İGA İstanbul Havalimanı, “Dünyanın En Aile Dostu Havalimanı” ve “Güney Avrupa’nın En İyi Havalimanı” Ödüllerine Layık Görüldü 

0

İGA İstanbul Havalimanı, Skytrax tarafından düzenlenen “World Airport Awards 2023” ödüllerinde “Dünyanın En Aile Dostu Havalimanı” ve “Güney Avrupa’nın En İyi Havalimanı” unvanlarına layık görülerek büyük bir başarıya imza attı. İGA İstanbul Havalimanı’nın ayrıca Dünyanın En İyi 10 Havalimanı listesinde sekizinci sıradan altıncı sıraya yükseldiği açıklandı.

Dünyanın en önemli küresel aktarma merkezlerinden biri olan İGA İstanbul Havalimanı, 15 Mart 2023 tarihinde Hollanda’nın Amsterdam şehrinde Passenger Terminal EXPO’da İngiltere merkezli havacılık derecelendirme kuruluşu Skytrax tarafından düzenlenen World Airport Awards’a havayolu kullanıcılarının oylarıyla Güney Avrupa’nın En İyi Havalimanı seçildi. Ödül töreninde, İGA İstanbul Havalimanı aynı zamanda Dünyanın En Aile Dostu Havalimanı ödülüne layık görüldü. İGA İstanbul Havalimanı’nın 60 milyon üzeri yolcu kategorisinde ise Dünyanın En İyi Havalimanı seçildiği belirtildi.

Uluslararası Havalimanları Konseyi tarafından 1989 yılında kurulan Londra merkezli havacılık enstitüsü Skytrax’ın 2000 yılından bu yana düzenlediği ödüllerde “5 Yıldızlı Havalimanı” olarak 2020 ve 2022’de tescil edilen İGA İstanbul Havalimanı, ayrıca 2022 World Airport Awards ödüllerinde 550 havalimanını geride bırakarak üç ödülün sahibi olmuştu. 

Skytrax CEO’su Edward Plaisted de “Güney Avrupa’nın En İyi Havalimanı” ve “Dünyanın En Aile Dostu Havalimanı” seçilen İGA İstanbul Havalimanı’nı başarısı nedeniyle tebrik etti. Plaisted alınan ödüller neticesinde, “Geçtiğimiz birkaç yıl, dünya çapındaki havalimanları için son derece zorlu geçti. Covid-19 pandemisinden uzaklaşırken, yolcu sayılarının normale dönmesi ve İGA İstanbul Havalimanı’nın müşterileri tarafından lider bir havalimanı olarak tanınması sevindirici” ifadelerini kullandı.

IBM Spectrum Fusion Konseptine Büyük İlgi

Destek A.Ş. tarafından düzenlenen Red Hat Openshift Container çözümleri kurumsal düzeyde
veri depolama ve koruma hizmetleri sağlayan modern depolama platformu IBM Spectrum
Fusion’ın tanıtıldığı toplantıya bilişim uzmanları yoğun bir ilgi gösterdi.

13 Mart’ta Shangi-La Bosphorus otelde gerçekleşen “IBM Spectrum Plato” etkinliğinde, farklı sektörlerden müşterilerin ve iş ortaklarının katıldığı etkinlikte değişen koşullara daha hızlı uyum sağlayan, verimli ve güvenli veri platformu IBM Spectrum Fusion ayrıntılı bir şekilde katılımcılara aktarıldı. IBM Spectrum Fusion, Red Hat Openshift Container çözümleri için kurumsal düzeyde veri depolama ve koruma hizmetleri sağlıyor. Çözüm, kritik önem taşıyan verilerin en iyi şekilde yönetilmesini, gerektiğinde hızla kurtarılmasını ve verilere eşsiz bir hızda erişilmesini sağlıyor.

Etkinlikle ilgili açıklama yapan Destek A.Ş. Teknik Hizmetler Direktörü Serkan Kılıçarslan, “Geleneksel olarak her yıl düzenlediğimiz IBM Spectrum etkinliğimiz, bu yıl Spectrum Fusion Teması ile gerçekleştirdik. Etkinlikte başta Container – Openshift teknolojileri olmak üzere depolama alanındaki en son gelişmeleri katılımcılara aktarma fırsatı bulduk. Katılımın ve ilginin büyük olduğu çok verimli bir etkinlik oldu. Etkinliğimize katılan tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz dedi.


Yarım gün süren etkinliğin ilk bölümü Serkan Kılıçarslan’ın gündemi değerlendirdiği konuşmasıyla başladı. Ardından söz alan Destek A.Ş. Profesyonel Hizmetler Müdürü Can Ünal “Veri Macerasının Geleceği” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. İkinci bölüm ise RedHat Teknoloji Mimarı Emre Özkan’ın Container ve Openshift teknolojilerini ayrıntılı bir şekilde aktardığı sunumuyla başladı. Ünal’ın ardından söz alan IBM Depolama Teknolojilerinden Sorumlu Kenan Çiftçi, “BT Dünyanızı Nasıl Modernize Edersiniz?” başlıklı sunumuyla katılımcılara IBM Spectrum Fusion çözümünü aktardı.

Çin’de Robot taksiler hizmete giriyor

Çin teknoloji şirketi Baidu, başkent Pekin’in bir bölümünde sürücüsüz robotaksi işletmelerine başlayabileceğini duyurdu.

Baidu, sürücüsüz taksilerinin büyük Çin şehirlerinde bir araç başına günlük ortalama 15’ten fazla sefer yapabildiğini iddia ediyor, bu da geleneksel taksi hizmetleriyle eşit seviyede bulunuyor. İnsan gücüne ihtiyaç duyulmaması, Baidu’nun sürücüsüz taksilerinin işletme maliyetlerini azaltmasına olanak tanıyor.

Hükümet onayı, JD.com gibi birçok kuruluşun bulunduğu Pekin’in Yizhuang banliyösünde 10 aracın işletilmesi için verildi. Yizhuang, Baidu’nun Pekin şehrindeki robotaksi halka açık yol testlerinin ve işletmelerinin ana mekânı. Kasım 2021’de, yerel yetkililer Baidu ve rakip robotaksi operatörü Pony.ai’nin ücret talep etmelerine izin verdi ve toplu taşıma kullanıcıları şirketlerin uygulamaları aracılığıyla robotaksi seferleri rezerve edebiliyor.

Baidu, robotaksi hizmetinin henüz erken aşamalarında olduğunu ve daha geniş bir ölçekte güvenli ve verimli olması için daha fazla test ve geliştirme gerektiğini belirtiyor. Bununla birlikte, bu teknolojik ilerleme, Dünya genelinde otonom araçların yolları kullanmasının yolunu açarak, ulaşımın geleceği için önemli bir adım niteliğinde değerlendiriliyor.  

IDC ve Microsoft iş birliğinde ‘Siber Güvenlik: Şirket İçi Risk ve Gizlilik’ etkinliği

IDC ve Microsoft iş birliğinde Raffles Hotel’de düzenlenen ‘Siber Güvenlik: Şirket İçi Risk ve Gizlilik’ etkinliği gerçekleşti. Microsoft Türkiye ve IDC’nin yanı sıra, Microsoft’un iş ve güvenlik çözümlerini kullanan şirketlerin güvenlikten sorumlu yöneticilerini de bir araya getirdi. Organizasyon içi siber tehditlerde yaşanan artışa odaklanılan etkinlik kapsamında, giderek çeşitlenen risk faktörleri, güvenlik çözümleri ve regülasyonları gibi birçok konu değerlendirildi.

IDC ve Microsoft iş birliğinde ‘Siber Güvenlik: Şirket İçi Risk ve Gizlilik’ etkinliği düzenledi

Microsoft Türkiye ile IDC iş birliğinde organize edilen “Siber Güvenlik: Şirket İçi Risk ve Gizlilik” etkinliği Raffles Hotel’de düzenlendi. Açılış konuşmasını yapan Microsoft Türkiye Kurumsal Çözüm Satışlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve Teknoloji Deneyim Merkezi Direktörü Elif Acar Özgüner, Microsoft olarak günde trilyonlarca sinyali izleyen platformlara sahip olduklarını ve bu sayede çok şey öğrendiklerini dile getirdi. Özgüner, “Yılda 32 milyar adet e-mail tehdidini blokluyoruz. Global çapta 8500’ün üzerinde siber güvenlik uzmanı istihdam ediyoruz. 140’ın üzerinde threat grubunu aktif olarak izliyoruz. Bunların yanı sıra, 40’ın üzerinde de nation state dediğimiz, devlet destekli threat aktörünü takip ediyoruz. Bu
takipler hızlı ürün geliştirmemiz noktasında bize büyük katkı sağlıyor” dedi.


Organizasyon içi siber tehditlerin sayısı giderek artıyor

IDC Güvenlik Pazarından Sorumlu Araştırma Müdürü Yeşim Araç Öztürk ise dünyada
kullanılan cihaz sayısının ve üretilen verinin günden güne büyük bir hızla arttığına dikkat
çekerek şirketlerin yönetmesi gereken kritik risk faktörlerinin ve uyumluluk sorunlarının da aynı
paralelde arttığını belirtti. Öztürk, yaptıkları araştırmalarda oltalama saldırıları ile içerden gelen
saldırıların Türkiye’deki organizasyonların karşı karşıya olduğu en büyük iki siber tehdit olarak
ön plana çıktığını ifade etti. ‘Insider Risk Management ile Casus Avı’ başlıklı bölüm Microsoft Türkiye Güvenlik Teknik Uzmanı Berkay Meşe’nin sunumuyla başladı. Meşe, organizasyon içinden gelen tehditlerin çeşitlerinden bahsettikten sonra Insider Risk Management programı ile içeride oluşan risklere
karşı alınması gereken önlemlerden bahsetti. Microsoft Türkiye Uyumluluk Teknik Uzmanı Pınar Sarmısak Çatalkaya ise bir demo sunumu yaparak şirket içi koruyucu politikaların nasıl oluşturulduğunu uygulamalı olarak gösterdi. Çatalkaya, demosunda veri hırsızlığının hangi yöntemlerle takip edildiğine de değindi.
Microsoft’un iş ve güvenlik çözümlerini kullanan markaların Bilgi Güvenliği direktörlerinin katılımıyla gerçekleştirilen “Kurum İçi Risklere Karşı Stratejiler ve Gizlilik” panelinde, güvenlik için teknolojik altyapının önemi; spam’in önlenmesi ve doğru kategorize edilmesi, veri sızıntılarının takip edilmesi ve güvenlik regülasyonlarına optimum şekilde uyumlanılması gibi konular masaya yatırıldı.


Günümüzde kuruluşların sadece dış kaynaklardan gelen siber saldırılara değil, aynı zamanda
şirket içinden gelen tehditlere karşı da güvenlik stratejileri oluşturması bir zorunluluk haline
gelmiş durumda. IDC Türkiye’nin 2023 Ocak ayında yaptığı Güvenlik Araştırması’na göre
şirketlerin %41’i geçtiğimiz sene şirket içi tehditlerle karşılaştıklarını paylaşıyor. İç risklere ek
olarak, gizlilik ve regülasyonel uyumluluk da organizasyonların öncelik verdiği güvenlik konuları
arasında ilk sıralarda yer almaya devam ediyor.

Togg, Türkiye’nin 7 bölgesinde görücüye çıkıyor

Doğuştan elektrikli ilk akıllı cihazı T10X’i mart sonunda kullanıcılarla buluşturmaya hazırlanan Togg, daha hızlı, etkin ve verimli bir deneyim sunmak için Türkiye’nin 7 bölgesinde deneyim merkezleri, servis ve teslimat noktaları açmayı sürdürüyor.

Dijital ve fizikseli hibrit bir yapıda birleştirerek kullanıcılarla doğrudan temas yöntemini seçen Togg, kendi servis noktalarının yanı sıra Bosch Car Service ile de iş birliği yaptı. Böylece Togg, tamamen kendi bünyesinde yer alacak servis temas noktalarıyla birlikte anlaşmalı Bosch Car Service’ler ile de yayılımını genişleterek, tüm Türkiye’de 20’den fazla noktada kullanıcılarına hizmet sunacak.

Togg, deneyim merkezleri ve servis noktalarıyla buluşmaya hazır

Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg, ilk akıllı cihazı T10X’i kullanıcılarla buluşturmasına sayılı günler kala, satış ve satış sonrası yapılanmasında planları doğrultusunda ilerliyor. Kullanıcıya yakın olmak için doğrudan satış modelini seçen Togg, dijital ve fiziksel deneyimi harmanlayan hibrit bir yapıda hizmet vermek için tüm organizasyonunu oluşturuyor. İlk etapta İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa-Gemlik’te deneyim merkezleri açan Togg, İstanbul, Ankara, Bursa-Gemlik, İzmir, Adana, Samsun, Diyarbakır, Erzurum, Antalya ve Kayseri’de de servis ve teslimat noktaları açmayı sürdürüyor. Kullanıcılara uçtan uca kesintisiz bir deneyim yaşatmayı hedefleyen Togg, kendi servis noktalarının yanı sıra güçlü iş birlikleriyle de servis ağını genişletiyor. 150 ülkedeki 16 binden fazla servisiyle dünyanın en büyük bağımsız servis zincirlerinden biri olan Bosch Car Service ile iş birliğine imza atan Togg, kullanıcıları için kendi servis merkezlerinin yanı sıra anlaşmalı Bosch Car Service’lerden de nitelikli hizmet sunacak.

Sahada çalışan ekipler için kapsamlı eğitim

İş birliği kapsamında kullanıcılara tüm bakım ve onarım hizmetleri en son standartlarda sunulacak. Togg akıllı cihazı kullanıcıları, anlaşmalı servislerin sunduğu onarım, servis, bakım ve garanti hizmetleri dahil tüm hizmetlerden yararlanabilecek. Anlaşmalı Bosch Car Service noktalarındaki personel, Togg’dan kapsamlı bir ön eğitim alacak ve ardından gerektiğinde Togg Teknik Saha Servisi’nin yardımıyla yüksek gerilim, fotovoltaik ve güvenlik sistemlerinde onarım yapma yetkisine sahip olacak. Tüm onarım, garanti ve proaktif servisler, yalnızca yetkili servis sağlayıcılar tarafından gerçekleştirilecek.

Kullanıcılara daha yaygın, hızlı, etkin ve verimli bir deneyim yaşatmayı hedefliyoruz

Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, küresel rekabette kullanıcıya daha yakın olan şirketlerin daha başarılı olduklarını belirterek, şunları söyledi: “Biz de akıllı cihazlarımızı kullanıcılarımızla doğrudan buluşturuyor, satışları doğrudan kendimiz organize ediyoruz. İlk akıllı cihazımız T10X’i kullanıcılarımızla buluşturmanın heyecanını yaşarken, satış ve satış sonrası çalışmalarımızı da hızla tamamlıyoruz. Türkiye’nin 7 bölgesinde 10’u sabit 8’i gezici 18 deneyim merkezi ile sabit ve mobil servis noktalarımızı açmaya devam ediyoruz. Bir yandan kendi servis yatırımlarımızı sürdürürken, diğer yandan da yerel ve küresel ölçekte bağımsız servis sağlayıcılarla iş birliği fırsatlarını değerlendiriyoruz. Bu kapsamda elektrifikasyon dönüşümünü başlatmış, yüksek teknik donanıma sahip, yerel ve küresel anlamda yaygın bir hizmet ağı kuran araç bakım ve onarım servis ağı Bosch Car Service’leriyle iş birliğimizi başlatmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ülkemizdeki yayılımımızı destekleyecek bu iş birliğinin, kullanıcılara daha hızlı, etkin ve verimli bir servis deneyimi için değerli bir katkı sunacağına inanıyoruz. Özellikle kullanıcı odaklılık, batarya teknolojileri ve bağlantılı teknolojiler noktasında da Bosch Car Service’ler ile değer yaratacağımıza inanıyoruz. Esnek servis ağımız, mobil servislerimiz ve bu alandaki güçlü iş birliklerimizle kullanıcılarımıza en iyi deneyimi yaşatmayı hedefliyoruz.” dedi.

Fintech dünyasının küresel temsilcileri İstanbul’da buluşuyor

0

Türkiye’nin ilk finansal teknoloji etkinliği İstanbul Fintech Week, 4’üncü yılında, sektörün önde gelen isimlerini bir araya getiriyor. İstanbul Fişekhane’de gerçekleştirilecek ve 50’nin üzerinde oturuma ev sahipliği yapacak olan zirvede finans ekosisteminin geleceği konuşuldu. Uluslararası pek çok katılımcının yanı sıra zirvede Azerbaycan ve Romanya’dan sektörel heyetler yer alacak.

Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği’nin ana destekçisi olduğu İstanbul Fintech Week, 13 Nisan’da başlıyor. Bu yıl 4’üncüsü düzenlenen etkinlikte 2 gün boyunca 50’nin üzerinde oturuma ev sahipliği yapıyor. İstanbul Fişekhane’de gerçekleşecek zirveye uluslararası pek çok katılımcının yanı sıra Azerbaycan ve Romanya’dan da heyetler katılacak. Etkinlikte panellerin yanı sıra Türkiye’den ve birçok farklı ülkeden startup sunumları ile bu ülkelerin fintech otoriteleri tarafından kendi pazarlarının anlatıldığı oturumlar yer alacak. Fintech alanındaki Startup’lar yatırımcılarla da buluşma imkanına kavuşacak. Etkinlik Metaverse evreninde de hayat bulacak. Etkinlikte, kısıtlı sayıda kişinin gerçeğe en yakın avatarlarının metaverse platformuna aktarılacağı bir stant yer alacak. 

Fişekhane’de iki gün ve üç zirve bir arada

Yuvarlak masa toplantıları, startuplar ve ülke sunumlarının yer alacağı etkinlikte, Blockchain Fest, Digital Finance Summit ve Women in Fintech Summit olmak üzere üç ayrı zirve gerçekleşecek. 13 Nisan’da Blockchain Fest zirvesinde merkeziyetsizlik kavramı, merkezi borsaların yapısal dönüşümü, Web 3’ün ve metaverse’ün ele alındığı konuşma ve paneller yer alacak. 14 Nisan’daki Digital Finance Summit’te ise uzman konuklar finansal ürünlerin tüm hizmetlerin içinde sunulabilen ürünlere dönüşümünü, ödemeler 2.0’ı, “sadece dijital” bankacılığı ve daha birçok konuyu masaya yatıracak. 

Startup’lar için de önemli fırsatlar sunacak

Zirvenin ekonomiye pozitif katkı sağlama yönünde önemli bir misyonu bulunduğunu belirten FINTR Yönetim Kurulu Başkanı ve KOOP Ventures Kurucu Ortağı Demet Zübeyiroğlu, “Etkinliğimiz sayesinde her yıl finans ekosisteminin önde gelen isimlerini bir araya getiriyoruz. Fintech endüstrisinin Türkiye’deki güçlü sektörler arasında yerini aldığını görüyoruz. Bu kapsamda; böylesi bir organizasyonla uluslararası paydaşları İstanbul’da bir araya getirmenin, hem finans dünyasının gelişimi ve küreselleşmesi hem de İstanbul’un fintech alanında bir çekim merkezi olabilmesi için oldukça değerli olduğunu düşünüyoruz. Öte yandan, etkinliğin Türk startup’ların küresel paydaşlarla buluşmaları ve yurtdışına açılmaları noktasında da önemli fırsatlar sunacağına inanıyoruz. Uzmanların fintech ekosistemindeki önemli başlıklara değineceği organizasyon sayesinde tüm paydaşların yeni bakış açıları kazanacağına eminiz. Kalabalık bir katılım beklediğimiz oturumların bu yıl da keyifli ve ufuk açıcı olmasını, yeni işbirliklerine yol açmasını diliyoruz” dedi.

500 tondan fazla plastik ve camı geri dönüştürüyor

0

Emirates, uçakta atılan şişeleri yeniden değerlendirilmek üzere toplayarak 2022 yılı boyunca 500.000 kilogramdan fazla plastik ve camı geri dönüştürdü. 500.000 kilogram yaklaşık olarak Emirates’in amiral gemisi A380 model uçaklarının tam yüklü haline denk gelmektedir.

Dubai’ye varan her uçuşta, Emirates Kabin Ekibi cam ve plastik şişeleri Dubai’deki bir geri dönüşüm tesisine gönderilmeden önce hızla ayırmak için hummalı bir çalışma gerçekleştiriyor. Cam rengine göre ayrılıyor ve eziliyor. Yeniden eritilmeye hazır olan bu “kırıntı” veya geri dönüştürülmüş cam, daha sonra BAE’deki cam üreticilerine yeni şişelerin toplu karışımlarına dahil etmeleri için gönderiliyor. Plastik şişeler temizlenip, pullar halinde doğranıp, topak halinde eritiliyor ve diğer plastik ürünlerin yapımında kullanılmak üzere için üreticilere gönderiliyor. Sonuç olarak, Emirates ve Emirates Flight Catering, her yıl binlerce kilogram cam ve plastiği çöp sahasından kurtarıyor.

Uçakta cam ve plastik geri dönüşüm girişimi, çevre bilincine sahip Emirates Kabin Ekibi tarafından 2019 yılında, düzenli web seminerleri ve etkinliklerin bir parçası olarak önerildi. Teklif olumlu karşılandı ve haftalar içinde uygulandı.

Geri dönüştürülmüş plastikten üretilen Emirates battaniyeler

Son altı yıldır Emirates, uzun mesafeli uçuşlarda Economy yolcularına geri dönüştürülmüş plastik şişelerden yapılmış rahat ve sürdürülebilir battaniyeler sunuyor. Yumuşak ve sıcak tutan battaniyeler, 28 adet geri dönüştürülmüş plastik şişeden yapılmaktadır. Şişeler, ipliğe dönüştürülmeden önce plastik yongalar halinde parçalanarak bir yapağı malzemesi oluşturuluyor. İnce iplik daha sonra yumuşak battaniyeler halinde dokunuyor. Girişimin başlatılmasından bu yana geçen altı yıl boyunca, Emirates battaniyeleri 95 milyondan fazla plastik şişenin çöp sahasına gitmesini engelledi. Havayolu endüstrisindeki en büyük sürdürülebilir battaniye programı olarak, geri dönüştürülmüş polietilen tereftalat kullanan üretim süreci de enerji emisyonlarını yaklaşık %70 oranında azaltmaktadır.

Sorumlu kaynak kullanımına öncelik verilmesi

Sorumlu bir şekilde tüketmek, tedarikçi davranış kurallarına çevresel bir gereklilik yerleştiren ve tasarım aşamasından itibaren ürünlerin tüm yaşam döngüsünü dikkate alan Emirates için önemli bir çevresel odak alanıdır. Örneğin, ahşap çay ve kahve karıştırıcıları, kâğıt pipetler ve uçak içi poşetler, sorumlu bir şekilde işletilen ormanlardan elde edilen ahşap ve kağıt kullanılarak yapılmaktadır. 

TD SYNNEX, Veeam’in Türkiye’deki yetkili dağıtıcısı oldu

0

Türkiye’nin dijital dönüşümünü hızlandırmak amacıyla güçlerini birleştiren TD SYNNEX Türkiye ile Veeam Türkiye’nin yeni iş birliği sayesinde şirketler doğal afetler, fidye yazılımları, siber tehditler gibi tüm kötü senaryolar karşısında Veeam’in güvenliği merkeze oturtan çözümler ile bulut bilişim teknolojilerinden biri olan Kubernetes ortamlarında da işletmeler, verilerini daha iyi yönetebilecek ve işlerini daha güvenli bir şekilde yürütebilir bir hale gelmeyi hedeflemektedir.

TD SYNNEX, Veeam’in Türkiye’deki yetkili dağıtıcısı oldu

IDC’nin raporuna göre dünya çapında 10 milyar doları aşan bir büyüklüğe ulaşan veri replikasyonu ve koruma sektöründe, Türkiye’de çok önemli bir iş birliğine imza atıldı. Bilişim teknolojileri ekosistemi için dünyanın en büyük küresel dağıtıcılarından olan TD SYNNEX Türkiye ile verilerin yedeklenmesi, kurtarılması ve yönetimi alanında Veeam Türkiye, şirketlerin dijital dönüşümünü hızlandırmak amacıyla güçlerini birleştirdi.
 
İş birliği kapsamında TD SYNNEX’in dağıtımını üstleneceği ürünleri içerisinde Veeam Backup & Replication v12 çözümünün yanı sıra Kubernetes ortamları için sunulan teknolojiler de yer alacak. Veeam’ın Backup & Replication v12 çözümü, bulut ortamlarına güvenlik odaklı daha fazla özellik getiriyor. Bu çözümde depolama konusunda bulut tabanlı aracıların dahil olduğu ek özellikler yer alıyor. Ayrıca fidye yazılımlara karşı daha hızlı kurtarma ve siber tehditlere karşı daha fazla koruma sunan özellikler de bulunuyor. Tüm bunların yanı sıra bu çözümde şirketlerin operasyonları kolaylaştıran, verimlilik için optimize edilmiş ek kurumsal uygulama desteği ve yenilikler de mevcut.

Bulutta muhafaza edilmeyen verilerin kurtarılması imkansız olabilir

Yaptıkları iş birliği hakkında açıklamada bulunan TD SYNNEX Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı, “Verilerin yedeklenmesi, kurtarılması ve yönetimi alanında modern çözümler sunan dünyanın önde gelen markalarından Veeam ile yaptığımız iş birliğini duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. Research and Markets’in araştırmasına göre giderek güçlenen bulut bilişim pazarının, 2028 yılına kadar 1 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bulut teknolojileri yaygınlaştıkça verilerin bulut ortamlarında yedeklenmesi,  replikasyonunu ve güvenliğini kolaylaştıran çözümlere de ihtiyaç artıyor. Böylesine bir koruma stratejisini uygulamanın ne denli önemli olduğuna, maalesef şubat ayında ülkece hepimizi yasa boğan deprem felaketinde de şahit olduk. Bu kadar büyük bir alanda kurumsal bazda yaşanan veri kayıplarının miktarını şu aşamada ölçümlemek mümkün olmasa da devasa boyutta olduğunu tahmin edebiliriz. Veriler bulut ortamında muhafaza edilmiyorsa, tesis dışında farklı coğrafyalarda da tutulmuyorsa verilerin kurtarılması çok zor hatta kimi zaman imkansız olabilir. Bu noktada Veeam gibi şirketlerin bulut ortamında verilerin yedeklenmesini, korunmasını ve replikasyonunu mümkün kılan çözümlerin önemi de daha iyi anlaşılabilir. Veeam bu alanda dünya genelinde lider bir konumdadır ve yıllardır müşterilerine en güvenilir ve etkili yedekleme ve replikasyon çözümlerini sunuyor. Kullanımı kolay, hızlı ve etkili yedekleme çözümleri sunarak, işletmelerin veri kaybı riskini en aza indirmelerine yardımcı oluyor. Bu kapsamda Veeam’ın dağıtımını da üstleneceğimiz ürünleri içerisinde yer alan Backup & Replication v12 çözümünün yanı sıra Kubernetes ortamları için sunduğu teknolojiler ile şirketlerin dijital dönüşümüne büyük katkılarda bulunacağız. Veeam ile birlikte, Türkiye’deki işletmelerin en iyi teknolojik çözümleri kullanarak daha güvenli ve verimli bir şekilde çalışmalarını sağlayacağız. Ülkemizin dijitalleşmesi yolunda sahip olduğu gerçek potansiyeli ortaya çıkarmaya önemli katkılarda bulunacak iş birliklerimize devam edeceğiz.” dedi.
 

 

2022’de sürdürülebilirlik ve enerji arz güvenliği öne çıktı

Hayatın her açıdan sürmesi için “sıfır emisyonla ve güvence altına alınmış enerji tedarikine” ihtiyacımız bulunduğundan bu iki başlık bundan sonra da tüm yaşamımızı ve ayrıca ekonomik faaliyetlerimizi şekillendirecek görünüyor.

Mühendislik ve enerji şirketi Kontrolmatik Teknoloji, net karını bir önceki yıla göre yüzde 259 oranında
arttırarak 469,1 milyon TL’ye çıkardı. Her geçen gün büyüyen ve imza attığı başarılı projelerle Türkiye’nin adını yurt dışında duyuran şirketin 2022 yılı net satışları da yine bir önceki yıla göre yüzde 193 oranında artarak 1,79 milyar TL’ye ulaştı.

Büyümeyi yalnızca satış ve kar rakamları olarak değerlendirmeyen şirket 9,36’lık Kurumsal Yönetim Derecelendirme skoru; 7,95’lik ESG (Çevre, Sosyal ve Yönetişim) Skoru ve 7,79’luk Kurumsal Sürdürülebilirlik skoru kaydetmenin yanı sıra kadın çalışanları destekleme politikası çerçevesinde kadın çalışan sayısında da yüzde 49’luk bir artışa imza attı.
4 kıtada 33 ülkede faaliyet gösteren ve Türkiye’nin uluslararası arenada hizmet sunan küresel markalarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Kontrolmatik Teknoloji, 2022 yılı finansal raporunu açıkladı. Rapora göre Kontrolmatik Teknoloji 2021 yılında 130,6 milyon TL olan dönem
karını yüzde 259 oranında arttırarak 469,1 milyon TL’ye yükseltti. Şirketin 2022’deki net satışları da önceki yılın satış rakamlarına göre yüzde 193 oranında artarak 1,79 milyar TL’ye ulaştı. Küresel bir marka olarak ‘kurumsallaşmaya’ büyük yatırımlar yapan Şirket 9,36’lık Kurumsal Yönetim Derecelendirme; 7,95’lik ESG ve 7,79’lık Kurumsal Sürdürülebilirlik skorlarıyla da önemli adımları tamamlamaya devam etti. Toplam çalışan sayısı yüzde 78 artışla 496’ya ulaşan Kontrolmatik’te kadın istihdamını destekleme politikası çerçevesinde kadın çalışan sayısındaki artış oranı da yüzde 49 olarak gerçekleşti.

2022’nin öne çıkan başlıkları: Sürdürülebilirlik ve enerji arz güvenliği

2022 yıl sonu sonuçlarını değerlendiren Kontrolmatik Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan; “Son birkaç yılımızı etkileyen Covid’in ardından Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle tüm dengeleri hepimiz için bir kez daha değiştiren zorlu bir yılı geride bıraktık. 2022, hayatın devamlılığı için iki temel başlık olan “sürdürülebilirlik” ve “enerji arz güvenliği” konularının hiç olmadığı kadar ön plana çıktığı bir dönem oldu. 2022, her ne kadar 2021’e göre daha hareketli geçen bir yıl olsa da dünya genelinde ekonomik büyümelerde yaşanan yavaşlamalar ya da aşağı yönlü revizyonlar aynı şekilde devam etti.
Post-covid dönemde tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliği büyük ölçüde yeniden sağlandı ancak tüm
dünyada enflasyonun ve ayrıca enerji fiyatlarındaki artış trendinin devam etmesi dolayısıyla ekonomik ve sosyal alanlarda beklenmedik gelişmeler ortaya çıktı. Hayatın her açıdan sürmesi için “sıfır emisyonla ve güvence altına alınmış enerji tedarikine” ihtiyacımız bulunduğundan bu iki başlık bundan sonra da tüm yaşamımızı ve ayrıca ekonomik faaliyetlerimizi şekillendirecek görünüyor.” dedi.

“Bizim asıl amacımız Türkiye’ye gurur veren küresel bir marka haline gelmek” diyen Kontrolmatik
Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan “Elbette belirsizliklerin hakim olduğu ve çeşitlendiği bir
dünyada önceden belirlediğiniz rotadan sapmadan ilerlemek çok kolay değil. Fakat burada da geçmiş
deneyimlerimizden edindiğimiz tecrübeler bize ışık oluyor ve ‘geçmişten yani dünden güç alarak
geleceğin, yarının şirketini’ beraberce inşa ediyoruz.” şeklinde konuştu.

2022 yılında enerji yatırımlarına odaklandık

Enerji sektörünü şirketin odak noktası haline getirdiklerinin altını çizen Aslanhan; “2022 yılının ilk
yatırımı karbon salımı ve küresel ısınma gibi konularda çevreye verilen zararı en aza indirerek, yeşil
dönüşümün gelişmesinde öncü rol oynayacak Pomega Enerji Depolama Teknolojileri fabrikamız oldu.
Kontrolmatik olarak küresel pazarda da enerji alanında bir ihtiyaç olduğunu gördük ve ikinci enerji
depolama yatırımımızı Amerika’da yapmaya karar verdik. Güney Carolina eyaletinde toplam 320 bin
metrekare arazi üzerine kurulacak ve “Pomega Energy Storage Technologies Inc.” adıyla hizmet
verecek fabrikamız için toplam 279 milyon dolarlık yatırım yaptık. Bununla birlikte ABD’nin önde
gelen bir enerji depolama sistem entegratörü ile lityum iyon (LiFEPO4) pil hücresi alımına yönelik
çerçeve alım anlaşması imzaladık. Bu anlaşmaya göre, 2024’ün son çeyreğinden başlayarak 2028
sonuna kadar uzanan beş yıllık süre zarfında Kontrolmatik Technologies Inc. tarafından ABD’de lityum
demir fosfat (LFP) teknolojisi ile üretilecek olan toplam 7.5 GWh büyüklüğünde pil hücresi tedarik
edeceğiz.” dedi.
Ankara’daki Pomega lityum-iyon pil hücresi ve enerji depolama sistemleri giga kapasiteli fabrikasıyla
ilgili olarak Aslanhan; 2023 yılının ikinci çeyreğinde ilk fazı olan 500 MWh yıllık kapasiteyi devreye
almayı planladıklarını ve yıl sonunda ikinci fazı 2024 yılı başında da üçüncü fazını devreye alarak 2.25
GWh/yıl kapasiteye ulaşmaya hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Enerji alanında bir başka olumlu gelişmenin yenilikçi ve alternatif enerji yatırımları ile enerji ticareti
alanlarında faaliyet gösteren Kontrolmatik iştiraki Progresiva Enerji Yatırımları alanında
gerçekleştiğini belirten Aslanhan; “ 2022 yılında enerji alanında pozitif gelişmeler yaşadığımız bir
başka gelişme de Progresiva Enerji Yatırımları alanında gerçekleşti. İştirakimiz 2022 yılı başında enerji
tedarik lisansı aldı. 2022 yılı son çeyreğinde yayınlanan yönetmelik ile de tedarik lisansına ek olarak
250 MW’a kadar çıkabilecek rüzgâr enerji santrali ya da güneş enerji santrali ön lisansa başvurma
hakkı elde etti ve bununla ilgili başvuru sürecine devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Ulusal ve uluslararası alanda birçok başarılı iş birliğine imza attık”
2022 yılı içerisinde şirket olarak Avrupa, Afrika, Ortadoğu ve Türkiye’deki 150’den fazla fuar, kongre
ve çalıştaya katılım gösterdiklerini, 15’ten fazla organizasyonda boy göstererek ürün ve çözümlerini
ilgililerle buluşturduklarını kaydeden Aslanhan; “Kurulduğumuz günden bu yana sürdürülebilir bir
stratejiyle sürekli kendimizi yenileyerek ARGE ve enerji alanında yatırımlarımızı sürdürerek birçok
başarılı iş birliğine de imza attık.” “dedi.

AR-GE çalışmaları devam ediyor

AR-GE ekibinin yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Aslanhan, Kontrolmatik iştiraki
Mcfly Robot Teknolojileri’nin 2022 yılında kendi tasarladığı ve ürettiği ilk iki kolaboratif robot kol
prototipleriyle tecrübelerini artırdığını ve üçüncü prototip üretim çalışmalarına başladığını bildirdi.
Robot kolunun en önemli özelliğinin insanla omuz omuza ve güvenli şekilde çalışabileceğini söyleyen
Aslanhan; “Bu yönüyle robot kollar, KOBİ ölçeğinden, büyük endüstriyel tesislere kadar geniş bir
alanda insan emeğine değer katacak. Mcfly kolaboratif robot kol ve tutucuları, 2023 yılı içerisinde
makine parkurunun tamamlanmasıyla test üretimlerine başlayacak” dedi.
Kontrolmatik olarak uydu ve uzay teknolojileri ile yakından ilgilendiklerine değinen Aslanhan;
Nesnelerin interneti ve uydu haberleşmesi konusunda da çalışmalarının sürdüğünü, Plan-S Uydu ve
Uzay Teknolojileri’nin ürettiği ikinci uydunun da yörüngesine yerleştiğini üçüncüsü olan gözlem
uydusunun da 2023 yılı ikinci çeyreğinde yörüngeye gönderilmesini planladıklarını sözlerine ekledi.
“Sürdürülebilirlik yaklaşımımız ciromuza pozitif etki sağladı”
2022 yılında aynı zamanda “PLANEARTH” sürdürülebilirlik stratejisi ile çeşitlilik, kapsayıcılık ve eşitlik
kavramları üzerinde yoğunlaştıkları bir yıl olduğuna değinen Aslanhan; “Bu yıl sürdürülebilirlik
politikamızı uluslararası arenalarda belgelendirme fırsatı yakaladık. CGE Evaluation tarafından yapılan
değerlendirmede Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) performans puanımız 10 üzerinden 7,95 olarak
belirlendi ve Kontrolmatik Teknoloji olarak içinde bulunduğumuz sektörde sürdürülebilir yönetişimde
örnek ve öncü olabilecek firmalar arasında seçildik. Aynı zamanda TÜV SÜD tarafından belirlenen
derecelendirme sisteminde sürdürülebilirlik yönetimimiz 10 üzerinden 7,57 puan belirlenerek
‘Kurumsal Sürdürülebilirlik Sertifikası’ almaya hak kazandık. Eşitlik ilkemiz doğrultusunda ise
kadınların iş hayatında ve toplum içerisinde güçlendirilmesini sağlayan WEPs imzacısı şirketler
arasında yerimizi aldık. Biz asıl kurumsal büyümeleri bu veriler üzerinden değerlendiriyoruz” şeklinde
konuştu.

TÜSİAD’ın “Bu Gençlikte İŞ Var! yarışmasının başvuruları başladı

0

TÜSİAD, Türkiye’nin genç potansiyeline yatırım yaparak ülkenin küresel ölçekte güçlü ve rekabetçi bir girişimcilik ekosistemine kavuşması için çalışmaya devam ediyor. Bu amaçla 2011 yılından beri Türkiye’nin en kapsamlı erken aşama girişimcilik programı olan “Bu Gençlikte İŞ Var! projesini düzenliyor. Program, her sene on binlerce genci destekleyerek hayatlarına dokunuyor.

TÜSİAD Dönüşümü Başlat! İş Fikri Yarışması, Genç Girişimci Adaylarını Destekliyor

Bu yıl İş Bankası’nın ana sponsorluğunda gerçekleşecek olan program, Dönüşümü Başlat! İş Fikri Yarışması ile başlıyor. Yarışma, 18-30 yaş arası tüm gençleri ekiplerini kurup iş fikirleriyle başvurmaya davet ediyor. Yarışmaya başvurular 14 Mart’ta açıldı ve 11 Nisan’a kadar devam edecek.

Yarışmanın amacı, genç girişimci adaylarını desteklemek ve onların iş fikirlerini hayata geçirmelerine yardımcı olmak. Yarışmada değerlendirilecek iş fikirleri arasında bu yıl afet kaynaklı sorunların çözümüne yönelik yenilikçi fikirler de ayrı bir başlık altında değerlendirilecek.

Başvuruların değerlendirilmesi sonucunda seçilen 50 ekip, TÜSİAD Dönüşümü Başlat! platformu üzerinden dijital eğitim ve mentorluk desteği alacak. Yarışmada dereceye giren ekipler ise iş fikirlerini geliştirme sürecinde çeşitli ödüller ve imkanlardan yararlanacak.

Programın ana sponsoru İş Bankası’nın yanı sıra Anadolu Efes, BASF Türk, Destek Patent ve Mazars Denge gibi şirketler gümüş sponsor olarak destek veriyor. Ayrıca Paribu Hub da bronz sponsor olarak yarışmaya katkı sağlıyor.

Yarışmanın çağrı dönemleri www.bugenclikteisvar.com internet sayfasından takip edilebiliyor. Programın sosyal medya hesaplarından ise daha ayrıntılı bilgiye ulaşılabiliyor. TÜSİAD, genç girişimci adaylarını destekleyerek Türkiye’nin girişimcilik ekosistemini güçlendirmeye devam ediyor.

Fiat Connect ile akıllı saatiniz aynı zamanda arabanızı kontrol edecek!

0

Dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden biri olan Fiat, dijital dönüşümünü sürdürüyor. Şirket bu kapsamda “Fiat Connect” adlı bağlantılı araç teknolojisini sürekli geliştirerek müşterilerine sunuyor. Son olarak ise Connect uygulamasını akıllı saatlerle entegre eden Fiat, kullanıcıların yaşamlarını kolaylaştırmayı amaçlıyor. İşte ayrıntılar…

Fiat Connect ile akıllı saatiniz aynı zamanda arabanızı kontrol edecek!

Fiat Connect, Türkiye’de geliştirilen önemli bağlanabilirlik teknolojilerinden biri ve şimdiden 48 binden fazla kullanıcıya ulaşmış durumda. Şimdi ise bu teknoloji, Android watch ve Apple watch gibi akıllı saatlerle entegre olarak kullanılabilir hale geldi. 

Fiat Connect

Bu sayede kullanıcılar, akıllı saatleri aracılığıyla araç sağlık bilgilerine, yakıt ve konum bilgisine ulaşabilir; ayrıca uzaktan araç kapılarını açıp kapatabilirler. Fiat Connect, ileride akıllı saatlerin destek verdiği kandaki oksijen seviyesi ve kalp atışı gibi sağlık verilerini de entegre ederek sürüş esnasındaki yorgunluk durumunu tespit etmeyi hedefliyor. 

Bu sayede kullanıcıların yorgunluk durumları tespit edilerek, dinlenmeleri için saatlerinden bildirim alabilecekler. Kullanıcıların yaşamlarına dokunan bu teknoloji, pek çok alanda kolaylık, güven ve akıllı sahiplik sunuyor. Connect uygulaması, Uzaktan Kapı Açma Kapama, Bagaj açma, Kaza Riski Yüksek Nokta Bildirimi, Çekilme Uyarısı, Hız ve Mesafe Limiti, Araç Arıza Araması, Araçtan İnmeden Akaryakıt ödeme özelliği, Yakıt, Lastik basıncı ve Akü Durum Bilgisi gibi fonksiyonları da kullanıcılara sağlıyor.

Fiat Connect Kasko uygulamasıyla sürüş puanı ve kullanılmayan gün sayısına göre kullanıcılarına ek avantajlar sunuyor. Ayrıca, İstanbul, İzmir ve Ankara’daki bazı otoparklara olan uzaklık, boş kapasite ve fiyat bilgilerini de kullanıcılara sunuyor. Fiat Müşteri İlgi Merkezi, olası kritik arıza durumlarında sürücüleri arayarak gerekli bilgileri paylaşıyor ve acil durumlarda yol yardımı ve çekici desteği sağlıyor.

Ayrıca, olası bir kaza durumunda alınan çarpışma verisiyle ilgi merkezine anında uyarı iletiliyor ve kullanıcıya ulaşılamaması durumunda otomatik olarak aracın bulunduğu konuma ambulans hizmeti sağlanıyor. Siz de bu uygulamaya ilgili uygulama mağazalarından erişebilirsiniz. 

SAP Datasphere, hazır veri yapısına erişimi kolaylaştırıyor

0

SAP, şirketlerin kritik veriye erişimini sağlayan, içgörü elde etmeyi kolaylaştıran ve daha iyi iş kararları almayı mümkün kılan yenilik ve iş ortaklıklarını duyurdu. SAP’nin duyurduğu veri yönetimi portföyündeki yeni nesil çözümü SAP Datasphere, müşterilerinin hazır veri yapılarına erişimini kolaylaştırıyor.

SAP ayrıca, sektör lideri veri ve yapay zeka şirketleri ile SAP Datasphere yetkinliklerini zenginleştirmek ve kurumların SAP ve SAP dışındaki verilerini güvenli bir şekilde ilişkilendirerek birleşik bir veri mimarisi oluşturmasına olanak sağlamak için stratejik ortaklıklar da başlattı.

Veri yönetimi sorunu ortadan kalkıyor

Bugüne kadar, gerek bulut sağlayıcıları olsun, gerekse veri şirketleri veya şirket içi sistemler olsun,
farklı sistemlerde ve konumlarda bulunan veriye erişmek, bu veriyi anlamlandırmak ve kullanmak
karmaşık bir sorun olarak karşımıza çıkıyordu. Veriyi kaynağından çekerek merkezi bir konuma
aktarmak zorunda kalan şirketler, bu süreç boyunca kritik iş verisinin ilişkisini kaybediyor ve bu
bağlamı ancak yürütülen özel BT projeleri ve manuel çabayla geri kazanabiliyordu. SAP’nin yeni
duyurduğu SAP Datasphere, bu veri yönetimi sorununu ortadan kaldırmaya destek olurken iş
açısından anlamlı ve doğru veriyi hızlı bir şekilde sunan bir veri dokusu mimarisi oluşturmayı
sağlıyor.

Bulut tabanlı yeni nesil kapsamlı veri ambarı çözümü

Bulut tabanlı yeni nesil kapsamlı veri ambarı çözümü olan SAP Datasphere, veri uzmanlarının
kritik işletme verisine sorunsuz ve ölçeklenebilir şekilde erişim sağlamasına yardımcı, kolay entegrasyon, kataloglama, semantik modelleme, veri ambarı, tekilleştirme ve sanallaştırmayı içeren birleşik bir deneyim sunarken kritik işletme verisinin hedef odaklı ve mantığının korunarak işlenmesini sağlıyor. SAP Datasphere, veri tabanı güvenliği, şifreleme ve yönetim gibi güçlü kurumsal güvenlikyeteneklerini içeren SAP İş Teknolojisi Platformu üzerine inşa edildi. Mevcut SAP Bulut Veri Ambarı sistemi müşterilerinin, yeni SAP Datasphere fonksiyonundan yararlanmaları için herhangi bir ek işlem veya geçiş yapmaları gerekmiyor.

Veriye duyulan güven artırıyor

Kuzey ve Güney Amerika’nın lider endüstriyel ve tıbbi gaz şirketlerinden Messer Americas, veriye
dayalı karar verme sürecini güçlendirmek ve BT kaynaklarını diğer stratejik görevlere aktarabilmek
için, şirket içindeki SAP ve SAP dışı çözümlerdeki verilere basit ve güvenli erişimi mümkün kılacak
bir sisteme ihtiyaç duyuyordu. Messer Americas, SAP Datasphere ile kurumsal verisinin kapsamını
koruyan modern bir veri mimarisi oluşturabildi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Messer Americas BT Direktörü (CIO) David Johnston,
“SAP Datasphere, veri ortamımızı sadeleştirerek her gün üzerinde çalıştığımız kurumsal veriye
duyduğumuz güveni artırıyor. Böylece işletme ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabiliyoruz. Arz ve
talepte ortaya çıkan değişikliklere daha hızlı tepki verebilmemiz sayesinde daha iyi bir envanter
yönetimi, gelişmiş müşteri hizmetleri ve tedarik zincirimizin optimizasyonunu sağladık” dedi.

Yeni çözüme, stratejik ortaklılar eşlik ediyor

SAP, Datasphere çözümü ile eş zamanlı olarak veri ve yapay zeka alanlarında sektör lideri
şirketlerle de stratejik ortaklıklara imza attı. SAP ve DataRobot, müşterilerin kritik iş verilerini içeren SAP yazılımını DataRobot’un gelişmiş makine öğrenimi yetenekleriyle birleştirerek daha akıllı iş tahminleri yapmasına olanak tanıyacak. DataRobot tarafından geliştirilmiş makine öğrenimi modellerini SAP’ye özgü iş süreçlerine ve uygulamalarına entegre ederek, daha iyi sonuçlar elde etmek mümkün olacak. Veri bilimcileri, analitik ekipleri ve son kullanıcıları birbirine yaklaştırarak iş verilerinden güçlü öngörü ve tahmine dayalı analitik elde edebilecek. Bu ortaklık, iş odaklı makine öğrenimi çözümleri oluşturmak için
DataRobot’un çoklu makine öğrenimi yeteneklerini SAP’nin kapsamlı iş verileri ve süreçleriyle bir
araya getiriyor.

Depreme dayanıklı şehirleri afet bölgesindeki gençler tasarlıyor

0

Depremden etkilenen 11 ilimizde gerçekleştirilecek olan, deprem bölgesinde yaşayan üniversite öğrencileri ile gerçekleştirilecek olan Teknolojik yetenek geliştirme platformu GelecektekiSen, programı ile öğrencilerini geleceğin akıllı şehirlerini tasarlamak üzere yetiştirilecek. Program sayesinde depremden dolayı değişen şehircilik anlayışının değişmesini ve teknolojik sorunların değişmesi için çalışmalar yaparken, bölgede yaşayan üniversite öğrencileri, akıllı şehirler geliştirecek yetenekler olarak yetişmeye hazırlanıyor.  18-31 Mart arasında başvuruları alınacak ücretsiz programdan mezun olan gençler teknoloji alanında istihdam sağlanıyor.

Akıllı ve depreme dayanıklı şehirlerini afet bölgesindeki gençler tasarlayacak

Teknoloji, ihtiyaç duyulan yeni şehircilik anlayışının yapılandırılmasında kaldıraç olarak kullanılırken, kent toplulukları da akıllı şehircilik için yetkinlik bazında hazır hale gelecek. Özellikle afet yönetiminde önleyici önlemler geliştirilmesi adına Web 3.0 ve yeni nesil teknolojiler, akıllı şehirlerin yapılanması adına fırsatlar sunacak.

TechForGood Programı, öncelikli deprem bölgesindeki üniversitelerde okuyan ve bölge teknokentlerde proje geliştiren üniversite öğrencileri başta olmak üzere istihdama hazırlanan üniversite öğrencilerinin, deprem bölgesinin yeniden yapılanması için akıllı sistemler üretme potansiyeli olan teknolojik yeteneklere dönüşmesi amacıyla tasarlandı. TechForGood Programı, teknolojinin toplulukların ve sistemlerin sürdürülebilir iyiliği için nasıl kullanılabileceği konusunda bilgi ve deneyimi genç yeteneklere aktarırken, bölgenin kalkınması için destek olmak isteyen başta teknoloji şirketleri olmak üzere kurumları #iyilikiçinteknoloji hareketine destek vermeye davet ediyor.

İstihdam için yetiştirilecekler

Program kapsamında, üniversite öğrencilerinin temel teknoloji becerileri kazanırken, akıllı şehircilik uygulamaları ve teknolojileri konusunda bilgi edineceğini vurgulayan GelecektekiSen Kurucusu İnci Abay Cansabuncu, “Gençler Web 3.0’te akıllı şehirlere hazırlık konusunda deneyimli teknoloji geliştiricileri ile bir araya gelecek ve akıllı şehir uygulamaları proje geliştirme kampına dahil olacak. Program sonunda web uygulama geliştiricisi, veri tabanı uzmanı, data analisti, teknoloji/platform stratejisi olarak yetişerek istihdama ve yaz stajlarına yönlendirilecekler.”

Başvuruları GelecektekiSen internet sitesi üzerinden 18 Mart-31 Mart 2023 tarihleri arasında alınacak program 3 Nisan-11 Haziran 2023 tarihlerinde online olarak gerçekleştirilecek. Program ve GelecektekiSen eğitimleri hakkında detaylı bilgiyi www.gelecektekisen.com.tr adresinden alabilirsiniz. 

Stack Overflow geliştiricilere yönelik anket yaptı

0
Stack Overflow, geliştiricilerin trend teknolojiler hakkında ne düşündüklerini öğrenmek için pazar araştırması yaptı. Stack Overflow’ta Pazar Araştırması ve İçgörüler Kıdemli Analisti Erin Yepis: “En son anketimiz, geliştiricilerden teknolojideki yeni ortaya çıkan trendler hakkında düşünmelerini ve bize onlar hakkında ne hissettiklerini söylemelerini istedi. Haberlerde yapay zeka destekli teknolojiler yer alırken, bu anketin amacı, genel ekosistemi daha iyi anlamak için bir dizi popüler teknolojinin algılanan faydası ve etkisi için bir temel oluşturmaktı” dedi. Teknolojiler, beklenen dünya etkisine göre sıfır (olumsuz etki) ile 10 (olumlu etki) arasında bir ölçekte sıralandı. Listede ilk 5 sıra şu şekilde oldu:
  • Açık kaynak 7,2
  • Sürdürülebilirlik teknolojileri 6,5
  • Makine Öğrenimi 6,5
  • Bulut bilişim 6,4
  • 3D Baskı 6,4
Makine öğrenimi (yüzde 18) ve yapay zeka destekli teknolojiler (yüzde 13), geliştiricilerin daha fazla uygulamalı eğitim istediği teknolojilerin başında geldi. Bununla birlikte blockchain (yüzde 9) üçüncü sırada yer aldı. Bulut bilişim (yüzde 8) ve açık kaynak (yüzde 5) sırasıyla dördüncü ve beşinci sırayı aldı.

Elektrikli araçlar için çevreci lastikler

Extreme E elektrikli araçlar yarışlarında kullanılacak olan lastikler yüzde 43 oranında geri dönüştürülmüş ve yenilebilir bileşenlerden oluşuyor. Continental, 2023’te de Extreme E elektrikli araçlar için yarış serisinin tek lastik tedarikçisi oldu.  11 Mart’ta Suudi Arabistan’da gerçekleşen yarış da  CrossContact Extreme E lastiğinin yeni bir versiyonunu geliştiren Continental, sürdürülebilirlik açısından da geçen yılki lastiklerinin bir adım ötesine geçiyor.

Elektrikli araçlar için çevreci lastikler üretiliyor

Premium lastik üreticisi ve teknoloji şirketi Continental, elektrikli Extreme E yarış serisi için CrossContact Extreme E lastiğinin yeni bir versiyonunu tedarik ediyor. Yarışmanın üçüncü sezonu, 11 ve 12 Mart tarihlerinde Suudi Arabistan’ın Neom kentinde düzenlenen Desert X Prix ile başladı. Yarış için geliştirilen yeni CrossContact Extreme E, yaklaşık yüzde 43 oranında geri dönüştürülmüş ve yenilenebilir malzemelerden oluşuyor. Bu malzemeler arasında tarım atık maddesi olan pirinç kabuğunun külünden elde edilen silis de bulunuyor. Continental, işlenmiş çelik ve karbon siyahının yanı sıra geri dönüştürülmüş PET şişelerden elde edilen polyester ipliği de lastiğin yapısına entegre ediyor. Continental yeni, daha sürdürülebilir çözümlerin kullanımını artırmanın yanı sıra CrossContact Extreme E lastiğinin toplam ağırlığını da 2 kg azalttı. Bu özellik nakliye sürecinde emisyon tasarrufu sağlıyor.

ContiRe.Tex teknolojisi ile kullanılmış PET şişeler lastiğe dönüşüyor

Üçüncü nesil CrossContact Extreme E, Continental tarafından geliştirilen ContiRe.Tex teknolojisini de kullanıyor. Bu teknoloji; başka bir yerde geri dönüştürülmemiş, kullanılmış PET şişelerden herhangi bir ara kimyasal işlem yapılmadan polyester ipliği üretilmesini sağlıyor. Bu teknoloji için kullanılan şişeler, yalnızca kapalı döngüde geri dönüşüm yapılmayan bölgelerden temin ediliyor. Continental, Extreme E’nin üçüncü sezonunda yarışan on takımın her birine 30 lastik tedarik etti ve bu lastiklerin her biri, yaklaşık 60 adet işlenmiş PET şişeden üretilen polyester içeriyor. Continental şu anda sürücüler her biri 5 boyutta, geri dönüştürülmüş PET şişelerden polyester içeren, seri olarak üretilmiş 3 lastik modeli sunuyor: PremiumContact 6, EcoContact 6 ve AllSeasonContact dört mevsim lastiği.

Sürdürülebilirliği bir adım öteye taşıyor

Pirinç kabukları, pirinç üretiminin bir atık ürünü olduğundan gıda veya hayvan yemi olarak kullanılamıyor. Silika üretimi, pirinç kabuğu külünden elde edildiğinde, kuvars kumu gibi geleneksel malzemelere göre daha fazla enerji verimliliği sağlıyor CrossContact Extreme E’nin üçüncü nesli, 2023 takvimindeki beş etkinliğin hepsinde kullanılacak ve tüm iklim bölgelerinde ve tüm yüzeylerde maksimum performans sağlayacak şekilde optimize edildi. Continental Extreme E Teknik Müdürü Nels von Schnakenburg, “Bu lastikle sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımına daha fazla odaklandık ve 2023 sezonunun zorluklarına son derece iyi hazırlandık. Yol tutuş performansında ayrıca kazanımlar elde ettik ve sürdürülebilirliği geliştirdik. Lastiğin performansı ve sağlamlığı, Extreme E’nin getirebileceği tüm zorluklara dayanabileceği anlamına geliyor” dedi. Çevresel ve sosyal sorumluluk açısından en ilerici lastik şirketi olma misyonunu üstlenen Continental, en geç 2050 yılına kadar değer zinciri boyunca karbon nötr olmayı taahhüt ediyor.

Giriş ve orta segment modeller için Android Güncelleme garantisi

0

Dünyanın en çok satan beş telefon markasından biri olan vivo, 2021 yılında Türkiye’de toplam 20 milyon dolarlık yatırımla hizmete giren fabrikasında yeni üretim bantlarını devreye alarak kapasitesini artırmayı ve daha fazla kişiyi istihdam etmeyi planlıyor. Tüketicilere kaliteli ve yüksek performanslı cihazlar sunmak amacıyla fabrikada üretilen tüm cihazların kalite kontrollerini en üst seviyede gerçekleştiren vivo, kendisine güven duyan Türk tüketicisine teşekkür etmek için ülkemizde ilk kez giriş ve orta segment telefonlarda iki büyük Android güncelleme garantisi sözü veriyor. 

Türkiye’de bir ilk: Giriş ve orta segment modellerde Android Güncelleme

2021 yılından bu yana dünyanın en çok satan 5 telefon markasından biri olan vivo, 2021 yılında Gebze’de açtığı Türkiye üretim tesisinin kapılarını ilk kez açtı. 20 milyon dolar yatırım ile Gebze’de hizmete giren vivo Türkiye üretim tesisi Çin, Güney ve Güneydoğu Asya’dan sonra 8. üretim merkezi olarak vivo’nun global üretim kapasitesini yıllık 200 milyon adedin üzerine çıkardı. Yıllık 5 milyon adet cihaz üretim kapasitesi ile yatırımı tamamlanan vivo Türkiye üretim tesisinin aktif kapasitesi, 2022 yılı sonunda devreye alınan üçüncü üretim bandı ile yüzde 35 oranında artırıldı. Kendi segmentinde şık tasarımı ve yüksek performansı ile büyük beğeni toplayan vivo Y serisi modellerinin üretildiği tesiste halen 300’ün üzerinde kişi istihdam ediliyor. 

Toplantıda konuşan vivo Türkiye Genel Müdürü Ted Dai, vivo’nun toplum için değer yaratma misyonunu Çin’de doğru şeyleri yapma ve işleri doğru şekilde yapmak anlamına gelen Benfen felsefesine dayandırdığını; bu bakış açısı ile üstün kalite, şık tasarım ve en ince akıllı telefon, ilk ekran altı parmak izi okuyucu, ilk açılır kapanır pop-up kamera gibi sektöre yön veren inovasyonlarıyla sektörde haklı üne sahip olduğunu anlattı. Benfen felsefesi doğrultusunda vivo’nun dünyadaki tüm üretim tesislerinde, tüm ürün kategorilerinde aynı kalite standardını yakalamayı hedeflediğini anlatan Dai, “Üstün kalite tutkumuz ve kullanıcılarımıza tüm kategorilerde sunduğumuz harika ürünler ile hem dünyada hem Türkiye pazarında istikrarlı ve başarılı bir büyüme ivmesi yakaladık.

Türkiye’de de tüm Y serisi modellerimizi vivo Türkiye fabrikasında üretiyor, kullanıcılarımıza sıkı kalite kontrol testlerinin ardından sunuyoruz. Türkiye vivo için çok önemli bir pazar. Türkiye yatırımımızı uzun vadeli ve geniş kapsamlı planlıyoruz. Burada kullanıcılara yatırım yapmaya, rekabetçi ve kaliteli ürünler sunmaya, artan talebi karşılamak için yeni üretim hatlarını hayata geçirerek üretim tesisimizi tam kapasiteli olarak kullanmaya ve tedarik zincirlerine yatırım yapmaya devam edeceğiz. Bu bağlamda dördüncü üretim bandını hayata geçirmek için gerekli araştırmalara ve çalışmalara da başladık. Yaklaşık 100 kişiye istihdam yaratacağımız yeni üretim bandımızı 2023 yılında hayata geçirmek istiyoruz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından hazırlanan “Türkiye Fintek Rehberi” yayımlandı

0

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nin öncelikli çalışma alanları arasında yer alan ve İstanbul Finans Merkezi’nin (İFM) ana odaklarından birisi olarak öne çıkan finansal teknolojilerin (fintek) geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması vizyonuyla hazırlanan Türkiye Fintek Rehberi yayımlandı. İşte ayrıntılar…

Rehber, ekosisteme ilişkin bir yol haritası işlevi görecek

Fintek girişimcilerine yol gösterici bir kaynak olması amacıyla hazırlanan Rehber, iki ana bölümden oluşuyor. İlk bölümde Türkiye’yi start-up ve fintek alanında ön plana çıkaran unsurlar tanıtılırken, ikinci bölümde ise Türkiye fintek ekosisteminde yer alan iş modellerine, düzenleyici kuruluşlara, fintek alanında yapılan düzenlemelere ve finteklerin yararlanabilecekleri teşviklere yer veriliyor. 

Türkiye Fintek Rehberi’nde, lisanslı fintek faaliyetlerinde bulunan kuruluşlara ilişkin ilgili düzenlemeler, bu kuruluşların finansal ve organizasyon yükümlülükleri gibi açıklayıcı bilgiler yer alıyor. Mevzuat altyapısı hakkında detaylı bilgilerin bulunduğu Rehber’de ayrıca, lisanslama türleri ve düzenleyici otoritelere ilişkin temel düzenlemelere değiniliyor.

Bir fintek girişimi kurmanın temel göstergelerini içeren Türkiye Fintek Rehberi ile, fintek alanına ilgi duyan ve bu alanda faaliyet yürütmek isteyen girişimcilere bir yol haritası sunması amaçlanıyor. 

Prof. Dr. Göksel Aşan: “Türkiye Fintek Rehberi, alanında bir ilki teşkil ediyor”

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Türkiye Fintek Rehberi’nin, ülkemizin gelişmiş bir fintek ekosisteminin olduğunu açıkça gösterdiğini belirterek, alanında ilk olduğunu vurguladı. Başkan Prof. Dr. Aşan:

“Finans Ofisi olarak hazırladığımız Türkiye Fintek Rehberi, gelişmekte olan finansal teknolojiler ekosisteminde düzenlemeye tabi iş modellerini hayata geçirmek isteyen girişimciler için bir ilki teşkil ediyor. Yayınımız, e-para ve ödeme kuruluşu ile kitle fonlama platformları gibi dikeylerde pazara giriş sağlayacak kurumlar için bir rehber olma özelliği taşıyor” dedi.

Türkiye’de fintek yatırımları 2022 yılında rekor kırdı

Türkiye’de güçlü bankacılık sektörü ve teknoloji altyapısı, dijitalleşme oranının artmasına zemin hazırlıyor ve start-up ekosisteminin gelişimini de hızlandırıyor. 2022 yılında start-uplara yapılan yatırımlar göz önünde bulundurulduğunda Türkiye, Avrupa’da 10. sırada, Orta Doğu ve Afrika Bölgesinde ise 3. sırada yer alıyor.

Yapılan yatırımların etkisiyle dinamik bir ekosistem oluşurken en öne çıkan dikeyler arasında fintek bulunuyor. 2023 yılı Mart ayı itibarıyla 637 aktif fintek şirketinin bulunduğu ülkemizde, 255 fintek ile ödemeler alanı ön plana çıkıyor. Türkiye’de 2022 yılında fintek yatırımları, küresel düzeyde görülen düşüşün aksine bir trend izleyerek, tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 89 milyon ABD dolarına ulaşarak rekor kırdı. 

Finans Ofisi, sektörün geleceğine ilişkin çalışmalarına devam ediyor

İlk düzenlemenin 2013 yılında yapıldığı Türkiye fintek sektöründe yetkili, düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar, yenilikçi yaklaşımları ile ekosistemin büyümesi ve gelişmesinde büyük bir rol oynuyor. Sektör birliği olan Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği (TÖDEB) 2020 yılında faaliyet göstermeye başlarken diğer birlik ve topluluklar alanın geliştirilmesi için ortak hareket ederek, güvenilir bir finansal teknolojiler ekosistemi inşa etmeyi amaçlıyor.

Bu amacın kamu tarafından da sahiplenilmesi ve çatı kurum olarak faaliyetlerin desteklenmesi için projeler, stratejiler ve etkinlikler gerçekleştiren Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi, fintek sektörünün geleceğine ilişkin ilgili paydaşlarla eşgüdümlü olarak çalışmalarına devam ediyor. 

Finans Ofisi’nin yürüttüğü en önemli projelerden biri olan ve kanun çalışmalarının bir süre önce tamamlandığı İFM’nin ana odaklarından birisi de finansal teknolojilerdir. İFM içerisinde fintek temalı ve teknopark statüsünde İstanbul Finans ve Teknoloji Üssü A.Ş. geçtiğimiz aylarda kurulmuş olup, kısa süre içerisinde teknopark statüsünde faaliyete geçmesi bekleniyor. 

Bunun yanı sıra Finans Ofisi, İFM bünyesinde, finteklerin ürün ve hizmetlerini korumalı bir alanda geliştirebilecekleri düzenleme deney alanına yer verilmesi için gerekli planlama ve çalışmalarına devam ediyor. 2023-2025 yılları için ülkemiz fintek ekosistemine ilişkin eylem planının ortaya konulması amacıyla, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi koordinasyonunda hazırlanan Millî Fintek Strateji Belgesi’nde, çalışmalar son aşamaya gelmiş olup, belgenin yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılması hedefleniyor.

Millî Fintek Strateji Belgesi, fintek ekosistemimizin uluslararası alanda öne çıkacak biçimde teşvik edilmesi, gelişimi önündeki muhtemel sorunlara gerçekçi çözümler üretilerek hak ettiği yere ulaşması ve ilgili düzenlemelerin bu bakış açısıyla yapılması için bir yol haritası niteliği taşıyor. 

Elektrik enerjisini elektrokimyasal enerjiye dönüştürerek depoluyor

Teksan, 7-9 Mart günlerinde Dubai’de düzenlenen Middle East Energy Fuarı’na yeni ürünü TESS ile katıldı. Elektrik enerjisini elektrokimyasal enerjiye dönüştürerek depolayan bir enerji depolama çeşidi olan TESS, sektör profesyonellerinden tam not aldı.

Elektrik enerjisini elektrokimyasal enerjiye dönüştürüyor

Teksan, bu yıl 7-9 Mart tarihleri arasında Dubai’de düzenlenen Middle East Energy Fuarı’na katıldı. Yaklaşık yarım asırdır gerçekleştirilen ve enerji sektörünün en önemli fuarlarından biri olan Middle East Energy’e  17’nci kez katılan Teksan, akıllı teknolojilerle donattığı yeni ürünü TESS’i  ve inovatif özelliklerini hazırladığı bir simülasyonla tanıttı.  140 ülkeye ihracat yapan Teksan’ın 25 yılı aşkın tecrübesiyle geliştirdiği TESS, elektrik enerjisini elektrokimyasal enerjiye dönüştürerek depolayabiliyor. Birçok farklı aplikasyon tipine uygun olacak şekilde tasarlanan TESS, Batarya, Batarya Yönetim Sistemi, Enerji Yönetim Sistemi ve Enerji Kontrol Sistemi olmak üzere 4 ana bölümden oluşuyor. TESS’in sistemi anlık veri akışı ile sürekli kendini izleyerek değişen durumlara ve ihtiyaçlara göre otomatik olarak devreye giriyor.  Teksan Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Ata Tuncer, “Üretim çarklarının dönebilmesi için enerjinin sürekliliği hayati önem arz ediyor. Bizde Teksan olarak bu bilinçle elektrik enerjisinin depolanması için inovatif bir çözüm olan TESS’i ürettik. En son teknolojiye sahip lityum batarya hücreleri kullandığımız TESS’in hızla büyümesi beklenen elektrikli şarj istasyonlarında önemli bir ihtiyaca yanıt vereceğini düşünüyoruz” dedi. 

Kablosuz OLED TV’ler ilgi odağı oldu

0

Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentindeki Habtoor City’de düzenlenen ve iki gün süren etkinlikte 400’den fazla konuk, bölgede kullanıma sunulacak en son yenilikleri görme fırsatı buldu. 2019’dan bu yana ilk kez düzenlenen LG Showcase, şimdiye kadarki en büyük katılımcı grubunu bir araya getirdi ve bir marka olarak LG’ye ve heyecan verici yeni ürün yelpazesine duyulan güveni ve beklentiyi gözler önüne serdi.

Uzun süredir bekleniyordu

LG Türkiye Başkanı Dustin Lee ise şunları söyledi: “LG’deki herkes LG Showcase 2023 MEA’nın gerçekleşmesi için heyecan duyuyor. Ziyaretçilerin kullanması ve deneyimlemesi için sergilenen bir dizi inovatif yeni ürünümüz ve cihazımız var. Yaklaşık 400 konuğun katılacağı kesinleşen etkinliğimizde, ziyaretçilerden LG’nin önümüzdeki yıllarda teknolojinin geleceğini nasıl gördüğüne dair yoğun bir ilgi bekliyoruz. Bu etkinlik aynı zamanda LG’nin yerel ortaklarıyla iş ilişkilerini daha da geliştirmesi için harika bir fırsat. Şirket olarak, yerel müşterilerimizin ve ortaklarımızın ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra ‘Life’s Good’ ile temsil ettiğimiz değerleri paylaşarak onları desteklemeye kararlıyız.”

Ziyaretçiler, LG SIGNATURE ikinci nesil serisi, 10. yıl dönümü sürümleri de dahil olmak üzere Kablosuz OLED TV’ler ve MoodUP™ özellikli buzdolabı gibi LG’nin en yeni üst düzey premium ürünlerini deneyimleme fırsatı buldu. Ayrıca şirket, QNED TV, Vivace çamaşır makinesi ve DualCool klima gibi stratejik ürünlerini de sergiledi. Konuklar ayrıca LG’nin bulaşık makineleri, kurutucular, ses sistemleri, oyun monitörleri, PC’ler, elektrikli süpürgeler, şekillendiriciler ve daha fazlasını içeren yeni gelişmekte olan ürün yelpazesini de deneyimledi. Bu yıl öne çıkan özellikler arasında yaşam tarzı TV’ler ve WashTower™ ile İlk, Benzersiz ve Yeni deneyimler yer alıyor. Özellikle LG’nin pazardaki varlığını ve konumunu daha da güçlendiren LG’nin ankastre ev aletleri ürün yelpazesine odaklanılıyor.