Çin’de ATM’de yüz tanıma teknolojisi

0

Çin’in Guizhou eyaletinin merkez kenti Guiyang’da Çin Tarım Bankası‘na (The Agricultural Bank of China) ait iki ATM’de yüz tanıma sistemi denemesi başlatıldı.

Ödemek için gülümseme (Smile to pay)” teknolojisi olarak da adlandırılan sistem sayesinde bankanın müşterileri ATM‘deki kameradan yüzlerini taratarak para çekebiliyorlar. Bunun yanında kullanıcıların, cep telefonlarını ve kimlik numaralarını da yazmaları gerekecek.

Diğer bankalarda da aynı hizmet başlamıştı

ATM’ye yerleştirilen kızılötesi kameralar, gerçek insan yüzü ile fotoğraf ve maskeler arasındaki farkı ayırt edebilme özelliğine sahip. Yüz tarama ile günlük para çekme limiti ise 3 bin yuan olarak belirlendi.

Bankanın Çin’in diğer bölgelerinde 37 ATM‘sinde daha yüz tanıma sistemi kullanımda. The Agricultural Bank of China haricinde Çin Tüccar Bankası (Merchants Bank) da ülkenin 106 kentindeki ATM’lerinde aynı hizmeti veriyor.

Google, Hindistan için özel e-cüzdan uygulaması yayınladı

Hindistan, büyük nüfusu ve teknoloji odaklı ekonomisi ile teknoloji devlerinin özel ilgisine dahil olmaya devam ediyor. Google, bugün yaptığı bir duyuru ile Hindistan için özel bir elektronik cüzdan uygulaması yayınladığını duyurdu. İngilizce’yi ve 7 farklı Hint dilini destekleyen Google Tez isimli elektronik cüzdan, Hindistan’da büyük ilgi gören elektronik cüzdanların arasına katılacak. 

Google’ın araştırmasına göre 2020 yılında Hindistan’da e-ticaret sektörünün boyutu 100 milyar dolara ulaşacak. Elektronik cüzdanlar da bu alanda önemli bir enstrüman kabul ediliyor. CEO’su da bir Hintli olan Google’ın da bu büyük pazara özel ilgi göstermemesi beklenemezdi.

Hindistan’da ayrıca Apple Pay, Samssung Pay ve Android Pay uygulamaları büyük ilgi görüyor. Yerel bir e-cüzdan uygulaması olan PayTM’in de 200 milyon kullanıcısı bulunuyor.

Facebook reklam hedefleme sistemini değiştiriyor

0

Sosyal medya devi Facebook, reklamverenlerin kullanıcılar arasındaki yahudi düşmanlarını seçerek doğrudan bu kişilere reklam gösterebildiklerini fark ettiği için, reklam hedefleme sistemini değiştireceğini açıkladı.

Kullanıcılarının politik, dini, cinsel tercihlerinin reklam verenlerin eline geçebilmesine neden olan reklam hedefleme sistemi, ayrımcılık içeren reklamların da ortaya çıkmasına neden olmuştu.

Facebook şimdi bu tür bilgilerin reklam verenlerin eline geçmeyeceğine emin olana kadar reklam hedefleme sistemini dondurduğunun altını çizdi. Facebook’un ayrıca 2016 ABD Başkanlık Seçimleri sırasında, Rus şirketler tarafından Trump lehine reklamlar yayınlamak için kullanıldığı da anlaşılmıştı. Facebook’un şimdi ona her yıl onlarca milyar dolar kazanç sağlayan reklam alt yapısını elden geçirerek daha şeffaf ama daha kontrol edilebilir bir yapı geliştirmesi bekleniyor.

CIA’nin girmediği modem kalmamış!

1

Wikileaks’ta yayınlanan yeni parti bir belge, CIA’nin on yıldan uzun zamandır ABD’deki ve dünyadaki neredeyse her internet modemine girebildiğini ve trafik verilerini izleyebildiğini ortaya koydu.

CIA’nin arka kapıya sahip olduğu modem markaları arasında Linksys, DLink ve Belkin de dahil olmak üzere ABD’nin en büyük 10 modem üreticisi de bulunuyor. Modemlerde kullanılan firmware’de, şifreleri kırmayı kolaylaştıran arka kapıyı kullanan CIA böylece ülkede en çok satılan 25 modem modeline ve bu modellerin farklı varyasyonlarından oluşan onlarca ticari ürüne rahatça erişmeyi başarmış.

Şifreleri kıran CIA’nın ardından modemlere CherryBlossom ismi verilen bir casus yazılım yüklediği böylece izledikleri kişilerin internet trafiği hakkında detaylı raporlar aldıkları anlaşıldı.

Wikileaks’e göre 2007’de hazırlanmış belgelerde adı geçen CherryBlossom, CIA’nin 10 yıldan uzun zamandır ABD’de istediği herkesin internet trafiğini, modemlerini kırarak dinleyebildiğini ortaya çıkardı.

Ses tanıma teknolojisi bu 5 sektörü değiştirecek

Ses tanıma teknolojisi hayatımıza hızlı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Küçük küçük uygulamalarını gördüğümüz ses tanıma teknoloji ise artık internette arama yapabiliyoruz, mesaj uygulamalarında konuşarak mesaj yazdırabiliyoruz veya akıllı televizyonlarımıza komutlar verebiliyoruz. Gelişmiş ülkelerde ise Amazon Echo veya Google Home gibi akıllı ev asistanları ile ev sahipleri evdeki pek çok ihtiyacını ve işlemini sesli komutlarla gerçekleştirmeye çoktan alıştılar.

Bu teknolojinin yaygınlaşmasıyla, günlük hayatı da yakından ilgilendiren 5 önemli alanda büyük bir gelişimin yaşanması bekleniyor. İşte o alanlar:

 

1- Otomobiller

Akıllı ve otonom otomobiller için ses tanıma teknolojisi kritik önem taşıyor. Bazı otomobil firmaları şimdide Amazon’un Alexa yapay servisini otomobillerine entegre ettiler. Böylece araç içindeki yolcular araçla sesli iletişim kurabiliyor, navigasyon komutları verebiliyor, yol bilgisi alabiliyor, internette arama yapabiliyor, çalan müziği değiştirebiliyor veya yol boyunca seyredecek filmler arayabiliyorlar. Otonom sürüş teknolojisi ile beraber, direksiyon kullanımı ortadan kalkacağı için araçla yolcular arasında en önemli iletişim aracı, sesli komutlar olacak. Yolcular gitmek istedikleri noktaları sesli komutla bildirecek veya “sağa dön, sola dönüp park et” gibi komutları yine sesle verecek. 

2- Giyilebilir teknoloji

Akıllı saatler ilk kez ortaya çıktığında büyük heyecan yaratsa da insan parmakları ile bu küçük ekranların üzerinde yazı yazmak, uygulama çalıştırmak kolay olmadığı için cihazlar telefonların yerini alamadı. Ancak ses tanıma teknolojisinin yaygınlaşması ile telefondan daha küçük iletişim cihazlarının kullanımı yaygınlaşmaya başlayacak. Akıllı gözlüklerin kullanımı pratik olarak anlam kazanacak, akıllı saatler veya kolye, yüzük gibi akıllı cihazlar, sesli komutlarla çok sayıda işevi yerine getirebilecek.

 

3- Müşteri servisleri

Call centerların onlarca, yüzlerce çalışanla dolup taştığı günlerin geride kalması çok yakın. Çünkü ses tanıma teknolojisi ile bir şirketin call center’ı sadece küçük bir bilgisayardan oluşabilecek. Arayan müşterilere yapay zeka cevap verecek ve sadece robotların çözemediği çok az sayıdaki problem için gerçek bir insan devreye girmek durumunda olacak. Elbette bu teknolojiyle call center’ları arayıp sırada bekleme kabusu da ortadan kalkacak.

 

4- Görme engelliler için özel cihazlar

Görme engelli bireylerin teknolojik cihazları kullanabilmesi, web’de dolaşması, hayatlarına konfor katabilmeleri için ses tanıma teknolojisi büyük önem taşıyor. Sesli komutlar vererek ihtiyaçlarını giderebilecek görme engellilerin, başkalarına muhtaç olmadan yaşama imkanı çok daha fazla olacak. Otonom araçlarla refakatçi olmadan seyahat edebilecekler, mağazalarda satın almak istedikleri ürünlerin, gıda maddelerinin fiyatlarını onların yerine okuyacak giyilebilir cihazlarla, akıllı telefonlarla sesli iletişim kurabilecekler, kısacası hayatlarını tek başlarına çok daha kolay idame ettirebilecekler. 

 

5- Turizm sektörü

Ses tanıma teknolojisinin hızlı gelişiminin en önemli etkisinin turizmde görülmesi bekleniyor. Akılı cihazların, birbirinin dilini bilmeyen iki kişinin konuşmalarını anında tercüme edebilecek olması, insanların yabancı ülkelere seyahatlerini çok daha kolaylaştırması bekleniyor. Bu da ilk aşamada özellikle turizm sektöründe önemli bir gelişim yaşanmasına neden olacak. Turizmin gelişmesi ise orta vadede ticaretin gelişmesi anlamına geldiği için dünya ekonomisinde önemli bir yükselişin ortaya çıkması söz konusu olacak.

Gab, Google’a dava açıyor

0

ABD’de Trump’ın iktidara gelmesiyle beraber yükselen Neo-Nazi tartışmaları etkisini teknoloji dünyasında da gösteriyor. Trump’tan önce kendi halinde sakin bir sosyal medya uygulaması olan Gab, ülkedeki Neo-Nazi sempatizanlarının buluşma noktası olunca, bütün kanallardan engellenmeye başlandı.

Gab’ın yöneticileri kendilerinin politik bir duruşu olmadığını ancak özgür ifadeye değer verdikleri için hiçbir görüşü yasaklamadıklarını, bu yüzden de Facebook, Twitter, Instagram gibi kanallardan kovulan Neo-Nazi sempatizanlarının Gab’ta buluştuğunu vurgulasalar da Google’ın Gab’ı Play mağazasından silmesini engelleyemediler. Gab bu nedenle Apple AppStore’a giriş denemelerinden defalarca red cevabı aldı.

Gab ise şimdi kendisine karşı uygulanan bu tavrın anti tekel yasalarına aykırı olduğunu savunarak mahkemeye gidiyor. uygulama ilk olarak Google’ı dava edecek ancak Apple’ı dava etmesi de çok zaman alacak gibi görünmüyor. ABD’de teknoloji sektörü büyük oranda sol görüşlü insanların kontrolünde olmasına rağmen ABD anayasası’nda özgür ifadenin engellenemeyeceğine dair güçlü vurgu yapılıyor ve bu nedenle Neo-Nazi’lerin de kendilerini anlatma, düşüncelerini açıklayıp propaganda yapma hakkı bulunuyor. Dolayısıyla Google, Gab’ı engellediği için büyük bir ceza almaktan kaçınamayabilir. Davanın sonucu ise diğer Neo-Nazi uygulamalarının Google Play veya AppStore gibi büyük kanallarda daha sık ortaya çıkmasına neden olabilir.

BiTaksi’den numaraları maskeleyen güncelleme!

0

BiTaksi uygulaması yeni güncellemesiyle yolcuların ve taksi sürücülerinin gizliliğini korumak için telefon numaralarını maskeledi.

Akıllı telefon uygulaması BiTaksi, yolcuların ve sürücülerin güvenliği için çalışmalarını sürdürüyor. Yeni güncellemeyle artık tüm yolculuklarda numaralar otomatik olarak maskeleniyor.

Güvenliği ve gizliliği arttırmak için yapılan çalışma ile hem yolcu hem de sürücünün kişisel telefon numaraları gizli kalıyor.

Yolcu ve sürücülerin birbiri ile iletişim kurması gerektiği zaman sistem, çağrıları otomatik olarak “0850 888 55 55” numarasına yönlendiriyor.

Yolcu, istemediği sürücüyle eşleşmiyor

BiTaksi, daha önce yapılan güncellemelerle yolculara memnun kalmadığı sürücülerle bir daha eşleşmeme imkanı sunmuş, yolcuların 1 ve 2 yıldız verdikleri yorumları sürücüler tarafından görüntülenemez hale getirmişti.

Yolculuk sonuna “Müşteri Hizmetleri Beni Arasın” seçeneği ekleyerek, BiTaksi sürücüsünün sistemde kalmak için gereken yıldız ortalamasını 5 üzerinden 4 yerine 4,5’a çıkarmıştı.

7/24 çalışan müşteri hizmetleri ve uygulama içerisindeki geliştirmelerle sürücülerin ve kullanıcıların daha iyi ve kaliteli hizmet almasını hedefleyen BiTaksi, güncellemelerini sürdürecek.

Google’ın otonom sürüş bütçesi ortaya çıktı

0

Google’ın otonom sürüş teknolojileri geliştirmek için harcadığı para bugüne kadar sır gibi saklanıyordu. 

Ancak Google’ın, otonom sürüş teknolojilerini çaldığı iddiasıyla Uber’e açtığı davada hakim Google’ın ve Waymo’nun finansal rakamlarını incelemek durumunda kalınca, resmi harcama rakamı dava belgelerine girdi.

Buna göre, Google’ın 2009 yılında büyük gizlilikle başladığı Project Chauffeur’dan 2015 yılına kadar şirketin cebinden çıkan para 1.1 milyar dolara tescil edilmiş oldu. Diğer bir deyişle, Google kendi otonom sürüş teknolojisini geliştirmek için sadece 1.1 milyar dolar masraf yapmış durumda. 

Öte yandan Intel’in bu alana girmek amacıyla sadece Mobileye’ı satın almak için ödediği rakam 15.3 milyar dolar. Bunun dışında ayrıca başka startup’ları da satın aldığını unutmamak gerekiyor. Aynı şekilde Samsung’un otonom sürüş teknolojisi geliştirmek için ünlü Harman şirketini satın almak için 8 milyar dolar ödediği biliniyor.

Dolayısıyla, bir teknolojiyi üretmenin, onu satın almaktan onlarca kat daha ucuz olduğunu dile getirmek mümkün. Bu örneğin, teknoloji şirketlerine belli konulardaki yarışa “erken” girmenin avantajı konusunda önemli bir ders olacağı anlaşılıyor.

Eski çalışanları Google’a cinsel ayrımcılık davası açtı

0

Teknoloji dünyasının cinsel ayrımcılık suçlamalarıyla imtihanı bitmiyor.

Kısa süre önce Google’da kadınların teknolojiye yeterince ilgi göstermediği için şirketin daha fazla erkek çalışana sahip olduğunu açıklamaya çalışan bir mühendis Google’ın CEO’sunun gazabına uğramış ve sorgusuz sualsiz işten çıkartılmıştı. Şimdi de üç eski Google çalışanı kadın, şirkette kadınlara daha iyi kazançlar sağlayabilecekleri pozisyonlara yerleşme imkanı verilmediği için Google’a dava açtı.

Google’da kadınlara karşı negatif ayrımcılık yapıldığını iddia eden eski kadın çalışanlar, konunun sadece kişisel bir dava olmadığını, Google’ın anayasada belirtilen eşitlik ilkesine aykırı davrandığı için kamu davası açılması gerektiğini de savunuyorlar. Sadece kendilerinin değil Google’daki tüm kadın çalışanların anayasal haklarının çiğnendiğini dile getiriyorlar.

Davayı açan kadınlardan biri Google’a 2010 yılında yazılım mühendisi olarak girdiğini ancak aynı klasmandaki erkeklerin yükselmesine rağmen kendisinin dört yıl sonra hala yeni üniversite mezunları ile aynı seviyede maaş ve sorumluluk alabildiğini dile getirerek, kadın olduğu için bu ayrımcılığa maruz kaldığını dile getiriyor.

Öte yandan teknoloji dünyasındaki kimi erkek çalışanlar, kendilerinin işleriyle yaşadıklarını, bu nedenle de kendilerini ve yaptıkları işleri geliştirerek yükseldiklerini, ancak kadınların işlerini bir tür “memuriyet” gibi gördüğünü ve otomatik olarak yükselmeleri gerektiğine inandıklarını vurgulayarak bu tür suçlamaları haksız buluyorlar. Yine de bu görüşü 12 sayfalık bir açık mektup ile açıklamaya çalışan eski Google mühendisi James Damore mektubu yayınladıktan birkaç saat sonra işten kovulduğu için Google’da artık kimsenin bu tartışmaya katılmak istemediği de gözden kaçmıyor.

 

İlk Hyperloop hattı için 10 şehir aday

0

Elon Musk’ın yeni nesil ulaştırma aracı Hyperloop, deneme sürüşlerinde saatte 350 km hıza ulaşan Hyperloop, saatte bin kilometreye yaklaştığında tam potansiyeline erişmiş olacak. Bu aşamanın ardından ise dünyanın ilk Hyperloop hattının kurulumu için çalışmalar başlayacak.

Musk’ın ekibi, ilk Hyperloop hattına ev sahipliği yapmak isteyen şehirlerin yöneticileri ile yakın temas halinde. Bu lokasyonlar üzerinde yapılan çalışmalar ise başlangıçta 2600 olan aday listesini 10’a indirmiş durumda.

Aslında pek çok noktada fizibilite çalışmaları yapılsa da, çoğu lokasyonda ağır bir maliyetle karşılaşıldığını unutmamak gerekiyor. Örneğin, Helskinki ve Stockholm arasında kurulacak 500 kilometrelik Hyperloop hattının 21 milyar dolar maliyet yaratacağı hesap edildi. Ancak yine de Helsinki ve Stockholm hala güçlü adaylar arasında yer alıyor.

Hyperloop’un şu anda odaklandığı 10 şehir ise beş ülkede yer alıyor. Bunlar, Meksika, Hindistan, İngiltere, ABD ve Kanada. Bu beş ülkede hükumetlerle ve yerel otoriterlerle anlaşma sağlandığında en uygun rota için yeniden bir değerlendirme yapılacak ve belki de bir sonraki basın açıklamasında dünyanın ilk Hyperloop hattının nereye kurulacağını öğreneceğiz. 

Samsung, Intel’le otonom sürüş rekabeti için 8 milyar dolar ayırdı

Güney Koreli elektronik devi Samsung, otonom sürüş teknolojisi konusunda çok gerilerde kalmasına rağmen satın aldığı Mobileye ve diğer startup’lar sayesinde otonom sürüşte en önemli oyuncu durumuna yükselen Intel ile rekabet edebilmek için, 8 milyar dolarlık bir yatırım yapmaya hazırlanıyor.

Otonom sürüş teknolojisinde kilit role sahip olan Mobileye ürünlerine alternarif ürünler geliştirilmesi için bir açık standart geliştirilmesine odaklanan Samsung, bu iş için 8 milyar dolarını kenara ayırmış durumda.

Mobileye, otonom araçların çevresindeki ve önündeki alanı analiz etmek için gerekli sensörleri üreten kritik bir şirket. Pek çok otonom sürüş teknolojisi şu anda Mobileye ürünlerine dayanarak çalışıyor. Öyle ki, daha önce Waymo ile işbirliği açıklayan Fiat’ın bile Mobileye nedeniyle Intel ile de iş birliği yapacağını açıklamak durumunda kalması, Mobileye’ın önemini ortaya koyuyor.

Samsung’un bu konuda elindeki koz ise geçtiğimiz yıl satın aldığı araç otomasyon sistemleri üreten ünlü Harman markası. Güney Koreli devin Harman teknolojileri ile destekleyeceği bir açık kaynak platformu sayesinde, Mobileye’ın yerine, Android’de olduğu gibi, açık kaynak standartlarına sahip yeni donanımlar ve teknolojiler geliştirmesi ve bu çözümler üzerinden otomotiv üreticileri ile ortaklıklar kurması bekleniyor. 

Ders zili çaldı, trafik yüzde 33 arttı

0

Yandex Navigasyon, yaz tatilinin bitmesiyle İstanbul’da meydana gelen trafik artışını araştırdı. Yapılan analizde geride kalan son beş haftanın pazartesi günlerinde gerçekleşen trafik verileri karşılaştırıldı.

Sadece bazı özel okulların ve anaokullarının açılmasına rağmen 11 Eylül Pazartesi günü İstanbul trafiğinin geçen diğer haftalara göre yüzde 33 oranında artış gösterdiği ortaya çıktı.

Kullanıcılarını bilgilendirmek için analizler yapan Yandex Navigasyon, yaz tatilinin bitmesinin ardından İstanbul’da meydana gelen trafik artışını mercek altına aldı. Yapılan araştırmaya göre okulların açılması ve İstanbulluların tatilden dönmesiyle trafik geri geldi. Servis araçlarının da yola çıkmasıyla trafiksiz günler geride kaldı.

18 Eylül Pazartesi günü trafiğin daha da artacağı bekleniyor

Yandex Navigasyon, geride kalan son beş haftada pazartesi günleri gerçekleşen trafik verilerini masaya yatırdı. 11 Eylül Pazartesi yaşanan trafik yoğunluğunun, diğer haftalara göre yüzde 33 oranında arttığı ortaya çıktı. Sadece özel okulların bir kısmının ve anaokullarının açılmasıyla meydana gelen söz konusu yoğunluğun, 18 Eylül Pazartesi günü tüm okulların açılmasıyla çok daha artacağı öngörülüyor.

Ford sürücüsüz araçla sosyal deney yaptı

Sürücüsüz otomobillerin, içinde insan sürücü olmadan trafiğe çıkmasına fazla bir zaman kalmadı. Eylül ayı içinde ABD Ulaştırma Bakanı’nın yapacağı açıklamayla sürücüsüz araç testi yönetmeliğinde değişiklik yapılacağı ve bakanlıktan onay alan şirketlerin içinde sürücü bulunmaksızın otonom araçlarını trafik içinde test etmelerine izin verileceği tahmin ediliyor. Ancak burada devreye bir diğer detay giriyor. İçinde sürücü olmayan araçlara halk nasıl tepki verecek? İşte Ford bu soruya cevap bulmak için ilginç bir test yaptı. Otomobil koltuğu şeklinde giyinen özel bir sürücüyle bir Ford aracını sanki “içinde sürücü yokmuş” gibi kamufle eden Ford bu aracı şehir sokaklarında gezdirdi ve hem yayaların hem de şoförlerin araca nasıl tepki verdiğine dair ilginç bir çalışma yaptı. Ford’un bu çalışması aslında “reklam” denemesinden çok daha önemli bir detay içeriyor. Çünkü otomobil üreticileri, içinde sürücü olmayan araçlara karşı bazı kişilerin ve sürücülerin, “saldırgan” hareketlerde bulunmasından şüphe ediyor. Sürücüsüz araçlar trafikte ilk kez görüldüğünde Araca taş atmak, aracı trafikte sıkıştırmak, kaza yapmasına neden olmak gibi bazı tepkilerin ortaya çıkmasından endişe ediliyor. Eğer bu endişeleri çok abartılı buluyorsanız, Google Glass’ın geliştirici sürümü piyasaya çıktığında, gözlüğü takara barlara, sosyal alanlara girmeye çalışan çok sayıda Glass kullanıcısının saldırıya uğradığını ve hırsızlık amacıyla değil, sadece gözlüğü taktıkları için darp edildiğini, gözlüklerinin kırıldığını unutmamak gerekiyor. Otonom sürüş teknolojisi geliştiren otomobil üreticileri de bazı “hastalıklı karaktere sahip” şoförlerin, yollarda sürücüsüz bir araç gördüklerinde onları özellikle sıkıştırarak, önünde ani fren yaparak, yol vermeyerek otonom araçların kaza yapmalarını sağlamaya çalışmasından, hatta bunu bir eğlene haline dönüştürmelerinden endişeleniyorlar. İşte Ford’un sosyal deneyi de bu endişelere dair ipuçlarını ve çözüm yöntemlerini bulmak için ilk denemelerden biri olma özelliğini taşıyor. Ford’un deney hakkında yayınladığı videoyu aşağıda izleyebilirsiniz:

Tesla’nın otonom kamyonu 26 Ekim’de tanıtılacak

0

Otonom sürüş teknolojisi otomobilleri olduğu kadar kamyonları da etkileyecek. Özellikle mal taşıma konusunda otonom araçların devreye girmesi, yorulmadan, duraksamadan ve minimum yakıt harcayarak mal taşıyacak kamyonların, lojistik maliyetlerini düşürerek ticarette önemli bir rekabet fırsatı yaratması bekleniyor.

Tesla şimdi bu alanda kendisine önemli bir kapı aralayacak bir aracını tanıtmaya hazırlanıyor. Elon Musk’ın daha önce bahsettiği elektrikli tırı 26 Ekim’de medyaya tanıtılacak. Tesla için burada önemli olan detay, tırın elektrikli olması kadar, Autopilot özelliğine de sahip olması. Bu da tırın şehirlerarası yollarda, neredeyse hiç şoföre ihtiyaç duymadan hareket edebilecek olması.

Ancak yasalar henüz buna izin vermediği için ve Tesla’nın aracı “otonom” olarak tanıması da mümkün olmadığından, otonom sürüş yetenekleri sürüş destek sistemleri olarak tanıtılacak. Fakat herkes farkında ki Elon Musk, A şehrinde B şehrine tüm yükünü şoförsüz olarak taşıyan otononm, robot tır filolalarının kurulmasını hayal ediyor ve yeni tanıtacağı tır de bu hayalinin gerçekleşimesi yolundaki ilk adımı olacak.

Elon Musk yeni “canavarı” görmenin ve test etmenin gerçek üstü bir deneyim olacağını anlatan bir tweet de atarak, Tesla’nın tırının otonom araç teknolojisinde bir çığır açacağının da işaretini vermiş oldu.

 

Kredi kartlarınıza dikkat edin!

0

Sosyal medyada çok sayıda güvenilir markanın unvan, logo ve benzeri kurumsal kimlik bilgileri kullanılarak ve internet siteleri taklit edilerek sahte kampanya kurgularıyla yapılan dolandırıcılık girişimlerine karşı dikkatli olmak gerekiyor! Tüketicilerin bu tür girişimlerden korunmaları için kampanya içeriğini ilgili markanın orijinal ve güvenilir internet sitesinden kontrol etmesiyse büyük önem taşıyor.

Ünlü markalar üzerinden dolandırıcılık nasıl yapılıyor?

Dolandırıcılığın çalışma prensibi oldukça düşünüldüğünden çok daha basit. Sosyal medya kullanıcılarına, bilindik pek çok markaya ait sahte indirim kuponları veya hediye çekleri kullanımı içeren mesajlarla birlikte ilgili linkler iletiliyor. Kullanıcılar bu linklere tıklayarak markaların sitelerine birebir benzeyen sahte sitelere yönlendiriliyorlar. İşte bu şekilde kişisel ve finansal bilgileri elde edilmeye çalışılıyor. 

Kullanıcıların karşılaşabileceği durumlar insanların korku, heyecan, heves gibi belli duygularını kontrol altına almak isteyen sosyal mühendislik yöntemleri neticesinde şifre ve kullanıcı bilgilerinin ele geçirilmesini hedefliyor. Sosyal medya kanalları dışında dolandırıcıların kullandığı senaryolardan birkaç tanesi şöyle:

  • Hesabınızdan/kartınızdan işlem gerçekleştirilmiş. İşlemi iptal etmek/iade almak için şifrenizi söyleyiniz/tuşlayınız.
  • Hesaplarınıza Rusya’dan siber saldırı gerçekleştiriliyor. Hesaplarınıza bloke koymak için şifrenizi söyleyiniz/tuşlayınız.
  • Geriye dönük kredi/kredi kartı ücretlerini iade edeceğiz. İşlemi gerçekleştirmek için şifrenizi söyleyiniz/tuşlayınız.
  • Sigorta primlerinizi iptal edeceğiz. İşlemi gerçekleştirmek için şifrenizi söyleyiniz/tuşlayınız.

Sahte kampanyalardan ve dolandırıcılardan nasıl korunabilirsiniz?

Kart ve bankacılık işlemlerinizi daha güvenli gerçekleştirip bilgilerinizi korumak birkaç küçük tedbir ile mümkün. Tüketicilere cazip teklifler sunan, inandırıcı senaryolarla kişisel ve finansal bilgilerine ulaşmayı hedefleyen bu tür dolandırıcılık girişimlerine karşı aşağıdaki önerileri dikkate almalarını tavsiye ediyoruz:

  1. Şifrenizi ve finansal bilgilerinizi her ne olursa olsun telefon, SMS veya e-posta aracılığıyla size ulaşan kimseyle paylaşmayın/tuşlamayın.
  2. Herhangi bir kampanya içeriğinin ilgili markaya ait olup olmadığını, markanın orijinal ve güvenilir internet adresinden kontrol edin.
  3. Kampanya içeriğinde kullanılan bağlantının ilgili markanın orijinal ve güvenilir internet adresiyle birebir aynı olduğundan emin olun.
  4. Banka logosu ve adı kullanılsa dahi kişisel bilgilerinizi isteyen e-postalara ve sitelere yanıt vermeyin.
  5. SMS ile gelen şifrelerinizi, kart bilgilerinizi kimseyle paylaşmayın/tuşlamayın.

Avustralya donanmasına Google Glass desteği

0

Sivil hayatta kullanıcılarının dayak yemesine neden olduğu için Google’ı hayal kırıklığına uğratan artırılmış gerçeklik gözlüğü Google Glass, kurumsal alanda ise büyük ilgi görüyor. Google, gözlüğü farklı kurumlar için işlevsel yazılımlar ve uygulamalarla özelleştirerek, cihazı kurumların teknik uzmanlarının kullanımına sunuyor. Bunların arasında dev hastaneler, inşaat şirkerleri, pazarlama şirketleri gibi kurumlar bulunuyor. 

Google şimdi, Avustralya Donanması’nı da müşterileri arasına katmak üzere gibi görünüyor. The Royal Australian Navy Fleet Air Arm (FAA), ya da kısaca Avustralya Donanması, Google Glass gözlüklerinin donanma teknisyenleri tarafından kullanılması için bir pilot program başlattı. Eğer denemeler başarılı sonuç verirse, donanma teknisyenleri artık artırılmış gerçeklik gözlükleri ile çalışacak.

Google Glass’ın kullanıma girmesiyle beraber teknisyenlerin tablet kullanımını sonlandırması ve tamiz/bakım süreçlerini daha hızlı sonuçlandırmaları bekleniyor.

 

Intel ve Fiat otonom sürüş için anlaştı

Otonom sürüş teknolojileri alanındaki rekabet, teknoloji firmalarının büyük yatırımları ile devam ediyor. Sadece bilgisayarlar için işlemci üreterek ayakta kalamayacağını fark eden Intel’in, geçtiğimiz yıllarda otonom sürüş teknolojisi alanına girmek için milyarlarca dolarlık satın almalar ve yatırımlar yaptığını biliyoruz. Intel şimdi, rakipleri Waymo ve Nvidia’ya karşı önemli bir zafer kazanmış görünüyor.

Halihazırda otonom sürüş konusunda Waymo ile çalışan Fiat Chrysler, Google’ın otonom sürüş programına hibrid minivanı Pacifica’yı verirken, Waymo’dan da teknoloji transferi sağlıyor. Fiat şimdi otonom sürüş teknolojisi konusunda Intel’den de destek alarak, farklı teknolojilerin faydalarını araçlarına adapte etme yoluna gideceğini göstermiş oldu. Böylece Intel de daha önce Waymo tarafından sahiplenildiği düşünülen Fiat Chrysler’a kendi teknolojilerini satma imkanına kavuşmuş oldu.

Fiat’ın bu kararı aynı zamanda Intel’in Mobileye ve diğer otonom sürüş teknolojilerini satın alırken ne kadar doğru bir hamle yaptığını da ortaya koyuyor zira Fiat Chrysler, Intel’in elindeki güçlü teknolojiler olmadan rekabetçi bir otonom araç modeli üretemeyeceğini düşündüğünün altını çizmiş oldu. Bu hamle, diğer üreticilerin de Intel’e yakınlaşmasını ve Intel’in sektörde güçlü bir paya sahip olmasını sağlayabilir.

 

Slack, paylaşılan kanal özelliğini duyurdu

0

5 milyar dolara ulaşan değeri ile hızla yükselen bir startup olan Slack, kısa sürede kurum içi iletişimde önemli rol oynayan bir araca dönüştü. Slack’i satın alarak Office ürününün içine katmak isteyen Microsoft’un ise bunu başaramayınca Slack’e rakip olarak kendi kurumsal iletişim / proje yönetim yazılımı Teams’i yayınladığını unutmamak gerekiyor.

Slack şimdi, önemli bir özelliği hizmete sokarak, farklı kurum ve organizasyonlarda çalışan insanların Slack hesapları üzerinden ortak projelerde bir araya gelebilmesinin önünü açtı. Bir kurumdaki slack ekipleri, Paylaşılan Kanal linkleriyle başka bir kurum veya organizasyondaki kişileri, sınırlandırılmış bir Slack penceresi içinde özel bir proje üzerinde tartışmaya davet edebilecekler. Davete katılarak kanal gelen diğer kurumun çalışanları ise, Slack ekibinin diğer projelerdeki tartışmalarını göremeden ama kendi kanallarındaki tartışmaya katılarak, projelerin işleyişini takip edebilecekler.

Slack bu özellik sayesinde, daha fazla kurumun ve ekibin Slack kullanmaya motive olmasını bekliyor. Slack’ın halihazırda 6 milyon günlük aktif kullanıcısı ve 2 milyon ücretli kullanıcısı bulunuyor. Ancak Slack’ın kullanıcı rakamlarını milyarlara ulaşan Messenger gibi platformlarla karşılaştırmamak gerekiyor. Kurumsal bir proje yönetim yazılımı olan Slack’ın kullanıcılarının çoğunluğu Fortune 500 listesinde yer alan dev şirketlerin çalışanlarından oluşuyor.

Çin, ABD’den hurda alımını yasaklıyor mu?

On yıllardan beri gemiler, geri dönüşüm için Amerika’dan Çin’e konteynerlerle hurda taşıyordu. Şimdi bu “yıllık 5 milyarlık” ticaret sona erme riskiyle karşılaştı.


Pekin, Dünya Ticaret Örgütü‘ne, ABD’den gelen ve içinde plastik türleri ve değişik kağıtlar da bulunan 24 tür katı atığın ithalini yasaklamayı düşündüğünü bildirdi.  

Çin yönetimi yasağın Eylül ayı itibariyle başlayacağını açıkladı. Bu çerçevede Institute of Scrap Recycling Industries (ISRI) toplam sektör ticaretinin beşte birinin riske girdiğini belirtti. Bu kurumun yetkililerinden Adrina Adler, Çin hükümetinin uygulamalarını saygıyla karşıladıklarını, ancak yeni duruma geçiş için biraz zamana ihtiyaç duyduklarını söyledi.

Hurda paylaşmak ABD’yi rahatlatıyordu

Hurda sektörü, ABD’nin Çin’e yaptığı ihracatta, büyüklük bakımından, 6. sırayı alıyor. ABD geri dönüşüm endüstrisi için metal, kağıt, plastik, kauçuk ve elektronik atık bolluğunu Çin hurda dönüştürücüleriyle –ihraç yoluyla– paylaşmak bir tür rahatlama olanağı sağlıyordu.



Bazı hurda türlerine Çin tarafından getirilen yasağın, çevre kirliliğine yol açması çevreye zarar vermeleri kaygısından kaynaklandığı biliniyor. Bu, Çin’in son dönemde sürdürdüğü çevrecilik ve ekoloji anlayışıyla da son derece uyumlu.