Veri koruma kullanıcı grubu biraraya geldi

0
EMC’nin 68 farklı şehirde gerçekleştirdiği uluslararası “DPUG Data Protection User GroupVeri Koruma Kullanıcı Grubu” etkinlikleri serisinin Türkiye ayağı GlassHouse Türkiye’nin desteğiyle Kartepe Resort’ta yapıldı. Mevcut kullanıcılara yönelik hazırlanmış zengin içeriğin yurtdışından ve Türkiye’den konusunda uzman konuşmacılar tarafından sunulduğu programda, EMC’nin veri yedekleme, arşivleme, profesyonel raporlama ve veri depolama replikasyonu gibi ihtiyaçlara dönük kritik çözümlerindeki son gelişmeler paylaşıldı. Günün önemli sürprizi ise gizlilik anlaşması imzalandıktan sonra yapılan yol haritası sunumlarıydı. Ar-Ge çalışmalarının paylaşıldığı bu sunumlar, kullandıkları çözümlerin sürekli iyileştirilmesine şahit olan katılımcıların heyecanla izlediği ve karşılıklı iletişimin en yoğun olduğu oturumlardı. DPUG Türkiye ayağıyla ilgili görüşlerini aldığımız GlassHouse Türkiye CEO’su Emre Pekar, EMC ile birlikte gerçekleştirdikleri etkinliklerin ilk elden bilgi paylaşımını sağlayarak müşteri memnuniyeti ve güveninin artmasına katkıda bulunmasından memnuniyetini dile getirdi.

Microsoft Türkiye’de yeni isim

1
Microsoft Türkiye, Behice Funda’nın Microsoft Türkiye Yazılım Geliştirme Teknolojileri Platformu Pazarlama Müdürü olarak atanması nedeniyle boşalan Kurumsal İletişim Müdürlüğü pozisyonuna 4 Ağustos 2014 tarihinden itibaren Aslı Arbel’in başladığını duyurdu. Arbel, Microsoft Türkiye’nin kurumsal iletişim ve halkla ilişkiler stratejisinin belirlenmesinden ve hayata geçirilmesinden sorumlu olacak. Arbel, aynı zamanda Microsoft Türkiye’nin dijital PR faaliyetlerinin koordinasyonu ve sosyal medyadaki varlığının güçlendirilmesi görevlerini de üstlenecek. Microsoft Türkiye Genel Müdürü Tamer Özmen, “Microsoft olarak ülkemizin dünyada rekabetçi hale gelebilmesi, şirketlerimizin katma değerli ürünler ortaya koyabilmek için yeni ve öncü teknolojilerle tanışması ve Türkiye’deki girişimci ruhun desteklenmesi adına önemli çabalar ortaya koyuyoruz. Aslı Arbel’in bu çabalarımızı daha geniş kitlelere duyurmak adına son derece başarılı çalışmalara imza atacağına inanıyor ve yeni görevinde başarılar diliyorum” diye konuştu.
AsliArbel
Microsoft Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü Aslı Arbel.
  2002’de Amerika’da Emory Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olan Aslı Arbel, 2006’da Boğaziçi Üniversitesi Executive MBA yüksek lisans programını tamamladı. İş hayatına 2002 yılında Çukurova Medya Grubu bünyesinde düzenlenen Management Trainee programına katılarak başlayan Arbel, Akşam Gazetesi Ekonomi Bölümü’nde 4 yıl çalıştıktan sonra 2006-2013 yılları arasında HSBC Türkiye Kurumsal İletişim Departmanında görev aldı. Aslı Arbel, Microsoft Türkiye ekibine katılmadan önce Vodafone Türkiye’de Kurumsal İletişim Müdürü olarak çalışıyordu.

ERP Komitesi 2,5 yaşında

0
Bu bölgeler, Bursa başta olmak üzere, Ankara, İzmir ve Antalya şehirlerinin olduğu bölgeler. Komite aynı zamanda İstanbul’da gerçekleştirdiği seminer, sektörel çalışma grupları ve yuvarlak masa toplantıları ile 2,5 yılın ardından 4 bin üye sayısını aşmış durumda. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız ERP Komitesi Koordinatörü M.Göker Sarp, “Üyelerimizden aldığımız geri dönüşler ile 2014-2015 dönemi ile birlikte rehber niteliğindeki yayınlarımıza ve sektörel çalışma gruplarımızın oluşturduğu kurumsal çözüm kullanımı raporlarına daha fazla önem vermeyi planlıyoruz” dedi. Komiteyle ilgili görüşlerine de başvurduğumuz Sarp, şunları sçöyledi: “Bu süre içinde gerçekleşen seminerlerimiz, Adım Adım ERPCRM ve İş Zekâsı’na ek olarak, Bulut Teknolojileri, İnsan Kaynakları, Süreç Yönetimi, Yeniden Yapılanma ve Kurumsal Dönüşüm konularını ele alacağımız seminerler, yeni dönemde artarak devam edecek. “Adım Adım” adıyla başlattığımız ERP, CRM ve İş Zekâsı programlarımızın kurumsal çözüm kullanıcısı adaylarına temel bilgiler verme dışında, tecrübeli kullanıcıların katılımıyla deneyim paylaşımı ve deneyim transferi şeklinde de netice verdiğini, komitenin de iletişim ve deneyim paylaşımı platformu olma özelliğini kuvvetlendirdiğini gözlemliyoruz.”

Dikkat aracınız haklanmış olabilir!

0
Otomobiller her ne kadar lüks olmaktan çıktı artık bir ihtiyaç desek de otomobil üreticileri bu klişeyi kırmak adına çok özellikli araçlar üretmeye devam ediyor. Tabii her özel üretim araç da beraberinde çeşitli güvenlik sorunlarını getiriyor. Elektrikli, melez ya da akaryakıtla çalışan motorlu araçlar fark etmeksizin yeni tüm otomobiller haklayıcılar için adeta açık birer hedef. Haklayıcıların öncelikli hedefi uydudan yönetilebilen araçlara ulaşarak özellikle ünlü kişilerin araçlarını uzaktan kilitleyip fiziksel zarar vermek yönünde. Artık her araçta bir ya da birden çok bilgisayar olduğu düşünüldüğünde de haklayıcılar için ne denli bereketli bir alandan söz ettiğimiz daha açık anlaşılabilir. Auto_Hack   Araçların tam listesi Peki ABD’de açıklanan araçlar hangileri? Hemen listeyi sizinle de paylaşalım. 2014 model Dodge Viper, Audi A8, Honda Accord hemen ilk sırada yer alanlar. Ayrıca ABD’de 2014 model Jeep Cherokee, 2014 model Infiniti Q50, ya da 2015 Escalade kullanan dostlarınız varsa onları da hemen uyarın ve ilk çekiciyle araçlarını yetkili servise götürsünler. Artık devir değişti, güvenli bir şirket, bir araç yani kısaca güvenli bir hayat için tüm önlemleri almakta fayda var.

Amazon üç boyutlu yazıcı işine girerse…

0
Dünyanın en büyük e-ticaret platformu olan Amazon.com her geçen gün yeni bir alana el atıyor. Amazon’un en son girdiği alanlardan birisi ise üç boyutlu yazıcılar. amazon-3d-printing-store-screenshot Amazon 3D Printing Store olarak hayata geçen satış sayfalarında sadece 3D yazıcı ve sarf malzemelerini değil aynı zamanda çok çeşitli ve özelleştirilebilir seçenekler ile üç boyutlu nesneleri yazdırma seçenekleri de sunuluyor. İster kendinize benzeyen renkli bir biblo veya isterseniz eviniz için özel bir dekoratif süs eşyası ısmarlayabiliyorsunuz.

İşletmeler için ne anlama geliyor?

Endüstriyel devrim üç dönemde ele alınıyor. Sanayileşme, seri üretim ve özelleştirme. Şu anda özelleştirme aşamasının henüz başlangıcındayız. Müşteriler artık satın aldıkları ürünlerin kendileri için özel olmasını istiyorlar. Apple ürünlerinde lazer ile bir kaç cümle yazdırmak gibi basit seçeneklerin ötesinde ürünlerin tüm görünümünün kişiye özel olabileceği seçenekler artık mümkün. Eğer farklılaşmak istiyorsanız tek veya bir kaç farklı ürün ile değil bunu tüm müşterileriniz için ayrı ve özel bir ürün ile yapmalısınız. Şimdiden bunun üzerinde düşünmeye başlamanız gerekiyor.

SOCIAPlus dünyaya açılıyor

0
Geçtiğimiz yıl, Mayıs ayında İngiltere, Eylül ayında ise ilk Rusya açılımı gerçekleştiren Türk teknoloji şirketi SOCIAPlus, Türkiye dahil olmak üzere, 3 farklı coğrafyada, 100’u aşkın müşteriye ulaştı. SOCIAPlus, dünya e-ticaret ve internet yayıncılığı sektörünün gittiği nokta olan “kişiye özel web sitesi” ihtiyacını, kullanıcı davranışlarını belirleyen, belirlediği bu davranışlara göre, arka planda çalışan akıllı algoritmalar ile kullanıcıyı hızlı bir şekilde satın almaya ya da hedeflenen aksiyonu almaya yönlendiren, eş-zamanlı çalışan ve entegrasyonu 5-10 dakika içerisinde gerçekleştirilen, tamamı teknolojik, bulut tabanlı ve internet sitesi üzerinde çalışan, 16 farklı uygulama ile karşılıyor. İlk yatırımını Galata Business Angels desteğiyle, aralarında Emre Kurttepeli, Melih Ödemiş, Alemşah Öztürk, Ziya Boyacigiller, Önder Öztarhan, Fatih İşbecer, Uğur Şeker, Ömer Hızıroğlu, Erinç Özada, Ömer Faruk Akarca, Burak Divanlioğlu, Serkan Borancılı ve Arif Akdağ’ın yer aldığı kalabalık bir yatırımcı grubundan alan SOCIAPlus, geliştirdiği teknolojinin Türkiye’de bir ilk olması nedeniyle bu süreçte TÜBİTAK’tan da teşvik aldı. Kısa bir süre önce ikinci tur yatırımını alarak değerlemesini yükselten şirket, bu yatırımdan gelen miktarı, hedefindeki Ortadoğu ve Doğu Avrupa pazarlarındaki faaliyetlerde kullanmayı planlıyor. Türk teknolojisini, öncelikli olarak çevre coğrafyalar olmak üzere, tüm dünyaya ihraç etme misyonu ile yola çıkan SOCIAPlus ekibi, Türkiye, İngiltere ve Rusya’dan sonra, büyümesine, Ortadoğu ve Doğu Avrupa ile devam etmek istiyor. Bir yandan, bu coğrafyalarda, beraber çalıştığı müşterilerinin ihtiyaçlarından ve geri bildirimlerinden beslenerek, tamamı Türk yazılım ekibi ile hızlı bir şekilde ürün geliştirmeye devam ediyor. Önümüzdeki 2 sene içerisindeki hedef ise, bu bölgedeki en büyük SaaS şirketi olmak.

Liderlik için dört dijital adım

0
Dijital dünyada lider vasfına sahip olmak kesinlikle kolay bir iş değil. Dijital dünyaya adım atmış, sosyal medya hesabı açmış, evinde bir kamera ve mikrofonu olan herkesin düşüncülerini özgürce paylaştığı bir ortamda nitelikli bilgi ile faydasız bilgi arasındaki çizgi her geçen gün daha da belirsizleşiyor. Böyle bir ortamda yetenek ve tecrübelerinizi paylaşıp dijital dünyanın imkanları ile liderliğinizi nasıl kanıtlayabilirsiniz? Size dört adımdan oluşan basit bir strateji vereceğiz; Blog Yazmak: Kulağa basit gelebilir ancak ihmal etmemeniz gereken önemli bir adımdan bahsediyoruz. Kişisel bir blogunuzun olması sizin ile alakalı internette araştırma yapanlar için doğrudan ulaşabilecekleri bir kaynak olacaktır. Düzenli içerik girilen ve belirli alanlara odaklanmış bir blog meyvelerini kısa sürede değil ama sürdürülebilir bir yapıda mutlaka size geri öder. eBook Yayınlamak: İnsanların tüm içeriklere ücretsiz ulaşmak istediği bir platformda, uzman olduğunuz alanda yayınlayacağız elektronik bir kitap kısa sürede isminizin bilinir hale gelmesine yardımcı olabilir. Bu kitabın yüzlerce sayfadan oluşması da gerekmiyor. Ancak dikkat etmeniz gereken nokta herkes ile benzer şeyler söylemek yerine gerçekten fark yaratacak deneyimlerinizi paylaşmanız. Canlı web konferansları sunmak: En az blog yazmak kadar önemli olan bu madde için sabırlı olmalısınız. İlk yayınlarınız için bir kaç düzine kişi sizi seyrederse mutlu olabilirsiniz. Ancak bu konferansların ardından ilgili yayınların YouTube gibi platformlarda kalıcı olarak yayınlanmasını da göz önüne alarak, düzenli sürdürdüğünüz yayınların zaman içinde izleyicilerinin artacağını söyleyebiliriz. Röportaj ve Görüş vermek: Mümkün olduğu kadar çok mecrada fikrinize başvurulması ve sizin fikir belirtmeniz güvenilirliğinizi ve başvuru kaynağı haline gelmenizi sağlar. Bunu başarabilmek için geçmiş deneyimleriniz dahilinde bir kaç başarı hikayesine sahip olmanız ve ilk üç maddeyi hayata geçirmiş olmanız gerekiyor. Zaten henüz bir başarı hikayeniz yoksa ve ilk üç maddeyi hayata geçirmediyseniz bu durumda liderlik iddiasında bulunmak için doğru zaman henüz gelmemiş demektir.

Crouching Yeti aktif ve hedefte Türkiye de var

0
Crouching Yeti halen aktif ve de kurban listesini genişletmek istiyor.Kaspersky Lab, şirketin Global Araştırma ve Analiz Ekibi (GReAT) tarafından yapılan, Crouching Yeti olarak bilinen siber casusluk kampanyasına ilişkin detayları açıkladı. Kökeni 2010 yılı sonlarına kadar uzanan ve bugün de kesinlikle hala hayatta olan kampanya her gün yeni kurbanlarını arıyor. Kaspersky Lab Baş Güvenlik Araştırmacısı Nicolas Brulez, bu tehditle ilgili şöyle konuştu: “Energetic Bear, Crowd Strike tarafından kendi terminolojilerine göre bu kampanyaya verilen ilk isim olmuştu. Crowd Strike bu kampanyanın Rus kökenli olduğuna inanıyor. Kaspersky Lab, hala mevcut tüm ipuçlarını araştırıyor; ancak şu anda her iki tarafta da güçlü bir sonuca ulaşılamadı. Ayrıca yaptığımız analizler, saldırganların küresel odağının elektrik üreticilerinden çok daha geniş olduğunu göstermekte. Bu verilere dayanarak, bu olguya yeni bir isim vermeye karar verdik: Bir ayıyı andıran ve gizemli bir kökene sahip bir Yeti.” Birçok farklı sektörü tehdit ediyor Energetic Bear/Crouching Yeti, çok sayıda gelişmiş sürekli tehdit (APT) kampanyasına dahil oldu. Kaspersky Lab’ın araştırmasına göre kurbanlarının, önceden düşünüldüğünden çok daha geniş bir aralıkta işletmeler olduğu görülüyor. Kurbanlar büyük oranda endüstriyel/makine, üretim, ilaç, inşaat, eğitim ve bilgi teknolojileri sektörlerinden. Bilinen kurbanların toplam sayısı dünya çapında 2.800’den fazla. Bunların arasında Kaspersky Lab araştırmacılarının tanımlamayı başardığı 101 organizasyon da bulunuyor. Bu kurban listesi, Crouching Yeti’nin stratejik hedeflere olan ilgisini ortaya koysa da aynı zamanda çok sayıda çok bilinmeyen diğer kurumlardaki bazı gruplarla da ilgilendiğini gösteriyor. Kaspersky Lab uzmanları, bu grupların ikincil kurbanlar olabileceğine, ancak yine de Crouching Yeti’yi yalnızca oldukça belirli bir alanda üst düzey hedefleri olan bir kampanya olarak değil, aynı zamanda farklı sektörlerde çıkarları olan geniş bir kampanya olara yeniden tanımlamanın mantıklı olabileceğine inanmakta. Saldırıya uğrayan kuruluşlar çoğunlukla Amerika Birleşik Devletleri, İspanya ve Japonya’da bulunurken, Almanya, Fransa, İtalya, Türkiye, İrlanda, Polonya ve Çin’de de kurbanlar oldu. Bilinen kurbanların niteliği göz önüne alındığında, saldırıların temel etkisinin ticari sırlar ve teknik bilgi gibi oldukça hassas bilgilerin ortaya çıkması olduğu görülmüş. Crouching Yeti’nin sofistike bir kampanya olduğunu söylemek zor. Örneğin, saldırganların günlük açıklardan yararlanan yazılımlar yerine İnternet üzerinde yaygın olarak bulunan açıklardan yararlanma amaçlı kodlar kullandıkları görülmüş. Yine de bu durum, kampanyanın birkaç yıl boyunca radar altında kalmasına engel olmamış.   640-640x320   Kökeni gizemli Kaspersky Lab araştırmacıları, bu kampanyanın arkasındaki suçluların ulusal kökenini işaret edebilecek bazı meta özellikler olduğunu gözlemlemiş. Özellikle, 154 adet dosyada zaman damgası analizi yapılmış ve örneklerin çoğunun 06:00 ve 16:00 UTC arasında derlendiği sonucuna varılmış. Bu da Doğu Avrupa’nın yanı sıra Avrupa’daki herhangi bir ülkeyi işaret edebilir. Uzmanlar ayrıca aktörün dilini de analiz etti. Analiz edilen kötü amaçlı yazılımda bulunan dizeler (anadili İngilizce olmayanlar tarafından yazılmış) İngilizce. Bu kampanyayı analiz etmiş birçok araştırmacının aksine Kaspersky Lab uzmanları, bu aktörün Rus kökenli olduğu gibi kesin bir sonuca ulaşamamış. Neredeyse 200 adet kötü niyetli ikili dosyanın ve ilgili operasyonel içeriğin tamamında, Kaspersky Lab’ın Red October, Miniduke, Cosmicduke, Snake ve TeamSpy araştırmaları sonucu belgelediği bulguların aksine, Kiril içeriğin (veya çevirisinin) eksikliği mevcuttur. Ayrıca, Fransızca ve İsveççe konuşulduğuna dair ipuçları da bulunmuş. Emniyet teşkilatı ve endüstri ortakları ile birlikte çalışan Kaspersky Lab uzmanları, bu kampanyayla ilgili araştırmalar yapmaya devam ediyor. Araştırmanın tam metnine Securelist.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Kimliğiniz tehlikede mi?

0
Symantec her ay düzenli olarak Güvenlik ve Tehdit Raporu yayınlıyor. Eğer güvenlik konularına önem veriyorsanız bu raporları düzenli olarak takip etmenizi tavsiye ediyoruz. Haziran ayının verilerine baktığımız zaman en yüksek seviyedeki haklamaların (hacking) kimlik hırsızlığı olduğunu görüyoruz. Rapora göre Mayıs ayından bu yana 147 milyondan fazla kimlik bilgisi dijital korsanların eline geçmiş durumda.

[slideshare id=36887812&doc=b-intelligencereport06-2014-140711151640-phpapp01&type=d]

Bu durum doğrudan bir tehdit oluşturuyor mu? Bu sorunun cevabını kesin şekilde vermek güç zira bu kimlik bilgileri için teker teker hedeflenmiş bir saldırı gerçekleştirilmediği sürece genel geçer oltalama (kandırma amaçlı gönderilen e-posta ve benzerleri.) saldırılarına maruz kalmaktan öte bir tehdit içermeyebilir. Ancak işletmeniz veya kendiniz için hedeflenmiş bir saldırı söz konusu ise bu dijital kimlik bilgilerinin içinde yer alması muhtemel size ait bilgilerin bir güvenlik zafiyeti oluşturacağını göz ardı edemeyiz. İşletmelerin ne yapması gerekiyor? İşletmeniz dahilinde, güvenlik açısından gelişmeleri takip etmek veya bu konuda bir danışmanlık alarak düzenli bilgilendirilmek sizin için artık kaçınılmaz bir durum. Öte yandan eyleme dönüştürülmeyen bilgilerin bir anlam ifade etmesi mümkün değil. Bu amaçla personelinize eğitim vererek bu tarz durumlarda neler yapılması gerektiğine dair bilgilendirmelisiniz.

Güvenlik duvarı 25 yaşında

0
25 yaşıma girdiğimde, hayatımda oldukça büyük bir dönüm noktası oluştu. 25 yaşında, gerçek bir yetişkin gibi hissettim: şimdi tamamen büyümüştüm. Ben, eğitimli, iş sahibi, deneyimli ve istikrarlıydım. Ancak geriye baktığımda, çocukluktan yetişkinliğe giden o yolculuk aslında 25 yaşımın üzerindeydi. Daha tam büyümemiştim: öğrenmem ve denemem gereken çok şey vardı Güvenlik duvarının ömrünü yaratıcı bir şekilde gösteren ve 25. yıldönümünü kutlayan Firewall Infographic’i açtığımda, kendi ilerlememi düşünüyorum. Teknoloji evrimine ilginç bir bakış çünkü bir noktada hepimiz geçilmez olduğunu düşünmüştük. Her yeni gelişme ile biz bunu başardığımızdan emindik. Ama orta yirmili yaşlarıma geri baktığımdaki hisse benzer şekilde, sadece 25 yıl boyunca işlev gösterdiği için güvenlik duvarının tam büyümüş olduğuna ikna değilim. Eğer Infographic’i taramak için ve güvenlik duvarının tarihini incelemek için bir dakikanızı ayırırsanız, onun giriş ve evriminin bazı güvenlik olayları ile örtüştüğünü fark edeceksiniz:
  • 1995: Microsoft Word aracılığıyla yayılan ilk WM / Konsept virüsü.
  • 2000: İlk keşfedilen denial-of-Service saldırısı
  • 2008: Conficker 9-15.000.000 Microsoft sistemlerini bozunca
Güvenlik duvarı büyük bir evrim geçirdi, ama gelişimi ve büyümesi gerçekten güvenlik ihlali keşfedilince oluştu. Bu olaylar güvenlik geliştiricileri tetikledi ve daha fazla ve daha gelişmiş güvenlik duvarı teknolojisi ile tepki göstermelerini sağladı. İşte bir enstantane:
  • 1998: Evasions araştırıldı
  • 2009: Yüksek kullanılabilirlik ve performans için yerel kümelenme (Native clustering) tanıtıldı
  • 2012: Bıçak teknolojisini eskiten etkin yazılım tanıtıldı.
history of the firewall infographic_FINAL   Güvenlik duvarının tam büyüdüğünü sanmasam da olgunlaşmamış olduğunu düşünüyor anlamına gelmez. Bu sadece kişisel keşif yolculuğuna çıkacak olan yeni neslin bir parçasıdır. Teknoloji dünyasında olanlar için, bu benzetmeler ile nereye gittiğimi bildiğinizden eminim. 2003 civarında başlayan ve Gartner tarafından başlatılan yeni nesil güvenlik duvarı tartışmaları başlatıldı. Bu güvenlik duvarı bağlamsal farkındalık yarattı: geleneksel güvenlik duvarı ve paket filtrelemenin ötesine giderek ve güçlü bir güvenlik unsuru ekleyerek derin inceleme yetenekleri ile daha sofistike tehditleri savuşturmak için yeteneğini göstermiştir. Güvenlik duvarı büyük dönüm noktasını kutlamak için hazır olduğu yıldan önce, McAfee bir sonraki nesil güvenlik duvarı geliştirme çabaları ile tamamen öndeydi. Uygulama kontrolü, saldırı önleme sistemi (IPS) ve kaçmasını önlemesi için entegre eden tek amacı çözüm olan güvenlik duvarıdır. Aslında, bizim kurumsal ölçekli güvenilirlik ve yönetilebilirlik kaçırma karşıtı güvenliğini birleştirmek için sadece yeni nesil güvenlik duvarı çözümüdür. Ayrıca, oldukça esnek: L2 güvenlik duvarı, IPS ve güvenlik duvarı / VPN yeni nesil güvenlik duvarı değiştirme yeteneğine sahip. Ayrıca, bütünsel güvenlik açısından, McAfee yolu yönetiyor. Biz gelişmiş bir SİEM işlevselliği ile McAfee Yeni Nesil Firewall ve EPolicy Orchestrator‘ı, Endpoint Security, Gelişmiş Tehdit Savunma, Global Threat Intelligence (GTI) ve Kurumsal Kimlik Doğrulama bağlamaktayız. Ağ güvenliğinin geleceği bütünsel bir sistem gerektiriyor. Bu sistem gittikçe büyüyen ve geleneksel savunmaları geçen tehditlerle mücadele edebilmeli. Yani, evet, güvenlik duvarı oldukça olgun ve ben “Şerefe ve Nice 25. Senelere Güvenlik Duvarı”  demek için çok heyecanlıyım. Ama açıkçası, ben önümüzdeki 25 yıl için ve McAfee’nin büyümesinde ve gelişiminde oynayacak olan parçasından daha heyecanlıyım.

Hepsiburada.com’da yeni isim

0
21 Temmuz tarihinden itibaren hepsiburada.com’da yeni görevine başlayan Bülent Başaran, profesyonel iş hayatına Toys R Us Satın Alma ve Lojistik Yöneticisi olarak adım attı. Başaran, ardından DESA, UNITIM, Shaya Mağazacılık firmalarında üst düzey görevler üstlendi. Son olarak 2009 yılından bu yana Tekin Acar Cosmetics Genel Müdürü olarak çalışan Başaran, bu dönemde şirketin dikkate değer büyüme ve gelişim gerçekleştirmesine öncülük etti.,
Hepsiburada.com Ticari Genel Müdürü Bülent Başaran
Hepsiburada.com Ticari Genel Müdürü Bülent Başaran
  Bülent Başaran lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde, yüksek lisans eğitimlerini sırası ile İstanbul Üniversitesi Uluslararası Pazarlama bölümü, ardından aynı üniversitenin Finansal Yönetim bölümünde tamamladı. 1969 doğumlu olan Bülent Başaran evli ve 3 çocuk babasıdır.  

Facebook gelirlerinin ana kaynağı

0
Facebook’un tek bir çeyrekte 2,91 milyar dolar gelir elde etmesi sizi şaşırtmış olabilir. Bizi çok şaşırtmadı zira 1,37 milyar kullanıcı için bu gelir kullanıcı başına yaklaşık 2,15 dolar ediyor. Ancak esas sorulması gereken soru Facebook bu gelirleri nereden kazanıyor? Elbette bunun ana cevabı reklamlar. Gelirlerinin yüzde 98’e yakınını reklamlardan elde eden Facebook’un bu gelirleri elde ettiği kanallara dair Business Insider çok güzel bir grafik hazırlamış. Bu gün boyunca sizler ile paylaştığımız haberlerin ışığı altında bunu tahmin ettiğinizi düşünüyoruz. Eğer tahmin edemediyseniz aşağıdaki grafiğe bakabilirsiniz. facebook gelir

İşletmeler için ne anlama geliyor?

Mobil reklamlara önem vermelisiniz. Öte yandan bu gün yayınladığımız şu iki haberi mutlaka okumalısınız;

Mobil devrime nasıl hazırlanmalısınız?

0
Sabah paylaştığımız haberimizde bu yıl içinde PC pazarında tabletlerin pazarın yüzde 50’sinden fazlasını ele geçireceğini yazmıştık. Bu duruma biraz daha farklı bir açıdan bakarsak şöyle yorumlayabiliriz; 2014’ün sonunda mobil cihazlar ile çalışan insanların sayısı masa üstü cihazları kullananları geçmiş olacak. Bu dönüşüme hazırlanmanız size basit bir kaç tavsiyemiz olacak;
  • Web sitelerinizi responsive (otomatik uyumlu) hale getirmeli veya mobil cihazlar için özel arayüzler tasarlamalısınız.
  • İşletmenizdeki uygulamalarınızı mobil platformlara taşımalısınız. Bu zor olabilir ama kolay yöntemleri yok değil. Bunlar;
    • Sanallaştırma ile masa üstü uygulamaları mobil ekranlara taşımak
    • Geçiş süreci tamamlanana kadar mobil ekranları veriyi yazmak için değil görüntülemek için kullanmak
    • Masa üstü işletim sistemlerini destekleyen tabletler veya hibrit cihazlar kullanmak
    • Uygulamalarınızı web tabanlı bulut çözümlerine taşımak
  • BYOD (kendi cihazını kendin getir) stratejisi geliştirmeli ve uygulamalasınız
  • Güvenliği ihmal etmeyerek bu konuda gerekiyorsa danışmanlık almalısınız.
  • Mobil pazarlama ve reklam alanları için stratejiler geliştirmelisiniz.

Tabletlerin önlenemez yükselişi

0
Akıllı telefon pazarının patlama yapmasına rağmen konvansiyonel telefonlar hala küresel pazardan aslan payını almaya devam ediyorlar. Ancak bu durum yakında değişecek. Gelişmiş ülkelerde Nesnelerin İnterneti ve giyilebilir teknolojilerin patlama yapması beklenirken gelişmekte olan ülkelerde akıllı telefon ve tablet pazarı hızla yükselmeye devam ediyor. Display Search’ün araştırmasına göre bu yıl sonuna göre pazara sunulan tablet sayısı 285 milyon civarında olacak. Aynı zamanda ilk kez bu yılın ikinci yarısında tabletler PC pazarının yüzde 50’sinden fazlasını ele geçirmiş olacak. 140708_worldwide_mobile_pc_shipment_forecast_by_application.fw Kullanıcıların giderek büyüyen ekranlar talep etmesi işletmeler açısından akıllı telefon ve tablet arasındaki ayrımın ortadan kalktığı ve BYOD (kendi cihazını kendin getir) yönetiminde daha ciddi adımlar atması gerektiğini ortaya koyuyor. Display Search tarafından gerçekleştirilen araştırmaya buradan ulaşabilirsiniz.

BT altyapınızı nasıl verimli yaparsınız?

0
Teknolojinin sürekli dönüşümü en küçüğünden en büyüğüne kadar tüm işletmelerin BT altyapısını modernleştirmesi ve aynı zamanda basitleştirerek daha verimli hale getirmesini gerekli kılıyor. Ancak bu iş söylendiği ve teoride düşünüldüğü kadar kolay değil. Bunu başarabilmek için çok basit bir soruya cevap vermeniz gerekiyor; Veri merkezimizi nasıl daha sade hale getirebiliriz? Bu soruya vereceğiniz cevabı ise şu alt sorular şekillendirmeli;
  • Hangi uygulamaları kullanıyoruz?
  • Hangi veritabanlarını kullanıyoruz?
  • Uygulama ve veritabanları nerede konumlandırılmış ve nasıl bir birine bağlanmış?
  • Bağlantılar arasındaki veri iletişiminin kapasite gereksinimleri nedir?
Bu sorulara cevap verdikten sonra iki ana konuıya odaklanmanız gerekiyor;
  • Sunucuların sayısını azaltmak
  • Kablolama altyapısını daha verimli ve basit hale getirmek.
Bu ana strateji etrafında sizi meşakkatli bir sürecin beklediğini şimdiden söyleyebiliriz. Kolay gelsin.

CIO ve CMO’lar için birlik vakti

0
Artık tartışılması gereken konu CIO ve CMO’ların birlikte çalışıp, çalışmaması değil. Bunun nasıl gerçekleşeceği!
Küresel danışmanlık ve araştırma şirketi Accenture tarafından 1.100 kıdemli pazarlama ve bilgi işlem yöneticisi ile gerçekleştirilen araştırmaya göre pazarlama faaliyetleri CIO‘ların gündemini giderek artan şekilde meşgul ediyor. CMO‘lar işbirliği kaçınılmaz. Ancak bu dönüşümde dijitalleşme süreci ana problemlerin başında geliyor ve araştırmaya göre CMO’lar mesuliyet almaktan kaçınıyor. CMO’ların bilgi işlem bölümleri ile güven ve işbirliğine dönük çabaları işletmelerin dijital geleceğini yeniden şekillendirebilir.

Dört Ana Tespit

Araştırmanın ortaya çıkardığı BT ile pazarlamanın dört ana sonuç şu şekilde sıralanıyor.
  1. Bir vizyon belirle ve bunu hayata geçirmek için BT ile işbirliği yap.
  2. Müşteri deneyimi etrafında birlik ol.
  3. Müşteri odaklı yetenekleri işletmeye kazandır.
  4. Pazarlama hizmetleri etrafındaki yeni ekosisteme uyum göster.

İşletmeler için bu araştırma ne anlama geliyor?

BT bölümlerinize sadece teknik işlerinizi halleden bir ekip olarak bakmaktan vazgeçmelisiniz. BT artık para kazanmanız için gerekli tüm ihtiyaçlarınızın temel bir bileşeni haline geldi. Bu araştırmanın sonuçlarına buradan ve araştırma ile alakalı infografik PDF dosyasına buradan ulaşabilirsiniz.

Mikro yönetim düşkünü müsünüz?

0
Accountemps tarafından gerçekleştirilen bir araştırma çalışmasına göre çalışanların yüzde 59’u kariyerleri boyunca bir mikro yönetici ile birlikte çalıştıklarını belirtmişler. Bu yüzde 59’luk kesimin yüzde 68’i mikro yöneticilerin morallerini düşürdüğünü ve yüzde 55’i bu yaklaşımın verimliliklerini etkilediğini belirtmiş.

Peki, mikro yönetici denildiğinde aklımıza ne gelmesi lazım?

Bu sorunun kişiden kişiye farklı cevapları olabilir ancak Google’da bir arama yaparak gelen ilk sonuç sayfasına gittiğimizde Savaş Şakar tarafından kaleme alınmış bir tanım ile karşılaşıyoruz. Bu tanıma göre aşağıdaki sorulara cevap vererek mir mikro yönetici olup olmadığınızı anlayabilirsiniz;
  • Birine bir iş verdiğinizde güçlü bir şekilde nasıl yapılacağını anlatma ya da mutlaka yapılanı onaylama ihtiyacı duyuyor musunuz?
  • Herkesin neyi ne kadar yaptığından emin olduğunuzu ve düşüncelerinizi onlara belli etmediğinizi düşünüyor musunuz?
  • Yapıcı bir müdahale yapmadan önce sürekli işleri sorguluyor musunuz? Hatalara karşı durumu tam olarak kayvrayamamanıza rağmen tepkisel yaklaşıyor musunuz?
  • Size gönderilen bir şeyleri, sizin onayınız gerekmesine rağmen sürekli erteliyor ve geciktiriyor musunuz?

İşte bu soruların bir yada birden fazlasına evet diyorsanız bir mikro yöneticisiniz demektir.

Accountemps tarafından hazırlanan rapora buradan ulaşabilirsiniz.

SAP, bulut gelirlerinde büyümeyi sürdürüyor

0
SAP, 2014’ün ikinci çeyreğinde bir kez daha bulutta güçlü bir büyüme kaydetti ve ana faaliyet alanında güçlü performansını ortaya koydu. IFRS olmayan bulut abonelikleri ve destek gelirleri sabit kurlarda yüzde 39 artarken SAP, kurumsal bulutta ölçek olarak en hızlı büyüyen şirket oldu. IFRS olmayan yazılım ve yazılımla ilgili hizmet gelirleri sabit kurlarda yüzde 8 arttı. Şirket, Mayıs 2014’te gerçekleştirdiği SAPPHIRE NOW konferansında, bulut ve SAP HANA’yı odağına alarak müşterileri için iş deneyimini sadeleştirmeyi amaçladığı “Sadeleştir” stratejisini açıklamıştı.  SAP HANA, teknoloji altyapısını radikal bir şekilde sadeleştiriyor; bulut ise kullanıcıların SAP çözümlerine erişimini kolaylaştırıyor. “Sadeleştir” sadeleştirme stratejisinin ilk örneği olarak;  SAP Fiori kullanıcı deneyimi çözümü SAP standart yazılım lisanslarının içine dahil ederek, müşterilerine ücretsiz olarak sunuldu. SAP’nin güçlü bulut ivmesi devam ediyor: •          SAP’nin 2014 yılı için IFRS olmayan yazılım ve bulut abonelik gelirleri öngörüsü sabit kurlarda 1-1,05 milyar avroya yükseldi. •          En hızlı büyüyen bulut şirketi: IFRS olmayan bulut abonelik ve destek gelirleri sabit kurlarda yüzde 39 arttı. •          Bulut faturalamada güçlü büyüme: IFRS olmayan bulut faturaları sabit kurlarda yüzde 37 arttı. •          Dünyanın en büyük iş ağı: Yaklaşık 1,55 milyon birbirine bağlı şirketin ticaret yaptığı iş ağında yaklaşık 540 milyar dolarlık işlem gerçekleşiyor •          Gerçek zamanlı iş platformu SAP HANA’nın yaygın olarak benimsenmesi: 1200 SAP Business Suite on HANA müşterisi •          SSRS gelirleri yıllık öngörünün üzerinde büyüdü: IFRS olmayan yazılım ve yazılımla ilgili hizmet gelirleri sabit kurlarda yüzde 8 arttı. •          698 milyon avroluk IFRS faaliyet kârı (2013: 988 milyon avro), yedi yıllık Versata davasına ayrılan 289 milyon avroluk karşılıktan etkilendi •          IFRS olmayan faaliyet karı sabit kurlarda yüzde 7 arttı. Sabit kurlarda IFRS olmayan faaliyet kar marjında 60 baz puanlık artış sağladı.

Mobilde fırsatları değerlendirme zamanı

0
Dünyada mobil cihaz sayısı toplam insan nüfusunu geride bırakırken, mobil teknolojiler ve mobil uygulamalar insanların gündelik yaşamlarını sabah kalkılan andan gece yatağa girilen ana kadar dolduruyor. Alışverişten, bankacılığa, vücut sağlığı takibinden oyunlara kadar tüm işlemler ve yaşanan deneyimler artık mobil teknolojiler üzerinden gerçekleşiyor. Mobil, tüm marka ve şirketler için artık öncelikli satış ve pazarlama kanalı durumunda. Mobil kanala açılan her şirket bu kanalda farklılaşmanın ve müşterilerine farklı bir deneyim sunmanın yollarını arıyor. Mobilde farklılaşmanın yolu da yenilikçilikten, kullanıcı dostu mobil tasarımlardan ve tamamıyla mobile uygun bir kullanıcı deneyiminden geçiyor. Mobil dünyanın uzmanları, sadece görünürlük sağlamak için uygulama çıkaran kurumların zamanın çok gerisinde kaldığı konusunda hemfikir. Tamamen kullanıcı deneyimine odaklanılarak tasarlanmış, aşamaları ve işlevleri iyi planlanmış uygulamalar sunan şirketler, bunun avantajını şimdiden yaşıyor. Türkiye’nin köklü firmalarından Ziraat Bankası, İş Bankası ve Turkcell bu avantajları yaşayan şirketler arasında yer alıyor. Ziraat Bankası’nın mobil bankacılık uygulaması ‘Ziraat Mobil’, İş Bankası’nın internet şubesi ‘İşWeb’ ve müşterilere ve Turkcell’in KOBİ’lere yönelik lokasyon tabanlı mobil uygulaması ‘Süper Esnaf’, geliştirdiği bankacılık, ödeme ve ticaret uygulamalarıyla mobil teknoloji alanında dünya liderleri arasında yer alan Monitise tarafından tasarlandı. 2005 yılından bu yana ödül alan mobil teknolojiler tasarlayan Monitise’ın İstanbul’daki MEA takımı tasarımlarında müşteri odaklı, ‘önce kullanıcı’ yaklaşımını benimsiyor. Monitise MEA’nın alanındaki en iyi tasarım stratejileri – kullanıcı davranışlarının analizine dayanıyor. Monitise MEA CEO’su Fatih İşbecer, kullanıcı deneyimi tasarımının önemi hakkında şunları söylüyor: “Mobil yaşamı hızlandırdı. Bizler için çok önemli olan işlemleri artık çok daha hızlı yapmak zorundayız. Kullanıcı dostu tasarıma özen gösterilmeyen mobil teknolojilerde bir ürünü satın almak, banka hesapları arasında transfer yapmak, para yatırmak gibi işlemler gereğinden fazla uzun sürüyor ve belki de nice fırsatlar kaçıyor. Oysa kullanıcı deneyiminin ‘merkezde’ olduğu tasarımlar sayesinde kullanıcılar mobilin gerçek avantajını yakalayabiliyor.” iPhone’un bugüne kadar yaptığı en büyük yenilik olan iOS 7’ye geçiş sürecine hazırlıklı olmayan birçok marka, mobil kanal vasıtasıyla ulaştıkları müşterilerini memnun edemedi. iOS 7’de “Skeuomorphism” adı verilen, arayüz tasarımında objeleri süs ve ince detayları ile veren akım sona ermiş ve yerini yalın tasarım “flat design”a bırakmıştı. iOS 7’de “içeriğe saygı”, “netlik” ve “sadelik” öne çıkıyor. Yeni işletim sistemi, ikonların tamamen değişmesini gerekli kılıyor ve ekranlardaki karmaşayı azaltmayı hedefliyor.