Türkiye’deki iCloud kullanıcıları tehdit altında!

0

Son zamanlarda Türkiye’deki sosyal ağlarda iPhone’ların çalındığı ve ardından iCloud kimlik bilgilerinin ele geçirilerek çalınan cihazların kontrolünün ele alınmaya çalışıldığına dair bildirimlerde artış yaşanıyor. Bu yeni gözlemlenen türdeki dolandırıcılık, fiziksel ve dijital saldırının bir kombinasyonundan oluşuyor. İlk aşamada suçlular kişinin iPhone cihazını çalıyor. Ancak çalınan cihaz, kilidi açılmadan dolandırıcılar için herhangi bir değer ifade etmiyor. Bu nedenle planın bir sonraki dijital aşamasına geçiliyor. IPhone’larının çalındığını fark eden kullanıcılar genellikle iCloud üzerinden “iPhone’umu Bul” hizmetini kullanmaya çalışıyor. Bu sırada sözde Microsoft’tan gelmiş gibi görünen ve iCloud kılığında gizlenmiş bir kimlik avı sayfasına bağlantı içeren bir SMS alıyorlar. Hırsızlık mağdurunun kimlik bilgilerini bu sayfaya girmesi durumunda, bilgiler anında suçluların eline geçiyor ve cihaz içeriğine tam erişim sağlanıyor.

Dolandırıcılık mağdurlarından birinin sahte SMS mesajları içeren ekran görüntüsü
Kaspersky Güvenlik Araştırmacısı Mert Değirmenci, şunları söylüyor: “Bu saldırı, çevrimiçi ve çevrimdışı yöntemlerin dolandırıcılar tarafından çıkar elde etmek için nasıl birlikte kullanılabileceğinin ilginç bir örneğini oluşturuyor. Bu saldırının karmaşa seviyesi oldukça yüksek. Suçlular büyük olasılıkla iPhone’larının çalınmasıyla kafası karışan ve strese giren, bu nedenle dolandırıcıların önlerine attığı yeme kanmaya eğilimli kurbanları hedef alıyor. Bu yüzden stresli durumlarda bile dikkatli olmak, mesajların kaynağının güvenilirliğini kontrol etmek ve şüpheli web sayfalarına kişisel verileri girmemek son derece önemli.”

Kaspersky uzmanları, bu ve benzer kimlik avı tuzaklarının kurbanı olmamak için aşağıdaki güvenlik önlemlerini uygulamanızı öneriyor:

• Yalnızca gönderenine güvendiğinizden eminseniz e-postaları veya mesajları açın ve içeriğindeki bağlantıları tıklayın.
• Bir gönderici meşru görünse de mesajın içeriği garip görünüyorsa, alternatif bir iletişim kanalı aracılığıyla göndericiyi kontrol edin.
• Bir kimlik avı sayfasıyla karşı karşıya olduğunuzdan şüpheleniyorsanız, web sitesi adresinin yazımını kontrol edin. Adres I yerine 1 veya O yerine 0 gibi ilk bakışta fark edilmesi zor farklılıklar içerebilir.
• Tüm kişisel cihazlarınızda kanıtlanmış bir güvenlik çözümü kullanın. Uluslararası tehdit istihbarat kaynaklarına erişimleri sayesinde, bu çözümler spam ve kimlik avı kampanyalarını tespit edip engelleme yeteneğine sahiptir.

Apple, iPhone 16 Pro’da delikli ekran tasarımını test ediyor

0

Apple, iPhone serisinin yeni modellerinde denemekte olduğu çeşitli tasarım özellikleri ile gündemde. Son olarak, iPhone 16 Pro’nun prototipinde delikli ekran tasarımını test ettiği iddiaları ortaya atıldı. Şirket, geçtiğimiz modellerde Dinamik Ada tasarımına geçiş yapmış olsa da, bu yeni tasarımın hemen benimsenip benimsemediği belirsizliğini koruyor.

iPhone 14 Pro ile birlikte kullanılmaya başlanan Dinamik Ada tasarımı, iPhone 15 serisinde tüm modellerine entegre edilmişti. Ancak, şimdi ortaya atılan bir iddiaya göre Apple, Android telefonlarda yaygın olan yuvarlak delikli ekran tasarımını iPhone 16 Pro prototipinde test ediyor. Bu tasarım değişikliği, özellikle Android telefonlarda yaygın olmasına rağmen, Apple’ın Face ID gibi özel bileşenleri ekranın altına entegre etme zorluğunu beraberinde getiriyor.

Delikli ekran tasarımı, Android telefonlarda sıkça karşılaşılan bir özellik olmasına rağmen, Face ID’nin eksikliği dikkat çekiyor. Apple, IR tarayıcı, nokta projektörü gibi Face ID bileşenlerini ekranın altına entegre etmek zorunda kalıyor. Ancak, bu teknolojinin ekran altına gömülmesi, kamera görüntü kalitesinin düşmesine neden olabilir ve bu da Face ID’nin güvenilirliğini tehlikeye atabilir.

Bu iddiaların gerçek olup olmadığı konusunda net bir bilgi bulunmamakla birlikte, Twitter’daki Majin Bu hesabının öne sürdüğüne göre, eğer testler başarılı olursa, bu tasarım değişikliğini 2025 yılında iPhone 17 Pro’da görebiliriz. Ancak, Ekran Tedarik Zinciri Danışmanları’nın kurucusu ve CEO’su Ross Young’a göre, bu çözümün uygulanması iPhone 16 Pro’da değil, gelecekteki telefonlarda olabilir. Dolayısıyla, prototip test edilse bile, yeni tasarımın hemen uygulamaya geçirilmesi kolay olmayabilir.

Apple, rakiplerini alt etmek için Amazon ile işbirliği yapmış olabilir!

Anlaşma, Apple cihazları için arama sonuçlarını ve ürün sayfalarını rakiplerininkinden daha temiz hale getiriyor.

Amazon, Apple ürünleri için arama sonucu sayfalarında rakip ürünleri listelemeye devam ederken, sonuçların üstüne, altına ve arasına yapıştırdığı reklamları sınırlandırıyor. 

Örneğin, Amazon’da bir iPhone 15 aradığınızda, sayfanın üst kısmındaki banner’da yalnızca bir Apple ürünü, en altta ise başka bir reklam banner’ı görürsünüz. Bu arada, Samsung Galaxy S23 gibi rakip cihazlara yönelik aramalar, sonuçlar sayfasında diğer ürün ve hizmetlerin reklamlarını gösteriyor.

Insider, Apple’ın arama sonuçlarını temizlemenin yanı sıra, Amazon’un Apple’ın ürün sayfalarındaki reklamları da azalttığına dikkat çekiyor. “Bu öğeyle ilgili ürünler” ve “4 yıldız ve üzeri” olarak derecelendirilen öğelerin reklamını yapmak yerine, Apple ürünlerine yönelen sayfalar nispeten reklamsız. Aynı şey Samsung gibi şirketlerin ürün sayfaları için söylenemez; bunlar genellikle sayfanın alt kısımlarında diğer markaların tavsiye edilen ürünleriyle dolu.

Insider’a göre reklamsız sayfalar, Apple’ın ürünlerini Amazon’da satmak için 2018 yılında yaptığı bir anlaşmadan kaynaklanıyor. Amazon’un eski perakende şefi Jeff Wilke, Temsilciler Meclisi Yargı Komitesi tarafından daha önce yayımlanan bir e-postada şöyle yazmıştı: “Apple’ın, arama veya ayrıntı sayfalarında satışları rakip markalara yönlendirmek istemediğini anlıyoruz… Ürün ayrıntı sayfalarında, şunu anlıyoruz: Apple, Apple dışı ürünleri öneren herhangi bir ürün yerleştirmeyi görmek istemiyor.

Apple sözcüsü Fred Sainz, yaptığı açıklamada, Apple ile ilgili belirli sorguların yer aldığı alanlardaki reklamların sınırlandırıldığını belirterek anlaşmayı doğruladı. Apple’ın Amazon’a işgal ettiği reklam alanı için tazminat ödeyip ödemediği ve eğer öyleyse ne kadar olduğu hala belli değil. Sonuçta Wilke’nin Amazon’a gönderdiği e-postada şöyle yazıyordu: “Apple’ın bu yerleşimleri satın alması veya Amazon’un reklam gelirindeki kaybı telafi etmesi gerekecek.

Amazon’un kendi pazarına yerleştirdiği “çöp” reklamlar, Federal Ticaret Komisyonu’nun şirkete karşı açtığı antitröst davasında işaret ettiği davranışlardan biri; Amazon’un “müşterilere yönelik hizmetleri kötüleşmesine rağmen artan reklamlar yoluyla milyarlarca dolar” elde ettiği belirtiliyor. 

Apple, tüm bunlardan kaçınarak Amazon’daki diğer perakendecilere karşı bir adım önde olabilir.

Elon Musk’ın hayatını anlatan biyografik film geliyor!

0

Dünyaca ünlü girişimci Elon Musk’ın hayatını anlatan yeni bir biyografik film geliyor. Bu özel yapımı Darren Aronofsky yönetecek. Aronofsky, önceki başarılı çalışmalarıyla tanınan bir yönetmen olup, “Requiem for a Dream” gibi etkileyici filmlere imza atmıştır. A24 yapım şirketi tarafından üstlenilen proje, Musk’ın dikkat çekici yaşamını izleyicilere aktaracak.

Filmin senaryosu, Walter Isaacson‘un Elon Musk biyografisi kitabına dayanacak. Isaacson daha önce Steve Jobs kitabından uyarlanan filmle büyük bir başarı elde etmiş ve bu kez de Musk’ın olağanüstü yaşam öyküsünü beyaz perdeye taşıyacak. A24, Isaacson’un yeni kitabı için diğer stüdyolarla rekabet etmiş ve nihayetinde projeyi kazandı.

Elon Musk'ın

Darren Aronofsky‘nin sürrealist ve psikolojik öğelerle bezeli yönetmenlik tarzı, daha önceki çalışmalarında olduğu gibi izleyicilere etkileyici bir deneyim sunmaya aday. Aronofsky’nin, “Requiem for a Dream,” “Black Swan,” ve “Mother!” gibi çarpıcı filmleriyle tanınması, Elon Musk’ın hikayesini anlatma konusunda heyecan verici bir tercih olduğunu gösteriyor. Aronofsky, “Black Swan” ile En İyi Yönetmen dalında Oscar’a aday gösterilmiş bir usta yönetmeni

Elon Musk, 2002 yılında SpaceX‘i kurarak uluslararası alanda adını duyurdu. Aynı zamanda Tesla‘nın ilk yatırımcılarından biri olan Musk, kısa sürede otomotiv devinin başkanı, ürün mimarı ve CEO’su oldu. Musk, son zamanlarda 44 milyar dolara Twitter‘ı satın alarak platformu “X” olarak yeniden markalandırdı. Ekim ayı itibariyle, Bloomberg ve Forbes‘a göre Musk, 200 milyar doların üzerinde bir servete sahip olarak dünyanın en zengin insanı unvanını taşıyor.

Biyografik film, Musk’ın etkileyici kariyerini ve ilginç yaşamını detaylı bir şekilde ele alacak. Projeyle ilgili detayların ilerleyen günlerde netleşmesi bekleniyor. Bu heyecan verici yapım, izleyicilere Musk’ın dünya çapında etkisi ve başarı hikayesini yakından tanıma fırsatı sunacak.

Qualcomm ve Iridium, uydu iletişimi ortaklığını sonlandırdı!

0

Android dünyasına uydu iletişimini standart olarak sunmayı amaçlayan Snapdragon Satellite girişimi başlamadan sona erdi. Qualcomm ve Iridium ortaklığı dağıldı.

Ocak ayında bir araya gelen Qualcomm ve Iridium, henüz yıl bitmeden ortaklığını bitirme kararı aldı. Snapdragon Satellite adıyla geliştirilen yeni teknolojinin akıllı telefon üreticileri tarafından benimsenmemesi bunda en büyük faktör oldu.

Iridium ortaklığın bir meyve vermemesinden dolayı şaşkın olduklarını belirtiyor. Qualcomm bundan sonra Iridium’un standart teknolojilerinden faydalanmaya devam edecek. Iridium ise akıllı telefon üreticileriyle bizzat iş birliği yapacak.

Qualcomm satellite

Snapdragon Satellite teknolojisi ne işe yarıyordu?

Snapdragon Satellite teknolojisi, akıllı telefonların uydu iletişimini desteklemesini sağlıyordu. Bu sayede, akıllı telefonlar kapsama alanı dışında olsalar bile arama yapabilir, mesaj gönderebilir ve internete erişebilirlerdi.

Snapdragon Satellite neden benimsenmedi?

Snapdragon Satellite teknolojisinin benimsenmemesinin birkaç nedeni var. Birincisi, akıllı telefon üreticileri bu teknolojiyi henüz gerekli görmüyorlardı. İkincisi, Snapdragon Satellite teknolojisi iPhone 14’te yer alan uydu iletişimi teknolojisine göre daha pahalıydı. Üçüncüsü, Snapdragon Satellite teknolojisi henüz tam olarak geliştirilmemişti.

Akıllı telefonlarda uydu iletişimi geleceği var mı?

Akıllı telefonlarda uydu iletişiminin geleceği hala belirsiz. Ancak, uydu iletişiminin kapsama alanı dışındaki bölgelerde yaşayanlar için önemli bir ihtiyaç olduğu açık. Bu nedenle, akıllı telefon üreticilerinin bu teknolojiye olan ilgisini artırması bekleniyor.

Samsung Galaxy Fit 3 tasarımı sızdı!

0

Samsung, 2024’ün başlarında düzenleyeceği Unpacked etkinliği için hazırlıklarını sürdürürken, merakla beklenen Galaxy Fit 3 modeline dair ilk detaylar ortaya çıktı. Bugün Windows Report tarafından paylaşılan görüntüler, cihazın selefinin izinden giderek tasarımında çeşitli revizyonlara gidildiğini gösteriyor.

Görüntülere göre, Galaxy Fit 3’ün yan yüzeyinde tek bir düğme bulunuyor ve arka tarafta ise kalp atış hızı sensörü ve şarj için mıknatıslar yer alıyor. Önceki modele göre daha geniş bir ekrana sahip olan bu akıllı bileklik, tasarımındaki minimalist ve şık çizgilerle dikkat çekiyor. Ancak, detaylı teknik özelliklere dair net bilgiler henüz paylaşılmış değil.

2017’de piyasaya sürülen Galaxy Fit 2, 1,1 inç boyutunda AMOLED ekranı ve 159mAh pil kapasitesiyle kullanıcıların beğenisini kazanmıştı. Ancak Galaxy Fit 3’ün özellikleri hakkında şu an için sınırlı bilgi bulunuyor. Ancak sızan raporlar, daha büyük bir AMOLED ekran ve geliştirilmiş kalp atış hızı sensörü ile geleceğini gösteriyor.

Galaxy Fit 3’ün iddialı özellikleri arasında, daha geniş bir yazılım deneyimi ve artırılmış depolama kapasitesi sunabileceği de konuşuluyor. Kullanıcıların spor aktivitelerini takip etmelerine olanak tanıyan çok sayıda spor modu ve sağlık özellikleri de beklenen özellikler arasında.

Resmi bilgilerin lansman sırasında açıklanması beklenen Galaxy Fit 3, tasarımındaki yenilikler ve gelişmiş özellikleriyle dikkat çekiyor. Kullanıcılar, 2024 Unpacked etkinliği sırasında daha fazla ayrıntı ve resmi duyurularla birlikte cihazın tüm özelliklerini öğrenmeyi bekliyor.

Üretken yapay zeka nedir?

Gelişen teknolojinin en dikkat çekici unsurlarından biri olan Üretken Yapay Zeka (Generative Artificial Intelligence), gündelik hayatımızı kökten değiştirecek potansiyele sahip. Peki, üretken yapay zeka nedir ve nasıl çalışır? Dahası, gelecekte bizi nasıl etkileyecek?

Üretken Yapay Zeka nedir?

Üretken Yapay Zeka, algoritmaları ve makine öğrenimi tekniklerini kullanarak yeni ve özgün içerikler oluşturan bir yapay zeka türüdür. Bu içerikler metin, resim, video, müzik olabilir. Temelde, bu sistemler büyük veri setlerinden öğrenir ve bu bilgileri kullanarak benzersiz içerikler üretir.

Nasıl kullanılır?

Üretken yapay zeka

Bu teknolojinin kullanımı, genellikle büyük ve çeşitli veri setleriyle başlar. Veri setleri, yapay zeka modelinin eğitilmesi için gerekli olan materyallerdir. Model eğitildikten sonra, yeni ve benzersiz içerikler üretebilir. Bu süreç, otomasyon, veri analizi, sanat, tasarım ve daha birçok alanda kullanılabilir.

Hayatımızı Nasıl Değiştirecek?

  1. Sanat ve Yaratıcılık: AI, sanat ve tasarım alanında benzersiz eserler yaratma kapasitesine sahiptir. Bu, sanatın tanımını ve sınırlarını yeniden çiziyor. AI destekli tasarım araçları, tasarımcılara daha önce hayal bile edemeyecekleri yollarla eserler oluşturma imkanı sunuyor.
  2. Metin Üretimi: Chatbotlardan, haber yazımına, hikaye anlatıcılığından pazarlama içeriğine kadar birçok alanda metin üretimi yapay zeka tarafından gerçekleştirilebiliyor. Bu, iletişim ve içerik üretimi süreçlerini hızlandırıyor ve zenginleştiriyor.
  3. Eğlence ve Oyunlar: Oyun tasarımında karakterlerden senaryolara kadar birçok unsur, yapay zeka tarafından üretilebilir hale geldi. Bu durum, oyun ve eğlence sektöründe daha dinamik ve kişiselleştirilmiş deneyimlerin kapısını aralıyor.
  4. Sağlık Sektörü: Tıbbi görüntülemeler ve teşhislerde yapay zekanın kullanımı, daha hızlı ve doğru sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. Ayrıca, kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerinin geliştirilmesinde de önemli bir rol oynuyor.
  5. Eğitim ve Öğrenme: Eğitim materyallerinin kişiselleştirilmesi ve interaktif öğrenme deneyimlerinin oluşturulması, yapay zekanın eğitimdeki kullanım alanlarından sadece birkaçı.
  6. İş ve Üretim: İş süreçlerinin otomasyonu, veri analizi ve tahminleme, iş dünyasında karar alma süreçlerini hızlandırıyor ve verimliliği artırıyor.

Sonuç

Üretken Yapay Zeka, hayal gücümüzün sınırlarını zorlayan, yaratıcılığı ve verimliliği artıran bir teknoloji olarak karşımızda duruyor. Bu teknolojinin getirdiği değişimlerle birlikte, iş yapış şekillerimizden günlük yaşam alışkanlıklarımıza kadar pek çok alanda köklü dönüşümler yaşanacak. Gelecekte, yapay zekanın sunduğu bu imkanları nasıl kullanacağımız ve bu yeni teknolojiyi hayatımıza nasıl entegre edeceğimiz, hepimiz için önemli bir konu olmaya devam edecek.

Bu elektrikli araç, diğer elektrikli araçları şarj edebiliyor!

Amerikalı elektrikli otomobil üreticisi Lucid, yepyeni RangeXchange teknolojisi ile Air modelini donatarak otomobil dünyasına enerji paylaşımında devrim yapmaya hazırlanıyor. Bu inovatif özellik, Lucid Air kullanıcılarına kendi araçlarının bataryalarındaki enerjiyi özel bir kablo aracılığıyla diğer elektrikli araçlarla paylaşma imkanı sunuyor.

RangeXchange teknolojisi, Lucid Air sedan modelini diğer elektrikli araçlara doğrudan enerji sağlama kapasitesiyle dikkat çekiyor. Lucid, bu özelliğin sayesinde Lucid Air‘ın, diğer araçlara hızlı bir şekilde enerji aktararak onlara ek menzil kazandırabilme yeteneğine vurgu yapıyor.

Özellikle önemli bir detay, Lucid Air sahiplerinin en son kablosuz (OTA) güncellemeyi aldıktan sonra, farklı markalara ait diğer araçları (9.6 kW‘a kadar hızlarda) şarj edebilecekleri. Bu, Lucid‘in teknolojik altyapısının geniş bir marka yelpazesiyle uyumlu olduğunu gösteriyor.

Lucid, bu özellikle sadece araç içi enerji paylaşımını değil, aynı zamanda ev şebekesine enerji aktarımını da mümkün kılıyor. Lucid Air‘ın çift yönlü Wunderbox şarj teknolojisi ve özel yazılımı, sürücülere araçlarının bataryasındaki enerjiyi diğer araçlara veya ev sistemine aktarma esnekliği sunuyor.

Bu yeni teknoloji, özellikle elektrikli araç şarj noktalarının yetersiz olduğu durumlarda önemli bir avantaj sağlayabilir. Lucid Air sahipleri, bu özelliği kullanarak sadece diğer araçları değil, aynı zamanda evlerindeki enerji ihtiyaçlarını da karşılayabilecekler. Lucid‘in bu yenilikçi adımı, elektrikli araç teknolojisinin gelecekteki yönüne dair heyecan verici bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.

Tarım teknolojisi girişimi Agrotech halka açılıyor!

Yaklaşık 180 bin metrekaresi sera olmak üzere toplam 2,7 milyon metrekare tarım alanında faaliyet gösteren, uluslararası teknoloji projeleriyle kıtalara yayılan Agrotech, pay başına 5,21 TL sabit fiyatla 15-16-17 Kasım tarihlerinde talep toplayacak.

Temelleri 2013 yılında atılan, akıllı tarım ve teknoloji alanında faaliyetlerine devam eden Agrotech halka arz için talep toplamaya başlıyor. Alnus Yatırım liderliğinde toplam 39 aracı kuruluştan oluşan konsorsiyum aracılığıyla pay başına 5,21 TL sabit fiyatla talep toplama 15 Kasım’da başlayacak ve 17 Kasım Cuma günü sona erecek. 200 milyon TL nominal değerli paylar sermaye artırımı, 100 milyon TL nominal değerli paylar ortak satışı olmak üzere toplam 300 milyon TL nominal değerli payların halka arzının büyüklüğü 1 milyar 563 milyon TL olacak.

Akıllı tarım uygulamaları ve teknolojiye ortak olmaya davet ediyor

Agrotech Yönetim Kurulu Başkanı Hümeyra Keskin, “Bugün Antalya, Samsun, Uşak ve Balıkesir’de yaklaşık 180 bin metrekaresi sera olmak üzere toplam 2,7 milyon metrekare tarım alanında faaliyetlerimize devam ediyoruz. Teknoloji alanındaki tecrübemizle kıtalara yayılan projeler hayata geçiriyoruz. Halka arz sürecimizle birlikte yatırımcıları akıllı tarım uygulamalarımız ve teknolojimize ortak olmaya davet ediyoruz. Tüm şeffaflığımızla kurumsal, halka açık bir marka olarak büyümemize devam etmek istiyoruz” dedi.

“Temellerimizin atıldığı 2013 yılından beri var olduğumuz tarım ve teknoloji sektörlerinde artı değer yaratmak, ülke ekonomimize ve ihracatına katkı sağlamak, istihdamımızla kalkınmaya destek olmak için tüm gücümüzle çalışıyoruz” diye belirten Agrotech Yönetim Kurulu Başkanı Hümeyra Keskin, “Bugün Antalya, Samsun, Uşak ve Balıkesir’de yaklaşık 180 bin metrekaresi sera olmak üzere toplam 2,7 milyon metrekare tarım alanında faaliyetlerimize devam ediyoruz. Antalya Serik’teki arazimizin 115 bin 600 metrekarelik alanında muz seralarımız yer alıyor. Samsun ve Uşak’ta elma başta olmak üzere, armut, ceviz, kiraz, nektarin, şeftali ve üzüm olmak üzere 210 binin üzerinde ağaçtan meyve elde ediyoruz. Balıkesir’deki seramızda ise hindistan cevizi turbası kullanarak topraksız salkım domates üretimi gerçekleştiriyoruz. Tüm arazilerimizde iyi tarım ve akıllı tarım uygulamaları doğrultusunda hareket ediyoruz. Bu sayede İyi Tarım Sertifikası bulunan tarım şirketleri arasında yer alıyoruz. Teknoloji alanında da 10 yıllık bir geçmişe sahibiz. Geliştirdiğimiz yazılımlar, sistem entegratörlüğü çözümleri, veri merkezi danışmanlığı, sistem odası ve disaster merkezi kurulumu gibi uluslararası birçok projeye imza attık. Makina öğrenme, yapay zeka, metaverse, ChatGPT gibi yeni teknolojileri de takip ederek doğrudan tüketiciye dokunacak çözümler üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor. Halka arz sürecimizle birlikte yatırımcıları akıllı tarım uygulamalarımız ve teknolojimize ortak olmaya davet ediyoruz. Tüm şeffaflığımızla kurumsal, halka açık bir marka olarak büyümemize devam etmek istiyoruz” dedi.

3 milyar TL özkaynak büyüklüğü

Bugün 3 milyar TL özkaynak büyüklüğüne sahip olduklarını belirten Hümeyra Keskin, “2021 yılında 206,6 milyon TL olan ciromuzu yüzde 125 oranında artırarak 2022 yılında 465,7 milyon TL’ye çıkardık. Bu artışta tarım ürünleri ve teknoloji ürünlerimizdeki satışın yükselmesi etkili oldu. 2023 yılının ilk yarısında ise 182,1 milyon TL ciro elde ettik. Tarım ürünlerimizin satışları ağırlıklı olarak yılın ikinci yarısında gerçekleşiyor. Bu doğrultuda 2023 yılını geçmiş yıllarda olduğu gibi başarılı bir şekilde tamamlamayı hedefliyoruz. Favök marjımız 2021 yılında yüzde 13, 2022’de yüzde 45, 2022 yılının ilk 6 ayında yüzde 27, 2023 yılının ilk 6 ayında ise yüzde 47 olarak gerçekleşti” diye konuştu.

Halka arz geliri yeni yatırımlara ayrılacak

Halka arzdan elde edecekleri geliri yatırımda değerlendireceklerini vurgulayan Hümeyra Keskin, “İşletme sermayemizi güçlendirmenin yanı sıra net gelirimizin %40-50’sini Antalya Serik’te kurulu seramızın cam sera olarak yeniden inşa edilmesinde kullanacağız. Bu sayede başta domates olmak üzere seramızda üretebileceğimiz tüm ürünlerde rekolte artışı hedefliyoruz. Aynı zamanda tüm bahçe ve seralarımızda var olan üretim sistemlerini yenilemeyi, bu süreçte ihtiyaç duyulacak yeni ekipmanlar için de yatırımlar gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Yatırımlarımızla Türkiye’de büyük ölçekli, öncü tarım şirketlerinden biri olarak sektördeki varlığımızı daha da güçlendirmeyi amaçlıyoruz. Bu sayede stratejik öneme sahip olan tarım sektörünün ülkemizde gelişimine ve büyümesine katkı sağlamayı, ülkemizin güçlü bir global oyuncu olma hedefine en büyük desteği sunmayı hedefliyoruz. Agrotech olarak tarım sektörünün ihtiyaçlarına cevap verirken, teknoloji projelerimizi de hayata geçirmeye devam edeceğiz” dedi.

Bilgisayar dünyasını değiştiren işletim sistemi Windows, 40 yaşında!

Tam 40 yıl önce, Bill Gates tarafından tanıtılan Windows 1.0, bilgisayar kullanımını daha erişilebilir hale getiren sezgisel arayüzüyle önemli bir dönüm noktasıydı. Ancak şimdi gözler, Windows’un geleceği olan Windows 12′ye çevrildi.

Windows 1.0’un basit grafik arayüzü ve fare kullanımıyla kullanıcıların bilgisayarları daha kolay yönetmelerini sağlaması, Microsoft‘un gelişmiş işletim sistemlerine geçişinde bir kilometre taşıydı. Ancak, geçtiğimiz yıllarda duyurulan Windows 12, büyük beklentileri beraberinde getiriyor.

Intel CFO’su David Zinsner‘ın açıklamalarına göre, 2024‘ün, yeni Windows sürümü nedeniyle müşteriler için oldukça iyi bir yıl olacağı düşünülüyor. Windows 12‘nin öne çıkan özellikleri arasında, CorePC tabanlı önemli planlar bulunuyor.

Windows 11’de dosya, veri ve programların aynı yerde saklandığı bilinirken, Windows 12‘nin bu konuda bir devrim yapması bekleniyor. İddialara göre, W12, iOS ve Android gibi birden fazla bölüme ayrılarak işletim sistemi güncellemelerini hızlandıracak ve kötü amaçlı yazılımların yayılmasını zorlaştıracak.

CorePC altyapısı, Microsoft‘a farklı donanımlar için özelleştirilmiş Windows sürümleri sunma imkanı tanıyacak. Ayrıca, Windows 12‘nin yapay zeka odaklı bir işletim sistemi olacağı söyleniyor. Microsoft, ekrandaki içeriği analiz edebilecek ve kullanıcılara özel ipuçları sağlamak için yapay zeka altyapısını kullanacak.

AMD‘nin dizüstü bilgisayarlar için tanıttığı Ryzen 7000 serisi işlemcilerin içinde bulunan özel yapay zeka işlem birimi de Windows 12‘nin yapay zeka odaklı özelliklerini destekleyecek. Windows’un eski yöneticisi Panos Panay‘a göre, yapay zeka, Windows’ta her şeyi değiştirecek ve birçok konuyu yeniden keşfetmeyi sağlayacak.

Microsoft‘un CES 2023‘teki sunumu, gelişmiş yapay zeka deneyimleri ile dolu bir geleceği müjdeliyor. Windows 12‘nin beklenen özellikleri, kullanıcıları merak içinde bırakarak, teknoloji dünyasında heyecan uyandırıyor.

Gmail’e anlık mesajlaşma mı geliyor?

0

Gmail anlık mesajlaşma istemcisi olma yönünde birçok iddia ile gündeme geliyor. Ekim ayında popüler web posta uygulaması, mobil uygulamada tek bir dokunuşla emoji yanıtınızı içeren yeni bir e-posta gönderebilecek bir emoji tepki çubuğu yayınladı. Şimdi, Android Police tarafından tespit edilen yeni ve çılgın bir kullanıcı arayüzü deneyi bir adım daha ileri gidiyor: tıpkı anlık mesajlaşma girişine benzeyen bir hızlı yanıt çubuğu.

Aşırı resmi metinlerden oluşan paragraflar yazarken karşılaştığınız alışılagelmiş giriş bloğu yerine, bu yeni Gmail deneyinin alt kısmında yanıtlar için tek satırlık bir giriş çubuğu bulunuyor. Hemen üstündeki açılır menü, olağan “yanıtla”, “tümünü yanıtla” veya “ilet” seçenekleri arasından seçim yapmanızı sağlar. Bunun yanı sıra bir ek ve gönder düğmesi alırsınız. Bir “genişlet” düğmesi muhtemelen olağan oluşturma arayüzünü başlatacak.

Gmail anlık mesajlaşma ile daha rahat kullanım sunacak

Şu ana kadar bu, yalnızca bir kişinin aldığı son derece nadir bir test gibi görünüyor. Bu nedenle herkese açık olması gerekmiyor. Ancak son dönemdeki emoji lansmanı göz önüne alındığında, Gmail’in anlık mesajlaşma kuzenlerini kesinlikle kıskandığı görülüyor.

Varsayılan olarak mesaj kutusu yanıt yazmaya başlayabileceğiniz yer. Ancak, Tümünü Yanıtla olarak değiştirmek veya alıcı listesini düzenlemek için mesaj kutusunun sol tarafındaki açılır menüyü kullanabilirsiniz . Sağ tarafta alışık olabileceğiniz tam ekran mesaj oluşturma penceresini açan bir genişletme düğmesi bulunuyor. Uzun bir mesaj yazıyorsanız veya çok ayrıntılı bir şekilde yanıt veriyorsanız yararlı olabilir. Sağdaki metin alanının dışına Google, emoji seçiciyi hızlı bir şekilde başlatmak için emoji düğmesini yerleştirdi.

Metin alanını genişletmezseniz, dokunduğunuzda tercih ettiğiniz klavye uygulaması açılıyor. Tıpkı bir mesajlaşma uygulamasında olduğu gibi metin alanı ekranınızın ortasına yakın bir yere taşınıyor. Yanıt ayarı açılır menüsü ve pencere genişletme düğmeleri de metniniz için mevcut alanı en üst düzeye çıkarmak üzere kenara çekiliyor. Bu yaklaşımın bir faydası olarak, yanıtladığınız içeriği gözden kaçırmazsınız, dolayısıyla kısa yanıtlar yazmak çocuk oyuncağı olacak. Mesaj kutusunda bir miktar içerik bulunduğunda, emoji anahtarının yerini sağdaki Gönder düğmesi alabilir.

Bu mesaj kutusunun Android için Gmail’de göründüğünü görebilirsiniz. Ancak bu, Google’ın yaptığı sınırlı bir sunucu tarafı testi gibi görünüyor çünkü cihazlarımızın en son beta sürümünde olmalarına rağmen bunu çoğu cihazda görmüyoruz. Bu kullanıcı arayüzü değişikliğinin arkasındaki nedene ilişkin resmi açıklamayı hâlâ bekliyoruz. Ancak kalıcı bir mesaj çubuğuna sahip olmak bize IM uygulamalarıyla aynı rahatlık ve kolaylığı sağlıyor. Ayrıca , Google’ın yaklaşık on yıl önce tanıttığı bir özellik olan makine öğrenimi kullanılarak oluşturulan üç Hızlı Yanıt isteminden birini seçmekten daha kullanışlı.

Endonezya’da deniz üzerinde yüzen yenilenebilir enerji santrali açıldı!

Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Endonezya’nın en yeni ve en büyük yüzen güneş enerjisi santralinin resmi açılışını yaptı. 250 hektarın üzerinde bir alanı kaplayan yeni tesis aynı zamanda Güneydoğu Asya’nın en büyük yüzen güneş enerjisi tesisi olma özelliğini de taşıyor. Batı Java Eyaletindeki Cirata Rezervuarında yer alan tesisin 50.000 eve enerji sağlamaya yetecek kadar yenilenebilir enerji üretebilmesi bekleniyor.

Yüzen yenilenebilir enerji santrali

Widodo: “Bugün tarihi bir gün çünkü büyük ölçekli bir yenilenebilir enerji tesisi inşa etme hayalimiz nihayet gerçekleşti . Güneydoğu Asya’nın en büyük, dünyanın ise üçüncü büyük yüzen güneş santralini inşa etmeyi başardık. Cirata yüzen güneş paneli, Güneydoğu Asya’daki en büyük yüzen güneş paneli ve aynı zamanda dünyanın üçüncü büyük yüzen güneş paneli” dedi.

Çin’in PowerChina Huadong Engineering Corporation Limited şirketi, enerji santralini Endonezya’nın devlet elektrik şirketi PLN ve Birleşik Arap Emirlikleri enerji şirketi Masdar ile birlikte inşa etti. Projenin 145 milyon dolarlık yatırımı vardı. Rezervuar yüzeyini kaplayan 340.000’den fazla güneş paneli yılda 192 MW elektrik üretiyor ve sahadaki mevcut hidroelektrik enerjiyi tamamlıyor.

Proje, inşaatın nihayet Aralık 2020’de başlamasından önce önemli gecikmeler yaşadı. Projenin lansmanı, bu ayın sonlarında (Kasım 2023) Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenecek olan 28. Taraflar Konferansı (COP28) iklim toplantılarından hemen önce gerçekleşti. Widodo’nun da katılması bekleniyor. Bir enerji bakanlığı yetkilisinin temmuz ayında yaptığı açıklamaya göre, Endonezya’nın toplam 80 GW’ın üzerinde elektrik üretim kapasitesi var ve bunun yalnızca yüzde 15’i yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanıyor. Ancak ülke, bu oranı 2025 yılına kadar yüzde 23’e çıkarmayı hedefledi. Şu anda Endonezya’nın elektriğinin büyük kısmı kömürden üretiliyor.

Nüfusu 270 milyonu aşan ülke, karbon emisyonunu 2010 yılına göre yüzde 43,2 oranında azaltmayı hedefliyor. Uluslararası yardımla 2060 veya 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı planlıyor.

Cirata tesisi, Endonezya’nın karbon emisyonlarını yılda tahmini 214.000 ton azaltmasına yardımcı olacak bu planın önemli bir parçası. PLN ve Masdar, tesisi genişletme ve elektrik üretim kapasitesini 500 MW’a çıkarma planlarını tartışıyor. Tesis, barajın rezervuar yüzeyinin yalnızca yüzde 4’ünü kaplıyor. Endonezya hükümetine göre, güneş panelleri bir göl veya barajın yüzeyinin yüzde 20’sine kadar kaplayabilir, bu da onu alanın verimli bir şekilde kullanılmasını sağlıyor.

Tesisin lansmanı, Endonezya’nın Adil Enerji Geçiş Ortaklığı (JETP) adı verilen proje kapsamında yenilenebilir enerji alımını ve kömürden elektrik üretiminin azaltılmasını hızlandırmaya yönelik kapsamlı yatırım ve politika planının ilk taslağını tamamlamasından yalnızca bir hafta sonra gerçekleşti.

Microsoft Defender elle nasıl güncellenir?

crosoft Defender, modern Windows işletim sistemlerinde bulunan yerleşik kötü amaçlı yazılımdan koruma paketi. Alternatif olarak Windows Güvenliği ( Ayarlar > Gizlilik ve güvenlik altında Windows Güvenliği olarak görünür ) veya Windows Defender (bu Microsoft Learn sayfasında olduğu gibi bazen adının sonunda Antivirüs bulunur ) olarak da biliniyor. Ancak adına ne ad vermek isterseniz isteyin, birçok Windows kullanıcısı için bu araç, bilgisayarlarının güvenliğini sağlamak için varsayılan olarak başvurulan araç.

Genel olarak Windows Update’te olduğu gibi, bazen Microsoft Defender güncellemeleri çalışmayabilir. Normalde Defender güncellemeleri, rutin Windows güncelleme davranışının bir parçası olarak gerçekleştirilir ve zamanlanmış bir görev olarak günlük olarak çalıştırılıyor. Ancak bazen Windows Update’in kendisi de sorunlarla karşılaşıyor ve pek bir şey yapmıyor. Böyle bir durumda Defender’ı güncel tutmanın, Windows Update’in kendisi ile doğrudan ilgili sorunları atlatmanın çok sayıda başka yolu vardır.

Microsoft Defender manuel güncelleme adımları

Microsoft Defender’ın güncelleme özelliğini kullanın

Ayarlar uygulamasında, şu seçim sırası ile bir Windows Güvenliği özelliğine erişebilirsiniz: Windows 10’da Başlat > Ayarlar > Güncelleştirme ve Güvenlik > Windows Güvenliği veya Windows 11’de Başlat > Ayarlar > Gizlilik ve Güvenlik > Windows Güvenliği. Burada şunları bulacaksınız: Şekil 1’de gösterildiği gibi Windows Güvenliğini Aç etiketli bir düğme. Alternatif olarak, Başlat menüsüne Windows güvenliği yazarak uygulamayı doğrudan açabilirsiniz.

PowerShell’de Defender imzalarını güncelleyin

Defender güvenlik tanımlarını (imzalar olarak da bilinir) güncellemek için özel bir PowerShell komutu var. Update-MpSignatureBu komutun basit, temel sözdizimi, PowerShell’de komut adını — — yazmak. Bu komut Windows 10 ve 11 sürümlerinde benzer şekilde çalışıyor (Windows 11 için Şekil 3’te gösterildiği gibi). PowerShell’in içinde pek bir şey yapmıyor gibi görünse de komut gerçekten de Defender imzalarını güncelliyor.

Tüm Defender bileşenlerini Microsoft.com aracılığıyla güncelleyin

Microsoft, Defender güncellemeleri için özel olarak “Windows işletim sistemi kurulum görüntüleri için Microsoft Defender güncellemesi” başlıklı bir web sayfası bulundurmak. Defender ortamını oluşturan ve tamamı periyodik güncellemelere tabi olan üç bileşeni tanımlıyor:

  • Platform sürümü: Windows 10 veya 11’in belirli bir sürümüne (Home, Pro, Education vb.) yönelik imzalıyor.
  • Motor sürümü: Windows 10 veya 11 için özel kötü amaçlı yazılımdan koruma motoru sürümü içeriyor.
  • Güvenlik istihbaratı sürümü: Defender için mevcut güvenlik istihbaratı güncellemeleri kapsıyor.

Dünya’nın ilk tam göz ve yüz nakli başarıyla gerçekleştirildi

0

New York’taki özel bir hastanede gerçekleşen tıp dünyasının çığır açan bir başarısıyla, sol gözünü ve yüzünün bir kısmını iş yerinde geçirdiği kaza sonucu kaybeden bir hastaya, dünya üzerinde ilk defa tam göz nakli ve kısmi yüz nakli gerçekleştirildi.

NYU Langone Health’teki 140’tan fazla cerrahın oluşturduğu uzman ekip, yaklaşık 21 saat süren zorlu bir operasyonla, hastanın sol gözünü tamamen ve yüzünün belirli bölgelerini tek bir donörden nakletti. Bu tıbbi başarı, sadece kısmi yüz nakli değil, aynı zamanda bir göz naklinin başarıyla gerçekleştirildiği ilk operasyon olarak tarihe geçti.

göz yüz nakli

Aaron adlı hastanın sol gözü, daha önceki bir kaza sonucu Teksas’taki sağlık ekibi tarafından çıkarılmıştı. Ancak New York ekibi, optik siniri koruma amacıyla Teksas ekibinden destek alarak, tam göz nakli olasılığını değerlendirdi. Başkanlığını Dr. Eduardo Rodriguez’in yaptığı ekip, nakledilen gözün, şu anda beyinle iletişim kurma yeteneğine sahip olmadığını belirtti.

Dr. Rodriguez, “Göz nakli, tıp literatüründe uzun süredir düşünülen ancak daha önce denenmemiş bir işlem. Bizim amacımız, teknik operasyonu gerçekleştirmekti” dedi. Nakil sırasında göz sinirlerindeki iyileşmeyi hızlandırmak amacıyla kullanılan kök hücrelerle yapılan önemli bir yenilikle cerrahlar, hastanın gelecekteki görme potansiyelini artırmayı hedefledi.

göz yüz nakli

Ancak, doktorlar görme duyusunun geri kazanılmasının kesin olmadığını vurgulayarak, şu anda teknik açıdan büyük bir başarıya imza attıklarını ifade ettiler. Bu olağanüstü operasyon, gelecekte benzer durumlara umut ışığı olacak gibi görünüyor.

Brand Week Istanbul 2023 sona erdi

0

Bu yıl 11’incisi düzenlenen Brand Week Istanbul, alanında uzman birçok sektör profesyonelini üç gün boyunca Haliç Kongre Merkezi’nde katılımcılarla buluşturdu. Yekta Kopan’ın sunuculuğunda gerçekleşen etkinlikte izleyiciler, sektör profesyonellerini 9 ayrı salonda dinleme fırsatı elde etti.

Dünyanın önde gelen marka, pazarlama, reklam, iletişim, teknoloji yıldızlarının bir araya geldiği Brand Week Istanbul konuşmacıları arasında “Slumdog Millionaire” Yazarı ve Eski Diplomat Vikas Swarup, 2025 yılına kadar 10 milyon insanı dijital olarak geliştirme misyonuyla hareket eden Mark Adams, bugüne 700.000’den fazla takipçiyle LinkedIn tarafından Pazarlama alanında 1 numaralı «LindkedIn Voice» seçilen Tom Goodwin, Timewise Güç Listesi’nde yer alan ve Women in Marketing Awards tarafından Pazarlamada En İyi Lider seçilen ve Campaign’in Female Frontier Ödülü’nü kazanan Sara Tate, kişisel çalışmaları Cannes, D&AD ve Effies dahil olmak üzere 300’den fazla uluslararası ödül kazanmış ve D&AD ve Cannes Lions da dahil olmak üzere hemen hemen tüm uluslararası ve yerel jürilerde defalarca yer almış veya başkanlık yapmış Jon Williams gibi birçok değerli isim yer aldı. Etkinliğin bu yılki onur konuğu ise, senarist ve film yönetmeni ünlü oyuncu Uğur Yücel oldu.

PC Vergi Hesaplama

Amaç 2.0, Medyanın Değişen Yüzü ve Türkiye Gündemi

Küresel ısınma ve iklim değişikliği derken hayat gün geçtikçe daha da zor hale gelmeye başladı. Etkinliğin ilk gününde Inspiration Hall’de “Markalar Gerçek Sosyal Etki İçin Neye, Nasıl Odaklanmalı?” oturumu gerçekleşti. Prophet’in Vice Chairman’i Prof. Emeritus David Aaker, sosyal etki kavramının önemi üzerine düşüncelerini paylaştı. Aaker, toplumların iş dünyasıyla birlikte katma değer odaklı çalışmalar yapması gerektiğini belirtti. Ayrıca markaların da bu ihtiyacı karşılayacak yönde deneyimlerini sosyal fayda yaratmak için yönlendirdiklerini söyledi.

US Networks Group CCO’su Kathleen Finch’in sorularını yanıtlayan Hammond’un konuk olduğu “Medyanın Değişen Yüzü: Yeni Mecralar Çağında Nasıl Güncel Kalınır?” oturumuyla devam eden etkinlikte, eğlencenin küresel dili üzerine konuşmalar yapılırken aynı zamanda dijital dönüşümün bir sonucu olarak izleyicilerden hızlı geri bildirimler alınmasının yarattığı pozitif etkiler kadar, dezavantajları üzerine de bazı değerlendirmeler yapıldı.

Inspiration Hall sahnesinde gerçekleşen bir diğer oturumda Cumhuriyetin Yeni Yüzyılında Devlet, Demokrasi ve Gelecek oldu. Oturumda Ankara Enstitüsü Araştırma Direktörü Akademisyen Doç. Dr. Hatem Ete ve Siyaset Bilimci Burak Bilgehan Özpek bir araya geldi. Türkiye Gündemi’nin ele alındığı panel, Öykü Dialogue International Ajans Başkanı Necati Özkan moderatörlüğünde gerçekleşti.

Yeniden Düşün, Yeniden Yarat, Yeniden İnşa Et

Her ne kadar pandeminin somut etkileri azalsa da, beraberinde gelen dijital dönüşüm hızla devam ediyor. Gerek çalışma modellerinde, gerekse de finansmana erişim noktasında iktisadi dalgalanmalarla dertler bitmiyor. Markalar ve girişimler de oldukça zorlanmakla birlikte konjonktürel bazda bu sorunlarla baş etmeye çalışıyor. Bu belirsizlik ve her şeyin çok çabuk tüketildiği günümüz dünyasında geleneksel formülleri uygulamanın anlamı kalmadı. Yeniliğe kapalı olmak ve mevcut yapıları koruma altına almak, gelişimin önünde bir duvar olarak kaldı. Bu dehlize düşmemek için yıkıcı inovasyonlara ve yaratıcı endüstrilere çok daha fazla ihtiyacımız var. Bununla birlikte problem çözmeye odaklanmamız ve ilham verici yaratıcı fikirler de geliştirmemiz gerekiyor. Selefini “Reset” temasıyla kutladığımız Brand Week Istanbul etkinliği de bu yıl yeniden düşünmek, yeniden yaratmak ve yeniden inşa etmek temasıyla 2024 öncesinde çok önemli bir konuya parmak basıyor.

Yılın en ilham verici haftasında geleceğe yön verecek trendler, iş dünyasının önde gelen isimleriyle buluştu. Brand Week Istanbul, Inspiration Hall, Brands & Trends, Healing Hall, Insight Hall sahnelerindeki oturumlara ev sahipliği yaparken, aynı zamanda üç gün boyunca P&G Brand Academy, Strateji Akademisi, Next Akademi, Influencer Academy, KİD CommsCamp#, Creators Academy, Portfolyo Buluşmaları gibi sınırlı kontenjanlarla katılımların sağlandığı birçok eğitime de olanak sağladı. Etkinlik, vefatının 85’inci yıldönümünde Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve özlemle anarak sona erdi.

Pasifik’te küçük bir ada, siber suçların küresel başkenti oldu!

Pasifik Okyanusu’nda üç tarafında Tokelau adasında , sadece 1.400 kişilik bir nüfusa sahip. Ancak, bu küçük ada devleti, yakın zamana kadar siber suçların küresel başkenti olarak biliniyordu.

Tokelau’nun .tk alan adı, ücretsiz olarak sunulması nedeniyle siber suçlular için çekici bir hedef haline geldi. Dolandırıcılar, .tk alan adlarını kullanarak şifreleri, ödeme bilgilerini ve kişisel verileri çalmak için sahte web siteleri oluşturdu. Ayrıca, bu alan adları, pop-up reklamlar göstermek veya kötü amaçlı yazılım dağıtmak için de kullanıldı.

Tokelau’nun .tk alan adı, 1997 yılında Hollandalı bir internet girişimcisi olan Joost Zuurbier tarafından yönetilmeye başladı. Zuurbier, kullanıcıların web sitelerinde reklam barındırmaları karşılığında bir yıllığına ücretsiz bir alan adı kaydedebildikleri bir model başlattı. Bu model, Tokelau için bir kazan-kazan gibi görünüyordu. Tokelau, alan adını işletecek kaynaklardan yoksundu ve Zuurbier, ücretsiz alan adları sunarak yeni bir pazar yarattı.

Ancak, bu model, siber suçlular için de bir fırsat yarattı. .tk alan adları, herhangi bir kimlik doğrulaması veya denetimi olmadan ücretsiz olarak alınabiliyordu. Bu da, siber suçluların bu alan adlarını yasa dışı faaliyetler için kullanmalarını kolaylaştırdı.

Tokelau hükümeti, .tk alan adının siber suçların merkezi haline gelmesini önlemek için adımlar atmaya başladı. 2014 yılında, alan adının yetkisini Freenom’dan geri aldı. Ancak, bu adımların siber suçları tamamen ortadan kaldırması pek mümkün görünmüyor.

Küçük bir Pasifik adası olan Tokelau, .tk alan adı sayesinde siber suçların küresel başkenti haline geldi. Ücretsiz olarak sunulan bu alan adları, siber suçlular için çekici bir hedef haline geldi. Tokelau hükümeti, siber suçları önlemek için adımlar atmaya başladı, ancak bu adımların sorunu tamamen ortadan kaldırması pek mümkün görünmüyor.

Apple uzamsal video ile heyecan yarattı!

0

iPhone 15 Pro, beta sürümü yayınlandıktan sonra devasa Uzamsal Video yükseltmesine ulaşmaya daha da yaklaştı.

Vision Pro’nun tanıtılması sırasında Apple, kulaklığındaki ‘uzamsal’ video ve fotoğraflardan bahsederek heyecan yarattı. Uzamsal video ve sabit görüntüler, 3D’nin ötesinde, farklı perspektiflerden, örneğin belirli bir açıdan bakmanıza olanak tanıyan ek bir derinliğe sahip. Ancak şimdiye kadar bir Apple Vision Pro’nuz olmadığı sürece kendiniz için hiçbir şey yakalayamazsınız.

Apple uzamsal video ile fark yaratacak

iOS 17.2 Beta 2 ile iPhone 15 Pro ve Pro Max artık her zamanki kamera uygulaması aracılığıyla uzamsal video çekebiliyor. 1920 x 1080 çözünürlüğe ve 30FPS kare hızına (ve yalnızca yatay modda) kilitlenmiştir ancak artık kendi fütüristik videolarınızı kaydedebilirsiniz.

Tek şey, oynat tuşuna bastığınızda videonun tıpkı diğerleri gibi görünmesi. Düşündüğünüzde mantıklı geliyor. Bu, Apple Vision Pro için tasarlanmış bir özelliktir, dolayısıyla onu kullanmak için bir özelliğe ihtiyacınız olacak. iPhone 15 Pro Max’in kamerası ne kadar iyi olsa da mekansal görüntüleri izlemek ciddi bir teknoloji gerektirecek. Elbette kulaklık da uzaysal video çekebilecek kapasitede olacak ancak telefonunuzla değerli bir anın videosunu çekmek, gittiğiniz her yere kulaklığı (kısa pil ömrüyle) yanınıza almaktan çok daha kolay. Kulaklığın çıkış tarihi henüz çok uzakta olsa bile, Apple bu güncellemeyi erken yayınlayarak bize anıları benzersiz ve yeni bir şekilde yakalama fırsatını kaçırmama şansını verdi. Umarız zamanla Vision Pro’nun fiyatı da düşecek.

Bu şüphesiz iOS 17.2 Beta 2’nin ana özelliğidir ancak tek özelliği değil. Hassas içerik uyarı özelliğinin çıkartmalar ve iletişim posterlerini içerecek şekilde daha da genişletilmesini içerir ve Siri’ye birkaç yeni numara öğretiyor. Kişisel asistan artık size o anda bulunduğunuz yüksekliği söyleyebilir ve Apple Haritalar’ı kullanırken size tahmini varış zamanını (ETA) sağlayabilir.

Apple Vision Pro’nun fiyatı 3499 dolar. Birleşik Krallık’ta bu fiyat muhtemelen 4000 sterlin’e yakın olacak. Vision Pro’nun hızla milyonlarca adet satmasının beklendiği konuşuluyordu, ancak görünüşe göre Apple şimdi yarım milyon adet satabilecek. Çıkış tarihine gelince, WWDC ABD’de 2024’ün başlarında bir lansmandan bahsetti. Apple, Vision Pro’nun henüz Federal İletişim Komisyonu (FCC) kurallarının gerektirdiği şekilde yetkilendirilmediğini açıkladı.

Pazar payını artıran AMD, Intel’e meydan okuyor!

Donanım devi AMD, bu yılın son çeyreğinde masaüstü, laptop ve sunucu pazarlarında elde ettiği önemli başarılarla dikkat çekiyor. Yapılan değerlendirmelere göre, AMDnin pazar payı masaüstü PC’lerde %5.8, mobil cihazlarda %3.8 ve sunucu segmentinde %5.8 oranında arttı. Aynı dönemde gelirlerde yaşanan artışlar da dikkat çekici seviyede oldu.

Masaüstü PC pazarında AMD, 2023’ün üçüncü çeyreğinde elde ettiği %19.2 pazar payıyla geçen seneye göre %5.3‘lük bir artış yakalayarak önemli bir başarıya imza attı. Genel işlemci pazarında ise AMD’nin pazar payı, geçen senenin aynı dönemine kıyasla %4.4‘lük bir artışla %19.4‘e yükseldi.

amd pazar artış

Mobil segmentte de AMD, pazar payını %3.8 artırarak %19.5‘e çıkardı. Ancak, bu rakam geçtiğimiz yılın aynı dönemindeki %24.2‘ye kıyasla bir düşüşü temsil ediyor. Bununla birlikte, AMD’nin gelirdeki payındaki artış, özellikle Ryzen 7000 serisinin yüksek ortalama satış fiyatına dayanıyor.

En dikkat çeken başarılarından biri ise AMD’nin sunucu CPU pazarındaki performansı. 2017 yılından bu yana istikrarlı bir şekilde artan pazar payı, 2023’ün üçüncü çeyreğinde %23.3‘e yükselerek bir önceki senenin %17.5‘lik oranını geride bıraktı. Bu artışta, veri merkezlerinde bulunan bulut sağlayıcılarının, AMD’nin dördüncü nesil EPYC işlemcilerine olan yoğun ilgisi etkili oldu.

Genel olarak, AMD’nin tüm segmentlerde gösterdiği bu güçlü performans, şirketin 2021 yılındaki seviyelere hızla yaklaşmasını sağlıyor. Bu başarılar, AMD’nin sektördeki etkinliğini ve rekabet gücünü bir kez daha kanıtlıyor.

Meta ve Ceyda Düvenci çevrimiçi güvenlik için bir araya geldi!

0

Gençlerin olumlu bir çevrimiçi deneyim yaşamasına yardımcı olmak için çalışmalarına devam eden Meta, ebeveynleri ve gençleri mevcut güvenlik araçlarından yararlanmaya ve Instagram’daki deneyimleri üzerinde kontrollerini artırmalarını teşvik etmeyi amaçlıyor.

Meta, Instagram’da gençlerin güvenliğini sağlamak için çalışmalarına devam ediyor

#SenKararVer adlı projesi ile gençler için sosyal medya güvenliği ve bunun için mevcut araçlar hakkında farkındalık yaratmayı planlayan Meta, 9 Kasım 2023’te Meta İstasyon Türkiye’de bu projenin bir parçası olarak bu konudaki bağlılığını gösteren bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Meta, bu özel etkinlikte genç neslin dijital deneyimlerini geliştirmeye kendini adamış bir dizi ebeveyn, genç, içerik üreticisi, medya uzmanı ve politika yapıcıyı bir araya getirdi.

Çevrimiçi dünyayı gençler için daha güvenli ve daha zengin kılma yolunda önemli bir adım atmayı amaçlayan etkinlik, öncesinde gençler ve genç içerik üreticileriyle güvenlik konularını kapsayan bir atölye çalışmasının ardından bugün öğleden sonra gerçekleştirildi.

Etkinlikte panel moderatörlüğünü yapan Meta Türkiye ve Azerbaycan Kamu Politikaları Direktörü Sezen Yeşil açılış konuşmasında, “Meta olarak gençlerin sosyal medyada güvenliği bizim için çok önemli. Uzun zamandır bu konuda birçok çalışma yürütüyoruz. Bu projeyle de Instagram’da gençler ve ebeveynler için son dönemde geliştirdiğimiz araçlar hakkında farkındalığı artırmayı amaçlıyoruz” dedi.

Ceyda Düvenci Instagram deneyimiyle ilgili, “Instagram benim için kendi sınırlarım içinde sevdiklerim ve beni sevenlerle paylaştığım bir yer. Sosyal medyanın siz nasıl kullanırsanız öyle şekillendiğine inanan biriyim” dedi ve ekledi, “Çocuklarınıza her şeyi olduğu gibi anlattığınızda, nelerden sakınmaları gerektiğini daha iyi anlıyorlar. Bu açıdan Aile Merkezi çok kıymetli bir araç. Özellikle Günlük Sınır Süresi ve Ara Verme benim için çok önemli özellikler.”

Prof. Dr. Betül Ulukol ise konuyla ilgili, “Sosyal medya gençler için birçok fırsat sağlamakla birlikte bazı zorlukları da beraberinde getiriyor. Ancak bu noktada çocuklarımızı sosyal medyadan uzak tutmak yerine onları bilinçlendirmemiz, doğru ve yanlışı onlara iyi bir rehber olarak, kendi davranışlarımızla örnek olarak öğretmeliyiz. Çocuklarımıza yaklaşımımızda fikir alışverişi yapmak ve onları dinlemek de çok önemli, bu açıdan Instagram Aile Merkezi’ni takdir ediyorum” dedi.

Kullanıcıların birçoğu gençlerden ve genç yetişkinlerden oluşan Instagram, birçok kişi tarafından kendilerini ifade etmek, çevresini genişletmek, iletişimde kalmak ve önemli canlı güncellemeleri paylaşmak için kullanılıyor.

Meta, Instagram’daki güvenlik araçlarını tanıttı

Bu bağlamda gençlerin güvenliği, Meta için önemli bir odak noktası. Meta da bunu göz önünde bulundurarak tüm platformlarını güvenli bir alana dönüştürme çabasıyla son üç yılda gençlerin güvenliğini hedefleyen 30’dan fazla aracı kullanıma sundu.

Bu çalışmaların bir parçası olarak yakın zamanda Instagram’da kullanıma sunulan özellikler arasında, kullanıcıların odaklanmasına ve uygulamadaki arkadaşları ve takipçileriyle arasına sınırlar koymasına yardımcı olan ve genç kullanıcılara uygulamada geçirdikleri zaman ve görüntüledikleri içerik üzerinde daha fazla kontrol sağlayan ‘Sakin Mod’ yer alıyor.

Bunun yanı sıra Meta, Instagram’ın Ebeveyn Gözetimi özelliği için ek araçları duyurdu. Bu araçlarla ebeveynler, çocuklarının takip ettiği hesapları ve onları takip eden hesapları görüntüleyebiliyor. Instagram’ın ‘Aile Merkezi’ ebeveynlere ‘gençlerinin çevrimiçi deneyimlerini desteklemeye yardımcı olmak’ için ihtiyaç duydukları tüm kaynakları ve araçları sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda ebeveynleri ve gençleri platformlarda nasıl güvenli bir şekilde gezinebilecekleri konusunda bilgilendiriyor.

Bir diğer özellik ise, Instagram’da belirli bir süre geçirdiklerinde kullanıcının o gün için limitine ulaştığını bildiren ‘Günlük Süre Sınırı’ seçeneği.Bunlara ek olarak, ‘Ara Verme’ özelliği, zamanlanmış bir hatırlatma ile gençlerin (ve ebeveynlerin) uygulamada geçirdikleri zaman üzerinde kontrol sahibi olmalarına yardımcı oluyor.

Daha fazla bilgi için Instagram ‘Aile Merkezi’ni ziyaret edebilirsiniz.