Çiftliklerde BovControl ile yeni dönem: ineklerin interneti geliyor

0

BovControl adı verilen yeni sistem, çiftlik işlerini çiftçiler adına daha da kolay hale getiriyor. Et ve süt üretiminin en üst seviyeye çıkararak verimin artması, hayvanların sağlık takibinin yapılması, gebe hayvanların ve yeni doğanların bakımlarının yapılmasında büyük bir kolaylık sağlayan BovControl, ilk denemelerinde oldukça beğenildi.

Sao Paulo’da bir gökdelende geliştirilen proje, kısa süre içerisinde sınırlarını aşarak popüler bir hale gelirken şu anda Brezilya’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar geniş bir alanda kullanılıyor. Marka her ne kadar 5 yıl önce kurularak faaliyete başlamış olsa da BovControl uygulaması, kurucu Danilo Leao’nun nesnelerin internetini farklı bir alana taşıması ile dikkatleri çekiyor. Evet, son yıllarda nesnelerin interneti dilimize dolanmış olsa da yeni tanım çok daha ilgi çekici: İneklerin İnterneti!

BovControl Küresel Açlığa Yardım Edebilir Mi?

Yeni uygulamanın temel amacının açıklanması oldukça dikkat çekti. Zira ineklerden maksimum verimin alınmasını hedefleyen bu proje sayesinde küresel açlığın iyileştirilmesinin amaçlandığı duyuruldu.

Uygulama Nasıl Kullanılıyor?

Uygulama için yapılan tanıtımlarda kullanımın oldukça basit olması da dikkat çekti. Kolay ve sade bir ara yüz, temel bilgi girişleri ve yapay zeka yardımı ile kullanıcılara sunulan uyarılar ve hatırlatıcılar. Çiftçilerin uygulamayı için ilk önce uygulamaya veri girişi yapması gerekiyor. 

Çiftlikteki tüm ineklerin doğum tarihi, ilaçları, aşıları ve ağırlığı gibi temek verilerinin girilmesinin ardından sistem çalışmaya başlıyor. Üstelik uygulama kullanımı sırasında internet bağlantısının olması zorunlu değil. Çiftçi çevrimdışı olduğunda, uygulama sunucularına bilgiler yüklenene kadar telefonda kayıtlı tutulur ve çevrimiçi olunduğunda tüm bilgiler sunucuya yüklenerek güvene alınır.

Uygulamada yapılacak işlemler bunlarla sınırlı olurken, hayvanların takip edilmesi ve kolay bir şekilde veri analizinin yapılabilmesi adına hayvanların kulağına ısıya duyarlı bir aparat takılıyor.

Uygulama Ne İşe Yarıyor?

İneklerin interneti olarak adlandırılan yeni sistem, bir ineğin gerektiği kadar fazla süt üretmediğini fark edebilir, doğum yapacak bir hayvanın doğumunu takip ederek doğum zamanında kullanıcıyı uyarabilir ve tüm bu durumlar için yapay zeka yardımı ile farklı öneriler sunabilir. Üstelik uygulama Bluetooth desteği sunan diğer araçlarla da uyumlu bir şekilde çalışabiliyor. Böylece ineklerin ağırlığının ölçülmesi sırasında eğer tartınız Bluetooth desteği sunuyorsa, elde edilecek veriler direk uygulamaya aktarılarak kayıt altına alınabiliyor.

BovControl, binlerce çiftlikte şu anda kullanımda. İnekler için özel olarak kulaklık etiketleri kullanıldığından dolayı uygulamada hayvanların ayırt edilmesi de oldukça kolay bir şekilde sağlanabiliyor. Aynı zamanda inek nüfusunun kalabalık olduğu bir çiftlikte tüm işlerin kağıt kalem ile yapılmaya çalışılması ve tekrar tekrar durumların kontrol edilmesi zorluk yarattığından dolayı BovControl tüm bu aşamalarda büyük bir kolaylık sağlıyor. 

Uygulamanın kullanıcı tabanı her hafta yüzde 3 ila yüzde 5 artıyor. Şirket 10 çalışan ile yola çıkarken, kısa sürede yaşanan gelişme ile birlikte şu anda 16 kişi ile hizmet veriliyor.

MacOS Sierra 10.12.4 ile gece modu geldi

0

MacOS Sierra 10.12.4, bu sabah geliştiricilere resmen sunuldu. Yeni güncellemede dikkat çeken ise Night Shift olarak adlandırılan gece modu özelliği oldu.

IOS 9.3 ile iOS cihazları için ilk kez tanıtılan Night Shift, bir cihazın ekranını mavi bir tondan sarı renk tonuna yavaş yavaş kaydırarak mavi ışığa maruz kalınmasını azaltmak üzere tasarlanmıştı. MacOS Sierra 10.12.4 ile birlikte bilgisayarlar içni de geliştirilen gece modu, böylece gece bilgisayarları ile çalışacak kişilerin göz sağlığını çok daha iyi hale getirecek ve kullanımda rahatlık sağlayacak.

Gece modunun Mac’te nasıl işlediğine ilişkin resmi olarak yayınlanan video sayesinde ilgili özelliği daha yakından inceleyebilirsiniz.

MacOS Sierra 10.12.4 Gece Modu Özelliği

Gece modu ile ilgili ayarlar, Sistem Tercihleri ​​ bölümünde yer alıyor. Bu bölümde, kullanıcılar günbatımı ve gündoğumuna göre özelliğin nasıl çalışacağını belirleyebiliyor. İstenildiği takdirde ise tüm bu işlemlerin otomatik bir şekilde yapılması da sağlanabilir. Üstelik ayarlarda manuel geçiş ve ekranın renk sıcaklığını tercihlere göre değiştirmek için de seçenekler var.

Ayarlar bölümünden Night Shift açılıp kapatılabiliyor.

Gece modu özelliği pek çok kullanıcı tarafından f.lux yazılımı ile sağlanıyordu. Sadece Mac’lerde değil, Windows gibi farklı işletim sistemleri ile uyumlu olan bu uygulama, kişilerin otomatik bir şekilde ekranını mevcut saate göre ayarlanmasını sağlıyordu. Ancak 10.12.4 macOS Sierra ile yerleşik bir özellik olarak gelen gece modu özelliği sayesinde üçüncü taraf uygulamasına olan ihtiyaç ortadan kaldırılıyor.

Gece modu özelliği için hazırlanan özel ayar penceresi.

MacOS Sierra 10.12.4, şu an sadece geliştiricilere açılmış durumda. Ancak yakın gelecekte genel beta test cihazları tarafından kullanılabilir duruma getirilecek. Güncellemenin tüm kullanıcılar için Mart veya Nisan ayında sunulması bekleniyor.

Vivaldi CEO’sundan Microsoft’a edge çıkışı

0

Vivaldi CEO’su Microsoft’u güncellemeler sonrasında varsayılan tarayıcı olarak Edye’yi geri yüklediği için eleştirdi.

Vivaldi Technologies’in CEO’su geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamalarında Microsoft’u hedef aldı. Windows 10’da varsayılan tarayıcı olarak gelen Edge’nin kullanıcılara zorla sunulduğunu söyleyen CEO, bu konuya dikkat çekti.

Edge İçin Microsoft Kullanıcıları Zorluyor!

CEO Jon von Tetzchner, Microsoft’un Edge’in düşük kullanımı nedeniyle endişelendiğini ve bunun da kabul edilebileceğini söylerken, her güncelleme sonrasında Edge’nin varsayılan tarayıcı olarak sistemde yer almasına tepki gösterdi. Microsoft’un bu hamlesi ile kullanıcıları zorladığını ve bunun da etik olmadığını belirten CEO, yaptığı açıklamalar ile dünya genelinde oldukça dikkat çekti.

Vivaldi’nin aynı adlı tarayıcısı, beta testini takiben Nisan 2016’da 1.0 sürümü ile tarayıcı sektörüne giriş yapmıştı. Bu tarih itibari ile yeni tarayıcı için oldukça olumlu yorumlar gelse de kullanım oranları istenilen seviyelerde değil. Tarayıcının Windows, OS X / MacOS ve Linux’ta uyumlu bir şekilde çalışabilmesi, farklı işletim sistemlerinde de Vivaldi deneyimi yaşanmasını sağlıyor. Fakat Computerworld’un yaptığı son ölçümler sonrasında hala Vivaldi’nin tarayıcı pazarındaki payının ölçülebilir durumda olmadığı görüldü.

CEO tarafından yapılan açıklamalarda mevcut durumun diğer bir yanına daha dikkat çekildi. Windows 10 güncellemeleri sonrasında varsayılan tarayıcı Edge olsa da çoğu kullanıcı bunun farkına çok daha sonra varıyor. Aynı zamanda kullanıcıların büyük bir kısmı da Windows 10’da varsayılan tarayıcı değiştirme konusunda zorlanıyor.

Microsoft’a Çağrı!

Von Tetzchner yaptığı açıklamada Microsoft’u uygulamayı durdurması için çağrı yaptı. Microsoft, von Tetzchner’in eleştirilerine ilişkin bir açıklama yapmadı.

NASA uzun yolculuklarda astronotları donduracak!

0

Mars’a insan göndermek için hazırlık yapan NASA, yolculuğu çilesiz hale dönüştürmek ve 200-300 gün sürmesi beklenen yolculuk boyunca astronotların ihtiyaç duyacakları gıda, su, egzersiz ihtiyaçları gibi yer kaplayan ve ağırlık yapan detayları elimine etmek için, astronotları dondurma yöntemini tartışıyor.

NASA’nın projesine göre, hem Mars’a hem de daha uzak gezegenlere insan gönderirken, astronotları, hiptotermia şartlarına benzer bir şekilde uykuya yatırmak mümkün olacak. Bilim kurgu filmlerinde onlarca yıldır işlenen bu temaya göre insanlar “torpor” adı verilen özel bir konumda dondurulacaklar. 

Hipotermia sonrasında hayvanlarda test edilen bu süreç, canlıların tüm fiziksel ve beyin aktivitlerinin son derece yavaşladığı ancak durmadığı bir yaşam durumu olarak tanımlanıyor.

Astronotlara burundan sıvı verilecek

Burundan sıvı almayı mümkün kılan RhinoChill isimli bir cihazla Astronotlara burundan verilecek özel bir sıvı sayesinde vücudun ve beynin torpor sürecine girmesi sağlanacak. Astronotların özel bir ısı seviyesini sabit tutan özel kapsüllere yerleştirilmesi sayesinde, uzun yolculuklar torpor sürecinde gerçekleştirilecek. Uzay gemisi hedefe varmadan birkaç gün önce RhinoChill cihazı astronotların vücudunu ısıtmaya ve uyandırmaya başlayacak. Böylece astronotlar aylar ve hatta yıllar sürecek uzay yolculuğunu, tamamen uyku sürecinde ve bilinçsiz şekilde geçirecekler, hedefe varmadan birkaç gün önce ise uyanıp yolculuğu sonlandırmak için gerekli hazırlıkları yapacaklar.

NASA için bu özel teknolojiyi geliştiren SpaceWorks şirketi, teknolojinin henüz teori aşamasında olduğunu ve gerekli donanımların geliştirilmesi, hayvanlar üzerinde testi gibi aşamalardan sonra insan testleri için izin alınması ve çok uzun bir test süreci gerektiğini hatırlatıyor. Ancak NASA şimdiden bu teknolojiye büyük yatırım yapmış durumda. Teknoloji 200 günlük Mars yolculuğuna yetişmese bile yıllar sürecek daha uzun yolculuklar için kullanılması kaçınılmaz olacak.

Global Game Jam, dünyayla aynı anda İstanbul’da yapıldı

0

İlk kez 2009 yılında başlayan ve oyun yapımcılarını bir araya getiren Global Game Jam (GGJ) maratonu, 20-22 Ocak tarihleri arasında tüm dünyayla aynı anda İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Halit Aydın Kampüsü’nde gerçekleştirildi. 2017 ayağı 95 farklı ülkede 700’ün üzerinde merkezde yapılan GGJ etkinliğine katılan oyun yapımcıları, ‘dalga’ temasına uygun oyunlar geliştirdi.

2 günde 13 oyun

Görsel tasarım, programlama, oyun tasarımı, müzik vb. pek çok alandan birbirini tanımayan katılımcının İAÜ Halit Aydın Kampüsü’nde yeni ve farklı bir ortamda bir araya gelmesiyle başlayan etkinlik, özellikle kendisini geliştirmek isteyen, sektörü tanımak ve kariyerini bu alanda sürdürmek için portfolyo hazırlayan tüm amatör ve profesyonel katılımcılar açısından önemli bir fırsat oldu.

İAÜ Güzel Sanatlar Fakültesi, Çizgi Film ve Animasyon Bölümü’nün organizasyonuyla Türkiye’de oyun yapımcılarını bir araya getiren etkinlikte 52 oyun yapımcısı, uykusuz geçen 2 gün 2 gece sonunda 13 oyun geliştirdi. İnovasyon, yaratıcılık ve iş birliği motivasyonu esas alan etkinlikte, katılımcılar ilk akşam tüm dünya ile aynı anda duyurulan ‘dalga’ teması çerçevesinde oyunlarını geliştirdiler ve tema çerçevesinde ortaya çıkardıkları oyunları etkinliğin son akşamında GGC internet sitesinde sundular.

Türkiye’deki oyun sektörünün ilerlemesine de önemli bir katkı sunan GGJ, bir yarışmadan ziyade iş birliği ve dostluğu esas alan, sinerji yaratmaya dayalı ve tamamen gönüllülük esasında gerçekleştirilen bir etkinlik. Oyun yapımı; görsel tasarım, programlama, oyun tasarımı, müzik gibi pek çok alandan insanın birlikte çalışmasını gerektiren karmaşık bir süreç. Etkinlikte katılımcılar ilk akşam duyurulan ortak bir tema etrafında oyun geliştiriyor, ardından geliştirilen oyun, etkinliğin son akşamında sunuluyor.

Yapı Kredi’den yapay zekalı verimlilik uygulaması

0

İTÜ ARI Teknokent yerleşkesi içerisinde 2015 yılında ofisini açan Yapı Kredi Teknoloji, Ar-Ge projelerinde verimliliğe odaklanarak geliştirdiği Safir, müşterilerden farklı kanallar aracılığıyla yazılı olarak gelen bankacılık işlem talimatlarını doküman içeriklerinden analiz ediyor ve çıkardığı işlem bilgilerini bankacılık ekiplerine yönlendirerek zamandan tasarruf sağlıyor. Yapı Kredi Teknoloji’nin hayata geçirdiği bir diğer önemli proje olan Akıllı Yönetim Sistemi (IMS) ise belirli bir zaman diliminde gelecek işleri önceden tahmin edebiliyor.

Verimliliği artıran akıllı yönetim sistemi

Yapı Kredi Teknoloji, İTÜ ARI Teknokent içerisinde, kısa zaman diliminde makine öğrenmesi ve doğal dil işlemede öncü uygulamaları hayata geçirdi. Yapı Kredi Teknoloji’nin finans alanının ötesine geçen ve farklı sektörlerin ihtiyaçlarına da cevap veren ürün ve çözümler üzerinde çalıştığını belirten Yapı Kredi Teknoloji Genel Müdürü Mustafa Dündar şu değerlendirmede bulundu:

“Yapay zeka ve doğal dil işlemeyi birleştirdiğimiz bu projemiz, müşterilerden yazılı olarak gelen bankacılık işlem talimat dokümanlarını, herhangi bir insan emeği olmadan tamamen yapay zeka ile anlayıp, işlem tipi ve detay bilgilerini çıkarmaktadır. Böylece yapay zeka ile dijitalleştirilen süreç, bir insan tarafından onaylanarak sonlandırılıyor. Türkiye’nin dijital bankası Yapı Kredi’de hali hazırda kullanılan bu teknoloji, yılda milyonlarca talimatı insan emeği olmadan işleyip bankacılık işlemlerini tek adımda onaya sunarak yapılabilir hale getirdi. Bu alanda, Safir dışında Türkçe doğal dil işlemeyi yapay zeka ile birleştiren bir başka yapı bulunmuyor. Bu projemiz ile de 2016 yılı En Başarılı Koçlular Yarışması ‘Dijitalleşenler’ kategorisinde 1.’lik ödülüne layık görüldük.”

Dijital dünyada aileler hangi alışkanlıkları kazandı?

Intel Security, evlerde kişi başına düşen internete bağlı cihaz sayısındaki artışla doğru orantılı olarak ortaya çıkan zorlukları ve yeni kazanılan alışkanlıkları araştırdı.

“Bağlı Dünyada Yeni Aile Dinamikleri” adlı araştırma sonuçlarına göre; ailelerin yüzde 76’sı çocuklarının yatağa internet bağlantılı bir cihazla girmesine izin verirken, ebeveynlerin sadece yüzde 23’ü çocuklarının internetteki hareketlerini takip eden güvenlik yazılımlarını kullanıyor.

Araştırma, ebeveynlerin evlerinde internet bağlantısını yönetmek için uygunsuz siteleri engellemek, cihazlarla harcanan süreyi kontrol etmek ve zaman zaman internetin bağlantısını tamamen kesmek gibi basit yöntemlere başvurma ihtiyacına dikkat çekiyor.

Akıllı ev sistemlerine ve internet bağlantılı cihazlara olan ilgi hızla artıyor. Gartner’in yayınladığı tahminlere göre, 2020 yılına dek evlerde 10,5 milyardan fazla internete bağlı cihaz olacak. Bu cihazların güvenliği ise henüz göz ardı edilen bir konu. Oysa hassas verilerin de saklandığı bu cihazlar uçtan uca korunmadığı takdirde bilgi hırsızlığı gibi yüksek riskler doğuruyor.

Cihazların yarattığı bu potansiyel riske değinen Intel Security Tüketici Güvenliği Baş Yöneticisi Gary Davis, “Teknolojinin sağladığı kolaylıklar tüketicilere yeni ve zengin deneyimler yaşatıyor. Ancak beraberinde de çok büyük güvenlik açıkları getiriyor. Bu nedenle ebeveynleri ailelerinin bu cihazlarla nasıl etkileşimde olduklarını etkin bir şekilde yönetmelerini sağlamak üzere desteklemeliyiz. Tüketiciler doğru güvenlik ve gizlilik önlemleri alındığında, kendilerini güvende hissederek akıllı bir evde yaşamanın tüm avantajlarından tam olarak yararlanmaya başlayacaklar” dedi.

Gelişen teknoloji için gelişmiş güvenlik önlemleri alınmalı

Dijital dünyada aktif olarak yaşayan ve çevrimiçi riskler konusunda endişe duyan ebeveynler çocuklarının cihaz kullanımını izlemek için halen eski yöntemleri kullanma eğiliminde. Araştırma sonuçlarına göre, ebeveynlerin yüzde 80’i, çocuğunun sorunlu bir kişi ya da bir siber suçlu ile çevrimiçi etkileşiminden endişe duyuyor. Ancak anne-babaların sadece yüzde 35’i, çocuğunun cihaz kullanımını kendi denetiminde tuttuğunu belirtiyor. Yüzde 23’ü ise bunu bir yazılım aracılığıyla yaptığını ifade ediyor.

Günümüzün dijital alışkanlıkları aile içi yaşamı değiştirdi

Akıllı telefon ve tabletlerin hızla yaygınlaşmasıyla birlikte aileler yeni bir yaşam şekli benimsemeye başladı. Aile içerisinde tartışılan konular ve kurallar da değişime uğradı. Örneğin; çocukların yatağa gidiş alışkanlıklarında önemli değişimler yaşandı. Ankete katılanların yüzde 32’si çocuklarının internete bağlı bir cihazla yatmak için tartışma yarattığını belirtiyor. Anne-babaların yüzde 76’sı çocuğunun internet bağlantılı bir cihazı yatağa almasına izin veriyor.

Elbette ebeveynler cihaz kullanımını izlemek için her zaman çocuklarının yanında olamıyor. Araştırma sonuçlarına göre, ebeveynlerin yüzde 34’ü, çocuklarının uygun olmayan bir web sitesini ziyaret ettiklerini daha sonra fark ettiklerini söylüyor.

Çocukların çevrimiçi etkileşimi kadar ekran başında geçirilen süre de ebeveynlerin yeni endişe konuları arasında. Araştırmaya katılan anne-babaların yüzde 48’i çocuklarının günde 1-2 saat ekran karşısında olmasına izin veriyor. Ebeveynlerin yüzde 20’si ise buna günde bir saatten az bir süre izin veriyor.

Bununla birlikte ebeveynler de kimi zaman çocukları gibi elektronik cihazları kullanmamaları gereken zamanları unutabiliyor. Ebeveynlerin %36’sı aile içi özel zamanlarda cihazlarıyla vakit geçirdikleri için çocukları tarafından eleştirildiklerini dile getiriyor.

Ailelerin güvende olması için ipuçları

Araştırmaya göre ebeveynlerin büyük bir çoğunluğu internetteki potansiyel tehlikeler hakkında çocuklarıyla konuşmanın öneminin farkında. Ailelerin yaklaşık yüzde 85’i çocuklarıyla internette yaşanabilen riskleri konuştuklarını belirtiyor.

Intel Security, bu riskler karşısında kullanıcıların korunabilmesi için ebeveynlerle bazı ipuçları da paylaştı:

Bilgilendirmeye erken yaşlarda başlayın: Çocuklarla çevrimiçi güvenlik hakkında ne kadar erken yaşta konuşmaya başlanırsa, büyüdüklerinde bunu bir alışkanlık haline getirmeleri o kadar kolaylaşır. Küçük yaşta çocuklar için “bilmediğiniz kişilerin e-postalarını açmayın” gibi basit kurallarla başlamak en iyisidir. Böylece çevrimiçi güvenliğin normal davranışın bir parçası olduğu algısı oluşturulur.

İyi örnek olun: Elektronik cihazlarla zaman çok hızlı akıyor ve çocuklar tüm alışkanlıklarını ebeveynlerini taklit ederek kazanıyor. Anne ve babalar, evde oldukları zaman sosyal ağlarda geçirdikleri süreyi kısıtlayarak ve akıllı telefon ya da tabletlerini bir kenara bırakıp ailelerine zaman ayırarak olumlu bir örnek oluşturabilirler.

Yabancıları uzak tutun: Çoğu çocuk, çevrimiçi cihazlarla erken yaşlarda tanışarak interneti normal hayatın bir parçası olarak algılayabiliyor. Bu da çocukların yanlış bir güvenlik duygusu içinde yetişmeleri ve tehlikeler karşısında bilinçsiz olmalarına yol açıyor. İnternetteki potansiyel riskleri bilmeyen çocuklar, onlardan yararlanmaya çalışan suçlular ve çocuk profili oluşturarak onları kandırmak isteyen kişilerle (catfish) fark etmeden etkileşime girebiliyor. Ayrıca bu sadece sosyal medyada değil, hizmet amaçlı kullanılan internet siteleri ve uygulamalarda da geçerli. Bu nedenle çocuklara herkesin bu sitelerde sahte hesap açabileceği, yanlış bilgi paylaşabileceği ve bu nedenle yabancılardan gelen istekleri reddetmeleri öğretilmeli.

Ev içi ağınızı kontrol altına alın: Evdeki internet ağı tüm bağlı cihazlarınızın merkezidir. McAfee Secure Home Platform gibi yeni çözümler bu ağa bağlı cihazların yönetimi ve korunmasını kolaylıkla sağlar. Aynı zamanda ebeveyn kontrol özellikleri ile ailedeki tüm kullanıcıların internet kullanımları kişiye özel tasarlanabilir ve izlenebilir.

Google I/O 2017 tarihleri belli oldu

0

Google’ın tüm dünyadan ilgi toplayan geliştiriciler konferansı I/O’nun 2017 tarihleri belli oldu.

17-19 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek olan Google I/O konferansı bu yıl da geçen yılki konferansın yapıldığı Kaliforniye/Mountain View’da yapılacak.

Google 2017’nin Google I/O duyurusunu ise doğrudan değil de, şifreli bir tweet ile yaparak dikkat çekti.

Bilgiler şifreli puzzle’da

Konferansın yapılacağı adresin lokasyon verilerini içeren bir puzzle yayınlayan Google böylece geliştiricilere eğlenceli bir davetiye de göndermiş oldu. Yine de şimdilik kayıt detayları belli değil.

Google’ın bu yılki I/O konferansında, 2017 boyunca öne çıkacak ürün ve hizmetlerini tanıtması ve sonraki yıllarda kullanıma girecek erken teknoloji çalışmaları hakkında geliştiricilere bilgi vermesi bekleniyor.

Firefox güncellemesiyle oyun performansı arttı, uyarı sistemi eklendi

0

Firefox yeni bir sürüme daha yükseltildi. WebGL 2 standardını destekleyen ilk tarayıcı olmayı başaran Firefox, bu alanda kullanıcılara daha fazla 3D grafiklerden faydalanma imkanı sunacak. WebGL 1’in sağlam temelini genişleten WebGL 2, pek çok önemli desteği sunarken oyun performansını arttırıyor. Kullanıcılara sağlanacak kaliteli oyun deneyimi aynı zamanda geliştiricilerin web üzerinde daha ilgi çekici görsel içerik oluşturmalarını sağlayacak. WebGL2 standardı Firefox ile Windows, MacOS ve Linux’ta desteklenecek. Firefox 51 sürümü ile gelen yeni özellik güncelleme ile cihazlara alınabilir.

Firefox tarafından paylaşılan özel bir demo ise şöyle;

Firefox Uyarı Sistemi Geliyor!

Oyunlar için sağlanan desteğin yanı sıra Firefox için kullanıcılar daha güvenli bir ortama kavuşacak. Firefox yeni sürümü ile e-posta hizmeti veya banka şifrelerini toplayan, ancak HTTPS ile güvence altına alınmayan web sayfası, potansiyel tehditler olarak daha net bir şekilde vurgulanacak ve kişiler bu web sitelerine karşı uyarılacak. Bugüne kadar Firefox, bir web sitesinin güvenli olduğunu yeşil bir kilit simgesi ile gösteriyordu. Yeni sistem ile birlikte mevcut uyarılar ise şöyle görülecek;

 

Önceki sistemde güvenli siteler için kullanılan uyarı sistemi
Önceki sistemde güvensiz siteler için kullanılan uyarı sistemi
Yeni sistemde güvenli siteler için kullanılan uyarı sistemi

Site ile ilgili detaylı bilgilere kilit üzerine tıklayarak öğrenebilecek kullanıcılara detaylı uyarılar gösterilecek. Bu uyarılar ise şöyle;

“Bağlantı Güvenilmez”

“Bu sayfa kişisel bilgileri tehlikeye atabilir”

2017 Ocak için internet raporu paylaşıldı

0

Her sene We Are Social, internet, mobil ve sosyal medya kullanımındaki güncel istatistikler için yıllık raporunu sunuyor. Yeni yıl itibari ile yeni web gelişmelerini yansıtan güncel bilgiler ve istatistikler 106 sayfalık raporda toplandı. Sosyal medya yardım aracı Hootsuite ile ortak bir çalışma yapan ajans,  dijital dünyadaki son istatistiklerin ve trendleri bir araya getirmek için 238 ülkeden veri topladığını açıklarken, ortaya muazzam bir çalışma çıkmış durumda.

İnternet Raporu Neler Diyor?

2017, internet kullanımında önemli bir kilometre taşını oluşturacak. Dünya nüfusunun yarısı artık internete bağlı. Bu, son bir yıla kıyasla toplam web kullanıcısı sayısındaki yüzde 10’luk bir artış olduğunu gösteriyor. Sosyal medya, yüzde 37’lik etkileyici bir toplam penetrasyonu elde etmek için, yıllık yüzde sekizlik bir sağlıklı büyüme elde etti. 2.789 milyar sosyal medya kullanıcısının 2.539 milyarı cep telefonları üzerinden bağlandı ve mobil kullanımında da oldukça etkileyici bir yıl geride bırakıldı.

Altta yer alan görselde, Birleşik Arap Emirlikleri internet erişiminde vatandaşların yüzde 99’unu kapsam altına alarak birinci sıraya görülüyor. En düşük kullanım oranı ise Kuzey Kore’de.  Bu istatistiklere göre Kuzey Kore’de internet kullanan kişi sayısı sadece 16 bin.

İnternet kullanımına göre We Are Social, mobil taramanın şu anda dünya internet trafiğinin yarısını oluşturduğunu ve yıllık mobil cihaz kullanım oranının yüzde 30’luk bir artış kaydettiğini söylüyor. Aşağıda yer alan raporda, mobil kullanım pastanın en büyük payını alırken, bilgisayar için yüzde20 oranında bir kayıp yaşanmış durumda.

106 sayfadan oluşan rapor ise şöyle;

Microsoft Windows 10 güvenliğini kolaylaştırıyor

0

Microsoft güvenlik konusunda kullanıcıların işini kolaylaştırmak adına Defender Güvenlik Merkezi’nin devreye alınacağını duyurdu. Yeni özellik ile birlikte antivirüs, tarayıcı kontrolleri ve uygulama ayarlarını tek bir pencerede hızlı bir bakış ile görülebilecek.

Ortalama bir kullanıcı için PC güvenliğini sağlamak çok kolay değil. Özelikle güvenlik noktasında temel bilgileri olmayan kişilerin kısa sürede mağdur duruma düşmesi mümkün. Bu nedenle Microsoft, Windows Defender Güvenlik Merkezi’ni Nisan ayında gelecek Windows 10 Creators Güncelleştirmesinin bir parçası olarak tanıtarak, güvenlik noktasında kullanıcılara kolaylık sağlayacağını duyurdu. Yeni sistem sayesinde koruma, performans ve daha pek çok önemli konuda ayarlar ve mevcut durumu tek ekrandan takip edebilmek mümkün olacak. Üstelik Microsoft’un bu konudaki en önemli amacı bilgisayarın sürekli güvenli olduğunun takip edilmesi ve güvenliğin önemsenmesi.

Microsoft Defender Security Center ekran görüntüsü

Yukarıda yer alan görselde de görülebileceği gibi bir bakışta beş farklı konuda kontrol sağlanabiliyor. Bu 5 madde ise şöyle açıklanabilir;

  1. Virüs ve tehdit koruması

Bu bölümde Windows Defender ya da üçüncü taraf uygulamaların kullanıldığı bilgisayarın güvenlik durumu kontrol edilebilir.

  1. Cihaz performans ve sağlığı

Bu bölümde ise bilgisayar için güncellemeler, sürücüler, depolama kapasitesi ve pil ömrü gibi bilgiler görülebilir. Üstelik temiz bir Windows kurulumu yapılması gibi desteklere de bu pencere üzerinden erişilebilir.

  1. Firewall ve ağ koruması

Ağ sorunlarını görmenizi ve bunlarla ilgili sorunları gidermeniz noktasında bu bölüm oldukça faydalı araçlara sahip.

  1. Uygulama ve tarayıcı kontrolü

Potansiyel kötü amaçlı siteler, tanınmayan uygulamalar ve dosyalara karşı uyarı veren alan, bilgisayar güvenliği için en önemli bölümlerden birisi.

  1. Aile ayarları

Çocuklarınızın çevrimiçi etkinliklerine ilişkin raporları kontrol edebileceğiniz ve görebileceğiniz alandır.

Windows Defender Güvenlik Merkezi ve diğer birçok yeni özellikler, belirtildiği gibi bu yılın Nisan ayında gelecek. İşletim sistemine yönelik Windows’un pek çok yeniliğini içerecek güncellemeler ile Windows 10 çok daha güçlü bir hale gelecek.

Hazırlanan tanıtım ise şöyle;

Sosyal medyada erkekler “like” konusunda daha hassas

İnsanlar arkadaşlarına gösteriş yapmak, mümkün olduğunca çok “like” almak ve kendileri hakkında iyi hissetmek için sosyal medya üzerinde farklı tavırlar sergileyebiliyorlar.

Bazıları ise çevreleri tarafından kabul görmek için uğraşırken gerçekleri saptırmaktan ve hayatlarını olduğundan daha iyi göstermekten geri kalmıyor. Kaspersky Lab’in araştırmasına göre, her on kişiden biri sosyal medyada daha fazla insanın beğenisini toplamak için gerçeği çarpıtıyor.

Araştırma ayrıca, beğeni peşindeki erkeklerin kadınlara oranla özel hayatlarını daha fazla paylaştığını gösteriyor. Türkiye’de on erkekten biri (%7), kadınlara (%3) kıyasla kendilerine ait müstehcen fotoğraflarını yayınlayabiliyor ve %9’u da arkadaşlarının vücutlarını açığa vuran bir şeyler giydikleri fotoğraflarını yayınlıyor.

Türkiye’de sosyal medya kullanıcıları

Türkiye’deki sosyal medya kullanıcılarının %16’sı, dikkat çekmek ve çok sayıda “like” almayı garantilemek için bir yerdeymiş gibi görünüyor veya yapmadığı halde bir şeyler yapıyormuş gibi davranıyor. Bu oran erkeklerde %18’e yükseliyor: Birçoğu hayatlarını gerçekçi bir şekilde paylaşmak yerine sosyal medyada ilgi çekmeyi tercih ediyor.

Araştırma, erkeklerin sosyal medyada “like” alma konusunda daha hassas olduğunu; beğeni toplamak için kadınlara oranla arkadaşları veya işverenleri hakkında utanç verici veya gizli olan şeyleri ortaya çıkarma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Türkiye’deki erkeklerin %11’i kadınların %9’una kıyasla iş arkadaşıyla ilgili gizli bir bilgiyi açığa vurabileceklerini; %10’u işverenleriyle ilgili gizli bir paylaşım yapabileceklerini; %7’si de kadınların %5’ine göre bir arkadaşı için utanç verici olan bir şeyi ortaya çıkarabileceklerini belirtiyor.

Kadınlar umdukları gibi “like” almazlarsa üzülüyor ve hayal kırıklığına uğruyorlar. %23’ü, paylaşımlarını az sayıda kişinin beğenmesi halinde arkadaşları arasında popüler olmadıklarını düşünüyor; bu oran erkeklerde %21. Erkeklerin %23’ü ayrıca, kendileri için önemli olan biri onları “like”lamazsa üzüldüklerini de itiraf ediyor.

Erkeklerin, kendilerini ve arkadaşlarını gözler önüne seren içerikleri postalayarak “like” alma konusunda kadınlara oranla daha ileriye gidebilme eğilimine sahip olduklarını belirten Würzburg Üniversitesi’nden Medya Psikoloğu Dr. Astrid Carolus, erkeklerin sosyal uyuma daha az odaklanmış olduklarını ve bu nedenle daha çok risk almak isteyebileceklerine de değiniyor. Carolus, “Erkeklerin %15’i kadınların %8’ine kıyasla, alkol etkisi altındaki bir arkadaşının fotoğrafını çekebileceğini; %7’si kendini açığa vuran bir fotoğrafını yayınlayabileceğini; Başka bir %7’lik dilim de kadınların sadece %3’üne kıyasla, kendilerine ait müstehcen bir fotoğrafı yayınlayabileceğini açıklıyor” diyor.

Güvenlik açığına dikkat

Kaspersky Lab Sosyal Medya Başkanı Evgeny Chereshnev de konuya ilişkin aynı fikirde olduğunu belirtirken, aynı zamanda uyarıyor: “Sosyal medyadaki bu davranış biçimi insanları riske sokabilir. Sosyal onaylanma adına yapılan bu araştırma da gösteriyor ki, insanlar paylaşacakları içerik ile neyin gizli tutulması gerektiği arasındaki sınırı görmeyi bıraktılar; fakat hem kendimizin hem de başkalarının gizliliğini korumak önemlidir. Araştırmaya katılanların %58’i, fotoğraflarının arkadaşları tarafından herkesin görebileceği şekilde paylaşılmasından rahatsız olduğunu belirtiyor. Sonuçta, insanlar sosyal medyada paylaştıkları bilgiler konusunda daha bilinçli olmalı ve kendilerini ve sevdiklerini siber tehditlere karşı korumak için cihazlarına güvenlik yazılımı yüklemeli.”

Alibaba strateji değişikliği ile büyümesini sürdürüyor

Çinli perakende devi Alibaba Group Holding, bulut ve dijital medya girişimlerine odaklanması ile birlikte gelirlerini arttırmayı başardı. Markanın üçüncü çeyrek gelirinde yüzde 54’lük artış yaşandığı açıklandı. Bu rakamlar analistlerin tahminlerinin dahi üstünde yer aldı.

Alibaba, Çin e-ticaret piyasasının doygunluk belirtileri göstermeye başlamasıyla birlikte bulut, yapay zeka ve lojistik projeleri ile yeni gelir alanları yaratmaya başladı. Gelir artışına ilişkin paylaşılan son raporlarda yüzde 48’den yüzde 54’e doğru bir artış yaşandığı ifade edildi.

Alibaba Elektronik Ticaret Gelirlerinin Payı Azalıyor

Alibaba’nın farklı alanlardan gelir elde etmeye başlaması, gelir dağılımında elektronik ticaretin payını düşürüyor. Öyle ki geçen yılın üçüncü çeyreğinde elektronik ticaret gelirinin payı yüzde 92 olurken son dönemde bu oran yüzde 87’ye geriledi.  Yaşanan artış ve olumlu tablo, şirketin hissedarlarına da kazandırdı. Hissedarlar için net gelir yüzde 43 artış gösterdi ve böylece 2.57 milyar dolara yükseldi.

Biten çeyrek ile ilgili Alibaba tarafından yalpan açıklamalarda önemli detaylar da paylaşıldı. Buna göre önemli detaylar şöyle;

  • Gelir, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 54 artışla 7.669 milyon ABD doları oldu.
  • Temel ticaret gelirleri, yıllık bazda yüzde45 artışla 6,708 milyon dolara yükseldi.
  • Bulut bilişim gelirleri yıllık bazda yüzde 115 artarak 254 milyon ABD dolara yükseldi
  • Dijital medya ve eğlence gelirleri yıllık bazda yüzde 273 artarak 254 milyon ABD dolara yükseldi.
  • Yeni girişimlerinden elde edilen gelirler yıllık bazda yüzde 61 artışla 122 milyon ABD Dolara yükseldi.
  • Bulut bilişim sektörü müşteri sayısı 651.000’den 765.000’e yükseldi.
  • Net gelir 2.471 milyon ABD doları, operasyonlardan elde edilen gelir ise 976 milyon ABD doları oldu
  • Serbest nakit akışı 4.915 milyon dolar oldu.

Tesla 3 ay içinde tam otonom sürüşe geçiyor

0

Tesla’nın patronu Elon Musk, yeni yayınladıkları “Geliştirilmiş Otopilot” uygulamasını 3 veya 6 ay içinde “tam otonom” sürüşe çevireceklerini açıkladı.

Yeni yayınlanan Enhanced Autopilot uygulaması Tesla otomobillerinin çok daha gelişmiş biçimde, “sürücüsüz” şekilde hareket edebilmesini sağlıyordu. Yeni uygulama, araçların otobanda zigzaglar yapabilmesini, aşırı virajlı yollarda daha konforlu sürüş sergilemesini, karmaşık şehir içi yollarda çok daha güvenli şekilde hareket edebilmesini sağlıyordu.

Sürüş asistanı mı yoksa tam otonom sürüş mü?

Aslında Tesla bu uygulama sayesinde otomobillerine pratik olarak otonom sürüş teknolojisi kazandırmış bulunuyordu ancak yasalar henüz bu özelliğe izin vermediği için uygulamanın tanımı “sürüş asistanı” olarak geçiyordu.

Ancak Michigan’da yürürlüğe giren yeni trafik yasası şehir içinde tam otonom otomobillerin kullanımına izin verdiği için Tesla, Michigan yasalarına göre otonom olarak adlandırılmış uygulamasını kullanıma sokacak.

Tesla araçlarının hepsinde şu anda 8 kamera, 1 radar ve 360 derecelik ultrasonik donanıma sahip. Tesla araç satılırken bu kameraların 4’ünü aktifleştiriyor ve aracı “sürüş asistanı teknolojisi” ile satıyordu. Dileyenler “tam otonom” sürüş uygulamasını satın aldığında firma 8 kamerayı da kullanıma açıyor.

Siber tehditlere Bitdefender, HVI ile kalıcı çözüm getiriyor

0

Uluslararası pazarın en güçlü markalarından birisi olan Bitdefender, Citrix Zirvesi 2017’de yeni projelerini tanıttı.

9 Ocak ile 11 Ocak tarihleri arasında California’da gerçekleştirilen etkinlik, sektör için önemli gelişmeleri sunarken, zirvede dikkat çeken yeniliklerden bir tanesi Bitdefender Hypervisor Introspection olarak adlandırılan Bitdefender’ın yeni servisi oldu.

Bitdefender HVI Ne?

Kısaca Bitdefender HVI olarak adlandırılan Bitdefender Hypervisor Introspection servisinde temel amaç sistemleri kalıcı tehditlere karşı yüksek düzeyde korumak. XenServer API’ler ile uyumlu bir şekilde çalışabilen yeni servis, pek çok noktada avantaj sağlıyor. Hedef odaklı saldırı,  bilinmeyen tehditleri algılama başarılı bir şekilde çalıştığı gibi hypervisor desteği ile bu işlemler çok daha yüksek seviyelerde yapılabiliyor.

İşletmelere Özel Çözümler

Konuyla ilgili tanıtımlarda Citrix Çekirdek Altyapı Ürün Pazarlama Müdürü Marc Trouard-Riolle görev alırken, Riolle “Citrix XenServer, Bitdefender ile çalışarak, sanal makine iç gözlemesine sahip ilk ticari hipervizör haline geldi ve müşterilerin hipervizör düzeyinde gelişmiş güvenlik tehditlerini kolayca algılamalarına ve engellemelerine olanak tanıdı. Hypervisor Introspection gerçekten siber güvenlik dünyasında bir oyun değiştirici. Müşterilerimiz için sofistike bir çözüm, ancak XenServer dağıtımının bir parçası olarak kullanımı kolay.” diyerek sistemi kısaca özetledi.

İşletmeler Bu Çerçeveden Nasıl Yararlanabilir?

İşletmeler için çok büyük kayıpları önleyebilecek olan bu sistem için verilen bir örnek, durumu en iyi şekilde anlatıyor. Bu teknolojinin kullanılmış olması halinde, Bangladeş Merkez Bankası’ndan 81 milyon dolar çalınmasının önüne geçilebileceği açıklandı. Aynı zamanda pek çok farklı bakanın özelikle SWIFT platformundaki açıklar nedeniyle zarar görmesi de yine HVI ile önlenebilirdi. Öyle ki HVI kötü niyetli saldırı teknikleri tanınmasını, APT yaşam döngüsü zincirini kalıcılık elde etmeden durdurmasını ya da kuruluşla uzlaşmasını sağlıyor.

Sektörde Gelecekte Beklentiler Ne?

Siber güvenlik alanında geleceğe yönelik yapılan tahminlerde tablo oldukça riskli görünüyor. Öyle ki sadece siber güvenlik için 1 trilyonu aşan harcamanın yapılması bekleniyor. Bu doğrultuda 2021 yılına kadar pazarda yapılacak harcamalar 6 trilyonu aşacak. Tüm bu süreç kuşkusuz siber güvenliğin yüzde 100 oranında sağlanmasını mümkün kılmayacak ve bu süre içerisinde her gün milyonlarca insan siber saldırıların hedefinde olacak ve çoğu kişi çeşitli mağduriyetler yaşayacak.

Üzgünüz diyerek 250 bin dolar istiyorlar

0

Geçen yıl Ukrayna’ya yönelik siber saldırılarda tespit edilen KillDisk truva atının yeni versiyonu, siber suçlular tarafından bu kez fidye yazılımı olarak kullanılıyor. KillDisk, şifrelediği dosyaların kullanıcılarından ‘üzgünüz’ diyerek 250 bin dolar fidye talep ediyor.

Adından da anlaşılacağı gibi tam bir yok edici olan KillDisk zararlı yazılımı, geçmişte Ukrayna’daki elektrik şebekelerine yönelik siber saldırılarda kullanılmış, sistemleri kilitlemiş, hatta bazı sistem disklerini de tamamen çalışamaz hale getirmişti.

ESET Güvenlik Uzmanı Robert Lipovsky, KillDisk’in yeni bir türevini tespit ettiklerini duyurdu. Ancak bu yeni KillDisk eskisinden de karanlık işler yapabiliyor. KillDisk, bilgisayar sistemlerindeki verileri şifreleyerek fidye talep ediyor. Ayrıca bu kez sadece Windows değil, Linux sistemleri de tehdit ediyor. Bu son hamle ile saldırganlar özellikle pek çok kurumsal yapıda kullanılan Linux’u da hedeflerine ekleyerek saldırı alanlarını genişletmiş oldular.

Dudak uçuklatan fidye talebi

Sistemlere bulaşan yeni KillDisk, dosyaları şifreledikten sonra kullanıcıya ‘üzgünüz’ diye başlayan bir mesaj gönderiyor ve 250 bin dolara karşılık gelen 222 Bitcoin para ödeme talep ediyor.

Mesaj şöyle:

Üzgünüz, ama verilerinizin şifrelenmesi başarı ile tamamlandı, bu durumda verilerinizi kaybedebilir veya 1Q94RXqr5WzyNh9Jn3YLDGeBoJhxJBigcF blockchain.info ile 222 btc ödeme yapabilirsiniz. İletişim: e-mail:[email protected]

Neden fidye yazılımına dönüştürüldü?

Saldırıları inceleyen Robert Lipovsky’ye göre, Ukrayna’daki enerji şebekelerinde görüldüğü gibi yakın geçmişte siber casusluk ve siber sabotaj operasyonları için kullanılan KillDisk’e fidye yazılımı işlevselliğinin eklenmesi biraz alışılmadık gibi görünüyor. Lipovsky şunları söylüyor: “Yaklaşık 250 bin dolar tutarındaki yüksek fidye yüzünden mağdurların ödeme yapma olasılığı çok düşük ve ayrıca ödeseler bile mağdurun verilerini geri alma şansının zayıflığı göz önüne alındığında, bu gerçek bir fidye yazılımı saldırısı yerine daha çok tabuta çakılan son çiviye benziyor.”

Ödeme yapmayın, yedekleme yapın

Lipovsky, açıklamasını şöyle sürdürüyor: ”Gerçek amaç ne olursa olsun, her zaman yaptığımız tavsiyemiz hâlâ geçerlidir. Fidye yazılımının bir kurbanı olduysanız, verilerinizi geri alma garantisi olmadığı için ödeme yapmayın. Bunun yerine, yedeklemeler, güncellenmiş yazılımlar ve saygın bir güvenlik çözümü ile önceden önleme üzerine odaklanın.”

Amazon Prime Video 14 komedyene sıfır sansür vaat etti

0

Netflix ile başlayan orjinal içerik sektöründe farklı gelişmeler yaşanıyor. Sektörde Netflix’e rakip olmaya çalışan Amazon’un aboneliğe dayalı video stream hizmeti Amazon Prime Video için önemli bir gelişme duyuruldu. Amazon tarafından yapılan anlaşma ile birlikte 14 yeni komedyen için 0 sansür kuralı uygulanacak. Huffington Post’ta yer alan habere göre anlaşma dahilinde hazırlanacak orijinal videolar sıfır sansürle 60-80 dakika uzunluğunda olacak ve sadece Amazon Prime Video’da gösterilecek. Bu bakımdan Prime Video üyeliği olan kişiler bu içerikleri platformda izleyerek sansürsüz komedi keyfi yaşayabilecek.

Amazon Prime Video Hangi Komedyenleri Ekrana Getirecek?

Amazon tarafından anlaşma imzalayan komedyenler arasında Verma, Sorabh Pant, Kanan Gill, Kenny Sebastian, Zakir Han, Biswa Kalyan Rath, Naveen Richard, Anuvab Pal, Varun Thakur, Azeem Banatwalla, Neville Shah, Aadar Malik ve S Aravind yer alıyor.

Görünüşe göre Amazon, özellikle orijinal içerikleriyle Hindistan gibi kabalık bölgelerdeki etkinliğini arttırmaya çalışıyor. Şirket Aralık 2016’da yaptığı açıklamada Hindistan dahil olmak üzere 200 ülkede Prime Video servisinin kullanıma sunulduğunu duyurmuştu. Amazon’un bu hamlesi öncesinde aslında Netflix 2016’nın Eylül ayında Hindistan’da orjinal stand up komedi dizisi üzerine bir atılım gerçekleştirmişti. Bu hamlenin hemen ardından Amazon Prime Video ile Amazon’un da devreye girmesi oldukça dikkat çekici.

Konuyla ilgili yapılan değerlendirmelerde ise içeriklerin farklı platformlarda yayınlanması ihtimali üzerinde duruldu. Hindistan Ceza Kanunu’nun 292. Maddesi 294. Bölümü (Kamusal alanda müstehcenlik yasası) gibi düzenlemeler sansürsüz içerikler üzerinden sorunların yaşanabileceğini gösteriyor.

Netflix orjinal şovlara yatırımını sürdürüyor

0

Netflix, 19 yıllık geçmişinde en büyük çeyreği geride bırakmayı başardı. Piyasada büyük bir beklenti yaratan abone sayısında güncellenen son rakamlara göre 750 milyon abone geçildi ve böylece piyasadaki beklentiler de karşılandı. Netflix’in bir yıl önce 190 ülkede gerçek zamanlı aktarım hizmetini başlatması rakamların kısa süre içerisinde artmasını sağlarken, Netflix için yapılan açıklamalar ve raporlar da son durumu gözler önüne seriyor. Öyle ki şu anda Netflix abonelerinin yüzde 47’si ABD dışında başka bir yerde.

Netflix’te Son Rakamlar Nasıl?

Netflix için satışlar da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36’lık bir artış yaşandı. 2,48 milyar dolara çıkan satışlar Netflix’in başarılı bir yılı geride bırakmasın sağladı. Hissedarlar için bu önemli bir gelişme olarak görülürken tüm bu olumlu gelişmeler sayesinde Netflix’in hisseler yüzde 8 artış gösterdi ve 143.46 Dolar seviyesine yükseldir. Netflix için yaşanan bu artış sonrasında 60 milyar dolar değerinde bir markanın oluşması sağlandı.

Netflix Orjinal Şov Yatırımları Kazanca Dönüşüyor!

Netflix için en önemli gelişme ise orjinal içeriğe yapılan yatırımların artık kazanca dönüşmesi. Uzun zamandan beri orijinal içerikler ile sistemi destekleyen yönetimi Netflix için bu konuda başarıya ulaşmış durumda.  Sadece 2016 yılında Netflix, orjinal içerikler için 5 milyar dolar yatırım yaptı. Netflix’in gelişimi Google’da dahi görülüyor. Yapılan uluslar arası aramalarda özelikle aranan 10 kişinin 5’i Netflix’in orijinal içeriklerinde yer alan isimlerdendi. Markanın yeni planları ise 1000 saatlik yeni içerikler için 6 milyar dolarlık yatırım yapmak. Bu rakamlara bakıldığında 2016’ya göre iki kat bir artış yaşanacağı söylenebilir.

ABD’ye yönelik yapılan yeni araştırmaya göre (Parks Associates verilerine göre) ABD’de genişbantlı tüm evlerin yarısı Netflix aboneliğine sahip.

Google Voice modern tasarım ile geliyor

0

Bu ayın başında Google Voice güncellemesi yapıldı. Google yeni sürümü ile birlikte mobil ve web üzerinden VoIP arama servisinin yenilenmiş bir sürümünü başlatarak bu alanda fark yaratmayı başardı ve oldukça dikkat çekti. Yıllardan beri Google Voice için büyük bir yenilik yapılmadığından dolayı geliştirmelerde tasarıma da ağırlık verildi. Yeni Google Voice ile birlikte artık fotoğraf paylaşımı, grup sohbetleri, sesli mesaj transkripsiyonu gibi birkaç yeni özellik de içeriyor.

Google Voice Yeni Özellikleri Neler?

Yeni uygulamada, gelen kutusu, kısa mesajlar, aramalar ve sesli mesajlar için ayrı sekmelerin oluşturulduğu görülüyor.  Görüşmeler sürekli bir dizinde olacağından dolayı görüşmelerin kontrol altında tutulması da mümkün. Voice sonrasında piyasaya sunulan Hangouts uygulamasının Voice uygulamasını geri planda tutacağı şeklinde yorumlansa da beklenen olmadı. Kullanıcılar bu uygulamadan vazgeçmek istemedi. Google bu endişeleri gördüğü gibi Voice için büyük bir adım daha atmaya karar verdi ve yeni değişikliği başlattı. Güncellenmiş Voice uygulaması, aşamalı olarak kullanıma sunulduğundan dolayı birkaç hafta içinde kullanıcıların yüzde 100’üne ulaşması bekleniyor. Uygulama için ilk güncelleme Android işletim sistemleri alacak. Sonrasında ise iOS’a gelecek.