Techinside Google News
Ana Sayfa Blog Sayfa 1666

Güvenlik dünyasında McAfee-Prolink işbirliği

0

McAfee, Türkiye’deki ikinci dağıtıcısı olarak Prolink ile çalışmaya başladığını düzenlenen bir basın toplantısıyla duyurdu. Anlaşma ile Prolink, McAfee’nin işletmelere yönelik güvenlik çözümlerinden oluşan ürün gamının tamamının avantajlarını Türkiye’de tanıtacak. Katma değeri yüksek hizmetleriyle McAfee’nin tüm ülkede yaygınlaşmasını ve kapsama alanının artmasını mümkün hale getiren Prolink ile yapılan bu anlaşma, McAfee’nin pazardaki konumunu da güçlendirecek.

Toplantıda işbirliği hakkında söz alan McAfee Türkiye ve Azerbaycan Direktörü İlkem Özar, “McAfee Türkiye’de geçtiğimiz yıldan bu yana önemli adımlar attı. Bu anlaşma ile başarımızı daha geliştireceğiz. Bir yandan SIEM ve NGFW gibi yüksek büyüme kaydeden teknolojilere odaklanmaya devam ederken diğer yandan da Prolink gibi teknik uzmanlığını ve katma değerli hizmetlerini ortaklarımızın piyasa olanaklarından faydalanmasını sağlamaya çalışıyoruz. Ürünlerimizin Türkiye çapında daha da fazla müşteriye ulaşmasını sağlamak için kullanılabilecek doğru dağıtıcıların bizimle birlikte olması şarttır diye düşünerek Prolink ile bu anlaşmaya imza attık” dedi.

Toplantıda bir konuşma yapan Prolink Genel Müdürü Ken Bradley ise şunları söyledi:

“McAfee ile çalışacağımız için ve bu işbirliğiyle aracıların müşterilerle daha da büyük değer ve iş yaratmasına yardımcı olmaktan heyecan duyuyoruz. Tüm Türkiye’de 80’e yakın çalışanımızla son derece tecrübeli teknik ekibimiz, McAfee satıcılarına ön satıştan satışa ve devam eden danışmanlığa kadar destek olacaktır.”

Teknolojide stil, modada inovasyon

0

Teknoloji artık hayatın vazgeçilmez bir unsuru. Kullanıcılar, teknolojik cihazlarının da diğer aksesuarları gibi tarzlarını yansıtmasını, kendilerini ifade etmesini istiyor. Giyilebilir teknolojilerin de her geçen gün hayatımıza daha yoğun girmeye başladığı şu günlerde, modayla teknolojinin yakınlaşması da hız kazanıyor. Asus, Intel ve Türkiye’nin yenilikçi modacı isimleri Ezra ve Tuba Çetin, moda ve teknolojiyi bir araya getiren yeni bir işbirliğine imza attılar. Ezra ve Tuba Kardeşler’in Asus ve Intel’le gerçekleştirecekleri çalışmalar, 26 Haziran 2014’de Borusan Oto Dolmabahçe Sahne’de düzenlenen davet ve Sinemagraf Sergisi ile duyuruldu.

Etkinlikte yer alan Ezra ve Tuba’nın eserlerini içeren fotoğraf ve sinemagraf sergilerinde teknoloji ve modanın kaynaşmasını anlatan görsel bir şölen yer aldı. İkilinin ileri teknolojiyi dikkat çekici ve güzel tasarımlarla birleştiren Asus ve bu tasarımların var olabilmesini sağlayan zekâyı temsil eden Intel’in işbirliği ile “Teknolojide Stil, Modada İnovasyon” başlığı altında hayata geçirdikleri proje, teknoloji ve modayı tek potada eritiyor. Asus ve Intel’le çalışarak en yeni ve tasarım harikası ürünleri seçen Ezra ve Tuba, bu ürünleri kendi tasarımlarıyla birleştirdi.

Ezra ve Tuba giyilebilir teknolojiyi yaratmak, kendi tasarımlarına akıl katabilmek amacıyla Intel Ar-Ge Merkezi’nde çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyorlar. İkilinin 2014 İlkbahar-Yaz sezonu için hazırladığı koleksiyonun teması, geleceğin teknoloji ile şekilleneceğine ve modanın da bu dönüşüme ayak uyduracağına vurgu yapacak şekilde, “LOOK INSIDE, LOOK INTO THE FUTURE” olacak. Bu perspektif, Ezra + Tuba’nın yakın gelecekte teknoloji destekli çalışmalarla ortaya çıkaracakları “Giyilebilir Teknoloji” ürün tasarımlarıyla zenginleşecek.

Etkinlikte Intel ve Asus Ülke Müdürleriyle yaptığımız röportajları da yukarıdaki ekrandan izleyebilirsiniz.

Rapor dediğin böyle olmalı

0

Hayatım boyunca kaç tane basın toplantısına katıldım sayısını bilemiyorum. Özellikle Türkiye’de “Rapor açıklayacağız” denilerek gerçekleştirilen yerel çalışmalarda göstermelik işlere çok şahit oldum. Ancak bu hafta katıldığım bir toplantı kesinlikle istisnai bir başarıya imza attı.

Öncelikle toplantıya gazeteciler haricinde gelen katılımcılar ortamı bir yıldızlar geçidine çevirmişti.  Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Başkanı Prof. Dr. Kemal CılızGümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Yücel, Bankalar Arası Kart Merkezi (BKM) CEO’su Soner Canko, TÜBİSAD Yönetim Kurulu üyesi ve Yeni Medya ve e-Ticaret Komisyonu Başkanı Burak Ertaş,  Elektronik Ticaret İşetmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Hakan OrhunDeloitte Türkiye ortağı Tolga Yaveroğlu, Comscore Türkiye Genel Müdürü Ahmet Damgacıoğlu toplantıya açıklanacak raporun paydaşları olarak gelmişlerdi. Aynı mekanda Intel Türkiye Müdürü Burak Aydın, Index Group CEO’su Erol Bilecik, PayPal Türkiye Müdürü Kıvanç Önen, yılların eskitemediği teknoloji duayeni Mustafa Çağan ve pek çok önemli isim daha bulunuyordu.

Toplantının ana konusu TÜBİSAD ve diğer paydaşlar tarafından hazırlanan “Türkiye e-Ticaret Pazarı 2013” raporuydu. Kesinlikle dikkate değer sonuçlar içermesi yanı sıra bence bu raporu eşsiz kılan şey çalışma metodolojisi olmuştu. Peki, neden?

Hep eleştirdik

Türkiye’nin dijital potansiyelinden bahsedilirken kullanılan e-ticaret rakamlarını yıllardır eleştiriyoruz zira pazarın gerçek e-ticaret verilerini yansıtmayan online POS verileri kadar fiziksel bazı işlemlerin yansımaları da bu rakamların içine dahil edilip asla var olmayan rakamlar üzerinden şişirme sonuçlar elde edildiğine şahit oluyorduk.

TÜBİSAD tarafından gerçekleştirilen rapor çalışmasında metodolojiyi Deloitte‘nin belirlemesi ve Comscore, BKM, ETİD gibi çok farklı kaynaklardan verilerin toplanması sonuçların sağlıklı olduğu kadarıyla gerçek verileri yanıstması açısından da başarılı bir işin ortaya çıkmasını sağlamış.

Bu kadar detaylı ve ilk kez hazırlanan raporun bu sene itibariyle bir taban teşkil etmesi ve gelecek yıllarda gelişerek sürdürülecek olması gerçekten Türkiye’de e-Ticaret pazarı açısından değerli bir kaynağın oluşturulması için büyük önem taşıyor.

Peki, Sonuçlar?

Özetle 2013 yılında Türkiye’de 14.0 milyar TL büyüklüğünde bir e-Ticaret pazarı bulunuyor. Bunun 5,1 milyar TL kısmı tatil ve seyahat, 5,0 milyar TL kısmı sadece online perakende ve 2,3 milyar TL kısmı ise çok kanallı perakende tarafından oluşturuluyor. Raporun diğer kırılımlarına burada değinmeyi gereksiz buluyorum zira gayet açıklayıcı ve net bir şekilde raporun kendisine buradan ulaşabilirsiniz.

#Fikir

Türkiye e-Ticaret Pazarı 2013 raporunu gözden geçirirken sadece size sunulan veriler odağında değil başarılı bir raporun nasıl hazırlanmış olduğunu anlayabilme gözü ile bakarsanız size sağlayacağı fayda çok daha fazla olacaktır.

Gelecek kablosuz teknolojilerde

0

Geçtiğimiz hafta i Aruba Networks Ülke Müdürü Bülent Tekkaya ve Ortadoğu ve Türkiye’den Sorumlu Pazarlama Müdürü  Manish Bhardwaj ofisimizi ziyaret etti. Biz de Bülent Tekkaya ile keyifli bir video röportajı gerçekleştirdik.

Uzaydan internete nereden bakmalıyız?

0

Geçtiğimiz haftalarda Wall Setreet Journal’da yayınlanan bir makaleye göre Google dünyanın farklı bölgelerine internet yayını yapabilmek için bir uydu filosu kurmayı planlıyor ve bunun içinde bir milyar dolarlık büyüklüğünde bütçe ayırmış durumda.

Belirtildiğine göre projede, öncelikli olarak 180 adet küçük ama yüksek kapasiteli uydunun, normal uydu yüksekliğinden çok daha düşük bir mesafede dünyaya yörüngesine yerleştirilmesi planlanıyor . Bu uydular kablosuz iletişim vasıtası ile çok uzak bölgere kadar interneti ulaştıracak. Konu ile ilgili çok fazla detaylı bilgi yok. Ancak WSJ raporuna göre eğer proje beklenen performansta olursa uyduların iki katına çıkarılacak.

micro-satelliteMikro uydular daha düşük maliyetler ile üretilebiliyor

Bu proje Google’ın ilk uzaktan erişilebilen internet projesi değil. Geçtiğimiz yıl “Loon” adında bir proje ile Google 30 balonu Yeni Zelanda’da gök yüzüne bırakmış ve internet bağlantısı olmayan bölgelerde internet imkanı sağlamıştı. Bu henüz onaylanmamış uydu projesi “Loon” projesinin bir uzantısı olabilir.

Loon projesinin ikinci adımı olarak planlanan uydu projesi için mi yapıldı?

Google ayrıca yakın zamanda yüksek mesafelerde güneş enerjisi ile beş yıla kadar havada kalabilen İHA (İnsansız Hava Aracı) üreticisi Titan Aerospace firmasını da satın aldı. Bu satın alma şu soruyu akla getirdi; “Loon projesinin ikinci adımı olarak planlanan uydu projesi için mi yapıldı?”

Project Loon için kullanılan balonlardan birisiProject Loon için kullanılan balonlardan birisi

Uzaydan internet sadece Google’ın gündeminde olan bir konu da değil.  Facebook’a ait olan Connectivity Lab’ın İHA araçları ile internet dağıtması ile ilgili haberler internette yoğun bir şekilde dolaşıyor.  Sene başında  Mark Zuckerberg Facebook’unda bu yarışta olduğuna dair bazı işaretler vermiş ve “Facebook insanlara interneti uzaydan ışınlamak istiyordemişti.

Uzaydan internet deyip bu projelerin atası ve 90’ların büyük projesi “Iridium” dan bahsetmemek olmaz. En büyük hissedar Motorola’nın katkıları ile dünyadan 485 km yüksekliğe uydular yerleştirilmiş ve tüm dünya sathında sorunsuz bir cep telefonu hizmeti verilmek istenmişti. Abone sayısı 55.000 civarına kadar geldi. Ancak bu gelir şirket giderleri karşılamaya yeterli olmadı. Ayrıca cep telefonu sektörü beklenilen seyirde hareket etmemiş, yerel şebeke fiyatlarının hızlı düşüşü ve cep telefonlarının küçülmesi ve Iridium telefonların kaba kalması tüm planları alt üst etmişti. 1998 de başlayan muhteşem proje iki sene gibi kısa bir sürede başarısızla sonuçlanmış ve rafa kaldırılmıştı.

10_tech_iridiumIridium projesi için üretilen telefonlar

Elbette ki şartlar 90’lardaki gibi değil ancak benzer riskler hala uzaydan internet projeleri için ciddi önem arz ediyor.

Çıkan sonuçlar

1 – Sosyal Medyada bir savaş olduğu gibi yakın gelecekte Internet ağlarında da bir savaş olacak gibi gözüküyor.

2 -Google ve Facebook gibi firmaların İHA firmalarını satın almaları çerçevesinde İHA araçlarına sadece askeri ve çekim yapan araçlar olarak bakmamak gerekiyor. Her sahada çok farklı konulara hizmet veriyorlar, her geçen gün hayatımıza girmeye devam edecekler.

3 – Google Mart ayında sözleşmelere eklediği maddelerle veri güvenliği konusunda dünya gündemine oturmuştu. Yakın gelecekte ağ güvenliği konusunda da dünyada sözleşmeler gündeme gelecek gibi gözüküyor.

Google’ın gözü büyük veride

0

google_developers_main

Dün gerçekleşen Google I/O 2014 konferansında Google pek çok yenilik duyurdu. Android L, Material Design, Android Wear, Android Auto, Android TV, bulut üzerinden Chromecast kullanımı, Chrome üzerinde Android uygulamaları, Google Fit, Google VR ve daha fazlası…

Tüm bu yeniliklerin detaylarına girmeye gerek görmüyoruz. Şu anda bu detaylara internet üzerindeki yerli ve yabancı binlerce kaynaktan ulaşabilirsiniz. Bizim dikkat çekmek istediğimiz nokta tüm bunların arkasında yatan Google’ın büyük gündem maddesi.

Herkes yukarıda adını saydağımız cicili bicili işlere odaklanmışken Google aynı zamanda Google Cloud Dataflow adını verdiği bir servisi de duyurdu. Bu servis Google’ın son 10 yıl boyunca milyonlarca gigabyte büyüklüğünde veriyi kontrol etmesini sağlayan temel teknolojilere dayanılarak geliştirilmiş bir servis. Yaptığı iş temel olarak Amazon Web Servislerine çok benziyor; Google kendisi için geliştirdiği teknolojileri servis olarak diğer kullanıcıların erişimine açıyor.

google-io-2014-cloud-dataflow

Şimdi duyurulan tüm diğer Google servisleri ve çözümlerinin gelecek yıllarda patlama yapması beklenen Nesnelerin İnterneti evreni için taşıdığı anlamı şöyle bir gözden geçirin. Bu servisler üzerinde geliştirilebilecek uygulamaların oluşturacağı Android uygulama evrenini Google Cloud Dataflow servisinin üstüne oturtun. İşte karşınızda büyük resim; Google büyük veriyi ele geçirmek ve internetin kendisi ile ne yaptıysa aynısını veri üretecek tüm cihazlar için yapmak istiyor.

Eğer şu anki aklım ile internetin yaygınlaştığı günlerde olsaydım ne yapardım?

Google’ın bu büyük planının “Büyük Birader” konulu tartışmalarından uzak durmayı tercih ediyoruz. Biz burada farklı bir fırsatlar dünyasının kapılarının aralandığını görüyoruz; Kendisinize şu soruyu sorun: “Eğer şu anki aklım ile internetin yaygınlaştığı günlerde olsaydım ne yapardım?” Bu kesinlikle birden fazla cevabı var. Ama şüphesiz olan tek şey bu sorunun cevabını hayata geçirebileceğiniz yeni bir dönemin tam eşiğindeyiz. Bu fırsatı kaçırırsanız duraklayacağımız bir sonraki istasyon muhtemelen 5 ila 15 yıl uzaklıkta bir mesafede bulunuyor.Doğru vagona bindiğinizden emin olmalısınız.

Güvenlik duvarlarında oyunun kuralları değişiyor

0

Güvenlik söz konusu olduğunda fiziksel dünyada ihtiyaç duyduğumuzdan çok daha fazlasına dijital dünyada ihtiyaç duyuyoruz. Özellikle söz konusu büyük kurumsal yapılar ise bu ihtiyacın şekli ve nitelikleri de geleneksel sistemlere göre farklılık gösteriyor.

Gartner her sene düzenli olarak gerçekleştirdiği Kurumsal Ağlar Güvenlik Duvarı Magic Quadrant Raporu (Magic Quadrant for Enterprise Network Firewalls) araştırması kapsamında pazarın tanımını gerçekleştirerek değişen noktalara ve pazardaki oyunculara dikkat çekiyor.

download_rapor

Gelecek Nesil ihtiyaçlar karşılandı

Raporun ilgimizi çeken ilk tespiti şu oldu; Güvenlik duvarları pazarında “Gelecek Nesil” yetenekler pazar lideri ürünler tarafından başarıyla sağlandı.

Gelecek nesil ihtiyaçların neler olduğuna ise şu şekilde bir açıklama getirilmiş; Pazardaki ürünlerin tekil yapılandırmalar yanı sıra büyük ve karmaşık yapılandırmalar için de uygun olması gerekmektedir. Merkezi kurulumlar ile birlikte uç noktalar da bu gereksinim dahilindedir ve giderek artsan sanal yapılar desteklenmelidir.

Kurumsal güvenlik duvarlarında olması gerekenler

Rapora göre VPN özellikleri şu ana kadar güvenlik duvarları için bir standart bileşen haline geldi ancak gelecek nesil güvenlik duvarları gelişen pazar yapısı ile birlikte diğer fonksiyonları da bünyesinde barındırması gerekiyor. Bunlar; network intrusion prevention sistemleri [IPSs]), full stack inspection ve güvenlik duvarlarının akıllı kaynaklardan beslenerek kendilerini optimize etmesi olarak karşımıza çıkıyor.

Bu rapora Firewall çözümü satın almadan mutlaka göz atmalısınız

download_rapor

Mücadeleciler, Liderler, Niş Oyuncular ve Liderler

Tüm Gartner Magic Quadrant raporlarında olduğu gibi bahsettiğimiz raporun da içinde yer alan pazardaki oyuncuların konumlandırması grafiği dikkat çekiyor. PaloAlto Networks‘ün pazarın lideri konumunda yer aldığı grafik raporun tek güçlü noktası değil elbette. Pazardaki tüm oyuncuların güçlü ve zayıf yönlerinin teker teker ele alındığı raporun Kurumsal Firewall çözümü arayan tüm firmalar tarafından detaylı şekilde gözden geçirilmesi ve değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Normal şartlar altında binlerce dolar bedel ile satın alınabilecek bu sektör raporu ve analizine buradan ücretsiz olarak ulaşabilirsiziniz.

 

Küçük şirketler ERP’ye soğuk bakıyor

0

ERP pazarı, dünya genelinde belirli bir kullanım yaygınlığına ulaşmış durumda, Türkiye’de henüz büyük şirketlerin tamamı ERP kullanmıyor. KOBİ’de kullanım oranı daha düşük ve küçük ölçekliler şirketlerde ise ERP kullanım oranı yüzde 5’in çok altında olduğu tahmin ediliyor.

erp_verimlilik_bildirgesi_h2254a

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz ERP Komitesi Koordinatörü Göker Sarp, şunları söyledi:

“Türkiye’nin dünya ekonomisi ile entegrasyonunun 2000’li yılların başına  kadar sınırlı kalması, henüz endüstri topluluğu yolculuğumuzun başlarında olmamız, Türkiye’deki mevcut dış kaynaklı sermayenin azlığı, firmaların Kurumsal İş Çözümlerine kanalize ettikleri finansal kaynaklarının sınırlı olması, ERP sistemlerinin Türkiye’de yaygınlaşmasını  yavaşlatmış ve geciktirmiştir. Bu koşullara rağmen, Yurtiçi ve Yurtdışı kaynaklı olarak ERP çözümlerinin firmalara sağladığı katkılar ve alınan sonuçların duyulması ile son bir iki yıl içinde Türkiye’de ERP kullanımının gelişimi hızlanmış ve özellikle 2011 yılında çok ciddi bir ivme kazanmıştır.”

Türkiye’de 90’lı yıllarda ERP programlarının piyasaya girişinden itibaren çalışan sayısı 50’den fazla yaklaşık 7 bin orta ve büyük ölçekli firmada ERP projesi gerçekleşti.

2012 TÜİK verilerinde göre bu büyüklükteki toplam işletme sayısı 39 bin 711 olarak belirlenmiş. Yani günümüzde Türkiye’deki büyük ve orta ölçekli firmaların yüzde 17,6’sında ERP projesi gerçekleştirilmiş durumda. Henüz bu işletmelerdeki ERP kullanımına yönelik bir kullanım araştırması gerçekleştirilmediği için henüz bu projelerdeki kullanım oranı ve yaygınlaşma durumu hakkında bilgi sahibi değiliz.

ERP Komitesi Pazar Çalışma Grubu’nun, ISO 500 verilerine göre 425 firma üzerinde yaptığı ERP kullanımı araştırmasına göre:

53 firma, kendi bilgi işlem ekibi tarafından veya bir bilgi işlem firması tarafından özel olarak geliştirilen yazılımları kullanıyor. 54 Firma, sadece mali işler bölümünde kurumsal yazılım kullanıyor. 29 firmanın kısa veya orta vadedeki stratejik planları arasında ERP projesi bulunuyor.

Bulut güvenliğinde çıta yükseliyor

0

Trend Micro yaptığı duyuruyla yerinde ve özel olarak kurulan bulut altyapılarında güvenliği sağlamak için VMware’in vCloud Hybrid Service altyapısına ileri seviye güvenlik çözümleri sunacağını belirtti. Bu sayede Trend Micro’nun Deep Security çözümü ile fiziksel ve sanal ortamlarla birlikte bulut altyapılarında güvenlik kontrolleri ve ilkelerinin yönetilmesi konusunda maliyet düşürücü ve kolaylaştırıcı bir hizmet sağlanabilecek.

Trend Micro’nun bulut ve veri merkezi konularındaki çözümü Deep Security, sanallaştırma ve bulut altyapılarında yüksek oranda yatırım geri dönüş değeri sağlıyor. Bunun yanında yüksek güvenlik katmanı, sızıntı denetimi ve engellenmesi, zararlı yazılım takibi, bütünlük denetimi, açık nokta denetimi, güvenlik duvarı ve SSL gibi hizmetler sunuyor.

Trend Micro’nun Deep Security çözümü, sunduğu güvenlik özellikleri ile fiziksel, özel sanal bulut veri merkezi yapılarını tek bir yerden yönetebilme avantajı sağlıyor. Bununla beraber, SaaS hizmeti olarak alınan sunucu ve uygulama güvenliği içinde geçerli olması ve yönetiminin son kullanıcıya verilebiliyor olması büyük teknik avantajlar sağlıyor. Dolayısı ile Deep Security, SaaS hizmeti sağlayan servis sağlayıcıları için ve bu hizmeti kullanan müşteriler için öncelikli tercih olmaya devam ediyor. Aynı zamanda günümüzde SaaS hizmeti alındığında veri güvenliğini sağlamak ve zorunlu regülasyonlara uyum noktasında, veri şifreleme özelliği sağlayan Trend Micro Secure Cloud ile entegre çözümü barındırıyor. Bu entegrasyon sayesinde SaaS hizmeti alan kurum yada kişiler kendi veri merkezlerinde sağladıkları veri güvenlik seviyesini kolayca sağlayabiliyorlar.

Deep Security, SaaS hizmeti olarak barındırılan yada kurumun, fiziksel ya da VMware sanallaştırma yapısında çalışan web tabanlı uygulamaların, güvenlik zafiyetlerini tarayan, dayanıklılık testi yapan ve bunları raporlayan Deep Security for WebApp ile de entegrasyon sağlıyor. Bu entegrasyon sayesinde, günümüzde yoğunlukta kullanılan web tabanlı uygulamalarında güvenlik risklerini ortaya çıkarmak ve bunların kapatılması için bütünleşik ve merkezi bir çözüm olarak sunuluyor.

Türkiye’nin ilk ve tek Hosting Festivali yapıldı!

0

Hosting sektörünün paydaşlarını bir araya getirerek bilgi paylaşımı yaratmayı hedefleyen etkinlik, ürettiği katma değerle Türkiye ekonomisine sağladığı katkı açısından büyük önem taşıyan hosting sektörünü gündeme taşıdı. Selçuk Saraç’ın moderasyonu altında yapılan etkinlikte sektörün sorunları, yasal mevzuatı,  dinamikleri, standartları ve geleceği uluslararası ölçekte karşılaştırmalarla birlikte masaya yatırıldı.

Alanında bir ilk

Selçuk Saraç şu açıklamaları yaptı:

“Sektörün büyük, orta ve küçük ölçekli şirketlerinden paydaşlar ve 100’ü aşkın hosting şirket yetkilisi olmak üzere 400’e yakın kişiyi Hosting Festivali’nde ağırladık. Etkileşimin son derece yüksek olduğu bir ortamda, hosting konusunda uzman isimlere merak edilen tüm soruların sorulabildiği bir etkinliğe imza attığımızı düşünüyorum. Bu yıl ilkini düzenlediğimiz Hosting Festivali önümüzdeki yıllarda daha da geniş bir katılımcı kitlesi ve uzman konuklarıyla hosting sektörünün geleceğine yönelik yol haritalarının oluşturulması rolünü üstlenecektir.”

Girişimciliğin doğası

0

Özellikle üniversite çağındaki gençler yurtdışındaki örneklerden aldıkları ilhamla birçok fikirle mezun oluyor okullarından. Tabii hayata geçecek fikir var, geçmeyecek fikir var.

Düşünsenize Facebook, Youtube, Google gibi bugün efsane halini almış markalar hep üniversite döneminde ve garajlarda olgunlaşmış fikirlerin hayata geçmesi aslında. Girişimcilik konusunun aslında iki ayağı var. Evet, sizin harika bir fikriniz olmalı bunu kimse inkâr edemez. Ancak bu fikre destek olacak melek yatırımcılar ya da kamu da bu alanda üç maymunu oynamamalı.

Köstek olmasınlar yeter

girisimci

Geçtiğimiz hafta tanıştığım ve bu yılın yıldızı olacağını düşündüğüm bir girişimci var. Konu KOSGEB ile ilgili olduğu için bu girişimin adını şimdilik gizli tutacağım. Bu arkadaşlar, yurtdışından gelerek oluşan bir ihtiyaç üzerine hayata geçirdikleri fikirleriyle şimdiden dev bir şirket olma yolunda ilerliyorlar. Bana projeyi anlattıkları toplantıda kamudan destek meselesini sorduğumda aldığım yanıt gerçekten çok ilginçti:

“Önce başvurmayı düşündük. Ancak biz zaten çok hızlı büyüyen bir yapıyız. Oturup oradan gelecek desteğin süresini hesapladık o süreyi beklemektense biz çalışarak o desteğin çok üzerinde bir gelir elde edeceğimizi görerek başvurudan vazgeçtik.”

İşte size girişimciye desteğin mini bir özeti. Tabii bu konu özel sektörde ya da melek yatırımcı tarafında böyle işlemiyor ve çok önemli yatırımcılar çok önemli ve başarılı projelere destek veriyor. Ancak küresel bir marka çıkaramadık diye hayıflanmak yerine küresel marka çıkaran ülkelerin girişimciler için ayırdıkları bütçelere bir bakma yeterli.

Çağrı merkezleri büyüyor

0

Çağrı merkezlerini biraraya getirmek amacıyla 2008 yılında kurulan Çağrı Merkezleri Derneği’nin yıllık toplantısı gerçekleştirildi. Bu yıl üçüncü kez bu etkinliğin düzenlediklerini belirten Çağrı Merkezleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, yine bu yıl ilk defa etkinliğini içeriğini de değiştirdiklerini kaydetti.

Metin Tarakçı ile yaptığımız röportajı videomuzda izleyebilirsiniz.

Bulutun lideri melez yapılar olacak

0

Technavio tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya dayanılarak yayınlanan rapora göre; gelecek yıllarda bulut sektöründeki lider yapı melez (hibrit) yapılar olacak.

2013 yılında 21,8 milyar dolar pazar büyüklüğüne sahip olduğu tahmin edilen melez bulut pazarının 2018 yılında 79,12 milyar dolar büyüklüğe ulaşması bekleniyor.

Bulut dünyasında melez yapıların aldığı pazar payı büyüyecek, bu BT sektöründe faaliyet gösteren pek çok firma için güzel haber olabilir. Peki, bu gelişme diğer işletmeler için ne anlama geliyor? Ve neden melez bulut pazarı lider hale gelecek?

İşletmelerin giderek yaygınlaşan genel (public) bulut servislerine her geçen gün daha sıcak bakmakla birlikte bazı servislerini özel (private) bulut içinde değerlendirmeyi tercih etmelerinin iki önemli nedeni var; bunlardan birincisi veri gizliliğinin korunması ikincisi ise bu servislerin hâlâ genel bulut ortamına taşınmasının mümkün olmaması zira işletmelerin kendi kontrolleri altında kalmasına ihtiyaç devam ediyor.

Melez bulut yapısını büyüten bir diğer etken ise büyük organizasyonların merkezi BT sistemleri kurarken bunu alt firmalara ve iş ortaklarına birer servis olarak sunması. Ülkemizde bu yapının en önemli örneğini Borusan Otomotiv‘in SAP Hana sistemleri üzerine kurulu servislerini, VMware altyapısı ile melez bulut sistemi olarak kurgulamasında görmüştük.

Günün sonunda bilgi işlem yöneticilerinin ve uzmanlarının; “her şeyi taşırız dışarıya, kafamız rahat eder” şeklinde bir düşünceye girmesi doğru olmayacaktır. Bulut çözümlerini sadece dışarıdan alınan bir servis olarak görmek yerine şimdiden hibrit stratejiler geliştirmekte fayda görüyoruz.

Birleşik Krallık’tan, Türk şirketlere çağrı

0

Altı kategoride yapılacak yarışmada birinci olan şirketler, Birleşik Krallık’a seyahat hakkı kazanacak ve Birleşik Krallık’ta iş kurmak için danışmanlık hizmeti alacak. Birleşik Krallık Ticaret ve Yatırım Ajansı (UKTI) tarafından, Birleşik Krallık ile Türkiye arasındaki ticaret ve yatırımı desteklemek amacıyla yürütülen GREAT kampanyası kapsamında Türk teknoloji şirketleri, 20 Haziran’da Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosluğu’nda düzenlenen toplantıda biraraya geldi.

GREAT Teknoloji kampanyasının sponsoru Telecity’nin katkılarıyla ve Airties, Vodafone, Invest Turkey ve Monitize’ın  katılımlarıyla gerçekleştirilen toplantıda ayrıca Türkiye’deki genç teknoloji şirketleri arasında düzenlenecek ‘GREAT Startup’ yarışmasının da duyurusu yapıldı. Yarışmaya www.gov.uk/great-startup-turkey internet sayfasından başvuru yapılıyor.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu ve Ticaret ve Yatırım  Ajansı Orta Asya, Güney Kafkaslar ve Türkiye Genel Direktörü Leigh Turner, Türkiye’de Bilişim ve İletişim Teknolojileri alanında uluslararası ölçekte büyümeyi hedefleyen çok sayıda teknoloji şirketi bulunduğunu belirterek Birleşik Krallık’ın dünyanın en büyük ve en yenilikçi Bilişim ve İletişim Teknolojileri pazarlarından biri olduğunu ifade etti.

Leigh Turner_2_Turner şunları söyledi. “Bilişim ve İletişim Teknolojileri (BT) sektöründe dünya lideri olan Birleşik Krallık, bu alanda devletin sağladığı destek ile Avrupa ülkeleri arasında yatırımcılara en cazip iş ortamlarından birini sunuyor. Birleşik Krallık’ın 58 milyar sterlin büyüklüğündeki BT sektörü yılda 930 milyon Sterlin tutarında AR-GE yatırımı çekiyor. Aralarında Microsoft, IBM, HP, Google, Facebook ve Intel’in de bulunduğu 100 bin BT şirketine ev sahipliği yapıyoruz.”

Birleşik Krallık Hükümeti’nin, GREAT kampanyasıyla Türkiye ile daha güçlü ticari bağlar oluşturmayı hedeflediğini de kaydeden Turner ‘Bilişim ve İletişim Teknolojileri de bu kampanyanın odaklandığı kilit alanlardan birisi. Birleşik Krallık, sunduğu büyük devlet desteği, düşük vergi, yetenekli işgücü ve sorunsuz iş yapma ortamı özellikleriyle, Avrupa’nın en çok yabancı yatırım çeken ülkesi. Bu çerçevede Türk teknoloji şirketlerinin dünyaya açılma yolundaki yatırımları için de önde gelen seçenek durumunda’ dedi.

Türk teknoloji şirketleri arasında yarışma düzenleniyor

UKTI ve Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosluğu GREAT kampanyasının teknoloji ayağında, bir de ödüllü yarışma düzenleyecek. www.gov.uk/great-startup-turkey internet sayfasından başvuru yapılan yarışmaya Türkiye’nin genç teknoloji girişimcilerini hedefleyen ve ‘GREAT Startup’ yarışmasına Türkiye’de yaşayan, en az bir yıl önce kurulmuş şirketinde ana hissedarlardan biri olan, 40 yaşını geçmemiş bütün girişimciler başvurabilecek. ‘GREAT Teknoloji Ödülü’, ‘Kadın Teknoloji Girişimcisi’, ‘Üniversiteli Genç Girişimci’, ‘Anadolu’dan Teknoloji Girişimcisi’, ‘Sosyal Teknoloji Girişimcisi’ ve ‘Jüri Özel Ödülü’ olmak üzere 6 farklı kategoride ödül dağıtılacak olan yarışmanın jurisi şu isimlerden oluşuyor.

Gartner’dan CRM etkinliği

0

Etkinlik kapsamında Gartner Research Araştırma Direktörü Jim Davies ile gerçekleştirdiğimiz röportajı videomuzdan izleyebilirsiniz.

EMC Gizlilik Endeksi araştırması açıklandı

0

EMC internette gizlilik konusunda tüketicilerin tavır ve görüşlerini değerlendiren dünya çapında bir araştırma yaptı. “EMC Gizlilik Endeksi” araştırması 15 ülkede 15000 tüketicinin katılımı ile gerçekleştirildi.  Bu araştırma ile tüketicilerinin internette gizlilik teminatı için internet dünyasının sunduğu fayda ve kolaylıklardan ne kadar ödün verdiklerini ortaya çıkardı.

Araştırma sonucunda gizlilik ile ilgili üç ayrı çelişki ortaya çıktı. Bu çelişkilerin her biri tüketiciler üzerinde işletmeler ve teknoloji ürün, hizmet sağlayıcıları için güçlü etkileri bulunuyor.

 “Hepsini İstiyoruz” Çelişkisi: Tüketiciler dijital teknolojinin sunduğu tüm imkan  faydaları istediğini belirtse de, bu fayda ve kolaylıklara sahip olmak için gizlilik haklarından feragat etmeye razı olmadıklarını söylüyor.

 “Hiçbirşey Yapmama” Çelişkisi: Gizlilikle ilgili riskler doğrudan birçok tüketiciyi etkilese de, birçoğu gizliliklerini korumak adına özel hiçbir şey yapmadıklarını söylüyor.

“Sosyal Paylaşım” Çelişkisi: Sosyal medya sitelerini kullananlar kişisel bilgilerinin gizli kalmasına ve mahremiyetlerine önem verdiklerini iddia ediyor.

Gizlilik davranışları, internette gerçekleştirilen eyleme göre değişiyor

EMC Gizlilik Endeksi insanların internette gerçekleştirdikleri etkinliklere bağlı olarak farklı şekilde davranabildiklerini teyit ediyor. Bu farklı davranış türleri altı farklı karakter kategorisine ayrılıyor. Her bir kategoriyi temsil edenlerin gizliliğe/mahremiyete yönelik farklı tavır ve görüşleri bulunuyor. Değerlendirilen bu altı karakter kategorisi:

·         Sosyal Ben: sosyal medya siteleri, eposta programları, SMS ve diğer iletişim servisleri ile etkileşim içinde

·         Finansal Ben: bankalar ve diğer finans kuruluşları ile etkileşim içinde

·         Vatandaş Ben: devlet ve kamu kuruluşları ile etkileşim içinde

·         Medikal Ben: doktorlar, tıp kurumları ve sağlık sigortası yetkilileri ile etkileşim içinde

·         Çalışan Ben: istihdam-işe alım sistemleri ve Web Siteleri ile etkileşim

·         Tüketici Ben: E-ticaret siteleri ile etkileşim içinde

Örneğin; Vatandaş Ben kategorisinin merceğinden bakıldığında, araştırmaya katılanlar korunma elde etmek ya da hükümetin sunduğu faydalara internette daha kolay ve etkin biçimde erişmek için gizlilik haklarından feragat etmeye en çok razı olan kategori oldu.  Bu arada, “Sosyal Ben” kategorisi ise internette daha fazla sosyal bağlanırlık özelliğine sahip olmak için gizlilik haklarından feragat etmeye en az razı olan kategori oldu.

antivirus

ARAŞTIRMADAN ELDE EDİLEN ÖNEMLİ BULGULAR

“Hepsini İstiyoruz” Çelişkisi

Karakter kategorisine ve sunulan fayda türüne bakılmaksızın, insanlar dijital teknolojinin faydalarından yararlanmak için gizlilik haklarından feragat etme konusunda çok az istekli:

  • Araştırmaya katılanların yüzde 91’i dijital teknolojinin sunduğu “bilgi ve verilere daha kolay erişim” avantajına önem veriyor. Ancak bunların yalnızca yüzde 27’si internette daha fazla rahatlık ve kolaylık için gizlilik haklarından bazı ödünler vermeye hazır olduğunu söylüyor.
  • Katılanların yüzde 85’i dijital teknolojinin terörist saldırıları ve/veya yasadışı suçlara karşı kullanımına önem veriyor; ancak bunların yalnızca yüzde 54’u bu tür bir koruma için gizlilik haklarından bazı ödünler vermeye hazır olduğunu söylüyor.
  • Farklı ülkelerden araştırmaya katılan 55 yaş üzeri insanlar, rahatlık ve kolaylık için gizlilik haklarından feragat etmeye daha az istekliler ve kişisel bilgileri üzerinde daha fazla kontrola sahip olmak istiyor.

“Hiçbirşey Yapmama” Çelişkisi

  • Araştırmaya katılanların yarısından çoğu geçmişte gizli bilgilerinin bir şekilde izinsiz olarak başkalarının eline geçmesi gibi bir deneyim yaşadıklarını belirtti. (eposta hesapları hack’lendi; mobil cihazları kayboldu ya da çalındı; sosyal medya hesapları hack’lendi;  vb. ) Birçoğu kendini korumak için önlem almıyor:
    • Yüzde 62’si şifrelerini düzenli olarak değiştirmiyor
    • 10 kişiden 4’ü sosyal ağlardaki gizlilik ayarlarını tercihlerine göre düzenlemiyor
    • Yüzde 39’u mobil cihazlarında şifreli koruma kullanmıyor
  • Araştırmaya katılanlar gizliliğin geleceğine yönelik en önemli riskleri şu şekilde sıraladı: yüzde 51’i işletmelerin mali kazanç sağlamak amacıyla kişisel verileri kullanmasını, satmasını ya da takas yapmasını; yüzde 31’i de hükümetlerin yeterli dikkat ve önemi vermemesini saydı. Benzer şekilde, yalnızca yüzde 11’i “benim gibi normal insanların fazla dikkat etmemesi ve gözetim yapmaması”nı saydı.
  • 55 yaş üstü katılımcılar cep telefonu, tablet gibi mobil cihazlarını şifreyle koruma ya da sosyal ağlardaki gizlilik ayarlarını değiştirme konusunda diğerlerine oranla çok geride.

“Sosyal Paylaşım” Çelişkisi

  • Aşağıdakilere rağmen sosyal medya sitelerinin kullanımında patlama yaşanmaya devam ediyor:
    • Katılımcılar sosyal medyada gizlilik haklarının korunmasının önümüzdeki beş sene içinde çok zor olacağını öngörüyor.
    • Tüketicilerde, kurumların sosyal medya sitelerindeki kişisel bilgilerin gizliliğini korumak için gereken beceri ve ahlaki değerlere sahip olduğuna dair inanış düşük;
      • Katılımcıların yalnızca yüzde 51’i kişisel bilgileri koruma konusunda hizmet sağlayıcıların becerilerine güveniyor, yüzde 39’u da bu kurumların ahlaki değerlerine güvendiğini iddia ediyor
  • Tüketicilerin büyük çoğunluğu (yüzde 84) kendileri paylaşma kararı vermediği surette, hiç kimsenin kendileriyle ilgili bilgileri ve alışkanlıkları öğrenmesinden hoşlanmıyor.
  • 65 yaş üstü katılımcılar gizlilik/mahremiyetleriyle ilgili diğer katılımcılara göre çok daha endişeli. İnternetteki davranış ve alışkanlıklarını başkalarının öğrenmesi konusunda en az istekli grubu temsil ediyor.

security

Global Araştırmaya Karamsar Bir Bakış

  • İnsanların gizlilik haklarına duydukları güven zamanla azalıyor.
    • Geçen seneye oranla, araştırmaya dünyanın dört bir yanından katılanların yüzde 59’u bugün daha az gizlilik hakkına sahip olduğunu hissediyor.
      • Brezilya ve ABD bu konuda en karamsar ülkeler. Brezilya’dan araştırmaya katılanların yüzde 71’i, ABD’den katılanların da yüzde 70’i bugün daha az gizlilik hakkına sahip olduğunu düşünüyor.
      • Fransa’dan katılanlar, bu konuda ABD ve Brezilya’yla aynı şekilde düşünmüyor. Geçen seneye göre gizlilik haklarının azaldığı fikrine katılmayanların oranı yüzde 56.
  • Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu (yüzde 81) önümüzdeki beş sene içinde gizlilik haklarının azalacağını öngörüyor.
Bu sonuçlar, tüketicilerin internetteki etkinlikleri için gizlilik hakları konusunda daha fazla koruma sağlayan kurumları tercih etmesinin daha muhtemel olduğunu gösteriyor. Bu da  işletmeler ve hükümetlerin görmezden gelmemesi gereken gerçek fırsatlar sunuyor.

Bu araştırma, hem tüketiciler hem de işletmelerle teknoloji ürün ve hizmet sağlayıcılar için yol gösterici nitelikte.

  • Tüketiciler için gizlilikle ilgili konular hakkında bilincin artırılması gerekliliğini ve tüketicilerin kendi gizli bilgilerini korumak için kişisel adımlar atmaları gerektiğini destekliyor. Tüketicilerin gizlilik haklarını daha etkin korumaları için EMC’nin tavsiyelerini linki tıklayarak öğrenebilirsiniz. improve consumer privacy.
  • İşletmeler için müşteri anlayışının kapsamını anlamak çok önemli. Kazananlar ve kaybedenler müşterileri için en uygun ve pratik gizlilik uygulamaları sunan işletmelere göre belirlenecek. Gizlilik haklarını korumaya büyük önem veren ve bunu taahhüt eden bir işletme daha çok müşteri ilgisi çekecek ve mevcut olan ilgiyi de artıracak.
  • İşletmelerin gizlilik haklarını koruma taahhüdünü yerine getirmeye yardımcı olmada teknoloji ürün ve hizmet sağlayıcılarının rolü çok önemli. Teknoloji ürün ve hizmet sağlayıcıları, kullanıcı deneyimi, performans ya da işlevlerden ödün vermeksizin sundukları ürün ve hizmetlerde gizliliği korumaya yönelik uygulamalarını daha da geliştirmek için yöntemler bulmalı.
  1. Çalışmanın tüm sonuçları için : www.emc.com/privacyindex
  2. Global Sonuçlara Ait Veri Grafikleri için: http://www.emc.com/campaign/privacy-index/global.htm

En çok aranan 10 yazılım yeteneği

0

Bilgisayar programlama dünyasına adım atmak isteyenler için ilk sorular soruların başında “Hangi dili öğrenmeliyim?” gelir. Zaten bu dünyaya adım atmış kişiler ise şu soruyu zaman zaman kendilerine sorar; “Acaba bildiğim dil ne kadar popüler?” Her iki sorunun da bilgi teknolojileri dünyasındaki camialarda sonu gelmez tartışmalara yol açacağını kestirmek çok güç değil.

Bu soruların sayısal verilere dayanan bir cevabı olduğunu söyleyerek sizleri sevindirmek istiyoruz. Amerika Birleşik Devletleri merkezli kariyer ve iş bulma servisi Dice.com‘un yaptığı bir araştırma ve analiz sonucunda en çok aranan 10 yazılım yeteneğine dair sonuçlar ortaya çıkartılmış. Araştırma sonuçlarına göre en çok personel aranan yazılım alanları şöyle;

Top 10 Skills

  1. Java/J2EE
  2. NET
  3. C++
  4. C#
  5. Herhangi bir alanda uzman deneyime sahip çalışanlar
  6. SQL
  7. HTML
  8. C
  9. Web
  10. Linux

Bu sıralamanın oluşturulması için 2014 ilk çeyreğinde Dice.com üzerinde açılan 80.784 adet iş ilanı esas alınarak analiz gerçekleştirilmiş. Araştırmanın ortaya çıkardığı bir diğer ilginç sonuç ise bu yeteneklerin giyilebilir teknolojiler, nesnelerin interneti ve dronelar ile robotik gibi yenilikçi alanlarda öncelik kazanmış olması.

Bu rapor sonuçları işletmeler için en anlama geliyor?

Yenilikçi teknolojilerin kısa bir süre içinde (gelecek 2-3 yıl) patlama gerçekleştireceği ve hayatımızın her alanına girerek Facebook, Google gibi yeni teknoloji devlerinin doğmasını sağlayacağı anlamına geliyor.

Bu rapor sonuçları BT yöneticileri ve çalışanları için ne anlama geliyor?

Yenilikçi teknolojilerin hayatımıza girmesi ile iş yapış modellerimiz tekrardan radikal değişikliklere uğrayabilir. Bu alanda gerçekleşecek yeniliklere hazırlıklı olmaları gerekiyor. Aynı zamanda BT çalışanlarına, sahip oldukları mevcut yetenekler çerçevesinde, bu alanlarda girişim yapmak için en doğru zamanda olduklarını söyleyebiliriz.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

Eğlence artık dopingBox ile televizyonda

0

DopingBox hem televizyonu SmartTVye çeviriyor hem de kullanıcılarına sevilen yerli,yabancı yüzlerce film ve diziden dilediğini ek bir ücret ödemeden büyük ekranda yüksek kalitede izleme imkanı sunuyor. Android işletim sistemi sayesinde GooglePlay platformunda bulunan oyun ve uygulamaların yüklenebildiği DopingBox’ta büyük ekran konforu ve kalitesi ile Facebook, Twitter gibi sosyal ağlara bağlanmak, Youtube üzerinden video izlemek ve Spotify üzerinden müzik dinlemek de mümkün. Millenicom, yaklaşık 2,5 milyon TL yatırım ve iki yıllık çalışma sonucunda ortaya çıkan ürünü DopingBox ile bir yılın sonunda mevcut abonelerinin yüzde 30’unun evinde olmayı hedefliyor.

doping box copyDopingBox’ın tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında konuşan Millenicom Yönetim Kurulu Üyesi Şevki Kuyulu, internetin yaygınlaşması ile dünyada yaşam biçiminin, televizyon izleme alışkanlıklarının hızla değiştiğini vurguladı ve “Araştırmalara göre internet yoğun olarak video izlemek, oyun oynamak, müzik dinlemek, sosyal medya online alışveriş için kullanılıyor. Kullanıcılar ayda ortalama 210 video izliyor. 15-34 yaş aralığı ise en çok video izleyen segment. Artık istediğimiz içeriği istediğimiz anda seyretmek istiyoruz. Bunun yanı sıra sosyal medya da internet kullanıcılarının öncelikleri arasında, kullanıcıların yarattığı içerikler ve paylaşımlar en çok izlenen videolar. Tabii bütün bu trafikte kullanılan araçlar bilgisayar, cep telefonu ya da tabletler. Biz burada mevcut kullanım şartlarını yukarı çekmek ve online video deneyimini büyük ekrana taşıyabilmek için ne yapabiliriz diye düşünürken, sektör tecrübemizin ve başarılı ekibimizin katkılarıyla DopingBox’ı hayata geçirdik” dedi.

Online videoları büyük ekran keyfine taşımak için artık pahalı televizyonlara ya da bilgisayarları televizyona bağlamaya gerek olmadığını da ifade eden Kuyulu sözlerine şu şekilde son verdi:

“Ayda 1 DVD fiyatına hem internetin sınırsız içeriği hem de yüksek kaliteli yüzlerce film DopingBox’la televizyonlarınızda. Evinizde hangi televizyon platformunu kullanıyor olursanız olun DopingBox kullanabilirsiniz. Evinde 2 Mbps hızında internete sahip olan herkes DopingBox’ın eğlenceli dünyasında yerini alabilir. İnternet kullanıcıları DopingBox’ı kolayca deneyimleyebilsin diye DopingBox’ı 9,99TL’den başlayan çok avantajlı bir tanışma fiyatı ile sunuyoruz.”

IBM Türk Akıllı Şehirler Teknoloji Merkezi’ni açtı

0

Dünyada bugüne kadar 2 binin üzerinde akıllı şehir projesi gerçekleştiren IBM, İstanbul’daki yeni merkezinde bir şehir yöneticisine gerçek şehir uygulamalarına tanık olma fırsatı sunacak bir ortam yarattı.

Merkezin açılış etkinliğinde konuşan IBM Türk Teknoloji ve Sektörel Çözümler Satış Müdürü Server Tanfer ülkelerin ekonomik büyümesi açısından çok kritik önem taşıyan şehirler ve sürdürülebilir gelişim konularındaki kritik noktalara değindi ve IBM’in bu konudaki çalışmalarını aktardı. IBM’in İstanbul’daki yeni Akıllı Şehirler Teknoloji Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda katılımcılar, şehir operasyon merkezi, ulaşım, güvenlik, mobil, sağlık, enerji, bina/yerleşke yönetimi gibi konularda teknolojiden hangi aşamalarda yararlanılabileceği konusunda bilgilendirildiler.

ibm_akilli_sehir

 

“Şehirleşme oranı artışı birlikte pek çok sorun getiriyor, bu sorunlara getirdiğimiz çözümlerin hızı sorunların ortaya çıkma hızından daha fazla olmalı. İçinde bulunduğumuz IBM Akıllı Şehirler Teknoloji Merkezi’nde biz bunun, var olan bütçeler içinde kalmak koşuluyla, teknoloji ile nasıl hızlandırılacağını gösteriyoruz. Bir şehirde olup bitenleri gerçek zamanlı olarak takip ederek olaylar olmadan öngörebiliyor, zamanında eylem planlarını devreye sokuyoruz. Bunu nasıl gerçekleştirdiğimizi görmeleri için, canlı uygulamalarımızı görmek isteyen tüm şehir yöneticilerini merkezimize davet ediyoruz” diyen Server Tanfer: “Bir ülkenin gelişen ya da gelişmiş bir pazar olması önemli değil, paylaşımcı bir çalışma ortamı sunmayı başaran ülkeler ekonomik büyüme, istihdam ve refah anlamında ciddi kazanımlara ulaşırlar. Bunun yanı sıra, akıllı şehir projeleri uluslararası arenada şehrin iyi yönetildiğinin göstergesi olarak kabul edilir” diye ekledi.

Turkcell Global Bilgi’de yeni atama

0

Dilara-Ogur
Turkcell Global Bilgi İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Dilara Oğuz

Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan Dilara Oğur kalite yönetimi alanında sırasıyla Yöndes Yönetim Danışmanlığı ve Peritus firmalarında görev aldı.

1999 yılında Turkcell ailesine katılan Oğur, Turkcell’de kalite yönetimi, proje ofisi, operasyonel verimlilik, organizasyonel gelişim, performans ve yetenek yönetimi, ücretlendirme ve yan haklar gibi çeşitli konularda çalıştı. 2010 yılından bu yana Turkcell Superonline, GlobalTower, Best, Astelit, Turkcell Europe, KKtcell ve Inteltek’den sorumlu Grup Çalışan İlişkileri Direktörü olarak görev yaptıktan sonra 10 Haziran tarihi itibariyle Turkcell Global Bilgi’de, İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı pozisyonuna getirildi.