Dünya medyası son 24 saattir 
Facebook‘un 2014 ikinci çeyreği için 
açıkladığı finansal sonuçları yazıp tartışıyor. Özetleyecek olursak; Facebook düşünüldüğü gibi
 terk edilen, 
zarar eden bir platform filan 
değil. Tam aksine geçen çeyrekte 
2,9 milyar dolar ciro ile bir yıl öncesine göre gelirlerini 
yüzde 66 arttırmış durumda. Facebook kurucusu ve CEO’su 
Mark Zuckerberg durumu şöyle özetliyor; 
“Gayet güzel bir çeyrek geçirdik.”

Ama Zuckerberg’in söylediği tek şey iyi bir çeyrek geçirdikleri değil. Zuckerberg 
Amerika Birleşik Devletleri’nde insanların 
günde ortalama 40 dakikalarını Facebook’da harcadığını belirtirken 
tüm ekranların karşısında ise toplam 9 saat süre harcadıklarının altını çiziyor. (MillardBrown’un 
AdReaction 2014 araştırma sonuçlarına göre bu süre 7,5 saat civarında)
Aynı rapora göre Türkiye’de kullanıcıların bir  günde tüm ekranlar karşısında geçirdiği 
toplam süre 6,5 saatin biraz üzerinde.

Zuckerberg bu rakamlardan yola çıkarak şu sonuca ulaşıyor; 
“Oldukça heyecanlıyım çünkü daha fazla büyümek için çok fazla alan var.”
TTNET Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı 
Mert Başar Webrazzi tarafından düzenlenen 
Webrazzi Dijital’14 etkinliğinde TTNET’in gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre internet kullanıcılarının Türkiye’de günlük ortalama internet kullanım 
120 dakika ve kullanıcıların 
yüzde 9,5’nin internet kullanım nedenlerinin başında 
Facebook yer aldığını 
paylaşmıştı.
Facebook’un sürekli yenilenen algoritmasında 
video içeriklerin ön plana çıkartıldığı artık gizli bir sır değil. Öte yandan pek çok 
KOBİ’nin aldıkları 
domain isimlerini doğrudan 
Facebook sayfalarına yönlendirmesi hatta bazı internet servislerinin bunu bir 
hizmet olarak sunması dikkatimizden kaçmıyor.
Her şey için tek bir platform mu?
Akla şu soru geliyor; 
“Facebook tüm platformları kendi üzerinde birleştirecek tek bir platforma mı dönüşmek istiyor?” Şüphesiz ki bu sorunun cevabı 
Evet. Peki, Facebook bunu 
başarabilir mi? Biraz temkinli cevap vermekle birlikte bu sorunun cevabı da 
Evet.
Facebook’un sosyal yapısı ve popülerliği 
işletmelerin ve 
medya kanallarının her geçen gün bu mecraya daha fazla yatırım yapmasını ve stratejilerini Facebook’un gelişimine paralel belirlemesine neden oluyor. Şüphesiz ki Facebook’da bunun farkında ve tüm diğer mecraları kapsayan 
geleceğin tekil internet mecrası olmak için vizyonunu belirlemiş durumda.
Ancak Facebook bu tekilleşme amacında 
meydanın tek hakimi değil. 
Google en büyük rakipleri arasında yer alıyor. Ancak Google’ın her ne kadar arama alanında Facebook’a karşı büyük bir silahı olsa da henüz
 sosyal mecra olarak bu savaş içinde kendine güçlü 
bir cephe kazanamadı. 
Microsoft ise böyle bir savaşın parçası olmaktan 
geri kalmak istemeyebilir ancak yeni CEO 
Satya Nadella sanıyoruz ki Microsoft için biraz daha yazılım ve servislere odaklanmış bir strateji çizmek istiyor gibi görünüyor.
İşletmeler için ne anlama geliyor?
Bu sorunun işletmelerin durduğu noktaya göre 
cevapları farklılaşıyor. Eğer sadece belirli bir mesajı (ürünlerinizi, kendinizi tanıtmak gibi) insanlara ulaştırmak isteyen bir işletme iseniz 
hangi platformda olduğunuz önemli değil. Günün sonunda ihtiyaç duyduğunuz şey 
en düşük maliyet ile 
en fazla kişiye mesajınızı ulaştırabilmek.
Öte yandan eğer bir 
televizyon kanalı, 
internet sitesi ve özetle bir medya kurumu iseniz gerçekten 
endişelenmenizi gerektiren bir süreç yaşanıyor. Bu dijital dönüşümün şekillendiren efendilerin dünyasında gelir modellerinizi bağımsız bir şekilde nasıl oluşturacağınız, sadece bir soru işareti ile değil aynı zamanda büyük bir ünlem işareti ile sonlandırılmalı.