Panasonic, savunma sanayii, kolluk kuvvetleri ve kamu hizmetleri için uygun olan 14 inç büyüklüğündeki TOUGHBOOK 40 ile en çok satan tamamen dayanıklı ve 5G desteğine sahip TOUGHBOOK G2 tabletinin Türkiye’de satışa sundu. Dünyanın en sağlam bilgisayarı Panasonic Toughbook 40 elimizde. Cihaz ne sunuyor?
TOUGHBOOK 40, dayanıklılığı modüler hale getiriyor
7 genişletme alanına sahip modüler tasarımı sayesinde parçaları en zorlu koşullara göre hızlı ve kolay bir şekilde değiştirilebilen TOUGHBOOK 40, operasyonları kolaylaştıran askeri seviye güvenliği ve iletişim imkanlarıyla en zorlu koşullarda bile kullanılabiliyor.
Tek bataryada yaklaşık 18 saat, cihazı kapatmadan değiştirilebilen iki bataryayla yaklaşık 36 saat kullanım ömrü sunan TOUGHBOOK 40‘ta RAM, SSD, akıllı kart ve parmak izi okuyucular için 4 genişletme alanı daha bulunuyor. Bu alanlar ikinci SSD, DVD ve Blu-ray sürücülerine ek olarak VGA, True Serial, USB 3.2 Gen1 Tip-A ve ikinci HDMI veya dahili GLAN gibi girişler için kullanılabiliyor.
Cihaz, araç içinde veya ayakta kullanılabiliyor. Aynı şekilde araçların aksamlarını teşhis ederken, bakım yaparken ve eğitim verirken de yardımcı oluyor. Cihaz kolluk kuvvetleri ve sınır kontrollerinde yönlendirme, plakayı veya şüpheliyi tanımlama gibi süreçler için de ideal bir kullanım sunuyor.
Otomotiv ve tarım sektörlerinde ise yol kenarında veya tarlada, kamyonlarda veya büyük makinelerde teşhis ve onarım yapan teknisyenler için mükemmel bir araç haline geliyor. Kamu hizmetlerinde ise mühendisler boru hatlarının, güneş panellerinin ve elektrik santrallerinin denetimleri ve bakım programları için TOUGHBOOK 40′ı kullanabiliyor.
En büyük güçlükleri bile aşabilen performans
Windows 11 güvenli çekirdeklere sahip olan TOUGHBOOK 40, Intel Core i5-1145G7 vPro işlemci (opsiyonel Intel Core i7 vPro işlemci), 16GB RAM (64GB’a varan seçenekler) ve hızlıca değiştirilebilen standart 512GB NVMe OPAL SSD (2TB’a varan seçenekler) ile birlikte geliyor.
Ayrıca hızlıca değiştirilebilen NATO onaylı VIASAT kendi kendisine şifreleyen güvenlik sürücüleri, MIL bağlayıcılarıyla ve montaj istasyonlarıyla birlikte kullanma imkanı, çalışırken ışığı ve elektronik aktarımları anında kesmek için tek dokunuşla aktifleşen Gizli Mod işlevi de bulunuyor.
Parlaklığı yüksek Full HD dokunmatik ekran, dokunmatik ekran kalem, parmak, eldiven ve ıslak ten arasındaki farklı otomatik olarak algılayabiliyor ve en uygun kullanım moduna anında geçiş yapıyor. Yeni tasarlanan touchpad’de eldiven giyildiğinde ve yağmur yağarken de çalışabilen iki tane fiziksel fare tuşu bulunuyor. İki parmakla kullanım imkanı sayesinde kullanıcılar sahadaki en karmaşık işlemleri bile kolaylıkla yapabiliyor.
TOUGHBOOK 40 en yeni iletişim teknolojilerini destekliyor
TOUGHBOOK 40, simleri ve LTE’yi değiştirmeden mobil taşıyıcılar arasında geçiş yapabilmek için eSIM’in yanı sıra 5G gibi en yeni iletişim imkanlarını barındırıyor. Tüm büyük GPS navigasyon sistemleriyle kullanılabilen cihaz, WiFi 6 ve Bluetooth 5.1 imkanı da sunuyor.
Waves MaxxAudio stereo hoparlörler, sahada etkili iletişim sağlamak için insan sesini öne çıkarıyor ve konuşmaların gürültülü ortamlarda bile sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesini sağlıyor. Yapay zeka ile gürültü azaltma özelliğine sahip yeni dörtlü mikrofon, ortamdaki ses kalabalığını karşı tarafa yansıtmıyor.
TOUGHBOOK 40, suya ve toza karşı IP66 seviyesi ile dayanıklılığı yeni seviyelere çıkarıyor. Isı, nem ve titreşime karşı askeri standartları karşılayancihaz, 180 cm yükseklikten 26 kere yan düştüğünde bile çalışmaya devam edebiliyor.
Türkiye’nin derin teknoloji merkezi Teknopark İstanbul’un inşaatı bitme aşamasına gelen, çok amaçlı ve dönüştürülebilir modüler yapıya sahip ofisleri, yeni AR-GE firmalarını bekliyor. Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu “Yeni ofislerimizde siz de #yerinizialın” çağrısı üzerine binaları yakından tanımak isteyen bir grup AR-GE firması temsilcisiyle, Teknopark İstanbul Konferans Salonu’nda bir araya geldi.
Bilal Topçu, “Teknopark İstanbul’un 65 bin m2 alan üzerine kurulu 3. Etap’ın B Blok binası, çok yakında hizmete alınacak. Bizim için bu çok önemli, çünkü sırada bekleyen nice projeler; nice mühendislerimiz, nice firmalarımız var, onlara yer açmak istiyoruz. Hem Teknopark içerisinde büyümek isteyen firmalara hem de dışarıdan Teknopark İstanbul’a girmek, burada projelerini yürütmek isteyen teknoloji firmalarına yer açacağımız için heyecanlıyız.
Teknopark İstanbul’dan AR-GE firmalarına yeni ofis imkanı
Burada AR-GE çalışmalarını yürüten firmalar, güçlü uluslararası bağlantılara kavuşurken, yeni ortaklar edinerek etkileşimi yüksek bir girişimcilik ekosistemin içinde çalışma fırsatı yakalıyor. Teknopark İstanbul, AR-GE firmalarının sadece mekânsal ihtiyaçlarını karşılamıyor, bunun yanı sıra sektörel ve akademik iş birliği fırsatları da sunuyor. Teknopark İstanbul’ da ayda üç dört uluslararası heyet ağırlıyoruz. Heyetlerden bazıları firmalarla görüşmek, tanışmak ve iş birliği yapmak istiyor.” dedi.
Çevreye duyarlı ofisler teknik özellikleriyle dikkat çekiyor
Yeni ofislerin bulunduğu 3. Etap B Blok, Teknopark İstanbul’un en büyük binası olacak. Binada 50 m2’den 3200 m2’ye kadar farklı büyüklükte ofisler yer alıyor. Çevreye duyarlı, sürdürülebilirlik kriterleri dikkate alarak tasarlanan bina, kendi enerjisinin önemli bir kısmını güneş enerjisiyle kendisi karşılayacak. Yağmur suyunu toplayan binada tasarruf da en üst seviyede tutuldu. Doğaya saygılı inşa edilen binada, yağmur suları toplanıp arıtılacak ve yağmur suyu tekrar kullanıma verilecek.
Doğaya saygılı inşa edilen ve peyzaj planları tamamlanan bina, çevreyle uyumu sağlayan bitkilerle süslenecek. Akıllı ofis konseptiyle tasarlanan binadan yararlanacak mühendis ve AR-GE çalışanları, iş ve dinlenme vakitlerini en konforlu şekilde değerlendirebilecek. LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) ilkeleriyle inşa edilen esnek tasarımlı akıllı binalarda çok amaçlı ve dönüştürülebilir kullanıma özen gösterildi.
Bu ofislerde proje geliştiren personel; aynı zamanda paylaşımlı ofis alanları (co-working) sayesinde, etkileşimli bir çalışma yapma olacağına sahip olacak. B Blok binasının farklı alanları da bulunuyor. Ofisler, teknik alanlar, laboratuvarlar, ortak çalışma alanları, yeme içme alanları gibi hem işe verim katacak hem de personelin daha rahat etmesini sağlayan sistemlerle donatıldı.
3. Etap B Blok’ta çalışan mühendis ve AR-GE personeli, Teknopark İstanbul kampüsü içinde bulunan yüzme havuzlarından ve tenis kortları gibi alanlardan da yararlanabilecek.
Teknoloji ve bilişimin hızlı neredeyse dünyanın hızının önüne geçti. Hayal etmekle başlayan herşeyin en güzel örneği Jules Verne’nin “Denizler altında 20 bin fersah” kitabıydı. Yazar o yıllarda atom enerjisi ile çalışan bir denizaltıyı hayal etmişti. 1870 yılında kitaba konu olan Kaptan Nemo ‘nun Nautilus ’u günümüz de demode denizaltı oldu.
Şimdi sıkı durun Yazar Neal Stephenson, 1992 yılında sanal gerçeklik ortamlarındaki bahsetmişti. Neal Stephenson, Sanal Gerçekliğe yakınlığı anlattığı bilim kurgu romanı “Snow Crash”te ilk defa “Metaverse” dünyada bahsetmişti. Hızla koşan bilişim çevrimiçi bir sanal dünyasına doğru bizi sürükledi. Bizlere açılan bu dünyanın kapılarında, sanal gerçeklik, 3D holografik avatarlar, video ve diğer iletişim araçlarını gördük ve öğrendik.
Günümüzde yüzlerce şirket dünya çapında somutlaştırılmış internet yani Metaverse konusunda çalışıyor. Bu alanda çalışan tüm uzmanlar mesleği, sektörü, kariyeri ve iş modeli doğrultusunda Metaverse dünyasında yer almayanların çok büyük kayıplar yaşayacağını söylüyor.
Konu ile ilgili uzman bir kuruluş olan Scalar Vision’un Genel Direktörü Bülent Demirhan ise konuyla ilgili olarak şunları söylüyor. “ Biz bir ileri teknoloji şirketiyiz. Alanımızda tüm dünya ile eş zamanlı olarak hareket ediyor ve büyüyoruz. Teknolojik tüm görsel araçların 3D yönünde gelişeceğini görüyoruz. Uzman ekibimizle 3D teknolojileri geliştirmek için çalışıyoruz. Ekibimiz, 3D tarama donanımlarından, PC, Andorid & IOS telefon, AR ve VR gözlükleri için geliştirdiğimiz uygulamalarımızla kadar geniş bir ürün yelpazesine ve uygulama deneyimine sahip.”
Metaverse dünyasının özellikle e-ticaret sektörüne yansıması ise oldukça ilginç. Bu alanda yaşanan teknolojik gelişmeler e- ticaret sektörünün hem sorunlarına çözüm getiriyor hem de sektörün ivme kaydetmesini sağlıyor.
Sanal gerçeklik üzerine başarılı çalışmalar yapan Scalar Vision’un yöneticisi Bülent Demirhan: E-ticaret’in Metaverse çağında geleceği ne olacak diye sorarsanız. Bu sorunuzu şöyle cevaplamak isterim. 2021’in başında popülerlik kazanan Metaverse için daha çok yol kat etmek gerek. Fakat Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik cihazlarında sunulan deneyim çok önemli. Metaverse’de sahipli ve ya merkeziyetsiz olarak pek çok yapı var. Bu yapı ile gerçek dünya arasında gerekli veri akışını sağlayabiliriz. Bizler internetin değişimine şahit olan şanlı insanlarız. Günümüzde içerikler yazılardan uzaklaşarak yerini fotoğraflara ve videolara bıraktı. Geçmişe baktığımızda çok uzak değil 2000’lerin ortasında video devrimi başladı ve bunu 3D takip etti. Arama motorlarında farklı bir yer almak isteyenler hızlı bir şekilde markalarının dijital ikizlerini oluşturmalı. Bu sayede bütün arama motorlarında öncelikli olacaklardır. Ayrıca birçok marka ürünlerinde metaverse ile satışa dönüşün yüzde 100’ün üzerinde arttığını açıklıyor. Aynı zamanda kullanıcıların 3 boyutlu içeriklerde daha fazla vakit geçirdiği tespit edildi. AR teknolojisi ile e-ticarette iade oranlarının düşmesi sağlandı.”
Scalar Vision’un geleceği ile ilgili olarak konuşan Demirhan. “Karma gerçeklik çağında ilerliyoruz. Scalar Vision bu alanda ihtiyacımız olan her türlü dijital 3D içeriği ve yazılımı üretiyor. Başarılı bir metaverse uygulaması için gerekli olan cihaz ve servisleri sağlıyoruz. Bunun yanında, karma gerçeklik ortamında kullanacak diğer alt yapıları geliştiriyoruz. Hedefimiz, ülkemizde ve dünyada insanlığın kullanımına bu teknolojileri sunan önemli aktörlerden olmak. Çalışmalarımızla bu alanda her geçen gün bir adım ilerliyoruz. Bu yolda ilerlerken müşterilerimiz ve iş ortaklarımızla birlikte yeniçağın yeni liderleri arasında olmayı hedefliyoruz.
Siemens Energy ve Air Liquide, Avrupa’da endüstriyel ölçekte yenilenebilir hidrojen elektrolizör üretimine odaklanan bir ortak girişim kurma planlarını duyurdu.
Açıklanan hareket, “yenilenebilir” veya “yeşil” hidrojen üretim maliyetlerini düşürmenin ve sektörü rekabetçi hale getirmenin bir yolunu bulmaya yönelik en son girişimi temsil ediyor. Siemens Energy’nin yüzde 74,9 hisseye sahip olacağı ve Air Liquide’in yüzde 25,1 hissesine sahip olacağı ortak girişimin kurulması, yetkililerin onayına tabi olacak.
Her şey yolunda giderse, merkezi Berlin’de olacak ve elektroliz modülleri veya yığınları üreten bir tesis de orada olacak. Almanya’nın başkentinde elektrolizör üretimine yönelik planlar daha önce duyurulmuştu. 2025 yılında ulaşılan yıllık 3 gigawatt üretim kapasitesi ile üretimin 2023 yılında başlaması planlanıyor.
Avrupa Birliği’nin yürütme kolu olan Avrupa Komisyonu, daha önce 2030′da AB’de 40 GW’lık yenilenebilir hidrojen elektrolizörlerinin kurulmasını istediğini söylemişti.
Şubat 2021′de Siemens Energy ve Air Liquide, “büyük ölçekli bir elektrolizör ortaklığı” geliştirme planlarını açıkladı.
LinkedIn’in 2022 Küresel Yetenek Eğilimleri raporuna göre, bazı şirketler haftada bir ofiste çalışma dönemine geri dönerken, yöneticilerin yüzde 81′i daha esnek bir iş yeri benimsediklerini söyledi. Ancak çalışanları ofise geri almak kolay olmadı ve şirketler, pandemi sonrası bir dünyada ofisin oynadığı rolü yeniden düşünmek zorunda kalıyor.
Googleplex’i tasarlayan Clive Wilkinson, teknoloji sektörü ve diğerleri tarafından hibrit çalışanların ihtiyaçlarını karşılayan işyerleri inşa etmeye yardımcı olmak için çağrılan mimarlardan biridir. Açık oturma iş istasyonlarından video konferans işbirliği bölmelerine kadar, işyerini çalışanlar için bir kaynak olarak tamamen yeniden düşünüyorlar.
Wilkinson, “Çalışanların haftada beş gün gelmesi için artık ısrar edemezsiniz. İşyerinin onlara sağlayacağı faydaları istedikleri için içeri girecekler” diyor. Bununla birlikte hibrit çalışma modeli, ofislerin yeniden tasarlanması ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Daha az kişinin dönüşümlü bir şekilde ofisten çalışma ihtiyacını karşılayan ofisler, trend olmaya başladı bile.
3,9 milyar sterlinlik fintech firmasının CEO’su, vergi makamlarının 720 bin sterlin değerinde bir vergi faturasını ödemediğini tespit ettikten sonra İngiltere düzenleyicileri tarafından soruşturuluyor.
2011 yılında Wise’ın kurucu ortağı olan Kristo Kaarmann, 2018′de vergi faturasını temerrüde düşürdüğü için İngiltere’nin vergi toplamaktan sorumlu bakanlığı olan Gelir ve Gümrük Dairesi tarafından kısa süre önce 365 bin 651 strelin para cezasına çarptırıldı .
O sırada bir şirket sözcüsü, Kaarmann’ın 2017/18 vergi yılı için kişisel vergi beyannamelerini geç teslim ettiğini, ancak o zamandan beri ”önemli” geç dosyalama cezalarıyla birlikte borcunu ödediğini söyledi. Wise’ın yaptığı açıklamaya göre, İngiltere’nin Mali Davranış Otoritesi şimdi konuyla ilgili bir soruşturma başlattı. Düzenleyiciler, Kaarmann’ın düzenleyici yükümlülükleri ve standartları karşılayıp karşılamadığını araştırıyor.
FCA soruşturma hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Wise, yönetim kurulunun Kaarmann’ın vergi ihlalini araştırmak için dışarıdan avukatlar tuttuğunu söyledi. Soruşturma 2021′in dördüncü çeyreğinde tamamlandı ve bulguları FCA ile paylaşıldı.
Destekçilerinin çoğuna göre, kripto para biriminin diğer finansal sistemlere göre en büyük avantajlarından biri, belirli bir şirketin, merkez bankasının veya hükümetin kontrol sahibi olmamasıdır. Yine de durum böyle değil. Savunma İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından görevlendirilen bir rapor üzerinde çalışan araştırmacılar, sözde merkezi olmayan bu sistemlerde “istenmeyen merkezilikler” olabileceğini buldular.
Rapor üzerinde çalışan yazılım güvenliği araştırma şirketi Trail of Bits’in CEO’su Dan Guido: “Topluluk öyle söylediği için blok zincirinin değişmez ve merkezi olmayan olduğu kabul edildi” dedi. NPR’ye kripto para gücünün, pastanın büyük bir kısmına sahip olan insanlar veya kuruluşlar arasında yoğunlaştığını söyledi.
Raporda ayrıca üç ISP’nin tüm bitcoin trafiğinin yüzde 60’ını idare ettiği belirtiliyor. Bir iletişim düzenleyicisi, bir bilgisayar korsanı veya bu ISS’lerden birinin gözetimi altında olan bir başkası, bitcoin trafiğini yavaşlatırsa veya durdurursa, bir blok zinciri ağı bozulabilir.
Bitcoin ağının kendisinde de zayıflıklar var. Rapor, düğümlerin yüzde 21’inin çekirdek bitcoin istemcisinin eski, savunmasız bir sürümünü çalıştırdığını buldu. Bu sistemler, bir blok zinciri ağının çoğunluğunu ele geçirmek isteyen bir saldırgan tarafından hedef alınabilir, ancak bu, bitcoin ağının boyutu göz önüne alındığında nispeten olası görünmemektedir.
Tesla ve California kuruluşu PG&E, uygun Powerwall sahiplerine elektrik kesintilerine karşı savunmasız olduğunda şebekeye ekstra elektrik göndermeleri için ödeme yapacak yeni bir program başlattı. Powerwall ile birlikte çalışarak, acil durumlarda veya enerji kesintilerinde ışıkların açık kalmasına yardımcı olabilecek bir “sanal enerji santrali” oluşturuyor.
Powerwall sahipleri sisteme kayıt olarak, şebekenin çok fazla stres altında olduğu belirlenmiş “olaylar” sırasında şebekeye besledikleri her ek kWh için 2 ABD doları alacaklar. Bu, California şebeke operatörü CAISO’nun herhangi bir enerji uyarısı, uyarısı veya acil durum yayınladığı zamanı içeriyor.
Tesla, geçen Temmuz ayında PG&E ve birkaç başka yardımcı program ile benzer bir beta programı başlattı. Ancak bu, ödemesi olmayan gönüllü bir programdı. Şimdi, katılımcıları cezbetmek için parasal bir teşvikle, program California’da önemli bir yedek enerji kaynağı olacak kadar büyüyebilir. Tesla’ya göre, katılımcılar potansiyel olarak 50.000’den fazla Powerwall ile dünyadaki en büyük dağıtılmış pilin oluşturulmasına yardımcı olacak.
General Motors yaptığı açıklamada, modellerini “Tak ve Şarj Et” özelliği ile donatarak elektrikli araç şarj sürecini kolaylaştırmaya odaklanan büyüyen bir otomobil üreticisi listesine katılacağını söyledi.
Tak ve Şarj Et teknolojisi 2014’ten beri mevcut olmasına rağmen, endüstri, gerekli donanım ve yazılımın yanı sıra ödemeyi doğrulamak için standartlar üzerinde anlaşmaya varmakta yavaş kaldı. Bu, Tesla’nın on yılın daha iyi bir bölümünde, sürücülerin sürmesine, takmasına ve şarj etmesine izin veren sorunsuz şarj ağıyla öne çıkmasına izin verdi.
Diğer markaların sürücüleri için süreç daha karmaşıktı ve sürücünün ücret almaya başlamadan önce bir dizi uygulama ve hesap, RFID okuyucu ve işlevsel olmayan kredi kartı okuyucusu ile mücadele etmesini gerektiriyordu. Bazen donanım uyumsuzdur ve kabloyu araca bağlamak için dongle’lar ve fiş adaptörleri gerektirir.
Bir park yerinde birden fazla tedarikçiden birden fazla şarj cihazı bulmak alışılmadık bir durum değil. Ancak otomobil üreticileri arasında artan rekabet, sorunsuz ve işlevsel bir şarj deneyiminin daha öncelikli hale geldiği anlamına geliyor.
Tak ve Şarj Et, sürücülerin farklı bir şarj ağı için hesaplarını kullanarak bir şarj istasyonunda ödeme yapmalarına izin vererek süreci basitleştirir. Sürücü, bir benzin istasyonunda doldurma kolaylığına benzer şekilde, makineye doğru çeker ve şarj etmeye başlar.
GM, özelliğin Ultium Platformu üzerine kurulu tüm mevcut ve gelecek GM EV’lerin yanı sıra çoğu Chevrolet Bolt EV ve Bolt EUV ile çalıştığını söyledi. Tak ve Şarj ile şarj istasyonu aracı park ederken tanır ve ön kayıt veya ek bir hesap oluşturma ihtiyacını ortadan kaldırır. Ödeme, doğrudan kullanıcının akıllı telefonundan gerçekleştirilir ve kimliği doğrulanır.
LG Electronics, Güney Koreli bir elektrikli araç pil şarj cihazı geliştiricisi olan AppleMango’yu satın aldı. Elektrikli araç şarj istasyonu operatörü GS Energy ve bir BT sağlayıcısı olan GS Neotek ile ortaklaşa yapılan satın alma, LG’nin gelecekteki iş fırsatlarından yararlanmasına olanak sağlayacak.
LG Electronics’in kıdemli başkan yardımcısı Paik Ki-mun yaptığı açıklamada: “Daha çevre dostu araçlara yönelik artan talep nedeniyle elektrikli araç şarj pazarının hızla büyümesi bekleniyor. B2B sektöründeki bilgi birikimimizi ve deneyimimizi kullanarak, çeşitli müşteriler için özelleştirilmiş, entegre araç şarj çözümleri sunacak, mevcut müşterimizin rekabet gücünü artıracak ve gelecekteki fırsatlara hazır olmamızı sağlayacağız” dedi.
Anlaşmanın ardından LG Electronics’in yan kuruluşu olacak AppleMango’da LG Electronics yüzde 60, GS Energy ve GS Neotek sırasıyla yüzde 34 ve yüzde 6 hisse aldı. Şirketler, anlaşmanın mali şartlarını açıklamadı. Yerel basında çıkan bir habere göre, satın alma büyüklüğünün 7.8 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor.
Hareket, LG Electronics’in elektrikli araçlar, nesnelerin interneti (IoT) ve B2B çözümleri gibi büyüme alanlarına odaklanmak için zarar eden mobil işini kapatmasından yaklaşık bir yıl sonra geldi.
Toshiba’nın hissedarları, 146 yaşındaki Japon holdingi için bir dönüm noktası oluşturabilecek ve olası bir satın almayı hızlandırabilecek bir hareketle, serbest fon yatırımcılarından ikisi de dahil olmak üzere önerilen tüm yöneticileri onaylamaları bekleniyor.
Şirket ile aktivist yatırımcılar arasında uzun süredir devam eden bir savaşı sona erdirmek için tasarlanmış bir hareket olan yıllık genel kurul toplantısında dış direktör olarak onaylanmak üzere Elliott Management ve Farallon Capital Management’tan yöneticileri aday gösterdi. Etkili vekil danışmanlar Kurumsal Hissedar Hizmetleri A.Ş. (ISS) ve Glass Lewis, atamaları için oy kullanılmasını tavsiye etti.
Eski bir yüksek mahkeme yargıcı olan dış direktör Mariko Watahiki, Elliott ve Farallon tarafından öne sürülen adaylara, ikilinin yönetim kurulundaki varlığının aktivist yatırımcılara karşı çarpıtacağını söyleyerek itiraz etti.
Modüler, sikloptik robotu Clicbot ile tanınan Keyi Technology, yeni bir finansman turunda “on milyonlarca dolar” topladı. Google’ın görsel sürükle ve bırak programlama dili Blockly tarafından desteklenen Clicbot, binlerce farklı şekilde tasarlanabileceğini iddia ediyor.
Finansman turunun baş yatırımcısı, mevcut piyasa değeri 4 milyar dolar olan Çin ve ABD merkezli pil paketi ve şarj devi Anker oldu. Diğer yatırımcılar arasında Xiaomi’nin kurucusu Lei Jun’un Shunwei Capital’i olan Xiaomi ve 2000’lerde Çin’e giren Silikon Vadisi erken aşama yatırımcısı BlueRun Ventures China vardı.
Anker, yatırım portföyünün ayrıntıları sorulduğunda yorum yapmaktan kaçındı. Ayrıca Keyi ile kendisi arasındaki potansiyel işbirlikleri hakkında bir soruya da cevap vermedi.
Keyi’nin yeni finansmanı, ABD ve Avrupa’daki enflasyonun tüketicilerin teknoloji cihazları ve diğer ürünlere yönelik iştahını vurduğu bir zamanda geliyor. Ancak gelirlerinin yüzde 60’ını Çin dışından elde eden Keyi, milyonlarca çocuğu evden öğrenmeye sevk eden COVID-19 salgını sayesinde küresel akıllı oyuncak pazarında “önemli bir büyüme” görüyor.
Teknoloji eğitim platformu CodingDojo tarafından yapılan işe alım verilerinin analizi, tam olarak hangi rollerin hızlı bir yükselişte olduğunu ve nedenini vurguladı.
CodingDojo, listesini oluşturmak için Glassdoor’un 2022 için Amerika’daki En İyi 50 İşi listesini analiz etti ve teknik iş tanımına giren her işin sıralamasını aldı. Bunu “teknisyen olan ve donanım, yazılım ve diğer teknik geliştirme biçimlerini oluşturmak ve sürdürmek için çalışan biri” olarak sınıflandırdı.
CodingDojo, mevcut Indeed iş ilanlarının sayısını ve Amerika Birleşik Devletleri Çalışma İstatistikleri Bürosu tarafından her bir role verilen tahmini büyüme oranını saydı . Her sayı daha sonra ölçeklendi ve standartlaştırıldı. Bu çalışmaya göre en çok talep gören 10 meslek dalı şu şekilde oldu:
♦ Bulut güvenliği mühendisi
♦ Full stack mühendisi
♦ Veri bilimci
♦ Makine öğrenimi mühendisi
♦ Java geliştiricisi
♦ Veri mühendisi
♦ Bulut mühendisi
♦ Backend developer
♦ Salesforce mühendisi
♦ Otomasyon mühendisi
Sabancı Topluluğu, yeni ekonomi odaklı uzun vadeli büyüme stratejisi kapsamında, Sabancı Holding’in Kurumsal Girişim Sermayesi Fonu olan Sabancı Ventures aracılığıyla yeni bir yatırımı daha tamamladı. Böylelikle Sabancı Ventures, dijital sağlık alanında yapay zekâ tabanlı hastalık yönetimi ve telesağlık hizmeti platformu geliştiren Albert Health’in hissedarı oldu.
Sabancı Ventures’ın liderlik ettiği yatırım turunda Akportföy, Teknoloji Yatırım (TTGV1 Fonu) ve EGİAD (Ege Genç İş İnsanları Derneği) Melekleri’nin katılımı ile toplam 1 milyon ABD doları tohum yatırımı yapıldı.
Yapılan yatırım ile Albert Health, klinik doğrulama çalışmalarını hızlandırmayı ve İngiltere başta olmak üzere yurtdışı pazarlarda çoklu kronik hastalık yönetimi platformunu genişletmeyi hedefliyor.
Hastaların kronik hastalıklarını yönetmelerini sağlayan, sesli komut tabanlı, yapay zekaya dayalı dijital bir sağlık platformu olan Albert Health, küresel bir dijital hastalık yönetimi şirketi olma vizyonuyla çok uluslu ilaç şirketleriyle hastalık yönetimi ve telesağlık programları geliştiriyor. 2018 yılında kurulan şirket hali hazırda 100 binden fazla hastaya hizmet veriyor.
Bu yatırımla birlikte 2020 yılında kurulan Sabancı Ventures’ın portföyündeki toplam girişim sayısı 5’e, 2022 yılında yatırım yaptığı şirket sayısı ise 3’e yükseldi.
Sabancı Ventures geçtiğimiz yıllarda Thread In Motion ve Lumnion’a; bu yıl ise yerli bulut sistem entegratörü olarak müşterilerine veri depolama ve bulut yönetimi gibi hibrit bulut çözümleri sunan Bulutistan ile yapay zekâ odaklı akıllı asistan hizmetleri konusunda uzmanlaşmış Zack.ai şirketlerine yatırım yapmıştı.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sabancı Holding Strateji ve İş Geliştirme Grup Başkanı Gökhan Eyigün;
“Sabancı Topluluğu olarak ‘yeni ekonomi’ odaklı büyüme stratejimiz kapsamında dijital teknolojilere yatırımlarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Geleceği şekillendireceğine inandığımız girişimlere yaptığımız bu yatırımlarla bir yandan hissedarlarımıza olan sorumluluğumuzu yerine getiriyor bir yandan da Topluluk Vaadimiz’de de belirttiğimiz gibi, dijital teknolojilerin gücüyle daha sürdürülebilir bir yaşam amacımıza katkıda bulunuyoruz. Bu stratejimiz kapsamında, önümüzdeki dönemde de etki gücü her türlü ülke sınırlarını aşan, küresel değer üretme potansiyeline sahip öncü fikirlerin ve girişimlerin destekçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.
Toplam 13 ülkede 7 farklı iş ortaklığıyla faaliyet gösteren ve çok uluslu şirketlerle uzun soluklu ortaklık tecrübesine sahip bir Topluluk olduklarının altını çizen Gökhan Eyigün, Sabancı’nın, yatırımcı olarak bu şirketlerde yer almasının, girişimlerin ulusal ve uluslararası büyüme yolculuklarına da önemli katkı sunacağını belirtti.
Toyota, bataryalı araçlara olan bağlılığı ve iklim politikası üzerine lobi faaliyetleri nedeniyle New York City ve Danimarka emeklilik fonlarının ateşi altında yıllık genel toplantısını yaptı.
Japon otomobil üreticisi, yirmi yıldan fazla bir süre önce popüler hale getirdiği hibrit Prius modeli için çevrecilerin gözdesiyken, yakın zamanda çevreci yatırımcılardan akülü araçları benimsemenin yavaş olduğunu söyleyen eleştiriler aldı.
Ayrıca lobi faaliyetlerinin bataryalı elektrikli araçlara geçişi baltalamak için çalıştığını söylüyorlar. Enerji ve iklim düşünce kuruluşu InfluenceMap, kamuoyuna açıklamalar ve hükümetlerle etkileşimi içeren iklim politikası konusundaki lobicilik sicili nedeniyle büyük otomobil üreticileri arasında en kötü olarak derecelendirdi.
Brad Lander hissedar toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada, “Toyota’nın lobi faaliyetlerinin iklim hedefleri ve elektrikli araç stratejisi ile yanlış hizalanmasından son derece endişeliyiz” dedi.
Lander, yönetimi altındaki yaklaşık 140 milyon dolarlık Toyota hissesi dahil 253 milyar dolarlık varlığa sahip bir emeklilik sistemini yönetiyor.
Toyota geçen yıl arabalarını 2030 yılına kadar elektrikli hale getirmek için 60 milyar dolar taahhüt etti ve bunun yarısı bataryalı elektrikli araçlar geliştirmesi için planlandı.
Çin’in internet güvenlik otoritesi, piyasa düzenleyicisinin bir antitröst soruşturmasıyla çevrimiçi akademik veritabanını hedeflemesinden yaklaşık bir ay sonra, Çin Ulusal Bilgi Altyapısı (CNKI) hakkında bir soruşturma başlattı.
Çin Siber Uzay İdaresi, web sitesinde soruşturmanın “ulusal verilerin güvenlik risklerini önlemeyi, ulusal güvenliği korumayı ve kamu çıkarlarını korumayı” amaçladığını ve CNKI yönetimini bir toplantı için çağırdığını söyledi.
Bir aydan biraz fazla bir süre içinde CNKI’ye odaklanan ikinci bir soruşturma, veritabanını bu yıl düzenleyiciler tarafından en yüksek profilli hedeflerden biri haline getirirken, Pekin diğer birçok internet platformunda kapsamlı düzenleyici baskısını sona erdirmeye başladı.
13 Mayıs’ta Çin’in piyasa düzenleyicisi, Piyasa Düzenleme Devlet İdaresi CNKI hakkında bir antitröst soruşturması başlattı . CNKI , Nisan ayında yerel basının Çin’in en iyi araştırma grubu olan Çin Bilimler Akademisi’nin yüksek abonelik ücretlerini gerekçe göstererek CNKI kullanımını askıya alacağını bildirmesinin ardından inceleme altına alındı.
CNKI, web sitesinde, 2017’nin sonunda 20 milyondan fazla bireysel kullanıcı ve 10 milyonun üzerinde günlük ortalama erişim hacmiyle akademik araştırma için dünyanın en büyük okuyucu kitlesine sahip olduğunu söyledi.
Dünyanın en büyük elektrikli araç pil üreticisi olan China’s Contemporary Amperex Technology Company Limited (veya kısaca CATL), CATLÇin’in efsane kitaplarından çıkan bir yaratığın adı olan bu yeni pile Qilin deniliyor ve sadece daha fazla enerji yoğun olmakla kalmıyor, aynı zamanda daha hızlı şarj oluyor ve daha güvenli ve daha uzun ömürlü olduğu belirtiliyor.
Geliştiriciler enerji yoğunluğunu 255 Wh/kg’a çıkarmayı başardılar. CATL, bu yeni teknoloji ile yüzde 10’dan 80’e şarj etmenin yaklaşık 10 dakika içinde veya pilin önceden ön koşullandırılması anlamına geldiğini düşündüğümüz bir “sıcak başlatma” ile 5 dakika kadar kısa bir sürede mümkün olacağını belirterek şarj süreleri de düştü.
CATL, Volkswagen, BMW, Nio ve tabii ki Tesla dahil olmak üzere birçok büyük otomobil üreticisine pil tedarik ediyor. Bununla birlikte, rakip pil üreticileri de dikkate değer ilerlemeler kaydettiği için küresel liderliğini korumak için yenilik oranını artırması gerekiyor. 2022’de şimdiye kadar, Q1 sonuçları 2021’e kıyasla yüzde 24 düştü, bu nedenle yeni Qilin piline çok şey biniyor.
Şirket, bu yeni pil teknolojisiyle, elektrikli otomobillere tek şarjla 1.000 km menzil sağlayabileceğini iddia ediyor. Bu, şu anda üretilen Model Y’de yeni kullanılmaya başlanan yeni Tesla 4680 hücrelerinden yüzde 13 daha fazla.
Şirket, BMW’nin Çin’deki üçüncü otomobil montaj tesisi olan ve Liaoning eyaletinin kuzeydoğu şehri Shenyang’da bulunan Lydia fabrikasının, BMW’nin dünyanın en büyük otomobil pazarındaki yıllık üretimini 2021’de 700 binden 830 bin araca çıkaracağını söyledi.
BMW, tesisin yalnızca esnek üretim hatlarındaki pazar talebine göre pille çalışan elektrikli otomobiller üretebilecek şekilde tasarlandığını söyledi.
BMW, Lydia fabrikasının üretim hatlarından çıkacak ilk modelin, tamamen elektrikli orta boy bir spor sedan olan i3 olduğunu ve Çinli müşteriler için EV modellerinin yelpazesini gelecek yıl 13’e çıkaracağını söyledi.
Tesla ve BYD gibi Çinli otomobil üreticileri, satışları bir yıl öncesine göre iki katından fazla artırarak Çin’deki gelişen elektrikli araç pazarına hakim durumda. Bu arada General Motors ve Volkswagen gibi içten yanmalı motor çağının kralları geride kalıyor. Çin Otomotiv Üreticileri Birliği verilerine göre, bu yılın ilk beş ayında Çin’de satılan otomobillerin yaklaşık dörtte biri pille çalışıyordu.
Danışman AlixPartners yaptığı açıklamada, elektrikli araç satışlarının 2028 yılına kadar küresel olarak yüzde 33’e ve 2035 yılına kadar yüzde 54’e ulaşabileceğini söyledi.
Elektrikli araçlar geçen yıl küresel satışların yüzde 8’inden azını oluşturdu ve 2022’nin ilk çeyreğinde yüzde 10’un biraz altında kaldı.
Firma, yıllık Küresel Otomotiv Görünümü brifinginde, bu talebi desteklemek için, otomobil üreticileri ve tedarikçilerin artık 2022-2026 yılları arasında elektrikli araçlara ve pillere en az 526 milyar dolar yatırım yapmayı beklediklerini söyledi. Bu, 2020-2024 yılları arasında 234 milyar dolarlık beş yıllık elektrikli yatırım tahmininin iki katından fazla.
Firmanın otomotiv uygulamalarının eş lideri Mark Wakefield’e göre, bu yüksek yatırımlar artık elektrikli araç büyümesini kaçınılmaz hale getirdi. Wakefield, endüstrinin içten yanmalı motorlu (ICE) araçlardan elektrikli araçlara geçiş sırasında hala ekonomik ve tedarik zinciri zorluklarıyla karşı karşıya olduğunu da sözlerine ekledi.
Geçiş, “işletim modellerinde – sadece tesislerde ve insanlarda değil, tüm çalışma biçiminde – köklü değişiklikler gerektirecektir” dedi. Bazı şirketler ICE ve elektrikli araç işlerini ayırmaktan fayda sağlayacak, diye ekledi.