iPhone 15 Pro mekansal video kaydıyla sahnede

0

Apple, iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max kullanıcılarına mekansal video kaydetme olanağı sağlayan iOS 17.2’yi bugün piyasaya sürdü. Yeni özellik, kullanıcıların üç boyutlu çekim yapmasına ve en sevdikleri anıları ve özel anları, yakında çıkacak olan karma gerçeklik başlığı Apple Vision Pro’da deneyimlemelerine olanak tanıyor. Apple, üç boyutlu bir video oluşturmak için iPhone’un kayıt yaparken hem ana hem de ultra geniş kameraları kullandığını açıklıyor. Bu daha sonra Fotoğraflar uygulamasında “Uzamsal” başlıklı yeni bir albümde tek bir dosya olarak kaydediliyor. Videolar ayrıca iCloud’a sahip cihazlar arasında da senkronize edilecek. Uzamsal videolar saniyede 30 kare hızında 1080p çözünürlükte yakalanıyor.

iPhone 15 Pro mekansal video konusunda başarılı

Uzamsal video kaydı, Ayarlar’da, Formatlar altındaki Kamera bölümünde “Apple Vision Pro‌ için Uzamsal Video” seçeneği değiştirilerek etkinleştirilebiliyor. Apple, en iyi sonuçları elde etmek için iPhone’u yatay yönde tutmanızı öneriyor. Uzamsal videolar tüm iPhone’larda ve diğer cihazlarda görüntülenebiliyor ancak normal 2D videolar olarak görünüyor.

Yeni özellik, kullanıcıların, Apple’ın dünya çapındaki pazarlamadan sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Greg Joswiak’ın “sihirli” ve “mümkün olana yeni bir çıta koymak” olarak tanımladığı videoları kaydetmesine olanak tanıyor. Bu pazarlama dili olsa da, Apple’ın ileri teknoloji iPhone’unu farklılaştırıyor ve kullanıcıların Apple’ın gelecek yıl piyasaya sürülecek en son ürünü olan AR/VR kulaklığıyla olan bağlarını derinleştirecek. Joswiak: “iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max, herhangi bir akıllı telefondaki en iyi video kalitesi de dahil olmak üzere şimdiye kadar geliştirdiğimiz en güçlü kamera sistemlerine sahip. Ve şimdi, mümkün olana yönelik yeni bir çıta belirliyoruz ve kullanıcıların özel anları olduğu gibi kaydetmelerine olanak sağlıyoruz” dedi.

iOS 17.2 sürümünün bir parçası olarak Apple, yeniden tasarlanan Apple TV uygulaması ve Siri aracılığıyla Sağlık uygulaması verilerine erişmenin yeni bir yolunun yanı sıra Journal uygulamasını da kullanıma sundu.

iOS 17.2, iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max ile kullanıcılar artık hayatın değerli anlarını yakalamalarına yardımcı olan çığır açan yeni bir özellik olan uzamsal videolar kaydedebilir ve gelecek yılın başlarından itibaren bu anıları Apple Vision Pro’da yeniden yaşayabiliyor.

Siber güvenlik 2024 yılının gündemi olacak

0

Yapay zeka ve büyük dil modelleri gibi teknolojiler saldırıların karmaşıklığını ve yaygınlığını artırdığından siber güvenlik, hem küçük hem de büyük işletmeler için artan bir endişe kaynağı.

IoT World Today, farklı sektörlerden şirketlerin siber güvenlik tahminlerini topladı ve şirketlerin önümüzdeki yıl sektörün nasıl değişmesini beklediklerini, hangi teknolojilerin ortaya çıkacağını ve işletmelerin değişen ortama uyum sağlamak için nasıl uyum sağlayabileceğini inceledi. Üretken yapay zekanın artan kullanımından, gelişmiş güvenlik için kuantum teknolojilerinin kullanılmasına ve Yaz Olimpiyatları, başkanlık seçimleri ve Paralimpik Oyunları gibi e-posta saldırılarında artış görülmesi beklenen önemli etkinliklere kadar, burada beklenen önemli trendlerden bazıları yer alıyor.

Siber güvenlik 2024 için trend konu

Promon’dan kıdemli direktör Andrew Whaley: “Kâr amacıyla bireyleri ve işletmeleri hedef alan mevcut saldırı vektörlerinin şaşırtıcı olmayan bir şekilde devam etmesi bekleniyor. Jeopolitik gerilimler aynı zamanda düşmanca ulus devlet faaliyetlerini de arttırarak casusluk, toplu veri toplama ve altyapı saldırıları gibi riskler doğurabilir; altyapı tedarik zinciri işletmeleri özellikle savunmasız. Sosyal mühendislik amaçlı derin sahtekarlıklar ve kimlik kontrollerini atlatmak da dahil olmak üzere gelişmiş yapay zeka destekli saldırıların ortaya çıkması da beklenebilir. Bu, yapay zekanın dezenformasyon kampanyaları için kullanılması tehdidini artırıyor ve yaklaşan ABD seçimleri için potansiyel olarak büyük sonuçlar doğuruyor” diyor.

Tersine mühendislik artık çok daha kolay. Acemi bilgisayar korsanlarına genellikle uzmanlarla ilişkilendirilen yetenekler sağlanıyor.

Otomatik kod gizleme saldırılarına karşı geleneksel koruma yöntemlerinin etkinliğinin azalması sağlanıyor.

Tines’ın CEO’su Eoin Hinchy: “Siber güvenlikte saldırganlar ve savunucular arasındaki yapay zeka silahlanma yarışına ilişkin tüm korku, belirsizlik ve şüpheye rağmen, yapay zeka, güvenlik ekipleri için bilgisayar korsanlarından çok daha değerli olduğunu kanıtlıyor.  Güçlü teknoloji, güvenlik ekibinin en acil sorunlarını çözmek için özel olarak tasarlandı: çok fazla veri, çok fazla sıkıcı görev ve yeterli zaman, bütçe veya insan yok. Yapay zeka, geniş veri alanlarını hızla özetleyerek, farklı araçlardaki sorgulama dillerini normalleştirerek ve güvenlik uygulayıcılarının kodlama uzmanı olma ihtiyacını ortadan kaldırarak siber savunmayı demokratikleştiriyor. 2024’te savunmacıların olaylara müdahaleyi daha verimli hale getirmek için yapay zekayı kullanması nedeniyle yapay zekanın otomasyondaki etkisini göreceğiz. Yapay zeka, on yılda bir atılan bir adımdır ve siber savunucuları bilgisayar korsanlarından daha ileri taşıyor” diyor.

Apple kablosuz paylaşımını ileriye taşıyor

0

Görünüşte, Apple cihazlarından müzik, video, fotoğraf ve daha fazlasını akıllı hoparlörler, akıllı TV’ler, ev sineması alıcıları ve diğer Apple cihazları dahil olmak üzere birçok farklı cihaza kablosuz olarak göndermenize olanak tanıyor. Ancak AirPlay 2 çok daha fazlasını yapabiliyor.

İlk olarak 2004 yılında AirTunes olarak piyasaya sürülen AirPlay, Apple’ın, kullanıcıların ses ve video sinyallerini bir “gönderen” aygıttan bir “alıcı” aygıta “atmasına” olanak sağlamak üzere tasarlanmış tescilli yayın protokolü. Akışlı içerik, AirPlay aracılığıyla gönderildiğinde meta verilerini koruyan müzik, video, fotoğraf ve ekran paylaşımını içeriyor. O zamanlar gönderen cihazlar arasında Apple Music çalıştıran Windows bilgisayarları, iPhone’lar, iPod’lar ve iPad’ler dahil olmak üzere iOS cihazları ve macOS X Mountain Lion veya sonraki bir sürümünü (işlemciye bağlı olarak) çalıştıran Mac bilgisayarları vardı.

Apple kablosuz paylaşımı için AirPlay2 yenilikler yapıyor

Alıcı cihazlar arasında Apple’ın uzun süredir üretilmeyen AirPort Express yönlendiricileri vardı ancak artık Apple TV, Apple’ın HomePod’u, HomePod Gen 2 , HomePod Mini, Monterey macOS veya daha yenisinin yüklü olduğu Mac bilgisayarları ve çok çeşitli desteklenen üçüncü taraf kablosuz hoparlörler de yer alıyor. AirPlay ayrıca bir iOS/ıpados/macOS cihazının ekranını bir Apple TV’ye “yansıtmanıza” olanak tanıyor. Böylece bir grup insanın sadece bir harita, fotoğraf, video vb. görmek için küçük bir ekranın etrafında toplaşmasıyla karşılaşmazsınız. 2017’de duyurulan AirPlay 2, orijinal AirPlay özellik seti üzerine kurulu. Apple’ın HomeKit platformu aracılığıyla AirPlay cihazları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmanızı sağlıyor. AirPlay 2 iOS, iPadOS ve macOS’ta yerleşiktir; dolayısıyla ister Apple mobil aygıtı ister bilgisayar kullanıyor olun, ses çalma üzerinde tam kontrole sahip olacaksınız. Aynı şey Apple TV ve Apple TV 4K akış cihazları için de geçerlidir.

Apple’ın tvOS’u, Apple TV’nizi ses için bir “gönderen” cihaza dönüştürür; böylece Apple TV’de bir film oynatıyorsanız evinizdeki her AirPlay 2 hoparlörünü genişletilmiş bir ev sineması ses sistemine dönüştürebilirsiniz. Bu, bu kullanıcılar için kullanışlı bir özellik. Apple, macOS Monterey güncellemesiyle, iPhone veya iPad gibi başka bir Apple cihazından doğrudan Mac’inize AirPlay özelliğini de ekledi. Bu, diğer amaçların yanı sıra, kitleyle paylaşmak istiyorsanız medyayı daha büyük ekranda göstermek için kullanılabiliyor. Bu macOS desteği yalnızca son birkaç yılda satılan Mac modellerinde mevcuttur ancak MacBook’lar, iMac’ler, Mac Mini ve daha fazlasında çalışıyor.

Google uygulama mağazası rekabeti engelliyor

San Francisco’daki bir jüri, oybirliğiyle Google’ın uygulama mağazası için rekabeti bastırdığına karar verdi. Artık bir yargıç şirkette hangi düzeltmelerin yapılması gerektiğine karar verecek, ancak temyiz davanın etkisini yıllarca geciktirebilir. San Francisco’daki bir jüri bugün oybirliğiyle , Google’ın Play mobil uygulama mağazası için rekabeti engelleyen anlaşmalar yoluyla Kaliforniya ve federal antitröst yasalarını ihlal ettiği kararına vardı. Karar, rakiplerin, düzenleyicilerin ve savcıların internet bekçilerinin gücünü dizginlemek için yürüttüğü yıllar süren kampanyada büyük teknoloji için ABD’deki ilk önemli mahkeme salonu kaybına neden oldu.

Google uygulama mağazası için uyarı

Bu, önümüzdeki haftalarda bir yargıcın Google’ın iş uygulamalarında değişiklik yapılması yönündeki tartışmaları dinleyip karar vereceği anlamına geliyor. Google’ın Play’den rakip uygulama mağazalarının indirilmesine izin vermesi veya satışların büyük bir kısmını uygulamalarının içinde dijital öğeler satan geliştiricilerle paylaşması durumunda, Google’ın Android işletim sistemiyle desteklenen cihazların kullanıcıları, daha düşük fiyatlarla aralarından seçim yapabilecekleri daha fazla uygulama seçeneği bulabilir. Ancak Google’ın itirazı herhangi bir değişikliğin önüne geçebilir.

Google’ın hükümet işleri ve kamu politikasından sorumlu başkan yardımcısı Wilson White: “Karara itiraz etmeyi planlıyoruz. Android iş modelini savunmaya devam edeceğiz ve kullanıcılarımıza, iş ortaklarımıza ve daha geniş Android ekosistemine derinden bağlı kalacağız” diyor. Karar, gişe rekorları kıran oyunu Fortnite ve geliştiricilere yönelik araçlarıyla tanınan Epic Games tarafından ilk kez 2020’de açılan ve Kasım ayının başından bu yana jüri önünde tartışılan bir davada geldi. Dokuz kişilik jüri (10’uncu jüri üyesi duruşmayı erken bıraktı) karara varmadan önce üç saat boyunca müzakere etti. Ürün ve coğrafi pazarların tanımlanması ve Google’ın bu alanlarda rekabete aykırı davranışlarda bulunup bulunmadığı gibi 11 soruyla karşı karşıya kaldı. Epic, Google’ı akıllı telefon üreticilerinin, kablosuz iletişim operatörlerinin ve uygulama geliştiricilerinin ABD’deki Android telefonlara yapılan tüm indirmelerin yüzde 95’inden fazlasını oluşturan Play Store’a herhangi bir rekabet sağlamasını kısıtlamakla suçlamıştı.

Google, özellikle Apple, iPhone ve App Store’un rekabetiyle karşı karşıyayken, tek amacının kullanıcılara güvenli ve çekici bir deneyim sunmak olduğunu söyleyerek herhangi bir yanlış yaptığını reddetti.

Veri ihlali yaşayan Toyota müşterilerine uyarı bildirimleri gönderiyor

0

Fidye yazılım saldırıları teknoloji camiası ve siber güvenlik sektöründe son dönemde en çok konuşulan konular arasına girmeyi başardı. Her ne kadar kolluk kuvvetleri fidye yazılım saldırısı yapan çetelere başarılı operasyonlar düzenlese de, yaşanan veri ihlalleri özellikle son birkaç ay içinde hızla artarak özel şirketlerden kamu kurumlarına, kumarhane ve turizm tesislerinden havacılık ve savunma sanayi devlerine, üniversitelerden ulusal kütüphanelere dek pek çok sektörü ve kuruluşu etkiler hale geldi. Fidye yazılım çetelerinin son kurbanı ise Japon otomotiv devi Toyota oldu.

Toyota Motor Corporation’ın bir iştiraki olan Toyota Financial Services, Toyota’nın otomobillerini sattığı pazarların %90’ında varlık gösteren ve müşterilerine otomobil finansmanı sağlayan küresel bir kuruluş. Geçtiğimiz ay Medusa fidye yazılım çetesi Japon otomobil üreticisinin ilgili bölümüne başarılı bir şekilde sızdığını iddia etmişti. Toyota dün bazı müşterilerine gönderdiği bir bilgi notu ile Avrupa ve Afrika’daki bazı sistemlerinde yetkisiz erişim tespit ettiğini ve veri ihlali gerçekleştiğini doğruladı.

Tehdit aktörleri çalınan verilerin silinmesi için 8.000.000 $ ödeme talep etmiş ve Toyota’ya şantajlarına yanıt vermesi için 10 gün süre tanımıştı. Toyota ise şirketin Avrupa ve Afrika’daki bazı sistemlerinde yetkisiz erişim ve veri ihlali tespit ettiğini söylemekle yetinmişti.  Şirket, müşteri hizmetlerini etkileyen ihlali kontrol altına almak için bazı sistemleri çevrimdışı duruma getirdi.

Muhtemelen Toyota siber suçlularla bir fidye ödemesi konusunda pazarlık yapmadı ve şu anda tüm veriler Medusa’nın karanlık web gasp portalına sızdırılmış durumda. Bu ayın başlarında, Almanya’daki Toyota Kreditbank GmbH, bilgisayar korsanlarının müşterilerin kişisel verilerine erişim sağladığını kabul ederek, etkilenen birimlerden biri olarak tanımlanmıştı..

Toyota tarafından Alman müşterilere gönderilen bildirimde müşterilerin isimleri, ikamet adresleri, sözleşme bilgileri, kiralama ve/veya satın alma detayları ve IBAN numaralarını içeren verilerin ele geçirildiğini doğruladı. Güvenlik uzmanları, doğrudan bir finansal bilgi sızdırılmamış olsa bile bu tür verilerin kimlik avı, sosyal mühendislik, dolandırıcılık, finansal sahtekarlık ve hatta kimlik hırsızlığı girişimlerinde kullanılabileceği uyarısında bulunuyor.

Toyota grubu dahili soruşturmanın henüz tamamlanmamış olduğunu söylüyor dolayısıyla saldırganların ek bilgilere erişmiş olma ihtimali de mevcut.  Toyota, dahili soruşturmanın daha fazla veri açığa çıkarması durumunda etkilenen müşterileri derhal bilgilendirmeyi vaat ediyor.

Girişimciler, satınalma ve tedarik zinciri yöneticileri ile buluştu!

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen, ulusal ve uluslararası düzeyde iş dünyasından seçkin isimlerin konuşmacı olarak katıldığı CPOxL – CPO Executive Lounge Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Zirvesi, “Mesleğin Üst Düzey Buluşması” sloganıyla 9 Aralık 2023’te BTM ev sahipliğinde İstanbul’da gerçekleşti.

Satınalma ve tedarik zinciri yöneticilerini girişimcilerle bir araya getiren TÜSMOD CPOxL – Executive Lounge Satınalma ve Tedarik Zinciri Zirvesi’nde TÜSMOD ve Synergia yöneticileri ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.

EPAL’in Ana sponsor olduğu Zirvede, Tenflex, Zanha Group, ShiftDelete.Net, Techinside, İstanbul Aydın Üniversitesi ve BTM sponsor olarak destek verdiler.

Kısıtlı zamanda gece gündüz çalışarak yoğun bir çalışma ile hazırlanan programda yurt içi ve dışından konuşmacılar, panelistler sektöre yön verecek konuşmalar gerçekleştirirken TÜSMOD Akademi, kursiyerlerinin mezuniyet törenlerini yaptı. Bu yıl ilk defa teknoloji girişimcileri zirvede yer aldı ve satınalma ve tedarik zinciri yöneticileri ile girişimciler bir araya geldi.

CPOxL – CPO Executive Lounge Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Zirvesi’nde aynı zamanda Sorumlu Satınalma ödülleri verildi.

IFPSM CEO’su Markku Henttinen
IFPSM CEO’su Markku Henttinen

Uluslararası bir iş hizmetleri platformu olan Synergia ve Satınalma ve Tedarik Yönetimi Üst Meslek Örgütü TÜSMOD işbirliği ile gerçekleştirilen etkinlikte IFPSM CEO’su Markku Henttinen ve EIPM Kurucusu ve Başkanı Bernard Gracia çok önemli verileri dinleyicilerle paylaştı. Strateji ve Yönetim Danışmanı Dr. Kamil BAYAR da Açılış Konuşması yapanlar arasındaydı.

Girişimciler yöneticilerle buluştu

CPOxL - CPO Executive Lounge Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Zirvesi

CPOxL – CPO Executive Lounge Satınalma ve Tedarik Zinciri Yönetimi Zirvesi’nde Octo, Ozz Tech, Adgager, Aivasoft, Clipart, Tidy Tracking Device ve Bidustry geliştirdikleri teknolojileri ve yenilikçi iş modellerini sektörün önde gelen yöneticilerine tanıtma imkanı buldu.

TÜSMOD Yönetim Kurulu üyesi Aşkın ÖZDEMİR ve  İstanbul Aydın Üniversitesi Teknoloji Transfer ve Proje Yönetim Ofisi Direktörü ve Synergia Kurucu ortağı Dr. Ali KURT’un sunuculuğunu yaptığı programda gerçekleştirilen panelde İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Dr. Dudu Banu YOZGATLI moderatörlük yaparken Socar Tedarik Zinciri ve Lojistik Direktörü  Alpay BELLİSAN, TEB Tedarik Direktörü  Arda POLAT, İston A.Ş. Genel Müdürü  Fevzi Alp ATAR ve Motor Aşin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO’su Saim AŞÇI da panelist olarak katılarak destek verdiler, bilgi ve tecrübelerini katılımcılarla paylaştılar.

Sorumlu Satınalma Ödüllerine; Aydınlı Grup ve İstanbul Aydın Üniversitesi layık görüldü.

Dijital satınalma, sürdürülebilir risk yönetimi, inovatif tedarikçi ilişkileri yönetimi ve global yetenek yönetimi çerçevesinde şekillenen ve yaklaşık 300 katılımcı ile gerçekleşen Zirve iş dünyası tarafından büyük ilgi gördü.

Google, fotoğraf ve verilerinizle sizi tanıyan yapay zeka geliştiriyor

Google, fotoğraf ve verilere dayalı kişisel yapay zeka geliştirmek amacıyla “Project Ellmann girişimini başlattı. Bu girişim, kullanıcıların fotoğrafları ve arama geçmişleri gibi verileri analiz ederek, kullanıcıların yaşamlarının “kuşbakışı” görünümünü oluşturmayı ve daha kişiselleştirilmiş sohbet deneyimleri sunmayı hedefliyor. Henüz resmi olarak duyurulmamış olan bu proje, Google’ın mevcut ürünleri arasında bir devrim niteliği taşıyor.

Projeye öncülük eden ekip, “Gemini” adlı üretken yapay zeka modelini kullanarak kullanıcıların hayatlarına dair geniş bir bakış açısı oluşturmayı planlıyor. Gemini, Google Fotoğraflar ve arama geçmişlerini analiz ederek, kullanıcıların günlük alışkanlıkları ve tercihleri hakkında derinlemesine bilgi elde ediyor.

Google

Bu yeni yapay zeka modeli, kullanıcılara özel bir sohbet deneyimi sunmayı amaçlıyor. Örneğin, kullanıcı “Sevgilime doğum gününde ne almalıyım?” sorusunu sorduğunda, Ellmann, cihaz verileri, konuşmalar ve fotoğraflar gibi kaynaklara dayanarak isabetli önerilerde bulunabiliyor.

Ancak, bu kadar kişisel verinin kullanılması beraberinde güvenlik ve gizlilik endişelerini de getiriyor. Kullanıcılar, bu kadar detaylı bir şekilde incelenen verilerine dayalı olarak sorulara yanıt almanın avantajları ile güvenlik riskleri arasında bir denge kurma ihtiyacı hissedebilirler.

Google’ın sunumunda yer alan örnekler, Ellmann’ın kullanıcının evcil hayvanı olup olmadığını, aile üyelerinin adlarını ve ziyaret tarihlerini, hatta kullanıcının düşündüğü şehirleri sıralayabilme yeteneğini gösteriyor. Ancak, projenin resmi olarak duyurulup duyurulmayacağı ve kullanıcı tepkilerine bağlı olarak gelişip gelişmeyeceği henüz net değil.

Bu gelişmeler, kişisel yapay zekaların geleceğine dair bir pencere açarken, kullanıcıların gizlilik ve güvenlik endişelerini de beraberinde getiriyor. Ancak, teknolojinin hızla ilerlediği bir çağda, bu tür yapay zeka tabanlı asistanların gelecekte daha yaygın hale gelmesi bekleniyor.

Big Bang Startup Challenge başladı!

0

İTÜ Çekirdek’in öncülüğünde düzenlenen Big Bang Startup Challenge, “The Braves” teması ile başladı. Teknoloji odaklı girişimlerin yükselişine destek olmak amacıyla bu yıl 13-14 Aralık’ta Uniq İstanbul’da gerçekleştirilecek olan etkinlik, cesur girişimcileri ve yenilikçi projelerini bir araya getiriyor. Etkinlik, “Hayal et, Cesaret et, Yap” mottosuyla, girişimcilerin hayallerini gerçeğe dönüştürme yolunda ilham verici bir deneyim sunmayı hedefliyor.

Big Bang Startup Challenge, farklı sektörlerden 50 yenilikçi girişimi tanıtıyor. Bu girişimler arasında enerji, dijital sanatlar, otomotiv ve mobilite, sürdürülebilirlik ve akıllı şehirler gibi birçok alanda öncü projeler yer alıyor. Girişimler, kendi alanlarındaki sorunlara yaratıcı çözümler sunarak, teknoloji ve yenilikçiliğin sınırlarını zorluyorlar.

Özellikle otomotiv ve mobilite alanında dikkat çeken projeler arasında, AcademicSight’ın üretim hatlarında kalite kontrol süreçlerini iyileştiren yapay zeka sistemi, Driven AVS’in yarış pilotları için geliştirdiği dijital antrenör, ve Sutech Otonom Teknoloji’nin paylaşımlı su üstü mobilite servisi bulunuyor. Bu projeler, sektördeki verimliliği artırma ve maliyetleri düşürme potansiyelleriyle öne çıkıyor.

Enerji sektöründe ise AREYLight Al ve Buradayım gibi girişimler, enerji verimliliğini artırma ve elektrik hatlarındaki arızaları tespit etme konularında yenilikçi çözümler sunuyor. DES – Dalga Enerjisi Dönüşüm Projesi ise dünyanın en büyük dalga enerjisi projelerinden biri olarak dikkat çekiyor.

Diğer yandan, ITU SEED sahnesinde yer alan Develhope ve Ender Turing gibi girişimler, eğitim ve teknoloji alanlarında önemli adımlar atıyor. Develhope, genç işsizliğe karşı “şimdi öğren, sonra öde” modeli ile kodlama eğitimi sunarken, Ender Turing, satış ve müşteri deneyimini iyileştiren konuşma analizi platformu ile öne çıkıyor.

Marketplace & Platform kategorisinde ise FanSupport ve LinqiApp gibi projeler, spor ve eğitim alanlarında dijital çözümler sunuyor. FanSupport, spor kulüplerine koşullu destek sağlayan bir platform iken, LinqiApp, yapay zeka destekli bir dil öğrenme uygulaması olarak milyarlarca insanın İngilizce pratiği yapmasına olanak tanıyor.

AI & Blockchain sahnesinde ise CopeTract ve Dejure AI gibi girişimler, sözleşmelerin dijitalleşmesinden hukuk alanında yapay zeka uygulamalarına kadar geniş bir yelpazede yenilikçi çözümler sunuyor.

Bu etkinlik, teknoloji ve yenilikçilik alanında Türkiye’nin öncü girişimlerini bir araya getirerek, girişimciliği destekleyen bir ekosistem oluşturmayı hedefliyor. Big Bang Startup Challenge, girişimcilerin büyüme yolculuklarında önemli bir kilometre taşı olma özelliğini taşıyor.

Etkinlik hakkında daha fazla bilgi ve kayıt için bigbang.itucekirdek.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

OnePlus 12, Çin’de satış rekoru kırdı: Xiaomi 14 Pro’yu geride bıraktı

0

Çin merkezli teknoloji devi OnePlus’ın yeni amiral gemisi telefonu olan OnePlus 12, 5 Aralık’ta Çin’de satışa sunuldu ve kısa sürede büyük bir başarıya imza attı. Sahip olduğu Snapdragon 8 Gen 3 işlemci, etkileyici fiyat-performans dengesi ve benzersiz özellikleriyle en hızlı satan ikinci telefon unvanını kazandı.

OnePlus, yaptığı açıklamada, OnePlus 12’nin sadece 5 dakika içinde Xiaomi 14 Pro’nun günlük satış hacminin yüzde 61’ine ulaştığını açıkladı. Ancak, toplam satış rakamları ve ilk parti satış miktarı henüz kamuya açıklanmadı.

OnePlus 12

OnePlus 12, performans konusunda da iddialı. Yakın tarihlerde kaydedilen 2.3 milyonluk AnTuTu skoru ile cihaz, güçlü donanımını kanıtladı. Qualcomm’un güçlü işlemcisi Snapdragon 8 Gen 3‘ü barındıran OnePlus 12, aynı zamanda 6,7 inç 120Hz LTPO OLED ekran, 100W kablolu ve 50W kablosuz şarj gibi çığır açan özellikleri bünyesinde bulunduruyor.*

OnePlus 12‘nin kamera sistemi de dikkat çekici. 50MP ana kamera, 48MP ultra geniş açılı kamera ve 64MP 3x periskop kamera gibi üst düzey özelliklere sahip olan cihaz, kullanıcılara benzersiz bir fotoğraf ve video deneyimi sunuyor. Bunun yanı sıra, 32MP selfie kamerası, Bluetooth 5.4 ve ekran içi parmak izi sensörü gibi özellikler de OnePlus 12‘nin çekiciliğini artırıyor.

OnePlus 12‘nin bu başarılı çıkışı, markanın rekabetçi telefon pazarındaki gücünü bir kez daha gösteriyor. Cihaz, teknoloji tutkunları ve kullanıcılar arasında büyük bir heyecan yaratmaya devam ediyor. OnePlus, OnePlus 12 ile birlikte geleceğe dönük başarılarına olan güvenini pekiştiriyor ve amiral gemisi telefonlarıyla pazarda güçlü bir konumda olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Meta, Instagram’daki genç influencerlarla iş birliği yapıyor

Meta, Türkiye’nin seçkin genç içerik üreticileri, UNDP Türkiye ve Koç Üniversitesi KARMA Lab ile yaptığı iş birliğiyle, Instagram’ın toplulukları bir araya getirme ve toplumsal amaçları destekleme gücünü göstererek, yakın zamanda meydana gelen depremden etkilenen bölgelerdeki kültürel simge yapılarını yerinde görmeyi teşvik etmeyi ve turizmi canlandırmayı amaçlıyor.

Ülkenin genç Instagram içerik üreticilerini dijital platformların ötesine geçen bir amaç için bir araya getiren Medeniyetlerin Hafıza Kapısı Projesi ile Meta, Türk gençlerinin hayati bir sosyal amacı desteklemek için kolektif bir çaba içinde nasıl birleştiğine ışık tutuyor. Proje, Instagram’ın gücünü kullanarak felaketlerden sonra birleşmenin ve kültürel değerlere sahip çıkmanın önemini vurguluyor.

UNDP Türkiye ve Koç Üniversitesi KARMA Lab iş birliğiyle gerçekleştirilen proje için içerik üreticilerinin kent simgelerinin depremden önceki görünümünü yansıtabileceği 3 AR filtresi geliştirildi. Projenin mesajını yaymak amacıyla Instagram ile iş birliği yapan Yeşim Sevinç, Emir Elidemir ve Yeliz Korkmaz, paylaştıkları Reels videolarında bu filtreleri kullanarak ilgi çekici içerikler aracılığıyla takipçilerini depremden etkilenen Kahramanmaraş, Gaziantep ve Hatay bölgelerini ziyaret etmeye ve turizmi canlandırmaya teşvik etmeyi hedefliyor.

Aynı zamanda, oluşturulan filtreler, depremden etkilenen bölgeler ve tarihi ve kültürel simgeler hakkında daha detaylı bilgiye https://hafizakapisi.com.tr web sitesi  üzerinden  ve Instagram hesabı (@hafizakapisi) üzerinden ulaşılabiliyor.

Instagram, gençlerin tutkularını destekleyen çalışmalarını sürdürüyor

Gençlere yatırım yapma ve tutkuyla bağlı oldukları konuları ele alırken kitlelerini büyütmeleri için bir platform sağlama konusundaki desteğini daima gösteren Instagram, bu projeyle genç neslin sesinin duyulmasına imkan sağlamaya olan bağlılığını da gözler önüne seriyor.

Bu projeyle yerel halka ve kültüre destek olmayı hedefleyen Meta, insanları bu 3 büyük şehri ziyaret etmeye ve turizmi hareketlendirmeye davet ediyor. Meta ve gençlerin Instagram merceğinden yeniden inşa etme, dayanışma ve kalıcı etki yaratma yolculuğunu #yerindegörmekgerek ve #hafızakapısı etiketlerinden takip edebilirsiniz.

Tesla’nın yeni insansı robotu Optimus Gen 2 resmen tanıtıldı!

0

Son dönemde teknoloji alanında yaşanan gelişmeler bir hayli heyecan verici. Özellikle yapay zekanın gün geçtikçe gelişmesi ağzımızı açık bırakacak teknolojilerin gün yüzüne çıkmasına ortam hazırlıyor. Tabii bu noktada Elon Musk’ın Tesla’sını göz ardı etmek hata olur. Şirket son olarak yeni insansı robotu Optimus Gen 2‘yi tanıttı. Peki Optimus Gen 2 ne gibi yeniliklerle geliyor? İşte Tesla Optimus Gen 2 özellikleri!

Tesla Optimus Gen 2 özellikleri

Tesla Optimus Gen 2 bir önceki nesille karşılaştırıldığında artık çok daha yetenekli. Özellikle ev sahipliği yaptığı geliştirilmiş sensörlerle birlikte hareketleri daha yumuşak ve kusursuz gözüküyor. Hatta şirketin iddiasına göre yeni versiyon, selefinden yüzde 30 daha hızlı yürüyebiliyor.

Tesla, Optimus Gen 2‘nin dengesini geliştirdiğini ve ağırlığında da 10 kilogramlık bir azalma olduğunu söylüyor. Hatta paylaşılan videolarda robotun squat yaptığı görülüyor ve bu da şirketin söylemlerini büyük ölçüde doğruluyor. Bunun dışında el ve parmaklarında da ciddi gelişmeler söz konusu. Optimus Gen 2 bir öncekinden daha hızlı el ve parmak hareketlerine sahip ve bunun yanı sıra dokunsal duyu özelliği bütün parmaklarda çalışıyor.

Yukarıdaki detayları dikkate aldığımızda yeni Tesla robotunun bir öncekiyle kıyaslanamayacak düzeyde insansı ve yetenekli olduğunu söyleyebiliriz. Hatırlanacağı üzere geçen yılki Tesla AI Day‘de gösterilen ilk nesil robotun zar zor yürüyerek izleyicilere el salladığını düşünerek ciddi bir değişimin yaşandığını kabul etmemiz gerekiyor.

Tesla Optimus Gen 2 ilk etapta şirketin kendi üretim operasyonlarında görev almaya başlayacak. Robotun testleri bittikten ve kısacası kullanılabilirliği kanıtlandıktan sonra ise satışa sunulması planlanıyor.

Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi yorumlar kısmından bizlerle paylaşabilirsiniz.

Pocket Wifi Turkey 8,9 milyon TL’lik yatırım aldı

Pocket Wifi Turkey, ilk yatırım turunda Fonangels platformu üzerinden gerçekleştirdiği kitle fonlama kampanyası ile 75 Milyon TL değerleme üzerinden 8,9 milyon TL yatırım topladı. Bugüne kadar Türkiye’ye gelen 30.000’den fazla turiste hizmet veren Bilişim Vadisi merkezli Pocket Wifi Turkey, dünyada seyahat eden herkesin kullanımına açacağı Pocket eSim için çıktığı ilk yatırım turunu İz Yatırım Holding, Tohum Holding, Gençpa Teknoloji, Habey Ventures ve Fuzul Ventures’in de içinde bulunduğu kitle fonlama yatırımcılarından 75 milyon TL değerleme üzerinden aldığı 8.9 Milyon TL’lik yatırımla tamamladı.

Pocket Wifi Turkey, yeni yılda faaliyet gösterecek Pocket esim markası ile yerli ve yabancı turistlere Esim hizmeti sağlamaya başlayacak. Global seyahatlerde Pocket eSim tarafından kullanıcılar için en uygun eSim seçeneği fiziki bir sim karta ya da ek bir cihaza ihtiyaç duyulmadan hızlı ve uygun fiyatlı bir şekilde sunulacak. Pocket Wifi Turkey, Pocket eSim markası ile yeni dönemde global pazardaki en önemli Esim firmalarından birisi olmayı hedefliyor.

Telekomünikasyon girişimi Pocket Wifi Turkey globale açılıyor

Konuya ilişkin değerlendirmelerini paylaşan PWT Teknoloji Kurucu Ortağı Eymen Özkan, alınan yatırımla 140’tan fazla destinasyona seyahat edecek turistlere “Pocket eSim” markası ile sunacakları esim hizmeti ile turistlerin en önemli seyahat ihtiyaçlarından olan bağlantı gerekliliğini dijital olarak karşılayacaklarını iletti.

Alınan yatırımı büyüme stratejileri doğrultusunda kullanacaklarını ve globalde en önemli oyuncu olmak istediklerini aktaran Eymen Özkan, ilk etapta Türkiye’ye gelen veya Türkiye’den seyahat eden turistleri hedefleyerek uygulamanın kullanıcı sayısını artırmayı, odak Pazar olarak Dünya’da en çok yurtdışına seyahat eden nüfusa sahip Amerika ve Çin pazarlarını domine etmeyi amaçladıklarını ifade etti. İçinde bulundukları Roaming pazar büyüklüğünün 2027’e kadar 10 milyar dolardan 20 milyar dolara çıkmasının beklendiğini ifade eden Eymen Özkan, yakın vadede tüm dünya turistlerinin kullandığı bir uygulama olmayı hedeflediklerini söyledi.

Tesla, Cybertruck’ın satılmasına engel olacak!

Cybertruck’un ilk teslimatları yapılmadan birkaç hafta önce Tesla, satın alma sözleşmesini güncelleyerek, sahiplerinin mallarını devretmesini önlemek için ihtiyati tedbir isteyebileceğini ekledi.

Şirket, aracı satın aldıktan sonraki bir yıl içinde satmaya kalkışmaları halinde “maddi tazminat” isteyebileceğini söyledi.

Fakat bilgilerin sosyal medyada yayılmasından kısa bir süre sonra Tesla maddeyi eklediği kadar sessiz bir şekilde kaldırdı. Şimdi, Electrek‘in bildirdiği üzere, 120.000 ABD Doları tutarındaki Foundation Serisi konfigürasyonu için sipariş vermeyi başaran Cybertruck müşterileri, hâlâ tartışmalı maddeyi içeren bir sipariş sözleşmesi aldı.

Müşteriler tarafından Cybertruck Owners Club forumunda yayınlanan kopyaya göre, alıcılar araçlarını satın almanın ilk yılı içinde satmamayı kabul ediyorlar. Araç sahipleri, yıl dolmadan araçlarını satmak zorunda kalırsa Tesla onlardan şirkete bildirimde bulunmalarını istiyor; şirket daha sonra kilometre başına 25 sent eksi aşınma ve yıpranma maliyetini hesaba katarak araçlarını geri satın alacak.

Tesla Cybertruck

Otomobil üreticisinin araçlarını satın almayı reddetmesi ve üçüncü bir tarafa satması için onlara yazılı izin vermesi durumunda Cybertruck’larını Tesla ile sorun yaşamadan satabilirler.

Diğer otomobil üreticileri, özellikle de Ferrari ve Porsche gibi lüks markalar benzer bir kuralı uyguluyor. Tesla’nın durumunda şirket, kuralın tüm Cybertruck alıcıları için mi geçerli olacağını yoksa kuralın yalnızca Foundation Serisi sahipleri için mi uygulanacağını henüz netleştirmedi.

Ne olursa olsun potansiyel alıcılar, bir Cybertruck satın aldıklarında satın alma anlaşmalarını gözden geçirmek isteyebilirler çünkü kuralı ihlal etmeleri halinde Tesla gelecekte onlara daha fazla araç satmayı reddedebilir.

Sigorta işlemlerini dijitalleştiren çözüm

QNB eFinans, yeni ürünü e-Sigorta Komisyon Gider Belgesi ile sigorta sektörü için yeni bir çözümü hayata geçirdi

QNB Finansbank’ın iştiraki olarak, ticareti ve bankacılığı dijitalleştirme, e-Dönüşümü finansal hayata entegre etme hedefiyle çalışmalarına 10 yıldır devam eden QNB eFinans, yeni ürünü e-Sigorta Komisyon Gider Belgesi ile sigorta sektörü için yeni bir çözümü hayata geçirdi. Bu ürün Sigorta şirketleri ile acenteleri aralarındaki komisyon süreçlerinin belgelendirilmesi kapsamında düzenlenen sigorta komisyon gider belgelerinin, elektronik ortamda düzenlenmesine olanak sunarak işlemlerin dijitalleşmesini sağlıyor.

QNB eFinans; 2013’ten bu yana, e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv, e-İrsaliye başta olmak üzere, e-Serbest Meslek Makbuzu (e-SMM), e-Müstahsil Makbuzu (e-MM) ve e-Adisyon gibi tüm e-dönüşüm ürünlerinde ve yasal iletişim standartlarından Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) alanında yenilikçi çözümleri lisanslı ve yasal uyumlu şekilde sunmaya devam ediyor. e-Dönüşüm ürünleri arasına en son bu yıl Gelirler İdaresi Başkanlığı’nca katılan e-Sigorta Komisyon Gider Belgesini de ekleyerek sektördeki ilk canlı işlemlere hızla başlayan QNB eFinans, gelişen teknolojiye hızlı adaptasyonu sayesinde portföyüne yeni ürünler eklemeyi sürdürüyor.

Kağıt belgeler artık elektronik ortamda hazırlanacak

QNB eFinans’ın hayata geçirdiği e-Sigorta Gider Komisyon Belgesi ile sigorta, emeklilik ve reasürans şirketlerinin sigorta ve emeklilik acentelerine ödedikleri komisyonlarına dair kağıt belgeleri elektronik ortamda hazırlamak mümkün hale geliyor. Müşteriler bu belgeyi, sigorta ve emeklilik acentelerinin düzenlediği belgelerin yerine kullanabilirken, muhafaza ve ibraz edilebilme imkânı da yakalıyor. 509 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’yle uygulamaya konmuş olan e-Sigorta Komisyon Gider Belgesi uygulamasına dahil olmak isteyen şirketlerin, e-Fatura uygulamasına da dahil olmaları gerekiyor.

Belgelerin elektronik ortamda onaylanması ve raporlanması sayesinde iş süreçlerinde hızlı ve yüksek verimde iş yapmak mümkün hale geliyor. Belge, dijital ortamda düzenleneceği için gerek düzenleyen gerek alıcı taraflar için kağıt, baskı, kargo, arşivleme gibi maliyet tasarrufu sağlamasının yanında doğaya da katkı sunuyor. Bu sayede operasyonel süreçler dijitalleşerek takibi kolaylaşan ve raporlanabilen bir formatta kullanıma sunuluyor. Ayrıca kağıt belgeler üzerinde oluşabilecek hatalar da bu yöntem ile en aza indiriliyor.

QNB eFinans Genel Müdürü Okay Yıldırım
QNB eFinans Genel Müdürü Okay Yıldırım

QNB eFinans’ın yeni ürünü hakkında açıklamalarda bulunan QNB eFinans Genel Müdürü Okay Yıldırım yaptığı açıklamada; “QNB eFinans olarak, ticari ve finansal hayattı kolaylaştıracak ve dijitalleşmesine katkı sunacak adımlar atmayı sürdürüyoruz. Sigortacılıkta kullanılan dokümanları güvenilir ve malî düzenlemeler çerçevesinde dijitalleştirerek sigorta sektörüne daha hızlı, daha verimli ve daha doğru çözümlerle hizmet verme hedefimiz doğrultusunda 10. yılımızı tamamlıyoruz. ERP bağımsız bir hizmet sağlayıcı olarak, yenilikçi ürünlerle oluşturduğumuz e-dönüşüm yolculuğumuza bugün bir yeni ürün daha eklemenin mutluluğunu yaşıyoruz. Yeni ürünümüz e-Sigorta Komisyon Gider Belgesi ile emeklilik ve reasürans şirketlerinin sigorta ve emeklilik acentelerine ödedikleri komisyonların, elektronik ortamda düzenlenmesine olanak sunuyoruz. Ayrıca kağıt kullanımını da en düşük seviyeye indirerek doğayı koruyan dijitalleşme ve e-dönüşüm çözümlerine bir yenisini daha ekliyoruz. ERP bağımsız altyapımız sayesinde kullanıcılarımızın kolayca çalışabilecekleri uçtan uca uzaktan desteklerimiz ile hizmet sunmayı sürdüreceğiz.” dedi.

CITS Bilişim Hizmetleri, SAP iş ortağı oldu!

Coşkunöz Holding çatısı altında kurumların stratejik dijital dönüşüm çalışmalarına bütünsel bakış açısıyla operasyonel ve teknolojik katkı ve uçtan uca çözümler sunan CITS Bilişim Hizmetleri, kurumsal uygulama yazılımlarının küresel lideri SAP’nin iş ortağı oldu. 

Büyüyen uzman kadrosu ve ürün portföyüyle yeteneklerini güçlendirmeye devam eden CITS (Cloud Information Technology Services), kurumsal uygulama yazılımlarında küresel lider SAP’nin iş ortağı oldu. Coşkunöz Holding çatısı altında faaliyet gösteren SAP Silver Partner’ı CITS, bu iş birliğiyle dijital dönüşümde güvenilir bir iş ortağı olmayı, SAP’nin akıllı ERP çözümü S/4HANA başta olmak üzere finans, lojistik ve iş zekâsı alanlarındaki yazılım ürünlerini CITS müşterileriyle buluşturmayı, yetkin ve alanında uzman ekipleriyle kurumlara SAP projelerinde lisans satışı, danışmanlık ve destek hizmetleri sunmayı hedefliyor. CITS, uçtan uca çözümlerinin yanı sıra her ölçekten kurumun buluta güvenli ve sorunsuz bir şekilde geçmesini sağlayan RISE with SAP çözümünü de sunuyor. İş birliği kapsamında CITS’in farklı sektörlere özel hazırladığı ürün ve çözümler de SAP’nin pazar yerinde satışa sunulacak.  

Dijital dönüşüm yolunda güçlü destek

CITS Genel Müdürü Semih Gür
CITS Genel Müdürü Semih Gür

Konuyla ilgili değerlendirme yapan CITS Genel Müdürü Semih Gür, “Coşkunöz Holding iştiraklerinden CITS Bilişim Teknolojileri olarak 2016 yılından bu yana sunduğumuz yenilikçi çözüm ve hizmetlerle stratejik dijital dönüşüm yolculuklarında müşterilerimize en yakın yol arkadaşları olarak eşlik ediyor ve destek oluyoruz. Uygulama yazılımları, yapay zekâ, IoT, büyük veri gibi Endüstri 4.0 projeleri ile farklı sektörlerden birçok şirketin dijital dönüşümüne katkı sunuyoruz. Dünya kurumsal uygulama ve yazılım pazarının lider kuruluşu SAP ile gerçekleştirdiğimiz iş birliği ile ürün ve hizmet yelpazemizi daha da genişletmenin heyecanını yaşıyoruz. SAP ile birlikte dijital dönüşümlerini gerçekleştirmek için çalışan kurumların artık çok daha güçlü bir iş ortağıyız” diye konuştu.

SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan da “SAP Türkiye olarak 20 yılı aşkın süredir güçlü ekosistemimizle birlikte ülkemizin sürdürülebilir gelişimine ve dijitalleşmesine katkıda bulunuyoruz. Türkiye’deki kurum ve markaların dünya çapında imza attıkları başarılara ortak olmaktan gurur duyuyoruz. Bu süreçte iş ortaklarımızın katkısı çok değerli. Yüzde 100 Türk sermayesiyle kurulan ve Coşkunöz Holding gibi sanayiye yön veren güçlü bir holdingin uzun yıllara dayanan deneyimini iş dünyasına kazandıran CITS’in başarılarını ve kurumlara sunduğu yenilikçi çözümleri yakından takip ediyorduk. CITS iş birliği ile kurumların dijital dönüşümlerine sunduğumuz katkıları yeni bir boyuta taşımanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Genç Profesyoneller Programı ile Yılın SAP Akademi Ödülü’nü aldı

Geçtiğimiz günlerde SAP iş birliğiyle bilişim sektöründe genç yetenekleri destekleyen Genç Profesyoneller Programı ile “Yılın SAP Akademi Ödülü”nü alan Coşkunöz Holding, Türkiye’de uzun yıllardır SAP teknolojilerini kullanan kurumlardan biri olarak öne çıkıyor. Otomotiv sektöründe Türkiye’deki ilk SAP projesini hayata geçiren Coşkunöz Holding, bilgi teknolojileri alanında özellikle sanayiye yönelik 30 yılı aşkın bilgi birikimi ve tecrübesini iş dünyasına sunmak amacıyla 2016 yılında CITS Bilişim Hizmetleri şirketini kurdu. CITS; SAP çözümleri, PLM uygulamaları, Endüstri 4.0 çözümleri, bulut tabanlı yazılım uygulamaları, sistem, network ve siber güvenlik konularında alanında yetkin ekibiyle geliştirdiği firma bazlı bulut bilişim hizmetleri kullanım modeliyle, müşterilerine ihtiyaç duydukları tüm BT servislerini tek elden bulut bilişim hizmeti olarak sunuyor.

Aktif Ventures ve Destekbank’tan önemli iş birliği

0

Türkiye’nin en büyük özel sermayeli yatırım bankası Aktif Bank iştiraki Aktif Ventures, Destekbank ile yeni bir iş birliğine imza attı. Aktif Ventures’ın hayata geçirdiği, Türkiye’nin en güçlü API pazaryeri olma özelliğine sahip Apilion ile entegrasyon sağlayan Destekbank, müşterilerine fatura ödeme ve uluslararası para transferi hizmeti sunacak.  

Girişimlere yatırım yapma, onlarla birlikte büyüme ve uçtan uca inşa etme misyonuyla faaliyete geçen Aktif Ventures, sahip olduğu API pazaryeri platformu Apilion ile Destekbank’a hizmet verecek. Böylece, 2022 yılında faaliyetlerine başlayan Destekbank; bünyesine farklı finansal hizmetleri dahil edebilmek için uzun altyapı çalışmaları sürecine gerek kalmadan zamandan tasarruf ederek, Apilion’un hazır API servislerini kullanarak hizmet verebilecek. Apilion ve Destekbank arasında gerçekleştirilecek ilk entegrasyon kapsamında, kullanıcılara fatura ödeme ve uluslararası para transferi hizmeti sunulacak. Destekbank müşterileri, tüm kurum fatura ödemeleri imkânının yanı sıra uygun oranlarla uluslararası para transferi işlemleri yapma fırsatı da bulacak.

Fintech alanında iş birlikçi yaklaşımlar

Finansal teknolojiler alanında güçlü API servisleri ile bankacılık sektörüne katkı sağlamaya devam ettiklerinin altını çizen Aktif Bank Genel Müdürü Ayşegül Adaca, “İştirakimiz Aktif Ventures’ın yaklaşık bir yıl önce hayata geçirdiği Apilion, bugün en fazla API’ye sahip bir pazaryeri olarak dikkat çekiyor. Hem bankamız hem de iştiraklerimizle, finansal teknolojiler alanında iş birlikçi bir yaklaşım benimsemenin önemine gönülden inanıyoruz” dedi.

Aktif Ventures Genel Müdür Vekili Yasemin Evsahibioğlu ise “Türkiye’nin en güçlü API pazaryeri Apilion ile fintech ve bankacılık dünyasına sunduğumuz hizmetlerle, iş ortaklarımızı her geçen gün artırıyoruz. Bu kapsamda sektörümüzün yeni oyuncularından Destekbank ile iş birliği yapmaktan ve Apilion’un servisleri ile onlara destek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Akayoğlu: “Kurduğumuz güçlü iş birlikleri ile sektörde emin adımlarla yürüyoruz.” 

Destekbank Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Özgür Akayoğlu, “Bankacılık sektörünün en yeni ve dinamik bankalarından biri olarak, Aktif Bank grubu ile stratejik ortaklığımızı güçlendirecek yeni bir iş birliğine imza atmaktan son derece mutluyuz. Aktif Ventures’ın Apilion çözümlerini sistemlerimize entegre ederek çok yakında müşterilerimize fatura ödemeleri ve uluslararası para transferi hizmetlerini de sunmaya başlayacağız” dedi.

Kurumsal girişimcilik ödülleri 5. kez sahiplerini buldu

Girişimci Kurumlar Platformu ve Özyeğin Üniversitesi iş birliğiyle bu yıl beşinci kez düzenlenen Kurumsal Girişimcilik Ödülleri’nde en iyi kurum içi girişimcilik projeleri, en etkili kurum & iş birliği projeleri, jüri özel ödülü ve bu sene ilk defa ödül kategorisine eklenen en iyi kurum içi girişimcilik programı ödülleri, 12 Aralık Salı günü Corporate & Startup Day’de açıklandı.

Bu yıl 39 farklı şirketten 32 kurum içi girişimcilik projesi, 30 startup iş birliği ve 13 farklı şirketten en iyi kurum içi girişimcilik programı başvurusu alındı. Yarışmaya katılan adaylar arasındaki değerlendirmede; ana faaliyet alanına yakınlık, yaratılan ölçülebilir değer ve ticarileşme gibi genel kriterler öne çıkarken; kurum içi girişim kategorisinde, fikrin kurum içinde çalışanlardan gelmesi; iş birliği kategorisinde girişim ile ortak ürün geliştirme; kurum içi girişimcilik programında ise ticarileşen fikir sayısı, programa dahil olan çalışan sayısı gibi özel kriterler göz önünde bulunduruldu.

Girişimci Kurumlar Platformu Başkanı Tuğrul Ağırbaş ödüllerle ilgili olarak; “Girişimci Kurumlar Platformu olarak 2019 yılından itibaren verdiğimiz kurum içi girişimcilik ödüllerine olan ilginin her yıl arttığını başvuru sayısının yükselişinde görebiliyoruz. Girişimcilik ekosistemimizde yer alan kurum-girişim iş birliklerinin ve kurum içi girişimcilik projelerinin her yıl artarak güçlenmesi girişimcilik ekosistemimiz adına çok sevindirici… Ekosistemimizdeki gelişime paralel olarak bu sene ilk defa ödüllerimize En İyi Kurum içi Girişimcilik Programı kategorisini de ekledik. Gelen başvuru talepleri de doğru zamanda doğru adımlar attığımızı gösteriyor. Jüri ekibi olarak birbirinden değerli projeleri değerlendirirken iyi projeler nedeniyle çok zorlandığımız ancak bir kadar da ekosistem adına sevindirici bir süreç yaşadık. Tüm adayları ve kazananları tebrik ediyoruz” dedi.

Seçkin üyelerden oluşan jüri, kazananları seçti

Ödül değerlendirme jürisinde Girişimci Kurumlar Platformu Başkanı Tuğrul Ağırbaş, Softtech Ventures Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Soner Canko ve Fast Company Türkiye’nin Kurucusu Rauf Ateş ve Girişimci Kurumlar Platformu Kurucusu İhsan Elgin yer aldı.

Türkiye’nin dev şirketlerinden çıkan girişimler

En iyi Kurum içi Girişimcilik Projesi kategorisinde AZKarbon (İnci Holding), Kiralarsın (QNB Finansbank) ve Memotive (Fark Labs) ilk üçe girerken; En Etkili Kurum & İş Birliği Projesi kategorisinde E-bike (Otokoç Otomotiv & Alba E-Bikes), Görüntü İşleme Teknolojisi ile Stok Yönetimi (Vodafone & Ayvos) ve RuviOil Diver – Tank Taban Muayenesi için Yenilikçi Robotik Çözüm (Tüpraş & AISfield) isimli iş birliği projeleri ödül aldı. Bu sene yeni eklenen En İyi Kurum içi Girişimcilik Programı kategorisinde Anadolu Efes Girişim Atölyesi (Anadolu Efes), Ford Otosan Kurum içi Girişimcilik Programı (Ford Otosan), imagIN (İş Bankası) ödüle layık görülürken, Kamu & STK En İyi Programı kategorisinde ise Tech İstanbul (İstanbul Büyükşehir Belediyesi) ödülün sahibi oldu. Güçlü adayların yer aldığı elemede Jüri Özel Ödülleri ise Kahve Atıklarının İleri Dönüşümüyle Üretilen Ahşap Bazlı Paneller (Kastamonu Entegre & Wastepresso), Ürünlerimizi Fazlasıyla Geri Kazanıyor, Kazandırıyoruz (Eczacıbaşı Holding & Fazla Gıda) ve W-Energy for Equality (Aygaz & Learneco) projelerine verildi.

Getir ABD’li Freshdirect’i satın aldı

Türkiye’nin lider online market ve yemek ürünleri teslimat platformu Getir, ABD pazarındaki etkisini artırmak adına New York, New Jersey ve Connecticut eyaletlerinde faaliyet gösteren online market devi FreshDirect’i resmen satın aldığını duyurdu. Yapılan bu stratejik anlaşma, Getir’in küresel düzeydeki büyüme hedeflerine bir adım daha yaklaşmasını sağlayacak.

Yıllık 650 Milyon Dolarlık Dev Anlaşma

Resmi açıklamada anlaşmanın bedeli belirtilmese de, Getir’in yıllık 650 milyon dolar ciroya sahip olan FreshDirect’i bünyesine kattığı bilgisi öne çıkıyor. Bu, Getir’in büyüme stratejisinin ve uluslararası genişleme planının önemli bir parçasını oluşturuyor.

Getir

FreshDirect, meyve, sebze, et, süt ürünleri ve hazır yiyeceklerin yanı sıra etkileyici hızlı teslimat hizmeti sunmasıyla biliniyor. Bu satın alımın ardından FreshDirect markası korunacak ve Getir uygulamasına entegre edilerek, kullanıcılara daha geniş bir ürün yelpazesi sunulacak.

Getir’in CEO’su, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bu satın alma, şirketimizin büyüme yolculuğunda önemli bir kilometre taşıdır. Getir ile FreshDirect için yeni fırsatlar, genişletilmiş yetenekler ve gelişmiş iş birliği getireceğinden eminiz. FreshDirect üyelerini resmi olarak Getir topluluğuna davet etmekten mutluluk duyuyoruz!” şeklinde değerlendirmede bulundu.

Bu anlaşma, Getir’in küresel düzeydeki büyüme stratejisine ivme kazandırmayı amaçlıyor. FreshDirect’in güçlü piyasa konumu ve Getir’in teknoloji odaklı hizmet anlayışı, birleşerek online market sektöründe önemli bir aktörü daha ortaya çıkarıyor.

Çin, yerli çiplerle çalışan ExaFlop sınıfı süper bilgisayar duyurdu

0

Çin, süper bilgisayar teknolojisindeki liderliğini pekiştirmek üzere, Çin Ulusal Savunma Teknolojisi Üniversitesi tarafından geliştirilen yeni bir süper bilgisayar olan Tianhe Xingyi’yi duyurdu. Bu önemli adım, ülkenin yerli çiplerle donatılmış bir ExaFlop sınıfı süper bilgisayar ile dünya sahnesindeki etkisini artırmayı amaçlıyor.

Bu yeni nesil süper bilgisayarın öne çıkan özellikleri arasında, genel CPU hesaplama gücü, ağ yetenekleri, depolama kapasitesi ve uygulama hizmeti yetenekleri gibi birçok açıdan selefinin iki katı performans sunması yer alıyor. Çin, bu hamlesiyle sadece yerli çipleri kullanarak teknolojik bağımsızlığını vurguluyor, aynı zamanda süper bilgisayar teknolojisinin geldiği son noktada önemli bir rol üstleniyor.

ExaFlop

Tianhe Xingyi’nin teknik detayları ve performans rakamları şu anda gizemini koruyor, ancak The Next Platform’un raporları, bilgisayarın yerli çipleri olan MT3000’ü kullanarak exascale performansına ulaşabileceğini öne sürüyor. Bu, Çin’in, yüksek performanslı donanım alanında Amerikan ürünlerine erişim sınırlamalarıyla karşı karşıya kaldığı bir dönemde, yerli çipleriyle ne kadar ileri gidebileceğini gösteren önemli bir adımı temsil ediyor.

Çin, süper bilgisayar çalışmalarındaki son gelişmelerini genellikle gizli tutuyor ve performans verilerini paylaşmaktan kaçınıyor. Ancak, Tianhe Xingyi’nin çeşitli sektörlerde kullanılacak yüksek performanslı bilgi işlem uygulamalarını, yapay zeka model eğitimini ve büyük veri analizini destekleyeceği belirtiliyor. Bu da, sadece bilimsel araştırmalara değil, aynı zamanda endüstri ihtiyaçlarına da hizmet edebileceği anlamına geliyor.

Tianhe Xingyi’nin performansı henüz Top 500 listesinde yer almıyor ve Çin, Batı standartlarına uymak yerine, süper bilgisayarları için Gordon Bell ödülü başvurularına odaklanmayı tercih ediyor. Bu da, gelecekte bu bilgisayarın ödüllerle taçlandırılabileceği bir potansiyeli işaret ediyor.

Çin’in süper bilgisayar teknolojisinin bu yeni aşaması, yerli çiplerle donatılmış ExaFlop sınıfında bir bilgisayarın mümkün olduğunu göstererek, ülkenin teknolojik yeterlilik yolculuğunda önemli bir kilometre taşı olarak karşımıza çıkıyor.