Yemek teslimat robotları 5 ülkede kullanılıyor

0

Otonom robotlarla yemek teslim etmek için 2014’te kurulan Starship, İngiltere, ABD, Estonya, Almanya ve Danimarka’daki bazı kentlerde, toplam 30 noktada hizmet veriyor. İngiltere içinde teslimat yaptığı semtlerin sayısı dokuza ulaştı.

Starship robotlarının teslimat ücreti sadece 1 sterlin.

Üniversite kampüslerinin otonom işçileri

Starship’in pilli işçilerinin teslimat ücreti sadece 1 sterlin. San Francisco merkezli şirketin finans kaynaklarından biri Avrupa Yatırım Bankası. 2017’de 17,2 milyon dolarlık yatırım aldıktan sonra robotlarını 100 kentte test eden şirket, dünyanın ilk ticari teslimat robotu üreticisi oldu. Mart 2022’de firma 100 milyon dolarlık bir fon daha topladı. ABD’de birçok üniversite kampüsünde bu otonom işçiler yemek dağıtıyor.

Yaklaşık 24 saat boyunca şarjı bitmeyen bu yapay zekalı işçiler firmanın uygulamasından verilen siparişleri teslim ediyor. Teslimatları yayaların yürüyüş hızında götürüyorlar. Maksimum hızları 6 km. Üzerlerinde 12 kamera, radar, GPS, alarm sistemi ve reflektörler bulunuyor. Sensörler, yapay zeka ve makine öğrenmesi sayesinde hizmet verdikleri bölgedeki yolları hafızalarına kaydediyorlar.

Kuzey Amerika robot siparişlerinde rekor kırdı

Starship yetkilileri, otonom robotlarla teslimat yapmanın kuryelerle teslimat yapmaktan çok daha ucuz olduğunun altını çiziyor. Firmanın Ar-Ge departmanı Estonya’da. Estonya’nın karla kaplı kaldırımlarında ilerlemek bu pilli işçiler için hiç de zor değil.

Yemek teslimat robotları hem kurye trafiğinden kurtarıyor hem de sıfır karbon emisyonu sayesinde çevre dostu bir yöntem. Kamyonetle teslimat yapıldığında, ortalama 181 gram CO2 emisyonu ortaya çıkıyor; otonom teslimat robotları içinse bu oran sıfır.

Teslimat robotları seviliyor

Firmayı kurduklarında otonom lojistik sektörünün henüz çok yeni olduğundan söz eden yetkililer, tüm operasyonu sıfırdan kurduklarını belirtiyorlar. İnsanların robotlardan teslimat almaktan hoşlanması, firmanın başarılı olmasının başlıca sebebi.

Bu yapay zekalı işçiler, kapınıza geldiklerinde gereksiz muhabbetlere girmiyorlar, kapınızın önünde oyalanmıyorlar, hatta giderken teşekkür ediyorlar.

Amazon’un uçan dronlarına henüz izin çıkmadı

Otonom lojistik teknolojileri halen gelişme safhasında. Yerden giden robotlar başarılı görünse de Amazon’un havadan dronla teslimat yapma fikri henüz fazla ilerleme kaydetmedi. Federal Havacılık İdaresi, Amazon’un havadan teslimat testi yapmasına ancak geçtiğimiz aralık ayında izin verdi. Ticari teslimatlar içinse henüz yetki verilmedi.

Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2022 raporu açıklandı

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından hazırlanan Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2022 Raporu’na göre Türkiye’nin dijitalleşme notu düşüş göstererek 2021’de 3,21 iken 2022 yılında 3,12 olarak tespit edildi.

Ekosistem, yeterlilik, kullanım ve dönüşüm olmak üzere dört ana bileşen ve 10 farklı boyutta Türkiye’nin dijitalleşme performansının ortaya konduğu raporda, Türkiye’nin dijital dönüşümünün hızlandırılması için yapılması gerekenler de yer alıyor. Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), Türkiye ekonomisi ve toplumunun dijitalleşme durumunu inceleyen ve her yıl yayınlanan Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2022 Raporu’nu kamuoyuna açıkladı.

Türkiye’nin dijital dönüşüm notu düşüşte


Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2022 Raporu’na göre, Türkiye’nin 2022 yılı dijital dönüşüm endeksi geçtiğimiz yıla göre yüzde 2,8’lik bir düşüşle 5 üzerinden 3,12 olarak ölçüldü. Genel endeks değerini oluşturan 64 alt göstergenin 35’i 2022 yılında gerilerken, 23 göstergenin endeks değeri arttı, 6 göstergenin değeri ise değişmedi.

YIL2019202020212022
TÜRKİYE DİJİTAL DÖNÜŞÜM ENDEKSİ2,943,06*3,21*3,12
EKOSİSTEM BİLEŞENİ2,872,953,093,02
1.Boyut: Yasal Zemin ve İşleyiş2,762,823,012,94
2.Boyut: Yenilik ve Yatırım Ortamı2,983,093,173,11
YETERLİLİK BİLEŞENİ3,193,24*3,27*3,26
3.Boyut: Altyapı2,342,272,322,44
4.Boyut: Satın Alınabilirlik4,544,544,43*4,49
5.Boyut: Beceriler2,692,89*3,07*2,85
KULLANIM BİLEŞENİ2,883,163,363,21
6.Boyut: Bireysel Kullanım3,203,22*3,29*3,37
7.Boyut: İş Dünyası Kullanımı2,773,323,413,10
8.Boyut: Kamu Kullanımı2,662,923,373,17
DÖNÜŞÜM BİLEŞENİ2,812,88*3,142,97
9.Boyut: Dijitalleşen Ekonomi2,362,18*2,252,16
10.Boyut: Dijitalleşen Toplum3,263,584,033,78

BİT’e yönelik ulusal vizyonumuzun güçlendirilmesi gerekiyor


Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi Raporu’nun dijital dönüşümü kucaklamak isteyen tüm organizasyonlar için faydalı bir araç olduğunu belirten TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kızıltan, “Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi, dijital dönüşüm üzerinde etkili olan mevzuat, altyapı, kullanım ve beceri ile dönüşümün ekonomik ve toplumsal etki boyutlarını kapsıyor. 64 farklı göstergeyi içeren, dört ana bileşeni ve 10 alt boyutu bulunan bileşik bir endeks. Her bir gösterge, alt boyut ve ana bileşen için 139 ülkenin verileri kullanılarak göreceli bir endeks değeri hesaplanıyor. Dolayısıyla, herhangi bir gösterge için endeks değeri sadece Türkiye’nin dijitalleşme performansı tarafından değil, diğer ülkelere göre nispi konumu tarafından belirleniyor. Avrupa Birliği’nin ‘2030 Dijital On Yıl’ için koymuş olduğu iddialı hedefleri, ülkemizin potansiyeli ve hedefleri dikkate alındığında bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik ulusal vizyonumuzun güçlendirilmesi, altyapı yatırımlarının hızlandırılması, girişimci ekosisteminin ve nitelikli iş gücü kaynağının geliştirilmesi gerekiyor” dedi.

Rapordan öne çıkan bulgular şöyle sıralanıyor:

  • 2022 yılında, endeksi oluşturan Ekosistem, Yeterlilik, Kullanım ve Dönüşüm bileşenlerinin endeks puanının düştüğü gözlendi. 2021 yılında Türkiye’nin dijitalleşme notunu aşağı çeken en önemli bileşen “Ekosistem” bileşeniyken, 2022 yılında “Dönüşüm” bileşeni oldu. 2022’de Türkiye’nin dijitalleşme notunu yukarı iten bileşen “Yeterlilik” bileşeni; endeks değeri üzerinde en olumlu etki yapan ikinci bileşen ise “Kullanım” bileşeni olarak görüldü.
  • Endeks verileri, Türkiye’nin dijital dönüşüm için kapasitesinin uygun olduğunu ve 2019 yılından itibaren ilerleme kaydettiğini ancak 2022 itibariyle dijital dönüşümün göreceli olarak duraksadığını gösteriyor.
  • 2022 itibarıyla gözlemlenen gerilemenin muhtemel iki nedeni olabileceği ortaya konuyor: Birincisi, yaklaşık bir yıldan fazla süredir Türkiye ekonomisinin karşı karşıya bulunduğu makro istikrarsızlık ve yatırım ortamının bozulması. İkincisi ise dijital dönüşüm sürecinin dünyada ivmelenme gösterirken Türkiye’de yavaşlamış olması.
  • Dijitalleşme Endeksi’nin bu yılki raporunda makroekonomik gelişmelerin BİT sektörüne etkisini değerlendirmek üzere BİT sektöründeki lider firmaların üst düzey yöneticileriyle bir anket çalışması yapıldı.  Ankette koronavirüs pandemisi sırasında hızlanmış olan dijital dönüşümün ne ölçüde kalıcı olduğuna dair sorulara da yer verildi. Bulgular makro istikrarsızlık ve yatırım ortamının bozulmasının Türkiye’nin dijital dönüşümünü gerilettiğini gösteriyor.
  • Döviz kurundaki artış; satışlar, yatırımlar, ithalat, istihdam, kârlılık ve verimlilikte düşüşe yol açtı. TL’nin değer kaybetmesi ihracat artışını getirmekle birlikte cari açığa istenen pozitif katkı sağlayamadı, ithal mal ve yarı mamuller iç pazarda giderek daha maliyetli hale geldiler.
  • Türkiye’de BİTS’in gelişimini kısıtlayan başlıca faktör nitelikli işgücü temininde karşılaşılan güçlükler. Daha önceki yıllarda bir azalma eğilimi gösterirken, 2022 yılında bu sorunda bir sıçrama yaşandı.
  • Finansmana erişim sorunlar, yüksek vergi yükleri ve BİT kullanma maliyetlerinin yüksekliği 2022 yılına damgasını vuran makroekonomik gelişmelerin etkisine işaret ediyor.
  • Koronavirüs pandemisinin dijitalleşme eğilimlerinde çok net bir hızlandırıcı etki yaptığı ve bu etkinin kalıcı olduğu ortaya çıktı.



100 bin gönüllü ile seçim günü sandıkların tümünden veri toplamayı hedefliyor

0

Oy ve Ötesi Derneği, 17 Mart Cuma günü düzenlediği basın toplantısında 2023 seçimleri kapsamında yürüteceği eğitim ve gönüllü müşahit organizasyonu faaliyetlerini kamuoyuna açıkladı.

Bugüne kadar sekiz farklı seçimde sandıklardan sonuç tutanak  verilerini toplayıp, resmi sonuçlarla karşılaştıran ve analizlerini kamuoyu ile paylaşan Oy ve Ötesi Derneği, 2023 seçimlerinde de sürece ve seçim gününe yönelik eğitimler, gönüllü sandık müşahitliği organizasyonu ve optik karakter tanıma teknolojili mobil uygulamaları üzerinden sandık verisi sağlama faaliyetleri yürütecek.Türkiye’de katılımcı demokrasi bilincinin yerleşmesi için faaliyet gösteren ve kurulduğu 2014 yılından bu yana yerel ve genel seçimlerle birlikte toplamda 8 seçimde görev yapan Oy ve Ötesi Derneği, 17 Mart Cuma günü, Impact Hub’da, KONDA Araştırma Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Ağırdır’ın da katılım gösterdiği bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Hedef 100 bin gönüllü ve sandıkların tamamından tutanak verisi 

Seçim takviminin açıklanmasıyla birlikte çalışmalarına hız verdiklerini aktaran Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ertim Orkun, 2023 Genel Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde yürütecekleri faaliyetlere ilişkin şunları söyledi: “Önümüzdeki sürece gençlerin katılımına çok önem veriyoruz. Bize katılıp gönüllü olmalarını, bunu demokrasiyi birinci elden deneyimlemek için bir fırsat olarak görmelerini istiyoruz. Ayrıca bu seçimler için yenilediğimiz yazılım altyapımız var. Mobil uygulamamızda bu sene ilk kez kullanacağımız OCR teknolojisi ile bize ulaştırılacak tutanak görüntülerini çok daha hızlı doğrulama şansına sahip olacağız. Herkes bu mobil uygulama sayesinde bize veri ulaştırabilir, oluşturacağımız referans veri tabanına destek sağlayabilir. Bu seçimde 100 bin Oy ve Ötesi gönüllüsünün desteğiyle Türkiye’deki tüm seçim sandıklarından veri toplamayı hedefliyoruz.” 

Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hande Turan ise “Siyaset sahnesindeki her türlü kutuplaşmadan uzak, barışçıl, şeffaf ve adil bir süreç için sivil katılım şart. Her görüşten vatandaşın #DemokrasidenTarafız söylemimizde kendisine dair bulabileceği bir şeyler olduğuna eminiz. Bunun güvencesi ve samimiyetiyle hazırlanıyoruz. Saha ekiplerimiz hazır, kayıtlarımız bugün itibariyle açılıyor. Seçim sürecinde sosyal medya hesaplarımızdan yasal güncellemelere, eğitimlerimize ve sistemimize dair duyuruları da paylaşacağız” diye konuştu. 

Yeni seçim yasasında gönüllü sandık müşahitliği hakkı korunuyor 

Nisan 2022’de yenilenen seçim kanunu gönüllü sandık müşahitliğine ilişkin bir değişiklik içermiyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının seçim sürecini doğrudan izlemeleri anayasal bir hak olarak tanımlanıyor. Sandık bölgesinde bulunmak isteyen tüm müşahitlerin sandık müşahitliği kartlarını edinmesi gerekecek. Oy ve Ötesi Derneği seçime katılan siyasi partilerden temin edilecek müşahitlik kartlarını gönüllüler ile paylaşacak.  

Deprem bölgesine özel modelleme yapılacak

Oy ve Ötesi Derneği, Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen deprem felaketinden etkilenen seçim bölgelerine özel bir çalışma yapacak. Dernek halihazırda deprem bölgesinde oluşacak sandıklarda bulunabilecek gerçek kişi sayılarını tahmin edebilecek matematiksel modellemeler üzerine çalışıyor. İlgili sandıklardaki oy verme süreçlerini takip etmek adına özel gönüllü organizasyonlar yapılacak.   

Gençlerin katılımı seçimlerde önemli rol oynayacak 

Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu üyelerinin sunumlarının ardından söz alan KONDA Araştırma Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Ağırdır ise şunları söyledi: “2023 seçimlerinde katılım oranı belirleyici bir rol oynayacak. 6 milyon genç ilk kez oy kullanacak. Yaptığımız kamuoyu araştırmalarında 30 yaş altı genç seçmenin, sorunlarının siyaset marifetiyle çözüleceği konusunda inançlı ya da umutlu olmadığını gözlemliyoruz. Bu olumsuz durumu aşmamız ülkemizin demokratik gelişimi açısından büyük önem taşıyor. Oy ve Ötesi’nin tarafsız sandık müşahitliği organizasyonu gençlerimizin katılımcı demokrasi ile tanışması ve oy vermenin ötesinde geçmeleri için önemli bir fırsat.  

Microsoft 365’e eklenen Copilot riskli mi?

Copilot sayesinde Microsoft Office ile yaptığımız işleri hızlandırabiliriz ancak bu konuda dikkatli olmak gerekiyor. Kusurlu bir yöntemi otomasyona dönüştürme riski, uzmanları endişelendiriyor.

Microsoft bu hafta Copilot adlı yapay zeka modelini Office uygulamalarına eklediğini duyurdu. Copilot ile neler yapabileceğiniz tamamen size bağlı. Word, Teams, Excel, Outlook ve PowerPoint, Copilot eklenen uygulamalardan bazıları. Copilot’ın fiyatı henüz belli olmasa da 365 paketine eklenen ekstra bir ücret olarak fiyatlandırılması bekleniyor.

Microsoft Copilot’ın hata yapabileceğini kabul ediyor

Microsoft 365 Başkanı Jared Spataro, “Copilot bazen doğru iş yapıyor, bazen tümüyle yanlış iş çıkarıyor” diyor. Yapay zekanın yanlış bilgi vermesini veya hatalı iş üretmesini engellemek için çeşitli filtreler ve kontroller Copilot’a eklendi ama yine de Microsoft, yapay zekanın yaptığı işin kontrol edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Yapay zekayı doğru eğitmek gerekiyor

Teknoloji uzmanlarından Rob Enderle, Copilot sayesinde üretkenliğimizin artacağını düşünüyor ancak Tesla’yı örnek göstererek, üretkenliği artıralım derken kaliteden ödün vermemek gerektiğinin altını çiziyor. Tesla’nın sorunu otomasyon ve robotikten faydalanarak daha hızlı ve daha fazla üretim yapmaya odaklanması ama bu süreçte kaliteyi artırmak için çaba sarf etmemesiydi. Benzer şekilde üretici yapay zekadan faydalanırken ortaya çıkan işin kalitesine dikkat etmek gerekiyor.

Microsoft 365 Copilot

Yapay zeka ile kaliteli iş üretmek, doğrudan bizim kaliteli iş üretebilme kapasitemize bağlı çünkü üretici yapay zekalar aslında bizden öğreniyor. Üretici yapay zekanın en başta bizden en kusursuz iş yapma yöntemini öğrenmesi gerekiyor, aksi halde kusurlu bir yöntemi otomasyona dönüştürmesi riski var.

Rob Enderle’ye göre, Office uygulamalarına yapay zeka eklenmesi, iş yaşamında yepyeni bir dönüm noktası demek çünkü üretici yapay zekayı daha kaliteli işler üretmek için kullanabilenler, yakın gelecekte bundan fayda sağlayacak. Yapay zekayı kullanamayanlar ise tıpkı bilgisayar yeni çıktığında bunu reddedip daktilo kullanmakta diretenlerin durumuna düşebilir.

Yeni ek vergi Türk teknoloji şirketlerini nasıl etkileyecek?

0

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile getirilen ve yatırım alan girişimlerin de ödemekle yükümlü kalacağı yeni ek vergi için Bilişim Sanayicileri Derneği, Türkiye Bilişim Vakfı ve Girişimcilik Vakfı ortak bir açıklama yaptı.

Bu ek verginin Türkiye’nin girişim ve yatırım ekosistemine çok ciddi olumsuz etkileri olacağı ve özellikle yabancı yatırımcılar açısından Türkiye’ye olan güveni sarsacağı dile getirildi.

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) ve Girişimcilik Vakfı tarafından yapılan ortak açıklama;

“Ülkemizde 6 Şubat’ta meydana gelen ve hepimizi yasa boğan deprem felaketi sonrasında, toplumumuzun dayanışma ve birlik ruhu içerisinde hareket ederek afetzedelere yardım etme çabaları umut verici olduğu kadar takdire şayandır. Bu zor günlerde ülke ekonomisinin küçük büyük tüm aktörleri depremin ilk gününde başlattıkları seferberlik ile kesintisiz bir şekilde yardımlarını sürdürmektedir.

Ancak, ülkemizin özellikle dış yatırıma ihtiyacı olan bu dönemde alınan yeni ek vergi kararının hem girişimler hem de yatırımcılar tarafında, ayrı ayrı, olumsuz etkileri olacaktır. Ülkemizin gelişmesi, istihdam ve geleceğe yapılan yatırımlar anlamına gelen girişim ekosistemimizde 2022 yılında sadece teknoloji girişimleri 670 milyon dolar yatırım almış ve bu yatırım önemli ölçüde yurt dışından gelmiştir.

Ülkemize olan yatırım ilgisinin kaybolmasına neden olacak bu vergi aynı zamanda başarılı girişimleri Türkiye’de kalmaya ikna etmeyi de zorlaştıracaktır. Düzenleme nedeniyle Türkiye’nin yatırıma ihtiyacı olduğu bu dönemde yatırımcılar uzun süre yatırım yapmaktan kaçınacak ve özellikle küçük işletmeler, çaresiz bir şekilde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.

Alınan yeni kanun kararı ile girişimler, melek yatırımcılar veya girişim sermayesi yatırım fonlarından aldıkları yatırımların yüzde 10’u tutarında bir vergi yükümlülüğü ile karşı karşıya kalmıştır.

Çoğu zarar eden girişimler, aldıkları yatırımları araştırma, teknoloji geliştirme, istihdam gibi ana alanlara yönlendirmektedir. Söz konusu yatırımları emisyon primi üzerinden alan girişim şirketleri aldıkları yatırımın yüzde 10’unu ek vergi olarak ödemek durumunda kalacaktır.

Yatırımın kayda değer bir kısmının ek vergiye harcanacak olması hem şirketlerin faaliyetlerini durdurma noktasına gelmesine neden olacak hem de ülkemize gelecek potansiyel yatırımcıların ilgisine olumsuz etki edecektir.

Bugün küçük yatırımlar ve ekipler ile teknoloji üreten girişimlere vergi yükümlülüğü getirilmesi girişim ekosisteminin büyümesi önünde geri dönüşü olmayacak bir engel yaratacaktır.

Dolayısıyla ülkemizin teknoloji ve inovasyon alanlarında gelişiminde başat rol üstlenmiş olan, geleceğin unicorn adayı olan şirketlerin vergi yükümlüğü kapsamından çıkarılması özellikle daha fazla üretmeye ve yabancı yatırıma ihtiyacımız olan bu dönemde hayati önem arz etmektedir.

Her koşulda geçtiğimiz yıl sağlanan her türlü istisna veya avantajların zaten konu girişim ve şirketlerin gelişim ve büyümesi için kullanıldığından veya yatırıma dönüşmesinden dolayı çoğunluğunun yeni taze finans kaynağına ihtiyacı varken bu beklenmeyen vergi yükü ticari faaliyetleri son derece olumsuz etkileyecektir.

Tüm bu hususların yanı sıra ‘ölçülülük’, ‘belirlilik’ ve ‘eşitlik’ ölçütleri de dikkate alınarak, mükelleflere getirilen bu düzenlemenin tekrar değerlendirilerek yeniden düzenlemeye gidilmesi elzemdir.

Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.

10 milyar dolarlık veri yedekleme sektöründe önemli iş birliği

Veeam’ın doğal afetler, fidye yazılımları, siber tehditler gibi tüm kötü senaryolar karşısında güvenliği merkeze oturtan çözümleri Türkiye’de TD SYNNEX tarafından uygulanacak

Türkiye’nin dijital dönüşümünü hızlandırmak amacıyla güçlerini birleştiren TD SYNNEX Türkiye ile Veeam Türkiye‘nin yeni iş birliği sayesinde şirketler doğal afetler, fidye yazılımları, siber tehditler gibi tüm kötü senaryolar karşısında Veeam’in güvenliği merkeze oturtan çözümlerden faydalanacak. Buna ek olarak günümüzün en popüler bulut bilişim teknolojilerinden biri olan Kubernetes ortamlarında da işletmeler, verilerini daha iyi yönetebilecek ve işlerini daha güvenli bir şekilde yürütebilecek.

IDC’nin raporuna göre dünya çapında 10 milyar doları aşan bir büyüklüğe ulaşan veri replikasyonu ve koruma sektöründe, Türkiye’de çok önemli bir iş birliğine imza atıldı. Bilişim teknolojileri ekosistemi için dünyanın en büyük küresel dağıtıcılarından olan TD SYNNEX Türkiye ile verilerin yedeklenmesi, kurtarılması ve yönetimi alanında modern çözümler sunan Veeam Türkiye, şirketlerin dijital dönüşümünü hızlandırmak amacıyla güçlerini birleştirdi. Yapılan iş birliği ile TD SYNNEX Türkiye, Veeam’in güvenilir yedekleme, kurtarma ve veri yönetimi çözümleri sağlayıcısı olma vizyonu doğrultusunda sunduğu tüm modern çözümlerin ülkemizdeki yetkili dağıtıcısı oldu. Veeam’in yüzde 11’lik pay ile sektörün en büyük ikinci markası olması da bu anlaşmayı ülkemiz için daha önemli hale getiriyor. 

Bulutta yedekleme ve veri kurtarma verilere her durumda erişim imkânı veriyor

İş birliği kapsamında TD SYNNEX’in dağıtımını üstleneceği ürünleri içerisinde Veeam Backup & Replication v12 çözümünün yanı sıra Kubernetes ortamları için sunulan teknolojiler de yer alacak. Veeam’ın Backup & Replication v12 çözümü, bulut ortamlarına güvenlik odaklı daha fazla özellik getiriyor. Bu çözümde depolama konusunda bulut tabanlı aracıların dahil olduğu ek özellikler yer alıyor. Ayrıca fidye yazılımlara karşı daha hızlı kurtarma ve siber tehditlere karşı daha fazla koruma sunan özellikler de bulunuyor. Tüm bunların yanı sıra bu çözümde şirketlerin operasyonları kolaylaştıran, verimlilik için optimize edilmiş ek kurumsal uygulama desteği ve yenilikler de mevcut. Bunlara ek olarak günümüzün en popüler bulut bilişim teknolojilerinden biri olan ve kendi içinde birçok mikro bileşeni bulunan Kubernetes ortamlarında da işletmeler, verilerini daha iyi yönetebiliyor ve işlerini daha güvenli bir şekilde yürütebiliyor. Kasten by Veeam K10 ürünü ile Kubernetes ortamlarında çalışan iş yükleri uygulama seviyesinde ve tüm bağlı bileşenleri ile yedeklenebiliyor.

Yaptıkları iş birliği hakkında açıklamada bulunan TD SYNNEX Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı, “Verilerin yedeklenmesi, kurtarılması ve yönetimi alanında modern çözümler sunan dünyanın önde gelen markalarından Veeam ile yaptığımız iş birliğini duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. Research and Markets’in araştırmasına göre giderek güçlenen bulut bilişim pazarının, 2028 yılına kadar 1 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bulut teknolojileri yaygınlaştıkça verilerin bulut ortamlarında yedeklenmesi, replikasyonunu ve güvenliğini kolaylaştıran çözümlere de ihtiyaç artıyor. Böylesine bir koruma stratejisini uygulamanın ne denli önemli olduğuna, maalesef şubat ayında ülkece hepimizi yasa boğan deprem felaketinde de şahit olduk. Bu kadar büyük bir alanda kurumsal bazda yaşanan veri kayıplarının miktarını şu aşamada ölçümlemek mümkün olmasa da devasa boyutta olduğunu tahmin edebiliriz. Veriler bulut ortamında muhafaza edilmiyorsa, tesis dışında farklı coğrafyalarda da tutulmuyorsa verilerin kurtarılması çok zor hatta kimi zaman imkânsız olabilir. Bu noktada Veeam gibi şirketlerin bulut ortamında verilerin yedeklenmesini, korunmasını ve replikasyonunu mümkün kılan çözümlerin önemi de daha iyi anlaşılabilir. Veeam bu alanda dünya genelinde lider bir konumdadır ve yıllardır müşterilerine en güvenilir ve etkili yedekleme ve replikasyon çözümlerini sunuyor. Kullanımı kolay, hızlı ve etkili yedekleme çözümleri sunarak, işletmelerin veri kaybı riskini en aza indirmelerine yardımcı oluyor. Bu kapsamda Veeam’ın dağıtımını da üstleneceğimiz ürünleri içerisinde yer alan Backup & Replication v12 çözümünün yanı sıra Kubernetes ortamları için sunduğu teknolojiler ile şirketlerin dijital dönüşümüne büyük katkılarda bulunacağız. Veeam ile birlikte, Türkiye’deki işletmelerin en iyi teknolojik çözümleri kullanarak daha güvenli ve verimli bir şekilde çalışmalarını sağlayacağız. Ülkemizin dijitalleşmesi yolunda sahip olduğu gerçek potansiyeli ortaya çıkarmaya önemli katkılarda bulunacak iş birliklerimize devam edeceğiz.” dedi.


Firma profili: TD SYNNEX

TD SYNNEX (NYSE: SNX) BT ekosistemi için önde gelen bir küresel distribütör olup BT’nin ihtiyaç duyduğu tüm çözümleri tek çatı altında sunmaktadır. Merkezleri ABD’nin Florida ve Kaliforniya eyaletlerinde olan TD SYNNEX (NYSE: SNX), 100’den fazla ülkede 150 binden fazla müşteriye, teknoloji yatırımlarının değerini en üst düzeye çıkarma, işlerine yönelik sonuçları gösterme ve büyüme fırsatlarını değerlendirme konusunda yardımcı olan yenilikçi bir iş ortağıdır. Fortune 100 Listesi’nde 60. sırada yer alan TD SYNNEX’in yaklaşık 22 bin çalışanı, alanında lider 1.500’den fazla teknoloji tedarikçisinin sunduğu modern BT ürünlerini, hizmetlerini ve çözümlerini bir arada müşterilerine sunuyor. Ürün portföyü bulut, siber güvenlik, büyük veri/analiz, IoT, mobilite ve hizmet olarak sunulan teknolojiler gibi en yüksek büyüme gösteren segmentlerden oluşan TD SYNNEX, müşterilere ve topluluklara hizmet etme konusunda da kararlıdır. Çalışanları ve gezegenimiz üzerinde olumlu bir etki yaratabileceğine ve saygın bir kurumsal vatandaş olarak bilinçli bir şekilde hareket edebileceğine inanan TD SYNNEX, BT ekosistemi genelinde çalışanlar için çeşitli ve kapsayıcı bir işveren olmayı da hedefliyor.

Daha fazla bilgi için: https://tr.tdsynnex.com

Yapay zekâ gayrimenkul yatırımlarına da el attı

0

16-17 Mart’ta gerçekleşen 15. Gayrimenkul Emlak Fuarı’nda, gayrimenkul sektörünün geleceği de masaya yatırıldı. REIDIN Veri Bilimi Müdürü Emre Durgut gündem kapsamında yaptığı açıklamada, gayrimenkul sektöründe veri yönetimi odağında, veri analitiği ve yapay zeka kullanımının arttığın rek, bu teknolojilerin sektörün yönünü belirlediğine dikkat çekti.

Yapay zekâ gayrimenkul yatırımlarına da el attı

Veri toplama, gayrimenkul sektöründe genellikle emlak satışları, kiralama işlemleri ve mülk değerlemesi için tercih ediliyor. İstanbul Hilton Bosphorus Convention Center’da düzenlenen 15. Gayrimenkul Emlak Fuarı’nda gerçekleşen konferansta REIDIN adına konuşan REIDIN Veri Bilimi Müdürü Emre Durgut, gayrimenkul sektöründe veri yönetimi odağında veri analitiğinin ve yapay zekanın önemi hakkında bilgiler aktardı. Gelecekte gayrimenkul sektöründe yoğunlukla yapay zeka teknolojilerinin kullanılacağının da altını çizdi.  

Teknolojinin gelişmesine paralel olarak gayrimenkul sektöründe de verinin önemi her geçen gün artıyor. Özellikle karar verme sürecinde kritik bir öneme sahip. Emlak profesyonelleri; satın alma, satış ve varlık yönetimi gibi işlemler sırasında birçok farklı türde veriye ihtiyaç duyuyor. Aynı zamanda sahip olunan bu veriler, emlak piyasasındaki trendleri, tüketicilerin tercihlerini, mülk performansını ve birçok başka faktörü anlamak için de kullanılıyor. 

Gayrimenkul Sektöründe Yapay Zekanın Etkisi Artıyor

Gayrimenkul sektöründe de büyük öneme sahip olan yapay zeka teknolojileri, veri analizi ve tahminleme yapmak için sıklıkla kullanılıyor.  Yapay zeka teknolojileri sayesinde veri işleme, analiz etme ve gerçekçi öngörü yapma süreci otomatik hale gelebiliyor. Aynı zamanda mülk değerlemesi işleminde daha doğru sonuçlar elde edilebiliyor. 

Günümüzde önemi gittikçe artan bu konuya ilişkin 16-17 Mart’ta geçekleşen Gayrimenkul Emlak Fuarı’nda konuşan REIDIN Veri Bilimi Müdürü Emre Durgut, pazarlama stratejileri için de kullanılan yapay zekanın, müşteri davranışlarını analiz etmek, müşteri profillerini oluşturmak ve kişiselleştirilmiş pazarlama kampanyaları tasarlamak için kullanılabildiğine vurgu yaptı.  

İGA İstanbul Havalimanı, “Dünyanın En Aile Dostu Havalimanı” ve “Güney Avrupa’nın En İyi Havalimanı” Ödüllerine Layık Görüldü 

0

İGA İstanbul Havalimanı, Skytrax tarafından düzenlenen “World Airport Awards 2023” ödüllerinde “Dünyanın En Aile Dostu Havalimanı” ve “Güney Avrupa’nın En İyi Havalimanı” unvanlarına layık görülerek büyük bir başarıya imza attı. İGA İstanbul Havalimanı’nın ayrıca Dünyanın En İyi 10 Havalimanı listesinde sekizinci sıradan altıncı sıraya yükseldiği açıklandı.

Dünyanın en önemli küresel aktarma merkezlerinden biri olan İGA İstanbul Havalimanı, 15 Mart 2023 tarihinde Hollanda’nın Amsterdam şehrinde Passenger Terminal EXPO’da İngiltere merkezli havacılık derecelendirme kuruluşu Skytrax tarafından düzenlenen World Airport Awards’a havayolu kullanıcılarının oylarıyla Güney Avrupa’nın En İyi Havalimanı seçildi. Ödül töreninde, İGA İstanbul Havalimanı aynı zamanda Dünyanın En Aile Dostu Havalimanı ödülüne layık görüldü. İGA İstanbul Havalimanı’nın 60 milyon üzeri yolcu kategorisinde ise Dünyanın En İyi Havalimanı seçildiği belirtildi.

Uluslararası Havalimanları Konseyi tarafından 1989 yılında kurulan Londra merkezli havacılık enstitüsü Skytrax’ın 2000 yılından bu yana düzenlediği ödüllerde “5 Yıldızlı Havalimanı” olarak 2020 ve 2022’de tescil edilen İGA İstanbul Havalimanı, ayrıca 2022 World Airport Awards ödüllerinde 550 havalimanını geride bırakarak üç ödülün sahibi olmuştu. 

Skytrax CEO’su Edward Plaisted de “Güney Avrupa’nın En İyi Havalimanı” ve “Dünyanın En Aile Dostu Havalimanı” seçilen İGA İstanbul Havalimanı’nı başarısı nedeniyle tebrik etti. Plaisted alınan ödüller neticesinde, “Geçtiğimiz birkaç yıl, dünya çapındaki havalimanları için son derece zorlu geçti. Covid-19 pandemisinden uzaklaşırken, yolcu sayılarının normale dönmesi ve İGA İstanbul Havalimanı’nın müşterileri tarafından lider bir havalimanı olarak tanınması sevindirici” ifadelerini kullandı.

IBM Spectrum Fusion Konseptine Büyük İlgi

Destek A.Ş. tarafından düzenlenen Red Hat Openshift Container çözümleri kurumsal düzeyde
veri depolama ve koruma hizmetleri sağlayan modern depolama platformu IBM Spectrum
Fusion’ın tanıtıldığı toplantıya bilişim uzmanları yoğun bir ilgi gösterdi.

13 Mart’ta Shangi-La Bosphorus otelde gerçekleşen “IBM Spectrum Plato” etkinliğinde, farklı sektörlerden müşterilerin ve iş ortaklarının katıldığı etkinlikte değişen koşullara daha hızlı uyum sağlayan, verimli ve güvenli veri platformu IBM Spectrum Fusion ayrıntılı bir şekilde katılımcılara aktarıldı. IBM Spectrum Fusion, Red Hat Openshift Container çözümleri için kurumsal düzeyde veri depolama ve koruma hizmetleri sağlıyor. Çözüm, kritik önem taşıyan verilerin en iyi şekilde yönetilmesini, gerektiğinde hızla kurtarılmasını ve verilere eşsiz bir hızda erişilmesini sağlıyor.

Etkinlikle ilgili açıklama yapan Destek A.Ş. Teknik Hizmetler Direktörü Serkan Kılıçarslan, “Geleneksel olarak her yıl düzenlediğimiz IBM Spectrum etkinliğimiz, bu yıl Spectrum Fusion Teması ile gerçekleştirdik. Etkinlikte başta Container – Openshift teknolojileri olmak üzere depolama alanındaki en son gelişmeleri katılımcılara aktarma fırsatı bulduk. Katılımın ve ilginin büyük olduğu çok verimli bir etkinlik oldu. Etkinliğimize katılan tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz dedi.


Yarım gün süren etkinliğin ilk bölümü Serkan Kılıçarslan’ın gündemi değerlendirdiği konuşmasıyla başladı. Ardından söz alan Destek A.Ş. Profesyonel Hizmetler Müdürü Can Ünal “Veri Macerasının Geleceği” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. İkinci bölüm ise RedHat Teknoloji Mimarı Emre Özkan’ın Container ve Openshift teknolojilerini ayrıntılı bir şekilde aktardığı sunumuyla başladı. Ünal’ın ardından söz alan IBM Depolama Teknolojilerinden Sorumlu Kenan Çiftçi, “BT Dünyanızı Nasıl Modernize Edersiniz?” başlıklı sunumuyla katılımcılara IBM Spectrum Fusion çözümünü aktardı.

Çin’de Robot taksiler hizmete giriyor

Çin teknoloji şirketi Baidu, başkent Pekin’in bir bölümünde sürücüsüz robotaksi işletmelerine başlayabileceğini duyurdu.

Baidu, sürücüsüz taksilerinin büyük Çin şehirlerinde bir araç başına günlük ortalama 15’ten fazla sefer yapabildiğini iddia ediyor, bu da geleneksel taksi hizmetleriyle eşit seviyede bulunuyor. İnsan gücüne ihtiyaç duyulmaması, Baidu’nun sürücüsüz taksilerinin işletme maliyetlerini azaltmasına olanak tanıyor.

Hükümet onayı, JD.com gibi birçok kuruluşun bulunduğu Pekin’in Yizhuang banliyösünde 10 aracın işletilmesi için verildi. Yizhuang, Baidu’nun Pekin şehrindeki robotaksi halka açık yol testlerinin ve işletmelerinin ana mekânı. Kasım 2021’de, yerel yetkililer Baidu ve rakip robotaksi operatörü Pony.ai’nin ücret talep etmelerine izin verdi ve toplu taşıma kullanıcıları şirketlerin uygulamaları aracılığıyla robotaksi seferleri rezerve edebiliyor.

Baidu, robotaksi hizmetinin henüz erken aşamalarında olduğunu ve daha geniş bir ölçekte güvenli ve verimli olması için daha fazla test ve geliştirme gerektiğini belirtiyor. Bununla birlikte, bu teknolojik ilerleme, Dünya genelinde otonom araçların yolları kullanmasının yolunu açarak, ulaşımın geleceği için önemli bir adım niteliğinde değerlendiriliyor.  

IDC ve Microsoft iş birliğinde ‘Siber Güvenlik: Şirket İçi Risk ve Gizlilik’ etkinliği

IDC ve Microsoft iş birliğinde Raffles Hotel’de düzenlenen ‘Siber Güvenlik: Şirket İçi Risk ve Gizlilik’ etkinliği gerçekleşti. Microsoft Türkiye ve IDC’nin yanı sıra, Microsoft’un iş ve güvenlik çözümlerini kullanan şirketlerin güvenlikten sorumlu yöneticilerini de bir araya getirdi. Organizasyon içi siber tehditlerde yaşanan artışa odaklanılan etkinlik kapsamında, giderek çeşitlenen risk faktörleri, güvenlik çözümleri ve regülasyonları gibi birçok konu değerlendirildi.

IDC ve Microsoft iş birliğinde ‘Siber Güvenlik: Şirket İçi Risk ve Gizlilik’ etkinliği düzenledi

Microsoft Türkiye ile IDC iş birliğinde organize edilen “Siber Güvenlik: Şirket İçi Risk ve Gizlilik” etkinliği Raffles Hotel’de düzenlendi. Açılış konuşmasını yapan Microsoft Türkiye Kurumsal Çözüm Satışlarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve Teknoloji Deneyim Merkezi Direktörü Elif Acar Özgüner, Microsoft olarak günde trilyonlarca sinyali izleyen platformlara sahip olduklarını ve bu sayede çok şey öğrendiklerini dile getirdi. Özgüner, “Yılda 32 milyar adet e-mail tehdidini blokluyoruz. Global çapta 8500’ün üzerinde siber güvenlik uzmanı istihdam ediyoruz. 140’ın üzerinde threat grubunu aktif olarak izliyoruz. Bunların yanı sıra, 40’ın üzerinde de nation state dediğimiz, devlet destekli threat aktörünü takip ediyoruz. Bu
takipler hızlı ürün geliştirmemiz noktasında bize büyük katkı sağlıyor” dedi.


Organizasyon içi siber tehditlerin sayısı giderek artıyor

IDC Güvenlik Pazarından Sorumlu Araştırma Müdürü Yeşim Araç Öztürk ise dünyada
kullanılan cihaz sayısının ve üretilen verinin günden güne büyük bir hızla arttığına dikkat
çekerek şirketlerin yönetmesi gereken kritik risk faktörlerinin ve uyumluluk sorunlarının da aynı
paralelde arttığını belirtti. Öztürk, yaptıkları araştırmalarda oltalama saldırıları ile içerden gelen
saldırıların Türkiye’deki organizasyonların karşı karşıya olduğu en büyük iki siber tehdit olarak
ön plana çıktığını ifade etti. ‘Insider Risk Management ile Casus Avı’ başlıklı bölüm Microsoft Türkiye Güvenlik Teknik Uzmanı Berkay Meşe’nin sunumuyla başladı. Meşe, organizasyon içinden gelen tehditlerin çeşitlerinden bahsettikten sonra Insider Risk Management programı ile içeride oluşan risklere
karşı alınması gereken önlemlerden bahsetti. Microsoft Türkiye Uyumluluk Teknik Uzmanı Pınar Sarmısak Çatalkaya ise bir demo sunumu yaparak şirket içi koruyucu politikaların nasıl oluşturulduğunu uygulamalı olarak gösterdi. Çatalkaya, demosunda veri hırsızlığının hangi yöntemlerle takip edildiğine de değindi.
Microsoft’un iş ve güvenlik çözümlerini kullanan markaların Bilgi Güvenliği direktörlerinin katılımıyla gerçekleştirilen “Kurum İçi Risklere Karşı Stratejiler ve Gizlilik” panelinde, güvenlik için teknolojik altyapının önemi; spam’in önlenmesi ve doğru kategorize edilmesi, veri sızıntılarının takip edilmesi ve güvenlik regülasyonlarına optimum şekilde uyumlanılması gibi konular masaya yatırıldı.


Günümüzde kuruluşların sadece dış kaynaklardan gelen siber saldırılara değil, aynı zamanda
şirket içinden gelen tehditlere karşı da güvenlik stratejileri oluşturması bir zorunluluk haline
gelmiş durumda. IDC Türkiye’nin 2023 Ocak ayında yaptığı Güvenlik Araştırması’na göre
şirketlerin %41’i geçtiğimiz sene şirket içi tehditlerle karşılaştıklarını paylaşıyor. İç risklere ek
olarak, gizlilik ve regülasyonel uyumluluk da organizasyonların öncelik verdiği güvenlik konuları
arasında ilk sıralarda yer almaya devam ediyor.

Togg, Türkiye’nin 7 bölgesinde görücüye çıkıyor

Doğuştan elektrikli ilk akıllı cihazı T10X’i mart sonunda kullanıcılarla buluşturmaya hazırlanan Togg, daha hızlı, etkin ve verimli bir deneyim sunmak için Türkiye’nin 7 bölgesinde deneyim merkezleri, servis ve teslimat noktaları açmayı sürdürüyor.

Dijital ve fizikseli hibrit bir yapıda birleştirerek kullanıcılarla doğrudan temas yöntemini seçen Togg, kendi servis noktalarının yanı sıra Bosch Car Service ile de iş birliği yaptı. Böylece Togg, tamamen kendi bünyesinde yer alacak servis temas noktalarıyla birlikte anlaşmalı Bosch Car Service’ler ile de yayılımını genişleterek, tüm Türkiye’de 20’den fazla noktada kullanıcılarına hizmet sunacak.

Togg, deneyim merkezleri ve servis noktalarıyla buluşmaya hazır

Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg, ilk akıllı cihazı T10X’i kullanıcılarla buluşturmasına sayılı günler kala, satış ve satış sonrası yapılanmasında planları doğrultusunda ilerliyor. Kullanıcıya yakın olmak için doğrudan satış modelini seçen Togg, dijital ve fiziksel deneyimi harmanlayan hibrit bir yapıda hizmet vermek için tüm organizasyonunu oluşturuyor. İlk etapta İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa-Gemlik’te deneyim merkezleri açan Togg, İstanbul, Ankara, Bursa-Gemlik, İzmir, Adana, Samsun, Diyarbakır, Erzurum, Antalya ve Kayseri’de de servis ve teslimat noktaları açmayı sürdürüyor. Kullanıcılara uçtan uca kesintisiz bir deneyim yaşatmayı hedefleyen Togg, kendi servis noktalarının yanı sıra güçlü iş birlikleriyle de servis ağını genişletiyor. 150 ülkedeki 16 binden fazla servisiyle dünyanın en büyük bağımsız servis zincirlerinden biri olan Bosch Car Service ile iş birliğine imza atan Togg, kullanıcıları için kendi servis merkezlerinin yanı sıra anlaşmalı Bosch Car Service’lerden de nitelikli hizmet sunacak.

Sahada çalışan ekipler için kapsamlı eğitim

İş birliği kapsamında kullanıcılara tüm bakım ve onarım hizmetleri en son standartlarda sunulacak. Togg akıllı cihazı kullanıcıları, anlaşmalı servislerin sunduğu onarım, servis, bakım ve garanti hizmetleri dahil tüm hizmetlerden yararlanabilecek. Anlaşmalı Bosch Car Service noktalarındaki personel, Togg’dan kapsamlı bir ön eğitim alacak ve ardından gerektiğinde Togg Teknik Saha Servisi’nin yardımıyla yüksek gerilim, fotovoltaik ve güvenlik sistemlerinde onarım yapma yetkisine sahip olacak. Tüm onarım, garanti ve proaktif servisler, yalnızca yetkili servis sağlayıcılar tarafından gerçekleştirilecek.

Kullanıcılara daha yaygın, hızlı, etkin ve verimli bir deneyim yaşatmayı hedefliyoruz

Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, küresel rekabette kullanıcıya daha yakın olan şirketlerin daha başarılı olduklarını belirterek, şunları söyledi: “Biz de akıllı cihazlarımızı kullanıcılarımızla doğrudan buluşturuyor, satışları doğrudan kendimiz organize ediyoruz. İlk akıllı cihazımız T10X’i kullanıcılarımızla buluşturmanın heyecanını yaşarken, satış ve satış sonrası çalışmalarımızı da hızla tamamlıyoruz. Türkiye’nin 7 bölgesinde 10’u sabit 8’i gezici 18 deneyim merkezi ile sabit ve mobil servis noktalarımızı açmaya devam ediyoruz. Bir yandan kendi servis yatırımlarımızı sürdürürken, diğer yandan da yerel ve küresel ölçekte bağımsız servis sağlayıcılarla iş birliği fırsatlarını değerlendiriyoruz. Bu kapsamda elektrifikasyon dönüşümünü başlatmış, yüksek teknik donanıma sahip, yerel ve küresel anlamda yaygın bir hizmet ağı kuran araç bakım ve onarım servis ağı Bosch Car Service’leriyle iş birliğimizi başlatmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ülkemizdeki yayılımımızı destekleyecek bu iş birliğinin, kullanıcılara daha hızlı, etkin ve verimli bir servis deneyimi için değerli bir katkı sunacağına inanıyoruz. Özellikle kullanıcı odaklılık, batarya teknolojileri ve bağlantılı teknolojiler noktasında da Bosch Car Service’ler ile değer yaratacağımıza inanıyoruz. Esnek servis ağımız, mobil servislerimiz ve bu alandaki güçlü iş birliklerimizle kullanıcılarımıza en iyi deneyimi yaşatmayı hedefliyoruz.” dedi.

Fintech dünyasının küresel temsilcileri İstanbul’da buluşuyor

0

Türkiye’nin ilk finansal teknoloji etkinliği İstanbul Fintech Week, 4’üncü yılında, sektörün önde gelen isimlerini bir araya getiriyor. İstanbul Fişekhane’de gerçekleştirilecek ve 50’nin üzerinde oturuma ev sahipliği yapacak olan zirvede finans ekosisteminin geleceği konuşuldu. Uluslararası pek çok katılımcının yanı sıra zirvede Azerbaycan ve Romanya’dan sektörel heyetler yer alacak.

Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği’nin ana destekçisi olduğu İstanbul Fintech Week, 13 Nisan’da başlıyor. Bu yıl 4’üncüsü düzenlenen etkinlikte 2 gün boyunca 50’nin üzerinde oturuma ev sahipliği yapıyor. İstanbul Fişekhane’de gerçekleşecek zirveye uluslararası pek çok katılımcının yanı sıra Azerbaycan ve Romanya’dan da heyetler katılacak. Etkinlikte panellerin yanı sıra Türkiye’den ve birçok farklı ülkeden startup sunumları ile bu ülkelerin fintech otoriteleri tarafından kendi pazarlarının anlatıldığı oturumlar yer alacak. Fintech alanındaki Startup’lar yatırımcılarla da buluşma imkanına kavuşacak. Etkinlik Metaverse evreninde de hayat bulacak. Etkinlikte, kısıtlı sayıda kişinin gerçeğe en yakın avatarlarının metaverse platformuna aktarılacağı bir stant yer alacak. 

Fişekhane’de iki gün ve üç zirve bir arada

Yuvarlak masa toplantıları, startuplar ve ülke sunumlarının yer alacağı etkinlikte, Blockchain Fest, Digital Finance Summit ve Women in Fintech Summit olmak üzere üç ayrı zirve gerçekleşecek. 13 Nisan’da Blockchain Fest zirvesinde merkeziyetsizlik kavramı, merkezi borsaların yapısal dönüşümü, Web 3’ün ve metaverse’ün ele alındığı konuşma ve paneller yer alacak. 14 Nisan’daki Digital Finance Summit’te ise uzman konuklar finansal ürünlerin tüm hizmetlerin içinde sunulabilen ürünlere dönüşümünü, ödemeler 2.0’ı, “sadece dijital” bankacılığı ve daha birçok konuyu masaya yatıracak. 

Startup’lar için de önemli fırsatlar sunacak

Zirvenin ekonomiye pozitif katkı sağlama yönünde önemli bir misyonu bulunduğunu belirten FINTR Yönetim Kurulu Başkanı ve KOOP Ventures Kurucu Ortağı Demet Zübeyiroğlu, “Etkinliğimiz sayesinde her yıl finans ekosisteminin önde gelen isimlerini bir araya getiriyoruz. Fintech endüstrisinin Türkiye’deki güçlü sektörler arasında yerini aldığını görüyoruz. Bu kapsamda; böylesi bir organizasyonla uluslararası paydaşları İstanbul’da bir araya getirmenin, hem finans dünyasının gelişimi ve küreselleşmesi hem de İstanbul’un fintech alanında bir çekim merkezi olabilmesi için oldukça değerli olduğunu düşünüyoruz. Öte yandan, etkinliğin Türk startup’ların küresel paydaşlarla buluşmaları ve yurtdışına açılmaları noktasında da önemli fırsatlar sunacağına inanıyoruz. Uzmanların fintech ekosistemindeki önemli başlıklara değineceği organizasyon sayesinde tüm paydaşların yeni bakış açıları kazanacağına eminiz. Kalabalık bir katılım beklediğimiz oturumların bu yıl da keyifli ve ufuk açıcı olmasını, yeni işbirliklerine yol açmasını diliyoruz” dedi.

500 tondan fazla plastik ve camı geri dönüştürüyor

0

Emirates, uçakta atılan şişeleri yeniden değerlendirilmek üzere toplayarak 2022 yılı boyunca 500.000 kilogramdan fazla plastik ve camı geri dönüştürdü. 500.000 kilogram yaklaşık olarak Emirates’in amiral gemisi A380 model uçaklarının tam yüklü haline denk gelmektedir.

Dubai’ye varan her uçuşta, Emirates Kabin Ekibi cam ve plastik şişeleri Dubai’deki bir geri dönüşüm tesisine gönderilmeden önce hızla ayırmak için hummalı bir çalışma gerçekleştiriyor. Cam rengine göre ayrılıyor ve eziliyor. Yeniden eritilmeye hazır olan bu “kırıntı” veya geri dönüştürülmüş cam, daha sonra BAE’deki cam üreticilerine yeni şişelerin toplu karışımlarına dahil etmeleri için gönderiliyor. Plastik şişeler temizlenip, pullar halinde doğranıp, topak halinde eritiliyor ve diğer plastik ürünlerin yapımında kullanılmak üzere için üreticilere gönderiliyor. Sonuç olarak, Emirates ve Emirates Flight Catering, her yıl binlerce kilogram cam ve plastiği çöp sahasından kurtarıyor.

Uçakta cam ve plastik geri dönüşüm girişimi, çevre bilincine sahip Emirates Kabin Ekibi tarafından 2019 yılında, düzenli web seminerleri ve etkinliklerin bir parçası olarak önerildi. Teklif olumlu karşılandı ve haftalar içinde uygulandı.

Geri dönüştürülmüş plastikten üretilen Emirates battaniyeler

Son altı yıldır Emirates, uzun mesafeli uçuşlarda Economy yolcularına geri dönüştürülmüş plastik şişelerden yapılmış rahat ve sürdürülebilir battaniyeler sunuyor. Yumuşak ve sıcak tutan battaniyeler, 28 adet geri dönüştürülmüş plastik şişeden yapılmaktadır. Şişeler, ipliğe dönüştürülmeden önce plastik yongalar halinde parçalanarak bir yapağı malzemesi oluşturuluyor. İnce iplik daha sonra yumuşak battaniyeler halinde dokunuyor. Girişimin başlatılmasından bu yana geçen altı yıl boyunca, Emirates battaniyeleri 95 milyondan fazla plastik şişenin çöp sahasına gitmesini engelledi. Havayolu endüstrisindeki en büyük sürdürülebilir battaniye programı olarak, geri dönüştürülmüş polietilen tereftalat kullanan üretim süreci de enerji emisyonlarını yaklaşık %70 oranında azaltmaktadır.

Sorumlu kaynak kullanımına öncelik verilmesi

Sorumlu bir şekilde tüketmek, tedarikçi davranış kurallarına çevresel bir gereklilik yerleştiren ve tasarım aşamasından itibaren ürünlerin tüm yaşam döngüsünü dikkate alan Emirates için önemli bir çevresel odak alanıdır. Örneğin, ahşap çay ve kahve karıştırıcıları, kâğıt pipetler ve uçak içi poşetler, sorumlu bir şekilde işletilen ormanlardan elde edilen ahşap ve kağıt kullanılarak yapılmaktadır. 

TD SYNNEX, Veeam’in Türkiye’deki yetkili dağıtıcısı oldu

0

Türkiye’nin dijital dönüşümünü hızlandırmak amacıyla güçlerini birleştiren TD SYNNEX Türkiye ile Veeam Türkiye’nin yeni iş birliği sayesinde şirketler doğal afetler, fidye yazılımları, siber tehditler gibi tüm kötü senaryolar karşısında Veeam’in güvenliği merkeze oturtan çözümler ile bulut bilişim teknolojilerinden biri olan Kubernetes ortamlarında da işletmeler, verilerini daha iyi yönetebilecek ve işlerini daha güvenli bir şekilde yürütebilir bir hale gelmeyi hedeflemektedir.

TD SYNNEX, Veeam’in Türkiye’deki yetkili dağıtıcısı oldu

IDC’nin raporuna göre dünya çapında 10 milyar doları aşan bir büyüklüğe ulaşan veri replikasyonu ve koruma sektöründe, Türkiye’de çok önemli bir iş birliğine imza atıldı. Bilişim teknolojileri ekosistemi için dünyanın en büyük küresel dağıtıcılarından olan TD SYNNEX Türkiye ile verilerin yedeklenmesi, kurtarılması ve yönetimi alanında Veeam Türkiye, şirketlerin dijital dönüşümünü hızlandırmak amacıyla güçlerini birleştirdi.
 
İş birliği kapsamında TD SYNNEX’in dağıtımını üstleneceği ürünleri içerisinde Veeam Backup & Replication v12 çözümünün yanı sıra Kubernetes ortamları için sunulan teknolojiler de yer alacak. Veeam’ın Backup & Replication v12 çözümü, bulut ortamlarına güvenlik odaklı daha fazla özellik getiriyor. Bu çözümde depolama konusunda bulut tabanlı aracıların dahil olduğu ek özellikler yer alıyor. Ayrıca fidye yazılımlara karşı daha hızlı kurtarma ve siber tehditlere karşı daha fazla koruma sunan özellikler de bulunuyor. Tüm bunların yanı sıra bu çözümde şirketlerin operasyonları kolaylaştıran, verimlilik için optimize edilmiş ek kurumsal uygulama desteği ve yenilikler de mevcut.

Bulutta muhafaza edilmeyen verilerin kurtarılması imkansız olabilir

Yaptıkları iş birliği hakkında açıklamada bulunan TD SYNNEX Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı, “Verilerin yedeklenmesi, kurtarılması ve yönetimi alanında modern çözümler sunan dünyanın önde gelen markalarından Veeam ile yaptığımız iş birliğini duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. Research and Markets’in araştırmasına göre giderek güçlenen bulut bilişim pazarının, 2028 yılına kadar 1 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bulut teknolojileri yaygınlaştıkça verilerin bulut ortamlarında yedeklenmesi,  replikasyonunu ve güvenliğini kolaylaştıran çözümlere de ihtiyaç artıyor. Böylesine bir koruma stratejisini uygulamanın ne denli önemli olduğuna, maalesef şubat ayında ülkece hepimizi yasa boğan deprem felaketinde de şahit olduk. Bu kadar büyük bir alanda kurumsal bazda yaşanan veri kayıplarının miktarını şu aşamada ölçümlemek mümkün olmasa da devasa boyutta olduğunu tahmin edebiliriz. Veriler bulut ortamında muhafaza edilmiyorsa, tesis dışında farklı coğrafyalarda da tutulmuyorsa verilerin kurtarılması çok zor hatta kimi zaman imkansız olabilir. Bu noktada Veeam gibi şirketlerin bulut ortamında verilerin yedeklenmesini, korunmasını ve replikasyonunu mümkün kılan çözümlerin önemi de daha iyi anlaşılabilir. Veeam bu alanda dünya genelinde lider bir konumdadır ve yıllardır müşterilerine en güvenilir ve etkili yedekleme ve replikasyon çözümlerini sunuyor. Kullanımı kolay, hızlı ve etkili yedekleme çözümleri sunarak, işletmelerin veri kaybı riskini en aza indirmelerine yardımcı oluyor. Bu kapsamda Veeam’ın dağıtımını da üstleneceğimiz ürünleri içerisinde yer alan Backup & Replication v12 çözümünün yanı sıra Kubernetes ortamları için sunduğu teknolojiler ile şirketlerin dijital dönüşümüne büyük katkılarda bulunacağız. Veeam ile birlikte, Türkiye’deki işletmelerin en iyi teknolojik çözümleri kullanarak daha güvenli ve verimli bir şekilde çalışmalarını sağlayacağız. Ülkemizin dijitalleşmesi yolunda sahip olduğu gerçek potansiyeli ortaya çıkarmaya önemli katkılarda bulunacak iş birliklerimize devam edeceğiz.” dedi.
 

 

2022’de sürdürülebilirlik ve enerji arz güvenliği öne çıktı

Hayatın her açıdan sürmesi için “sıfır emisyonla ve güvence altına alınmış enerji tedarikine” ihtiyacımız bulunduğundan bu iki başlık bundan sonra da tüm yaşamımızı ve ayrıca ekonomik faaliyetlerimizi şekillendirecek görünüyor.

Mühendislik ve enerji şirketi Kontrolmatik Teknoloji, net karını bir önceki yıla göre yüzde 259 oranında
arttırarak 469,1 milyon TL’ye çıkardı. Her geçen gün büyüyen ve imza attığı başarılı projelerle Türkiye’nin adını yurt dışında duyuran şirketin 2022 yılı net satışları da yine bir önceki yıla göre yüzde 193 oranında artarak 1,79 milyar TL’ye ulaştı.

Büyümeyi yalnızca satış ve kar rakamları olarak değerlendirmeyen şirket 9,36’lık Kurumsal Yönetim Derecelendirme skoru; 7,95’lik ESG (Çevre, Sosyal ve Yönetişim) Skoru ve 7,79’luk Kurumsal Sürdürülebilirlik skoru kaydetmenin yanı sıra kadın çalışanları destekleme politikası çerçevesinde kadın çalışan sayısında da yüzde 49’luk bir artışa imza attı.
4 kıtada 33 ülkede faaliyet gösteren ve Türkiye’nin uluslararası arenada hizmet sunan küresel markalarından biri olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Kontrolmatik Teknoloji, 2022 yılı finansal raporunu açıkladı. Rapora göre Kontrolmatik Teknoloji 2021 yılında 130,6 milyon TL olan dönem
karını yüzde 259 oranında arttırarak 469,1 milyon TL’ye yükseltti. Şirketin 2022’deki net satışları da önceki yılın satış rakamlarına göre yüzde 193 oranında artarak 1,79 milyar TL’ye ulaştı. Küresel bir marka olarak ‘kurumsallaşmaya’ büyük yatırımlar yapan Şirket 9,36’lık Kurumsal Yönetim Derecelendirme; 7,95’lik ESG ve 7,79’lık Kurumsal Sürdürülebilirlik skorlarıyla da önemli adımları tamamlamaya devam etti. Toplam çalışan sayısı yüzde 78 artışla 496’ya ulaşan Kontrolmatik’te kadın istihdamını destekleme politikası çerçevesinde kadın çalışan sayısındaki artış oranı da yüzde 49 olarak gerçekleşti.

2022’nin öne çıkan başlıkları: Sürdürülebilirlik ve enerji arz güvenliği

2022 yıl sonu sonuçlarını değerlendiren Kontrolmatik Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan; “Son birkaç yılımızı etkileyen Covid’in ardından Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle tüm dengeleri hepimiz için bir kez daha değiştiren zorlu bir yılı geride bıraktık. 2022, hayatın devamlılığı için iki temel başlık olan “sürdürülebilirlik” ve “enerji arz güvenliği” konularının hiç olmadığı kadar ön plana çıktığı bir dönem oldu. 2022, her ne kadar 2021’e göre daha hareketli geçen bir yıl olsa da dünya genelinde ekonomik büyümelerde yaşanan yavaşlamalar ya da aşağı yönlü revizyonlar aynı şekilde devam etti.
Post-covid dönemde tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliği büyük ölçüde yeniden sağlandı ancak tüm
dünyada enflasyonun ve ayrıca enerji fiyatlarındaki artış trendinin devam etmesi dolayısıyla ekonomik ve sosyal alanlarda beklenmedik gelişmeler ortaya çıktı. Hayatın her açıdan sürmesi için “sıfır emisyonla ve güvence altına alınmış enerji tedarikine” ihtiyacımız bulunduğundan bu iki başlık bundan sonra da tüm yaşamımızı ve ayrıca ekonomik faaliyetlerimizi şekillendirecek görünüyor.” dedi.

“Bizim asıl amacımız Türkiye’ye gurur veren küresel bir marka haline gelmek” diyen Kontrolmatik
Yönetim Kurulu Başkanı Sami Aslanhan “Elbette belirsizliklerin hakim olduğu ve çeşitlendiği bir
dünyada önceden belirlediğiniz rotadan sapmadan ilerlemek çok kolay değil. Fakat burada da geçmiş
deneyimlerimizden edindiğimiz tecrübeler bize ışık oluyor ve ‘geçmişten yani dünden güç alarak
geleceğin, yarının şirketini’ beraberce inşa ediyoruz.” şeklinde konuştu.

2022 yılında enerji yatırımlarına odaklandık

Enerji sektörünü şirketin odak noktası haline getirdiklerinin altını çizen Aslanhan; “2022 yılının ilk
yatırımı karbon salımı ve küresel ısınma gibi konularda çevreye verilen zararı en aza indirerek, yeşil
dönüşümün gelişmesinde öncü rol oynayacak Pomega Enerji Depolama Teknolojileri fabrikamız oldu.
Kontrolmatik olarak küresel pazarda da enerji alanında bir ihtiyaç olduğunu gördük ve ikinci enerji
depolama yatırımımızı Amerika’da yapmaya karar verdik. Güney Carolina eyaletinde toplam 320 bin
metrekare arazi üzerine kurulacak ve “Pomega Energy Storage Technologies Inc.” adıyla hizmet
verecek fabrikamız için toplam 279 milyon dolarlık yatırım yaptık. Bununla birlikte ABD’nin önde
gelen bir enerji depolama sistem entegratörü ile lityum iyon (LiFEPO4) pil hücresi alımına yönelik
çerçeve alım anlaşması imzaladık. Bu anlaşmaya göre, 2024’ün son çeyreğinden başlayarak 2028
sonuna kadar uzanan beş yıllık süre zarfında Kontrolmatik Technologies Inc. tarafından ABD’de lityum
demir fosfat (LFP) teknolojisi ile üretilecek olan toplam 7.5 GWh büyüklüğünde pil hücresi tedarik
edeceğiz.” dedi.
Ankara’daki Pomega lityum-iyon pil hücresi ve enerji depolama sistemleri giga kapasiteli fabrikasıyla
ilgili olarak Aslanhan; 2023 yılının ikinci çeyreğinde ilk fazı olan 500 MWh yıllık kapasiteyi devreye
almayı planladıklarını ve yıl sonunda ikinci fazı 2024 yılı başında da üçüncü fazını devreye alarak 2.25
GWh/yıl kapasiteye ulaşmaya hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Enerji alanında bir başka olumlu gelişmenin yenilikçi ve alternatif enerji yatırımları ile enerji ticareti
alanlarında faaliyet gösteren Kontrolmatik iştiraki Progresiva Enerji Yatırımları alanında
gerçekleştiğini belirten Aslanhan; “ 2022 yılında enerji alanında pozitif gelişmeler yaşadığımız bir
başka gelişme de Progresiva Enerji Yatırımları alanında gerçekleşti. İştirakimiz 2022 yılı başında enerji
tedarik lisansı aldı. 2022 yılı son çeyreğinde yayınlanan yönetmelik ile de tedarik lisansına ek olarak
250 MW’a kadar çıkabilecek rüzgâr enerji santrali ya da güneş enerji santrali ön lisansa başvurma
hakkı elde etti ve bununla ilgili başvuru sürecine devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“Ulusal ve uluslararası alanda birçok başarılı iş birliğine imza attık”
2022 yılı içerisinde şirket olarak Avrupa, Afrika, Ortadoğu ve Türkiye’deki 150’den fazla fuar, kongre
ve çalıştaya katılım gösterdiklerini, 15’ten fazla organizasyonda boy göstererek ürün ve çözümlerini
ilgililerle buluşturduklarını kaydeden Aslanhan; “Kurulduğumuz günden bu yana sürdürülebilir bir
stratejiyle sürekli kendimizi yenileyerek ARGE ve enerji alanında yatırımlarımızı sürdürerek birçok
başarılı iş birliğine de imza attık.” “dedi.

AR-GE çalışmaları devam ediyor

AR-GE ekibinin yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Aslanhan, Kontrolmatik iştiraki
Mcfly Robot Teknolojileri’nin 2022 yılında kendi tasarladığı ve ürettiği ilk iki kolaboratif robot kol
prototipleriyle tecrübelerini artırdığını ve üçüncü prototip üretim çalışmalarına başladığını bildirdi.
Robot kolunun en önemli özelliğinin insanla omuz omuza ve güvenli şekilde çalışabileceğini söyleyen
Aslanhan; “Bu yönüyle robot kollar, KOBİ ölçeğinden, büyük endüstriyel tesislere kadar geniş bir
alanda insan emeğine değer katacak. Mcfly kolaboratif robot kol ve tutucuları, 2023 yılı içerisinde
makine parkurunun tamamlanmasıyla test üretimlerine başlayacak” dedi.
Kontrolmatik olarak uydu ve uzay teknolojileri ile yakından ilgilendiklerine değinen Aslanhan;
Nesnelerin interneti ve uydu haberleşmesi konusunda da çalışmalarının sürdüğünü, Plan-S Uydu ve
Uzay Teknolojileri’nin ürettiği ikinci uydunun da yörüngesine yerleştiğini üçüncüsü olan gözlem
uydusunun da 2023 yılı ikinci çeyreğinde yörüngeye gönderilmesini planladıklarını sözlerine ekledi.
“Sürdürülebilirlik yaklaşımımız ciromuza pozitif etki sağladı”
2022 yılında aynı zamanda “PLANEARTH” sürdürülebilirlik stratejisi ile çeşitlilik, kapsayıcılık ve eşitlik
kavramları üzerinde yoğunlaştıkları bir yıl olduğuna değinen Aslanhan; “Bu yıl sürdürülebilirlik
politikamızı uluslararası arenalarda belgelendirme fırsatı yakaladık. CGE Evaluation tarafından yapılan
değerlendirmede Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ESG) performans puanımız 10 üzerinden 7,95 olarak
belirlendi ve Kontrolmatik Teknoloji olarak içinde bulunduğumuz sektörde sürdürülebilir yönetişimde
örnek ve öncü olabilecek firmalar arasında seçildik. Aynı zamanda TÜV SÜD tarafından belirlenen
derecelendirme sisteminde sürdürülebilirlik yönetimimiz 10 üzerinden 7,57 puan belirlenerek
‘Kurumsal Sürdürülebilirlik Sertifikası’ almaya hak kazandık. Eşitlik ilkemiz doğrultusunda ise
kadınların iş hayatında ve toplum içerisinde güçlendirilmesini sağlayan WEPs imzacısı şirketler
arasında yerimizi aldık. Biz asıl kurumsal büyümeleri bu veriler üzerinden değerlendiriyoruz” şeklinde
konuştu.

TÜSİAD’ın “Bu Gençlikte İŞ Var! yarışmasının başvuruları başladı

0

TÜSİAD, Türkiye’nin genç potansiyeline yatırım yaparak ülkenin küresel ölçekte güçlü ve rekabetçi bir girişimcilik ekosistemine kavuşması için çalışmaya devam ediyor. Bu amaçla 2011 yılından beri Türkiye’nin en kapsamlı erken aşama girişimcilik programı olan “Bu Gençlikte İŞ Var! projesini düzenliyor. Program, her sene on binlerce genci destekleyerek hayatlarına dokunuyor.

TÜSİAD Dönüşümü Başlat! İş Fikri Yarışması, Genç Girişimci Adaylarını Destekliyor

Bu yıl İş Bankası’nın ana sponsorluğunda gerçekleşecek olan program, Dönüşümü Başlat! İş Fikri Yarışması ile başlıyor. Yarışma, 18-30 yaş arası tüm gençleri ekiplerini kurup iş fikirleriyle başvurmaya davet ediyor. Yarışmaya başvurular 14 Mart’ta açıldı ve 11 Nisan’a kadar devam edecek.

Yarışmanın amacı, genç girişimci adaylarını desteklemek ve onların iş fikirlerini hayata geçirmelerine yardımcı olmak. Yarışmada değerlendirilecek iş fikirleri arasında bu yıl afet kaynaklı sorunların çözümüne yönelik yenilikçi fikirler de ayrı bir başlık altında değerlendirilecek.

Başvuruların değerlendirilmesi sonucunda seçilen 50 ekip, TÜSİAD Dönüşümü Başlat! platformu üzerinden dijital eğitim ve mentorluk desteği alacak. Yarışmada dereceye giren ekipler ise iş fikirlerini geliştirme sürecinde çeşitli ödüller ve imkanlardan yararlanacak.

Programın ana sponsoru İş Bankası’nın yanı sıra Anadolu Efes, BASF Türk, Destek Patent ve Mazars Denge gibi şirketler gümüş sponsor olarak destek veriyor. Ayrıca Paribu Hub da bronz sponsor olarak yarışmaya katkı sağlıyor.

Yarışmanın çağrı dönemleri www.bugenclikteisvar.com internet sayfasından takip edilebiliyor. Programın sosyal medya hesaplarından ise daha ayrıntılı bilgiye ulaşılabiliyor. TÜSİAD, genç girişimci adaylarını destekleyerek Türkiye’nin girişimcilik ekosistemini güçlendirmeye devam ediyor.

Fiat Connect ile akıllı saatiniz aynı zamanda arabanızı kontrol edecek!

0

Dünyanın en büyük otomobil üreticilerinden biri olan Fiat, dijital dönüşümünü sürdürüyor. Şirket bu kapsamda “Fiat Connect” adlı bağlantılı araç teknolojisini sürekli geliştirerek müşterilerine sunuyor. Son olarak ise Connect uygulamasını akıllı saatlerle entegre eden Fiat, kullanıcıların yaşamlarını kolaylaştırmayı amaçlıyor. İşte ayrıntılar…

Fiat Connect ile akıllı saatiniz aynı zamanda arabanızı kontrol edecek!

Fiat Connect, Türkiye’de geliştirilen önemli bağlanabilirlik teknolojilerinden biri ve şimdiden 48 binden fazla kullanıcıya ulaşmış durumda. Şimdi ise bu teknoloji, Android watch ve Apple watch gibi akıllı saatlerle entegre olarak kullanılabilir hale geldi. 

Fiat Connect

Bu sayede kullanıcılar, akıllı saatleri aracılığıyla araç sağlık bilgilerine, yakıt ve konum bilgisine ulaşabilir; ayrıca uzaktan araç kapılarını açıp kapatabilirler. Fiat Connect, ileride akıllı saatlerin destek verdiği kandaki oksijen seviyesi ve kalp atışı gibi sağlık verilerini de entegre ederek sürüş esnasındaki yorgunluk durumunu tespit etmeyi hedefliyor. 

Bu sayede kullanıcıların yorgunluk durumları tespit edilerek, dinlenmeleri için saatlerinden bildirim alabilecekler. Kullanıcıların yaşamlarına dokunan bu teknoloji, pek çok alanda kolaylık, güven ve akıllı sahiplik sunuyor. Connect uygulaması, Uzaktan Kapı Açma Kapama, Bagaj açma, Kaza Riski Yüksek Nokta Bildirimi, Çekilme Uyarısı, Hız ve Mesafe Limiti, Araç Arıza Araması, Araçtan İnmeden Akaryakıt ödeme özelliği, Yakıt, Lastik basıncı ve Akü Durum Bilgisi gibi fonksiyonları da kullanıcılara sağlıyor.

Fiat Connect Kasko uygulamasıyla sürüş puanı ve kullanılmayan gün sayısına göre kullanıcılarına ek avantajlar sunuyor. Ayrıca, İstanbul, İzmir ve Ankara’daki bazı otoparklara olan uzaklık, boş kapasite ve fiyat bilgilerini de kullanıcılara sunuyor. Fiat Müşteri İlgi Merkezi, olası kritik arıza durumlarında sürücüleri arayarak gerekli bilgileri paylaşıyor ve acil durumlarda yol yardımı ve çekici desteği sağlıyor.

Ayrıca, olası bir kaza durumunda alınan çarpışma verisiyle ilgi merkezine anında uyarı iletiliyor ve kullanıcıya ulaşılamaması durumunda otomatik olarak aracın bulunduğu konuma ambulans hizmeti sağlanıyor. Siz de bu uygulamaya ilgili uygulama mağazalarından erişebilirsiniz. 

SAP Datasphere, hazır veri yapısına erişimi kolaylaştırıyor

0

SAP, şirketlerin kritik veriye erişimini sağlayan, içgörü elde etmeyi kolaylaştıran ve daha iyi iş kararları almayı mümkün kılan yenilik ve iş ortaklıklarını duyurdu. SAP’nin duyurduğu veri yönetimi portföyündeki yeni nesil çözümü SAP Datasphere, müşterilerinin hazır veri yapılarına erişimini kolaylaştırıyor.

SAP ayrıca, sektör lideri veri ve yapay zeka şirketleri ile SAP Datasphere yetkinliklerini zenginleştirmek ve kurumların SAP ve SAP dışındaki verilerini güvenli bir şekilde ilişkilendirerek birleşik bir veri mimarisi oluşturmasına olanak sağlamak için stratejik ortaklıklar da başlattı.

Veri yönetimi sorunu ortadan kalkıyor

Bugüne kadar, gerek bulut sağlayıcıları olsun, gerekse veri şirketleri veya şirket içi sistemler olsun,
farklı sistemlerde ve konumlarda bulunan veriye erişmek, bu veriyi anlamlandırmak ve kullanmak
karmaşık bir sorun olarak karşımıza çıkıyordu. Veriyi kaynağından çekerek merkezi bir konuma
aktarmak zorunda kalan şirketler, bu süreç boyunca kritik iş verisinin ilişkisini kaybediyor ve bu
bağlamı ancak yürütülen özel BT projeleri ve manuel çabayla geri kazanabiliyordu. SAP’nin yeni
duyurduğu SAP Datasphere, bu veri yönetimi sorununu ortadan kaldırmaya destek olurken iş
açısından anlamlı ve doğru veriyi hızlı bir şekilde sunan bir veri dokusu mimarisi oluşturmayı
sağlıyor.

Bulut tabanlı yeni nesil kapsamlı veri ambarı çözümü

Bulut tabanlı yeni nesil kapsamlı veri ambarı çözümü olan SAP Datasphere, veri uzmanlarının
kritik işletme verisine sorunsuz ve ölçeklenebilir şekilde erişim sağlamasına yardımcı, kolay entegrasyon, kataloglama, semantik modelleme, veri ambarı, tekilleştirme ve sanallaştırmayı içeren birleşik bir deneyim sunarken kritik işletme verisinin hedef odaklı ve mantığının korunarak işlenmesini sağlıyor. SAP Datasphere, veri tabanı güvenliği, şifreleme ve yönetim gibi güçlü kurumsal güvenlikyeteneklerini içeren SAP İş Teknolojisi Platformu üzerine inşa edildi. Mevcut SAP Bulut Veri Ambarı sistemi müşterilerinin, yeni SAP Datasphere fonksiyonundan yararlanmaları için herhangi bir ek işlem veya geçiş yapmaları gerekmiyor.

Veriye duyulan güven artırıyor

Kuzey ve Güney Amerika’nın lider endüstriyel ve tıbbi gaz şirketlerinden Messer Americas, veriye
dayalı karar verme sürecini güçlendirmek ve BT kaynaklarını diğer stratejik görevlere aktarabilmek
için, şirket içindeki SAP ve SAP dışı çözümlerdeki verilere basit ve güvenli erişimi mümkün kılacak
bir sisteme ihtiyaç duyuyordu. Messer Americas, SAP Datasphere ile kurumsal verisinin kapsamını
koruyan modern bir veri mimarisi oluşturabildi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Messer Americas BT Direktörü (CIO) David Johnston,
“SAP Datasphere, veri ortamımızı sadeleştirerek her gün üzerinde çalıştığımız kurumsal veriye
duyduğumuz güveni artırıyor. Böylece işletme ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabiliyoruz. Arz ve
talepte ortaya çıkan değişikliklere daha hızlı tepki verebilmemiz sayesinde daha iyi bir envanter
yönetimi, gelişmiş müşteri hizmetleri ve tedarik zincirimizin optimizasyonunu sağladık” dedi.

Yeni çözüme, stratejik ortaklılar eşlik ediyor

SAP, Datasphere çözümü ile eş zamanlı olarak veri ve yapay zeka alanlarında sektör lideri
şirketlerle de stratejik ortaklıklara imza attı. SAP ve DataRobot, müşterilerin kritik iş verilerini içeren SAP yazılımını DataRobot’un gelişmiş makine öğrenimi yetenekleriyle birleştirerek daha akıllı iş tahminleri yapmasına olanak tanıyacak. DataRobot tarafından geliştirilmiş makine öğrenimi modellerini SAP’ye özgü iş süreçlerine ve uygulamalarına entegre ederek, daha iyi sonuçlar elde etmek mümkün olacak. Veri bilimcileri, analitik ekipleri ve son kullanıcıları birbirine yaklaştırarak iş verilerinden güçlü öngörü ve tahmine dayalı analitik elde edebilecek. Bu ortaklık, iş odaklı makine öğrenimi çözümleri oluşturmak için
DataRobot’un çoklu makine öğrenimi yeteneklerini SAP’nin kapsamlı iş verileri ve süreçleriyle bir
araya getiriyor.