Gerçeğe en yakın 3D deneyimi

0
Mirage304KChristie tarafından yeni geliştirilen ve Türkiye profesyonel görüntü sistemleri pazar lideri Astel Elektronik güvencesiyle 2015 Sonbahar aylarında Türkiye’de satışa sunulacak olan Christie Mirage 304K, Japonya’nın en büyük 3D ve yüksek çözünürlüklü görüntü teknolojileri fuarı olan IVR’da tanıtıldı. Gerçeğe en yakın 3D deneyimini yaşatacak olan Christie Mirage 304K, fuardaki tanıtımının ardından ön sipariş talebi fazlalığı ile dikkat çekti. Christie Mirage 304K’da kurumsal ve görüntüleme uygulamalarını farklılaştıracak artı-değerler! Otomotiv, lokasyon-bazlı eğlence, kamu, askeri, bioteknoloji ve enerji gibi çok çeşitli sektörlerde kullanılacak 3D uygulamalar ve gelişmiş görüntüleme çözümleri düşünülerek özel olarak tasarlanan Christie Mirage 304K; 3D teknolojisinden ve tekli ya da çoklu kanal ekran kullanımından güç alan kurumsal ve görüntüleme uygulamalarını farklılaştıracak artı-değerler yaratıyor. 30,000 lümen parlaklığa ve 3-çip DLP görüntü teknolojisine sahip olan ve Christie TruLife Elektronik platformundan aldığı güç ile 1.2 Gigapiksele varan video-işleme desteği sunan Christie Mirage 304K; DisplayPort, HDMI ve HD-SDI’ın da aralarında bulunduğu zengin arayüz seçenekleri ile benzersiz özellikler taşıyor. Konseptten tasarıma kadar süren tüm araştırma ve prototip geliştirme aşamalarında risk ve maliyetleri minimize ediyor! Dahili Christie Twist özelliği ile kavisli ekran veya blend edilmiş çoklu-projektör uygulamalarında kullanılabilen Christie Mirage 304K’nın üstün görüntü kalitesi, yüksek renk performansı ve renk uyumu ile ürün geliştirme sürecinde benzersiz bir görsel kesinlik sağlıyor. Bu özellik,  konseptten tasarıma süren araştırma ile prototip geliştirme aşamalarındaki risk ve maliyetleri de minimize ediyor. Christie Mirage 304K dayanıklı tasarımı ile 7/24 güvenilir bir operasyonun güvencesi olurken, stereoskopik 3D teknolojisi ile kompleks verilerin görüntülemesini ve daha paylaşımcı bir iş ortamının geliştirilmesine de önayak oluyor. Yeni Christie Mirage 304K, profesyonel görüntü sistemlerinde sınırları zorluyor! Christie Mirage 304K’yı Türkiye pazarına sunacak olan Astel Elektronik’in Pazarlama Direktörü Kaan Kısakol; 360 derece 3D projeksiyon, 4K çözünürlük ve 120Hz tazeleme hızının aynı cihazda bir araya getirilmesinin projeksiyon teknolojilerinde devrimsel bir yeniliğe işaret ettiğini vurguladı. Kaan Kısakol, “En ileri 3D projeksiyon ve görüntüleme çözümlerini geliştiren ve uygulayan Christie, yeni Mirage 304K ile profesyonel görüntü sistemlerinde sınırları zorlamaya devam ediyor. Christie Mirage 304K, Christie’nin patentlediği 6-cıva lambalı aydınlatma sistemine sahip ve gerçek 120Hz hızında çalışıyor. Türkiye’de de ön sipariş taleplerine açılan Christie Mirage 304K ile müşterilerimize dünyanın en unutulmaz görsel deneyimlerini yaşatacak, tam da ihtiyaçları olan çözümü sunuyoruz” dedi.  

Vodafone ve Huawei’den 5G imzası

0
Vodafone+Turkiye+CEO+su+Gokhan+OgutTüm dünyada genişbant teknolojilerine öncülük eden Vodafone, 2020’de hayata geçirilmesi planlanan 5G çalışmalarını hızlandırıyor. Mobil genişbantın son teknolojisi olan 5G’yi global standart haline getirebilmek için stratejik işbirlikleri gerçekleştiren Vodafone, şimdi de Çinli teknoloji şirketi Huawei ile uluslararası bir mutabakat metni imzaladı. Anlaşma kapsamında her iki şirket stratejik işbirliği doğrultusunda ortak bir çalışma grubu oluşturarak 5G testleri gerçekleştirecek ve kendi alanlarında birikimlerini bir araya getirecek. Vodafone Grubu daha önce 5G teknolojisinin araştırılması konusunda 2013 yılında Surrey Üniversitesi ve Carnegie Mellon Üniversitesi ile birlikte çalıştığını duyurmuş ayrıca Dresden Teknoloji Üniversitesi’nde dünyanın ilk 5G laboratuarını kurduğunu ilan etmişti. Mobil hayatı kökten değiştirecek teknoloji, rekabetçi dijital bir ekonominin temellerini atacak Araştırmacılar, henüz geliştirme aşamasının ilk evresinde olan 5G teknolojisiyle, mobil şebekelerin hız, esneklik ve sistem zekâsı gibi özelliklerinde köklü gelişmeler yaşanacağını tahmin ediyor. Buna göre, 5G teknolojisiyle birlikte, gecikme süreleri ciddi biçimde kısaltılarak yeni nesil makinelerarası iletişim (M2M) ve Nesnelerin İnterneti (Internet of Things-IoT) uygulamaları hayata geçirilebilecek. Tek bir şebekeye aynı anda çok sayıda cihazın bağlanması mümkün olabilecek. Spektrum verimliliğini artırması, ultra hızlı mobil şebeke erişimini genişletmesi beklenen 5. Nesil mobil iletişim teknolojisinin her aşamasını test edip araştırma geliştirme faaliyetleri yürütecek olan Vodafone ve Huawei’nin imzaladığı mutabakat anlaşmasının bu teknolojinin hayata geçirilmesi için oluşturulacak standardın belirlenmesinde kritik bir rol oynaması bekleniyor.  İlk 5G uygulamalarının Güney Kore’de gerçekleştirilecek 2018 Kış Olimpiyatları’nda ve 2020’de Tokyo Olimpiyatları’nda yapılması öngörülüyor. Vodafone Türkiye CEO’su Öğüt: Vodafone gelecek teknolojilerin Ar-Ge’sinde her zaman öncü adımlar atıyor, biz de global birikimimizi Türkiye’ye taşımak için sabırsızlanıyoruz İki şirket arasındaki işbirliği hakkında değerlendirmelerde bulunan Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt, son genişbant teknolojileri için atılacak her adımı önemsediklerinin altını çizdi. Öğüt şöyle konuştu: “Tüm dünyada telekomünikasyon sektöründe teknolojik gelişmelere öncülük eden bir şirket olarak, müşterilerimize mükemmel veri kullanım deneyimi yaşatmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geçen sene içinde 5G teknolojisi için çok önemli bir adım atarak dünyanın ilk 5G laboratuvarını kuran ve bu laboratuvarda, araştırmacılara, şebeke donanım ve yazılımı, bilgisayar çipleri, spektrum ve bulut bilişim konularında 5G odaklı test ve değerlendirmeler yapma imkânı sunan Vodafone Grubu’nun şimdi de Çinli teknoloji şirketi Huawei ile atacağı adımların bu teknolojinin standartlarının oluşması için çok önemli olduğunu düşünüyoruz.” 2015/2016 finansal yılının Nisan – Haziran aylarını kapsayan döneminde abonelerinin data kullanımlarının %171 büyüdüğüne dikkat çeken Öğüt, “Bu artan talebi en iyi şekilde karşılamak için frekans ihalesinin 26 Ağustos’ta yapılacak olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu frekans ihalesi ile birlikte Türkiye’nin dijital dönüşümü için en son genişbant teknolojilerini Türkiye’ye getirecek olmanın heyecanını duyuyoruz. Hem yapılacak frekans ihalesi ile hem de Grubumuzun Huawei ile yaptığı anlaşma gibi 5G için atılan tüm adımları yakından takip ederek ülkemizi dijital dönüşüm yolunda ileri taşımaya devam edeceğiz” dedi. “İki teknoloji devinin yaptığı işbirliği heyecan verici”
 Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Huawei Merkez Asya ve Kafkasya Bölgesi Genel Müdürü  Liu Hong Yun ise şu şekilde konuştu: 
 “5G teknolojisi bağlantılı makinalar ve birbirine bağlı insanlar arasında zamandan ve mekândan bağımsız bir ağ oluşturmaktadır. 5G’nin kablosuz ağları, kapasiteyi 1000 kat artırarak, en az 100 milyar cihazın birbiri ile bağlantısını 10 GB/saniye gibi bir cevap süresi içinde sağlayacaktır. Dünyanın lider 5G çözümleri sunan bir şirketi olarak, 5G’nin tüm bilişim endüstrisinin evrimini inanılmaz hızlandıracağını, geniş tabanlı servis ve uygulamalara hayat verecek bir teknoloji olduğunu düşünüyoruz. Vodafone ile Huawei arasındaki  bu ölçekte bir işbirliğinin yeni teknolojilerin gelişmesi açısından son derece heyecan verici bir fırsat olduğuna inanıyoruz. Bizim için önemli bilişim merkezlerinden biri olan Türkiye’de de 5G’nin inşasına katkıda bulunmayı önemsiyor ve bu konuda yapacağımız yatırımlarla kendimize güveniyoruz.”

Şirketler için mekanik “Like” sayacı Smiirl

0
4-3-kilikioDijital dünya ile sanal dünya arasında bağ kurmak kolay iş değil. Küçük veya orta ölçekli işletmelerin kendilerini müşterilerine tanıtmak için büyük çaba sarf ettiğini hepimiz biliyoruz ve bu çabanın önemli bir bölümü de sosyal medyadaki etkinliklere yoğunlaşıyor. Yeni bir kafe/restoran açıldığında, Instagram üzerinde yayınladığı menü/misafir fotoğrafları o kafeye daha fazla müşteri çekmek için büyük önem taşıyor. Yeni ortaya çıkan bir butik, bulunduğu semtte çok meşhur olabilir ama semt dışından gelen potansiyel müşterilere kendilerini tanıtmak için, Facebook’ta ne kadar popüler olduğunu göstermesi büyük önem taşıyabiliyor. İşte bu gibi durumlarda, KOBİ’lerin müşterilerine sosyal medya popülaritesini mağaza vitrininde gösterebilmesi için ortaya çıkan Fransız girişimi  Smiirl, Avrupa’da şimdiden çok popüler hale gelmiş durumda. Şimdiden 400 bin Euro yatırım alan Smiirl’in tüm yaptığı ise, dijital dünyadaki sosyal medya hesaplarını gerçek dünyadaki “mekanik” bir sayaca bağlamak. Tüketicilere çok sempatik görünen bu çözüm sayesinde, bir mağazaya girerken, onun sosyal medyada ne kadar popüler olduğunu da görebiliyorsunuz. İşletmecilerin büyük ilgisini çeken bu mekanik sayaçların dünyanın farklı bölgelerinde, dijital veya mekanik olarak farklı şekillerde kopyalanması da an meselesi. Kısacası, yakın zamanda mağazaların girişlerinde, şirketlerin ön ofislerinde Facebook, Instagram, Twitter popularitesini gösteren minik panolar gördüğümüzde şaşırmayalım, bu küçük sayaçlar işletme dünyasının yeni modası olacak gibi görünüyor.  

Etohum yedi yaşında

0
Etohum_AnkaraGelecek vadeden başarılı girişimcileri yatırımcılarla buluşturarak 2008’den bu yana yeni ekonominin hareketlenmesinde aktif rol oynayanEtohum, farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerden üniversitelerin kuluçka merkezlerine, dünya çapındaki yatırımcı ve mentorlardan risk sermayesi şirketlerine kadar girişimcilik ekosistemini oluşturan tüm aktörlerle işbirliği halinde çalışarak, yedi yıl içinde Türkiye’yi ve girişimcileri yepyeni bir dünyayla tanıştırdı. Bu süre içinde Türkiye’de iş dünyasının ve ekonomik kültürün çok da hoşnut olmadığı “başarısızlık” kavramı üzerine özel bir zirve bile düzenleyen Etohum, her seferinde girişimcilerin, hayallerin ve düşüncelerin sınırlarını zorlamayı başardı; daha iyisini yapmak ve daha ileri gitmek için girişimcilere ve yatırımcılara ilham verdi. Her yıl düzenlenen Startup İstanbul buluşmasını bölgenin en önemli internet ve girişimcilik etkinliği haline gelen Startup Turkey konferasıyla destekleyerek Türkiye’den çıkan girişimcileri dünya girişimcilik arenasına taşımayı başaran Etohum, Avrasya’dan Afrika ve Avrupa’ya kadar artan bir ivmeyle her yıl yaklaşık 50 ülkenin temsilcilerini ağırlamaya başladı. Artık gelenekselleşen San Francisco ve Londra organizasyonları ise, girişimcilerin ve yatırımcıların ufkunu genişletmeyi, “network” adı verilen o kritik iş bağlantılarını okyanus ötesine taşımayı başardı. Etohum, kitlesel fonlamadan halk ulaşım bilgilendirme sistemlerine, mobil oyun geliştiricilerden yenilikçi online yayıncılık çözümlerine kadar pek çok farklı alanda geleceğin teknolojilerini yaratma hedefiyle yola çıkan girişimleri destekleyerek, her seferinde yelpazeyi biraz daha büyüttü. Yedi yılda “girişimciliğin 5n1k’sı”nı yazan Etohum, Türkiye’nin girişimcilik haritasını renklendirdi. Nereden nereye? “Yedi yıl kulağa çok uzun bir süre gibi gelmese de aslında yedi yıl öncesine göre çok şey değişti” diyen Etohum Kurucusu Burak Büyükdemir, dünden bugüne girişimcilik ekosistemini şöyle özetliyor: “Bu süreçte girişimcilik ‘bir işte dikiş tutturamayanların hayali’ olmaktan, milyon dolarlık şirketler yaratan bir iş tercihine dönüştü. Başlarda neredeyse hiç yatırımcının bulunmadığı ekosistemde, bugün birçok önemli yatırım platformu bulunuyor. O günlerde küçük toplantı odalarında yapılan girişimci buluşmaları, bugün en büyük konferans salonlarına taşınmış durumda. İlk Startup Turkey’i 40 kişiyle düzenlemiştik. Bu yıl ise Startup Turkey 2015, dünyanın dört bir yanından gelen 1.500 kişiyi buluşturdu. Elbette yolun başlarında olduğumuzu biliyoruz. Türkiye’de girişimciliğin gitmesi gereken uzun bir yol var. Ancak yedi yılda hep birlikte önemli işler başardık ve Türkiye ekonomisine önemli girişimler kazandırırken melek yatırımcılığın gelişmesi adına Bireysel Katılım Sermayesi Sistemi’nin geliştirilmesi için çok çabaladık. Bir sonraki yedinci yılımızı kutlarken de tüm ekosistemin çok daha ilerlemiş olacağından eminiz. Bu yolda bizlerle birlikte olan tüm iş ortaklarımıza, destekçilerimize ve girişimcilerimize teşekkür ederiz. Birlikte nice yıllara!” Rakamlarla 7 yılda Etohum Etohum 7 yılda Startup Turkey, Startup İstanbul, Girişimcilik Zirvesi, Başarısızlık Zirvesi, Master in Growth, Etohum Café gibi her yıl düzenlenen 350 toplantıya 70.000 katılımcı çekti, toplantılar sırasında online olarak 400.000 tekil kullanıcıya ulaştı. Bu sure içinde birbirinden farklı girişimcilerin ve yatırımcıların yer aldığı 1500’ü aşkın online video üreten Etohum’un web sitesi de 7 yılda 1.350.000 erişim aldı.   Etohum 2008-2015 yılları arasında 12.000 girişimci başvurusu aldı, bu başvurular arasından 1.900 girişimciyle yüz yüze görüştü. Etohum’un zorlu süreçleri sonunda seçilen 250 girişimin yarısı ise 7 yıl sonunda hala ayakta kalmayı başarırken, Etohum’un ortak olduğu 60 girişimden 20’si girişimcilik ekosisteminde önemli bir konuma ulaştı.

VMware vCloud Air kullanıma hazır

0
vmware-vcloud-air-nsx-apiBitnami ve VMware, vCloud Air OnDemand için “tek tıkla” Uygulama ve Geliştirici Yığınları Kurulumu’nu mümkün kılan yeni VMware vCloud Air hizmeti ile kullanıcıların karşısına çıktı. VMware vCloud Air, işletmelere kendi sistemlerindeki BT altyapısını kesintisiz bir şekilde genel bulut üzerinde yapılandırma şansı tanıyor. Ortaya çıkan hibrit bulut, müşterilerin mevcut uygulamalarıyla uyumlu çalışabildiği gibi, aynı zamanda işletmelerein bulutta çalışabilen yeni uygulamalar geliştirmelerine yardımcı oluyor. Bu da işletmeler için güvenli ve güvenilir bir ortamda iş süreçlerine çeviklik ve üretkenlik katıyor. VMware vCloud Air OnDemand için geliştirilen Bitnami Launchpad ise, farklı ölçeklerdeki bulut ortamlarında yalnızca birkaç tıkla başlatılabilen, tümüyle yapılandırılmış ve kullanıma hazır bulut şablonları sunuyor. Bu özellik, herhangi bir ek ayar gerektirmeden kullanıcıların uygulamaları yapılandırmasını ve geliştirme ortamları tasarlamasını kolaylaştırırken, aynı zamanda bulutla ilgili zorlukları ortadan kaldırarak kullanıcılara çok daha fazla sayıda çalıştırılabilir uygulama sunuyor ve hibrit bulutta uygulamalarını çalıştırmak isteyen kullanıcılar için düşük sürtünmeli bir yol oluşturuyor. Bitnami’nin önceden yapılandırılmış ve optimize edilmiş bulut görüntüleri kolay çalıştırılabilecek şekilde tasarlandı. Teknik detaylara hakim olan ve olmayan tüm kullanıcılar için bulutta uygulama çalıştırmayı kolaylaştıran hizmet, sürekli olarak uygulamaları güncelleyerek kullanıcı deneyimini en üst seviyeye taşıyor. Kullanıcılar, VMware vCloud Air Bitnami Launchpad sayesinde dakikalar içinde bulut üzerinde uygulamaları çalıştırabiliyor. Bitnami, aynı zamanda eksiksiz ve standart hale getirilmiş geliştirme yığınları ve araçları sayesinde uygulama geliştirmek ve test etmek için ideal bir hizmet olarak kullanıcıların karşısına çıkıyor ve Drupal, Joomla, WordPress gibi çok sayıda popüler sunucu yazılım görüntüleri için en geniş kaynağı sunuyor. Bitnami COO’su Erica Brescia, “Bitnami bünyesindeki sanal makine görüntüleri, Bitnami kullanıcıları arasında son derece popüler oldu. VMware vCloud Air OnDemand’i destekleyen hizmetimiz, kurumsal kullanıcılarımızın özel bulut ve genel bulut ortamları arasında uygulamalarını kesintisiz bir şekilde taşıma imkanı tanıyor” diyor. VMware Bulut Hizmetleri Ürün Yönetimi Kıdemli Müdürü Michael Cincinatus ise, işbirliğiyle ilgili olarak sözlerini şöyle sürdürüyor: “vCloud Air OnDemand’e tık tıkla uygulama ve geliştirici yığınları kurulum özelliğini getirmek amacıyla Bitnami’yle birlikte çalıştığımız için son derece mutluyuz. VMware vCloud Air için geliştirilen Bitnami Launchpad sayesinde kullanıcılar, kendi sistemlerindeki altyapıyla uyumlu bir şekilde hibrit bulut üzerinde uygulamalarını çalıştırabilecekler.”  

Yazılım dünyasında Windows 10 çağı

0
Windows_Store_ledeYazılım dünyasının, mobil uygulamalar ile büyük bir değişim geçirdiğini görmezden gelmek mümkün değil. Bir zamanlar büyük kutular içinde, yüzlerce dolar ödeyerek satın aldığımız yazılımlar, internetin yaygınlaşmasıyla önce online dağıtıma geçtiler, mobil cihazların herkesin cebine girmesinden sonraysa, “uygulama marketi” denilen ve müşterilerin cep telefonundan kolayca ulaşıp, birkaç dolar ödeyerek yazılım satın alabildikleri yeni nesil pazara adapte oldular. Yazılım geliştiricileri, mobil uygulamalar sayesinde, bir anda milyonlarca kullanıcıya erişebildiklerini, yazılımı ücretsiz verdiklerinde bile reklam ve veri pazarlaması üzerinden büyük kazançlar elde edebildiklerini fark ettiler. Microsoft bu yeni dinamiğe, Windows 8 sayesinde giriş yapmayı hayal ediyordu. Hem mobil hem de masa üstü uygulamaları birleştireceğiz bir uygulama marketi sayesinde hem bireysel hem de kurumsal müşterilerini, Microsoft’un uygulama pazarına dahil ederek, dünyada Windows ortamı için geliştirilen her yazılımdan, her uygulamadan kazanç sağlayacaktı ama olmadı çünkü Windows 8, kullanıcıların tüm isteklerini, şikayetlerini, uyarılarını göz ardı edilerek geliştirilmişti ve işletim sistemi piyasaya çıktığında çok büyük tepki aldı. Microsoft’un CEO’su Steve Ballmer’ın istifasıyla sonuçlanan Windows 8 faciası, bugün yeni Windows 10 işletim sisteminin piyasaya resmen sürülmesiyle sona erecek gibi görünüyor. Microsoft, tüm Windows 8 ve Windows 7 işletim sistemlerini ücretsiz olarak Windows 10’a yükselteceğini de açıkladı. Yani Windows 10, bir anda on milyonlarca kullanıcıya ulaşacak. Üstelik Windows 10’un, kullanıcı geri bildirimleri dikkate alınarak, kulanıcıların istekleri doğrultusunda, açık ve şeffaf bir şekilde geliştirildiği için, karşımıza kötü bir sürpriz çıkmayacağını da biliyoruz. 4 milyondan fazla test kullanıcısı tarafından aylardır test edilen Windows 10 için kullanıcılar çoktan tam puanı verdiler. Şimdi sadece onu daha fazla Windows kullanıcısına ulaştırmak gerekiyor. Microsoft bunu da, ücretsiz yükseltmeler sayesinde hızla gerçekleştirecek. Windows 10, milyonlarca yeni kullanıcıya ulaştığında ise yazılım dünyası için yeni bir çağın başladığına şahit olacağız. Fotoğraf işlemek için yeni bir yazılıma ihtiyacı olan Windows 10 kullanıcıları, işletim sistemi içine gömülü uygulama pazarına girip, beğendikleri uygulamayı seçip yükleyecekler. Dosya sıkıştırma işlemi için yeni bir uygulamaya ihtiyacı olan kullanıcılar da aynı işlemi yapacaklar. Kelime işlem/ ofis yazılımlarına ihtiyacı olanlar, yedekleme yazılımlarına ihtiyacı olanlar, antivirüs’e ihtiyacı olanlar veya aklımıza gelecek diğer tüm yazılımlar artık görev çubuğuna iğnelenmiş uygulama mağazasına tek tıkla ulaşarak kolayca alınabilecek. Kısacası, Microsoft’un Windows yazılımlarını tek bir mağazada ve kendi kontrolü altında birleştirme hayali nihayet gerçek oluyor. Artık satılan her Windows yazılımı için Microsoft’a komisyon ödenecek, ücretsiz uygulamaların kazandığı reklam gelirleri için Microsoft’a payı verilecek. Diğer bir deyişle, yazılım sektörü, mobil uygulama devriminden sonra yeni bir dönemece giriyor ve bu yeni kulvar Windows 10 ile koşulacak. Windows 10, Microsoft için önceki işletim sistemlerinden çok daha farklı bir anlama sahip olacak çünkü Microsoft bundan sonra tüm enerjisini işletim sistemi satmaya yoğunlaştırmak yerine işletim sistemlerini ücretsiz dağıtacak veya PC üreticilerine çok düşük fiyatlarla ulaştıracak, gelirini ise Windows uygulama mağazasında satılan yazılımlardan sağlayacak. Bakalım bu yeni dönem, yazılım endüstrisini nasıl etkileyecek?  

Teknoloji yöneticilerine veri güvenliği simülasyonu

0
CIO_Simulasyon_1İnternet ve veri güvenliğinde 25 yıllık tecrübesiyle küresel çözüm sağlayıcı Trend Micro, dünya genelinde siber suçlarla mücadele etmenin yanında bilinçlendirme faaliyetlerine de devam ediyor. Trend Micro’nun bilgi teknolojileri yöneticilerine yönelik hazırladığı ve sürekli yeni içeriklerle güncellenen CIO Security Center, kullanıcıların beğenisine sunuldu. Yeni CIO Security Center’da kurumların veri güvenliği problemleriyle ilgili öngörüler ve tavsiyelerle birlikte endüstrideki son trendlerin değerlendirildiği uzman görüşlerine de yer verilecek. Bu sayede teknoloji yöneticilerinin gelişen tüm tehditlerden anında haberdar olmalarını sağlayacak faydalı bir bilgi kaynağı oluşturulması amaçlanıyor. Trend Micro profesyonellerin yanında veri güvenliği konusuna meraklı olan tüm kullanıcılar için yepyeni ve eğlenceli bir interaktif veri güvenliği oyununu kullanıcıların beğenisine sunuyor. Oyuncuların The Fugle isimli bir şirketin CIO’su rolünde mücadele ettikleri Targeted Attack: The Game’de, ne pahasına olursa olsun şirketlerini veri güvenliği saldırılarından korumaları gerekiyor. Karşılaştıkları durumları herhangi bir zarar görmeden ve şirketin diğer departmanlarının istekleriyle çatışmadan çözmeye çalışacak olan oyuncular aldıkları kararlarla ne kadar başarılı birer CIO olduklarını göstermeye çalışacaklar. Bu süreçte The Fugle isimli hayali şirketi, maruz kaldığı siber saldırılardan korumaya çalışacaklar. Her seçeneğin farklı bir sonuca neden olduğu oyunda oyuncuları hem bütçeyi doğru yönetmek hem de doğru kararlar alıp başarıya ulaşmak için eğlenceli bir mücadele bekliyor. ‘Targeted Attack: The Game’ oynamak için: http://apac.trendmicro.com/apac/targetedattacks/
Trend Micro CIO Security Center: http://ciocenter.trendmicro.com/h/

Huawei 2015’te 48,2 milyon akıllı telefon sattı

0
Mate7_imageDünyanın lider bilgi ve iletişim teknolojileri şirketi Huawei, 2015 ilk yarıyıl finansal sonuçlarını açıkladı. Huawei Tüketici Elektroniği İş Grubu, bu yıl da rekor düzeyde büyümeyle, yılın ilk yarısında 9,09 milyar dolarlık bir gelir elde ederek, geçen yılın aynı dönemine oranla %69 oranında gelir artışına imza attı. Mobil cihazlardan elde edilen satış geliri Huawei’nin tüm iş birimlerinden elde edilen gelirin %32’sini oluşturdu. Bu oran geçtiğimiz yıl %24 olarak açıklanmıştı. Yine bu dönemde, Huawei’nin mobil cihazlar bazındaki geliri 7,23 milyar dolara ulaştı. Bu oran aynı zamanda geçtiğimiz yıla kıyasla %87’lik bir artış anlamına geliyor. Huawei’nin son dönemde pazara sunduğu, orta seviyeden üst seviyeye kadar yüksek kaliteli akıllı cihazlar ve uyguladığı akılcı fiyat politikası, bu büyümedeki önemli etkenlerden bazılarıydı. Huawei Tüketici Elektroniği İş Grubu Başkanı Richard Yu, 2015 ilk yarısını şöyle değerlendirdi; “2015’in ilk yarısında elde ettiğimiz başarı, doğru iş stratejimizin ve yüksek kaliteli cihazlarımızın sonucudur. 2015’teki gelirimizi 16 milyar dolardan 20 milyar dolara yükselttik. Bu göz alıcı büyümeyi değerlendirirken, iş grubumuzun tüketici ihtiyaçlarını en iyi şekilde analiz etmesinden ve yenilikçi donanım ve yazılım ögelerini pazara sunmasının yarattığı farktan da söz etmemiz gerekir. AR-GE konusundaki ciddi yatırımlarımızı da bu döngüye eklediğimizde, Huawei’nin bu uzun soluklu yarışta tartışmasız bir şekilde sektörün kilit oyuncularından biri haline geldiğini söyleyebiliriz.” Huawei’nin Akıllı Telefon Sevkiyatı Pazarda Ses Getiren Boyutlara Ulaştı Küresel akıllı telefon pazarı, 2015’in ilk yarısında %7 oranında büyüdü. Huawei Tüketici Elektroniği İş Grubu, yılın ilk yarısında, geçtiğimiz seneye oranla %39’luk artışla toplam 48,2 milyon adet akıllı telefon sevkiyatı gerçekleştirdi. Orta-üst segment kategorisindeki ürünlerin sevkiyatı, geçtiğimiz yıla oranla %70 oranında arttı. Böylelikle toplam akıllı cihaz ürün sevkiyatının %31’ine ve toplam akıllı cihaz gelirinin %42,9’una eş değer bir büyümeye gerçekleşti. Orta-üst segment ürün kategorisinden elde edilen gelir, %388 oranında artarken, bu kategoriden elde edilen kar oranı da toplam kar oranına oranla %44 arttı. Bölgelere Göre Gelir Artışları Huawei küresel stratejisi doğrultusunda hem Çin hem de deniz aşırı pazarlar özelinde büyümesini sürdürüyor. Çin’deki gelirlerini geçtiğimiz yıla oranla %124 artıran Huawei, farklı bölgelerdeki gelir artışını ise %40’lar seviyesine kadar taşıdı. Batı Avrupa, Kuzeydoğu Avrupa, Güney Pasifik, Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgeleri, geçtiğimiz yıla göre sırasıyla, %45, %54, %41, %164 ve %48’lik oranlarla büyüme gerçekleştirdi[C1] . Huawei’nin İtalya ve İspanya’ya yönelik üst düzey akıllı telefon sevkiyatı ise geçen yıla oranla %293 ve %448 değerinde artış gösterdi. GFK[1] verilerine göre, Huawei akıllı telefon pazarındaki payını Ocak ayında %6,7, Şubat ayında %7,1, Mart ayında %7,8, Nisan ayında %8,1 ve Mayıs ayında %8,8 oranında artırdı. Yine GFK verilerine göre Huawei, Çin pazarında Samsung ve Apple’dan bugüne kadarki en yüksek pazar payını alarak Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran’da Pazar payını, sırasıyla %12,9, %13,6, %14,1 ve %15,2 oranlarında artırdı. Huawei İspanya’da %10,9, İtalya’da ise %9,2’lik pazar payına ulaştı. [C2] Huawei Amiral Gemisi Cihazları “5 Milyon” Bandına Ulaştı Huawei, 2015’in ilk yarısında amiral gemisi akıllı telefonlarından Huawei Mate7 ile Çin, Batı Avrupa, Ortadoğu, Güneydoğu Asya ve Güney Pasifik başta olmak üzere, dünya çapında 100’den fazla ülke ve bölgede, 5 milyon adetlik sevkiyat [C3] gerçekleştirdi. Huawei ayrıca P7 ile 100’den fazla ülke ve bölgede 7 milyonluk toplam satış rakamına imza attı. Huawei’nin son amiral gemisi P8 ise pazara sunulduğu tarihten bu yana son iki ay içinde, aralarında; Çin, Fransa, İspanya ve İtalya’nın da yer aldığı 52 pazarda, toplam 1 milyon adetlik satış rakamına ulaştı. Kurumsal Pazarda İstikrarlı Büyüme Huawei’nin kurumsal pazardaki gelişimini değerlendiren Huawei CFO’su Meng Wanzhou şunları söyledi; “Huawei, 2015’in ilk yarısında, üç iş grubunda da stabil ve sağlıklı bir büyüme gerçekleştirdi. Kurumsal pazarda yenilikçi ürün ve çözümlerimizde son derece etkin bir rekabete imza atarken, müşteri bazındaki bilinirliğimizi ve buna bağlı büyümemizi sürdürüyoruz. Yılın ilk yarısını başarıyla kapatmamızda pay sahibi olan bulut bilişim, depolama, ağ çözümleri birimleri ile akıllı şehir, finans, eğitim segmenti ürün ve çözüm departmanlarımıza ve Çin dışında faaliyet gösteren servis sağlayıcı pazarındaki temsilciliklerimize teşekkürlerimizi sunarız. Huawei’nin, izlediği doğru strateji ile tüm iş gruplarında istikrarlı büyümesini sürdüreceğini öngörüyoruz.” Markanın taşıyıcı iş grubu alanındaki faaliyetlerini de değerlendiren Meng Wanzhou, “Huawei geleceğe odaklı yatırımlarıyla, alanında lider olmanın avantajını en iyi şekilde kullanıyor. Yazılım tabanlı bulut bilişim gibi geleceğe odaklı ağ teknolojileri, SoftCOM stratejisi gibi operasyonel yenilikler, Huawei’nin yeni nesil yatırım alanları arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra 4G teknolojisi özelindeki güçlü yatırımlar, dünya veri trafiğinin artması ve dijital dönüşümle birlikte, bilgi teknolojilerinin gelişimi sürecinde önemli bir rol oynadı” dedi. Tüketici Gözünde En İtibarlı Markalardan Biri Haline Geldi Huawei 15 milyar dolarlık tahmini marka değeri ile 2015 BrandZ sıralamasında “En Değerli 16’ncı Teknoloji Markası” olarak yer aldı. Huawei geçen yıl da Interbrand’ın gerçekleştirdiği ‘Dünyanın En İyi 100 Markası’ sıralamasında yer alarak, bu listeye adını yazdırmayı başaran ilk Çinli şirket unvanına sahip olmuştu. Haziran ayı rakamlarına göre küresel sosyal medya kanallarında 6,8 milyon takipçisi olan Huawei, bu sayıyı geçtiğimiz yıla göre %40 oranında artırdı. Dijital medyada, Huawei hakkında konuşulma oranı ise geçen yıla oranla %60 oranında arttı. Nisan 2014 – Mayıs 2015 dönemleri arasında, Huawei akıllı telefonlarının sosyal medyada anılma oranı, İspanya’da %118, İtalya’da ise %132 oranında arttı. Nesnelerin İnterneti ve Giyilebilir Teknoloji Ürünlerinde de Huawei İmzası Huawei Tüketici Ürünleri İş Grubu, yılın ikinci yarısında da –her şeyin bağlantılı olduğu bir dünya- trendi çerçevesinde telekomünikasyon odaklı yazılım ve donanım ürünlerini pazara sunmaya devam edecek. Huawei, GSMA Dünya Mobil Kongresi’nde sunduğu giyilebilir teknoloji segmentindeki ürünleri; “Huawei Watch W1, TalkBand N1 ve TalkBand B2” ile bu alandaki iddiasını ortaya koymuştu. Huawei dünya çapında 16 AR-GE Merkezi’ne sahip. Bunların arasında Paris’teki Estetik Merkezi, Rusya’daki Matematik Araştırma Merkezi, Japonya’daki Tasarım ve Kalite Kontrol Araştırma Merkezi ve Hindistan’daki Yazılım Araştırma Merkezi de yer alıyor. 30 Haziran itibarıyla Huawei 18.000’i cihaz bazlı olmak üzere toplam 76.687 patentin sahibi oldu. Toplam 41.903 patent ise uluslararası düzeyde onay almayı başardı. Huawei, bağlantılı araç teknolojilerinin geliştirilmesi kapsamında, 2015’in ilk yarısında Volkswagen, Mercedes-Benz ve Audi ile önemli küresel iş ortaklıklarına imza attı. Huawei’nin küresel iş ortakları ayrıca tedarikçilerinin, gelecekteki bağlantılı araç tasarımlarında Huawei 4G modüllerinin kullanılmasına da öncülük ediyor. Büyük veri, bulut bilişim, 4G ve 5G alanındaki yetkinliklerinin de avantajıyla Huawei, bağlantılı araç teknolojilerinde liderliği hedeflerken, giyilebilir teknoloji ürünleri, akıllı telefonlar ve otomobilleri bağlantılı hale getirerek, benzersiz bir güvenli sürüş konsepti geliştirmeyi hedefliyor.

Windows 10 bugün çıkıyor!

0
windows10jay.0Microsoft, Windows 10 işletim sistemini ücretsiz yükseltme ve Windows 10’a sahip yeni PC’ler ve tabletler ile kullanıcılarına ve kurumlara bugün duyurdu. Windows 10,  daha kişisel ve üretken bir deneyim sunan Cortana, Xbox uygulaması ve Microsoft Edge gibi yeniliklerin yanı sıra Başlat Menüsü, yeni Office Mobil uygulamaları ve daha birçok özelliği bir arada barındırıyor. Şimdiye kadar tasarlanan en güvenli Windows olan Windows 10’un yenilik ve güvenlik güncellemeleri de otomatik olarak sağlanıyor. Windows 10; PC, tablet, telefon, Raspberry Pi, Xbox One, HoloLens gibi 2.000’den fazla farklı cihazda ortak deneyimi sunacak. Windows 10’da yeni ve yenilikçi uygulama deneyimlerinin kapısını aralayacak olan yeni Windows Mağaza ve Windows Yazılım Geliştirme Kiti de bugün kullanıcılarla buluşacak. Yıl boyunca sürecek olan farklı girişimlerle Windows 10, dünyada fark yaratan insanlara ve kurumlara dokunmaya devam edecek. Microsoft, #UpgradeYourWorld hashtag’iyle bireylerin dünyayı nasıl iyileştirebileceklerini anlatmaları ve küresel bir sivil toplum örgütüne oy vermeleri konusunda insanları cesaretlendiriyor. #UpgradeYourWorld and #Vote hashtag’lerinin Instagram, Facebook ya da twitter‘da kullanılması sonucunda seçilen kuruma bağışta bulunulacak. UpgradeYourWorld ile ilgili daha fazla bilgiyehttp://www.windows.com/upgradeyourworld adresinden ulaşılabilir. Microsoft, Türkiye’de de sivil toplum örgütleriyle planladığı ve insanların hayatını iyileştirmek amacıyla çalışmaları en kısa zamanda paylaşacak. Microsoft’un Windows ve Cihazlar Grubu Başkan Yardımcısı Terry Myerson konuyla ilgili olarak “Bugün yeni bir Windows çağı başlıyor. Windows 10, beş milyondan fazla üye kullanıcının geri bildirimiyle şekillendi ve ücretsiz bir yükseltme ile kullanıcıların ve kurumların hizmetine sunuldu. Tanıdık, mobil ve güvenli bir deneyim yaşatacak olan Windows 10, Microsoft’un daha kişisel bilgisayar vizyonunu ortaya koyuyor. İş ortaklarımızla beraber, dünya çapındaki tüm bireylerin ve kurumların önemli işler başarması için onları güçlendirecek en iyi Windows’u sunmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Windows 10: Şimdiye kadar sunulan en iyi Windows Gerekli tüm güncellemeleri hızlı ve kesintisiz olarak gerçekleştiren Başlat Menüsü ve Canlı kutucuklar ile Windows 10 hızlı ve tanıdık olduğumuz bir deneyim sunuyor. Yanı sıra Windows 10, Microsoft’un sunduğu en güvenilir Windows olma özelliğini taşıyor. Windows 10 casus ve istenmeyen yazılımlara karşı savunma sağlayan Windows Defender ve SmartScreen zenginleştirmeleriyle virüslere, kötü amaçlı yazılımlara ve e-dolandırıcılığa karşı koruma sağlarken; Windows Hello özelliği ile hızlı, güvenli ve şifre kullanılmadan biyometik yöntemlerle güvenli bir oturum açma sağlıyor. En son özellikler ve güvenlik güncellemeleri cihazın ömrü boyunca kullanıcılara ücretsiz güncellemelerle sunulacağından Windows 10’da güncel kalmak çok daha kolay olacak. Ses, kalem ve mimik girişleri sayesinde PC ile doğal bir etkileşim kuran Windows 10, çok daha kişisel ve üretken bir deneyim sunuyor. Windows 10, Office ve Skype ile mükemmel bir uyumda çalışabiliyor, Snap (Tutturma) ve Görev Görüntüleyicisi uygulamaları arasında kolayca geçiş yapıp organize olunmasını sağlıyor.
  • Cortana adlı dijital asistanla doğru bilgiyi doğru zamanda bulmak kolaylaşıyor.
  • Yeni tarayıcı Microsoft Edge, kullanıcıların hızlı bir şekilde web’de arama, okuma, not alma ve paylaşma yapabilmesini sağlıyor.
  • Entegre olarak sunulan Xbox uygulaması, Xbox deneyimini Windows 10’a taşıyor; Xbox ve Windows 10 cihazları arasında arkadaşları, oyunları ve yetenekleri bir araya getiriyor.
  • Süreklilik modu Continuum, dokunmatik ve masaüstü cihazlar arasında uygulamaları ve deneyimleri en iyi şekilde optimize ediyor.
  • Fotoğraflar, Haritalar, Microsoft’un yeni müzik uygulaması Grove ve Filmler&TV’yi içeren Yüklü Uygulamalar eğlence ve üretkenlik imkanı sunuyor.
  • Microsoft Phone Companion uygulaması, iPhone, Android ya da Windows telefonların Windows yüklü cihazlar ile uyum içinde çalışmasını sağlıyor.
  • Windows 10 tabletler için tüm yeni Office Mobil Uygulamaları bugün Windows Mağaza’da sunuluyor. Office Mobil uygulamaları, tüm cihazlarda güçlü dokunmatik deneyimi yaşatıyor. Tüm özelliklere sahip OneNote, Windows 10’a yüklenmiş olarak geliyor ve dijital olarak not alma ihtiyaçlarını karşılıyor. Yakın gelecekte sunulacak olan Office’in masaüstü uygulamaları (Office 2016) uzman içerik üreticilerine en zengin özellikleri sunacak.
Windows 10, kurumları siber saldırılara karşı koruyor Milyonlarca BT uzmanından gelen geri bildirimlerle şekillenen Windows 10, şimdiye kadar sunulan en çok test edilmiş Windows olarak kullanıcılarla ve kurumlarla buluştu. Bu kapsamda Windows 10, kurumlara özel güvenlik özellikleriyle donatıldı. Kurumsal kurulumlar için de hazır olan Windows 10, şirketlerin modern siber saldırılara karşı korunmasına yardımcı olacak, çalışanların memnun olacağı deneyimler sunacak ve şirketleri son teknolojilere karşı güncel tutarak kesintisiz yenilik sağlayacak. İşletmeler güncellemelerin sıklığını kontrol edebilecek ve şirket çalışanlarından oluşan her grup için en doğru özellikler ve işlevler seçilebilecek. Windows 10 ile müşteriler şifre kullanmayı daha ileri güvenlik seçenekleriyle değiştirebilir, kurumsal verilerini koruyabilir ve yalnızca güvenilen yazılımların kullanılması sağlanabilir. Yeni yönetim ve kurulum araçları, cihaz yönetiminde kolaylıklar sağlar, maliyetleri düşürür ve Azure bulut teknolojisinin kurumsal gücü sayesinde işletmeler güçlenir. En iyi Uygulamalar Windows 10’da Yeni Windows Mağaza, bugün açıldı ve Windows 10 için yeni uygulamaları kabul etmeye başladı. Tüm Windows 10 cihazlarında çalışan Windows Mağaza, popüler ücretsiz ve ücretli uygulamalar, oyunlar, filmler, TV şovları ve son çıkan şarkılar için tek noktadan hizmet sunuyor. Yeni Windows Mağaza, kullanıcıların Cortana’yı kullanarak, uygulamaları sesleriyle(4) kontrol edebileceği, uygulamalar için gerçek zamanlı bildirimler alabilecekleri tek mağaza. Windows Mağaza’daki tüm içerikler, cihazları korumak için Microsoft tarafından sertifikalanıyor. Netflix gibi Windows 8.1 uygulamalarına ek olarak, Windows Mağaza, gibi birçok yeni ve güncel Universal Windows uygulamasına sahip. Windows 7 ya da Windows 8.1 yüklü PC ya da tablet kullanan müşterilerin cihazlarını Windows 10’a yükseltmesi çok kolay olacak. Windows 10 güncellemesi için rezervasyon yaptıran ve güncelleme yüklemeleri hazır olan müşteriler bugünden itibaren bilgilendirilecek. Kurumsal müşteriler için Windows 10 kurulumu 1 Ağustos’ta başlayacak ve toplu lisanslamaya sahip olan organizasyonlar Windows 10 Enterprise ve Windows 10 Education sürümüne yükseltme yapabilecek. Microsoft’un şimdiye kadar yapılan en büyük “tech bench” programı sayesinde perakendeci iş ortakları da kullanıcılara Windows 10’a yükseltme yapmaları konusunda yardımcı olacak. Dünya çapında 10.000’den fazla mağazada 100.000’den fazla perakendeci bu konuda eğitildi. Ücretsiz güncelleme programları bugün başlıyor ve Windows 10 yazılımı dünya çapındaki perakende mağazalarında yaygın bir şekilde Ağustos ortası ve Eylül ayı arasında yer alacak. Windows 10 işletim sistemine sahip cihazlar bazı mağazalarda bugün satılmaya başlanacak ve birçok cihaz önümüzdeki haftalarda ya da aylarda raflardaki yerini alacak. Son olarak Microsoft Türkiye Windows ve Cihazlar Grup Yöneticisi Kadir Şener “Bugün Windows 10’u kullanıcılarımızla buluşturduğumuz için çok mutluyuz. Son kullanıcılarımızın ve kurumların ihtiyaç duyduğu ve istediği özellikleri Windows 10 ile beraber onlara sunuyoruz. Kullanıcılarımızın cihazlarını Windows 10’a yükseltmelerini ve yepyeni çözümlerimizle tanışmalarını sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.

Artık LinkedIn’den daha az e-posta alacaksınız

0
linkedinEğer LinkedIn’i aktif kullanıyor ve yalnızca profilinizle ilgili değişiklikler sırasında değil, gruplar ile de bu platformda varsanız sizi sevindirecek bir haberimiz var. Üyeleriyle iletişimde küçük değişikliklere giden LinkedIn, artık üyelerine daha az e-posta göndereceğini açıkladı. LinkedIn’in resmi blogunda Aatif Awan ismiyle yayınlanan yazıyla da duyurulan bu değişiklik, özellikle çok fazla gruba üye olanların işine yarayacağa benziyor. Çünkü bundan böyle üye olduğunuz her gruptaki güncellemeler için ayrı ayrı mesaj almayacak, tüm gruplar için tek bir e-posta alacaksınız. Bir diğer değişiklik ise aldığınız bağlantı davetleriyle ilgili. Bugün LinkedIn üzerindeki pek çok yönetici, gerek kendilerinin gerekse şirketlerinin popülerliği nedeniyle ilgili ilgisiz çok sayıda kişiden bağlantı daveti alıyordu. LinkedIn ise her bir daveti ayrı e-postalar ile iletiyordu. Yeni değişiklikle dileyen üyeler tüm bağlantı davetlerini haftada bir adet e-posta ile alabilecek. Gelen bildirim sayısında değişiklik yapmak isteyenler içinse LinkedIn’deki ayarlar menüsü devreye giriyor. Burada Haberleşme sekmesinden ulaşılabilen e-posta sıklığı belirleme bölümünde, üye olunan her bir grup için hiç e-posta almama, günlük alma ya da haftalık özet alma seçenekleri mevcut. LinkedIn’deki yeni değişikliğin e-posta trafiği yüksek üyeler için bir avantaj sağlayacağını söylemek mümkün.

Microsoft “Visual Studio 2015”in son sürümü duyuruldu

0
lead-2015-04-27Microsoft, Visual Studio 2015’i ve .NET 4.6’yı yayınladı. Geçen bir yıl boyunca Visual Studio 2015‘in ön versiyonlarını yazılım geliştiricilere sunan Microsoft, resmi olarak Visual Studio 2015’i ve .NET 4.6’yı tüm dünyada aynı anda kullanıcılarına sundu. Yeni sürüm, yazılım geliştiriciler için birçok yenilik, kolaylık ve performans iyileştirmeleri bir arada sunuyor. Bu sürüm geliştiricilere daha iyi işler çıkarabilecekleri yeni özellikler içermekle beraber, verimliliğe ve Microsoft’un “Önce Mobil Önce Bulut” stratejisine hizmet ederek Windows’tan Linux’a, iOS’ten Android’e kadar farklı platformlarda hizmet vermeye devam ediyor. Cross Platform uygulama geliştirme imkanı Visual Studio 2015, Android, iOS ve Windows işletim sistemleriyle uyumlu olarak çalışabilen uygulamalar için yazılım geliştiricilere yeni olanaklar sunuyor. Visual Studio 2015 ile geliştiriciler Apache, Cordova ve Visual C++’a ile farklı platformlara uygulama geliştirilebilecek. Yazılım geliştiriciler aynı zamanda Visual Studio 2015’i yüklerken Xamarin ücretsiz sürümüne ulaşabilecek ve Android, iOS, Windows uygulamalarını C# ile birlikte çalışan Xamarin ile geliştirilebilecek. Cross Platform sunuculara uygulama geliştirme imkanı Visual Studio 2015, Linux veya Windows sunucularına doğrudan uygulanabilir olmanın yanı sıra farklı dillerde sunucu uygulamaları geliştirme fırsatı da sunuyor. Ayrıca Visual Studio 2015’le birlikte Python, Node.js veya Microsoft’un CoreCLR üzerinde çalışanASP.NET 5 istediğiniz Windows, Linux ve Mac OS X işletim sistemlerine adapte edilebilecek. DevOps destekli Visual Studio Online ve yeni gelen Team Foundation Server 2015, DevOps’u destekleyecek. Bu sayede programları yönetmek, geliştirmek, test etmek, piyasaya sürmek veyazılan uygulamaların kullanım durumunu takip etmek çok daha kolay olacak. Universal Windows Platformu Universal Windows Platformu kapsamında telefonlardan, tablet, PC, Xbox, nesnelerin interneti ve HoloLens’e kadar her çeşit Windows 10 cihazında, gelecek nesil Windows uygulamaları ve oyunları geliştirmek mümkün olacak. Visual Studio’nun Windows 10 sürümü için 2015 desteği 29 Temmuz’da Windows 10’un kullanıma sunulmasıyla başlayacak. Visual Studio 2015 hakkında daha fazla teknik bilgi almak isteyenler aşağıdaki linki ziyaret edebilir: http://blogs.msdn.com/b/visualstudio/archive/2015/07/20/visual-studio-2015-and-visual-studio-2013-update-5-released.aspx

Şeylerin İnterneti (Internet of Things-IoT) hayatınızı kolaylaştırmaya geldi

0
iot Nesnelerin/Şeylerin İnterneti kavramı, artık çok sık duyacağımız bir ifade. İnternete bağlı çalışan bu küçük cihazlar veya ev eşyaları hatta üzerimizdeki giysiler, giderek daha çok yaygınlaşıyor ancak çoğu kimse heniz bu kavramın anlamını bile bilmiyor. Aruba Networks Kıdemli Pazarlama Müdürü Manish Bhardwaj ise Şeylerin İnterneti’ni şu ifadelerle anlatıyor: Her zaman anahtarlarınızı ve cüzdanınızı bulmaya çalışıyorsanız, Şeylerin İnterneti (Internet of Things-IoT) hayatınızı kolaylaştırmaya geldi. En sevdiğiniz eşyalarınıza küçük kablosuz etiketler takın ve mobil uygulama ile izleyin. Evden çıkıp arabaya ilerlediğinizde ön kapının kilidini açın. Garaj kapısını kapatmayı unuttunuz diye endişe mi ediyorsunuz? Telefonunuzu kontrol edin veya akıllı saatinize dokunun. Evinizin sıcaklık ayarını ofisinizden kontrol edebilirsiniz, koltuktan kalkmadan ışıkları açabilirsiniz ve tatildeyken evinizin güvenlik sisteminden video izleyebilirsiniz. Akıllı otomobiller, dijital sağlık monitörleri, dijital imza, sayaçlar ve çok daha fazla cihaz hayatlarımızı kolaylaştırıyor ve iyileştiriyor. Bu kablosuz cihazların ve sensörlerin bizim için yapabileceklerinin daha başlangıcı. IoT çalışma ortamını da iyileştirebilir. Ofiste ışıkların ve sıcaklığın otomatik ayarlanmasının da daha ötesinde. IoT bizi yakından tanıyan ve bizim için yolumuzu bulmamıza yardımcı olmaktan hangi toplantıya geç kaldığımızı bilmesine ve diğer toplantı üyelerine bildirim göndermesine kadar sezgisel olarak harekete geçen dijital asistanların yaratılmasıdır. İşletmeler genel tedarik zincirleri içerisinde gerçek zamanlı olarak envanter takibi yapabilir. Sensörler ve diğer cihazlarla toplanan veriler analiz edilerek, tüketici deneyimini iyileştirilebilir ve yeni gelir fırsatları belirlenebilir. Tehditleri ortaya çıkmadan durdurun Hacker’ların da IoT ile yapabilecekleri konusunda güzel fikirleri var. Küçük bir zararla başlayabilir ancak korsanlık ihlallerinden fiziksel zarar ve bilişim suçlarına kadar gerçekten ağır bir zarar dönüşebilir. HP Security Research tarafından yapılan bir araştırmaya göre, en çok kullanılan tüketici IoT cihazlarının yüzde 70’i ciddi zafiyetler içeriyor. HP, cihaz başına ortalama 25 zafiyet tespit etti. Sektör IoT güvenliği ile yeni ilgilenmeye başladı. Sektör olarak ev sahiplerinin her Salı ev güvenlik sistemlerini yamalamalarını bekleyemeyiz. İşyerlerimizdeki kablosuz sensörlerin ve cihazların kendi kendilerini korumalarını da bekleyemeyiz. Dizüstü bilgisayarlarımız güçlü çiplere, zengin işletim sistemlerine ve ilave güvenlik tedbirlerine sahip olsa da saldırılara karşı kendilerini çok zor koruyabiliyor. Aruba’da, bizim bildiğimiz türden işyerini dönüştürecek çeşitli IoT cihazları ile bağlantı kurulması ve bu cihazların korunmasında ağın önemli bir rol oynayacağını düşünüyoruz. İleri ağ politika yönetim araçları, IoT cihazlarını sorgulayacak, kabiliyetlerini değerlendirecek ve bağlantı kurmasına izin verilip verilmeyeceğine karar verecek. Bundan sonra da ağ dinamik olarak IoT bağlantısı sağlarken tamlık açısından trafiğini sürekli olarak analiz edecek. Çoğu müşterimizin politika uygulama güvenlik duvarında ve kablosuz LAN’ların bir parçası olan ağ politikası yönetim sisteminde bu güvenlik modelinin temeline sahip olması ise iyi haber. Biz de korumanın yeni gelen kablosuz sensör ve cihaz patlamasını da kapsayacak şekilde genişletilmesi amacıyla bu alanda inovasyonlar yapmaya devam ediyoruz.

RFID Teknolojisi Sertrans’la Lojistik Sektöründe

0
Nilgun+KelesBu uygulama ile RFID okuyucular ve RFID etiketler sayesinde ürün giriş çıkışları barkod okutmaya gerek kalmadan radyofrekanslar sayesinde veriye dönüşüyor ve böylece güvenlik özellikleriyle de tam denetim sunuyor. Barkod’un yerini alıp almayacağı tartışılan ve 70’lerden bu yana var olan tekstil, sağlık, ilaç sektörü gibi pek çok alanda hizmet veren RFID teknolojisi, lojistik sektöründe de büyük hız ve kolaylıklar sağlıyor. İş ortaklarına son yıllarda hızla yaygınlaşan RFID teknolojisiyle hizmet veren Sertrans Logistics’in CEO’su Nilgün Keleş ‘‘Sunduğumuz RFID uygulaması ile müşterilerimize, zamandan büyük oranda tasarruf, uygulanan nesne üzerinde daha fazla kontrol, stok idaresini kolaylaştırma, sevkiyatın güvenilirliğini arttırma ve müşteri memnuniyeti sağlıyoruz” dedi. Ürünleri tek tek okutmaya son Canlıları ya da nesneleri radyo dalgaları ile tanımlamak için kullanılan teknolojilere verilen genel isim olan RFID’nin farklı tanımlama yöntemleri bulunuyor. En yaygın yöntemler arasında radyo frekansla haberleşen ve içinde bilgi depolayabilen chip teknolojisiyle bir okuyucu ve bir etiketten meydana gelen otomatik tanıma yer alıyor. Okuyucunun yaydığı elektromanyetik dalgalarla/ radyofrekansları sayesinde harekete geçen çip sayesinde yapılan veri transferiyle ürünler kolaylıklı sayılıp takip edilebiliyor. Hem depoda hem de mağaza içinde stok yönetimini kolaylaştıran RFID teknolojisiyle ürünleri barkod uygulamasında olduğu gibi tek tek okuyucuya okutmaktan kurtularak hız kazanıyor.

Web sitelerine Avrupa Birliği Kullanıcı Sözleşmesi zorunluluğu

0
licences-europe-culture-internet-michel-barnierGoogle, Avrupa Birliği ülkelerinden ziyaretçi alan web siteleri için yeni kural getirdi. Avrupa Birliği ile başı  belada olan Google, AB’nin üzerindeki baskısı nedeniyle artık Google ürünlerini kullanan web sitelerinin Avrupa Birliği’nden gelen kullanıcılara AB Kullanıcı Sözleşmesi’ni imzalatmasını şart koştu. Buna göre, bir web sitesi, Google AdSense, DoubleClick for Publishers veya DoubleClick Ad Exchange gibi Google ürünlerini kullanıyorsa, AB’den gelen ziyaretçilerin karşısına, Avrupa Birliği Kullanıcı Sözleşmesini çıkartıp imzalatmak zorunda. Google’ın yeni kararı, AB’nin cookiler hakkındaki yeni düzenlemesi nedeniyle zorunluluk haline gelmişti. Google şimdi web sitelerinin 30 Eylül 2015’e kadar yeni uygulamayı sitelerine yerleştirmelerini istiyor. Aksi halde AB ülkelerinden gelen kullanıcılar Google’ın ürünleri tarafından izlenemeyecek ve elbette reklam gelirlerinin oluşumunda hesaba dahil  edilemeyecekler. Google, konuyla ilgili yardım almak isteyenler için cookiechoices.org web sitesini de yayına koydu.  

MasterCard’ın dijital ödeme çözümü MasterPass Türkiye’de

0
MasterCard’ın dijital ödeme çözümü MasterPass, Türkiye’de kullanıma sunuldu. MasterCard yeni çözümü ile yüz yüze mağaza içi ödemelerde, elektronik ve mobil ticarette tek tık ile kart kullanıcılarının hayatını kolaylaştırıyor. Tüm dünyada 20 ülkede geçerli olan MasterPass, global olarak çeyrek milyonu aşkın ödeme noktasında kullanıcılara güvenli ve kolay bir dijital ödeme platformu sunuyor. MasterPass’e kart bilgilerini ekleyen kullanıcılar dünyanın her yerinde MasterPass logosu gördükleri ödeme noktalarında tekrar tekrar kart bilgisi girmeden alışverişlerini tamamlayabiliyor. MasterPass, Türkiye lansmanında ilk olarak BiTaksi, Caffe NeroTürkiye ve Getir ile iş birliği yaptı. BiTaksi ile taksi yolculuklarında, Getir Uygulaması ile hızlı siparişlerde ve Caffè Nero mağazalarındaki alışverişlerinde artık tüketiciler, MasterPass’i kullanarak tek dokunuşla ödemelerini gerçekleştirebiliyor. MasterCard Hızlı Gelişen Avrupa Ülkeleri Ürünlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Onur Kurşun, şunları söyledi: “Dijital bir evrim geçiriyoruz ve alışveriş biçimleri dâhil hayatımız gözle görülür şekilde değişiyor. Tüm alışveriş deneyimi dijitalleşirken, bilgisayarlar, tabletler ve akıllı telefonlar birer ödeme aracına dönüşüyor. MasterCard olarak, dünyanın her noktasında ve her cihazda ödeme yapmanın en güvenli ve hızlı yollarını geliştirmek üzere inovasyon faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. MasterCard’ın online ödeme çözümü MasterPass ile internete bağlı tüm cihazlarla ve mağaza içi alışverişlerde cüzdan taşımaksızın her seferinde kolay bir alışveriş için hızlı ve güvenli platform sunuyoruz. Araştırmalara göre 2018’de mobil cihazlar üzerinden yapılan ödemeler, toplam perakende alışverişlerinin %30’unu oluşturacak. Nakitsiz bir dünya vizyonuyla bu geleceğe yatırımlarımızı sürdürüyoruz.”

Google Bilim Fuarı 2015’te Türkiye’den 5 finalist

0
Google-Science-Fair-2015Dünyanın dört bir yanındaki parlak beyinleri dünyayı değiştirecek fikirlerini paylaşmaya davet eden Google Bilim Fuarı 2015’te aylar süren titiz değerlendirmelerin ardından bu yılın 90 bölgesel finalisti belli oldu. Bu yılın bölgesel finalist olarak seçilen projeleri arasında Türkiye’den de beş finalist proje yer alıyor. Bölgesel finale kalan 90 genç bilim insanı 21 Eylül’de Mountain View Kaliforniya’da düzenlenecek ödül törenine katılacak 20 Global Finalist arasında yer almak için yarışacak. Konuyla ilgili olarak Google Türkiye resmi blogunda aşağıdaki açıklamaya yer verildi:   *** Bundan beş ay önce dünya genelinde yaşları 13-18 arasında değişen öğrencilerden bir şey denemelerini istedik. Tutkularını yansıtacak, belki başarısız olacak ama belki de dünyayı değiştirebilecek bir fikri hayata geçirmelerini ve bunu Google Bilim Fuarıkapsamında paylaşmalarını istedik. Bu süreçte dünya genelinde var olan sorunlara çözüm bulma çabasıyla; kalp hastalıklarının erken teşhisinden otomatik toprak nemlendirme sistemine kadar uzanan binlerce proje ile dünyanın her yerinden başvurular aldık. Aylar süren titiz değerlendirmelerin ardından bu yılın 90 bölgesel finalisti belli oldu. Finale kalan bu projeler bilimsel ruh, yaratıcılık ve küresel yaklaşımlarıyla diğerleri arasından sıyrılmayı başardı. Bu yılın bölgesel finalist olarak seçilen projeleri arasında Türkiye’den de beş finalist proje yer alıyor: Bölgesel finale kalan 90 genç bilim insanı 21 Eylül’de Mountain View Kaliforniya’da düzenlenecek ödül törenine katılacak 20 Global Finalist arasında yer almak için yarışacak. Ödüller arasında Scientific American ve Google’dan 100 bin dolarlık burs ve sınıf yardımı, Galapagos Adaları’na National Geographic Gezisi, Danimarka’daki merkezinde LEGO tasarımcılarını ziyaret etme fırsatı ve Virgin Galactic’in Mojave Havacılık ve Uzay merkezindeki yeni uzay gemisi turu yer alıyor. Bu yıl ayrıca İlham veren Eğitimci Ödülü’nün yanı sıra çevre veya sağlık sorunlarına yönelik bir proje için Toplumsal Etki Ödülü de verilecek. Ayrıntılı bilgi için: www.googlesciencefair.com/tr

Sandisk 2 milyar microSD üretti

0
SD_infographic_poster_v05US SanDisk’in 2004 yılında icat ettiği microSD formatı ilk zamanlar TransFlash ismi ile biliniyordu. 2005 yılında SanDisk’in SD Kart Birliğine dahil ettiği teknoloji bu birlik tarafından microSD olarak yeniden adlandırıldı. Birlik, 13 Temmuz 2005 yılında ayrıca microSD için nihai özellikleri de belirledi. Bu format, SanDisk tarihindeki en popüler çıkarılabilir bellek kartına dönüştü. SanDisk’in toplamda sevkiyatını yaptığı 2 milyar microSD kart tahminen 11.103 milyar megabayt (MB) veri depolayabiliyor. Bu da yeryüzüne gelmiş erkek, kadın, çocuk için kişi başına 100MB’tan fazla veri anlamına geliyor. Çıkarılabilir bellek kartlarının boyutunu yüzde 75 oranında küçülten microSD kart, geniş çeşitliliğe sahip tüketici pazarında büyük bir rol oynadı. Örneğin dijital görüntüde en hızlı büyüyen segment olan “bakış açılı” ya da aksiyon odaklı kameraların microSD formatı etrafında şekillendi. microSD format ayrıca üreticilere ve tüketicilere büyük esneklik ve özgürlük getirerek akıllı telefon pazarının büyümesine yardımcı oldu. Strategy Analytics’in verilerine göre bugün pazarda bulunan akıllı telefon modellerinin yaklaşık yüzde 75’inde microSD girişi bulunuyor. Google, en hızlı büyüyen ve en büyük iki ürün segmentinde microSD girişine yer verdi – 200 dolar altı telefonların işletim sistemi Android One ve gelişen pazarlar için tasarlanan telefonlarında. Google’ın bir sonraki mobil işletim sistemi Android M ile Windows Mobile da kullanıcıların uygulamalarını doğrudan microSD kartlar üzerinden çalıştırmalarına ve/veya cihazlarının ana bellek kapasitelerini artırmalarına izin veriyor. SanDisk Kurumsal Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Perakendeden Sorumlu Genel Müdür Shuki Nir konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Depolamaya olan ihtiyacın artmaya devam etmesi hiçbir zaman durmayacak. Yakın zamanda, çoklu diyafram açıklığı olan lenslere sahip akıllı telefonlar, UltraHD video çekimi yapabilen telefonlar ve sanal gerçeklik ortamlarını oluşturacak ve görüntüleyecek uygulamalar göreceğiz. microSD bellek kartları ayrıca deneylerin önündeki bariyerleri de azaltarak nesnelerin internetinin büyümesine katkıda bulunacak. 2 milyar sadece başlangıç. microSD formatın mümkün kılacağı gelecekteki teknolojilere de katkıda bulunmayı dört gözle bekliyoruz.”   SanDisk microSD teknolojisinin 10 yılı:
  • İlk microSD kartların kapasitesi 32MB idi. SanDisk’in son microSD kartı microSDXC ise şu an 200GB’ye kadar kapasite imkânı sunuyor. Bu da 10 yıl içerisinde kapasitede 6.250x kat artış anlamına geliyor.
  • CompactFlash kartların sevkiyatının bir milyonu bulması üç yıl sürmüştü. Buna karşın microSD kartlar, satışa çıktığı dönemin ilk çeyreğinde bir milyon sevkiyatta ulaştı.
  • Özelliklerin resmi olarak belirlenmesi sonrasında saniyede ortalama 6,34 microSD kart sevkiyatı yapıldı.
  • 2 milyar SanDisk kartın uçtan uca birleştirilmesi 29.694 km’lik bir şerit oluşturur ki bu da dünyanın dörtte üçünü çevreler.
  • 2014 yılında SanDisk, 128GB** SanDisk Ultra microSDXC UHS-I bellek kartını duyurdu. Bu, yeni teknoloji 16 hafıza zarını dikey olarak birleştirme imkanı vererek formatta yeni bir viraj oldu. Böylece cihazın ayakizi değiştirilmeden kapasitenin artırılması mümkün hale geldi. microSDXC kart içerisinde bulunan bir hafıza zarı bir saç telinden daha ince.
  • 2015 yılında SanDisk, 200GB* SanDisk Ultra microSDXC UHS-I card, Premium Edition kartını duyurdu. Böylece bir yıl içerisinde kapasite yüzde 56 artmış oldu.
  • SanDisk flash bellek kartları 13 yıldır üst üste dünya genelinde en yüksek pazar payına sahip kartlardır.2

Dell SonicWALL TZ Serisi Güvenlik Duvarları

0
sonicwall-tz600Dell yeni SonicWALL TZ Serisi güvenlik duvarlarını piyasaya sürdüğünü duyurdu. Daha yüksek İnternet hızını, şifreli SSL trafiğini ve entegre kablosuz denetleyiciyi desteklemek üzere ağ performansı büyük ölçüde artırılan yeni çözümler, küçük ölçekli işletmeler ve büyük, ancak birden fazla lokasyonda faaliyet gösteren organizasyonlara cazip gelecek bir fiyatla kurumsal sınıfta güvenlik sunuyor. Günümüzde müşteriler yoğun ağ trafiğiyle başa çıkmaya çalışıyor ve sürekli artan geniş bant hızlarını karşılayacak, sınırlı bütçelerine uygun güvenlik çözümlerine ihtiyaç duyuyorlar. Yeni SonicWALL TZ Serisi, 1.1Gbps’ye varan yetkisiz erişim önleme hızlarıyla piyasadaki en yüksek performanslı, masaüstü kasada Bütünleşik Tehdit Yönetimi (UTM) güvenlik duvarını sunmak için son teknolojiye sahip, çok çekirdekli güvenlik işlemcileriyle geliştirildi. Dell Güvenlik Yıllık Tehdit Raporu, 2014 yılı sonu itibariyle internet bağlantılarının yüzde 60’ının SSL kullanılarak şifrelendiğini gösteriyor. Endişe verici olan ise, meşru SSL trafiğinin artışıyla birlikte sanal suçluların da saldırılarını SSL trafiğinde eski ağ güvenliği ürünlerinden saklamaya başlamış olmaları. Yeni SonicWALL TZ Serisi, bu trendle başa çıkabilmek için SSL bağlantılarını en son tehditlere karşı denetlemek için sahip olduğu gerekli kabiliyet ve işlemleme gücüyle Dell müşterilerine daha yüksek düzeyde güvenlik sunuyor. Hızla yaygınlaşan kablosuz cihazlara yönelik olarak, yeni TZ Serisindeki sıkı entegre edilmiş ve güvenli kablosuz denetleyici, yüksek hızlı 802.11ac kablosuz standardı destekliyor. Yakın tarihte piyasaya sürülen 802.11ac-uyumlu Dell SonicPoints ile birleştirilen yeni TZ Serisi, gerek küçük ölçekli işletmeler gerekse de farklı lokasyonlarda faaliyet gösteren büyük kuruluşlar için ideal kablosuz güvenlik çözümünü sunuyor. TZ Serisi, küçük ve orta ölçekli kuruluşlar için birinci sınıf ve kurumsal düzeyde güvenlik özellikleri sunarken, daha büyük kuruluşlar için serinin dağıtık kurumsal özellikli seti bulunuyor. Yeni TZ, binlerce dağıtık TZ güvenlik duvarını yönetmek için Dell SonicWALL Global Yönetim Sistemi (GMS)’den yararlanıyor. Bu sayede uygulama kontrolü, uygulama görselleştirmesi, kapsamlı raporlama ve birinci sınıf IPS dahil, Next-Generation Firewall (NGFW) özellik setinin kolay yönetilmesi sağlanıyor. Daha fazla güvenlik daha iyi işletme anlamına geliyor Kompakt masaüstü kasada 1GbE ağ arayüzü sunan Dell SonicWALL TZ Serisi, dizüstü bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve tabletler için kötü amaçlı yazılımlara karşı yüksek etkili koruma, yetkisiz erişim önleme, içerik ve URL filtrelemesi, uygulama kontrolü ve güvenli mobil erişimi sağlıyor. SonicWALL Mobile Connect birleşik istemci ile yeni TZ’ler Google Android, Mac OS X, Kindle Fire ve dizüstü bilgisayar kullanıcıları için güvenli mobil erişim olanağı sunuyor. Patentli yeniden kurma gerektirmeyen derin paket inceleme motoru sayesinde SonicWALL TZ Serisi, tüm portlar ve protokollerde her paketin her bitini neredeyse sıfır gecikme ile tarıyor. Bu teknoloji, engelleri ortadan kaldırarak kuruluşların güvenliği bir engelleyici olarak değil, bir olanak sağlayıcı olarak kullanmasına imkân tanıyor. TZ Serisi’ndeki grafik kullanıcı arayüzü, kolay anlaşılır olmasının yanı sıra hızlı uygulanabilirlik ve kolay bakım sağlayarak kullanım kolaylığı ile güç arasında seçim yapma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Böylelikle ürüne sahip olmanın toplam maliyeti azalıyor.

Instagram’ın gelirleri Google ve Twitter’ı geçecek

0
instagram-ad-image (1)Mark Zuckerberg, Facebook’un Instagram’a 1 milyar dolara ödenmesi öncesinde gelir projeksiyonlarında nelere yer verdi bilemeyiz. Ancak son yapılan araştırmalar Zuckerberg’in yüzünü bir hayli güldüreceğe benziyor. eMarketer tarafından yapılan bir araştırmaya göre, çok değil sadece iki yıl sonra Instagram’ın mobil reklam gelirlerinin 3 milyar dolara yaklaşması bekleniyor. 2015 için 595 milyon dolar olarak açıklanan bu değerin önümüzdeki yıl 1,5 milyar dolara, 2017’de ise 2,81 milyar dolara çıkması öngörülüyor. Bu hızlı artış, Facebook’un toplam gelirlerinde Instagram’ın payını da yükseltiyor. Facebook’un toplam reklam gelirlerinde halen yüzde 3,7’lik paya sahip olan Instagram’ın 2016’da yüzde 7,1’e ulaşması, 2017’de ise yüzde 10 barajını aşması bekleniyor. Bu da Facebook’un 2017 reklam gelirlerinin kabaca 28 milyar dolar civarında olması demek. Aynı araştırmada dikkat çeken bir başka nokta ise Facebook’un mobil reklam gelirlerinde ABD’nin etkisi. Araştırma, 2017 için Facebook’un dünya genelindeki mobil reklam gelirlerinin toplam gelirler içinde yüzde 14’lük paya ulaşacağını öngörüyor. ABD’deki mobil reklam gelirleri pastanın yüzde 28’ini temsil ederken, ABD dışındaki mobil reklam gelirlerine ait payın yalnızca yüzde 3,7 olduğu göze çarpıyor. Google ve Twitter, Instagram’ın hızına yetişemiyor ABD özelindeki mobil reklam gelirlerine bakıldığında Google’ın 2015 için 1,47 milyar dolarla ilk sırada olduğu görülüyor. Twitter ise bu kanalda 1,15 milyar dolar ile ikinci sırada. Ancak 2017’ye geldiğinde sıralama değişiyor. Instagram’ın yine ABD özelinde 2,39 milyar dolarlık mobil reklam geliri elde etmesi beklenirken, bu eğer Google için 2,38 milyar dolar, Twitter içinse 2,29 milyar dolar olarak öngörülüyor. Bu üçlünün 2017’de ulaşacağı yaklaşık 7 milyar dolar ise ABD’nin mobil reklamlarda liderliğini sürdüreceğini gösteriyor. 2017’deki durum ne olursa olsun bundan en kârlı çıkacak isimlerden biri kuşkusuz Mark Zuckerberg. 2012’de Instagram için 1 milyar dolar ödemeyi göze alan Zuckerberg ve Facebook, bu tutarı sadece 2016’daki gelirlerle bile geri kazanmış durumda.