NetApp’tan yeni all-flash ürünü

0

NetApp, yeni kurumsal all-flash ürününü ve verimlilik garantisini duyurdu.

Yeni NetApp All Flash FAS (AFF) A700s ürünü; kurumsal uygulamalar, analitik iş yükleri ve bulut entegrasyonu için BT’yi modernize edecek şekilde kompakt form faktöründe sunuyor. Flaş teknolojinin yoğun kullanımı ve depolama verimliliği sayesinde müşteriler veri merkezlerinin kapladığı alanı ciddi seviyede azaltabiliyor, enerji ve soğutma masraflarını düşürebiliyor. NetApp ayrıca iş yüküne bağlı olarak 5 kata kadar depolama tasarrufu sağlayan All-Flash Garantisini de duyurdu. Böylece müşteriler, kendilerine söz verilen kapasiteye ve verimliliğe sahip olabileceklerinin güvencesini de alıyor.  
 
 AFF A700s, AFF all-flash A-Series’in bir parçası. Bu seri içerisinde A200 giriş-seviyesi sistem, A300 orta-seviye sistem ve A700 üst-seviye sistem bulunuyor. A-Series depolama sistemleri, flaştan disk ve buluta kadar sınıfının en iyi veri yönetimi ve veri korumasının yanı sıra en yüksek ölçeklenebilir performansını da sunuyor.

 
Depolama işletim sistemi NetApp ONTAP’a güç veren NVMe fabric-uyumlu kümelenmiş mimariyi kullanan yeni model, NetApp’ın inovasyonda kat ettiği yolu izliyor. Bu mimari endüstrideki ilk 15TB SSD, 32Gb Fibre Channel ve 40Gb Ethernet bağlantı seçeneklerini de destekliyor. A700s ürünün öne çıkan bazı özellikleri ise şunlar:

En hızlı kurumsal depolama: Yeni Depolama Performans Konsey SPC-1 Sonuçlarına göre, AFF A700s, ortalama 0,69 milisaniyede 2.400.059,26 SPC-1 IOPS değerine ulaşıyor. Ürün, önde gelen depolama sağlayıcıları arasında en iyi performans sunan kurumsal all-flash ürünü ve tüm SPC-1 performans listesinde ilk üç arasında yer alıyor.

Veri merkezi verimliliğ: Enerji tüketimini 11 kat, raf alanı kullanımını 19 kat ve destek maliyetlerini %67 azaltan yoğun form faktörü kullanılarak toplam sahip olma maliyetleri iyileştiriliyor. Müşteriler sadece 4 raf kullanarak 600.000’den fazla IOPS ve 1PB kapasite elde edebiliyor.

Buluta en çok bağlantı sunan all-flash ürünü: Tüm AFF portföyünde olduğu gibi müşteriler; AWS, Azure, IBM Cloud ve diğer herkese açık bulut sistemlerine bağlantı imkanı veren açık bir çözüm sayesinde altyapılarını geleceğe karşı koruma altına alırken bulut ve kurumiçi ortamlarda maksimum görünürlük ve sorunsuz veri kontrolüne de sahip olabiliyor.
 
Yeni All-Flash Garantisi ise iş yüklerine özel, 5:1 veri küçültme oranına kadar ölçeklenebilir verimlilik garantisi sunuyor. Müşteriler böylece NetApp’ın söz verdiği depolama verimliliğine ve kapasiteye sahip olabiliyor. Aksi durumda NetApp farkı telafi etmek için masrafları karşılıyor. Garanti tüm AFF ailesi için geçerli.

Vodafone Türkiye son çeyrek raporunu yayınladı

0

Vodafone Türkiye, Ekim-Aralık 2016 dönemini kapsayan finansal raporunu açıkladı.  Şirket; kesintisiz çift haneli büyümesini devam ettirerek, servis gelirlerini geçen yılın aynı dönemine göre %15 artırdı. Buna göre, şirketin Ekim-Aralık aylarında servis gelirleri 2,1 milyar TL’ye ulaştı.

Veri kullanımı iki katına çıktı

Ekim Aralık 2016 itibariyle akıllı telefon penetrasyonunu geçen yılın aynı dönemine göre 15 puan artış ile %71’e çıkaran şirket abonelerinin veri kullanımı, 4.5G’nin de pozitif etkisiyle geçen yılın aynı dönemine göre %104 artarak üçüncü çeyrekte toplam 103 petabyte’a ulaştı. 2016-17 mali yılının son çeyrek sonu itibariyle Vodafone Türkiye’nin mobil abone sayısı 22,6 milyon olarak gerçekleşirken, şirketin faturalı abone bazının toplam içindeki oranı %47’e ulaştı. Vodafone Red tarifeleri şirketin faturalı abone bazındaki büyümesinde etkili oldu.

Sabit genişbant abone sayısı 524 bine ulaştı

Öte yandan 1 Ocak 2015 tarihinde “Vodafone SüperNet Telefonsuz ADSL” hizmetini lanse eden Vodafone Türkiye’nin sabit genişbantta hızlı büyümesi de devam etti. Son çeyrekte şirketin sabit genişbant abone sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 244 bin net artış ile 524 bine ulaştı. Şirketin sabit hizmetlerden elde ettiği servis gelirleri ise dördüncü çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre %57 arttı.

İstanbul’daki tüm ulaşım araçları tek bir uygulamada

0

Dünya şehirlerinde, toplu taşıma araçları ile rota bilgisi sunan detaylı bilgi sunan CityMapper uygulaması artık İstanbul’un toplu taşıma araçlarını da kapsama alanına aldı.

Uygulama, kullanıcının gitmek istediği noktaya, hangi araçlarla, hangi rotalar üzerinden gidebileceğine dair tavsiyeler oluşturuyor.

Uygulama ayrıca, toplu taşıma ile taksiyi birleştiren rotalar da sunuyor. Böylece toplu taşımanın olmadığı noktalarda, nereden taksiye binilebileceğini ortaya koyarak, yoculuğun tahmini maliyeti hakkında da ön bilgi vermiş oluyor.

Toplu taşıma araçlarının hareket saati bilgilerini de sunan uygulama sayesinde, durakta çok beklemeden doğru otobüse binmek mümkün oluyor. Kullanıcılar yolculuklarında varış süresini paylaşarak, onları bekleyen arkadaşlarını ve ailelerini de meraktan kurtarıyorlar. Ayrıca anlık konum bilgisi de göndermek mümkün. 

Dünyanın en değerli markası Google mı oldu?

0

2012’den beri dünyanın en değerli şirketi olan Apple tahtını Google’a bıraktı. Brand Finance Global 500 araştırmasına göre 2016 sonu itibariyle Google artık dünyanın en değerli markası konumuna yükseldi.

Brand Finance’ın raporuna göre Apple son bir yılda marka değerinin %27’sini kaybetti. Bu düşüş de onu yakından takip eden Google’ın işine yaradı.

Çinliler yükseldi, Apple düştü

Apple’ın yaşadığı değer kaybında, Çinli telefon üreticilerinin geliştirdikleri etkileyici modellerin de payı bulunuyor. Çinli üreticiler telefon pazarından pay aldıkça, Apple değer kaybetti.

Apple’ın tek rakibi Google da değil. Bir yılda marka değerini %53 arttırıp üçüncü sıraya yükselen Amazon, şimdi Apple’ın ikincilik tahtına yürüyor. Yani Apple, ikinciliği de kaybedebilir.

Çinli markalar, WeChat, Alibaba, JD.com ve Huawei de bu sene önemli yükselişler gerçekleştirip dünyanın en değerli markaları arasında üst sıralara yükselenler.

WeWork’e SoftBank yatırımı gelebilir

0

Bugüne kadar farklı satın almalar ile gündeme gelen SoftBank, WeWork ile yakından ilgileniyor. Bugüne kadar ofis kiralama sistemleri ile sık sık gündeme gelen WeWork, son dönemlerin en iddialı girişimlerinden birisi olarak görülüyor. Özellikle kısa süre içerisinde yakaladığı başarı ile yüksek bir değerlemeye ulaşan sisteme, pek çok farklı marka yatırım için girişimde bulunurken en güçlü firmalardan birisi SoftBank.

2015 ve 2016 yıllarında WeWork için 780 milyon dolarlık yatırım yapılırken, özellikle bu yatırım sonrasında WeWork, ABD’de çok daha etkin bir hale gelmişti. Üstelik yatırım döneminde yapılan açıklamalarda yatırım sonrasında firmanın 17 milyar dolar değerlemeye ulaştığı ifade edilmişti.

Yatırım Her An Açıklanabilir

İki firma tarafından konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmazken, basına sızdırılan haberlerde yatırım için kesin ifadeler kullanıldı.

Son önemlerde büyük ölçekli kurumsal anlaşmaları imzalayan WeWork Microsoft’u dahi bünyesine dahil etmeyi başarmıştı.  Yeni anlaşmalar ile güçlenen firmanın SoftBank tarafından yatırıma uygun görülmesi makul görülüyor. Özelikle ABD Başkanı Donald Trump ile SoftBank arasında yapılan görüşmelerde istihdam için destek verileceğine dair söz verilirken, bu söz kapsamında da yatırımların arttırılması ve istihdamın artmasına yönelik bir hamlenin gelmesi bekleniyor. Bu durumda da ABD’nin en önemli girişiminin marka tarafından desteklenmesi de mevcut şartlara göre uygun görülüyor.

Uber ve Daimler anlaştığını duyurdu

0

Uber ve Daimler tarafından yapılan açıklamalarda iki markanın Uber sistemlerinde Daimler araçlarının kullanılması noktasında anlaşmanın sağlandığı ifade edildi.

Son dönemlerin tartışmalı markalarından birisi olan Uber, Daimler ile yeni paylaşım servislerinde kullanılan araçlar için anlaşma yaptı. Dünyanın farklı noktalarında kullanılan araçları ile popüler durumda olan Uber, kullanılan araçlar için önümüzdeki dönemlerde Daimler anlaşmasına bağlı olarak Mercedes-Benz araçlarını kullanacak. Anlaşmanın önümüzdeki yıllar itibari ile geçerli olacağı belirtilirken Daimler tarafından üretilecek araçlar, Uber sistemine yönelik geliştirilecek ve Uber araçları da bu yeni araçlarla yenilenecek.

Uber CEO’su Duyurdu

Konuyla ilgili önemli değerlendirme Uber CEO’su Travis Kalanick tarafından yapılırken, otomobil üretme noktasında Uber’in yeterli olmadığı açık bir şekilde belirtildi. Bu eksiği gidermek ve Uber sisteminde kullanılması adına gerekli otonom araçların temin edilmesi adına Daimler tarafından yapılacak çalışmalar, Uber sisteminin de teknik açıdan sorunsuz bir şekilde çalışılmasını sağlayacak.

 Volvo Anlaşması Bitti

Daimler öncesinde araç konusunda Volvo ile anlaşan Uber, yeni dönemde Daimler ile çalışacak. Özelikle Volvo anlaşması sonrasında XC90 modelleri kullanıma alınmıştı. Yeni anlaşma dahilinde ise hangi model araçların üretileceği ve anlaşmanın kaç araç üzerinden yapıldığı bilinmiyor. Bu konudaki detayların önümüzdeki paylaşılması bekleniyor.

Akbank 4. çeyreği 1 milyar 84 milyon TL karla kapattı

0

Akbank paylaştığı 4. Çeyrek raporları ile etkileyici bir dönemi geride bıraktı. Akbank raporuna göre 2016 yılı genelinde 12 aylık net kar 4.528.712 TL seviyelerine ulaştı. Bir önceki yıl 2.994.848 TL olarak açıklanan kar miktarı, 2016 ile birlikte daha yüksek seviyeye çıkmış oldu.

Türkiye’de işlemleri en yoğun bankalardan birisi olan Akbank, dördüncü çeyrek raporlarında etkileyici bir operasyon sürecini geride bıraktığını gösterdi. Akbank bülteninde Akbank Genel Müdür Hakan Binbaşgil’in görüşlerine yer verilirken, 2016 yılının zorlu geçtiği ifade edildi.

Bankacılık sektörü zorlu geçmesine rağmen Akbank’ın güçlü yapısı ile süreçten güçlü bir şekilde çıkabildiğini söyleyen Binbaşgil, aktiflerin yıl içerisinde yüzde 17 oranında büyütüldüğünü belitti. Artış ile birlikte aktifler banka için 294 milyar TL seviyelerine çıkarken, Akbank mali anlamda başarılı bir yılı geride bıraktı.

Brüt Kar 6 milyon TL!

2016 yılında Akbank’ın elde ettiği brüt kar 6 milyar 202 milyon TL. Banka verdiği kredi ile birlikte ülke ekonomisi için de katkı sağlarken, 2016 yılı içerisinde verilen kredi miktarının 219 milyar TL olarak açıklandığı raporda kredi miktarının artmış olması da dikkatleri çekti. Özelikle KOBİ’ler için sağlanan kredinin 2016’da yüzde 26 oranında artması bankanın bu alanda etkin bir şekilde çalıştığını gösterdi. Üstelik verilen yüksek kredi oranına rağmen bankanın takipteki kredi ortalaması yüzde 2,3 olarak açıklandı.

Şirketlerin yüzde 57’si siber güvenlik sorunu yaşıyor

1

EY tarafından 2016 yılı genelinde yapılan araştırmalarda, şirketlerin siber güvenlik alanındaki durumu incelendi. Bu yıl 19.su yapılan araştırmanın sonuçları oldukça çarpıcı olurken, araştırmalar Küresel Bilgi Güvenliği Araştırması (GISS) başlığı altında raporlandı.

Son dönemlerde sadece firmalar için değil, her alanda siber tehditlere karşı güvenlik önemli bir duruma gelirken, siber güvenlikte en etkin dönem 2016 yılı oldu. EY raporunda belirtildiği üzere 2016 yılı genelinde küresel olarak firmaların yüzde 57’si siber tehditlere maruz kaldı. Dünya genelinde faaliyet gösteren farklı firmalar ile yapılan araştırmada katılımcı sayısının bin 800 olduğu belirtildi.

Yüzde 57’lik oran firmaların güvenlik noktasında sorun yaşadığını gösterirken, firmaların özellikle büyük ölçekli firmalar arasından seçilmiş olması da tehdidin boyutlarını gözler önüne serdi. Rapor sonuçlarından önemli noktalar ise şöyle;

  • Siber saldırılar tüm firmalar için ortak sorunlardan birisi ve önlemlerin alınarak bu alanda gerekli çalışmaların yapılması artık zorunlu.
  • Firmalar eski yıllara oranla güvenlik alanında çok daha iyi düzeyde. Fakat olası bir kriz durumunda krizin yönetilmesi, zararın minimuma indirilmesi ve sorunun ortadan kaldırılması adına planlamalar çok sağlıklı değil ve teknik açıdan yetersizlikler var.
  • Firmaların yüzde 48’inde eski, güncel olmayan sistemler kullanılıyor ve bu durum bilinse dahi gerekli güncellemeler yapılmıyor.
  • Firmaların sadece yüzde 37’si bu alana yatırım yapabileceğini belirtiyor.
  • Firmaların yüzde 42’si siber saldırı karşısında ne yapacağına dair bir plana sahip değil.

2016 yılı genelinde siber saldırılar bir önceki yıla göre artış gösterdi. Kategorilere göre siber saldırıların artış oranları ise şöyle oldu;

  • Kötü amaçlı yazılım kaynaklı riskler %9
  • E-dolandırıcılık riskleri %7
  • Finansal bilgi hırsızlığı riskleri %12
  • Veri hırsızlığı riskleri %12

Sorun Yaşamadan Siber Güvenlik Önlemi Alınmıyor!

Raporun en çarpıcı detaylarından birisi de şirketlerin yüzde 58’si herhangi bir tehlike yaşamadan bu alana yatırım yapmak istememesi. Bu açıdan güvenlik zafiyetleri ve mağduriyetler yaşandıktan sonra ancak önlemlerin alınması uygun görülüyor. Bu da siber saldırıların daha fazla kişiye ulaşarak, daha yüksek zararlar yaşatmasına da uygun bir zemin hazırlıyor.

Amazon 1,5 milyar dolara hava kargo merkezi kuruyor

0

Son dönemlerde lojistik alanındaki farklı hedefleri ile dikkat çeken Amazon, yeni bir hava kargo merkezi için planlamalara başladığını duyurdu. UPS ve FedEx gibi iddialı markalara rakip olması beklenen Amazon, bu bakımdan çalışmaları ile yakınan takip ediliyor.

Özellikle hava balonları ile droneler aracılığı ile teslimat yapma hedefini açıkladıktan sonra Amazon, sektörde oldukça ilgi çekmişti. Şu an için böylesine iddialı projenin faaliyete geçmesi beklenmiyor. Ancak bu fikir dahi Amazon’un gelecek vizyonunun anlaşılması adına önemli. Firma tarafından yapılan çalışmalarda özelikle hava yolu ile yapılan teslimatlar için bir merkez kurulacağı belirtildi. Kuzey Kentucky Havaalanı’nda yer alacak merkez, Amazon’un ilk hava kargo merkezi olacak.

Yaklaşık 1,5 milyar dolara mal olacak yeni yatırım alanı, bu hamlesi ile hava yolu taşımacılığındaki işleri daha düzenli bir şekilde yapabilecek. Paketleme, teslim etme ve tüm bu aşamaların sorunsuz bir şekilde yapılacağı yeni merkez, Amazon’un kendi lojistik birimini oluşturarak hizmet vermesi adına da önemli.

Bağımlılığı Azalacak!

Amazon’un yeni merkezi açıldığında, özellikle merkezin civarındaki teslimatlar için UPS ya da FedEx kullanılması önlenecek ve böylece operasyonlar sadece Amazon bünyesinde yapılabilecek. Başlangıç aşamasında dev merkez için 2 bin kişi istihdam edilecek. Merkezin işlemeye başlamasının ardından elde edilecek başarılar ise Amazon’un geleceği planlamasında oldukça etkili olacak. Özellikle Amazon’un bu konuda başarıya ulaşması ve yeni merkez üzerinden herhangi bir firmaya bağlı olmadan tüm e-ticaret işlemlerini yapabilmesi, daha fazla merkezin kurulmasında da teşvik edici olacak.

e-Dönüşüm süreci büyük hız kazandı

Türkiye’de 2014 yılında e-Fatura ile ilk adımları atılan e-Dönüşüm uygulamalarında önemli bir yol alındı. e-Dönüşüm süreci, ekonominin kayıt altına alınmasını, sahtecilik, dolandırıcılık ve haksız rekabet gibi sorunların önüne geçilmesini sağladı. Çıkarılan tebliğlerle dönüşüm sürecine hızla adapte olan pek çok şirket ise maliyetlerinde elde ettikleri önemli oranda tasarrufun yanı sıra iş süreçlerinde zaman, verimlilik, güvenlik avantajını da yakaladı.

e-Fatura ile şirketlerin basım, arşivleme, kargo ve noter maliyetleri azaltılarak, birim başı ortalama 6 TL olan kağıt fatura maliyetleri, 2 kuruşa (0,02 TL) kadar düşürülüyor ve 1 tek basılı faturanın masrafı ile 300 adet e-Fatura gönderilebiliyor. Yani şirketlerin masraflarını 300’de 1’e indiriyor. Yapılan istatistiki araştırmalar gösteriyor ki, Ocak 2017 itibariyle e-Fatura uygulamasına kayıtlı mükellef sayısı 2016 yılsonu rakamlarına oranla yaklaşık yüzde 15 artarak 62019’a ulaştı.

1 milyar e-Arşiv fatura

2016 GİB verilerine göre yıllık düzenlenen e-Fatura adedi 170.673.313, e-Arşiv fatura adedi ise 1.005.239.719 oldu. Bu oranlara göre e-Fatura ve e-Arşiv faturalarını uc uca ekleseydik 26 kereden fazla dünyanın çevresi dolaşılırdı, üst üste koysaydık Everest Dağı’nın 40 katı yüksekliğinde olurdu.

FIT Solutions CEO’su Koray Gültekin Bahar, 2017’de e-Fatura için 10 milyon TL olan yıllık ciro sınırı 8 milyon TL’ye inmesi durumunda, halen 62 bin civarında olan e-Fatura mükellef sayısının 100 binin üzerinde olabileceğini öngörüyor.

e-Defter ile yılda ortalama 10.000 sayfa defter tutan bir firmanın 5.000 TL civarında olan noter tasdik maliyeti ortadan kalkıyor. Ocak 2017 itibariyle e-defter uygulamasına kayıtlı mükellef sayısı yaklaşık yüzde 10’luk bir artışla 59875’e yükseldi ve ülke ekonomisinde yılda 500 milyon TL civarında tasarruf sağlandı.

Faturaları 10 yıl boyunca saklayan düşük maliyetli e-Arşiv sistemi ile de süreçler şeffaf bir şekilde izlenirken, işletmelerin iş yükünü azalıyor ve saklama alanı, arşivleme zorluğu gibi problemleri ortadan kalkıyor. Ocak 2017 itibariyle e-Arşiv uygulamasına kayıtlı mükellef sayısı yaklaşık yüzde 29’luk bir artışla 6573’e ulaştı.

Rakamlarla e-dönüşüm sektörü

e-Fatura Özel Entegratör: 61

e-Fatura Uygulamasına Kayıtlı Mükellef: 62019

e-Defter Uygulamasına Kayıtlı Mükellef: 59875

e-Arşiv Hizmet İzni Alan Entegratör: 52

e-Arşiv Uygulamasına Kayıtlı Mükellef: 6573

e-Bilet Özel Entegratör: 15

e-Bilet e-Yolcu Listesi İzni Alan Mükellef: 17

Apple’ın 4. çeyrek raporu açıklandı

1

Apple, merakla beklenen, 2016 4. çeyrek finansal raporunu açıkladı.

Şirketin söz konusu dönemdeki geliri, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3,3 artış göstererek 78,35 milyar dolar oldu. Apple, 2016 mali yılının ilk çeyreğinde 75,87 milyar dolar gelir açıklamıştı. Bu yükselişle beraber, 2016’nın il üç çeyreğinde üst üste düşen gelirler, yeniden yükselişe geçti.

iPhone üreticisinin, 2016 ekim-aralık dönemindeki net karı, 2015’in aynı dönemine göre yüzde 2,5 azalarak 17,89 milyar dolara geriledi. Apple, 2015’in dördüncü çeyreğinde ise 18,36 milyar dolar net kar elde etti.

Şirket tarihindeki en karlı çeyrek

Apple CEO’su Tim Cook ise, 2016’nın son çeyreğinde şirket tarihindeki en yüksek gelir elde edilen çeyreği yakaladıklarının altını çizdi. Geçen yılın Ekim-Aralık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre iPhone satışları yüzde 4,7 artarak 78,3 milyona, Mac bilgisayar satışları da yüzde 1,9 yükselerek 5,4 milyona ulaştı. Tablet satışları ise yüzde 18,6 azalarak 13,1 milyona geriledi. Aynı dönemde şirketin AppleCare ve ApplePay gibi hizmetlerden elde ettiği gelir ise yüzde 20 artışla 6 milyar dolardan 7,2 milyar dolara ulaştı.

 

Shell 10 petrol alanını 3,8 milyar dolara sattı

0

Royal Dutch Shell önemli bir satış süreci ile gündeme geldi. Yapılan resmi açıklamalarda Kuzey Denizi’de bulunan 10 petrol sahasının satılacağı belirtilirken, bu satış işlemler ile birlikte 3.8 milyar dolarlık bir gelirin hedeflendiği öğrenildi.

Konuyla ilgili resmi raporlarda, Shell ile Chrysaor arasında görüşmelere başlanarak anlaşmanın sağlandığı ifade edilirken, önümüzdeki dönemlerde satış için onayın verilmesi ile birlikte saıtş resmiyet kazanmış olacak. 10 petrol sahasını elinden çıkaracak olan Shell, bu satış ile birlikte yüksek bir gelire de ulaşmş olacak.

Anlaşma Personelleri De Kapsıyor!

Yapılan anlaşma ile birlikte Shell’e bağlı olarak petrol sahasında çalışan personeller de Chrysaor bünyesinde çalışmaya başlayacak. Bu bakımdan 10 petrol üretim sahasındaki maliyetleri ortadan kaldıran Shell, aynı zamanda 3.8 milyar dolarlık bir gelir yarattı. Açıklamalarda 400 çalışanın satışı yapılan alanlarda çalıştığı ve bu personellerin de şirket değişikliği yaşayacağı ifade edildi.

Shell tarafından alınan tasfiye kararı sonrasında önemli bir adım satış kararının alınması ile birlikte atılırken, bundan sonraki süreç için farklı bölgelerdeki petrol üretim alanları için de satış kararının alınabileceği belirtildi. Konuyla ilgili açıklamalar Shell tarafından yazılı bir şekilde yapılırken, her petrol üretim hattında günlük ortalama 115 bin varil petrol üretimi yapıldığı için Shell için yaklaşık bin varil petrol üretimi elden çıkarılmış olacak.

Kuzey Denizi’nde satışı yapılan üretim alanlarının dışında farklı üretim alanlarına da sahip olan Shell, sadece Kuzey Denizi’nden ortalama 230 bin varil üretim yapıyordu.

Razer Nextbit satın almasıyla neyi hedefliyor?

0

Bugüne kadar oyun aksesuar üreticisi olarak tanıdığımız Razer, yaptığı son basın açıklamasında Nextbit’i satın aldığını duyurdu. Bu açıklama ile birlikte telefon geliştirici bir markanın satın alınması, Razer’in gelecek planlarının da merak edilmesini sağladı.

Oyun aksesuarları üretecek pazarda güçlü bir marka haline gelen Razer’in Nextbit satın alması ile birlikte yazılıma yönelik çalışmalara başlayacağı ve bu özel yazılımların yeni marka ürünleri ile destekleneceği duyuruldu.

Satın alma için diğer merak edilen detay, mevcut anlaşmanın değeri oldu. Fakat Razer ile Nextbit arasında yapılan anlaşma için detaylar paylaşılmadı. Kickstarter gibi pek çok farklı platformda yer alan Nextbit, yüksek oranlarda yatırım aldığı gibi son dönemlerin dikkat çeken markaları arasında yer alıyordu. Bu nedenle Razer için satın almanın çok düşük olmadığı tahmin ediliyor.

Satın Alma Sonrasında Planlar Ne?

Özellikle satın almalar sonrasında mevcut planlamalar ve çalışanların nasıl istihdam edileceği merak edilirken, Razer bu konuda detaylı bir açıklama yaptı. Razer CEO’su Min-Liang Tan Nextbit bünyesinde 30 çalışanının olduğunu söyleyerek bu kişilerin Razer’e katılacağı belirtti. Bu bakımdan mevcut çalışanlar çalışmalarını Razer bünyesinde gerçekleştirecek.

Son 2 yıl içerisinde farklı platformlara yönelik satın alma gerçekleştiren Razer’in önemli kilometre taşları şöyle oldu;

2015 – OUYA

2016 – Blade Stealth, Nabu ve THX

Özelikle yatırımlarını hızlandırmak için halka arz süreçlerini başlatan Razer, tüm bu süreçleri başarılı bir şekilde sürdürdüğü gibi şirketin değerinin de artmasını sağladı.

SoundHound 75 milyon dolar yatırım ile yapay zekaya yönelecek

0

Shazam ile benzer bir sisteme sahip olan ve sektörde Shazam ile rekabet içerisinde bulunan SoundHound için çok ciddi bir yatırım geldi. Kısa süre içerisinde yüksek istatistiklere ulaşmayı başararak bu alanda güçlü bir rakip olduğunu gösteren ve Shazam’a karşı meydan okuyan SoundHound, yeni bir yatırım haberi ile gündemde.

SoundHound için yapılan resmi açıklamada markanın 75 milyon dolarlık bir yatırım aldığı belirtilirken, bu bütçe özelikle yapay zekanın geliştirilmesi için kullanılacak. Son dönemlerde marka tarafından yapay zekanın kullanılması ve gelişme sağlanması adına önemli çalışmalar yapılırken yatırım bu alanda işleri kolaylaştıracak.

SoundHound Yatırımını Hangi Firmalar Yaptı?

NVIDIA, Samsung Catalyst Fund, Nomura Holdings, Inc., Sompo Japan Nipponkoa  ve Recruit Holdings gibi pek çok farklı kurum ve markanın yatırım turunda yer aldığı belirtildi. Konuyla ilgili yazılı bir rapor paylaşan firma, Houndify adı verilen yeni yapay zeka sistemini küresel ölçekte sunacak ve platformu ön plana çıkaracak. Yeni uygulamanın piyasadaki benzerlerinden en önemli farkı ise daha hızlı ve performans odaklı olması. Öyle ki konuşma tanımada, dil tanımlamasında hız,

rakiplerini geride bırakmayı başarıyor. Houndify için 110 milyon doları aşan yatırım tutarı, önümüzdeki günlerde artabilecek kapasitede.

Nintendo Çeyreği 569 milyon dolar karla kapattı

0

Pokemon GO ve Super Mario Run gibi oyunları mobile yönelik sunarak büyük bir yükseliş yaşayan Nintendo,  4. Çeyrek raporlarını paylaştı.

Nintendo tarafından paylaşılan rapor beklenildiği gibi yüksek bir gelir elde edildiğini gösterirken, sadece 4. çeyrekte markanın net karı 569 milyon dolar oldu.  Kar dahil olmak üzere toplam gelir ise 1.5 milyar dolar olarak açıklandı. 2016 yılında Pokemon GO ve yine geçtiğimiz yılın son dönemlerinde piyasaya sunulan Super Mario Run oyunları markanın bu kadar yüksek bir gelir seviyesine ulaşmasında etkin bir rol oynadı. Üstelik mobil oyunlar etkisi ile markanın diğer alanlardaki ürünleri de yüksek satışlara ulaştı.

2015’i İkiye Katladı

Nintendo 4. Çeyrek ile elde ettiği bu gelir seviyesi, rekor sayılabilir. Zira 2015 yılının aynı döneminde elde edilen kar 256 milyon dolar olarak açıklanmıştı. Oyunların yaz aylarından sonra çıkması yılın ilk yarısında sönük bir dönemin yaşanmasına neden olurken, özelikle oyunlar piyasaya sunulduktan sonra üçüncü ve dördüncü çeyrek için çok ciddi bir güç kattı. 2016 yılı geneline bakıldığında ise toplam kar 792 milyon dolar.

 Markanın 2017 yılında bu oyunların etkileri ile gelirlerini devam ettirmesi beklenirken, özelikle en büyük beklenti Android için Super Mario Run adlı oyunun sunulması. Bu oyun piyasaya sunulduktan sonra milyonlarca kullanıcı tarafından oynanabilir duruma gelecek ve bu da Nintendo’nun gelirlerini arttırmasında etkili olacak. Fakat yeni oyunların sunulmaması ya da mevcut oyunlara kapsamlı güncelleme gelmemesi halinde mevcut kar oranının korunması pek mümkün görünmüyor.                

Facebook yapay zeka konferansını ABD dışında mı yapacak?

0

Dünyanın en önemli yapay zeka geliştiricisi durumuna gelen ABD teknoloji şirketleri bu yıl bütün dünyadan çok önemli yapay zeka uzmanlarının ve akademisyenlerin katılımının beklendiği ve dünyanın geleceği için çok önemli olan dev bir yapay zeka konferansı düzenlemeyi planlıyor. 

Teknoloji şirketlerinin yapay zeka çalışmalarını belli oranda paylaşmasının ve yapay zeka konusunda kontrolün kaybedilmemesi adına önemli adımların atılmasının beklendiği bu tarihi konferans için şimdi önemli bir engel var: Trump’ın göçmen yasaları.

Bilim insanları ABD’ye giremezse?

Ancak teknoloji şirketleri şimdi önemli bilim insanlarının ABD’ye giremeyebileceği endişesiyle konferansı ABD dışında yapmayı tartışmaya başladı. NIPS (Conference and Workshop on Neural Information Processing Systems ) adı verilen konferansın ABD dışında yapılması için açılan imza kampanyasına 300 önemli AI mühendisi imza atmış durumda. 

Benzer kararların teknoloji şirketlerinde gündeme gelebileceğinin ve teknoloji şirketlerinin önemli ar-ge, pazarlama ve yönetim ofislerini ABD’nin dışına taşıyabileceğinin altı çiziliyor. Bunun da, ABD’nin teknoloji firmaları üzerindeki kontrolünü kaybetmesi anlamına geleceği vurgulanıyor.

Yapay zeka uzmanları ayrıca, Elon Musk’ın Trump’ın danışması olmasına da tepki gösteriyorlar. 1 milyar dolar bağışla işe başlayan Open AI’nın kurucusu Elon Musk’ın Trump’ı protesto etmesini isteyen yapay zeka uzmanlarının bir kısmına karşı bazı teknoloji uzmanları da Elon Musk’ın görevi kabul ederek doğru yaptığını ve Trump’ın yanlış teknoloji kararlarını engelleyebileceğini savunuyorlar. 

 

2016’da beklentileri aşan SAP, 29 milyar Euro gelir hedefliyor

1

Yazılım alanındaki başarıları ile bugüne kadar iyi bir süreci geride bırakan SAP, 2016 yılı için belirlediği hedefleri tutturdu.

SAP tarafından yayınlanan raporda, 2016 yılı ile ilgili detaylara ulaşmak mümkün olurken raporda dikkat çeken noktalar şöyle oldu;

  • Çeyrek itibari ile yeni bulut abonelikleri yüzde 40 oranında arttı
  • Bulut rezervleri 5,4 milyar Euro’ya ulaştı
  • IFRS 2016 toplam bulut ve yazılım gelirleri % 7 arttı
  • 2016 yılı toplam IFRS faaliyet kârı 5,12 milyar Euro oldu
  • 2016 yılında IFRS hisse başı kazanç 3,03 Euro’ya çıktı

SAP, 2016 yılında yakaladığı bu başarı sonrasında gelecek için hedeflerini daha da yükseltirken, firmanın 2020 için 29 milyar Euro gibi yüksek bir geliri hedefliyor. Özelikle 4. Çeyrek itibari ile bulut aboneliklerinde ve yazılım gelirlerinde artış yaşayan SAP, bu yükselişini 3 yıllık süre içinde de arttırarak sürdürmek istiyor.

SAP CEO’su Bill McDermott İddialı!

Yayınlanan raporda, SAP CEO’su Bill McDermott değerlendirmelerine de yer verilirken, geride bırakılan 7 yılın SAP için çok verimli geçtiği ve karlı büyüme stratejilerinin de başarılı bir şekilde hayata geçirildiği ifade edildi. Şirketin bundan sonraki dönemlere nesnelerin interneti ve blockchain alanlarına yöneleceğini söyleyen McDermott, 2020 hedeflerinde de iddialı olduklarını söyledi.

2016 yıl genelini faaliyet nakit akışında yüzde 27’lik bir artış ile ciddi bir başarı yakalayan SAP, yeni teknolojilere geçiş noktasında başarılı bir süreci geride bıraktı. Bu da özellikle bulut abonelikleri gibi farklı alanlar için yükseliş yaşanmasını sağladı.

2016 yılında firmanın raporuna göre önemli başarılar şöyle;

  • 2016’da Bulut abonelikleri ve destek gelirleri 2,99 milyar Euro (IFRS) olarak açıklandı.
  • Bulut abonelikleri ve destek rezervleri %47 artarak 5,4 milyar Euro’ya ulaştı.
  • Yılın genelinde faaliyet kârı 5,12 milyar Euro (IFRS) veya 6,60 milyar Euro (sabit kurda, IFRS olmayan) olarak duyuruldu.
  • Bulut abonelikleri, destek ve yazılım destek gelirlerinin toplamı, 2016 yılı toplam gelirinin %61’ini aştı.
  • SAP S/4HANA kullanıcıları, önceki yılın aynı dönemine oranla iki kat artışla 5 bin 400 müşteriye ulaştı

SAP 2017’yi Nasıl Geçirecek?

Raporda, aynı zamanda SAP için 2017 öngörülerine de yer verildi. Şirket tarafından yeni yılda başarının devam etmesi ve istatistiklerin artacağı öngörülüyor. Yeni yılda şirketin ön plana çıkan hedefleri ve öngörüleri ise şöyle;

  • IFRS olmayan bulut abonelikleri ve destek gelirlerinin sabit kurda 3,8-4 milyar Euro aralığında olmasını bekleniyor.
  • 2017 yılının tamamında IFRS olmayan bulut ve yazılım gelirlerinde sabit kurda %6-8 artış bekleniyor.
  • Şirketin IFRS olmayan 2017 toplam gelirinin sabit kurda 23,2 milyar ile 23,6 milyar Euro aralığında olması bekleniyor.
  • 2017 yılı tamamında IFRS olmayan faaliyet kârının sabit kurda 6,8 milyar ile 7 milyar Euro aralığında olmasını bekliyor.

2020 Hedefleri Neler?

2017’nin yanı sıra daha uzun vadeli planların da paylaşıldığı SAP için 2020 hedefleri çok daha iddialı. Büyümenin ve bulut sistemlerinin daha ön plana çıkarıldığı raporda, 2020 hedeflerinin tutturulması, marka için çok parlak bir gelecek tablosu çiziliyor. Buna göre 2020 için öngörüler şöyle;

  • IFRS olmayan bulut abonelikleri ve destek gelirlerinde 8−8,5 milyar Euro artış
  • IFRS olmayan toplam gelirler 28−29 milyar Euro
  • IFRS olmayan faaliyet kârı 8,5−9 milyar Euro

9 Şubat 2017 tarihinde yapılacak özel bir etkinlik ile raporda belirtilen konuların detaylandırılması ve uzun vadedeki planların detaylı bir şekilde açıklanması bekleniyor. New York’ta düzenlenecek Sermaye Piyasaları Günü şirketin mevcut durumu ve gelecek planları için de detaylı bilgilere ulaşılmasını sağlayacak.

Sürdürülebilir mobil cihaz stratejileri %30 tasarruf sağlıyor

0

Yapılan güncel bir araştırmaya katılan BT satın alma profesyonelleri Avrupa’daki şirketlerin Sürdürülebilir Mobil Cihaz Stratejisi uygulayarak mobil cihazlar için yaptıkları harcamalardan ortalama %30 tasarruf ettiklerini söylüyor.

Satın alma profesyonelleri, önemli sürdürülebilirlik kriterleri ışığında mobil cihaz alımlarını titizlikle değerlendirmek suretiyle dizüstü bilgisayarlar, tabletler, hibrit cihazlar ve el terminali cihazlarının kullanım sürelerini neredeyse iki yıl kadar uzatabildiklerini belirtiyorlar. Bağımsız araştırma Opinion Matters araştırma şirketi tarafından Panasonic adına yapıldı ve Birleşik Krallık, Fransa, İspanya ve İsveç’teki bin şirketten BT satın alma profesyonellerinin görüşüne başvurdu.

Mobil cihazlar için daha az harcama yapmak mümkün

Araştırmaya göre bu stratejinin uygulanmasına yönelik öncül faktörler kurumsal sosyal sorumluluk ve çevre tabanlı endişelerin yanısıra finansal boyutta toplanıyor. Araştırmada, dizüstü bilgisayarlar, tabletler, hibrit cihazlar ve el terminali cihazlarının yanı sıra söz konusu cihazların aksesuarlarının kullanım sürelerinin artırılmasıyla toplam sahip olma maliyetinden tasarruf sağlamak, sürdürülebilir bir strateji düşünülürken başvurulan en önemli faktörler olarak gösterildi.

İşletmelerin, bir strateji uygulamaları sonucu en çok üzerinde durduğu tasarruf alanları arasında yeni cihazlar için yapılan harcamaların azalması (%42), pil harcamalarının azalması (%38), cihazların daha iyi şekilde geri dönüşümü (%37) ve cihazların toplam sahip olma maliyetlerinin azalması (%37) yer aldı.

BT satın alma profesyonellerinin %97’sindan fazlası sürdürülebilir mobil BT anlayışının iş öncelikleri için yüksek öneme sahip olduğunu söylüyor. Bugüne kadar şirketlerin %95’i dizüstü bilgisayar, hibrit cihaz, tablet ve el terminalleri için Sürdürülebilir Mobil Cihaz Stratejisi benimserken, bu şirketlerin %64’ü söz konusu stratejiyi son üç yıl içerisinde uygulamaya başlamış bulunuyor.

Panasonic Kurumsal Mobil Çözümler Pazarlama Genel Müdürü Jan Kaempfer araştırma sonuçlarıyla ilgili şu görüşü paylaşıyor: “Avrupalı şirketler, mobil cihaz alımında sürdürülebilir bir yaklaşım benimsemenin finansal ve çevresel faydalarını hızlıca kavramış durumda. Aksesuar ve çevrebirimlerin uzun vadeli uyumluluğu gibi pratik değerlendirmeler, işgörmezlik hızı, garantiler ve çalışma esnasında değiştirilebilen piller cihazların kullanım ömrünü artırırken, nihayetinde yeni cihazlar için yapılan harcamaları azaltıyor ve daha iyi toplam sahip olma şartları sağlıyor. Halen Sürdürülebilir Mobil Cihaz Stratejisi benimsemeyi bekleyen şirketlerse, önemli tasarruf imkânlarından yararlanamıyorlar. Ortalama olarak bu tasarrufun, yıllık mobil cihaz bütçelerinin %30’una denk geldiğini söyleyebiliriz.”

Lyft, Uber’i geçiyor mu?

Araç paylaşım uygulaması Uber, dünya çapındaki popülaritesi ile her yıl onlarca milyar dolar kazanan dev bir şirkete dönüştü. Ancak şimdi tahtı tehlikede olabilir çünkü rakip uygulama Lyft’in uygulama indirme sayıları, Uber’i geçmeye başladı.

29 Ocak tarihinde, Lyft’in ABD’deki uygulama indirme sayısı tarihinde ilk defa Uber’in indirme sayılarını geçti.

Trump politikası Uber’i vurdu

Bu ani değişimde, Trump’ın göçmen politikasını destekleyeceğini ilan eden Uber’e karşı başlatılan #DeleteUberCampaign kampanyasının da etkisi olduğu anlaşılıyor. Uber uygulamasını sildirmeye yönelik kampanya aynı zamanda yeni kullanıcıları da etkilemiş görünüyor. Öte yandan Uber uygulamasını silen kullanıcıların da Lyft’e geçiş yaptıkları düşünülüyor.