Arabanızı sizden çok düşünen uygulama!

Otokonfor, sektördeki boşluğu doldurmayı hedefleyen bir mobil uygulama ve web sitesi. Lastik yıkama, çekici hizmeti ve periyodik bakım gibi aracınıza dair tüm gereksinimleri bir araya getiriyor.

Otokonfor kurucusu Özgün Yalın ile Otokonfor mobil uygulamasını mercek altına aldık, aynı zamanda girişimcilik ekosistemini, girişimlerine yatırım bulmak isteyen girişimcilerin kuracakları ortaklıklarla çözüme yönelik adımları nasıl atabileceğini değerlendirdik.

Otokonfor’un kurucusu Özgür Yalın, şirketin ana sponsoru RS Otomotiv’in desteğinin yanı sıra çeşitli servis sağlayıcılarla kurdukları ortaklıkların da önemine vurgu yapıyor. Şu anda yürüttükleri yatırım turunun yüzde 80 tamamlandığını belirten Yalın, bu yatırımın şirketin ağını genişletmeye ve daha geniş bir kitleye ulaşmaya yardımcı olacağını ifade ediyor. Çeşitli firmalarla ortaklık kurarak, pazarlama için yeni kapılar açıldığına dikkat çeken Yalın, bu tür aktif işbirliklerinin avantajlı olabileceğini belirtiyor.

Verilen hizmetin maliyetini anlamak önemli

Verilen hizmetin maliyetini anlamanın önemini vurgulayan Yalın, bu sayede belirsizliklerin ortadan kaldırıldığını ve otomotiv sonrası piyasada büyük bir sorunun çözüldüğünü anlattı. Ayrıca, küresel pazarı analiz etmenin ve Türkiye pazarında büyüme potansiyelini değerlendirmenin önemli olduğunu da dile getirdi. Oto Konfor markası, küresel rakiplerle rekabet etmeyi ve Türkiye’ye yatırımı teşvik etmeyi hedefliyor. Yalın, gelecekteki girişimcilere de tavsiyelerde bulunarak, pazarda bir ihtiyacı gidermenin ve güçlü bir destek sistemine sahip olmanın önemini vurguluyor.

Snapchat+ aboneliği nedir?

Sosyal medya ve anlık mesajlaşma uygulamaları abonelik modellerine doğru hızla ilerliyor ve Snapchat, bu trende son katılan uygulama oldu. Snapchat+, yeni özelliklere erken erişim sağlayan ve kullanıcı deneyimini geliştiren abonelik planları sunuyor. İşte Snapchat+’ın detayları:

Snapchat+, başlangıçta sadece ABD’deki iPhone ve Android kullanıcıları için sunulmuştu. Ancak şirket, daha sonra bu özel planı dünya çapında daha fazla bölgeye kullanıma açtı Web sürümüne ek olarak, Snapchat+’a erişmek için bir iPhone veya yüksek performanslı bir Android telefon kullanmanız gerekiyor.

Snapchat+ fiyatlandırması

Snapchat+ aboneliği aylık 58.33 TL Yıllık alımda ise Ayda 47,00 TL ile yıllık toplam 578 TL ile ülkemizde kulanına sonuldu. Eğer Snapchat+’ı denemek istiyorsanız, aylık bir planla başlamanız ve daha sonra memnun kalırsanız yıllık bir plana geçmeniz tavsiye ederiz.

Snapchat+’ın sunduğu özellikler

Snapchat, Snapchat+ abonelerine geniş bir özellik yelpazesi sunuyor. İşte bazı dikkat çeken özellikler:

  • Özel uygulama simgeleri: Göz alıcı uygulama simgeleri arasından seçim yapabilirsiniz.
  • Sohbet duvar kağıtları: Sohbetlerde kişiselleştirilmiş duvar kağıtları kullanabilirsiniz.
  • Özel bildirim sesleri: En iyi arkadaşlarınız için özel bildirim sesleri ayarlayabilirsiniz.
  • Oluşturucu sohbet duvar kağıtları ve profil arka planları: Yapay zeka tarafından oluşturulan arka planları kullanabilirsiniz.
  • Arkadaşlarınızla güneş sistemi: Arkadaşlarınızı gezegen benzeri friendmojilerle temsil ederek eğlenceli bir Güneş Sistemi oluşturabilirsiniz.
  • Öncelikli hikaye yanıtları: Snapchat+, hikaye yanıtlarına öncelik verir.
  • Hikaye yeniden izleme sayısı: Arkadaşlarınızın hikayenizi kaç kez izlediğini kontrol edebilirsiniz.
  • Hikaye desteği: Hikayenizi daha fazla görüntülemek için güçlendirebilirsiniz.

Bu özelliklerin yanı sıra, Snapchat+ aboneleri farklı kişiselleştirme seçeneklerine ve ek avantajlara da sahip.

Snapchat+’a nasıl kaydolunur

Snapchat+’ı denemek istiyorsanız, aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz

  1. iPhone veya Android cihazınızda Snapchat’i açın.
  2. Profil resminizin olduğu yere dokunun.
  3. Ayarlar bölümünü seçin.
  4. Snapchat+ seçeneğine tıklayın ve abone olun.
  5. Planınızı seçin ve talimatları izleyin.
  6. Uygulamayı yeniden başlatın ve Snapchat+’ı kullanmaya başlayın.

Snapchat+ ile reklamları kaldırmak mümkün mü?

Maalesef, Snapchat+ aboneliği reklamları kaldırmıyor. Hikaye ve Lens reklamları hala görüntülenecektir.

Snapchat+’ın reklamsız planı

Snapchat, Snapchat+ kullanıcıları için reklamsız bir plan üzerinde çalıştığını açıkladı. Ancak bu plan şu anda sadece Norveç’te mevcut. Diğer bölgelerdeki fiyatlandırma ve kullanımı hakkında henüz bilgi verilmemiştir.

Paribu’dan akıllı sözleşme ve solidity eğitimi

0

Blokzincir bilinirliğini artırmayı hedefleyen Paribu Hub, Türkiye’nin en büyük yazılımcı topluluğuna sahip girişimlerinden Patika.dev ile akıllı sözleşme ve solidity üzerine bir eğitim programı başlatıyor. 5 Eylül’e kadar başvuruları devam eden “Paribu Hub Akıllı Sözleşme ve Solidity Bootcamp” programı, web3 teknolojileri, Solidity programlama dili ve blokzincir üzerinde akıllı sözleşme geliştirmeye yönelik çalışmaları içeriyor

Yılın başında akıllı sözleşme ve solidity üzerine düzenlenen pratik eğitimin ikinci fazı olan Paribu Hub Akıllı Sözleşme ve Solidity Bootcamp kapsamında; bu alanı geliştirmeye yönelik çeşitlendirilmiş yaklaşıma sahip çevrimiçi etkinlikler, IRL etkinlikler ve workshop’lar yer alıyor.

Program sonunda katılımcılar, alanında deneyimli profesyonellerle bağlantı kurmanın yanı sıra, bir topluluğa dahil olma fırsatını da yakalayacak. Eğitimler, 16 Eylül-23 Ekim tarihleri arasında online gerçekleşecek. Bu alanda teknik deneyime sahip ve kariyer planlamasını henüz gerçekleştirmeyen herkese açık olan “Akıllı Sözleşme ve Solidity Bootcamp”in başvuruları 5 Eylül’e kadar devam ediyor.

Güneş enerjisiyle şarj edilen bluetooth hoparlör tanıtıldı

Urbanistan, güneş enerjisini ses ürünlerine entegre ederek yeni bir çığır açıyor. İsveçli marka, güneş enerjisiyle şarj edilen Urbanista Malibu Bluetooth hoparlörü ile geleceğin aksesuarlarını müjdeliyor. Bu hoparlör, USB şarjını tamamen unutmanıza yol acabilir ve asla şarj etmek zorunda kalmayabilirsinz

Urbanista Malibu, Exeger tarafından üretilen ince ve esnek Powerfoyle güneş paneli ile donatılmış. Bu panel, hem şık bir tasarım hem de dayanıklılık sunuyor, IP67 derecesiyle suya ve toza karşı koruması var . Ayrıca güneş panelinin üst kısmına yerleştirilen düğmeler, paneli güneşe daha iyi bir şekilde yönlendirmenize yardımcı oluyor, böylece güneş enerjisi daha etkili bir şekilde kullanabiliyorsunuz.

Hoparlörün güneş enerjisi ile şarj olma hızını uygulama üzerinden izleyebilirsiniz ve güneş enerjisi ile en iyi performansı elde etmek için hoparlörü nasıl konumlandırmanız gerektiği konusunda rehberlik alabilirsiniz. Ancak unutmayın ki güneş enerjisi ile şarj etmek bazı sınırlamalara tabidir ve yüksek ses seviyelerinde müzik dinliyorsanız veya bulutlu bir günde kullanıyorsanız, USB-C şarj portu ile şarj etme imkanıda var.

Urbanista, Malibu’nun “tam gün şarjın gittiğini söylüyor, bu da hoparlörü güneşle şarj ettiğinizde pil endişesi yaşamayacağınız anlamına geliyor. Ancak, hoparlörün ses kalitesi de önemlidi ve Malibu’nun çift 10W hoparlörleri oldukça etkileyici bir ses üretiyor. Şirket, ses ayarlarını hala ayarladığını ancak kullanıcıların bunları özelleştirebileceğini belirtiyor.

özellikler arasında iki Malibu hoparlörünü birbirine bağlama imkanı sunan bir stereo modu da bulunuyor.

Urbanista’nın güneş enerjisi ile şarj etme konsepti sadece başlangıç. Exeger adlı şirketin geliştirdiği Powerfoyle güneş paneli teknolojisi, gelecekte daha fazla üründe kullanılmak üzere tasarlandı. Bu teknoloji, geleneksel güneş panellerindeki izgara veya çizgilere ihtiyaç duymadan çalışabilir.

Urbanista Malibu hoparlörü Eylül ayının sonlarında dünya çapında 150$ karşılığında satışa sunulacak ve Gece Yarısı Siyahı ve Çöl Grisi renk seçenekleriyle sunulacak. ülkemizede satışa sunulması ise belirsiz.

Tesla Model 3 yolda çalışmayı durdurdu

The Telegraph tarafından aktarılan habere göre, bir Tesla Model 3, İngiltere’nin Salisbury yakınlarındaki bir yolda ani bir arıza yaşadı ve 9 saatten fazla bir süre trafiği engelledi. İşte detaylar:

Bir Tesla Model 3, Salı günü İngiltere’nin Salisbury yakınlarında bulunan bir yolun ortasında çalışmayı durdurarak trafik sıkışıklığına neden oldu. Aracın gücü tükenmiş gibi görünmesi üzerine bir grup yol işçisi ve polis uzun saatler boyunca aracı kaldırmaya çalıştı, ancak sonuç alamadı.

Yerel bir barın sahibi olan Matt Grigg, olayı şu şekilde anlattı: “Polis birkaç saat boyunca aracın etrafında toplandı, ancak araç hala şarj edilebilecek durumdaydı, ancak çalıştırılamıyordu.” Aracın yol üzerinde kapanması, gün boyunca trafikte engellere ve gecikmelere neden oldu.

Bu tür arıza olaylarına örnek olarak, geçmişte Kanada’nın Ottawa kentinde bir McDonald’s arabalı servisinde yaşanan bir olay daha olmuştu . Bir TikTok kullanıcısı, Tesla’nın arabasının çalışmadığını ve vitese takılamadığını gösteren bir video paylaşmıştı. Aynı şekilde, bir başka Tesla sahibi de geçen yıl Eylül ayında aküsünün bitmesi sonucu Model S’i dışarıda bırakmak zorunda kaldı ve Tesla onarımının maliyetinin 20.000 dolardan fazla olacağını iddia etti.

Tesla’nın bu tür arızaları ve çalışmayı durdurma sorunlarına karşı nasıl önlemler aldığı ve çözümler sunduğu konusunda endişeler artıyor. Bu tür olaylar, elektrikli araçların günlük kullanımında karşılaşılan pratik sorunları gündeme getiriyor. Tesla bu konu hakkında acıklama yapmadı

Microsoft’un Edge ve Bing tanıtım yöntemleri tartışma yaratıyor

Microsoft, uzun bir süredir Windows kullanıcılarını Edge tarayıcı ve Bing arama motoruna geçmeye teşvik etmek için çeşitli taktikler kullanmakla suçlanıyor. Bu taktikler, kullanıcıları istemeden bu ürünleri kullanmaya yönlendirmek amacıyla kullanıldığından, bazı kullanıcılar tarafından rahatsızlıkla karşılanıyor.

Son olarak, bu suçlamalara yeni bir örnek olarak, bilgisayar kullanıcılarına yönelik bir açılır pencere taktiği öne çıkıyor. The Verge’den Tom Warren’ın deneyimine göre, bu açılır pencere, Chrome tarayıcısındaki varsayılan arama motorunu Microsoft Bing’e değiştirmeyi teklif ediyordu. Ancak bu tür bir öneri, kullanıcılar arasında rahatsızlık ve endişeye yol açtı.

Olayın daha da ilginç yanı, bu açılır pencerenin sahte bir yürütülebilir dosya tarafından sunulduğunun tespit edilmiş olmasıdır. Bu durum, bazı kullanıcıların başlangıçta bu mesajın kötü amaçlı yazılım kaynaklı olduğunu düşünmelerine neden oldu. Bu, Microsoft’un ürünlerini tanıtmak için kullandığı en son yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor.

Microsoft, geçmişte de benzer suçlamalarla karşı karşıya kalmıştı. Özellikle Windows 10 yükseltme teklifi döneminde, agresif taktikler kullanarak ve kullanıcıları bu işletim sistemine yükseltmeleri için kandırmaya çalışmakla suçlanmıştı. Bu durum, kullanıcıların istemediği bir işletim sistemine yükseltmelerini zorlaştırmış ve tepkilere neden olmuştu.

Şirketin bu tür taktiklere başvurmasının bir diğer örneği, Windows 11’in piyasaya sürülmesiyle ilgilidir. Başlangıçta, varsayılan web tarayıcısını değiştirme işlemi karmaşık hale getirilmiş ve kullanıcılar Edge yerine Chrome kullanmaya teşvik edilmiştir.

Microsoft’un kullanıcıları Edge ve Bing e yönlendirmek için kullandığı bu tür taktikler kullanıcılar arasında rahatsızlık yaratıyor ve tartışmalara neden oluyor. Microsoft, bu son pop-up olayını bir deneme olarak gösterebilir, ancak kullanıcı tepkileri üzerine hareket etmek zorunda kaldı. Şirket, bu davranışın kasıtlı olmadığını iddia ediyor ve sorunu çözmek için önlemler alacağını belirtiyor.

SpaceX ve Globalstar’dan iPhone’lara uydu bağlantısı

Globalstar ve SpaceX, iPhone kullanıcılarına uydu bağlantısı sağlamak amacıyla yeni bir işbirliği anlaşması imzaladı. Apple’ın iPhone 14 ailesi, 14, 14 Plus, 14 Pro ve 14 Pro Max modelleri, acil durum SOS özelliği ile donatıldı ve bu özellik ilk iki yıl boyunca ücretsiz olarak kullanılabiliyor.

Bu önemli özellik, Apple tarafından telefon sahiplerinin çekim alanlarının dışındayken acil durumlarda yardım çağırabilmesi için geliştirildi. İlk aşamada ABD ve Kanada’da kullanıma sunulan bu hizmet, daha sonra dünya genelinde farklı ülkelere genişletildi. Globalstar ve Apple işbirliğiyle, bu sistem birçok insanın hayatını kurtardı.

Apple, Globalstar firması ile ortaklık kurarak bu altyapıyı hayata geçirdi ve uydu tabanlı acil SOS özelliği için 450 milyon dolarlık bir yatırım yaptı. Bu yatırımın büyük bir kısmı Globalstar’a gitti ve şirket, acil SOS özelliğinin kapsama alanını genişletmek amacıyla uydu sayısını artırmaya devam ediyor.

Son olarak, Globalstar ile SpaceX arasında 64 milyon dolarlık yeni bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşma kapsamında, SpaceX’in Falcon 9 roketi kullanılarak 2025 yılında yeni Globalstar uyduları alçak dünya yörüngesine götürülecek. Bu uydular, Apple’ın gelecekteki iPhone 15 ailesine acil SOS özelliği eklemesi için kullanılacak.

Apple’ın bu teknolojik yeniliği ile kullanıcılarına güvenliği ve acil durumlar için daha fazla imkan sunması bekleniyor. Bu işbirlikleri, uydu teknolojisinin acil durum hizmetlerindeki önemini bir kez daha vurguluyor.

Güçlü şifre örnekleri

Parola güvenliği söz konusu olduğunda uzunluk gerçekten önemli. En az 12 karakter uzunluğunda , hatta mümkünse daha uzun bir şifre seçmenizi öneririz. Paroladaki her ek sembol, olası kombinasyonların sayısını katlanarak artırıyor. Bu, yaygın ifadeler kullanmadığınızı varsayarsak, belirli bir uzunluktaki şifreleri esasen kırılamaz hale getiriyor.

İyi bir şifrenin, bir başkasının tahmin etmesi veya kırması gerçekten zor olan bir şifre olması gerekiyor. Bu nedenle, “şifre” veya “12345” gibi gerçekten genel bir şifre seçmeyin . Son iki seçenek halen dünyadaki en popüler şifreler arasında. Aynı zamanda en az kullanışlı olanlar diyebiliriz.

Güçlü şifre için gerekenler

  • Uzun şifre kombinasyonları kullanın
  • Sayıları, küçük harfleri ve büyük harfleri birleştirme
  • Popüler şifrelerden kaçının
  • Güçlü şifreler oluşturmak için güvenli bir şifre yöneticisi kullanın

Bilgisayar korsanlarının kırması muhtemel olduğundan “qwerty” gibi sıralı klavye yollarını kullanmayın. İyi bir şifre için hiç çaba harcamazsanız, büyük olasılıkla bilgisayar korsanlarının şifreyi kırması için fazla çaba harcaması gerekmeyecek.

Güçlü bir şifre oluşturduğunuzda, bu şifreyi tüm çevrimiçi hesaplarınız için kullanmayı isteyebilirsiniz. Ancak bunu yaparsanız, sizi birden fazla saldırıya karşı daha savunmasız bırakacak.

İşte güçlü şifrelere bazı iyi örnekler:

  • X5j13$# eCM1cG@Kdc
  • %j8kr^Zfpr!Kf#ZjnGb$
  • PkxgbEM%@hdBnub4T
  • vUUN7E@ !2v5TtJSyZ

Hatırlayabileceğiniz güçlü bir şifre bulduğunuzda, çevrimiçi hesaplarınızın her biri için farklı şifreler oluşturmanız gerekecek. Ancak tüm süreci yeniden başlatmak yerine, her çevrimiçi hesap için şifrenize farklı bir kod ekleyebilirsiniz.

Örneğin, şifreniz cHb1%pXAuFP8 ise ve onu eBay hesabınız için benzersiz yapmak istiyorsanız, sonuna £bay ekleyebilirsiniz. Böylece orijinal şifrenizden farklı ancak yine de akılda kalıcı olduğunu bilirsiniz. Birisi şifrenizi çalmayı başarsa bile, iki faktörlü kimlik doğrulama (2FA) ile ek bir güvenlik katmanıyla bu kişinin hesabınıza erişmesini yine de engelleyebilirsiniz . Bu, hesabınıza giriş yapmaya çalışan herkesin doğru şifreden sonra ikinci bir bilgiyi girmesi gerekeceği anlamına geliyor. Bu genellikle doğrudan size gönderilecek olan tek seferlik bir kod. Çoğunlukla bu size kısa mesaj yoluyla gönderiliyor. Ancak bu, kodu almanın en güvenli yolu olmayabilir. Sonuçta bir bilgisayar korsanı, SIM takas dolandırıcılığı yoluyla cep telefonu numaranızı çalabilir ve doğrulama kodunuza erişebilir.

Telefon dinlenmesi nasıl engellenir?

Telefonların yasa dışı amaçlarla dinlenmesi Wgün geçtikçe artıyor. Aslında cep telefonlarının ortaya çıkışıyla yasa dışı amaçlar daha kolay hale geldi. Pek çok yetkisiz cep telefonu yazılım uygulaması, insanların cep telefonlarına erişmesine olanak tanıyor. Bu, yabancıların telefon görüşmelerini dinlemesine, kısa mesajları almasına ve hatta telefonunuzdaki GPS’i takip ederek tam konumunuzu belirlemesine neden oluyor. Neyse ki cep telefonunuzun dinlenmesine karşı kendinizi korumanın birkaç yolu var. Telefon dinlenmesi nasıl engellenir diye düşünüyorsunuz alabileceğiniz önlemler var.

Kullanmadığınız zamanlarda telefonunuzun Bluetooth özelliğini devre dışı bırakın. Yalnızca tanıdığınız kişilerden gelen Bluetooth bağlantılarını kabul edin. Ayrıca, kullanmadığınız zamanlarda GPS bağlantınızı devre dışı bırakın. Çünkü casuslar fiziksel konumunuzu takip etmek için casus yazılım kullanabilir.

Casus yazılım önleme yazılımı yükleyin. Mobileshox.com gibi bazı web siteleri, doğrudan İnternet’ten indirilebilecek casus yazılım önleme programları sunuyor. North Antivirus gibi diğer şirketler, hem bilgisayarlar hem de cep telefonları için anti-virüs ve anti-spyware programları sağlıyor. İnternet’i cep telefonunuzda kullanıyorsanız, ekstra koruma için her iki yazılım türüne de yatırım yapmayı düşünebilirsiniz. Telefonunuza mutlaka bir güvenlik şifresi yükleyin.

Dinlenmeyi önlemek için yapabilecekleriniz

Casuslukla ilgili sorunlar devam ederse mobil servis sağlayıcınızla iletişime geçin. Potansiyel casusların izini sürmek için telefona kendi dokunuşlarını koyabilir. Böylelikle, ek bir önlem olarak sağlayıcınıza cep telefonunun hafızasını silmesini sağlayın.

Telefonunuzun dinlendiğinden şüpheleniyorsanız gizliliğiniz için harekete geçmeniz önemli. Özellikle şu adımları uygulayabilirsiniz:

  • Telefon numaranızı değiştirin
  • Güvenli bir telefon kullanın
  • Güvenli bir iletişim uygulaması kullanın
  • Çağrı yönlendirmeyi devre dışı bırakın
  • Çağrı engelleyici kullanın
  • Sorunu yetkililere bildirin

Telefonunuzun dinlenip dinlenmediğini aşağıdaki durumlar ile anlayabilirsiniz. Bu durumlara dikkat ederek gerekli önlemleri alabilirsiniz.

  • Aramalar sırasında alışılmadık arka plan gürültüsü veya sesler
  • Telefonunuzun pilinin bitmesi veya aşırı ısınması
  • Veri kullanımında beklenmeyen artış
  • Yavaş veya gecikmeli performans
  • Telefonunuzda otomatik olarak çalışan programlar gibi olağandışı etkinlikler
  • Bilinmeyen numaralardan gelen olağandışı kısa mesajlar veya telefon çağrıları
  • Telefonunuz kendi kendine açılması veya kapanması

Telefonunuzun dinlendiğinden şüpheleniyorsanız gizliliğinizi korumak için bir güvenlik uygulaması yükleyebilirsiniz. Cihazınızda fabrika ayarlarına sıfırlama yapmak gibi adımlar atabilirsiniz.

Hotspot ne demek?

Hotspot, hareket halindeyken internete bağlanabilen cihazlarınızı bağlamanızı sağlayan kablosuz bir erişim noktası. Çoğu akıllı telefonda yerleşik olarak bulunuyor. Ancak aynı zamanda daha yüksek hızlar sağlıyor. Daha fazla cihaz bağlayan ve telefonunuzdan daha uzun pil ömrüne sahip olan özel mobil erişim noktası cihazları da alabiliyorsunuz. Ayrıca birçok restoran ve kamu binasında halka açık Wi-Fi bağlantı noktaları bulabilirsiniz.

Hotspot’lar 1 Mbps’den 1.000 Mbps’ye kadar herhangi bir hıza ulaşabiliyor. Genellikle sınırlı veri kısıtlamalarıyla geliyor. Dolayısıyla evinizdeki interneti değiştirmek için ideal değil. Yine de bazı sağlayıcıların her ay bir erişim noktasından çok fazla yararlanmanıza olanak tanıyan hizmet planları var.

Mobil erişim noktası genellikle 4G LTE kablosuz teknolojisi üzerinden bağlantı sağlıyor. Yaklaşık 30 Mbps maksimum hıza ulaşıyor. Ancak bazı yeni mobil bağlantı noktaları 5G özelliğine sahip. Bu nedenle bazı yerlerde 50 Mbps’den 1.000 Mbps’nin çok üzerine çıkan hızlara ulaşıyor.

Hotspot, cep telefonu hizmeti olmadan çalışmıyor. Erişim noktalarının Wi-Fi sinyali oluşturmak için hücresel hizmete ihtiyacı var. Bu nedenle, kendi erişim noktanızı çalıştırabilmek için cep telefonu şirketinizden veya başka bir sağlayıcıdan bir veri planına ihtiyacınız olacak. Ayrıca yeterli cep telefonu servisine de ihtiyacınız olacak.

Hotspot’u nasıl etkileştirebiliriz?

Apple iOS telefonlar ve tabletler:

Adım 1: Ayarlar > Kişisel Erişim Noktası’na gidin. Veya sahip olduğunuz modele bağlı olarak Ayarlar > Hücresel > Kişisel Erişim Noktası’na gidin.

Adım 2: Kişisel Erişim Noktasını açmak için dokunun.

Adım 3: Başkalarının Katılmasına İzin Ver seçeneğini açın.

Android telefonlar ve tabletler:

Adım 1: Ayarlar’a gidin ve “hotspot” veya “tethering” ifadesini arayın. Sahip olduğunuz telefona bağlı olarak Mobil Bağlantı Noktası ve Bağlantı veya Ağ ve İnternet başlıklı bir menüde yer alacak.

Adım 2: Erişim noktasını açmak için dokunun.

Adım 3: Bazı telefonlarda, kablosuz erişim noktasına diğer cihazların erişmesine olanak sağlayacak Wi-Fi paylaşımını da açmanız gerekecek.

Telefonunuzun hotspot’unu açtıktan sonra internete bağlamak istediğiniz cihazın Wi-Fi menüsüne gidin. Erişim noktanızın adını arayın ve internete bağlanmak için şifreyi yazın. Erişim noktasını açtığınız menüde parolayı, ağ adını ve diğer ayarları da yapılandırabilirsiniz. Elbette, Wi-Fi enerjinizin kaynağı olan hücresel verilerinizi açtığınızdan emin olun.

Veri madenciliği nedir?

Veri madenciliği, yararlı bilgileri çıkarmak için büyük miktarda ham veriyi arama ve analiz etme süreci olarak tanımlanıyor. Şirketler müşterileri hakkında daha fazla bilgi alma konusunda veri madenciliği yazılımlarını kullanıyor. Daha etkili pazarlama stratejileri geliştirmelerine, satışları artırmalarına ve maliyetleri düşürmelerine yardımcı oluyor. Veri madenciliği etkili veri toplamaya,  depolamaya ve bilgisayarla işlemeye dayanıyor. Veri madenciliği nedir sorusunu cevapladık ve bunun için gerekenlere geçebiliriz.

Kullanıldığı alanlara örnek kredi riski yönetimi, dolandırıcılık tespiti ve spam filtrelemeyi gösterebiliriz. Aynı zamanda belirli bir grup insanın duygularını veya fikirlerini ortaya çıkarmaya yardımcı olan bir pazar araştırması aracı görevi görüyor. Madencilik süreci dört adıma ayrılıyor.

Veri madenciliği için gerekenler

  • Veriler toplanıyor ve sahadaki veya bir bulut hizmetindeki veri ambarlarına yükleniyor.
  • İş analistleri, yönetim ekipleri ve bilgi teknolojisi uzmanları verilere erişiyor. Onu nasıl organize etmek istediklerini belirliyor.
  • Özel uygulama yazılımı verileri sıralıyor ve düzenliyor.
  • Son kullanıcı, verileri grafik veya tablo gibi kolay bir formatta sunabiliyor.

Veri madenciliği programları, kullanıcı isteklerine dayalı olarak verilerdeki ilişkileri ve kalıpları analiz ediyor. Bilgileri sınıflar halinde düzenliyor. Örneğin bir restoran, hangi özel ürünleri hangi günlerde yapması gerektiğini tespit edebilmeyi veri madenciliği ile yapabilir. Veriler, müşterilerin ne zaman ziyaret ettiğine ve ne sipariş ettiğine bağlı olarak sınıflar halinde organize edilebilir. Diğer durumlarda, veri madencileri mantıksal ilişkilere dayalı bilgi kümeleri buluyor. Alternatig olarak tüketici davranışındaki eğilimler için ilişkilere ve sıralı kalıplara bakıyor.

Depolama, veri madenciliğinin önemli bir yönü Depolama, bir kuruluşun verilerinin tek bir veritabanı veya programda merkezileştirilmesini içeriyor. Kuruluşun, belirli kullanıcıların ihtiyaçlarına göre analiz etmelerini sağlıyor. Ayrıca veri segmentlerini ayırmasına olanak tanıyor.

Veri madenciliğinin en kazançlı uygulamalarından biri sosyal medya şirketleri tarafından üstleniliyor. Facebook, TikTok, Instagram gibi platformlar, çevrimiçi etkinliklerine dayanarak kullanıcıları hakkında tonlarca veri topluyor. Bu veriler tercihleri ​​hakkında çıkarımlar için kullanılabiliyor. Reklamverenler mesajlarını olumlu yanıt verme olasılığı en yüksek görünen kişilere hedefleyebiliyor. Aslında kullanıcılar, kişisel bilgilerinin nasıl toplandığını veya bilgilerinin kime satıldığını bilmeden sitelerin şart ve koşulları kabul ediyor.

WhatsApp uçtan uca şifreleme nedir?

WhatsApp, Messenger, Signal ve Telegram gibi rakiplerini kolaylıkla geride bırakarak dünyanın en çok kullanılan sohbet uygulaması. Çevrimiçi görüşmelerde ne kadar hassas veri paylaşma eğiliminde olduğumuz göz önüne alındığında, uygulamanın kullanımı güvenli mi? Dahası, WhatsApp’ın sunduğu iddia edilen şifrelemeye rağmen veri sızıntıları konusunda endişelenmeli misiniz?

WhatsApp uçtan uca şifreleme nedir sorusu için WhatsApp’ın güvenlik önlemlerine daha yakından bakalım. Daha sonra sohbetlerinizi meraklı gözlerden korumak için yararlanabileceğiniz bazı ek özelliklerden de bahsedeceğiz.

Uçtan uca şifreleme

Anlık mesajlaşma internetin doğuşundan beri var ancak ilk uygulamalar güvenli olmaktan uzaktı. Birincisi, birçoğu internet üzerinden düz metin olarak mesaj alışverişinde bulundu. Bu, herhangi bir aracı veya kötü niyetli aktörün de mesajlarınızı okuyabileceği anlamına geliyor. Her ne kadar hizmet 2000’li yılların sonlarında aktarımda şifrelemeyi uygulamaya koymuş olsa da yeterli değil. Sohbet uygulamalarını işleten şirketler genellikle kullanıcı iletişimlerinin şifresini çözecek anahtarları elinde tutuyordu. Basitçe söylemek gerekirse, sohbetleriniz hiçbir zaman tam anlamıyla özel olmadı.

Ancak yakın zamanda platformlar, mesaj ve kullanıcı gizliliğini geliştirmek için uçtan uca şifrelemeyi (E2EE) benimsedi. Uçtan uca şifrelenen bir iletişim kanalında, birbirlerinin mesajlarının şifresini çözmek için gerekli anahtarlar yalnızca gönderici ve alıcıda bulunuyor. Platform, ISS’niz ve hatta şifreli verilere erişimi olan bilgisayar korsanı dahil hiç kimse mesajlarınızı okuyamaz. WhatsApp’ın uçtan uca şifreleme sistemi, 2014’ten bu yana açık kaynaklı Signal protokolünü kullanıyor. Şirketi, güvenliği ve gizliliği ön planda tutmakla övünen bir WhatsApp rakibi olan sohbet uygulaması Signal’in geliştiricileri olarak biliyor olabilirsiniz.

WhatsApp’ın belgelerine göre platformdaki iletişiminizin neredeyse tamamı uçtan uca şifrelemeye sahip. Buna mesajlar, medya, sesli notlar, çağrılar ve hatta durum güncellemeleri dahil. WhatsApp tarafından kullanılan Signal şifreleme protokolü, genel anahtar şifrelemesinden başlayarak birden fazla şifreleme tekniğini birleştiriyor. Aslında temelde, her kullanıcının rastgele oluşturulan bir çift anahtara sahip olmasını içeriyor. Biri özel kalıyor, diğeri halka açık olarak dağıtılıyor.

Gelecek vadeden meslekler hangileri?

Geleceğinizi düşünürken, hangi kariyer yollarının en güçlü iş potansiyeline sahip olduğunu bilmeniz gerekiyor. Önümüzdeki on yıl için iş piyasası eğilimlerini dikkate almalıyız. Bu, şu an yaptığımız ve gelecekte yapacağımız meslek için kritik önemde. Böylelikle iş hayatında sürekliliği sağlayabilmek için gelecek vadeden meslekler daha fazla avantaj sağlıyor.

Gelecek vadeden meslekler

Yazılım geliştiricisi (Diğer kodlama kariyerleri)

Kodlama, teknoloji şirketleri ve araştırmacı grupları arasında hızla en çok aranan becerilerden biri haline geliyor. Remote tarafından 500’den fazla teknoloji çalışanı ve işveren arasında yapılan bir ankette bu alandaki gelişimi ön plana çıkarıyor. Yanıt verenlerin yüzde 37’si yazılım geliştiricilerin gelecekte en önemli teknoloji işi olacağını söylüyor. Bu, yazılım geliştiricilerini ankette genel olarak en üst sıralarda yer alan iş yapıyor.

Blockchain işleri

PwC’nin Time for Trust raporuna göre, blockchain teknolojisi 2030 yılına kadar dünya çapında 40 milyondan fazla işi geliştirecek. Böylelikle finans, blockchain teknolojisinin yükselmesi ile büyük ölçüde değişecek.

Sanal gerçeklik işleri

Önümüzdeki birkaç on yılda patlama yapacak bir sektör seçmemiz gerekirse, sanal gerçeklik oldukça iyi bir bahis gibi geliyor. Böylelikle son istatistikler, AR ve VR’nin küresel pazarındaki gelişimi gösteriyor. 2021’de kaydedilen 30.7 milyar dolar pazar boyutuna kıyasla 2024’te 296.9 milyar dolara ulaşacağını tahmin ediyor. Bu, neredeyse on kat artış anlamına geliyor. Böylelikle geleceğin meslekleri konusunda sanal gerçeklik ön planda yer alıyor.

Etik hacker

Etik bilgisayar korsanlığı, ağ güvenliği alanında bugün birçok kişinin yaptığı bir iş. Bu alandaki korsanların işsiz kalmasının tek yolu, internetin ortadan kalkması ve yerine başka bir şeyin gelmesi. Yani yakın gelecekte veya hiçbir zaman bir gerçeklik gibi görünmüyor.

Büyük veri analisti

Büyük veri dünyası son birkaç yılda gelişti. Statista, küresel büyük veri analitiği pazarının 2025 yılına kadar muhtemelen yüzde 30 büyüyeceğini söylüyor. Yani 68 milyar doların üzerinde gelir sağlayacak.

Yapay zeka işleri

Yapay Zeka, sanal gerçekliğe kıyasla süreç boyunca çok daha ileride. Elon Musk, süper insanlar yaratmak için insanların kafalarına çipler yerleştirmekten bahsederken, yapay zeka teknolojisinin olanakları gerçekten heyecanlandırıyor. Böylelikle geleceğin meslekleri konusunda yapay zeka işleri ön plana çıkıyor.

Veri koruma işleri

Veri işleme ve veri gizliliği ile ilgili yasalar on yılda artıyor. Kişisel verilerimize çok fazla ilgi var. Böylelikle pazarlama ekipleri tarafından satış yapmalarına yardımcı olmak için ve siyasi departmanlar tarafından hedeflenen kampanyalar oluşturmalarına yardımcı olmak için kullanılabilir.

Gen uzmanları/editörleri

Birleşik Krallık hükümeti, 2030 yılına kadar, yalnızca Britanya’da gen ve hücre terapisi tarafından yaratılan 18.000’den fazla yeni iş olabileceğini tahmin ediyor. Yani genomik tıpla ilgileniyorsanız, bu dikkate alınacak bir alan olabilir.

AMD Ryzen 8050 serisi APU hakkında detaylar ortaya çıktı

0

AMD, geçtiğimiz Ocak ayında tanıttığı Ryzen 7000 Phoenix APU’larla büyük bir başarı elde etti. Bu APU’lar hem dizüstü bilgisayarlarda hem de el konsollarında olumlu eleştiriler topladı. Şimdi ise AMD, Zen 5 ve RDNA 3.5 mimarilerine dayanan Strix Point APU’ları geliştirmeye odaklanmış durumda.

Strix Point APU’lar, Phoenix APU’ların halefi olarak karşımıza çıkacak. Bu yeni APU’lar hakkında sızıntılar bir süredir geliyordu ve sonunda Ryzen 8050 serisi hakkında önemli detaylar gün yüzüne çıktı.

Paylaşılan bilgilere göre, Ryzen 8050 serisi, AMD’nin Strix Point mimarisini temel alıyor ve 12 çekirdeğe sahip. Bu 45W’lık STX1-A0 silikonundan güç alıyor ve 4 büyük Zen 5 çekirdeği ile 8 küçük E-Çekirdek içeriyor. Bu, bir mobil işlemci prototipi olduğunu gösteriyor. Ayrıca, FP8 paketine ek olarak 32 GB LPDDR5 bellekle eşleştirilmiş.

Ryzen 8050 serisi, RDNA3 veya RDNA3.5 GPU mimarisi ile gelecek. Paylaşılan görüntüler, APU’nun 1024 birleşik gölgelendirici ve 16 Hesaplama Birimi (CU) içereceğini doğruluyor. Bu, harici ekran kartlarına olan ihtiyacı büyük ölçüde azaltacak anlamına geliyor.

Bu konfigürasyon, kağıt üstünde oyun dizüstülerinde kullanılan Phoenix APU’lara göre CPU çekirdek sayısında %50 ve GPU çekirdeklerinde ise %33’lük bir artış sunuyor.

Bu yeni APU serisi, AMD’nin Zen 5 ve RDNA 3.5 mimarilerini bir araya getirerek performans ve verimlilik açısından büyük bir sıçrama vaat ediyor. Ryzen 8050 serisi, oyun dizüstü bilgisayarları ve taşınabilir cihazlar için önemli bir ilerleme sunarken, harici grafik kartlarına olan ihtiyacı da azaltarak kullanıcıların daha fazla esneklik ve taşınabilirlik elde etmelerini sağlayabilir. AMD’nin bu yeni APU serisinin piyasaya sürülmesini sabırsızlıkla bekliyoruz ve gelecekte daha fazla detayın paylaşılmasını umuyoruz.

Chrome videolardan kareler almayı sağlıyor

Google, Chrome tarayıcısı için düzenli olarak yeni özellikler ve işlevler yayınlıyor. En son yükseltmeler, tarayıcıda yayınlanan videolardan kare almayı çok daha kolay hale getiren bir araç içeriyor.

Google Anahtar Kelime blogunda belirtildiği gibi yeni eklenen özellik, yapmanız gereken tek şeyin bir videoyu duraklatmak, sağ tıklamak ve ardından sabit bir görüntü elde etmek için açılan menüden Video çerçevesini kopyala seçeneğini seçmek olduğu anlamına geliyor.

Videolardan kareler halinde görüntüler alınabilecek

Bu görüntü herhangi bir yere kaydedilmek yerine sistem panosuna kopyalanıyor. Bu nedenle onu seçtiğiniz fotoğraf düzenleme yazılımına yapıştırmanız gerekiyor. Yakalama, videonun yayınlandığı tam çözünürlükte çekilmiş gibi görünüyor.

Önceden, bir video karesi yakalamak için ekran görüntüsü almanız gerekiyordu. Ancak altyazı, video oynatıcı simgeleri gibi durumlar burada yansıma olarak geliyordu. Bu yeni özellikle bu tip sorunların önüne geçilmiş olacak.

Ancak akılda tutulması gereken bazı uyarılar var. Özellikle bu özelliği her siteden gelen video akışlarında kullanamazsınız. Örneğin Netflix veya Amazon Prime Video’da en sevdiğiniz filmlerden ve şovlardan fotoğraf çekemezsiniz. Aslında, şimdilik yalnızca YouTube’da çalışıyor gibi görünüyor. Bu durumda, üzerinde YouTube’un kendi araçlarının bulunduğu ilk açılır menüyü geçmek için iki kez sağ tıklamanız gerekiyor. Görünüşe göre bu özellik yalnızca Google Chrome’da değil, Chromium tabanlı herhangi bir tarayıcıda görünecek. Bu, Microsoft Edge ve Opera’nın yanı sıra Google’ın kendisinin geliştirdiği tarayıcıyı da kapsıyor.

Bu özelliği Google Chrome’un en son masaüstü sürümünde kullanabilmeniz gerekiyor. Görünmüyorsa, tarayıcının güncel olduğundan emin olun ve video oynatmayı engelleyebilecek üçüncü taraf uzantıları kontrol etmelisiniz.

Şu an itibariyle kopyalanan video görüntüsünü doğrudan masaüstünüze dosya olarak kaydetme seçeneği bulunmuyor. Bu özellik, akış hizmetleri söz konusu olduğunda da sınırlıdır; birçoğu içerik yakalama yeteneğini kısıtlıyor. Aslında şu ana kadar yalnızca YouTube’da çalışmasını sağladık. Dolayısıyla, bu özellik teknik olarak bazı durumlarda yararlı olsa da, daha kullanışlı olması için bazı ince ayarlar yapılması gerekebilir. Chrome’un yeni “Video Çerçevesini Kopyala” özelliği bugün Windows, Mac, Linux ve ChromeOS için kullanıma sunuluyor.

LG IFA 2023’te A sınıfı ve üzeri ürünlerini tanıttı

Daha sürdürülebilir bir yaşam için tasarlanan şirketin en yeni mutfak, çamaşır ve yaşam çözümleri, güç tüketimini, işletme maliyetlerini ve çevresel etkiyi azaltmaya yönelik artan ihtiyaca yanıt veriyor. 

Yapay zeka optimizasyonuyla enerji verimli çamaşır çözümü

LG‘nin yeni önden yüklemeli çamaşır ve kurutma makinesi çifti, elektrik faturasını artırmadan çamaşırları temiz ve kuru hale getiriyor; çamaşır makinesi A-40 enerji derecesine ve kurutucu ise A+++-20 enerji derecesine sahip. Gelişmiş çamaşır makinesi, yüzde 10 daha fazla kumaş koruması sağlamak ve giysilerin ömrünü uzatmaya yardımcı olmak için en uygun yıkama döngüsünü akıllıca seçen LG’nin AI Yıkama özelliğiyle gardırop ve çevresel sürdürülebilirliği destekliyor. Hatta çamaşır yıkama döngülerinden kaynaklanan mikroplastik emisyonlarının yüzde 60’a kadarının su kaynağına girmesini önleyen özel bir döngüyle birlikte geliyor.

Bu arada, kurutucunun AI Dry özelliği çamaşır ağırlığını, kumaş türlerini ve nem içeriğini algılayarak farklı türdeki giysiler için optimize edilmiş kurutma süresi ve sıcaklığı ayarlayabiliyor. LG’nin Çift İnverter Kompresörüyle desteklenen TurboDry işlevi, çamaşırların daha hızlı kuruması için etkili bir seçenek oluşturuyor. Ayrıca yeni kurutucu, düşük Küresel Isınma Potansiyeli (GWP) ile bilinen R290 soğutucu akışkanını kullanıyor. Rahat bir kullanıcı deneyimi için hem çamaşır makinesi hem de kurutucu, yükseltilmiş bir LCD dokunmatik kontrol paneliyle donatılmış durumda.

Güçlü performansa sahip enerji verimli buzdolabı

Bir diğer yüksek verimliliğe sahip olan yeni LG alttan donduruculu buzdolabı, A-20 enerji derecesine sahip. Buzdolabı, hızı gerçek koşullara göre ayarlayarak etkileyici enerji verimliliği sağlayan Smart Inverter Compressor™ teknolojisiyle çalışıyor ve 10 yıl garantiyle geliyor. Son derece güvenilir olan kompresör aynı zamanda sınıfındaki diğer kompresörlerden daha az gürültü üretiyor, bu da daha sessiz bir buzdolabı ve daha huzurlu bir mutfak anlamına geliyor. LG’nin LINEARCooling™ özelliği, yiyeceklerin tazeliğini uzatmak için sıcaklık dalgalanmalarını ± 0,5 santigrat derece dahilinde tutarken DoorCooling+™, buzdolabının her köşesine hızlı ve eşit soğutma sağlıyor.

En yüksek enerji verimliliğine sahip eksiksiz pişirme paketi

LG’nin yeni 24 inç (60 santimetre) yerleşik InstaView™ fırınının A++ enerji verimliliği, gelişmiş yalıtkanlara, optimize edilmiş ısıtma kontrolüne ve dört katmanlı cam kapısına dayanıyor. Bu, enerji tasarrufu sağlayan ve ısı kaybını en aza indiren kombinasyon olarak işaret ediliyor. LG’nin InstaView teknolojisi aynı zamanda fırının içindeki ısının korunmasına da yardımcı olarak kullanıcıların, kapıyı açmaya gerek kalmadan yemeklerinin ilerleyişini kontrol etmelerine olanak tanıyor.

Şirketin güç tasarrufu sağlayan Inverter Direct Drive Motor™ teknolojisini içeren LG QuadWash™ bulaşık makinesi, A-10 düzeyinde enerji verimliliği ile pırıl pırıl temiz bulaşıklar sağlıyor. Wi-Fi özellikli, gelişmiş cihaz, LG ThinQ™ uygulamasına bağlanarak kullanıcıların çalışmayı rahatça kontrol etmesine, izlemesine, yeni döngüler indirmesine ve Akıllı Teşhis ile küçük sorunları çözmesine olanak tanıyor.

LG Electronics Beyaz Eşya ve İklimlendirme Çözümleri Şirketi Başkanı Lyu Jae-cheol şunları söyledi: “Enerji açısından son derece verimli olan LG’nin ev aletleri, evlerin enerji tasarrufu yapmasına, kullanım maliyetlerini azaltmasına ve karbon ayak izini azaltmasına destek oluyor. İnsanların hayatlarını daha iyi hale getiren ve gezegen üzerinde daha az etki yaratan ürünler yaratmak için sektör lideri temel teknolojilerimizden yararlanmaya devam edeceğiz.”

1-5 Eylül tarihleri arasında IFA 2023’te LG’nin standını (Salon 18, Messe Berlin) ziyaret edenler, şirketin en yüksek enerji verimliliğine sahip en yeni ürünlerini keşfedebilirler. Ev tipi çamaşır makinelerinin, (AB) 2019/2014 sayılı Yönetmeliğe uygun olarak gerçekleştirilen enerji tüketimi testine dayanmaktadır. LG’nin yeni çamaşır makinesi Eco 40-60 programına ayarlandığında 100 yıkamada 91kWh enerji tüketiyor.

Ev tipi çamaşır kurutma makinelerinin (AB) 392/2012 sayılı Yönetmeliğe uygun olarak gerçekleştirilen enerji tüketimi testine dayanmaktadır. LG’nin yeni çamaşır kurutma makinesinin yıllık enerji tüketimi 116kWh’dir (Pamuk+/Dolap/Enerji programının kullanımına göre). LG dahili test sonuçlarına dayanmaktadır. LG’nin yeni çamaşır makinesi, AI Yıkama ayarında 3 kg’lık çamaşır yıkarken, aynı yükü Pamuklu programında yıkamaya kıyasla yüzde 10 daha fazla kumaş koruması sağlıyor. Sonuçlar ürün modeline bağlı olarak farklılık gösterebilir.

Lavoie VanMoof’u milyonlarca Euro karşılığında devralarak iflastan kurtardı

VanMoof, iflasın eşiğine gelmiş gösterişli e-bisiklet girişimi olarak bu yazıya damgasını vuruyor. Bugün, elektrikli scooter üreticisi Lavoie, VanMoof’un işletmesini devraldığını açıkladı. Şirket, markayı canlandırmak ve yeniden başlatmak için ciddi bir yatırım yapmayı planlıyor. Bu, VanMoof’un mevcut müşterilerine hizmet sunmanın yanı sıra iflas nedeniyle piyasaya sürülmeyen bisiklet teknolojilerini kullanmayı da içeriyor gibi görünüyor.

Yakın kaynaklar, Lavoie’nin bu işlem için “on milyonlarca” dolar ödediğini bildiriyor. Bu, VanMoof’un 2021’deki son tahmini değerlemesine göre büyük bir düşüşü temsil ediyor. Dealroom’a göre, bu değerleme 512 milyon ila 768 milyon dolar arasında yer alıyordu.

Lavoie’nin CEO’su Eliott Wertheimer, yaptığı açıklamada, “Yeni nesil e-bisikletler, akıllı teknoloji, inovasyon ve sadık bir müşteri tabanı ile VanMoof ve Lavoie mükemmel bir uyum içinde” dedi. “VanMoof’un dünya çapında 190.000 müşterisi bulunuyor ve taahhüdümüz, VanMoof’un işini istikrarlı ve verimli bir şekilde büyütmek ve birinci sınıf ürünlerini geliştirmeye devam ederken bu sürücüleri memnun etmektir.

VanMoof için bu, gerçekten de olağanüstü bir kurtuluş anlamına geliyor.VanMoof, bağımsız bir girişim olarak 200 milyon doların üzerinde yatırım toplamıştı. Dikey entegrasyon modeli sayesinde, e-bisikletlerinin tasarımını ve üretimini kontrol etmenin yanı sıra, çevrimiçi mağazalarını ve fiziksel perakende satış yerlerini yöneterek dağıtım ve özel servis hizmeti sunma imkanına sahipti. Ancak, şık tasarımlarına rağmen, e-bisikletlerin sık sık teknik sorunlar yaşaması, sahipler ve VanMoof için mali bir yük oluşturdu. Bu da her satışın ardından yaşanan sorunlar ve hizmet maliyeti nedeniyle kar kaybına yol açtı.

Keeper şifreleri doğrudan tarayıcıya taşıyor

Keeper Security, en son güncellemesinde artık tüm kullanıcıların tercih ettikleri masaüstü tarayıcılarından geçiş anahtarlarına erişmesine izin veriyor. Keeper şifreleri yönetme konusunda daha kullanıcı dostu hale geldi.

Orta ölçekli işletmeler için en iyi şifre yöneticisi, yeni şifresiz teknolojiyi destekleme konusunda istekliydi. Artık tarayıcı uzantısı, masaüstünde saklanan şifrelerinizi otomatik olarak doldurabiliyor. Ayrıca bu yılın sonlarında Android ve iOS mobil uygulamalarına da uyumluluk eklemeyi umuyor.

Geçiş anahtarları, kendileri için teknolojik standartları belirleyen, sektörler arası bir birlik olan FIDO ittifakı tarafından yönetiliyor. Şu anda bu FIDO2 kullanılıyor. Keeper, kuruluşun sponsor düzeyinde bir üyesiyken diğer şifre yöneticileri ve Apple, Google ve Microsoft gibi büyük teknoloji şirketleri yönetim kurulu düzeyinde üyeler olarak yer alıyor.

Şifresiz gelecek

Geçiş anahtarları iki şifreleme anahtarından oluşuyor.; biri hesabınızın bulunduğu hizmetin bulutunda saklanan genel anahtar, diğeri kullanıcının cihazında saklanan özel anahtar. Hiç kimse bu ikinci anahtarın ne olduğunu bilmiyor, kullanıcı bile. Bu nedenle şifrelerin kimlik avına karşı dayanıklı olduğu iddia ediliyor.  Kullanıcının geçiş anahtarlarının kullanımını doğrulamak için yapması gereken tek şey biyometrik verilerini, PIN’ini veya güvenlik anahtarı kodunu sağlıyor . Bu nedenle şifreler tamamen ortadan kaldırıldı. Kullanıcılar, şifre anahtarlarını Keeper Vault’ta depolayarak, bunlara herhangi bir işletim sistemindeki herhangi bir masaüstü tarayıcıdan erişebilir ve bunları kullanabilir. Ayrıca aile üyeleri ve iş ekipleri arasında da paylaşılabilirler.

Keeper Security CTO’su Craig Lurey: “Şifreler bizi şifresiz bir geleceğe yaklaştırırken, Keeper, nasıl kimlik doğrulamak istediğinize bakılmaksızın tüm kimlik bilgilerinize güvenli depolama ve erişim sağlamaya ve sorunsuz bir tüm platformlarda ve cihazlarda deneyim” dedi. Ancak büyük teknoloji şirketlerinin dışında yalnızca birkaç önemli hizmet, müşterilerin hesaplarına giriş yapmaları için geçiş anahtarlarının kullanımını destekliyor. Son zamanlarda, WhatsApp, LinkedIn ve X’in de yakın zamanda geçiş anahtarlarını desteklemeye hazır oldukları da tespit edildi .

WhatsApp, güvenliğe odaklandı! Telegram’dan sonra WhatsApp’ta da uygulanacak!

WhatsApp, yakında e-posta üzerinden doğrulama yapmaya başlayacak.

WhatsApp, yakın geçmişte kullanıcıların gönderilen mesajları düzenlemesi, grup isimleri ve benzeri tasarımsal geliştirmelerin yanı sıra; IP gizleme başta olmak üzere bir çok güvenlik çalışmasını da duyurmuştu.

Gelecek olan e-posta ile doğrulama özelliği aslında bir yandan da e-mail üzerinden herhangi bir telefona ihtiyaç duymadan WhatsApp hesabı elde edilip edilemeyeceği sorusunda beraberinde getiriyor. Ancak bununla ilgili yapılmış herhangi bir açıklama yok.

Gelecek olan bu özelliği de WABetaInfo ekibi, yayımlanan en son beta (Android 2.23.16.15 sürümü) güncellemesinden yola çıkarak ortaya attı. Mevcut tüm bulgular ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen duyumlar bunu doğrular nitelikte.

WhatsApp’ın bir sonraki hamlesinin ne olacağı henüz belirsiz. Ancak artan güvenlik endişelerinin farkında olduğunu ve kullanıcıların endişelerini önemsediğini göstermesi platformun hanesine büyük bir artı olarak yansıyacak gibi görünüyor.

E-posta ile doğrulama yeni bir özellik değil. Telegram bunun çok daha önceden beri kullanıcılarına sunuyordu. Platform bu gibi güvenlik adımlarını çok daha erken atması ve gizlilik transfere çok da bağlı olması ile kendine has bir kullanıcı kitlesine sahipti. Ancak her ne olursa olsun WhatsApp’ın sadık kitlesini tam anlamıyla kendine çekmeyi başaramıyordu. Ayrıca Telegram, kullanıcı verilerini resmi kurumlarla dahi paylaşma konusunda çok daha ketum bir tavır takınıyor.

Telegramın tüm bu artılarına rağmen WhatsApp yaygın kullanım sayesinde bir şekilde elinde tutmayı başardığı kitlesine sonunda istediklerini verecek. Yakın gelecekte neler olduğunu daha iyi göreceğiz.