Techinside Google News
Ana Sayfa Blog Sayfa 1634

Kamu güvenlik alanında son sırada

0

EMC’nin güvenlik birimi RSA, 61 ülkeden 400’den fazla güvenlik uzmanının katılımıyla ilk kez oluşturulan Siber Güvenlik Eksikliği Endeksini açıkladı. Araştırma farklı organizasyon boyutları, endüstriler ve coğrafyalarda güvenlik gelişmişliği ve uygulamaları ile ilgili değerli küresel bilgiler sağladı. Daha büyük organizasyonların daha kapsamlı bir siber savunma oluşturacak kaynakları olduğu düşünülse de anket sonuçları boyutun siber güvenlik gelişmişliğinin belirleyicisi olmadığını ve katılımcıların neredeyse yüzde 75’inin güvenlik gelişmişliği konusunda yeterli olmadıklarını düşündüğünü ortaya çıkardı.

Geçtiğimiz 12 ayda ankete katılan çok sayıda organizasyonun operasyonlarında kayba veya zarara neden olan güvenlik olaylarını rapor ettiği göz önüne alındığında, genel güvenlik gelişiminin eksik oluşu sürpriz değil. Genel olarak araştırmada en olgun özelliğin Korunma alanında olduğu belirlendi. Araştırma sonuçları, organizasyonların algılama ve yanıt yerine engellemeye yönelik güvenlik denetimlerine yoğunlaşmaya devam etmelerinden dolayı güvenlikle ilgili yapılan harcamanın hala orantısız olduğunu ve modası geçmiş yaklaşımlar tarafından yönlendirildiğini ortaya koydu.

Ek olarak, ankete katılan organizasyonların en önemli zayıflığının siber güvenlik riskini ölçme, değerlendirme ve azaltma kapasitesi olduğu görüldü. Buna göre ankete katılan kurumların yüzde 45’inde bu alanda herhangi bir özellikleri olmadığı veya geçici çözümlere sahip olduklarını ve sadece yüzde 21’i bu alanda gerekli kapasiteye sahip olduklarını belirtti. Bu bakış açısı, güvenlik kapasitesini iyileştirmeyi öngören bir organizasyon için temel oluşturacak güvenlik etkinliği ile yatırım önceliklendirmesini son derece zor veya imkansız hale getiriyor.

Büyük şirketler güvenlikte daha başarılı değil
Beklentilerin aksine araştırma, organizasyonun boyutunun gelişmişlik göstergesi olmadığını ortaya koydu.  Aslında, 10 binin üzerinde çalışana sahip organizasyonların yüzde 83’ü, kapasitelerini “az gelişmiş” olarak değerlendirdi. Bu sonuç daha fazla kaynağa sahip olmalarına rağmen büyük organizasyonların daha az etkili güvenlik kontrollerini geliştirmeye odaklandıklarını veya daha açık hedefler haline geldikleri sonucunu çıkardı.

Ayrıca diğer endüstrilerden daha geniş hacimli ve karmaşık siber saldırılarla karşı karşıya kaldıkları için güvenliğin geliştirilmesi konusunda endüstrinin lideri olarak görülen Finansal Hizmet organizasyonlardan gelen sonuçlar beklenenin aksini gösteriyor. Buna karşın yaygın görüşün aksine ankete katılan finansal hizmet organizasyonları derecelendirmede kendilerini birinci sıraya yerleştirmiyor ve sadece üçte biri bu gibi saldırılara hazırlıklı olduğunu belirtiyor. Siber Güvenlik Çerçevesi için ilk hedef kitle olan kritik altyapı operatörlerinin gelişmişlik seviyelerini artırmak için son derece büyük adımlar atması gerekiyor. Telekomünikasyon sektöründeki organizasyonların yüzde 50′si gelişmiş veya yüksek kapasiteye sahip olduğunu belirterek gelişmişlik seviyesi en yüksek sektör olurken, kamu sektörü ise ankette yer alan tüm sektörlerin ardından sonuncu oldu, katılımcıların sadece yüzde 18‘i gelişmiş veya avantajlı korunma düzeyine sahip olduğunu belirtti.

Siber Güvenlik Çerçevesi’nin Birleşik Devletler’de geliştirilmiş olmasına rağmen Amerika kıtasında organizasyonların rapor edilen gelişmişlik düzeyleri Asya Pasifik Japonya ile Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’dan daha düşük. Asya Pasifik Japonya’daki organizasyonlar gelişmiş güvenlik stratejilerinde yüzde 39’luk gelişmiş veya avantajlı olarak derecelendirilerek birinci olurken, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’daki organizasyonların sadece yüzde 26’sı ve Amerika Kıtası’ndaki organizasyonların ise sadece yüzde 24’ü gelişmiş veya avantajlı olarak değerlendirildi.

Ericsson, 5G’de hız artıran teknolojileri test ediyor

0

5g_glab-highresNe var ki akıllı telefonların kullanımının iki kat artması ve 2020’nin sonuna kadar trafiğin sekize katlanacağı görüşleri, bugünün teknolojisini yüksek kalitede bağlantı sağlamak için yetersiz kılıyor.  Nesnelerin interneti kapsamında bağlanabilen eşyaların sayısının artması da bu durumu hızlandırıyor.

Ericsson’dan 5G testleri
5G olarak bilinen yeni nesil mobil ağın 2020 yılında ticari olarak piyasaya sunulması beklenirken; Ericsson İsveç ve Amerika’da iç ve dış mekân testlerine başladı. Ericsson’un test ettiği bu en yeni 5G teknolojisi ise, bağlantının düşmesine izin vermeden yüksek kapasiteli bir ağ sunuyor. Londra King’s College Kablosuz İletişim Bölümü ve Telekomünikasyon Araştırmaları Merkezi Başkanı Mischa Dohler, konuyla ilgili olarak şunları aktardı: “Yüksek hızlı, son derece güvenilir mobil ağlar; iyi bir internet bağlantısı için temel oluşturuyor. Ericsson’un 5G testleriyle elde edilen daha hızlı data akışı ve kesilmeyen bağlantı gibi sonuçlar, 5G teknolojisinde kullanacağımız yeni iş modellerini de ortaya çıkarmak için çok önemli.”

Sektörde bir ilk: Çok Noktalı Bağlantı ve MIMO
Ericsson’un en yeni 5G girişimi aslında bir hayli basit: 5G uyumlu bir cihaz, Çok Noktalı Bağlantı sayesinde farklı 5G baz istasyonlarına aynı anda bağlanabiliyor. Çok Noktalı Bağlantı, akıllı cihaz yer değiştirdikçe bağlantının kopmadan, yüksek kalitede devam edebilmesini de sağlıyor. Akıllı cihaz, bunun yanında Dağıtımlı MIMO adı verilen, birçok farklı veri sinyal setinin aynı radyo frekansı üzerinden aktarımına da olanak sağlıyor. Bu teknoloji ile veri indirme verimliliği %100 artabiliyor. Her iki tekniğin birleştirilmesi durumuna Çok Noktalı Bağlantı ile Dağıtımlı MIMO teknolojisi deniyor.

Ericsson 5G Ürün Yöneticisi Dr. Håkan Andersson,  “2020’de 5G’nin ticari kullanımına hazır olmak için, araştırma ve geliştirmelerimizi laboratuarın dışına taşıdık. Ericsson’un 5G çalışmalarında kullanılan Çok Noktalı Bağlantı ile Dağıtımlı MIMO ağ uygulamasını canlı olarak test etmemiz, girişimlerimizin en son örnekleri” dedi.

Veri merkezi treni kaçmasın

0

TELKODER, önemi her geçen gün katlanarak artan veri merkezlerinin ülkemizde karşılaştığı sorunları ve bu sorunlar için çözüm önerilerini hazırladığı “Veri Merkezi İşletmeciliği Raporu” ile ortaya koydu. Veri merkezlerinin dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hızla büyüdüğünün belirtildiği raporda, hiçbir devlet teşviği olmaması ve yüksek vergi rejimine rağmen 2012-2013 yıllarında Türkiye’de veri merkezi sektörünün ortalama yüzde26,58 oranında büyüdüğü dile getirildi. Türkiye’deki veri merkezi tesis büyüklüğünün 70.000 metre kare, sunucuların yer aldığı alanının 12.000 m2 olduğunu, dünya ortalamasına ulaşabilmesi için 4,3 kat artırılması gerektiğinin ifade edildiği raporda, Türkiye’de en azından bir adet İnternet Değişim Noktası kurulması gerektiğine dikkat çekildi.

TELKODER, önemi her geçen gün katlanarak artan veri merkezlerinin ve bu alanda faaliyet gösteren işletmecilerin ülkemizdeki mevcut durumunu, karşılaştığı sorunları ve bu sorunlar için çözüm önerilerini, hazırladığı “Veri Merkezi İşletmeciliği Raporu” ile ortaya koydu. Raporda, veri merkezlerinin ülkemizde tam anlamıyla ifade edildiği herhangi bir yasal mevzuatın bulunmadığına özellikle dikkat çekildi. Dünya genelinde veri merkezi işletmecilerinin sahip oldukları ekonomik teşvikler ve ağ altyapı kalitesine Türkiye’deki işletmecilerin sahip olmadığının vurgulandığı raporda bölgesel bir İnternet Değişim Noktası gibi imkânların da olmadığı dile getirildi

Türkiye, Kongo ile birlikte veri merkezlerine en çok vergi uygulayan iki ülkeden biri
Veri merkezlerinin Türkiye’deki öneminin dünyada da olduğu gibi gün geçtikçe katlanarak arttığının belirtildiği raporda, hiçbir devlet teşviği olmaması ve yüksek vergi rejimine rağmen 2012-2013 yıllarında Türkiye’de veri merkezi sektörünün ortalama yüzde26,58 oranında büyüdüğü ortaya kondu. Ayrıca Türkiye’nin 2011 yılında sunucuların yer aldığı alan bazında yüzde60 büyüme hızıyla dünyada ilk sırayı aldığı, 2012 yılında ise bu alanın yüzde22 arttığı ifade edildi. Raporda, OECD verilerine göre ülkelerin bilgi ve iletişim teknolojileri hizmetlerine uyguladıkları vergi bakımından Türkiye’nin Kongo ile birlikte yüzde25’in üzerinde vergi uygulayan iki ülkeden biri olduğu da vurgulandı.

Türkiye’de kullanılan veri merkezi tesis alanının yaklaşık 70.000 m2, sunucuların yer aldığı alanın ise yaklaşık 12.000 m2 olduğunu belirten TELKODER raporunda, Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla ile toplam veri merkezi alanı oranlandığında ülkemizin dünya ortalamasından çok geride kaldığı ortaya konuldu. Türkiye’nin dünya ortalamasında bir veri merkezi alanına sahip olması için bu büyüklüklerin 4,3 kat artırılarak tesis alanının 300.000 m2, sunucuların yer aldığı alanın ise 51.000 m2 olması gerektiği dile getirildi.

Mevcut fiber hatların yaygınlığının hızla arttırılması gerektiği vurgulanan raporda, Ülkemizdeki fiber ve aydınlatılmamış fiber kullanım ücretlerinin düşürülmesi gerektiği, Orta Asya’da yaşayan yaklaşık 280 milyon insanın internet trafiğinin coğrafi kavşak noktası olan Türkiye’den geçmesi yerine, yapılamayan fiber optik yatırımlar yüzünden balkanlar üzerinden gerçekleştiği ve Bulgaristan’dan Avrupa’ya ulaştığı belirtildi.

TELKODER bünyesinde yer alan Radore, Natro, Sadece Hosting, İşnet, Grid Telekom, Teletek, Superonline, Vodafone Net ve Med Nautilus gibi şirketlerin yetkililerinin yer aldığı komisyon tarafından hazırlanan raporda veri merkezi sektörünün önünde duran en büyük üç engel, “eksik düzenlemeler, yüksek vergi rejimi ve yetersiz ağ altyapısı” şeklinde belirlendi. Sektörün karşılaştığı engelleri ortadan kaldırmak için ise öncelikle kanunlarda “Veri Merkezi İşletmecisi” tanımının yapılmasının ve bu yönde hukuki düzenlemelerin tamamlanmasının gerektiğinin belirtildiği raporda, ağ altyapısı kalitesinin artırılması için fiber yatırımların engellenmemesi ve sektörün üzerinde yük olan yüksek vergi politikasının kaldırılması gerektiği ifade edildi.

Konuyla ilgili TELKODER Veri Merkezi Çalışma Grubu Başkanı İlyas Turgut ile yaptığımız röportajı da videomuzdan izleyebilirsiniz.

Etiya’ya müşteri odaklı çözüm ödülü

0

 

ExcellenceAwards_logo2015.WINNER.CCServiceEtiya’nın mobil operatörler için sunduğu satış ve sipariş sistemi uygulaması, sektör liderleri ve uzmanlarından oluşan seçkin bir jüri tarafından TM Forum bünyesinde “Müşteri Odaklılık–Servis Sağlayıcısı” kategorisinin kazananı olmayı başardı. Dünya devleri Ericsson, Huawei, ZTE, Vodafone, Oracle ve IBM gibi birçok lider firmayla mükemmellik ödüllerine aday olan Etiya çözümü, kategorinin finalisti olarak ödülü ülkemize getirdi.

Etiya’nın Katalog Esaslı B/OSS ve Telco CRM ürünleri, deneyim gelişimi, inovasyon, müşteri odaklılığı gibi kriterlerin esas alındığı TM Forum’da, “Müşteri Odaklılık–Servis Sağlayıcısı” kategorisinde ödülü kazandı. Müşteri yaşam döngüsü, ürün yaşam döngüsü ve sipariş yaşam döngüsü yönetimi sunan Etiya’nın bu ürünleri, telekom şirketleri başta olmak üzere yenilikçi ve müşteri odaklı şirketlere, yeni ürün ve çözümlerini sadece birkaç saat içerisinde piyasaya sunma fırsatı sağlıyor.

Bu önemli başarıyla ilgili açıklama yapan Etiya CEO’su Ali Durmuş, “Bir Türk şirket olarak TM Forum Mükemmellik Ödülü’nü kazanmış olmak bizim için büyük bir gurur. TM Forum’da dünyanın lider teknoloji firmalarıyla birlikte yarıştığımızı eklemek isterim. Bu ödül, aynı zamanda, Etiya’nın gelişmiş teknolojisini, en iyi uygulamaları ve standartları kullanan çözümlerini ve yenilikçi yapısıyla global büyük firmalarla rekabet edebilme gücünü de ortaya koyuyor” dedi.

Yandex.Türkiye’ye yeni pazarlama direktörü

0
Yandex.Türkiye Pazarlama Direktörü Özge Özcan
Yandex.Türkiye Pazarlama Direktörü Özge Özcan

Sunduğu yerelleştirilmiş hizmetlerle büyümesini sürdüren Yandex.Türkiye’nin yeni Pazarlama Direktörü Özge Özcan oldu. Özcan, 2013’ten beri Yandex.Türkiye’de Yandex.Browser ve Elements’in pazarlama müdürü olarak görev yapıyordu.

Yandex öncesinde Sony Ericsson ve Panasonic gibi şirketlerin pazarlama ve kurumsal iletişim bölümlerinde üst düzey görevlerde bulunan Özge Özcan, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünden mezun ve sektörde on yılı aşkın bir deneyime sahip.

Hitachi’den yazılım tabanlı altyapı ürünleri

0
Hitachi Data Systems Türkiye Genel Müdürü Serdar Sayar
Hitachi Data Systems Türkiye Genel Müdürü Serdar Sayar

Veri depolama konusunda dünya devleri arasında yer alan Hitachi Data Systems (HDS), yazılım tanımlı altyapı çözümlerindeki liderliğini sürdürmeye devam ediyor. Teknolojideki liderliğini bir adım ileriye taşıyan HDS, tanıttığı yazılım tabanlı altyapı ürün ailesi ile müşterilerine geleneksel donanım ve fonksiyonlardan kaynaklanan kısıtlamalar olmadan BT altyapılarını basitleştirme imkânı sağlıyor. Yeni ve geliştirilmiş ürün ailesi, kullanıcıların sanallaştırılmış ve dağıtık altyapılar üzerinden bilgiye daha yüksek seviyelerde ulaşmasına ve yazılım tanımlı mimariler üzerinden hizmet olarak BT’ye (ITaaS) yolculuklarını hızlandırmalarına imkân sağlayacak şekilde tasarlandı.

Daha küçük çaplı sistemlere sahip olan müşteriler, artık üst düzey veri depolama alanında lider olan HDS ürün ailesinin gelişmiş yeteneklerine sahip olabilecekler. Otomatikleştirilmiş, uygulama tarafından yönetilen depolama yapılandırılması ve veri koruma ile HDS, kullanıcılara ihtiyaç duydukları ITaaS altyapısını inşa etmede yardımcı olacak geniş ürün çeşidine sahip yazılım araçlarını sunuyor. Bu sırada da mevcut kullanıcılar için de daha iyi self servis yetkinliği sağlıyor. Yeni uygulama duyarlı çözümler, kritik müşteri iş akışlarının otomasyonunu ve korunmasını daha kolay hale getiriyor, harcamaları ve karmaşıklığı azaltıyor, aynı zamanda yazılım tanımlı ortamlarda etkinliği artırıyor.

Birleşik, sanallaştırılmış: Her veri türü için tek platform

HDS tarafından tanıtılan sektör lideri altyapı çözüm ailesi, kullanıcılara tek bir birleşik platform üzerinden depolama sanallaştırmasına imkân verirken, bu mimari ile organizasyonların gereksinimleri ve BT altyapılarını basitleştirebilmeleri daha düşük maliyetlerle karşılanıyor. Yatırımın geri dönüşü, güvenlik ve servis kalitesini aynı potada eriten ürün ailesi,

Hitachi VSP ailesine yeni katılan çözümleriyle birlikte (G200, G400, G600 ve yeni tanıtılacak olan G800) tek bir yazılım çözümüyle giriş seviyesinden en üst düzeye tüm müşteri iş yükü ihtiyaçlarına cevap verebiliyor. Hitachi SVOS (Storage Virtualization Operating System) içine inşa edilmiş güçlü yazılım yetkinlikleri erişimin genişletilmesi, tüm VSP ailesinin depolama sanallaştırması, kesintisiz veri taşınması, kopyalanması ve yönetiminin yanında çok noktadan erişilebilir, global aktif depolamaya imkân veriyor. Kullanıcılar artık iş hedeflerine ulaşmak için fonksiyonel farklılıklar dışında gerekli olan kapasite, performans ve optimum fiyata dayalı sistemleri de seçme şansına sahipler.

Rekabette avantaj için daha çevik ve esnek çözümler

Yeni ürün ailesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Hitachi Data Systems Türkiye Ülke Müdürü Serdar Sayar konuyla ilgili: “Hem üçüncü platform teknolojilerinin adaptasyonu hem de hizmet olarak BT’yi sağlamak için devam eden hareket, gerçek bir değişim meydana getiriyor. Bu da tüm kullanıcılarımız ITaaS’e geçmeye çalışırken gerçekleşiyor. Organizasyonlar rekabette avantaj elde edebilmek için daha çevik ve esnek yollar arıyorlar. Hitachi Data Systems, bu amaçlara ulaşmak için müşteri uygulama ortamlarının değişen ihtiyaçlarını desteklemek için inşa edilen yeni nesil yazılım tanımlı teknolojiler sağlıyor ve bugünün çalışanlarını geleceğe bağlıyor” dedi.

Hitachi Data Systems Türkiye Satış Danışmanlık Lideri Taylan Tandoğan ise, BT ufkunun değişmeye başlamasıyla organizasyonların ihtiyaçlarının ve taleplerinin de geliştiğini, ihtiyaçlara daha esnek, güvenilir ve hızlı cevap veren seçeneklere gittiğini belirtirken, “Bu yeni çözümle operasyonları basitleştirirken orta büyüklükteki pazarlara da yeni fırsatlar açabiliyoruz. Bu benzersiz fırsatı kullanıcılarımıza tanıtmak bizi çok heyecanlandırıyor” dedi.

3D yazıcılar için özel fuar

0

osteoid+case+study++intel+acibadem+press+5Girişimcilere sınırsız kazanç dünyasının kapısını açan 3 Boyutlu Baskı Teknolojileri; endüstriyel tasarım, estetik cerrahi, ortopedi, takı ve mücevher tasarımı, havacılık ve savunma sanayii, fotoğrafçılık, mimarlık, oyuncak sanayii ve otomotiv sektörü başta olmak üzere hayatın her alanında büyük iş fırsatları sunuyor. Sektörün büyüklüğünün farkında olan Demos Fuarcılık, “3 Boyutlu Baskı Derneği” üyesi ‘3D PRINT EXPO TURKEY’i, 12-14 Haziran 2015 tarihlerinde, İstanbul Harbiye Askeri Müzesi’nde ziyaretçileriyle buluşturacak.

“3D EXPO TURKEY” in önemli konuğu ödüllü uluslararası tasarımcı Deniz Karaşahin, 12 Haziran 2015 Cuma günü, saat 13:00’da gerçekleşecek konferansta; sektörün önemi ve büyüklüğünden, teknolojinin getirmiş olduğu yeni iş modelleri ve tasarım modellerinden bahsedecek.

Katılımcı Firmaların Stantlarında Beklenen Ürünler;

– 3 Boyutlu Print makinası sayesinde yapılan ev konsepti (çocuk odası, oturma odası yatak odası vb.), mimari maket aqua park

– 3 Boyutlu Print makinası ile elde edilen güneş sisteminin birebir modellemesi,

– 3 Boyutlu Print makinası ile üretilmiş otomobil motoru ve vites kutusu,

– 3 Boyutlu Print makinaları sayesinde engelli insan ve hayanlar için geliştirilmiş protez eller, hareket sistemini kolaylaştırıcı protez aparatlar,

– Seri üretim için dizayn edilmiş 3D print makinaları ile daha önce sektörde kullanılıp işlevselliği test edilmiş ürünlerin

Her Spam’ciden bir dolar alsanız!

5

 

wrteWrte.io adlı e-posta servisi sayesinde hem gereksiz postalardan kurtulmak, hem de size mutlaka içerik ulaştırmak isteyenlerden ücret almak artık mümkün.Yapılması gerekenler ise bir hayli basit. İlk önce @wrte.io uzantılı, kişiye özel e-posta hesabınızı alıyorsunuz, bu adrese direkt olarak posta alabildiğiniz gibi, başka bir adresten buraya yönlendirme de yapabiliyorsunuz.

Size bir e-posta yollamak isteyen kişi ya da kişiler, @wrte.io uzantılı adresinize gönderi yaptıklarında özel bir mesajla karşılaşıyor. Göndermek istenilen e-posta ya da postalar için ne kadar ücret ödemesi gerektiği gösteriliyor, kolayca ödeme yapacak bir sistem sunuluyor.

İsteyenler kredi kartı ile ödeme yapabilirken, BitCoin ile ödeme de seçenekler arasındaki yerini almış. Ödeme onayı gelir gelmez, gönderilen e-posta sizin adresinize ya da diğer posta adresinize ulaşıyor. Ücret ise ya Stripe hesabınızda birikiyor, ya da isteğiniz dahilinde Watsi üzerinden yardım bağışı olarak sunuluyor.

wrte.io adlı sistem aldığınız postalara göre bir ortalama çıkartarak sizden de küçük bir komisyon kesintisi yapıyor.

Yeni projeyle birlikte hem gereksiz e-postaların önü tıkanıyor, hem de çift taraflı bir kâr durumu yaratılabiliniyor.

Ultra mini Windows 10 PC’ler geldi

0

_83424660_1207172f-dae1-4575-8e9f-d06a62c252d6Tayvanlı bir firma olan Quanta, fiş benzeri bir arayüze sahip ultra küçük Windows 10 PC sistemini tanıttı. Direkt olarak güç soketi içine giren ve TV’ler için HDMI portu ile iki de USB girişi bulunan Compute Plug aslında sektörde bir ilk de değil, zira Marvell 2009 yılında benzeri özelliklere sahip bir ürünü tanıtmıştı. Sistemler daha çok okul ve akıllı evler için kullanıma sunuldu.

Öte yandana bir başka duyuru da Microsoft’tan geldi. Şirket wi-fi destekli Quanta Compute Plug adlı Windows cihazı kendi blog’u üzerinden tanıttı. Kablo bağlantılı ürün ses kontrollü bir portatif PC sistemi şeklinde, denilirken Cortana sayesinde Bluetooth üzerinden sesli kontrol sağlanacak, bilgisi tekrarlandı.

Yazılım şirketi ayrıca Foxconn tarafından üretilen bir başka alışılmamış ürünü sundu. The Kangaroo isimli cihaz, portatif bir harici disk’e benziyor ve üzerinde parmak izi tarayıcı arayüzü barındırıyor. Bataryası ise 6 saat boyunca dayanıyor. Microsoft’a göre The Kangaroo adlı ürün TV’leri tam bir Windows 10 PC’ye dönüştürebiliyor.

CSS Insight’tan Peter Bryer de, Windows 10’un çok daha geniş bir destek skalaasına sahip olduğunu, esnekliğin had safhaya çekildiğini söyledi.

Ankara, hosting festivali için hazır

0

HFÜlkemizde hosting, verimerkezi, bulut servis sağlayıcılarına yönelik ilk ve tek organizasyon olarak bilinen Hosting Festivali, Ankara’lı teknolojiseverler ile buluşmaya hazırlanıyor. Temel amacı sektör standartlarını yükseltmek ve sektör oyuncularını bölgemiz için rekabetçi konuma getirebilmek olan etkinliğin hedefi ise teknik düzeyde gerçekleşen etkinlikler kadar idari, hukuki ve pazarlama alanlarına da yoğunlaşabilmek.

İlki 2014 Haziran ayında İstanbul’da yapılan Hosting Festivali gördüğü yoğun ilgiden dolayı Workshop ve Camp isminde 2 farklı daha çeşitle ve toplam 3 versiyon olacak şekilde genişletildi. Şu an için Hosting Festivali, Hosting Festivali Workshop ve Hosting Festivali Camp başlıkları altında 3 farklı çeşit, yılda 4 sefer ve 4 farklı şehir de olacak şekilde planlanıyor.

Yükselen büyüme trendi
Türkiye hosting sektörünün uzman isimlerinden Selçuk Saraç’ın moderasyonunda gerçekleştirilecek etkinlik ile sektörün sorunları, çözüm ve güçlenme yolları ile birlikte, firmalar arası kurulacak yakın ilişkiler sektör standartlarının üst noktalara taşınması planlanıyor.

Sürekli bir büyüme trendi yakaladıklarını belirten Selçuk Saraç, konu hakkında şunları söyledi:
“Sektöre güçbirliği getirmeye misyon edinmiş Hosting Festivali’nin ikincisinin gelecek sene yapılmasını planlıyorduk. Fakat ilk Hosting Festivalinden sonra gelen yoğun istek ve talepler bizleri Hosting Festivali’ni Workshop şeklinde şehir şehir dolaştırmaya yetecek kadar güç ve azim verdi. Bu yolculuğun ilk adımını İzmir’de gerçekleştirdikten sonra Ankara Workshop’u da yapacak olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Hosting Festivali Ankara Workshop’da değerli katılımcılarımız ilkine göre daha fazla pratik çalışma şansı bulabilecek, teknik anlamda daha da doyurucu olacak.”

Selçuk Saraç dışında Huzeyfe Önal ve Avukat Sertel Şıracı gibi sektörün önemli isimlerinin konuşacağı 13 Haziran’daki etkinliğin sponsorları arasında kardeş yayınımız ShiftDelete.Net de yer alıyor.

Kurumsal performans için en güvenli yol

0

Günümüzün dinamik ortamında BT yöneticileri, şirket dışından git gide artan sayıda ve çeşitlilikte siber tehditle karşılaşırken, iş yerinde artmakta olan kişisel cihaz sayısı ve paylaşılan bilgi miktarı gibi diğerlerinden daha az tehlikeli olmayan çok sayıda şirket içi tehlikeyle de mücadele ediyor. Bu iki faktör ağ içindeki donanım ve yazılımların kontrolünü zorlaştırmakta ve tehditlere açık hale getirmektedir. 2014 yılında Kaspersky Lab ve B2B International tarafından gerçekleştirilen bir çalışmada katılımcıların yüzde 35’inden fazlası gizli bilgi sızıntısına karşı korunmanın bir öncelik olduğunu belirtmiş. Virüsler, solucanlar ve Trojanlar en önemli üç siber tehdit (yüzde 56) olarak sıralanırken, katılımcıların yaklaşık yüzde 19’u hedefli saldırılarla karşılaştıklarını belirtti.

Kaspersky Lab Türkiye Ülke Müdürü Sertan Selçuk
Kaspersky Lab Türkiye Ülke Müdürü Sertan Selçuk

Kaspersky Endpoint Security for Business, kurumsal ağa bağlı tüm cihazlar üzerinde merkezi uygulama, yönetim ve kontrolün kolaylığı ile siber tehditlere karşı güvenilir korumayı birleştirdi. Mobil Cihaz Yönetimi, Sistem Yönetimi ve Uç Nokta Şifreleme gibi gelişmiş özelliklerle BT yöneticileri, veri kaybı ve hırsızlığı önlemek için zayıf noktaları kolaylıkla tespit edebilir, envanter yapabilir ve güvenlik ilkeleri oluşturabilir ve bunları devreye alabiliyor.

Kaspersky Lab Türkiye Ülke Müdürü Sertan Selçuk şunları söyledi: “Kaspersky Endpoint Security for Business platformu, ek bütçe ve insan kaynakları maliyetleri yaratmadan her ölçekten işletmenin güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli genişlikte bir işlev yelpazesi içerir. Bunun sayesinde BT yöneticisi, tek bir konsol üzerinden ve tek bir platformun yardımıyla kurumsal ağı görebilir, kontrol edebilir ve koruyabilir: güvenlik, şifreleme ve Windows, Linux ve Mac makinelerinin ven mobil cihazların ayarlarını yönetebilir, ağı ve e-posta trafiğini kontrol edebilir.”

Beyaz Saray, NSA’e dur dedi

0

yeswescanBarack Obama, senatonun onayının ardından USA FREEDOM Act yasa tasarısı için onayını kısa süre önce verdi. Bu sayede NSA’in topladığı sayısız telefon görüşmesi, mesajlaşma ve benzeri içerikler direkt olaraj büro tarafından saklanamayacak, bunun yerine hat kullanıcılarının hizmet sağlayıcıları 6 ay boyunca verileri koruyacak.

Obama’nın imzası ile birlikte ABD ve pek tabii dünya açısından güvenlik ve kişisel gizlilik başlığında bir devrim yaşanmış oldu. Bush’un anlayışını devam ettiren ancak aldığı tepkiler ile yolunu değiştiren Barack Obama’nın danışman ekibi de yenilenmenin gerektiğini söylemişti.

Times’a açıklamada bulunan Beyaz Saray ise kendilerinin şu an doğru olan tarafta saf tuttuklarını, ulusal güvenlik ile kişisel gizlilik arasında bir dengeyi kurduklarını belirtti. Bu gelişmelerden sonra ise önemli kitleler üç ayrı kampa ayrıldı.

Bunlardan ilki kişisel mahremiyeti savunan gruplar ile teknoloji endüstrisi oldu. İki yıllık sürecin ardından mutlu olduklarını belirten kesim büyük bit başarı yaşandığını söylüyor ve önemli bir de eklemede bulunuyor: yasa ABD vatandaşı olmayanları kapsamıyor! Apple, Twitter, Yahoo, Microsoft, ve Dropbox ise, hükümetin yine de ilgili reformu sağlayarak önemli bir ilerletişte olduğunu ekliyor.

İkinci cephede ise Kongre üyesi Cumhuriyetçiler ile Demokratlar bulunuyor. Üyelerin ortak söylemleri, yasa önergesinin kabulü ile önemli bir adım atıldığı ancak her şeyin yeterli olmadığı yönünde.

Son olarak üçüncü grup, bu atılımın yanlış olduğunu savunuyor, ekibin başını ise McConnell çekiyor. İsim, bu şekilde ABD vatandaşları ve devletin güvenlik altında olmayacağını söylüyor, Senatör Marco Rubio ise Obama’yı işaret ederek, yanlış bir tercih ve bir sonraki Başkan tarafından düzeltilmeli eklemesini yapıyor.

Helsinki’de sokaklar WiFi ile daha hızlı

0

Yolunuz Finlandiya’ya ve Helsinki’ye düşerse nerede kablosuz internet bulabileceğinize dair bir sıkıntıyla karşılaşmayacaksınız. Çünkü kurulan güçlü iletişim altyapısı sayesinde neredeyse her caddede, üstelik evlerde kullanılandan daha hızlı bir şekilde internete bağlanabiliyorsunuz.

Yapılan testlerde ücretsiz olarak sunulan kablosuz internetin yüksek hızlara çıktığı da kanıtlanmış durumda. Download için ulaşılan hız 24 Mbps‘e ulaşırken, upload hızları da gayet iyi: 21.80 Mbps…

Helsinki'de ücretsiz kablosuz internet bulunan alanları harita üzerinden görüntüleyebiliyorsunuz.
Helsinki’de ücretsiz kablosuz internet bulunan alanlar

Diğer yandan, bu avantajdan faydalanmak isteyenlerin herhangi bir kişisel bilgi vermediğini de ekleyelim. Ne e-posta adresi, ne kullanıcı adı ne de kimlik bilgileri talep edilmiyor. Kullanıcılardan istenen yalnızca bu ağın herkese açık bir ağ olması nedeniyle yeterince güvenilir olmadığını bildiklerine dair bir onay.

Ücretsiz sunulan kablosuz internetin maliyeti Helsinki yönetimi tarafından karşılanıyor. Yönetim, bunun için kullanılan veri miktarı doğrultusunda mobil operatörlere belirli bir ücret ödüyor. Aslında bunun ciddi bir maliyet oluşturma olasılığı yüksek. Çünkü Fin kullanıcılar aylık 50 GB ile Avrupa’nın en fazla mobil veri tüketen grubu. İkinci sıradaki Estonya’ya göre yüzde 25 daha fazla veri tüketen Helsinki sakinleri, Avrupa ortalamasının ise 10 kat üzerinde yer alıyor.

Nesnelerin interneti yeraltına iniyor

0

cat_truck2IDC’ye göre 1,7 trilyon dolar. Yani, nesnelerin interneti (Internet of Things – IOT) için 2020 yılında öngörülen global pazar büyüklüğü. Bu kapsamdaki bağlantılı cihaz sayısının ise 20 milyarı bulması bekleniyor. Belki de tamamına yakını gözlerden uzak, sensörler aracılığıyla ölçüp biçen bu alanın etkilemediği sektör ise olmayacak. Akıllı şehirler ile beraberindeki ulaşım sistemleri, binalar, otomobiller, güvenlik sistemleri hatta giyilebilir teknolojiler derken verimlilik ve pazarlama anlamında çok sayıda örnek hayatımıza girdi ya da girmek üzere.

Özellikle 5G sonrası kablosuz iletişim altyapının hızlanmasıyla etkisini gösterecek olan nesnelerin internetinin asıl fark yaratacağı alan ise endüstri. Otomasyon sistemleri ve endüstriyel tesislerin verimliliğinde başrolü oynayacak olan bu teknolojinin hayat bulduğu bir yer daha var: Yeraltı…

Mining Global‘de yayınlanan bir yazı, nesnelerin internetinin madencilik sektöründe nasıl kilit bir rol üstleneceğini özetliyor. Gartner’ın araştırmalarına göre yalnızca bu sektörde 2014 sonu itibariyle 24 milyon IoT’den faydalanan cihaz bulunuyor. Gartner, 2020 için bu sayının 90 milyon adede çıkacağını öngörüyor.

Madencilik sektörü nesnelerin internetinden iki şekilde faydalanıyor: Bant sistemlerinin gerçek zamanlı yönetimi ve madenlerin taşınmasını sağlayan devasa kamyonların kontrolü. En çarpıcı örneklerden biri Caterpillar’a ait. MineStar adı verilen bir teknolojiden faydalanan şirket, maden sahalarında kurulan iletişim altyapıları ile bant sistemlerindeki herhangi bir takılma ya da arızayı anında tespit edebiliyor. Bunun dışında kullanılan makinelerin sağlıklı çalışıp çalışmadığı da kurulan kontrol merkezindeki ekranlardan kolayca takip edilebiliyor. Şirket, 10 Nisan 2015 itibariyle yönetim yapılanmasında Analitik ve İnovasyon Bölümü adıyla yeni bir bölüm açtığını duyurdu. Bölümün başında şirketin başkan yardımcısı Greg Folley’in bulunması yönetim kademesinde verinin değerinin farkında olunduğunu gösteriyor.

Madencilik sektörünün teknolojiye ilgisi yalnızca Caterpillar ile sınırlı değil. Bu alandaki önemli oyunculardan biri olan Komatsu da 2015’i hareketli geçiren bir isim. Şirket, GE ile Büyük Veri analizi noktasında bir işbirliğine gitti. Şirket ayrıca geçen hafta Telstra ile de bir anlaşma imzalayarak ürün ve çözümlerinde nesnelerin internetinin nasıl konumlandırılacağını şekillendiren üç yıllık bir dönemi başlattı.

Sektörden bir başka örnekte ise madencilik sektörüne yazılım çözümleri sunan Joy Global şirketi karşımıza çıkıyor. Şirketin Smart Services adını verdiği çözüm, kurulan kontrol merkezinden ekipmanlar ve araçlar dahil tüm maden sahasının yönetimine olanak tanıyor. Son üç yıldır teknoloji destekli bu çözümü sunan şirketin bunu sunabilmesinde kurulan iletişim altyapısı ile nesnelerin interneti kapsamında değerlendirilebilecek sensörlerin rolü büyük.

Türkiye’de de bu alanda benzer çözümler sunan ya da sunmaya başlayacak şirketlerin olduğunu ekleyelim. İlerleyen haftalarda bu şirketlerin nasıl çözümler hazırladıklarını ve hedeflerini ayrıca değerlendireceğiz.

Nesnelerin interneti hayat kurtarır mı?

Türkiye’nin maden kazaları konusundaki sabıkalı durumu yalnızca haber bültenlerinde değil, uluslararası araştırmalarda da kendini gösteriyor. Bu istenmeyen kaza ve ölümlerin önüne geçmek için nesnelerin interneti doğru bir çözüm olabilir. Özellikle madende çalışan işçilerin bulunduğu yerlerin hava kalitesi, acil durumda kullandıkları ekipmanların çalışır durumda olup olmadığı, hatta bulundukları dolaplara ait kapakların hangi gün ve saatte ne kadar süreyle açık kaldığı bilgisine bile yerleştirilecek sensörlerle öğrenmek mümkün. Yine kullanılan maske vb. ekipmanların da arızalı olup olmadığını daha çalışan işçi yukarıya çıkmadan tespit etmek son derece kolaylaşıyor.

Bu tip çözümlerin uygulamaya geçmesi içinse iki şey gerekiyor: Birincisi, ilgili resmi kurumların ve yasaların getirdiği yenilikçi kurallar. İkincisi ise maden işletmeciliği yapan şirketlerin -resmi zorunluluk olmasa bile- bu yatırımı yapma vizyonunun olması. Bu ikisinden en az birinin devreye alınması istenmeyen kazaların önüne geçerek çok sayıda hayatın kurtarılmasını sağlayabilir.

Atos’a iki ödül birden

0
Atos Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü Deniz Karaman
Atos Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü Deniz Karaman

Her yıl, dünyanın dört bir yanından binlerce iletişim projesinin yarıştığı Communicator Awards’da bu yıl Atos Türkiye tarafından geliştirilen ve herkesin karbon ayak izini basitçe ölçebileceği eğlenceli web uygulaması, “Çevresel Farkındalık” ve “ Görsel Çekicilik” kategorilerinde ödüle layık görüldü.

Kişisel karbon ayakizinizi ölçün
“Sıfır Karbon” stratejisi çerçevesinde  kendi kurumsal karbon ayak izini ölçmekle kalmayan Atos Türkiye, herkesin kendi kişisel karbon ayak izini hesaplayabileceği oldukça basit kullanımlı bir web uygulaması olan “karbonolcer.com”’u geliştirdi. “Uygulama, katılanların özel hayatlarındaki karbon ayak izlerini ölçmelerini imkan sağlarken diğer yandan da azaltmak üzere farkındalık yaratıyor ve öneriler sunuyor” diyen Atos Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü Deniz Karaman, Atos’un dünya çapında karbon ayak izini yüzde 50 oranında azaltmayı hedeflediğinin de altını çiziyor. Kazandıkları bu prestijli ödüllerin kendileri için çok önemli ve motive edici olduğunu vurgulayan Karaman, Atos’un karbon salınımı stratejisini şu sözlerle anlatıyor:

“Diğer kuruluşlardan farklı olarak, sadece kendi süreçlerimizde karbon kullanımını en aza indirmekle yetinmiyoruz, aynı zamanda hizmet sunduğumuz firmalara ve tüm bireylere de da karbon emisyonunu azaltmanın yollarını ve bu sayede elde edilen tasarrufları anlatmayı sürdürüyoruz. “

2015 Communicator Awards, iletişim profesyonelleri için yaratıcı mükemmelliği onurlandıran en büyük ve en rekabetçi ödül programı olarak adlandırılıyor. 20 yıl önce kurulan programın ardında 600’ün üzerinde üyesi bulunan görsel sanatlar ve interaktif akademi bulunuyor. Akademide dünyanın en önemli markalarının reklam, iletişim ve kreatif pazarlama profesyonelleri yer alıyor.

WiFi üzerinden şarj dünyayı değiştirecek

4

844683-Wifi-1424960976-487-640x480WiFi, yani kablosuz ağ  sinyalleri modern dünyanın yeni bir bileşeni. Televizyon veya radyo dalgaları ya da GSM sinyalleri gibi, WiFi sinyalleri de artık modern şehirlerin bir parçasına dönüştü.

Nerede bulunursanız bulunun, cep telefonunuzu açıp çevrenizdeki kablosuz ağları kontrol edecek olursanız, sayısız kablosuz ağla karşılaştığınızı görebiliyorsunuz. Üstelik bunların çoğu güçlü sinyallere de sahip oluyor.

Bilim insanları bir süredir, WiFi sinyalleri ile küçük cihazları şarj etmenin mümkün olduğunu beyan edip duruyordu. Hatta bu savı destekleyen prototip cihazları da medya önüne çıkardılar.

Peki bu sistem nasıl işliyor?

Küçük bir “internet of things” cihazını, belki giyilebilir bir cihazı, belki evinizdeki minicik güvenlik kamerası, belki salonunuzda masanın üzerinde minik bir kontrol cihazı, evinizdeki kablosuz ağ modemine belli bir mesafede durduğu sürece, sinyallerin gücü ile kendini şarj edebiliyor. Bu mesafe şimdilik altı metre ancak teknoloji geliştikçe menzilin artacağı kesin. Ayrıca bir evde, laboratuvar şartlarının aksine, alttaki, üsteki komşunun, sağdaki soldaki komşunun kablosuz sinyalleri de bu cihazlara ulaşacağı için, cihazların daha güçlü şarj imkanı olacağını tahmin etmek zor değil.

Veya üç beş sene sonra tasarlanacak ve sokakta giyeceğiniz minik bir dijital lens, iri, kaba ve dikkat çeken dijital gözlüklerin yerini alabilecek ve bu minik dijital lensin enerji sorunu da, şehir sokaklarında serbestçe dolaşan WiFi sinyalleri olacak.

Bu yeni teknoloji, cihazların tasarımında pil boyutu, pil maliyeti, çalışma süresi, enerji tasarruf teknikleri gibi detayları tamamen değiştirerek dijital dünyanın yeniden şekillenmesini sağlayacak. Şu anda, ağır şekilde mobil cihazların şarj problemi tarafından rehin alınmış dijital bir dünyada yaşadığımızı unutmayalım. Sokağa çıkarken, şarj cihazımızı yanımıza aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Otomobillerimizde şarj adaptörleri bulunduruyoruz. Cihazlarımızı kullanırken, ne kadar şarjının kaldığını gözeterek ağır kısıtlamalara gidiyoruz.

Oysa bu yeni WiFi sinyalleri üzerinden şarj teknolojisi hayata geçtiğinde, ayağımızdaki bu şarj prangasından da kurtulacağız ve dijital dünya bambaşka bir dengeye oturacak.

ZyXEL’den turizm atağı

0

ozden+aliyagic+uyar-zyxelGünümüzde internet erişiminin giderek önem kazanması ve internete bağlı cihaz sayısının hızla artmasıyla birlikte, özellikle otel ve etkinlik merkezi gibi kullanıcı sayısının yüksek olduğu mekanlardaki ağ altyapıları ve internet erişim teknolojileri üzerinde ciddi bir kapasite ve bant genişliği sorunu ortaya çıkmış durumda. Ayrıca, hızla gelişen turizm sektöründe hem işletmelerin kendi bilgi sistemlerinin çalışması hem de müşterilerine kaliteli hizmet verebilmek için ağ altyapılarının güçlü olması gerekiyor. Ağ altyapılarını tüketicilerin artan internet taleplerine göre güncelleyemeyen işletmeler rekabette bir adım geriye düşme riskiyle karşı karşıyalar. Büyük telekom servis sağlayıcılarından küçük ve orta ölçekli işletmelere ve ev tipi kullanıcılara dek son derece geniş yelpazede bir müşteri tabanına ürün ve servisler sunan Dünyanın önde gelen ağ ve internet teknolojileri sağlayıcısı ZyXEL, turizm sektöründe gerçekleştirdiği projeler ve otellere verdiği destek ile ön plana çıkıyor.

Turizm sektöründe müşteriye özel çözümler

Her sektöre özel uçtan uca network çözümleri sunan ZyXEL, güçlü tecrübesi ve üstün kalite ürünleri ile birlikte turizm sektörünün ihtiyaçlarına yönelik anahtar teslim hizmet veriyor. Son 1 yıl içinde, ZyXEL’in çözüm ortağı programı ZyPartner üyesi çözüm ortaklarıyla birlikte Liberty Hotels Lykia, Tusan Beach Otel, Elite World Otel, Fesa Business Hotel, Metropolitan Hotel Ankara ve Metropolitan Taksim Hotel vb 4 ve 5 yıldızlı konaklama tesislerine özel projeler geliştiren ZyXEL turizm alanındaki projeleriyle adından sıkça söz ettiriyor.

ZyXEL tarafından turizm ve konaklama tesisleri için geliştirilen projelerin fark yarattığı en önemli noktaysa, her konaklama tesisinin önce kapsamlı bir analizden geçirilmesi ve projelerin buna göre “müşteriye özel” bir biçimde tasarlanması. Bu kapsamda prowirelles ürün grubundan güvenliğe, ağ anahtarlarından DSLAM’a kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olan ZyXEL, her konaklama tesisinin kendine has ihtiyaçlarını tespit ederek komple bir çözüm sunabiliyor. Böylece farklı servisler için farklı tedarikçiler bulmak ve entegrasyon süreci geçirmek zorunda kalmayan turizm ve konaklama tesisleri uçtan uca bir çözümün keyfini yaşayabiliyor.

Hızlı uygulanabilir, kesintisiz çözümler!

Konaklama sektöründe yapılan altyapı değişikliklerinin bir an önce hayata geçirebilmesi misafir memnuniyet açısında büyük önem taşıyor. ZyXEL’in konaklama sektörüne yönelik sunduğu çözümlerde farklılaştığı bir diğer konuysa, altyapı kurulumunun hızla uygulanması ve kesintisiz bir çözüm sağlanması. Yapılan ön analiz ve değerlendirmeler sonucunda ihtiyaçlar tam olarak belirlendiği için, ZyXEL’in çözüm ortağı programı ZyPartner üyesi çözüm ortaklarıyla bir projeye başlayıp tamamlaması son derece hızlı gerçekleşiyor.

Bu sayede turizm tesislerindeki tüm kullanıcıların sorunsuz, kesintisiz ve güvenilir bir biçimde internet erişimi almaları mümkün hale geliyor. Ayrıca 5651 sayılı yasanın belirttiği hükümler doğrultusunda, girilen internet sitelerinin kayıt altına alınması sağlanıyor ve hem 5651 yasasının gereklilikleri yerine getirilmiş hem de otel kapsamında kural dışı internet erişimi engellenmiş oluyor.

ZyXEL’in son dönemde turizm ve konaklama sektörüne yönelik gerçekleştirdiği projelerle ilgili olarak ZyXEL Türkiye Marka ve Pazarlama Müdürü Özden Aliyagiç Uyar şu açıklamalarda bulunuyor: “2014 hem küçük ve orta ölçekli işletmelere hem de büyük kurumlara yönelik güvenlik çözümlerimizin çok daha fazla talep edildiği bir yıl oldu. 2014 yılında cirosal anlamda %50’nin üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik ve bu büyümede kurumsal taraf için gerçekleştirdiğimiz projelerin de ciddi bir katkısı oldu. 2015 yılında da aynı eğilim devam ediyor.  Turizm ve konaklama sektörü, artan müşteri talepleri doğrultusunda ciddi olarak yatırım yaptığımız ve yeni projelere imza attığımız alanlardan birisi. ZyXEL olarak çözüm ortaklarımızla birlikte, konaklama sektörümüzün ağ altyapılarını en modern çözümlere kavuşturmaktan ötürü büyük bir mutluluk duymaktayız ve bu projelerin önümüzdeki süreçte de artarak devam edeceğini düşünüyoruz.”

EMC, Virtustream’i satın alıyor!

0

EMCGörüşmeler tamamlandığında, Virtustream EMC’nin yeni yönetimli bulut hizmetleri iş birimini oluşturacak. Bu satın alma EMC’nin müşterilerinin tüm uygulamalarını bulut tabanlı BT ortamlarına taşımaya yardımcı olma stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Virtustream’in bünyesine katılmasıyla EMC, tüm uygulamaları, tüm iş yüklerini ve tüm bulut modellerini destekleyen sektörün en kapsamlı karma bulut portföyünü tamamlamış olacak.

Virtustream CEO’su Rodney Rogers doğrudan EMC Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Joe Tucci’ye bağlı olacak.

Konuyla ilgili açıklama yapan Joe Tucci, “Sektörün en hızlı büyüyen ve en önemli segmentinde Virtustream gibi olağanüstü bir şirketi satın alma EMC için kritik önem taşıyor. Virtustream, EMC’nin tüm karma bulut altyapıları ve hizmet ihtiyaçları için en kapsamlı kaynak haline gelmesini sağlayacak. Virtustream’in EMC Federation ailesine katılmasından dolayı çok mutluyuz. Oyunun kurallarını değiştirecek bir gelişme yaşandığını düşünüyoruz” dedi.

Dünyanın en hızlı büyüyen bulut yazılım ve hizmet şirketlerinden biri olan Virtustream, bulut ortamında kritik misyonlu kurumsal uygulamaları taşımak, yönetmek ve çalıştırmak konusunda SAP de dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki birçok büyük işletmenin güvendiği bir şirket. Virtustream’in müşterileri arasında Coca-Cola Company, Domino Sugar, Heinz, Hess Corporation, Kawasaki, Lexmark, Scotts Miracle-Gro gibi dünyanın en büyük markaları yer alıyor. Ayrıca, dünyanın dört bir yanında bulut hizmet ve çözümlerini sunmak için Virtustream yazılımını kullanan hizmet sağlayıcı iş ortakları bulunuyor.

Virtustream’in ürün portföyü, müşterilere hem doğrudan hem de EMC’nin global iş ortakları aracılığıyla sunulacak

Virtustream’in bulut yazılımı ve Hizmet Olarak Altyapı (IaaS) portföyü müşterilere doğrudan ve iş ortakları aracılığıyla sunulacak. EMC Federation’ın hizmet sağlayıcı iş ortakları Virtustream’in xStream bulut yönetimi yazılım platformuna erişim hakkına sahip olacak ve kendi markalı hizmetlerini bu platform üzerinde uyarlayarak müşterilerine sunabilecek.
Şu an EMC, VMware vCloud Air gibi açık bulut hizmetlerine geçişe imkan tanıyan yerinde (işletme sistemleri içinde) özel bulut çözümü ‘Federation Kurumsal Karma Bulut Çözümü’nü sunuyor. Virtustream yerinde ya da işletme dışında yönetimli bulut yazılımı ve hizmetlerini EMC portföyüne katıyor. EMC bu yazılım ve hizmetleri Federation Kurumsal Karma Bulut çözümüne entegre etmeyi planlıyor. EMC, Virtustream’i bünyesine katarak, işletmelerin tüm uygulama portföylerini bulut ortama taşımalarına olanak sağlayacak.

Türkiye’de 11 bin e-mağaza var!

0

ideasoft_GM_Seyhun_Ozkara1e-ticaret altyapı sağlayıcısı IdeaSoft tarafından yapılan pazar analizine göre,  ülkemizde e-ticaret paket yazılımlarını kullanarak e-ticaret yapan KOBİ sayısı 2015 yılı Haziran ayı itibariyle 11.000’e ulaştı. On binlerce lirayı bulan fiziki mağaza yatırım maliyetlerinin çok yüksek olması ve ilgili yatırımların geri dönüşünün uzun zaman alması sebebiyle, küçük ve orta ölçekli perakendeciler, yeni fiziki mağaza veya şube yatırımı yapmak yerine e-ticaret’e yöneliyor. Yaklaşık 42 milyon genişbant İnternet kullanıcısının büyüttüğü e-ticaret pazarının sunduğu fırsatlar da e-ticarete ilgiyi artırıyor.

IdeaSoft’un e-ticaret altyapısı sunduğu 5000’i aşkın KOBİ üzerinde yaptığı detaylı araştırmaya göre, KOBİ’lerin %75’i sahip oldukları fiziki iş yeri-mağaza dışında aynı zamanda e-ticaret sitesi üzerinden de ürün satışı gerçekleştiriyor. Bu çalışmaya göre son 5 yıl içinde hem fiziki mağaza hem de e-ticaret sitesi sahibi olan KOBİ’lerin % 18’inin online satış gelirlerinin, fiziki mağaza cirolarının üzerine çıktığı ortaya kondu. E-ticaretten önemli kazanç elde eden bu KOBİ’lerin başarısında ise, dikey e-ticaret olarak ifade edilen sadece iç çamaşırı, butik pasta, düğün ürünleri, özel tasarım yüzük tespih vb. tek bir alana odaklanan işletmeler olmaları ön plana çıkıyor.

IdeaSoft Genel Müdürü Seyhun Özkara, Türkiye’de İnternet’in yaygınlaşması ile  son yıllarda hızlı büyüyen e-ticaret pazarının KOBİ’ler için önemli fırsatlar sunduğuna dikkat çekerek, “2015 yılı başlarında yaptığımız KOBİ e-ticaret araştırmasında e-ticaret yapan KOBİ’lerin geçtiğimiz yıla göre %30 büyüdüğünün ortaya çıkması da bunu net biçimde destekliyor. KOBİ’ler için gelecek e-ticarette diyoruz ve IdeaSoft  olarak 10 yıllık sektör uzmanlığımızla akıllı e-ticaret yazılımları geliştiriyoruz. Bu sayede, 2-5 bin TL arasında fiyatlarla işletmeler kolaylıkla e-ticaret sitesi sahibi oluyor. Bu makul sayılabilecek bütçeler, on binlerce lirayı bulan fiziki mağaza açma yatırımları yanında çok daha düşük bir maliyet olarak göze çarpıyor. Bu sebeple hazır sunulan akıllı e-ticaret paketleri mevcut ekonomik şartlarda KOBİ’lerin işlerini İnternet’e  taşırken önemli bir avantaj sunuyor” dedi.

Akbank NCR’ın Interaktif Teller çözümünü seçti

0

NCR_AKBANK_TURKEY_IMG_0322Akbank, NCR Video bankacılık teknolojisinin kullanıldığı, Bahariye Şubesi Cevahir Alışveriş Merkezi ve Gültepe semtinde açtığı mini şubesiyle üç lokasyonda, farklı iş modelleri ile 2015 yılbaşından itibaren hizmet vermeye başladı.

Akbank Direkt Bankacılık’tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Orkun Oğuz, “Müşteri memnuniyetini ve hizmet kalitemizi daha da arttırmak için teknolojiyi bir kaldıraç olarak kullanıyoruz. NCR Interactive Teller uygulamasını hayata geçirerek, müşteri hizmetlerinde yüz yüze insan etkileşiminin avantajlarını kaybetmeden teknolojinin bankacılık sektörü için sağladığı verimlilik ve etkinlik arttırıcı faydalarını kullanmış oluyoruz. Müşteri odaklılık yaklaşımımıza uyumlu bu uygulama ile çalışanlarımızın müşterilerimizin danışmanlık gerektiren kompleks bankacılık ihtiyaçlarına daha da çok zaman ayırmalarını sağlamayı amaçlıyoruz. ” dedi.

NCR Türkiye Genel Müdürü Yalçın Orhon, “Interaktif Teller gibi destekli servis bankacılık çözümleri, şubelerdeki gişecilerin, video gişecilerine dönüştürülmesine, işlemlerin bu kanala kaydırılarak şube personelinin gişe arkasından kalkmasına ve daha büyük uzmanlık ve danışmanlık gerektiren ihtiyaçları olan müşterilere daha iyi hizmet verilmesine olanak tanıyabilir. ” dedi.

NCR Interactive Teller, mesai saatleri dışında da gişe hizmetlerine erişim sunuyor, yeni mini şubeler oluşturuyor ve şubelerin hizmet vermediği yerlerde bankacılık hizmetleri sunuyor ve bütün bunları NCR ITM’inin gelişmiş özelliklerinden yararlanarak, para yatırma, çekme, fatura ödeme, yeni hesap açma ve kredi başvurusu gibi işlemleri yaparak sağlıyor.