Defne’den yeni global proje

0
Defne Telekomünikasyon Genel Müdürü Oğuz Haliloğlu
Defne Telekomünikasyon Genel Müdürü Oğuz Haliloğlu
Türkiye dahil 20 ülkede 25’den fazla operatöre hizmet veren Defne Telekomünikasyon, 2012’den bu yana iş ortaklığı yaptığı CIS bölgesinin lider mobil operatörüne sunduğu çözümlere bir yenisini daha ekledi. Defne, 14 milyondan fazla abonesi bulunan lider mobil operatörün iletişim ağında Auto CallBack (Otomatik Geri Arama) ürününü Ödemeli Arama Platformu üzerinden hayata geçirdi. Auto CallBack, mobil operatörün ‘meşgul’, ‘telefon kapalı’, ‘iletişim ağı dışında’ gibi abonelerin ulaşılamaz olduğu durumlarda tamamlanamayan çağrılardan kaybettiği potansiyel geliri müşteri memnuniyetini arttırarak kazanma imkânı veriyor. Ulaşılamayan abonenin tekrar tekrar aranmasına ve meşgule düşmeye gerek kalmadan aranan abone müsait olduğunda sistem çağrıyı otomatik olarak bağlıyor. Defne Telekomünikasyon Genel Müdürü Oğuz Haliloğlu: “CIS bölgesindeki lider mobil operatöre 3 yıldır sunmaya devam ettiğimiz çağrı tamamlama ve yönetme ürün portföyüne bir de otomatik geri arama servisi olan Auto CallBack ürününü ekledik. Operatörün bizden aldığı hizmet kapsamını genişletmesi müşteri memnuniyetiyle birlikte Defne’nin ürünlerine ve teknik altyapısına duydukları güveni gösteriyor.” dedi.

2015, e-Ticaret sektöründe neleri değiştirecek?

0
Tam adı 2015 E-Ticaret Sektörü Öngörüleri Raporu olan çalışma, reklamverenlerin sektör ivmesinin bir adım önüne geçmesine yardım ederken, aynı zamanda onların pazarlama ve stratejileri ile yatırımlarını, tüketicilerin gelişen online alışveriş alışkanlıklarına uygun olarak ayarlamasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Toplamda milyarlarca online ticari işlemden derlenen veriler ışığında hazırlanan raporda öne çıkan başlıklar ise şu şekilde sıralanıyor:
  • Çapraz-cihaz (cross-device) yetkinliklerinin artırılması, 2015 yılının en önemli odak noktalarından biri olacak: Temmuz 2014’te Criteo ve Digiday tarafından yapılan araştırmaya göre perakende sektörü yöneticilerinin ve reklam ajanslarının %58’i, çapraz-cihaz (cross-device) teknolojisini 2015 yılı mobil pazarlama aktivitelerinin en önemli ayağı olarak görüyor.
  • Doğal reklamlarda (native advertising) görülen hızlı artış, gerçek zamanlı satın alma (programmatic buying) ile ivmelenecek.
  • “Webrooming” ve “showrooming” aktivitelerinin satışları üzerindeki artırıcı etkisi göz önüne alındığında, fiziki bir varlığı olan perakendeciler 2015 yılında yoğun bir biçimde online stratejilere odaklanacak.
  • Perakendeciler, mobil uygulama yeniden-etkileşimlerine büyük önem atfedecek: Temmuz 2014’te Criteo ve Digiday tarafından yapılan araştırmaya göre perakende sektörü yöneticilerinin ve reklam ajanslarının %42’si, tüketici etkileşimini 2015 yılı mobil uygulama stratejilerinin en önemli hedefi olarak görüyor.

GD Holding, crowdFON.com’un yüzde 20 hissesini aldı

0
SavasUnsal_GokhanDuyarlar
CrowdFON.com Kurucusu Savaş Ünsal ve GD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Duyarlar
Bünyesinde ara kademe ve mavi yakada sektörün önde gelen insan kaynakları sitesi Eleman.net’in yanı sıra, Pikoser, Global Teknoloji, Serieleman.com, Dersverir.com gibi platform ve markaları bulunduran GD Holding, yeni girişimcilere fon sağlamak hedefiyle bir işbirliği gerçekleştirdi. Holding, dünyada hızla yaygınlaşmakta olan kitlesel fonlama (crowdfunding) platformlarının Türkiye’de öncülerinden olan crowdFON.com’un yüzde 20 hissesini satın aldı. GD Holding Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Duyarlar, “GD Holding olarak insan kaynakları, telekom, iş güvenliği ekipmanları, bilişim ve e-ticaret sektörlerine yaptığımız yatırımlarla yükselişimizi sürdürüyoruz. Yer aldığımız her sektörü temsil eden şirketlerimiz üzerinden, Türkiye’ye yeni markalar kazandırarak hızla büyüyen bir holdinge dönüştük. Fikre değer veren yönetim anlayışımızla, Türkiye’nin lider kitlesel fonlama platformu olan crowdFON.com’u da iştiraklerimiz arasına katıyoruz. Türkiye’nin genç ve yeni girişimcilerine ilk fonlama desteğinin sağlanabileceği ortamı sağlayarak ülkemizin teknoloji hamlesine destek vermeyi hedefliyoruz. Bundan sonra gerçekleştireceğimiz tüm projelerimizde de aynı hedefle yol alacağız.” dedi. Türkiye’de kitlesel fonlama olarak adlandırılan, Dünya’da “crowdfunding” ismiyle anılan ve öncüğünü Amerikan Kickstarter‘ın başlattığı ödül sistemine dayalı platformlar global piyasalarda hızla yaygınlaşıyor. 2009’dan bugüne kadar Kickstarter şirketinin projelere verdiği destek 2 milyar doları aşmış durumda. Türkiye’de 2011’de projemefon adıyla operasyona başlayan crowdFON.com markası, şimdiye kadar 890 projeye destek veren, Türkiye’nin önde gelen kitlesel fonlama markalarından biri olarak anılıyor. crowdFON Kurucusu Savaş Ünsal, Türkiye’de kitlesel fonlama platformlarının henüz Amerika’daki benzer platformların seviyesine gelmediğini, ancak önümüzdeki 3-5 sene içinde gerek SPK düzenlemeleri, gerek vergi mevzuatlarının tamamlanmasıyla bu tür ödül veya sermaye toplama bazlı kitlesel fonlama platformlarının yeni projelerin ilk fonlama ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri alternatif platformlar olabileceğini belirtti. Ünsal, “GD Holding A.Ş. ile ortaklık süreci ile birlikte crowdFON.com’un altyapı geliştirme ve pazarlama faaliyetlerine ağırlık vererek lider konumumuzu güçlendirecek ve Türkiye’nin genç girişimcilerinin önünü açmaya devam edeceğiz.” dedi.

Facebook’a komşu olmanın bedeli nedir?

1
Palo Alto'daki bu evin 4 milyon doların üstünde bir satış fiyatı var. Amacınız satın almaksa ve iyi araştırırsanız 2 milyon dolar civarına benzer büyüklükte evler de bulmak mümkün.
Palo Alto’daki bu evin 4 milyon doların üstünde bir satış fiyatı var. Amacınız satın almaksa ve iyi araştırırsanız 2 milyon dolar civarına benzer büyüklükte evler de bulmak mümkün.
Silikon Vadisi uzun yıllardır dünyanın teknoloji merkezi, kalbi olarak biliniyor. Akla gelebilecek pek çok dev markanın merkezine ev sahipliği yapan bölgede yaşamak isteyenler ise isteklerini gerçekleştirmek için ciddi meblağlar ödüyor. Business Insider, güncel kira bedellerini özetleyen bir çalışma gerçekleştirmiş. Çalışma, Silikon Vadisi’nde yer alan Palo Alto, Mountain View, Santa Clara, Cupertino, Menlo Park ve San Jose’den örnekleri içeriyor. Buradan derlediğimiz bazı evler ve sahip olduğu özellikler ise şu şekilde sıralanıyor…   – Apple merkezine yakın lüks daireler (ayda 2.146 – 2.428 dolar): Çok sayıda farklı daire seçeneği, yüzme havuzu, kum voleybol alanı ve çamaşırhane. – Menlo Park (ayda 2.395 dolar): Menlo Park bölgesindeki daireler bulaşık yıkama makinesi, çöp öğütücü ve şahsi yüzme havuzlarına sahip. Burada oturanlar Facebook ve Microsoft’un komşusu olabilir. – Mountain View (ayda 2.137 – 2.375 dolar): Küçük mutfak, fitness merkezi ve yüzme havuzu. – Mountain View – Googleplex yakınları (ayda 2.200 dolar): Paslanmaz çelik ev aletleri, granit yer döşemeler ve geniş oturma odası. – Crescent Park, Palo Alto (ayda 2.700 dolar): Paylaşımlı çamaşırhane odası ve bodrumda ekstra alan.
Kaynak: The Office of Silicon Valley
Kaynak: The Office of Silicon Valley
– Downtown Palo Alto (ayda 2.500 dolar): Eski görünümlü apartmanlar, geniş park etme seçeneği. – Midtown Palo Alto (ayda 2.595 dolar): Geniş bahçe alanlı zemin daireler. – Downtown San Jose: (ayda 1.825 – 1.933 dolar) Tek yatak odası ve daha küçük alan. – San Jose (ayda 1.849 dolar): Her biri için çamaşır makinesi, kurutucu ve yeni elektronik ev aletleri. Ayrıca tuzlu su yüzme havuzu. – San Jose (ayda 1.750 dolar): Park alanı ve havuz dahil daireler. – Anderson West, San Jose (ayda 1.795 dolar): Geniş alan, ancak yan cihaz ve hizmetler fiyata dahil değil. – Santa Clara (ayda 1.882 – 2.145 dolar): Farklı daire seçenekleri ve fiyat opsiyonları ile havuz ve fitness merkezi. – Santa Clara (ayda 1.969 – 2.224 dolar): Koşu yollarına yakın ve kendi balkonlarına sahip.

Beyaz Saray’da güvenlik ihlali; sebep Drone’lar

0
beyazsarayBeyaz Saray geçtiğimiz günlerde beklenmedik bir güvenlik ihlali ile karşı karşıya kaldı. Geçen Pazartesi günü yaşanan olayda, Beyaz Saray bahçesi sınırında uçan bir mini hava aracı (drone) binaya yakın bir alanda iniş yaptı. Kısa sürede fark edilen drone için güvenlik güçleri harekete geçerken, yoğun kar yağışı sebebiyle alana inen belirsiz cismi bulmak uzun süre aldı. Bir süre sonra ortaya çıkan bir adam ise drone’un kendisinin olduğunu ve hiçbir şekilde Beyaz Saray alanına giriş yapmayı planlamadığını açıkladı. Bir başka deyiş ile bu şaşırtıcı güvenlik ihlali tamamen rastlantı sonucu gerçekleşti. İlk olarak akıllara gelen şey böylesi önemli bir noktada güvenliğin böylesi bir aracı kısa sürede tespit edememesi ve bulamayışı oldu. Bu süreçte Başkan Obama ve eşi ülke dışındayken, kızlarının ise Washington’da, yapının içerisinde bulunduğu açıklandı. Son günlerde artmaya başlayan ve genellikle drone’ların sebep olduğu “yasak bölge geçişleri” konusu tekrar gündeme gelirken, Gizli Servis bunun büyük bir güvenlik tehdidi olabileceğinden bahsetti. Ticari amaçla da kullanılan bu minik insansız hava araçlarının sadece ABD’de değil, farklı ülkelerde de benzeri ihlaller gerçekleştirdiği biliniyor. Bir süre önce İstanbul’da da Atatürk Havalimanı’nın bu tip bir araçla yukardan görüntüsünün alınması gündeme gelmişti. Tartışmalar devam etmekle birlikte, bu araçların zararsız olduklarını söyleyenler de yok değil. Son olarak drone üreticisi Insitu’nun başkan yardımcısı Paul McDuffee ise, bu boyutlara sahip cihazların silah ve benzeri taşımak için yeterli olmadığını, terör saldırıları için drone kullanımının pek de kolay olamayacağını dile getirdi.

iTunes Üniversitesi’nde Swift dersleri

0
Apple’ın yeni programlama dili Swift, Stanford‘un hazırladığı ve iTunes Üniversitesi bünyesinde verdiği özel kurs ile öğrenime açıldı. Stanford Mühendislik Okulu’nun hazırladığı eğitim tam olarak “Developing iOS 8 Apps with Swift” adını taşıyor. Üniversitenin kurs için hazırladığı tanıtım metninde ise şu ifadeler kullanılıyor: “iOS 8 ve Swift için güncellendi. iOS SDK kullanılarak iPhone ve iPad platformlarına uygulama oluşturmak için gerekli Araçlar ve API’ler. Mobil cihazlar için kullanıcı arayüzü tasarımı ve özel multi-touch teknolojileri için benzersiz kullanıcı etkileşimi. Nesneye dayalı tasarım için model-view-controller yazılım mimarisi, bellek yönetimi, Swift programlama dili. Diğer konular ise; animasyon, mobil cihaz güç yönetimi, ağ yönetimi, performans değerlendirmesi ve multi-threading olarak sıralanıyor. Kurs, her biri bir saatten uzun süren iki ayrı derse sahip. Bunlar ise “Logistics: iOS 8 Overview” ve “More Xcode and Swift, MVC” adlarını taşıyorlar. Her iki dersi de ücretsiz almak mümkün. Açıklamaya göre eğitim öncesi C dilini bilmek gerekiyor. Eğitimlere ait uygulamaya bu linkten ulaşabilirsiniz.

BT harcamaları 27 milyar dolar olacak

0

Türkiye’deki kurumların gitgide artan bir hızla Büyük Veri, Bulut, Sosyal İş ve Mobilite gibi dönüşümsel teknolojileri benimsemeleriyle Türkiye toplam bilgi ve iletişim teknolojileri pazarının 2015’te toplam 27 milyar doları aşması bekleniyor. IDC Türkiye’nin 2015 tahminlerine göre, tüketici segmenti donanım harcamalarındaki düşüş sebebiyle pazardaki toplam büyümenin yavaşlayarak yıllık yüzde 3.1 oranında gerçekleşmesi öngörülüyor. Konuyla İlgili IDC Türkiye Ülke Müdürü Nevin Çizmecioğulları ile konuştuk.

İTÜ Mobil ile tüm üniversite cebinize giriyor

1
ITUmobilİTÜ, Türkiye’nin en gelişmiş üniversite mobil uygulamalarından birine imza attı. “İTÜ Mobil” adlı uygulama, tüm İTÜ’lülerin günlük yaşamda ihtiyaç duyduğu çok sayıda işlemi birkaç tuş ile yapabilmesini sağlayacak. Online yerleşke turundan kütüphane veritabanına erişime, panik butonu ile acil yardım çağrısından yemekhane menüsünü takibe, İTÜ Radyosunu dinleyebilmekten ring servislerin yerleşke içindeki yerine kadar birçok bilgi kolaylıkla öğrenilebilecek. İTÜ’nün mobil uygulaması, İTÜ Bilgi İşlem Daire Başkanlığı (İTÜ BİDB) tarafından yeniden tasarlanarak, Android ve iOS platformlarında kullanıma sunuldu. Gerek tasarımı gerekse teknolojik altyapısına dair tüm aşamaların İTÜ BİDB bünyesinde yürütüldüğü uygulama, başta öğrenciler olmak üzere İTÜ’lü kullanıcıların ihtiyaçları ve geri bildirimleri dikkate alındı. İTÜ dışından kullanıcıların ve üniversiteyi tanımak isteyenlerin de taleplerine yanıt verecek bir içerik planlaması yapıldı. Panik butonu da var Uygulama içine yerleştirilen Panik Butonu sayesinde İTÜ’lüler yerleşkelerde sağlık ya da güvenlikle ilgili yardıma ihtiyaç duydukları anda 7/24 görev yapan İTÜ Güvenlik Merkezine acil yardım çağrısı bırakabilecek. Acil durum çağrısı bırakıldığında kişiye ait konum bilgisi anlık olarak merkeze iletilecek ve destek ekiplerinin yardım ihtiyacına daha hızlı yanıt vermesi sağlanacak. Pilot olarak İTÜ Ayazağa Yerleşkesinde devreye alınan bu hizmet kapsamında, yerleşke dışından veya diğer yerleşkelerden çağrı kabul etmeyecek. Uygulama güncellemeleri kapsamında, ilerleyen dönemlerde bu hizmetin tüm İTÜ yerleşkeleri için devreye alınması planlanıyor. Yerleşkelerde sanal tur Uygulamada yerleşke haritaları da yer alıyor. Harita üzerinde seminer salonları, yurtlar, mağazalar ya da idari birimlere göre filtreleme ile arama yapmak mümkün olacak. Bu sayede istenen kategoriye ait noktalar ya da kampüs içindeki binalar rahatlıkla görülebilecek. Kampüs turu özelliği sayesinde de GPS destekli anlık konum bilgisi ile sanal gezi yapılabilecek. Sanal gezi esnasında durak noktaları ile ilgili bilgilere de erişilebilecek. İTÜ Radyosu da uygulamaya dahil edildi İnternet üzerinden en çok dinlenen radyolar arasında yer alan İTÜ Radyosu yayınları da İTÜ Mobil üzerinden online dinlenebiliyor. İTÜ Radyosu’nun Klasik, Caz-Blues ve Rock olmak üzere yayın yaptığı 3 kanala erişim sağlanırken, uygulamanın radyo özelliği için hazırlanan tasarım görselliği keyifli hale getiriyor. Yayındaki parçaya ait albüm ve albüm kapağı bilgileri de ekranda görülebiliyor. Uygulamanın yeni sürümlerinde eklenecek çeşitli özellikler de şimdiden belirtilmiş. Buna göre yeni sürümlerde yerleşke içi yeme içme mekanlarının çalışma saatlerini ve menülerini görüntüleme, yerleşke içinde yer alan spor tesislerinin saat ve genel bilgilerini görüntüleme, ders kodları ve açıklamaları ile bina kodları, açıklamaları ve haritada gösterimi destekleri sunulacak.

Arvento araç takipte dünyanın 5. şirketi

0
ABI Research araştırma şirketinin dünya çapında 100 binin üzerinde kullanıcısı olan araç takip şirketlerini değerlendirdiği araştırmanın sonucunda Arvento, araç takip ve filo yönetim sistemleri alanında listede dünyanın en büyük 5. şirketi olarak yer aldı. Konuyla ilgili Arvento Genel Müdürü Özer Hıncal ile konuştuk.

Facebook ve Instagram DDoS kurbanı mı?

0
Labris Networks CTO'su Oğuz Yılmaz
Labris Networks CTO’su Oğuz Yılmaz
Dünyanın en büyük sosyal paylaşım sitelerinden Facebook ve Instagram başta olmak üzere popüler bazı web servislerine belli sürelerle ulaşılamaması akıllara siber saldırı olasılığını getirdi. Türkiye’nin ilk yerli UTM ürününü geliştiren ve bünyesinde kurduğu SOC (Security Operations Center) merkezinde anlık takip ve kontrol yapabilen Labris Networks’ün CTO’su Oğuz Yılmaz yaşanan son durumla ilgili yaptığı açıklamada: “Araştırmalarımızda bu durumun bir DDOS saldırısı sonucunda olmuş olabileceğini gördük. IŞİD ve Lizard Squad isimli hacker grubu da bu saldrının sorumluluğunu üstlendi. Ancak şu aşamada Facebook’tan resmi açıklama gelmeden durumun ilk kaynağının bu DDoS saldırıları olup olmadığını kesin olarak bilmiyoruz. Yaşanan teknik bir sorunun yol açtığı kesintinin fark edilip, üzerine bir de DDoS saldırısı ile Facebook’un birkaç noktada sorun yaşaması istenmiş olabilir.” ifadelerini kullandı. Yılmaz, saldırıyı üstlenen Lizard Squad’ın geçmişte de bu tip saldırılara imza attığını belirterek, “Yıl boyunca Playstation Network’e yapılan saldırılar ve yılbaşı döneminde hem PSN hem de Microsoft Xbox oyun ağlarına saldırılarda Lizard Squad’ın parmağı olduğunu görüyoruz. Oluşturdukları bir web sitesi aracılığı ile üçüncü parti yerlere DDoS yapmak için ücret alan bu grubun, 2014 yılı içerisinde çıkan çok önemli güvenlik açıkları sayesinde önemli bir saldırı ağı oluşturmaya başladığını takip ediyorduk. Yılın son aylarında oluşturulduğunu takip ettiğimiz, yüksek hat genişliği ve güçlü donanıma sahip sunucu sistemlerinin belli zafiyetler aracılığı ile ele geçirilmesi ile oluşan bu botnet (saldırı ağı), bu saldırı ile ilk kez kullanılıyor olabilir. Her ne kadar kendi web sitelerine hack edilerek buradan tetikçilik hizmeti alanlar deşifre edilmiş olsa ve birkaç kişi üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanmış olsa da bu tür grupların hücre yapıları halinde olmaları bir çırpıda yok edilmelerini engelliyor.” şeklinde konuştu.

Netaş, FATİH Projesi’nde en iyi teklifi verdi

0
Netaş CEO’su C. Müjdat Altay
Netaş CEO’su C. Müjdat Altay
Netaş, FATİH Projesi’nin okullara altyapı kurulumunu içeren 2. Faz Yerel Alan Ağ Kurulum İşi ihalesinde, Netaş’ın bağlı ortaklarından Probil A.Ş. toplam 249.939.377 TL bedelle, en iyi teklifi verdi. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, “Netaş olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimin dijitalleştirilmesi konusunda hayata geçirdiği bu büyük projede yeniden rol almak, bizi gururlandırıyor. Okullardaki teknolojinin iyileştirilmesinin amaçlandığı FATİH Projesi kapsamında, daha önce de 110 adet hizmet içi uzaktan eğitim sınıfının entegrasyonunu sağladık. Şimdi ise okullarda altyapı kurulumunu gerçekleştireceğiz.” dedi. Dün ihale öncesinde 9 TL seviyesinde işlem gören Netaş’ın hisseleri, haberin duyulmasıyla birlikte yükselişe geçmişti. Şirketin hisseleri haberi hazırladığımız sırada 10.75 TL seviyesinde işlem görüyor.

IBM’den mobil ekonomiye 1 milyar dolarlık yatırım

0
IBM_z13IBM, mobil cihazların yarattığı yeni ekonominin ve trilyonlarca mobil işlemin hızına ve güvenliğine ilişkin beklentileri karşılama gücüne sahip, gerçek zamanlı şifreleme, analitikle ölçeklendirme ve maliyet avantajı sunan yeni ana bilgisayar sistemi z13’ü duyurdu. z13 sistemi, IBM’in 1 milyar dolar değerindeki yatırımın ve beş yıllık geliştirme sürecinin sonucunda yaratıldı. Üretim sürecinde 500’ü aşkın yeni patentli inovasyondan da yararlanıldı. Yeni duyuru, IBM’in iş dünyasına yüksek değerli ve yenilikçi teknolojiler sunma vizyonunun son adımı olarak değerlendiriliyor. IBM, yeni anabilgisayarının dikkat çekici özelliklere sahip olduğunu açıkladı. Buna göre yılın 365 günü, her gün 2,5 milyar işlem yürütülebilecek ilk sistem olduğu açıklanan z13, 2025 yılında günde 40 trilyona ulaşması beklenen mobil işlemlerin güvenilir olmasını sağlıyor. z13, bu güvenilirlik için mobil işlemlerin gerçek zamanlı şifrelemesini hızlandırıyor. Sistem, mobil ortamda başlatılan işlemler için daha fazla güvenlik özellikleri sağlayan şifreleme teknolojileri de dahil olmak üzere 500 yeni patent içeriyor. Yerleşik analitik özelliğine sahip ilk anabilgisayar olduğu da ifade edilen z13, IBM’in hesaplamalarına göre rakip sistemlere oranla 17 kat daha hızlı analitik öngörüler sağlıyor. Bu, özellikle işlemler sırasında yaşanabilecek gerçek zamanlı sahteciliğin saptanmasını mümkün kılıyor. Yeni IBM sistemlerini değerlendiren IBM Sistemler ve Teknoloji Grubu Ülke Müdürü Gürol Çolak, bu konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Bir müşteri yaptığı her alışverişte ya da akıllı telefonunda “yenile” düğmesine her bastığında bilgi işlem ortamının arka ucunda ardarda pek çok olaya sebep olabilir. Bu ortamda z13, mobil dünyada gerçekleşen milyarlarca işlem yürütmek üzere tasarlandı. Müşterilerin beklentisi hızlı, kolay ve güvenli bir biçimde yürütülebilen mobil işlemlerdir. Bunun iş dünyası açısından anlamı ise en gelişmiş analitik özelikleriyle birlikte güvenli ve yüksek performanslı bir altyapının oluşturulmasıdır. Bir diğer deyişle IBM anabilgisayarı, dünyanın en güvenli veri merkezlerinin gücünü avucunuzun içine getiriyor”. IBM’in yakın dönemde yaptığı bir araştırmada BT yöneticileri ve CIO’ların yüzde 71’i güvenliğin “en önemli mobil kurumsal zorluk” olduğunu ifade etmişti. IBM, z13’ün MobileFirst çözümleriyle birlikte yönetim kolaylığı sağladığını ifade ediyor.

Şirketler kurucu CEO’larıyla daha başarılı

0
yoneticiLondra merkezli ve Skype kurucularından Niklas Zennström tarafından yönetilen risk sermayesi şirketlerinden Atomico ilginç bir araştırmaya imza attı. Toplanan verilere göre şayet şirketinizin milyar dolarlık bir isim haline gelmesini arzu ediyorsanız, kurucu CEO’nuz ile hayatınıza devam etmek zorundasınız. Atomico’nun veri analizine göre 156 adet milyar dolarlık şirketin 133’ü, kurucu CEO’ları ile barışık yaşamaya devam etmiş. Öte yandan 2010 yılında kurulmuş ve yine milyarlık değere sahip olmuş 27 başka şirketten sadece bir tanesi kurucu CEO’sundan ayrılmış. Kısacası ilk CEO’ya bağlılık şirket değeri için oldukça büyük bir artı haline dönüşüyor. Bir başka detay ise mühendislerin önemini öne çıkartıyor. Atomico’ya göre 156 şirketten 144’ü teknoloji ya da üretici bazlı olsun ya da olmasın, mühendislerini el üstünde tutuyor. Bir diğer önemli nokta ise teknoloji temelli isimlerin kurduğu şirketlerin büyük kısmının başlangıç aşamasında pazarlama ve iş hayatı konusunda bocalama yaşadığı. Araştırmaya göre bu tip markalar başlarında mutlaka konuya çok hakim bir CEO bulunduruyor ve milyar dolarlık şirketler haline geliyorlar. Atomico, aynı raporun bir benzerini Ekim 2014’te hazırlamış. Bu rapora göre, 156 şirketten ayrı olarak 13 firma daha milyar dolarlık seviyelere erişebilmiş. Bunlardan ikisi Avrupa, altısı Asya, ikisi ise Amerika Birleşik Devletleri’nden.

Davos’un gündeminde internet vardı

0
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande
Davos’ta gerçekleşen Dünya Ekonomik Forumu bünyesinde konuşan dünyanın önde gelen isimleri arasında teknoloji sektöründen de örnekler var. Bazıları internet olgusunun tüm dertlere çare olabilecek bir yapıya sahip olduğunu söylerken, Google’dan Eric Schmidt bu konuda başı çekiyor. Yöneticiye göre tüm tartışılan problemler internet genişbant akışının genişletilmesi ile çözülebilir. TechInside okurları, Schmidt’in yorumlarını dün ayrı bir haber olarak sunduğumuzu hatırlayacaktır. Bazı devlet yöneticileri ise başta Schmidt’in söyledikleri olmak üzere konuşulanlar hakkında oldukça endişeli. Örneğin Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, internet için farklı fikirlere sahip. Cumhurbaşkanı her şeyden önce güvenlik ve kişisel gizliliğe önem verilmesi gerektiğini söylüyor. Terörizmin interneti manipülasyon ve şaşırtma için kullanabildiğini belirten Hollande, teknoloji şirketlerinin yasa dışı içeriklerin tespiti, engellenmesi ve daha geçerli kuralların getirilmesi gibi başlıklarda sorumluluk taşıdığını ekliyor. İnternetin önde gelen temsilcileri bantgenişliklerini arttırmak ve daha çok güce sahip olmak için lobi çalışmalarına devam ederken, bir yandan da ülkelerin getirdiği kısıtlamalardan kaçmaya gayret ediyor. Diğer yandan güvenlik güçlerine kişisel verilerin teslim edilmesinin gerekebileceğini de biliyorlar. Son olarak Yahoo’nun CEO’su Marissa Mayer da karşılıklı kazanç düsturunu güden bir pazar anlayışını benimsemek gerektiğin ve veri paylaşımı konusunda kâr odaklı düşünülebileceğini söyledi.

13 yaşında Intel’den yatırım aldı

7
ShubhamBanerjeeAmerika’nın San Francisco kentinde yaşayan 13 yaşındaki Shubham Banerjee, sadece bir Lego seti kullanarak görme engellilerin okuyabilmesine olanak sağlayan Braille yazıcısı üretti. Dünyanın en genç atılımcıları arasına girmeyi başaran genç, hem görme sorunu olanlar için büyük bir umut, hem de bu marketin geleceği için önemli bir gelişmenin kaydedilmesini sağladı. The Guardian’da yer alan habere göre Braigo Labs adını verdiği ve daha sonra destek gören startup’ı sayesinde adını duyuran Banarjee, Silikon Vadisi’nin de ilgisini çekti. Kimliğini gizli tutmayı tercih eden birden fazla yatırımcı, Banerjee’ye destek oldu ve pazar için beklenmedik bir yola girilmesini sağladı. Masaüstü yazıcı için 2 bin dolar yerine sadece 350 dolar harcayarak üretim yapmak isteyen Banerjee, görme engelliler için tablet ve dizüstü bilgisayar çözümleri de yaratmak istiyor. Henüz anlaşma imzalamak ve çekler ile haşır neşir olmak için çok genç olan Shubham Banerjee’ye bu konularda anne ve babası destek oluyor. Fikrin doğmasında ebeveynlerin de imzası var. Okulun fen projesi için sorular soran genç, anne ve babasından “Google’da ara!” gibi bir tepki alıyor ve keşif yolu açılmış oluyor. Lego Mindstorms EV3 kit robotik lego parçalarını kullanan genç isim, önce bölge yarışmasını kazanmış ve kısa süre içerisinde yerel bir üne kavuşmuş. Gencin Intel’de çalışan babası ise Braigo Labs için 35 bin dolar destek sağlamış. Bu arada hazır üretim bir yazıcı ile yeni 2.0 modelinin geliştirilme sürecine başlayan Shubham, elektronik metinleri Braille formatına dönüştürmek için Intel çiplerinden birini kullanıyor. Intel yöneticilerinden de yatırım alan aile, dışarıdan başka mühendisler kiralayarak onların da projeye katılmasını sağlamış. Bu yaz mevsiminde üçüncü sürümü tamamlamayı planlayan Barenjee, 25 ayrı cihazı farklı görme engelliler kurumuna vermeyi planlıyor. Okuluna devam eden Shubham, derslerden sonra ise yatırımcıları ile görüşüyor.

Çevre dostu üretim için yeşil kimya şart

0
Küresel ısınma ve iklimsel değişikliklerle artan çevre bilinci dünya çapında birçok sanayi kuruluşunun üretim biçimlerini de gözden geçirmesine neden oluyor. Son 7 yıldır yayınladığı küresel vatandaşlık raporlarıyla, iş hedefleri ile çevre sorumluluklarını bir arada nasıl yürüttüğünü ortaya koyan Xerox, üretim yapan sanayi kuruluşlarının ve her ölçekten işletmenin Yeşil Kimya yaklaşımı ile doğaya verdiği zararı minimize edebileceğini söylüyor. Yeşil Kimya, üretim faaliyetleri sırasında ortaya çıkan toksik maddelerin ve atıkların azaltılmasını, geri dönüştürülebilir ve enerji verimliliği sağlayan malzemelerin kullanılmasını amaçlayan bir mühendislik görüşü. Yeşil Kimya, sanayi üretim şekillerini değiştirerek veya iyileştirerek yaşamın sürdürülebilirliğine önemli katkılarda bulunmayı amaçlıyor. Yeni üretim biçimlerinin keşfi ve yeşil kimya gibi alanlarda da bilimsel çalışmalar yapan Xerox Kanada Araştırma Merkezi, Yeşil Kimya anlayışını hakim kılabilmek için izlenmesi gereken adımları şu şekilde açıklıyor: Toksik olmayan geri dönüştürülebilir malzeme kullanılmalı Üretimi yapılacak tüm ürünleri toksik olmayan, kullanımı boyunca enerji verimliliği sağlayan, geri dönüştürülebilir veya doğada çözünebilir olarak tasarlamak gerekiyor. Geri dönüştürülebilir malzeme kullanımının artması ve bunların geri toplanıp tekrar üretilebilmesi üretim maliyetlerini çok önemli miktarlarda azaltıyor. Kağıt, cam, plastik, metal gibi her türlü atık malzemenin geri kazanımı doğa için hayati bir önem kazanıyor. Petrol atığı ile üretilen materyallerden kaçınılmalı Üretim hammaddesi olarak petrol kaynaklı hammaddelerin kullanımından kaçınmak, mümkün olduğunca yenilenebilir ve geri dönüştürülebilir hammaddeler kullanmak gerekiyor. Günümüzde üretim maliyetlerinin düşük olmasından dolayı özellikle tekstil sektöründe petrol atığından üretilen malzemelerin kullanımı giderek artıyor. Petrol atığı ile üretilen ürünlerin doğaya olduğu kadar, insan sağlığına da önemli zararları bulunuyor. Güvenli çalışmak öncelik olmalı İnsan sağlığına zararlı olmayan fabrika ve laboratuvar koşullarında çalışılması, üretim esnasında işçi sağlığı ve güvenliğinin en öncelikli üretim kriterleri arasında değerlendirilmesi Yeşil Kimya yaklaşımının olmazsa olmazı. İnsan sağlığına ve güvenliğine önem vermeyen üretim tesislerinin, üretim biçimlerinin de sürdürülebilir bir doğayı desteklemesi mümkün değil. Üretim tesislerinde; çalışan güvenliğine yönelik önlemlerin alınması, patlayıcı, yanıcı maddelerin kullanımı ve saklanması düzenli olarak kontrol altında tutulmalı. İşlem sayısı ve atık miktarı azaltılmalı İşlem sayısını en aza indirecek kimya uygulamalarını tercih edin. Üretim sonucu atık madde oluşmasını engelleyecek yöntemler geliştirin ve mümkün olduğunca az ve yenilenebilir hammadde ile en çok ürün üretmeye çalışın. Üretimi süreçleri anlık takip edilmeli SimaPro ve Ecoscale gibi üretim verilerinizi analiz eden programlar, sürdürülebilir kontrollü bir ürün ve hizmet sunumu sağlar. Ayrıca, kurum bünyesindeki kimyagerlerin ve üretim mühendislerinin gerçek zamanlı analizleri dikkate alınmalı ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

PR News’te Türk markaları

0
Türk Telekom ve TTNET, dünya çapında en başarılı kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarını belirleyen PR News Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri’nde 2 proje ile finale kaldı. Türk Telekom Telefon Kütüphanesi, TTNET ise Engelsiz Tivibu ile yüzlerce aday proje arasından sıyrılarak finalist oldu. Türk Telekom ve Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarı (GETEM) iş birliği ile geliştirilen Telefon Kütüphanesi, En Başarılı Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluş-Özel Sektör İş Birliği’ kategorisinde finale kalmayı başardı. 2011 yılının aralık ayındaki Dünya Engelliler Günü’nde hayata geçirilen Telefon Kütüphanesi, görme engellilere verdiği hizmetin üçüncü senesini doldururken, toplamda 3 milyon dinlenme süresine ulaştı. TTNET ise görme ve duyma engellilerin televizyon deneyimini kolaylaştıran ‘Engelsiz Tivibu’ hizmeti ile ‘Sosyal Fayda ve Ürün Dizaynı’ kategorisinde finale kaldı. Engelsiz Tivibu, görme engelli TTNET müşterilerine, kullandıkları ekran okuyucu programlarla Tivibu Web üzerinden kaliteli bir TV izleme deneyimi yaşatıyor. iOS işletim sistemine sahip tablet ve akıllı telefonlar için geliştirilen Tivibu Ev uygulaması, cihazların sesli kullanım özelliğiyle birleşerek konuşan kumandaya dönüşürken, Tivibu Ev ve Tivibu Web’e Engelsiz Tivibu klasörü eklenerek görme engelliler için sesli betimlemeli, işitme engelliler için ise betimlemeli alt yazılı film seçenekleri sunuluyor. PR News Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödülleri 12 Mart tarihinde Washington’da düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.

Samsung yöneticileri satış danışmanı oldu

0
Samsung Electronics yenilikçiSamsung ve öncü olma hedefi çerçevesinde, pazarlama ve kurumsal iletişim stratejilerini tüketicilerinin ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda gerçekleştiriyor. Türk tüketicisinin ihtiyaç, talep ve sorularını daha yakından dinlemek adına gerçekleştirilen etkinliğe, Samsung Electronics Türkiye Başkanı Yoonie Joung öncülük etti. Samsung Electronics Türkiye Başkanı Yoonie Joung konuyla ilgili şunları söyledi: “Samsung Electronics olarak, tüketicilerimizin ihtiyaç ve taleplerini karşılamaya yönelik ürünler ve teknolojiler sunmaya öncelik veriyoruz. Tüketicilerimiz çalışmalarımızın odak noktasını oluşturuyor. Bu nedenle onları daha yakından tanımak, taleplerini ve sorunlarını öğrenmek adına sahada bire bir iletişim kurduk. Aldığımız geri dönüşler geliştireceğimiz tüketici odaklı üretim ve pazarlama stratejilerimizi doğrudan etkileyecek.”

e-Ticaret şirketlerinin yarısı siber saldırıya uğradı

0
Kaspersky_arastirmaKaspersky Lab’ın 27 ülkeden 3 bin 900 BT çalışanlarıyla gerçekleştirdiği bir ankete göre e-ticaret/çevrimiçi perakendecilik (%48) ve finansal hizmet sektöründe (41%) faaliyet gösteren şirketlerin neredeyse yarısı, geçtiğimiz yıl içinde hedefli saldırılar, uygulama güvenlik açıkları ve diğer biçimlerde siber suçlar nedeniyle farklı türlerde finansal bilgi kaybına uğradı. Ankete Türkiye’den katılanların sayısı ise 100 olarak açıklandı. Bu iki iş sektörü bahsi geçen benzerliği paylaşıyor olsa da güvenlik teknolojilerine karşı tavırları birbirinden farklı: E-ticaret/çevrimiçi perakendecilik segmentinin sadece %53’ü “dolandırıcılık önleme yazılımlarının güncel olmasını sağlamak için ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını” belirtiyor ve bu oran genel dünya ortalamasının %10 altında. Çevrimiçi tüccarların bütün bir iş modeli ödeme işlemlerini temel alıyor olsa da, dolandırıcılık önleme yazılımlarına yatırım yapmaya karşı bu umursamazlık bir güvenlik vakasında iş kayıplarına yol açacak gibi görünüyor. Araştırmaya göre finansal hizmetler segmenti, finansal verilerin korunmasına yönelik daha olumlu ve proaktif bir yaklaşıma sahip: Bu kurumların %64’ü “dolandırıcılık önleme yazılımlarının güncel olmasını sağlamak için ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını” söylüyor. Buna ek olarak, e-ticaret/çevrimiçi perakendecilik segmentinin %46’sına karşılık finansal hizmet sağlayıcılarının %52’si finansal işlemlerin güvenliğini sağlamak için yeni teknolojilerden faydalanmak istediklerini belirtiyor. Kaspersky Lab’ın anketinde, ciddi bir veri kaybı vakası yaşayan şirketlere ayrıca, bu vakanın sonrasında müşterilerini korumak için attıkları adımlar da sorulmuş. Farklı yaklaşımlarına karşılık hem e-ticaret/çevrimiçi perakendecilik hem de finansal hizmetler sektörleri ek güvenlik önlemleri almak için benzer adımlar atmış. Finansal hizmet kuruluşlarının %88’i ve e-ticaret/çevrimiçi perakendecilik kuruluşlarının %78’i tarafından alınan en yaygın önlem “müşteri işlemleri için güvenli bağlantılar sağlamak”. Finansal hizmet sağlayıcıları e-ticaret/çevrimiçi perakendecilere göre mobil cihazlar için uzman çözümler sunmaya daha fazla odaklanmış durumda (%75’e karşılık %56). Genel olarak hem finansal hizmet sağlayıcıları hem de e-ticaret/çevrimiçi perakendeciler için bir veri ihlalinin ardında en nadir olarak alınan önlem ise müşterilerine, birinci sınıf internet güvenliği yazılımlarının ücretsiz veya indirimli sürümlerinden sağlamak. Her iki sektörün de müşterilerinin sistemlerini korumaya almaya yatırım yapmak yerine kendi sistemlerinin güvenliğine yatırım yapmaya daha hevesli olduğu görülüyor. Son olarak, bir veri ihlalinin ardından uç noktalar için uzman dolandırıcılık koruması benimseme oranlarının finansal hizmetlerde %71 ve e-ticaret/çevrimiçi perakendeciler için %62 kadar yüksek olmasına karşılık, madalyonun diğer yüzündeki rakamlar da oldukça dikkate değer. Bu rakamlar her iki sektörden şirketlerin yaklaşık üçte birinin, veri ihlali vakasının ardından finansal verileri çalınmış olsa dahi halen bir finansal güvenlik yazılımına yatırım yapmamış olduğunu gösteriyor.