Görüntülü toplantılar yaratıcı fikirleri engelliyor

0
Kolombiya Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yapılan yeni bir araştırma, görüntülü aramaların yüz yüze toplantılara kıyasla yaratıcı fikirlerin üretimini azalttığını gösteriyor. Nature’da yayınlanan çalışma, 1.500 kişiyi bir video görüşmesi üzerinden veya yüz yüze rastgele eşleştirmeyi ve onlardan yeni ürün fikirleri bulmalarını ve gelecekteki bir ürün yeniliği olarak sunmak üzere birini seçmeyi içeriyordu. Araştırmanın yazarları Melanie Brucks ve Jonathan Levay, deneyin yüz yüze çiftlerin sanal olarak tanışanlara kıyasla daha fazla fikir ve daha yaratıcı fikir ürettiğini gösterdiğini buldu. Ancak, hangi fikrin öne sürüleceğini seçmeye gelince, sonuçlar her iki grubun da eşit derecede etkili olduğunu gösterdi. Çalışma, yazarların göz izleme verilerini kullanarak, sanal ortakların odanın etrafına bakmak yerine doğrudan birbirlerine bakarak daha fazla zaman harcadıklarına dikkat çekti. Yazarlara göre bulgular, insanlar bilgisayar kullandıklarında görsel odağın daraldığını ve bunun da bilişsel odaklarını sınırladığını gösteriyor.

Meta veri deposu daha önemli hale geliyor

0
GlobalData’dan analistler, meta veri tabanına güç katacağına ve benimsemeyi teşvik edeceğine inandıkları ilerlemeleri açıkladılar. GlobalData Yıkıcı Teknoloji Uygulama Başkanı Kiran Raj: “Gecikme, meta veri deposunun benimsenmesi için önemli bir engeldir. Birkaç şirket, teknik veya ticari zekalarına göre bu sorunu çeşitli açılardan ele almaya çalışıyor” dedi. Raj: “Potansiyel çözümler, ağ protokolleri, yazılım uygulamaları veya çipler ve AR ve VR cihazları gibi donanımlar açısından olabilir” ifadelerini kullandı. Potansiyel çözümler arasında, Syntropy’nin DARP (Merkezi Olmayan Otonom Yönlendirme Protokolü) adlı yeni bir internet protokolü yer alıyor. DARP, dünya çapındaki veri merkezlerini birbirine bağlar ve performans sorunlarını tespit edebilir ve anında daha iyi performans gösteren bir kanala geçebilir. GlobalData, DARP gibi yeni protokollerin ağ gecikmesini azaltacağını ve ademi merkeziyetçi özellikleri aracılığıyla metaverse ve web 3.0 uygulamalarını desteklemeye yardımcı olacağını söylüyor. GlobalData’nın listesindeki diğer bir gecikme önleyici Wi-Fi 7’dir. GlobalData, gelişmiş çoklu bağlantı işleminin (MLO) Wi-Fi 7 cihazlarının kanalları toplamasına ve bunlar arasında hızla geçiş yapmasına olanak tanıdığını ve yüksek yoğunluklu, sıkışık ağlarda performansı koruduğunu söylüyor. GlobalData Kıdemli Yıkıcı Teknoloji Analisti Abhishek Paul Choudhury: “Gelişmekte olan teknolojilerin ortaya çıkmasıyla birlikte daha yüksek internet hızına olan talep her gün arttığından, veri akışının hızlı ve sürekli olması gerekiyor” diyor.

Maliyet verimliliği IoT’nin önündeki engel

Uydu telekomünikasyon devi Inmarsat’ın araştırması, başarılı dağıtımları engelleyen etkenlere ek olarak IoT’nin benimsenmesini sağlayan faktörleri vurguluyor. Ankete katılanların yarısından fazlası (yüzde 54), IoT teknolojilerini benimsemelerinin önde gelen nedeninin maliyet verimliliği olduğunu söyledi. Bunu, her ikisi de yüzde 48 ile çevresel sürdürülebilirlik ve daha fazla tedarik zinciri anlayışı izledi. Resmi bir IoT stratejisine sahip kuruluşlar, maliyet verimliliğini ve sürdürülebilirliği iyileştirmenin önde gelen itici güçleri açısından en fazla faydayı elde ediyor. Resmi bir IoT stratejisi uygulanmadığında, yüzde 52’si yatırımlarının maliyet verimliliği beklentilerini karşıladığını veya aştığını ve yüzde 53’ü çevresel sürdürülebilirlik için beklentilerini karşıladı. Resmi bir IoT stratejisi ile bu, sırasıyla yüzde 73 ve yüzde 71’e önemli ölçüde arttı. Inmarsat Enterprise Başkanı Mike Carter: “IoT’nin sağlayabileceği verimlilik kazanımları ve maliyet tasarrufları, devasa çevresel faydalarına ek olarak, çoğu kuruluşun neden IoT’yi takip ettiği konusunda net bir tablo çiziyor” dedi. Engeller açısından, yeni bir IoT dağıtımının önündeki ana engel olarak kurum içi beceri eksikliği (yüzde 37) listelendi.

IoT tükettiği enerjiden sekiz kat fazla tasarruf sağlayacak

Transforma Insights ve 6GWorld’den yeni bir rapor, 2030’daki IoT operasyonlarının tükettikleri enerjinin sekiz katından fazla tasarruf sağlayacağını tespit etti. Bu da 230 milyar metreküp net su tasarrufu sağlayacağını ve bir gigaton CO2 emisyonunu ortadan kaldıracağını gösterdi. InterDigital tarafından desteklenen rapor (pdf, e-posta gerekli), kurumsal ve ticari teknolojilerin elektrik, yakıt kullanımı, e-atık, CO2 emisyonları ve su kullanımı üzerindeki kaynak etkisini inceleyerek yeni teknolojilerin artan etkisini inceledi. Elektrik açısından rapor, yeni IoT teknolojilerinin üretiminin küresel elektrik kullanımını 2030 yılına kadar 34 terawatt-saat (TWh) artıracağını, ancak IoT çözümlerinin elektrik tüketimini 1,6 petawatt-saatten (PWh) daha fazla azaltacağını buldu. Bu da 136.5 milyondan fazla evin bir yıl boyunca enerji kullanımını desteklemeye yetecek elektrik anlamına geliyor. Karşılaştırma için, küresel BİT endüstrisinin toplam elektrik tüketiminin 2030 yılına kadar yaklaşık 8 PWh’ye yükseleceği tahmin ediliyor. Bu da yeni IoT teknolojilerinin birlikte BİT endüstrisinin toplam güç tüketiminin yaklaşık yüzde 20’sine eşit enerji tasarrufu sağlayacağı anlamına geliyor.

Akıllı trafik yönetimi 277 milyar dolar tasarruf sağlayacak

0
Juniper Research tarafından yapılan yeni bir araştırma, akıllı trafik yönetimi çözümlerinin şehirlere 2025 yılına kadar 277 milyar dolar tasarruf sağlayacağını öngörüyor. Ekonomik faydaların yanı sıra akıllı trafik yönetimi, yolculuk sürelerini, sürücü hayal kırıklığını azaltmaya ve güvenliği artırmaya yardımcı olacak. Dünya liderlerinin bu yıl 26. BM İklim Değişikliği Konferansı için İngiltere’ye gitmesiyle birlikte, şehirlerimizin verimliliğini artırmak için IoT teknolojilerini kullanmak da gündemde olmalı. Juniper’in çalışmasındaki 277 milyar dolarlık tasarrufun yüzde 95’inden fazlası, tıkanıklığı önlemeye veya sınırlamaya atfedilebilir. Akıllı kavşaklar, verimlilik iyileştirmeleri sağlayacak ve ortalama olarak her bir sürücünün trafikte geçirdiği süreyi yılda 33 saatten fazla azaltacaktır. Akıllı şehirler için bir diğer önemli büyüme alanı, park etme sistemleri olacak ve bu da, boş yer aramanın yarattığı sıkışıklığı, emisyonları ve hayal kırıklığını önlemeye yardımcı olacak. Juniper, 2025’e kadar 1 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyor. Araştırmacılar, satıcıları yol kullanıcılarına güvenli bir şekilde ilgili ve güncel park mevcudiyeti bilgileri sağlayan akıllı ekranlara odaklanmaya çağırıyor.

Yapay zeka teknolojileri ile üretimde verim ve kapasite artıyor

0
Bilişim teknolojileri ile tüm yaşamsal mekanizmaları bir araya getirerek çözümler sunma amacıyla başlayan ve 4. Sanayi Devrimi olarak adlandırılan Endüstri 4.0, üretim alanlarında yapay zeka teknolojilerinin kullanılmasını hızlandırdı.  Bugün dünyada yaşanan hızlı teknolojik değişim ve gelişmeler, insanları her alanda Endüstri 5.0’ın özelliklerini anlama çabasına yöneltiyor. Bu dönem, teknolojinin dünyanın sürdürülebilirliğine fayda sağladığı ve insanların hayatını daha da kolaylaştıracağı bir çağ olarak adlandırılıyor. 

Endüstride teknoloji devrimi

Endüstride yapay zeka teknolojileri ile üretim verimliliği artırılırken, insan ve yaşadığı dünyanın faydalarına da odaklanıldığını belirten, global ve yerli şirketlere otonom sistemleri çözümleri sunan ZGN Otonom ve Robotik’in CEO’su Özgün Yabalak; “Teknolojinin son yıllardaki hızlı değişimi, birçok alanda pratik çözüm yöntemleri geliştirilmesi gereksinimini doğuruyor. Dijital dünya ve gerçek dünyanın ihtiyaçları birbiriyle yarışırken teknolojinin bu çözümlere katkı sağlayacak faydalar sunması büyük önem taşıyor. Örneğin; dünyanın sürdürülebilirliği ve gelecek nesillere daha yaşanılır bir dünya bırakmak için teknolojinin nimetlerinden faydalanarak daha kalıcı çözümler geliştirmek gerekiyor.  Teknolojinin bu denli hızlı gelişimi insanlarda bir korku oluşmasına sebep olurken, Endüstri 5.0 topluma teknolojiden korkma mesajı veriyor. Teknoloji seni korutmak için değil sana fayda sağlamak için var bunu unutma diyor” dedi. Özellikle sanayi tarafında robotik sistemlerin kullanılmasıyla büyük gelişmeler sağlandığına değinen Özgün Yabalak;  “Teknolojinin endüstri tarafında yaşadığı bu müthiş ilerlemeyi, kesinlikle insanlar işsiz kalacak gibi düşünmemek gerekiyor. İnsan, sezgisi ve problem çözme becerisi yüksek olan bir varlık. Bu önemli özellikleri göz ardı edecek bir sistem kurulmuyor. Aksine insanların, firmaların büyüme odaklı gelişim hedeflerini hayata geçirebilmek için daha nitelikli görevlerde bulunması gerektiğinin altı çiziliyor” dedi. 

Sabancı Holding iki dijital satın alma gerçekleştirdi

0
Sabancı Topluluğu, dijital teknolojiler alanındaki yatırımlarını hızlandırdı. 2025 yılı sonuna kadar, yeni ekonomi alanında banka dışı gelirlerini ikiye katlamayı hedefleyen Sabancı Holding, bu kapsamda iki önemli global satın alma gerçekleştirdi Veri odaklı dijital pazarlama alanında faaliyet gösteren SEM ile siber güvenlik (operasyonel teknolojiler) konusunda dünyanın önde gelen startuplardan birisi olan Radiflow’u bünyesine katan Sabancı Holding, bu satın almalarla birlikte dijital alandaki küresel ayak izini de güçlendirmiş oldu.  Sabancı Holding’in, ‘yeni ekonomi’ stratejisi kapsamında dijital işlerini global ölçekte yönetmek üzere Hollanda’da kurduğu Dx Technology Services and Investment BV (DxBV)  ile dünyanın farklı coğrafyalarına kendi teknoloji çözümlerini sunacak.

Sabancı Holding CEO’su: Dünya şirketi olma yolunca adımlar atıyoruz

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper; “Çatı şirketimiz DxBV aracılığıyla gerçekleştirdiğimiz bu iki satın almayla birlikte, dijital işlerimizde önemli bir atılım dönemine giriyoruz. Daha önce de kamuoyuna ve yatırımcılarımıza açıkladığımız üzere, gelecek 5 yıldaki yatırımlarımızın yüzde 75’i ‘yeni ekonomi’ adını verdiğimiz enerji ve iklim teknolojileri, malzeme teknolojileri ve dijital teknolojiler alanlarında olacak. Dijital teknolojiler kapsamında belirlediğimiz 4 öncelikli sektör olan siber güvenlik, dijital pazarlama, ileri veri analitiği, nesnelerin interneti alanlarında organik ve inorganik büyümemizi hızlı bir şekilde sürdürüyoruz. Bugün itibarıyla, yeni ekonominin Sabancı Topluluğu’nun banka dışı gelirlerindeki payı yüzde 6’ya ulaşmış durumda. Hedefimiz bu oranı 2025 sonunda yüzde 13 seviyesine ulaştırmak. Stratejik hedeflerimizin bir parçası olan bu yatırımları gerçekleştirerek Sabancı’yı dünya şirketi yapma yolunda önemli bir pozisyona taşıyoruz” dedi. Satın alma sözleşmeleri imzalanan SEM ve Radiflow şirketlerinin, bulut ve yazılım hizmetleri sunan SabancıDx ile çok güçlü bir sinerji yaratacağını söyleyen DxBV Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler ise; “Yaratacağımız bu sinerji ile bir yandan geniş bir yelpazede global çözümler sunarken, bir yandan da dijital teknolojiler alanında küresel ayak izimizi pekiştireceğiz. Bu üç yapının, geçtiğimiz aylarda kurulumunu tamamladığımız DxBV şirketi çatısı altında faaliyet gösterecek olması da hedeflediğimiz bu sinerjiyi çok daha güçlü kılacak. SabancıDx ile bulut ve yazılım hizmetleri verirken, kritik altyapıları işleten sektör ve şirketler için siber güvenlik çözümlerimizi ise Radiflow sağlayacak. Tüketici pazarlaması alanında ise SEM firmamız müşterilerimize ileri düzey veri analizi yaparak benzersiz bir hizmet sunacak. Beş kıtada global çözümler sunan bu üç şirketimize Sabancı Üniversitesi’nin Ar-Ge gücünü de eklediğimizde, 2025 sonunda bir ‘unicorn’umuz olma potansiyelini görüyoruz.”   Hollanda’da kurulan ve Sabancı Holding’in yüzde 100 iştiraki olan DxBV bünyesinde faaliyet gösterecek olan SEM ve Radiflow şirketlerinin satın almalarına ilişkin kapanış işlemlerinin, gerekli yasal izin ve onayların alınması şartıyla, 2022 yılı üçüncü çeyrek sonuna kadar tamamlanması öngörülmektedir.  DxBV’nin gerçekleştirmeyi planladığı yatırım projelerinin seyrine bağlı olarak, öngörülen büyümesini desteklemek üzere mevcut 10 milyon USD olan sermayesinin 120 milyon USD’ye çıkarılması hedeflenmektedir.

Nokia, baz istasyonları için Türkiye’de Karel ile işbirliği yapıyor!

0
Nokia, Türkiye’de 4G ve 5G baz istasyonlarını üretmek için Karel ile bir ortaklık anlaşması imzaladığını duyurdu. Şirketler, yerel piyasa için 4G baz istasyonlarının üretimine 2022 ortasına dek başlamayı planlıyor. 2023 yılında Türkiye’de ticari bir hal alması beklenen 5G ile birlikte de yerel üretimin 5G baz istasyonlarını da içermesi bekleniyor. Konu hakkında her iki şirketten gelen ilk açıklamalar şu şekilde oldu; Özgür Erzincan, Nokia Türkiye Kıdemli Ülke Yöneticisi: “Bu duyurudan dolayı çok heyecanlıyız. Müşterilerimizle güçlü bir iş bağımızın ve uzun süreli ve güvenilir ilişkilerimizin bulunduğu Türkiye, Nokia için önemli bir pazar. Bugün Karel ile birlikte müşterilerimizden hem bugün hem de gelecekteki tüm yerli ürün taleplerini yerine getirebileceğiz. 

Türkiye’de 4G ve 5G baz istasyonu üretilecek

Karel Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Tunaoğlu: “Teknolojinin çok hızlı geliştiği, yeni nesil iletişim sistemlerine geçişin yaşandığı önemli bir değişim dönemindeyiz. Karel olarak Ar-Ge’miz, nitelikli üretim gücümüz, bilgi birikimi ve deneyimimizle teknoloji alanında küresel oyuncu olma vizyon ve hedefiyle ilerliyoruz. Bugün dünyanın lider teknoloji firmaları arasında yer alan Nokia ile başlattığımız bu işbirliğinden büyük heyecan duymaktayız. Bunun uzun soluklu, gelişen ve değer katan bir güç birliği yaratacağına inanıyoruz.” dedi.   Karel, günümüzde Türkiye’de iletişim elektroniği alanında en gelişmiş AR-GE departmanlarından birine sahip ve şirketin modern tesisleri de uluslararası standartlar ile uyumlu. Yüzde 100 yerli sermaye ile kurulan Karel, Türkiye’de pazarın lideri olmasının yanı sıra 30’dan fazla ülkeye ürün ve teknoloji ihraç eden, küresel çaptaki ilk 15 üretici arasında.

Stellantis ve Qualcomm’dan yeni araç platformları için iş birliği!

0
Stellantis ve Qualcomm, 2024 yılından itibaren Stellantis’in 14 ikonik otomotiv markasındaki milyonlarca araca akıllı, kişiselleştirilebilir ve sürükleyici araç içi deneyimler sunmak için Snapdragon Digital Chassis çözümlerini kullanmak üzere uzun vadeli bir teknoloji iş birliği duyurdu. Stellantis, telematik sistemler için Snapdragon Cockpit Platforms çözümleri ve 5G yeteneklerinden yararlanarak, müşterilerin geliştirilebilen, kişiselleştirilmiş ve ileri teknoloji deneyim beklentilerini karşılama olanağına sahip olacak. Bu anlaşma, Stellantis’in tüm yazılım alanlarını yüksek performanslı bilgisayarlarda birleştirme planını kolaylaştıracak, tüm temel araç alanlarında yüksek performanslı, düşük enerjili Snapdragon Automotive Platforms çözümlerinden yararlanacak ve Stellantis’in stratejik bileşenler üzerindeki tedarik zincirini güvenceye almaya katkıda bulunacak. 

İş birliği 2030’a Cesaretle hedefine ulaşmayı sağlayacak

Qualcomm Technologies ile yapılan teknoloji iş birliğinin, Stellantis’in araçlarını yazılım tabanlı bir yaklaşımla dönüştürürken, şirket içi ekiplerle birlikte çalışacak endüstri liderlerini nasıl tercih ettiklerinin başka bir örneği olduğunu vurgulayan Stellantis CEO’su Carlos Tavares; “Bu iş birliğimiz güvenli, kişiselleştirilmiş ve her zaman bağlı özellikler aracılığıyla müşterilerimizin ihtiyaçlarını daha iyi karşılamaya yardımcı olacak. Qualcomm Technologies’in yarı iletken lideri olarak otomotivdeki geniş deneyimi yeni platformlarımızın temel unsurlarını dikey olarak entegre etmemize ve en iyi teknolojilere erişim sağlamak için eksiksiz elektronik tedarik zincirini daha iyi yönetmemize katkı sağlayacak.
Photo : Stephane Sby Balmy
Bununla birlikte Stellantis’in hacim potansiyelini gerçekleştirmemize ve ‘Dare Forward 2030’ (2030’a Cesaretle) hedefimize de ulaşmamıza da olanak sağlayacak” şeklinde konuştu. Ortaklık ile ilgili açıklamalarda bulunan Qualcomm Incorporated Başkan ve CEO’su Cristiano Amon ise; “Snapdragon Digital Chasis çözümlerini gelecekteki araçlarda kullanarak, araçları yeniden şekillendirmek üzere Stellantis ile olan çalışmalarımızın kapsamını genişletmek heyecan verici. Yarı iletkenleri, sistemleri, yazılımları ve hizmetleri kapsayan açık, geliştirilebilir ve kapsamlı otomotiv platformlarıyla otomobillerin dijital çağdaki dönüşümüne öncülük etmesi için Stellantis’i ve geniş bir otomotiv ekosistemini destekliyoruz” dedi. Sürücü-araç ilişkisini bir sonraki seviyeye taşıyan Stellantis; Amazon ve Foxconn ile birlikte tasarlanan ve geliştirilen STLA SmartCockpit için araç içi iletişim ve bilgi-eğlence sistemlerinde yeni nesil Snapdragon Cockpit Platforms çözümlerini kullanacak. Snapdragon Cockpit Platforms çözümlerini, sadece dokunmatik veya sesle kontrol edilen kokpit konsollarına yüksek çözünürlüklü grafikler sunmak için değil, aynı zamanda kabin boyunca birinci sınıf ses ve net ve belirgin sesli iletişim sağlayarak tamamen sürükleyici bir kabin içi deneyimi sunmak için tasarlanıyor.  Snapdragon Cockpit Platforms ayrıca STLA Brain’i geliştirmek, rahatlık ve güvenlik için yeni bir dijital zekâ düzeyi oluşturmak ve son derece sezgisel yapay zekâ (AI) özellikleriyle araç içi kişisel asistan yeteneklerini geliştirmeye yardımcı olmak için kullanılacak;
  • Kablosuz güncellemelerle (OTA), araç zaman içinde güncellenecek, iyileştirilecek ve geliştirilicek. Ayrıca isteğe bağlı özellikler, ek güç veya sürüş modları gibi anlık güncellemelerle araç kullanım süresi içinde gelişmeye devam edecek.
  • Yapay zekadan yararlanan kişiselleştirilmiş deneyimlerle farklı müşteri tercihlerine uyum sağlayacak.
  • Gelecekteki iyileştirmeleri desteklemek için bağlı özelliklerle daha hızlı iletişim ve daha yüksek hesaplama gücü sayesinde gelişmiş kullanıcı deneyimleri oluşturulacak.
  • Sürekli devam eden heyecan verici yeni hizmetler ve çözümler geliştirilecek.
  • Her zaman bağlantılı deneyimler sunulacak.
  • Tüm önemli araç sistemleri için kablosuz teşhis ve onarım ile iyileştirilmiş sahiplik deneyimi sağlanacak.

Turkcell, 2022’ye güçlü başladı: İşte ilk çeyrek rakamları

0
Turkcell Grubu, 2022 yılının ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 36,7 artışla 10,7 milyar TL gelir elde etti. Grup bazında FAVÖK yüzde 30,1 artışla 4,3 milyar TL’ye ulaşırken, şirketin FAVÖK marjı yüzde 40,2 olarak gerçekleşti. 2022 yılının ilk çeyreğinde 577 bin yeni müşteri kazanan şirket, bu sayede 40 milyon toplam müşteriye ulaştı. Turkcell, bu sayede yeni yıl için belirlediği 1 milyon yeni müşteri hedefinin yarısından fazlasını gerçekleştirmiş oldu. Güçlü ve hızlı altyapısı, değer odaklı stratejisi ve marka gücüyle Turkcell, müşterilerin tercihi olmaya devam etti. Müşterilerin tercihini değerlendiren “net tavsiye skorunda” ise en yakın rakibine geçen yılın aynı dönemine göre 2 puan daha fark attı.

Turkcell 2022 ilk çeyrek sonuçlarını paylaştı

Yılın ilk çeyreğinde bine yakın yeni kontrata imza atarak yeni bir rekora ulaşan Turkcell Dijital İş Servisleri, BT servisleri pazar liderliğini sürdürdü ve geliri bu çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 75,2 büyüyerek 791 milyon TL oldu. Bugüne kadar hayata geçirilen sistem entegrasyonu ve yönetilen hizmetler proje sayısı 2 bin 310 oldu. Bu projeler, gelecek dönemlerde gelire dönüşecek toplam 1,9 milyar TL kontrat değerine (backlog) sahip. COVID-19 pandemisinin hızlandırdığı dijital dönüşüm talebi doğrultusunda şirketlere sunulan veri merkezi ve bulut teknolojileri gelirleri ise ilk çeyrekte yaklaşık ikişer katına çıktı.
  • Paycell, yılın ilk çeyreğini yüzde 67,2 büyüme ile geride bıraktı. Paycell’in 3 ay aktif kullanıcı sayısı 6,9 milyona ulaşırken, toplam işlem hacmi geçen yılın aynı döneminin yaklaşık 3 katına çıkarak 6,7 milyar TL olarak gerçekleşti.
  • Paycell, Android POS sayısını yüzde 66 artırarak 9 bin 600’e ulaştırdı. POS çözümlerinin işlem hacmi, sanal POS hizmetlerinin de katkısıyla 2 katına çıkarak 2,1 milyar TL oldu.
  • Turkcell mühendislerinin geliştirdiği dijital servisler, bu çeyrekte tekil gelirini yıldan yıla yüzde 15,3 artırarak 424 milyon TL’ye ulaştı.
  • Lifebox’ın ücretli kullanıcı sayısı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 50 artışla 1,4 milyona oldu.
  • Anlık mesajlaşma uygulaması BiP’in toplam indirme sayısı 92 milyona ulaştı, BiP’in her 5 aktif kullanıcısından biri yurt dışından oldu.
  • Yıllık yüzde 24 artış ile 2,3 milyar TL kredi portföyüne ulaşan Financell’in gelirleri bu çeyrekte sigorta işinin de katkısıyla yüzde 50 arttı.
  • Toplam sabit internet müşteri sayısı 2,7 milyonu geçerken, her 100 fiber müşterisinin 65’inde Turkcell TV+ servisi yer aldı.
2022 yılının ilk çeyreğine dair finansal ve operasyonel sonuçları yorumlayan Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, değerlendirmesinde; “Turkcell olarak ‘Önce Müşterim’ odağımızla yılın ilk üç ayında güçlü bir performans sergilemeye devam ettik. 2022’nin ilk çeyreğinde küresel çapta seyreden enerji ve diğer temel maliyetlerdeki artışlar ile bölgesel gerilimler; zorlu makroekonomik koşullar yaratsa da müşteri odaklı yaklaşımımız, analitik yetkinliklerimiz ve doğru zamanlarda aldığımız doğru aksiyonlarla güçlü gelir ve müşteri büyümemizi sürdürdük” diye konuştu. Global ve makroekonomik zorlukların yoğun olarak hissedildiği bu dönemde Turkcell’in stratejik odakları çerçevesinde hayata geçirdiği performansın çeyrek sonuçlarına olumlu yansıdığını aktaran Murat Erkan; “Yenilikçi bakış açımızı kaybetmeden, her geçen gün müşterilerimize daha iyi hizmet sağlamayı hedefliyoruz. Bölgemizde yaşanan savaş, uluslararası iştiraklerimizin gelirine olumsuz etki etse de Türkiye’de ivme kazanan performansımız ve artan gelirlerimiz sayesinde bu etkiyi aşan sonuçlar ortaya koyduk. Şubat ayında paylaştığımız, 2022 yılı için yaklaşık %30 gelir büyümesi, yaklaşık 19 milyar TL FAVÖK ve gelirlerimizin %20-21’i aralığında operasyonel yatırım harcaması hedeflerimizi koruyoruz” dedi.

Netaş ArGe’ye Genel Müdür Ataması!

0
Geride bıraktığı 50 yılda önemli çalışmalara imza atan Netaş ArGe’sinin yeni Genel Müdürü Ersin Öztürk oldu. 23 yıldan bu yana Netaş ArGe’sinde farklı pozisyonlarda görev olan Ersin Öztürk, 12 Kasım 2021 tarihinden bu yana ArGe Genel Müdürlüğü görevini vekaleten sürdürüyordu.  Türkiye’de ArGe kültürünün ve ekosisteminin temellerini atan Netaş’ta böylesine önemli bir sorumluluğu üstlenmekten dolayı büyük bir gurur ve mutluluk duyduğunu belirten Öztürk; “İlk yazılım ihracatını gerçekleştiren, köyden kente iletişim altyapısını en modern iletişim ağları ile sıfırdan ören ve binlerce mühendis yetiştiren Netaş ArGe’si olarak yerli mühendislik gücümüz, geliştirdiğimiz yenilikçi teknolojilerimiz ve sunduğumuz hizmetlerimiz ile gurur dolu yeni bir gelecek yazmaya hazırlanıyoruz. Telekom ArGe, Savunma ArGe, Bilgi ve İletişim Teknolojileri ArGe olmak üzere üç ana odakta sürdürdüğümüz çalışmalarımızla ülkemizin yerli imkanlar ile dijital dönüşümüne ilham olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Yeni nesil teknolojilerin ArGe’sinde “çevik dönüşüm” Netaş ArGe’sinin çok yönlü yetkinliği, inovasyon kültürü, bilgi ve deneyimi sayesinde farklı coğrafyalardan her dikeye özel verimliliği, iletişimi ve mobiliteyi artıran ürün ve çözümler geliştirdiğini vurgulan Öztürk; “Özel ve kamu kuruluşlarının dijital dönüşümüne öncülük ediyor, yetkin ve geniş mühendislik kaynağımız ile eş zamanlı büyük ölçekli projeler hayata geçiriyoruz. Yenilikçi teknolojiler üzerine danışmanlık hizmeti sağlarken; test süreçlerinden yazılım-uygulama geliştirmeye kadar birçok alanda sahip olduğumuz deneyimle kurum ve kuruluşlara destek sunuyor, referans projeler üstleniyoruz. Gerçek zamanlı haberleşme uygulamaları, sinyal işleme algoritmları, gömülü ve masaüstü uygulama yazılımları geliştirirken; IoT, VoIP, büyük veri analitiği, bulut bilişim, multimedya, genişbant iletişimi, raylı sistemler için sinyalizasyon, güvenli haberleşme, bütünleşik iletişim, 5G ve ötesi gibi yeni nesil teknolojilere odaklı çalışıyoruz. Söz konusu bu çok yönlü yetkinliklerimizi ve kapsamlı çalışmalarımızı Netaş’ın 5 Sütunda Akıllı Dijitalleşme Akıllı Dönüşüm stratejisi altında modelleyerek, daha çevik hareket eden bir ArGe yapısına geçecek adımları atıyoruz” dedi.  Uygulama Dönüşümünü test hizmetleri ile destekliyoruz Öztürk, Netaş’ın Akıllı Dijitalleşme, Akıllı Dönüşüm altında sunduğu beş sütundan biri olan Uygulama Dönüşümü altında ArGe’nin yazılım projeleri üstlenmelerinin yanı sıra 500’ün üzerinde mühendisi ile Türkiye’nin üç telekom operatörü ve en büyük ilk beş bankası dahil olmak üzere toplam 30 şirkete test hizmeti sunduğunu söyledi. Öztürk, Test Hizmetlerinde derinleşmeye devam ederken ArGe’de özgün olarak VisiumLab ürün ailesi altında geliştirdikleri test ürünleri ile yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da büyüyeceklerini söyledi. Ersin Öztürk, bunun ilk adımını da Azerbaycan’ın en büyük bankasına Visium Farm ürünü ihraç ederek attıklarını hatırlattı. Öztürk, yeni test ürünü Visium Manage’in de dokuz bankanın oluşturduğu bir finans kuruluşuna ilk satışını gerçekleştirdiklerini söyledi.  25 yılı aşkın savunma ArGe tecrübemizle ihracat hedefimiz yüksek Ersin Öztürk, savunma sanayisi için en ileri iletişim teknolojilerini yerli ve milli olarak geliştirdiklerini; kara, hava ve deniz muhabere cihazları için çözümler sunduklarını söyleyerek; “Savunma sektörüne yönelik, yüksek teknolojiye sahip, dünya standartlarında haberleşme sistemleri tasarlıyoruz. Amacımız farklı coğrafyalardaki fırsatları değerlendirerek, ülkemizin savunma sanayi ihracatına olan katkımızı artırmak” açıklamasında bulundu.  Dünya ArGe’sine yön veren platformlarda ülkemizi temsil ediyoruz “Uluslararası ArGe platformlarında geleceğin teknolojilerini bugünden geliştiriyoruz” diyen Ersin Öztürk, “Avrupa Birliği ArGe programlarında sürdürülebilir bir yaşam için akıllı teknolojiler vizyonumuzla yer alıyoruz. Katma değeri yüksek e-sağlık çözümlerinden rüzgâr türbinlerindeki verimliliği artıracak uygulamalara, akıllı tarım projesinden binaların dijital modellerinin dijital platformda yönetilmesine kadar çeşitli alanlarda önemli projeler gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

Ersin Öztürk kimdir?

Ersin Öztürk, 1995 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nde Lisans eğitimini tamamladı. 1998 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden Yüksek Lisans derecesini, 2019 yılında ise İstanbul Teknik Üniversitesi Telekomünikasyon Mühendisliği bölümünden doktora derecesini aldı. İş hayatına 1995 yılında Donanım Tasarım Mühendisi olarak başlayan Ersin Öztürk, 1999 yılında Netaş ArGe ekibine katıldı. 

GetirYemek’in marka yüzü için Oğuzhan Koç ile anlaştı

0
Türkiye’nin ilk sanal marketi olarak 2015 yılında hayatımıza giren Getir, verdiği hizmetlerin sayısını her geçen gün artırıyor. Bir süre önce Getirİş isimli servisini kullanıma sunan şirket, bunların tanıtımına da büyük önem veriyor. Son olarak Türkiye’nin 81 ilinde, 50 binden fazla üye restoran ile hizmet veren online yemek siparişi platformu GetirYemek’in reklam yüzü Oğuzhan Koç oldu. İşe ayrıntılar…

Oğuzhan Koç ile müzikal tadında bir reklam

Çıkardığı tüm şarkılarla müzik listelerinde ilk sıraya yerleşen Oğuzhan Koç, GetirYemek ile imzaladığı uzun soluklu anlaşma kapsamında ilk reklam filmi için kamera karşısına geçti. Toplamda 200 kişilik bir ekip ile 2 günde gerçekleştirilen müzikal tadındaki reklam filmi çekimlerinde eğlenceli anlar yaşandı. GetirYemek ile Oğuzhan Koç’un yeni iletişim serisinin ilk filminde, elinde özel tasarlanan bir gitar ile karşımıza çıkan sanatçı, GetirYemek’in “Yeniliğe Acıktıysan” isimli son jingle’ını yorumlayarak enerjisini ekrana taşıyor GetirYemek için özel olarak tasarlanan gitar ile açılan filmde, gitarı eline alan kişinin Oğuzhan Koç olduğunu görmemizle birlikte eğlence başlıyor. GetirYemek jingle’ını söyleyerek caddelerde yürüyen Oğuzhan Koç’un etrafında yarattığı etki giderek büyüyor. “Yeniliğe acıkan” milyonlarca kişinin vazgeçilmez adresi GetirYemek’i temsil eden Oğuzhan Koç’a, ilk olarak kararsız bir şekilde telefonuna bakan ve “Ne yesem?” diye düşünen bir kadın katılıyor. Genç kadın, yanından Oğuzhan Koç’un geçmesiyle birlikte GetirYemek’ten seçimini yaparak coşkuyla müziğe eşlik etmeye başlıyor. Müziğin ritmiyle birlikte, birbirinden lezzetli yemekler sipariş eden diğer GetirYemek kullanıcıları da onlara katılıyor. Gördüğümüz kalabalık hep birlikte karnaval havasında dans ederek GetirYemek jingle’ını söylüyor. Siparişini teslim alan GetirYemek kullanıcılarından kuryelere, garsonlardan aşçılara kalabalık bir grubun şarkıya özel hazırlanmış koreografi eşliğinde dans ettiği müzikal tadındaki reklam filmi, 25 Nisan tarihinden itibaren televizyon ve dijital mecralarda yerini aldı.

Türk Telekom’dan ilk çeyrekte 9,5 milyar lira konsolide gelir

0
2022’nin ilk çeyreğinde konsolide gelirlerini yıllık yüzde 24,8’lik artışla 9,5 milyar liraya yükselten Türk Telekom, sağlam finansal ve operasyonel performansını sürdürdü. Bu yılın ilk 3 ayında 561 milyon liralık net kâr elde eden Türk Telekom’un FAVÖK’ü ise yıllık bazda yüzde 8,2 büyüyerek 4,1 milyar TL oldu. 2022’nin ilk çeyreğinde 1,5 milyar liralık yatırıma imza attıklarını belirten Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, “Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etmek, 5G ve ötesi teknolojilerde öncü olmak ve teknoloji alanında katma değeri yüksek girişimleri desteklemek için ekosistemimizi güçlendirmeye kararlıyız” dedi.

Türk Telekom 2022 ilk çeyrek sonuçları

İlk çeyrekte konsolide gelirlerini yıllık yüzde 24,8’lik artışla 9,5 milyar liraya yükselten Türk Telekom, sağlam finansal ve operasyonel performansını sürdürdü. Bu yılın ilk 3 ayında 561 milyon liralık net kâr elde eden Türk Telekom’un FAVÖK’ü ise yıllık bazda yüzde 8,2 büyüyerek 4,1 milyar TL oldu. İlk çeyrekte 1,5 milyar liralık yatırıma imza attıklarını belirten Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, “Türkiye’nin dijitalleşmesine liderlik etmek, 5G ve ötesi teknolojilerde öncü olmak ve teknoloji alanında katma değeri yüksek girişimleri desteklemek için ekosistemimizi güçlendirmeye kararlıyız” dedi. Türkiye’yi en ileri seviyede fiberleştirmeye kararlı olduklarının altını çizen Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, “Fiber ağımızı 2019 sonundan bu yana yüzde 22,3 büyüterek ilk çeyreğin sonunda 372 bin km’ye çıkardık. 2021 sonunda 30,2 milyon olan hane kapsama adedini 30,6 milyona yükselttik. Toplam fiber abone sayımız, bir önceki yıla göre 17,4 puan ve 2019 yıl sonundan bu yana ise 34,2 puan artış ile toplam abone tabanımızın yüzde 71,2’sini oluşturarak 10,3 milyona ulaştı” diye konuştu.  2022 birinci çeyrekte hem faturasız hem de faturalı segmentin toplam 334 bin net abone kazanımı ile beklentilerinin üzerinde bir performans kaydettiklerini belirten Ümit Önal; “Abone artışı ağırlıklı olarak 300 bin faturalı yeni abone kaynaklı olurken faturasız abone kazanımı da 35 bin olarak gerçekleşti. Mobil tabanımızda faturalı abone oranı yüzde 65,3 ile en yüksek seviyesine ulaştı. Prime abone tabanımız yıllık yüzde 48,7 büyüme ile 5,2 milyon aboneye ulaştı. Faturalı ve üst tarifelere geçiş etrafında belirlediğimiz mobil stratejimizin başarısı, dengeli bir abone ve ARPU (Abone Başına Ortalama Gelir) büyümesiyle kendini ortaya koydu. Etkin fiyatlama stratejimiz ve segmentlere yönelik tekliflerimiz sayesinde, yıllık karma ARPU büyümesi, çeyreksel bazda 3,5 puanlık sıçrama ile yüzde 17,5 olarak kaydedildi. Faturalı ARPU yıllık bazda yüzde 14,9 artarken, faturasız ARPU yüzde 22,3 yükseldi. Buna göre, mobil gelirler ilk çeyrek için yüzde 23,4 ile beklentilerimizin üzerinde büyüdü.” ifadelerini kullandı. 

Yapay zeka dolandırıcılıklara karşı koruyor

0
Mastercard ve Microsoft yaptığı açıklamada, iki şirketin dijital sahtekarlıkla mücadele etmek için teknolojilerini birleştirdiğini duyurdu. Mastercard’ın Dijital İşlem Öngörüleri, finansal kurumların ve kredi veren kuruluşların gerçek işlemleri onaylarken sahtekarlığı daha iyi tespit etmesine yardımcı olmak için Microsoft’un Dynamics 365 Dolandırıcılık Koruması yapay zeka (AI) teknolojisini içerecek. Basın açıklamasına göre, ortaklığın amacı tüketiciler ve işletme sahipleri için güvenli ve sorunsuz çevrimiçi işlemleri kolaylaştırmaktır. Teknoloji, tüketici bilgilerini ele geçiren ve bunları meşru işlemlere itiraz etmek için kullanan dolandırıcılara karşı daha iyi savunma yapabilir. Microsoft’un yapay zeka teknolojisinin entegrasyonu ile Mastercard’ın Dijital İşlemleri, gelişen dijital tehditlere uyum sağlayabilir. Teknoloji, akıllı saatler ve dijital cüzdanlardan yapılanlar da dahil olmak üzere çevrimiçi işlemleri kolaylaştırmak için kullanılacak. Ajay, “Çevrimiçi alışveriş basit, hızlı ve güvenli olmalıdır. Ancak durum her zaman böyle olmuyor. Dünyanın dört bir yanındaki finans kurumlarına sağladığımız gerçek zamanlı istihbaratı geliştirmeye yardımcı olmak için gelişmiş kimlik ve dolandırıcılık teknolojisi geliştirmeye kararlıyız” dedi.

Veri ihlallerine karşı Brezilya modeli başarılı oluyor

0
Siber güvenlik şirketi Surfshark tarafından yapılan yeni araştırmaya göre, Brezilya 2022’nin ilk üç ayında görülen vaka sayısında %80’lik bir düşüşle veri ihlali durumunda bir iyileşme gördü. Ocak ve Mart ayları arasında 285.000’den fazla Brezilyalının verisi ihlal edildi ve Brezilya, küresel olarak en çok ihlal edilen ülkeler sıralamasında 12. sıraya yerleştirildi. Bu, Brezilya’nın Sağlık Bakanlığı ve Experian gibi kuruluşların dahil olduğu büyük olaylarla birlikte 1.45 milyon ihlal edilmiş hesapla listede beşinci sırada yer aldığı 2021’in son çeyreğindeki durumla karşılaştırılıyor. Araştırmaya göre Rusya, 2022’nin ilk çeyreğinde 3.5 milyondan fazla kullanıcı etkilenerek, ihlal edilen bireysel hesaplar listesinin başında yer aldı. ABD listede ikinci sırada yer alırken onu Polonya, Fransa ve Hindistan takip ediyor. Öte yandan, Brezilya’da büyük şirketleri içeren veri yönetimi olayları ortaya çıkmaya devam ediyor. Örneğin; Latin Amerika’daki McDonald’s restoranları ağını işleten şirket, bazı müşterilerine, üçüncü taraf tedarikçilerinden birinin karıştığı bir olaydan sonra verilerinin açığa çıkmış olabileceğini söyledi. Arcos Dorados, bazı müşterilerine bir e-posta gönderdi ve isimleri, adresleri, e-postaları, telefon numaraları ve sosyal güvenlik numaraları dahil olmak üzere bazı verilerinin etkinlikten sonra potansiyel olarak açığa çıktığını söyledi. Öte yandan firma, olayda hiçbir hassas verinin açığa çıkmadığını ve müşterilerin iletişime geçmek için kullanabilecekleri iki e-posta adresi içerdiğini söyledi.

Çalışan deneyimine odaklanmak gelir artışına yol açıyor

0
Salesforce, çalışan deneyimi (EX) ile müşteri deneyimi (CX) arasındaki ilişkiyi ve bunun hızlandırılmış büyüme üzerindeki etkisini gösteren bir çalışmaya imza attı. 12 pazarda 4.100’den fazla C düzeyinde yönetici ve çalışanla anket yapıldı. Ankete göre; ♦ Şirketler, çalışana veya müşteriye öncelik vermek arasında seçim yapmak zorunda olduklarını düşünüyorlar. ♦ Çalışan deneyiminin beş temel unsuru, müşteri deneyimini ve büyümeyi etkiler. ♦ Üst düzey yöneticilerin yüzde 71’i, çalışanlarının işleriyle meşgul olduğunu bildirirken, gerçekte çalışanların yalnızca yüzde 51’i öyle olduğunu söylüyor. Liderlerin yüzde 70’i çalışanlarının mutlu olduğunu bildirirken, çalışanların yalnızca yüzde 44’ü mutlu olduklarını bildiriyor. ♦ Üst düzey yöneticilerin yüzde 74’ü, şirketlerinde hiç kimsenin çalışan deneyimine gerçekten sahip olmadığını söylüyor. ♦ Üst düzey yöneticilerin çoğunluğu (yüzde 73), değişim sağlamak için şirketlerinin çalışan verilerini nasıl kullanacaklarını bilmediklerini söylüyor.

Üniversiteler fidye yazılım saldırılarının odağında

0
Okullar ve üniversiteler benzeri görülmemiş düzeyde fidye yazılımı saldırılarıyla karşı karşıya. Uyarı, yüksek öğrenim ve araştırma kurumlarına ağ ve BT hizmetleri sağlayan kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Jisc’den geliyor. Jisc’in ‘Siber Etki 2022’ raporu, eğitime yönelik artan bir fidye yazılımı saldırıları tehdidi olduğunu gösteriyor. Rapora göre, 2020’den bu yana düzinelerce Birleşik Krallık üniversitesi, koleji ve okulu fidye yazılımı saldırılarına maruz kaldı. Bu da personel ve öğrenciler için aksamalara neden oldu ve kurumlara önemli miktarda paraya mal oldu. Bazı olaylarda Jisc, darbe maliyetlerinin 2 milyon sterlini aştığını söylüyor. Rapor, Mart 2022’de iki üniversitenin ve bir ileri eğitim ve beceri (FES) sağlayıcısının ayrı fidye yazılımı saldırılarından nasıl etkilendiğini ayrıntılarıyla açıklarken, saldırılar gelmeye devam ediyor. Kurumlar belirtilmedi ancak rapor, kötü amaçlı yazılımın daha fazla yayılmasını önlemek ve verileri güvenli bir şekilde kurtarmak ve geri yüklemek için sistemler kapatıldığından her olayın önemli bir etkiye neden olduğunu söylüyor. Jisc’e göre, yüksek öğrenim fidye yazılımlarını ve kötü amaçlı yazılımları en büyük siber güvenlik tehdidi olarak görüyor ve bunu kimlik avı ve sosyal mühendislik izliyor.

Dijital para birimlerindeki kötüye kullanım nasıl tespit edilir?

Avustralya’nın finansal istihbarat ve düzenleyici kurumu Austac, işletmelerin dijital para birimlerinin ve fidye yazılımlarının suç amaçlı kötüye kullanımını tespit etmelerine ve önlemelerine yardımcı olmak için iki finansal suç rehberi yayınladı. Her kılavuz, işletmelerin bir ödemenin bir fidye yazılımı saldırısıyla ilgili olup olmadığını veya birinin kara para aklama, dolandırıcılık veya terör finansmanı gibi suçları işlemek için dijital para birimlerini ve blok zinciri teknolojisini kullanıp kullanmadığını belirlemesine yardımcı olacak pratik öneriler sunuyor. Austrac’ın birisinin terörizmin finansmanı için dijital para birimleri kullanıp kullanmadığını belirlerken, örneğin kitle fonlaması veya çevrimiçi bağış toplama kampanyalarına yönelik işlemlerin ideolojik veya dini olarak motive edilmiş şiddet içeren aşırılık odaklı forumlarla bağlantılı olması veya bir müşteri hesabı, anında özel cüzdanlara aktarılan çok sayıda küçük mevduat alıyor. Ausrac CEO’su Nicole Rose, “Finansal hizmet sağlayıcıların, fidye yazılımı saldırılarında kullanımları da dahil olmak üzere, dijital para birimlerinin suç amaçlı kullanımının belirtilerine karşı dikkatli olmaları gerekiyor” dedi. Avustralya Siber Güvenlik Merkezi’ne göre, 2020-21 mali yılında bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 15’lik bir artışla 500 fidye yazılımı saldırısı rapor edildi. Geçtiğimiz günlerde ise IDCare, eski kripto para borsası Alpha’nın 5.000’den fazla müşteri detayının çevrimiçi olarak ifşa edildiğini bildirdi. IDCare’ye göre, bu ayrıntılar arasında 232 Avustralyalı ve 24 Yeni Zelandalı’nın ehliyet, pasaport, yaş kanıtı ve ulusal kimlik kartı resimleri yer alıyor.

Onna Robotics ile derinlerde güçlü ortaklık: ROV üretimi ve su altı hizmetleri

0

🔍 ROV Nedir?

ROV, İngilizce açılımıyla Remotely Operated Vehicle, yani uzaktan kumandalı su altı aracı anlamına gelir. İnsanlı dalışa gerek kalmadan derin denizlerde gözlem, müdahale ve veri toplama işlemlerini gerçekleştiren bu robotlar, deniz altı operasyonlarında güvenli ve verimli çözümler sunar.

ROV’ler, su altı dünyasını keşfetmekten altyapı bakımına, bilimsel araştırmalardan arama-kurtarmaya kadar birçok alanda kritik rol oynar. Onna Robotics olarak, kendi mühendislik ekibimizle geliştirdiğimiz ROV sistemleri ile özgün, dayanıklı ve yüksek teknolojili çözümler üretiyoruz.


⚙️ Onna Robotics ROV Hizmetleri

🌊 1. Su Altında Gözlem ve Keşif

Zorlu deniz koşullarında ve erişilmesi imkansız derinliklerde bile net görüntüler sunan ROV’lerimiz, su altı ortamların keşfi ve haritalandırılması için idealdir. Kıyı alanları, limanlar ve açık deniz platformları için güvenli keşif imkanı sağlar.

🏭 2. Su Altında Endüstriyel İnceleme ve Bakım

Petrol, gaz, enerji ve altyapı sektörlerine özel ROV çözümlerimizle; boru hatları, su altı kabloları, rüzgar türbini temelleri ve platform ayaklarının durumu detaylı şekilde incelenebilir. Lazer ölçüm, HD video ve sonar teknolojisi ile entegre çözümler sunarız.

🔬 3. Su Altında Bilimsel Araştırma

Deniz biyolojisi, ekoloji ve jeoloji gibi alanlarda çalışan araştırmacılar için ROV’lerimiz, örnek toplama modülleri, sıcaklık/salinitet sensörleri ve yüksek çözünürlüklü görüntüleme sistemleri ile donatılmıştır.

🚨 4. Su Altında Arama ve Kurtarma Operasyonları

Afet ve acil durum ekipleriyle entegre çalışan ROV’lerimiz, su altında kaybolan cisim, araç veya kişileri tespit edebilir. Karanlık ve tehlikeli alanlarda hızlı tarama yaparak insan hayatını riske atmadan müdahale sağlar.

🎥 5. Su Altında Eğlence ve Medya Üretimi

Belgesel yapımları, su altı çekimleri ve sanatsal projeler için 4K çözünürlüğe kadar görüntü alabilen ROV sistemleri ile yaratıcı içerik üreticilerinin yanındayız.

🧱 6. Su Altında İnşaat ve Montaj

Su altı yapıların kurulumu, kaynak, kesim ve montaj işlemlerinde özel aparatlar ile donatılmış ROV’lerimiz sayesinde hassas operasyonlar gerçekleştirilebilmektedir.

🛡 7. Askeri ve Güvenlik Uygulamaları

Liman güvenliği, mayın taraması, su altı denetim ve izleme görevlerinde ROV’lerimiz güvenlik güçlerinin hizmetindedir. Anlık görüntüleme, hedef tespiti ve veri aktarımı gibi görevleri yüksek hassasiyetle gerçekleştirir.

🏺 8. Su Altı Arkeolojik Araştırmalar

Tarihi batıklar, liman yapıları ve arkeolojik kalıntıların keşfi ve belgelenmesi için ROV’lerimiz hassas hareket kabiliyeti ve kayıt sistemleri ile bilim insanlarına destek olur.


🚀 ROV Üretimi: Tamamen Yerli, Tamamen Onna Robotics İmzası

Onna Robotics olarak geliştirdiğimiz ROV’ler:

  • Modüler yapıya sahiptir, ihtiyaca göre özelleştirilebilir.
  • Zorlu deniz koşullarına dayanıklıdır.
  • Yüksek çözünürlüklü kamera, sonar, manipülatör kol gibi donanımlarla entegre edilebilir.
  • Operatör dostu kontrol sistemleri ile kolayca kullanılabilir.

📞 Siz de derinleri keşfetmek veya su altı projeleriniz için profesyonel destek almak isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz.

🔗 Web sitemiz: www.onnarobotics.com

#OnnaRobotics #ROV #SuAltıTeknolojileri #DenizaltıKeşif #Mühendislik #BilimselAraştırma #AramaKurtarma #YapayZeka #RobotikSistemler #SualtıMühendisliği

———————————————————————————————————–

Derinliklerde Uzmanlık: Onna Robotics’in Projeye Özel Su Altı Çözümleri

Su altı teknolojileri, sadece dalış ve keşiften ibaret değil; aynı zamanda gelişmiş mühendislik, hassas yazılım geliştirme ve çevresel adaptasyon gerektiren bir uzmanlık alanıdır. Onna Robotics olarak biz, bu alanda sadece robot üretmekle kalmıyor; her projeye özel çözümler geliştiriyor, donanım, yazılım ve sistem entegrasyonunu kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz.

Türkiye’de ve dünyada artan ihtiyaçlara yanıt verebilecek nitelikte; modüler, güvenilir ve yüksek performanslı su altı sistemleri tasarlıyor ve üretiyoruz. Bu yazıda sizlere gerçekleştirdiğimiz özel projelerden bazı örnekler sunmak istiyoruz.


🎯 Dünya Serbest Dalış Yarışmalarında Onna Robotics İmzası – Kaş, 2024

2024 yılında Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu (TSSF) ile birlikte Kaş’ta düzenlenen Dünya Serbest Dalış Yarışmaları kapsamında, yarışmaları anlık ve net şekilde izleyebilecek özel bir kamera ve vinç sistemi geliştirdik.

Bu sistem sayesinde:
🔹 Kamera, tekneye sabitlenen özel tasarım vinç sistemiyle suya indirildi,
🔹 Dalış yapan sporcunun hedefe ulaşıp ulaşmadığı canlı olarak izlenebilir hale geldi,
🔹 Görüntüler canlı yayın altyapısına entegre edilerek global ölçekte izlenebilirlik sağlandı.

Bu çözüm, sporcuların performanslarının güvenli biçimde gözlemlenmesini sağladığı gibi, organizasyonun teknolojik gücünü de uluslararası alanda göstermiş oldu.


⚓ Tarihi Batıklar İçin Geliştirilen Sualtı Gözlem ve Veri Toplama Sistemi

Tarihî batıkların korunması ve dalış turizmine kazandırılması amacıyla yürütülen bir projede Onna Robotics olarak kapsamlı bir su altı izleme ve veri aktarım sistemi geliştirdik. Bu özel sistem, deniz altında yer alan batık yapılar hakkında anlık, doğru ve detaylı veri toplanmasına olanak sağladı.

Bu proje kapsamında:
🔸 Deniz akıntısı yönü ve şiddeti, su sıcaklığı gibi çevresel veriler derinlik sensörleri aracılığıyla ölçüldü,
🔸 Batık bölgesinde yüksek çözünürlüklü su altı görüntüleme yapılarak anlık görseller elde edildi,
🔸 Tüm sistem, yüzeyde konumlandırılan güneş enerjili, güç ve bilgisayar sistemine sahip şamandıra ile entegre edildi,
🔸 Elde edilen veriler, Onna Robotics tarafından geliştirilen web tabanlı platform üzerinden gerçek zamanlı olarak takip edilebilir hale getirildi.

Bu çözüm sayesinde, dalış planlamaları, bilimsel çalışmalar ve koruma stratejileri için kesintisiz ve güvenilir veri akışı sağlandı. Aynı zamanda çevresel değişikliklere karşı batıkların durumu da anlık olarak izlenebilir oldu.


🌊 Derin Deniz Araştırmaları İçin Geliştirilen Kamera ve Aydınlatma Sistemi

Derin denizlerde bilimsel araştırmaların sürdürülebilir ve güvenli bir şekilde yürütülebilmesi amacıyla, özel bir proje kapsamında 2000 metre derinliğe dayanıklı kamera ve ışık sistemleri geliştirdik.

Bu sistem sayesinde:
🔹 Okyanus ve deniz tabanındaki biyolojik çeşitlilik, jeolojik yapı ve çevresel faktörler kayıt altına alınabiliyor,
🔹 Araştırmacılar, daha önce erişilemeyen derinliklerde yüksek çözünürlüklü görüntüleme ve veri toplama imkânına kavuşuyor,
🔹 Sistem, yüksek basınç ve düşük sıcaklık gibi zorlu koşullara karşı dayanıklı olacak şekilde özel mühendislik çalışmalarıyla tasarlandı.

Ürettiğimiz bu sistem, bilimsel keşiflerin önünü açarken, ülkemizin denizcilik ve araştırma kapasitesine de önemli bir katkı sunmaktadır.


📸 Sualtı Fotokapan ile Tür Belirleme ve Ekolojik Gözlem Sistemi

Su altı ekosistemlerini daha yakından anlayabilmek ve biyolojik çeşitliliği bilimsel olarak incelemek amacıyla geliştirdiğimiz sualtı fotokapan sistemi, çevre ve deniz bilimleri alanında çalışan araştırmacılar için devrim niteliğinde bir araç haline geldi.

Bu projede:
🔹 Sualtına yerleştirilen özel tasarım fotokapan, bölgeden geçen canlıları algılayarak anında görüntü kaydı alır,
🔹 Sistem, üzerinde çalışan gömülü bilgisayar ve gelişmiş görsel işleme algoritmaları ile canlıyı tanımlar,
🔹 Makine öğrenme destekli tür sınıflandırma sistemi sayesinde canlı türü belirlenir ve
🔹 Görselden alınan metriklerle canlının tahmini boyutu ve yaşı hesaplanır,
🔹 Tüm veriler, Onna Robotics tarafından geliştirilen web tabanlı izleme portalında anlık olarak yayınlanır.

Bu sistem, deniz biyolojisi, tür dağılımı analizi ve habitat sağlığı gözlemleri açısından büyük bir bilgi kaynağı oluştururken, aynı zamanda insansız, kesintisiz ve güvenli veri toplama imkânı sunmaktadır.


🛠️ Tasarım, Donanım ve Yazılım: Hepsi Tek Çatıda

Onna Robotics olarak, her projede yalnızca donanım sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda:
🔧 Tasarım sürecinden,
💻 Elektronik devre ve sensör entegrasyonuna,
🧠 Gömülü yazılım ve kontrol ara yüzlerinden,
🌐 Web tabanlı veri sunum platformlarına kadar tüm süreci kendi mühendis kadromuzla yürütüyoruz.

Bugün Türkiye’de, su altı alanında bu kadar kapsamlı ve entegre çözüm sunabilen tek firma olmaktan gurur duyuyoruz.


📞 Projeye Özel Su Altı Çözümleri İçin Bize Ulaşın

Siz de su altı projeleriniz için dalgıç, özel sistemler, robotlar veya teknolojik çözümler arıyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.🔗 Web sitemiz: www.onnarobotics.com
📩 E-posta: [email protected]