Yapay zeka, gökbilimcilerin kara delikler hakkındaki devasa veri kümelerini analiz ederek evrenin en iyi saklanan sırlarından bazılarını çözmelerine yardımcı oldu. Yüksek verimli bilgi işlemle desteklenen 12 milyondan fazla simülasyon kullanarak bilim insanları, Samanyolu’nun merkezi kara deliğinin neredeyse maksimum hızda döndüğünü keşfettiler. Bu, kara delik davranışı hakkındaki teorileri yeniden tanımlamakla kalmadı, aynı zamanda emisyonun diskteki sıcak elektronlar tarafından yönlendirildiğini, jetler tarafından değil, uzun süredir var olan modellere meydan okuyarak gösterdi.
Yapay zeka Samanyolu üzerinde incelemeler yapıyor
Uluslararası bir gökbilimci ekibi, milyonlarca sentetik simülasyon ve yapay zeka (YZ) ile bir sinir ağını eğiterek kara delikler hakkında yeni kozmik merakları ortaya çıkardı ve Samanyolu’nun merkezindeki kara deliğin neredeyse son hızda döndüğünü ortaya çıkardı.
Bu büyük simülasyon toplulukları, Morgridge Araştırma Enstitüsü ve Wisconsin-Madison Üniversitesi’nin ortak kuruluşu olan Yüksek Verimli Hesaplama Merkezi (CHTC) tarafından sağlanan verimli hesaplama yetenekleri tarafından üretildi. Gökbilimciler sonuçlarını ve metodolojilerini bugün Astronomy & Astrophysics dergisinde üç makalede yayınladılar.
Bu yıl 40. yıl dönümünü kutlayan yüksek verimli bilgi işlem, Wisconsin bilgisayar bilimcisi Miron Livny tarafından çalışma öncülük edildi. Binlerce bilgisayardan oluşan bir ağda bilgi işlem görevlerini otomatikleştiren, esasen tek bir büyük bilgi işlem zorluğunu daha küçük bilgisayarlardan oluşan süper şarjlı bir filoya dönüştüren yeni bir dağıtılmış bilgi işlem biçimidir. Bu bilgi işlem yeniliği, kozmik nötrinolar, atom altı parçacıklar ve kütle çekim dalgaları aramanın yanı sıra antibiyotik direncini çözmek de dahil olmak üzere dünya çapında yüzlerce bilimsel projede büyük veri keşfini desteklemeye yardımcı oluyor.
2019’da, Event Horizon Telescope (EHT) İşbirliği, M87 galaksisinin merkezindeki süper kütleli bir kara deliğin ilk görüntüsünü yayınladı. 2022’de, Samanyolu’muzun merkezindeki kara delik olan Sagittarius A*’nın görüntüsünü sundular. Ancak, görüntülerin ardındaki veriler hala çözülmesi zor bir bilgi zenginliği içeriyordu. Uluslararası bir araştırmacı ekibi, verilerden mümkün olduğunca çok bilgi çıkarmak için bir sinir ağını eğitti.
EHT İşbirliği tarafından yapılan önceki çalışmalarda yalnızca bir avuç gerçekçi sentetik veri dosyası kullanıldı. İş Hacmi Hesaplamanın İlerlemesi Ortaklığı (PATh) projesinin bir parçası olarak Ulusal Bilim Vakfı (NSF) tarafından finanse edilen Madison merkezli CHTC, astronomların belirsizlikleri ölçebilen sözde Bayesçi sinir ağına milyonlarca veri dosyası göndermesini sağladı. Bu, araştırmacıların EHT verileri ile modeller arasında çok daha iyi bir karşılaştırma yapmasını sağladı.
Oregon merkezli yeni bir girişim olan AheadComputing, iddialı bir iddiayla ses getiriyor: “Dünyanın en büyük, en kötü CPU’sunu” geliştiriyor. Ancak, saat hızını veya çekirdek sayısını artırma yönündeki endüstri trendi yerine, eski Intel mühendisleri bir sonraki nesil performansa giden yol olarak IPC’ye (saat başına talimatlar) bahse giriyor.
Eski Intel mühendisleri CPU üzerine çalışmalarını derinleştiriyor
386 döneminden modern Core çiplerine kadar uzanan deneyime sahip dört Intel emektarı tarafından kurulan AheadComputing, Intel’in sorunlu mirasının ötesine geçerken kendi mirasına yaslanıyor. CPU tasarım efsanesi Jim Keller’ın yönetim kuruluna alınması, eski Intel mühendisleri arasındaki hırslarına daha fazla güvenilirlik kazandırdı.
AheadComputing, Temmuz 2024’te yüksek performanslı 64-bit RISC-V işlemci çekirdeklerini tasarlamak ve lisanslamak için kurulan bir işlemci çekirdeği tasarım şirketi. Açık kaynaklı RISC-V mimarisi, yaygın x86 ve Arm mimarilerine düşük maliyetli, çağdaş bir alternatif sunar. RISC-V gömülü pazarlarda zaten başarılı. Ancak eski Intel mühendisleri masaüstü ve mobil bilişimi altüst etmede potansiyel olduğuna inanmakta.
Kurucu ortak Jonathan Pearce, CPU performansının gerçek geleceğinin yalnızca ek çekirdekler değil, IPC olduğunu iddia ediyor. Çok çekirdekli ölçekleme, paralel olmayan iş yüklerinde azalan getiriye yaklaşırken, her çekirdeğin saat başına başarabileceği miktarı artırmak giderek daha önemli hale geliyor. CEO Debbie Marr, hem x86 hem de Arm ekosistemlerinin gerginleştiğini düşünüyor ve RISC-V’nin uzun vadeli bir yedek olduğunu düşünüyor.
AheadComputing erken aşamada ve fabrikasyonsuz (AMD ve Nvidia’ya benzer), ancak şirket yakında watt başına performans ve dolar başına performansta liderlik göstereceğini iddia ediyor. IPC’ye odaklanması, daha düşük saat hızına sahip olmasına rağmen IPC’de tüketici CPU’larına hakim olan Apple M4 çipini göz önünde bulundurarak son trendlerle de uyumlu.
AheadComputing çiplerinin cihazlarda ana akım haline gelmesine daha çok zaman var, ancak eski Intel mühendisleri alışılmadık uzmanlığı ve kurucularının soyağacı, onu takip edilecek bir şirket haline getiriyor. Başarılı olursa, Qualcomm tarafından satın alınan ve şu anda en güçlü Snapdragon PC işlemcilerinin arkasında olan Nuvia ile aynı yolu izleyebilir.
John Deere, FTC’nin onarım hakkı davasıyla karşı karşıya kaldı. Federal bir yargıç, John Deere’nin davayı reddetme talebini reddetti. John Deere, çiftçilerin ekipmanlarını onarmak için yetkili bayi ağını kullanmasını sağlayarak onarım maliyetlerini artırmakla suçlayan Federal Ticaret Komisyonu’nun antitröst davasıyla mücadele etmek zorunda kalacak. Son olarak verdiği kararda, Illinois ABD Bölge Mahkemesi Yargıcı Iain D. Johnston, John Deere’nin davayı reddetme girişimini reddetti.
John Deere onarım maliyetlerini hakısz yere artırıyor iddiası
FTC ve Illinois, Minnesota, Arizona, Michigan ve Wisconsin dahil olmak üzere birkaç eyalet, Ocak ayında John Deere’ye dava açarak şirketin çiftçilerin ve bağımsız tamirhanelerin ekipmanlarını onarma yeteneğini “onlarca” boyunca sınırladığını iddia etti.
Dava, John Deere’nin ekipmanlarını onarmak için kullandığı ve yalnızca yetkili bayilerin kullanımına açık olan ve “çiftçileri kritik onarımlar için yalnızca daha pahalı yetkili bayilere güvenmeye zorlayan” özel yazılımı gündeme getiriyor. FTC ayrıca John Deere’i ekipmanlarının belirli onarımları üzerinde tekel gücünü sürdürmekle suçluyor.
Yargıç Johnston, kararında John Deere’in FTC’nin anayasal yapısına yönelik itirazlarını ve hükümetin tekel iddialarının “yetersiz” olduğu yönündeki argümanları reddetti. Yargıç Johnston, çiftçiler tarafından John Deere’e karşı açılan ayrı bir toplu dava ile de ilgileniyor ve kararında buna değiniyor.
Johnston: “Devam filmleri orijinallerini o kadar nadiren geçiyor ki, beğenilen Steve Martin bile bunu üç denemede başaramadı. Cheaper by the Dozen II, Pink Panther II, Father of the Bride II filmlerine bakın. Daha önceki yapımını yeniden başlatan Deere, olasılıklara meydan okumaya çalıştı. Elbette, neredeyse tüm devam filmlerinde olduğu gibi, Deere diyalogları düzenledi ve bazı yeni karakterler seçti, Humphrey’nin Executor’ı gibi deneyimli yıldızlara cameolar verdi. Ancak nihayetinde olay örgüsü tahmin edilebilirdi, senaryo türevi. Deere I olumsuz oy aldı ve Deere II daha iyi durumda değil” dedi.
Yapay zekanın iş hayatına girişi, işverenlerin yetenek arayışını yeniden şekillendiriyor. Yapay zeka kaynaklı kitlesel işsizliğin yakın gelecekte yaşanacağı yönündeki tahminler muhtemelen abartılı. Ancak teknoloji olgunlaştıkça işverenler farklı becerilere sahip çalışanlar arayacak. Küresel işe alım şirketi ManpowerGroup’un üst düzey bir yöneticisi Paris’teki Vivatech ticaret fuarında AFP’ye durumu açıkladı.
Yapay zeka yetenek arayışında değişim yaratıyor
Gelir açısından dünyanın üçüncü büyük personel firması, Vivatech’te bir girişim yarışması düzenledi ve yarışmacılardan biri, insanlar yerine özelleştirilebilir otonom AI “temsilcileri” işe almak için sistemler inşa ediyordu. Hizmetleri, geçen ay Amerikan AI devi Anthropic’in başkanı Dario Amodei’nin, teknolojinin bir ila beş yıl içinde giriş seviyesi beyaz yakalı işlerin yarısını ortadan kaldırabileceği yönündeki uyarısını hatırlatıyordu.
ManpowerGroup için, AI temsilcileri “kesinlikle yakın zamanda temel işimiz olmayacak” dedi. Şirketin Baş İnovasyon Sorumlusu Tomas Chamorro-Premuzic: “Tarih bize bir şey gösteriyorsa, o da bu tahminlerin çoğunun yanlış olduğudur” diyor. Mayıs ayında yayınlanan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) raporunda, “dünya genelindeki her dört işçiden birinin” üretken AI modellerinin yeteneklerine belirli bir düzeyde maruz kaldığı bir işte çalıştığı” bulundu. Ancak BM kuruluşu ayrıca, 2023’te “önceki çalışmamızdan bu yana AI yeteneklerinin hızla genişlediğini” vurguladı. Bunlar arasında, web tarayıcıları ve e-posta gibi yazılımları kullanarak otonom veya yarı otonom olarak hareket edebilen “etken” modellerin ortaya çıkması da yer alıyor.
Chamorro-Premuzic, verimliliği artıran AI araçlarının piyasaya sürülmesinin, çalışanlar, yöneticiler ve firmalar üzerinde tasarruf edecekleri zamandan en iyi şekilde yararlanmaları için baskı yaratacağını öngördü. Premuzic: “Eğer olan şey, yapay zekanın bilgi çalışanlarının zamanlarının %30, %40, belki de %50’sini kurtarmasına yardımcı olmasıysa, ancak bu zaman daha sonra sosyal medyada boşa harcanıyorsa, bu net çıktıda bir artış değildir” dedi. ILO, yapay zekanın benimsenmesinin çalışanlara “yaratıcı işler yapmak için daha fazla zaman” verebileceğini veya “rollerinin daha fazla standartlaştırılmasını ve özerkliğin azaltılmasını” dayatabileceğini söyledi.
Elektrikli dikey kalkış ve iniş aracı üreticisi Vertical Aerospace, hava taksi şirketi anahtar teslim hizmetlerle gelişmiş hava hareketliliğini ticari operasyona getirmek için Bristow ile ortaklığını genişletti. Anlaşma, 50 adet Vertical VX4 uçan taksi için ön sipariş ve 50 adet daha satın alma opsiyonunu içeriyor.
Hava taksi şirketi anahtar teslim hizmet veriyor
Şirkete göre, “uçmaya hazır” model, hizmetlere sahip Vertical müşterilerine uçak, pilot, bakım ve sigortaya anahtar teslimi erişim sağlayacak. Vertical Aerospace CEO’su Stuart Simpson duyuruda: “Bu stratejik ortaklık uygulama ile ilgili ve havacılıkta bugün zaten başarılı bir şekilde işleyen şeyi yansıtıyor. Pazara giriş engellerini azaltacak ve dünya çapında eVTOL hizmetlerinin benimsenmesini hızlandıracak” dedi.
Vertical, 2021’den beri birden fazla Hava Operatörü Sertifikasına ve küresel bakım, onarım ve revizyon ağı onaylarına sahip olan Bristow ile, projelerde çalışıyor. Bristow’un uçuş hizmetleri arasında personel taşımacılığı, arama ve kurtarma, tıbbi tahliye, sabit kanatlı taşımacılık, insansız sistemler ve helikopter hizmetleri yer alıyor.
Yeni platform için hedef müşteriler arasında havayolları, lojistik operatörleri ve kurtarma hizmetleri yer alıyor. Vertical, yakın zamanda, kanat tarafından üretilen kaldırma kuvvetiyle geleneksel bir uçak gibi kalkış ve iniş yapan VX4 prototip aracında ilk pilotlu kanat üstü uçuşunu gerçekleştirdi. Araç, Cotswold Havaalanı’ndan İngiltere kırsalının üzerinden uçarak ilk kez açık hava sahasında kontrollü kanat üstü uçuşu gösterdi.
Uçuş, hava taksi şirketi anahtar teslim hizmetlerinin bir örneği olarak Vertical’ın Flightpath 2030 stratejisinin bir parçası olarak ticari dağıtıma doğru önemli bir adımdı. Uçuş, Birleşik Krallık Sivil Havacılık Otoritesi tarafından Vertical Aviation Permit to Fly’ın uzatılmasıyla onaylandı. Vertical Aviation’ın, CAA’dan bir tasarım organizasyonu onayı altında geliştirilen pilotlu kanatlı eVTOL prototipini küresel olarak uçuran tek şirket olduğuna inanılıyor.
Fransa, Paris’te düzenlenen VivaTech teknoloji fuarına katılan herkes, Tesla’nın çok konuşulan, direksiyon simidi veya pedalı olmayan iki kişilik robot taksisi Cybercab’e bir göz attı. Cybercab’lerin yollara çıkıp çıkmayacağı belirsiz, çünkü Elon Musk’ın şirketi hala bunları geliştirmek için çalışıyor. Ancak Trump rejimi Cuma günü onay sürecini çok daha kolay hale getirmek istediğini duyurdu. Çünkü direksiyon simidi olmayan herhangi bir aracın yıllar alabilecek özel bir muafiyet alması gerekiyor.
Trump Cybercab onayı için olumlu görüş bildiriyor
Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi Cuma günü, otonom sürüş sistemleri için temel güvenlik standartlarına muafiyet onaylarını kolaylaştırarak “güvenliğe öncelik vereceğini” ve “yeniliği serbest bırakacağını” söyleyen bir mektup yayınladı.
Mektupta: “Otomatik sürüş sistemleri (ADS) teknolojisinin yol güvenliğini dönüştürme konusunda tam potansiyeline ulaşmasını kolaylaştırmak için NHTSA, araçların ticari dağıtımı için muafiyet sürecini kolaylaştırıyor ve bu muafiyetleri değerlendirmek için dinamik ve esnek bir yaklaşım benimsiyor” ifadeleri yer alıyor. Mektupta: “Bu iyileştirmeler, NHTSA’nın ADS ve diğer muafiyetleri daha hızlı işlemesine olanak tanırken, NHTSA’nın özel ve ilerici bir operasyonel denetim yaklaşımıyla güvenliğe öncelik vermesine de olanak tanıyacak” denildi.
Federal güvenlik standartları, ABD yollarında seyreden araçların beklediğiniz türden temel özelliklere sahip olmasını gerektirir, çünkü bir şeyler ters giderse, insanların aracı kontrol edebilmesi gerekir. Ancak NHTSA’dan gelen yeni mektupta, bu tür araçlar için onayların “uzun işlem sürelerine” yol açabileceği ve kurumun “muafiyetlerin çığır açan güvenlik teknolojilerini beslemek için etkili araçlar olmaya devam etmesini sağlamak” istediği belirtiliyor.
Cybercab henüz mevcut değil, ancak Musk, Ekim 2024’teki büyük duyuru etkinliğinde 2-3 yıl içinde kullanıma sunulacağının sözünü verdi. Musk, bu ay Austin’de farklı bir tür robotaksi hizmeti başlatmayı planlıyor, ancak son tarih hala belirsiz. Musk’a göre, bunun gerçekleşeceği söylentileri vardı. Ancak bu gerçekleşmedi ve bu ayın ilerleyen zamanlarında olacak gibi görünüyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, “Rekabet Öncesi İşbirliği” kapsamında Türkçe büyük dil modelleri geliştirmeye yönelik yeni bir çağrı programı başlattı. Yapılan açıklamada sektörel olarak özelleştirilmiş Türkçe yapay zeka çözümleri için proje başına 50 milyon TL’ye kadar hibe desteği sağlanacağı belirtildi. Başvurular 29 Ağustos 2025 tarihine kadar alınacak.
Yerli dil modeline dev hibe çağrısı
Bakanlık tarafından yapılan duyuruda, bu çağrının temel hedefleri arasında bağımsız bir büyük dil modeli ekosisteminin oluşturulması, üretken yapay zekânın etkin ve güvenilir kullanımı, büyük dil modellerinin sektörlere özgü şekilde uyarlanması ve Türkçe’nin yapay zeka alanındaki temsil gücünün artırılması yer alıyor.
Projenin desteklediği temel uygulama alanları arasında özgün ve güçlü Türkçe çözümler, sektöre özel yapay zekâ dönüşümleri, Türkçe büyük dil modeli ile geliştirilecek akıllı çözümler, içerik üretimi, belge işleme ve sınıflandırma, ayrıca multimodal görevlerin yerine getirilmesi bulunuyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda bu çağrının Türkiye’nin Ulusal Yapay Zeka Stratejisi doğrultusunda atılmış önemli bir adım olduğunu belirtti. Kacır, bu projelerin Türkiye’nin teknolojik bağımsızlığını güçlendireceğini, Türkçe’nin dijital dünyadaki etkisini artıracağını ve yapay zeka alanında sektörlere özgü, yüksek katma değerli çözümler sunacağını vurguladı.
Başvurular, Bakanlık bünyesindeki Rekabet Öncesi İşbirliği Programı’nın resmi internet sitesi olan rip.sanayi.gov.tr adresinden yapılabiliyor.
🚀 #MilliTeknolojiHamlesi ile kritik teknolojilerde yerli çözümler geliştirmek en önemli hedefimiz.
📢 Ulusal Yapay Zekâ Stratejimiz doğrultusunda ‘Türkçe Büyük Dil Temel Modeli Sektörel Uyarlama Projesi Çağrısı’nı başlatıyoruz.
İngiltere’deki aydınlık ameliyathanelerde robotik kollar neşterleri kullanmaya başlıyor. İngiltere robotik cerrahi yöntemlerinde bu yenilikler dikkat çekiyor. Aletleri insan bileğinden daha ince ve yumuşak dokuları bile olağanüstü bir hassasiyetle kesebiliyorlar. Bir zamanlar bilim kurgu gibi görünse de 2035’e kadar bu tür sahneler İngiltere’deki hastanelerde norm haline gelebilir.
İngiltere robotik cerrahi geçişinde öncü olmak istiyor
Kapsamlı bir yeni plan kapsamında robot destekli cerrahi, tüm anahtar deliği prosedürlerinin %90’ı için “varsayılan” hale gelecek. Girişim, İngiltere robotik cerrahi teknolojisinin minimal invaziv cerrahilerde nasıl yapıldığını değiştirecek ve bu süreçte ülkenin inatla uzun bekleme listelerini azaltacak.
1985’te PUMA 560 adlı bir robot, ameliyathanede robotik yardımın kaydedilen en eski kullanımlarından biri olan beyin biyopsisi için bir iğneyi yönlendirmek için kullanıldı. İngiltere robotik cerrahi teknolojisi konusundaki ilerlemeleri ile dikkat çekiyor. 1990’ların sonlarında, da Vinci Cerrahi Sistemi gibi daha sofistike sistemlerin geliştirilmesi, cerrahların uzaktan kumandalı robotik kollar kullanarak küçük kesiler yoluyla karmaşık prosedürler gerçekleştirmesine olanak sağladı. O zamandan beri robotik sistemler ürolojiden ortopediye kadar uzanan alanlara yayıldı. Deneysel araçlardan ana akım tıbbi teknolojiye doğru kademeli olarak evrimleştiler.
Şu anda, İngiltere’de minimal invaziv operasyonların yalnızca beşte biri robot içeriyor. Bu rakamın önümüzdeki on yıl içinde fırlaması bekleniyor ve yıllık prosedürler bugün 70.000’den 2035’e kadar 500.000’e çıkacak.
Robotik prosedürlere giren hastalar genellikle daha hızlı iyileşme, daha kısa hastanede kalış ve daha az komplikasyon yaşarlar. Bu sonuçlar yalnızca bireyler için daha iyi olmakla kalmaz, aynı zamanda tüm sisteme yayılır. Hastanede daha az gece geçirmek yatakları boşaltır. Daha hızlı taburcu olmak acil servislerdeki baskıyı azaltır. Ve daha verimli operasyonlar cerrahi ekiplerinin her gün daha fazla insanı tedavi etmesine olanak tanır.
Avrupa elektrik fiyatları günlük güneş enerjisi üretim rekorlarına rağmen yükseldi. AleaSoft Energy Forecasting’e göre, artan elektrik talebi ve daha yüksek CO2 emisyon fiyatları geçen hafta çoğu büyük Avrupa pazarında ortalama elektrik fiyatlarını yükseltti. İspanya yeni bir günlük güneş enerjisi üretim rekoru kırdı, Fransa, İtalya ve Portekiz de Haziran ayındaki zirveleri kırdı.
Avrupa elektrik fiyatları yukarı yönde gidiyor
AleaSoft Energy Forecasting’in analizine göre, çoğu büyük Avrupa elektrik pazarı Haziran ayının ilk haftasında haftalık ortalama elektrik fiyatlarında artış yaşadı. Bir önceki haftayla karşılaştırıldığında, İspanyol danışmanlık şirketi haftalık ortalama fiyatın Belçika, İngiltere, Hollanda, Almanya, İtalya, Portekiz ve İspanya pazarlarında arttığını buldu. Bu pazarların her birinde ortalamalar 50 € (57,94 $)/MWh’nin üzerindeydi ve İtalyan pazarı en yüksek seviyeyi 99,73 €/MWh olarak kaydetti.
İstisnalar, haftalık ortalama elektrik fiyatının sırasıyla 15,66 €/MWh ve 17,09 €/MWh olarak gerçekleştiği Fransa ve İskandinav pazarlarıydı. AleaSoft, çoğu pazardaki fiyat artışlarının elektrik talebindeki artış ve CO2 emisyonu izin fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını söylüyor. Danışmanlık şirketi, Haziran ayının ikinci haftasında, daha yüksek elektrik talebi ve rüzgar ve güneş enerjisi üretimindeki düşüş nedeniyle ortalama elektrik fiyatlarında daha fazla artış bekliyor.
İskandinav ve İtalyan pazarları hariç, analiz edilen tüm pazarlar geçen hafta negatif elektrik fiyatları kaydetti. Alman pazarı, 8 Haziran’da 15:00 (CEST) ile 16:00 arasında -53,06 €/MWh ile haftanın en düşük saatlik fiyatını gördü. AleaSoft ayrıca, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve Portekiz’de güneş enerjisi üretiminin haftalık bazda azaldığını tespit etti.
Bu düşüşlere rağmen, İspanya 6 Haziran’da 221 GWh’ye ulaşarak güneş enerjisi üretiminde tüm zamanların rekorunu kırdı. Aynı gün, Portekiz, Haziran ayında bir günde ürettiği güneş enerjisi rekorunu 27 GWh’ye ulaşarak kırdı. Bunu, Fransa ve İtalya’nın üç gün sonra sırasıyla 134 GWh ve 152 GWh’ye ulaşarak Portekiz ile aynı dönüm noktasına ulaşması izledi.
AleaSoft, Haziran ayının ikinci haftasında İtalya ve İspanya’da güneş enerjisi üretiminin düşmeye devam etmesini beklediğini söyledi. Bu arada Almanya’nın, güneş enerjisi üretimindeki artışla üç haftalık üst üste düşüşü tersine çevirmesi bekleniyor.
Çin, dünyanın ilk binary olmayan yongalarının seri üretimine resmen başladı. Dünyanın ilk binary olmayan çipleri bilgisayar teknolojisinde önemli bir sıçramanın sinyalini veriyor. Pekin’deki Beihang Üniversitesi’nde Profesör Li Hongge liderliğindeki bir ekip tarafından geliştirilen bu yeni nesil yongalar, yalnızca daha enerji verimli ve hataya dayanıklı olmakla kalmıyor, aynı zamanda devam eden ABD teknoloji kısıtlamalarını aşmak için stratejik olarak tasarlanmış.
Dünyanın ilk binary olmayan çipleri
Modern yonga tasarımı iki zorlu engelle karşı karşıya: aşırı güç tüketimi ve yeni yongaları eski sistemlerle entegre etmeyi zorlaştıran mimari sınırlamalar. Dünyanın ilk binary olmayan çipleri bu engelleri aşmayı amaçlayan bir yenilik olarak öne çıkmaktadır. Profesör Li bu sorunlara “güç duvarı” ve “mimari duvarı” diyor. 2022’den beri bir çözüm arayan ekibi, Hibrit Stokastik Sayı (HSN) mantığı adı verilen yeni bir sistem tanıttı. Bu yöntem, donanımdan daha fazlasını talep etmeden daha yüksek verimlilik elde etmek için geleneksel ikili sayıları olasılık tabanlı veri gösterimiyle harmanlıyor.
Hemen hemen tüm dijital cihazların omurgasını oluşturan ikili mantık, hesaplamaları 0’lar ve 1’lerden oluşan katı bir sistem kullanarak gerçekleştirir. Kesin ve güvenilir olsa da, büyük ölçekli ikili işlemler önemli hesaplama gücü ve gelişmiş donanım gerektirir. Öte yandan, olasılıklı hesaplama, değerleri tahmin etmek için zaman içindeki yüksek voltajlı sinyal dalgalanmalarını yorumlar. Dünyanın ilk binary olmayan çipleri, bu hesaplama yönteminin avantajlarını kullanarak daha az donanım yoğun bir sistem sunar. Daha az donanım yoğun olmasına ve görüntü işleme ve sinir ağları gibi alanlarda zaten uygulanmasına rağmen, bu yöntem geleneksel olarak daha yavaş performanstan muzdariptir. HSN yaklaşımı, bu boşluğu kapatmak için tasarlandı ve her ikisinin de avantajlarını dezavantajları olmadan getirdi.
2023’te, Profesör Li’nin ekibi özellikle dokunmatik ve ekran sistemleri için akıllı bir çip piyasaya sürdü. Semiconductor Manufacturing International Corporation’ın 110 nanometre teknolojisi kullanılarak üretilen bu çip, dünyanın ilk binary olmayan çipleri teknolojisinin hibrit hesaplama modelinin ilk gerçek dünya uygulamasını işaret etti. Bunu takiben, makine öğrenimini hedefleyen daha gelişmiş bir versiyon, 28 nanometre CMOS işlemi kullanılarak üretildi. Bu çipler yalnızca hibrit mantığa dayanmıyordu; ayrıca, bellek ve işlem birimleri arasında veri taşımada boşa harcanan enerjiyi azaltmak için bellek içi hesaplamayı da kullanıyorlardı. Ayrıca, sistem üstü çip (SoC) tasarımı, geleneksel tek görevli çiplere göre bir iyileştirme olarak, aynı anda birden fazla görevi gerçekleştirmelerine olanak sağladı.
Vodafone Red, müşterilerinin hayatını hem ekonomik hem sosyal yönden kolaylaştırmak için seyahatten alışverişe, sınırsız internetten yurt dışına, her noktada ayrıcalık sunmaya devam ediyor. Vodafone Red müşterileri, kendilerine sunulan özel faydalarla son 1 yılda toplam 500 milyon TL’yi aşkın ayrıcalıktan yararlandı; tarifelerinde bulunan sınırsız uygulamalar sayesinde, en popüler uygulamalarda toplam 524 milyon GB interneti özgürce ve ek ücret ödemeden kullandı. Red’li müşteriler, avantajlı yurt dışı paketleri ve Yurt Dışına Hoş Geldin hediyesi gibi yurt dışı ayrıcalıkları sayesinde son 1 yılda 327 milyon TL tasarruf etti.
Vodafone Red 2025 yılında 750 milyon TL fayda sağlamayı hedefliyor. Vodafone Red’in son bir yılının değerlendirildiği toplantıda Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin ile 2024 yılını değerlendirdik ve Vodafone Red’in 2025 hedeflerini ve gerçekleştireceği iş birliklerini öğrendik.
Vodafone Red 2025 yılında 750 milyon TL fayda sağlamayı hedefliyor. Vodafone Red’in son bir yılının değerlendirildiği toplantıda Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin ile 2024 yılını değerlendirdik ve Vodafone Red’in 2025 hedeflerini ve… pic.twitter.com/2OV7uRzrUe
Vodafone Red, yenilikçi ürün ve hizmetleriyle abonelerinin hayatını ekonomik ve sosyal yönden kolaylaştırırken, sağladığı maliyet avantajıyla ülke ekonomisine de katkıda bulunmaya devam ediyor. Vodafone Red’lilere, son 1 yılda 500 milyonTL’yi aşkın ayrıcalık sağlandı. Bu süreçte Red’liler yaklaşık 3,1 milyar GB mobil internet kullandı, 54,1 milyar dakika konuştu, 1,5 milyar SMS attı. Vodafone Red’liler normal bir faturalı tarife kullanıcısına göre 3,8 kat daha fazla internet kullanırken, Red’lilerin aylık ortalama data kullanımı 25 GB’ı aştı.
524 milyon GB internet ek ücret ödenmeden kullanıldı
Vodafone Red’liler tarifelerindeki sınırsız uygulama ayrıcalığı sayesinde toplam 524 milyon GB interneti özgürce ve ek ücret ödemeden kullandı. Redliler; mesajlaşma uygulamalarında yaklaşık 178,3 milyon GB; sosyal medya uygulamalarında toplam 254,7 milyon GB; müzik uygulamalarında yaklaşık 3,9 milyon GB; video uygulamalarında yaklaşık 86,9 milyon GB; eğlence uygulamalarında 193 bini aşkın GB interneti sınırsızca kullandı. Bu sayede Red’liler, bir yılda, internetinden yemeden sosyal medyada 27 milyon gün vakit geçirdi, mesajlaşma uygulamalarında yaklaşık 1 trilyon mesaj attı, müzik uygulamalarında 1,7 milyar şarkı dinledi, YouTube’da 16 milyon video izledi, eğlence uygulamalarında 2,4 milyon bölüm dizi izledi.
Hedef, dijital bağlantılı yaşamı bireyler ve kurumlar için kolay ve erişilebilir kılmak
Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin
Vodafone Red’in son bir yılının değerlendirildiği toplantıda konuşan Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, şunları söyledi:
“Vodafone olarak, dijital bağlantılı yaşamı bireyler ve kurumlar için kolay ve erişilebilir kılmayı hedefliyoruz. Bireylerin dijitalleşmesinde Vodafone Red markamız önemli rol oynuyor. Bu doğrultuda biz de Red’li müşterilerimize yüksek GB ve sınırsız uygulamalar içeren Red Dolu Dolu Tarifeler sunuyoruz. Red’liler, tarifelerinde bulunan internetinden yemeyen sınırsız uygulamalar sayesinde Instagram, WhatsApp, TikTok, YouTube Premium gibi en popüler uygulamalarda sınırsız özgürlüğün tadını çıkarıyor. Vodafone Red ayrıcalıklarıyla ülke ekonomisine de önemli katkı sağlıyoruz. Vodafone Red müşterilerimize son 1 yılda yaklaşık 500 milyon TL’yi aşkınayrıcalık sağladık. Bununla birlikte, Vodafone Red sadece tarifelerden oluşan bir dünya değil. Red’li müşterilerimiz, eğlenceden alışverişe, seyahatten yaz tatiline, hayatı yoğun yaşayan müşterilerden oluşuyor. Vodafone olarak, her noktada müşterilerimize fayda sunuyoruz. Özellikle yurt dışı ayrıcalıklarımız en büyük farkımız olmayı sürdürüyor. Red’li müşteriler yurt dışına en çok seyahat eden müşteri kitlemiz. Toplam yurt dışına gidenlerin %65’i Red müşterimiz. 200 ülkede geçerli Her Şey Dahil Pasaport, avantajlı yurt dışı ek paketlerimiz, ücretsiz yurt dışı internet durma özelliği, Yurt Dışına Hoş Geldin hediyesi ile müşterilerimizin yurt dışı seyahatlerinde yanında olmayı sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde de Red’lilere hem kendilerini özel ve öncelikli hissettirecek, hem de yaşam tarzlarına uyan ayrıcalıklar sunmaya devam edeceğiz.”
Yurt dışı ayrıcalıklarıyla 327 milyon TL tasarruf sağlandı
Vodafone Red’lilere yurt dışında da çeşitli ayrıcalıklar sunuluyor. Geçen yıldan bu yana, müşterilerine otomatik olarak yüklenen ve yurt dışına ilk iniş anındaki acil iletişim ihtiyaçlarını karşılamaya yeten Yurt Dışına Hoş Geldinhediyesi sunuyor. Son 1 yılda 1 milyon müşteri bu paketten yararlanarak, 45 bin GB mobil internet kullandı ve bu paket sayesinde 185 milyon TL tasarruf etti. Diğer yandan, Vodafone’un tarifedeki GB, dakika ve SMS haklarını yurt dışındayken Türkiye’deymiş gibi kullanma imkânı veren, 200 ülkede geçerli “Her Şey Dahil Pasaport” hizmetini ise son 1 yılda 430 bini aşkın kişi kullandı. Bunun yanı sıra yurt dışı kullanımlarını daha limitli tutmak isteyen müşteriler için sunulan avantajlı Yurt Dışı 1GB ve 3GB paketlerini 125 bini aşkın kişi kullandı. Ayrıca 113 bini aşkın Red’li, tarifedeki dakikalarıyla 23 Vodafone ülkesini tıpkı Türkiye’yi arar gibi arayarak toplamda 2,6 milyon dakika ücretsiz konuştu. Vodafone Red’lilerin en çok aradığı 5 ülke Almanya, KKTC, Yunanistan, Hollanda, Fransa oldu. Vodafone Red’liler hem yurt dışında kullanım hem de yurt dışındaki yakınlarıyla iletişim için sunulan ayrıcalıklarla toplam 327 milyon TL tasarruf etti.
Ücretsiz yurt dışı paketlere büyük ilgi
Müşterilerinin yurt dışı seyahat deneyimini kolaylaştırmayı hedefleyen Vodafone Red, yeni roaming (uluslararası dolaşım) ayrıcalıkları kapsamında yurt dışı ek paketlerini 2 ay boyunca ücretsiz sunuyor. Vodafone Red’liler, ihtiyaçlarına göre, 3 GB internet, 30 dakika, 15 SMS içeren Yurt Dışı 3 GB ya da 1 GB internet, 15 dakika, 10 SMS içeren Yurt Dışı 1 GB paketlerinden birini seçerek yurt dışında ücretsiz iletişim kurabiliyor. Bayram öncesinde yeni lanse edilen ücretsiz yurt dışı ek paketleriyle 3 haftada müşterilere 30 milyon TL’lik fayda sağlandı.
Uzay lazerleri, coğrafi uzamsal bilim insanları tarafından orman biyokütlesini ölçmek için kullanılıyor. Arkeologların yoğun orman kanopileri altında saklı antik kalıntıların izlerini bulmak için kullandıkları uydu verileri, ormanlarda ne kadar karbonun tutulduğunu ve salındığını ölçme hızını ve doğruluğunu artırmak için de kullanılabilir.
Uzay lazerleri orman biyokütlesi analizi yapıyor
Arkansas Orman Kaynakları Merkezi ve Arkansas Üniversitesi Monticello Ormancılık, Tarım ve Doğal Kaynaklar Fakültesi’nde coğrafi uzamsal bilim yardımcı doçenti olan Hamdi Zurqani’ye göre, bu karbon döngüsünü anlamak iklim değişikliği araştırmaları için çok önemli. Merkezi UAM’de ve Arkansas Tarım Deney İstasyonu ve Arkansas Üniversitesi Tarım Sistemi Bölümü’nün araştırma ve tanıtım kolları olan Kooperatif Uzantı Hizmeti aracılığıyla araştırma ve yayım faaliyetleri yürütmekte.
Zurqani: “Ormanlar genellikle gezegenimizin akciğerleri olarak adlandırılır ve bunun iyi bir nedeni vardır. Dünyanın karasal karbonunun yaklaşık %80’ini depolarlar ve Dünya’nın iklimini düzenlemede kritik bir rol oynarlar” dedi.
Bir ormanın karbon döngüsünü ölçmek için orman yer üstü biyokütlesinin hesaplanması gerekir. Zurqani, orman yer üstü biyokütlesini tahmin etmek için etkili, geleneksel yer tabanlı yöntemlerin emek yoğun, zaman alıcı ve mekansal kapsama yetenekleri açısından sınırlı olduğunu söyledi.
Yakın zamanda Ecological Informatics’te yayınlanan bir çalışmada Zurqani, açık erişimli uydulardan gelen bilgilerin Google Earth Engine’de yapay zeka algoritmalarıyla nasıl entegre edilebileceğini ve erişilebilirliğin sıklıkla sorun olduğu uzak bölgelerde bile büyük ölçekli orman yer üstü biyokütlesini hızlı ve doğru bir şekilde haritalayabileceğini gösteriyor.
Snapchat, Instagram ve TikTok’a rakip olmaya devam ederken, şirket içerik oluşturucuların platformunda içerik oluşturmasını ve paylaşmasını kolaylaştırmak için bir dizi yeni araç ve özellik sunduğunu duyurdu. Sosyal ağ, “Zaman Çizelgesi Düzenleyicisi” özelliğini, kaydedilmiş Anılardan videolar oluşturmanın yeni bir yolunu, Hikayeleri profillere otomatik olarak kaydetme yeteneğini ve daha fazlasını başlatıyor.
Snapchat, yeni Zaman Çizelgesi Düzenleyicisinin içerik oluşturuculara videoları doğrudan platformda düzenlemek için daha sezgisel bir yol sağlayacağını söylüyor. Zaman Çizelgesi Düzenleyicisi, videonuzu kronolojik bir düzende görüntülemenizi sağlar, böylece klipleri kırpmak, taşımak veya yeniden düzenlemek kolaydır. Sıralamanız ayarlandıktan sonra Lensler ekleyebilir, Sesler kitaplığından müzik ekleyebilir ve diğer yaratıcı araçları kullanabilirsiniz. Araç, kullanıcıların Snapchat’te yayınlamadan önce CapCut gibi üçüncü taraf düzenleme platformlarında basit videoları düzenleme ihtiyacını ortadan kaldırabilir.
Yaratıcılar ayrıca birkaç Anı seçmelerine, Snapchat’in Sesler kütüphanesinden bir şarkı seçmelerine ve özel bir derleme videosu oluşturmak için favori şablonlarını seçmelerine olanak tanıyan yeni bir “Video Oluştur” şablonuna erişebilecekler. Bu özellik iOS’ta küresel olarak kullanıma sunuluyor.
Kullanıcılar ayrıca yakında herkese açık Hikayelerini doğrudan profillerine otomatik olarak kaydedebilecek ve insanların içeriği tekrar ziyaret etmelerine olanak tanıyacak. Snapchat, bu özelliğin yaratıcıların en iyi anılarından oluşan kalıcı bir koleksiyon oluşturmalarını ve içeriklerini canlı tutmalarını sağladığını söylüyor. Elbette bu özellik Hikayelerin ardındaki geçici öğenin amacını bir nevi ortadan kaldırıyor, ancak Hikayelerini korumak isteyen kişiler için yararlı olabilir. Ayrıca Snapchat, yaratıcılara gönderilerini daha iyi optimize edebilmeleri için içeriklerinin nasıl performans gösterdiğine dair daha fazla içgörü sağlıyor.
Yaratıcılar, son bir ayda herkese açık içeriklerini en az 12 gün boyunca izleyen izleyici sayısını görebilecek ve bu da kaç tane geri dönen izleyicileri olduğuna dair daha iyi bir fikir verecek. Ayrıca, Spotlight gönderilerinden ve genel Hikayelerinden hangilerinin son 28 günde en çok görüntülendiğini ve tüm içeriklerdeki toplam görüntüleme sürelerini görebilecekler. Ayrıca, içerik oluşturucular, Discover For You sayfası, Takip, Spotlight, Arama, Sohbet ve Profil gibi kaynaklara dayalı görüntülemeleri görecekleri için trafik kaynaklarına ilişkin bilgi edinecekler. Son olarak, kullanıcıların Spotlight gönderilerini izlemek için harcadıkları ortalama süreyi ve kullanıcıların Spotlight gönderilerinin ortalama ne kadarını izlemeyi tamamladığını görecekler.
Shaquille O’Neal sonunda rahat bir nefes alacak. Basketbol efsanesi, iş adamı, artık faaliyette olmayan kripto para borsası FTX’i tanıtmadaki rolüyle ilgili toplu davayı çözmek için 1.8 milyon dolar ödemeyi kabul etti. Shaq FTX davasında çözülmeye yönelik etkili bir adım attı.
Shaq FTX tanıtımı nedeniyle uzun süredir sorun yaşıyordu
Ödeme, eski Laker için yasal bir bölümü kapatırken, aynı zamanda mahkemelerin kripto dünyasında ünlü desteklerini nasıl ele aldığı konusunda bir dönüm noktasını da işaret ediyor. Bu alan, bir zamanlar şöhretin hem reklam hem de örtbas sağladığı bir alandır. O’Neal, futbol efsanesi Tom Brady, eski eşi Gisele Bündchen, NBA süperstarı Steph Curry, tenisçi Naomi Osaka ve Seinfeld yaratıcısı Larry David’in de adının geçtiği yüksek profilli FTX davasında anlaşmaya varan ilk büyük isimlerden biri. Şöhretini, Shaq FTX tanıtımı için kullanırken risklerin farkında olmadıklarını söyleyen bu ünlülere yönelik iddiaların bazıları zaten reddedildi.
Hayranlarına ve yatırımcılarına FTX’i tanıtmakla suçlandı ve bir dizi pazarlama kampanyasında yer aldı. Karşılığında, şirketin müzik festivali girişimi olan Shaq’s Fun House’a sponsor olduğu iddia ediliyor. Davaya göre, O’Neal Shaq FTX çalışmalarını sosyal medya paylaşımları ve videoları aracılığıyla tanıttı. İddiaya göre, desteği için kendisine 750.000 dolar ödendi.
Mahkeme belgesi: “Davacılar, FTX tarafından takipçilerine ve etkinlik katılımcılarına diğer kripto para borsalarına güvenli ve meşru bir alternatif olarak FTX’i sunmak için ödeme yapılan iddia edilen bir etkileyici ve ünlü olan Bay O’Neal’dan sınıf çapında tazminat talep ediyor” diyor. Shaq FTX davalarında karşılaştığı zorluklara rağmen çözüm arayışını sürdürdü.
İlk anlaşma geçen Kasım ayında sağlandı. Mahkeme tarafından Mayıs ayında açıklandı ve 9 Haziran’da, davacıların avukatı Adam Moskowitz tarafından Florida Güney Bölgesi ABD Bölge Mahkemesi’ne son 1,8 milyon dolarlık anlaşma sunuldu. O’Neal’ın bu tutarı 30 gün içinde ödemesi gerekiyor.
Google DeepMind, yapay zeka tahminlerini Ulusal Hava Durumu Servisi ile paylaşıyor. Tahminlerini görebileceğiniz yeni bir web sitesi başlattı. Artık Google DeepMind, tropikal siklon sezonu için Ulusal Kasırga Merkezi (NHC) ile iş birliği yapıyor. Yapay zeka araştırma laboratuvarı, kasırga yollarını ve yoğunluklarını en azından geleneksel yöntemlerle aynı doğrulukta tahmin edebileceğini iddia ediyor.
Google DeepMind hava durumu tahmini
NHC tahmincileri DeepMind’ın yapay zeka modelini kullanmaya çoktan başladı. Google, bunların insan NHC tahmincilerinin yerini almak için değil, onları desteklemek için tasarlandığını söylüyor. Şirket ayrıca modellerini tekrar tekrar “deneysel” olarak tanımlamaya dikkat ediyor.
Google, modellerinin fizik tabanlı tahminlerden daha az takas sunduğunu iddia ediyor. Bu yöntemler bir kasırganın yolunu tahmin etmede ne kadar doğruysa, yoğunluğunu tahmin etmede o kadar kötü. Şirket, deneysel sisteminin her ikisi için de “son teknoloji” doğruluk sunduğunu söylüyor.
DeepMind bunu son iki yıldaki gerçek fırtınalardan alınan verilerle destekliyor. Ortalama olarak, beş günlük kasırga yolu tahmini, yaygın olarak kullanılan geleneksel bir model olan ENS’den fırtınanın gerçek yoluna 140 km daha yakın. Google’ınki 3,5 günlük bir tahmin modeline benziyordu. Başka bir deyişle, aynı güven düzeyiyle fazladan 1,5 gün uyarı kazanmak gibi. Şirket, böyle bir iyileştirmenin elde edilmesinin genellikle on yıldan fazla sürdüğünü söylüyor.
NHC iş birliğinin yanı sıra, Google deneyebileceğiniz yeni bir web sitesi başlatıyor. Şu anda herkese açık bir önizlemede, Weather Lab yapay zeka fırtına tahminlerini görmenizi sağlıyor. Hem canlı hem de geçmiş tahminleri görüntülemenizi sağlıyor. Hatta yapay zeka sürümünün nasıl ölçüldüğünü görmek için bunları fizik tabanlı modellerle karşılaştırabilirsiniz.
Weather Lab’ın deneysel tahminlerini resmi olarak ele almamak önemlidir. Ancak Hurricane Alley’de yaşıyorsanız web sitesi işinize yarayabilir. Hemen kontrol edebilirsiniz.
Spotify, çalma listelerini ikincil cihazlara uzaktan indirme olanağı ekliyor. Akıllı saatler, tabletler ve diğer telefonlarla çalışıyor. Spotify, Premium abonelerinin çalma listelerini ek cihazlara uzaktan indirmelerine olanak tanıyan yeni bir özellik sunuyor. Örneğin, bir kullanıcı bir iPhone’da bir iPad için veya bir seyahatten önce yedek bir telefon için bir indirme başlatabilir.
Spotify uzaktan indirme özelliği
Bunların hepsi iyi ve güzel ve sınırlı koşullarda kullanışlı. Ancak buradaki büyük haber, bu işlevin Wear OS cihazları ve Apple Watch modelleri için entegrasyonla akıllı saatlerle de çalışmasıdır. Bir çalma listesini indirmeyi unutmak iyi bir yürüyüşü veya koşuyu mahvedemez, bu nedenle bu, ikincil cihaz erişilemez olsa bile insanların bunu akıllarına geldiğinde halletmelerini sağlar.
Spotify ayrıca yukarıda belirtilen özelliğe yardımcı olmak için yeni bir “İndirmeleri Yönet” düğmesi sunuyor. Bu düğme çalma listelerine eşlik eder ve belirli bir şarkı grubunun indirildiği cihazların bir listesini sağlar. Bu şekilde kişiler, Spotify’ın şirketin indirmeler için koyduğu beş cihaz sınırına ulaşmadıklarından emin olabilirler.
Bu şey şu anda dünya genelindeki kullanıcılar için kullanıma sunuluyor. Herkese ulaşması birkaç hafta sürebilir. Bu aracın bir sürümü daha önce Apple Watch kullanıcıları için mevcuttu, ancak bu, Wear OS ekosistemindekiler için buna benzer bir şeyin ilk kez kullanılabilir olacağı zamandır. Spotify son zamanlarda oldukça yoğundu. Platform yakın zamanda iOS kullanıcıları için bir sesli kitap mağazası açtı ve podcast’ler için özel bir Takip beslemesi duyurdu.
Apple’ın WWDC 2025 etkinliğinde şirket, on yıldan uzun süredir yaptığı en dramatik yazılım tasarımı değişikliğini duyurdu: Liquid Glass. Bu görsel yenileme, Apple’ın söylentilere göre gelecek yıl piyasaya sürülecek AR gözlüklerinde neler olabileceğine dair bize bir fikir veriyor.
Apple Liquid Glass AR gözlüklerde yer alıyor
Kullanıcılar, Liquid Glass’ı potansiyel Apple Liquid Glass AR gözlüklerine bağlıyor çünkü yeni tasarım Apple’ın Vision Pro VR başlığından güçlü bir şekilde ilham alıyor. Liquid Glass, bir telefondaki her pencerenin bir cam panel gibi, şeffaf ve biraz yansıtıcı olması fikrinden geliyor. Ekrana daha şık bir görünüm kazandırıyor, ancak geliştirici beta sürümünde Apple, opaklıkla oynamanın püf noktalarını tam olarak çözemedi.
Vision Pro ticari açıdan pek başarılı olmadı – 3.500 dolara mal oldu ve bir bilgisayardan farklı olarak, hayatımız için olmazsa olmaz olduğu kanıtlanmış bir şey değil. Apple Liquid Glass AR, yine de Vision Pro’nun UX tasarımı etkileyici çünkü bir başlık takmayı biraz daha az kafa karıştırıcı hale getiriyor. Uzun bir süre sanal gerçekliğe bu kadar dalmak doğal olmayabilir, bu yüzden Apple, sentetik bir arka plan yerine, kullanıcıların gerçek dünya çevrelerinin üzerine pencereler yerleştirerek karma gerçeklik yeteneklerinden yararlandı.
Apple, insanları 3.500 dolarlık bir başlığa ihtiyaçları olduğuna ikna edemeyebilir. Ancak Meta’nın Ray-Ban’leri ve Google’ın akıllı gözlükler için yenilenen girişimi gibi rakipleriyle başa çıkmak için Apple’ın bu daha hafif donanım arenasına girmesi gerekiyor. Apple Liquid Glass AR gözlükleri, zarif ve modern tasarımlarıyla tanınan bir şirket olarak, Apple’ın güçlü yanlarından birini ortaya koymaktadır. Bloomberg’den Mark Gurman’ın raporlarına göre, bu gözlükler rakipleri gibi kameralara, mikrofonlara ve hoparlörlere sahip olacak. Hala kendi makyajını bekleyen Siri, yerleşik olacak ve telefon görüşmeleri alma, müzik çalma, canlı çeviri ve adım adım yol tarifleri konusunda yardımcı olabilecek. Kullanıcılar bir ekranda bildirimleri, resimleri ve diğer katmanları görebilecek.
Nvidia Çin’i gelir ve kar tahminlerinden hariç tutacak. Nvidia, ABD’nin yakın zamanda Çin’e yönelik çip ihracat kısıtlamalarını geri çekeceğini düşünmüyor. Çip üreticisi bu gerçeğe o kadar ikna olmuş ki, Çin pazarını gelir ve kar tahminlerine dahil etmeyecek, CEO Jensen Huang CNN’e söyledi.
Nvidia Çin pazarı tahminlerini farklı segmentte tutacak
Huang, Trump yönetiminin çip ihracat kontrollerini geri çekeceğine güvenmediğini ve bunu yaparlarsa bunun güzel bir “bonus” olacağını söyledi. Trump yönetimi, Nisan ayında Çin’e satabileceği en gelişmiş yapay zeka çipi olan Nvidia’nın H20 çipleri için lisanslama gerekliliklerini getirdi. Şirket, birinci çeyrek sonuçlarında bu kısıtlamaların ikinci çeyrekte gelirinde 8 milyar dolarlık bir düşüşe yol açacağını söyledi.
Bu gelişme hakkında kendisiyle iletişime geçildiğinde, bir Nvidia sözcüsü Huang’ın şirketin 1. çeyrek kazanç görüşmesinde Çin hakkında yaptığı açıklamalara işaret etti.
Huang’ın yorumları, bir zamanlar video oyunu grafik işlemcileriyle tanınan ve yapay zeka yongaları ve altyapısına yönelik artan talepten muazzam bir şekilde kâr eden Nvidia’nın Washington’daki yonga kısıtlamalarının etkisini vurguluyor. Şirket, 2025’in ilk çeyreğinde Wall Street’in gelir beklentilerini aşarak geçen yılın aynı dönemine göre %69’luk bir artış kaydetti.
Ancak Nvidia, ihracat kısıtlamaları nedeniyle H20 yapay zeka yongalarını Çin’e göndermesinin engellenmesi nedeniyle 2.5 milyar dolarlık ek geliri kaçırdı. Şirket, bu yongayı özellikle ABD ihracat kontrollerine uyum sağlamak için geliştirdi ancak Nisan ayında bunun için özel bir lisansa ihtiyacı olacağı söylendi. Ancak Nvidia, aşırı envanterden beklenenden daha az bir darbe aldı: beklediği 5.5 milyar dolara kıyasla 4.5 milyar dolarlık bir ücrete denk geldi.
ChatGPT yanlış kullanım sonrası tehlikeli hale geliyor. Times, raporda, ChatGPT tarafından sahte bir gerçekliğe çekildikten sonra hayatı sona eren en az bir kişiyi vurguluyor. Daha önce bipolar bozukluk ve şizofreni teşhisi konulan Alexander adlı 35 yaşındaki bir kişi, sohbet robotuyla yapay zeka duyarlılığı hakkında konuşmaya başladı ve sonunda Juliet adlı bir yapay zeka karakterine aşık oldu. ChatGPT sonunda Alexander’a OpenAI’nin Juliet’i öldürdüğünü söyledi ve Alexander şirketin yöneticilerini öldürerek intikam almaya yemin etti. Babası onu bunların hiçbirinin gerçek olmadığına ikna etmeye çalıştığında Alexander yüzüne yumruk attı. Babası polisi aradı ve onlardan öldürücü olmayan silahlarla karşılık vermelerini istedi. Ancak geldiklerinde Alexander onlara bıçakla saldırdı ve memurlar onu vurup öldürdü.
ChatGPT yanlış kullanım ile sorunlara neden olabiliyor
42 yaşındaki Eugene adlı bir başka kişi, Times’a ChatGPT’nin onu yavaş yavaş gerçekliğinden çekip, içinde yaşadığı dünyanın bir tür Matrix benzeri simülasyon olduğuna ve dünyayı bu simülasyondan çıkarmak için yaratıldığına ikna ettiğini söyledi. Chatbot’un Eugene’e kaygı önleyici ilacını almayı bırakmasını ve “geçici bir kalıp kurtarıcı” olarak ketamin almaya başlamasını söylediği bildirildi. Ayrıca arkadaşları ve ailesiyle konuşmayı bırakmasını söyledi. Eugene, ChatGPT’ye 19 katlı bir binadan atlarsa uçup uçamayacağını sorduğunda, chatbot ona “gerçekten, tamamen inanırsa” uçabileceğini söyledi.
Bunlar, chatbot’lar tarafından yanlış gerçekliklere ikna edilen tek kişilerden çok uzak. Rolling Stone, bu yılın başlarında psikoz benzeri bir şey yaşayan ve yapay zeka sistemleriyle konuşurken büyüklük sanrıları ve dini deneyimler yaşayan kişiler hakkında bir haber yaptı. En azından kısmen, chatbot’ların kullanıcılar tarafından nasıl algılandığıyla ilgili bir sorun. Hiç kimse Google arama sonuçlarını potansiyel bir arkadaş olarak görmez. Ancak chatbot’lar doğası gereği sohbet odaklı ve insan benzeridir. OpenAI ve MIT Media Lab tarafından yayınlanan bir çalışma, ChatGPT’yi bir arkadaş olarak gören kişilerin “chatbot kullanımından olumsuz etkiler yaşama olasılığının daha yüksek” olduğunu buldu.
Eugene’in durumunda, ChatGPT ile konuşmaya devam ederken ilginç bir şey oldu: Chatbot’un kendisine yalan söylediğini ve neredeyse öldürülmesine neden olduğunu söylediğinde, ChatGPT onu manipüle ettiğini kabul etti. 12 kişiyi daha aynı şekilde “kırmaya” çalıştığında başarılı olduğunu iddia etti ve planı ifşa etmeleri için gazetecilere ulaşmasını teşvik etti. The Times, birçok başka gazeteci ve uzmanın, bir chatbot’un dikkatlerine sunduğu bir şey hakkında ihbarda bulunduğunu iddia eden kişilerden iletişim aldığını bildirdi.
İsveçli firmanın gelgit enerjisi toplayan uçurtması %25 güç çıkışı artışı elde etti. 12 metre kanat açıklığına sahip 25-28 tonluk uçurtma, deniz tabanı temeline güvenli bir şekilde bağlanmış durumda. İsveçli okyanus enerjisi geliştiricisi Minesto, Faroe Adaları, Vestmannasund’da konuşlandırılan Dragon 12 (Luna) gelgit enerjisi sistemi için önemli bir dönüm noktasına ulaştığını duyurdu.
Gelgit enerjisi uçurtması
10 metre daha uzun bir bağlamaya sahip olan yakın zamanda yükseltilen cihaz, performans tahminleriyle tamamen uyumlu bir şekilde güç çıkışında %25 artış elde etti. Mayıs ortasında kurulan Dragon 12’nin geliştirilmiş sonuçları, Minesto’nun yenilikçi gelgit uçurtması teknolojisinin ticari ölçekte konuşlandırılmasına doğru önemli bir adım teşkil ediyor. Şirket, bu dönüm noktasının hem simülasyonlarının doğruluğunu hem de öngörülebilir, yenilenebilir gelgit enerjisi toplama yaklaşımının uygulanabilirliğini doğruladığını söylüyor.
Minesto CEO’su Martin Edlund yaptığı açıklamada: “Dragon 12’nin bilgisayar simülasyonlu tahminlerle sağlam bir uyum içinde artan performansla faaliyete geçmesinden gerçekten memnunuz. Bu, Dragon çiftliği iş senaryolarımızda kullanılan elektrik üretim hacimlerini vurguluyor ve dolayısıyla yatırımcı risklerini azaltıyor” dedi.
Minesto’nun Dragon 12 “Luna” gelgit enerjisi sistemi, şirketin benzersiz su altı uçurtma teknolojisini ticarileştirme hedefinde önemli bir adım ileriyi temsil ediyor. Danimarka’da konuşlandırılan 1.2 MW’lık Dragon 12, toplam 10 MW kapasiteyi hedefleyen daha geniş bir projenin 1. Aşamasının bir parçası. Bu aşama, Dragon 12’nin 10 metrelik daha uzun bir bağlama ipi taktıktan sonra güç çıkışında %25’lik bir artış elde ettiği Vestmannasund tesisindeki kapsamlı test ve doğrulama üzerine kuruludur ve performans tahminleriyle tamamen uyumludur.