Yöneticiler siber güvenlik terimlerini bilmiyor!

0

Yeni bir araştırma üst düzey yöneticilerin üçte birinin DDoS, botnet ve APT gibi terimleri bilmediğini ortaya koydu. 

Türkiye’deki birçok şirketin üst düzey yöneticisi, siber güvenlik konularını tartışırken bu konudaki anlayış eksikliğini kabul etmemeyi tercih ediyor. Yakın zamanda yapılan bir Kaspersky araştırması, üst düzey yöneticilerin üçte birinin DDoS, botnet ve APT gibi terimleri bilmediğini ortaya koyuyor. Türkiye’deki yöneticilerin %42’si, BT ve BT güvenliği ile bir yapılan toplantılardan bir şeyi anlamadıkları belirtmekten çekineceklerini söylerken, %43’ü bu konudaki kafa karışıklıklarını gizlemeyi tercih ediyor. 

İşin her aşamasına yön veren kararlarda siber güvenliği göz önünde bulundurmak günümüzde bir norm haline gelmiş olsa da, birçok yönetici siber güvenlik harcamalarının kurumlarının karşı karşıya olduğu en önemli risklere karşı koyabilecek şekilde yönlendirildiğinden emin olamıyor. Kaspersky, BT ve üst düzey yöneticilerin bu konuda ortak bir zeminde buluşmasına yardımcı olmak ve yanlış anlamaların nedenlerini keşfetmek için özel bir araştırma gerçekleştirdi.

Kaspersky anketi, C seviyesi yöneticilerin bazı durumlarda BT güvenliğine dair konuları anlamakta zorlanmakla birlikte bu konudaki kafa karışıklığını itiraf etmeye her zaman hazır olmadığını gösteriyor. Türkiye’deki yöneticilerin %42’si, BT ve BT güvenliği ile bir yapılan toplantılardan bir şeyi anlamadıkları durumda bunu belirtmekten çekineceklerini söylüyor. %43’ü bu konudaki kafa karışıklıklarını gizliyor ve her şeyi toplantıdan sonra kendi çabalarıyla açıklığa kavuşturmayı tercih ediyor, %42’si ise BT alanındaki meslektaşlarının bunu basit bir şekilde açıklayabileceğine inanmadıkları için ek soru sormuyor. Türkiye’den araştırmaya katılanların yarısından fazlası (%53) konuyu anlamadıklarını ifade etmekten çekiniyor ve %47’si bunu BT’den anlayan meslektaşlarının önünde bilgisiz görüntüsü vermemek için yapıyor.

DDoS, botnet ve APT gibi terimler tam olarak bilinmiyor

Ayrıca ankete katılan tüm üst düzey yöneticiler güvenlikle ilgili konuları BT güvenlik yöneticileriyle düzenli olarak konuşsa da, %33’ü botnet’in, %32’si APT’nin ve %37’si DDoS saldırısının ne olduğunu tam olarak açıklayamıyor. Bununla birlikte Spyware, Malware, Trojan ve Phishing gibi kavramlar üst düzey yöneticilerin kulağına daha tanıdık geliyor.

Aşağıdaki ifadelerden hangisi aşağıdaki tehditler hakkındaki bilgi ve anlayışınızı en iyi şekilde tanımlamaktadır?

Türkiye’deki bazı üst düzey yöneticiler DevSecOps (%15), ZeroTrust (%13) ve Pentesting (%7) gibi siber güvenlik terimlerini hiç duymadıklarını itiraf ediyor.

Kaspersky Çözüm Mimarı Sergey Zhuykov, şunları söylüyor: “BT harici üst yönetimin karmaşık siber güvenlik terminolojisi ve kavramları konusunda uzman olması gerekmiyor. BT güvenlik yöneticilerinin yönetim kuruluyla iletişim kurarken bu durumu aklında tutması gerekiyor. Sİber güvenlik konusunda etkili bir işbirliği kurmak için CISO, C düzeyi yöneticilerin dikkatini tam olarak anlamlı ayrıntılara odaklayabilmeli ve şirketin siber güvenlik risklerini en aza indirmek için tam olarak ne yaptığını açıkça anlatabilmelidir. Bu yaklaşım, paydaşlara net metrikler iletebilmenin yanı sıra sorun yerine çözüm sunmayı gerektirir.”

Kaspersky, BT güvenliği ile şirket içindeki iş birimleri arasındaki iletişimi kolaylaştırmak için aşağıdakileri öneriyor:

·        BT güvenliği, kurumda büyüme ve inovasyon için bir itici güç olarak konumlandırılmalıdır. Bunu başarmak için BT güvenlik ekibi kısıtlayıcı ve yasaklayıcı taktiklerden uzaklaşmalı ve siber güvenlik risklerini azaltırken işletmenin hedeflerine nasıl ulaşabileceğini açıklamalıdır.

·        CISO’lar operasyonel faaliyetlere aktif olarak katılmalı ve şirketin paydaşlarıyla ilişkiler kurmalıdır. CISO’ların %20’sinden daha azının satış, finans ve pazarlama alanlarındaki kilit yöneticilerle işbirliği yaptığı göz önüne alındığında, işletmenin ihtiyaçlarından haberdar olmaları zordur.

·        Yönetim kuruluyla iletişim kurarken, uzmanlar tarafından tehditlere dair genel bir bakış açısı eşliğinde, şirketinizin saldırıya uğrama durumuna ve bu alandaki en iyi uygulamalara dayanan argümanlara başvurmalısınız.

·        Yönetim kuruluna BT güvenlik ekibinin temel sorumluluklarının neler olduğunu açıklayın. Mümkünse, en önemli BT güvenlik zorlukları hakkında fikir edinmek için onlara bir CISO’nun yerine geçme fırsatı verin.

·        Siber güvenlik yatırımlarınızı etkinliğini ve yatırım getirisini kanıtlanmış araçlara ayırın. Yanlış pozitif seviyesini düşüren, saldırı tespit sürelerini, vaka başına harcanan zamanı ve diğer ölçümleri azaltan araçlar tüm BT güvenlik ekipleri için son derece büyük önem taşır.

Paribu, Afet bölgelerinde spor alanları oluşturuyor

Deprem bölgesindeki çocuk ve gençlerin “sporla iyileşme”sini desteklemeyi hedefleyen Team Paribu, 2023 planlarını açıkladı

Paribu’nun Türkiye’de spor kültürünün geleceğine katkı sağlamak için olimpiyat ruhundan ilham alarak kurduğu Team Paribu, üçüncü yılında da etkisini genişletmeye devam ediyor. Bu yılki hedefleri arasında deprem bölgesindeki çocuk ve gençlerin “sporla iyileşme”sini desteklemeye yer veren Team Paribu, “Team Paribu Seninle Afet Bölgesi Spor Alanları Projesi” başta olmak üzere 2023 planlarını ve takıma yeni katılan sporcularını tanıttı.

Team Paribu ile Türkiye’de bireysel branşlardaki sporcuları desteklemeyi hedeflediklerini belirten Paribu CEO’su Yasin Oral, 2023 planlarını Techinside’a değerlendirdi.

Team Paribu Mentor ve Team Paribu Seninle

Türkiye’nin spor ülkesi olma potansiyeline inancıyla 2021 yılında Team Paribu’yu hayata geçiren Paribu, bu yıl Team Paribu Mentor ve Team Paribu Seninle projelerinin içeriğini zenginleştirmeye ve etki alanını genişletmeye devam ediyor. Takıma katılan iki yeni sporcuyla sekiz kişilik bir kadro olarak yoluna devam eden Team Paribu, deprem bölgesine fayda sağlama hedefiyle yeniden yapılandırdığı 2023 planlarını anlattı.

2023 Team Paribu kadrosu A Milli Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem’in kaptanlığında; milli cimnastikçi Ahmet Önder, milli modern pentatlet İlke Özyüksel, milli yüzücü Nida Eliz Üstündağ, milli karateci Dilara Bozan, milli eskrimci Deniz Selin Ünlüdağ ve bu yıl takıma katılan milli güreşçi Kerem Kamal ve milli atlet Ersu Şaşma’dan oluşuyor.

Yasin Oral / Paribu CEO

“Sporun iyileştirici gücünü kullanacağız”

Team Paribu ile Türkiye’de bireysel branşlardaki sporcuları desteklemeyi hedeflediklerini belirten Paribu CEO’su Yasin Oral, 2023 planları için şu açıklamalarda bulundu: “Team Paribu’nun bugün geldiği noktayı görmek bizim için heyecan ve gurur verici. Bu yıl Team Paribu çatısı altında gerçekleştirdiğimiz projeler depremle birlikte yeniden şekillendi. Sporun iyileştirici gücünü kullanarak depremden zarar gören insanlar için neler yapabileceğimize odaklandık. Team Paribu Mentor programında ve İhtiyaç Haritası iş birliğinde gerçekleştirdiğimiz Team Paribu Seninle projesinde bu bakış açısıyla daha geniş kapsamda çalışmalar yürüteceğiz. Bununla birlikte takımımıza katılan yeni sporcularımızın da katkısıyla genç sporcuların yetişmesini ve Türk sporunu desteklemeye devam edeceğiz.”

Team Paribu Proje Yöneticisi Murat Tankut, İhtiyaç Haritası ile hayata geçirilen Team Paribu Seninle projesiyle bugüne kadar Türkiye’nin farklı şehirlerinde bulunan 28 okulda 10 binden fazla öğrenciye ulaştıklarını ve 8.210 spor malzemesi ihtiyacını karşıladıklarını söyledi. Bu yıl hayata geçirilmesi planlanan Team Paribu Seninle Afet Bölgesi Spor Alanları Projesi ile ilgili de şu açıklamalarda bulundu: “Afet bölgelerinde bulunan çocuk ve gençlerin, özellikle deprem sonrasında hayata yeniden bağlanmalarını, sosyal beceriler geliştirmelerini mümkün kılacak aktiviteler organize ederek sporla iyileşmeyi sağlayacağız. Bu bakış açısıyla ilk günden beri bölgede aktif rol oynayan İhtiyaç Haritası ile güçlerimizi birleştirdik. Depremden en çok etkilenen Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman’da inşa edilen yaşam kentlerinde spor alanlarının oluşturulmasını hedefledik.”

Spor psikolojisi bu yıl da Team Paribu’nun odak noktaları arasında

Team Paribu Seninle ile birlikte Team Paribu Mentor projesinin de bu yılki kapsamı genişliyor. Klinik Spor Psikoloğu Berceste Şeber, spor psikolojisinin Team Paribu projelerindeki yerini şu sözlerle anlattı: “Team Paribu Mentor programında bu yıl hem mentee’lere, hem de onların ailelerine yönelik belirli eğitim modülleri uygulayacağız. Ailelerle ‘Sporcu ailesi olmak nedir?’ veya ‘Spor ve okul yönetimi arasındaki dengede ailenin rolü’ gibi farklı konularda yönlendirici çalışmalar yapacağız. Bir yandan Team Paribu Seninle Afet Bölgesi Spor Alanları Projesi’nin de en önemli temalarından biri psikolojik destek olacak. Çocukların negatif duygulardan arınarak anda kalabilecekleri ve kendilerini iyi hissedecekleri rutinler yaratabilmeleri için sporu bir araç olarak kullanacağız.”

HPE yeni depolama girişimini duyurdu

0

HPE depolama girişimi Green Lake’i duyurdu. Green Lake şirket içi kiralamanın bir parçası olarak dosya ve blok depolamayı sağlayacak.

HPE Enterprise bu hafta, “depolamanın geleceği” adını verdiği, tüketim bazında donanım kiralayan GreenLake hizmeti aracılığıyla desteklenen ve satılan yeni donanım ve yazılımı tanıttı.

HPE’nin yeni Alletra Storage MP platformları, performans veya kapasite için yapılandırılabilen bir denetleyici kullanarak dosya veya blok depolama sağlayan bir NVMe veri yapısına bağlanıyor. İki hizmet kategorisine ayrılıyor: HPE’nin yüzde 100 veri kullanılabilirliği garantisiyle ölçeklenebilir blok depolama vaat ettiği Blok Depolama için HPE Green Lake ve HPE’nin saniyede yüzlerce gigabayt iş hacmi sunacağını iddia ettiği Dosya Depolama için HPE GreenLake.

Depolama kritik önemde

HPE’de Bulut ve Veri Altyapısı Platformları Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Patrick Osborne: “Önce veri modernizasyon yolculuğuna çıkan müşteriler için özel olarak tasarlanmış yeni nesil hibrit bulut veri hizmetlerini pazara sunuyoruz. Bu birleşik platformda, verilerinin yaşadığı her yerde tüm iş yükleri için verileri depolamak, yönetmek ve korumak istiyorlar” diyor.

Dosya Depolama için HPE GreenLake, NFS bulut yerel uygulamaları için tasarlanmıştır ve hızlandırılmış uygulama performansı sağlamak için tasarlanmış Vast Data’dan yapay zeka tabanlı, ölçeklenebilir, depolama odaklı bir işletim sistemi kullanıyor.

Blok Depolama için HPE GreenLake, önceki tekliflere göre yüzde 66 daha iyi fiyat performansı sağlayan bir tüketim modelinde HPE’nin “sınıfında birinci” blok depolama sağlıyor. Alletra Storage MP’nin ayrıştırılmış mimarisiyle, manuel provizyon gerekmeden daha fazla kapasite sağlamak için daha fazla sürücü eklenebilir.

HPE Alletra Storage MP mimarisi, bir konsol veya tablet gibi uzak bir cihaz aracılığıyla erişilebilen bir veri yönetimi kontrol paneli olan Cloud Control tarafından yönetilebiliyor. HPE Veri Altyapısı ve SaaS Platformları işinin kıdemli başkan yardımcısı ve genel müdürü Omer Asad, “Kullanıcı açısından bakıldığında, müşterilerimizin çoğu bulut işletim modeline geçiyor. HPE GreenLake platformu, onlara tüm mimarilerini yönetmeleri için çok, çok basit bir ekran sunuyor” dedi.

En hızlı fidye yazılım Rorschach oldu

Yapılan son tespitlere göre en hızlı fidye yazılım Rorschach oldu. Bu yazılım, kriptografi yöntemiyle Lockbit 3.0’ı geçti.

Güvenlik araştırmacıları, “Rorschach” adlı en hızlı şifreleyen fidye yazılımı türlerinden birini keşfettiler.

Fidye yazılımı, ABD merkezli açıklanmayan bir şirketin Windows ortamına yönelik bir saldırıda tespit edildi. Check Point Research, bir blog gönderisinde Rorschach hakkında ayrıntılar yayınladı. Rorschach’ı, etkileyici optimizasyonu ve gelişmiş kriptografi yöntemi nedeniyle en hızlı fidye yazılımlardan biri olarak tanımladı.

Lockbit 3.0’dan daha hızlı

Kontrollü bir ortamdaki şifreleme testlerinde Rorschach, 220.000 dosyayı 270 saniyede şifreleyebildi. Bu, kendi kendini “en hızlı” ilan eden fidye yazılımı LockBit 3.0’dan tam 150 saniye daha hızlı olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar, Rorschach’ın komut satırı argümanında yapılan ayarlamalar yoluyla daha da yüksek hızlara ulaşabildiğini ve onu şifreleme süreleri söz konusu olduğunda yeni tehdit olarak sağlamlaştırdığını belirtti.

Hem Check Point hem de Group-IB araştırmacıları, Rorschach’ın hizmetleri öldürmek için kullandığı kodun Babuk fidye yazılımında bulunan kodla aynı olduğunu, şifrelenmiş makine dosyalarını yeniden adlandırmak için kullandığı sınıfların ise LockBit 2.0’dan kaldırılmış gibi göründüğünü belirtti.

Tersine mühendislik uygulanmış örnekler, Rorschach’ın kendi kendini silip silmeyeceği, hangi yolların silineceği veya örneğin çalışması için bir parola gerektirip gerektirmediği gibi eylemlerini kontrol etmesi için Rorschach’a iletilebilecek gizli bir argüman listesi ortaya çıkardı. Check Point, argüman listesinin kapsamlı olmadığını ve bulunan diğer argümanların, Rorschach’ın ağlar arasında çalışabileceğini ima ettiğini kaydetti.

Araştırmacıların “fidye yazılımını inceleyen her kişinin biraz farklı bir şey gördüğünü” belirtmesiyle, Check Point’in ‘Rorschach’ adını vermesine neden olan şey, türün uyarlanabilirliğiydi.

Dijital dünyada siber risklerden uzak bir çalışma ortamı mümkün

0

Palo Alto Networks’ün dünya genelinde ve farklı sektörlerden C-Level 1.300 üst düzey yöneticiyle gerçekleştirdiği “Siber Güvenlikte Sırada Ne Var?” araştırmasına katılan yöneticilerin yüzde 84’ü, kurumlarının hibrit çalışma ortamlarına yönelmesi nedeniyle güvenlik sorunlarında artış yaşandığını kaydediyor. Siber güvenlik teknolojilerinde Zero Trust (Sıfır Güven) yaklaşımını uygulayarak, dijital ortamda gerçekleştirilen tüm işlemlerin güvenli olduğu yanılsamasını ortadan kaldırmayı hedefleyen Palo Alto Networks, ZTNA 2.0 standardına sahip güvenlik platformları sayesinde kurumların yenilikçi iş uygulamaları ve hibrit iş gücü için siber risklerden arınmış bir çalışma ortamı sağlıyor.

Dünya çapında binlerce müşterisine kendi veri merkezlerinde ve bulut üzerinden siber güvenlik çözümleri sunan Palo Alto Networks, geniş alan, mobil ve IoT ağlar arasında kesintisiz, performanslı ve güvenli erişim sunan SASE (Secure Access Service Edge) teknolojilerine her geçen gün bir yenisini ekliyor.  Şirket en son olarak kurumları, yeni erişim çağının standardı olmaya aday Sıfır Güven Temelli Ağ Erişimi 2.0’a (ZTNA 2.0) geçmeye çağırdı.

Palo Alto Networks’ün dünya genelinde ve farklı sektörlerden C-Level 1.300 üst düzey yöneticiyle gerçekleştirdiği “Siber Güvenlikte Sırada Ne Var?” araştırmasına katılan yöneticilerin yüzde 37’sine göre, 2023’teki siber güvenlik atakları ağırlıkla tedarik zincirlerini hedefleyecek. Araştırmaya yanıt verenlerin yüzde 96’sı son bir yılda en az bir kez saldırı yaşadığını ifade ederken, yarıdan fazlası (yüzde 57) üç veya daha fazla ihlal olayı yaşadığını söylüyor. Her üç yöneticiden biri ise bir saldırı sonucu operasyonel kesinti yaşadıklarını kabul ediyor. Yöneticilerin yüzde 84’ü, kurumlarının hibrit çalışma ortamlarına yönelmesi ile birlikte güvenlik sorunlarında artışlar gördüklerini vurguluyor. 

Zero Trust yaklaşımının detaylarıyla ilgili açıklama yapan Palo Alto Networks Türkiye, Rusya CIS Direktörü Vedat Tüfekçi, “ZTNA (Zero Trust Network Access) mimarisinin geliştirilmesinin nedeni, eski sanal özel ağların (VPN) belli noktalarda gerekli ölçeklenmeyi yeterince sağlayamaması ve bazı ağ geçişlerine izin vermesidir. Eski ZTNA 1.0 çözümlerinde ise kullanıcıya bir kez erişim yetkisi verildiğinde, bağlantının dolaylı olarak sonsuza kadar güvenli olduğu varsayılıyor. Bu zayıflık siber güvenlik tehditleri, kötü niyetli eylemler ve davranışlar için kullanılabiliyor. Palo Alto Networks’ün Prisma Access gibi ZTNA 2.0 yeteneklerine sahip güvenlik platformları ise bütün bu ön kabulleri ortadan kaldırarak Zero Trust (Sıfır Güven) yaklaşımıyla gerekli bütün iç denetimleri yapan bir mekanizmayı teknolojiye dahil ediyor. Teknoloji ve hizmetlerimize yansıyan Zero Trust (Sıfır Güven) yaklaşımımız ile kurum genelindeki dijital tüm işlemlerin bir ön kabul olarak güvenli bir ortamda yapıldığı yanılsamasını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Palo Alto Networks Prisma Access gibi ZTNA 2.0 özellikli ürünlerimiz, kuruluşlara, çağdaş iş uygulamalarına ve hibrit iş gücüne siber güvenlik tehditlerinden uzak bir çalışma ortamı sağlıyor” dedi.

Yapay Zeka ile siber güvenlik otomasyonu yapıyor

Prisma Access, Prisma SASE’nin sınır güvenlik hizmeti (SSE) olarak öne çıkıyor. Geniş alan ağ üzerinde tüm güvenlik denetimlerini bir veri merkezi olmadan yapma olanağı sunan Prisma SASE ile kullanıcılar hangi cihazı veya hangi ağı kullanırsa kullansın ağ sorunlarına takılmadan güvenli ve performanslı bir iletişimin rahatlığını yaşıyorlar. Prisma SASE’nin yapısında yer alan yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojileri, anormallik tespitini otomatikleştirip, kurum genelinde siber güvenlik görünürlüğünü ve denetimini düzenli olarak iyileştiriyor.  Prisma SASE, uygulamalardaki ya da kodlardaki bir açığın kötü niyetli kişiler tarafından keşfedildiği Sıfırıncı Gün (Zero Day) saldırılarına karşı güvenlik güncellemelerini otomatik olarak yaparken, kullanıcı ve yöneticileri de bu tür sıra dışı ataklara karşı önceden uyarıyor.

Sıfır Güven Ağ Erişimi ne sağlıyor?

ZTNA 2.0 güvenlik yöneticilerini rahatlatan birçok avantajı bünyesinde barındırıyor:

Yeterli yetki ile  erişim — IP adresleri ve bağlantı noktaları gibi ağ bileşenlerinden bağımsız olarak uygulama ve alt uygulama düzeylerinde hassas erişim denetimi sağlıyor.

Sürekli güvenlik doğrulaması  Herhangi bir uygulamaya erişim yetkisi verildikten sonra bile cihaz görünümünde, kullanıcı ve uygulama davranışındaki değişikliklere bağlı olarak güvenlik değerlendirmesi kesintisiz devam ediyor.

Sürekli güvenlik araştırması— Sıfırıncı gün (Zero Day) tehditleri de dahil olmak üzere bütün kötü niyetli atakları önlemeye yardımcı olmak için izin verilmiş bağlantılar için dahi tüm uygulama trafiğinin derinlemesine ve sürekli denetimi söz konusudur.

Verilerin eksiksiz korunması — Merkezi veri kaybını önleme (DLP) ilkesiyle özel uygulamalar ve SaaS uygulamaları da dahil olmak üzere tüm uygulamalarda tutarlı veri kontrolü sağlar.

Tüm uygulamalar için güvenlik — Yalnızca bulut için yazılmış uygulamalar, kurumun kendine özel uygulamaları ve çeşitli SaaS uygulamaları da dahil olmak üzere kuruluş genelinde kullanılan her tür uygulamayı düzenli ve tutarlı bir şekilde korumaya alır.

BtcTurk Start Up’lara yatırım yapacak

BtcTurk, teknoloji odaklı ürün veya hizmetler geliştiren, büyüme potansiyeli yüksek şirketlere yatırım yapmak üzere BtcTurk Girişim’i kurdu.

BtcTurk Grubu, BtcTurk Girişim kanalıyla önümüzdeki 2-3 yıl içinde 500 milyon TL’yi aşkın bir kaynağı, Türkiye girişim ekosistemi başta olmak üzere yatırıma yönlendirmeyi hedefliyor

Türkiye’nin ilk Bitcoin ve kriptopara alım satım platformu olarak bugün 5 milyonu aşkın müşterisine 7/24 hizmet sunan BtcTurk, büyümeyi geliştirecek atılımları desteklemek üzere BtcTurk Girişim şirketini kurdu. BtcTurk Girişim, BtcTurk Grubu’nun Kurumsal Girişim Sermayesi (Corporate Venture Capital) kolu olarak faaliyet gösterecek. 

BtcTurk Girişim öncelikle, yurt içinde ve yurt dışında teknoloji odaklı iş modelleriyle faaliyet gösterdikleri pazarları ve geleneksel endüstrileri yıkıcı inovasyon ile değiştirme potansiyeli olan, güçlü bir takıma sahip, katma değerli ürün veya hizmetler geliştiren ve büyüme potansiyeli yüksek şirketlere odaklanacak. BtcTurk’ün yeni nesil self servis finansal hizmetler grubu olma yolculuğunda genişleyen faaliyet alanları kapsamında sinerji ve değer yaratabilecek şirketlere yönelik stratejik yatırımlar da BtcTurk Girişim’in öncelikli amaçları arasında olacak. 

Kuluçka veya tohum devresini tamamlayan Start Up’lar hedefte  

Yatırım safhası olarak tercihen kuluçka/tohum devresini tamamlayan, erken veya büyüme aşamasındaki şirketlere odaklanan BtcTurk Girişim, daha ileriki aşamada olan ve belirli bir olgunluğa ulaşmış firmalara da yatırım yapma esnekliğine sahip olacak. Aynı şekilde yatırımlarda önceden belirlenmiş bir çıkış süresi bulunmayıp, portföy şirketlerinin büyümesinin uzun vadeli stratejik bir bakış açısıyla desteklenmesi hedeflenmekte. 

BtcTurk Grubu, BtcTurk Girişim kanalıyla önümüzdeki 2-3 yıllık vadede 500 milyon TL’yi aşkın bir kaynağı Türkiye girişim ekosistemi başta olmak üzere yatırıma yönlendirmeyi hedefliyor. Burada spesifik girişimlere yatırım açısından herhangi bir yatırım sınırı bulunmayacak. Yatırım tutarları her bir girişim özelinde girişimin değer önerisi, büyüme potansiyeli ve finansman ihtiyacına göre belirlenecek. 

Yatırımlarında çoğunluk hissedarı olacak

BtcTurk CEO’su Özgür Güneri yaptığı açıklamada, yatırım yapılan portföy şirketlerinde geleneksel girişim sermayesi yaklaşımından farklı olarak yüzde 50’nin üzerinde payla çoğunluk hissedarı olmayı hedeflediklerini paylaştı. Güneri, “Yatırımlarımızda çoğunluk hisseye sahip olmanın stratejik karar verme sürecine aktif olarak katılmamıza, operasyonel iyileştirmeleri yönlendirmeye ve uzun vadeli değer yaratmak için yönetim ekipleriyle yakın çalışmamıza olanak sağlayacağına inanıyoruz. Bununla birlikte BtcTurk Grubu olarak finansman ve network desteği dışında özellikle teknoloji alanındaki tecrübe ve kaynaklarımızın, yatırım yaptığımız portföy şirketlerimiz için çok değerli bir varlık olabileceğine inanıyoruz” diye konuştu. 

BtcTurk Girişim’den ilk yatırım Infoset’e

Bu süreçte yeni bir atılım daha gerçekleştiren BtcTurk Girişim, yazılım şirketi Infoset’e yatırım yaparak çoğunluk hissedarı oldu. Infoset, teknoloji odaklı müşteri destek hizmetleri sunan Türkiye’nin önde gelen yazılım şirketlerinden biri. Şirket, e-posta, telefon, canlı destek, WhatsApp, sosyal medya gibi müşteriye odaklanan tüm destek kanallarını tek bir platform üzerinden yönetme imkânı sunuyor. İşletmeler için gelişmiş bulut çağrı merkezi, çok kanallı destek, chatbot teknolojisi, süreç yönetimi gibi özellikler sağlayan Infoset, müşteri yolculuğundaki her adımı titizlikle takip eden teknolojilerle yenilikçi çözümler geliştiriyor. BtcTurk bu yatırımla müşteri hizmetleri operasyonlarını daha da geliştirmeyi ve kişiselleştirilmiş destek sağlayabilmek için platformun yeteneklerinden yararlanmayı hedefliyor. Geçen yıl 6 kattan fazla büyüme kaydeden Infoset ise BtcTurk’ten aldığı yatırımla, platformu daha da geliştirmek ve erişimini genişletmek için artık BtcTurk Grubu’nun kaynaklarından ve uzmanlığından yararlanabilecek. Satın alma, Infoset’e ürün ve hizmetlerini ölçeklendirme, yeni pazarlara ulaşma ve büyüme yörüngesini hızlandırma fırsatı sağlayacak. 

Akıllı ev elektroniği pazarında son gelişmeler

Park Associates tarafından hazırlanan yeni rapor, akıllı ev elektroniği pazarındaki potansiyeli ortaya koyuyor. ABD’de bu alanda benimseme artmış durumda.

Yeni bir rapor, daha fazla ABD hanesinin akıllı ev cihazı pazarına girdiğini ve satın alımların öncelikli olarak güvenlik ve enerji izleme amaçlarına odaklandığını ortaya koydu.

Güvenlik ve enerji izleme ön planda

Park Associates’in raporu , ABD’deki internet kullanan hanelerin yüzde 28’inin şu anda üç veya daha fazla akıllı ev cihazına sahip olduğunu ve ortalama hane halkının 7,1 akıllı ev cihazına sahip olduğunu ortaya koydu. Araştırma ayrıca, internet kullanan hanelerin yüzde 40’ının bir güvenlik çözümüne sahip olduğunu ve yüzde 25’inin profesyonel izlemeye sahip olduğunu gösteriyor. Akıllı ev elektroniği ile sunulan çözümler, belirli bir yatırım maliyeti gerektirse de sağladığı tasarrufla bu yatırımın kısa sürede geri dönüşleri olabiliyor. Ayrıca yaşam konforunu yükseltmesi de maliyetten bağımsız olarak kullanıcıların dikkatini çekiyor.

Park Associates araştırmadan sorumlu başkan yardımcısı Jennifer Kent: “Yeni haneler akıllı ev pazarına yalnızca bir veya iki cihazla giriyor. Sahip olunan ortalama akıllı ev cihazı sayısını azaltıyor. Ancak bu genel olarak olumlu bir sonuç. Güvenlik sektörü, akıllı ev cihazları ve yeni hizmetler için güçlü bir kanal ve güvenlik sistemi platformu aracılığıyla farklı ekosistemleri birbirine bağlamak için birçok fırsat sunuyor” dedi.

2022 sonunda akıllı ev cihazı alımlarında düşüş yaşandı. Ekonomik istikrarsızlık, gerilemenin ana itici gücü olarak belirlendi. Buna rağmen akıllı kamera, akıllı termostat ve robotik elektrik süpürgesi alımlarında 2021 yılına göre artış yaşandı.

FIRST Robotics Competition’ın Türkiye ayağı tamamlandı

0

Bosphorus ve Haliç Regional olarak Volkswagen Arena’da gerçekleşen yarışmanın finalistleri ABD’de düzenlenen uluslararası şampiyonaya katılma hakkı kazandılar.

Dünya çapında birçok ülkede, binlerce öğrencinin katılımıyla gerçekleşen FIRST Robotics Competition tamamlandı. TurkNet’in iletişim desteğiyle bu yıl İstanbul, Bosphorus ve Haliç Regional olarak Volkswagen Arena’da gerçekleşen yarışmanın finalistleri ABD’de düzenlenen uluslararası şampiyonaya katılma hakkı kazandılar.

Dünya çapında her yıl 14-18 yaş arası binlerce öğrencinin katılımıyla gerçekleşen FIRST Robotics Competition, her yıl olduğu gibi bu yıl da STEM+A (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik ve sanat) alanlarında yeteneklerini geliştirmek isteyen teknoloji tutkunu lise öğrencilerini bir araya getirdi. Global tema sponsorluğunu Qualcomm’un üstlendiği FIRST Robotics Competition’ın bu yıl şemsiye teması Charhed Up “Enerji” idi. Türkiye’de Fikret Yüksel Vakfı tarafından organize edilen yarışma İstanbul Regional, Bosphorus Regional, Haliç Regional olmak üzere 3 turda gerçekleşti. “Duyarlı Profesyonellik” motivasyonu ile bilgi ve becerilerini gösteren takımlara yarışmalar boyunca 24 kategoriden toplam 80 ödül verildi. 

14 sayıda takım Amerika’da düzenlenecek uluslararası şampiyonada Türkiye’yi temsil edecekler

TurkNet’in ikinci kez iletişim destekçisi olduğu FIRST Robotics Competition’da teknoloji tutkunu lise öğrencileri, STEM+A alanlarında yeteneklerini takım çalışmasıyla bir araya getirdiler. Tasarladıkları robotlarla yaratıcılıklarının sınırlarını zorlayan öğrenciler, aynı zamanda sosyal sorumluluk çalışmaları ile topluma fayda sağlayacak fikirler ürettiler.

Takımlar yıl boyunca sürdürdükleri yazılım, mekanik ve sosyal sorumluluk çalışmaları ile kendi iş planlarını hazırladılar. Yarışma süresince tasarladıkları robotlarla sahada yerlerini alan takımlar farklı kategorilerde değerlendirildi.

İstanbul Regional’da Nokta Parantez (Hisar Okulları), Bosphorus Regional’da Kaiser (Alman Lisesi), Haliç Regional’da ise Sultans of Türkiye (Darüşşafaka Eğitim Kurumları)  takımı yarışmanın en prestijli ödülü olan FIRST Impact Award’ı kazanan takımlar  Amerika’daki yarışlarda ülkemizi temsil edecekler. Golden Hour (Jr. Robotics Bilim Okulu), R Factor (Bağımsız Takım) ve IMC (TEV İnanç Türkeş Lisesi) takımları “Engineering Inspiration” ödülü ile Techtolia Robotics (Tenzile Erdoğan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi), The Cheetahs (Shanghai Qibao Dwight Lisesi), The Crown (İstanbul Atatürk Fen Lisesi), X-Sharc (SEV Amerikan Koleji), Moon Star Robotics(Borusan Asım Kocabıyık Meslek Teknik Anadolu Lisesi), Hunters (Bağımsız Takım), BeşiktaşR Sports (Bağımsız Takım), X-Sharc (SEV Amerikan Koleji), Space Tigers ( Mersin Uğur Okulları) takımları ise “Regional Winners” olarak Amerika yolculuklarını garantiledi. ABD’nin Houston şehrinde düzenlenecek uluslararası şampiyonaya katılan takımlar, dünyanın önde gelen üniversitelerinde burs imkanı kazanırken global şirketlerin kampüslerinde staj yapma şansı yakalayacaklar.

FIRST Robotics Competition: Robottan daha fazlası

TurkNet’in iletişim destekçisi olduğu FIRST Robotics Competition, yalnızca bir robotik yarışması olmanın ötesine geçiyor. STEM+A alanlarında yeteneklerini geliştirmek isteyen teknoloji tutkunu lise öğrencilerinin yarışmayı kazanabilmeleri için kodlama, mekatronik ve yazılım yeteneklerini bir araya getirmeleri ve bunları doğru stratejilerle duyarlı profesyonellik ilkesi kapsamında sahada sergilemeleri gerekiyor. Etkinlikte, yarışmacılar tasarladıkları robotların yanı sıra sosyal sorumluluk çalışmalarıyla topluma fayda sağlayacak fikirler ürettiler.

TurkNet CEO’su Cem Çelebiler, iletişim sponsorluğunu üstlendikleri uluslararası robotik yarışması FIRST Robotics Competition’ı şöyle değerlendirdi: “ABD’de 30 yılı aşkın süredir devam eden liselerarası robot yarışması FIRST Robotics Competition, öğrencilerin bilim ve teknolojiye olan ilgilerini artırmayı amaçlayan uluslararası çapta önemli bir etkinlik. FIRST Robotics Competition’ın iletişim destekçisi olarak yarışmanın tüm aşamalarında gençlerimizin yanındaydık. Liseli gençlerimizin yeteneklerini ortaya çıkaran, onları geleceğe hazırlayan FIRST Robotics Competition’ın iletişim destekçisi olmaktan gurur duyuyoruz. Ülkemizin genç girişimcilerinin gelişmiş ülkelerdeki yaşıtlarıyla eşit imkanlara sahip olması için hem yatırımlarımız hem de altyapımızla onlara destek olmaya çalışıyoruz. Türkiye’de Gigabit hızında internet hizmeti sunan bir internet servis sağlayıcısı olarak, gençlerimizin potansiyellerini ortaya çıkarmak ve hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı olmak için teknoloji üretimine destek vermeye devam edeceğiz.”

Fikret Yüksel Vakfı’nın başında bulunan Susan Burchard, FIRST Robotics Competition’ın kuruluş sürecini aktardı: “1998’de babam Fikret Yüksel tarafından kurulan Fikret Yüksel Vakfı sadece eğitim amaçlı faaliyet gösteriyor. Biz de kaynaklarımızı gençlerin eğitimi ve gelişimi için en faydalı olacak şekilde yönetiyoruz. 2008’de yalnızca bir takımla başladığımız bu macera, günümüzde yüzlerce teknoloji tutkunu lise öğrencisini bir araya getirerek STEM+A becerilerini geliştirme fırsatı sunuyor. Öğrencileri ileri teknolojilere yönlendirerek gelecekteki mesleklerinde başarılı olmalarına yardımcı oluyor. FIRST Robotics Competition’ı Türkiye’de başlattığımız ilk günden bu yana binlerce mezun verdik ve geleceğin nasıl şekilleneceği konusunda onlara ilham olmaya devam ediyoruz.”

Akıllı soğutma ile enerji tasarrufu

0

Akıllı soğutma enerji tasarrufu alanında önemli bir adım oluyor. Perakendede enerji maliyetlerinin yüzde 50’sini ortam ve gıda soğutma oluşturuyor.

Enerji tüketimi şu anda perakende, gıda hizmeti ve market işletmelerine her yıl 41 milyar dolardan fazlaya mal oluyor. Üstelik bu maliyetlerin yüzde 50’sinden fazlasını ortam ve gıda soğutma oluşturuyor. Facilio’nun platformu bu zorluğu ele alıyor ve şirketleri enerji ve bakım maliyetleri, servis çağrıları ve soğutucu sızıntı oranları konusunda kurtarmayı hedefliyor.

Facilio ayrıca ABD merkezli IoT çözümleri sağlayıcısı Tutenlabs ile ülke genelinde 10.000’den fazla perakende satış sitesini 7/24 tahmine dayalı varlık izleme ve merkezi tedarikçi yönetim sistemleri dahil olmak üzere çözümlerle dijitalleştirmek ve otomatikleştirmek için ortaklık kurdu.

Enerji maliyetlerine yenilikçi çözüm

Facilio‘nun CEO’su Prabhu Ramachandran: “Bağlantılı Perakende çözümümüz, perakende operasyonlarını çevik, bağlantılı ve deneyim odaklı hale getirmeyi amaçlıyor. Tuten Labs gibi lider bir çözüm sağlayıcıyla iş ortaklığı yapmak, bulut tabanlı portföy performans yönetimi çözümleri sunmamıza yardımcı olacak” diyor.

Facilio’ya göre Connected Soğutma Çözümü adlı platform, kullanıcılara yüzde 20’ye varan enerji tasarrufu sağlayabiliyor.  Platform, bakkal, market ve süpermarket operatörleri dahil olmak üzere gıda ve perakende sektöründe birincil uygulamalara sahip.

Facilio’nun CPO’su Raj Subramanian: ” Bağlantılı Soğutma çözümümüz, perakendecilerin soğutma sistemlerinin kontrolünü ele almalarına yardımcı olarak, tüm tesislerde varlıklarının performansına ilişkin gerçek zamanlı görünürlük sağlayarak, bilinçli kararlar vermelerine ve maliyetleri düşürmelerine olanak tanıyor” diyor.

Meta da 2023 seçimlerine hazırlanıyor

0

Meta, Türkiye Genel Seçimleri için Seçim Operasyon merkezini devreye sokuyor ve dijital okuryazarlığı artırmak ve seçimlerle ilgili çevrimiçi yayılan asılsız bilgilerin önüne geçebilmek için eğitim programları başlatıyor.

Instagram ve Facebook’un sahibi Meta, 14 Mayıs’ta düzenlenecek genel seçimlerin güvenli ve emniyetli bir şekilde yapılmasını sağlamak için yanlış bilginin yayılmasını azaltmak ve zararlı içerikleri kaldırmak için teknoloji ve insan kaynaklarına yatırım yaptığını duyurdu. Seçim yaklaştıkça, potansiyel tehditleri gerçek zamanlı olarak belirlemek ve daha hızlı aksiyon alabilmek için Seçim Operasyonları Merkezini devreye sokan Meta, Türkiye’deki dijital okuryazarlığı artırmak ve seçimlerle ilgili çevrimiçi yayılan asılsız bilgilerin önüne geçebilmek için eğitim programları başlattığını belirtti. 

Zararlı içeriklerin ve asılsız bilginin önüne nasıl geçilecek?

Meta’nın Topluluk Standartları, halihazırda Facebook ve Instagram’daki taciz, şiddete teşvik, etnik köken veya din temelli saldırıları yasaklayan politikalarının yanı sıra seçimlerle ilgili birçok alanı da kapsıyor. Meta, bu kuralları ihlal eden içerikleri tespit ettiğinde platformlarından kaldırıyor. Seçim günü yaklaştıkça bu tür içeriklerin herkes için daha kritik bir konumda olduğunun altını çizen firma, Topluluk Standartları sistemini desteklemek amacıyla, potansiyel tehditleri gerçek zamanlı olarak tespit edebilmek ve daha hızlı aksiyon alabilmek için Türkiye Seçim Operasyon Merkezini etkinleştirme kararı aldı. 

Meta’nın algoritması, belirli durumlarda, oy vermeyi engellemeyi amaçlayan asılsız bilgi ve haberleri Facebook ve Instagram’dan tamamen kaldırıyor. Diğer tüm asılsız bilgi türleri için de, daha az insanın görmesi adına içeriğin yayılmasını yavaşlatıyor ve insanları yetkili kaynaklardaki bilgilere yönlendirmeye odaklanıyor. Meta, bunu en doğru şekilde yapabilmek için aralarında Doğruluk Payı ve Teyit’in de olduğu, 90’ın üzerinde bağımsız üçüncü taraf doğrulama kuruluşu ile birlikte çalışıyor. Bu kuruluşlardan aldığı destek ile kullanıcıları haber ve bilgilerin doğruluğunu teyit etmek için teşvik ediyor. Aynı zamanda kuruluşların içeriğin asılsız olduğuna dair hazırladığı makaleye yönlendiren uyarı etiketleri ekliyor. 

Meta, aynı zamanda WhatsApp’ta, insanlara şüpheli veya yanlış gibi görünen bir mesaj geldiğinde, onları içeriğin doğruluğunu teyit etmek adına doğrulama kuruluşları ile bu bilgileri tekrar kontrol etmeye teşvik ediyor. Geçtiğimiz sene WhatsApp’ta bir kez iletilen herhangi bir mesajın, bir seferde yalnızca bir gruba iletilebileceğini duyuran Meta, 2020’de aynı özelliği iletilme oranı yüksek olan mesajlar için kullanıma sunduğunda gönderilen bu mesajların sayısında yüzde 70’in üzerinde bir oranda azalma gördüğünü belirtiyor.

Bunların yanı sıra Meta, Bilgi Üniversitesi, MediaWise ve Habitat Derneği de dahil olmak üzere akademik, medya ve kar amacı gütmeyen kuruluşlarla iş birliği yaparak asılsız bilgileri tespit etmeye odaklanan ve Türkiye’de dijital okuryazarlığı geliştirmeyi amaçlayan programlar başlattı. 

Meta, platformlarındaki siyasi reklamlar konusunda nasıl adımlar atıyor? 

Meta platformlarında sosyal meselelerle, seçimlerle veya siyasetle ilgili reklamlar yayınlamak isteyen reklam verenlerin, kim olduklarını ve hangi ülkede yaşadıklarını kanıtlamak için bir doğrulama sürecinden geçmeleri gerekiyor. Şirketin şeffaflık ilkelerine paralel olarak paylaşımların üzerine reklamverenin kim olduğunu gösteren etiketler ekleniyor. Ayrıca, insanların uygulamalarında daha az reklam görmeyi seçebilmeleri için yeni kontroller de ekleyen Meta, kullanıcılara etiketlenmiş reklamları görmeme seçeneği sunuyor.

Meta, tüm siyasi ve seçime dayalı reklamları, yedi yıl boyunca Reklam Kütüphanesinde barındırıyor; insanlar buradan hangi reklamların yayında olduğunu, hedeflemeyle ilgili bilgileri ve bunlara ne kadar harcama yapıldığını öğrenebiliyor. Meta’nın Türkiye Genel Seçimlerine yönelik çalışmalarıyla ilgili detaylı bilgi için Meta Haber Merkezini ziyaret edebilirsiniz. 

Kaspersky, sürdürülebilirlik raporunu yayınladı

Kaspersky, yayınladığı ilk sürdürülebilirlik raporunda karbon ayak izini azaltmak, cinsiyet ayrımını daraltmak ve toplumu siber güvenliğin temel kuralları hakkında eğitmek için hayata geçirdiği proje ve girişimleri açıkladı

Kaspersky Sürdürülebilirlik Raporu 5 temel alana odaklanıyor: Güvenli siber dünya, etik ve şeffaf yaklaşım, geleceğin teknolojisi, insanlara güç aşılamak ve daha güvenli gezegen. Kaspersky, yayınladığı ilk sürdürülebilirlik raporunda karbon ayak izini azaltmak, cinsiyet ayrımını daraltmak ve toplumu siber güvenliğin temel kuralları hakkında eğitmek için hayata geçirdiği proje ve girişimleri açıkladı. GRI ve SASB uluslararası standartlarına uygun olarak yayınlanan rapor, şirketin 2021 ve 2022’nin ilk altı ayındaki sürdürülebilirliğe dair gelişim sonuçlarına odaklanıyor.

Güvenli ve sürdürülebilir bir dijital dünya inşa etmek, çeyrek asırdır Kaspersky‘nin ana hedefini oluşturuyor. Şirket aynı zamanda daha güvenli bir yarının daha sürdürülebilir olmasını sağlamak için sosyal açıdan önemli faaliyetleri sürekli olarak hayata geçirip uzun vadede olumlu bir değişim yaratmaya odaklanıyor. Şirketin yeni yayınladığı sürdürülebilirlik raporu, sürdürülebilir kalkınmanın beş temel alanına odaklanıyor: Daha güvenli siber dünya, etik ve şeffaf yaklaşım, geleceğin teknolojisi, insanlara güç aşılamak ve daha güvenli gezegen.

Kaspersky Sürdürülebilirlik Lideri Maria Losyukova, şunları söylüyor: “Sürdürülebilirlik stratejimizi uygulamak, dünyayı daha iyi hale getirmek için çabalayan bir şirket olarak bizim ayrılmaz bir parçamızı oluşturuyor. Kaspersky, bu misyonu yerine getirmenin ilk adımını öncelikle Siber Bağışıklık yaklaşımıyla dijital dünyayı tehditlere karşı daha dirençli hale getirmekte görüyor. Bununla birlikte sosyal sorumluluk sahibi küresel bir şirket olarak karbon ayak izimizi azaltmak, siber güvenliğin temellerini yaygınlaştırmak ve siber bilgi eksikliğiyle mücadele etmek, cinsiyet uçurumunu daraltmak ve siber güvenlikte şeffaflığa öncülük etmek gibi zorluklarla mücadele etme ihtiyacını görmezden gelemeyiz. Bu noktada iş dünyasının sürdürülebilir bir gündem oluşturmaya katkısının çok önemli olduğuna, çabalarımızı birleştirerek gelecek nesiller için daha iyi bir yarın sağlayabileceğimize inanıyoruz.” dedi.

Çevre üzerindeki olumsuz etkinin azaltılması için sürdürülebilirlik önemli

Kaspersky, sektörün artan bir biçimde Elektronik Yazılım Dağıtımını (Electronic Software Distribution- ESD) benimseme eğilimini destekliyor. Şirket, buna bağlı olarak somut ürün üretimini yarıya indirdi ve çevre üzerindeki etkisi daha az olan dijital satışlara yöneldi. Buna ek olarak daha bilinçli iş gezisi organizasyon süreci uygulayarak ve toplam gezi sayısını azaltarak, 2019-2021 yılları arasında hava emisyonu miktarını %81 oranında azalttı. Ayrıca şirket, veri merkezlerinin enerji tasarrufuna önem veriyor ve ekipmanlarında yalnızca modern güç tüketim cihazları ve güç kaynağı teknolojileri kullanıyor. Kaspersky farklı iş birimlerinde çevre sorunlarına karşı daha sorumlu bir yaklaşım geliştirmeye odaklanan bir dizi şirket içi girişime de sahip. Bunlar arasında karbon ayak izini en aza indirmeye yardımcı olan eğitim faaliyetleri düzenlemek, pazarlama materyallerini daha sürdürülebilir olanlarla değiştirmek, çevre açısında daha etkin ofis altyapıları kurmak ve evsel işleme tabi olmayan atıkları ayrıştırmayı amaçlayan çalışanlara yönelik geri dönüşüm faaliyetleri yer alıyor.

Çalışanlarla sosyal sorumluluk faaliyetlerine katılımına destek veriyor

Şirketin en değerli varlığının çalışanları olduğunun farkında olan Kaspersky, ekibinin gelişmesi için mümkün olan en iyi koşulları sağlamaya odaklanıyor. Kurum içindeki çalışan memnuniyetini ölçen Employee Net Promoter Score® (eNPS) ölçüm skorları 2022 yılında daha da yükselerek toplamda %53’e ulaştı. Raporlama döneminde şirket, çalışanlarına yönelik şirket içi kurslara dair portföyünü sürekli genişleterek 100’den fazla mesleki gelişim kursu sundu. Çalışanların %40’ından fazlası en az bir kursa katılarak bu fırsatı değerlendirdi. Ayrıca Kaspersky çalışanlarının bağış toplama, ücretsiz çalışma, kan bağışı ve spor faaliyetleri gibi sosyal sorumluluk faaliyetlerine katılmalarını sağlayan çeşitliliği yüksek bir kurumsal gönüllülük programına sahip.

Ayrıca şirket, çeşitliliğe dayalı işgücünü teşvik etmek ve cinsiyetler arası dengesizliği azaltmak için çalışmaya devam ediyor. Şirket çalışanlarının %26’sı kadınlardan oluşuyor ve bunların %17’si Ar-Ge biriminde çalışıyor. Bu oran, sektörün geri kalanındaki istihdam dağılımına paralel bir görünüm sergiliyor. Şirketin bu konudaki hedefi ise kadınlara BT alanında kariyer yapmaları için daha fazla ilham vermek. Ayrıca Kaspersky, dünya çapında 100’den fazla üniversiteyle ortaklığı olan şirketin eğitim bölümü Kaspersky.Academy’deki gelişimi sürdürerek yeni yeteneklerin yetiştirilmesine yardımcı oluyor. Bunun yanı sıra 2018’den bu yana dünyanın dört bir yanından 6 binden fazla öğrencinin katıldığı siber güvenlik projelerine odaklı öğrenciler arası bir yarışma olan Secur’IT Cup’ı düzenlemeye devam ediyor.

Kullanıcıların güvenini korumak

Ürünler, şirket içi iş süreçleri açısından maksimum şeffaflık sağlamak amacıyla dijital güvenliğin hayati bir unsurunu oluşturuyor. Kaspersky, kullanıcılarının yer aldığı her ülkede çalışan eğitimi ve veri işlemenin standartlaştırılmasını kapsayan, kullanıcı veri gizliliğine yönelik kapsamlı bir yaklaşım izliyor. Şirket, 2019’dan bu yana her yıl veri yönetimi sistemlerini ISO/IEC 27001 uluslararası standardına göre sertifikalandırarak yüksek koruma seviyelerinin onaylanmasını sağlıyor.

Kaspersky, bu dönemde Küresel Şeffaflık Girişimi adı altında şeffaflık odağında ek çaba göstermeye devam etti ve raporlama sürecinde üç yeni şeffaflık merkezi daha açtı. Müşteriler bu merkezlerde şirketin kaynak kodlarını inceleyebiliyor. Kaspersky ayrıca APAC, Latin Amerika ve Orta Doğu’daki kullanıcılar için siber tehditle ilgili veri işleme süreçlerini İsviçre’ye taşıdı. Şirket 2018’den bu yana İsviçre’de bir veri altyapısı oluşturmak için toplam 5,6 milyon dolar yatırım yaptı.

Güvenli yarınlar için mücadeleye devam

Kaspersky, uluslararası kolluk kuvvetleri ve hükümetler arası kuruluşlarla iş birliği yaparak siber suçlara karşı küresel mücadeleye sürekli olarak katkıda bulunuyor. Raporlama döneminde Kaspersky, dünyanın dört bir yanındaki paydaşlarıyla birlikte yaklaşık 30 ortak siber güvenlik etkinliğine katıldı ve tehdit istihbarat bilgilerini ve teknik uzmanlığını paylaşarak yüksek profilli bir siber suç çetelerinin çökertilmesine yardımcı oldu. Kaspersky ayrıca ihtiyaç sahiplerini eğitmek ve korumak için sürekli çalışarak, yaşlı nesli eğitmeyi amaçlayan TRAPEZE ve aile içi şiddet mağduru kadınlar için Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen DeStalk gibi özel eğitim kursları geliştirdi.

Google tasarruf için kemer sıkacak

0

Google tasarruf amacıyla personellere yönelik yaptığı yan hak giderlerinde kesintiye gidecek. Google kafeterya ve elektronik cihaz gibi maliyetleri kısacak.

Google’ın finans şefi Ruth Porat, şirket çapında bir e-postayla çalışan hizmetlerinde yapılan kesintileri duyurdu. Porat, kesintilerin tasarruf sağlamayı amaçlayan büyük, çok yıllı çabaların bir parçası olduğunu yazdı.

Alphabet’in en son mali yıldaki geliri, bir önceki yıla kıyasla 257.6 milyar dolardan 282.8 milyar dolara ulaştı. Ancak bu, tüm çalışanlarının şirketin snack barlarından veya bazıları ortadan kaldırılan “mikro mutfaklardan” yararlanmaya devam edeceği anlamına gelmiyor. Firma ayrıca daha az yoğun günlerde kafeteryaları kapatacak. Google tasarruf sağlayarak personellerin çalışmasının sürdürebilirliğini hedefliyor.

Temel ofis malzemelerin de bile tasarruf edilecek

WSJ, daha fazla tasarruf etmek için Google’ın ekiplerin yazılım ve ekipman sağlayıcıları gibi düşük maliyetli dış hizmet sağlayıcıları seçmesine yardımcı olacak dahili bir araç sunacağını iddia etti. Bununla birlikte masaüstü PC’ler ve monitörler için yenileme hızı gibi, çalışanların dizüstü bilgisayarlarını değiştirmeleri arasındaki süre de uzatılıyor. Zımba teli ve bant gibi temel ofis malzemeleri bile maliyetten tasarruf etmek için kısıtlanıyor.

Ayrıca mühendislik görevlerinde çalışmayan ve yeni bir dizüstü bilgisayara ihtiyaç duyan Google çalışanlarına varsayılan olarak bir Chromebook veriliyor. Porat, Google’ın bu yılki amacının “geliştirilmiş hız ve verimlilik yoluyla kalıcı tasarruf sağlamak” olduğunu belirtiyor.

Alphabet, pandemi sırasında gereğinden fazla işe almanın ve mevcut sallantılı küresel ekonominin sonucu olarak 12.000 kişinin işten çıkarıldığını duyurmuştu. Google işten çıkarmalar ve maliyet kesintileri ile ekonomik olarak sürdürülebilirlik sağlamaya çalışıyor. Google’ın yapacağı yeni düzenlemelerin çalışan memnuiyeti konusunda nasıl bir etki yaratacağını da zaman içerisinde göreceğiz.

Azerbaycan’a Türkiye’den çoklu bulut servisi

0


Türkiye’nin ilk ve lider yerel bulut hizmeti sağlayıcısı Bulutistan, 2015 yılından bu yana geliştirdiği ürün ve hizmetlerle hem Türkiye’de hem de 60’dan fazla ülkede hizmet sunuyor. Globalleşme hedefiyle yurt dışı ağını genişletmeye devam eden Bulutistan, ödüllü inovatif çözümleriyle Azerbaycan’ın ilk Türk çoklu bulut servis sağlayıcısı oldu.

Deloitte’un “Fast 50” listesine giren ve çok sayıda başarı ödülüne sahip olan Bulutistan, globalleşme hedefi doğrultusunda yurt dışı açılımlarına devam ediyor. Türkiye dışında 60’tan fazla ülkede bulut hizmeti sunan Bulutistan, Azerbaycan’ın ilk çoklu bulut servis sağlayıcısı oldu. Kendi yazılımlarını ve çözümlerini üreten, güçlü Ar-Ge donanımına sahip bir şirket olarak büyüyen Bulutistan; Equinix Küresel Bağlantı Ağı’na (Cloud Exchange) Türkiye’den entegre olan ilk şirket olarak bilişim ihracatını arttırmayı sürdürüyor. Kullanıcılarına hiper ölçekteki bulut servis sağlayıcılarının sunduğu birinci sınıf hizmet kalitesini sunan Bulutistan, sahip olduğu küresel sertifikalarla da bu konumunu sağlamlaştırıyor. 

Azerbaycan ile birlikte tüm komşu ülkelerine hizmet vermeyi hedefliyor

Türkiye’de yüzde 50 gibi bir pazar payı penetrasyonuna sahip olan Bulutistan’ın Global Genel Müdürü Önder Şahin, Azerbaycan ile Türkiye arasında kurulan bu iş birliğinin know-how paylaşımı açısından oldukça değerli olduğuna dikkat çekerek, “Azerbaycan Cumhuriyeti Dijital Kalkınma ve Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren dijital çözüm sağlayıcısı AzInTelecom LLC ile 11 Ağustos 2022 tarihinde stratejik bir iş birliğine imza attık. Bu ortaklık ile Azerbaycan başta olmak üzere tüm komşu ülkelerine bulut sistemi konusunda katkı sağlamayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. Bu iş birliği çerçevesinde Bulutistan ile Azln Telecom ortak bulut yatırımlarını tüm pazara sunacak.

Kesintisiz veri ulaşılabilirliği için 3 ana hizmet sunuyoruz

Bulutistan’ın hizmetleri arasında yer alan Public Cloud, Private Cloud ve Hybrit Cloud ürünlerinin müşteriler açısından büyük bir önem arz ettiğine dikkat çeken Şahin; “Private Cloud hizmeti, müşterilerimizi özel bir güvenlik duvarı arkasında özel bir WLAN (yerel ağ) içinde ve dedike (özel çalışan) kaynaklardan bulut hizmeti alması olarak tanımlanabilir. Bu izole yapı sayesinde müşterilerimizin dışarıdan veya veri merkezi içinden gelebilecek saldırı riski minimize ediliyor. Hybrid Cloud hizmetini ise genel bulut platformlarını özel bulut veya şirket içi sunucularla birleştirerek iş yükünün iki bulut arasında hızlı bir şekilde aktarılmasını sağlayan ve birden çok bulut ürününün avantajlarından aynı anda yararlanmanıza izin veren entegre bir çözüm olarak tanımlayabiliriz. Verilerin güvenliği konusunda nispeten biraz daha geleneksel olan şirketler Private Cloud’u, abulut teknolojisini artık iyiden iyiye özümsemiş olan müşteriler ise Public Cloud hizmetini tercih ediyorlar” açıklamasında bulundu. 

Azerbaycan’ın dijital ekonomiye geçişini destekleyeceğiz

Azerbaycan’ın yatırım için dünyada en cazip ülkelerden biri haline geldiğini belirten Bulutistan Azerbaycan Ülke Müdürü Samir Nuriyev, ekonomik istikrarın yanı sıra uygun iş-yatırım ortamının da yabancı yatırımcıları Azerbaycan’a çektiğini belirtti. Bulutistan olarak, bölgenin bilgi işlem, bulut hizmetlerine hızlı ve güvenilir erişim gibi taleplerine sessiz kalmadıklarının altını çizen Nuriyev, “Bu yatırım Azerbaycan genelinde özel sektör, müşterilerin ve ortakların dijital dönüşümünü hızlandırmakta çok önemli bir rol oynayacak. Uyarlanabilir, erişilebilir, ölçeklenebilir ve dayanıklı çözümlerimiz sayesinde yerel şirketler için en uygun çözümü sunuyoruz. Stratejik önceliğimiz ortaklarımızla birlikte bölgedeki yerel zorluklara çözüm geliştirmek ve bu yola AzInTelecom LLC ile çıkmaktan gurur duyuyoruz” diye konuştu.

Help Steps, Dünya turuna çıkıyor

Adımları bağışa çeviren ilk sağlık uygulaması Help Steps, geçen ay başladığı fon toplama sürecini başarıyla tamamladı

Kitlesel fonlama şirketi Fonangels’la fon turuna çıkan Help Steps global büyüme planları için start verdi. Yaklaşık 9 milyon TL fonla buluşan Help Steps’in ilk hedefi ise İngiltere pazarında büyümek.

Geçtiğimiz ay kitlesel fonlama şirketi Fonangels’la başlattığı kampanyayı, 9 milyon TL’ye yakın fon toplayarak başarıyla tamamlayan ve global büyüme planlarını hayata geçirmeye hazırlanan Help Steps, ilk etapta İngiltere pazarında büyümeyi hedefliyor. Bu amaçla, Birleşik Krallık’ta ve Avrupa’da spor kulüpleri ve STK’larla proje geliştirmeye başlayan Help Steps, İngiltere’nin ardından ABD ve Avrupa ülkelerinde büyümeyi planlıyor.  

Gözde Venedik / Help Steps Kurucu Ortağı ve CEO

Help Steps Kurucu Ortağı ve CEO’su Gözde Venedik, “Fonangels’taki yatırım turumuzu 8 milyon 867 bin TL toplayarak başarıyla tamamladık. Kampanyaya 61’i nitelikli yatırımcı olmak üzere 749 kişi yatırım yaptı. Fonlamanın son haftasında 2 Milyon TL’lik yatırımıyla global spor & teknoloji yatırımları ile bilinen Ertan Can Yazıcı’nın liderlik ettiği ve aralarında Milli Futbolcumuz Berkan İsmail Kutlu’nun da bulunduğu global yatırım grubu ile İsviçre merkezli Impacters Club yatırım grubu fonlamayı tamamladı.

Uygulamanın globale açılımı için hazırlıklarını yürüttüğümüz projeleri başlatacağız. İlk pazarımız Birleşik Krallık olacak. Sonrasında Avrupa’dayız. Avrupa’da futbol kulüpleriyle işbirliklerimiz var, yakında duyuracağız. Pazardaki güçlü sivil toplum kuruluşu ve diğer spor kulüpleriyle görüşmelerimiz devam ediyor” diyor ve ekliyor:

“Yatırımın ana amacı, gideceğimiz yeni ülkelerde etkili pazarlama yapabilmek. İngiltere’de ofis ve ekip istihdamı, yeni geliştirilecek ürün gamına sermaye olarak kullanacağız. Londra’da yeni kurulan bir teknoparkta şube açmak üzere anlaştık. Aldığımız yatırımı Avrupa’daki büyümemize kullanacağız. Globale açılmak ve unicorn olmak her girişimcinin hayalidir. Projenin gelişimine ve büyümesine baktıkça bu konudaki umudum da giderek artıyor. Amacım, bir sosyal girişimin de unicorn olabileceğini kanıtlamak. Avrupa’nın ardından hedefimiz, Amerika pazarına girmek.” 

Adımları bağışa nasıl çeviriyor? 

Adımları bağışa çeviren ilk sağlık uygulaması Help Steps ile milyonlarca kişi sadece gün içinde adım atarak ihtiyaç sahiplerinin hayatına dokundu. Akıllı telefona sahip herkesin hiç herhangi bir ücret ödemeden istediği kampanyayı destekleyebildiği, 1.6 milyondan fazla kullanıcıya sahip olan Help Steps ile şimdiye kadar 10 bin kez dünya turuna denk gelen 200 milyar adım atıldı; geliri ise sivil toplum kuruluşları, spor kulüpleri ve bireysel yararlanıcılara bağışlandı.

Nasıl kullanılıyor?

Help Steps uygulamasını, Google Play’den ve App Store’dan ücretsiz olarak uygulamayı indiren kullanıcılar cep telefonları cebindeyken tüm gün her zamanki gibi yürüyor, bisiklete biniyor veya koşuyor. Bu adımlar aynı zamanda bir adımsayar olan Help Steps uygulamasında birikiyor. Ardından akşam saat 24.00 olmadan kullanıcılar uygulamaya girip ‘Adımlarımı HS’ye çevir’ butonuna basıyor ve kısa bir reklam izliyor. Adımları HS puanına dönüşen kullanıcılar bu puanları isterse biriktiriyor ya da ihtiyaç sahibi bireysel yararlanıcılara, sivil toplum kuruluşlarına veya spor kulüplerine bu uygulama üzerinden bağışlıyor.  

Cisco’dan yeni sürdürülebilirlik inovasyonu

Cisco’nun iş birliği platformu Webex’te sunulan ve sektörde bir ilk olan Karbon Emisyonu Analizleri, karbon ayak izlerini takip etmelerini ve azaltmalarını sağlayarak, kurum ve şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına yardımcı oluyor.

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da gerçekleşen Cisco Live etkinliğinde Cisco, kurumların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarına yönelik eyleme geçirilebilir bilgiler sunan Webex Control Hub’daki Karbon Emisyonu Öngörüleri’ni duyurdu. İş birliği sektöründe türünün ilk örneği olan bu çözüm, Webex cihazlarının enerji tüketimini ve kullanımını optimize etmek için kapsam 2 emisyon raporlaması ve önerileri sunuyor.

Bu inovasyon, Cisco’nun 2040 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşma ve ürünlerini sürdürülebilirlik önceliğiyle yenileme yönündeki taahhüdünün de bir parçası. Gartner’a göre, CEO’lar geçtiğimiz yıl ilk kez çevresel sürdürülebilirliği 10 stratejik iş önceliği arasında saydı. 2022 ve 2023 yıllarında yeni veya geliştirilmiş ürünlere yatırım yapmayı planlayan CEO’ların %80’i, çevresel sürdürülebilirliği, işlevsel performans ve genel kalitenin hemen ardından üçüncü en büyük itici güç olarak gösterdi. Sürdürülebilirlik aynı zamanda CEO’lar için rekabette ayrıştırıcı bir unsur olarak görülüyor ve  marka güveni ile aynı seviyede önemli bulunuyor.

Sıfır emisyon hedefine destek

Cisco Türkiye Genel Müdürü Didem Duru konuyla ilgili olarak şöyle dedi: “Dijitalleşme diğer sektörleri daha sürdürülebilir hale getirirken, teknoloji sektörü de kendi karbon ayak izini kontrol etmelidir. Ancak bu şekilde topluma ve çevreye duyarlı, aynı zamanda dijital bir gelecek sunulabilir. Sürdürülebilirlik günümüzde, Türkiye’deki kurum ve şirketler için en önemli önceliklerden biri. Cisco olarak, sıfır emisyon hedefimize ulaşmaya ve müşterilerimizin sürdürülebilir bir gelecek yolculuğunu desteklemeye kararlıyız. Türünün ilk örneği olan Webex Karbon Emisyonu Analizleri de bu taahhüdümüzün bir yansımasıdır.”

Karbon Emisyonu Analizleri şirketler için önemli

Cisco iş birliği cihazlarından kaynaklanan tahmini enerji kullanımını ve ilgili karbondioksit eşdeğeri (CO2e) emisyonlarını raporlamak. Hesaplamalar, ABD Çevre Koruma Ajansı gibi tanınmış devlet kurumlarının formüllerine dayanmaktadır. Sürdürülebilirlik hedeflerine yönelik ilerlemeyi takip etmek için zaman içindeki emisyon eğilimlerini görmek. Yöneticilere enerji kullanımlarını azaltmak için Webex’in “ofis saatleri” gibi özellikleri etkinleştirmeleri konusunda rehberlik etmek.Carbon Emissions Insights, Webex Control Hub’da mevcut olacak ve BT yöneticileri için varsayılan olarak etkinleştirilecek. Bu veriler ayrıca müşteri sürdürülebilirlik raporlama araçlarına entegrasyon için bir API aracılığıyla dışa aktarılabilecek. Karbon Emisyonu Analizleri bu yazdan itibaren kullanıma sunulacak.

Cisco’nun hedefi, 2025 yılına kadar yeni Cisco ürünlerinin ve ambalajlarının %100’ünün Döngüsel Tasarım İlkeleri’ni içermesi. Cisco aynı zamanda, müşterilerini, iş ortaklarını ve çalışanlarını, Cisco’nun iade edilen end-of-use donanımlarının %99,9’unun yeniden kullanıldığı ve geri dönüştürüldüğü Geri Alma ve Yeniden Kullanma Programı’na katılmaya teşvik ediyor. 

Plastik kullanımını 3.75 milyon dolar azaltacak 

Cisco’nun bu alandaki taahhüdünün en önemli örneği, yılda yaklaşım 200 bin dolar değerindeki ambalaj malzemesinden tasarruf etmek için geçen yıl %100 geri dönüştürülebilir ambalaj malzemesiyle piyasaya sürülen Cisco Room Bar’dır. Buna ek olarak, 2025’ten itibaren Cisco IP Phone 8800 serisi, işlenmemiş plastik kullanımını yılda 3.75 milyon dolardan fazla azaltacak olan yüzde 100 Tüketici Sonrası Geri Dönüştürülmüş (PCR) reçineden yapılmış modeller içerecek.

Trump NFT’lerinin fiyatları yükseldi

ABD Başkanı Donald Trump, ülke içinde zor zamanlar geçirse de birkaç ay önce piyasaya sürdüğü NFT koleksiyonuna gelen talep yükselişe geçti.

Trump’ın NFT ticaret kartlarının ilk çıkışlarında sıcak karşılanmadı ve eleştirmenler, zaten sönmüş bir teknoloji balonundan yararlanmaya çalıştığı için eski cumhurbaşkanı ile alay edilmesine sebep oldu. Ancak, eski başkanın yasal sorunları arttıkça ve Salı günü New York adliyesinde 34 ağır suçlamada suçsuz olduğunu kabul etmesine yol açarken inanılması zor bir durum gerçekleşti ve NFT’lerinin değerinde keskin bir artış görüldü.

NFT Price Floor’a göre başlangıçta 0,095 Ether’e satılan NFT’ler şimdi 0,485 Ether’e yükseldi. Mevcut işlem fiyatı, NFT’lerin 14 Şubat’ta Trump’ın Mar A Largo’da bulunan “Gizli” olarak işaretlenmiş klasörlere hitap ettiği sırada gördüğü artışın hâlâ altında. Trump, o sırada, tatil yerinde gizli işaretler bulunan klasörler tuttuğunu ancak bunların boş olduğunu söyledi.

19 Mart’ta tutuklanmasının yakın olduğunu iddia ettikten sonra fiyatlar yeniden yükseldi. 30 Mart’ta iddianameye ilişkin haberin ardından bir kez daha yükseldiler. Taban fiyat son 24 saatte %4,26 arttı. Genel olarak, Salı öğleden sonra, yine NFT Fiyat Tabanına göre, NFT’ler darphane fiyatlarından %880’lik bir artış gördü. Bu arada CryptoSlam, son 24 saatte Trump NFT satışlarının %424’ten fazla arttığını , toplamın 70.000 doları aştığını ve bazı satıcıların %200’ün üzerinde kar marjı gördüğünü bildiriyor.

Trump’ın NFT’lerinin yeniden satışından herhangi bir telif ücretini doğrudan alıp almadığı belli değil, ancak ilk satışlarından tahmini 4,45 milyon doları cebe indirdi. Bununla birlikte, kartlar için Trump’ın imajını lisanslayan (ve rapor edilen yeniden satış gelirlerinin bir yüzdesini alan) şirket olan NFT INT LLC, gizemli bir şeydir.

Geçen Aralık ayında, The New York Times’tan Ken Bensinger, şirketin eski Trump danışmanı Nick Luna ve şu anki Trump avukatı John Marion tarafından kurulduğuna dair tweet attı ve posta adresinin West Palm Beach’teki Trump International Golf Club ile aynı olduğunu kaydetti. NFT’lere yenilenen ilgiyi yönlendiren kişilerin, Trump’a yöneltilen suçlamaların gösterisine çekilen koleksiyonerler mi, yoksa onu suçlayanlardan bağımsız olarak onu destekleme ve putlaştırma eğilimi gösteren hevesli destekçileri mi olduğunu kesin olarak belirlemek zor.

Kesin olan şu ki, Trump Salı günü iş kayıtlarını tahrif etmekten 34 ağır suçtan suçsuz olduğunu kabul etti ve bu da onu bir suçlamayla karşı karşıya kalan ilk eski ABD başkanı yaptı. Suçlamaların tümü, 2016 yılında yetişkin sinema oyuncusu Stormy Daniels’a bir ilişki olduğunu iddia ettiği şeyi gizlemek için yapılan sus ödemelerinden kaynaklanıyor. New York’taki savcıların duruşmayı Ocak ayında başlatmak istedikleri bildirilirken, Trump’ın savunma ekibi baharda bir dava için bastırıyor.

GNÇYTNK’te yeni dönem başvuruları başladı

0

Turkcell’in gençlere tam zamanlı çalışma fırsatı sunduğu inovatif yeni mezun işe alım programı GNÇYTNK’te yeni dönem başvuruları başladı.

Türkiye’nin nitelikli iş gücüne ve eğitime katkıda bulunmayı sürdüren Turkcell’in yeni mezun işe alım programı ‘GNÇYTNK 2023’ün başvuruları başladı. Bu yıl sekizincisi düzenlenen program sayesinde gençler, Turkcell Akademi tarafından hazırlanan gelişim rehberliği ile kariyerlerine başlangıç yaparken, tam zamanlı çalışma şansı yakalayarak iş hayatına ilk adımlarını Turkcell ile atacak. Adaylar başvurularını 23 Nisan’a kadar Turkcell’in kariyer sayfasından yapabilecek.

Turkcell’in gençlere tam zamanlı çalışma fırsatı sunduğu inovatif yeni mezun işe alım programı GNÇYTNK’te yeni dönem başvuruları başladı. Bu yıl sekizincisi düzenlenecek programda gençleri uçtan uca deneyimleyecekleri ve eğlenerek başvuru aşamalarını tamamlayacakları bir süreç bekliyor.

Başvuru aşamasında adaylar; online olarak deneyimleyecekleri mobil oyun, genel yetenek değerlendirmesi, İngilizce, grup vaka çalışmaları ve panel mülakatları gibi farklı aşamalardan geçecek. GNÇYTNK adayları, eğlenirken öğrenmelerini de amaçlayan süreçte Turkcell Akademi eğitimleriyle de kişisel gelişimlerine katkı sağlayacak bir deneyim yaşayacak. Adaylar, Turkcell’in liderleri ile bir araya gelerek sektörü ve gelecek trendlerini tartışacak. Süreç boyunca adaylar kişisel gelişimden teknolojiye, iş hayatına hazırlıktan motivasyona kadar farklı alanlarda kendilerini geliştirme fırsatı bulacak. Tüm aşamaları tamamlayan adaylar arasından seçilecek olan GNÇYTNK’ler Turkcell’de tam zamanlı bir işe sahip olma şansını yakalayacak ve Turkcell Akademi tarafından hazırlanan dinamik bir oryantasyon programına da dahil olma fırsatı elde edecek.

Geleceğe yön verecekler

Binlerce gencin hayatına dokunan Turkcell’in Türkiye’nin en kapsamlı işe alım programını yürüttüğünü belirten Turkcell İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Çakmak, “Bugüne kadar gençler arasında büyük ilgiyle karşılanan GNÇYTNK programımızla; teknolojinin geleceğine yön verecek, hayallerinin peşinden koşacak genç yetenekleri Turkcell bünyesine katmayı, sunduğumuz eğitim ve gelişim imkânlarıyla onların kariyer yolculuklarında yanlarında olmayı hedefliyoruz. Turkcell olarak GNÇYTNK programımızla sadece teknolojinin geleceğine değil, aynı zamanda Türkiye’nin geleceği olan gençlerimize de yatırım yapıyoruz. Gençler, çevik ve esnek çalışma prensipleriyle sürekli gelişmeyi mümkün kılan bir çalışma ortamında sınırlarını aşıyor. GNÇYTNK sadece Turkcell’e değil, Türkiye’nin genç istihdamına da önemli katkı sağlıyor. GelenekselleşenGNÇYTNK programımızla bugüne kadar binin üzerine genci istihdam ettik. Turkcell olarak ülkemizin gücüne ve geleceğine inanıyoruz” dedi.

Son başvuru tarihi: 23 Nisan

GNÇYTNK programına; 1995 yılı ve sonrasında doğan lisans son sınıf, yüksek lisans veya doktora öğrencisi, yeni mezun veya en fazla 1 yıl tecrübeli adaylar kariyerim.turkcell.com.tr/genc-yetenek sayfasından başvurabilecek. Programın son başvuru tarihi: 23 Nisan 2023.

Yapay zeka interneti daha iyi hale getirebilir

Wikipedia Kurucusu Jimmy Wales, yapay zekanın interneti daha iyi Hale getirebileceğine inandığını söyledi

Wikipedia‘nın kurucusu olan Jimmy Wales, son zamanlarda yaptığı bir açıklamada, üretken yapay zekanın (AI) interneti daha iyi bir yer haline getirebileceğine inandığını söyledi. Wales, özellikle doğal dil işleme konusunda yüksek başarı oranlarına sahip olan GPT-3 gibi üretken yapay zeka sistemlerine işaret etti.

ChatGPT Wikipedia makalesi yazacak!

ChatGPT benzeri sohbet robotları bir gün Wikipedia makalelerinin tamamını yazabilir. Ancak bu gelecek hala çok uzakta. İşbirlikçi ansiklopedinin ve kar amacı gütmeyen Wikimedia kuruluşunun kurucusu Jimmy “Jimbo” Wales, yakın zamanda yayınlanan bir röportajında bu konuyu ele aldı ve makine öğrenimi tabanlı sohbet robotlarının Wikipedia’yı büyük ölçüde geliştirmeye yardımcı olabilecek umut verici bir teknoloji olduğunu belirtti.

ChatGPT ve diğer aşırı abartılmış yapay zeka algoritmaları, insanların sorularını istatistiksel olarak yanıtlamak için devasa bir metin veritabanı oluşturmak üzere tüm interneti araştırıyor. Veritabanının önemsiz olmayan bir kısmı, en çok alıntı yapılan çevrimiçi kaynaklardan biri olan Wikipedia’dan geliyor. Gelecekte yapay zekanın platformdaki bilgilerin çoğunu yazacağı bir rol değişimi yaşayabiliriz.

Wales bu geleceğin hala uzakta olduğunu düşünüyor ve “ne kadar uzakta olduğumuzu” tahmin edemiyor. Wales, yaptığı testlerin chatbot işini hala etkileyen birçok kusuru vurgulamasına rağmen, sadece birkaç yıl önce düşünebileceğinden kesinlikle daha yakın olduğumuzu söyledi.

ChatGPT uydurma bilgiler verebiliyor.

Wales özellikle “yalan söyleme” olarak adlandırdığı halüsinasyon sorunu konusunda endişeli. ChatGPT, Wikipedia için uygun olmayan “gerçekleri” uydurma eğiliminde. ChatGPT yanlış ya da uydurma bilgiler verebiliyor, insanları önceden öldürebiliyor ya da çelişkili gerçekler içeren istemlere mutlak bir güvenle yanıt verebiliyor. Ancak doğru eğitilmiş bir yapay zeka, henüz ele alınmamış bilgi boşluklarını tespit ederek yeni fikirler ve içerik sağlayabilir. Wales, yapay zekanın Wikipedia girişlerinin sayısını üç katına çıkarması halinde ansiklopedinin işletme maliyetlerinin yılda sadece 1.250 dolar artacağını tahmin ediyor.

SpaceX’in yeni nesil Starlink uyduları uzaydan düşmeye başladı

Elon Musk’ın yükseltilmiş Starlink internet uydularının ilk partisi, geçen ay lansmanından kısa bir süre sonra sorunlar yaşadı. SpaceX’in 21’i fırlatmasının üzerinden bir aydan biraz fazla zaman geçti. Yeni nesil Starlink uydularının mini versiyonları görünüşe göre biri artık yörüngeye tutunamıyor.

HEO Robotics, fırlatıldıktan kısa bir süre sonra yörüngedeki bir Starlink V2 Mini uydusunun bu görüntüsünü yakaladı.
HEO Robotics, fırlatıldıktan kısa bir süre sonra yörüngedeki bir Starlink V2 Mini uydusunun bu görüntüsünü yakaladı.

SpaceX’in yeni nesil Starlink uydularının 21 mini versiyonunu fırlatmasının üzerinden bir aydan biraz fazla zaman geçti , ancak görünüşe göre o küçük adamlardan biri artık yörüngeye tutunamıyor. SpaceX’in internet uydularını takip eden Harvard-Smithsonian astrofizikçisi Jonathan McDowell’in tweet’ine göre, 30062 olarak belirlenen Starlink uydusu Pazartesi günü Kaliforniya kıyılarından 4:50 am ET’de Dünya atmosferine yeniden girdi . Uydu büyük olasılıkla yeniden girişi sırasında yandı.

McDowell, Twitter’da, Starlink V2 Mini’lerden üçünün belirlenmiş operasyonel yörüngelerine ulaşmak için irtifalarını yükseltirken, birinin kontrollü bir yörüngeden sapma manevrası yaptığını kaydetti. Uydunun yeniden girmeden önce yörüngeden çıkış yörüngesini kaydeden resmi olmayan SpaceX rehberi Starlink Insider da dahil olmak üzere diğer gözlemciler de piyasaya sürüldüklerinden beri V2 Mini’leri izliyorlar. Geçen ay, Starlink Insider , yakın zamanda fırlatılan uydu grubunun yükselmek yerine yavaşça düştüğünü ilk fark edenlerden biri oldu. SpaceX CEO’su Elon Musk ,V2 Mini’lerin durumuyla ilgili spekülasyonlara yanıt olarak, uyduların “bazı sorunlar yaşadığını” ve bazılarının yörüngeden çıkarılacağını, diğerlerinin ise hala test edileceğini açıklamak için Twitter’a gitti. Yakın zamanda yörüngeden çıkarılan V2 Mini, daha fazlasının ilki olabilir, ancak şu anda kesin olarak bilmiyoruz.

SpaceX, 27 Şubat’ta bir Falcon 9 roketinde 21 yeni nesil Starlink uydusu fırlattı. Üniteler, şirketin tam boyutlu yeni nesil Starlink uydularının minyatürleştirilmiş versiyonları olduğundan, şirket bunlara V2 Mini adını veriyor. V2 Mini’lerin amacı, SpaceX’in internet mega takımyıldızının kapasitesini artırmasına yardımcı olmak ve şirket tam boyutlu yeni nesil uydularını fırlatana kadar Starlink’in artan talebi için boşluğu doldurmaktır. Ancak bunu yapabilmek için SpaceX’in ağır yük Starship roketinin göklere çıktığını görmesi gerekiyor . Şirketin şu anda faaliyette olan Falcon 9 roketi, yeni nesil uyduları taşımak için tasarlanmamıştır ve bu da SpaceX’in küçültülmüş versiyonlarını yaratmasına neden olmuştur. SpaceX’in geçen ay ikinci bir V2 Mini grubu fırlatmayı planladığı bildirildi , ancak şirketin şu anda minyatür uydularında nerede durduğu belli değil.