Techinside Google News
Ana Sayfa Blog Sayfa 1639

optivo müşteri zekası kavramına odaklandı

0

Optivo+Uluslararasi+Direktoru+Jens+FischlerE-posta pazarlama şirketi optivo’nun Uluslararası Direktörü Jens Fischler, e-posta pazarlama alanında yeni bir kavram olan müşteri zekası (customer intelligence) ile ilgili bilgi verdi. Fischler, müşteri zekası sayesinde, e-posta pazarlama faaliyetinin başarıya ulaşması için gerekli olan segmentasyonun tam anlamıyla sağlanabildiğine, böylece müşteri ilişkilerinde sürdürülebilir ilişkiler kurulabildiğine dikkat çekti.

“Başarılı e-posta pazarlaması, mevcut verinin kalitesine ve analizine dayanıyor” diye konuşan Jens Fischler, “Bu, e-posta kanalı kadar, diğer kaynaklardan elde edilen verilerle de ilgili. Silo mantığı ile çalışmak artık geride kaldı. Günümüzde pazarlama departmanları, online mağaza, sosyal medya ve web analizi gibi birçok farklı kaynaktan elde edilen verilere sahipler. Bu verinin nasıl anlamlı bir şekilde ‘tercüme edileceği’ ve hedefler doğrultusunda kullanılacağı, büyük verinin kendisinden daha önemli bir hale geliyor” dedi.

Müşteri zekası neler başarabilir?
Müşteri zekası sayesinde şirketlerin müşterilerini daha yakından tanıma ve daha iyi anlama fırsatını elde ettiklerini vurgulayan Fischler, “Bu da müşterilerin bireysel olarak adreslenmesini ve beklentilerinin bireysel olarak karşılanmasını beraberinde getiriyor” dedi ve müşteri zekasının e-posta pazarlamaya sağladığı başlıca avantajları şu şekilde sıraladı:

Mutlu müşteriler
“Daha önce gerçekleştirilen kampanyalara ilişkin tüm ayrıntılara sahip olmak, müşterilerle gelecekte kurulacak iletişimin kişiye özel olmasını sağlar. Ek olarak, önceki satın almalar gibi müşteri verisine gerçek zamanlı erişim, müşterinin beklentilerinin daha efektif biçimde gerçeğe dönüştürülmesine yardımcı olur. İyi ayrıştırılan veri sayesinde, e-postalar kişilerin beklenti ve ihtiyaçlarına yönelik tam olarak düzenlenebilir; doğru kampanya bilgisi, doğru alıcıya, doğru zamanda ulaştırılır.

Daha verimli
Müşteri zekasının kullandığı basit sorgu tasarımları, uzun Excel listelerinin ya da dahili BT kaynaklarının kullanılmasına gerek bırakmıyor. Önceden hazırlanmış değerlendirme seçenekleri sayesinde, raporlar da verimliliği artıracak şekilde kişiye özel ve hedeflenmiş olarak hazırlanabiliyor.

Maliyetleri düşürüyor
Modern şirketlerin yüksek beklentilerini karşılamak üzere geliştirilen üst düzey bir e-posta pazarlama yazılımının parçası olarak müşteri zekası, ayrıntılı analizlerde de ek maliyetleri azaltıyor. Karmaşık analizler için zaman harcamak yerine, tamamen kampanya konseptine odaklanmak mümkün oluyor.

Daha yüksek geri dönüş
Müşteri beklentilerinin daha iyi adreslenmesi, satışlarda artışı da beraberinde getirir. Müşteri zekası sayesinde, müşterilere iletilen teklifler kendileri ile daha ilgili olurken, sağlanan bilgi de daha ayrıntılı oluyor. Böylece e-posta pazarlaması için yapılan yatırımın geri dönüşü de yükseliyor.

Segmentasyon her şeydir
Müşteri zekası, öncelikle toplanan verilerin hedeflenmiş aksiyonlara dönüştürülmesinde kullanılmalı. Bunun için de e-posta pazarlama yazılımı içindeki tüm müşteri aktivitelerinin ve gereksinimlerinin düzenli olarak incelenmesi gerekir. Profesyonel sistemler, demografik, davranışsal ve işlem tabanlı müşteri bilgisini sürekli olarak işlerler. Böylece yeni segmentler oluşturulması sağlanır. İyi bir segmentasyon sayesinde, hedef müşterilere ilişkin bilgiler ham veri yığını içinden kolaylıkla çekilebilir.

Müşterinin ilgisini farklı yöne çekmek
Müşteri zekası sayesinde, müşteri ilişkilerini yönlendirmek de kolaylaşır. Örneğin, konuya ilgi göstermeyen ya da aktif olmayan müşteriler, tanımlanabilir ve hedef bir segmentasyon içine alınabilir. Müşteriler, mevcut statüleri, aksiyonları ve tercihlerine göre önceden tanımlanan segmentlere yerleştirilerek sınıflandırılabilir.

Veri havuzlarının entegrasyonu
Başarılı bir müşteri zekası için, çeşitli kaynaklardan elde edilen verinin entegre edilmesi ön koşuldur. CRM, web analizi ya da mağaza sistemleri de e-posta iletişiminde kullanılabilir. Bu, müşterilerin adreslenmesinde bütünsel bir yaklaşıma olanak tanır. Farklı kaynaklar arasındaki takasın karşılıklı olması, adreslemenin de sürekli bir dönüşüm içinde olmasını sağlar ve e-posta pazarlama her zaman doğru bir konumlandırma üzerinde çalışır.”

Güneş sisteminde yüzen proje!

0

Bundan uzun yıllar önce, 1976 senesinde ünlü astrofizikçi Carl Sagan ortaya ilginç bir fikir atmış ve büyük ilgi görmüştü. Sagan’a göre, güneş sisteminde güneşten enerjisini alarak gezinen bir araç yapmak mümkündü. Bugüne kadar hayal olarak görülen fikir, şimdilerde gerçek bir projeye dönüşüyor.

Sagan’ın kurduğu ve Bill Nye tarafından yönetilmekte olan kâr amacı gütmeyen oluşum, The Planetary Society bahsi geçen düşü gerçek yapıyor. Mecra prototipini ürettiği LightSail adlı sistemle uzayda gezintiye çıkacak, güneşten enerjisini alarak adeta yüzecek. Birkaç yıldır geliştirilen projenin toplamda 4.5 milyon dolara mal olacağı daha önceden dile getirilmişken, şimdiye kadar bu meblağın belli bir kısmı toplandı bile.

Ekip ise şimdi geriye kalan 1.2 milyon doları toparlamanın peşinde. 2016’daki ilk gerçek görevine çıkabilmesi için Kickstarter bağış kampanyası başlatılan LightSail, 200 bin dolarlık ilk aşamayı geçti bile. Bitimine yaklaşık 1 ay kalan bağım kampanyası şimdiye kadar 735 bin dolar topladı bile.

İlgili kampanyaya buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Büyük veride büyük ortaklık

0

Yapılan yeni işbirliği kapsamında Sabancı Üniversitesi bünyesinde Behavioral Analytics & Visualization Lab kuruldu. Türkiye’de ilk ve tek olan laboratuvarla ilgili tanıtım toplantısı 25 Mayıs 2015, Pazartesi günü Karaköy Minerva Palas’ta gerçekleşti. Laboratuvarın tanıtım toplantısının açış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker gerçekleştirdi.

Ardından MIT Media Lab kurucularından ve Dünya Ekonomik Forumu Büyük Veri Girişimi Eş Başkanı Prof. Alex Pentland bir konuşma yaparak konuşmasında “Büyük Veri Analitiği ve İşbirliğinin Önemi”nden söz etti. Prof. Pentland sözlerine 1995 yılında MIT’de başlatılan giyilebilir teknoloji çalışmalarını anlatarak başladı.

Bu çalışmalardan elde edilen verilere ve bugün kullanılan bazı teknolojilerin o zamandan tasarlandığına dikkat çekti. Prof. Pentland, bu teknolojiler sayesinde büyük verinin toplandığını belirtirken, büyük verinin kullanım alanlarını sağlıktan giyime uzanan geniş bir yelpazede örnekler vererek anlattı. Bu alanda yapılan çalışmalar sayesinde elde edilen verilerin insanların, hem iş hayatında hem de sosyal hayatlarında işbirlikleri kurmalarını ve daha fazla sosyalleşmelerine destek olduğunun altını çizdi.

Son olarak laboratuvar direktörleri Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burçin Bozkaya ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selim Balcısoy laboratuvar etkinlikleri hakkında bilgi verdiler.

İstanbul masasının finans, telekom ve şehir planlaması alanında karar vericiler, analistler ve diğer paydaşları aynı veri etrafında buluşturan önemli bir veri manalandırma ve analiz aracı olacağını öngördüklerini ifade etti. Behavioral Analytics & Visualization Lab Hakkında Büyük Veri’nin analizi günümüzde giderek önem ve yaygınlık kazanan bir alandır. Laboratuvarın kurulumu öncesinde Sabancı Üniversitesi, MIT Media Lab ve finans sektörünün lider firmalarının işbirliği ile bu doğrultuda bazı çalışmalar gerçekleştirildi. Bu çalışmaların olumlu sonuçlar üretmesi üzerine yeni ve daha kapsamlı bir Lab bünyesinde araştırmaların devam edilmesine karar verildi.

Özellikle finans, telekom, perakende, araştırma, sağlık sektörleri için Büyük Veri çok önemli. Bir firma, gerek kendi sağlayacağı Büyük Veri üzerinde yapılan araştırma sonuçlarından, gerekse farklı bir sektörden gelen verilerin analizi ile elde edilecek sonuçlardan faydalanabilir. Ayrıca bu sonuçları yeni iş modellerine, ürün ve servislerine dönüştürmesi de mümkündür. Laboratuvarda MIT Media Lab Human Dynamics Group öğretim üyeleri ve araştırmacıları ile birlikte yakın çalışarak araştırmalar yürütülecek. Human Dynamics Group, insanların günlük hayattaki ve sosyal ortamlardaki davranışlarını farklı kaynaklardan toplanabilen ‘Büyük Veri’nin analizi ile açıklamaya çalışmakta ve sözkonusu davranışları tahmin etmeye yönelik matematiksel modeller ve teknikler geliştirmeyle ilgileniyor.

Bu konular aynı zamanda yeni kurulan laboratuvarın da ilgi ve çalışma alanları arasında yer almakta olup ek olarak “veri görselleştirme”, yani “karmaşık ilişkisel veritabanlarını görselleştirme” yoluyla anlamlaştırma üzerine de çalışmalar yürütülecek.Sabancı Behavioral Analytics & Visualization Lab bünyesinde yürütülecek büyük veri analitiği çalışmaları, insanların, sosyal grupların ve tüketicilerin farklı ortamlardaki hareketlerini matematiksel model ve ilişkilerle açıklayacak. Bu çalışmalardan elde edilecek model ve bulgular, ilgili grupların, sektör analistlerinin ve yöneticilerinin yeni iş modelleri geliştirmelerine yönelik demo ve prototipler oluşturma potansiyeline sahip olacak. Elde edilecek sonuçların iş dünyasında uygulanması mümkün olabilecek.

Ayrıca temel araştırma düzeyinde akademik dünyayı yakından ilgilendirecek bulgu ve sonuçların elde edilmesi de mümkün olabilecek. Laboratuvarda Sabancı Üniversitesi ve MIT öğretim üyelerinin yönetim ve danışmanlığında yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile doktora sonrası araştırmacıların çalışması planlanıyor. Laboratuvar stratejik ortakların sağlayacağı farklı kaynaklardan gelecek veriler üzerinde çeşitli araştırma projeleri üretecek. Bu kapsamda öğrencilerin master ve doktora tezlerini yazabileceği araştırma çalışmaları gerçekleştirmelerini bekleniyor

Dünya halkları hangi rüyaları görüyor?

0

The Atlas’tan Roc Morin’in başlattığı bağımsız bir araştırma, dünya halklarının gördüğü düşleri ve bunların kendi kültürlerine göre şekillenişini detaylandırdı. Morin, Facebook’ta açtığı World Dream Atlas adlı proje sayfasında, dünyanın her bölümünden, her türde insanın rüyalarını paylaşmasını talep etmiş. Son 10 aydır devam eden projede 17 ülkeden yüzlerce insan düşlerini anlatmış.

Rüyaların kendine özgü kuralları olduğunu belirten isim, yaşadığımız en anlamlı ve değişken tecrübelerin aslında manasız olduğunun altını çiziyor. Yani düşler mantık sınırlarını ardımızda bıraktığımız birer forma dönüşüyor.

Farklı kültürlerde, değişik anlamlar verilen rüyaların genellikle ilahi sebeplere bağlandığını gördüğünü ekleyen Roc Morin, yaşam alanlarının da etkisini hatırlatıyor. Meksika gibi suç oranı yüksek yerlerde şiddet içerikli rüyaların öne çıktığını söylerken, nükleer felaketler ile tanışmış ülkelerin ve komşularının bununla ilgili ürkütücü kabuslar gördüğünü dile getiriyor. Hindistan gibi dini inançların öne çıktığı bölgelerde ilahi içerikler, daha seküler olan Batı’da ise yaşamın zorlukları ya da bir ünlü ile ilgili düşler dikkat çekmiş.

Siber sektörde maaşlar yükseliyor

1

Bilişim güvenliği alanında çalışan uzman isimler gelen verilere göre son dönemde maaşlarında artışa tanık oluyor. Askeri kuvvetlerden özel sektöre adım atan güvenlik uzmanları söylenene göre ortalama olarak 112 bin dolar seviyesinde bir gelire kavuşuyor. Bu görevlerde bulunan kimseler ise ABD hükümeti tarafından federal çalışmalarda yer almaları için tercih ediliyor. Söylenene göre güvenlik ve sivil mercilerdeki boşlukları doldurmaksa 1 yılın yaklaşık olarak 6 ayını kapsıyor. Özel şirketlerde ise bu durum günler ya da en fazla 6 hafta ile sınırlı oluyor.

Geçtiğimiz Ocak ayı itibariyle 1.100 askeri billişim güvenlik uzmanı ve 730 sivil büro siber uzmanı, 14 bin kişilik özel eğitime dahil oldu. Böylece bu alanda yetişecek ve hükümete destek verecek olası çalışanların da kalite ve değeri yükseltilmiş oldu.

Raporlara göre 2014’te federal siber güvenlik çalışanları ortalama olarak 110 bin 500 dolar, sözleşmeli kişilerde 114 bin dolar seviyesinde maaşlar alıyordu. ABD özel sektörü siber uzmanları içinse bu yıl 118 bin dolarlık bir ödeme dile getiriliyor.

Bu arada direkt olarak Beyaz Saray tarafından verilen yetki ile söz konusu mecralardaki yetkililer, sivil alandan siber güvenlik uzmanlarını daha hızlı ve kolay şekilde işe alabilmekte. Hatta Mart ayında 3 bin sivil uzman askeri kuvvetlere destek için imza attı.

“Veri merkezinizi şekillendirin”

0

2009 yılında ABD Silikon Vadisi’nde kurulan Nutanix, küresel büyümesini sürdürerek Türkiye’de de faaliyete başladı. Şirketin bölge müdürü Mehmet Tarımcı ile düzenledikleri etkinlikte sohbet ettik.

TRAFI Toplu taşıma uygulamasına büyük yatırım

0

trafiToplu taşıma alanında faaliyet gösteren bir mobil uygulama olan ve Türkiye’de çok hızlı bir büyüme yakalayan TRAFI, Octopus Investments tarafından 6.5 milyon $ tutarında yatırım aldı. Böylece TRAFI’nin mevcut yatırımcılarından Practica Capital’in yanına Octopus Investments ve EBRD Venture Capital Investment Programme ile BaltCap firmalarının yatırımları da eklenmiş oldu.
2013 yılında Litvanya’da kurulan TRAFI, Apple’ın “2014’ün en iyi uygulamaları” listesinde üst sıralarda yer aldı. Gerçek zamanlı verilerden ve kullanıcı raporlarından beslenen, tamamen kendi geliştirdiği algoritmalardan yararlanan rota planlama hizmeti sayesinde TRAFI kullanıcılarına en üst düzey kullanım deneyimi sunuyor. Şu anda Türkiye, Litvanya, Letonya, Estonya, Brezilya’da hizmet veren TRAFI, 6.5 milyon $’lık yeni yatırımını; yeni pazarlara girmek, ekibini genişletmek ve mevcut altyapısını ilerletmek amacıyla kullanacak.
TRAFI’nin kurucusu ve CEO’su olan Martynas Gudonavicius konu hakkında şunları söyledi: “Dünyaca ünlü yatırımcılar tarafından böyle bir destek almak bizi gerçekten çok heyecanlandırıyor. İlk olarak birkaç yeni şehre odaklanmak ve toplu taşıma alanındaki yetersiz bilgilendirmeye son vermek amacındayız.”
Karmaşık ulaşım ağlarına sahip olan, büyüyen pazarlarda çok büyük bir potansiyel görüyoruz ancak bu alanlarda iletişim alanında sorun yaşandığı da çok açık. Bu da yolcuların günlük toplu ulaşımını aksatmakta ve zorlaştırmakta. TRAFI işte bu alanlarda mevcut çözümlerden farklı olarak yepyeni bir yaklaşım getiren yeni bir platform olacak.”
Octopus’ta Ventures takımının üyesi olan Simon King ise konu ile ilgili şu yorumu yaptı: “Octopus olarak bizler Avrupa’da başarılı ekipleri desteklemenin önemine inanıyoruz. Litvanya’nın en önde gelen takımlarından olan TRAFI ile yaptığımız işbirliği konusunda son derece heyecanlıyız.”
TRAFI Hakkında
TRAFI özellikle gelişmekte olan pazarlara odaklanmış, Apple tarafından “2014’ün En İyi Uygulamaları” listesinde üst sıralarda yer almış, dünyanın en gelişmiş toplu taşıma uygulamasıdır. Eşsiz teknolojisi ve patentli algoritma sistemi TRAFI’nin rakiplerine ve resmi kaynaklara göre çok daha gelişmiş bir toplu taşıma hizmeti sunmasını sağlamaktadır. 2013 yılında Litvanya’da Jurgis Pasukonis, Mantas Vizbaras, Martynas Gudonavicius ve Algimantas Krasauskas tarafından kurulan TRAFI, toplu taşıma alanına bilimsel bir yaklaşım getirmiş ve kurulduğundan bu yana toplu taşıma kullanımına güvenin artmasını hedeflemiştir.
http://www.trafi.com

Mondelēz, GlassHouse Türkiye ile anlaştı

0

İki farklı yedekleme yazılımı kullanan ve yedeklerini teypte tutan Mondelēz, yedekleme ortamını basitleştirmek ve kritik verileri diske taşımak amacıyla çıktığı yolda GlassHouse Türkiye ile yürümeyi tercih etti. Mondelēz BT Ekibi, EMC’nin Networker ve DataDomain çözümlerini kullanarak yeni nesil tekilleştirme teknolojilerine geçiş yaptı.

Eski sistemde karmaşık ve yönetimi zor bir yedekleme altyapısına sahip olduklarını belirten Mondelēz Bilgi Teknolojileri Servisleri Yöneticisi Kaan Yüksek, süreçle ilgili şu bilgileri verdi:
“EMC ürünlerini, globalde kullanılmasının yanında alanının en iyisi olduğunu bildiğimiz için tercih ettik. Uzman bir ekibin desteğiyle bu yeniliği gerçekleştirmek ise bizim için çok önemliydi. GlassHouse Türkiye ekibinin ihtiyacımız olan her an ulaşılabilir olmasından, sorunumuza hızlı ve kesin çözümler sunmasından çok memnunuz.

Gerçekleştirdiğimiz bu projeyle yedekleme ve restore sürelerimiz kısaldığı gibi verilerimizi daha hızlı ve kolay erişilebilir bir ortama taşımış olduk. Kaliteli ürün ve uzman ekip desteği önemli bir ayrıcalık.”
Gerçekleştirdikleri projeler sonrasında aldıkları olumlu yorumların kendilerini motive ettiğini belirten GlassHouse Türkiye CEO’su Emre Pekar, müşteri memnuniyetinin en önemli öncelikleri olduğunu sözlerine ekledi.

IAB Türkiye’nin Avrupa’daki etkisi artıyor

0

Dr.Mahmut.KursunDünyada 42 ülkede faaliyet gösteren ve dijital reklamın, internetin gelişmesi için çalışan Interactive Advertising Bureau’nun (IAB) Türkiye’deki temsilcisi IAB Türkiye, Avrupa’da yeni bir başarıya imza attı ve bir kez daha IAB Avrupa’nın Yönetim Kurulu’na seçildi. Önümüzdeki 2 yıl boyunca Yönetim Kurulu’nda görev yapacak olan IAB Türkiye Başkanı Dr. Mahmut Kurşun gelişmeyi şu sözlerle değerlendirdi:

“IAB Avrupa AdEx Benchmark 2014 raporuna göre, dijital reklam yatırımları Avrupa’da 30.7 milyar Euro’ya ulaştı ve internet Avrupa toplamında televizyondan sonra ikinci büyük mecra konumuna geldi. Bildiğiniz gibi Türkiye’de de benzer bir seyir izlendi ve dijital artık ikinci büyük reklam mecrası olarak konumunu perçinlemiş durumda. Aynı rapor,Türkiye’nin dijitalde Avrupa’nın en hızlı büyüyen 4. ülkesi olduğunu ortaya koydu.

Bir de işin yaratıcılık boyutu var.Dijital reklamı yaratıcılık ve yatırımın geri dönüşü ekseninde değerlendiren MixxAwards Avrupa yarışmasında bu yıl, 24 kategoride verilen 29 ödülün 11’i, yani neredeyse her 5 ödülün 2’si Türkiye’ye geldi. Ödül töreninde hepimiz ajans ve reklamverenlerimizin başarılarıyla gurur duyduk. Dijitalin 2015’te Avrupa toplamında birinci sıraya çıkacağı öngörülüyor. 5-6 yıl içinde benzer bir gelişmeyi Türkiye’ye de yaşayacağımıza inanıyorum.”

2015 – 2016 döneminde IAB Avrupa Yönetim Kurulu’nda şu isimler görev alacak:

ÜLKELER
IAB Almanya Simona Ruch
IAB Danimarka Allan Sørensen
IAB Fransa Valérie Chavanne
IAB İngiltere Guy Phillipson
IAB İspanya Antonio Traugott
IAB Polonya Wlodek Schmidt
IAB Slovenya Tomaz Pernovsek
IAB Türkiye Dr. Mahmut Kurşun
IAB Yunanistan Constantine Kamaras

ŞİRKETLER
AppNexus Nigel Gilbert
ADTECH Erhard Neumann
BBC Advertising Anne Goodman
comScore Mike Read
Google Thierry Geerts
GroupM John Wittesaele
Meetrics Philipp von Hilgers
Microsoft Andy Hart
nugg.ad Karim Attia
OMD Nikki Mendonca
MixxAwards Avrupa’da Türkiye’ye 11 ödül
Ödül töreni her yıl Interact Kongresi sırasında gerçekleştirilen MixxAwards Avrupa’ya katılan ajanslar toplam 11 ödülle ülkeye döndü. Bu yıl jüride IAB Türkiye üyesi 41?-29’dan Alemşah Öztürk’ün de görev aldığı MixxAwards Avrupa’da, Ürün Lansmanı Kategorisi’nde Vodafone – BJK Formaya Ruhunu Kat kampanyasıyla Mindshare ve Mobilike Altın Mixx alırken, Yenilikçi Online Reklam Çözümleri Kategorisi’de Altın Mixx Yıldız Holding – UNO Ekmeğinizi Elletmeyin kampanyasıyla Arno Brasco, Mobilike ve Open Medya’nın oldu. Türkiye’nin diğer ödülleri ise şöyle dağıldı:

• Entegre Kampanyalar Kategorisi Gümüş:

Pembeyi Yakala / Unilever Elidor / Manajans JWT / Mobilike

• En İyi Sosyal Veri ve İçgörü Kullanımı Kategorisi Gümüş:

Gnctrkcll İnteraktif Festival – Turkcell / Wanda Digital

• Mobil Marka Destinasyon Siteleri Kategori Gümüş:

Samsung Galaxy Note 4-El Yazısından Analiz / Samsung Türkiye /

Starcom MediaVest Group Türkiye / Mobilike

• Ürün Lansmanı Kategorisi Gümüş:

iPhone 6 Vodafone’dan Alınır / Vodafone/ Mindshare

• Yenilikçi Online Reklam Çözümleri Kategorisi Gümüş:

Samsung Galaxy Note 4-El Yazısından Analiz / Samsung Türkiye / Starcom MediaVest Group Türkiye

• Marka Farkındalığı ve Konumlandırma Kategorisi Bronz:

Pembeyi Yakala / Unilever Elidor / Manajans JWT / Mobilike

• Mobil Aplikasyonlar Kategorisi Bronz:

Katil Senin Elinde / Samsung Türkiye / Starcom MediaVest Group Turkey

• Mobil Marka Destinasyon Siteleri Kategori Bronz:

Vodafone- BJK Formaya Ruhunu Kat / Mindshare / Mobilike

• Viral Kategorisi Bronz:

Cornetto Yalın Video Klip / Unilever / Mindshare

Facebook içeriğe para ödemeye mi başlıyor?

2

Facebook veya diğer sosyal ağlar, hızlı şekilde yaygınlaşırken dünya önemli bir detayı gözden kaçırdı. Sosyal medyada kullandığımız içeriği üreten insanların emeklerini kullanırken onların kazanç edinemiyor olmasını görmezden gelmeye başladık.

Sosyal medya servisleri, yani Facebook veya Twitter ya da diğerleri, kendilerini içerik üreten sanatçıların işlerini tanıtarak müşteri bulmalarına yardımcı olan birer mecra olarak konumlandırmayı tercih ettiler. Oysa, sosyal medyada yayınlanan her içerik ve elbette o içeriğe bağlanmış reklam linkleri sayesinde, sosyal medya siteleri onlarca milyar dolar kazanırken, içerikleri üreten yazar, gazeteci, ressam, fotoğrafçı, sinemacı gibi sanatçılar, bu kazançtan pay alamadılar.

Büyük bir gazetede, dün çektiğiniz bir fotoğrafın veya yazdığınız bir haberin yayınlandığını ama size hiçbir telif ödenmediğini düşünün… İçerik üreticilerini son derece rahatsız eden bu durum bir süredir Facebook’un da gündeminde olacak ki, sosyal medya devi şimdi yeni atılımlar içinde.

patreon-jack-conte-600x369Kicktstarter, Indiegogo veya Patreon gibi topluluk fonlaması servisi olarak yayına başlayan Tugboat Yards sitesini satın alıp kapatan ve geliştiricisi Andrew Anker’i bünyesinde çalıştırmaya başlayan Facebook’un, içerik üreticilerine gelir sağlayacak bir iş modeli üzerinde çalışmaya başladığından şüpheleniyoruz.

Facebook bu yeni sistemi, kullanıcılarının Facebook’ta yayınlanan sanat eserlerine, makalelere, resimlere, fotoğraflara, videolara bağış yapabileceği şekilde de kuruyor olabilir, doğrudan Facebook tarafından sağlanmış araçlarla üretilen, Facebook içinde yayınlanan eserlerin reklamlardan veya kullanıcılardan aldığı gelirle fonlanması gibi bir sistem de kuruluyor olabilir. Veya milyar dolarlara varan topluluk fonlaması pazarında Kickstarter ya da Indiegogo’ya rakip olacak kendi topluluk fonlama servisini kurmaya karar vermiş olabilir.

Bakalım Facebook’un Andrew Anker’la anlaşmasının arkasından hangi sürpriz servis çıkacak? Ama  Facebook’un Instant Articles servisinden de anladığımız üzere, içerik üreticileri artık sosyal medyada yayınlanan içerikleri nedeniyle oluşan reklam gelirlerinden pay istemeye başladılar ve Facebook da tüm içerik kaynakları kendisine kapatılmadan önce içerik üreticilerini tatmin edecek bir gelir modeli yaratmaya çalışıyormuş gibi görünüyor.

Huawei Kalite Odaklı MBB Zirvesi

0

Leroy_Blimegger_HuaweiGünden güne artan MBB abone sayısı, son kullanıcı ihtiyaçlarının karşılanması ve artan talepler özelinde önemli bir servis deneyimi ve altyapı gerektiriyor. Sektör analistleri ve 28’den fazla bölgesel telekom operatörü, 21 Mayıs 2015’te, İstanbul’da Huawei Kalite Odaklı MBB Zirvesi’nde bir araya gelerek, bu alandaki yeni trendleri masaya yatırdılar. Operatörler, en iyi kullanıcı deneyimi için en yeni girişimlerini aktarırken, en kaliteli MBB ağının yapılandırılması için sektörel deneyimlerini Zirve’de paylaştılar.

İki gün süren konferans boyunca Orta Asya, EMEA (Doğu Avrupa, Akdeniz ve Kuzey Afrika) ve Rusya’dan katılan bölgesel operatörler, deneyimlerini ve yeni fikirlerini, paralel oturumlar ve konferanslar boyunca paylaştılar. Artan kullanıcı sayısı gibi süreç içindeki zorluklar, operasyonel maliyetlerin azaltılması, servis kalitesinin artırılması ve müşteri deneyiminin en iyi hale getirilmesi, Zirve’nin temel başlıklarıydı. IDC Araştırma Direktörü Emir Halilovic ve Analysis Mason Kıdemli Analisti Anil Rao, sektörel analiz odaklı bakış açısıyla görüşlerini katılımcılarla paylaştılar. Sektördeki en yeni trendler, karşılaştırmalar, ağ performans ölçümleri ve müşteri deneyimini en iyi hale getirmek için farklı öneriler, yine öne çıkan konular arasındaydı.

“Huawei Global Başkan Yardımcısı Dr. Leroy G. Blimegger Jr. etkinlikte yaptığı konuşmada; “MBB çağında operatörler, kaliteli bir ağ yapısı oluşturmak ve büyük veri servislerini artırmak için birçok zorlukla mücadele ediyorlar. Operatörlerin hedef performansını ölçen ve bu anlamda baskı altında çalışmalarına da yol açan, birçok karşılaştırmalı ve karmaşık test tekniği mevcut. Marka testlerini geçmek akılcı yatırımlar yapmak ve trafik dengesini yönetmek, son derece kritik. Huawei Açık Laboratuvar verilerine göre, 2016’da aktarım servisleri, toplam trafiğin %70’ini meşgul edecek. Aktarım servislerini garantiye almak, bu anlamda son derece önemli. Kilit olaylar, ağ üzerinde farklı gerekliliklere yol açabilir. Örneğin online bir market promosyon aktivitesini ele alalım. Operatörler için, bu tür bir operasyonun başarısı son derece önemlidir” dedi.

OTA Operasyonlar Direktörü Adel Dekali de konuşmasında; “Buraya katılan 28 operatöre baktığımızda, her birinin aynı gelişim fazında olmadığını gözlemliyoruz. Diğer yandan, hepimiz benzer zorluklarla mücadele ediyoruz. OTA her zaman müşterileri için en mükemmel servis deneyimini hedefliyor. Bu Zirve, bölgeler arası telekom operatörleri için, fikir ve deneyimlerin sektörel paydaşlara aktarılması açısından da önemli bir platform” dedi.

IDC Araştırma Direktörü Amir Halilovic ise konuşmasında şöyle dedi; “MBB çağında, telekom operatörleri için müşteri deneyiminin önemi yadsınamaz. Müşteri deneyimi, ağ kalitesiyle tamamen doğru orantılı. Devasa bir rekabetin ve operasyon giderlerinin baskısı altında, daha verimli yatırımlar yapmak, tüm telekom operatörler için, zorunluluk haline geldi. Ağ yatırımlarını, kullanıcılar için son derece önemli olan ağ kalitesi ekseninde, dengeli olarak yapmak son derece kritik.

Türkiye Imagine Cup’ta

0

microsoftimaginecupMicrosoft Imagine Cup 2015 online yarı finaline, Türkiye’nin farklı üniversitelerden 4 öğrenci katılmaya hak kazandı. Türkiye adına yarışacak öğrenciler, ‘CloudCar by Desdenova’ isimli proje ile Microsoft Azure kullanarak otomobilleri olası arızalara karşı önceden uyarmayı ve daha akıllı hale getirmeyi amaçlıyor.

2003 yılından beri dünyanın farklı şehirlerinde düzenlenen ve dünyanın en büyük öğrenci teknoloji yarışmalarından Microsoft Imagine Cup 2015’te Türkiye’nin farklı üniversitelerinden katılan Kanber Demir, Sezgin Ege, Yavuz Gedik ve Hasret Soysal isimli öğrenciler yarı finalde yarışacakDünya finali Microsoft’un Seattle’daki genel merkezinde yapılacak olan yarışmada kazanan öğrenci 50 bin dolarlık ödülün sahibi olurken, Microsoft CEO’su Satya Nadella ile de tanışma fırsatı yakalayacak.

Bu yıl yine üç büyük yarışmaya ev sahipliği yapan Imagine Cup’ta öğrenciler, ‘Dünya Vatandaşlığı’, ‘Oyun’ ve ‘İnovasyon’ alanlarında geleceği şekillendirecek çözümler sunuyor.

Cloud Car ile araç arızalarını önceden tahmin edecekler
‘CloudCar by Desdenova’ isimli projeleriyle inovasyon dalında yarı finale kalan Türkiye ekibi, Microsoft’un bulut bilişim çözümlerini otomobillerde kullanarak ülkemizin önemli bir sorunu olan trafik kazalarını azaltmayı, araç bozulmalarını önceden tahmin etmeyi ve kazalar gerçekleştiğinde aracın olayla ilgili bilgileri yetkililere anlık göndermesini amaçlıyor.

İnternetiniz sömürülüyor olabilir

0

Özellikle yaygın kullanıma sahip bazı uygulamaların kullanımının yaygınlaşması internet bant genişliği ihtiyacının katlanarak artmasına sebep oluyor. Türkiye’de mobil veya sabit hatlarda internet kullanımının her yıl katlanarak arttığı göz önünde bulundurulursa, bu yoğunluğu kaldıracak doğru altyapı yatırımları konularındaki tartışmaların siyasi gündemi de etkilemesi ister istemez kaçınılmaz. Üst ölçekte ülkemizde yapılacak doğru internet altyapı yatırımları günün sonunda neredeyse her işin internet ile bağlantılı olduğu düşünüldüğünde bireylerin ve kurumların iş verimliliğini de doğrudan etkileyecektir. Fakat kurumların aldığı internet hizmetinin en üst seviyede olması her zaman o kurumun interneti en verimli şekilde kullanabildiğini göstermez.

We Are Social İnternet ve Sosyal Medya Kullanıcı İstatistikleri 2015 Raporu’na göre; aktif internet kullanıcı penetrasyonunun yüzde 50’lere dayandığı Türkiye’de; sosyal medya hesaplarının penetrasyon oranının ise yüzde 52 olduğu görülüyor. Türkiye’deki internet kullanıcıları gün içerisinde ortalama 4 saat 37 dakikayı internette, 2 saat 51 dakikayı mobil internette ve 2 saat 56 dakikayı ise sosyal medyada geçiriyor. TV’den yayın izleme oranının internet üzerinden video izleme oranının artmasına bağlı olarak düşüş göstereceği ön görüler arasında. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Türk halkı internette vakit geçirmeyi de; sosyal medyada sosyalleşmeyi, internette dizi izlemeyi de seviyor.

Peki ya çalışanlarınız?
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki çalışanların interneti suistimal etmesinden kaynaklı toplam ekonomik zararları ülkelere milyar dolarlar boyutunda. İnternet kullanımlarını kontrol altında tutmayan bazı kurumların internetleri çalışanlar ya da dışarıda ki kullanıcılar tarafından farklı amaçlar için kullanılıyor olabilir. Günün sonunda iş verimliliğini artırmak için aldığınız internet hizmeti doğru şekillendirilmediği zaman performansı düşürebilir. Herhangi bir çalışanınız dün akşam izleyemediği dizinin finalini ya da derbinin gollerini izlerken; diğer bir çalışanınız müşterisine acil yollaması gereken bir dosyayı sırf bu yüzden yollayamıyor olabilir.  Şirket internetiniz şirket dışında ki kişiler tarafından kullanılıyor bile olabilir.  Hatta faturasını sizin ödediğiniz internet sayesinde birileri geniş bir film-müzik arşivi edinmişken; bunu yasal siteler üzerinden yapmadığı için sizin başınız ağrıyabilir.

Vizyon Arge Satış Müdürü Sinem Tirkeş
Vizyon Arge Satış Müdürü Sinem Tirkeş

İnternet trafiğinin yüzde 60’ının video, eğlence uygulamaları, BYOD (kendi cihazını getir) vb. trafiğinin oluşturduğunu belirten Vizyon Arge Satış Müdürü Sinem Tirkeş; “İnternete bağlı cihaz sayısının ve çeşitliliğinin artması ile internet her geçen gün daha kritik hale geliyor. Kurumlar için internet trafiğinde olan biten her şeyi analiz edebilmek ve bu doğrultuda internet trafiğinin kullanımını ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirmek iş sürekliliğini; verimliliği artırırken; internet harcamalarını da optimize edecektir. Özellikle Eğitim Kurumları, Kamu Kurumları, Hastaneler; Otel, AVM, restoran, kafe gibi interneti farklı kullanıcıların ortak kullanımına açan ve hizmet olarak sağlayan yerlerin kullanıcılara eşit haklarda ve kalitede internet kullanımı sağlaması; sağladığı internet hizmetinin yasal sorumluluklarını da yerine getirebilmesi önem arz etmektedir.”

DocuSign, dijital imza için çabalıyor

0

KEPKullanıcıların kağıt ve kalem yerine dijital imza kullanmasını teşvik eden DocuSign, gerçekleşen yeni bir yatırım ile birlikte 233 milyon dolara kavuştu. Bain Capital kuruluşu olan Brookside Capital ise geçtiğimiz yıl 85 milyon dolarlık yatırım sürecinden sonra bu kez de 233 milyon dolarlık atılım için şirket ile ortak olarak çalıştı. Böylece DocuSign, toplamda 440 milyon dolarlık yatırıma sahip oldu.

İki isim de yeni yatırım ile ilgili yorum yapmaktan kaçınırken, DocuSign’ın toplam değerinin 3 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor.

DocuSign, artık insanların ve büyük markaların işlerini online olarak yürüttüğünü ve internetteki süreci kendilerinin devralması gerektiğini savunuyor. Böylece iki firma arasındaki elektronik ödemelerde DocuSign bir tür aracı görevi görüyor. 2003 yılında kurulan şirket, şimdiye kadar 188 ülkeden 50 milyondan fazla kişiye hizmet vermiş.

Şirket bu aralar yeni bir yatırım atağına daha sahne olarak veri merkezlerini güçlendirmek istiyor ve mevcut verilerin şifrelenmesi konusunda daha sağlam bir iş çıkartmayı hedefliyor.

IBM X-Force Exchange’e büyük katılım

0

IBM’in X-Force Exchange platfromu, 1000’den fazla organizasyonun katılımına sahne olarak siber suçlar ile ilgili daha detaylı bir veri bankasına kavuştu. Sistemin hayata geçmesinden sadece 1 ay sonra bini aşkın markanın destek verdiği platform, şirketlerin sahip olduğu eski ve mevcut sanal tehdit verilerini talep ediyor, böylece ortaya devasa bir bilgi kaynağı çıkmış oluyor.

Bulut tabanlı ağ, verileri IBM’in 700TB’lık tehdit veri bankasından çekiyor, bu içeriğe Big Blue’nun küresel dijital suçlar verileri de dahil oluyor. Şu anki sistem, yaklaşık 20 yıllık bir sürece ait saldırı detaylarına sahip ve IBM’in ortak çalıştığı isimlerden gelen binlerce farklı saldırı verisiyle de beslenmekte. Son 1000 ismin katılımı ile birlikte, 1 aylık süreçte 300 yeni tehdit rapıoru hazır olmuş.

IBM Security Genel Müdürü Brendan Hannigan, sanal tehditlerin bir tür salgın haline geldiğini ve şirketlerin bunlar ile tek başına baş edemeyeceğini söylüyor ve ekliyor; “genel ve özel sektörün siber suçlarla savaşması için işbirlikçi bir tutum sergiliyoruz.”

X-Force’un start almasıyla birlikte, günde 1000’den fazla veri başlığı dünya genelinden olmak üzere sisteme giriş yapmış.Bu veri alışverişi ise IBM’in söylediğine göre dünyanın en büyük 10 perakendecisinden 6’sından ve en büyük 10 bankanın da 5’i ile gerçekleşmiş.

Geçici Drone yasaları Google’ın hizmetinde

0

Queesland_droneABD’de, Demokrat kanattan Cory Booker ve Cumhuriyetçilerden John Hoeven, Ticari UAS Modernizasyon Yasası’nı ortaya çıkarttı. Yasa tasarısı ile birlikte şimdiye kadar belli sınırlar içerisine sokulmamış olan insansız hava aracı gibi cihazlar, FAA’in yasaklarından bağımsız olarak piyasaya merhaba diyebilecek. Zira FAA şu günlerde şirketlerin UAS ya da UAV’lar gibi ürünleri için “cihazdan cihaza değişen” izinler üzerinden yoluna devam ediyor.

Forbes’un eline geçen ilk tasarı örneğide ise Booker’ın, diğer ülkelerin gerisine düşmemek için çabaladığı ve ticari insansız hava araçları için ABD’nin öne geçmesini sağlayacak kurallar peşinde koştuğu görülmüş. Mart ayındaki süreçte Google ve Amazon gibi şirketlerin, Avustralya, Kanada ve İngiltere gibi ülkelerde test merkezleri kurduğu ve ABD’yi arka plana ittikleri not düşülmüş.

Bu sözler FAA’nin insansız hava araçları için oluşturmaya başladığı kuralların ortaya çıkmasından sonra geldi. Zira FAA, ticari cihazların 500 feet’in altında uçması, gün ışığında uçuş şartı ve cihaz operatörünün görüş açısı içinde olması gibi belli başlıklar ortaya koymuştu. Gözlemciler ise bu kuralların tam anlamıyla yasallaşmasının 2 yılı bulabileceğini bunun da ABD’nin sektörü ciddi anlamda geriden takip etmesine sebep olacağı dile getirmiş.

Bu süreçte Booker ve Hoeven’ın hedefi, üreticilerin yasal süreçlerin tamamlanana kadar geçecek süreyi atlatmasını sağlamak ve ürünün aktif halde kullanıma sunulması için gerekli süreyi kısaltmak. Örneğin Amazon uçuş sertifikasını cihazının başvurusundan neredeyse bir yıl sonra aldı!

Yeni tasarı ile birlikte amaçlanan şey ise, hava araçlarının entegrasyon sürecinde yardımcı bir yönetici pozisyonunun oluşturulması, bu konuma gelen kişinin de FAA ve Taşıma Sekreteryası’nın sorularını yanıtlaması şeklinde.

“Yazılım Türkiye için bir fırsat”

0

Microsoft, akıllı uygulamalar için geliştirdiği Microsoft Azure’un veri servislerini, Windows, Mac ve Linux’ta çalışan Visual Studio ve NET araçlarını ve yazılımcıların zengin Office 365 uygulamaları geliştirmesine olanak sağlayan uygulama programlama arayüzlerini (API) de tanıttı. Microsoft, açık kaynak ve .NET topluluklarıyla çalışmalarını ilerletmek için, Windows, Linux ve Mac OS X için .NET çekirdeği sundu. Microsoft ayrıca yazılımcıların Windows, Linux, iOS ve Android platformlarında uygulama geliştirip konumlandırmaları için Visual Studio 2015 Release Candidate’i yayınladı.

Biz de TechInside olarak Microsoft Türkiye Yazılım Geliştirme Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Cavit Yantaç ile Türkiye’deki yazılım sektörü ve fırsatlarını değerlendirdik.

Epson’dan yeni bir ev sineması projektörü

0

Epson’un yeni projektör modeli EH-TW6600W’nun kablosuz Full HD teknolojisi sayesinde, WiHD aygıtlarınızı bağlamak için gereken HDMI kablo ihtiyacınız ortadan kalkıyor. Alternatif olarak, Epson’un HD vericisine herhangi bir arabirim kutusu, Blu-ray oynatıcı veya oyun konsolu takarak ‘gerçek zamanlı’ Wireless HD bağlantısı ile içeriğin ve resimlerin herhangi bir gecikme olmadan görüntülenmesini sağlayabilirsiniz.

Keskin ve parlak görüntüler
3LCD teknolojisine sahip EH-TW6600W, 2.500 lümen değerinde parlaklık seviyesi ve eşit düzeyde yüksek Beyaz ve Renkli Işık Çıkışı (CLO) ile koyu siyahların ve karanlık sahnelerde oldukça ayrıntılı görüntülerin keyfini çıkarmanızı sağlar. 70.000:1 kontrast oranı ile gökkuşağı etkisi olmadan canlı renkler sunar.

Kolay konumlandırma
Geniş dikey ve yatay lens kaydırma özelliği sayesinde EH-TW6600W, orijinal görüntü boyutunda hiçbir bozulma veya uzama olmadan bir ekranın merkezi dışına kolayca yerleştirilebilir. 1,6x zoom lensi ile bir araya gelen kompakt tasarımı sayesinde istediğiniz herhangi bir ortamda kurulumu inanılmaz kolaydır. Entegre 20W stereo hoparlörler, harici herhangi bir sisteme bağlanmanızı kolaylaştırır ve tüm sesler ilgili çıkışlar üzerinden kolayca bir ses sistemine iletilebilir.

Gelişmiş görüntü teknolojileri
Maksimum çok yönlülük için 2D videoları 3D’ye dönüştüren EH-TW6600W, 3D’ye özel iki adet olmak üzere toplam yedi renk modu ve bir adet RF 3D gözlük içerir². Ortamın ışık seviyesini algılayan otomatik renk optimizeri, en uygun ayarı belirleyebilir ve Epson’un gelişmiş Süper Çözünürlüğü ile 2D ve 3D görüntüleri olabilecek en yüksek keskinlikte ve netlikte sunar. EH-TW6600W beyaz renkli olup, modelin wireless özelliği haricindeki tüm özelliklerine sahip siyah rengi ise EH-TW6600’dur.

TEMEL ÖZELLİKLER
Kablosuz Full HD 3D ev sineması: Kablosuz HD bağlantısı ile videoları hem 2D hem de 3D olarak görüntüler.
Yüksek parlaklık ve kontrast oranı: 3LCD ve 2.500 lümen sayesinde canlı renkler ve 70.000:1 ile koyu siyahlar
Kolay kurulum:  Geniş yatay ve dikey lens kaydırma özelliği ile sorunsuz yerleştirme imkanı
Parlak 3D özelliği: 2D’den 3D’ye dönüştürme özelliği ve bir adet RF gözlük dahil

Tavsiye edilen perakende satış fiyatı: 2.149$+KDV

Online bankacılığa fidye yazılımı tehdidi

0

SiberSaldiriGorsel1İnternet ve veri güvenliğinde küresel çözüm sağlayıcı Trend Micro 2015 yılının ilk çeyreğindeki veri güvenliği atmosferini değerlendirdiği yeni raporunu “Kötü Amaçlı Reklamlar Ve Sıfırıncı Günler: Yeniden Ortaya Çıkan Tehditler Tedarik Zincirlerine Ve En İyi Uygulamalara Güveni Sarsıyor” adıyla yayınladı.

Raporda belirtilen verilere göre 2015’in ilk üç ayında ortaya çıkan tehditler, yeni ve eski yöntemlerin birleşimiyle oluşturulan saldırılar çevresinde şekilleniyor. Reklam içeriklerinde yer alan zararlı yazılımlar, sıfırıncı gün güvenlik açıkları, eski tarz makro zararlı yazılımlar ve 10 yıldan uzun süredir etkin olan FREAK güvenlik açığı gibi tehditler raporun dikkat çeken başlıkları arasında yer alıyor.

Rapora göre tehditler tüm dünya genelinde sağlık sektörü, perakendecilik ve POS cihazlarını hedef alıyor. Tüm tehditleri araştıran Trend Micro ise 2015’in ilk üç ayında dünya çapında saniye başına 1800 tehdidi engelledi. Online bankacılık tehditleri Türkiye’yi vurdu Türkiye’de ilk üç ayda online bankacılık işlemleri sırasında tam 6 bin 375 kurbanın cihazlarına zararlı yazılım bulaştı.

Türkiye, Akdeniz ve Ortadoğu Bölgesinde en fazla online bankacılık saldırısına uğrayan ülke oldu. Türkiye Crypto-ransomware saldırılarında dördüncü sırada Rapora göre 2015’in ilk çeyreğinde dünya genelinde 15 bin 532 fidye yazılımı saldırısı gerçekleşti. Bu saldırılarda Crypto-Ransomware kullanılanların sayısı ise gün geçtikçe artıyor. 2014’ün ilk üç ayıyla karşılaştırıldığında ise 7 bin 844’le Crypto-Ransomware’ın kurban sayısının dörde katlandığı görülüyor.

Fidye yazılımlarıyla bulaşan zararlıların yüzde 49’unu ise Crypto-Ransomware’ler oluşturuyor. Türkiye ise yüzde 5’lik oranla 2015’in ilk üç ayında en çok ransomware saldırısına uğrayan dördüncü ülke oldu. Spam mesajlar kullanıcıları olumsuz etkiledi 2015’in ilk çeyreğinde istenmeyen e-posta gönderimiyle yapılan saldırılar da dikkat çekti.

Türkiye’de özellikle sahte kargo e-postaları ve izinsiz mesaj gönderimini durdurmaya yönelik mesajlarla çığırından çıkan spam gönderimi birçok kullanıcıyı olumsuz etkiledi. Trend Micro’nun verilerine göre Türkiye’de tam 24 milyon 463 bin 590 farklı IP Adresinden milyonlarca spam mesaj gönderimi gerçekleşti. Android’de reklam içerikli zararlılar popülerMobil tehditlerin de değerlendirildiği raporda Android platformundaki tehdit sayısının rekor kırarak 5.4 milyona ulaştığı görüldü.

Dünya genelinde Android’i hedef alan tehditlerin yüzde 48’ini ise reklam içerikli kötücül yazılımlar olan Adware’lerin oluşturduğu ortaya çıktı. Mart ayında ise Google uygulama marketinde tam 2 bin uygulamada MDash geliştirme kiti bağlantılı Adware içerdiği belirlendi. Türkiye’deki kullanıcıların ise ilk üç ayda tam 323 bin 504 Android uygulaması indirdikleri ve bunların 3 bin 641’inin zararlı uygulama olduğu gözlemlendi.

Eski kabuslar geri döndü Raporun ortaya çıkardığı ilginç verilerden birisi ise ofis uygulamalarındaki makro yazılımları hedef alan oldukça eski bir tehdidin tekrar ortaya çıkması oldu. Makro zararlı yazılımlarının kurban sayısı ise tüm dünyada 92 bin 837’yi buldu. Trend Micro Smart Protection Network tarafından 2015’in ilk üç ayında bir milyardan fazla zararlı dosya engellendi. Eski güvenlik açıkları web sitelerini vurdu Güvenlik yamalarında meydana gelen eksiklikler FREAK güvenlik açığını yeniden canlandırdı. FREAK güvenlik açığı, Android ve Safari web tarayıcıları gibi üst seviye alan adlarının yüzde 10’u da dahil birçok sitenin kullandığı Transport Layer Security/Secure Sockets Layer (TLS/SSL) protokolünü etkiliyor

Mac ve Macbook’lara F-Secure güvenliği

0

freedome-mac-os-800OS X kullanıcıları cihazlarını, kafe, havaalanı ve restoran gibi herkese açık ortamlarda kullanarak bilgisayarlarını tehlikeye açık hale getirebiliyorlar. Ücretsiz WiFi, sağlayan alanlarda siber saldırılar altında veri hırsızlığı ile karşılaşmak ise çok büyük bir olasılık. F-Secure’ ün yeni Mac için Freedom uygulaması, bu sorunu ortadan kaldırıyor.

Mac kullananların çoğu, ellerindeki cihazları aşırı güvenli gördüğü için, bir önlem alma gereği duymuyor. Mac kullananların yüzde 36’sı  haftada 3’ten fazla halka açık yerlerdeki ücretsiz WiFi’ları kullanıyor. Bu oran PC kullanıcılarında yüzde 13’lerde gözüküyor.

Aynı araştırma Mac kullanıcılarının yüzde 32’sinin, bilgisizlik ya da gerek görmediği için herhangi bir koruma programına ihtiyaç duymadıklarını da gösteriyor. PC kullanıcılarında bu oran yüzde 10 seviyesinde. Bu boşluk, Mac kullanıcıları için büyük riskler oluşturacak hacker saldırılarının ön ayağı.

Mac için Freedome sürümü, basit kullanımlı bir uygulama ile önemli yönetim araçlarını tek bir potada eritiyor. Freedome, hacker’lara ve verinizi ele geçrimeye çalışan kişilere karşı sizi koruyan VPN tünel işlemleri, programla birlikte yapılıyor.