Kurumsal tanıtımda yeni soluk

0
TriCasterStudio1Bugünlerde Videolar, en beğenilen ve paylaşılan medya türü haline geldi. İnsanlar artık, iyi hazırlanmış bir videoyu yazı veya grafiklere tercih ediyor ve verilen ilgi çekici mesajları video kanalları üzerinden almak istiyor. Video hazırlamak ve yayınlamak, Web’de kendi kanalı üzerinden canlı yayın yapmak her kurum için mümkün hale geldi. Şirketlerin; tanıtım videolarını, eğitim veya konferans çekimlerini yüksek maliyetli stüdyo sistemi olmadan yapmalarına imkan sağlayan teknoloji artık kullanılabiliyor. Avkom Teknoloji distribütörlüğünde Türkiye’de yayılan sistem, şirket ve kurumlara, çalışanlarına veya müşterilerine yönelik yapmak istedikleri yayınlarda, video prodüksiyon maliyetine kendi yayın stüdyosuna sahip olma şansı veriyor. Google, Microsoft gibi devlerin de kullandığı NewTek ürünü Tricaster, Profesyonel stüdyo kalitesinde, Facebook, Twitter ve YouTube gibi kanallardan gerçek zamanlı yayın yapma imkanı sunuyor. Şirketler, sanal stüdyo mantığıyla, oluşturabildikleri kurumsal web tv’lerini kendi kurumsal kimliklerine göre şekillendirebiliyor. Prodüksiyon kalitesinde görsel aktarım olanağı Dünyadaki en eksiksiz kompakt multimedya stüdyosu olan sistem, sıradan sunumların bile sıra dışı görünmesini sağlıyor. Sistemi kullanmanız için bir video uzmanı olmanıza, stüdyoya veya profesyonel video prodüksiyon ekipmanlarının nasıl çalıştırılacağını bilmenize gerek yok. Kurumlar; bu teknolojiyi kullanarak, profesyonel video içeriği oluşturabilirken, bu içeriği sosyal ağlarda (Facebook, Twitter, YouTube, Instagram) gerçek zamanlı olarak yayınlayabiliyor. Ayrıca kurum bu video içeriğine arşivleme sistemi sayesinde istediği yerden ulaşabiliyor ve düzenleyebiliyor. Şirket, bayilerine bu teknoloji sayesinde ulaşıp, bayi ziyaretlerini sahaya çıkmadan yapabiliyor. Eğitim ve sunumları canlı yayınlama olanağı Şirket yöneticileri, çalışanları için düzenlemek istedikleri eğitim ve toplantıların videolarını istedikleri zaman ve istedikleri platformdan çalışanlarına ulaştırabiliyor. Bu teknoloji ile aynı zamanda yöneticiler konuşmaları ve duyuruları web üzerinden canlı yayınlama  imkânına sahip. Aynı zamanda şirket içi eğitim video yayınları da kolayca tüm çalışanlara ulaştırılabiliyor. Dünya pazarına girmeyi hedefleyen şirketler her yerden ulaşılabilecek global toplantı ve konferanslar düzenleyebilirken bu kayıtların güvenli bir şekilde saklanması ve web üzerinden izlenebilmesini de sağlıyor. Daha detaylı bilgi için, NewTek Türkiye distribütörü Avkom Teknoloji’nin websitesini ziyaret edebilirsiniz.

Bilişim Mucitleri” projesi ile mobil yazılıma destek

0
Bilişim_Mucitleri_Projesi_-Türkiye’deki_-Mobil_Yazılım_İstihdamını_-Arttıracak-800x566Samsung Electronics, Türkiye’deki mobil yazılım istihdamını artırmak ve bu alandaki girişimcilere destek olmak üzere “Bilişim Mucitleri” Projesi’nin paydaşlarından biri olduğunu açıkladı. Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği ile bir araya gelen Samsung, hızla gelişen mobil uygulama alanında Türkiye’deki yazılımcı sayısını artırarak istihdam ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunacak. “Bilişim Mucitleri” Projesi kapsamında, gençlerin, bulut bağlantılı mobil uygulamaları yaratma becerisi kazanarak mobil uygulama geliştirmesinin altında yatan tüm prensipleri öğrenmesi hedefleniyor. Projenin temel hedefleri arasında, Türkiye’deki milyonlarca akıllı telefon kullanıcısı gencin tüketici olmaktan çıkarak üreteci konuma geçmesi yer alıyor. Projeyi değerlendiren Samsung Electronics Türkiye Başkanı Yoonie Joung, “Dünyada hızla gelişen mobil yazılım pazarında, Türkiye’deki girişimleri teşvik etmenin ve gençleri bu alanda yetkin birer birey haline getirmenin ne denli önem arz ettiğini biliyoruz. Samsung olarak tüm dünyada öncülük ettiğimiz mobil inovasyonla birlikte edindiğimiz bilgi birikimini, Türkiye’deki gençlerle paylaşmaya hazırız. Teknolojiyi yakından takip eden genç neslin yalnızca tüketici olmasını değil üretici olarak yaratıcılıklarını da ortaya koymasını hedefliyoruz. Bu sebeple Habitat ile yürüttüğümüz “Bilişim Mucitleri” Projesi’ni çok önemli buluyoruz. Proje kapsamında ilk aşamada 1000’e yakın gence ulaşarak mobil yazılım alanında Türk gençlerinin bayrağı en üste taşımasını hedefliyoruz. Türkiye’nin dört bir yanındaki teknolojiye meraklı insanlara ulaşarak, mobil teknolojiler konusunda sektöre katkıda bulunarak destek olmanın mutluluğu ve gururunu yaşıyoruz” dedi. Projenin ilk adımı eğitmen eğitimleriyle atılıyor Mobil yazılım alanında Türkiye’nin gelişimine doğrudan katkı sağlayacak “Bilişim Mucitleri” Projesi için eğitmenler aranıyor. Ankara, Antalya, Aydın, Denizli, Erzurum, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kayseri, Malatya ve Samsun’da başlayacak pilot uygulamada görev almak üzere alınan başvuruların ardından 4-9 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da eğitmen eğitimi gerçekleştirilecek. Bu kapsamda eğitmen adaylarına 48 saat yüz yüze, 12 saat çevrimiçi gelişmiş yazılım, 20 saat çevrimiçi mentörlük eğitimini içeren toplam 72 saatlik eğitimin ardından her katılımcının en az 2 adet Mobil Uygulama geliştirmesi sağlanacak ve katılım belgesi verilecek. Eğitmen olarak başvuran adaylar için yapılacak değerlendirmede, Java programlama diline hakim,nesne tabanlı programlama konusunda bilgi sahibi, XML ve JSON gibi veri formatlarına aşina ve mobil uygulama yazma konusunda istekli olanlar önceliklendirileceklerdir. Eğitmenlerden, proje ekibiyle işbirliği içerisinde çalışarak aldıkları eğitim doğrultusunda yerel eğitimler vermeleri ve bir yıllık dönemde 15-30 yaş arasındaki yazılım konusunda bilgi sahibi ve mobil yazılım geliştirmeye hevesli en az 30 gence ulaşmaları, eğitimlerini raporlamaları ve ayrıca yaşadıkları illerde projenin eğitim dışı faaliyetlerinin yürütülmesi bekleniyor.

Google Wallet iOS yenilendi

0
GoogleWallet-iPhoneGoogle, meşhur uygulaması Google Wallet’ı iPhone için güncelledi ve yeni özelliklerin kullanımını aktif hale getirdi. Buna göre yeni iOS Wallet uygulaması kaynaktan kaynağa para nakli yapabiliyor, ABD’deki bir kullanıcı herhangi bir vatandaşa e-posta adresi ile nakit gönderebiliyor. Google Wallet Android sürümü bu ayın ilk günlerinde aynı özelliğe kavuşmuş ve büyük ilgi görmüştü. Bu sayede Wallet Android versiyonu, rakip hizmetler Square Cash ve Venmo ile makasın aralığını daraltmış oldu. Google’ın açıklamalarına göre uygulama sayesinde Wallet kullanıcıları iOS platformlarda da, e-cüzdanlarındaki miktarı kredi ya da banka kartı kullanarak çekebilecekler. Bunun yanı sıra iki arkadaşın istedikleri faturaları ikiye bölerek ödemeyi gerçekleştirmesinin de önü açılmış. Bu özelliğin gelişiyle hediye kartları ve daimi üyelik bonusları uygulamada kullanılmaz hale geldi. Geçtiğimiz Mayıs ayında Google tarafından duyurulan Android Pay, NFC üzerinden mobil ödeme hizmeti sunacaktı. Hizmet bu ay başında aktif hale geldi ve Google Wallet ile birlike isteyen kullanıcıların hizmetine girdi.

Apple Car için start verildi

0
yahoo-autosFarklı şirketler ile sağlam bir yarışa girmeye hazırlanan Apple, ilk otomobili Apple Car için ciddi bir yola adım attı. The Wall Street Journal’ın haberine göre şirket çalışanlarını ve kaynaklarını 2019 yılını hedef alarak konumlandırıyor. Kaynağa göre proje Titan adını taşıyor ve 600 kişilik orijinal ekibin sayısı 3 katına çıkartılıyor. Aracın olası çıkış tarihi olarak tekrar 2019 senesi işaret ediliyor ve asıl hedefin 1 yıl öncesinin merkeze alınmış olduğuna dikkat çekiliyor. Otomobil endüstrisinden çok sayıda uzmanı projesine dahil eden teknoloji üreticisi bir yandan da üzerine büyük bir yük alıyor; zira şirketin şimdiye kadar otomobiller ile ilgili bir deneyimi bulunmuyor. Öte yandan Apple Car tam anlamıyla otonom olmayacak, yani sürücü tarafından da kontrol edilen, sürülen bir ürün olarak merhaba diyecek. Kendi kendini idare edebilen asıl akıllı araç ise ilerleyen dönemler için hedefleniyormuş. Tüm bu gelişmelerin bir hayli önemli olduğunu belirten The Wall Street Journal, her şeye rağmen Apple Car çıkış tarihi için 2019’dan sonraya da bakmamız gerekebileceğine işaret ediyor. Kısacası Apple Car ile buluşmak için şirketin fanatikleri en azından 4 yıl daha beklemek mecburiyetinde.

Büyük veriyi yönetmek için uçtan uca bulut bilişim

0
Amazon Web Services Türkiye Ülke Müdürü Murat Yanar
Amazon Web Services Türkiye Ülke Müdürü Murat Yanar
Birçok farklı sektörlerde bilim adamları, geliştiriciler ve değişik endüstrilerden teknoloji liderleri büyük veri analizlerini gerçekleştirmek için Amazon Web Services servislerinden yararlanıyor, artan hacimde, çeşitte ve hızda dijital bilginin getirdiği zorlukları aşmak için gayret gösteriyor. Amazon Web Services büyük verileri en etkin şekilde yönetebilmeye yardım etmek için kapsamlı ve uçtan uca bir bulut bilişim portföyü sunuyor. Bir işletme birimi artık bulutta, kendi büyüklük ve hız ihtiyaçlarına ve yapmak istediği ödeme miktarına tam olarak uyan, kendisine özel bir veri ambarı yaratabiliyor. Bu, gün içinde çalışan 2 node’luk küçük bir veri ambarı, sadece bir Cuma öğleden sonrasında bir kaç saat çalışan 1000 node’luk büyük bir veri ambarı veya personele sabah işe geldiklerinde ihtiyaçları olan verileri sağlamak için gece boyunca çalışan bir veri ambarı olabiliyor. Amazon Web Services Import/Export ve DirectConnect gibi servisleri kullanarak büyük verilerinizi bulutta kolaylıkla toplayabilir, Kinesis servisi ile büyük verilerinizi gerçek zamanlı işleyebilir ve S3 depolama servisi ile büyük miktarlarda verileri maliyeti düşük bir şekilde saklayabilirsiniz. Buna ek olarak, DynamoDB servisi ile NoSQL veri tabanınızı hızlı ve efektif maliyetle ölçekleyebilir veya Petabyte ölçeğinde veri ambarınızı Redshift servisi üzerinde uygun maliyet ile kurabilirsiniz. Elastic MapReduce (EMR), Apache Hadoop framework’ünün EC2 üzerinde yönetilebilir bir servis olarak kullanabilir ve Hadoop cluster’larınızı yönetebilirsiniz. Amazon Spot Market’i kullanarak, analiz işleriniz için gereken bilgi işlem kaynaklarına kendi seçtiğiniz kullanım bedelini ödeyebilirsiniz. Bulutta ve büyük veride güvenlik AWS çözümleriyle ilgili bilgi veren Amazon Web Services Türkiye Ülke Müdürü Murat Yanar şunları söyledi: “Bulut bilişimi büyük veri analizlerinde kullanırken, müşterilerimizin çoğu beynelminel sertifikasyon ve akreditasyonu elde etmiş ve sağladıkları servisin güvenli olduğunu ispatlamış iş ortakları ile çalışmalarının önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu sertifikasyon ve akreditasyonlar, sıkı regulasyona tabi kamu, finans ve sağlık endüstrilerindeki güvenlik kontrollerini ölçmekte olan üçüncü parti denetçiler tarafından yapılmaktadır.” Yanar’a göre, bu standartlar içinde en itibarlı ve uygulanabilir olanı ISO 27001. Uluslararası Standartlar Organizasyonu tarafından geliştirilen ISO 27001 kontrolleri, dünyada birçok şirket tarafından kabul görüyor. Bulut altyapı sağlayıcıları aynı zamanda, Servis Organizasyon Kontrolleri 1, 2 ve 3 (SOC 1, 2 ve 3) denetimlerinden de geçmelidir. Denetçilerin bulut sağlayıcısının teknolji altyapısının güvenliğini onaylayabilmeleri, CISO’ların bulut teknolojilerini büyük veri analizi için değerlendirmelerine yardım eder. Müşteriler aynı zamanda kendi endüstrileri için geçerli olan sertifikasyon ve akreditasyonları da görmek isteyebilirler. Bunların iki örneği, kredi kartı ödemeleri endüstrisinde uygulanan PCI DSS Level 1 sertifikasyonu ve sağlık endüstrisinde uygulanan Health Insurance Portability and Accountability Act (HIPAA)’dır. Amazon Web Services, tüm bu sertifikasyon ve akreditasyonlara sahiptir. Yanar, sözlerini şöyle bitirdi: “Bulut bilişim daha yüksek seviyede fiziksel güvenlik sağlarken güvenliğin müşteri ve bulut sağlayıcısı arasında paylaşımlı bir sorumluluk olduğunuda belirtmek isteriz. Müşterilerimiz, bulut bilişimi büyük veri analizleri için kullanırken, uygulamaları için gereken güvenliği göz önünde bulundurmalıdırlar. Müşterilerimiz kendi verilerini korumak için içeriklerini şifreleyebilirler ve şifrelenen içerikler şifre çözücü anahtarlar olmadan erişilemez halde olacaktır.”

Sanal gerçeklik her alana yayılacak

0
<> on September 5, 2014 in Berlin, Germany.
<> on September 5, 2014 in Berlin, Germany.
VR setlerin piyasaya çıkış süreci hızlanırken, farklı şirketlerden önemli açıklamalar geliyor. Claude Zellwager (HTC), Dr. Richard Marks (Sony), Paul Raphael (Felix – Paul Studios)’un katılım gösterdiği bir toplantıda, VR, yani sanal gerçeklik cihazlarının sadece oyun dünyası ile sınırlı kalmayacağı belirtildi. Uzmanlara göre ilerleyen yıllar sanal gerçeklik için pek çok ilke gebe. HTC’den Zellweger, VR dünyası için farklı içerik araçları düşündüklerini, ilk aşamada 360 derece videoları hedef alacaklarını belirtti. Paul Raphael’e göre bu teknoloji bir sanatçı için dudak uçuklatıcı bir deneyim sunacak. Ayrıca insanlar sadece oyun için değil, film ve TV için de içeriklere merhaba diyebilecek. Dr. Marks olaya başka bir boyuttan yaklaşıyor, VR teknolojisi ile kullanıcıların sandıklarının aksine yalnız olmayacaklarını, bir yüze dokunabilecek kadar gerçekçi tecrübeler yaşayacaklarını iddia ediyor. Facebook tarafından satın alınan Oculus VR için de konuşan Zellweger, bu alanda her türlü firma için yeterli miktarda boş alan var, diyor. Bu arada Dr. Marks, farklı alanlarda da çalışılabileceği, oyun dünyası dışında eğitim, emlak ve benzeri nice olasılık var, dedi. NASA ile de çalıştıklarının altını çizen isim gelecekten bir hayli umutlu olduklarını ekledi. Son olarak sözü alan Zellweger, kötü VR ürünlerinin de çıkabileceğine dikkat çekti. HTC yetkilisi, çok sayıda başarısız VR içeriği ile muhakkak karşılaşacaklarını ekledi. Sanal gerçekliğin halen büyük bir deneme tahtası olduğunun altını çizen isim, bunun farklı tecrübeler adına ise önemli olduğundan bahsetti.

E-ticarette lisanslı güvenli ödeme dönemi

0
turkposBDDK’ya ilk elektronik para kuruluşu başvurusunu yapan Turk Elektronik Para A.Ş.’nin faaliyet izni alması ve bu iznin Resmi Gazete’de yayımlanmış olması ile birlikte TurkPos çalışmalarını lisanslı olarak sürdürüyor. 6 kredi kartı markası ve 13 banka ile çalışan TurkPos tahsilat sisteminin kurulumu gayet kolay. İşletme sahipleri; hiçbir ücret ödemeden 6 saat içinde kurulumu tamamlanan sistem üzerinden bütün bankaların ödeme ve 9 aya kadar taksit sistemlerini, üstelik çok daha düşük komisyon oranları ile güvenli bir şekilde kullanabilir hale gelecekler. Buna karşılık kullanıcılar da, ödemelerini istedikleri taksit sayısı ile istedikleri banka üzerinden yapabilecekler. Mobil Telefon ya da Tabletler Yoluyla Tahsilat Kolaylaşıyor TurkPos mobil uygulaması cep telefonları ya da tabletleri birer POS cihazına dönüştürüyor. Kurulumu kolay, kullanımı kolay sistem sayesinde, işletme sahipleri çok daha kolay tahsilat yapabilecekler. Hem Müşteriler, Hem de İşletmeler için Güvenli Tahsilat 2004’den bu yana geliştirilen inovatif teknolojilerin bir ürünü olan TurkPos, BDDK’dan 6493 sayılı kanun çerçevesinde aldığı lisans ile, hem işletmeler, hem de müşterileri için güvenli bir altyapı sunuyor. Lisans almamış olan çok uluslu ödeme sistemlerine karşı, Türk işletme sahiplerine ve kullanıcılarına kolaylık, güven ve çeşitli avantajlar sunuyor. Küçük İşletmeler için Komisyonu Düşük, Destekleyici bir Fırsat TurkPos, yüksek maliyetler ve aylık kotalar nedeniyle POS cihazı almakta zorluk çeken küçük işletmeler için adeta bir can simidi olacak. Hem kredi kartı kabul edememekten kaynaklanan müşteri kaybına son veriyor, hem de düşük komisyon oranları ile tahsilatın maliyetini azaltıyor. Üstelik kurulumu da, kullanımı da çok kolay. Yılmaz : Kurulum Ücretsiz, Ciro Taahhütsüz, Hizmet Bedelsiz 13 banka ve 6 kredi kartı markası ile tahsilatı mümkün kılan Turk Elektronik Para A.Ş., işletme sahiplerine online raporlama imkanı da sunuyor. Ürün ve satış sonuçlarının anında görüntülenebildiği finans raporları sayesinde müşteriler tarafından tercih edilen ödeme seçenekleri gibi çeşitli analizlerde mümkün. Turk Elektronik Para A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Emin Can Yılmaz : “Gün içerisinde, tek bir entegrasyon ve sözleşme ile sanal pos sistemine sahip olun, hızlı bir şekilde tahsilat yapmaya başlayın. Kurulum ücretsiz, ciro taahhütsüz, hizmet bedelsiz” diyor ve devam ediyor TurkPos sistemine ücretsiz üye olarak, hızlı ve güvenli bir şekilde tahsilatlarınızı gerçekleştirebilirsiniz. Siz işinize odaklanın, biz tahsilatı sizin için yaparız”. Turk Elektronik Para A.Ş., ilgili mevzuat kapsamında faaliyet izni için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) ilk Elektronik Para Kuruluşu başvurusunu 31 Aralık 2014 tarihinde yaptı ve Kurulun 27 Ağustos 2015 tarihli ve 6428 sayılı kararı ile elektronik para ihraç etmek üzere elektronik para kuruluşu olarak faaliyet iznini aldı. TURKPARA’nın Faaliyet İzni ile Sunacağı Başlıca Hizmetler Elektronik Para Kuruluşu olarak verilen faaliyet izni ile kuruluşun sağlayacağı hizmetler ve hizmetlere özgün markalar, e-ticaret sitelerine sanal pos çözümleri (TURKPOS), Fatura Ödeme Hizmetleri (TURKVEZNE), Tahsilat Hizmetleri (TURKTAHSILAT,TURKODEME) ve kuruluşun sahibi olduğu faaliyet izninin en önemli yetkisi olan elektronik para ihracı (PARAM, BAROKART, ADALETKART, EASYCARD, PLATINCARD) olacaktır.

CEO’lar Nesnelerin İnterneti’ni tartışacak

0
internet-of-things30 Eylül Çarşamba günü Cisco ve Intel sponsorluğunda gerçekleşecek etkinlikte, Türkiye’nin önde gelen CEO’larının da katılacağı bir CEO Paneli ve Akıllı Şehirler panelleri gerçekleşecek. Nesnelerin İnterneti kavramının Türkiye’deki ekonomik yansıması ve potansiyeli ekonomiye yön verenler tarafından masaya yatırılacak. Sanayi Devrimi’nden bu yana, dünyanın en hızlı dönüştüğü, yaşam tarzlarımızın da aynı hızla değiştiği bir dönemden geçiyoruz. Bugün teknolojide ciddi bir kırılma noktasına gelindi ve herkes bir sonraki adımın ne olacağını merak ediyor. Türkiye’nin ilk ve en kapsamlı Nesnelerin İnterneti Zirvesi, tüm bu soruların ortasında geleceğimize ışık tutmak adına Cisco ve Intel’in ana sponsorluğunda 30 Eylül Çarşamba günü İstanbul Four Seasons Oteli’’nde gerçekleştirilecek. Türkiye’den ve yurt dışından sektörün önemli isimlerini buluşacağı etkinlikte akıllı binalar,giyilebilir teknolojiler, akıllı şehirler gibi kavramlarla; hayatımıza hızla giren ürün ve hizmetler değerlendirilecek. Cisco ve Intel’in ana sponsorluğu, GE Türkiye, Microsoft ve Teradata’nın altın sponsorluğunda, NTV, Capital ve Ekonomist’in medya sponsorluğunda düzenlenecek etkinliğin CEO Paneli’nde Denizbank CEO’su Hakan Ateş, Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, GE CEO’su Canan Özsoy, Microsoft Türkiye CEO’su Murat Kansu, Odeabank CIO’su Tayfun Küçük ve Vestel CEO’su Turan Erdoğan, İoT’nun sektörlere yansımalarını ve geleceğini tartışacaklar. Akıllı Şehirler Oturumu’nda ise kamudan enerjiye telekomünikasyondan inşaata sektörlerin, iş hayatının ve şehirleri nasıl bir değişim beklediği konuşulacak. Panelde, Mümin Kahveci (İETT), Emin Halebak (Lüleburgaz Belediye Başkanı), Mehmet Ali Akarca (Türk Telekom), Gökhan Öğüt (Vodafone) ve Hakkı Tok (İstanbul Büyükşehir Belediyesi CIO). Erden Timur (NEF İnşaat), Yetik Mert (Enerjisa) söz alacak.

Mobil teknolojisine kadın eli değecek

0
melekler‘Mobil Çözümlerin Adresi: Kadın Projesi.’ İstanbul Ticaret Odası liderliğinde, İstanbul Ticaret Üniversitesi ortaklığında, Teknopark İstanbul’un iştiraki ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu’nun desteğiyle uygulanacak projede, İstanbul’daki kadınların mobil teknoloji sektöründe etkinliğini arttırılması ve bu hizmetlerde etkin rol alması hedefleniyor. Projenin bir diğer hedefi ise mobil teknolojiler sektöründe istihdam edilen ve yenilikçi iş fikrini hayata geçiren kadın sayısının arttırılması olacak. İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan hibe almaya hak kazanan ve sözleşmesi imzalanan projenin 2016 yılı Şubat ayında başlaması öngörülüyor. Eğitimler 220’şer saat sürecek TOBB Kadın Girişimciler Kurulu İcra Kurulu Başkanı Hatice Dinçbal Kal proje kapsamında yaş sınırı olmaksızın, en az üniversite öğrencisi olan; mobil uygulama ve yazılımlara ilgi duyan kadınlara ‘Başlangıç Seviyesi Mobil Teknoloji’ ve ‘İleri Seviye Mobil Teknoloji’ başlıkları altında eğitim verileceğini söyledi. Dinçnal Kal sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’ 220’şer saat sürecek ve ücretsiz olarak verilecek eğitimler için ön başvurularwww.ito.org.tr adresinden alınmaya başlandı. Projenin hedef grubu ise en az üniversite öğrencisi veya mezunu mobil teknoloji endüstrisinde çalışmaya veya mobil teknolojiler alanındaki iş fikrini hayata geçirmeye istekli kadınlar olacak.’’

HP’den KOBİ’lere özel yeni yazıcı ve PC’ler

0
HP_ProOne_400_G2_AiO_Multiple_FormsHP yeni Pro serisi masaüstü, dizüstü ve all-in-one (AiO) PC’si ile birlikte yeni yazıcı ve çok işlevli yazıcılarını duyurdu. Her ölçekten şirketin ihtiyaçları için tasarlanan ürünler, özellikle KOBİ’lere önemli avantajlar sunacak. HP’nin yakın bir geçmişte, 750 BT yetkilisi ve yöneticisiyle   gerçekleştirdiği bir araştırma, KOBİ’lerin teknoloji konusunda yaşadığı en önemli endişeleri gözler önüne sermişti. Araştırmada bu endişeler, üretkenliği artırmanın yeni yollarını bulma, güvenlik tehditlerine karşı getirilmesi gereken çözümler ve BT maliyetlerinin yönetimi olarak tanımlanmıştı. Yeni HP Pro 400 serisi yazıcılar ve PC’ler de bu sorunların çözümünü hedefliyor. HP EMEA Genel Müdürü Enrique Lores, ürünlerle ilgili şu açıklamayı yapıyor: “Müşterilerimiz, sınırlı bütçe ve BT kaynaklarıyla, kurumlarının üretkenliği ve güvenliği üzerinde önemli etki sahibi olan teknoloji kararlarını alırken yaşadıkları zorlukları bizimle sürekli olarak paylaşıyorlar. HP olarak müşterilerimizi destekliyor, yeni HP Pro serisi PC ve yazıcılar gibi ticari seviyede çözümlere erişimlerini sağlıyoruz. Nihayetinde, iş ihtiyaçlarına yönelik becerileri, karşılayabilecekleri maliyetlerle sunuyoruz.” Şık tasarım içinde güç, performans ve güvenlik bir arada Her ölçekten şirkette olduğu gibi KOBİ’lerde de teknoloji kullanımı iş süreçleri açısından çok önemli avantajlar yaratıyor. İş yaşamı ve kişisel yaşam arasındaki sınırlar belirginliklerini her geçen gün yitirirlerken, kurumlar mobil ve birlikte çalışma ilkelerine ilgi gösteren işgücünü kendilerine çekmek için çaba sarf ediyor. KOBİ’ler, modern iş şartları için tasarlanmış, cihazların birbirlerine kolaylıkla bağlanabildiği ve çalışanların da birlikte çalışma şartlarını yerine getirmelerine olanak tanıyan bir teknolojiye ihtiyaç duyuyor. Tüm bunların, kablolar ve özel ekipmandan bağımsız olarak gerçekleştirilmesi gerekiyor. HP’nin Pro serisi masaüstü, dizüstü ve AiO bilgisayarları KOBİ’lere uygun maliyetli, kurumsal seviyede ve yeni nesil çalışanların kullanmaktan keyif aldığı tüketici cihazlarından ilham alan teknolojiler sunuyor. HP’nin 120.000 saatten fazla test  içeren Total Test sürecinden geçen cihazlar, bu yönleriyle işin zorlu şartlarına ve evde kullanıma uygun hale getirildi. Pro serisi PC’lerin birinci sınıf güvenlik ve yönetilebilirlik özellikleri KOBİ’lere, kritik öneme sahip iş verileri ve cihazlarını koruma imkânı tanıyor. HP BIOSphere  sistem açılışı esnasında donanım yazılımına BIOS-seviyesi koruma sağlarken, HP Client Security  hassas verilerin güvenliği için çok faktörlü kimlik doğrulama ve sabit disk şifreleme sunuyor. Tüm yeni ürünler Windows 10  işletim sistemi ve ek güvenlik katmanlarıyla birlikte sunuluyor. Pro serisi PC’ler içerisinde şu ürünler yer alıyor: • HP ProBook 400 G3 serisi dizüstü bilgisayarlar: Mobil çalışma koşulları için sunulan ürünler ince, hafif ve dayanıklı tasarımlarıyla dikkat çekiyorlar. 13”, 14”, 15” ve 17” diyagonal boyutlar, HP BIOSphere PM  ve opsiyonel parmak izi okuyucu da cihazların diğer özellikleri arasında. HP ProBook 440 G3, önceki nesle kıyasla yüzde 17’ye varan oranda daha ince ve yüzde 12’ye varan oranda daha hafif. Bu da sürekli hareket halinde olan çalışanlar için önemli bir avantaj doğuruyor. HP ProBook 400 serisi 6. nesil Intel® Core™ işlemciler ya da en yeni sürüm AMD 6. nesil A-sersi APU  özelliklerine sahip. Gravity Black hatlar, alüminyum ile güçlendirilmiş klavye yuvası ve sıvı dökülmelerine dirençli HP Premium klavye de diğer özellikler arasında yer alıyor. Dizüstü bilgisayarlar geniş çeşitlilikte, ayarlanabilir seçenekleriyle teknoloji deneyimini zenginleştiriyor. Bunların arasında opsiyonel FHD görüntüleyici , dokunmatik ve uzun ömürlü piller yer alıyor . • HP ProOne 400 G2 AiO ve HP ProDesk 400 serisi en yüksek seviyede güç ve performans için 6. nesil Intel® Core™ işlemciler kullanıyor. Baştan aşağı yeniden tasarlanan yeni HP ProOne 400 G2 AiO KOBİ’lere alandan tasarruf, şık tasarım avantajlarını sunuyor. Ayrıca HP’nin ilk ticari AiO’lar için ilk siyah renkli kaplaması da bu ürünlerde yer alıyor.  Dahili kablo yönetimi ve yeni kurulum seçenekleri sayesinde kullanıcılar PC’lerini en iyi açıyla kullanabiliyorlar. 20” (50cm) diyagonal HP ProOne 400 Windows 10’da yer alan Cortana  gibi özelliklere uygun tasarlanmış bulunuyor. HP Gürültü Azaltma Yazılımı, entegre 1MP HD Webcam  ve opsiyonel köşeden köşeye 10 parmak kapasitif dokunmatik panel, birlikte çalışma şartlarını kolaylaştırıyor. • HP ProDesk 400 serisi ultra küçük, küçük ya da mikro olmak üzere farklı biçim faktörlerinde tasarlanmış bulunuyor. Tüm boyutlar, uygun maliyet ve performans şartlarını karşılıyor. HP ProDesk 400 G2 Desktop Mini cihazı monte etmek, fiziksel olarak güvenceye almak ve kurmak için gerekli tüm şartlara sahip. Masaüstü bilgisayar alanın kısıtlı olduğu ortamlarda bir masanın altına ya da bir monitörün arkasına kolaylıkla sığabiliyor. Yeni standart seri port, VGA ve DisplayPort’un yanı sıra DDR4 RAM üretkenliği ve işlevselliği artırıyor. HP ProDesk 400 G3 Microtower platformu HP’nin KOBİ’lere yönelik en yüksek performanslı, genişletilebilirliği en yüksek ve en değerli masaüstü bilgisayarı olma özelliğini taşıyor. Yeni yazıcılar en hızlı yazma hızlarına sahip Yeni HP LaserJet 400 serisi yazıcılar ve çok işlevli yazıcılar en hızlı ilk sayfa basımı, en hızlı çift taraflı baskı ve kendi sınıfının en düşük enerji tüketimi gibi özellikleriyle KOBİ’lerin iş süreçlerine ve üretkenliklerine önemli katkılar sağlayacak HP, yeni cihazlarıyla müşterilerine, cihazın açılışından kapanmasına kadar olan süreçte baskı ortamlarını güvence altına alma konusunda verdiği desteği sürdürüyor. Bunu da Pro serisine getirdiği dahili güvenlik özellikleriyle yapıyor. Bunların arasında PIN Baskı  özelliğiyle baskı işi saklama gibi avantajlar yer alıyor. Yeni yazıcılar her ay 4.000’e varan sayıda baskı alan, 3 ila 10 kişi arasında değişen çalışma grupları için ideal. Yazıcı modelleri şöyle: • HP LaserJet Pro M402 serisi tek renkli yazıcı, sınıfının en küçük ve enerji açısından en verimli üyesi olmasıyla kompakt çalışma alanları için ideal bir ürün . • HP Color LaserJet Pro M452 serisi bir önceki modele kıyasla %48’e varan oranda daha hızlı ilk sayfa baskısı gibi avantajlarıyla sınıfının en iyi renkli baskı performansını sunuyor . • HP LaserJet Pro MFP M426 serisi üretkenlik odaklı tasarlanan bir MFP (çok işlevli yazıcı).  Hızlı, çift taraflı tarama ve belge iş akışları desteği, taramadan e-postaya, klasörleme, USB ve bulut becerileri cihazın ana özellikleri arasında. Bir önceki modele kıyasla %100’e varan oranda daha hızlı çift taraflı baskı sunmasıyla sınıfının en iyisi baskı performansını hak ediyor . • HP Color LaserJet Pro MFP M477 serisi hızlı, çift taraflı tarama, belge iş akışları desteği, taramadan e-postaya, klasörleme, USB ve bulut becerileri özelliklerine sahip. Bir önceki modele kıyasla %140’a varan oranda daha hızlı çift taraflı baskı ve %46’ya varan oranda ilk sayfa baskısı sunan cihaz, sınıfının en iyi renkli baskı performansını sunuyor. • HP Color LaserJet Pro MFP M274n Nisan 2015’te satışa sunulan ve 2015 reddot ödülü kazanan M277n’nin üçü bir arada versiyonu.  Baskı, kopyalama ve tarama gibi üç ana işlevi sunan HP Color LaserJet Pro MFP M274n, kendi sınıfının en küçük renkli lazer MFP’si olma özelliğini taşıyor ve geniş çeşitlilikteki üretkenlik ve iş akışı özellikleriyle çalışma ekiplerine önemli avantajlar kazandırıyor. Çalışanlarına mobil üretkenlik sunmak isteyen müşteriler için, yeni 400 serisi yazıcılar çeşitli mobil baskı çözümlerini destekliyor. Bunların arasında “wireless direct”, NFC touch-to-print, HP JetAdvantage Private Print ile bulut tabanlı baskı yer alıyor. HP, Orijinal HP Toner kartuşları alanındaki inovasyonlarını JetIntelligence ile daha da ileriye taşıyor. Hassas siyah tonerin eklenmesi ile birlikte müşterilerin tek renkli baskı ihtiyacı karşılanıyor. Hassas siyah toner, siyah-beyaz baskı için hassas toner yerleşimi sunarak kartuş başına sayfa verimini artırıyor. HP, ayda 50’den az sayfa baskı ihtiyacı bulunan en küçük KOBİ’ler, mikro işletmeler ve ev ofisleri için Instant Ink etkin cihazlar için genişleme paketi duyurdu. Bunların arasında yeni HP OfficeJet 4650 All-in-One yazıcı da yer alıyor. HP’nin mürekkep değiştirme hizmeti sınırlı baskı ihtiyacı bulunan müşterilere uygun maliyetli, zahmetsiz mürekkep yönetimi imkânını tanıyor. Fiyatlar ve ürüne erişim * • HP ProBook 400 serisinin EMEA bölgesinde Ekim ayından itibaren 389 avrodan başlayan fiyatlarla satışa sunulması bekleniyor. • HP ProDesk 400  serisinin EMEA bölgesinde Kasım ayından itibaren 399 avrodan başlayan fiyatlarla satışa sunulması bekleniyor. HP ProDesk 400 Small Form Factor’ın 2016 yılı başlarında, 389 avrodan başlayan fiyatlarla satışa sunulması bekleniyor. • HP ProOne 400 AiO’nun EMEA bölgesinde Kasım ayından itibaren 459 avrodan başlayan fiyatlarla satışa sunulması bekleniyor. • HP LaserJet Pro M402 serisinin Ekim ayında 280 dolardan başlayan fiyatlarla satışa sunulması bekleniyor. • HP Color LaserJet Pro M452 serisinin Ekim ayından itibaren 325 dolardan başlayan fiyatlarla satışa sunulması bekleniyor. • HP LaserJet Pro MFP M426 serisinin Ekim ayından itibaren 414 dolardan başlayan fiyatlarla satışa sunulması bekleniyor. • HP Color LaserJet Pro MFP M477 serisinin Ekim ayından itibaren 448 dolardan başlayan fiyatlarla satışa sunulması bekleniyor. • HP Color LaserJet Pro MFP M274n’nin Ekim ayından itibaren 314 dolardan başlayan fiyatlarla satışa sunulması bekleniyor.

KOBİ’lere mobil oyun bazlı eğitim

0
enoctaTürkiye’nin e-öğrenme alanındaki ilk ve öncü şirketi Enocta’nınkoordinatörlüğünde, Türkiye Bilişim Vakfı (TBV), Okan Üniversitesi ortaklığı ve TAGES’in desteği ile 1 Kasım 2013 tarihinden bu yanadevam eden INTOUCH- ICT projesinin kapanış toplantısı yapıldı. Proje çıktılarının paylaşıldığı toplantıya, INTOUCH- ICT sürecinde yer alan KOBİ çalışanlarının yanı sıra, İtalya, Macaristan ve İsveç merkezli uluslararası proje ortakları da katıldı. Türkiye Cumhuriyeti AB Bakanlığı, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Türkiye Ulusal Ajansı tarafından yürütülen projenin kapanış toplantısında, Bilgi ve İletişim Teknolojileri sektöründe faaliyet gösteren KOBİ çalışanlarının mobil oyun bazlı öğrenmeyle edindikleri kazanımlar aktarıldı. Kapanış toplantısında oyunun öğrenme sürecindeki yerinin ve öneminin anlatıldığı bir panel de düzenlendi. Moderatörlüğünü Enocta İş Geliştirme Grup Müdürü İdil Denizciler Dinç’in yaptığı panelde, Vodafone Eğitim Teknolojileri Müdürü Hakan Derviş Koçak, ODTÜ öğretim görevlisi GDLN Avrasya Bölgesi Temsilcisi Tarkan Gürbüz ve Pixofun Kurucu Ortağı Başak Güvenç konuşmacı olarak katıldı.   BİT KOBİ’ler keyifli ve kalıcı öğrenme modeli INTOUCH-ICT’nin KOBİ’lere ve iş dünyasına katkılarıyla ilgili konuşan Enocta CEO’su Ahmet Hançer, “Oyun ve oyunlaştırmayı, keyifli ve kalıcı öğrenme sürecinde dinamik ve interaktif bir araç olarak konumlandırdığımız proje kapsamında, 10 farklı konuda 20 adet mobil oyun hazırlandı ve KOBİ’lere sunuldu. Akıllı telefonlar ve tabletler üzerinden kullanılabilen mobil oyunlarla bilgi ve becerilerini eğlenceli yollarla geliştiren BİT KOBİ profesyonelleri, bundan böyle iş hayatında karşılarına çıkacak rutin olmayan durumlara yönelik her daim hazırlıklı olacaklar. Oyun dinamiklerini markaya, işletmeye ya da belirli bir ürüne entegre ederek interaktif bir ortam yaratmayı başarabilen KOBİ’ler ise, şirket içi eğitim programlarında mekân ve zaman sınırlaması olmadan tüm çalışanlarına keyifli ve etkili bir öğrenme alternatifi sunarak, sınıf içi eğitimlerine kıyasla çok daha avantajlı fiyatlarla çalışanlarının ve şirketin iş performansını artırmış olacak” dedi. Türkiye’de ve AB ülkelerinde BİT KOBİ profesyonellerinden beklenen kilit yetkinlikleri tanımlamayı, yetkinlik kazanmış yeni BİT çalışanlarının sayısını artırmayı ve BİT sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’ler arasındaki işbirliğine dayalı öğrenmeyi artırmayı hedefleyen proje, bu süreçte Türkiye ve Avrupa’daki KOBİ’ler bünyesinde mobil öğrenme bazlı öğrenme yaklaşımlarını ve araçlarını teşvik ederek KOBİ’leri yenilikçi öğrenme modelleriyle tanıştırmış oldu. Hayat Boyu Eğitim Programı (LLP) kapsamında fonlanan bir Leonardo Da Vinci Yenilik Transferi Projesi olan INTOUCH-ICT,  31 Ekim 2015 tarihinde sona erecek.

Sony’den medya produksüyon yazılımı

0
3_imacsCatalyst Prepare ve Catalyst Edit yazılımlarını bünyesinde bulunduran Catalyst Production Suite, tanıtıldığı günden bu yana güçlü medya hazırlama ve 4K, RAW ve XAVC içerikleri için hızlı, odaklanmış düzenleme imkânı sunarak profesyonel medya yapımcılarının iş akışında zaman kazandıran, önemli bir araç oldu. Sony Creative Software’in Başkan Yardımcısı John Freeborg, “Catalyst Production Suite, medya prodüksiyonunu daha verimli hale getirmek için tasarlandı. Bu maksatla Catalyst Prepare ve Catalyst Edit yazılımlarında gerçekleştirilen iyileştirmeler, yazılım paketinin verimliliğini artırarak medya hazırlama ve düzenleme aşamasında yeni bir esneklik ve hız seviyesi sunuyor. Müşterilerimizden aldığımız geri bildirimlere göre Catalyst Production Suite’i sürekli olarak geliştirmeye devam ederek post prodüksiyonu daha da kolaylaştırmak ve prodüksiyon sürecini kısaltmak için çalışıyoruz.” dedi. Catalyst Prepare 2015.1: Gelişmiş gezinme: Modern arabirim, dosya tabanlı verimli iş akışları için medyaya doğrudan erişim sağlıyor. Daha kolay dosya bakımı: Klipleri rahatça organize edin, yeniden adlandırın ve NLE dostu formatlara dönüştürün. Dönüştürme: Sony (AVC, XAVC, XDCAM ve Sony RAW), Apple (Mac® için ProRes), AVID (DNxHD) ve daha birçok temel formatı destekler. EDL olarak dışa aktarım: Apple Final Cut Pro (*.fcpxml), Adobe® Premiere (*.prproj), AVID Media Composer (.aaf) ve Vegas Pro (.txt) formatlarını destekler. Boşaltma: Birden fazla cihazdan doğrulamalı olarak eş zamanlı yedekleyin. Verimli içe aktarım: Kopyalamadan önce klipleri ve meta verileri hızlıca önizleyerek zaman ve alandan tasarruf edin. Birden fazla klip için başlangıç/bitiş noktaları ayarlayın ve video kaydının yalnızca saklanmaya değer kısımlarını kopyalayın. Daha iyi medya yönetimi: Doğru klipleri hızlı ve verimli bir şekilde kopyalayın, organize edin ve renklendirin. Düzenleme sürecinde zaman kazanmak için görsel senaryolar oluşturun. Geri bildirim almak için Sony Ci medya bulut platformu üzerinden paylaşın. Klip yenileme: Flaşlı fotoğrafların olduğu etkinliklerden flaş bantları kullanarak klipleri onarın. Catalyst Edit 2015.1 Güçlü video FX eklentisi desteği: Catalyst Edit, artık birçok dahili GPU hızlandırılmış video FX eklentisi içeriyor ve OpenFX (OFX) standardını destekliyor. Kullanıcılar artık 3.parti tedarikçilere ait özel efektler, filtreler, medya oluşturucular, geçişler ve daha fazlasını kullanabilir. Güvenilir renk: ACES iş akışı desteği, renk yönetimi ve düzeltme işlemlerinin sektör standartlarını karşılamasını sağlar. Zaman çizelgesi düzenlemesinde geliştirmeler: Parçaları yeniden düzenleyin, tüm klipleri seçin, sesi kısılmış parçaları daha etkili görselleştirin, iç içe geçmiş zaman çizelgelerini kolayca oluşturun ve daha birçok yeni işlevler kullanın. Video sabitleme: Sallantılı aksiyon kliplerini, akıcı sahnelere dönüştürün. Genişletilmiş düzenleme araçları ve özellikleri: Döngüde oynatma, kısmi veya tam proje rendering’i, kayıp medya içeriğini yeniden bağlama veya farklı dosyalarla değiştirme, J ve L kesimi oluşturma; dizileme düzenleme, geliştirilmiş Sony RAW performansı, hızlı ve ağır çekim için klip oynatma hızını kontrol etme ve kadraj görünümlerini dondurma, görüntü içinde görüntü kontrolü, kırpma ve yakınlaştırma kontrolü, klip ses seviyesi zarflamaları ve rendering sırasında ses kanalı yeniden yönlendirmesi. John Freeborg, “Bu yeni özellikler ve iyileştirmeler, Catalyst Production Suite’in kullanışlılığını önemli ölçüde artırıyor. Prodüksiyon taleplerinin artması ve takvimlerin giderek sıkışması, güncellenen Catalyst Production Suite’i yaratıcı profesyonellerin beklentileri aşması konusunda temel araç haline getiriyor.” dedi.

Akıllı şehir kaç hayat kurtarır?

0
future-cityÖnce bir şehir düşürün aklınıza; yaşadığınız ya da yaşamak istediğiniz bir şehir olabilir. Orada yaşamak istemenizin sebepleri çeşitli olabilir. Yakınlarınız oradadır, iş konusunda olduğunuz yere göre daha elverişlidir, eğitim olanakları daha geniştir vs. Ama asıl sebep, yaşam kalitesi açısından size istediğinizi verebilecek olmasıdır. Daha az trafik, daha yoğun sosyal etkinlikler, suç oranlarının düşüklüğü… Liste uzayıp gider. İşte tüm bunların olması içinse arka planda genel bir tanımla “akıllı şehir” adı verilen teknolojiler çalışırken iddialı ve gösterişli bir kontrol merkezi tüm şehri tek bir dev ekrana sığdırır. Buradan paylaşılan trafik verileri navigasyon sistemleriyle cep telefonlarınıza ve hayatınızdaki diğer ekranlara ulaşır. Viyadüklerdeki asfaltın buzlanmaya ne kadar yakın olduğu, şehrin gelişmiş kablosuz iletişim altyapısıyla anında ilgili birimlere iletilir. Daha gelişmiş örneklerde ambulans ve itfaiyeler, akıllandırılmış trafik ışıklarıyla etkileşime girerek yolu kendileri için açar. Yanından geçtiğiniz ama içindeki ağacın yıllar içinde ne kadar büyüdüğünü farketmediğiniz parkların sulanmasında bile merkezi bir görünmez el, iletişim ve otomasyon teknolojilerinin de desteğiyle size daha yüksek bir yaşam kalitesi sunmak için çaba gösterir. Birleşmiş Milletler’in verilerine göre günümüzde toplam dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor. 2050’de 9 milyara ulaşması beklenen nüfusun ise yüzde 70’e yakınının şehirlerde yaşaması bekleniyor. Yine Birleşmiş Milletler’in 2012 tarihli bir raporuna göre nüfusu 1 milyonu aşan şehirlerin yüzde 60’ı en az 1 doğal felaketin meydana gelebileceği bölgelerde bulunuyor. İşte Hopa, belki nüfus açısından değil ama doğal felaket alanında bulunması nedeniyle bu sınıfta. Şiddetli yağmur ve oluşan heyelan ve sel felaketi nedeniyle resmi rakamlara göre 8 kişi hayatını kaybetmişti. Peki, Hopa bir akıllı şehir olsaydı yitip giden yaşamlar aramızda olmaya devam eder miydi? Bunu bilemeyiz, ama bir sonraki doğal afetin olmayacağının bir garantisi yok ve akıllanmış bir Hopa ya da Türkiye’nin, dünyanın herhangi bir bölgesi bu tip olayların en az kayıpla atlatılmasını sağlayabilir. Nasıl mı? Akıllı şehir kavramı her ne kadar o yerleşim yerinin girişindeki “Hoş geldiniz” tabelasıyla anılsa da işin aslı böyle değil. O şehre inen yamaç, bölgeye ulaşan yollar, civardaki ormanlar, akan dereler, barajlar ve bunun gibi aklınıza gelebilecek hemen her tabela sınırı dışı faktörün akıllı şehir olma yolundaki yerel yönetimlerce değerlendirilmesi gerekiyor. Hopa örneğinden devam edelim. Heyelan tehlikesinin olduğu bölgede toprak altına yerleştirilecek sensörlerden elde edilen veriler toprağın nemini ölçerken, içinde bulunan maddelerin analiziyle heyelan ya da benzeri bir duruma izin verip vermeyeceği görülebilir. Şehrin üstündeki tepede bulunan ağaçların durumları uzaktan analiz edilerek hem lokal hava durumu hem de ağaçların sağlığının takip edilmesiyle bakım gerekip gerekmediğinin bilgisi alınabilir. Diğer yandan yine bu yöntemle o ağaçların sel ya da heyelanı ne oranda durdurabileceğine dair öngörülerde de bulunulabilir. Liste bununla sınırlı değil, bölgeye refah ve ekonomik canlılık getirmesi için dere üstlerine yapılan barajlar, henüz daha proje aşamasında simülasyona sokulabilir. Böylece dere yatağının değiştirilmesi durumunda oluşacak etkiler daha başlangıçta tespit edilebilirken, Karadeniz kıyısındaki yerleşim yerlerinde uygulanan, “dereyi 50 santimlik boruya hapsetmenin” bir çözüm olmayacağı baştan belli olabilir. Benzer bir analizi şehrin doğal afetle ilk temas edecek mahallelerindeki binalar için de yapmak mümkün. Ama durun bitmedi; yukarıda bahsettiğim sensörlerden gelecek verilerin yardımıyla şehrin kontrol merkezi, şehirde yaşayanlara tsunami alarmına benzeyen bir uyarıda bulunarak ortalıkta gezmemelerini söyleyebilir. Şehir çok mu büyük, o zaman herkesin cep telefonuna felaket öncesinde mesaj gönderebilir. Yapılabilecekler listesi daha da uzar. Her şehrin durumuna göre değişir elbette. Ama şu anki anlayış, bakanlık seviyesinde yapılan “çok yağacak diye uyarmıştık” ya da “akıllı bina yaparak akıllı şehir olacağız” diyen belediye başkanı seviyesinde. Peki, şehirleri akıllandırmayı vaat eden özel sektörün “felaket önlemek için akıllı şehir” vizyonu var mı? Maalesef ben şu ana kadar rastlamadım…

Dünyanın önde gelen 200 şirketinin İstanbul çıkarması

0
Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen Uluslararası Tedarik Zinciri Zirvesi, (3rd International Supply Chain Summit İstanbul-İSCSİ) yaklaşık 200 yerli ve yabancı katılımcıyla 16-17 Eylül tarihlerinde Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel’de yapıldı. Şimdiye kadar Slimstock, LODER, DSV, ORTEC, SCM tarafından organize edilen ISCSI Zirvesi’nin düzenleyicileri arasına bu yıl Venlo ve THY Cargo da katıldı. “Türkiye’nin En Etkili Tedarik Zinciri Profesyonelleri Listesi” de zirvenin ilk günü Gala yemeğinde açıklanan etkinlikle ilgili Slimstock Ülke Müdürü Songül Sezer ile konuştuk.

Defne’den Asya Pasifik bölgesinde yeni anlaşma

0
Defne_TechnologiesTürkiye dahil 6 kıtada 20’den fazla ülkede 25’ten fazla mobil operatör ve 500 milyondan fazla aboneye katma değerli servis ve platform çözümleri sunan Defne Telekomünikasyon, 2012’den bu yana birlikte çalıştığı ve Ödemeli Arama Platformu’nu sunduğu Nepal’in lider mobil operatörünün servislerine Roamers CallBack’i de ekledi. Nepal’in lider mobile operatörü Roamers CallBack ürünü üzerinden verdiği ‘roaming’ servisi ile abonelerine kendi iletişim ağının dışına çıktıklarında maliyeti daha uygun çağrı yapma imkanı veriyor. Mobil operatör bu sayede, yurt dışın çıkan abonlerinin çağrı gelirlerini kendi iletişim ağında tutarken, aynı zamanda müşteri memnuniyetini ve sadakatini de arttırmış oluyor. Roamers CallBack servisi kendi iletişim ağlarının dışına çıkan, seyahat halindeki abonelerin, ana iletişim ağlarını arama yaparken daha pahalı olan operatör ara bağlantı masraflarını da içine alan roaming ücretlerine tabi kalmadan ve ya da daha az maaliyetle arama yapmalarını sağlıyor. Aboneler yurtdışından evlerini, ofislerini ya da arkadaşlarını daha ucuza arama imkanı buluyor. “Nepal’in lider mobil operatörü ile olan işbirliğimize Roamers CallBack ürünümüzün de eklenmesi bize ve çözümlerimize duydukları güveni gösteriyor. Operatörün aboneleri Roamers CallBack servisi ile yurt dışında seyahat ederken artık ‘yurt içinden yurt dışını’ arar gibi arama yapabiliyorlar,” diyen Defne Telekomünikasyon Genel Müdürü Oğuz Haliloğlu sözlerine şöyle devam etti “Bu şekilde hem müşteri memnuniyeti artıyor, hem de lider mobil operatör yurt dışındaki abonelerinden gelecek geliri kendinde tutabiliyor.” Yurt dışına çıkan aboneler kendi operatörünün SIM kartını ve servislerini kullanmaya devam ettiği için Roamers CallBack servisinin kullanımı oldukça kolay. Aboneler servise üye olmaya gerek kalmadan USSD kanalı üzerinden arama başlatabiliryorlar. Yeni geliştirilen özellikle, aboneler akıllı telefonlardan bir uygulama ile doğrudan arama da yapabilecekler.

WhatsApp’daki sahte reklam mesajlarına dikkat!

0
apertura-whatsapp-android-spamESET Güvenlik Analistlerinin tespitlerine göre ilk olarak bu yılın Ağustos ayının ortalarında kullanıcılara WhatsApp’daki kişiler üzerinden tanınmış markaların sponsorluğunda olduğu belirtilen kampanya bağlantıları gelmeye başladı. Bu bağlantılarda, özellikle kendi ülkelerinde oldukça popüler supermarketlerin tercih edildiği dikkat çekiyor. Avustralya‘dan Coles ve Woolworhts, İspanya’dan Mercadona, İtalya’dan Lidl, ABD’den Seven-Eleven ve Hollanda’dan Albert Heijen. Ülkelere bakarak bunun sınırları aşan bir kampanya olduğu görülüyor. Nasıl çalışıyor ve ne hedefleniyor? Aldatmacanın çalışma prensibi oldukça basit. Bazı WhatsApp kullanıcıları, bağlantı içeren bir mesaj alırlar. Bu mesaj, kullanıcıları belirli bir değerde hediye çeki vaat eden sahte bir siteye yönlendirir. Hediye çeki veya indirim kuponundan faydalanabilmek için kullanıcı adı, e-posta adresi, cep telefon numarası ve adres gibi kişisel bilgiler talep ediliyor. İste bu noktada, finansal kayıplara neden olabilecek bilgiler siber suçlularla paylaşılmış oluyor. Hızlı yayılıyor Mobil odaklı bu kötü amaçlı yazılımları inceleyen ESET Latin Amerika Araştırma Laboratuvarı Yöneticisi Pablo Ramos, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bilinen ve güvenilir markaların tercih edilme sebebi, kullanıcıların bilgilerini girmeleri için güven sağlamaktır. Ancak kampanyaları tehlikeli yapan taraf, anlık mesaj uygulaması WhatsApp ile çok hızlı bir şekilde yayılmasıdır.“ Pablo Ramos, akıllı telefon kullanıcılarını tuzağa düşmemeleri konusunda uyarırken, “Lütfen gördüğünüz her çekici teklifi kabul etmeyin! Detaylı bilgi almaya çalışın, gerekirse söz konusu marka ile iletişime geçmeye çalışın. Ayrıca mutlaka bir mobil güvenlik yazılımı kullanın“ diye konuştu. Bu arada WhatsApp da bir açıklama yaparak, kullanıcılarına toplu mesaj ile resmi bülten, güncelleme ve reklam yollamadıklarını bildirdi ve kullanıcılarından böyle mesajları dikkate almamalarını istedi.

Twitter Güvenlik Merkezi artık Türkçe

0
twittersafTwitter, daha güvenli kullanım için son bir kaç aydır yaptığı şikayet bildirme mekanizmalarındaki değişiklikler, yenilenmiş “kullanıcı şikayetlerini nasıl değerlendiriyoruz” bölümü ve geliştirilmiş “engelleme özellikleri” gibi güncelleme ve değişikliklerine bir yenisini daha ekledi. Pek çok dilde mevcut olan Twitter Güvenlik Merkezi, artık Türkçe olarak da hizmete girdi. Twitter, “Güvenlik Merkezi tam olarak nedir” sorusunun yanıtını ise aşağıdaki blog makalesiyle açıklamaya çalışıyor: “Güvenlik Merkezi herkesin Twitter’da ve diğer mecralarda online güvenlik hakkında pek çok şey öğrenebileceği bir kaynak. Bu kaynağı bize dijital vatandaşlık konusunda sürekli yardım eden online güvenlik uzmanları ile beraber çalışmalarımız sonucunda oluşturduk. Yeni sitemiz sayesinde bu bilgilerin sizin tarafınızda da kolayca ulaşabiliyor olmasından oldukça memnunuz. Güvenlik Merkezi, sizin güvenliğinizi sağlamak amacıyla Twitter araçları ve sözleşmelerinden yola çıkarak düzenlendi; gençler, aileler ve eğitimciler için olan kısımlar özellikle oluşturuldu. Twitter Güvenlik Merkezi Artık Türkçe! Twitter, daha güvenli kullanım için son bir kaç aydır yaptığı şikayet bildirme mekanizmalarındaki değişiklikler, yenilenmiş “kullanıcı şikayetlerini nasıl değerlendiriyoruz” bölümü ve geliştirilmiş “engelleme özellikleri” gibi güncelleme ve değişikliklerine bir yenisini daha ekledi. Pek çok dilde mevcut olan Twitter Güvenlik Merkezi, artık Türkçe olarak da hizmete girdi. Kullanıcıların kafasını kurcalayan dijital güvenlik sorularının cevapları, Türkçe sunulan Güvenlik Merkezi’nde artık rahatlıkla bulunabilecek. “Güvenlik Merkezi tam olarak nedir” sorusunun yanıtıyla ilgili Twitter Blog postunun detaylarını aşağıda bulabilirsiniz. Güvenlik Merkezi herkesin Twitter’da ve diğer mecralarda online güvenlik hakkında pek çok şey öğrenebileceği bir kaynak. Bu kaynağı bize dijital vatandaşlık konusunda sürekli yardım eden online güvenlik uzmanları ile beraber çalışmalarımız sonucunda oluşturduk. Yeni sitemiz sayesinde bu bilgilerin sizin tarafınızda da kolayca ulaşabiliyor olmasından oldukça memnunuz. Güvenlik Merkezi, sizin güvenliğinizi sağlamak amacıyla Twitter araçları ve sözleşmelerinden yola çıkarak düzenlendi; gençler, aileler ve eğitimciler için olan kısımlar özellikle oluşturuldu. Burada bulabileceğiniz bilgiler size Twitter’da yaşayacağınız deneyimi nasıl yönetebileceğinizi, Twitter’daki toplulukları ve Twitter’ın kurallarının ihlali durumunda nasıl harekete geçtiğini anlamanıza yardımcı olabilir. Online güvenliğiniz karşılıklı sorumluluk gerektirir, ayrıca güvenli bir çevrenin gelişmesi için dijital vatandaşlık temel bir unsurdur. Twitter online güvenlik dünyasıyla beraber geliştiğinden, Güvenlik Merkezi için yeni içerikler yaratmaya devam edeceğiz. Twitter topluluğuna en yararlı bilgileri sunabilmek için dünya genelindeki tüm iş ortaklarımızla beraber çalışmaya devam edeceğiz.” Güvenlik Merkezi’ni ziyaret etmek için: safety.twitter.com.

BiTaksi’ye Altın Baykuş ödülü

0
1442565554_BiTaksi_kopyaXsights araştırma şirketiyle işbirliğiyle gerçekleştirdiği “Mobil Uygulama Araştırması” ile Altın Baykuş Ödülü’nü alan BiTaksi kurucusu Nazım Salur yaptığı konuşmada girişimci fikirlerin başarı hikayesine dönüşmesinde en büyük yardımcının tüketici hareketlerini anlamak olduğunun altını çizdi. Salur; “Bu araştırma ile katılımcıların taksi kullanım sıklığı, içlerinden akıllı telefon sahibi olanların şehir içi ulaşımda taksi uygulaması kullanıp kullanmadıkları ölçümleyerek tüketicinin nabzını ölçtük. Mevcut kullanıcılarımızın ise demografik haritasını çıkartarak hizmet kalitemizi arttırıcı geliştirmeler yaptık” dedi. Ödüle ilişkin açıklama yapan Xsights Genel Müdürü Çiğdem Penn; “Pazar araştırmalarından yararlananlar sadece kurumsal yapılar değil, pazar araştırmaları girişimci fikirlerin başarılı bir şekilde hayata geçirilmesine büyük destek veriyorlar. Xsights Araştırma ve Danışmanlık’ın BiTaksi’nin kuruluş aşamasında yaptığı araştırma, kutunun dışında düşünebilme yeteneği, bugünden dünü görebilme yetisi ve uygulamaya yönelik içgörüleri sunma aşamasında büyük önem taşıyor” dedi.

Pinterest patlayacak bir bomba mı?

0
Pinterest, sosya medya devrimi sırasında ilginç fonksiyonları ile ortaya çıkıp rakiplerinin arasından sıyrılarak ilgi çekmeyi başarmış bir servisti. Aslında, kullanıcılarının internette buldukları görselleri kategorilendirerek paylaşmasını sağlayan bir tür “fotoğraf paylaşım” platformu olan Pinterest, Facebook, Twitter, Instagram gibi çok popüler ağların baskısına rağmen adını duyurmayı başararak yoğun bir kullanıcı kitlesine ulaşmıştı. Ancak Pinterest uzun zamandır merak edilmesine rağmen toplam kullanıcı sayısı hakkında bilgi vermiyordu. Pinterest yeni yaptığı açıklamada, merak edilen rakamın, aylık 100 milyon aktif kullanıcı olduğunu belirtti. Böylece Pinterets de 100 milyondan fazla kullanıcıya sahip büyük web servisleri kulübüne katılmış oldu. Pinterest aslında “küçük” bir lokma göründüğü için telif hakkı sahipleri tarafından  taciz edilmiyordu ancak artık 100 milyondan fazla aktif kullanıcıya sahip olduğunu açıklayarak, milyar dolarlık bir şirket olma yolunda ilerlerken, web’deki fotoğraflarının, görsellerinin “izinsiz” olarak Pinterest üzerinde yayınlandığını dile getirerek telif hakkı ihlali şikayetinde bulunacakların sayısında da artış olması bekleniyor. Yani, Pinterest’in 100 milyon’dan fazla kullanıcıya sahip olduğunu açıklaması onun için çok da hayırlı olmayabilir. Şirketin şimdi çok ciddi telif savaşları için zırhını kuşanıp cepheye inmesi gerekecek. Telif hakkı ihlali iddiasında bulunanlara göre, Pinterest bir web sitesinde yayınlanan fotoğrafı izinsiz olarak alıp kendi web sitesinde yayınlarak trafik kazanıyor ve haksız kazanç sağlıyor. Pinterest ise, kullanıcılarının kendi hesaplarında gösterdikleri fotoğrafların sitenin içeriğini çalmadığını, aksine başka insanları bu sitelere yönlendirerek sitelere ziyaretçi kazandırdığını , ayrıca fotoğrafların kendi sunucuları üzerine kopyalanmadığını, zaten internette herkese açık olan fotoğrafın linklenerek Pinterest üzerinde gösterildiğini, dolayısıyla görseli kopylamak söz konusu olmadığından telif hakkı ihlali yaşanmadığını savunuyor.