Techinside Google News
Ana Sayfa Blog Sayfa 1773

TechInside Podcast – Bölüm 12

0

[soundcloud url=”https://api.soundcloud.com/tracks/172696940″ params=”auto_play=false&hide_related=true&show_comments=false&show_user=true&show_reposts=false&visual=false” width=”100%” height=”100″ iframe=”true” /]

Bu hafta ele aldığımız başlıklar;

TechInside Basılı Dergi 2. Sayısı
Youtube’un yayıncılara yönelik sunduğu yeni araçlar ve arkasında yatan nedenler.
– 4G ihalesi yapılmadan Türkiye’de 4G servisi nasıl kullanabiliriz?
Mikro uyduların gözü sürekli dünyanın üzerinde olacak.
3D yazıcılar bir bebeğin hayatını nasıl kurtardı? Ne gibi fırsatlar bizi bekliyor?

iTunes üzerinde Podcast yayınlarımıza buradan abone olabilirsiniz.

Accenture Dijital, dijital dönüşümü hedefliyor

0

Accenture, dijital alanındaki yetkinliklerini, küresel bilgi birikimi ve uluslararası ağıyla birleştirerek kurduğu Accenture Digital’ı Türkiye’de de faaliyete geçiyor. Dünya genelinde dijital alanındaki 28 bin profesyoneli ile bu yeni birimin hedefi, işletmeler için yeni değer kaynağı yaratarak büyümelerini sağlamak.  Alanında uzman ekiplerin özel dijital dönüşüm uygulamaları ile farklı alanlarda faaliyet gösteren işletmelere milyonlarca dolar ek kazanç yarattıkları belirtildi.

Accenture Digital, yeni birimin ve sunacağı hizmetlerin şirketlerin dönüşümüne katkısını  şöyle tarif ediyor: “İşletmeler, dijital hizmetlerin gücünden yararlanarak  yeni gelir kaynakları yaratabilecek ve büyüme sağlayacak. Dijital platformun; işletmelerin; müşteriler ve tedarikçilerle etkileşimlerini temelden değiştirerek geleneksel iş yapış biçimlerini yeniden şekillendireceğine vurgu yapılıyor.

Dünya ve Türkiye’den Öne Çıkan Başarı Hikayeleri

Bugüne kadar çok sayıda başarılı dönüşüm projesine imza atan Accenture Digital, 2014 finansal yılında 5 milyar Dolarlık bir iş hacmine ulaşmış durumda. AccentureDigital’ın dünya çapında gerçekleştirdiği bazı projeler ve bu projelerden elde edilen sonuçlar şöyle:

  • Tüketiciler, Accenture tarafından geliştirilen dijital platformlar, siteler ve uygulamaları kullanarak yıllık 100 milyar dolarlık para akışı sağladılar.
  • Accenture’ın yapmış olduğu dijital uygulama ile 8 milyon eş zamanlı video akışı gerçekleştirilerek tarihin en önemli pazarlama kampanyalarından birine imza atıldı.
  • Dünyanın en önemli otel zincirlerinden biri için geliştirilen uygulama ve site aracılığıyla saniyede bir rezervasyon gerçekleşmesi sağlandı.
  • Dünyanın önde gelen, Amerika merkezli perakende liderlerinden biri için analitik teknikleri kullanılarak 300 milyon Dolarlık yıllık gelir artışı elde edildi.
  • Accenture Digital ekibi tarafından geliştirilen dijital uygulama ve araçlarla dünyanın lider bankalarından biri tüketicilerin dikkatini çekmeyi başararak, kullanıcılardan gelen talepleri %290 oranında artırdı ve böylece müşterilerinin beklentilerini daha iyi anlayarak onlara daha iyi bir hizmet sunmaya başladı.
  • Dünyanın önde gelen elektronik şirketlerinden birinin geliri Accentureanalitik hizmetinin kullanılması ile %14 artış gösterdi.
  • Accenture dünyanın önde gelen otel zincirlerinden biri için 4 farklı ülkede kendi dillerinde website geliştirerek zincirin 7 milyar Dolarlık online satış elde etmesini sağladı.

Türkiye’nin önde gelen telekomünikasyon şirketlerinden birine yapılan mobil uygulamada sadece 2 hafta içerisinde elde edilen sonuçlar ise şöyle;

  • Uygulamayı indiren kullanıcıların %75’i uygulamaya kayıt yaptırdı.
  • Yaklaşık 40.000 kullanıcı üye oldu ve hizmeti 170.000 kez kullandı. Her bir kullanıcı 2 haftada ortalama 4 defa uygulamaya girdi.
  • Kullanıcılar tarafından 75.000 üzerinde badge (uygulamadaki bazı görevleri tamamlayınca verilen sanal rozet) kazanıldı.
  • Anlık konuşma desteği günde 2500 kez kullanıldı.

Dijital Çağ’ın Kuralları

Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş , Accenture Digital’ın tüm dünya ile aynı anda Türkiye’de de faaliyete geçmesiyle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: “Dijital, dünyaya bin yılda bir gelebilecek bir fırsattır ve Türkiye dahil her ülkeye eşit imkanlar sunmaktadır. Türk şirketler bu fırsatı değerlendirirse dünya ligine çıkıp global firmalarla rekabet edebilecek duruma gelebilirler. Şirketlerin, Dijital Çağ’ın doğurduğu yeni rekabet ve zorluklara hazır olabilmek için dijital dönüşüme hız vermeleri gerekiyor.

Accenture olarak biz de değişen talepleri karşılayabilmek ve müşterilerimizi bu dalgadan etkilenenden çok bu dalgayı yaratan haline getirmek amacıyla AccentureDigital’ı kurduk. Accenture olarak dijitalleşmeyi iki temel yaklaşım üzerinden tanımlıyoruz. İlki, yeni teknolojileri kullanarak dijitaldeki müşterilerle doğru kanal ve pazarlar üzerinden bağlantı kurmak. İkinci yaklaşım ise dijital imkanlar sayesinde şirketin modelini değiştirip yeni ürün ve hizmetler meydana getirerek, söz konusu işletmeyi  daha verimli hale getirmek. Dijital bizim için en stratejik alanlardan biri. Bu alandaki çalışmalarımız ve yatırımlarımız devam edecek.’

Yılda 5 Milyar Dolarlık İş Hacmi

Accenture Digital Türkiye Lideri Cenk İkiz ise dünyada lansmanı gerçekleşmekte olan Accenture Digital hizmetleri kapsamında 28 binin üzerinde dijital platform profesyonelinin bir araya geldiğini belirtti. Accenture Digital hizmetleri ile 2014 finansal yılında dünyada yüzde iki haneli büyüme göstererek 5 milyar USD’lik bir iş hacmine ulaşıldığını belirten İkiz şunları söyledi:

‘Türkiye’deki şirketlerin büyümelerini sağlamak için, bu şirketlere özel olarak tasarlanacak dijital hizmetler sunmak ve onların dönüşerek yeni fırsatlar yaratmalarını sağlamak amacıyla Accenture Digital’ı dünyayla aynı anda Türkiye’de de uygulamaya geçirdik.  Accenture Digital olarak, müşterilerimiz için  dijital stratejiler geliştirecek, dijital teknolojileri uygulayacak, kısacası şirketlerin  dijital yolculuğunun her aşamasında yanında olacağız. 2015’in ilk yarısında ise şirketlerin dijital haritalarını çıkaracağız ve Accenture Digital Index sonuçlarını yayınlayacağız. Böylelikle şirketlere dijital dünyadaki fırsatların büyümeleri için  önemini vurgulamak ve dolayısıyla Türkiye’nin bu dijital dalgayı yakalamasında da doğrudan etkili olmayı hedefliyoruz.

Lider Firmaların Tercihi Accenture Digital

İkiz’in verdiği bilgiye göre Accenture, dijital alanda 49 ülkede 4 binden fazla şirkete hizmet veriyor. Bu müşteriler arasından; tüketici ürünleri sektöründe dünyada ilk 10’da yer alan şirketlerin 9’u, bankacılık alanında ilk 10’da bulunanların 7’si, perakende sektöründe ilk 10’da yer alan firmaların  6’sının Accenture Digital hizmetlerinden yararlanarak  büyüdükleri belirtildi.

3D yazıcı ile hayat kurtarmak

1

Haziran ayında doğan bir bebeğin hayatı 3D yazıcı sayesinde kurtarıldı. Elbette 3D yazıcıdan gerçek dokulara sahip bir kalp çıktısı alınmadı ancak bebeğin beklenmedik şekilde anormallikler içeren kalbine ait bir model bire bir oluşturularak cerrahların gerçek ameliyat öncesinde planlama yapmasına olanak sağlandı.

babyBebeğin kalbindeki anormallik sıra dışı bir durumdu. Aort ve atardamarları yanlış yerlerde olduğu ve aynı zamanda kalp üzerinde çeşitli deliklerin bulunduğu durumda doktorların işi gerçekten güçtü zira bebeğin kalbi sadece bir ceviz büyüklüğündeydi. Cerrahların mevcut durumu anlaması için bir keşif operasyonu yapması ve akabinde bir kaç farklı operasyon ile müdahale etmesi gerekiyordu ancak bu durumda bebek bu sürece dayanamayıp hayatını kaybedebilirdi.

Bu risk yerine bebeğin anormal kalbinin bir kopyası modellenerek 3D yazıcıdan elastik bir malzeme ile çıktısı alındı. Cerrahlar bu model üzerinde çalışarak operasyonu planladılar ve tek seferlik bir müdahale ile bebeğin kalbini onarmayı başardılar. Bebek şu anda sağlıklı ve umuyoruz ki mutlu bir yaşama doğru yol alıyor.

Sağlık alanında fırsatlar doğuyor.

Bu tarz gelişmeler son dönemin popüler ve hatta magazinsel konuları arasında yer alıyor. Öte yandan yeni bir fırsatlar pazarı da yaratıyor. Türkiye’de sağlık sektörü genel yargının aksine dünyadaki pek çok gelişmiş ülkeye yakın standartlara sahip. Bu durum, bu tarz yenilikçi projelerin hayata geçirilmesi için büyük bir fırsat zemini oluşturuyor. Uzun yıllar boyu tıp eğitimi almadan, sadece teknolojinin yenilikçi yaklaşımlarını kullanmanın doğru yöntemlerini geliştirebilecek girişimler, sağlık kurumları ile işbirliği yaparak küresel başarılara imza atabilirler.

KOBİ’lere SEO Tavsiyeleri

0

SEOZEO Kurucusu ve Genel Müdürü Yiğit Konur, KOBİ’ler için inbound pazarlamada başarının sırlarını anlattı. Günümüzde internette varlık göstermek isteyen tüm şirketlerin birer yayıncıya dönüştüğünden söz eden SEOZEO Kurucusu Yiğit Konur, “Artık sürekli tüketiciyi satın almaya zorlayan eski usul pazarlama kavramı güncelliğini yitirdi” dedi. Inbound Marketing’in temelde, hedef kitleyi ya da potansiyel alıcıyı kendinize çekmek anlamına geldiğinden söz eden Konur,  giderek yaygınlaşan bu yeni pazarlama anlayışında başarılı olabilmek için iyi içerik yaratmanın önemine vurgu yaptı.  Konur’a göre internette öne çıkmayı hedefleyen şirketler, nasıl iyi içerik hazırlayacaklarını öğrenmek durumunda. İyi içerik hazırlamanın başlıca püf noktaları ise yaratıcılık, özgün olmak, yazıları belirli bir takvimle güncellemek, imla ve gramer kurallarına dikkat etmek, samimiyet ve hepsinden önemlisi sitenizi takip edenlere yepyeni bilgiler vermek.

SEOZOE Kurucusu ve Genel Müdürü Yiğit Konur’un KOBİ’lere tavsiyeleri şöyle:

1- Alan Adı: SEO,  alan adınızı seçerken başlar. Mutlaka alan adınızda sektörünüze yönelik bir kelimeyi bulundurun.

2-Başlıklar Önemlidir:  Google, sayfalarınızla ilgili ilk tanıma işlemini başlıklarınız üzerinden yapar. Doğru başlıkları belirlemeyi unutmayın.

3-Sorunsuz Görüntülenme: Sitenizi Google tarafından sorunsuz görüntülenecek biçimde iyileştirin. Flash ve resim odaklı tasarımdan kaçının.

4-İyi Örneklerden İlham Alın: Kullanıcı deneyimi yüksek bir sayfa için mutlaka yurtdışındaki iyi örnekleri inceleyin. İçerik odaklı bir site yaratın.

5-İçerik Her Şeydir: Hedef kitlenizin ilgisini çekebilecek, kendi alanınızla ilgili uzmanlık içeren yazıları bir blogda paylaşın.

6-Güncel ve Özgün: Blog içeriğinizi mutlaka istikrarlı bir güncellikte ve tamamen özgün olarak hazırlamayı göz ardı etmeyin.

7-Sektörel Platformlardan Sitenize Yönlendirme Sağlayın: Sayfanıza daha fazla bağlantı edinmek sizi üst sıralara taşır. Sektörünüzle ilgili sitelerde, yayınladığınız içeriklere bağlantı verilmesini sağlayın.

8- Bağlantılar: Bağlantılarınızı satın almayın! Sitelerin sizden bahsetmesi için ilgi çekici olabilecek içerikleri üretin.

9-Link Değişimi: Link değişimleri yapmayın! Sitelerin size bağlantı vermesini sağlamak için yaratıcı yollar bulabilirsiniz.

Intel’in büyümesi nereden geliyor?

0

Intel 2014 yılının üçüncü çeyrek mali verilerini açıkladı. Bu verilere göre bu yılın üçüncü çeyreğini 14,6 milyar dolar gelir ile kapattı. Bu gelir geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8 büyüdüğünü gösteriyor. Kârlılık ise 3,3 milyar dolar olarak gerçekleşti ve Intel geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12‘lik bir sıçrama yakalamış oldu.

Intel’in ana gelir kaynağı hâlâ mobil değil

Ancak Intel bu büyümeyi son yılların popüler akımı olan mobil pazardan elde etmiyor. Tam aksine Intel’in gelirlerine baktığımızda Mobil ve İletişim Bölümünün son çeyreği 1 milyar dolar zarar ile kapattığını görüyoruz. Aynı bölüm geçen yılın üçüncü çeyreğinde 810 milyon dolar zarar açıklamıştı. Üstelik Intel bu bölümden bu yılın üçüncü çeyreğinde sadece bir milyon dolar gelir elde edebildi. Bu rakamın geçen yılın aynı dönemi için 353 milyon dolar olduğunu göz önüne alırsak çok ciddi ve büyük bir düşüş söz konusu.

Peki, Intel gelirlerini toplamda nerede büyüttü?

Bu sorunun cevabı Intel’in ana uzmanlık alanında saklı. Intel’in PC İstemci bölümü yüzde 9 büyüme ile 9,2 milyar dolar ciroya ulaştı. Veri Merkezi Grubu ise yüzde 16’lık büyüme ile 3,7 milyar dolar bütçe elde etti. Özetle Intel büyümesini ana faaliyet alanlarında sağlamaya devam ediyor.

Intel mobilde arenada kazanabilecek mi?

Bir analiz ve araştırma firması olan J. Gold Associates uzmanlarından Jack Gold bu soruyu şöyle yanıtlıyor; “Ellerinde çok sayıda güzel ürün varken Intel’in mobil arenada bu denli düşük satış yapmış olması şaşırtıcı oldu. Ancak Intel’in gelecek 3-4 çeyrek dönem içinde sonuçları düzelteceğine inanıyorum.

Bu düşüncenin arkasında yatan neden ise Intel’in hızlı ve kararlı bir şekilde Nesnelerin İnterneti için ciddi yatırımlar yapması. Ayrıca LTE teknolojilerinin gelişmesi, Intel’in dahili 3G modem ile pazara sunduğu Atom işlemciler, 2015 yılının ilk yarısında dahili LTE modemler ile pazara sunacağı işlemciler ve 2018 yılında satılacak taşınabilir bilgisayarların yüzde 15’inin dahili LTE bağlantısının olması yönündeki beklentiler Intel için gelecek günlerin çok zor geçmeyeceğinin göstergesi gibi.

Türkiye’de ilk 4G servisini Vodafone verebilir

1

Türkiye’de henüz 4G ihalesi gerçekleşmedi. Söylentiler ve beklentiler ihale sürecinin 2015 yılının sonuna doğru tamamlanıp servisin ilk kez 2016 yılı içinde kullanılmaya başlaması yönünde. Ancak bu kadar çok beklemeniz gerekmeyebilir.

Bu hafta Pazartesi günü Yunanistan Ulusal Telekomünikasyon ve Posta Komisyonu (EETT) daha önce gerçekleşen 800 MHz ve 2600 MHz (4G) frekans ihalesine ait sonuçları açıkladı. Bu sonuçlara göre Vodafone her biri 4,70 milyon Euro bedel 4 adet çift kanal ve her biri 1,3 milyon Euro bedel ile iki adet tek kanal frekans kullanım hakkını kazandı.

Yunanistan hükümeti bu ihale ile birlikte Vodafone dahil olmak üzere toplam üç operatörden (diğerleri Cosmote ve Wind Hellas) 381,1 milyon Euro gelir elde etmiş oldu. Vodafone tüm kazandığı ihaleler için (800 MHz frekansları da dahil olmak üzere) toplam olarak 124,50 milyon Euro ödeyecek.

Türkiye’de 4G nasıl çalışacak?

Türkiye’nin batı sahil bölgelerinde ve Yunanistan sınırındaki bazı bölgelerde Yunanistan’daki Vodafone servisine ait sinyaller alınabiliyor. Bu durumda Türkiye’deki GSM hatlarınız ile roaming statüsünde Yunanistan üzerinden GSM servisini kullanabiliyorsunuz. Vodafone Red tarifesi aboneleri ise günlük 10 TL ödeyerek, tarifeleri dahilinde olan servislerden, yurt dışında Vodafone servislerinden faydalanabiliyorlar ve bunlara 4G hizmetleri de dahil. Bu durumda Vodafone Türkiye aboneleri eğer Red tarifelerinden birini kullanıyorlarsa, 4G destekli telefonları ile, Türkiye’nin batı kesimlerinde Vodafone Yunanistan servisi üzerinden roaming yaparak ve günlük 10 TL ödeyerek Vodafone 4G servisini kullanabilecekler.

Türkiye’de 4G geç mi kaldı?

Bu sorunun cevabı maalesef evet. Artık dünyada genişbant internet erişiminin bir gelişmişlik göstergesi olması, her ne kadar ülkemizdeki 3G servisleri teknolojik açıdan oldukça gelişmiş dahi olsa, 4G için geç kaldığımızı söyleyebiliriz. Üstelik tek problem 4G ihalesinin yapılıp, 4G destekli baz istasyonlarının kurulmasından ibaret değil. Bu istasyonlar arasında yeterli trafiği sağlayabilecek fiber hatların da kurulması gerekiyor. Ancak Türkiye’de fiber altyapının gelişmesi yeterince hızlı değil.

Geleceğin TV’si burada

1

Turkcell’in, mobil uygulamalar ile akıllı cihazlar, web sitesi üzerinden bilgisayarlar ve TV Plus kutusu ile televizyonlar üzerinden kullanıcılarla buluşan kişisel televizyon platformu Turkcell TV Plus, üstün teknolojisiyle fark yaratıyor. Turkcell’in güçlü 3G ve Turkcell Superonline’ın fiber altyapısı üzerinden hizmet veren platform ile sıradışı bir televizyon izleme deneyimi akıllı telefon, tablet ve bilgisayarların yanı sıra televizyonlar üzerinden de kullanıcılarla buluşarak, 4 ekran teknolojisini eşsiz bir kullanıcı deneyimine dönüştürüyor.

Kullanıcılarına Turkcell’in benzersiz teknoloji yeteneği ile izlenilen herhangi bir kanalı 12 saat geriye sarabilme olanağı sunan Turkcell TV Plus platformu, ayrıca istenilen programı buluta kayıt edebilme özelliği ile de fark yaratıyor. TV Plus sayesinde Türkiye’de ilk defa akıllı telefonunuzda izlemeye başladığınız bir filmi kaldığınız yerden evdeki televizyonunuzdan izlemeye devam edebilir, tabletiniz veya bilgisayarınız üzerinden TV izleme keyfine devam ederek gerçek çoklu ekran özelliğini yaşayabilirsiniz. Sınırsız sayıda kanalın eklenebileceği geleceğin TV platformu Turkcell TV Plus, kullanıcılarına seç-izle özelliği ile kişisel izleme listesi oluşturma olanağı da sunuyor.

Türkiye’nin lider iletişim ve teknoloji şirketi Turkcell, kişisel televizyon platformu Turkcell TV’yi bir üst seviyeye taşıyor ve benzersiz özellikleri ile kullanıcılarına geleceğin TV izleme deneyimini bugünden yaşatmayı vaat ediyor. Turkcell TV Plus gerçek çoklu ekran özelliği ile Türkiye’de ilk defa akıllı telefon, tablet, bilgisayar veya televizyonunuzun herhangi birisi üzerinden izlemeye başladığınız bir programı, diğer cihazlarınız üzerinden kaldığınız yerden izlemeye devam etmenize olanak tanıyor. Turkcell’in üstün 3G altyapısı üzerinden mobil internet kullanıcılarının kullanımına sunulan Turkcell TV Plus platformu, Turkcell Superonline fiber internet kullanıcılarının ise TV Plus kutusu ile geleceğin TV platformunu televizyonlarında deneyimlemelerine fırsat veriyor.

TP Vision Türkiye’den yurtdışına transfer

0

Son yıllarda, Türkiye’de başarıyla görev yapan birçok Türk yönetici yurtdışına transfer oluyor ve firmalarında çok kritik görevler üstleniyor. Bu başarı öykülerine yeni bir halka da; dünyada ve Türkiye’de Philips markalı TV’leri pazara sunan TP Vision şirketinde eklendi.

2012 yılında Türkiye ofisi açılan TP Vision’da kuruluşundan bu yana Pazarlama Müdürü görevini yürüten Ayşegül Çekiç, artık şirketin Hollanda ofisinde Avrupa ve Rusya Bölgesel Ürün Müdürü olarak görev yapacak. Çekiç, yeni görevinde Avrupa ve Rusya bölgesinde tüketici teknoloji trendlerinin takip edilmesi; geniş, rekabetçi ve son teknolojileri barındıran Philips markalı televizyon ürün gamının geliştirilmesi ve sorumlu olduğu pazarlarda sunulmasından sorumlu olacak.

Ayşegül Çekiç, 1980 İzmir doğumlu. Lise eğitimini Bornova Anadolu Lisesi’nde tamamlayan Çekiç, sonra ise Boğaziçi Üniversitesi Makine Muhendisliği bölümünden mezun oldu. 2003 yılında Philips Türkiye’de iş hayatına atılan Çekiç, ilk 5 yıl içinde Aydınlatma Ürünleri bölümünde çok çeşitli satış ve pazarlama görevlerinde bulunduktan sonra 2010 yılında Philips Tüketici Elektroniği departmanında TV Pazarlama Müdürü oldu.  Çekiç, 2012 Nisan ayından itibaren TP Vision Elektronik A.Ş. şirketinde Ülke Pazarlama Müdürü olarak çalışıyordu. Ayşegül Çekiç, evli ve 1 çocuk annesi.

Vestel’de yeni isim

1

Vestel, kurumsal iletişim departmanında yenilenmeye giderek Vestel Kurumsal İletişim Müdürlüğü görevini Aslı Evren Eskibatman’a emanet etti.

Vestel Kurumsal İletişim Müdürü Aslı Evren Eskibatman, Hacettepe Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra International Data Group Türkiye bünyesindeki Computerworld’de gazetecilik hayatına başladı. Informationweek’in Ankara Temsilciliği sonrasında 6 yıl Interpromedya Ankara Bölge Müdürlüğü ve BT Haber Ankara Temsilciliği görevini yürüttü. 2004-2008 yılları arasında Türkiye Bilişim Derneği Kurumsal İletişim Müdürlüğü görevini üstlenen Eskibatman, iletişim alanında verdiği özel danışmanlıkların ardından Zarakol İletişim’de HP, TeliaSonera, Yandex ve Sony Ericsson markalarından sorumlu direktör olarak çalıştı. Eskibatman, 2013-2014 yıllarında desiBel Ajans’ta Türk Telekom, Digitürk, TeknoSA ve Microsoft’tan sorumlu direktör olarak görev aldı.

TechInside’ın 2. sayısı çıktı

2

TechInside-Dergi-Sayı-002-KapakDeğerli TechInside Takipçileri ve Ziyaretçileri,

Geçtiğimiz ay ilk sayısını yayınladığımız TechInside Basılı Dergimizin ikinci sayısı ile karşınızdayız. Zamanın hızla akıp geçtiği bir dönemde, yoğun şekilde çalışarak, sizlere dergimizin ikinci sayısını sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

İlk sayımız için pek çok okuyucumuzdan aldığımız güzel yorumlar, bize bu sayı için çıtayı biraz daha yükseltip, kendini bir adım öteye taşıyan bir iş çıkartmamız için motive etti.

TechInside Basılı Dergisi aylık olarak ve her ayın 15’inde yayınlıyoruz. Bayilerde satışı olmuyor ve kontrollü bir abonelik ile 3 binden fazla C seviye yöneticiye ve sektör çalışanlarına ücretsiz olarak gönderiyoruz.

Yüzlerce sayfalık, sadece bakıp geçeceğiniz bir içerik yerine, işinize yarayacak, size fazla zaman kaybettirmeden bilgi sahibi olmanızı sağlayacak, size vizyon kazandıracağını düşündüğümüz bir dergi hazırlamaya çalışıyoruz.

İkinci sayımızın kapak konusu: Kurumsal Mobil Tarifeler

Size burada içerik ile alakalı daha fazla bilgi vermeye gerek görmüyoruz zira TechInside Basılı Dergi‘mizi ücretsiz olarak indirebilir ve kendiniz okuyabilirsiniz.

Eğer herhangi bir işletmede yönetici, medya veya PR ajansı çalışanı iseniz ücretsiz olarak dergimize bu formu doldurarak abone olabilirsiniz.

Henüz kaydolmadıysanız haftalık e-posta bültenimize de kaydolmanızı tavsiye ediyoruz.

Umarız okurken keyif alır ve faydalanırsınız. Lütfen bizimle görüşlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin.

Kısa sürede bize hızla ivme veren sizlere, desteğiniz ve ilginiz için tekrar teşekkür ediyoruz.

Ölümcül rakipler: Dijitalleşme ve Otomasyon

1

Bir ürün üretiyorsunuz, yıllardır üretiyorsunuz, iyi de para kazanıyorsunuz. Bu durum, işin hep böyle sürüp gideceği anlamına gelmeyebilir.

Bir işiniz var, uzmansınız. Başarılı ve aranan bir kişisiniz. Bu durum, geleceğinizin hep böyle devam edeceği anlamına gelmeyebilir.

Aslında bazı mesleklerin ortadan kalkıp yeni mesleklerin oluşması, alışık olduğumuz bir süreç. Mesela santrallerin otomatikleşmesiyle birlikte santral operatörlüğü mesleği yok oldu. Burada tuzağın otomasyon olduğunu biliyoruz. Çok manüel, otomasyona rahat sokulabilecek bir işiniz varsa tehlikedeydiniz. Eskiden 3.000 kişi çalıştıran bazı fabrikalar artık 30 kişiyle dönebiliyor. Bunları hep duyduk.

Ama yeni bir şey var: Otomasyon artık manüel olmayan işleri de kapsıyor. Teknoloji kullandığı için otomasyona alınabileceğini düşünmediğimiz bazı şeyler de artık otomasyona alınıyor.

Ara kademe yöneticilerinin sayısı azaldı

Mesela standart bir veritabanı yöneticisini (Database Administrator – DBA) düşünün. Eskiden yapıyor olduğu işlerin pek çoğunu artık bir takım otomasyon araçları gerçekleştirebiliyor. DBA rolünün ortadan kalkması pek olası değil, ama ihtiyaç duyulan toplam DBA sayısı çok hızlı artmayabilir, hatta zamanla azalabilir. Belki de ara katman ortadan kalkabilir, daha önce yöneticilerde olduğu gibi. Tepe yönetim önemini korudu, alt seviye yönetenlere de ihtiyaç azalmadı, ama ara kademe yöneticilerinin sayısı azaldı. Ara kademe yöneticiler de otomasyona kurban gittiler. Hala varlar, ama otomasyon yüzünden, sayıları olması gerekenden çok daha az. DBA’lerde de üst seviye yetkinliklere sahip, kendini farklılaştırmış kişiler için hiçbir tehdit yokken, daha orta kademe DBA’ler, iş bulma ve işten tatmin olma konusunda giderek zorluklarla karşılaşabilir.

Yazılımcılar için de benzer bir durum söz konusu. Giderek daha fazla kod bloğu otomatik yazılır ya da bir yerden alıp kullanılabilir hale geliyor.

İnsanların hoşuna gidecek reklam cıngılları bile otomasyonla üretilebilir.

Ya da tercümeyi düşünün. Bu işi yapabilen uygulamalar giderek daha akıllanıyor.

Teknolojinin kendisiyle ortaya çıkmış ve manüel işleri ortadan kaldırmış çeşitli işlerin kendileri de otomasyona kurban gitme yolunda.

Daha ilginci, sadece işler değil, ürünler de dijitalleştikçe dünya değişiyor.

Kitap dağıtıcıları, CD üretimi/dağıtımı yapan şirketler vb… Daha ne kadar yaşayabilirler sizce? Yazı, müzik, resim, film bunların tamamı dijitalleştirilebilir durumda. Dijital bir ürünün dünyanın bir ucundan öbür ucuna ulaşım maliyeti neredeyse sıfır, ulaşım süresi ihmal edilebilir seviyelerde.

Acaba başka hangi ürünler dijitalleşebilir? Plastik döküm makinelerinin yerini 3 boyutlu yazıcıların alması da dijitalleşme değil mi? Ürün 1’ler ve 0’lara dönüştürülerek modelleniyor, hammaddenin bulunduğu yerde 3 boyutlu bir yazıcı ürünü basıyor.

Işınlama hala bilim kurgu romanlarında ve filmlerinde yer alan uzak bir konu mu sizce?

Aslında onlarca yıldır ışınlamayı yapıyoruz. 1’lere ve 0’lara dönüştürebildiğimiz, dijitalleştirebildiğimiz, en saf haliyle veri haline sokabildiğimiz her şeyi, elektronların müthiş hızıyla dünyanın bir başka tarafına ışınlayabiliyoruz.

Sizin ürünleriniz de ışınlanabilir ürünler mi? Ya kariyeriniz?

İnternette araştırılması en tehlikeli ünlüler

1

Amerika’da geç saatlerde yayınlanan Jimmy Kimmel Live programının sunucusu Jimmy Kimmel, McAfee’nin çevrimiçi aranabilecek en tehlikeli ünlüler sıralamasında en üstte yer aldı. McAfee üst üste sekiz yıldır, İnternet üzerindeki en riskli kişileri ortaya çıkarmak amacıyla popüler kültürün en ünlü isimlerini araştırıyor. McAfee Most Dangerous Celebrities araştırmasında elde edilen sonuçlara göre, arama yapmak için en tehlikeli isimler arasında komedyen ve müzisyenlerden derlenmiş bir grup var.

2008 yılında Brad Pitt’in ardından, Jimmy Kimmel (39. sıradan yükselerek) 1. sıraya yerleşen ikinci erkek oldu. DJ Armin van Buuren Kimmel’in arkasından ikinci sıraya yerleşirken, Ciara sıralamada üçüncü oldu. İlk 10’a giren diğer ünlüler arasında Blake Shelton, Britney Spears (7. Sıradaki yerini koruyor) ve üç New Jersey’li: Bruce Springsteen, Jon Bon Jovi ve Chelsea Handler yer aldı.

Geçtiğimiz günlerde ünlü kadınların özel fotoğraflarının hacklenmesi olayında da vurgulandığı gibi, internet korsanları devamlı olarak tüketicilerin ödül törenleri, yeni filmler ve TV programlarına olduğu kadar ünlülerin başını çektiği en son kültürel trendlere gösterdikleri ilgiden istifade etmenin yollarını arıyorlar. Bu korsanlar halkın ünlülere olan merakını kullanarak onları kötü amaçlı yazılımla dolu sitelere çekiyor, bu sayede şifre ve kişisel bilgilerini çalarak menfaat elde ediyorlar.

Veri merkezi çözümleri DCT 2014 ile sahne aldı

0

İstanbul’da gerçekleştirilen Data Center Türkiye etkinliğinde BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer ve Basid Başkan Vekili ve Data Center Türkiye Konferansı Komite Başkan Rahmi Bıyıklı ile etkinliği değerlendirdik.

Sigortacılık sektörüne BT desteği

0

Teknolojik altyapıda yapılacak güncellemelerin sundukları hizmetlere olumlu yönde katma değer sağlayacağını düşünen Işık Sigorta, yedekleme ortamını GlassHouse Türkiye danışmanlığında EMC çözümlerini kullanarak yeniden yapılandırdı.

Teyp teknolojisinin kullanıldığı varolan sistemin en kısa sürede yenilenmesini öncelikli hedef olarak belirleyen Işık Sigorta BT ekibi, bu konuda gerekli araştırmaları yaparak yedekleme altyapısını GlassHouse Türkiye’nin desteğiyle yenilemeye karar verdi. Bakım süresi dolan ürünlerle riskli bir ortamda saklanan ve hızla artan verilerin daha güvenli bir ortama taşınması için en güncel teknolojileri tercih eden Işık Sigorta GlassHouse Türkiye danışmanlığında EMC’nin NetWorker, DataDomain ve SourceOne çözümlerini kullanarak yeni nesil tekilleştirme teknolojilerine geçiş yaptı.

Profesyonel bir ekipten ihtiyaç duyulan her an destek alabilmenin kendileri için büyük önem taşıdığını belirten Işık Sigorta Bilgi Teknolojileri Grup Müdürü Suat Altan, süreçle ilgili şu bilgileri verdi:

“Hızla artan verilerimiz teyplerde yedekleniyor, SQL ve Exchange gibi online yedeklenmesi gereken uygulamalar da gittikçe artıyor ve yedekleri alınamıyordu. Ayrıca e-posta arşivleme çözümü de ihtiyaçlarımız arasındaydı. Bu durumun en kısa sürede disk teknolojilerine geçerek çözülebileceğine karar verdik. Kullanmaya başlayacağımız yeni çözümün hızlı yedekleme ve restore yapmasının yanında uzman bir ekip tarafından projelendirme ve desteğinin sağlanmasını da önemseyerek GlassHouse Türkiye ile çalışmayı tercih ettik. GlassHouse Türkiye danışmanlığında yenilediğimiz yedekleme altyapımız ve EMC’nin çözümleriyle güvenli bir yedekleme altyapısına kavuştuk.”

Yeni sistem sayesinde kritik yedeklerin bir kopyasının her gün Ankara DR  lokasyonuna replike olmasının da çok büyük bir rahatlık sağladığını sözlerine ekleyen Altan, yeni nesil tekilleştirme teknolojilerini kullanmaya başladıkları için çok memnun olduklarını belirtti.

GlassHouse Türkiye CEO’su Emre Pekar da Işık Sigorta ile gerçekleştirdikleri çalışmadan duydukları memnuniyeti dile getirerek farklı sektörlerdeki şirketlere yeni nesil tekilleştirme teknolojilerini kazandırmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Türkiye ‘e-Dönüşüm’e hazır

0

Türkiye’de e-Fatura, e-Defter, KEP gibi teknolojilerin kullanımıyla ilgili FIT Solutions CTO’su Koray Gültekin Bahar ile konuştuk.

Mikro uydular dünyayı ele geçirmek üzere

3

Google Maps ilk olarak tanıtıldığını günleri hatırlayanlar var mı? Tüm dünyanın uydu görüntülerine erişmek, dilediğiniz noktayı (genellikle iş yerimizi ve evimizi) bulup ücretsiz bir şekilde uzaydan bakmak… Heyecanlı bir gelişmeydi. Aradan geçen 10 yıla yakın sürede uydu haritaları büyük yol aldı. Ancak aradan geçen bunca süreye rağmen uydu görüntülerinin yeterince sık güncellendiğini söyleyemeyiz. Bunun arkasında yatan neden ise elbette maliyetler zira yüksek çözünürlükte görüntüleme yapan uyduların maliyetleri oldukça yüksek. Ancak artık bir alternatif oluşuyor.

Image07_Horizon

Planet Labs adında bir firma uzaya maliyetleri  oldukça düşük mikro uydular gönderiyor. Üstelik bunların sayısı şimdiden 71’e ulaşmış durumda ve amaç bu rakamı binlere çıkartmak. Şirket için bu uyduların maliyetleri oldukça düşük olduğundan bir hata oluşması durumunda yenisini yollamak ve süreç boyunca elde edilen deneyimler ile süreci daha verimli hale getirmek mümkün oluyor.

Peki, binlerce mikro uydu ne yapacak?

Her biri çözünürlüğü beş metre olan dünya yüzeyi fotoğrafları gönderecekler. Bu işlem her 24 saatlik dilimde tüm dünya yüzeyinin yenilendiği bir harita servisini güncelleyecek. Başka bir deyiş ile belki Google Maps kadar net değil ama dünya yüzeyinin her 24 saatte yenilendiği bir uydu görüntü haritasına sahip olacağız.

Bu fikir şimdiden başta bilim insanları olmak üzere pek çok ticari ve kamu kuruluşunu heyecanlandırmaya yetiyor zira konum tabanlı hizmetlerin neler yapılabileceği sadece hayal gücünüz ile sınırlı.

Image00_Flock1Release

Benzer bir servisi Türkiye’de hayata geçirebilir miyiz?

Bu sorunun cevabı evet zira mikro uydular konusunda İstanbul Teknik Üniversitesi, Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde çeşitli çalışmalar sürdürülüyor. Bu uyduların maliyetleri oldukça düşük (bir kaç on bin dolar civarında) ve uzaya göndermek de aynı oranda düşük maliyetlere sahip. Özel ve kamunun 50-100 milyon dolar arasında sağlayabileceği bir bedel ile bu projeyi ülkemizde gerçekleştirmek mümkün olacaktır.

NVIDIA ve VMware’den işbirliği

0

Airbus, CH2MHILL, MetroHealth güvenli bir sanal çalışma alanına zengin grafik uygulamaları sağlamak amacıyla sanallaştırılmış GPU’ları güçlendirecek ilk müşteriler arasında yer alıyor.

Erken Erişim programına katılmak üzere seçilen müşteriler, çözümün bir teknoloji önizlemesini kullanıma sundu.  Katılımcılar işe doğrudan her iki şirketin mühendisleriyle başlayıp gelecek ürünleri, eğitimi, dokümantasyonu ve hizmetleri etkileyecek deneyimleri hakkında NVIDIA ve VMware’e doğrudan girdi sağlıyorlar.

NVIDIA GRID vGPU teknolojisi, birden çok sanal makinenin profesyonel 2D ve 3D uygulamalarda zengin grafik deneyimi sağlamak üzere tek bir GPU gücünü paylaşmasını sağlar. VMware Horizon’la birlikte, teknoloji büyük bir kullanıcı deneyimi ve IT ekiplerinin kuruluşlarındaki en talepkar kullanıcılar için aradığı ölçeklenebilirliği sağlar.

İlk müşteri tepkileri

Teknolojinin ilk kullanıcıları Avrupa’nın uçak üretim devi Airbus; dünya çapında bir inşaat ve mühendislik firması olan CH2M HILL ve büyük bir sağlık hizmeti sağlayıcısı olan MetroHealth’den oluşmaktadır.

“Airbus, son kullanıcı erişiminin etkinliğini artırmak ve tedarikçilerin Airbus’ın uçak geliştirmesini destekleyen önemli uygulamalara erişmesini kolaylıkla sağlamak için sanal masaüstlerini uygulamaya karar verdi. Ölçeklenebilir ve düşük maliyetli bir çözüm sunmak için NVIDIA GRID vGPU’lu VMware Horizon’u kullanmakla son derece ilgiliyiz. Bu birleşik teklifin gücü, çok daha verimli iş durumları gerçekleştirmemize imkân tanıyacak.”

Vatandaş e-devleti benimsedi

1

Userspots, “Devletin Kısayolu” olarak adlandırılan e-devlet sistemi Turkiye.gov.tr’nin erişim istatistiklerini açıkladı. Verilere göre, mobil uygulamalarının kullanıcı deneyimi ve kullanılabilirlik hizmetleri Userspots tarafından sağlanan ve 2009 yılında hayata geçirilen sistemi şu anda 19 milyon kişi kullanıyor. Sisteme akıllı telefon ve tablet gibi mobil cihazlardan ulaşan kullanıcıların oranı ise yüzde 20’yi buluyor.

Konu ile bilgi veren Userspots Kurucusu ve Kullanılabilirlik Analisti Mustafa Dalcı, e-devlet için yaptıkları çalışmayı ‘kullanıcı deneyimi’ değil ‘vatandaş deneyimi’ olarak adlandırdıklarını söyledi. Turkiye.gov.tr için, ticari ya da kurumsal içerikli internet sitelerinden farklı olarak, devlet-vatandaş ilişkinin temel noktalarından hareketle çalıştıklarını kaydeden Dalcı, “e-devlet, devleti şeffaf hale getirebilecek güce sahip olan, tüm bürokratik süreçlerin, kurumlar arasındaki dengelerin açıkça görülebileceği bir platform. Vatandaşların doğal olarak devletten birçok talebi var. Ancak talep ve şikâyetlerin yanlış yerlere iletilmesi, gecikmeleri de beraberinde getiriyor. Bunun önüne geçebilmek için farklı talep kategorileri oluşturduk ve tüm bu taleplerin doğru kurumlara, en kısa sürede iletilmesini hedefledik” dedi.

Mustafa Dalcı, cinsiyete göre kullanım oranlarının yüzde 54,1 erkek ve yüzde 45,8 kadın olarak şekillendiğini söyledi. Sisteme en çok giriş yapılan ülkenin yüzde 98,2 ile Türkiye olduğunu belirten Dalcı, “Kullanıcıların giriş yaparak hizmet aldıkları diğer ülkeler ise ABD, Almanya ve İngiltere olarak sıralanıyor. Şehir bazında baktığımızda ise yüzde 31,7’lik oranıyla İstanbul’un ilk sırada yer aldığını, Ankara, İzmir, Antalya ve Adana’nın onu takip ettiğini görüyoruz” dedi.

Userspots Kurucusu ve Kullanılabilirlik Analisti Mustafa Dalcı
Userspots Kurucusu ve Kullanılabilirlik Analisti Mustafa Dalcı

Gençler de kullanıyor

Yaş aralıklarına göre kullanım oranlarında 46-65 yaş grubunun her iki cinsiyet için de en yüksek kullanım oranına sahip bulunduğunu kaydeden Dalcı, “Bu grubu 26-35 ve 35-44 yaş aralıkları izliyor. 18-25 yaş aralığının ortalama yüzde 13’lük bir orana sahip olmasını, gençlerin de e-devlet uygulamalarından yararlanmaya başladıkları şeklinde yorumlayabiliriz” diye konuştu.

Mobilde Android önde

Mustafa Dalcı, Turkiye.gov.tr’ye teknik erişim konularında da bilgi verdi. Platforma erişimde en çok kullanılan işletim sisteminin yüzde 99’a yaklaşan oranı ile Windows olduğunu belirten Dalcı, tarayıcıda ise ilk sırayı açık farkla Chrome’un aldığına dikkat çekti.

Yüzde 59’luk Chrome’u yüzde 21 ile Internet Explorer ve yüzde 6,5 ile Firefox’un takip ettiğini söyleyen Dalcı, “Mobil işletim sistemlerini incelediğimizde ise Android tabanlı cihazların, yüzde 70’i aşan oranla iOS’un 3 katından fazla kullanım oranına sahip olduğunu görüyoruz. 360×640, mobil cihazlar arasında yüzde 20 ile en yaygın ekran çözünürlüğü olarak öne çıkıyor. Tüm listeye baktığımızda, yüksek çözünürlüklü üst sınıf cihazların e-devlet erişiminde çok tercih edilmediğini söyleyebiliriz” dedi.

Türkiye’nin ilk kadın Cisco eğitmeni

0

BT Eğitim, bilişim sektöründe bir ilke imza attı. BT Eğitim’in deneyimli danışman ekibinden beş kişi, zorlu sınav maratonunda ipi başarıyla göğüsleyerek Türkiye’nin en yeni Cisco eğitmeni oldu. Bu beş yeni eğitmen arasında yer alan Zeynep Pulat ise Türkiye’nin ilk kadın CCSI’ı (Certified Cisco Systems Instructor), yani ilk kadın Cisco eğitmeni unvanını da elde etti.

 

BT Eğitim Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Kızıları, ”BT Eğitim ailesine iki yıl önce katılan Zeynep Pulat, şirketimizde edindiği deneyim ve özverili bir çalışmanın sonunda CCSI olmayı başardı. Türk kadının her işin üstesinden gelebileceğine duyduğumuz inanç, Zeynep’in başarısıyla daha da güçlendi. Zeynep ve diğer eğitmenlerimizle gurur duyuyoruz. BT Eğitim olarak, kadınların bilişim sektöründe daha fazla rol alması gerektiğini düşünüyoruz. Kadınların farklı bakış açıları, iş süreçlerindeki detaycı yaklaşımları, yaratıcı çözüm önerileri ve bulundukları ortama kattıkları nezaket ve zarafet ile bilişim dünyasına güç kattıklarını görüyoruz. Bu vesile ile Zeynep’i iş yaşamı boyunca desteklerken, bilişim sektöründeki kadın istihdamını desteklemeyi sürdüreceğiz,” dedi.

 

EMEAR bölgesinin en iyileri arasında

BT Eğitim, deneyimli danışman kadrosundan Alparslan İşlek, Ediz Burak Kırım, Eser Sekizinci, Timuçin Dikmen ve Zeynep Pulat’ın sınavı geçmesiyle birlikte eğitmen sayısı 18’e çıkarmış oldu. Bu rakam, ülkemizdeki diğer Cisco eğitim iş ortaklarının sahip olduğu toplam eğitmen sayısının üç katı olması açısından da önemli. Türkiye’nin en büyük Cisco Eğitim İş Ortağı olan BT Eğitim, yeni eğitmenleri ile EMEAR bölgesindeki en büyük Cisco Eğitim İş Ortakları arasına girmiş oldu. BT Eğitim, hali hazırda müşterisi olan Türkiye’nin en büyük kurum ve kuruluşlarına ve EMEAR bölgesindeki ülkelere bundan böyle bu büyük kadro ile hizmet etmeyi sürdürecek.

Türk yöneticiler İngilizlerden daha hevesli

0

Günümüzde hızlı rekabet dünyasında, kurumları teknolojinin desteğiyle bir adım öne geçiren veri merkezleri, esneklik, iş sürekliliği ve modernleşme açısından da büyük önem taşıyor. Bu nedenle veri merkezleriyle ilgili ülkemizi de içeren bir araştırma gerçekleştiren dünyanın lider veri merkezi yatırımcılarından Zenium Technology Partners, raporun çarpıcı sonuçlarını paylaştı.

Türkiye ve İngiltere’de farklı sektörlerde faaliyet gösteren, 250’den fazla çalışana sahip şirketlerin kıdemli BT profesyonellerinin katıldığı ve “Modernleştirme Motivasyonu” olarak adlandırılan bu çalışmaya göre, BT profesyonellerinin yüzde 94’ü gibi çok büyük bir kısmı, kurum içinde veri merkezi yapılandırılmasının teknolojik açıdan demode olduğunu düşünüyor. Yine bu katılımcıların sadece 20’de 1’i (yüzde 5), bu veri merkezlerinin teknolojik açıdan önde ve rekabetçi olduğu kanısında…

İşyerlerinde günlük operasyonların sorunsuz bir şekilde ilerleyebilmesinin her zamankinden daha önemli bir hale geldiğini düşünen bu uzmanlar, veri merkezlerinin sürekliliği konusunda da endişeli. Araştırmaya katılan her 10 yöneticiden 1’i (yüzde 10), veri merkezlerinin sürekliliğinin sağlanması için komple bakıma ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor. Buna karşılık veri merkezlerinde kullanılan teknolojinin güncel olmadığını iddia edenlerin oranı da oldukça yüksek; yüzde 41 oranında. Araştırmaya katılanların sadece yüzde 5’i, veri merkezlerini rekabetçi ve son teknolojiyle donatılmış olarak tanımlıyor.

Zenium Technology Partners CEO’su Franek Sodzawiczny
Zenium Technology Partners CEO’su Franek Sodzawiczny

“Talep arzdan hızlı yükseliyor”

Bu önemli araştırmayla ilgili açıklama yapan Zenium Technology Partners CEO’su Franek Sodzawiczny; “Geleceğin ihtiyaçlarıyla bugünkü kaynaklar arasındaki kopukluk endişe verici. Günümüzde büyük veriyi yönetmek için yükseltilmiş depolama ve işlem gücüne olan talepte büyük bir artış yaşanıyor. Önümüzdeki dönemde bu talebin daha da yükseleceğini öngörüyoruz” diyor. “Buna karşılık şirketler ne yazık ki veri merkezlerine yapılacak temel yatırımların ne kadar önemli olduğunu henüz tam olarak kavrayamadı” diyen Sodzawiczny sözlerini şu şekilde bitirdi:

“Burada bahsedilen sadece BT departmanlarının bütçesini artırmak değil… Dijital dünyadaki operasyonların verimli bir şekilde ilerlemesi için doğru sistemlerin ve altyapıların kullanılmasını sağlamak da önemli. Geçen yıl Gartner tarafından gerçekleştirilen veri merkezi yatırımı araştırması da bizim çalışmamıza paralel sonuçlar sunuyor. Bu araştırmaya göre de katılımcıların 3’te 2’si modernizasyon projelerini planladıklarını ve bu projelerin yüzde 70’ten fazlasına bütçe tahsis edildiğini söylüyor. Şirket içinde altyapı modernizasyon ve güncelleme projesi hazırlayan yüzde 87’lik bir kesim ise veri merkezi tesisleriyle ilgili hayata geçirilecek projeler hazırladığını belirtiyor.  Bu olumlu bir işaret olarak görünebilir ancak bizim araştırmamıza katılan profesyonellerin tamamına yakınının (yüzde 94) veri merkezlerinin demode olduğunu belirtmesi, geleceğe sağlam adımlar atmak için modernizasyonun ilk öncelik olarak kabul edilmesi gerektiği konusunda daha ikna edecek çok iş insanı olduğunu gösteriyor.”

Matadorbet