Çinli bir hacker grubu Avrupa ve ABD’yi hackledi!

0

Çinliler her dönemde farklı konular ile gündemde kalmaya devam ediyor. Özellikle bundan sadece 3 yıl önce yaşanan pandemi döneminin baş aktörü olarak sürekli gündemde kalan Çin şimdiyse siber korsanlık haberleri ile gündemde. Çinli bir hacker grubu Avrupa ve ABD’yi hacklediler!

Çinli hacker grubu Avrupa ve ABD’nin devlet e-postalarına sızdı!

Microsoft geçtiğimiz salı günü, yani dün, bir blog gönderisi yayınladı. Gönderinin başrolü olarak Çinli Storm-0558 isimli bir hacker grubu yer alıyordu. Microsoft’un paylaştığı rapora göre bu hacker grubu Mayıs ortasında yaklaşık 25 kuruluştan e-posta verilerine erişim sağladıktan sonra bu e-posta hesaplarını 1 ay boyunca sessiz sedasız takip etti.

Çinli hacker

Yazılım şirketi, Çinli grubu Haziran ortasındaki bir soruşturmanın ardından, anormal posta etkinliği hakkında müşteriler tarafından yollanan raporlar ile uyarıldıktan sonra fark etti. Microsoft’ta başkan yardımcısı olan Charlie Bell konuyla ilgili gönderisinde, “Bu grubun istihbarat toplamak için e-posta sistemlerine erişim elde etmek gibi casusluk faaliyetlerine odaklandığını düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.

Storm-0558 adlı Çinli grup kullanıcı e-posta hesaplarına erişmek için gereken kimlik doğrulama jetonlarını yapay olarak oluşturdu ve saldırıyı gerçekleştirdi. Yani bahsi geçen kurumlarının güvenlik verilerini ele geçiren grup önce bu veriler ile yapay kimlik doğrulama jetonları oluşturdu. Daha sonra bu jetonlar aracılığıyla hesaplara sızdı ve takibe başladı. Durumu fark eden kullanıcılar Microsoft’a bildirimde bulundu ve hacker grubu ortaya çıkmış oldu.

Microsoft konunun çözümü ile ilgili son olarak ihlali ele almak için İç İşleri ve Güvenlik Bakanlığı’nın siber savunma ajansı ile ortaklık kurduğunu ve Çin merkezli grubu araştırmaya ve izlemeye devam edeceğini söyledi.

Elon Musk’a büyük suçlama!

0

Elektrikli otomobil üreticisi Tesla’da işler biraz garip şekilde ilerliyor. CEO Elon Musk’ın kendi şirketinden para sızdırdığına dair iddiaların ardından soruşturma başlatıldı. Konuyla ilgili soruşturma şirket içi politika ve departman değişiklikleri sebebiyle tamamlanmadı ancak CEO Elon Musk, şirketin kaynaklarını kendi lüks harcamaları doğrultusunda kullanmakla suçlanıyor!

Apple Store benzeri bir ev “Proje 42” ve Elon Musk’ın para çaldığı iddiası

Çılgın milyarder neredeyse her gün bambaşka haberlerle gündeme gelmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Threads ve Twitter derken gündemden düşmeyen Musk şimdide kendi şirketini dolandırmakla gündemde. Konuyla ilgili olarak gelen açıklamalar Elon Musk’ın kendi lüks harcamaları doğrultusunda Tesla kaynaklarını kullandığını belirtiyor.

Elon Musk'tan Tesla sahiplerine müjde! Bir ay ücretsiz deneme sunacak

Konuyla ilgili olarak soruşturma başlatan Tesla yönetimi, Musk’ı Austin bölgesi Gigafactory yakınlarında satın aldığı araziler ve orada kurmayı planladığı ev projesi üzerinden şüphelendi. Bahsi geçen bölge yakınlarında Musk ve yönetimden birçok kişinin satın aldığı araziler bulunmakta. Konuyla ilgili bölgede Elon Musk’ın dev altıgen şeklinde tamamen camdan oluşan bir ev inşa etmek istediği ve bu ev için satın alınacak özel camları Tesla bütçesinden aldığı bildirildi.

8 Gigabit Süper hızlı fiber geniş bant hizmeti başlıyor

ATUS tarafından ABD’de süper hızlı fiber geniş bant kullanıma geçiyor. 8 Gigabit Fiber İnternet önemli avantaj sağlayacak.

ATUS, ABD’deki en büyük geniş bant iletişim ve video hizmet sağlayıcılarından biri olan markası Optimum’un kapsama alanında ultra hızlı 8 Gigabit Fiber İnternet hizmetini başlattığını duyurdu. Lansmanla birlikte şirketin fiber ayak izi, mevcut 1.7 milyon konut sakini ve işyerinden bu yıl sonuna kadar yaklaşık 3 milyon müşteriye çıkacak.

Optimum 2022 yılında 2 ve 5 Gig İnternet hizmetlerini tanıttı ve son zamanlarda 8 Gigabit hıza yükseltme, ülke genelinde multi-gigabit İnternet dağıtımındaki liderlik konumunu güçlendirecek. Optimum’un fiber ağı, simetrik verilerin daha yüksek hızlarda sorunsuz aktarımını sağlayan Pasif Optik Ağlar (PON) için gelişmiş bir standart olan XGS PON’dan yararlanıyor. Çoklu gigabit hızlarını desteklemenin yanı sıra, bu son teknoloji ürünü teknoloji, eski GPON standardını geride bırakarak son kullanıcılar için güvenilir ve tutarlı bir hizmet sağlıyor.

8 Gigabit Fiber İnternet

Optimum’un yüzde 100 fiber ağı, gelişmiş dayanıklılıkla önemli ölçüde daha yüksek bant genişliği bağlantısı sunuyor. Fiber ağların bu sağlam altyapısı, AR/VR, oyun, grafik tasarım, video prodüksiyonu ve daha fazlası gibi veri yoğun uygulamalar dahil olmak üzere çok çeşitli hizmetleri aynı anda taşıyabiliyor.

Optimum şu anda ülkenin en büyük 8 Gigabit Fiber İnternet sağlayıcılarından biri ve ülke çapındaki diğer önde gelen taşıyıcılara kıyasla üstün bağlantı sunuyor. Şirket, 8 Giabit  hız katmanının daha fazla kullanıcıya dağıtımını hızlandırmak ve iletişim bileşenleri pazarındaki varlığını sağlamlaştırmak için ağ altyapısı geliştirmeye yatırım yapmaya kendini adamış durumda.

Altice, uzun vadeli sürdürülebilir büyüme için ağ genişletme planlarını ve fiber ağ yükseltmesini hızlandırmaya odaklanıyor. Altice Advantage Internet’ten kurumsal müşteriler için çoklu gigabit hizmetlerine kadar her bütçeye uygun bir dizi geniş bant hızı sunuyor. Evden eve kadar fiber (FTTH) ağı kurmak ve ev iletişim merkezini kurmak için beş yıllık planı yolunda ilerliyor. FTTH ağının, azaltılmış bakım gereksinimleri ve daha düşük güç kullanımı ile daha esnek olacağına inanıyor. Altice, müşteri memnuniyetine büyük önem veriyor ve müşteri hizmetlerini geliştirmek için önemli yatırımlar yapıyor. Sorun giderme araçlarındaki ve self servis yeteneklerindeki gelişmeler nedeniyle bakım ve teknik destek için müşteri çağrıları azalmış durumda. Şirket, ABD’nin New York metropol bölgesi gibi en kalabalık ve ekonomik olarak aktif bazı bölgelerinde pazar varlığına sahip. Bu, bu bölgelerde yüksek hızlı internet ve diğer telekomünikasyon hizmetlerine yüksek talep olduğu için önemli bir büyüme fırsatı sağlıyor.

Mascotte Health 1,2 milyon dolar yatırım aldı!

0

Teknoloji destekli veterinerlik hizmetleri sağlayan Mascotte Health, seçkin veterinerlik muayenehaneleriyle işbirliği içinde yürüttüğü pilot programını ve finansman turunu tamamladığını duyurdu. Şirket ayrıca, Uber, Turo ve Airbnb’den melek yatırımcıların katılımıyla Nuwa Capital liderliğindeki 1,2 milyon $’lık talep fazlası ön tohum finansman turunun tamamlandığını duyurdu.

Mascotte Health şu anda veteriner kliniklerine sanal triyaj ve müşteri deneyimi de dahil olmak üzere teknoloji destekli destek altyapı çözümleri sunuyor. Şirket, kapsamlı bir eğitimden geçen ve ortak kliniklerle stratejik olarak eşleştirilen lisanslı ve kayıtlı veteriner hemşireleri ve teknisyenleri istihdam ediyor.

Mascotte Health, aşırı yüklenmiş ekipler için sermaye açısından verimli bir çözüm sunarak veterinerlik uygulamalarının geliri artırmasına ve mevcut personele aşırı yük bindirmeden veya yeni çalışanlar işe almadan temel operasyonel görevleri devretmesine olanak tanıyor.

Mascotte’nin sanal hemşirelerinin, müşteri iletişimini yönetme gibi görevler dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere uzmanlığı, gelişmiş bir bakım deneyimine ve iyileştirilmiş sonuçlara katkıda bulunuyor.

Bu sonuçlar, gelmeyenlerde azalma, yeni randevularda artış, müşteri başına konsültasyon süresinde azalma, reçete uyumunda artış ve telefon trafiğinde azalmayı sağlıyor.

Mascotte Health‘in Kurucusu ve CEO’su Bora Hamamcıoğlu, “Mascotte’deki görevimiz, kahraman veteriner hekimleri gerçek tutkularına, yani tıp uygulamalarına ve mümkün olan en iyi tıbbi tedaviyi sunmaya odaklanmaları için güçlendirmektir” dedi. 

“Güvenilir işletme ortakları olarak, yalnızca günlük operasyonları iyileştiren ve optimize eden değil, aynı zamanda klinik personelinin karşılaştığı yoğun stresi de gideren tam kapsamlı bir veterinerlik destek altyapısı oluşturmaya kararlıyız. Sektörün önemli çalışan sıkıntısı ve Sayıları giderek artan evcil hayvanlarla ilgili olarak, ilgili tüm paydaşlar için sağlık sonuçlarını iyileştirme ihtiyacının farkındayız” diye ekledi.

MAN eTruck,’2023 Red Dot Tasarım Ödülü’nü kazandı

0

MAN eTruck, heyecan verici görünümü ile tasarım kalitesi konusunda uluslararası kabul görmüş ve bağımsız 43 uzmandan oluşan Red Dot Design Award’ın uluslararası jürisini etkileyerek, ‘2023 Red Dot Tasarım Ödülü’ne hak kazandı. 2024’ten itibaren ilk müşterilere ulaşmaya başlayacak olan yeni MAN eTruck konusunda jüri özellikle; sıfır karbonlu karayolu taşımacılığında olağanüstü bir ürün tasarımıyla şimdiden öne çıkmasının yanı sıra; uzun mesafeli taşımacılığa uygun geleceğe dönük elektrikli aslanın, daha resmi pazar lansmanı yapılmadan şimdiden güçlü bir şekilde pazara damgasını vurduğu konusunda hem fikir kaldı. MAN eTruck, 19 Haziran’da Essen’de düzenlenen ve 60’tan fazla ülkeden katılımın olduğu özel bir törende ödülünü aldı.

  • MAN’ın yeni büyük eTruck serisi, heyecan verici görünümü ile “Ürün Tasarımı” kategorisinde Red Dot Design Award 2023 ödülünü aldı.
  • Yarışmada MAN eTruck’ın Bavyera Alpleri’nin panoramasından ilham alan çokgen dış süslemesindeki kalite ve ayrıntılar jüriyi ikna etti.
  • Geleneksele ve yeniliğe bağlı kalan MAN eTruck’ın dış tasarımı; geleneğin ve yeniliğin birleşimini gözler önüne serdi.

MAN Truck & Bus Satış ve Müşteri Çözümlerinden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Friedrich Baumann, “2024’ten itibaren uzun mesafeli taşımacılığı elektriklendirecek yeni eTruck’ımızın kazandığı, bu gıptayla bakılan tasarım ödülü, ekibimize projenin son aşamasından pazar lansmanına kadar ekstra güç veriyor. Yeni MAN eTruck, müşterilerimizin sadece teknik değil, aynı zamanda görsel olarak da elektromobiliteye geçişinin güçlü bir ifadesidir” dedi.

Red Dot kurucusu ve CEO’su Dr. Peter Zec de ödül töreninde, “Dünyanın dört bir yanından şirketler ve tasarım stüdyoları; yarışma sırasında önemli sayıda ürünü inceleyen uluslararası uzmanlardan oluşan Red Dot jürisinin profesyonel değerlendirmeleriyle karşı karşıya kaldı. Bu kadar güçlü katılımcının olduğu bir yerden kazanan olarak çıkmanız, ürününüzün olağanüstü kalitesinin kanıtıdır” diye konuştu. 

Red Dot Tasarım yarışmasına her yıl yaklaşık 20.000 ürün sunulmakta olup, bu yıl da 60 ülkeden, 51 yarışma kategorisinde değerlendirmeler yapıldı.

MAN Truck & Bus Tasarım Departmanı’nda renk ve malzeme tasarımından sorumlu olan Carolin Schütt ise, şunları söyledi: 

“Hızla değişen bir dünya ve yeni teknolojiler çağında, doğru ve özgün kalmak önemlidir. MAN eTruck tasarımı çalışmalarımızda da bu mottoyu takip ederek, DNA’mıza ve kökenlerimize odaklandık. Nereden geliyoruz? Markamız neyi temsil ediyor? Müşterilerimiz bizi nasıl algılıyor? Diğer departmanlardan birçok meslektaşımızla birlikte bu soruların yanıtlarını MAN eTruck’ın tasarım geliştirme sürecine dâhil ettik.”

Geleneksele ve yeniliğe bağlı kalan MAN eTruck’ın tasarımı için; MAN Truck & Bus’taki tasarım uzmanları, MAN Genel Merkezi’nin manzarasını soyutladılar ve Zugspitze ile Münih arasındaki dağın eteklerini sürücü kabinini süsleyen çokgen bir desende görselleştirdiler. Geometrik süslemeli yüzey, bir heykeltıraşın devam etmekte olan çalışmasına benzetildi. Bu nedenle tasarım, MAN eTruck’ın geliştirme dinamikleri için de sağlam bir sembolik güce sahip oldu.

Nötr, mat gri boya, radyatör ızgarasındaki ‘yüksek voltajlı’ kırmızıya karşı, özel olarak seçildi ve dolaylı olarak aydınlatılan ön camla birlikte genel konsepte uyumlu hale getirildi. Tüm bu ayrıntıların sonucunda ise, araç kendisine güç veren enerjiyi soluyormuş hissi veren etkileyici bir izlenim ortaya çıktı. Bu eşsiz kombinasyon, Red Dot Award 2023 jürisini de ikna etmeyi başardı ve ödülü aldı.

Red Dot Tasarım ödülü hakkında:

Red Dot Design Award jürisi, her yıl yaklaşık 20.000 başvuru alıyor. Bu da onu, söz konusu alandaki çeşitlilik nedeniyle üç disipline ayrılan dünyanın en büyük tasarım yarışmalarından biri yapıyor. Bu disiplinler; ‘Red Dot Award: Ürün Tasarımı’, ‘Red Dot Award: Markalar ve İletişim Tasarımı’ ve ‘Red Dot Award: Tasarım Konsepti’nden oluşuyor. 

1955 yılında, zamanın en iyi tasarımlarını değerlendirmek için ilk kez bir jüri toplandı. 1990’larda Red Dot CEO’su Profesör Dr. Peter Zec, ödülün adını ve markasını geliştirdi. O zamandan beri gıpta ile bakılan “Red Dot” ödülü, tasarım mükemmelliğinin uluslararası düzeyde saygı duyulan mührü oldu. Ödülü kazananların yıllıklarda, müzelerde ve internette tanıtıldığı yarışma ilgili daha fazla bilgiye Red Dot Design Award adresinden ulaşılabilir. 

Denizden çıkarılan iPhone 14 Pro hala çalıştığı için sahibine teslim edilebildi

0

Bir dalgıcın denizin dibinde bulduğu bir iPhone 14 Pro hala çalıştığı için sahibi kolayca bulundu ve teslim edildi! Günümüzde cep telefonu, güvenlik, kişiler, ödeme yöntemleri, egzersiz takibi vb. gibi hayatın birçok farklı unsuru için kullanılabiliyor. Bu da, onu kaybetmenin aslında hayatımızdaki birçok temel aktivitemizi aksatabilmesi anlamına geliyor.

Florida’da, eyaletin birçok plajından birinde ‘mucize‘ denebilecek bir şey meydana geldi. Denizden geri dönüştürülmüş ürünler satan ve kar amacı gütmeyen bir şirket olan 40cean’ın CEO’su Alex Schulze, günlük rutin bir dalışta denizin dibinde bir iPhone 14 Pro cep telefonu buldu.

Bulduğu telefon yepyeni bir iPhone 14 Pro‘ydu. Alex daha önce yaptığı dalışlarda pek çok telefon bulmuştu, ancak bu sefer telefon su geçirmez bir kılıf içinde ve mükemmel durumdaydı.

Bulunan iPhone’a ne oldu?

Alez, dalıştan sonra ofisine döndüğünde telefonu güvenli bir alana götürdü ve çalışıp çalışmadığını kontrol etti. TikTok için serüvenin videosu çekilirken kılıfından çıkardı ve evet telefon hala çalışıyordu!

Dalgıç, iPhone kişiler uygulamasını başlattı ve “Anne” olarak kaydedilen bir numarada gördü ve hızlı bir şekilde aradı. Telefonu açan anne, dalgıça; “Aman Tanrım, ben oğlumun telefonunu bulduğuna inanamıyorum.” dedi. Ardından anne ve oğlu ofise davet edildi ve cihazlarını teslim aldılar.

Tüm zamanların en büyük veri ihlalleri

Veri ihlali şirketleri maddi olarak zor durumda bırakmanın yanı sıra güvenilirliklerini de zedeliyor. Peki en büyük veri ihlalleri hangileri?

Proxyrack ekibi en maliyetli veri ihlallerini, en yaygın yöntemleri ve en fazla veri ihlaline sahip şirketleri araştırarak en çok maruz kalan sektörleri ortaya çıkarmak için bir çalışma yürüttü.

Bir şirket bir veri ihlali yaşadığında, uzlaşmanın finansal etkileri zararlı olabilir. Uzlaşma sonrası hisse fiyatlarının dört ay içinde yüzde 3,5, bir yıl sonra ise yüzde 8,6 düşeceği tahmin ediliyor. Ancak hangi küresel şirketler en pahalı veri ihlallerini yaşadı? Yakın zamanda, Proxyrack ekibi en maliyetli ihlallerini, en yaygın yöntemleri ve en fazla ihlale sahip şirketleri araştırarak en çok maruz kalan sektörleri ortaya çıkarmak için bir çalışma yürüttü. Çalışmaya göre en büyük ölçekli ihlalleri şu şekilde oldu:

  • Epsilon (2011) — 4 milyar dolar
  • Equifax (2017) — 700 milyon dolar
  • ABD Kişisel Yönetim Ofisi (2015) — 500 milyon dolar
  • Veteran’s Affairs (2006) — 500 milyon dolara kadar
  • Yahoo (2013-2014) ) — 470 milyon dolar
  • Hedef (2013) — 300 milyon dolar
  • TJ Maxx (2007) — 256 milyon dolar
  • Marriott (2018) — 200 milyon dolar
  • Sony Playstation (2011) — 171 milyon dolar
  • Uber (2016) — 148 dolar milyon

2011’deki Epsilon ihlali, e-posta sistemi ihlal edildikten sonra 60 milyon kişinin isim ve adreslerinin çalındığını gördü. Equifax’ın 2017’deki 700 milyon dolarlık ihlali, 160 milyon hesabın özel bilgilerinin açığa çıkmasına neden oldu. En maliyetli üçüncü veri ihlali, 4 milyondan fazla çalışanın kişisel verilerini tehlikeye atan ABD Personel Yönetimi Ofisi’nin ihlaliydi. İronik bir şekilde, saldırı, şirket güvenliklerini güncellerken gerçekleşti.

2011, 34 ihlalin kaydedildiği en fazla ihlalin yaşandığı yıl oldu. Bunu 31 ihlalin yaşandığı 2020 ve 30 ihlalin meydana geldiği 2019 izledi. En fazla ihlali yaşayan sektör, 2004’ten bu yana kaydedilen 53 saldırı ile web alanı oldu. Bunu, 47 saldırı yaşayan sağlık sektörü izliyor. Facebook, toplamda 5 ile en fazla hack olayı yaşayan şirket olurken, onu 3 ihlal yaşayan AOL ve Citigroup takip ediyor.

Windows 95, 98 ve diğer eski sürümlere güncelleme seçeneği geliyor

Retro hesaplamaya ilginiz varsa, 95, 98 ve NT 4.0 gibi Windows‘un erken İnternet dönemi sürümleri için mevcut olan son resmi hata düzeltmelerini ve güncellemelerini toplamanın zor olabileceğini bilirsiniz.

Windows Update Restored” adlı yeni bir bağımsız proje, eski Windows Update sitelerinin hafifçe değiştirilmiş sürümlerini ve güncelleme dosyalarının kendilerini barındırarak bunu düzeltmeyi amaçlıyor, böylece bu eski işletim sistemlerinin yeni yüklemeleri eski kurulum CD’lerinde ve disklerinde bulunmayan yıllarca süren düzeltmeleri alabilecek.

Windows’un bu eski sürümleri, mevcut Windows sürümlerinde kullanılanlar gibi yerleşik güncelleyicilerden ziyade çalışmak için öncelikle bir Windows Update web uygulamasına dayanıyordu. Microsoft, 2011’in ortalarında Windows 95 ve 98’i tarayabilecek ve güncelleyebilecek sitenin sürümünü kaldırdı.

Windows Update Restored sitesi, Microsoft’un orijinal kodunun hafifçe değiştirilmiş bir sürümü ve sitenin kendisi herhangi bir SSL veya TLS şifrelemesi kullanmıyor, bu nedenle eski Internet Explorer sürümleri hala değişiklik yapmadan erişebiliyor.

Windows Update Restored güncelleme sitelerine erişmek için en az Internet Explorer 5’e ihtiyacınız olacak; bu tarayıcı artık doğrudan Microsoft’tan kullanılamıyor, ancak Windows Update Restored sitesi IE5 ve IE5.5’e desteklenen tüm dillerde indirme bağlantıları sunuyor.

Windows Update Restored sitesinin 3.1 sürümü Windows 95’i, Windows 98, NT 4.0, ME’nin her iki sürümünü ve Windows 2000’in bazı sürümlerini (ancak Service Pack 4 yüklü olan en yeni sürümü değil) destekliyor. 2000 veya XP gibi 2000’lerin başında bir Windows sürümü kullanıyorsanız, Eski Güncelleme adlı benzer bir proje daha iyi bir seçim olabilir. Windows 2000 ve XP güncellemeleri Microsoft’un Güncelleme Kataloğunda hala mevcut ve Eski Güncelleme, bu eski işletim sistemlerinin şirketin modern web siteleri ve sunucularıyla iletişim kurmasına olanak tanıyor.

Windows Update’in basit bir şekilde yeniden uygulanması, sistemlerini tarihsel olarak doğru tutarken hata düzeltmelerini indirmek isteyen retro-computing meraklıları için kullanışlı. “Resmi olmayan hizmet paketleri”, Microsoft’un tüm eski işletim sistemleri için çeşitli şekillerde bulunuyor, ancak genellikle eski işletim sistemlerinin yeteneklerini genişletebilen, aynı zamanda kendi hatalarını ve güvenlik açıklarını ortaya çıkarabilen “yararlı” değişikliklerle paketleniyorlar.

Windows Update’in işleyen bir sürümünün bile bu işletim sistemlerinden hiçbirini modern İnternet’te kullanmayı güvenli hale getirmediğini söylemeye gerek yok. Windows 95 için güncellemeler 2001’de durduruldu; Windows 98 ve ME 2006’da yeni güncellemeler almayı durdurdu.

Çalışan bir güncelleme sitesinin varlığı, mevcut güncellemelerin yaşını değiştirmez. Modern tarayıcılar, antivirüs ürünleri ve diğer yazılımlar yıllar önce bu işletim sistemlerini desteklemeyi bıraktı ve en iyi oyun oynamak, eski donanımlarla arayüz oluşturma ve bellek şeridinde gezinmek gibi internete bağlı olmayan şeyler için kullanılıyorlar. Nixsys gibiler, özellikle MS-DOS ve Windows’un eski sürümlerini çalıştırmak için eski bileşenlerle desteklenen yeni sistemler satıyor.

Colendi’den ABD’nin önde gelen bankalarına ‘dijital dolar’ desteği

Colendi’nin bağlı kuruluşu SETL, ABD’nin önde gelen bankalarına teknoloji desteği sağladı. New York Merkez Bankası öncülüğünde gerçekleştirilen ve finansal mutabakatların daha verimli ve hızlı gerçekleştirilebilmesi için yapılan çalışmada SETL ana teknoloji sağlayıcısı olarak yer aldı. Proje, dijital dolara giden yolda önemli bir kilometre taşı niteliği taşıyor.

Türkiye’nin en hızlı büyüyen gömülü fintek hizmetleri platformu Colendi’nin bağlı kuruluşu, Londra merkezli blok zinciri mutabakatları ve ödeme sağlayıcısı SETL, bankalar ve diğer finansal kurumlar arasındaki finansal mutabakatların daha verimli ve hızlı gerçekleştirilebilmesi için önemli bir çalışmaya imza attı. Çalışma, ‘dijital dolar’ın gerekli altyapısının oluşturulması bakımından kilometre taşı niteliği taşıyor. Türkiye’nin en büyük sermayeli finansal teknoloji şirketlerinden biri olan Colendi, 2022 yılında saklama ve ödeme kurumları ile yaptığı yüksek profilli çalışmaları ile tanınan, dünyanın önde gelen banka, finans şirketleri ve regüle platformlar için blok zinciri temelli ödeme ve mutabakat sistemleri sağlayıcısı şirketlerinden olan SETL’ın tamamını satın almıştı.

New York Merkez Bankası’na bağlı New York İnovasyon Merkezi tarafından gerçekleştirilen çalışmada, Citi, Bank of America, US Bank, HSBC, Bank of New York, Wells Fargo Bank, TD Bank, Mastercard ve SWIFT dahil olmak üzere ABD’nin en büyük finans kurumlarından bazıları da yer aldı.

SETL’ın ana teknoloji sağlayıcısı olarak destek verdiği çalışmadaDüzenlenmiş Sorumluluk Ağı(Regulated Liability Network© – RLN) konseptinin uygulanabilirliği araştırıldı. Dağıtılmış defter teknolojisinin (DLT) kullanıldığı çalışmada, dijital merkez bankası ile ticari banka dijital paralarının birlikte yer alabilecekleri bir ağın uygulanabilir olup olmadığı ele alındı. Bu çalışmada SETL, tüm katılımcılar için Ledger (Mutabakat Sistemi) ve akıllı sözleşme cüzdanlarını barındıran temel teknoloji sağlayıcılarından biri olarak hareket etti.

Bankalar arası dijital işlemlerde mutabakat sorunu çözülüyor

New York İnovasyon Merkezi’nin dijital dolar projesi, farklı özel bankalar tarafından çıkarılan dijital para birimleri ile bankalar arası işlem yapmak istendiğinde, her biri blok zinciri, yani dağıtılmış defter teknolojisi temeline dayansa da, tasarımlarındaki farklılıklar nedeniyle aralarında uyum olmamasından kaynaklanan bir mutabakat sorununu çözmeyi hedefliyor.  

Bu mutabakat sorununu aşmak için çeşitli alternatifler olsa da, her biri farklı seviyelerde zaman, enerji ve/veya değer kaybına neden oluyor.  

Paylaşılan defter teknolojisinin, hız, maliyet, mesai saatleri dışı da dahil olmak üzere 7/24 kullanılabilirlik ve mutabakat süreciyle ilgili zorlukların ele alındığı çalışma neticesinde, merkez bankaları, ticari bankalar ve düzenlemeye tâbi banka dışı kuruluşlar arasında finansal mutabakatları iyileştirme konusunda söz konusu teknolojinin potansiyel bir çözüm olarak öne çıktığı tespit edildi. Test ortamında gerçekleştirilen çalışmada, tüm yükümlülüklerin ABD doları cinsinden olduğu, sadece simüle edilmiş veriler kullanıldı.

Yurtiçi bankalar arası ve sınır ötesi ödemelerde başarıyla test edildi

RLN teknolojisinin temel alındığı çalışmada hem yurtiçi bankalar arası ödemeler hem de ABD doları cinsinden sınır ötesi ödemeler odaklı senaryolar ele alındı.

Yurtiçi bankalar arası ödemelere ilişkin senaryoda, ticari bankalar arasındaki ABD doları cinsinden toptan ödemeler simüle edilerek, önerilen ödeme sisteminin temel işlevselliğinin kanıtlanması amaçlandı. İşlemler ticari banka mevduat tokenları ile gerçekleştirilerek, merkez bankası mevduat yükümlülüğünün tokenlaştırılmış bir kaydı olan teorik bir toptan merkez bankası dijital para birimi (CBDC) kullanılarak kapatıldı.

ABD doları cinsinden sınır ötesi ödemeler senaryosunda ise, ABD dışındaki dolar cinsi toptan ödemelere odaklanıldı ve konseptin, uluslararası ticaret ve mutabakat para birimi olarak ABD dolarının küresel kullanıcılarının deneyimini geliştirme potansiyelini araştırdı.

Gerçekleştirilen kavram kanıtı çalışması, her iki senaryoyu da başarılı bir şekilde simüle ederek, paylaşılan defter teknolojisini, ödeme inovasyonunu desteklemek için potansiyel bir çözüm olarak tanımladı.

Tüm test senaryoları, birlikte çalışabilirliği gösteren birçok teknoloji konfigürasyonu kullanılarak başarıyla yürütüldü. İşlemler standart ISO20022 mesajları kullanılarak gerçekleştirildi. Çalışma için yaratılan sanal ortam, katılımcılar arasındaki katı veri gizliliğini korurken, yükümlülükleri neredeyse gerçek zamanlı olarak başarıyla kaydetti, aktardı ve kapattı.

Yeni bir tür mutabakat ortamının heyecan verici testi

SETL CEO’su Anthony Culligan şu yorumu yaptı: “Bu çalışma, yeni bir tür mutabakat ortamının heyecan verici bir testini ortaya koydu. Sonuçlar, bankaların müşterileri arasında gerçek zamanlı olarak karmaşık değer transferleri gerçekleştirmek için DLT defterlerini potansiyel olarak senkronize etmelerinin mümkün olduğunu gösterdi. Çalışma ayrıca, hem geleneksel hem de DLT defterlerinde çalışabilen programlanabilirliğe ve akıllı sözleşmelere uygulanabilir bir yaklaşımı gösterdi. RLN ağ tasarımı, gelecekteki yenilikler için uygun bir ortam sunuyor. Bu alanda gelecekte yapılacak teknik araştırmaları memnuniyetle karşılıyoruz.”

Yıldızlararası meteor malzemesi keşfedildi

Harvard Üniversitesi’nden araştırmacılar yıldızlararası meteor malzemesi keşfetti. Malzeme evrede yalnız mıyız sorusunu cevaplayabilir.

Harvard Üniversitesi’nde Frank B. Baird, Jr. Bu, Harvard’da bir astrofizik öğrencisi olan Amir Siraj’ın NASA’nın Yakın Dünya Nesneleri Araştırmaları Merkezi’nin (CNEOS) rapor edilen 1000’den fazla ateş topu ve meteor çarpması veritabanını araması önerisine yol açtı.

Siraj’ın dikkatini çeken bilgilerden biri, 8 Ocak 2014’te Manus Adası yakınlarında patlayan bir ateş topu oldu. Saatte 209.000 km’nin üzerindeki hızı ve Dünya atmosferinde diğer göktaşlarından çok daha alçakta patlaması onu öne çıkardı. Çiftin liderliğindeki bir araştırmaya göre, bu “bir gezegen sisteminin derin iç kısmından veya Samanyolu galaksisinin kalın diskindeki bir yıldızdan olası bir kökene” işaret ediyor.

2024’te yeni keşif için çalışılacak

Çalışma The Astrophysical Journal Letters‘a sunuldu, ancak gökyüzünü nükleer patlamalar için izlemek için aynı teknolojileri kullanan ABD Savunma Bakanlığı tarafından CNEOS veri tabanında tutulan eksik bilgiler inceleme sürecini engelledi. Ancak geçen yıl Nisan ayında Amerika Birleşik Devletleri Uzay Komutanlığı (USSC) çiftin bulgularını bir notta onayladığında işler değişti.

Böylece, yıldızlararası göktaşı IM1’in kürelerini (milimetreden küçük küreler) almak için Pasifik Okyanusu’na Galileo Projesi seferi başladı. Enkazın nereye düştüğüne dair bir tahmin, Savunma Bakanlığı verileri ve sismoloji okumaları kullanılarak hesaplandı. Ekip, blockchain şirketi Cardano’nun girişimci kurucusu Charles Hoskinson’dan 1.5 milyon dolarlık fon alarak yola çıktı. 2018’de CEO Stockton Rush’ı Titan denizaltısının güvenlik sorunları hakkında uyarmaya çalışan eski bir OceanGate Expeditions danışmanı olan Rob McCallum da dahildi.

Prof Loeb’in Haziran ayında Papua Yeni Gine’ye yola çıkmasından günler önce, eski bir yüksek rütbeli istihbarat yetkilisi olan David Charles Grusch, ABD hükümeti, müttefikleri ve savunma müteahhitlerinin kısmen ve tamamen bozulmamış toprakları geri aldığını iddia etti. Yapılan detaylı çalışmalar sonrasında çelik ve titanyum alaşımından yapılmış daha fazla IM1 küresi birkaç saat içinde keşfedildi. Profesör Loeb, ekibin 2024 baharında daha büyük bir IM1 kalıntısı arayacakları başka bir keşif gezisi için planlar yaptığını söylüyor. Keşif, meteorun doğal veya teknolojik kökenini ortaya çıkarmada büyük bir yardımcı olacak.

Çin’in gizlice yapay zeka teknolojisi geliştirdiği iddia ediliyor

0

2018’den 2022’ye kadar Çinli bilim adamları, Pekin’in beyin-bilgisayar arayüzleri üzerine olası araştırmalar da dahil olmak üzere bir düşünen makine geliştirdiğini belirten 850 makale yayınladı.

Güvenlik ve Gelişen Teknoloji Merkezi (CSET) düşünce kuruluşu, yaklaşık bir düzine ilgili teknolojiyi içeren bilimsel makaleleri inceledi. Sonuç olarak, Çin’in genel AI (AGI) üzerine yoğun çaba harcadığını gösteren 500 araştırma başlığı bulmayı başardılar.

Analistlere göre, Pekin’den beş üniversite en çok katkıda bulunanlar. Ancak, Çin’in diğer bölgelerinde, özellikle Wuhan bölgesinde atılım yapma olasılığını göz ardı etmiyorlar.

Raporun yazarları, AGI araştırmasında şeffaflık ve işbirliği eksikliğiyle ilişkili riskler konusunda uyarıda bulunuyor. Durumu, 1960’larda Sovyetler Birliği’nin füze teknolojisinde ABD’nin çok ilerisinde olduğu şeklindeki yanlış algı olan “füze ​​boşluğu” ile karşılaştırdılar.

Analistler, bilimsel bulguların saklanmasının, bir dizi önlem ve karşı önlemin yanı sıra ani casusluk ve sabotajı tetikleyebilecek yanlış varsayımlara yol açabileceğini de söylüyor.

BtcTurk hisse senedi alım satım hizmeti de verecek  

BtcTurk yeni yapılanmasında Bitcoin ve kriptoparanın yanı sıra hisse senedi alım satımına da aracılık yapacağını duyurdu.

BtcTurk’ün yeni yapılanmasını, hisse senedi alım satımına aracılık eden BtcTurk Hisse uygulamasını ve BtcTurk’ün girişimcilik ekosistemine vermeyi planladığı desteği BtcTurk CEO’su Özgür Güneri ile konuştuk. 

BtcTurk yeniden yapılandı  

10. yılında markalar grubu olarak yapılanan BtcTurk, yeni dönemde kullanıcılar için Bitcoin ve kriptoparanın yanı sıra hisse senedi alım satımına aracılık yapacak. Böylece Türkiye’de bir ilke imza atarak, hem kriptopara dünyasına seslenen hem de sermaye piyasalarına yönelik hizmet sunan ilk marka olacak. 

Türkiye’nin ilk, dünyanın ise dördüncü Bitcoin alım satım platformu olan BtcTurk, 1 Temmuz 2013 yılında başladığı yolculuğundaki 10’uncu yılını, yeni hizmetler ve yeni bir yapıyla karşılıyor. BtcTurk, “Hep Dahası Var” sloganıyla kullanıcılarına ve kurumsal şirketlere uçtan uca self servis finansal hizmetler sunmayı hedefleyen bir markalar topluluğuna dönüşerek, Türkiye’nin finans ekosistemini değiştirecek atılımlara imza atıyor. 

BtcTurk Pro, BtcTurk Kripto’ya dönüşüyor 

BtcTurk çatısı altında profesyonel ve deneyimli kullanıcılara yönelik 80’i aşkın kriptopara birimine erişim sağlayan BtcTurk Pro uygulaması isim değiştirip BtcTurk Kripto’ya dönüşüyor ve yoluna çeşitlenen ürün özellikleri ile güçlenerek devam ediyor. 

BtcTurk Hisse

BtcTurk Hisse uygulaması hayata geçiyor

BtcTurk kullanıcıları, “BtcTurk Hisse” uygulamasıyla Borsa İstanbul’da işlem yapabilecek, hisse senedi alım satım işlemlerini gerçekleştirebilecek. Böylece Türkiye’de ilk kez kriptopara dünyasına ve geleneksel sermaye piyasası araçlarına yönelik bütün finansal hizmetlere, başka aracı kurumlarda olmayan yeniliklerle BtcTurk çatısı altında ulaşılabilecek. 

BtcTurk Hisse’de, borsada olağan uygulama olan ve işlem gerçekleştikten sonra iki gün parayı bekleten sistem yok. Kullanıcıların bakiyeleri, takas sonrasında ‘anında kullan özelliği’ ile hemen hesaplara yatırılıyor. Ayrıca hafta sonunda borsa kapalıyken hisse senedi takasına imkân tanınıyor, bakiyelerle kriptopara alışverişine olanak sunuluyor. BtcTurk Hisse, Eliptik Yatırım Menkul Değerler A.Ş. bünyesinde faaliyet gösterecek.

Hem kullanıcılara, hem de kurumlara hizmet vermeyi hedefliyor 

14 yıllık Bitcoin tarihinin 10 yılında aktif şekilde var olan BtcTurk, yönetim kadrosu ve ekiplerinin 30 yılı aşkın deneyimiyle ana markası altında BtcTurk Kripto, BtcTurk Hisse, BtcTurk Teknoloji, BtcTurk Destek şirketleri ve BtcTurk Girişim, BtcTurk Cüzdan oluşumlarıyla finans ekosistemindeki yerini büyütüyor. 

Yenilikler basın toplantısıyla duyuruldu 

BtcTurk Hisse

İstanbul Swissotel’de düzenlenen ve yeni atılımların açıklandığı basın toplantısına; BtcTurk Kurucusu Kerem Tibuk, BtcTurk CEO’su Özgür Güneri, BtcTurk Teknoloji CEO’su Ozan Yurtseven, Eliptik Yatırım Menkul Değerler A.Ş. CEO’su Mahir Kubilay Dağlı, BtcTurk Kripto CEO’su Onur Güven ve BtcTurk Destek CEO’su Murat Tacer katıldı.

“BtcTurk’ün 10 yıllık tarihi, aynı zamanda Bitcoin ve kriptopara sektörünün de gelişim hikayesidir” diyen BtcTurk Kurucusu Kerem Tibuk, “BtcTurk, Bitcoin’in henüz 4 yaşında olduğu dönemde finansal güven arayışının tüm dünyada yoğunlaştığı ve kriptoparanın bu arayışa modern, teknolojik ve yeni bir alternatif olarak öne çıktığı bir iklimde filizlendi. Daha en baştan, dünyada yükselişe geçen ama az bilinen bir kategoride, insanların en kıymetli varlıklarından biri olan finansal birikimlerini güven içinde değerlendirip çekebilecekleri; net, açık, şeffaf ve en kolay şekilde alım satım yapabilecekleri bir platform oluşturmak istedik. Geldiğimiz aşamada başarılı ve dünyaya örnek olabilecek bir marka oluşturduğumuzu görmenin mutluluğunu yaşıyorum. BtcTurk, 10. yılında güven ve istikrarla heyecan verici bir geleceğe doğru ilerlemeye devam ediyor” dedi.

Özgür Güneri: “Hep Dahası Var” 

BtcTurk CEO’su Özgür Güneri ise şunları söyledi: “Türkiye’de yerli bir şirket olarak yeni bir finansal evrenin kapılarını açıp, Bitcoin ve kriptopara kategorisini kurma gururunu yaşayan BtcTurk, 10 yıl içinde itibar ve güvenle bezenen bir yolculuk yaparak bugün 5 milyonu aşkın kullanıcıya ulaştı. BtcTurk, bugün nitelikli insan kaynağı, teknoloji üretimi, girişimciliği ve iş yapış anlayışıyla ülkemizin örnek kuruluşlarından biri pozisyonunda. 10. yılımızda artık “Hep Dahası Var” diyerek gelecek 10 yılda yapacaklarımıza dair bir ipucu da vermeye çalıştık. Türkiye’nin finansal evreninde hem kullanıcılar, hem de kurumlara farklı ürün ve hizmetlerle yeni ufuklar açan atılımların ilk adresi olarak yeni nesil self servis finansal hizmetler grubu olma vizyonuyla büyümemizi sürdüreceğiz.” 

BtcTurk Hisse, BtcTurk’e bağlı Eliptik Yatırım Menkul Değerler A.Ş. bünyesinde hizmet verecek. Eliptik Yatırım Menkul Değerler A.Ş. CEO’su Mahir Kubilay Dağlı, BtcTurk Hisse ile temel amaçlarının, tıpkı BtcTurk’ün DNA’sında yer alan; kolay, hızlı, güvenilir ve 7/24 işlem yapabilme özelliklerini geleneksel yatırım dünyasına taşımak olduğunu söyledi. Dağlı, “BtcTurk’un 10 yıllık kullanıcı deneyimiyle kriptopara dünyasında işlem yapan pek çok yatırımcı için geleneksel piyasaların önünü açacağımızı düşünüyoruz” dedi.   

Netflix Magenta teknolojisi yeşil ekranlara rakip olacak

0

Netflix Magenta teknolojisi ile prodüksiyona yenilik getiriyor. Magenta Green Screen (MGS), parlak yeşil ekranlara alternatif oluyor.

Netflix araştırmacıları, film ve televizyon için gerçek zamanlı olarak gerçekçi görsel efektler üretebilen, yapay zeka destekli yeni bir tür yeşil ekran teknolojisi yarattı.

Yeşil ekran teknolojisi, daha sonra sanal veya önceden kaydedilmiş sahnelerin ön planına eklenebilen aktörlerin görüntülerini yakalamak için rutin olarak kullanılıyor. Bunu yapmak için oyuncular, kolayca izole edilen ve dijital olarak kaldırılan parlak yeşil bir arka plana karşı filme alınıyor.

Bu işlem, televizyon hava durumu tahminlerinde olduğu gibi makul bir doğrulukla otomatik olarak yapılabiliyor. Aancak yeşil giysiler veya saç tutamları gibi şeffaf veya ince nesneler tarafında sorun oluşuyor. Filmlerde veya televizyon dizilerinde daha fazla doğruluk gerektiğinde, uzman operatörler ayarları manuel olarak değiştirir ve bazen bir çekimi mükemmelleştirmek için saatler gerekiyor.

Netflix prodüksiyon yatırımını genişletiyor

Hem hızlı hem de doğru bir teknik oluşturmak amacıyla Netflix, Magenta Green Screen (MGS) adını verdiği bir yöntem geliştirdi. Oyuncular, birlikte eflatun bir parıltı oluşturan kırmızı ve mavi LED’lerle önden aydınlatılırken parlak yeşil LED’lerin arka planında filme alınıyor.

Dijital kameralar her piksel için ayrı bir kırmızı, yeşil ve mavi değeri alarak çalıştığından, bu tekniğin etkisi yalnızca arka planı kaydeden yeşil bir kanal yaratma etkisine sahip. Ön plan siyah görünüyor ve kırmızı ve mavi kanallar yalnızca ön planı kaydediyor, arka planı siyah bırakıyor. Bunlar birlikte Magenta’yı oluşturuyor.

Netflix’in bu hamlesi, stratejik açıdan büyük bir öneme sahip diyebiliriz. Magenta Green Screen (MGS) ile platform, rakiplerinden farklı olarak sadece içerik değil, teknoloji üretimine de odaklanıyor. MGS ile içerik üreticiler daha profesyonel içerik üretimi yapabilecek. Prodüksiyon anlamında işleri kolaylaştıracak teknolojinin henüz ne zaman kullanıma geçeceği bilinmiyor.

MGS ile ilgili geliştirmeler de bir yandan devam ediyor. Ön plan yalnızca mavi ve kırmızı olarak kaydedildiğinden, oyuncuların eflatun tonlu görünmesini sağlıyor. Bunu çözmek için Netflix, gerçekçi görünen yeşil bir kanal oluşturmak için oyuncuların normal şekilde aydınlatılan bir fotoğrafını referans olarak kullanarak tüm renk yelpazesini tekrar ön plana çıkarmak için yapay zeka kullanıyor. Bu yapay zeka hızlı çalışıyor, ancak henüz gerçek zamanlı değil. Yeşil bir kanala yakın bir yaklaşım oluşturmak için kırmızı ve mavi kanalların ortalamasını almak gibi hızlı teknikler, yönetmenin çekim sırasında izlemesi için yeterince etkili çalışıyor.

Rekabet Kurulu’ndan Trendyol’a soruşturma: Para cezası yolda! 

0

Rekabet Kurulu, Trendyol’un rakip verilerini kullanıp haksız bir şekilde avantaj sağladığını öne sürerek soruşturma başlattı. Çok kategorili e-Pazar yeri pazarındaki hakim durumunu kötüye kullandığı iddiasına yönelik yürüttüğü ön araştırma sonucu şirket hakkında soruşturma başlatılmasına karar verdi. Kurul, soruşturma neticesinde 5 maddelik görüşe vardı.

Rekabet Kurulu, Trendyol için para cezası uygulanmasını istedi

Rekabet Kurulu, DSM Grup Danışmanlık İletişim ve Satış Ticaret AŞ’nin (kısaca Trendyol’un) çok kategorili e-pazaryeri pazarındaki hâkim durumunu kötüye kullandığı iddiasına yönelik olarak yürütülen önaraştırma sorucunda soruşturma başlattı. 

Rekabet Kurulu Trendyol

Kurul, 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesinin ihlaline yol açıp açmadığı inceledi. İncelemeler sonucunda şu görüşe varıldı;

  1. Hakkında soruşturma yürütülen Trendyol’un çok kategorili e-pazaryeri pazarında hâkim durumda olduğu,
  2. Trendyol’un algoritmaya müdahale ederek ve pazaryerinde satış yapan üçüncü taraf satıcıların verilerini kullanarak kendi perakende faaliyetine haksız olarak avantaj sağladığı, bu eylemlerinin rakiplerinin faaliyetlerini zorlaştırıcı nitelikte olduğu ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6. maddesini ihlal ettiği,
  3. Bu nedenle Trendyol’a, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 16. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca idari para cezası uygulanması gerektiği,
  4. Kanun’un 9. maddesi uyarınca 2. maddede belirtilen ihlali sonlandırmak ve pazardaki etkin rekabetin tesis edilmesini temin etmek için Trendyol’a:
    a. Kendisine ait pazaryeri (www.trendyol.com) üzerinden yürüttüğü perakende faaliyetine ilişkin özel markalı ürünlerine (Private Label) rakiplerine kıyasla avantaj sağlayacak nitelikte algoritma ve kodlama aracılığıyla yapılan müdahalelerden kaçınması,
    b. Pazaryeri faaliyetinden elde edilen ve üretilen/türetilen her türlü verinin, perakende faaliyetine ilişkin özel markalı ürünler (Private Label) için kullanımından kaçınması ve bunu teminen gerekli her türlü teknik, idari ve organizasyonel tedbirleri alması,
    c. Pazaryeri faaliyeti kapsamında ürün sıralama ve marka filtreleme amaçlarıyla kullanılan algoritma modelleri üzerinde yapılan parametrik ve yapısal değişiklikleri versiyonlu ve doğruluğu inkâr edilemez şekilde 2 (iki) yıl süreyle saklaması,
    d. Pazaryeri faaliyeti kapsamında ürün sıralama ve marka filtreleme amaçlarıyla kullanılan algoritmalara ait tüm kodlar ile ürün sıralama ve marka filtreleme amaçlarıyla kullanılan algoritmalara etki eden tüm kodları versiyonlu ve doğruluğu inkâr edilemez şekilde 2 (iki) yıl süreyle saklaması,
    e. Pazaryeri faaliyeti kapsamında iş süreçlerinin yürütülmesi için kullanılan tüm yazılımlara ilişkin kullanıcı erişim ve yetkilendirme kayıtları ile yönetici denetim kayıtlarını doğruluğu inkâr edilemez şekilde 2 (iki) yıl süreyle saklaması,
    f. a, b, c, d, e bendinde belirtilen yükümlülüklerin gerekçeli kararın teşebbüse tebliğinden itibaren makul bir süre içerisinde yerine getirmesi,
    g. Kendisine tanınan sürenin en geç bir ay öncesinde hazırladığı uyum tedbirlerini Kurum’a sunması
    h. İlk uyum tedbirinin uygulanmaya başlamasından itibaren beş yıllık süre boyunca ve yılda bir periyodik olarak Kurum’a rapor sunması
    yükümlülüklerinin getirilmesi gerektiği,
  5. Trendyol’a, 4. maddede belirtilen yükümlülükleri zamanında ve eksiksiz yerine getirmemesi durumunda, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 17. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca günlük idari para cezası uygulanması gerektiği
    sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.

Elektrikli araçlarda bakır talebi sorun yaratıyor

Elektrikli araçlarda bakır talebi, inovasyonun önüne engel olarak karşı çıkıyor. Sektördeki talep artışı katlanarak devam ediyor.

Tesla’nın ve rakiplerinin yeni elektrikli araçları, bakır içeriğini azaltacak şekilde verimlilik için tasarlanıyor. Çin’deki büyümenin öncülük ettiği elektirkli araç satışlarındaki güçlü artış, bakır talebinin on yılın geri kalanında artmaya devam edeceği anlamına geliyor. Ancak son iki tahmine göre elektrikli araçlarda inovasyon sınırlayıcı bir faktör olarak ortaya çıktı.

Bakır, kısmen elektrikli arabalar için gerekli kablolama nedeniyle yeşil enerji geçiş oyunu olarak görülüyor. Elektrikli otomobiller , tipik bir içten yanmalı motorlu araçta kullanılan miktarın dört katı olan 80 kg’a kadar bakır kullanabiliyor. Goldman Sachs yayınladığı bir raporda, elektrikli otomobillerin 2022 yılında bakırdaki küresel talep büyümesinin üçte ikisini oluşturduğunu söyledi.

Bu yıl 1 milyon metre bakır kullanılacak

Ancak Goldman Sachs ve danışmanlık şirketi CRU Group ayrı ayrı, elektrikli ve pil üreticilerinin araç başına daha az bakıra ihtiyaç duyulduğu anlamına gelen ağırlığı ve maliyetleri azaltmanın yollarını bulduğunu söyledi.

CRU Group, bu yıl ile 2030 arasında ortalama elektrikli otomobiller esektöründe bakır kullanımı tahminini 51-56 kg’a düşürdü. Bu, aynı dönemdeki 65-66 kg’lık önceki tahmininden daha düşüktü. Goldman Sachs, ortalama elektrikli otomobil sektöründe bakırın, geçen yılki 73 kg tahmini ile karşılaştırıldığında, 2030 yılına kadar araç başına 65 kg’a düşeceğini tahmin ediyor.

Her ikisi de bakır içeriğini kesmenin kümülatif etkisine sahip olacak elektrikli araçların menzilini iyileştirmeyi, ağırlığını azaltmayı ve verimliliğini artırmayı amaçlayan bir mühendislik değişiklikleri zincirinden bahsetti. CRU analisti Robert Edwards: “Talep tarafında hikayedeki ilk çatlak olabilir. Bazı tahminler, potansiyel yeşil enerji talebi (bakır için) açısından çok agresif oldu” dedi.

Mühendislik değişiklikleri arasında, hücrelerin modüllere kablolanmasının gerekmediği daha kompakt pillere geçiş, pil hücrelerinde daha ince bakır folyo kullanılması ve daha az kablo gerektirecek daha yüksek voltajlı sistemlere geçiş yer alıyor. Bir örnekte Tesla, ikincil pil için 48 voltluk bir sisteme geçerek gelecekteki elektrikli otomobillerdeki bakır ihtiyacını dörtte bir oranında azaltabileceğini umuyor.

Goldman Sachs, pillerdeki yeniliği ve Tesla’nın “bakırın elektrikli talep kaldıracına yönelik ana tehdit” gibi daha yüksek voltajlı sistemlere potansiyel geçişi çağırdı. Elektrikli otomobillere yönelik bakır talebinin bu yıl 1 milyon metre, 2030’a kadar 2.8 milyon metre olması bekliyor.

Intel Xeon’larda sorun mu var?

İşlemcilerde tespit edilen hata sonrası Intel Xeon sevkiyatı ile ilgili yeni iddialar ortaya çıktı. Peki sevkiyatlar ertelenecek mi?

Intel’e göre, Haziran ayının sonlarında keşfedilen gizemli hata, belirli tanımlanmamış koşullar altında 8 ila 32 çekirdekli Sapphire Rapids işlemcilerde sistem çalışmasını kesintiye uğratabilir. Intel, bir ürün yazılımı azaltımını değerlendirirken, üretici, “çok fazla tedbir” nedeniyle gönderileri duraklattığını söyledi.

Görünüşe göre Intel, bir ürün yazılımı güncellemesinin hatanın kötü yüzünü göstermesini önlemek için yeterli olduğunu belirledikten sonra gönderilerin devam ettiğini söyleyerek bunu başarmış gibi görünüyor. Böylelikle Intel Xeon sevkiyatı önündeki engel kalktı diyebiliriz.

Güvenlik yaması yayınlandı

Intel sözcüsü: “Firmware azaltmanın sorunu çözdüğünden artık eminiz. SPR-MCC’nin tüm sürümlerini göndermeye devam ettik ve gerektiğinde firmware’i dağıtmak için müşterilerle birlikte çalışıyoruz” dedi. Ne yazık ki Intel, sorunun nedeni veya sorunun ilk olarak hangi koşullarda ortaya çıktığıyla ilgi bilgi paylaşmadı.

Çipler müşterilere gönderildikten sonra hataların keşfedilmesi alışılmadık bir durum değil. Intel de dahil olmak üzere yonga üreticileri, her türlü beklenmedik davranış için rutin olarak hata bildirimleri yayınlar. Ancak bu özel sorun, Intel’in uzun süredir geciken işlemci ailesinin sevkiyatını durdurma kararı almasına yetecek kadar endişe vericiydi. Sapphire Rapids Xeon kullanan müşteriler her ihtimale karşı sistemlerine yama yapmalı. Intel’in yüksek çekirdek sayısı ve yüksek bant genişliğine sahip bellek (HBM) donanımlı Xeon’larının ise bu özel sorundan etkilenmediği belirtiliyor.

Çipler müşterilere gönderildikten sonra hataların keşfedilmesi alışılmadık bir durum değil. Intel de dahil olmak üzere yonga üreticileri, her türlü beklenmedik davranış için rutin olarak hata bildirimleri yayınlıyor. Ancak bu özel sorun, Intel’in uzun süredir geciken işlemci ailesinin sevkiyatını durdurma kararı almasına yetecek kadar endişe verici oldu.

Intel, kod adı Emerald Rapids olan 5. Nesil Xeon Ölçeklendirilebilir işlemcilerini bu yılın sonlarında piyasaya sürecek. Çip, Sapphire Rapids platformlarıyla uyumlu ve Intel’e göre daha yüksek çekirdek sayısı ve watt başına daha iyi performans sunacak.

ABD’de konum verilerinin satışı yasaklanabilir

0

Cep telefonu konum verilerini alıp satma uygulaması yaygın olarak yapılıyor ve milyar dolarlık bir endüstri ortaya çıkardı. Ancak Massachusetts’teki yasama organları uygulamaya neredeyse tam bir yasak getirmeyi planlıyor.

iPhone’lar gibi kişisel cihazlardan toplanan konum verilerini satmak çeşitli şekillerde gerçekleşiyor, ancak esas olarak üçüncü taraf uygulamaları aracılığıyla yapılıyor. Örneğin 2022’de, Life360 adlı kendini tanımlayan bir “aile güvenliği platformu”, bu bilgileri brokerlere sattıkları keşfedildikten sonra kesin konum verilerini satmayı durdurdu.

Massachusetts’teki milletvekilleri, sakinlerinin dijital gizliliğini güvende tutmaya yardımcı olmak için, nihayetinde tüketicilerin mobil cihazlarından toplanan konum verilerini alıp satma konusunda tamamen yasak haline getirecek çalışmayla ilgileniyor. 

The Wall Street Journal tarafından bildirilene göre, bu, diğer eyaletler genellikle yalnızca uygulamaların ve hizmetlerin veri toplama konusunda onay almasını gerektirecek kadar ileri gittiğinden, herhangi bir eyaletteki milletvekillerinden bu noktaya kadar türünün ilk örneği olacak.

Konum Kalkanı Yasası olarak adlandırılan yeni yasa tasarısı, kolluk kuvvetlerinin bir mobil cihazdan konum verilerine erişmesi için bir emir de gerektirecek. Tasarıda bununla, veri aracıları “çoğu durumda” mahkeme izni olmadan ajanslara konum verilerini önceden sağlayamazlar.

Tasarı Massachusetts’te çok fazla destek görüyor ve Senatör Cindy Creem tarafından destekleniyor ve “Bu oturumda bir şeyler olacağı konusunda iyimser olmak için her türlü nedenim var.”

Massachusetts’in eyalet yasama oturumu gelecek yıla kadar sürecek, bu nedenle bu tasarının gerçekten meyve vermesi biraz zaman alabil.

Google konum verileri

Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, “teknoloji endüstrisini” temsil eden bir ticaret birliği tasarıya karşı çıktı. Tasarıya da karşı çıkan Devlet Gizlilik ve Güvenlik Koalisyonunu temsil eden bir avukat olan Andrew Kingman, “Belirli kişisel bilgi türleri için artan korumaları destekliyoruz” dedi ve satış teriminin “son derece geniş” olduğunu söyledi.

Kingman, endüstrinin tüketicilerin cihazlarının konum verilerini “satıştan çıkmalarına” izin vermeyi destekleyeceğini söyledi. Bununla birlikte, gizlilik aktivistleri bir katılım seçeneğini tercih eder yoksa yasama organı söz konusu olduğunda, bu tür hassas verileri toplamak için hiçbir seçenek yok.

Hangi uygulamaların konum verilerinize eriştiğini doğrudan Ayarlar uygulamasından görmek mümkün. Bu, hangi uygulamaların konum verilerini kullanmasına izin verdiğinizi iki kez kontrol etmenin hızlı ve kolay bir yolu.

Çin’de, bir kaçakçı beline sardığı 360 CPU ile yakalandı

0

Çin’de, bildiğiniz üzere insan bedenine saklayarak elektronik kaçakçılığı yapılması ve yakalanması oldukça yaygın. Bir kaçakçı, beli etrafında bir kuşak haline gelen 306 CPU ile Makao’dan Çin‘e geçmeye çalışırken Qingmao Limanı’nda durduruldu.


China’s People’s Daily’ye göre, kaçakçı “anormal bir duruşta yürürken” kendini yakalattı. Birim başına 50 g ağırlığındaki 306 CPU 15 kg’ın üzerinde olacağından, kaçakçının rahatsız olmasına şaşırmadık. Ayrıca, görüntülerde gösterildiği gibi kağıt ve bant ambalaj malzemelerini hesaba katmak zorundayız.

Hong Kong’un On News tarafından yayınlanan bu kaçakçılık girişimiyle ilgili bir başka rapor, erkek yolcunun CPU’ları sadece beline takmadığını söylüyor. 306 CPU yükünün bir kısmı bacaklarına bantlandı. Görüntülerde, siyah bol kesimli spor gömlek giyen ince yolcuyu görebilirsiniz.

Kaynakların hiçbiri kaçakçıdan alınan CPU markasından veya modellerinden bahsetmiyor. Ancak, CPU taşımacılığını denetleyen iki gümrük memurunun oldukça net bir görüntüsü var. Bu görüntüyü yakınlaştırdığımızda, 12-pack CPU’nun açıldığını görebiliriz. Bu çipleri tanımlayacak kadar emin olacak kadar yakın değiliz, ancak karakteristik ‘ahtapot’ IHS’ye sahip gibi göründükleri için AMD Ryzen 7000 serisi CPU’lar olabilir.

Tabii ki, CPU’ları Makao’dan (veya Hong Kong’dan) Çin anakarasına götürmek yasa dışı değil. Ancak bu yakalanan kaçakçılar, gümrük sınırındaki ‘beyansız kanaldan’ geçmeye çalıştılar. İnsanlar, daha önce de belirttiğimiz gibi, vergi farkı nedeniyle anakaraya teknoloji kaçakçılığı riskli işine ilgi duyuyorlar. Tüketim mallarına ilişkin Çin anakara KDV’si normalde %13 iken, Hong Kong ve Makao Özel İdari Bölgeleri sıfır KDV’den yararlanıyor.


Çin medyasında da yaygın olarak paylaşılan yukarıdaki gibi endişe raporları, kaçakçılara oyunlarını geliştirmeleri için ilham vermiş görünmüyor. Son aylarda diğer CPU kaçakçılığı hataları arasında vücuduna bantlanmış yaklaşık 160 Intel CPU’su olan bir adam ve 202 Intel CPU’yu protez gebelik göbeğinine kaçırmak için daha yaratıcı ama başarısız girişim yer alıyor.

My Porsche CarPlay güncellemesi geliyor

Yeni bir My Porsche uygulama güncellemesi, araç sahiplerine klima kontrolleri ve iç aydınlatma ayarları gibi araç işlevlerine doğrudan CarPlay üzerinden erişme olanağı sağlayacak ve Apple‘ın gelecekteki araç içi yazılımının nasıl görülebileceğini bizlere gösterecek.

Porsche, sürücülere klima, iç aydınlatma ve diğer kontroller için yeni düğmeler de dahil olmak üzere CarPlay’in geleceğinin nasıl görünebileceğine dair bir fikir veren iPhone uygulaması güncellemesi yayınlıyor.

Otomobil üreticisinin My Porsche iOS uygulaması, aracın Porsche İletişim Yönetimi veya PCM olarak bilinen bilgi-eğlence sistemi içindeki bir QR kodunu taradıktan sonra arabaya bağlanır. Bağlandıktan sonra, Porsche’nin bilgi-eğlence sistemindeki üçüncü taraf yazılımlar (Apple Music gibi) hesapları iPhone’a bağlayabilir ve şirketin elektrikli araçları için CarPlay arayüzü, pilin şarj durumunu da görüntüleyebilecek – bu, Apple Maps’in ev yönlendirme özelliğini destekleyen yakın tarihli bir Taycan yazılım güncellemesi ile harika olacak.

My Porsche Carplay

Mevcut haliyle, CarPlay tam potansiyeline ulaşmadı. Apple, araçların bilgi-eğlence ve küme ekranlarını tamamen devralabilecek bir sürüm yapmayı planlıyor ancak Polestar, araçlarına yalnızca Maps projeksiyonunu dahil edecek kadar ileri gitti. Bu arada, Polestar, Ford ve diğerleri Google’ın Android Otomotiv platformunu altında çalıştırmayı seçiyor.

My Porsche Carplay

Ancak Porsche’nin CarPlay entegrasyonu, eksiksiz bir Apple araç içi çözümünün nasıl görünebileceğine dair bir ipucu veriyor. CarPlay arayüzünde arabayı ısıtmak gibi hızlı işlemler ve ses profillerini değiştirmek, Porsche’nin bir Apple çözümünü nasıl benimsediğinin örneği olarak gösterilebilir. Porsche, CarPlay’i ilk benimseyenlerden biri olmak ve yerel podcast uygulaması olarak Apple Podcasts‘i dahil etmek de dahil olmak üzere geçmişte Apple’ın yazılımlarının hayranıydı. Yeni My Porsche uygulaması, CarPlay deneyimi şu anda yeni Porsche Cayenne sahipleri için mevcut ancak diğer modellerde de kullanıma sunulması bekleniyor.