveçli araştırma şirketi Novus ile iş insanlarına 2030 yılının çalışma modellerinden beklentilerini sordu. Gelecekte bizi daha kısa bir çalışma haftası bekliyor, çalışanlar ise hibrit iş modeli ve kişiselleştirilmiş çalışma şartları istiyor. Sodexo Türkiye CEO’su Ahmet Zeytinoğlu, “Dünya hızla değişiyor. Bu süreçte küresel deneyimimizi araştırmalarla güçlendirip, iş ortaklarımıza en doğru hizmeti sunuyoruz” dedi. 

İş yaşamındaki değişim rüzgarları, Covid-19 pandemisi ve teknolojinin yükselişiyle daha sert esiyor. Sodexo, İsveç’te faaliyet gösteren Novus araştırma şirketiyle geleceğin çalışma modellerini mercek altına aldı. Araştırmada çalışanlara 2030 yılına kadar kendi sektörlerinde nasıl çalışma koşulları bekledikleri de sorulduğunda daha bireysel, esnek ve kişiye özgü çalışma koşullarının ön planda olduğu çalışma koşullarının beklenildiği ortaya çıktı.

Her dört çalışanın üçü hibrit çalışmanın ana çalışma biçimi olacak

Araştırmanın sonuçlarına göre Mart 2022’den Ekim 2022’ye kadar çalışanların tam zamanlı olarak ofiste çalışmalarına karar veren işverenlerin oranı azalırken, uzaktan çalışan oranı arttı. Genel olarak, profesyoneller geleceğin çalışma şartlarına umutla yaklaşıyor. On kişiden dördü, kendi sektörlerindeki çalışma hayatının 2030 yılına kadar iyiye doğru inanıyor. Çoğu çalışan, 2030’da ne zaman ve ne kadar çalışacağını kendilerinin belirleyeceğine inanıyor; becerilerini geliştirmek için daha büyük fırsatlara sahip olacaklarını düşünüyor. Her dört profesyonelden üçü, 2030’da hibrit iş modelinin ana çalışma biçimi olacağına inanıyor. Çalışanların yüzde 47’si 2030 yılında daha kısa bir çalışma haftası diliyor. Bu isteği daha esnek çalışma saatleri, dünyanın her yerinden çalışabilme, teknolojinin yeni meslek grupları yaratması takip ediyor.

İş arkadaşları işyerindeki refah seviyesini etkiliyor

Çalışanlar araştırmaya göre ideal çalışma hayatının esneklik, özgürlük ve takım bileşenlerinden oluştuğunu ve iş arkadaşlarının ve liderlerinin tutumunun iş yerlerindeki refah seviyesini arttırdığını belirtiyor. Diğer taraftan başka bir anket sorusu ile çalışanların ofise gitmelerinin en büyük avantajlarından birinin iş arkadaşları ile sosyalleşmek ve yeni başlayan arkadaşları ile tanışmak olduğu belirtiliyor. Bu sebeple, tüm çalışanlar hibrit çalışıyor olsa dahi, ofislerin sosyalleşme alanlarının yeni çalışma koşullarına göre tasarlanması; sosyalleşebilecekleri, çalışanların samimi bir şekilde kaynaşabileceği ve motivasyonlarını artırabileceği alanların yaratılması çok önemli. 

Araştırmalar sunduğumuz hizmeti şekillendirmemize katkı sunuyor

Çalışanların bireysel ihtiyaçlarının, onları motive eden itici güçlerini, zorlandıkları noktaların anlaşılması için zaman ve kaynak yatırımı yapmanın ve yeni çözümler denemeye açık olmanın önemli olduğunu vurgulayan Sodexo Türkiye CEO’su Ahmet Zeytinoğlu, “İş dünyası ve çalışan mutluluğu konularındaki araştırmaları yakından takip ediyor, sunduğumuz hizmeti şekillendiriyoruz. Kurumların ihtiyaçları çerçevesinde iş ortaklarımıza özel çözümler sunuyoruz” dedi.

Alibaba 6’ya bölünüyor!

0

Çinli e-ticaret devi Alibaba, tarihindeki en önemli yeniden yapılanmayı gerçekleştirerek 220 milyar dolarlık imparatorluğunu, bireysel olarak fon toplayacak ve ilk halka arzları araştıracak altı birime ayırmayı planlıyor.

Alibaba’nın bölünmesinin amacı ne?

Alibaba, “hissedar değerini ortaya çıkarmak ve pazar rekabet gücünü artırmak” için 6 bölüme ayrılma planını duyurdu. Hareket, kendi ülkesinde yavaşlayan ekonomik büyüme ve Pekin’den gelen daha sıkı düzenlemelerle karşı karşıya kalan ve hisse fiyatından milyarlarca doların silinmesine neden olan Alibaba için zorlu birkaç yılın ardından geldi. Çin Menkul Kıymetler Düzenleme Komisyonu (CSRC) ise büyük miktarda kullanıcı verisine hükmeden internet şirketlerinin yurt dışında halka arz edilmek için güvenlik soruşturmasından geçmesi şartı getirmişti.

Alibaba 6’ya bölünüyor!

Çin Devlet Piyasa Düzenleme Kurumu (SAMR) ise tekelcilik karşıtı yasaya aykırılık gerekçesiyle başlattığı soruşturmalarda Alibaba, Meituan, Baidu ve Didi gibi ülkenin büyük internet şirketlerini hedef almıştı. SAMR ayrıca Nisan 2021’de tekelcilik soruşturmasında Alibaba’yı 2,8 milyar dolarlık rekor para cezasına çarptırmıştı. Alibaba’nın kurucusu olan Jack Ma ise Ekim 2020’de Çin’deki piyasa düzenleyici kurumları ve kamu bankalarını eleştiren konuşmasının ardından gizemli şekilde ortadan kaybolmuş ve uzun zaman kamuoyunun önüne çıkmamıştı.

Altı işletmenin her birine birer CEO atanacak. Bununla birlikte, çatı şirket dışında sermaye artırabilecek bir yönetim kuruluna sahip olacak. Taobao Tmall Commerce Group adlı şirketin direkt olarak Alibaba Group’a bağlı olacağı açıklandı.