WiFi özellikli Full HD ev sinema projektörü

0
EPSON TW-9200W-lifestyle 2Epson’ın sinemaseverlerin beğenisine sunduğu EH-TW9200W; 600.000:1’lik büyük kontrast oranı ile farklılaşıyor. Koyu siyahlar, saf beyazlar ve Epson’un 3LCD teknolojisi tarafından sunulan zengin renkler, eşit oranda Renkli ve Beyaz Işık Çıkışı (CLO) teknolojisi le, 2D ve 3D görüntüler ideal netlik ve doğruluk sunuyor. Epson EH-TW9200W ile bağlantı zahmetine girmeksizin Full HD 2D ve 3D görüntülemenin keyfini çıkarmanız vaat ediliyor. Her zaman optimum kalite için ara belleğe almadan HDCP-uyumlu iletim, resim içinde resim moduyla ikinci bir cihazın görüntülenmesi ve en fazla 5 bağlı HDMI cihazı arasında geçiş Epson EH-TW9200W ile mümkün. Kablosuz HD verici aynı zamanda, Android tabanlı akıllı telefon ve tablet içeriklerini kolayca görüntülemek için uygun HDMI-MHL portu özelliği taşıyor. EH-TW9200W, Epson 480 hz sürücü teknolojisini kullanarak, 3D gözlüklerin karartma süresini en aza indirerek, yüksek düzeyde bir parlaklık oluşturur ve en iyi kalitedeki 3D görüntüleri ortaya koyar. Radyo Frekansı (RF) aktif shutter 3D teknolojisi kullanılan iki adet hafif Epson RF 3D gözlükle birlikte gelen bu modelde ayrıca 2D film koleksiyonunuzu dönüştürmenize yardımcı olan bir 3D derinlik ayarlayıcı ve 2D’den 3D’ye modu bulunuyor. EH-TW9200W özel olarak tasarlanmış sinema filtrelerini kullanarak sinema salonunda göreceğinizden dahi daha net görüntü sunma iddiası da taşıyor. Lamba ışığından üç temel rengin saf tonlarını dikkatli ve sürekli olarak açığa çıkaran model, çok yüksek kontrast oranı ve geniş bir renk yelpazesi ile rakipsiz bir renk reprodüksiyonu çıkarıyor. Epson EH-TW9200W’da, 2D modunda; dinamik, salon, doğal ve sinema olmak üzere dört adet ve 3D modunda; 3D Dinamik ve 3D Sinema olmak üzere iki adet daha özel renk ayarı mevcut.  Ayrıca, bir de tam özel kalibrasyon sağlayan yoğun bir ISF sertifikalı renk yönetimi sistemi bulunuyor.

IBM ve Mars’tan küresel gıda güvenliğinde yeni girişim

0
Küresel gıda arzını kibm_mars_infografikorumak kamu sağlığı açısından büyük bir zorluk oluşturmaya devam ederken; yalnızca ABD’de her yıl her altı kişiden biri gıda kaynaklı hastalıklara yakalanıyor ve 128.000 kişi bu sebeple hastaneye kaldırılıyor, 3 bin kişi hayatını kaybediyor ve 9 milyar dolarlık bir tıbbi maliyet oluşuyor. Ayrıca her yıl 75 milyar dolar değerindeki bozulmuş gıda geri çağrılıyor ve imha ediliyor. Mevcut konjonktürde gıda tedarik zinciri giderek daha küresel ve karmaşık bir hal alırken, IBM ve Mars; gıda güvenliğinin daha iyi anlaşılması ve iyileştirilmesi için genetik verileri kullanan yenilikçi yaklaşımları ortaya çıkarıyor. Bu yaklaşım aynı zamanda tedarik zincirinin daha bütünsel biçimde anlaşılmasını sağlamayı da vadediyor. Yeni konsorsiyum daha önce benzeri görülmemiş kapsamda bir metagenom araştırması gerçekleştirerek mikro organizmaları ve bu organizmaların normal ve güvenli bir fabrika ortamındaki aktivitelerini etkileyen faktörleri mercek altına alacak. Bu çalışma, gıda tedarik zincirinin baştan sonra tüm sürecini -tarladan tabağımıza uzanan yolculuğunu— kapsayacak. Mikro organizmaların kendi ekolojik ortamlarında nasıl etkileşim kurduklarına dair yeni veriler sunulacak ve bilimsel uygulamalar aracılığıyla nasıl daha iyi kontrol edilebileceklerine ilişkin yeni öngörüler çıkarılacak. Konsorsiyumda çalışan bilim insanları ilk adım olarak bakteri, mantar ya da virüs gibi canlı organizmaların genetik parmak izlerini ve tezgah, fabrika ve ham maddeler dâhil olmak üzere, farklı ortamlarda nasıl büyüdüklerini araştıracak. Bu veriler, bakterilerin etkileşim kurma metotlarını anlamaya yönelik daha kapsamlı araştırmalarda kullanılacak. Konsorsiyumda yürütülecek araştırmalar, başlangıçta belirli ham maddelere ve fabrika ortamlarına odaklanacak. Daha sonra ise tüm gıda tedarik zincirini kapsayacak ve çiftçilere yönelik uygulamaları da içerecek. Örneğin, topraktaki mikro organizmaların anlaşılması, çiftçilerin bitkilerini patojenlerden nasıl koruyacaklarını ve aynı zamanda sağlıklı büyüme ve besin alımı sağlayacaklarını öğrenmelerine yardımcı olunması için kritik rol oynayacak. İlk veri örnekleri Mars Incorporated üretim tesislerinden alınacak. IBM’in genom, sağlık hizmetleri ve analitik uzmanları ise gerekli olan büyük ölçekli bilgi işlem ve veri gereksinimleri için benzersiz bir araştırma ortamı sunan IBM Accelerated Discovery THINKLab laboratuvarından yararlanacak. Araştırmanın ötesinde, test yöntemlerinin düşük maliyetli bir şekilde ve yaygın olarak kullanılmasına olanak sağlanması için, veriler ve bulgular sistematik bir biçimde sunulacak.

GD Holding iddialı geliyor

0
Bir teknoloji holdingi olarak faaliyetlerini gösteren GD Holding, CRM’den İK’ya, mobil uygulamalardan e-ticarete kadar birçok alanda faaliyetlerini sürdürüyor.

Silikon Vadisi Türk girişimciler için geldi

0
SteveAustinFounders Space Eğitimcisi ve Start Up Koçu Steve Austin, İstanbul Martı Otel’de düzenlenen organizasyonda Türk girişimcilerle buluştu. Türkiye’de öne çıkan projeleri dinlemek için İstanbul’a gelen Austin, başarılı girişimcileri Silikon Vadisi’ndeki yatırımcılarla buluşturmasıyla tanınıyor. SCO Networks ve Gelişim Platformu’nun gerçekleştirdiği organizasyonda Steve Austin ayrıca Türk girişimcilerin yatırımcılarla iletişim kurabilmesinin yöntemleri ve Silikon Vadisi’nde girişimcilerin yaşadığı süreçlerle ilgili paylaşımlarda bulundu. Programda girişimcilerin projelerini dinleyen Austin özgün değerlendirmelerde bulundu. İki oturumdan oluşan organizasyonun sabahki bölümünde Austin, girişimcileri Silikon Vadisi’nde nelerin beklediği ile ilgili bir konuşma gerçekleştirdi. Öğleden sonra yapılan oturumda ise, “Yatırımcılarla nasıl bir iletişim kurulmalı?” sorusu özelinden yola çıkılarak Start Up şirketlerin kendilerini yatırımcılara nasıl sunabileceklerini anlatan Austin, girişimcilere workshop formatında koçluk desteği verdi. Yoğun ilgi gösterilen etkinlikte öne çıkan projelerin takip eden aylarda sunumlarını Silikon Vadisi’ne taşımalarına imkân verilmesi ve yatırımcılarla bir araya gelmeleri bekleniyor.

Patent incelemesine teşvik yüzde 50 arttı

0
patent“TÜBİTAK Patent Destek Programı” kapsamında, Türk Patent Enstitüsü’ne (TPE) yapılan patent başvurularına yurtdışında (Avusturya, İsveç, Danimarka, Avrupa Patent Ofisi) araştırma ve inceleme raporu düzenlenmesi için başvuru sahiplerine verilen teşvik yüzde 50 oranında arttı. Buna göre 400 Avro olan TÜBİTAK desteği, Ocak 2015 tarihi itibariyle 600 Avro’ya çıktı. Destek Patent Ar-Ge ve Eğitim Danışmanı Hakan Özcan, patent başvurularında düzenlenmesi gereken Araştırma ve İnceleme Raporlarına TÜBİTAK tarafından verilen desteğin, Türkiye’de ulusal ve uluslararası patent başvurularının sayısının artırılması, kişilerin patent başvurusu yapmaya teşvik edilmesi ve ülkemizde fikri ve sınaî haklar tescili konusunda bilinçlenmeye katkıda bulunduğunu belirtti. Özcan, patent kapsamında öngörülen desteklerden ilgili patent ofislerinin herhangi birisine veya bilfiil TPE’ye başvuru yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının veya Türkiye sınırları içerisinde faaliyet gösteren, Türk kanunlarına göre kurulmuş ve Türk tabiiyetinde olan şirketler, üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşlarının yararlanabileceğini söyledi. “TPE, başvuruları yurtdışına yönlendirebilir” TÜBİTAK tarafından sağlanan patent başvurusu desteğinden tüzel kişilerin en fazla 20, gerçek kişilerinse 5 başvuru için yararlanabileceğine dikkat çeken Özcan, “Patent alma aşamasında düzenlenmesi gereken araştırma raporu Türk Patent Enstitüsü tarafından hazırlanacak ise normalde 300 TL bir ücret ödenmesi gerekir. Eğer bu rapor için Türk Patent Ofisi kendi dışında bir ofis seçilmesini talep ederse bu raporun hazırlanması için Rusya, Avusturya, İsveç, Avrupa Patent ve bazı patent sınıfları içinde Danimarka Patent Ofisi seçilebilir.” yorumunu yaptı. Araştırma raporu için genelde Rusya Patent Ofisi’nin tercih edildiğini belirten Hakan Özcan, bunun sebebini, 354 USD’lik bedelin TÜBİTAK tarafından karşılanması ve en az bedelle raporun düzenlenmesi olarak gösterdi. Özcan açıklamasında: “Diğer ülkelerde farklı ücretler var. TÜBİTAK, daha önce Rusya haricinde bir patent ofisi seçildiğinde 400 Avro’luk bir destek sağlıyordu. Kalan kısım başvuru sahibi tarafından gerekli ücrete tamamlanıyordu. Yeni düzenlemeyle bu destek 200 Avro artırılarak 600 Avro’ya çıktı. Bu teşvik artışı patent başvurularını olumlu yönde etkileyecek” dedi.

Turkcell, Global Mobile Awards’ta 4 projesiyle finalde

0
GMA20Turkcell, teknoloji ve iletişim dünyasının önde gelen şirketleri tarafından geliştirilen servis, uygulama ve projelerin ödüllendirdiği Global Mobil Ödülleri’nde (Global Mobile Awards 2015) dört kategoride finale kaldı. SağlıkMetre, Yabancı Dil Sınavı uygulaması, Resmi İşlerim uygulaması ve Enerji Yönetimi Programı ile Turkcell dünya çapında sektörün en iyileri ile yarışıyor. Turkcell, hasta takip cihazı SağlıkMetre ile En Yenilikçi Mobil Sağlık Çözümü kategorisinde yarışırken, ücretsiz Yabancı Dil Sınavı (YDS) uygulaması ile En Yenilikçi Mobil Eğitim-Öğretim Çözümü dalında finalistler arasında yer alıyor. Ayrıca Resmi İşlerim ile Tüketiciye Yönelik En İyi Mobil Servis/Uygulama ve Enerji Yönetim Programı ile de Mobil Çevrecilik Ödülü kategorilerinde dünyadaki rakipleriyle yarışacak. Bu yıl 270’i aşkın başvurunun yapıldığı Global Mobil Ödülleri’nin 20.’si düzenleniyor. Yarışmada jüri sekiz ana kategori ve her birinin alt başlıklarında yapacağı değerlendirme ile toplamda 40’ı aşkın proje ve servisi ödüllendirecek. Ödüller Barselona’daki GSMA Dünya Mobil Kongresi sırasında 3 Mart Salı günü düzenlenecek ve sunuculuğunu İngiliz Aktör John Cleese’in üstlendiği törenle sahiplerini bulacak.

Silikon Vadisi’nin genç şirketleri

0
Bundan yaklaşık olarak 8 yıl önce, 2007 senesinde Facebook’un kurucu ismi Mark Zuckerberg, genç iş gücünün daha önemli olduğunu söylemişti. Zuckerberg, bu kesimin aile ve benzeri konularda biraz daha özgür olduğu ve dikkatlerini dağıtacak şeylerin sayısının daha az olduğunu da sözlerine eklemişti. Stanford Üniversitesi’nde gerçekleştirilen etkinliğin ardından yıllar geçse de, IDC Connect araştırması genç çalışanlara dair bazı detayları ortaya çıkartıyor. Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerindeki çalışanlarının yaş ortalamasının tespit edildiği araştırmaya göre en genç şirket, 30 yaşındaki Zuckerberg’in sahip olduğu Facebook. Üyelerinin yaş ortalaması Facebook’a oranla belki iki kat daha yüksek olan profesyonellerin sosyal ağı LinkedIn ise ikinci sırada yer alıyor. Diğer şirketler ve çalışanlarının yaş ortalamaları için tabloya göz atabilirsiniz. youngest

Casusların dünyasında veri paylaşımı

0
11İngiliz istihbarat şefleri geçtiğimiz günlerde Alman meslektaşlarına önemli bir uyarıda bulundu. Eğer Alman istihbarat yetkilileri ABD ile yakınlaşır ve NSA‘e daha fazla bilgi sızdırırsa, İngilizler’den artık destek alamayacak. Russia Today’in haberine göre İngiltere’nin asıl endişesi ise Alman politikacıların şifre ve kod kırma gibi teknolojilere ait bilgileri başkaları ile paylaşmaları. Bunlar arasında Avrupa takip (izleme) programı gibi önemli projeler de var. Alman federal istihbarat ajansı Bundesnachrichtendienst – BND’nin başındaki Gerhard Schindler ise İngiltere’nin tehdidini ciddiye aldıklarını söyledi. İsme göre geçtiğimiz günlerde yapılan görüşmeler şaşırtıcı biçimde gergin olmuş. Schindler ayrıca önemli bir cümle kurmuş: “Eğer İngiliz istihbarat verileri olmazsa kör olabiliriz”. NSA’in sırlarını açığa döken Edward Snowden ile başlayan genel karmaşanın yeni perdesinde ise geçtiğimiz yaz Alman Şansölyesi Angela Merkel‘in verdiği emirle açıldı. Merkel, BND’ye hem Amerika hem de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ilk kez İngiltere’yi dinlemesini söyledi. BND’nin ikili oynayan ajanının yakalanmasıyla da verilerin CIA’e satıldığı ortaya çıktı, CIA bölge şefi de Almanya’dan uzaklaşmalarını talep etti. İngiltere ve Almanya’nın yaşadığı bir başka gerginlik, İngiltere’nin Berlin’deki konsolosluklarında, Alman hükümet binalarını dinleme çalışmaları yapmasının ortaya çıkışı ile oldu. Snowden’ın paylaştığı belgelere rağmen Almanya halen İngiltere ve ABD’nin en önemli müttefikleri arasında. Hatta Angela Merkel, Snowden’ın ülkesine giriş yapmasına dahi izin vermemişti.

BlackBerry şimdi de kanserle mücadele ediyor

0
kanserNantHealth CEO’su Patrick Soon-Shiong‘un yaptığı açıklamaya göre kanser ile mücadelede önemli bir yola girilmiş olabilinir. CEO’ya göre hem tedavi hem de teşhis için çok mühim bir çalışma yürütülüyor. Soon-Shiong’un çalışması sayesinde doktorlar hastaların durumunu gerçek zamanlı olarak takip edebilecek ve kanser genom tarayıcısı ile her bir detayı izleyebilecek. BlackBerry ile ortak yürütüldüğü söylenen projede hasta herhangi bir doku parçası gönderecek. Süperbilgisayarlar tarafından taranan doku örnekleri anormal gen mutasyonlarını anında tespit ederek hangi ilacın verilmesi gerektiğine dair önemli bir yol gösterici görevi görecek. Bu işlemleri Google Maps servisine benzeten Soon-Shiong, yanlış adres hatalı tedaviya yönelme ve kanserin yayılması anlamına gelecektir diyor. Analiz sürecinde tüm genomun incelenmesi ve proteine kadar tüm detayların görüntülenmesi bu sayede artık mümkün olacak.  Günde 4 bine yakın hastanın taramasını gerçekleştirebildiklerini belirten Patrick Soon-Shiong, toplamda 1.2 milyar dolar harcandığını ve dış yatırımcılardan NantHealth‘in yaklaşık 250 milyon dolar aldığını söylüyor. BlackBerry ile güvenlik için de anlaştıklarının altını çizen CEO, şimdiye kadar bu iş için herhangi bir ekosistemin yaratılmadığını, bunu kendilerinin gerçekleştirmeye başladıklarını ve hastaların hayati verilerini, nabız ve sıcaklıklarını takip etmek icap ettiğinden bahsediyor. Büyük Veri konusunun da kendileri için oldukça önemli olduğunun altını çizen CEO Patrick Soon-Shiong, tek bir hastanın genom bilgilerinin neredeyse 500 GB tuttuğunu, 10 bin ya da milyonlarca hastanın ise zettabyte’larca içerik anlamına geldiğini belirtiyor. Teknolojik yeterlilik açısından ilk önce Amerika, Kanada ve İngiltere’de işe başlayacaklarını söyleyen yönetici, her bir ülkenin kendine has kişisel gizlilik kuralı olduğunu da bildiklerinden bahsediyor. Shiong’un söylediği son şey ise oldukça ümit verici: “Hedefimiz kanseri sıradan, kronik bir hastalık seviyesine çekebilmek”.

Minik parmaklar geleceği programlamaya devam ediyor

0
HourofCodeTüm dünyada “Hour of Code” olarak bilinen, Türkiye’de “Minik Parmaklar Geleceği Programlıyor” etkinliğinin bu yılki ilk etabı, 14-15 Şubat tarihlerinde Microsoft Türkiye ofisinde gerçekleşiyor. “Kod Yazma” eğitiminin yanı sıra birbirinden eğlenceli sürprizlerin de yer alacağı etkinliğe, 7-12 yaş arasındaki çocuklar ebeveynleri ile birlikte ücretsiz olarak katılabilecek. Eğitime katılmak isteyenlerin mutlaka acikakademi.com adresinden kayıt yaptırmaları gerekiyor. “Hour of Code” kapsamında, Microsoft Student Partner programında gönüllü üniversite öğrencilerinden destek alan Microsoft Türkiye, çocukların yaratıcılığını ve bilgisayar becerilerini geliştirmek, onları programcılık ile tanıştırarak kod okuryazarlığı bilincini yaymayı hedefliyor. Microsoft Student Partner’ın eğitmenleri Kodu platformu üzerinde çocuklara ilk eğitimlerini Microsoft Türkiye ofisinde vermeye devam ediyor. Kod yazmayı öğrenmek, analitik düşüncenin yanı sıra çocukların neden-sonuç ilişkisi hakkında da bilinçlenmesine yardımcı oluyor. Microsoft Türkiye,  çok eğlenceli ve basit programlar ile kendi uygulamalarını yazıp, oyunlarını geliştirebilecekleri “Minik Parmaklar Geleceği Programlıyor” etkinliğinde uygulama yazmaya meraklı minik parmakları Türkiye ofisine bekliyor.

Vodafone’dan 24 milyon TL’lik dijital operasyon merkezi yatırımı

0
Vodafone, yeni Dijital Operasyon Merkezi’ni hayata geçirdi. En son teknolojilerle inşa edilen Dijital Operasyon Merkezi, yaklaşık 24 milyon TL’lik yatırımla hayata geçti. Merkezde, Türkiye genelinde Vodafone şebeke operasyonlarının 7/24 kesintisiz olarak izlenmesi ve operasyonların sürdürülmesi için tüm enerji ve bilgi sistemleri yedekli olarak hazırlandı. İstanbul Küçükyalı’da Vodafone’un sürdürülebilir toplumsal kalkınmaya katkı sağlama hedefi doğrultusunda projelendirilen Merkez, Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik (LEED) Sertifikası’nın en üst seviyesi olan Platin sertifika kriterlerine uygun olarak tasarlandı ve inşa edildi. Aynı zamanda engelli dostu olan Merkezde, tüm girişler ve ortak kullanım alanları engelli bireylerin çalışmasına uygun olarak tasarlandı. Dijital Operasyon Merkezi; Müşteri Operasyonları ve Online Servisler ekipleri, Vodafone Net ekipleri, Şebeke Operasyon Merkezi ve Asya bölge ekipleri olmak üzere Vodafone Türkiye’nin operasyon ekiplerini tek çatı altında topladı. Toplam 16.500 metrekare alana sahip olan Merkezde, 1.350 kişi istihdam ediliyor. Merkezin resmi açılışı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun Acarer ile Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcıları Hasan Süel, M. Sinan Kızıldağ, Pınar Kalay ve Selçuk Karaçay’ın katıldığı törenle gerçekleştirildi. Hasan Süel: “Dijital Operasyon Merkezi, kesintisiz hizmet anlayışımızın can damarı” Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, törende yaptığı konuşmada, Dijital Operasyon Merkezi’nin Vodafone Grubu’nun küresel bilgi birikimi ve tecrübesini en son teknolojik gelişmelerle birleştirerek sundukları en ileri müşteri hizmetleri uygulamalarını tek merkezden aboneleri ile buluşturacağını belirtti. Süel, şöyle konuştu: “Türkiye’nin uçtan uca dijital kalkınması hedefiyle ilan ettiğimiz “Dijital Dönüşüm Hareketi” kapsamında, geçtiğimiz yıl 1 milyar TL’nin üzerinde yatırım gerçekleştirdik. Türkiye’nin dijital dönüşümüne liderlik etme vizyonumuz doğrultusunda, yatırımlarımız içinde en önemli payı teknoloji yatırımları aldı. Yaptığımız teknoloji yatırımlarıyla, mobil iletişim teknolojilerinin sağladığı fırsatları her gün daha fazla birey ve kuruma ulaştırıyoruz. Elbette, müşterilerimizin bu teknolojilerden kesintisiz ve mümkün olan en yüksek kapasitede yararlanması da aynı derecede öneme sahip. Bu doğrultuda, mükemmel müşteri deneyimi sağlamaya yönelik gerçekleştirdiğimiz hizmet yatırımlarını, yaklaşık 24 milyon TL yatırımla hayata geçirdiğimiz Dijital Operasyon Merkezimiz ile bir ileri aşamaya taşıdık. Dijital Operasyon Merkezimiz kesintisiz hizmet anlayışımızın can damarlarından birini oluşturuyor. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması ve ülkemizi dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına sokmak için mobil iletişim sektörünün kritik bir rol oynadığının bilinciyle yaptığımız yatırımların, ülkemizin ekonomik kalkınması açısından da kaldıraç etkisi yaratacağını düşünüyoruz. Bu doğrultuda, büyüyen müşteri tabanımızın ihtiyaçlarına en ileri müşteri hizmetleriyle mükemmel cevap verebilmek için yatırımlarımıza aralıksız şekilde devam edeceğiz.”

Yarının daha hızlı ve akıllı işletmeleri

0
Kurumlara yönelik iş uygulaması çözümleri sunan Infor’un Kanal Yöneticisi Yasemin Giden ile sundukları çözümleri ve düzenledikleri “Yarının Daha Hızlı ve Daha Akıllı İşletmeleri” başlıklı etkinliği konuştuk. Şirketlerin sosyal ve mobil kabiliyetlerinin nasıl geliştirilebileceğini aktarıldığı etkinlikte, Infor’un üst düzey yöneticileri tarafından verimliliğin bu alanlarda nasıl yüzde 25’lere varan artabileceğine dair detaylar da paylaşıldı. İstanbul Yeşilköy Polat Renaissance Hotel’de düzenlenen etkinlik geniş katılıma sahne oldu.

Hibrit bulut kullanımı artıyor

0
Hybrid-Cloud_croppedOracle tarafından yaptırılan bir araştırmanın sonuçları, 2017’de bulut bilişimde, hibrit altyapıları destekleyen platform ve veritabanı hizmetlerinin hakim olacağını ortaya koyuyor. IDG Connect tarafından yapılan bu araştırma, hibrit buluta dikkat çekmesinin yanında, özel bulut kullanımının hızla olgunluğa eriştiğine de vurgu yapıyor. Özel bulut kullanımı konusundaki güvenlik endişelerinin, yerini BT standartlaştırması ve mevcut olan uygulamaların entegre edilmesi konularına bıraktığı söz edilen araştırma, mevcut bulut yapısını hibrit buluta geçirmek isteyen şirketlerin oranını yüzde 36 olarak veriyor. EMEA Bölgesi’ndeki ülkelerde bulunan 300 katılımcıyla gerçekleştirilen ankette 250’den fazla çalışanı bulunan farklı sektörlerdeki firmalarla görüşülmüş.

Elektronik seçim teknolojileri gelişiyor

0
electionSiyasi bilimler ve EECS (Electrical Engineering and Computer Science adlı MIT bölümü) güçlerini birleştiriyor ve geleceğin elektronik seçim çözümleri için çalışıyor. MIT öğrencileri kısa süre önce kurulan özel bir sınıfta mevcut oylama sistemlerinin artı ve eksilerini tartışıyor. Sınıf, hem teknolojik hem de siyasi bilimler açısından bakarak, ilgili sistemlerin komplike yapılarını inceliyor. Megan Goldberg adlı PhD öğrencisi, elektronik oy verme makinelerindeki sorunları çözecek bir fikre sahip olduğunu, ancak daha sonra çok önemli güvenlik açıklarının farkına vardığını, dile getiriyor. Ben Kraft ise işin teknik kısmına göz atıp, “Her şeyi şifreleme ile halledebileceğinizi zannederken büyük resmi göremiyorsunuz.” şeklinde konuşuyor. 2000 yılında yaşanan ve küçük çaplı bir kaosa sebep olan ABD’deki elektronik oylamalı seçimlerin ardından konu hakkındaki hızlandırılan çalışmalar da bu sınıfın konuları arasında. Öğrenciler, klasik oylama seçeneklerinin nasıl olduğunu öğrenirken, zorlukların da farkına varıyorlar. Örneğin seçim döneminde Boston’da yapılan araştırmalar oy sandıklarının ne kadar çabuk dolabileceğini kanıtlamış ve alternatif çözümler için bir konu başlığı haline gelmiş. İlk dönemin sonunda tecrübe ve fikirlerini paylaşan öğrenciler ile profesörler, disiplinlerarası çalışma metodlarının bu konuda ne derece faydalı olduğunu belirtiyor. Geleceğin elektronik seçim çözümleri hakkında devam edecek olan çalışmalar, farklı açılardan daha değişik fikirlerin birleşmesiyle çözüm üretmenin peşinde olacak.

Türk Telekom Grubu, 2014 finansal sonuçlarını açıkladı

0
Türk Telekom CEO’su Rami Aslan
Türk Telekom CEO’su Rami Aslan
Türk Telekom, 2014 yılsonu operasyonel ve finansal sonuçlarını açıkladı. Grup, 2014 yılı finansal performansına ilişkin tüm beklentilerini gerçekleştirdiğini duyurdu. Konsolide gelirler, yıllık yüzde 3,7 artış göstererek 13,6 milyar TL’ye yükselirken, konsolide bazda Faiz Amortisman Vergi Öncesi Kâr (FAVÖK) 5 milyar TL’yi aştı. Grubun yatırım harcamaları ise 2,1 milyar TL olarak gerçekleşti. 2014 yılında finansal başarı, müşteri sayısındaki artış ile desteklendi. Toplam genişbant abone sayısı 7,6 milyona ulaşırken, yüksek hızlı genişbant abone sayısı 1,1 milyonu aştı. Mobil segmentte faturalı abone tabanı yüzde 48’e yükselirken, toplam mobil abone sayısı yıllık 1,8 milyon artış ile 16,3 milyona ulaştı. Sonuçlara dair görüşlerini açıklayan Türk Telekom CEO’su Rami Aslan şu yorumu yaptı: “Türk Telekom Grubu 2014 yılını sağlam operasyonel ve finansal sonuçlar elde ederek ve önemli organizasyonel değişiklikler yaparak tamamladı. Operasyonel olarak mobil ve geniş bantta müşteri tabanımızı genişletmeye devam ederken sabit sesteki kaybı da azalttık. Finansal olarak yatırımcılarımız ile paylaştığımız üç ana beklentiyi de -gelir, FAVÖK ve yatırım gideri- gerçekleştirdik. Organizasyon tarafında ise destek fonksiyonlarımızı birleştirerek ve bireysel ve kurumsal iş birimleri yaratarak fonksiyonel entegrasyonumuzu tamamladık. Müşteri memnuniyetine odaklanmamız ve en iyi değer ve çeşitliliğe sahip ürün ve hizmetleri müşterilerimize sunmamız mobilde 1,8 milyon net abone elde ederek toplamda 16,3 milyon aboneye ulaşmamıza yardımcı oldu. Toplam net yeni müşterilerimizin 1,3 milyonunu faturalı müşterilerin oluşturmasıyla faturalı müşteri oranımızı geçen seneki yüzde 45’ten sektörün en yüksek oranı olan yüzde 48’e çıkardık. Faturalı ve ön ödemeli müşteri oranı açısından sağlıklı bir dengeye sahip olmamız, zenginleştirilmiş data tarife portföyü ve kaliteli şebekemiz sayesinde akıllı telefon kullanan müşterilerimizin oranını toplam müşterilerimizin yüzde 52’sine çıkardık. Abone tarafındaki bu pozitif operasyonel değerler ve kullanıcı başına ortalama gelirin de istikrarlı olması 2014’ün son çeyreğinde mobil gelirlerimizi yüzde 22 artırmamızı sağladı. Kârlılığımızı iyileştirmek için müşteri tabanında ölçek oluşturma stratejisi tasarladık. 2014 yılında mobil FAVÖK marjı yüzde 16’ya çıktı ve böylece 2011’den bu yana FAVÖK marjında yıldan yıla elde edilen kademeli artış devam etti. Sabit hat ve televizyon ürün portföyleri ile gücümüzü birleştirerek mobilde önümüzdeki dönemde de üstün performans göstermeye devam edeceğiz. Sabit geniş bantta odak noktamız yüksek değerli hizmetler olmaya devam ediyor. Pazarın tartışmasız lideri olarak kullanıcı başına ortalama geliri, fiyat disiplini ve ayrıca üst paketlere geçişi sağlayan zenginleştirilmiş tekliflerle yukarı çektik. Müşterilerimiz daha yüksek hız ve kapasite istiyor. Daha yüksek hız ve kapasiteyi üstün şebekemiz, sınıfının en iyisi müşteri hizmetleri ve eşsiz katma değerli hizmetler ile sunuyoruz. 16 mbps ve daha yüksek hız paketlerinde bulunan müşterilerimizin oranı yüzde 49 olurken, limitsiz paket kullanan müşterilerimizin oranı yüzde 87’ye yükseldi. 2014 yılında sabit geniş bantta kullanıcı başına ortalama gelirimiz yüzde 4 artarak 41 TL’ye çıktı ve net 273 bin yeni müşteri kazandık. Kullanıcı başına ortalama gelir ve abone artışı ile, sabit geniş bantta yüzde 8,5 gelir artışı elde ettik. 26 Kasım 2014 tarihinde televizyon alanındaki faaliyetlerimizle ilgili önemli bir duyuru yaptık. 2015-2016 sezonundan başlamak üzere UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi yayın hakları 3 yıllığına Türk Telekom’un oldu. Mümkün olan en yüksek sayıda izleyiciye ulaşabilmek için, mevcut IPTV platformumuzu uydu platformu ile destekleyeceğiz. Belirgin olarak güçlenmiş bir televizyon işi halihazırda güçlü olan telekom ve teknoloji hizmetleri portföyümüzün çok değerli bir bileşeni olacak; Türkiye telekom pazarındaki eşsiz yakınsama oyuncusu olma pozisyonumuzu daha da güçlendirecek. 2014 yılı aynı zamanda entegrasyon hedefimiz doğrultusunda önemli adımlar attığımız bir yıl oldu. Aralık ayının sonunda yaptığımız organizasyon duyurusu ile fonksiyonel organizasyonun son aşamasını tamamlamış olduk.  Bireysel ve kurumsal iş birimleri kurarak ürün odaklı bir gruptan müşteri odaklı bir gruba geçiş yaptık. Grubun 2014 yılının başlarında birleştirdiğimiz destek fonksiyonları hem bu yeni iş birimlerini hem de toptan satış iş birimini destekleyecek. Bu dönüşümün grubumuzda önemli bir potansiyeli ortaya çıkaracağına ve gelecekte grubun başarıları için bir dönüm noktası teşkil edeceğine kuvvetle inanıyoruz.”

Çin’in siber güvenlik paketi korkutuyor

1
China_DragonABD hükümetinin 14 milyar dolarlık siber güvenlik paketinden sonra bu kez gündemde Çin’in siber güvenlik paketi var. Sputniknews’a konuşan uzmanlar, Çin’in güçlendirilmiş yeni siber güvenlik paketinin yakın süreçte sadece küresel BT sektörüne değil, Washington ve Çin’in diplomatik ilişkisine de zarar vereceğini bildiriyor. Başkent  Pekin’in yeni yasaları, Çin’e satılan teknoloji ürünlerinin güvenlik riski yaratmaması için, satıcı şirketlerden ürünlerin gizli kaynak kodlarını talep ediyor. Dahili testler sonucu ürünlerin ülkede kullanıma sunulması esasına dayanan hükümler, doğal olarak ABD’li firmaları da zor duruma sokuyor. International Trade at the Consumers Electronics Association (CEA)’nın başkanı Sage Chandler ise Sputnik’e yaptığı açıklamada, Çin’in yeni siber güvenlik yasalarının sadece Pekin şirketlerine değil, ekonomisine de darbe vuracağını söylemiş. Hatta bu etkinin zamanla finans sektörü gibi farklı alanlara yayılabileceğini de eklemiş. Çin hükümetine gönderilen mektuptaki öneriler, yasaların bu şekilde devam etmesinin açıkça ayrımcılığa sebep olacağı ve Çin’in Enformasyon İletişim Teknolojileri için izolasyon anlamına geleceğini belirtiyor. Mektuba göre küresel pazarın şirketleri izole olacak ve Çin’in ekonomik yükselişi, geliştirme süreçleri ve müşteri tercihleri gibi başlıklarda ciddi bir gerileme yaşanacak. Başlangıçta Çinli markalar bu kanunlar sayesinde kâr edebilecek olsa da, Washington ile Pekin arasındaki anlaşmalar ve olası gerginliklerin ülke için ciddi sıkıntı yaratacağı ekleniyor. Çin hükümetinden bu ortak mektuba henüz bir yanıt gelmiş değil. Tüm bu önlemlerin sebebi ise NSA sızıntısı sonrası ortaya çıkan, tüm dünyayı dehşete düşüren “dijital takip”lerin yarattığı korku. Kısacası Çin kendini korumak için yabancı markalara isteksiz de olsa duvar örmek durumunda kalıyor.

Tablet ve telefonlar çocukların gelişimini engelliyor

0
cocuk_tabletAraştırmacılara göre küçük çocuklara genellikle oyalanmaları için verilen akıllı telefon ve ya tabletler, onların motor işlevlerini geliştirmelerine engel olabiliyor. Boston University School of Medicine, interaktif medya ürünleri ve onların “eğitim için kullanılabilir olup olmadığı” sorusu üzerine veriler paylaşmış. Çalışmanın birer parçası olan isimler, televizyon ve videonun yarattığı olumsuz etkilerin artık iyice anlaşıldığını, şimdi ise okul öncesi yaştaki çocuklara verilen mobil cihazların, onların zaten kullanabilecekleri içsel işlevleri körelttiğinin farkına varılması gerektiğini söylüyorlar. Araştırmacılar, akıllı telefon ya da tabletlerin bahsi geçen yaş grubundaki çocukların sosyal-duygusal gelişimlerini zedeleyeceğini de ekliyor. Araştırmaya göre küçük çocukların kullanmaya başladığı bu gibi cihazlar sebebi ile insan insana olan etkileşim azalabiliyor, matematik ve bilime dair basit öğelerin öğrenilme, fark edilme süreci uzuyor. Sonuçlar arasında en dikkat çeken detay ise şu; 30 ayın altındaki çocuklar televizyon ve videolardan “insanlarla iletişime geçtikleri zaman” öğrendiklerinden çok daha az şey elde edebiliyor. Aynı durum tablet ve telefonlar için de geçerli. Susam Sokağı gibi eğitim temelli çocuk programları ya da elektronik kitaplar ile öğren-ve-oku uygulamaların işe yarayabildiği ancak bunun okul çağına yakın bir dönemde olası olduğu belirtiliyor.

Avnet ve EMC’den yeni işbirliği

0
Avnet Türkiye Genel Müdürü Hakkı Eren
Avnet Türkiye Genel Müdürü Hakkı Eren
Avnet’in bir faaliyet birimi olan Avnet Technology Solutions, kanal ortaklarına bundan böyle EMC’nin yeni EMC VSPEX BLUE hiper birleşik altyapı çözümünü sunacağını açıkladı. Bu sayede kanal ortakları, KOBİ, orta ölçekli ve kurumsal müşterilerine bir hiper birleşik altyapının avantajlarını kendi ihtiyaçlarına uygun fiyat düzeyleriyle ve ölçeklerde sağlayan yeni çözümleri tasarlayabilecek ve uygulayabilecekler. EMC VSPEX BLUE hiper birleşik altyapı sistemi müşterilere Avnet’in Asya-Pasifik, Kuzey Amerika, Latin Amerika ve Karayipler, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgelerindeki son derece yetkin kanal topluluğu aracılığıyla sunulacak. Avnet Türkiye Genel Müdürü Hakkı Eren yaptığı açıklamada “Hiper birleşik uygulamalar hızla pazar payı kazanıyor ve bu yeni çözüm, orta ölçekli müşterilerden, bulut hizmeti sağlayıcılardan ile uzak ve şube ofislerinden gördüğümüz talebe hitap edecektir. EMC, bu müşterilerin özgün ihtiyaçlarına göre uyarlanmış özgün bir hiper birleşik altyapı çözümü yaratmıştır ve ortaklarımıza bu pazar kesimine doğru ölçekte esnek bilişim altyapısıyla hitap etme fırsatını vermiştir. Avnet’in VSPEX BLUE kapsamındaki montaj, entegrasyon, lojistik ve servis desteğini vermesi sayesinde, ortaklarımızın pazara sürüm süresini kısaltabileceğiz.”dedi. Basitlik gözetilerek üretilen ve tasarlanan EMC VSPEX BLUE uygulaması, tam otomatik yapılandırma, tek tıklamalı kademesiz ölçeklenme ile yamalar ve güncellemeler sırasında sıfır sistem aksama süresi sunuyor. VSPEX BLUE uygulamasının ölçeği ve basitliği sayesinde uygulanması için komple bir bilişim ekibi gerekmediğinden, bu ürün, örneğin kamu, eğitim, teknoloji ve sağlık hizmetleri sektörü gibi çeşitli sektörlerden orta ölçekli müşteriler, bulut hizmeti sağlayıcıları ve uzak ve şube ofisleri için idealdir. Avnet ortakların, müşterilerinin özgün ihtiyaçlarına uyarlamak üzere yönetim, güvenlik ve bilişim altyapısı konularında çok geniş bir ürün ve hizmetleri yelpazesini VSPEX BLUE çözümlerine entegre etmelerine yardım edecektir. EMC Corporation Global Kanal Satışlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Gregg Ambulos, Avnet ile işbirliğiyle ilgili şöyle konuştu: “Birleşik altyapı büyümeye ve kendini yeniden tanımlamaya devam ediyor. EMC’nin VSPEX BLUE hiper birleşik altyapı uygulamasını pazara ulaştırmakta yardımcısı olarak Avnet’i seçme nedeni, teknolojiyi ortakları ve onların müşterileri için kolayca ve basit bir şekilde gerçek iş çözümlerine dönüştürme yeteneğini kanıtlamış olmasıdır. Avnet, teknolojinin en ön cephesinde yer alan küresel bir şirket olup, şirketimizin ölçeği ve menzili bize bu son derece farklı hiper birleşik bilişim uygulamasını (HCIA) hızla pazara ulaştırmamıza ve müşterilerimizin özgün iş ihtiyaçlarına cevap vermeye başlamamıza imkân verecektir.”

Epson Formula 1’e merhaba dedi

0
Epson-Petronas-AraçEpson ile 2014 Formula 1 Takımlar Şampiyonu Mercedes AMG Petronas Formula 1 Takımı küresel platformda uzun süreli bir işbirliğine imza attı. Epson; Mercedes AMG Petronas’ın yazıcı, tarayıcı, 3LCD projektör ve giyilebilir teknoloji ürünlerinde resmi ortağı ve tedarikçisi oldu. Epson logosu takımın yarış araçlarında, ayrıca pilotlar Lewis Hamilton ve Nico Rosberg’in kıyafetlerinde yer alacak. Mercedes AMG Petronas Formula 1 Takımı’nın resmi sponsorlarından biri olmakla, Epson’un küresel platformdaki marka yüzüne daha da güç katmaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Epson Dünya Başkanı Minoru Usui, “Bu anlaşma ile kendini inovasyona adamış, global liderlikte ustalaşmış, beklentileri sürekli yükselten ve tüm paydaşlarını bağlayan ürünler geliştiren dünya şampiyonu iki marka bir araya geldi” dedi. 2015 sezonuna hazırlandıkları bı dönemde, gerçekleştirilen anlaşma ile Epson’u Mercedes AMG Petronas Formula 1 Takımı’nda görmekten mutluluk duyduklarını belirten Mercedes-Benz Motorsport Başkanı Toto Wolff ise “İleriyi gören firmalarla çalışmak her zaman bir keyif. Epson’un ürünleri ise yarış ve üretim operasyonlarımız için tam uyumlu. Epson’un inovatif teknolojisini performansını hep ileriye taşımak üzere kullanması aynen bizim de her yarışta yapmaya çalıştığımız şeyle bire bir örtüşüyor.  Önümüzdeki sezon ve sonrasında da uzun yıllar işbirliğimizin devam etmesini diliyorum” dedi. Bu işbirliği aynı zamanda çevreye duyarlılık konusunda en üst düzeyde hassasiyete sahip iki kurumu da bir araya getirmiş oluyor. Epson 2050 yılına kadar kendi operasyonlarında ve ürün kullanımları esnasında oluşan karbon salımında yüzde 90 azalma hedeflerken; Mercedes de 2014 yılında önceki modeline göre yüzde 30 daha çevreci olan W05 F1 Hibrid aracıyla yarışmıştı.