Techinside Google News
Ana Sayfa Blog Sayfa 1779

2015’te herkese ücretsiz internet gelebilir

12

İnanması güç gelebilir ancak doğru ve üstelik test edilerek onaylandı. Alçak yörüngeye küçük uydular yerleştirerek dünyaya ücretsiz WiFi sağlamayı amaçlayan Amerikalı bir şirket Kuzey Amerika, Avrupa ve Orta Doğunun büyük bölümünde yaşayan 1.3 milyar insana ücretsiz Wi-Fi sinyalleri göndermeye başladığını duyurdu. OUTERNET adı verilen proje 2015 yılının haziran ayına kadar dünyada mobil telefon veya bilgisayarı olan herkesi internete bağlamayı hedef edinmiş durumda. Şu an yüksek hızlı sinyaller ile günde 200 MB trafik sağlayabilen şirket çok yakında bunu 1 GB’a çıkarmayı planlıyor. Şirket tüm insanların kullanımına açık olacak olan günlük 100 GB kotaya da gözünü dikmiş durumda.

free-internet-OUTERNET-projectBu hizmetten yararlanmak için ihtiyaç duyulan çanak anten boyutu (inch olarak)

Media Development Investment Firm adındaki şirket, günümüzde insanların sadece yüzde 60’ının internet üzerinden bilgiye erişimi olduğunu bildiriyor. Ancak gelişen teknolojinin insan hayatında edineceği yer göz önüne alındığında bu oranın çok daha arttırılması gerektiğini savunuyor. Proje aynı zamanda internet erişimi hükümetlerce kısıtlanan Kuzey Kore ve Çin gibi ülkelerin vatandaşlarının erişim problemlerini de çözmeyi amaçlıyor. Projenin gerçekleşmesi için Facebook ve Google da dahil olmak üzere pek çok şirket ve insandan bağış bekleniyor.

Düşük maliyetli uyduların alçak yörüngeye yerleştirileceği projede bağlantı bu uydular ile yeryüzünde pek çok mekana yerleştirilecek yerel istasyonlar arasında sağlanacak. Geleneksel internet protokolünün aksine ‘User Datagram Protocol multitasking’ adlı teknolojiyi kullanacak sistem uydu televizyonlarının çalışma prensibiyle benzeşiyor.

Projenin başındaki isim olan Sayed Karin, projenin geleceğinden ümitli. Maliyetleri iyi hesapladıklarını belirten Karin, çeşitli uzay araçları geliştirmekte yeterince tecrübeli olduklarını söylüyor. Büyük Telekom operatörleri ise şimdiden karşı lobi yapmaya başlamış durumdalar. Mobil internetin yüksek penetrasyon oranları yüzünden kısa mesaj alanında gelirlerinin sıfırlandığını söyleyen şirketler olası bir ücretsiz internet hizmetinde batacaklarını savunuyorlar.

Mobil veri iletişiminin her geçen gün daha kapsamlı kullanılır hale geldiği için ses ve sms gelirlerinde önemli düşüler yaşayan mobil operatörler için duymak isteyecekleri en son haber bu olsa gerek. Görünen o ki uzun yıllardır pek çok firmanın dile getirdiği ücretsiz internet hizmeti bir gerçeğe dönüşebilir. Elbette bu hizmetin arkasında haberalma veya istihbarat teşkilatlarının bulunup bulunmadığını iki kere düşünmek gerekiyor.

Amazon akıllı ev işine yatırım yapıyor

0

Amazon Silikon Vadisi’nde kurmuş olduğu donanım araştırma laboratuvarlarına yeni akıllı ev donanımları üretmek amacıyla eleman almaya başladı. Görünen o ki Amazon’un Kindle Fire gibi donanım ürünlerinin arkasındaki grup Lab126 önümüzdeki beş sene boyunca tam performansla çalışmaya devam edecek. CEO Jeff Bezos Kindle Fire’ın tekleyen satışları ve Amazon’un gerçekleşmesi düş olan teknolojilere yatırım yaptığını düşünen yatırımcılarının eleştirilerine rağmen bildiğini okumaya devam ediyor.

Kaynaklar Amazon’un Lab126 çalışmalarına 55 milyon dolar bütçe ayırarak akıllı ev donanımı yarışında Apple ve Google’a karşı yarışma niyetinde olduğunu söylüyor. Google, Apple ve Amazon böylece gelecekte nesnelerin interneti alanında sağlam bir rekabete girecek gibi gözüküyorlar. Teknoloji firmalarının bulaşık makineleri, buzdolapları ve güvenlik sistemlerinin internete bağlanacağı gelecekte yarıştan kopmadan pazardan pay almak için çabaladıkları aşikar.

Ancak mobil endüstri bizlere bir şey öğrettiyse o da üçüncü parti uygulama desteğinin da en az ürünler kadar önemli olduğu. Dolayısıyla Amazon’un nesnelerin internetine yaptığı yatırımda ev aletlerini birbirine bağlayan cihazlar üretmenin yanında bu işlemi çok kolaylaştıracak sistemler de geliştirmesi gerekiyor.

FBI güvenlik önlemlerinden şikayetçi

0

FBI başkanı James Comey geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada akıllı telefonların içeriğine istenildiği takdirde ulaşılabilmesinin çocuk kaçırma ve terörizm gibi olaylarda suçluların işlerini güçleştirdiğini ancak Apple ve Google’ın aldıkları yeni nesil güvenlik önlemleriyle güvenlik güçlerinin bu avantajını ortadan kaldıracaklarını söyledi. Comey verdiği demeçte bu üreticilerin insanlara ‘kanunların ötesine geçebilmeyi vadettiklerini’ savundu.

FBI sözcüsü tarafından yapılan başka bir açıklamada James Comey’in söyledikleri doğrulandı. Geçtiğimiz haftalarda Google yeni Android cihazlarında veri şifrelemesinin ön tanımlı olarak geleceğini açıklamış, Apple ise iOS 8 ile birlikte iPhone ve iPad kullanıcılarının bir parola ile tüm verilerini şifreleyebileceklerini söylemişti. Bu işlemler kişisel verilere üçüncü parti kişilerin erişmesini oldukça zorlaştırıyordu.

FBI Suçlu Araştırma Birimi de yaptığı açıklamada akıllı telefon üreticilerinin suçluların eline bir silah daha vermemeleri gerektiğini vurgulayarak ‘‘Apple ve Android’in yeni güvenlik önlemleri bize fiziksel ve finansal anlamda büyük zarar vermek isteyen kişileri koruyacaktır. Polisin ihtiyacı olan bilgiye ulaşması yasal izinleri olsa dahi imkansız hale getirilmiştir’’ yorumunu yaptı. Google ve Apple ise konuyla ilgili açıklama yapmadı.

backdoor

Acaba bu gelişmeler güvenlik ve donanım alanında çalışan firmalar için gelecek yıllarda yeni kanunlar ile yüzleşmelerine neden olabilir mi? Büyük olasılık ile devletler kontrol altında tutabildikleri yazılım ve donanım üreticilerinin ürünleri içinde kendilerine özel arka kapılar bırakmalarını talep edebilir. Eğer böyle bir gelişme yaşanırsa (ki şu ana kadar yaşanmadığına dair elimizde bir kanıt olmadığı gibi yaşandığı yönünde pek çok söylenti var) uluslararası faaliyet gösteren teknoloji firmalarını zor günlerin beklediğini söyleyebiliriz.

Çağrı merkezi sektörü büyüyor

0

43 üyesi ile birlikte sektörün yüzde 85’ini temsil eden Çağrı Merkezleri Derneği’nin IMI Conferences işbirliğiyle gerçekleştirdiği, Türkiye çağrı merkezi sektörü hakkında yapılmış en güncel ve kapsamlı araştırma olma özelliğini taşıyan çalışmanın sonuçları 30 Eylül Salı günü düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla paylaşıldı.

Hızla büyüyen çağrı merkezi sektörünün 2014 yılında elde ettiği gelişimi, geçtiğimiz yıllar ile kıyaslaması, kullanıcı istatistikleri ve gelecekteki vizyonunun paylaşıldığı toplantıya ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, ÇMD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Hakan Çelik, Gürcan Aladinli ve Mehmet Akgün katıldı.

2007 yılından 2014 yılına kadar olan çağrı merkezi istihdam artışının da ayrıntılı olarak ifade edildiği araştırma verilerine göre 2013 yılında 70.200 kişi olan Müşteri Temsilcisi sayısının % 14 artış göstererek 2014 yılı sonunda 80.000 kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor. Müşteri Temsilcisi sayısının artışında özellikle dış kaynak servis sağlayıcıların yaptığı yeni yatırımlar ile gelen istihdam artışı göze çarpıyor. İstihdamın coğrafi olarak dağılımı ise; % 42 İstanbul, % 8 Ankara, % 3 İzmir ve % 47 diğer Anadolu illerimiz şeklindedir.

Araştırma verilerine göre seat büyüklüğü ise geçtiğimiz yıla oranla yüzde 8 büyüme kaydederek 73.000’ e ulaştı. Toplam seat kapasitesinin % 28’ini telekomünikasyon sektörü oluşturmakta. Finans/ Sigortacılık sektörü % 22,1’lik oranla ikinci sırada yer alırken, Kamu sektörü ise % 8,7’lik oranla en çok seat kapasitesini kullanan üçüncü sektör konumunda bulunmakta.

Araştırmada, 2014 yılında da önceki yıllara benzer şekilde çağrı merkezlerinde çalışan Müşteri Temsilcilerinin çoğunluğunun kadın olduğu görülüyor ve % 65 kadın istihdamı ile çağrı merkezi sektörü kadınların ekonomiye dahil olmalarına katkı sağlamaya devam ediyor.

2014 yılında da çağrı merkezlerinde çalışan Müşteri Temsilcilerinin yaş ortalaması gençlerin çağrı merkezi sektörünü tercih ettiğini gösterdi. Çalışanların % 44,5’i 21-24 yaş aralığında, % 26,7’si 25-29 yaş aralığında, % 14,6 30 yaş ve üzeri, % 14,2’si ise 18-20 yaş aralığında oldu. Araştırma kapsamında çalışanların eğitim durumları ise; % 35’i lise mezunu, % 27’si üniversite mezunu, % 25’i yüksekokul mezunu, % 11’i öğrenci olarak ortaya çıktı.

ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, araştırma sonuçlarına göre çağrı merkezlerinin en çok telekomünikasyon ve finans sektörleri tarafından kullanıldığını belirterek sektörlerin kullanımları ile ilgili şu bilgileri verdi: “Araştırmanın verileri gösteriyor ki kamu ve tüketim sektörünün çağrı merkezi kullanım ihtiyaçları giderek artmaktadır. E-devlet uygulamalarının gelişmesi ile birlikte vatandaşa daha yakın ve şeffaf yönetim anlayışına geçen kamu kurumları, çağrı merkezlerinden çok daha fazla istifade edecekler. Araştırma aynı zamanda çağrı merkezlerinin en çok Tele-Satış ve pazarlama ile müşteri hizmetleri alanlarında yoğun olarak kullanıldıklarını gösteriyor. Gelecekte perakende, e-ticaret ve hızlı tüketim sektörlerinin pazarlama faaliyetlerinde çağrı merkezleri ile çok daha fazla işbirliği içerisinde olacaklarını öngörüyoruz” dedi.

Startup Live İstanbul-2’nin kazananları belli oldu

0

54 saatte fikirden ürüne!” sloganıyla yola çıkan Startup Live, bu sene Okalip Toplantı Keyfi evsahipliğinde ve Çağdaş Önen’in girişimleriyle, 26 Eylül-28 Eylül tarihlerinde 2. defa İstanbul’da gerçekleşti.

Üç gün süren organizasyonun sonunda 13 takım, jüri üyelerine 4 dakikalık sunumlarını yaptı. Jüri değerlendirmesi sonucunda, küçük ve orta ölçekli işletmeler için HR süreçlerini bulut-tabanlı takip edebilecekleri SaaS çözümüyle karşılayan Efecan Erdur’un kurucusu olduğu KolayİK.com ekibi birinciliği (www.kolayik.com), RFID, wireless ve Bluetooth teknolojilerini kullanan ve mobil uygulamayla yönetilebilen akıllı priz çözümüyle Smart Energy ekibi ikinciliği, ses teknolojisini temel alan akıllı ev otomasyonu çözümü Foxinhome ise üçüncülüğü elde etti.

Birinciliği kazanan KolayİK.com, Startup Live Academy online girişimci hızlandırma (accelerator) programına ve Avusturya’da düzenlenecek Pioneers Festival’ine katılım hakkını elde etti. Dereceye giren takımlar ayrıca Medyanet tarafından dijital pazarlama eğitimi ve ekip başına 1.500 TL’ye kadar ön ödemeli ininal kart ödüllerine de sahip oldu.

İnternet dünyasının önemli şirketlerden birçok temsilcinin yer aldığı Startup Live İstanbul etkinliğinin final sunumlarını http://startupliveistanbul.web.tv/ adresinden izleyebilirsiniz.

Citrix, vizyonundaki yeni açılımları açıkladı

0

Bilişim teknolojileri hızlı bir şekilde web, bulut ve mobil çağını geride bırakırken; insanlar, uygulamalar ve bilgi giderek daha da mobil hale geliyor.

“Software-Defined Everything” (Yazılım Tanımlı Her şey) doğru olan eğilim ile birlikte, BT’nin fonksiyonu evrilerek, masaüstleri, uygulamalar ve veriler için stratejik bir hizmet sağlayıcısı haline dönüştü. Citrix, bu trendi tüm iş yerlerini kapsayacak şekilde genişletiyor. Citrix, insanların her tür cihaz veya konumdan sorunsuz bir şekilde haberleşmesini, birlikte çalışmasını ve ilgili verilere sınırsız erişim sağlayarak çalışma tarzlarını değiştirmeyi hedefliyor.

Bu şekilde  uygulamalar, masaüstleri, ağlar ve sunucular bulundukları bulut tipi veya altyapıdan bağımsız olarak işyeri mobilitesi için stratejik sanal araçlar haline geliyor. Her şeyden önce “Software-Defined Workplace” (Yazılım Tanımlı İş Yeri) bildiğimiz fiziksel alanları ve kaynakları tüm kullanıcılar için tüketici benzeri deneyimler sunan tamamen dijital olarak sanallaştırılmış iş alanlarına dönüştürüyor.

Software-Defined Workplace” vizyonu, müşteriler için farklı boyutlarda önemli gelişimler sağlıyor. İşgücü içinse bu, daha fazla üretkenlik ve maksimum iş memnuniyeti anlamına geliyor. McKinsey Global Institute tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırmada, yazılım tabanlı çözümlerle iş akışlarının optimum hale getirilmesi ve işbirliğinin sadece yüzde 20 oranında artırılmasıyla çalışanların her yıl 200 saat tasarruf sağlayacağı tahmin ediliyor.

“Software-Defined Workplace” sayesinde; çalışanların daha fazla katılımını sağlayarak insan gücü maliyetleri optimum hale getiriliyor; daha fazla verimlilik için çalışma tarzı, araçlar ve akışlardan liderlik bilgileri elde edilmesi hızlanıyor; kesinti ve felaketlere hazırlık etkinleştiriliyor, ofis, ekipmanlar ve işe geliş-gidiş kaynaklı karbon izi azaltılmış oluyor.

Citrix CEO’su Mark Templeton şunları söyledi: “Citrix olarak uzun süredir şirketlerin “Software-Defined Workplace”  avantajlarından faydalanmasına yardımcı olması için BT’yi destekleyerek, fiziksel alanların sanal alanlara dönüştürülmesiyle ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Yazılımın her şirketin işleyişindeki merkezi rolü göz önünde bulundurulduğunda bu, insanların ve şirketlerin çalışma tarzının geleceğini büyük ölçüde değiştirmek için büyük bir fırsattır.”

İşe alım yaparken sormanız gereken iki soru

1

İşlerinizin hızla büyümesi sizi heyecanlandırıyor olabilir. Yapılacak pek çok iş üst üste yığılırken bu işlerin üstesinden gelmek için ekibinize daha fazla eleman almayı düşünebilirsiniz. Ancak ilk işe alımınız da olsa, kırkıncı işe alımınız da olsa bir adım geriye çekilip değerlendirmeniz gereken durumlar var:

Neye ihtiyacınız var?

Ekibinizi her zaman birbirini tamamlayan yeteneklerden oluşturmaya ihtiyacınız vardır. Bazıları sadece şirketlerin ilk döneminde birbirlerinin yeteneklerini tamamlayan ortakların yeteceğini söylese de bu yeterince büyük düşünmemelerinden kaynaklanmaktadır.

Tamamlayıcılık, her zaman akılda bulunması gereken bir konsepttir. Şirketler departmanlar veya takımların kendi karakteristikleri oluşacaktır ve bu tek bir alana yoğunlaşmış şekilde olabilir. Çok fazla strateji sahibi olup eyleme geçirecek çok fazla elemanın olmaması gibi durumlar işlerinize zarar verecektir. Denge her zaman gözetilmelidir.

Size ne katabilir?

Elbette tamamlayıcı yeteneklerle birlikte tamamlayıcı kaynaklara da ihtiyacınız olabilir. İşe alacağınız insanın takımınıza ne gibi ek kaynak getireceğini de sorgulamalısınız. Bu bir girişimde para veya önemli bağlantılar olabilir. Hali hazırda oturmuş bir şirkete ise içinde bulunduğu marketi daha iyi anlamlandırma olabilir.

Daha fazla kaynak;

  • Riski azaltacaktır.
  • Yaratıcılığı tetikleyecektir.
  • Şirketinizin hedefini başkalarının da onayladığının göstergesi olacaktır.

Yaratıcılığı engelleyen beş yaklaşım

1

Yaratıcılık pek çok girişimcinin kurtarıcısıdır. Yeni bir fikir veya eski bir fikrin yeniden çözümlenmesi rekabette avantajı ele geçirmenize yardımcı olabilir.

Ancak yaratıcılık her zaman kullanması zor olan bir yetenektir ve her zaman çevresinde ‘yaratıcı’ olarak tanınan insanlardan gelmeyebilir. Dışarıdan yaratıcı olarak gözükmeyen biri de yaratıcı fikirler geliştirebilir. Mind Gym: More By Thinking Differently kitabının yazarı Dr. Sebastian Bailey bunların üzerine yaratıcılığın öldürülebilir bir şey de olduğunu, ve öldürmemek için şu tavırlardan kaçınmaya dikkat edilmesi gerektiğini paylaşıyor:

– ‘‘Ben bu problemi biliyorum’’: Boğazına 6 metrelik bir ip bağlı olan eşek, 8 metre uzağındaki bir samana nasıl ulaşır? Cevabı rüzgarda veya farklı şeylerde aramayın. Eğer ipin diğer ucu bir yere bağlı değilse eşek samana ulaşmakta zorlanmayacaktır.

donkey-photo

Bir problemi çözerken onu tamamen bildiğinizi varsaydığınızda kendinizi kısıtlarsınız. Dolayısıyla bildiğinizi düşünseniz dahi elinizdeki verileri iyice analiz etmek problem hakkında daha önce bilmediğiniz veriler bulmanıza yardımcı olabilir.

– ‘‘Çözümü biliyorum’’: Daha önce karşılaştığınız benzer problemlerin çözümlerini hatırlayarak önünüzdeki problemlere yaklaşmak, alternatif çözümleri görmenize engel olacaktır.

– ‘‘Ben tam anlamıyla bir realistim’’: Einstein genel görelilik kanununu geliştirmek için bildiği anlamda gerçekten uzaklaşmak zorundaydı. Kendini bir ışık ışınını takip ederken hayal ederek yolculuğunun nasıl olabileceğini düşünmeye çalıştı. Çoğu zaman düşünceleriniz ‘yapılabilirlik’ algımız ile kısıtlanabilir.

Imaginary-World-your-imaginary-world-16495963-1920-1200

– ‘‘Ben bir uzmanım’’: Bazen uzmanlığınız be bilginiz yeni çözümler görmenize engel olur ve sizi varsayımlar yapmaya itebilir. Bir konuda uzman olduğunuza inandığınızda onun hakkında diğer insanlardan daha derin bir görüşe sahip olduğunuzu düşünebilirsiniz. Ancak bu problemleri olduğundan daha karmaşık olarak görmenize sebep olabileceğinden her zaman olaylara farklı bir bakış açısı ile yaklaşan birilerinin fikirlerini duymak faydalı olacaktır.

– ‘‘Her şeyi olduğu gibi görüyorum’’: Çocukluğunuzda bulutlara baktığınızda birçok farklı şekil görebilirdiniz. Ancak yetişkinliğinizde bulutlara baktığınızda sadece gelen yağmur tehlikesini görürsünüz. Psikologlar bunu bir şeyin asıl amacını bildiğinizde onu başka bir şekilde düşünemeyeceğiniz şeklinde yorumluyor. Yaratıcı düşünmek için bir şeyin ne olduğunu değil, ne olabileceğini düşünmeniz gerekiyor.

Siber hırsızlık çocuklar üzerinde yapılıyor

0

Kaspersky Lab ve B2B International tarafından gerçekleştirilen ve Türkiye’nin de dahil olduğu bir araştırmaya göre Türkiye’de kullanıcıların yüzde 25’i çocuklarının çevrimiçi faaliyetlerinin bir sonucu olarak para veya önemli bilgilerini kaybediyor. Bu rakam, çocukların siber tehditlerle karşılaşma riskine ek olarak ebeveynlerin de dikkatsizlikten kaynaklanan sorunlara neden olduklarını gösteriyor.

Bununla birlikte, çocuklarının bilgisayar teknolojileri hakkında çok az şey bildiğini düşünen katılımcıların oranının yüzde 41 ve çocuklarının siber tehditler hakkında hiçbir şey bilmediğini düşünenlerin oranının yüzde 31 olduğunu hesaba kattığımızda bu rakam çok da şaşırtıcı görünmüyor. Çocuklarının cihazlarını kullanmasına izin veren ebeveynlerin karşı karşıya kaldıkları risk de benzer bir bilinç eksikliğinden kaynaklanıyor. Katılımcıların yüzde 16’sı çocuklarının önemli bilgilerini yanlışlıkla sildiklerini ve yüzde 6’sı çocuklarının çevrimiçi faaliyetlerinin bir sonucu olarak uygulama mağazalarından beklenmedik faturalar aldıklarını söylemiş. Sonuçta beş ebeveynden biri çocuklarının faaliyetleri nedeniyle para ve önemli bilgilerini kaybettiklerini itiraf etmiş.

Buna rağmen ebeveynlerin yarısından azı tehlikenin farkında değil
Ebeveynlerin sadece yüzde 43’ü çocuklarının kendi onayları olmadan çevrimiçi para harcayabilecek olmalarından ve sadece yüzde 41’i çocuklarının gizli bilgileri çevrimiçinden serbest bir biçimde paylaşabileceklerinden endişe ediyor. Aynı zamanda ebeveynler, sorunlardan kaçınmak ve çocuklarını çevrimiçi tehditlerden korumak için farklı yöntemler deniyorlar. Örneğin yüzde 22’si çocuklarının cihazları nasıl kullandıklarını kişisel olarak kontrol ediyor ve yüzde 24’ü İnternet sağlayıcısından bazı sitelere erişimi engellemesini istemiş. Birçok güvenlik çözümünde bulunan bir özellik olmasına rağmen ebeveynlerin sadece yüzde 34’ünün çocuklarının çevrimiçi faaliyetlerini kontrol etmek için özel yazılımlar kullanıyor olması dikkate değer.

Kaspersky Lab Web İçerik Analisti Grup Yöneticisi Konstantin Ignatev şunları söyledi: “Ebeveynler internette vakit geçiren çocuklarını korumayı düşünürken en önemli endişeleri, onları İnternetteki istenmeyen içerikten korumak. Bununla birlikte unutulmaması gereken önemli bir unsur da çocukların ebeveynlerine çıkardıkları sorunlar. Ebeveyn kontrolü uygulamak, çocuklarınıza güvenmediğiniz anlamına gelmez; diğerlerinin yanı sıra bu da cihazınız ve üzerindeki verileri korumak için gerekli bir önlem. İlginç bir şekilde bu aynı zamanda tam ters yönde de etkili oluyor: yetişkin çocuklar siber tehditler hakkında daha az bilgi sahibi olan anne-babalarına yardımcı olmak için bu tür yazılım ürünlerini kullanabilir.”

Ödüllü sanal borsa yarışması başlıyor

0

XTB Menkul Değerler, “Sanal Borsa Yarışması” ile yatırım piyasasını merak eden ve kendini test etmek isteyenlere, keyifli bir deneyimin yanında çok özel bir Porsche deneyimi ve her gün Samsung Galaxy S ürünler kazanma imkanı sunuyor.

yarisma.xtb.com.tr adresi üzerinden ücretsiz gerçekleşecek yarışmada, katılımcılar kendilerine verilen sanal 10.000 Euro’yu, seçtikleri yatırım araçları üzerinden artırmaya çalışıyor olacak. Yarışmacıların gerçek zamanlı verilerle, kaybetme riski olmadan, profesyonel yatırım atmosferini yaşayacakları Sanal Borsa Yarışması, 5 Ekim – 31 Ekim 2014 tarihleri arasında, içinde Türkiye’nin de bulunduğu toplam 12 ülkede eş zamanlı olarak başlayacak.

Ayrıca yarışma esnasında, ücretsiz seminer ve online eğitimler ile yatırımcılara bilgi desteğinin sağlanıyor olması da borsa ve forex hakkında deneyimi olmayan katılımcılara büyük kolaylık sağlayacak.Büyük Ödül; Porsche Deneyimi ve Her Gün Samsung Galaxy S Serisi Ürünler

Yarışma birincisine, Almanya Leipzig’de bulunan Porsche fabrikasında, 2 gün sürecek çift kişilik Porsche sürüş eğitimi ile efsaneyi evinde tanıma fırsatı sunulacak. Gün birincileri ise; her gün Samsung Galaxy S5 akıllı cep telefonu, Samsung Galaxy S Tablet, Samsung Galaxy Gear akıllı saat ve toplamda 70 farklı hediye ile ödüllendirilecekler. Yarışma sıralaması, web sitesinden günlük olarak takip edilebilecek.

XTB Menkul Değerler Pazarlama Müdürü Naim Çetintürk; Sanal Borsa Yarışması ile dünya çapında tüm yatırımcı ve yatırımcı adaylarını XTB çatısı altında yepyeni bir deneyime davet ettiklerini belirtirken, yatırım dünyasını teknolojiyle buluşturan böyle önemli ve prestijli bir etkinliğin parçası olmaktan mutlu olduklarını ifade etti.

Ücretsiz katılım, inanılmaz ödüller ve her gün kazanma fırsatına sahip olmak için  www.yarisma.xtb.com.tr adresini ziyaret edebilirsiniz.

Elektrikli Formula dönemi başladı

1

Ben dahil pek çok teknoloji yazarı çocuk yaşlardan bu yana Formula 1 ile haşır neşir olmuş, yarışları izlerken Fittipaldi ailesinin bir ferdi gibi yaşamış, Ayrton Senna gibi kahraman, Michael Schumacher gibi yenilmez hissetmiştir. Gerçekten de Formula 1 takımlarına baktığımızda neredeyse tüm büyük teknoloji şirketlerini farklı takımların sponsorluğunu yaparken görebiliriz. Bunlardan BlackBerry, Intel, Dell, Kaspersky, EMC, SAP ve NEC ve ilk aklıma gelenler.

Çok değil bundan birkaç yıl önce ise Formula 1 yarışlarını elektrikli otomobillerle gerçekleştirme fikri ortaya atıldı. Son üç senedir konsept fikir olarak geliştirilen bu macera ise geçtiğimiz ay vücut buldu ve ilk yarış 13 Eylül tarihinde Pekin’de gerçekleştirildi.

Yarışlar için ilk eleştirimiz FIA (Fédération Internationale de l’Automobile-Uluslararası Otomobil Federasyonu) tarafında yapılan bir kural değişikliğiyle ilgili. Bundan iki yıl önce başlayan ve ilk duyurusu bu yılın başında Las Vegas’ta gerçekleşen CES fuarında Qualcomm tarafından yapılan havadan şarj olma teknolojisi çeşitli nedenlerle iptal edildi. Otomobiller bunu yerine 25 turluk yarışlarda 12 ya da 13.turda pite giriyor ve pilot şarjı biten otomobilden inerek bekleyen tam şarjlı araca binip yarışa devam ediyor. Evet, yıl olmuş 2014 dediğinizi duyar gibiyim!

Bu arada Pekin’de yapılan ilk yarışta araçların pist koşulları nedeniyle en fazla 170 kilometre hıza çıkabildiğinin altını da kalın bir çizgiyle çizelim. Bakalım 22 Kasım’da Malezya’nın Putrajaya kentinde koşulacak ikinci yarışta neler olacak? Bu arada takvimle ya da yarışlarla ilgili tüm bilgileri burada yer alan organizasyonun resmi web sitesi üzerinden de takip edebilirsiniz.

Eğer bu konulara meraklıysanız Formula E ile ilgili kapsamlı yazımızı TechInside’ın 15 Ekim’de çıkacak ikinci sayısında okuyabilirsiniz.

Google’a Avrupa Birliği darbesi!

0

Avrupa Birliği gizlilik yönetmeliği Google’a gizlilik sözleşmesini AB yasalarına uygun hale getirmesi yönünde tavsiyelerde bulundu. AB Veri Güvenliği yetkililerinin oluşturduğu Article 29 Working Party (WP29)’nin hazırladığı tavsiye paketine göre Google hangi verileri tuttuğunu ve bunları nasıl işlediğini daha detaylı bir şekilde anlatmalı.

WP29’un Google üzerinde yaptırım gücü bulunmasa da üyeleri Google’ın 2012 yılında yaptığı gizlilik sözleşmesinde yaptığı değişiklik üzerine AB yasalarını ihlal ettiği gerekçesiyle şirkete pek çok ceza kesmişlerdi. Hazırlanan paketin ulusal gizlilik kanunlarına uymak için ana hatları içerdiği ve gelecek tarihlerde tüm endüstriye tekrar uyarlanabileceği belirtildi.

Google yaptığı açıklamada gizlilik politikası sözleşmelerini Avrupa genelinde açıklamak için pek çok Avrupalı veri güvenliği otoriteleri ile görüştüğünü ve onların geribildirimlerine her zaman önem vererek önerilerini detaylı tartışmaya sıcak gözle baktıklarını belirtti.

Toplantılara girerken telefonlarınızı kapatın

0

USC Marshall School of Business’in Amerika’da yıllık 30 bin dolar üzeri kazanan ve en az 50 kişilik şirketlerde çalışan 554 tam zamanlı çalışan ile gerçekleştirdiği bir ankete göre toplantılarda telefonla oynamak özellikle kadın veya 40 yaş üstü iş arkadaşlarını daha çok rahatsız ediyor.

Yapılan anketin sonuçlarına göre çalışanların:

– Yüzde 86’sı toplantı sırasında telefon cevaplamanın
– Yüzde 84’ü toplantı sırasında mesaj veya e-mail yazmanın uygunsuz olduğunu düşünüyor.

Araştırma ayrıca telefon kullanımının uygunsuz olduğunu düşünenlerin daha çok kazandığını da ortaya koyuyor.

Ek olarak pek çok genç çalışan, 40 yaş üzerindeki çalışanların aksine, toplantı sırasında telefon kullanımının normal olduğu görüşünde. Bu durum işyerinde yükselmeleri 40 yaş üzerindeki yöneticilerin elinde olan gençler için biraz ironik bir haber.

Peki, insanlar neden toplantı sırasında telefon kullanmanın uygunsuz olduğunu düşünüyor?

– Saygı eksikliği: Telefonunda ilgilenilen şeylerin o an toplantıda konuşulanlardan ve toplantı dışındaki insanların toplantıdakilerden daha önemli olduğunu göstermesi,

– Dikkat eksikliği: Bir konuya odaklanmayı imkansız hale getirmesi,

– Dinleme eksikliği: Aktif olarak dinlemeyi imkansız hale getirmesi,

– Şartlı refleks etkisi: Modern bir Pavlov köpeği gibi insanların telefon titreşimine şartlanması,

– Öz farkındalık eksikliği: Bu davranışın diğer insanlara ne kadar komik gözüktüğünü anlayamama,

– Sosyal farkındalık eksikliği: Bu davranışın diğer insanları nasıl etkilediğini anlamama.

3D yazıcılarda organ üretimi yaklaşıyor

0

Bu yılın başında Harvard Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı 3D yazıcılar ile insan dokusu üretmeyi başararak yapay insan organı elde etmedeki en büyük problemlerden birini çözmeyi başarmışlardı. Bu başarının verdiği ilhamla araştırmacılar şimdi daha karmaşık bir hedef olan tam teşekküllü bir böbrek yapmak için kolları sıvadılar.

MIT Technology Review’in düzenlediği EmTech konferansında konuşan Harvard’dan Profesör Jennifer Lewis, henüz tam fonksiyonel organ üretmenin çok uzak bir hedef olduğunu; ancak ekibinin böbrekler içerisinde bulunan ‘nefron’ adlı parçacıkları üreterek önemli bir gelişme kaydettiğini belirtti. Yapay nefronlar ile birlikte ilaç firmaları ilaçların böbrekler üzerindeki etkisini daha çabuk ölçebilecek ve doktorlar böbrekleri daha detaylı bir şekilde çalışabilecek.

Profesör Lewis’in ekibi kan damarlı bir doku üretmek için yeni 3D basım mürekkepleri ve başlıkları geliştirdiler. Bu bileşenler sayesinde birbirine bağlı hücreler üretmeyi başaran ekip aynı yöntemi kullanarak böbrek içindeki kanı süzmeye yarayan yapıyı da taklit etmeyi başardı.

Lewis, organlar olarak böbreklere yoğunlaşmalarının sebebini böbreklerin tüm organ nakillerinde yüzde 80’lik bir payı oluşu olarak gösterdi. Profesör Lewis daha karmaşık olan doku türlerini üretmek için şu anki baskı tekniklerinin yetersiz kalacağını dolayısıyla önlerinde çok uzun bir yol olduğunu söyledi.

Bu gelişmeler Türkiye’de teknolojik desteklerin ve araştırmaların da ne yönde gelişmesi gerektiğine dair bize yol gösteriyor. Henüz mevcut ve yaygın teknolojilere sahip bir yazıcı bile üretebilmiş değiliz. Otomobil motoru üretmeye çalıştığımız bir dönemde dünya elektrikli araçlara geçiş yapıyor. Sağlık sektörü ise çok farklı bir alanda kendine yeni bir kulvar açıyor. Umarız ki bu kulvarda varlık gösterebiliriz.

Cep telefonlarında termal kamera ne işe yarar?

1

Geçtiğimiz yaz FLIR isimli bir girişim iPhone’lar için koruyucu kılıfa entegre bir termal kamera modülü çıkarmıştı. Ancak yeni iPhone modelleri ile 300 dolarlık bu ekipman kullanışsız hale gelmişti. Ekip bundan ders çıkartmış olmalı ki dağılarak, desteklenen cep telefonu modellerini genişleterek, Seek Thermal adında yeni bir girişim ile ortaya çıktılar.

Micro USB veya Apple Lightning soketlerinden telefonlara bağlanabilen yeni Seek Thermal Cam, 199 dolardan satışa sunulacak ve iPhone 5 sonrası Apple cihazlar ile Android 4.2.2 üzeri yazılıma sahip tüm cihazlarda çalışabilecek. Çalışması için bir uygulamaya ihtiyaç duyan Seek, Freescale firması tarafından üretilmiş 12 mikronluk ve 32.000 piksel kaydedebilen bir alıcı çipi kullanarak videolardaki ısı seviyelerini insanların görebileceği şekilde çözümlüyor.

Yemek pişirmekte, akıtan bir boruyu tespit etmede, köpeğinizin karanlıkta nerede saklandığını görmede veya mantolu evinize soğuğun nereden geldiğini anlamada kullanabileceğiniz Seek’in uygulamasının kullanımı da oldukça kolay.

Peki, bu 199 dolarlık termal kamera eklentisi bir fırsat oluşturabilir mi?

Kesinlikle evet. Termal kameralara günümüzde sağlık sektöründen güvenlik sektörüne kadar pek çok alanda kullanılıyorlar. Profesyonel termal kameralar maalesef çok yüksek fiyat etiketlerine sahip. Seek Thermal Cam daha düşük sermayelere sahip girişimler için farklı sektörlere yönelik çözümler geliştirmeleri için harika bir fırsat gibi görünüyor.

 

TET Ar-Ge Proje Baharı başlıyor

0

Elektrik-Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği’nin (TET) düzenlediği Proje Baharı’nda bu yıl yine birbirinden parlak fikirler ödüllendirilecek. Türkiye’nin teknolojideki gücünün uygulanabilir ve yenilikçi fikirlerle gelişmesini hedefleyen TET Ar-Ge Proje Baharı”, iddialı projelerin gün yüzüne çıkmasına öncülük ediyor. Elektrik, Elektronik ve Bilişim alanında yaratıcılığın gerçeğe dönüşeceği Proje Baharı etkinliğine, 01 Ekim 2014 – 13 Şubat 2015 tarihleri arasında başvuru yapılabilecek.

Sanayi kuruluşlarının temsilcileri, üniversiteler, Ar-Ge kuruluşları ve teknopark çalışanları ile araştırmacıları bir araya getirecek TET Ar-Ge Proje Baharı etkinliğinde; Bilgi ve İletişim Teknolojisi Uygulamaları, Çevre ve Enerji Verimliliği Uygulamaları, Enerji Üretim, İletim ve Dağıtımına Yönelik Uygulamalar ve Diğer olmak üzere 4 farklı kategoride projeler yarışacak. Özgünlük, sağlayacağı fayda, projenin inovatif yanı ve uygulanabilirliği gibi kriterlere göre yapılacak değerlendirme sonrası seçilen projeler, 08 Nisan 2015’teki etkinlikte sergilenecek. Gün boyu sürecek panellere de ev sahipliği yapacak etkinliğin ardından gerçekleşecek ödül töreninde ise her kategoride ilk üçe giren projeler, sırasıyla 20 bin TL, 10 bin TL ve 7 bin 500 TL’lik ödül kazanacak.

Türkiye ekonomisi ve ihracatına ivme kazandıracak Ar-Ge projelerinin, elektrik-elektronik sektöründen geleceğine inanan TET, 4’üncü yılına giren Proje Baharı etkinliği ile yüzlerce inovatif projeyi destekledi. Proje Baharı’na şimdiye kadar toplam 847 proje başvururken, değerlendirme kurulu tarafından seçilen 313 proje sergilendi. Etkinlik sırasında proje sahipleri ile sanayicilerin birebir görüşme yapabilecekleri ortam sağlandı. Üniversiteler ve Araştırma Kurumları ile sektörün bir araya geldiği Proje Baharı etkinlikleri, aynı zamanda katılımcılara önemli bir ağ yaratıyor. TET Proje Baharı, üretime dönüşen Ar-Ge proje sayısının fazlalığı ile de farklılaşıyor.

Android bir melek mi? Yoksa zehirli bir meyve mi?

16

İlk çıktığında Android’in arkasındaki fikir çok basitti: BlackBerry’nin kullandığına benzer bir yazılımı açık kaynaklı ve ücretsiz yap ve böylece herkes kullansın. Dolayısıyla Microsoft ve RIM (değiştirilmeden önce BlackBerry’nin firmasının adı) arkada kalarak toz yutsun.

Sonra sahneye Apple çıktı ve Anroid’in hedefi BlackBerry yerine iPhone olarak güncellendi. Ve işler gerçekten de patladı!

Donanımcılar mest olmuştu. Google yazılımı her zaman bedava yapardı. O yazılımı mühendislere vererek ürettikleri telefonun içine de koydun mu… Gelsin kârlar! Artık yazılımcılara kaynak şelaleleri akıtmaya gerek yoktu!

Android_Smartphone_with_Money

Ancak bir on yıl sonra işler hem çok iyi hem de çok kötü gitmeye başladı. Artık herkes bir akıllı telefon istiyordu. Akıllı telefon satışları tost makinelerinden bile büyüktü. Hatta televizyonlardan bile. Bir aile tek bir telefonla idare etmiyor, her bir bireyi akıllı telefon istiyordu.

Ancak ters giden bir şeyler vardı. Tüm zengin gözler Apple’a çevrilmişti. Öyle ki sonunda kârlar kuşa dönmüştü. Piyasanın düşük sınıfında ise çok çetin bir rekabet vardı. Öyle ki bir telefon almak isteyen kullanıcının yapacağı tek şey birbirine benzer telefonlar arasından en ucuzu seçmek oluyordu. Böylece fiyatlar düştü, düştü..

Ve birden herkes zarar etmeye başladı. HTC, güzel telefonlar yapmasına rağmen zarar etti. Sony, dünyanın en güzel telefonlarını tasarlamasına rağmen zarar etti. Öyle ki şu an telefon birimini kapamayı dahi düşünüyor. Her bir Android telefonu zarar etmeye başladı. Bundan sadece Samsung kurtulabildi, o da pazarlamaya yılda 14 milyar dolar gibi çılgın bir bütçe ayırmak zorunda kaldı. Ancak o da son yıllarda düşüşü gördü.

Ve günümüzde üst sınıf Apple’a, düşük sınıf ise Xiaomi ve Micromax gibi ucuz telefon üreticilerine kaldı.

Ve bu problemin çözümü yeni bir problem olarak ortaya çıktı.

xiaomi

Android, markaların sonu olmuştu

Yazılım geliştiriciler için birçok farklı ekran çözünürlüğü ve işletim sistemi versiyonları için yazılım geliştirmek işkence haline gelmişti. Üstelik yazılımları müthiş olsa bile kullanıcılar para vermeye çekiniyorlardı. Kaçınılmaz olarak reklama yönelmek durumunda kaldılar.

Android yakın zamanda ölmeyecektir ancak kullanıcıların aklında düşük fiyat ve kötü bir deneyimi çağrıştıran bir zehir haline gelebilir. Sadece kullanıcı deneyimini önemsemeyen, daha çok kar isteyen, üretmeyen üreticiler tarafından sevilir hale gelecektir.

Google ise buna izin vermeyebilir zira hem akıllı hem acımasız olabildiğini biliyoruz. Bir üçüncü seçenek ise Google henüz kimsenin görmediği bir şeyi görmüş olabilir.

Bu yazının orjinali Quora üzerinde sorulan bir soruya Glyn Williams‘ın veriği bir cevap olarak yayınlanmıştır. 

Endüstrinin geleceği ile ilgili rapor açıklandı

0

General Electiric (GE), İstanbul’da düzenlenen Dünya Ekonomi Forumu’nda yapılan “Bölgesel Kalkınma için Kaynakların Ortaya Çıkarılması” konulu özel toplantıda, ortaya koyduğu “Endüstrinin Geleceği” (Future of Work) perspektifinin, ekonomilerin baştan tanımlanması, gençler için yeni iş olanaklarının yaratılması, tedarik zincirlerinin yeniden şekillendirilmesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin desteklenmesi ve inovasyonda hız kazanılması üzerinde yaratacağı makroekonomik etkinin altını çizdi.

GE Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye İnovasyon Direktörü Rania Rostom ile GE Baş Ekonomisti Marco Annunziata tarafından birlikte kaleme alınan “Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye’de Endüstrinin Geleceği’nin Yol Haritası”, bölgenin sunduğu muazzam fırsatların, üç temel güç -Endüstriyel İnternet, İleri Üretim Teknikleri ve Küresel Akıl- sayesinde inovasyonun gücünü harekete geçirebileceğinin altını çiziyor. Bu üç unsur arasındaki karşılıklı etkileşim, GE’nin “Endüstrinin Geleceği” adını verdiği teknolojik bir dönüşüme katkıda bulunuyor.

GE Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Nabil Habayeb, “Endüstrinin Geleceği adlı rapor, GE’nin 80 yılı aşkın süredir varlığını sürdürdüğü bölge için benzersiz bir fırsattır. Bu rapor, bölgedeki deneyimimiz, uzmanlığımız ve ortaklıklarımızdan yararlanarak, organizasyonlarımızdaki verimliliğin ve etkinliğin artırılması, nihayetinde de ekonomilerin dönüştürülmesi için bir yol haritası ortaya koyuyor” dedi ve sözlerine devam etti :

“Bu yaklaşımın merkezinde, teknolojiyi benimseme ve inovasyonun hızlandırılması için işbirliklerini geliştirme alanlarında ortaya koyduğumuz hız yer alıyor. Yeni dönem iş dünyası, birlikte çalışarak ve inovasyonu merkeze alan ortak üretim modelini işler kılarak, çalışanların, şirketlerin ve yönetimlerin yerel inovasyonu artırma, girişimciliği teşvik etme, üretkenliği artırma ve fırsatları genişletmede kullanabileceği araçlar ve çözümler sağlıyor.”

Rania Rostom, Endüstrinin Geleceği yaklaşımının ortaya çıkaracağı dönüşümsel değişimin tasarım ve üretim süreçleri, tedarik zincirleri ve dağıtım ağları üzerinde olumlu etkiler yaratacağını söyledi ve “Bu yaklaşım endüstri sektörlerindeki rekabetçi ortamı baştan tanımlıyor ve gençlerin becerilerini artırarak, iş imkanları yaratarak, yetenekleri elde tutarak ve girişimciliği destekleyerek toplum ile işletmelerin temel kaygılarının giderilmesine yardımcı oluyor. İş dünyası ve akademik ortaklıklar yoluyla, sağlam bir girişimcilik ekosistemi oluşturmak üzere bölge çapında işler yaratabilir ve bu işleri bütünleştirebiliriz” dedi.

Endüstrinin Geleceği’nin temel direkleri; etkinliği artırmak üzere bulut bazlı analitiği (büyük veri ve endüstriyel makineler) bünyesinde birleştiren Endüstriyel İnternet; tasarım, prototip oluşturma ve üretim döngüsünü hızlandıran ve tasarım, ürün mühendisliği, üretim, tedarik zinciri, dağıtım ve servisi birbirine bağlayan 3 boyutlu baskı gibi teknikleri kapsayan İleri Üretim Teknikleri ve inovasyon süreçlerine katılan insan sayısını artıran dijital iletişim ağlarının bir araya getirdiği insanların toplu zekasını ifade eden Küresel Akıldır. Yeni dönem iş dünyası, küresel inovasyon ve birlikte yaratım modelinden faydalanarak yeni pazarlar ve kariyerlerin önünü açacak, istihdam ve gelirlerde daha hızlı ve sürdürülebilir artış sağlayacak.

Endüstriyel İnternet üretkenliği artırırken; İleri Üretim Teknikleri çok daha hızlı ve esnek çalışabilen mikro-fabrikaların ortaya çıkmasını sağlayacak ve Küresel Akıl, çalışanların iş piyasasına daha kolay girmesini ve şirketlerin yetenek havuzuna daha kapsamlı şekilde erişebilmesini sağlayacak. Bütün bunlar da yerel bir tedarik zincirinin yaratılmasını teşvik edecek.

Endüstrinin Geleceği, kendileriyle görüşülen Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye bölgesindeki C-düzey yöneticilerini büyüme açısından inovasyon ve işbirliğinin oyunun akışını değiştiren unsurlar olduğunu önemle vurguladıkları GE Küresel İnovasyon Barometresi Araştırması’ndaki bulguları tamamlıyor.

İnovasyon iş süreçlerinde çeşitli kesintilere yol açabilmekle birlikte, aynı zamanda da üretkenliğin artırılması için bir fırsattır, yeni rekabetçi avantajlar sağlar. Aynı zamanda daha güçlü ve istikrarlı büyümeye temel oluşturur. GE, Abu Dhabi (BAE), Masdar City’de açılan GE Ecomagination İnovasyon Merkezi; Suudi Arabistan, Dhahran’daki Saudi GE İnovasyon Merkezi; Katar Bilim ve Teknoloji Parkı’ndaki GE İleri Teknoloji Araştırma Merkezi; yeni GE Cezayir Türbinleri ve GE Türkiye İnovasyon Merkezi gibi yatırımlar ve girişimlerle bölgedeki inovasyon ortamını destekliyor.

İşbirliğine ve yerel ekosistemlerin geliştirilmesine dayalı inovasyon dalgası, karşılığında sadece yerel ekonomileri değil küresel piyasaları da destekleyen yerel tedarik zincirlerini ön plana çıkarıyor. Bu da küçük ve orta ölçekli işletmelerin gelişimini hızlandırarak, sonrasında üretimin demokratikleşmesine ve ihracatın artmasına neden oluyor. Daha yerelleşmiş bir tedarik zinciri, maliyetleri düşürürken verimliliği artırır ve yeni fikirlerin oluşumu için de kuluçka işlevi görür.

Endüstrinin Geleceği’nin en güçlü etkileri arasında, bölgenin genç ve hızla artan nüfusu için tatminkar kariyer fırsatları yaratabilme becerisi yer alıyor. Devletin omuzlarına kalan istihdam yaratma sorumluluğunun özel sektöre aktarılmasına yardımcı olarak, hükümetlerin eğitim sisteminin güçlendirilmesine daha çok odaklanmasına ve girişimcilik inisiyatiflerine daha çok destek sağlamasına olanak tanıyacak. Sağlanacak diğer olumlu etkiler arasında, bilime, mühendisliğe, teknolojiye ve matematiğe ağırlık verilerek eğitim sisteminin güçlendirilmesi, eğitim kurumları ile endüstri arasındaki diyaloğun güçlendirilmesi ve sorun çözümüne odaklanılması bulunuyor

Kimlik avcılarına dikkat

0

Kaspersky Lab, Ağustos ayında istenmeyen e-postalarda gerçekleşen artışı analiz etti. Şirketin uzmanlarına göre Ağustos ayında tespit edilen kimlik avı saldırıları neredeyse 1,5 kat artarak 32 milyon olarak gerçekleşti.

Yahoo! sık sık uğradığı saldırılarla (yüzde 6,4), Google ve Facebook’la birlikte kimlik avcıları tarafından saldırıya uğrayan ilk 3 kuruluştan biri olan Windows Live ile yer değiştirmiş oldu.

Kaspersky Lab İstenmeyen E-posta Analisti Tatyana Shcherbakova, şunları söyledi:

“Ağustos ayı kimlik avı saldırılarında yüzde 62 gibi önemli bir oranda artış gerçekleşti. Bu durum muhtemelen reklam amaçlı gönderilen istenmeyen e-posta talebindeki mevsimsel düşüşten kaynaklandı. Para kazanmaya devam etmek isteyen siber suçlular, kimlik avı dolandırıcılığı da dahil olmak üzere diğer istenmeyen e-posta türlerine geçiş yaptı. İyi bilinen hizmetler, sosyal ağlar ya da finans kuruluşları tarafından gönderilen mesajları taklit eden kimlik avı dolandırıcıları, istenmeyen e-postaların başarı şansını önemli ölçüde artırmakta.”

Spam mesajlar aracılığıyla zararlı eklentiler dağıtan siber suçlular, kullanıcıların dikkatini çekmek için yine sahte Facebook bildirimlerini yem olarak kullandı. Mesaj metnine göre, sosyal ağ haklanıyor ve bu yüzden geliştiriciler gelecekte karşılaşabilecekleri sorunları önlemek amacıyla kullanıcılardan ekte bulunan programı yüklemelerini istiyor. İlgili program yerine iletiye eklenen ve Haze Yükleyici Trojan içeren ZIP arşivi, siber suçlular tarafından bilgisayarın sahibinin kişisel verilerini çalmak veya kişi listesinde bulunan tüm adreslere virüslü mesajlar göndermek için tasarlanmış kod dahil kötü amaçlı başka yazılımlar yüklemek için kullanılıyor.

Ağustos ayında kötü amaçlı yazılım sıralamasında ilk 3’e yerleşen Trojan’ların arasında ilk iki sırayı Redirector (Yeniden Yönlendirici) ve Fraud (Dolandırıcılık) olan HTML sayfaları aldı. Redirector, kullanıcıları genellikle, popüler olan ikili seçenekleri otomatik olarak değiştiren bir hizmet olan Binbot yüklemeye davet eden virüslü bir siteye yönlendiriyor. Fraud ise çevrimiçi bankacılık hizmetleri için bir kayıt formu olarak kullanılır ve çalınan finansal bilgileri kimlik avcılarına gönderiyor. Üçüncü sırada ise Upatre Yükleyici Trojan yer almıştır. Bu familyaya ait kötü amaçlı yazılımlar, genellikle finans kurumlarına saldırı için tasarlanmış bir Bankacı Trojan’ını indiriyor.

Dijital pazarlamada ölçümleme nasıl olur?

0
Boğaziçi Üniversitesi’nin ev sahipliği yapacağı Digital Analytics Summit’te profesörler, pazarlama yöneticileri, danışmanlar ve analistler bir araya gelerek dijital pazarlama aktivitelerinin geri dönüşü ve ölçümlemesi ile ilgili gerekli aşamaları ve en iyi araçları paylaşacak.
Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Ayşegül Toker’in koordinatörlüğünde gerçekleşecek etkinlikte Philip Kotler, Paul Green, Jerry Zaltman, Jagdish Sheth gibi dünyaca ünlü pazarlamacılar ile birlikte American Marketing Association tarafından ‘Pazarlama Efsanesi’ olarak seçilen Dr. V. Kumar ağırlanıyor. Pazarlamanın çeşitli dallarında 8 defa yaşam boyu başarı ödülü sahibi olan Kumar, 200’den fazla makale, kitap, kitap bölümü, konferans makalesi, vaka çalışması ve araştırma raporu yayınladı, yayınları 6 dile çevrildi.
Televizyon, basın, radyo, sinema, outdoor, mobil ve internet mecralarında medya araştırmaları ve reklam ölçümleri ile ilgili çalışmalar yapan Nielsen Medya Genel Müdürü Erdem Tolon ise ‘Dijitalleşen Dünyada Reklam ve Pazarlama Etkinliği’ ile ilgili son trendleri anlatacak. Nielsen Online, Nielsen Mobile ve Nielsen Global Pazarlama Takımı dahilinde yer alan Tolon, ‘online ve mobil medya araştırmaları’ ve ‘online panel yönetimi’ bazında önemli çalışmalar yürütüyor.
Dijital pazarlamada ölçümlemenin öneminin tartışılacağı, yeni nesil ölçümleme araçlarının paylaşılacağı Digital Analytics Summit’in diğer konuşmacıları arasında Crimson Hexagon Avrupa Direktörü Luke Moore, Özyeğin Üniversitesi’nden Prof. Koen Pauwels, Gemius Ülke Müdürü İdil Kesten ve eBrandValue kurucusu Doç. Dr. Tolga Akçura bulunuyor.
Matadorbet