Dropbox artık URL kaydediyor

1
Birden çok cihazla çalışan profesyonellerin en çok zorluk çektiği noktalardan biri, bir cihazla gezindiği web sayfasının linkini, diğer cihazlarında da hızlıca açmak istediğinde, URL’yi diğer cihazlarına gönderme sorunudur. Bu çok basit ancak acil durumlarda büyük sorun çıkarabilen ihtiyaç nedeniyle kullanıcılar URL adresini bazen kendine e-posta atmayı seçebiliyor, bazen Facebook veya Twitter gibi sosyal medya hesaplarından yine kendine mesaj atabiliyor veya Evernote gibi bulut üzerinde çalışan bir not deferi/ajanda uygulaması kullanıyorlarsa adresi bu uygulamaya kaydedip sonra diğer cihazdan aynı uygulamayı açarak, ilgili notu bularak kayıt edilen URL’yi tıklamayı seçebiliyorlar. Ancak tüm bu yöntemlerin kendine has sakıncaları bulunabiliyor. e-posta atmak veya almak durumun aciliyetine göre yavaş kalabiliyor, iş arkadaşlarıyla bir toplantı esnasında Facebook veya Twitter gibi özel hesapların mesaj kutularını arkadaşların yanında açmak, bazı özel mesajlaşmaların ortaya çıkması riskini taşıyabiliyor, keza e-posta veya Evernote gibi uygulamalar da aynı mahremiyet riskini barındırıyor. Dropbox şimdi bu problemi çözmek üzere, URL paylaşım hizmetini devreye soktu. Buna göre, kullanıcılar bir URL adresini Dropbox uygulamasının içine sürüklediğinde, aynı adres diğer cihazlarında da beliriyor. Üstelik Dropbox hesabınızı başkalarının yanında açtığınızda, klasörlenmiş veriler, özel/mahrem bilgilerinizin yanınızdaki insanlar tarafından görülmesi riskini de ortadan kaldırıyor. Kaldı ki, çoğu zaman iş arkadaşları ortak Dropbox klasörleri üzerinden proje yürütebiliyor. Bu durumda URL’yi ortak klasörlerin içine taşımak, aynı URL’ye, diğer iş arkadaşlarının da kolayca erişmesini sağlıyor. Yeni özelliğin iş dünyasında, toplantılarda, proje buluşmalarında çok popüler olması bekleniyor.  

Nakliye hizmetini internetten alıyoruz

0
Armut_tasinmaHizmet sektörünü İnternet’e taşıyan armut.com, yaptığı analizle Türkiye’nin nakliye haritasını çıkardı. 2015 başından itibaren gelen 40.000’i aşkın nakliye talebi üzerinden yapılan analize göre 2,5 ayını geride bıraktığımız yaz mevsiminde bahara nazaran %70 daha fazla talep oldu. En çok nakliye isteği yapılan iller sırasıyla İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli ve Bursa olurken, İstanbul’a en çok Ankara’dan nakliye işlemi yapıldı. İstanbul’dan diğer illere taşınma taleplerinde ise ilk sırada İzmir yer aldı, sırasıyla Ankara ve Antalya İzmir’i takip etti. İstanbul’da Taşınmalar Ağırlıklı Avrupa Yakası’nda İstanbul içindeki nakliye ve taşınma taleplerinin %61’i Avrupa Yakası’ndan gelirken, Anadolu Yakası %39 seviyesinde. Bununla birlikte İstanbul’daki 39 ilçe içinde en çok nakliye talebinde bulunan ilk 3 ilçe Kadıköy, Ümraniye ve Maltepe olurken, bu ilçeleri Bahçelievler ve Şişli takip etti. Armut’un analizine göre ağırlıklı evden eve nakliyat olan taleplerin %80’inden fazlası aynı yaka içinde kaldı. İstanbul’da taşınmaların %26’sı aynı ilçe içinde gerçekleşirken, bu oran Ankara’da %36, İzmir’de %33 oldu. Ankara’da Çankaya’dan, İzmir’de Karşıyaka’dan Nakliye Talepleri Çoğunlukta Ankara’da en çok nakliye talebinde bulunan ilk 5 ilçe sırasıyla Çankaya, Yenimahalle, Etimesgut, Keçiören ve Mamak oldu. İzmir’de ise en çok Karşıyaka, Bornova, Buca, Karabağlar ve Konak’tan nakliye talebi geldi. Armut Kullanıcıları Paketlemeyi Kendi Yapmak İstiyor Armut’tan nakliyat hizmet alanların %27’si eşya paketlemesini kendisi yapmak istiyor. %51 oranda kullanıcılar, mobilya ve beyaz eşyanın paketlenmesi noktasında nakliye şirketinden destek alırken, tüm paketlemelerin nakliyecilere ait olmasını isteyenler ise %22 seviyesinde kalıyor. Armut, Nakliye Firması Seçerken ve Taşınma Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken 10 Noktayı İşaret Ediyor: 1.      Evinizdeki büyük eşya adedi ve boyutlarıyla ilgili detaylıca görüşün, gerekirse keşfe davet edin. Profesyonel nakliye firmaları ücretsiz keşif imkanı sunuyor. Böylece ihtiyacınızın doğru anlaşıldığından, uygun personel ve ekipman sağlanacağından emin olun.
2.     Taşınma kapsamı ve tutarına dair sözleşme yapın, taşınma sırasında eşyalarınıza bir zarar gelmesi durumuna karşı sigortalatıp sigortalatmadıklarını öğrenin ve sigorta yapan firmaları tercih edin.
3.      Demonte edilerek taşınması gereken eşyalarınızın bilgisini önceden paylaşın ve uygun malzeme getirmelerini isteyin. Eşyalarınız yeni evinizde tekrar monte edilirken özellikle dolap kapaklarının düzgün takıldığını işlem bitmeden kontrol edin.
4.      Eski evinizden avize, lamba, duvara monte edilmiş raf, çamaşır ve bulaşık makinesi gibi hassas ürünlerin nasıl çıkarılacağını ve yeni eve nasıl yerleştirileceğini öğrenin. Nakliye ekibinde bu işin uzmanlarının bulunduğunu teyit edin ve hizmet kapsamında yeni evinizin duvarına montaj da varsa doğru konumlandırma için hizalama cihazı ile diğer gerekli ekipmanın olup olmadığını öğrenin.
5.      Yeni evinizin yönetimi ile taşınacağınız gün bilgisini paylaşın ve uygun park yeri ayarlamalarını isteyin.  Bazı apartmanlar asansör kullanımına izin vermeyebilir veya giriş çıkış saatlerinde kısıt olabilir; bu gibi taşınma sırasında uyulması gereken kuralları önceden öğrenerek nakliyecinize rahat çalışma ortamı sağlayın.
6.      Paketleme sırasında eşyaların doğru şekilde gruplanmasına dikkat edin ve kolilerin üstüne yeni evde hangi odaya yerleştirileceğini açıkça yazmalarını isteyin veya siz yazarak yönlendirin. Böylece kolilerin doğru odalara dağıtılmasını sağlayarak daha kolay yerleşebilirsiniz.
7.      Özellikle tüm paketlemeyi nakliyeciniz yapacaksa kıyafetleriniz için kıyafet askılığı getirmelerini hatırlatın. Kıyafetlerinizin tozdan korunması için hassas kıyafetlerinizi koruyucu kılıflara yerleştirin ve onlarla taşınmasını sağlayın.
8.      Nakliye ekibindeki her personel aynı hassasiyette olmayabilir. Özellikle dikkat edilmesini istediğiniz noktaları önceden belirterek tabaklarla deterjanların aynı kutuya koyulması gibi sürprizlerden korunun.
9.      Çalışma esnasında her 2 saatte 1 defa kısa molalar vermeleri nakliye ekibinin enerji toplaması ve daha dikkatli çalışmasına yardımcı olacaktır. Yöneticileriyle de görüşerek ekibi mola kullanmaya teşvik edin ve küçük ikramlarda bulunun.
10. Hem eski hem yeni evinizde nakliyecilere tanıdıklarınız veya siz eşlik edin. Eski evinizde nakliye ekibinin işi bittikten sonra, son bir defa kontrol ederek hiçbir eşyanızın unutulmadığından emin olun.  Yeni evinize eşyalar yüklendikten sonra da kamyonu kontrol etmelerini isteyin ve hızlı çalışma esnasında farkında olmadan unutulan küçük parçalar için daha sonra uğraşmak durumunda kalmayın.

Online tüketici, alışverişte 10 kritere dikkat ediyor

0
Bir yandan da teknolojinin hızlı gelişimi, akıllı cihazların önlenemez yükselişi, çoklu ekran dünyasına geçiş gibi birçok sebep, tüketicilerin önemli bir bölümünü e-ticarete kaydırıyor.
Kliksa Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan
Kliksa Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan
Günümüzde, fiziki mağazaları tercih eden, ihtiyaç duyduğu ürünü dokunarak, deneyimleyerek satın almak isteyen ve “offline tüketici” olarak da adlandırabileceğimiz tüketicilerin yanı sıra; alışveriş sitelerini gezen, satın almak istediği ürünün fiyatlarına ve özelliklerine bakan, ürünü önceden satın alan tüketicilerin yorumlarını okuyan, muadil ürünlerle karşılaştıran ve tüm sonuçları analiz ederek satın alma kararını veren “online tüketici” kitlesinin bulunduğunu belirten Kliksa Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, tüketici eğilimlerine göz atıldığında offline ve online tüketicilerin alışkanlıklarının ve beklentilerinin çeşitli noktalarda örtüştüğünü, bazı noktalarda ise farklılaştığını ifade ediyor. Nevgül Bilsel Safkan’a göre her iki kitlenin alışveriş yaparken dikkate aldığı ortak kriterler ve sahip oldukları farklılıklar şu şekilde: Ortak yanlar:
  1. Her iki kitle için de fiyat avantajı öncelikli konuların başında geliyor.
  2. Taksitli ödemeyi önemli bir alışveriş kriteri olarak görüyorlar.
  3. İki kitlenin de alışveriş yaparken mağaza/site tercih etmelerinde, o mağazanın/sitenin mevcut banka kampanyaları önemli rol oynuyor.
Farklılıklar:
  1. Offline tüketiciler ürünle fiziksel teması esas alırken; online tüketiciler fiziksel temasın yerine ürünle ilgili tüm sonuçları online analiz ederek satın alma kararını veriyor.
  2. Offline tüketiciler internetten alışveriş yapmanın güvenli olup olmadığı konusunda endişeli olup geleneksel yolları tercih ederken; online tüketiciler güvenliği, son teknolojik gelişmeler ve arkasında güvenilir topluluklar bulunan siteler sayesinde endişe duyulan konular arasında görmüyor.
  3. Offline tüketiciler fiziksel alışverişi sosyal yaşamın bir parçası, sosyal bir aktivite olarak görürken; online tüketiciler internetten alışveriş yapmanın zamandan tasarruf sağladığını ifade ediyor.
  4. Offline tüketiciler, aradıkları ürünün detaylarını sorabilecekleri satış görevlilerini faydalı bulurken; online tüketiciler satış görevlisi baskısının olmamasını avantaj olarak görüyor.
  5. Offline tüketiciler ürün tavsiyesi için çevreleri ve satış görevlilerini dikkate alırken; online tüketiciler ürünler hakkında önceden satın alıp kullananların görüşlerinin web sayfasında yer almasını bir avantaj olarak tanımlıyor.
  6. Offline tüketiciler olumlu veya olumsuz alışveriş tecrübelerini çevreleri ile paylaşma eğilimi gösterirken; online tüketiciler sosyal medyada paylaşmayı tercih ediyor.
  7. ffline tüketiciler özellikle bebek bezi gibi hacmi büyük ve önemli ihtiyaçları kendi araçlarıyla büyük market zincirlerinden almayı tercih ederken; online tüketiciler (özellikle yeni jenerasyon ebeveynler) bu tarz ürünleri oturdukları yerden sipariş etmeyi tercih ediyor.
 

IDF 2015’te geleceğe yön verecek teknolojiler

0
Fingers_Curie_Blue+%282%29Intel CEOsu Brian Krzanich, açılışta yaptığı konuşmada bilgisayarlarda artan kişiselleşmeyi destekleyecek yeni ürünlere, araçlara ve programlara dikkat çekerek geliştiriciler için yeni imkanlar sunan trendleri açıkladı. Teknoloji bizim birer uzantımız haline gelecek Krzanich, bilgi işlemin giderek daha da kişiselleştiğini ve neredeyse yaşamın tüm alanlarını zenginleştirdiğini belirterek, “Bilgisayarlar masalarımızda, çantalarımızda, kıyafetlerimizde, evlerimizde ve vücutlarımızda. Onlar yalnızca daha akıllı ve internete bağlı olmakla kalmayıp algılama özellikleri kazanarak bizim birer uzantımız haline geliyor” dedi. Ekinlikte daha çok cihaza ve uygulamaya derin algılama kazandıracak, Intel RealSense teknolojisiyle ilgili güncellemelerle birlikte Nesnelerin İnterneti (IoT) konusunda güvenlik sağlayacak yeni işbirlikleri ve kişiselleşmiş giyilebilir bilgisayar dünyası için Intel Curie modülü için güncellemeler duyurulurken “Amerika’nın En Büyük Kaşifleri” adlı yeni bir yarışma programı tanıtıldı. Bu program United Artists Media Grup Başkanı Mark Burnett prodüktörlüğünde gerçekleştiriliyor ve Turner Broadcasting’in öncü ağları ve özellikleriyle sunuluyor. Intel her yıl IDF’de, muhteşem deneyimler yaşatan geliştiricilerle ve ürün yaratıcıları, sistem mühendisleri, film oluşturucuları, oyuncak ve cihaz güçlendiricilerinden oluşan partnerleriyle teknoloji inovasyonunun geleceğine dair vizyonunu paylaşıyor. Bu yıl gerçekleştirilen forumda duyurulanlardan öne çıkanlar şöyle sıralanıyor. IDF 2015’te öne çıkanlar:
  • Intel RealSense teknolojisi çok geniş platformlarda çalışarak, geliştiricilere derin algıya sahip donanım ve yazılım yaratmaları için daha fazla imkan sunacak. Windows ve Android’e ek olarak, geliştiriciler Intel RealSense teknolojisini Mac OS X, ROS, Linux, Scratch 1, Unity, XSplit, OBS, Structure SDK, OSVR, Unreal Engine 4 ve Google’s Project Tango ortamlarında kullanabilecek. Ayrıca, Razer, XSplit ve Savioke adlı geliştiricilerin de dahil olduğu bazı iş ortakları Intel RealSense teknolojisine dayalı yeni platformlar, çevre birimleri ve diğer çözümler duyurdu.
  • Google ile olan işbirliği çerçevesinde Intel, Google’s Project Tango ve Intel RealSense teknolojilerini birleştirerek mobil derin algılama alanında inovasyon yapıyor ve Android tabanlı bir akıllı telefon geliştirici kiti oluşturuyor.
  • Google’s Project Tango özelliği taşıyan Intel RealSense Smartphone geliştirici kiti, bina için navigasyon ve alan öğrenme, sanal gerçeklik, üç boyutlu tarama gibi birçok yeni özellik sunuyor. Geliştirici kitin bu yılın sonunda seçkin Android geliştiricilerine sunulması hedefleniyor.
  • United Artists Media Group’tan Mark Burnett ve Turner Broadcasting ile olan iş birliği çerçevesinde oluşturulan “Amerika’nın En Büyük Kaşifleri” adlı yarışma, prömiyerini 2016’nın ilk yarısında yapacak. 1 Milyon Dolar kazanmak için yarışmaya katılanlar Intel Curie modülü tarafından desteklenen giyilebilir teknoloji ve akıllı bağlantılı kullanıcı cihazları konularındaki buluşlarını sergileyecek.
  • Intel etkinlikte, cepleri adeta veri merkezine çevirecek 3D XPoint isimli silinmeyen bellek medyasına dayanan ve şirketin ileri sistem belleği kontrolörü ile birleştirilmiş Intel Optane teknolojisinin donanım, yazılım ve IP ara yüzünü tanıttı. Intel Optane teknolojili yeni yüksek dayanıklı ve yüksek performanslı Intel SSD’leri pazara ilk defa 2016 başında sunulacak. Yeni sınıf bellek teknolojileri Intel’in gelecek nesil veri merkezi platformları için tasarladığı yeni DIMM ürünlerini de güçlendirecek.
  • Fossil Group, Intel’le olan iş birliği sonucu oluşturduğu, Intel teknolojisine dayalı üç giyilebilir ürünü ilk olarak Eylül 2014’te tanıtmıştı. Bu ürünler Android Wear kullanan bağlantılı bir saati de içeriyor ve tümü bu yılın dördüncü çeyreğinde piyasaya sunulacak.
  • Intel, Intel Curie modülü için özel olarak geliştirdiği yeni bir yazılım platformu yine IDF 2015’te duyurdu. Bu platform çok çeşitli cihaz deneyimini mümkün kılacak gerekli tüm yeni donanım, yerleşik yazılım ve SDK uygulamalarını içeriyor. Intel IQ Software Kits, bu platformun gelecekteki versiyonlarını destekleyecek.
  • Intel’in Enhanced Privacy Identification (Zenginleştirilmiş Gizlilik Tespiti – EPID) teknolojisi, öncü Nesnelerin İnterneti alıcısıyla ve Atmel ve Microchip’i içeren mikrokontrolör sağlayıcılarla uygulanarak daha akıllı ve güvenli bir bağlantılı dünya sunacak.

Veriyi anlamanın doğru yolu: Bağlam

0
  age_of_context1İnternet artık dev bir etiket bulutuna dönüşmüş durumda. Hepimizin, gezdiğimiz web sitelerinden arkamıza takılan çok uzun bir “etiket” kuyruğu bulunuyor. Yaz tatilimizi geçirmek için hangi şehri seçeceğimize karar vermek için Google’a Bodrum, İzmir, Alaçatı, Çeşme, Datça kelimelerini yazdığımız anda Google amca gelip arkamızdaki etiket bulutuna “tatil” kelimesini de ekleyiveriyor ve üç saniye içinde, girdiğimiz bütün web sayfalarında otel reklamları görmeye başlıyoruz. Benzer şekilde, bir otomobil markasının adını arattığımız anda, yine web sayfalarındaki reklam alanları, otomobil firmalarının reklamlarıyla doluveriyor. İşte bunlar hep “etiket”. Dijital dünyadaki etiketimiz, ne arattığımız ve hangi sitelere girdiğimizle belirleniyor. Oysa, burada gözden kaçırdığımız çok önemli bir detay var ki, dünyada artık tüm pazarlama profesyonelleri, bu detayın üzerine yoğunlaşmış durumdalar: Bağlam. Yani, kullanıcının arattığı, takip ettiği, oluşturduğu etiket bulutuyla arasındaki bağlantının doğru tespiti…. Örneğimize dönelim, Google’da Bodrum, İzmir, Alaçatı, Çeşme, Datça kelimelerini arattığımızda, Google bize hemen “tatilci” etiketini yapıştırabiliyor ve karşımıza otel reklamları çıkarabiliyor. Oysa, biz artık emekli olmuş ve Ege’ye taşınmak üzere plan yapan bir Ege aşığı olabiliriz ve hangi şehirde yaşamak istediğimize karar vermek için, web’de ön araştırma yapıyor olabiliriz. Bu durumda bizim karşımıza çıkması gereken doğru ilanlar, otel ilanları değil, emlak ilanları olmalıdır. Aynı şekilde, otomobil sayfalarını inceleyen biri olarak, otomobil satın alma peşinde bir müşteri değil, otomobil yedek parçaları/aksesuarları satacak mağaza açmak hedefindeki bir yatırımcı olabiliriz. Bu durumda da karşımıza, banka, kredi, faktoring gibi, iş kurmaya yardımcı olan hizmetlerin reklamları çıkarsa, çok daha faydalı olmaz mı? İşte, teknoloji dünyası şimdi, insanların kuyruklarına takılan etiket bulutuyla arasındaki ilişkinin bağlamını çözmeye çalışıyor. Bunun için oluşturulacak yapay zeka yazılımları, kullanıcıların hareketlerini, gezintilerini, ilgi alanlarını tespit ederek onların niyetlerini tahmin etmeye çalışacak ve yakında Google gibi dev arama motorları, reklam araçları, pazarlama profesyonellerine, çok daha nokta atışı yapabilecekleri hedefler sunacaklar. Böylece, aslında biz internette gezinirken, Google, Bing, Yahoo, Apple, neyin peşinde olduğumuzu kısa sürede çözecek ve bize reklam göstermek için pusuda bekleyen sayısız firma, aklımızı okumuş gibi karşımıza tam ihtiyacımız olan ürünlerin/hizmetlerin reklamını çıkaracak. Dolayısıyla, web’de kısa süre sonra bağlam kavramının yükseleceğini, insanların etiketleriyle arasındaki ilişkinin öne çıkacağını göreceğiz.

Qualcomm’dan 2.2 milyar dolarlık satın alma

0
Mobil işlemci üreticisi Qualcomm,  endirekt yüzde yüz iştiraki Qualcomm Global Trading’in Nesnelerin İnterneti (IoE) ve otomotiv sektörü için işlemci ve yazılım çözümleri üreten CSR’ın satınalımını tamamladığını duyurdu. 2,2 milyar dolar işletme değeri (özsermaye değeri 2,4 milyar dolar) üzerinden tamamlanan satınalma, Qualcomm Technologies’in öncelikli sektörleri olan Nesnelerin İnterneti ve otomotiv alanlarında şirkete büyük sayıda müşteri, yeni ürün portföyü ve satış kanalı ekleyerek Qualcomm Technologies, Inc.’in (Qualcomm Technologies) mevcut hizmet yelpazesini çeşitlendirmiş oluyor. Cambridge Silicon Radio Limited, ortaklarıyla birlikte, CSR’ın tüm mühendislik, araştırma ve geliştirme işlevleri olmak üzere tüm ürün ve hizmetlerini gerçekleştiren CSR şirketinin dolaylı ve yüzde yüz iştiraki olarak faaliyet gösteriyor. Cambridge Silicon Radio Limited’in ismi Qualcomm Technologies International, Ltd. olarak değiştirilecek ve Qualcomm Technologies’in iştiraki olacak. Qualcomm Inc. CEO’su Steve Mollenkopf şu açıklamayı yaptı: “Amacımız Nesnelerin İnterneti çerçevesinde milyarlarca cihazı, otomobili ve insanı birbirine bağlamak olduğu için bu birleşmenin yaratacağı gelişme bizlere büyük heyecan veriyor. CSR’ın tamamlayıcı ses teknolojileri ve çip sistemleri konularındaki birleştirici gücü, Qualcomm Technologies’in Nesnelerin İnterneti ve otomotiv endüstrisindeki yerini güçlendirecek, geniş ve gelişmiş bir portföy ekleyecek.” CSR Yönetim Kurulu Başkanı Joep van Beurden ise şu açıklamayı yaptı: “Tüketicilerin ‘akıllı’ ev, ofis ve arabalarındaki cihazları sorunsuz bir şekilde birbirine bağlama yönündeki taleplerini karşılamak için yarışan müşterilerimiz adına Qualcomm Technologies gibi tanınmış bir lidere katılmaktan çok memnunuz.” “Çalışanlarımız; müşterilerin birlikte çalışma uyumluluğu, düşük enerji ve bağlantı gibi kritik teknoloji gereksinimlerini karşılama ve yeni ürünlerin öncülüğünü yapma konusunda güçlü bir geçmişe sahip. Qualcomm Technologies ile birlikte, müşterilerimizin ihtiyaçlarını şimdi ve gelecekte karşılama konusunda daha da iyi bir pozisyona sahibiz.” Muhasebesel anlamda satın alma işlemi henüz sonlanmamış olmasına rağmen, Non-GAAP (Genel Kabul Görmüş Muhasebe Prensipleri Dışı) temelinde, bu satınalma 2016 mali yılında hisse başına düşen kazanca olumlu etkide bulunacak.. Ek olarak, yapılan ön hesaplamalara uyarınca, Qualcomm bu işlemin satın alma prosedürleri nedeniyle 2016 mali yılındaki GAAP kazancını düşürücü yönde hafif bir etkisi olmasını bekliyor.

Radore’nin yeni ortaklık süreci resmi olarak tamamlandı

0
Selcuk+Sarac%26ZKAHayata geçirdiği yatırımlarla büyümesini sürdüren Türkiye’nin önde gelen veri merkezi firması Radore, sektörün önemli isimlerinden Selçuk Saraç ile ortaklık kararı aldı. Sunucu barındırma ve kiralama, bulut bilişim altyapı hizmetleri, CDN, paylaşımlı web hosting servisleri, internet erişim ve lisans kiralama hizmetleri veren Radore, böylece ortaklarının sayısını 4’e çıkarmış oldu. 2004 yılından bu yana başarılı işlere imza atarak büyüdüklerini kaydeden Radore Genel Müdürü Z. Kubilay Akyol yaptığı değerlendirmede: “2 ay önce başlattığımız ve hızla sonuçlandırdığımız bu süreçle ilgili memnuniyeti ekibim ve kendi adıma paylaşmak isterim. Ortaklarımız arasına, sektörün çok önemli isimlerinden birini katmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bildiğiniz üzere, bundan yaklaşık 9 ay önce İş Girişim ve Doğuş SK ile yaptığımız ortaklıkla, Türkiye’nin en hızlı büyüyen veri merkezi ünvanımızı güçlendirmiştik. Bu işbirliği ile sektördeki en değerli şirket olma hedefimize bir adım daha yaklaştığını düşünüyor, büyümemizin hızlanmasını hedefliyoruz.” dedi.

re-KOBİ ilk mezunlarını verdi

0
1439902734_reKOB___egitimre-KOBİ Uzaktan Eğitim Platformu, 42 ülkede faaliyet gösteren Interactive Advertising Bureau’nun Türkiye merkezi IAB Türkiye tarafından, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin internetin imkan ve araçlarını kullanarak markalaşmasına, hem yerel hem de global pazarlarda güçlenmelerine destek vermek amacıyla geliştirildi. Katılımcılar,eğitim kapsamında markalaşmadan dijital reklama, sosyal medyadan mobile, e-ticaretten müşteri sadakatine kadar pek çok konuyu içeren 12 eğitim videosunu izleyerek, Haziran-Temmuz 2015 döneminde açılan ilk eğitimi tamamladı. Eğitimin ardından, internet reklamcılığının firmanın vizyonunu, müşteri portföyünü ve ilişkilerini geliştirmede çok etkili olduğunu; ayrıca izledikleri içeriğin, internet üzerinden gerçekleştirilebilecek tüm pazarlama çalışmaları konusunda ciddi katkısağlayacağını belirten katılımcılar, ilerleyen dönemlerde bu farkındalığı ve internet reklamcılığı ile ilgili bilgilerini ekiplerine de aktaracaklarınıifade ettiler. re-KOBİ Uzaktan Eğitim Platformu’ndan Mezun Olan Katılımcılar:
  • Canay Gümüşlü Safi / Genel Müdür- Kurucu Ortak / PMS Teknik Mühendislik Dış Ticaret Sanayi
  • Cem Çölkesen / Uluslararası Satış Müdürü / Novos Tıbbi Cihazlar
  • Engin Karaman / Yönetim Danışmanı / Ayyıldız Danışmanlık
  • Engin Önen / İşletme Sahibi / Engin Önen Sera İşletmeciliği
  • İsa Akdoğan / Reklam Satış Uzmanı / Zaman Medya Grubu
  • Merve Bor / Pazarlama Yöneticisi / Mondi Group
  • Murat Özkılınç / İşletme Sahibi /GaziantepCicek.Com

Konferans salonunda interneti engellemeye 750 bin dolar ceza

0
İş veya turistik geziler sırasında otellerde konakladığınızda, otelin kablosuz ağına bağlanmak için ekstra ücret istendiğine sık sık şahit olabilirsiniz. Bazı oteller, misafirlerine kablosuz interneti ücretsiz sunuyor olsa da bazı oteller oda ücretini düşük tutup, kablosuz internet için onlarca dolarlık günlük ücret isteyebiliyor. ABD’de bu tür oteller için kablosuz intertnet donanımları üreten Smart City isimli şirket, aynı zamanda müşterlerin kendilerine ait bir Wi-Fi ağı kurmasını da engelliyor. Otelde, konferans salonlarında, restoranlarda, otele ait alanlarda, otelin Wi-Fi ağı dışında başka bir Wi-Fi ağının çalışmasını engelleyen teknolojiye sahip olan Smart City, bu sayede otellerin müşterilerine Wi-Fi bağlantısı satarak kar etmesine de yardımcı oluyor. Ancak bir konferans için veya turistik amaçla Smart City servislerini kullanan otellerde bulunan misafirler, kendi Wi-Fi ağlarına bağlanamayıp otelden günlüğü 80 dolara internet bağlantısı almak zorunda kalınca, şikayetlerin sayısı arttı. ABD’de komünikasyon sektörünü regüle eden FCC de şikayetleri gündeme alarak konuyu inceledi ve Smart City’e 750 bin dolarlık ceza kesti. FCC, şirket hakkındaki şikayetleri Haziran 2014’ten beri inceleme altına almış ve soruşturma yürütüyordu. Özellikle, otellerdeki fuar/konferans merkezlerine yurt dışından veya şehir dışından katılan ziyaretçiler, bölgede kendi GSM şebekeleri dışından 3G bağlantısı kullanmak pahalı olduğundan, fuar sırasınca kullanmak için ön ödemeli bir 3G veri hattı alıp bunu mobil bir Wi-Fi modemde aktif ederek telefon, tablet veya laptoplarını yanlarında taşıdıkları bu mobil Wi-Fi ağ üzerinden internete bağlamayı tercih ediyorlar. Ancak Smart City’nin yabancı Wi-Fi ağları engellemesi nedeniyle, çok sayıda kullanıcının mağdur olması, FCC’yi harekete geçirmişti. Bu kararın ardından ABD’deki otellerin artık ziyaretçilerini otelin ücretli Wi-Fi ağını kullanmaya zorladıkları uygulamaların da son bulması bekleniyor.

Perakendeciler ERP konuştu

0
MTC_4254Kahvaltı’da ÖKC ve e-arşiv ile ilgili yeni düzenlemeler ve geliştirilecek teknolojik çözümler ile iş uygulamalarına yönelik deneyim ve görüş paylaşımı oldu. H&M’de Leasing Yöneticisi olarak görev yapan Dr.Fırat Sarı tarafından moderatörlüğü yapılan toplantıya, çözüm kullanıcıları, akademisyenler, çözüm üreticileri ve yönetim danışmanları katılım gösterdi. 50’ye yakın katılımcıyla perakendenin gündeminde olan ve kritik konuları enine boyunca tartışma şansımız oldu. Perakende toplantıları gündemde olan konularla periyodik olarak düzenlenmeye devam edecek. Bundan sonraki yaz dönemi toplantısı 29 Ağustos Cumartesi günü düzenlenecek ve e-dönüşüm kapsamında, e-arşiv, e-irsaliye konuları başta olmak üzere gündemde olan konular tartışılacak.

Full-imaj yedekleme çözümü Acronis True Image

0
BS_ATI_Cloud_5C_RightYeni kuşak veri koruması alanının dünya lideri Acronis son kullanıcılar, aileler ve ev-ofis kullanıcıları için veri yedekleme ve kurtarma çözümü olan Acronis True Image Cloud ve Acronis True Image 2016 ürünlerinin yeni sürümlerini  pazara sunduğunu duyurdu. Endüstrinin en hızlı evrensel full-imaj yedekleme çözümü olan Acronis True Image Cloud,  hem lokalde hem de bulutta yer alan fotoğraflar, videolar, dokümanlar, uygulamalar şifreler, ayarlar, kontaklar, aktiviteler gibi farklı veri formları ve tüm bilgisayar için eksiksiz bir koruma sağlıyor. Çoklu cihaz desteği sunan yeni Acronis True Image Cloud’un desteklediği mobil cihazlar arasında iPad, iPhone, Android cihazları ile Windows tabletleri de yer alıyor. Diğer yanda yine yeni sunulan kolay kullanımlı online dashboard özelliği ile kullanıcıların tek bir yerden tüm cihazlarını yönetebilmeleri sağlanırken, kullanıcılara bulut depolama ve arşivleme için limitsiz alan kullanımı da tahsis ediliyor. Veri Yedeklemenin En Zorlu Sorunları için: Acronis True Image Acronis True Image Cloud, felaket durumları yanında kullanıcı hatası ya da bir kaza sonucu silinen dosyalar, bozulan, kaybedilen ya da çalınan cihazlar birlikte yaşanabilecek veri kayıplarına karşı komple bir koruma sağlıyor. Acronis True Image Cloud; ·         Tüm cihazları korur – PC ve Mac’lerin yanı sıra bu yeni sürümle birlikte hızla yaygınlaşan Android, iPhone ve iPad cihazları ve Windows tabletleri de Acronis True Image tarafından desteklenmeye başlanıyor. Böylelikle Acronis veri korumasını dünyanın en önde gelen masa üstü ve dizüstü sistemlerinden en yaygın mobil platformlara doğru genişletmiş oluyor. ·         Tek bir yerden birden fazla cihazın yedeklemesini yönetir – Kolay kullanımlı bir yönetim konsolu olan yeni online dashboard özelliği ile kullanıcıların, herhangi bir yerden ve herhangi bir cihazdan erişerek web tarayıcısı üzerinden birden fazla cihazın yedekleme ve gerektiğinde kurtarma işlemini yapabilmelerine imkan veriyor. ·    Verilerin bulutta saklanmasını ve arşivlenmesini sağlar – Limitsiz alan kullanımı ve kişisel arşivleme özelliği, kullanıcıların yüksek hacimli ve nadiren kullandıkları dosyaları limit aşımı sorunu yaşamadan güvenli Acronis bulutuna taşımalarına, disklerinde yer açarak bilgisayarlarını daha rahat çalıştırmalarına olanak sağlar. Kullanıcılar arşivlenen dosyalarına herhangi bir cihazdan erişip görüntüleyebilir, verilerini büyüklüklerine ya da tiplerine göre arşivleyebilirler. Full-İmaj Yedekleme Teknolojisi Her Formdaki Veriyi Koruyor Herhangi bir lokasyondaki ve herhangi bir formdaki verinin elde edilmesine, saklanmasına, kurtarılmasına, kontrol edilmesine ve erişilmesine  imkan veren bir dizi güçlü veri koruma teknolojisini içeren Acronis AnyData Engine ile güçlendirilen ödüllü Acronis True Image, full-imaj yedekleme teknolojisiyle kaybolan tek bir dosyadan mobil cihaz içeriğine ya da tüm bilgisayara, gerek duyulan tüm verinin geri yüklenmesini sağlayarak her yerdeki ve her formdaki verinin eksiksiz biçimde korunmasını sağlıyor, kullanıcıların hiç bir koşulda veri kaybı yaşamasına izin vermiyor. Yeni Acronis True Image aşağıda belirtilen teknolojik özelliklere sahip bulunuyor: ·         Hızlılık – Hem lokalde hem bulutta hızlı yedekleme ve geri yükleme süreleri zamandan kazandırıyor. Acronis True Image yedekleme ve geri yüklemeyi rakiplerine oranla %50 varan oranda daha hızlı tamamlayabiliyor. ·        Güvenilirlik, güvenlik, gizlilik – Kullanıcı tarafından tanımlanan AES-256 kriptolu ve özel güvenlik kanalları kullanan bir anahtarla verinin her zaman-hem taşınma süresince hem de bulutta saklanırken- güvende olması sağlanıyor. Acronis bulutta saklanan veriye sadece verinin sahibi şifresini kullanarak erişebiliyor. ·    Esnek depolama seçenekleri – Birden fazla kaynak ve hedefe, örneğin lokal ya da harici sürücüye ya da  ağa, Acronis Bulutuna ya da 3.parti buluta dosya sistem entegrasyonu aracılığıyla veri yedeklemesi yapılabiliyor. Tam sistem yedeklemesi, özel dosyalar ve/veya klasörlerin yedeklenmesi gibi farklı gereksinimler için farklı yedekleme planları belirlenebiliyor. ·     Uygunluk – En yeni işletim sistemleri desteğinin yanı sıra (Windows 10 optimizasyonu da dahil olmak üzere), Master Boot Record (MBR) ve GUID Partition Table (GPT), BIOS ve UEFI (Unified Extensible Firmware Interface) destekleriyle hem güncelliğin hem de uygunluğun sağlanması güven altına alınıyor.
·        Gerçek zamanlı sürüm güncellemeleri – En yeni teknoloji güncellemeleri bulut üyelik modeli ile kullanıcılara sunulurken, kullanıcının da en son sürüme en hızlı biçimde erişmesi sağlanmış oluyor.
Acronis True Image 2016 Acronis AnyData Engine ile güçlendirilen Acronis True Image 2016 ise lokalde veri yedekleme ve kurtarma işlemleri gerçekleştirilmesine imkan veriyor. Acronis True Image 2016 ile tüm bilgisayar yedeklenebiliyor, bare-metal geri yüklenebiliyor ve/veya lokal bir donanım aracılığıyla yeni bir bilgisayara taşınabiliyor. 2016 sürümü ile “dene&karar ver” özelliği yeniden kullanıma sunulurken, kullanıcıların yeni yazılımı, sürücüleri ve sistem fonksiyonlarını güvenle test edebilmeleri için kontrollü bir geçici ortam sağlanıyor. “Yeni Acronis True Image -fotoğraflardan videolara, değerli kişisel verilerden uygulamalara ve bilgisayarın tümüne- kapsamlı bir veri koruması sağlamak üzere en ileri yedekleme teknolojisini kolay kullanımlı ve yaratıcı kullanıcı deneyimi ile birlikte sunuyor” diyenAcronis Kurucusu ve CEO’su Serguei Beloussov, Acronis True Image’in verinin hangi lokasyonda (bulutta, lokalde ya da her ikisinde) ve hangi cihazda bulunduğundan bağımsız olarak veri koruması sağlayan pazardaki tek çözüm olduğunu da sözlerine ekledi.

Truemessenger istenmeyen SMS’lerden koruyor

0
Truemessenger+logoTruecaller, SMS deneyimini daha akıllı ve daha sosyal yaparak iletişim kurma şeklini değiştiren Truemessenger uygulamasını tüm dünyanın kullanımına açtığını duyurdu. Bugün itibariyle Google Play’den Android telefonlar için indirmeye açılan Truemessenger, cep telefonunuzdaki kısa mesaj uygulamasının yerini alıp, spam SMS’leri tanımlayarak otomatik engelliyor ve bilinmeyen numaraların kime ait olduğunu gösteriyor. 150 milyonluk kullanıcı kitlesinin katılımı ile kullanıcılar, artık can sıkıcı izinsiz iletiler ile uğraşmak zoruna kalmayacak. Truemessenger, SMS’lerinize sosyal içerik ekleyerek güvenliği artırıyor. 1,7 milyar telefon numarası bilgisi içeren Truecaller veri ağı ile entegre çalışan Truemessenger, kamuya açık sosyal ağlardan edindiği kullanıcı bilgileri ile telefon numaralarını eşleştiriyor. Bu eşleştirme sonrasında SMS gönderen kişinin adı, fotoğrafı ve kamuya açık diğer bilgileri görüntüleniyor. Aynı e-postalarda yapıldığı gibi Truemessenger sayesinde SMS’lere de spam kuralları ve filtreleri uygulanabiliyor. Böylece spam SMS’ler başka bir klasörde toplanılabildiği gibi hiç alınmayabiliyor ve kullanıcıların gelen kutusu yalnızca gerçekten kendilerini ilgilendiren SMS’ler ile düzenli bir şekilde duruyor. Truecaller mobil spam’e savaş açtı Global olarak, her yıl gönderilen 1,2 trilyon SMS’in %15’inin (180 milyar) spam olduğu biliniyor. Diğer iletişim kanallarının hızla gelişmesine rağmen SMS hala Türkiye’deki pazarlamacıların ve dolandırıcıların en çok kullandığı kanal olma özelliğini koruyor. Bu SMS’ler indirim teklifleri, pazarlama promosyonları, kredi kartı dolandırıcılığı gibi içeriklere sahip olabiliyorlar. Spam SMS iletileri kişisel veya finansal verilerin çalınması gibi çok ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Truemessenger bu soruna doğrudan bir çözüm sunuyor. Truemessenger ile tüm spam SMS’lerin kimden geldiklerini görüp, engellemek veya filtrelemek kullanıcının kontrolüne geçiyor. Truemessenger ile yapılabilecekler: ·         Kendi telefon rehberinizde olmasa bile bilinmeyen bir telefon numarasını bir isimle ilişkilendirebilmek. ·         İstenmeyen numara ve kişilerden gelen SMS’lerden kurtulmak. ·         Spam mesajların ayrı bir klasörde tutulduğu, temiz bir gelen kutusu. ·         Genellikle spam SMS’ler ile ilişkilendirilen anahtar kelimeler veya numara kombinasyonları ile kişisel filtreler oluşturabilmek.   Truecaller CEO’su ve Kurucu Ortağı Alan Mamedi, “Şu an cep telefonumuza ne kadar çok spam SMS geldiğini düşündüğümüzde iletişimin Vahşi Batı’sında olduğumuzu varsayabiliriz. Kuralların veya kanunların olmadığı, olsa bile uygulanmadığı, diğer iletişim alanlarının gelişmesine rağmen her gün hiç durmadan spam SMS almamızı engelleyecek hiçbir atılımın gerçekleşmediği bir yerdeyiz” diyor. Mamedi, “Truemessenger’ın tüm dünyada kullanıma sunulması ile küresel kullanıcı topluluğumuzun gücü ile sizin şahsi ağınızın gücünüzü birleştiriyor ve bir daha asla bilinmeyen numaralardan gelen spam SMS’lere maruz kalmamanızı sağlıyoruz” diyerek sözlerine devam ediyor. Truemessenger şu an Android telefonlar için ücretsiz olarak indirilebiliyor ve Truecaller ile Truedialer uygulamalarının tamamlayıcı bir ayağını oluşturuyor. Truedialer Android ve Windows Phone platformları için ücretsiz indirilebiliyor. Truecaller ise Android, iOS, Windows Phone, BlackBerry, Tizen ve Nokia platformlarında ücretsiz olarak mevcut.

Android için 8 güvenlik önlemi

0

1. Telefonunuzun şifreli ekran kilidini mutlaka kullanın Akıllı telefonlarda yer alan en etkili ve en pratik güvenlik önlemleri arasında ekran kilitleri geliyor. Ekran kilidi gibi basit bir önlemle kötü niyetli kişilerin telefonunuza fiziksel erişimini kolayca engelleyebilirsiniz. Birçok cihazın güvenlik kilidi ve şifreleme özelliği olmasına rağmen kullanıcıların bunları pek kullanmaması, kötü niyetli kişilerin cihaz kaybolduğu zaman içindeki bütün bilgilere erişebilmesine imkân tanıyor. Eğer telefonunuz çalındıysa, sağlam bir kilit ekranı ya da şifreleme hırsızlara karşı caydırıcı bir önlem olacaktır. 2. Güvenlik ayarlarını kontrol edin Android işletim sistemi kolayca erişebileceğiniz önceden yüklenmiş veri güvenliği protokolleri içerir. Özellikler kısmındaki güvenlik bölümünde yer alan bu ayarlar, cihazınızı şifrelemenize de olanak verir. Bu özellikler şirket verileri gibi özel ve değerli verilerinizi güvende tutmanıza yardımcı olur. 3. Güçlü şifreler kullanın Kullanıcılar şifre konusunda belli başlı iki büyük hata yapıyorlar. Bunlardan birincisi zayıf şifreler oluşturmak. İkincisi ise e-posta ve mobil bankacılık gibi birçok farklı işlemde aynı şifreyi kullanmak. Bu işlemlerde tek ve zayıf bir şifre kullanmak, bilgisayar korsanlarına elinizdeki bütün zenginliklerin kapısını açabilen tek bir anahtar vermekle eşdeğer. 4. Güvenlik yazılımlarından yararlanın Mobil cihazlara yönelik veri güvenliği ürünleri hem çalınma gibi durumlara hem de zararlı yazılımlara karşı önlemler sunuyorlar. Cihazları uzaktan kilitleyebilen ve yer takibini sağlayabilen bir mobil güvenlik yazılımı ile hırsızlık olaylarına karşı bilgilerinizi koruyabilirsiniz. Bunun yanında zararlı yazılım içeren sahte uygulamalara ve diğer zararlı bağlantılara karşı tarama yaparak telefonunuzu koruyabilirsiniz. 5. Sahte uygulamalara dikkat edin Siber saldırganlar uygulama marketlerindeki denetimsizlikten faydalanarak buralara zararlı yazılım içeren ya da özel bilgileri doğrudan kendilerine ileten uygulamalar yüklüyorlar. Sonrasında bu zararlı programı büyük ilgi gören uygulama ve oyunların isimlerin tek harfini değiştirerek isimlendiriyorlar. Bu şekilde dikkatsiz kullanıcılar popüler bir oyun ya da uygulama indirdiklerini düşünürken, tam aksine zararlı yazılım içeren sahte bir uygulama indiriyorlar. 6. Uygulama erişim izinlerini kontrol edin Yüklediğiniz uygulamaların erişim izinlerini her zaman kontrol altında tutun. Birçok uygulama telefonunuzdaki kimlik bilgilerinize, sosyal medya hesaplarınıza ve fotoğraflarınıza erişim sağlayabiliyor. Güvenmediğiniz uygulamaların bu gibi verilerinize erişmesini güvenlik ayarlarından engelleyin. Bu sayede habersiz paylaşımların önüne geçebilirsiniz. 7. Herkese açık kablosuz ağlara bağlanmayın Acil işlerinizi halletmek için herkese açık olan güvenliksiz Wi-Fi ağlarına bağlanmak mobil cihazınızı büyük bir tehlikeye atabilir. Bu gibi durumlarda kullanıcılar genellikle Man-in-the-middle adı verilen bir saldırıya uğruyorlar. Siber saldırganlar bu saldırıyla aynı ağdaki cihazların trafiğini dinleyerek, iletilen veri paketlerini izleyebilir ve değiştirebilirler. 8. Fotoğraflarınızı ve diğer verilerinizi başka bir yere daha kaydedin Düzenli olarak verilerinizi yedekleyin. Yedekleme işlemini bilgisayar ya da güvenli bir bulut servisi aracılığıyla yapabilirsiniz. Bulut servisi üzerinden verilerinizi yedeklemek, istediğiniz yerde ve zamanda bu verilere erişebilmenizi sağlayacaktır. Bazı uygulamalar farklı cihazlar üzerinden bu verilere erişmenize izin vererek vakit tasarrufu yapmanızı da sağlayabiliyor.

Samsung’un çılgın uydu projesi

0
communications-satellite-gettyYüksek hızlı kablosuz internet servisi sunmak için Google, Facebook ve SpaceX şirketleri büyük çaba sarf ediyorlar. Uydular ve insansız hava araçları sayesinde dünyanın yüksek yörüngelerinden aşağıya internet yayını yapmayı planlayan bu projeler yine de büyük oranda hava durumunda, fırtınalardan, insan ve yönetim hatalarından etkilenme potansiyeline sahipler. Dünyada mobil internet trafiğinin büyük hızla arttığı ve operatörlerin bu yükü kaldırmak için giderek daha fazla yatırım yapmak zorunda olduğu da bir gerçek. 2020’li yıllara geldiğimizde, mobil internet trafiğinin yoğunluğu nedeniyle ağda kopmalar yaşanmaması için düzenli yatırımlara devam edilmesi gerekiyor. Samsung ise bu soruna çözüm getirebilecek ilginç bir fikir ortaya attı. Samsung’a göre, dünyanın çevresini saracak 4600 mikro uydu, 2030’lu yıllara kadar, dünyanın ihtiyacı olacak mobil internet trafiğini rahatlıkla kaldırabilecek. Maliyeti çok düşük olan bu mikro uyduların her biri farklı frekanslarda aynı anda yayın yapabilirken saniyede bir terrabayt boyutunda trafiği yönetebilecek kapasiteye sahip olacak. Bu da 2028 yılında beklenen mobil trafik yoğunluğunu kaldırmak için yeterli olacak. Samsung, 4600 uyduluk bu projeyi kendisinin gerçekleştireceğini söylemiyor. Ancak hükumetlerin veya internet servisi sağlamak isteyen şirketlerin, bu seçenek üzerinde durması gerektiğini vurguluyor. Bakalım projeye sahip çıkacak bir organizasyon olacak mı yoksa 4600 uydulu bu proje Samsung’un çılgın projesi olarak unutulup gidecek mi?

Teleperformance 200 kişiyi işe alacak

0
fotomodell-kundendienst[1]İstanbul ve Uşak lokasyonlarında 2000’e yakın kişiye sunduğu kariyer fırsatıyla çağrı merkezi sektöründe genç nüfus istihdamına, bölgesel kalkınmaya ve yan sektörlerin gelişimine katkı sağlamaya devam eden Teleperformance Türkiye, Batı Anadolu bölgesinde büyümesini sürdürüyor. Teleperformance Türkiye’nin Eylül sonu istihdam hedefindeki 200 kişi, şirketin Uşak lokasyonunda Çağrı Merkezi Müşteri Hizmetleri Temsilcisi olarak büyük firmaların müşteri ilişkileri, kampanya tanıtım ve satış projelerinde görev alacak. Uşak’ta işe alınacak müşteri temsilcileri, aynı zamanda halkla ilişkiler kavramları, iletişim süreçleri, telefonla iletişim, diksiyon, bilgisayar kullanma, toplumsal düzen, müşteri memnuniyeti, müşteri ilişkileri, müşteri ile etkin iletişim gibi başlıklara yer veren Teleperformance eğitim programlarına katılma ve çağrı merkezi sektöründe kariyer yapma fırsatı bulacak. Lise mezunlarına kariyer fırsatı C¸ağrı merkezlerinin lise, yüksekokul ve üniversite mezunlarına kariyer yapma imkânı verebilen bir sektör olduğunu dile getiren Teleperformance Türkiye Genel Müdürü Engin Utkan, güçlü iletişim kurabilen ve kendisini sürekli geliştirmek isteyen lise mezunu gençlerin de çağrı merkezi sektöründe meslek edinerek ilerleyebileceğinin altını çiziyor. Sektöre nitelikli işgücü sağlanmasına destek olmak amacıyla personel eğitimleri için 2010’dan bu yana İŞKUR Uşak İl Müdürlüğü ile işbirliğini sürdürdüklerini dile getiren Utkan, bugüne kadar İŞKUR Meslek Edindirme Programları  ve Teleperformance eğitimleriyle Uşak’ta 1000’den fazla kişiyi işe alarak sektöre kalifiye eleman kazandırdıklarını ve asgari bir eğitim standardı oluşturduklarını belirtiyor. Utkan, yeni istihdam hedefi ve işe alımlarla ilgili olarak şunları söylüyor: “2007’den bu yana faaliyet gösteren Uşak lokasyonumuzda Müşteri Hizmetleri Temsilcisi olarak başlayacak 200 kişiyi, çağrı merkezi sektöründe sağlam bir kariyer bekliyor. Başarılı olan çalışanlarımız, en fazla ikişer yıllık aralıklarla takım liderliğine, ekip yöneticiliğine, süpervizörlüğe ve proje yöneticiliğine adım adım çıkarak modern ve sağlıklı çalışma koşullarında, kurumsal bir ofis ortamında geleceklerini sağlam temeller üzerine inşa edebiliyorlar. Çalışanlarımıza ayrıca farklı departmanlar arasında yatay geçiş imkanı da sunuyoruz. Lise mezunu gençlerimizin de kariyer yapabilecekleri çağrı merkezi sektörü, bir önceki yıla oranla 2014 sonunda 80 bin çalışanla yüzde 12 büyürken, biz de Teleperformance Türkiye olarak işini seven ve kariyer hedefleyen kişileri yetiştirmek, sektöre yeni kalifiye elemanlar kazandırmak amacıyla çalışmalarımıza ve mesleki eğitimlerimize devam edeceğiz.”

Spor analizinde global işbirliği

1
fstatsEscort Teknoloji Grup markalarından biri olan FSTATS, spor karşılaşmalarının ve sporcuların performanslarını sayısal kriterlerde değerlendirecek bir veri sistemi kurmak üzere, yüzde 100 yerli sermaye ile 2003 yılının başlarında kuruldu. FSTATS, 2004 senesinin başında Süper Lig futbol karşılaşmalarının detaylı istatistiklerini, iş ortaklarına raporlamaya başladı. FSTATS, spor karşılaşmaları esnasında bir sporcunun ve/veya takımının saha içerisindeki her hareketini sayısal veriye çevirerek ve bu verileri anlık olarak paylaşıyor. Maç grafik operasyonları, maç merkezleri ve futbol takımları için analiz servisleri sağlayan FSTATS, bundan böyle dünyanın en büyük analiz, istatistik ve teknoloji şirketlerinden STATS’ın global bilgisiyle, Türkiye’de iş ortaklarına benzersiz bir deneyim sunacak. Antarktika Hariç Tüm Kıtalarda Hizmet 1981 yılında kurulan STATS, dünyada hızla gelişen spor teknolojisi segmentinin lider şirketlerinden biri. STATS, köklü bir bilgi ve içerik şirketi olarak, operasyonları ve spor paket sunumlarıyla dünya genelinde hizmet vermeyi sürdürüyor. Yeni nesil spor istatistik teknolojileriyle; medya şirketleri, yayın kuruluşları, lig yöneticileri, takımlar ve fantezi futbol sağlayıcıları ile işbirliği yapan STATS, anahtar teslim projeleriyle spor ve teknolojinin kesiştiği her noktada kesintisiz olarak çalışıyor. STATS’a bağlı şirketler arasında Prozone, B Sports, Automated Insights, The Sports Network, Sportz Interactive, SportVU gibi alanında lider markalar yer alıyor. FSTATS’ın kurucusu ve CEO’su Mehmet Selçuk Ergin, FSTATS ile STATS’ın Türkiye’de güçlerini birleştirmesini şu şekilde değerlendirdi; Yerel ve global bazda dünyanın en birleştirici unsurlarından biri de spor karşılaşmaları. Günden güne büyüyen bu devasa endüstri, ciddi bir veri analizi ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Bu segmentte dünyanın lider markalarından STATS ile gerçekleştirdiğimiz işbirliğinin, Türk sporu özelindeki veri analizine gerçek anlamda katkı sağlayacağına inanıyoruz. FSTATS’ın lokal deneyimini STATS’ın global deneyimiyle harmanlamayı bu anlamda çok önemsiyoruz” dedi. Sadece Futbol Değil Türkiye’de spor teknolojisi giderek gelişiyor. Türkiye pazarında futbola dair analiz ve istatistiklerde liderliği elinde bulunduran FSTATS, Amerikan Ulusal Basketbol Ligi NBA’nin resmi istatistikçisi STATS’ın da katkılarıyla, 90’dan fazla futbol ligi, Formula 1, NFL, basketbol, voleybol, bisiklet, atletizm, tenis gibi birçok spor dalında, aktif olarak veri paylaşımında bulunabilecek.

GE yeni Servis Merkezi’ni Türkiye’de açıyor

0
GE_L2+Service+ShopGeneral Electric, Avustralya, İtalya, Nijerya, Rusya, Singapur, İspanya ve Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra sekizinci GE Aeroderivatif Gaz Türbin Servis Merkezi’ni İstanbul’da açtı. Bu merkezde müşterilerine yerel çözüm sağlamanın yanı sıra Ortadoğu bölgesindeki diğer ülkelere de ekipman hizmeti sağlanacak. GE müşterilerine en iyi değer ve yerel hizmeti sunmakta son derece kararlı bu merkez GE’nin yerelleşme taahhüdünü destekleyen önemli bir adım niteliğini taşıyor. Merkezde tüm LM ve LMS gaz türbinlerine ülke içinde üst kapak çalışmaları ve kanat değişimi  kapsayan Level 2 bakım uygulayabilecek. Türkiye’de şu anda GE teknolojisi ile 2.8 GW’ın üzerinde kurulu güce sahip, 58 adet aeroderivatif LM türbin bulunuyor. Bakım kapsamında türbin demontaj, tetkik, türbin sıcak kısımların kontrolü, ana parça değişimi, güç türbini ve alçak basınç türbin değişimi ve yeniden montaj  hizmetleri sunulacak. Merkezde sunulacak bu bakım hizmetlerinin yanı sıra tüm Ortadoğu bölgesi için de ekipman desteği verilecek. GE Aeroderivatif Gaz Türbin Servis Merkezi ile Türkiye, bölgenin ekipman bakım merkezi haline gelecek. Aynı merkezde Granite (GE’nin yetkili servis birimi), yeni bir ürün olan LMS 100’ün bakımı dahil olmak üzere LM aeroderivatif türbinlerin tüm türlerinin bakımı için gerekli olan Ekipman Merkezi’ni oluşturdu. Bilindiği üzere LMS100, tek bir ünitede 100-116MW güce sahip, hızlı yük alma ve yüksek elektrik verimliliği ile esnek ve güvenilir elektrik üretimi sağlayan en son teknolojik yeniliklerin uygulandığı aeroderivatif turbindir. Zaman ve Maliyet Tasarrufu Söz konusu bakım hizmetlerinin Türkiye’de bulunan ve bu işe tahsis edilmiş, uzmanlaşmış bir ekipbe sahip merkez tarafından verilecek olması, müşterilerin gerekli hizmetleri alabilmek için ekipmanlarını yurtdışına göndermeleri ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Bu da önemli bir ölçüde zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyor. Konunun uzmanı ekip tarafından yapılan bakım çalışması 3 gün içinde tamamlanabiliyor. Bunun yanı sıra farklı bölgelerdeki yedek parça, insan kaynağı ve ekipmanlara ilişkin lojistik yönetimine olan ihtiyacı da ortadan kaldırıyor. Bu durum ekipmanların daha hızlı biçimde yeniden hizmet verebilmesine olanak tanıması ve yerel tedaik zincirinden faydalanmasıTürkiye ekonomisi için de önem taşıyor. Stratejik Konum Stratejik olarak Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın yakınında konuşlandırılmış olan GE Aeroderivatif Gaz Türbin Servis Merkezi tesisi, hem havalimanından, hem de anayollardan kolay erişim sağlıyor.

Google’ın yeni patronu kim?

1
pichai-1Alphabet’in duyurulması herkes için büyük bir sürpriz oldu. Aslında bu girişim, uzun zamandır herkesin dilinde olan Google’ın bir “tekel” haline dönüştüğü şikayetlerinin de bir sonucuydu. Google tek başına hem internetteki en büyük arama kaynağı, hem reklam şirketi, hem internet servis sağlayıcı, hem drone üreticisi, hem işletim sistemi üreticisi, hem savaş robotları üreten bir savunma şirketi ve birçok farklı alanda değişik yatırımları olan dev bir holdinge dönüşmüştü. Google yöneticileri artık her bir işin farklı CEO’lar tarafından yönetilmesi gereken dev şirketlere dönüştüğünün farkında olarak çatı şirket olan Alphabet’i kurdular ve kendileri Alphabet’in yönetim kuruluna taşınırken Google’ı da, şirketin deneyimli mühendislerinden Sandar Pichai’ye teslim ettiler. Sundar Pichai aslında 11 yıldan fazla zamandır Google’da çalışıyordu ancak göz önüne çok çıkmıyordu. Çeşitli ürünler veya hizmetler hakkında basına verdiği küçük demeçlerin, birkaç küçük tanıtımın, Google I/O etkinliklerinde birkaç konuşması dışında onu medyada fazla gören olmadı. Hindistan’da doğan Pichai 1993 yılında yüksek lisans için ABD’ye taşınıyor ve sonrasında ABD’deki kariyeri başlıyor. 2004 yılında Google’a giren Sundar Pichai, bu tarihten sonra şirketin kaderini de değiştiriyor. Pichai, Google’ın Chrome tarayıcısının ardındaki beyin olduğu gibi tarayıcı için farklı uygulamalar geliştirilmesini sağlayarak Chrome’un popülerleşmesine de katkı sağlıyor. 2013 yılında Android’in başına geçen Pichai bu tarihten sonra Android’in de fitilini ateşliyor ve Android bugün bildiğimiz güçlü işletim sistemine dönüşüyor. Tüm bu başarıları bugün onu Google’ın CEO’luğuna kadar yükseltmiş durumda. Elbette Google bugün artık “eski” Google değil. Yani Google’ın CEO’sunun aynı zamanda internet servislerini yönetirken bir yandan da robot uçak üretimini takip etmesi, Android’in yeni sürümünün gelişimini gözetlemesi, Samsung ve diğer Android ortaklarına yeni Android sistemiyle telefonlar üretmeleri için teşvik vermesi,  askeri robot teknolojileri için orduyla pazarlık yapması, evlerin sıcaklık ayarını yapan akıllı cihazların satış raporlarını okuması veya vejetaryen hamburger firması satın almak için kaç milyar dolarlık teklif yapması gerektiğini düşünerek uykusunun kaçması gerekmiyor, çünkü Google’ın eski yöneticileri tüm bu zor görevleri kendileriyle birlikte Alphabet yönetim kuruluna taşıdılar. Pichai’nin CEO olarak sorumluluğu sadece Google’ın internet hizmetlerinden oluşuyor. Peki yeni CEO; Google’ı eskisi kadar başarıyla yönetebilecek mi? Bir teknik adam olarak başarısı inkar edilemeyen Pichai’nin bir CEO olarak iş dünyasının çakallarına Google’ı yedirmeden şirketi daha yukarı taşıması mümkün olabilecek mi? Herkes bu sorunun cevabını merak ediyor ama elbette Google’ın eski yöneticileri koltuğu Pichai’ye bırakırken onu bu konuda da başarılı olacağına inanmışlar ki bugün Sundar Pichai Google’ın CEO koltuğunda oturuyor. Pichai’yi bekleyen zorluklar arasında ABD’de hızla yükselen “teknoloji şirketlerindeki ırkçılık” tartışmaları, yine teknoloji şirketlerinin çalışanları arasında huzursuzluk yaratan düşük maaşlı taşeron çalışanlar problemi, Avrupa Birliği’nin Google’ı Avrupa’dan atmak için azimli çalışmaları ve Rusya başkanı Putin’in Google’a karşı beslediği derin nefret gibi problemer yer alıyor. Bunun dışında Google’ın teknolojik olarak başarısını sürdüreceğine eminiz ama yukarıda saydığımız problemler çözülmek için teknik başarıdan çok kıvrak zekalı bir iş adamının politik manevralarına ihtiyaç duyuyor. Sundar’ın ne kadar iyi bir CEO olacağı sorusuna, bu sorunların nasıl çözüldüğü cevap verecek. Bekleyip göreceğiz.  

Hacker’lardan “flaş haber” tuzağı!

0
2015’in ikinci çeyreğinde dünyanın her yerindeki İnternet kullanıcılarının kişisel bilgilerini ve gönüllü bağışlarını çalmak amacıyla Nepal’deki deprem, Nijerya devlet başkanlığı seçimi ve Rio de Janeiro Olimpiyat Oyunları temaları en çok kullanılan olaylar oldu. E-posta trafiğindeki istenmeyen e-posta yüzdesi bir önceki çeyreğe göre yüzde 5,8 puan azalmış olsa da (%59,2’den %53,4’e) 2015’in 2. çeyreğinde istenmeyen e-postalarda dünyadaki önemli olayların kullanılmasında büyük bir artış görüldü. Bazı istenmeyen e-postalar ilgilenenlerin Nepal depremi mağdurlarına yardımda bulunmalarını isteyen sahte mesajlar içeriyordu. Diğer toplu e-postalarda dolandırıcılar, yeni seçilen Nijerya Devlet Başkanı’nın kullanıcıya sözde tazminat olarak ödeyeceği toplam 2 milyon dolar ile kullanıcıları tuzaklarına düşürmeyi denediler. Bazı e-postalara dolandırıcılar, piyangodan Brezilya 2016 Olimpiyat Oyunları biletleri kazanıldığını bildiren, ilgilenenleri ‘ödüllerini’ alabilmeleri için kişisel bilgilerini göndermeye ikna etmeyi denedikleri mesajlar eklemişlerdi. Zararlı toplu e-postalara hedef olan ülkelerde Almanya öne çıktı 2015’in 2. yarısında toplu e-postalara hedef olan ilk üç ülke önemli ölçüde değişti. 1. Çeyrekte dördüncü olan Almanya (%19,59) bu çeyrekte en başta yer aldı; beş antivirüs algılamasından biri bu ülkede kaydedildi. 2015’te sıralamanın başında yer alan İngiltere ikinci sıraya (%6,31) ve Brezilya üçüncü sıraya (%6,04) geriledi. Geleneksel olarak zararlı toplu e-posta gönderilerinin en fazla hedefi olan ABD dördüncü sırada (%5,03) yer aldı. Buna ek olarak geçtiğimiz çeyrekte 10. olan Rusya beşinci sıraya (%4,74) yükseldi. ABD hala en büyük spam kaynağı oldu, Çin’in oranı arttı ABD (%14,59) ve Rusya (%7,82) en büyük istenmeyen e-posta kaynakları olarak kaldı. Geçtiğimiz çeyrekteki %3.23 oranına kıyasla Çin, dünyadaki istenmeyen e-postaların %7,14’ünün kaynağı oldu. Bu ülkeyi Vietnam (1. Çeyrekteki %4,82’ye karşılık %5,04), Almanya (1. Çeyrekteki %4,39’a karşılık %4,13) ve Ukrayna (1. Çeyrekteki %5,56’ya karşılık %3,90) izlemekte. Kimlik avı 2015 yılının 2. Çeyreğinde Kaspersky Lab’ın kimlik avcılığı engelleme sistemi Kaspersky Lab kullanıcılarının bilgisayarlarında 30.807.071 kez tetiklendi. Bu süre içinde 509.905 kimlik avcılığı URL’si Kaspersky Lab veritabanlarına eklendi. E-posta trafiğinde istenmeyen e-postaların oranı bu yılın başından itibaren dünya çapında inişe geçti ancak bu trend neredeyse durdu. Nisan ayında %53,5 ve Haziran ayında %53,23 arasında seyreden düşüş 2015’in 2. çeyreğinde durdu. E-postalardaki zararlı ekler
Trojan-Spy.HTML.Fraud.gen, e-posta üzerinden yayılan zararlı programlar arasında en üst sırada yer aldı. Bu program, e-posta üzerinden gönderilen ve büyük bir ticari banka, çevrimiçi mağaza veya yazılım geliştiricisinin önemli bir bildirisiymiş gibi görünen sahte bir HTML sayfası. Bu tehdit, kullanıcının, siber suçlulara gönderilecek olan kişisel bilgilerini girmek zorunda olduğu bir HTML kimlik avcılığı web sitesi. Kaspersky Lab İçerik Analizi ve Araştırma Departmanı Başkanı Darya Gudkova ise rapor hakkında şunları söyledi: “2015 yılının 2. çeyreği boyunca istenmeyen e-posta üreticilerinin kullanıcıları kandırmak için trajik olayları kullandıklarını gördük. Bu, dolandırıcıların daha önce de kullanmış oldukları bir taktik olmakla birlikte, Nepal depremi gibi felaketler dünya medyasında büyük çapta yer bulmuş olduğundan bu mesajlarda iyi kalpli kullanıcıların duyguları istismar edilmek istenmiştir. Kendilerini korumak isteyen kullanıcılar, göndereni bilinmeyen kişilerden gelen e-postaları açmamalı ve bu e-postalarda bulunan herhangi bir bağlantıya tıklamamayı ve eklentileri açmamayı akıllarında bulundurmalıdır. Gönderenin adı ve adresini yasal gibi göstermeye çalışan bazı dolandırıcılar için bu daha da önemlidir.”