Google, 24 Ocak’ta klasik Google+ ara yüzünü terk ederek yenilenecek

0

Google+ için yeni bir sisteme geçiş yapacak Google, 24 Ocak tarihi itibari ile klasik kullanıcı ara yüzün devre dışı bırakılacağını açıkladı.

Google tarafından 2015 yılında yapılan Topluluklar ve Koleksiyonlar lansmanıyla ile birlikte yeni bir döneme girileceği açık bir şekilde belirtilirken, 2015 yılından beri yapılan geliştirmeler sonrasında Google+ için beklenen açıklama geldi. Kullanıma sunulduğu ilk günden itibaren Google için hiçbir zaman istenen düzeyde olmayan ve kullanıcıların ilgi göstermediği Google+ yenilik ile birlikte farklı bir tasarım ve kullanım sunacak.

Şu Anda İki Sistem Kullanılıyor!

Ara yüzler üzerinden yapılan değişikliklerde şu anda iki sistemin de kullanılmasına izin veriliyor

Google+ girişi sonrasında sol alt köşede yer alan link sayesinde geri dönmek mümkün. Fakat geri dönüş sonrasında Google uyarısı ekranda beliriyor ve yakında yapılacak değişiklik hakkında bilgiler veriliyor.

Google+ Değişikliği Resmen Açıklandı

Google+ ürün yöneticisi Danielle Buckley tarafından yazılan bir blog yazısında detaylar paylaşılmış durumda. Buckley yaptığı açıklamada yeni Google+ servisinin çok daha kullanıcı odaklı olduğunu söylerken, yeni servis sayesinde kişilerin ihtiyaçlarını daha iyi bir şekilde karşılayabileceği vurgulandı.

Yenilenen Google+ tasarımın yanı sıra pek çok farklı özelliğin de kullanıcılara sunulmasını sağlayacak. Bu bakımdan yeni sistem hakkında yapılan haberlerin büyük bir bölümünde kullanıcıların kafalarında bazı soru işaretleri oluşturulmuş durumda. Peki, yeni sistemde neler olacak, neler değişecek?

Özellikle kafası karışan ve değişim için detaylı bilgi almak isteyenlere yönelik bazı detaylara değinelim. 2015 ile başlatılan bu macerada aslında Google+ için sosyal medyadan ziyade içeriğin ve fotoğrafların ön plana çıkarıldığı bir web sitesine dönüş.

Yeni sistemde kullanıcılara daha fazla yorum denetleme yetkisi veriliyor. Kişiler yorumlar arasından beğenmediklerini ya da uygun bulmadıklarını gizleyebileceği gibi artık daha iyi ve güzel yorumları üst bölümlerde tutabilecek. Üstelik bu özelliğin default olarak geleceği ve kişilerin yorum kontrolleri ile düşük kaliteli yorumları görebileceği belirtiliyor.

Diğer bir güncelleme fotoğraflar için yapılacak. Fotoğraflar için yapılabilecek zoom gibi farklı işlevler etkin bir şekilde kullanılacak. Fotoğraf görüntülenmesi sırasında daha az beyaz alanın görülmesi sağlanarak, fotoğrafın ekranda daha büyük bir alanda görüntülenmesi sağlanacak.

Ve en önemli özellik Google+ etkinlik olacak. Kişilerin farklı paylaşımlar yapabileceği yenilenen sistemin en çok dikkat çeken özelliği etkinlikler. 24 Ocak itibari ile kullanıcılar, etkinlik oluşturup etkinliklere de katılabilecek.

Yeni ara yüzden ve özelliklerden görüntüler ise şöyle;

Yukarıda yer alan resimde görüldüğü gibi fotoğraflar için kullanıcıların düşük kalitedeki yorumları göster gibi seçeneklerin olduğu özel bir ayar bölümüne erişimi olacak.

Aynı zamanda sistemin otomatik bir şekilde bu yorumları gizleme özelliği olduğu için kişiler Google sayesinde bu yorumlardan kurtulacak ve engellenen yorumlar istenilen zamanda görülecek.

Google’ın can alıcı özelliklerinde birisi olacak zoom, fotoğrafların ekran boyutlarına ve çözünürlüklerine göre optimize edilmesi sayesinde çok daha etkin kullanılacak. Yukarıda yer alan fotoğrafta da görüldüğü gibi çok uzaktaki nesnelere dahi odaklanabilmek mümkün olacak.

Türk şirketleri DDOS saldırılarına karşı savunmasız

0

Türkiye’deki on işletmeden dördü (%37) kendilerini DDoS saldırılarına karşı korumak için gerekli koruma stratejisi hakkında bilgi sahibi değil. Bilgi ve koruma eksikliği, iş süreçlerini duraksama riski altına sokuyor. Bunlar, Kaspersky Lab ve B2B International işbirliğiyle, 25 ülkeden ve 4000’den fazla iş dünyası temsilcisiyle yapılan 2016 Kurumsal BT Güvenlik Riskleri anketinin sonucu.

DDoS saldırıları, hedeflenen bir organizasyonun iş akışını hızlı bir şekilde bozarak işle ilgili kritik süreçleri durdurabiliyor. Bununla birlikte araştırma, Türkiye’deki işletmelerin yaklaşık beşte birinin (%14) DDoS saldırılarına karşı hiçbir şekilde korunmadığını ve yarısından fazlasının ise (%60) dahili koruma donanımına güvendiğini gösteriyor. Bu, sayıları giderek artan büyük ölçekli saldırılara ve standart yöntemlerle filtrelemesi zor olan ‘akıllı’ DDoS saldırılarına karşı etkili bir yöntem değildir.

Dünya çapında ses getirecek saldırılar bekleniyor

Twitter, The Guardian, Netflix, Reddit, CNN ve Avrupa ve Amerika’da dahil daha pek çok sitenin internet trafiğini yöneten, hizmet sağlayıcı Dyn’nin sunucularına düzenlenen son saldırılar gibi büyük çaplı siber saldırılar giderek yaygınlaştı. Birçok işletme, DDoS’un kendileri için bir tehdit olduğunun farkında. DDoS’a karşı önlem alan işletmelerin üçte biri (%33) risk değerlendirmelerinin DDoS’u potansiyel bir sorun olarak tespit ettiğini ve beşte biri de (%18) geçmişte saldırıya uğradıkları için anti-DDoS koruması bulundurduklarını belirtiyor. Bazı işletmeler için ana etken, güvenlik tehdidi konusunda farkındalık yerine kurallara uyumluluk olarak karşımıza çıkıyor; katılımcıların neredeyse yarısı (%43) kendilerini korumalarının sebebini regülasyonlar olarak belirtiyor.

Çoğu zaman şirketler halihazırda korunmuş olduklarını düşünüyorlar. Ankete Türkiye’den katılan kuruluşların yarısına yakını (%43) internet servis sağlayıcısının koruma da sağlayacağını düşündüklerinden önlem almıyor ve %40’ı ise veri merkezi veya altyapı ortaklarının onları koruyacağını düşünüyor. Veri merkezleri veya altyapı ortakları, şirketleri genellikle büyük ölçekli veya standart saldırılardan korudukları için ve şifreleme kullanan veya kullanıcı davranışını taklit eden ‘akıllı’ saldırılar uzman yaklaşımı gerektirdiğinden, onlara güvenmek her zaman etkili bir yaklaşım değildir.

Ankette ayrıca, Türkiye’deki şirketlerin üçte birinin (%32) DDoS saldırıları tarafından hedef alınmalarının pek olası olmadığını düşündükleri için harekete geçmedikleri; şaşırtıcı bir şekilde onda birinin de (%11), DDoS nedeniyle az bir kesinti süresinin şirket için büyük bir kayıba neden olmayacağını düşündükleri gözler önüne seriliyor. Gerçek şu ki, herhangi bir şirket bu saldırıların hedefi haline gelebilir çünkü siber suçluların bu tür saldırıları başlatması oldukça kolaydır. Dahası, bu saldırıların kurbanlara potansiyel maliyeti milyonlarca TL’ye varabilir.

Son saldırılarla birlikte DDoS’un son derece rahatsız edici bir yükselişte olduğuna değinen Kaspersky Lab, Kaspersky DDoS Protection Ürün Başkanı Kirill Ilganaev, “Hackerlar bir DDoS saldırısı başlattıklarında, hedefledikleri şirket için hasar son derece yıkıcı olabilir, çünkü bu şirketin çevrimiçi varlığını devre dışı bırakırlar. Sonuç olarak iş akışı durur; kritik öneme sahip süreçler tamamlanamaz ve itibarları zedelenebilir. Çevrimiçi hizmetler ve BT altyapısı savunmasız bırakılmayacak kadar önemlidir. Bu nedenle, uzman bir DDoS koruma çözümü, bugün iş dünyasındaki etkin koruma stratejilerinin önemli bir parçası olarak düşünülmelidir” diyor.

Qualcomm’a rekabet davası

0

Daha önce rekabet yasalarına aykırı davrandığı için yüzlerce milyon dolar ceza ödemek zorunda kalan Qualcomm’a şimdi de ABD Ticaret Bakanlığı dava açıyor.

Hakim konumunu kullanarak cep telefonu üreticilerine, yüksek fiyatlardan modem sattığı suçlamasıyla dava açıkan Qualcomm’un, cep telefonu üreticilerini, tehdit ettiğinin de altı çiziliyor.

Rakipten ürün alırsan, benim ürünlerim daha pahalı olur

Telefon üreticilerine, “ya benim modemimi ve teknolojilerimi kullanmak için ekstra telif ücreti ödersin ya da telefonlarınız geniş kullanım alanı bulamaz,” tehdidi yaptığı vurgulanan Qualcomm ise bu suçlamaları reddederek, tamamen yasal sınırlar içinde ürünleri için doğru ücretleri talep ettiklerini vurguluyor.

Öte yandan ABD Ticaret Bakanlığı, Qualcomm’un müşterilerine imzalatmaya zorladığı sözleşmede, rakip şirketlerin modemlerini kullanan üreticilere, diğer ürünlerini daha yüksek fiyatla satın alma şartı koyduğunu vurguluyor. Böylece üreticileri, Qualcomm modemlerini satın almaya zorluyır ve hakim konumu nedeniyle piyasayı kendine mecbur bırakıyor.

Qualcomm’un davayı kaybetmesi halinde, milyar dolarlara varan cezalar ödemek zorunda kalacağının da altı çiziliyor. 

Endüstriyel uygulamalar için Raspberry Pi hazır

0

Raspberry Pi, minik bir ana kart üzerine yerleştirilmiş işlemcisi ve gerekli modülleri ile, farklı uygulamalar geliştiren mühendisler için çok kullanışlı, çok ucuz ve etkin bir bilgisayar ortamı sunuyordu.

Öğrencilerden geliştiricilere kadar büyük bir ilgiyle karşılanan ve 35 dolarlık fiyatıyla milyonlarca satılan Raspberry Pi, şimdi de endüstriyel uygulamalarda kullanılacak yeni modeli olan Raspberry Pi Module 3’ü piyasaya sürdü.

Dört çekirdekli 64-bit Broadcom BCM2837 işlemcisine ve 1GB of RAM’a sahip olan yeni Model 3, ev ve okul uygulamaları için tasarlanmadığından, Ethernet, Wi-Fi ve USB, SD Card bağlantısı bulunmuyor.

Robotlar için Raspberry Pi

SODIMM soketine yerleştirilebilecek şekilde tasarlanmış olan yeni Raspberry Pi böylece mühendislerin farklı sistemlerden bu bileşeni kullanarak, istediği port üzerinden farklı uygulamaları çalıştırabilmesini sağlayacak.

Bu da şu anlama geliyor, yeni mini bilgisayar, otomobillere, robotlara, endüstriyel makinelere, televizyonlara veya başka cihazlara takılarak çalıştırılabilecek. Üzerine takıldığı cihaza farklı yetenekler kazandırabilecek.Normal Raspberry Pi’den 10 kat daha güçlü bir işlemciye sahip olan Module 3 böylece endüstriyel uygulamaların gerektirdiği yüksek işlem gücünü sağlayabilecek.

Cihazın fiyatı ise 30 dolar olacak. Lite modelini almak isteyenler 25 dolar ödeyecek.

Android Wear 2.0 9 Şubat’ta gelebilir

0

Evan Blass tarafından yapılan son paylaşımlarda Android Wear 2.0 hakkında önemli bilgiler verildi.  

Android Wear 2.0 versiyonunun gecikmesi uzun zamandan beri teknoloji dünyasında konuşulurken, gecikme nedeniyle Android Wear 3.0 gelecek şeklinde spekülasyonlar gündeme gelmişti.  Sızdırmaları ile tanınan ve güvenilen isimlerden olan Evan Blass ise gündemde yer alan iddiaları yalanlayarak, Android Wear 2.0 versiyonunun 9 Şubat’ta gelebileceğini söyledi. Uzun zamandır beklenen güncellemenin neden geciktiği ve yaşanılan sorunlar hakkında henüz detaylı bir açıklama yapılmadığından dolayı şu anda yeni güncelleme için mutfakta neler yaşanıyor bilinmiyor.

Android Wear 2.0 İle Neler Gelecek?

Android Wear 2.0 ile birlikte pek çok farklı özellik akıllı saatlere gelecek. Özelikle Mayıs ayında Google I / O’da yapılan açıklamalara göre yeni güncelleme ile telefonların kazanacağı yetenekler şöyle olacak;

  • Üçüncü taraf uygulamaları ile uyumlu yapı
  • Google Asistan ile entegrasyon
  • Ödeme sistemleri ve yeni özellikler

Hangi Cihazlara Güncelleme Gelecek?

Huawei, Motorola ve LG gibi popüler markaların üstlerde olduğu Android Wear 2.0 bekleyenler sıralamasında 20 farklı cihaz var. Güncellemeyi alması beklenen cihazlar ise şöyle;

  • Asus ZenWatch 2
  • Asus ZenWatch 3
  • Casio Smart Outdoor Watch
  • Fossil Q Founder
  • Fossil Q Marshal
  • Fossil Q Wander
  • Huawei Watch
  • Huawei Watch Ladies
  • LG G Watch R
  • LG Watch Urbane
  • LG Watch Urbane 2nd Edition LTE
  • Michael Kors Access Bradshaw
  • Michael Kors Access Dylan
  • Moto 360 Gen 2
  • Moto 360 Sport
  • Nixon Mission
  • Polar M600
  • Tag Heuer Connected

Tanıtımlarda Google Akıllı Saati Duyurulabilir

Mayıs ayındaki tanıtımda Wear 2.0 ile birlikte Google ürünlerinin de tanıtılabileceği belirtilmişti. Bu açıdan Google yeni versiyon ile birlikte akıllı saat sektörüne de iddialı bir giriş yapabilir. Fakat akıllı saat için şu ana kadar sızdırma yapılmadı.

WhatsApp Android Nougat için optimize edildi

1

WhatsApp Android Nougat güncellemesi alarak, yeni işletim sistemi ile daha uyumlu hale getirildi.

Google birkaç ay önce Android Nougat için tamamen yenilenen bildirim sistemini sundu. Ancak WhatsApp bildirimleri için uygulamanın güncellenmemiş olması, WhatsApp Android Nougat arasında bir uyumsuzluk yaratıyordu. Özellikle WhatsApp’ın yeni işletim sistemi için optimize edilmemesi kullanıcıların bildirimler üzerinden destek sağlamasını önlüyor ve çeşitli sorunlar çıkartıyordu. Ancak

Google Play beta programı aracılığıyla erişilebilen WhatsApp, Android Nougat v2.17.13 beta versiyonu ile birlikte ilgili sorunun giderildiği öğrenildi. Güncelleme ile birlikte tüm kullanıcılara sunulacak bu yenilik sayesinde WhatsApp Android Nougat konusunda bir sorun yaşanması da önlenecek.

WhatsApp Android Nougat Güncellemesi Neleri Getiriyor?

WhatsApp Android Nougat güncellemesi ile birlikte kullanıcılara sunulan yenilikler şöyle;

Farklı görüşmelerden gelen bildirimler Android Nougat bildirim bölümünde görülebilecek

Kullanıcılar her bir WhatsApp görüşmesi için tek tek bildirim ekranından seçim yaparak ilgili görüşmeye hızlı mesaj gönderebilir ya da görüşme penceresini açarak tüm okunmamış mesajları okuyabilir.

Telefon kilit ekranında olsa dahi bildirim bölmesinde WhatsApp bildirimleri alınabilir. Ancak kişilerin mesajlara hızlı yanıt vermek istemesi halinde telefondaki kilidi açması gerekir. Beta kullanıcıları tarafından paylaşılan yeni ekran görüntüleri ise şöyle;

WhatsApp Android Wear Unutulmadı

Güncelleme ile bir yenilik de Android Wear çalıştıran giyilebilir cihazlara geldi. Ekranda gösterilen bildirimlerin daha kolay bir şekilde okunabilmesi adına küçük düzenlemelerin yapıldığı öğrenilirken, kullanıcıların küçük ekranlara rağmen WhatsApp kullanımını daha iyi olacağı belirtildi.

Not: Yeni özellik tüm kullanıcılara sunulmadı. Denemek isteyen kullanıcıların Google Play aracılığıyla yapılacak denemelerde WhatsApp Android beta test cihazı ve üyeliği olması gerekiyor.

Uçan araba projesi 2017 yılının sonuna kadar hazır olacak

0

Dünya genelinde en çok heyecan yaratan projelerden birisi uçan arabalar olurken, Airbus tarafından yapılan resmi açıklamalarda 2017 yılının sonuna kadar projenin hazır olacağı duyuruldu. Çizgi film ve bilim kurgu filmlerinden alışkın olduğumuz uçan arabalar için uzun zamandan beri beklenti oluşmuş olsa da bu kadar erken beklenmiyordu.

Airbus yaptığı açıklamada 2017 yılının sonuna kadar ilk prototipin hazır olacağını söylerken, bu kadar kısa süre içerisinde başarılı bir sonucun elde edilmesi uçan arabaları daha erken bir tarihte hayatımıza sokabilir. 

Uçan Araba Projesinde Son Durum Ne?

Airbus Group duyurusuna göre uçan arabalar şehir içi yollarda tıkanıklığı önlemenin alternatif bir yolu olarak geliştirilecek. 2017 sonu itibari ile uçan arabalar için test sürecine geçilecek. Urban Air Mobility adı ile özel bir birim açan ve bu birimde uçan araba ve benzer hava araçları üzerinde çalışmalarını sürdüren Airbus,  bu konuda başarı sonuçlara imza atıyor. Markanın uçan araba sonrasındaki en önemli projesi toplu taşıma için kullanılacak ve daha fazla kişinin taşınabileceği uçan araçlar geliştirmek. 2017 sonuna kadar geliştirilecek prototip tek kişilik olacak.

Uçan arabalar ile ilgili yapılan resmi açıklamalarda projenin şehir yaşamına yapacağı katkılar da vurgulandı. Uçan arabalar ile elde edilecek avantajlar şöyle olacak;

  • Araçların ulaşımda karayoluna ihtiyaç duymayacak olması köprüler ya da benzeri gereksinimleri ortadan kaldıracak. Böylece yol maliyetleri de ilerleyen dönemlerde azalacak.  
  • Şehir içindeki trafik problemleri de uçan arabalar ile tamamen ortadan kaldırılacak.
  • Ulaşımda yeni ve daha güvenli bir dönem başlayacak.
  • Trafik kazalarının önüne geçilecek. Akıllı sistemler sayesinde uçan arabalar ile trafik kazalarının yaşanması önlenecek.

Microsoft’un yeni patenti ne anlatıyor?

0

Katlanabilir bir telefon ve özel menteşelerin göze çarptığı yeni patent başvurusu ile Microsoft, tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Yeni patent başvurusu ile birlikte şirketin mobil cihaz alanına tekrar gireceği ve farklı planların olduğu da konuşuluyor.  

Katlanabilir mobil cihazlara yönelik Microsoft tarafından yapılan hamle oldukça dikkat çekici. Son dönemlerde Samsung ve LG gibi markalar tarafından da benzer cihazlar için başvurular gerçekleştirilirken, mobil pazarda etkin bir operasyon yürütmesi beklenmeyen Microsoft’un bu konuda özel bir adım atması yeniden mobil sektöre gireceği yönünde çok farklı spekülasyonların gündemde yer almasını sağladı.

Windows 10’lu Katlanabilir Telefon İlgi Çeker Mi?

Katlanabilir bir mobil cihaz piyasaya çıkarsa muhtemelen bu cihaz Windows işletim sisteminin son sürümü Windows 10’u çalıştıracak. Durum böyle olursa akıllara gelen ilk soru böyle bir cihazın ne kadar ilgi çekeceği? Kullanıcıların büyük bir bölümü Windows işletim sistemlerinden memnun değilken, cihazın farklı özelliklere sahip olması ve katlanabilmesi Microsoft’u kurtarabilecek mi?

2014’te Duyurulmuştu

Microsoft tarafından daha önce 2014 yılında özellikle Nokia çalışmaları kapsamında benzer çalışmaların yapılabileceği konuşulmuştu. Uzun zamandan beri patent için başvuru ve resmi süreçlerin tamamlanmasını bekleyen Microsoft, beklediği haberi aldı. Yeni patent ile ilgili paylaşılan görüntüler ise şöyle;

Pokemon Go 2016’da 950 milyon dolar kazandı

0

Pazar araştırmacısı App Annie tarafından paylaşılan son rapora göre 2016 yılında Pokemon Go, yaklaşık 950 milyon Dolar gelir sağladı.

Niantic Labs tarafından 6 Temmuz 2016’da piyasaya sunulan Pokemon Go, sadece 6 aylık süre içerisinde çok yüksek bir gelir sağlamayı başardı. Birkaç ay önce 500 milyon indirme barajını aşmayı başaran oyun için Niantic, görkemli ve iddialı bir açıklama yapmıştı.

Pokemon GO İnsanları Sokağa Döktü

Oyunun yaz aylarında piyasaya sunulmasının da etkisiyle oyun sayesinde insanlar uzun bir süre dışarıda Pokemon avladı. Park gibi ortak kullanım alanları ağırlıklı olmak üzere şehirlerin pek çok bölgesinde özel etkinlikler ile ortak Pokemon avları yapıldı.

8.7 Milyar Kilometre Yüründü

CES 2017’de açıklanan son rakamlara göre oyun dahilinde tüm oyuncuların 8.7 milyar kilometre yürüyerek Pokemon avladığı belirtildi. Bu açıdan sadece bir oyun için dünya genelinde 8.7 milyar kilometrenin kat edilmesi de oldukça etkileyici.

App Annie raporuna göre 90 gün içerisinde 600 milyon dolara ulaşmayı başaran Pokemon GO, Candy Crush Saga’yı geçti. Saga oyununun 600 milyon dolara ulaşması 200 günden fazla sürmüştü. Çok popüler Clash of Clans’ta daha bu başarı 500 günden uzun sürdü.

Pokemon Go’nun piyasaya sunulmasının 110. Gününde gelir 800 milyon barajını aşarken, 2016’nın geride bırakılmasının ardından 950 milyon dolara ulaşıldı. Pokemon Go, 2016’da iOS ve Google Play’deki indirme sayısı bakımından 1. Olmayı başardı.

Pokemon Go’nun mevcut rakamlarına göre diğer oyunlara göre durumunu gösteren tablo ise şöyle;

Yapay zeka kalp krizlerini önceden görecek

0

Yapay zekanın hayat kurtaracak önemli bir uygulaması, İngiltere’de test ediliyor.

İngiltere’deki Tıbbi Araştırmalar Konseyi, kalp hastalarının verilerini analiz ederek, bir sene içinde kalp krizi geçirme riskini tespit eden bir yapay zeka üzerinde çalışıyor.

Hastaların kan verilerini, sağlık değerlerini ve kalp ritmini analiz eden yapay zeka, acil müdahale gereken hastaların çok daha hızlı tespit edilmesini sağlayacak. 

Hipertansiyon hastalarına yapay zekalı gözetim

Pulmoner hipertansiyon hastaları yüksek kan basıncının neden oldu kalp hasarı nedeniyle ortalama 5 sene içinde hayatlarını kaybediyorlar ve bu nedenle çok sıkı gözlem altında tutulmaları gerekiyor.

Üzerinde çalışılan yapay zeka uygulaması, sık sık kontrol yaptırması gereken kalp hastalarının hem hayat şartlarını kolaylaştırmış olacak hem de gelecekte oluşabilecek riskleri erkenden görüp sağlıklı şekilde önlem almak için hastaya ve doktora zaman yaratmış olacak. 

İngiltere’de yapay zekanın tıp alanında kullanılmasına dair çok sayıda örnek bulunuyor. İngiltere sağlık bakanlığı, göz hastalıklarının teşhisi için de bazı hastanelerde yapay zeka sistemlerinden yardım alıyor.

Google Nest resmen genişliyor

Google, akıllı ev sistemi olarak konumlandırdığı termostat ürünü Nest’i, Avrupa’nın önde gelen ülkelerinde satışa çıkarma kararı aldı.

Ev sıcaklığını ayarlayan akıllı termostat Nest artık Almanya, Avusturya, İtalya ve İspanya’da da kullanıcılara ulaşacak.

Nest’, iki yıl önce 3,2 milyar dolara satın alan Google, ürünü akıllı ev sistemlerinin merkezi olarak konumlandırmak istiyordu. Ancak Amazon’un yapay zekalı dijital asistan servisi Amazon Echo’nun piyasaya çıkmasıyla, Nest bir adım geride kaldı. Google da Echo’ya rakip olarak Home ve Googe Asistant servisini geliştirmeye odaklandı.

Akıllı ev sistemleri çözümü

Nest, Avrupa’da ev sahibinin alışkanlıklarını öğrenen akıllı termostat, yangın/duman/gaz alarmı ve güvenlik kamerası olarak hizmet verecek.

Google’ın Nest ürünleri aslında 190 ülkede kullanılıyor ancak resmi olarak sadece, ABD, İngiltere ve Hollanda’da satıştaydı. Google bu ülkelerdeki ürünlere destek ve garanti de sağlıyor.

Nest’in yöneticisi, 4 yeni ülkede satışa çıkmalarının ardından Nest’i dünya çapına yaymakta daha hızlı davranacaklarının da altını çiziyor.

Microsoft yapay zeka için Maluuba’yı aldı

0

Microsoft yapay zeka çalışmalarını desteklemek adına uzun zamandan beri firma bünyeisnde önmeli çalışmalara imza atarken yeni bir satın alma duyurusu yapıldı. Yapay zeka ve derin öğrenme alanında faaliyet gösteren Maluuba için satına alma işlemlerini tamamlayan Microosft, firmayı aynı şekilde yönetecek ve Microsoft bünyesinde çalışmaların devam etmesini sağlayacak.

Microsoft Yapay Zeka Daha Da Akıllanacak!

Microsoft, yaptığı bu satın alma ile birlikte kendi servislerini de geliştirme şansı elde edecek. Özellikle Cortana’ya yönelik önemli geliştirmelerin yapılması bekleniyor. Microsoft blog sayfası üzerinden satın alma ilgili bilgilendirmeyi yapsa da henüz satın almanın bedeli öğrenilmedi.

Maluuba Tarihi

2011 tarihinde kurulan Maluuba, Sam Pasupalak ve Kaheer Suleman’ın ortaklığı ile oluştu.yapay zeka ve derin öğrenme noktasında önemli çalışmalar yapan firma özellikle Yoshua Bengio’nun danışmanlığa getirilmesinin ardından altın dönemini yaşamaya başladı. Öyle ki Microsoft dahi bu satın alma sonrasında Yoshua Bengio’nun Microsoft’a danışman olarak atandığını duyurdu.

2011 yılında kurulmasına rağmen sadece 1 yıl sonra Samsung Ventures’tan 2 milyon dolar yatırım almayı başaran firma, bu maddi güç sayesinde çok daha etkin bir şekilde çalışmalarını sürdürme fırsatı elde etmişti.

Google’ın Avrupa Bağımsız Oyunlar Yarışması’nda 20 finalisti belli oldu

2

Google, Android Geliştiriciler blogu aracılığıyla Google Avrupa Bağımsız Oyunlar Yarışması için finalistleri açıkladı.

Geçen yıl Kasım ayında başlatılan Avrupa Bağımsız Oyunlar Yarışması dahilinde pek çok farklı geliştiricilere davetiyeler gönderilirken,  yaklaşık 1.000 başvurunun alındığı açıklandı. Google, finallere kalan 20 projeyi belirlerken, şimdi gözler 16 Şubat’ta yapılacak etkinliğe çevrildi.

İşte 20 finalist:

  1. Blind Drive
  2. Causality
  3. Crap! I’m Broke: Out of Pocket
  4. Egz
  5. Ellipsis
  6. Gladiabots
  7. Happy Hop: Kawaii Jump
  8. Hidden Folks
  9. Lichtspeer
  10. Lost in Harmony
  11. Mr Future Ninja
  12. Paper Wings
  13. PinOut
  14. Power Hover
  15. Reigns
  16. Rusty Lake: Roots
  17. Samorost 3
  18. The Battle of Polytopia
  19. twofold inc.
  20. Unworded

Program Nasıl Ve Nerede Olacak?

16 Şubat 2017 tarihinde Lonra’da yapılacak etkinlikler için Google şu anda kayıt dönemini başlatmış durumda. İnternet üzerinden yapılacak kayıt ile canlı bir şekilde olayı izlemek mümkün olacak. Resmi blog sayfasında yer alan bilgilerde günün programı da paylaşılırken, program şöyle;

Program akışı şöyle;

15:00 – Finalistlerin açıklanması ve genel oylama

17:30 – İlk 10’un açıklanması

17:45 – Ödül töreni

19:15 – Son

Etkinliğin yapılacağı adres ise Saatchi Galerisi,  Duke York Genel Merkezi, King’s Rd, Chelsea, Londra.

Yarışma dahilinde ilk 20, ilk 10 ve ilk 3’e girmeyi başaran yapımlara farklı ödüller verilecek. Aynı zamanda birinciliği alan yapıma da büyük ödül verilecek.  

İlk programatik reklam yayınlandı

0

Reklam hedefleme teknolojilerinin en ileri uygulaması olan programatik ile Türkiye’nin ilk izleyici hedeflemeli reklam satın almasını gerçekleştiren Yapı Kredi, televizyonda yayınladığı programatik reklam ile hedef kitlesinde yüzde 94,26’lık görünürlük ortalaması elde ettiğini açıkladı.

İlk programatik uygulamasını Adform ve Zer Dijital Pazarlama işbirliğiyle gerçekleştiren Yapı Kredi’nin Show TV’de yayınlanan reklamının izlenme süresi ortalaması ise 11,31 saniye oldu.

Dijital ayak izlerini takip etti, Avrupa’yı geride bıraktı

Programatikin lokasyon, zaman, demografik bilgi gibi çok farklı kriterde izleyicilerin dijital ayak izlerini analiz ederek bir reklamın doğru kişiye doğru zamanda dijital reklam teknolojileri aracılığı ile TV’de ulaşmasını sağlayan bir reklam satın alma teknolojisi olduğunu belirten Yapı Kredi Marka Müdürü Özge Bakırçalı konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

“Programatik, doğru müşteriye doğru zamanda ulaşmanın yanı sıra otomasyon sistemi sayesinde geleneksel reklam satın alma süreçlerinde reklamveren ve yayıncının karşılaştığı iş yükünü de azaltıyor. Reklama, tek tuşla doğru kullanıcıya kısa sürede ulaşma şansı veriyor. 2017’nin dijital trendlerinden biri olan programatik satın almada biz de Yapı Kredi olarak bir ilki gerçekleştirdik ve uydu alıcısı üzerinden internete bağlı akıllı televizyonlarda TV Programatik’i ilk kullanan marka olduk. ”

 

BKM Express ile STK’lara kolay bağış

Türkiye’nin ilk dijital cüzdanı BKM Express, 14 Ocak’ta gerçekleşen Pepee Birlik Zamanı filminin galasında bağış sponsoru olarak yer aldı.

Çeşitli STK’ların desteğiyle dezavantajlı gruplardan 1.500 çocuğun da katıldığı galada konuklar, BKM Express uygulamasını cep telefonuna indirerek QR kod seçeneğiyle bu sivil toplum kuruluşlarına kolayca ve istediği miktarda bağış yaptı.

Hâlihazırda 1,2 milyonu aşkın üyesi bulunan Türkiye’nin ilk dijital cüzdanı BKM Express, 15 bin üye işyerinde hizmet veriyor. Kullanıcılara web ve mobil alışverişlerinde hızlı ve kolay ödeme imkânı sunan BKM Express, aynı zamanda sunduğu altyapıyla sivil toplum ile sivil toplum kuruluşları arasında bir köprü vazifesi görüyor.

Pepee galasında BKM Express ile bağış

BKM Express’in bağış sponsoru olarak katıldığı, Türkiye’nin milli çizgi film kahramanı Pepee’nin 20 Ocak’ta gösterime girecek filmi öncesinde düzenlenen galada, başta çocuklar olmak üzere iş, sanat ve cemiyet hayatından 4.000 kişiyi bir araya getirdi. Her yaştan büyük bir hayran kitlesine sahip olan Pepee, Urfa-Göbeklitepe, Adıyaman-Nemrut ve Kapadokya’da geçen hikâyesiyle izleyenlere keyifli anlar yaşattı.

BKM (Bankalararası Kart Merkezi) Dijital Çözümler Grubu Genel Müdür Yardımcısı Serkan Yazıcıoğlu konuyla ilgili şöyle konuştu: “2012 yılında hayata geçen BKM Express, dört yıl gibi kısa bir sürede Türkiye’nin en yaygın ve en fazla kullanıcıya sahip dijital cüzdanı haline geldi. BKM Express’i ücretsiz, hızlı, kolay ve güvenilir bir dijital ödeme aracı olarak kullanıma aldığımız ilk günden bu yana e-bağış kavramına yönelik de çalışmalar yapıyoruz. BKM Express, sunduğu altyapıyla sivil toplum ile sivil toplum kuruluşları arasında bir köprü vazifesi görerek, bağış süreçlerini hızlandırıyor. QR kod teknolojisini kullanarak vakıflara bağış yapılması ise 2015’te başlattığımız uygulamalardan biri oldu. Bu uygulamayla bağış yapılacak sivil toplum kuruluşuna bir QR kodu atanıyor. Bağış yapmak isteyenler de BKM Express uygulamasına girerek “QR ile Öde” seçeneğiyle okuttuktan sonra “Onayla” butonuna basıp bağış işleminizi tamamlıyor. BKM Express olarak Pepee Birlik Zamanı Galası’nın bağış sponsoru olmaktan ve bu vesileyle Sivil Toplum Kuruluşları’na destek olmaktan dolayı çok mutluyuz.”

Geleceğin araçlarının güvenli olduğundan nasıl emin olacağız?

0

Nesnelerin interneti ve yapay zeka ekosistemdeki en hızlı büyüyen pazarlardan birisi olarak dikkat çekse de özellikle insan yaşamının emanet edildiği otonom araçlara ne kadar güvenebileceğiz?

Uzaktan teşhis, araç içi GPS, çarpışma önleme sistemleri, 4G LTE ve Wi-Fi gibi gelişen araç içi teknoloji şu anda oldukça cazip olarak görülüyor ve pazar bu alanda ciddi yatırımlar ile her gün bize farklı bir yenilik sunmayı başarıyor. Sektör ile ilgili yapılan tahminlerde de bu değişimin hızlı bir şekilde gerçekleşeceği öngörülüyor. Otomobil pazarının 2022 yılına kadar 155 milyar dolara ulaşması beklenirken, sadece 2020’de küresel olarak 92 milyon otomobilin yüzde 75’i internet bağlantılı otonom özelliklere sahip araçlardan oluşacak. Bu değişim, şu andaki alışkanlıklarımızın büyük bir bölümünün ortadan kalkmasını sağlarken, özellikle uzun yolculuklar çok farklı şekillerde yapılacak. Peki, insanlık bu değişime hazır mı?

2016 Spireon araştırması, tüketicilerin otomobillerde (özellikle güvenlik özellikleri) farklı özelliklerle ilgilendiği ancak yüzde 54’ünün bu araç özelliklerini kullanmadığını ortaya çıkardı. Üstelik diğer bir araştırmada tüketicilerin yüzde 62’sinin gelecekteki otomobillerin kolaylıkla saldırıya uğrayacağından korktuğu  tespit edildi.

Teknoloji Donanımlı Araçlar Güvenli Mi?

 2015’te Chrysler, bilgisayar korsanlarının uzaktan müdahale ile bir Jeep’i ele geçirebileceğini ortaya çıkardıktan sonra dünya genelinde 1.4 milyon aracı geri çağırmıştı. Mart 2016’da, FBI, Ulaştırma Bakanlığı (DOT) ve Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA) tarafından yayınlanan ortak bildiri bu yeni araç teknolojisi için önemli uyarılara yer verdi. 

Peki, Şu Andaki Tehlikeler Neler?

Yapılan araştırmalar ve öngörülere göre pazardaki şu andaki tehlikeler şöyle;

Bazı üreticiler, müşteri deneyimini iyileştirmek ve kişiselleştirmek için araçlardan veri toplarken, araç içi video çekimlerine dahi müdahale edilebiliyor. Rakip veya kötü niyetli bir kullanıcı tarafından bu veri akışlarına yapılacak saldırıda ise kişisel verilerin ele geçirilmesinin yanı sıra üreticinin araç filosu ve müşterileri ile ilgili çok sayıda bilgi çalınabilir.

Araç yazılımına uzaktan yapılacak saldırı, sürücünün güvenliğini tehlikeye atabilir ve hatta ölümcül bir kazaya dahi neden olabilir.

Robotlar istihdamı nasıl değiştirecek?

0

Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan ManpowerGroup, teknolojik devrimin istihdam piyasasını nasıl değiştireceğine dair oldukça ilginç bir araştırmaya imza attı.

Geçtiğimiz günlerde İsviçre’nin Davos kentinde yapılan Dünya Ekonomik Forumu’nda yayınlanan raporlar, dünyanın en güçlü siyasi ve ticari liderlerine farklı mesajlar sunarken, rapor “Beceri Devrimi” başlığı ile yayınlandı. Yapılan araştırmanın kapsamının da geniş tutulması daha doğru ve genel sonuçlara ulaşılmasını sağlamış durumda. Açıklamalara göre araştırma kapsamında 43 ülke ve altı sanayi sektöründe 18 bini aşkın işveren incelendi.

Robotların Geliştirilmesi İş Gücünü Nasıl Etkileyecek?

Araştırmaya göre teknolojik gelişmeler daha fazla otomasyona, personel sayısındaki azalmaya veya bazı alanlarda işe alımda yavaşlamaya neden olacak. Fakat bu durum kişilerin farklı alanlarda istihdam edilmesini sağlayarak çok daha fazla ve farklı iş alanı yaratacak. Fakat bu noktada üzerinde özellikle durulan nokta kişilerin iş gücünün yeni pozisyonlar için yeterlilikte olması. Aksi halde çarkın düzenli bir şekilde çalışmasının mümkün olmayacağı belirtiliyor. Raporda bu noktadan çıkarım ile işverenlere çağrı yapılırken, robot insan evrimindeki değişimin sorunsuz bir şekilde sağlanması adına çalışanlara yatırım yapılması isteniyor. Burada insanların farklı iş alanlarda çalışabilmesi adına yeteneklerini ve teknik bilgilerini geliştirebilmek adına yatırımların, değişimi hızlandıracağı belirtiliyor.

Beklentilerin Tersi Olabilir!

ManpowerGroup yaptığı araştırmada iş piyasasında beklenen değişim için olumsuz bir önyargının olduğunu ortaya koyarken, iş verenlerin personellerin sayısının azalacağı konusunda bir fikre sahip olduğunu söylüyor

İşverenlere yönelik yapılan ankette özellikle robot ve otomasyonun gelişmesinin işçi istihdamını nasıl etkileyeceği soruldu. Yapılan anket sonuçlarına göre katılımcıların;

% 64’ü herhangi bir değişiklik beklemediğini

% 19’u istihdamı arttıracağını

% 12’si istihdamı düşüreceğini

% 5’i ise bu konuda bir fikri olmadığını beyan etti.

 Bu araştırmanın bölgelere göre değerlendirilmesinde ise özellikle Batı bölgelerinde değişim için olumlu düşüncelerin olduğu görülürken, Doğu bölgelerinde daha çok tedirginliğin olduğu görüldü.

Hackerlar yatak odamıza kadar girecek mi?

Tüketici elektroniği endüstrisi için yılın en büyük etkinliği olan CES 2017 sırasında, bu yıl da internete bağlanabilen “akıllı” cihazlar öne çıktı. Bitdefender uzmanları ise akıllı olarak tanıtılan bu cihazların ne kadar akıllı olduğundan şüphe ediyor. Veri gizliliği ve güvenliği konusunda “çok akıllı olmayan” cihazların kullanımı birçok güvenlik açığına davetiye çıkarıyor.


Gizliliğiniz ve Güvenliğiniz Nasıl Tehlikeye Düşüyor?

Global antivirüs yazılım şirketi Bitdefender’ın uzmanlarına göre veri paylaşımına izin veren akıllı cihazların yaygınlaşması bu alana odaklanmış kötü amaçlı yazılımları da beraberinde getiriyor. Üstelik bu “akıllı” cihazlarda ağırlıklı olarak Android tabanlı işletim sistemleri kullanılıyor. Android işletim sistemi ise saldırıların en hızlı yükseldiği işletim sistemi olarak öne çıkıyor.

CES 2017’de tanıtılan cihazların birçoğunda ise asıl sorun toplanan verilerin zararsız gibi görünmesinden kaynaklanıyor. Oysa veri madenciliği ve eşleştirme teknikleri iyileştikçe ve bu toplanan verilerin miktarı çoğaldıkça risk de artıyor.

Örneğin, akıllı bir saç fırçası, jiroskop, ivmeölçer gibi sensörleri sayesinde üç eksendeki el hareketlerinizi algılayabiliyor. Cihazın üzerinde bulunan dahili mikrofon, saçınızın kuru mu, yoksa ıslak mı olduğunu değerlendirmekte kullanılıyor. Akıllı saç fırçası topladığı bütün bu verileri telefonunuzdaki yardımcı bir uygulamaya gönderiyor.

Bir diğer akıllanan eşya olan diş fırçası tam olarak nereyi fırçaladığınızı algılıyor ve sıklık, süre ve yer gibi bilgileri kayıt altında tutuyor. Elde ettiği verileri yine bir telefon uygulaması ile eşleştiriyor.

Akıllı yatak ise siz uykuya dalmadan önce ayaklarınızı ısıtıp, horladığınızda size en uygun yatış pozisyonunu öneriyor. Uyuyanın cep telefonuna da bağlanarak uyku analizi ve fotoğrafları kaydediyor.

Toplanan veriler ne kadar önemsiz görünürse görünsün, bütün bu akıllı cihazlarınızdan elde edilen veriler bir araya geldiğinde hayatınızla ilgili detaylı bir resim sunuyor. Bu veriler kötü amaçlı kişilerin ellerine geçtiğinde ise yaşayabileceğiniz gizlilik ve güvenlik sorunları hayal edemeyeceğiniz bir boyuta ulaşabiliyor.

Akıllı cihazlara entegre edilen dahili mikrofon ve kamera gibi özellikler ise çok daha büyük riskler oluşturabiliyor. Yatak odası ve banyo evin en mahrem bölgeleriyken, bu odalarda bulunan akıllı cihazlar bütün kişisel anlarınıza erişebiliyor. Bu cihazlardaki güvenlik açıklarından faydalanan saldırganların ise bu özellikleri suistimal etme ihtimali gün geçtikçe artıyor.

Bir diğer güvenlik riski ise internete bağlı cihazlar kullanılarak güçlendirilmiş DDoS saldırıları. 2016’ya damgasını vuran ve 2017’de de katlanarak artması beklenen DDoS saldırılarında bilinen yollardan farklı olarak, IP alabilen yani internete bağlı “akıllı“ cihazlar internet saldırısı için birer asker olarak kullanılıyor. İnternete bağlı cihazların %69.5’inde bu tür bir savunmasız alan olduğunu belirten Bitdefender uzmanları ise internete bağlı cihazların hızlı bir şekilde çoğalmalarıyla internetin ne kadar kırılgan olduğunu vurguluyor.

SpaceX Falcon 9 yeniden havalandı

0

SpaceX, California sahilindeki Vandenberg Hava Kuvvetleri Üssünden yeni bir Falcon 9 fırlatarak projeyi devam ettirdi.

Eylül ayında yapılan testlerde patlamanın yaşanması, SpaceX Falcon 9 projesi için en büyük darbelerden birisi olmuştu. Yapılan açıklamalarda platformun dahi hasar gördüğü belirtilirken, enkaz çabuk kaldırılarak projeye kaldığı yerden devam edilmesi projenin taraftarlarını da oldukça sevindirdi.

SpaceX Falcon 9 fırlatıldıktan sonra gelen raporlarda iki etabın da başarılı bir şekilde tamamlandığı ve yörüngeye ulaşıldığı belirtildi. Bu açıdan SpaceX Falcon 9 için bu sefer başarılı bir çalışma tamamlandı.

Yeni Dönem Başlatıldı!

Yeni projenin CEO’su Matt Desch tarafından yapılan açıklamalarda yeni proje hakkında iddialı kelimeler kullanılırken, yeni nesil uydu hizmetlerinin sunulması noktasında yeni bir dönem başlatıldığı belirtildi. Üstelik uzayda yeni bir çağ açıldı gibi tanımlamalar, ülke basınının sınırlarını aşmayı başardı. SpaceX adlı firma tarafından yapılan bu çalışmalarda, firmanın vizyonunu geliştirmesi yeni projesi ile tüm dünyada konuşulmayı başardı.

Misyon 2018’de Tamamlanacak

Falcon 9 projesindeki en önemli amaç her uçuş ile 10 adet uydu taşımak. 2018 yılına kadar istenilen uydunun yeryüzünden 450 kilometre yüksekliğe çıkarılarak yörüngeye yerleştirilmesi bekleniyor.