Kanada Başbakanı, Meta’yı orman yangını haberlerini engelleyerek çıkar elde etmekle suçladı!

Başbakan, yıkıcı orman yangınlarının on binlerce kişiyi evlerini tahliye etmeye zorladığı için Meta’nın güvenlik yerine kâra öncelik verdiğini söyledi.

Trudeau’nun yorumları, internet devlerinin haber makaleleri için ödeme yapmasını gerektiren yeni bir yasaya yanıt olarak bu ay Kanada’daki tüm kullanıcılar için Facebook ve Instagram platformlarındaki haberleri engellemeye başlayan Meta’ya yönelik en son hükümet saldırısını temsil ediyor.

Meta, çevrimiçi haber yasasının, kullanıcılar tarafından paylaşılan bağlantılara bir fiyat koyduğu için için sürdürülemez olduğunu uzun zamandır işaret etmişti ve bu yılın sonunda yasa uygulanmadan önce haber yasağını yürürlüğe koydu.

Trudeau, Atlantik’in Prens Edward Adası eyaletinde televizyonda yayınlanan bir basın toplantısında, şirketin eylemlerinin “akıl almaz” olduğunu söyleyerek, “Facebook kurumsal karları insanların güvenliğinin önüne koyuyor.” dedi.

Federal Liberal kabine bakanları geçen hafta yasağı pervasız ve sorumsuz olarak nitelendirdi. Orman yangınlarından kaçan bazı insanlar, yasağın yangınlarla ilgili önemli verileri paylaşmalarını engellediğini iç medyaya şikayet etti.

Kanada kayıtlardaki en kötü orman yangını sezonunu yaşıyor ve geçen haftaki yangınlar batıdaki British Columbia ve Kuzeybatı Toprakları’nı harap etti.

Trudeau, Cornwall, Prince Edward Island’da yaptığı açıklamada, “Kanadalılardan milyarlarca dolar kazanan Facebook gibi şirketlerden daha fazlasını beklememizin zamanı geldi.” dedi.

Bir Meta sözcüsü, Kanadalıların platformlarını topluluklarıyla bağlantı kurmak ve resmi devlet kurumlarından, acil servislerden ve sivil toplum kuruluşlarından gelen içerik de dahil olmak üzere bilgilere erişmek için kullanmaya devam ettiğini söyledi.

Şirkete göre, Cuma günü itibariyle 45.000’den fazla kişi kendilerini güvende işaretlemek için Facebook’un “Güvenlik Kontrolü” özelliğini kullandı ve yaklaşık 300.000 kişi destek istemek için Yellowknife, NWT ve Kelowna, B.C. için kriz müdahale sayfalarını ziyaret etti.

Microsoft, Excel’e yeni bir soluk getiriyor!

Microsoft, gelişmiş elektronik tablo kullanıcılarının popüler Python dilindeki komut dosyalarını ve her zamanki Excel formüllerini aynı çalışma kitabında birleştirmelerine olanak tanıyacak olan Python’un Excel‘deki genel önizlemesini duyurdu.

Bu özellik ilk olarak Windows için Excel beta kanalının bir parçası olarak Microsoft 365 Insiders’a sunulacak. Yine de, özellik ilk olarak yalnızca Excel’in masaüstü sürümünde mevcut olacak olsa da, Microsoft, Python hesaplamalarının Microsoft Cloud’da çalışacağını belirtiyor. Python, herhangi bir modern bilgisayarda mükemmel bir şekilde çalışır, bu nedenle Microsoft’un neden burada bulut rotasına gittiği şaibeli.

Şirketin Modern Çalışma Genel Müdürü Stefan Kinnestrand, ”Artık Python’a doğrudan Excel şeridinden erişerek tanıdık Excel ortamında gelişmiş veri analizi yapabilirsiniz.” açıklamasını yaptı. “Kurum veya kurulum gerekmez. Excel’in yerleşik bağlayıcılarını ve Power Query’yi kullanarak, Excel iş akışlarında harici verileri Python’a kolayca getirebilirsiniz.”

Microsoft, bu özelliği hayata geçirmek için veri bilimi platformu Anaconda ile ortaklık kurdu. Şirket, veri görselleştirme için Matplotlib ve seaborn gibi en popüler Python kitaplıklarını Excel’e getirmek için Azure’da çalışan Anaconda Python dağıtımını kullanıyor.

Bunu denemek için 365 Insider Programına katılmanız ve en son Excel yapılarını almak için beta kanalını seçmeniz gerekiyor.

Python kullanıcılarının Excel dosyalarıyla çalışmasına izin veren uzun süredir kitaplıkların yanı sıra Python’un işlevselliğini Microsoft’un elektronik tablolarına getiren PyXLL gibi (ücretli) Excel eklentileri olduğunu belirtmekte fayda var.

Yeni katlanabilir telefon Pazarı lideri Huawei

0

Huawei, katlanabilir telefon pazarında liderliği yeniden ele geçirerek Çinli üretici, en yakın rakiplerini geride bırakarak katlanabilir telefon pazarının zirvesine yerleşti. Yapılan yeni bir pazar araştırması, Huawei’nin bu yılın ilk yarısında yüzde 50’den fazla pazar payına ulaşarak birinci sıraya yerleştiğini gösteriyor. Bu başarı, özellikle 5G teknolojisinin yanı sıra Huawei’ye uygulanan yaptırımların hala devam ettiği bir dönemde elde edildi.

Huawei, dünya genelinde en büyük teknoloji şirketi olma hedefi doğrultusunda ilerlerken, ABD’nin yaptırımları nedeniyle ciddi zorluklarla karşılaştı. 5G ve telekomünikasyon ağlarında kullanılan Huawei ekipmanlarına yönelik kısıtlamalar birçok ülke tarafından uygulandı ve şirketin ABD teknolojilerini kullanması yasaklandı. Ancak zaman içinde bu kısıtlamaların hafiflemeye başlamasıyla birlikte Huawei, kendi 5G çipini geliştirme gibi yatırımlarına devam ediyor.

Huawei’nin liderliğinin ardından gelen ikinci marka Oppo oldu. Üçüncü sırada ise Samsung, katlanabilir telefon pazarındaki öncü konumunu koruyor. Vivo ise hemen ardından dördüncü sırada yer alıyor. Listede beşinci, altıncı ve yedinci sıralarda sırasıyla Honor, Xiaomi ve Motorola yer alıyor. Çin’de katlanabilir telefon pazarında yıldan yıla yüzde 72’lik büyüme yaşanması, katlanabilir cihazların giderek daha popüler hale geldiğini gösteriyor.

Günümüzde, katlanabilir cihazlar giderek daha fazla kullanıcı tarafından tercih ediliyor ve teknoloji şirketleri bu alanda yenilikçi ürünler geliştirmeye devam ediyor. Huawei’nin liderliği, pazarın bu dinamik yapısında Çinli üreticinin ne kadar güçlü bir konumda olduğunu gösteriyor.

YouTube, yapay zeka tabanlı şarkılar için dev anlaşma yaptı

Sosyal medya devi YouTube, dijital içerik üretiminde yapay zekanın gücünden faydalanmaya hazırlanıyor. Universal Music Group gibi önde gelen müzik şirketleriyle iş birliği yapacak olan YouTube, yapay zeka tabanlı müziklerin önünü açacak bir program üzerinde çalışıyor. Bu girişim, içerik üreticilerine yeni fırsatlar sunmanın yanı sıra telif hakları konusundaki endişeleri de ele almayı amaçlıyor.

Dijital platformların vazgeçilmezi haline gelen yapay zeka, YouTube gibi dev oyuncuların da odak noktalarından biri haline gelmeye devam ediyor. YouTube, yapay zeka tabanlı içerik üretimine dair attığı adımları genişleterek, Universal Music Group ve diğer müzik şirketleriyle iş birliği yapma kararı aldığını duyurdu. Bu adım, yapay zeka ile oluşturulan müziklerin telif hakları ve içerik üretim süreçlerindeki sorunların ele alınmasını hedefliyor.

YouTube’un yeni adımı, “Music AI Incubator” (Yapay Zeka Müzik Kuluçka Merkezi) adını taşıyan bir programın hayata geçirilmesiyle şekillenecek. Bu program, Universal Music Group ile birlikte tasarlanacak ve içerik üreticilerine yapay zeka tabanlı müziklerle ilgili yeni fırsatlar sunmayı amaçlıyor. Bu inisiyatif ile birlikte, sanatçılar, yapımcılar, söz yazarları ve müzik şirketleri bir araya gelecek, yapay zeka müzik teknolojisi üzerine araştırmalar yapacak ve gelecekteki içerik üretimine yön verecek ilkeleri belirleyecekler.

Bir diğer önemli husus ise telif haklarına yönelik korumanın artırılması. Yapay zeka tabanlı müziklerin kullanımı ve telif hakları konusundaki hassasiyet göz önünde bulundurularak, YouTube’un mevcut “Content ID” sistemi daha da genişletilecek ve içerik üreticileri için daha güvenli bir platform oluşturulacak.

Henüz belirlenmemiş olan ilkeler, önümüzdeki aylarda açıklanacak. Google ve programda yer alan sanatçılar, yapay zeka müzik teknolojisi alanında araştırmalar yapacak ve yeni politikaların ve içerik üreticilerinin para kazanma gibi detaylarının yakın gelecekte açıklanması bekleniyor.

Meta, 100’e yakın dili çevirebilen yapay zeka modelini tanıttı

Teknoloji devi Meta, SeamlessM4T adlı yeni bir yapay zeka modelini duyurarak çoklu dil çevirisi ve metin çevirisi alanında önemli bir adım attı. Meta, SeamlessM4T’nin çeşitli lehçeleri anlayabilen ve 100’e yakın dili çevirebilen bir yapay zeka modeli olduğunu açıkladı. Model, metin ve konuşma tabanlı çevirilerde öne çıkıyor ve çoklu görev yetenekleri sunuyor.

Meta, SeamlessM4T modelinin geliştirilmesi sürecinde “SeamlessAlign” adını verdiği yeni bir çeviri veri seti kullandı. Bu model, kaynak dilleri anlayarak çeviri yapabiliyor ve farklı diller arasında geçiş yapmadan iletişimi destekliyor. SeamlessM4T’nin temelini, Meta’nın daha önce geliştirdiği “No Language Left Behind” adlı metin çeviri modeli ve “Universal Speech Translator” adlı konuşmadan konuşmaya çeviri sistemi oluşturuyor.

Meta’nın yaklaşık 1.100 dilde konuşma tanıma, dil tanımlama ve konuşma sentezi teknolojisi sağlayan “Massively Multilingual Speech” üzerine inşa edilen SeamlessM4T, çeviri ve transkripsiyon yeteneklerini tek bir modelde birleştirerek dikkat çekiyor.

Ancak, bu tür yapay zeka çeviri modelleri önyargılar ve hatalar içerebiliyor. Örneğin, SeamlessM4T’nin cinsiyet önyargıları içerebileceği tespit edildi. Model, bazı dillerde eril referanslara yönelik aşırı genelleme yapabiliyor ve cinsiyet odaklı çevirilerde zayıf sonuçlar verebiliyor. Ayrıca, çevirilerde toksik içeriklerin eklenebileceği sorunu da bulunuyor.

Meta’nın SeamlessM4T modeli için belirlediği kullanım sınırlamaları, yanlış çevirilerin ve hataların önlenmesine yardımcı olmayı amaçlıyor. Çeviri alanındaki diğer teknoloji devleri de benzer girişimlerde bulunmuş durumda. Bu tür yapay zeka modellerinin geliştirilmesi, çoklu dil iletişimini daha etkili ve verimli hale getirmeyi amaçlıyor.

Sonuç olarak, Meta’nın SeamlessM4T modeli, çoklu dil çevirisi ve metin transkripsiyonu alanında önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak, yapay zeka modellerinin önyargılar ve hatalar içerebileceği unutulmamalı ve bu konuda sürekli iyileştirmelerin yapılması gerekiyor.

Elon Musk, X’de can sıkıcı bir değişiklik daha yapıyor

0

Eski adıyla Twitter olan X, kullanıcıların günlük haberlerini alışık oldukları akıştan hızlı ve kolay bir şekilde alabilmelerini sağlayan yeni bir özellik sunuyor. Sosyal medya platformu, X’da paylaşılan makalelerin başlıklarını kaldırmayı test ediyor. Böylelikle kullanıcılar sadece makalenin görselini ve URL’sini görebilecekler.

Bu değişiklik, Fortune dergisi tarafından ortaya atıldı ve Elon Musk tarafından bir tweet ile hızlıca onaylandı. haberin içeriği hala kahraman resmi ve URL aracılığıyla erişilebilir olacak. Şu an için bu özelliğin ne zaman kullanıma sunulacağı belirli değil. Ancak The Verge’e göre, bu değişiklik “Elon’un isteği doğrultusunda” gelişiyor ve “bazı reklam verenlerin hoşnutsuzluğuyla karşılaşsa da gerçekleşecek” şeklinde ifade edildi. Musk’ın değişikliği yapma nedeni ise platformun “estetiğini büyük ölçüde geliştirecek” olması.

Fortune makalesi ayrıca, bu değişikliğin gönderi yüksekliklerini azaltacağını, böylece kullanıcıların zaman çizelgelerinin daha fazla içerik göstermesine imkan tanıyacağını ve Musk’ın “tıklama tuzağını engelleyeceğine” inandığını belirtiyor. Ancak bu tuhaf değişiklik aslında beklendiği gibi olmayabilir. X’ girenlerin yaklaşık %75’i haberleri, siyaseti ve güncel olayları takip etmek amacıyla platformu kullanıyor ve her 4 kişiden 3’ü haberler hakkında tweet atıyor. Makalelerin görüntülenme biçiminin değişmesi, insanların ilgilenmedikleri makalelere tıklamalarına, güvenilir kaynaklardan haberler mi okuduklarını yoksa tıklama tuzağına mı düştüklerini anlamakta zorlanmalarına neden olabilir.

X platformu kullanıcısı Kylie Robison, olası değişikliği şöyle açıklıyor başlıkla açıklıyor ve tuhaf makalelerin nasıl görünebileceğini görselleştiriyor. Bu değişiklik, Musk’ın öncülük ettiği ve platformu satın alarak büyüttüğü geniş kullanıcı tabanına yönelik tüketici deneyimi veya özen eksikliği gibi görünüyor. Umarım bu yeni özellik hayata geçmez. Ancak geçerse, ben ve benim gibi kullanıcılar daha fazla içerik odaklı Threads’te zaman geçirmeye yönelebiliriz.

Microsoft, Activision anlaşmasını değiştiriyor!

0


Hakların devri, Microsoft’un önerdiği 68,7 milyar dolarlık anlaşmanın bulut oyun rekabeti üzerindeki etkisinden endişe duyan Birleşik Krallık’taki düzenleyicileri yatıştırmak için tasarlandı. Yeniden yapılandırılan anlaşma, Birleşik Krallık’ta 18 Ekim’e kadar sürebilecek yeni bir düzenleyici soruşturmayı tetikledi.

Microsoft başkanı Brad Smith, ”Önerilen satın almanın Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Otoritesi tarafından gündeme getirilen bulut oyunu akışı üzerindeki etkisiyle ilgili endişeleri gidermek için, daha dar bir hak seti elde etmek için işlemi yeniden yapılandırıyoruz.” diyor. “Bu, önümüzdeki 15 yıl içinde piyasaya sürülen tüm mevcut ve yeni Activision Blizzard PC ve konsol oyunlarının bulut akış haklarını önde gelen bir küresel oyun yayıncısı olan Ubisoft Entertainment SA’ya devreden birleşmemizin kapanışından itibaren geçerli olan bir anlaşma yapmayı içerir. Haklar ebediye kadar olacak.”

Bu yeniden yapılandırılmış anlaşma, Microsoft’un önerilen satın alımını kapatması durumunda Activision Blizzard oyunlarını yalnızca Xbox Cloud Gaming’de yayınlayamayacağı anlamına geliyor. Microsoft, rakip hizmetlerde Activision Blizzard oyunlarının lisanslama şartlarını da yalnızca kontrol edemeyecek. Bunun yerine Ubisoft, AB dışındaki Activision Blizzard oyunlarının akış haklarını kontrol edecek ve oyunları Xbox Cloud Gaming’e dahil edilmek üzere Microsoft’a geri lisanslayacak.

Microsoft yapay zeka

Smith, ”Ubisoft, Microsoft’un Activision Blizzard’ın oyunlarının bulut akış haklarını bir kereye mahsus ödeme ve kullanıma dayalı fiyatlandırmayı destekleyen bir seçenek de dahil olmak üzere piyasa tabanlı bir toptan fiyatlandırma mekanizması aracılığıyla telafi edecek.” diye açıklıyor. “Ayrıca Ubisoft’a Activision Blizzard’ın oyunlarını Windows işletim sistemleri olmayan işletim sistemlerini çalıştıran bulut oyun hizmetlerine sunma fırsatı da verecek.”

Ubisoft ayrıca PC, Xbox, Amazon Luna ve PlayStation’da Ubisoft Plus Classics aracılığıyla kullanılabilen Ubisoft Plus Multi Access aboneliğine Activision Blizzard oyunlarını da ekleyecek.

Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasalar Otoritesi (CMA), Federal Ticaret Komisyonu’nun (FTC) geçen ay ABD federal mahkemesinde kaybetmesinin ardından Xbox üreticisiyle müzakereleri kabul etmeden önce, Microsoft’un anlaşmasını ilk olarak Nisan ayında bulut oyun endişelerini gerekçe göstererek engelledi.

Şimdi CMA, Microsoft’un yeniden yapılandırılmış anlaşması sayesinde, 18 Ekim için belirlenen yasal bir son tarihle yeni bir soruşturma aşamasının sinyalini verdi. Microsoft’un planlarına aşina bir kaynak, şirketin şu anda Activision Blizzard anlaşmasını Ekim ayı başlarına kadar kapatabilmeyi beklemediğini söylüyor.

CMA şimdi Microsoft’un orijinal anlaşmasına nihai bir emir verdi ve önerilen Activision Blizzard satın alımının bu yeni yeniden yapılandırılmasını araştırırken dünya çapında yasakladı. CMA “Ubisoft, bir ücret karşılığında, Activision’ın başlıklarının bulut akış haklarını kullanmaya veya lisanslamaya karar verirse, bir ücret karşılığında Microsoft’un Activision’ın başlıklarını Linux gibi Windows dışındaki işletim sistemlerine uyarlamasını isteyebilecek.” yorumumu yaptı.

Yine de yeniden yapılandırılan işlem, Microsoft’un Avrupa Komisyonu’na karşı yükümlülüklerini etkilemeyecek. Microsoft birkaç bulut oyun anlaşması yaptı ve AB düzenleyicileri, AB ülkelerindeki tüketicilere lisansa sahip oldukları mevcut ve gelecekteki tüm Activision Blizzard PC ve konsol oyunlarını “seçtikleri herhangi bir bulut oyun akışı hizmeti” aracılığıyla yayınlamalarına izin verecek ücretsiz bir lisans sayesinde Activision Blizzard anlaşmasını onayladı.

Smith, ”Ubisoft ile yapılan anlaşma, Microsoft’un Avrupa Komisyonu’na verdiği taahhütler kapsamındaki yasal yükümlülüklerinin yanı sıra Nvidia, Boosteroid, Ubitus ve Nware dahil olmak üzere diğer bulut oyunu akışı sağlayıcılarına karşı mevcut sözleşmeden doğan yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmek için gereken hakları almaya devam edecek şekilde yapılandırılmıştır.” diyor.

CMA şimdi önümüzdeki haftalarda yeniden işlenmiş anlaşmayı değerlendirecek ve 18 Ekim tarihine kadar bir karar verecek. Bu bir yeşil ışık değil. CMA CEO’su Sarah Cardell, “Üçüncü taraf yorumları da dahil olmak üzere, yeniden yapılandırılan anlaşmanın ayrıntılarını ve rekabet üzerindeki etkisini dikkatli ve objektif bir şekilde değerlendireceğiz.” diyor. “Hedefimiz değişmedi; bu yeni anlaşmayla ilgili gelecekteki herhangi bir karar, büyüyen bulut oyun pazarının yenilik ve seçimi yönlendiren açık ve etkili rekabetten yararlanmaya devam etmesini sağlayacaktır.” dedi.

Nvidia’nın yeni DLSS 3.5’i tanıtıldı! Peki hangi oyunlarla kullanılabilecek?

0

DLSS 3’ün sadece RTX 40 serisi GPU’larla sınırlı olan Frame Generation’ının aksine, DLSS 3.5, RTX 20 serisine kadar uzanan tüm RTX serisi GPU‘larda ışın izlemeyi artıracak. Nvidia, yalnızca gölgeler veya yansımalar gibi belirli öğeler için ışın izlemeyi kullanan başlıkların aksine, genellikle tam ışın izleme olarak bilinen yol izleme sunan oyunlarda DLSS 3.5’i hedefliyor.

Cyberpunk 2077, 26 Eylül’de piyasaya çıkan Phantom Liberty DLC’si ile DLSS 3.5 için destek alacak ve bu da bu yılın başlarında önizlenen yol izlemeyi de ekleyecek. Alan Wake 2 ayrıca 27 Ekim’de DLSS 3.5 ve tam ışın izleme ile piyasaya sürülecek. RTX’li portal da bu sonbaharda bir DLSS 3.5 yükseltmesi alıyor.

DLSS şu anda ışın izlemeli bir sahnedeki her aydınlatma geçişi için eksik pikselleri doldurmak için elle ayarlanmış gürültü gidericiler kullanıyor. Sonuç, bazı renk doğruluğu kayıplarını, yanlış aydınlatmayı ve hatta ara sıra gölgelemeyi içerebilir. Nvidia, daha yüksek kaliteli pikseller ürettiğini iddia ettiği AI destekli bir ağ kullanarak bu yaklaşımı geliştirmeye çalışıyor.

DLSS 3.5, görüntü kalitesi ve performansında normal ışın izlemeli oyunlara fayda sağlarken, Nvidia, yol izlemeli içerikle daha büyük bir performans avantajı elde edeceğinizi söylüyor. Cyberpunk 2077 ve Alan Wake 2 gibi daha yoğun ışın izleme oyunları, hem genel görüntü kalitesi hem de performans açısından DLSS 3.5’ten en çok yararlanacak.

DLSS 3.5, DLSS 3’ten beş kat daha fazla veri üzerinde eğitildi ve desteklenen oyunlarda, DLSS 3’ün Çerçeve Oluşturma ayarına benzer ayrı bir seçenek olarak mevcut olacak.

Nvidia’nın en son DLSS 3.5 sürümü de sadece oyunlarla sınırlı değil. Yaratıcılar, Chaos Vantage, D5 Render ve Nvidia Omniverse gibi 3D düzenleme uygulamalarında DLSS 3.5’i kullanabilecekler.

Geliştiricilerin DLSS 3.5’i oyunlarda uygulaması biraz zaman alacak, özellikle de tamamen ışın izlemeli oyunlarda en faydalı olacağı için. DLSS 3 bu arada büyük oyunlara hala ekleniyor. Fortnite, bu sonbaharda bir DLSS 3 yükseltmesi alıyor ve RTX 40 serisi sahiplerinin Frame Generation’ın kare hızlarını artırmasını sağlamasına izin veriyor. Call of Duty: Modern Warfare 3, 10 Kasım’da piyasaya sürüldükten sonra DLSS 3 ve Reflex’i de destekleyecek.

AMD’nin ayrıca bu hafta Gamescom’da FidelityFX Super Resolution 3’ü (FSR 3) piyasaya sürecek olduğu söyleniyor. AMD’nin yükseltme teknolojisinin en son yinelemesinin önümüzdeki ay Starfield ile birlikte başlayacağı bildiriliyor.

Güneş yaprağı teknolojisi enerji ve su üretiminde devrim yaratabilir

İngiltere’nin önde gelen üniversitelerinden Imperial College London’daki araştırmacılar, güneş enerjisi alanında çığır açabilecek bir yenilik üzerinde çalıştıklarını açıkladı. “Güneş Yaprağı” adını verdikleri bu yeni tasarım, hem daha yüksek enerji verimliliği hem de tatlı su üretimi sağlama potansiyeli taşıyor.

Geleneksel fotovoltaik güneş panelleri, güneş ışığını elektriğe dönüştürerek enerji üretirken, verimlilikleri sınırlıdır. Imperial College London araştırmacıları, gerçek bitkilerin fotosentez süreçlerinden esinlenerek geliştirdikleri “Güneş Yaprağı” ile bu verimliliği artırmayı başardı, sadece güneş enerjisi üretmekle kalmıyor, aynı zamanda su üretme yeteneği de kazandırıyor.

Geliştirilen PV-leaf tasarımının en büyük özelliklerinden biri, düşük maliyetli malzemeler kullanılarak üretilmesi ve geleceğin yenilenebilir enerji teknolojilerine ilham verebilme potansiyelidir. Yapılan deneyler, PV yaprakların geleneksel güneş panellerine kıyasla güneş enerjisinin yüzde 70’ini çevreye kaybetmeyerek yüzde 10’un üzerinde daha fazla elektrik üretebildiğini gösteriyor.

Ayrıca, PV-leaf tasarımı sadece enerji üretmekle kalmıyor; doğanın su döngüsünü taklit ederek tatlı su üretimi sağlıyor. Araştırmacılar, bu yenilikçi tasarımın verimli bir şekilde kullanılması durumunda 2050 yılına kadar yılda 40 milyar metreküpten fazla tatlı su üretebileceğini belirtiyor.

Tasarımın temel ilham kaynağı doğal bitki yapraklarıdır. PV-leaf, suyun hareketini taklit ederek suyun dağılmasına ve buharlaşmasına olanak tanıyor. Ayrıca, termal enerji üretebilme yeteneği de bulunur. Bu yenilikçi tasarım, çeşitli güneş koşullarına uyum sağlayabilir ve yüksek ortam sıcaklıklarını tolere edebilir.

Araştırmacılar, PV-leaf’in ek bileşenlerinin sermaye maliyetinin geleneksel güneş panellerinin maliyetinin yaklaşık yüzde ikisi kadar olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda, cihazın 1000 W/m güneş ışınımı altında ekstra 1,1 L/saat/m2 tatlı su üretebileceği tahmin ediliyor.

Çalışmanın baş yazarı Dr. Gan Huang konuyla ilgili olarak “Bu yenilikçi tasarım, hem güneş panellerinin performansını büyük ölçüde artırma potansiyeli taşıyor, hem de maliyet etkinliği ve pratiklik sağlıyor.” açıklamasını yaptı.

Güneş enerjisi ve suyun önemi göz önüne alındığında, Imperial College London’ın “Güneş Yaprağı” tasarımının geleceğin enerji ve su ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir adım olabileceği düşünülüyor. Bu yenilik, sürdürülebilir enerji ve kaynak yönetimi alanında umut verici bir gelişme olarak kabul ediliyor.

Android’e yeni eSIM transfer aracı geliyor

0

Google, Android işletim sistemi için eSIM transfer aracı üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Yeni bilgilere göre, Android kullanıcıları yakında eSIM’lerini cihazlar arasında taşımanın daha kolay bir yolunu kullanabilecekler. Apple’ın iPhone’larında kullandığı eSIM aktarım özelliği sonrasında, eSIM’ler daha yaygın hale gelirken, Android de bu konuda yeni bir adım atıyor.

Google, bu yılın başlarında duyurduğu üzere, Android kullanıcılarının eSIM’lerini cihazlar arasında yerel olarak taşıyabilmelerini sağlayacak bir eSIM aktarım özelliği üzerinde çalışıyor. Şu anda Android cihazlar arasında eSIM taşıma işlemi operatörlere bağlı olarak gerçekleştiriliyor ve bazen karmaşık bir süreç olabiliyor.

Apple, ABD’de satılan yeni nesil iPhone’larda yerleşik olarak bulunan eSIM aktarım aracı ile bu süreci basit hale getirmişti. Kullanıcılar, mevcut iPhone’ları üzerinden kablosuz olarak eSIM aktarımı yapabiliyorlar. Google ise farklı bir yaklaşım benimsiyor.

Google’ın geliştirdiği eSIM transfer özelliği, Play Hizmetleri içerisine gizlenmiş QR kodlarına dayanıyor. İlk görüntülerde, kullanıcıların eSIM aktarımını başlatmak için bir QR kodunu tarayarak işlemi gerçekleştirebilecekleri görülüyor. Henüz kullanıma açık olmasa da, bu özelliğin temelleri atıldı ve yakın gelecekte kullanıma sunulması bekleniyor.

Google’ın yeni eSIM aktarım özelliğinin belki de Pixel 8 serisi ile duyurulabileceği tahmin ediliyor. Android kullanıcıları, yakın zamanda eSIM’lerini daha hızlı ve basit bir şekilde yeni cihazlarına taşıyabilecekler. Bu adım, Android ekosisteminin gelişimine önemli bir katkı sağlayabilir.

eSIM hakkında siz ne düşüyorsunuz? Yorumlar kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.

İnternet reklamlarını kötüye kullanıyorlar!

0

Bunun için yüksek ilgi gören bilgisayar programlarını indirmeyi vadeden sahte internet siteleri oluşturan saldırganlar, arama motorlarına verdikleri reklamlar aracılığıyla sonuç sayfasının en üstünde yer alıyor. 

2023’ün başlarında, önde gelen kripto para birimlerine gerçekleşen saldırılar gibi benzer olayları inceleyen Bitdefender araştırmacıları, bu kötü niyetli saldırıların çalışma yöntemini ortaya çıkardı. Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “Bir kullanıcının bu tür saldırılara kurban gitmesi için tek bir arama ve tıklama yeterli oluyor.” açıklamasında bulunarak kötü amaçlı reklam ağı kullanımı hakkında bilinmesi gerekenleri paylaşıyor.

Siber suçlular, gelişen teknolojiye ayak uydurarak farklı taktiklerle internet kullanıcılarının kişisel verilerine saldırmaya devam ediyor. Kimliği belirsiz hesaplar aracılığıyla bağlantı göndererek ya da kaynağı güvenilir olmayan programların indirilmesiyle tehdit yaratan siber suçlular, bu kez dikkatli kullanıcıları dahi gafil avlayacak bir yöntem geliştirdi. Bitdefender araştırmacıları tarafından ortaya çıkarılan bu yöntem, kimlik avı saldırısı düzenleyen sahte internet sitelerinin, reklam yoluyla arama motorlarında en üstte yer almasını sağlıyor.

Arama motorları kötü amaçlı sitelerden gelen reklamları kabul ediyor

Genellikle oyun indirme veya program yükleme için kullanılan ISO dosyasının, zararlı kullanımını inceleyen araştırmacılar AnyDesk, WinSCP, Cisco AnyConnect, Slack, TreeSize programları için indirme sayfalarını taklit eden internet sitelerinin reklam yoluyla yayıldığını keşfetti.

Bitdefender Antivirüs Türkiye distribütörü Laykon Bilişim’in Operasyon Direktörü Alev Akkoyunlu, “Özellikle popüler internet sitelerinin ya da yazılımların adlarını taklit eden siber suçlular, normal kullanıcılar tarafından fark edilemeyecek sahte internet siteleri oluşturuyor. Bir virüs gibi çalışan bu yöntem, kullanıcının arama motorunda gördüğü siteye tek bir tıklama yapması halinde saldırıya maruz kalmasına neden oluyor. Kullanıcıların arama motorunda yer alan site isimlerinin doğru yazıldığına dikkat etmeleri ve kaynağı belirsiz sitelerden program indirmemeleri sahte sitelere karşı ilk korumayı sağlıyor.” açıklamasında bulunuyor.

Tek bir tıklama yetiyor

Kötü amaçlı reklam kampanyası, ilk maruz kalmadan sonra enfeksiyon gibi yayılmaya devam ediyor. Saldırganlar, kullanıcının ağında kaldıkları sürece kimlik bilgilerini ele geçiriyor, önemli sistemlerde kalıcılık sağlıyor ve şantajla veri sızdırıyor. ISO dosyası üzerinde incelemelerde bulunan araştırmacılar, içeriğinde reklamı yapılan yazılımın yanı sıra bir Python dosyası ve zararlı yazılımlar içeren bir ZIP arşivi olduğunu da tespit etti. Python.exe işlemi tarafından yüklenen bir DLL, Meterpreter stager biçiminde kötü amaçlı kod çalıştırmak üzere ayarlanıyor ve kurbanın bilgisayarına erişim sağlıyor.

Kuveyt Türk Ideathon ile 100.000 TL ödül dağıttı

0

İlk 3’e giren yarışmacılar Young Trader Challenge, SorGPT ve Yaşayan Data fikirleriyle toplamda 100 bin TL’nin sahibi oldu. 

Türkiye’nin öncü katılım finans kuruluşu Kuveyt Türk, 2017’den bu yana Lonca Girişimcilik Merkezi aracılığıyla, başta finansal teknolojiler olmak üzere birçok alanda fikir üreten girişimcileri desteklerken, müşterilerine ve çalışanlarına yönelik de özgün fikir geliştirme yarışmaları düzenliyor. Yenilikçi fikirleri hayata geçirebilmek ve müşterilerine daha iyi bir deneyim sunabilmek amacıyla Fikrinn Platformu’nu kuran Kuveyt Türk, platform üzerinden çalışanlarına yönelik bir fikir yarışması organize ederek bankacılığın geleceğine yön verecek yenilikçi fikirleri aradı. 

Geleceğin bankacılığı için bugünden adımlar atıyoruz

Kuveyt Türk Strateji ve İnovasyon Grup Müdürü Dr. Selman Ortaköy, yarışmayla ilgili yaptığı açıklamada, “Kuveyt Türk olarak ‘rotamız dijital, odağımız insan’ yaklaşımını ilke edinerek dijitaldeki yolcuğumuzu çalışanlarımızla birlikte emin adımlarla sürdürüyoruz. Dijital dönüşüm ve inovasyon ekibimizin liderliğinde, fikir yarışmalarından dijital sohbetlere ve inovatif çalışma gruplarına kadar çalışanlarımızın inisiyatif alarak önemli roller üstlendiği etkinlikleri düzenli şekilde gerçekleştiriyoruz. Çalışanlarımıza yönelik düzenlediğimiz ‘Kuveyt Türk Ideathon: Gelecek Senin Fikrinn’ fikir yarışması da bunlardan biri. Bu yarışma sayesinde hem çalışma arkadaşlarımızın yenilikçi ve özgün fikirlerini ödüllendiriyoruz hem de geleceğin bankacılığı üzerine bugünden etkin ve verimli adımlar atmayı başarıyoruz. Bu çalışmalarımızı şirketimizin inovasyon kültürünün bir parçası haline getirmekten dolayı büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.  

Toplamda 100 bin TL ödül

Kuveyt Türk Ideathon: Gelecek Senin Fikrinn yarışmasında, çalışanların başvuruları alındıktan sonra 3 aşamalı zorlu bir eleme süreci başladı. Tüm aşamaları başarıyla geçen 11 fikir sahibi finale kalarak 2 gün süren ‘bootcamp’e katılmaya hak kazandı. Bu süreçte problem analizi, problemde derinleşme, iş modeli geliştirme, prototip oluşturma, hikayeleştirme ve sunum teknikleri üzerine eğitim alan yarışmacılar, final gününe yoğun efor sarf ederek hazırlandı. Kuveyt Türk’ün inovasyon merkezi InnHouse’da gerçekleştirilen final gününde yarışmacılar, Kuveyt Türk yöneticilerinden oluşan komite üyelerine sunum yaptı. Değerlendirme sonucunda ilk 3’e giren yarışmacılar toplamda 100 bin TL ödülün sahibi olurken, aynı zamanda Kuveyt ülkesinde düzenlenen KFH İnovasyon Yarışması’nda Türkiye’yi temsil etme hakkı kazandı. 

Dereceye giren fikirler

3 aşamalı zorlu eleme sürecini aşarak finale kalan ve dereceye giren fikirler Young Trader Challenge, SorGPT ve Yaşayan Data isimli projeler oldu. Oyunlaştırma ve veri odaklı dijital platform fikri olan Young Trader Challange, Kuveyt Türk ürünlerinin yaygınlaştırılmasını hedefliyor. Yapay zekâ uygulaması fikri olan SorGPT ise çalışanların ihtiyacı olan veriyi onlara sunmayı hedefliyor. Yaşayan Data fikri ise müşteri deneyiminin mükemmelleştirilmesi için veri odaklı mobil uygulama özelliği geliştirmeyi amaçlıyor.

Çok faktörlü kimlik doğrulama yorgunluğundan nasıl kurtulunur?

0

Çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) çözümleri saldırıları önlemek için başvurulan yöntemlerin başında geliyor ancak MFA kullanımının artmasıyla birlikte, kullanıcılar arasında doğrulama yorgunluğu sorunu ortaya çıkıyor. WatchGuard, MFA yorgunluğunu önlemek ve daha güvenli bir dijital deneyim sunmak için dört önemli ipucunu sıralıyor.

Şirketlerde MFA yorgunluğu nasıl önlenir?

Web uygulamalarına yapılan saldırıların %86’sı ve BEC saldırılarının neredeyse %40’ının kimlik bilgisi hırsızlığından kaynaklandığı günümüzde, dijital güvenliğin önemi her zamankinden daha fazla vurgulanıyor. Kullanıcıların yalnızca bir paroladan daha fazla bilgi girmesini gerektiren ve hesapta çok adımlı oturum açma süreci olarak tanımlanan çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA), şirketleri ve verileri korumanın en iyi yollarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Kimlik yönetimi söz konusu olduğunda hem kullanıcılar hem de yöneticiler için verimlilik, rahatlık ve güvenlik oldukça önemli hale geliyor. İşletmelerin, en iyi MFA çözümünü seçerken, korunacak veri türünün yanı sıra güvenlik gereksinimlerinin karmaşıklığını ve aşamalarını göz önünde bulundurarak ihtiyaçlarını değerlendirilmesi gerekiyor. Kullanıcılar bu karmaşık faktörlerden sıkılıp hızlıca aşamaları atlamaya çalışacağından, bu alanda en doğru çözümü seçmek şirketler için büyük fark yaratıyor. Bütünleşik siber güvenlik alanında küresel bir lider olan WatchGuard, şirketlerin araçları doğru şekilde kullanarak kullanıcıların doğrulama aşamasında yorulmasını engellemeye yardımcı olacak 4 önemli ipucunu paylaşıyor.

1. Kullanıcıları MFA hakkında eğitin. İlk aşama basit gibi görünse de kullanıcılara eğitim vermek MFA direncinin üstesinden gelmek için en iyi uygulamalardan biridir. Çoğu durumda, insanlar zincirin en zayıf halkası olarak kabul edildiğinden onları MFA’nın önemi konusunda uygun şekilde eğitmek oldukça önemli.  

2. MFA’yı SSO ile birleştirin. Tek oturum açarak yapılan kimlik doğrulaması oldukça kolay bir kullanıcı deneyimi sunar. Bunu MFA ile birleştirip güvenliği güçlendirirken daha sorunsuz bir deneyim elde etmenizi sağlar. Bu deneyim, teknolojinin benimsenmesinin önündeki en büyük engellerden bazılarının kaldırılmasına yardımcı olur. 

3. Kimlik doğrulama ayarlarını ve politikalarını gözden geçirmeyi unutmayın. MFA çözümünün güvenli bir şekilde yapılandırıldığından ve kullanıcıların nasıl ilerleyeceğini bildiklerinden emin olun. Ayrıca, rollere göre farklı kimlik doğrulama faktörleri belirlemek faydalı olabilir, böylece saldırılara karşı yüksek dirençli faktörler ayrıcalıklı hesaplar için tercih edilirken, daha az ayrıcalıklı kullanıcı rolleri için daha basit ama etkili faktörler kullanılabilir.

4. Çözümünüzün gelişen tehdit unsurlarıyla başa çıkabileceğinden emin olun. Son zamanlarda “MFA Yorulma Saldırıları” adı verilen yeni bir sosyal mühendislik tekniği geliştirildi ve yüksek etkinlik düzeyi nedeniyle siber suçlular arasında popülerlik kazandı. Bu saldırılarda, siber suçlular uyarı sayısını artırıp kullanıcıya MFA çözümünün arızalı olduğunu düşündürerek devre dışı bırakabilecek noktaya getirebiliyor. Öte yandan siber suçlu bir destek çalışanı gibi görünüp kullanıcının hesabına giriş yapmak için ihtiyaç duyduğu kodu alma umuduyla birden fazla MFA isteği gönderebiliyor.

Yapay zeka tabanlı tasarım asistanı Refabric moda dünyasını değiştirmeye hazırlanıyor

0

Teknolojinin moda dünyasıyla buluştuğu noktada, Refabric adını duymaya hazır olun! Moda dünyası için özel tasarlanmış ve dünyada ilk olan üretken yapay zeka tabanlı moda tasarım asistanı Refabric, tasarımcılarının ve moda tutkunlarının vazgeçilmezi olacak.

Refabric moda dünyasını değiştirmeye hazırlanıyor

Teknolojinin sınırlarını zorlayarak geleceğe yön veren bir yenilik olarak karşımıza çıkan üretken yapay zeka (Generative AI), pek çok sektörde olduğu gibi şimdi de modanın kalbinde. Yerli bir kadın girişimi olan yapay zeka tabanlı moda tasarım asistanı Refabric, tasarımın ve yaratıcılığın sınırlarını genişletirken moda dünyasında etkileyici bir iz bırakıyor. 

Refabric yatay zeka moda tasarım asistanı

Moda dünyası için özel tasarlanmış yapay zeka tabanlı bir uygulama olan Refabric’in ilk ürünü Refabric Basic tasarım süreçlerini daha hızlandırmak, daha yaratıcı hale getirmek, sınırları zorlamak ve yeni estetikleri keşfetmek için kullanılıyor. 

Tasarımcıların kafalarındaki tasarımları kelimelere dökmesi ile Refabric generative AI aracılığıyla benzersiz desenler, renk kombinasyonları ve stiller oluşturarak geleneksel tasarım sınırlarını aşarak, tasarımcıların kendilerine has ilham panoları (mood boardlar) oluşturmalarına destek oluyor. 

2023’ün son çeyreğinde Refabric ailesine, moda markaları için özel geliştirilmiş yeniliklerle dolu Refabric Pro da katılacak. Refabric Pro, tasarım süreçlerini daha etkili, verimli ve işbirlikçi bir şekilde yönetmeyi amaçlıyor. Refabric Pro, sadece koleksiyonlar oluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda tasarım arşivi inşa etme ve daha önceki koleksiyonlarda iyi satış performansı gösteren özellikleri yeni modellere uygulama imkanı sunuyor. 

Moda markalarının kendine has tasarım dilini, geçmiş satış performansı ve yeni sezon trendleri ile harmanlayarak, koleksiyonların daha etkili ve beğenilir olmasına destek oluyor. Kapsamlı tasarım arşivi, önceki koleksiyonlara kolay erişim sağlayarak, yeni tasarımlarda eski tasarımlarından ilham alma ve dönüştürme imkanı sunuyor. 

Tasarımcıların kendi yazdıkları kelimeler ile tasarladıkları yüksek çözünürlüklü desenlerin, baskı ve üretim için uygun hale getirilmesi Refabric Pro’nun bir diğer öne çıkan yeteneği. Bu özellik, tasarımcıların yaratıcı vizyonlarını gerçeğe dönüştürmesine olanak sağlıyor. Aynı zamanda tasarımcıların ortak çalışabileceği bir tasarım alanı sunuyor. 

Refabric, modanın geleceğini şekillendirmeye devam ederken, tasarımcılara ve markalara yeni kapılar açmayı sürdürecek. 

ABD TikTok’u ele geçirdi!

Bu, TikTok ile Forbes tarafından elde edilen Amerika Birleşik Devletleri Yabancı Yatırım Komitesi (CFIUS) arasındaki bir anlaşma taslağına göre, birden fazla ABD kurumuna uygulamanın kayıtlarına ve operasyonlarına benzeri görülmemiş erişim sağlıyor. Hükümetin TikTok’tan istediği tavizlerin çoğu, eleştirmenlerin Çinli yetkilileri kötüye kullanmakla suçladığı gözetim taktiklerine ürkütücü bir şekilde benziyor. Kısa formlu video uygulamasının bir Çin gözetim aracı olarak kullanılabileceğinden korkmak için federal hükümet, bunun yerine neredeyse onu bir Amerikan uygulamasına dönüştürdü.

Forbes, 2022 yazında tarihlenen taslak anlaşmanın, Adalet Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı gibi ABD devlet kurumlarına TikTok’un operasyonlarına diğer sosyal medya şirketlerinden çok daha fazla erişim sağlayacağını bildirdi. Anlaşma, ajansların TikTok’un ABD tesislerini, kayıtlarını ve sunucularını minimum önceden bildirimde bulunarak incelemesine ve önde gelen TikTok ABD veri güvenliği organizasyonunda yer alan herhangi bir yöneticinin işe alınmasını veto etmesine olanak tanıyor. Ayrıca, ABD ajanslarının uygulamanın ABD’deki hizmet koşullarındaki değişiklikleri engellemesine ve şirketin Forbes’a göre TikTok’un kuruşuyla çeşitli denetimlere tabi tutulmasını emretmesine izin verecek. Aşırı durumlarda, anlaşma hükümet kuruluşlarının TikTok’un ABD’deki işleyişi geçici olarak kapatmasını talep etmesine izin verecek.

Bir TikTok sözcüsü, ”Yaygın olarak bildirildiği gibi, bir ulusal güvenlik anlaşması uygulamak için bir yıldan fazla bir süredir CFIUS ile çalışıyoruz ve ABD kullanıcı verilerini izole etmek için bir güvenlik duvarı uygulamak için önemli kaynaklara yatırım yaptık.” dedi. “Bugün, tüm yeni korunan ABD kullanıcı verileri, sıkı bir şekilde kontrol edilen ve izlenen ağ geçitleriyle ABD’deki Oracle Bulut Altyapısında depolanmaktadır. ABD ulusal güvenlik çıkarlarını korumak için herhangi bir emsal şirketten daha fazlasını yapıyoruz.”

Henüz doğrulanamayan taslak belgenin yaklaşık 100 sayfa uzunluğunda olduğu ve TikTok’un Çin’e ait ana şirketi ByteDance ve CFIUS’u temsil eden avukatlar arasında gönderilen yorumları içerdiği bildiriliyor. Anlaşmalar, o sırada yazıldığı gibi kabul edilirse, TikTok’un ABD operasyonlarını bir dizi harici üçüncü taraf denetçi ve kaynak kodu denetçisi tarafından denetime kadar açılacak. ABD’li milletvekillerinin ve muhbirlerin Çin Komünist Partisi ile yakın bağları sürdürmekle suçladığı ByteDance liderleri, uygulamanın ABD sürümünü içeren güvenlikle ilgili bazı kararların dışında tutulacak.

ByteDance TikTok

Kılavuzlarda açıklanan hükümler her iki tarafça da kararlaştırılmadı. Forbes’a göre, birkaç durumda, TikTok’un avukatları, hükümetin ByteDance çalışanlarının ne tür kullanıcı verilerini görüntüleyebileceğini değiştirmesine izin verecek şartlara karşı çıktı. Hükümetin TikTok’un gelecekteki sözleşmeleri üzerinde sınırsız veto yetkisi istediği bildirilen bir başka anlaşmazlık noktası da ortaya çıktı. Bir noktada, TikTok’un, ajansların katılmadığı içeriği teşvik ederse, hükümet yetkililerinin uygulama önerileri algoritmasında değişiklik talep etmesine izin verecek dili değiştirdiği bildirildi.

CFIUS, Donald Trump yönetimi sırasında, milletvekillerinin ve Çin hükümet yetkililerinin Amerikalıları gözetlemek için kullanabileceğinden endişe eden halkın bir kısmının artan korkuları üzerine dört yıl önce ByteDance’ı soruşturmaya başladı. O zamanki Başkan Trump’ın yasaklama tehditlerinin ardından TikTok, Oracle ile yeni ABD kullanıcı verilerinin Oracle’ın ABD’deki bulut altyapısında saklanacağı “Project Texas” adlı bir veri yönlendirme anlaşmasını kabul ettiğini söyledi.

Ancak geçen yılki haber soruşturmaları ve ihbarcı raporları, TikTok’un veri güvenliği taahhütlerinin etkinliğini ve zaman çizelgesini sorguladı. Birden fazla ByteDance çalışanı, şirkete bakan kullanıcıları ve gazetecileri gözetlerken yakalandı ve bu da bir DOJ soruşturmasına yol açtı. CFIUS’un TikTok’a karşı tutumu, taslak teklif ile bu yılın Mart ayı arasında ve kuruluşun Çinli sahiplerinin uygulamadaki hisselerini satmaması durumunda TikTok’u ülke çapında bir yasakla tehdit ettiği bildirilen bir zamanda bozulmuş gibi görünüyor.


Friend.tech kullanıcı verileri tehlikede!

Yearn Finance’e önemli katkıda bulunanlardan biri olan Banteg, adresler ve Twitter kullanıcı adları da dahil olmak üzere 101.000’den fazlafriend.tech kullanıcısının ayrıntılarını yayınladı. Yearn Finance’e takma adla katkıda bulunanlardan biri olan Banteg, GitHub’daki friend.tech platformundaki kullanıcıların kritik ayrıntılarını içeren, kamuya açık verilerden oluşan bir depo yayınladı. Buna Base’deki cüzdan adresleri ve 101.000’den fazla kullanıcının ilgili Twitter kullanıcı adları da dahil.

Banteg: “Sızdırılan db (veritabanı), 101.183 kişinin friend.tech’e kendileri gibi paylaşım yapma izni verdiğini gösteriyor” dedi . Bu açıklama, ayrıntılı kullanıcı verilerini içeren bir CSV dosyasını yayınladıktan sonra geldi. Banteg’in hamlesi arşivin ötesine uzandı. Ayrıca,friend.tech’in izinleriyle ilgili sıkıntılı bir durumun altını çizerek, bu kullanıcıların, muhtemelen tam bir anlayış veya rıza olmadan, friend.tech’e kendi adlarına paylaşım yapma olanağı verdiğini ileri sürdü.

Friend.tech konuyla ilgili açıklama yaptı

Bilgi, Spot On zincir analistlerinin ,friend.tech’in API’sinin bilgi “sızdırdığını” keşfetmesinin ardından açıklandı . Örneğin kullanıcılar tarafından oluşturulan cüzdanlar API aracılığıyla görüntülenebilir.

Coinbase’in kuluçka sistemin Katman 2 zincir Tabanında bir web3 sosyal uygulaması olarak çalışan Friend.tech, Twitter hesaplarında hisse alım satımı için bir platform sağlıyor. Bu özellik, hissedarlara özel sohbet odalarına benzersiz erişim sağlıyor. Platform, son zamanlardaki yüksek profilli kayıtlar nedeniyle ilgi kazanırken, son 24 saatte 1.42 milyon doları aşan protokol ücretleri de üreterek kullanıcı tarafından ödenen ücretler açısından ilk üç kripto projesi arasında yer aldı. Friend.tech, bilgilerin kamuya açık olduğunu ve dolayısıyla sızdırılmadığını söyleyerek yanıt verdi.

Şirket, sosyal medyadaki bir yorumunda: “Bu, genel cüzdan adresleri ile genel Twitter kullanıcı adları arasındaki ilişkiyi gösteren genel API’mizi kazıyan biri. Bu, genel Twitter akışınıza bakarak birisinin sizi hacklediğini söylemek gibi” dedi.

Friend.tech sızıntı iddialarını her ne kadar reddediyor olsa da Banteg’in paylaşımları sorunun boyutunu gösteriyor. Friend.tech’in kamuya açık olarak nitelendirdiği bilgilerin açık bir şekilde dolaşımda olması da bir risk diyebiliriz. Yani Friend.tech için açıklaması kabahatinden büyük görünüyor!

GPU hız aşımı kilidi kaldırıldı, ucuz grafik kartlarına gün doğdu!

Mod yapımcıları, GPU hız aşımını önemli ölçüde değiştirebilecek iki yeni araç yayınladı. OMGVflash ve NVflashk, en yeni Nvidia GPU’lardaki bir güvenlik özelliğini etkili bir şekilde kırdı. Aşırı hız aşırtmacıların yeni vBIOS dosyalarını grafik kartlarına flash etmesine izin verdi.

Yaklaşık on yıl önce, Nvidia GPU’larını kilitledi. Grafik kartları, GPU’nun güç limiti, maksimum saat hızı gibi şeyleri ve termaller nedeniyle GPU’nun ne zaman kapanacağı gibi parametreleri belirten bir vBIOS tarafından yönetiliyor. Nvidia’nın GeForce 900 serisi GPU’larından önce, aşırı hız aşırtmacılar daha yüksek performans seviyeleri elde etmek için GPU’ya yeni bir vBIOS yükleyebilirdi. Ancak Nvidia, bu işlevi çip üzerinde bir güvenlik işlemcisi ile kilitledi.

GPU’larda hız verimliliği

Yetenek, yeni araçlarla geri dönüyor. Her ikisi de TechPowerUp forumlarının üyeleri tarafından bağımsız olarak geliştirildi ve satış noktası, virüs içermediğinden emin olmak için “ikili kodu elle incelediğini” söylüyor.

Araçlar, daha ucuz grafik kartlarında performansı artırabilir. Birçok marka liste fiyatına yakın bir model ve overclock yapılmış bir modeli biraz daha pahalıya satıyor. Çoğu durumda kartlar arasındaki tek fark vBIOS dosyasıdır. Araçlar aynı zamanda çapraz geçişe izin vererek, bir satıcının vBIOS’unu farklı bir satıcının kartına flaşlamanıza izin veriyor.

Bu, özellikle de son zamanlarda piyasadaki en iyi grafik kartlarından birini aldıysanız, GPU’nuza yeni bir vBIOS yüklemeniz gerektiği anlamına gelmiyor. Bunu yapmak garantinizi geçersiz kılıyor ve GPU’nuzu mahvedebiliyor. Yeni bir vBIOS’u güncellemenin, grafik kartını önerilen parametrelerin dışında çalıştırdığınız anlamına geldiğini unutmamak önemli. Bu nedenle düzgün soğutma olmadan kartı mahvedebilirsiniz. RTX 20 serisi ve daha yeni GPU’larda vBIOS, GPU’nuzun güç sınırlarını da belirtir, yani onu 16-pin RTX 4090 stilinde yakabilirsiniz.

OMGVflash, çapraz flaş için RTX 20 serisi ve daha eski GPU’larla çalışıyor. Ancak RTX 30 serisi ve RTX 40 serisi için yalnızca aynı güç başlıkları ile çapraz flaş yapabilirsiniz. NVflashk biraz daha özgür. Herhangi bir BIOS dosyasını flash etmeye ve çalışmasa da araç yine de deneyecek.

Barbie temalı iPhone 15 Pro geliyor!

0

Lüks üretim firması Caviar, kreatif ve özgün tasarımlarıyla adından söz ettirmeye devam ediyor. Son dönemin popüler teması Barbie ile yeni bir projeye imza atan Caviar, iPhone 15 Pro, Galaxy Z Flip5/Fold5 ve Apple Watch Series 9 modellerini içeren özel bir koleksiyon sunuyor. Barbie temalı koleksiyonlarıyla tanınan Caviar, şimdi de bu ikonik karakterin etkileyici dünyasını lüks teknoloji ürünleri ile buluşturuyor.

Barbiecore koleksiyonunun parçası olarak sunulan iPhone 15 Pro Stilletto serisi, zarif ve iddialı bir tasarım sunuyor. Önemli bir detay, arka kısmında yer alan 61 adet Swarovski kristali ile dikkat çekiyor. Ayrıca, pembe renkli timsah derisi kullanımı ve 24 ayar altından üretilmiş çerçeve, telefonun lüks ve özel karakterini vurguluyor. Bu seri, iPhone 15 Pro’nun farklı modellerinde sunuluyor ve fiyatlar 7990$ seviyesinden başlayarak Max modeline göre artıyor.

Galaxy Z Flip5/Fold5 modelleri ise aynı estetik anlayışı üzerine kurulmuş. Swarovski taşları bu modellerde yer almıyor ancak üst kapakta Barbie yazısı ve alt kapakta pembe bir ponpon detayı bulunuyor. Galaxy Z Flip5 Glam Vibes modeli, özgün tasarımı ve dikkat çekici detaylarıyla 8560$ fiyatıyla koleksiyondaki yerini alıyor. Z Fold5 modeliyle birlikte fiyat seviyesi daha da yükseliyor.

Henüz tam olarak tanıtılmamış olan Apple Watch Series 9 ise 316L paslanmaz çelik ve gül altını rengi ile tasarlanmış bir saati içeriyor. Bu modelin özellikleri hakkında henüz kesin bir bilgi bulunmasa da, görsel açıdan etkileyici tasarımıyla dikkat çekiyor. Saatin başlangıç fiyatı 1900$ olarak belirlenmiş ve resmi olarak tanıtıldığında Caviar’ın da bu özel tasarım saati satışa sunması muhtemel görünüyor.

Caviar’ın Barbie temalı koleksiyonu, teknoloji ile lüks ve özgün tasarımı bir araya getiren özel ürünler arayanlar için çekici bir seçenek sunuyor. Barbie’nin renkli ve eğlenceli dünyası, Caviar’ın tasarımlarıyla buluşarak benzersiz ve sıradışı ürünler ortaya çıkarıyor. Bu koleksiyon, teknoloji tutkunlarına ve özel tasarımları sevenlere hitap edebilecek özgün seçenekler sunuyor.

Evden yapılabilecek işler hangileri?

Pandemi sonrasında evden yapılabilecek işler konusunda artış yaşandı. Bu işler ile evden gelir elde edebilmek mümkün.

Upwork’ün 2019 tarihli bir raporu, 2028 yılına kadar tüm departmanların yüzde 73’ünün uzaktan çalışanlara sahip olacağını belirtti. Bu, 10 yılda yüzde 38’lik bir artış anlamına geldi. Ancak daha sonra COVID ortaya çıktı ve yalnızca iki yıl içinde esas olarak evden çalışanların sayısı üç katına çıktı. Pandemi ile birlikte evden yapılabilecek işler konusunda önemli bir artış yaşandı.

İş fikirleri

Müşteri hizmetleri veya müşteri hizmetleri temsilcisi

Müşteri hizmetleri veya müşteri hizmetleri temsilcileri soruları yanıtlıyor, sorunları çözüyor. Bu, girilmesi en kolay evden çalışma işlerinden biri. Ancak bu pozisyonlar diğer evden çalışma işleri kadar esnek değil. Örneğin, vardiyanız sabah 9’dan akşam 5’e kadarsa, tüm süre boyunca nöbetçi olmanız bekleniyor. Ancak geleneksel çalışma saatlerinin dışında da vardiyalı çalışabilirsiniz.

Web sitesi test uzmanı

Web sitesi test uzmanları, web sitelerini ve web uygulamalarını birden fazla cihazda kalite ve kullanılabilirlik açısından değerlendiriyor. Test uzmanları bir web sitesini ziyaret eder veya bir uygulamayı kullanıyor. Birkaç görevi tamamlıyor ve süreçlere ilişkin içgörülerini paylaşıyor. Kullanılabilirlik ve anlaşılırlığın yanı sıra içeriğe katılım düzeyleri hakkında geri bildirim sağlıyor.

Çevrimiçi eğitimci

Geleneksel öğretmenlere benzer şekilde, çevrimiçi eğitimciler belirli konularda eğitim veriyor. ders planları hazırlıyor ve öğrencinin gelişimini izliyor. Bu pozisyon, öğretmenlik diplomasına ve yabancı dilde akıcılık gibi belirli bir beceriye sahip olan herkes için uygun. Zoom veya Google Meet gibi çevrimiçi bir platform aracılığıyla ders verebilirsiniz. Pozisyonlar sadece anaokulundan 12. sınıfa kadar değil. Aynı zamanda üniversite ve tüm konu alanlarında sürekli eğitimi de içeriyor. Bire bir eğitim için saatte 100 ila 200 dolar kadar kazanabilme imkan var.

Sanal asistan veya yönetici asistanı

Sanal asistanlar ve idari asistanlar randevuları planlamaktan araştırma yürütmeye kadar her şeyi yapıyor. Bazı pozisyonlar yalnızca takvimlerin ve programların sürdürülmesi ve müşterilere fatura kesilmesi gibi idari görevlere odaklanıyor. diğerleri metin yazarlığı ve sosyal medya yönetimi konusunda deneyim gerektiriyor. Çoğu sanal asistan aynı anda birden fazla müşteriyle doğrudan çalışıyor. İdari asistanlar ise tek bir şirketin tam zamanlı çalışanları olabiliyor.

SEO uzmanı

Bir SEO uzmanı, web sitesini ziyaret eden kişi sayısını en üst düzeye çıkarabiliyor. Sitenin arama motorlarındaki sıralamasını iyileştirmek için web sitelerini analiz ediyor. Bu pozisyon, SEO araçları ve teknikleri konusunda deneyim gerektiriyor.