Togg, mobil deneyim merkezleri açıyor

0

Akıllı cihazlarını kullanıcılarla doğrudan buluşturmayı hedefleyen Togg, kullanıcıya daha yakın olmak için Türkiye genelinde mobil deneyim merkezleri açmaya başladı. Aynı anda İstanbul’da Meydan AVM ile Bursa Suryapı Marka AVM mobil deneyim merkezlerini açan Togg, yıl içinde bu sayıyı sekize çıkaracak. Togg’un mobil deneyim merkezleri 2023 boyunca Türkiye’nin yedi bölgesini dolaşacak.

2023 boyunca Türkiye’nin yedi bölgesini dolaşacak.

Kullanıcıyı merkeze alan, dijital ve fiziksel deneyimi harmanlayan hibrit bir yapıda satış stratejisi oluşturan Togg, kullanıcıyla temas yöntemlerini çeşitlendiriyor. Togg, doğrudan yönettiği ve 2023 boyunca 10’u sabit 8’i gezici olmak üzere sayıları 18’e ulaşacak deneyim merkezlerinin yanı sıra kullanıcıya yakın olmak için mobil deneyim merkezleri açmaya başladı. Aynı anda İstanbul’da Meydan AVM ile Bursa Suryapı Marka AVM’de mobil deneyim merkezleri açan Togg, akıllı cihazlarını ve etrafında oluşan tüm ekosistemi burada kullanıcılarla buluşturacak. Bir şehirde en az 1,5-2 ay açık kalacak mobil deneyim merkezlerinde kullanıcılar hem Togg ekosistemini deneyimleme hem de yeni modelleri inceleme şansı bulacak.

Mobil deneyim merkezlerimiz yedi bölgede kullanıcılarla buluşacak

Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, kullanıcılara uçtan uca, hızlı ve verimli bir deneyim yaşatmayı hedeflediklerini belirterek şunları söyledi: “Kullanıcıyla temas ettiğimiz noktalarımızı açmayı sürdürüyoruz. Deneyim merkezlerimizin ilkini İstanbul Zorlu Center’da açmıştık, bu sayıyı bu yıl Türkiye çapında 18’e çıkaracağız. Yine bu yıl içinde 20’den fazla sabit ve mobil servis noktamız hazır olacak. Kullanıcılarımızla bir araya geleceğimiz mobil deneyim merkezilerimizin sayısını da yıl içinde sekize çıkaracağız. Bu mağazalarımızla da yedi bölgemizi dolaşacağız.”

Telekomünikasyon devlerinin 6G hazırlıkları

5G henüz tüm dünyada yaygınlaşmış olmasa da altıncı nesil mobil sistem standardı anlamına gelen 6G’ye geçiş için çoğu şirket hazırlık yapmaya başladı. 6G’nin 2030 yılında yaygınlaşacağı öngörülüyor. Büyük firmalar kısa vadede “ileri 5G” (5.5G) modeline uygun projeler üzerinde çalışıyor.

Telekomünikasyon devlerinin 6G hazırlıkları

6G lojistik sektörüne yeni fırsatlar sunuyor

5.5G için Huawei, 5G bant aralığı hızını 10 kat artırıp 10 gigabayta ulaşma hazırlığı yapıyor. Firmanın bir diğer hedefi ise network enerji tüketimini azaltmak. Çinli şirket şubat ayında gerçekleşen Mobil Dünya Kongresi’nde (MWC2023) yaptığı sunumunda bir lojistik merkezinde, ürün kutusunda bulunan çip sayesinde envanter kontrolünün ne kadar hızlı yapılabileceğini gösterdi. Bu çipler 5G ağına bağlı çalışıyor ve envanterler otomatik olarak güncelleniyor. Böylelikle çipi bir cihaza okutmaya gerek kalmıyor. Pasif ağa bağlı bu çipleri otomatik ödemeye entegre etmek de mümkün.

Sensör algılama teknolojisi 6G ile yaygınlaşabilir

Çoğu şirket 6G’yi sensör algılama teknolojisiyle kullanmayı planlıyor. Bu sensörler, bir cihazla kullanılan GPS sisteminin aksine başka bir cihaza gerek kalmadan ortamdaki hareketi algılayabilecek. Huawei bu teknolojiyi otomobil trafiğinde güvenliği artırmak amacıyla kullanmayı planlıyor. Sensörler, trafik kazalarını tespit edip GPS kullanmaya gerek kalmadan sürücüleri uyarabilir. Ayrıca yaklaşan bir hayvanı da sürücüye bildirebilirler. Şirketin 5.5G planlarından bir başkası, 3D gözlük kullanmaya gerek kalmadan 3D görüntü sağlamak. Ayrıca 5.5G hızına ulaşıldığında, video görüşmelerde simültane tercümenin anlık şekilde iletilmesi mümkün olabilir.

5.5G standartları yeni belirleniyor

Samsung Networks Europe’tan Javier López, 5.5G başlayınca herkesin eski cihazlarını hemen yenilemesini beklemenin mantıklı olmayacağına dikkat çekiyor. Bu yeni teknolojiye yumuşak bir geçiş yapmanın planlanması gerektiğini söylüyor.

Firma, Japonya ve ABD’de yaptığı gibi Avrupa’da da ağlarını artırmaya odaklanmış durumda. Ağ operasyonlarını test etmek ve tüm operatörler için standart koşullar sağlamak için Almanya ve İspanya’da pilot programlar başlattı. Kısa vadeli çalışmalarında ağ fonksiyonlarını sanallaştırmaya ve Açık Radyo Erişim Ağı’na odaklanıyor. Şirketin en önemli avantajlarından biri kendisinin çip üretebilmesi. Çip boyutunu küçültmek ve bunun güç tüketimini azaltmak amacıyla çalışma yapıyor.

Afet bölgeleri için taşınabilir 5G network

Tayvanlı firmalar Amerikan pazarında Huawei’den kalan boşluğu doldurmaya odaklanıyor. Trump yönetimi döneminde başlayan bu süreç halen devam ediyor. ASUS’a bağlı Pegatron, MWC2023’te taşınabilir 5G network çözümünü tanıttı. Bu çözüm doğal afetler veya benzeri acil durumlarda bölgeye hızla ağ erişimi verilmesini amaçlıyor. Bunun için network kutusunun bir araçla deprem ya da sel bölgesine taşınması gerekiyor.

Nokia dron geliştiriyor

Nokia, mobil cihaz sektöründen tümüyle çekilmiş durumda. MWC2023’te artık sadece ağ uygulaması ve operasyonlarına odaklandığını vurguladı. Şirket, endüstri sektöründen müşterilere yönelik çözümler üretmeyi amaçlıyor. Huawei’nin aksine otomatik envanter sensörleri yerine, bir depoda bulunan tüm ürünleri tek seferde tarayabilen bir dron geliştiriyor. Dronla tarama yönteminde manuel müdahale en aza iniyor ve envanter güncelleme süresi de önemli ölçüde azalıyor.

Avrupa’da 6G daha geç yaygınlaşabilir

Tüketici eğilimleri dikkate alındığında, ABD ve Güney Kore’de insanlar mobil cihazlarını daha sık yeniliyor. Ancak bu eğilim Avrupa’da çok daha düşük kalıyor. 5.5G teknolojisinin altyapısı hızla sunulsa bile Avrupalıların buna uygun mobil cihazları hemen satın almayacakları öngörülüyor.

Avrupa’da 6G’nin yaygınlaşmasının uzun süreceği tahmin ediliyor çünkü her ülkenin buna uygun düzenlemeleri yapıp operasyon izni vermesi gerekiyor.

Maden sahalarının rehabilitasyonu için TÜBİTAK Ar-Ge projesi geliştirildi

0

Sürdürülebilirlik odağıyla faaliyetlerini sürdüren Eti Bakır; Artvin Çoruh Üniversitesi ve TÜBİTAK ile çevreci üretimi geliştirmeyi hedefleyen bir Ar-Ge projesini hayata geçirdi. Üniversite-sanayi işbirliğinin önemli bir göstergesi olan projeyle, toprağın en iyi şekilde rehabilite edilerek orman sahasına kazandırılması amaçlanıyor.

Maden sahalarının rehabilitasyonu için TÜBİTAK Ar-Ge projesi

Madencilik sektöründe sıfır karbon yolculuğunda gelecek beş yıl içinde karbon ayak izini yüzde 10’a düşürmek için çalışmalar yürüten Eti Bakır, çevreci üretime dönük yatırımlarını sürdürüyor. Eti Bakır, maden sahalarının çevreci rehabilitasyonu için önemli bir projeyi hayata geçirdi. 

Eti Bakır’ın Artvin Çoruh Üniversitesi işbirliği, TÜBİTAK ile Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) desteğiyle yürüttüğü, 18 ay süren Ar-Ge projesi, maden bölgelerinde toprağın ıslahı için özel bitkilerin kullanılmasını kapsıyor. Hintyağı, ayçiçeği, kavak ve huş bitkilerinin kullanıldığı çalışmalardan elde edilen sonuçlar, bu bitkilerin toprağın en iyi şekilde rehabilitasyonu konusunda referans oldu. 

MADENCİLİKTE İLK KEZ YAPILIYOR

Eti Bakır Çevre Direktörü Yusuf Topçu, Türkiye’nin madenden son ürüne kadar üretim yapan ve bakır üretiminin yüzde 20’sini tek başına karşılayarak ekonomiye katma değer sağlayan Eti Bakır’ın sürdürülebilirlik vizyonuyla da dünyaya örnek olduğunu söyledi. Global şirketlerde son 20 yıldır sürdürülebilir iş modellerinin yaygınlaşmasının üretimde kritik rol oynadığını dile getiren Topçu, şöyle devam etti: “Döngüsel ekonomi ile dünyanın sıfır karbon yolculuğuna biz de kendi süreçlerimizi iyileştirerek katkı sağlıyoruz. Atık yönetiminden ağaçlandırmaya, su ve enerji verimliliğinden karbon emisyonunun azaltılmasına kadar çok sayıda çevreci çalışmayı hayata geçiriyoruz. Şimdi bunun bir adım ötesine geçtik ve önemli bir Ar-Ge projesini hayata geçirdik. Artvin Çoruh Üniversitesi, TÜBİTAK ve TEYDEB’in desteğiyle Türkiye’de madencilik sektöründe bir ilke imza attık. Bu projeyle toprağın rehabilitasyonunu hızlandıran ve en kesin çözüme ulaştıran bitkileri belirledik. Yapılan çalışmalar bu bitkilerin topraktaki metallerin arındırılmasında ve ıslahında önemli katkılar sunduğunu bize gösterdi. Artvin’de yapılacak rehabilitasyon çalışmaları artık bu projemize uygun olarak gerçekleştirilecek. Böylece maden sahalarımızı en doğru şekilde rehabilite edip, yeniden orman sahalarına kazandıracağız. İlk olarak Artvin’de başlattığımız bu projeyi, önümüzdeki dönemde diğer işletmelerimizin yer aldığı bölgelerde de gerçekleştirmeyi planlıyoruz.” dedi.

MediaMarkt pazarlama, e-ticaret ve kurumsal iletişim direktörlüğüne Tolga Ünvan geldi

0

Avrupa’nın açık ara bir numaralı elektronik perakendecisi MediaMarkt’ın Türkiye organizasyonun yönetim şemasında yeni düzenlemeler yapıldı. Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörlüğü departmanının sorumluluğu, şirketin Operasyondan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi (COO) Hulusi Acar’a devredildi. Yeni yönetim şeması değişiklikleri kapsamında geçtiğimiz haftalarda şirketin Benelüks bölgesine atanan Çağanur Atay Uçtu’dan boşalan Pazarlama, E-ticaret ve Kurumsal İletişim Direktörlüğü koltuğuna Tolga Ünvan getirildi. 

Koç Üniversitesi’nde Ekonomi bölümünden mezun olduktan sonra Yeditepe Üniversitesi’nde Yüksek Lisans eğitimi alan Tolga Ünvan, profesyonel iş yaşamına 2002 yılında Procter & Gamble’da (P&G) Marka Müdür Yardımcısı olarak başladı. Sonraki süreçte Henkel, The Coca Cola Company, Nestle gibi uluslararası şirketlerde çeşitli yöneticilik görevlerini sürdüren Ünvan, 2019 yılında Getir’e Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Son olarak Zubizu’da CEO rolünü üstlenen Tolga Ünvan, 2023 yılı itibariyle de MediaMarkt Türkiye’nin Pazarlama, E-ticaret ve Kurumsal İletişim Direktörlüğü görevine getirildi.

Microsoft, Edge’e kripto cüzdan ekleyebilir

17 Mart’ta Twitter’dan sızdırılan ekran görüntüleri Microsoft’un yeni bir Web3 kripto cüzdanını Edge arayüzüne eklemek için çalışmalara başladığını gösteriyor. Ekran görüntülerinde kripto cüzdanın test edilmek üzere sadece bazı kullanıcılar için aktif edildiği ve projenin “gizli” ifadesini içerdiği görülüyor.

Görsellerden kripto cüzdanın non-custodial (gözetimsiz) türden olacağı görülüyor.

En sade kripto deneyimi nasıl sunulabilir?

Test kullanıcılarına, Edge tarayıcısına eklenen cüzdanı kullanmak için ayrı bir uygulama indirmek gerekmeyeceği bilgisi veriliyor. Anlaşılan Microsoft cüzdanı tarayıcıya ekleyerek, kripto için birden fazla uygulama indirmek zorunda kalmanın karmaşıklığını sadeleştirmeyi amaçlıyor.

Ekran görüntülerinden kripto cüzdanın non-custodial (gözetimsiz) türden olacağı ve Microsoft’un şifreler ve güvenlik kelimelerine erişiminin bulunmayacağı anlaşılıyor. Kripto alım satımı için Coinbase veya MoonPay olarak iki seçenek sunuluyor.

Coinbase kripto alım satımında en sade arayüze sahip platform. Yeterince güvenlik sağlaması sebebiyle kriptoya yeni başlayanlar için tavsiye edilen bir adres.

NFT’ler konusunda, farklı kaynaklardan bulunmuş NFT’lerden oluşan koleksiyonun bu cüzdanda organize edilmesini sağlamak amaçlanıyor.

Microsoft bu projeden vazgeçebilir

Edge tarayıcısına test kullanıcıları için kripto cüzdan eklenmesi, bu fikrin hayata geçirileceği anlamına gelmiyor. Şirket daha önce de birçok farklı fikri test etti ama hepsini hayata geçirmedi.

Şirket geçen ay ekonomik belirsizlik sebebiyle Metaverse projelerini durdurduğunu açıklamıştı. Bu karar yüzünden 100 çalışan işsiz kaldı. Twitter’dan sızdırılan bu kripto cüzdan projesi firmanın, blokzincir teknolojisinden tümüyle vazgeçmediği şeklinde yorumlanıyor.

Tarayıcıda kripto cüzdanı bulunması ne işe yarayabilir?

Twitter kullanıcılarından bazıları şimdiden bu soruya cevap üretmeye başladı. Yorumlardan biri şöyle: “Bing’e o günkü kripto borsası hakkındaki bilgileri sorduktan sonra beğendiğiniz bir NFT’yi satın alıp cüzdanınıza ekleyebilirsiniz. Sonra NFT formatında bir müzik albümünü konser biletiyle birlikte satın alabilirsiniz ve bu NFT albümü konsere gitmeden önce cüzdanınız sayesinde dinleyebilirsiniz, konsere girerken ise bilet yerine NFT kodunuzu gösterebilirsiniz.”

ABD’de en büyük 3D baskı ev satışa çıktı!

0

Şantiye alanında otonom robotik inşa yöntemiyle yapılan 185 metrekarelik tek katlı ev şu ana kadar ABD’de üretilen en büyük 3D baskı konut yapısı. Bu evi inşa eden SQ4D firması, sosyal konut projeleriyle bilinen sivil toplum kuruluşu Habitat for Humanity ile 25 konut daha üretmek için onay aldı.

185 metrekarelik tek katlı ev şu ana kadar ABD’de üretilen en büyük 3D baskı konut yapısı

185 metrekare 3D baskı ev sadece 500 bin dolar!

ABD’de şu ana kadar yapılan en büyük üç boyutlu baskı ev, New York’un kuzeyindeki Islandia’da 1 dönüm arazi içine inşa edildi. Açık mutfaklı evde 4 yatak odası ve 2 banyo mevcut. Evin satış fiyatı 500 bin dolar.

Evi yapan New York merkezli SQ4D firması aynı yöntemdeki ilk konutunu 2021’de satışa sunmuştu. Firma, kendi geliştirdiği Otonom Robotik İnşa Sistemi yöntemiyle bir evin inşa elemanlarının çoğunu baskı olarak yapabiliyor. Sömeller, temel duvarları, kirişler ile iç ve dış duvarların tümü bu şekilde üretilebiliyor. Şu sıra çoğu firma sadece duvarları bu yöntemle üretiyor. Bu evi yapan firma ise yapı elemanlarının %40’ını 3D baskı olarak üretebildiğini belirtiyor. Bu evin diğer inşaat öğeleri betonarme.

Ahşap strüktürün yerini alabilir mi?

ABD’nin banliyö evleri genelde ahşap strüktür elemanlarıyla yapılır. Tropik kasırgalardan etkilenen bölgelerde özellikle bu strüktürde tek katlı evler bulunur. Böyle evlerin duvar düzeni ihtiyaca göre değiştirilebilir. Ayrıca bunlar afetlerde hasar gördüğünde daha kolay tamir edilir.

3D baskı inşaat elemanlarının betonarme ile birlikte kullanılması klasik ahşap strüktüre göre daha sağlam ve dayanıklı evler yapılması anlamına geliyor. Bu yöntemle inşaat yapmak, ABD’de konut mimarisini tümüyle değiştirme potansiyeline sahip.

Bu yöntemle inşaat daha ucuz ve daha hızlı

İnşaat malzemelerinin fiyatlarının sürekli artması, malzeme nakliyesi maliyeti veya iş gücü temini gibi kriterler dikkate alındığında otonom robotik sistemlerle 3D baskı inşaat yapmak çok daha ucuz ve hızlı bir yöntem.

Boğaziçi Ventures’tan Yeni FINTEK Yatırımı: KALFA

0

Türkiye’nin yenilikçi girişim sermaye şirketi Boğaziçi Ventures, dönüşümde etkili yatırım dikeylerinden olan finans teknolojileri alanında mali müşavirler için geliştirilen dijital iş hizmeti ‘Kalfa’ ile yatırım portföyünü genişletiyor.  

İnovatif teknoloji ürün ve hizmetlerine yaptığı yatırımlarla Türkiye teknoloji girişim ekosistemini desteklemeye devam eden Boğaziçi Ventures, tüm müşavirlik hizmetlerini insan destekli dijital iş platformunda kolay ve basit adımlarla çözümleyen Kalfa’ya BV Growth fonu ile yatırım yaptı.

Boğaziçi Ventures’tan Yeni FINTEK Yatırım

2022 yılının ardından 2023 yılında da yatırımlarında hız kesmeyen Boğaziçi Ventures, yılın ilk aylarında 2. yatırımını da tamamladı. Teknoloji odaklı yatırım yapan şirket, belirlediği yenilikçi teknoloji dikeylerinde inovatif ürün ve hizmetler geliştiren girişimleri önceliklendiriyor. Yatırımcıları ile geleceği şekillendirecek projelere odaklanan Boğaziçi Ventures, portföyüne aldığı şirketlere  maddi kaynak aktarımının yanı sıra belli alanlarda uzmanlaşmış ekibi ile  bilgi ve tecrübe aktarımı ile mentorluk desteği de veriyor.

Boğaziçi Ventures Yönetim Kurulu Üyesi Barış Özistek yaptığı açıklamada ‘‘Ülkemizin girişimcilerine ve girişim ekosistemine inancımız tam. Biz de ülkemizden çıkan iyi teknoloji projelerini küresel inovatif oyunculara dönüştürmek için yolculuklarının her aşamasında onlara destek verme misyonumuzla yatırımlarımıza devam ediyor ve ekosistemi sürdürülebilir fayda üretebileceğimiz her alanda destekleme gayretimizden vazgeçmiyoruz. Son yatırımımız ile ailemize katılan Kalfa da bizim çok önem verdiğimiz finansal teknolojiler alanında hizmet geliştiriyor. Finansal teknolojiler kısaca fintek sektörünün ülkemizde ve dünyadaki önlenemez büyümesi tesadüf değil. Geleneksel yapılara teknoloji ile getirilen çözümler finansal kapsayıcılığın artması başta olmak üzere küresel ekonomi anlamında da büyük öneme sahip. Özellikle günümüzün dijital dünyasında ve smart teknolojilerin insan emeğini destekleyebilmesi   noktasındaki yetenekleri göz ardı edilmenin artık çok ötesinde. Süreçlerin minimum hata, minimum zaman ve minimum maliyetler gerçekleşmesinde katma değer üreten girişim projeleri geleceğin yeni süreç tasarımlarının temellerini atıyor. İşte Kalfa’da böyle bir ürün. Çok önemli olduğu şüphesiz olan muhasebe sistemlerini destekleyen bu ürün geleceğin dönüşecek muhasebe sistemlerine de hızla entegrasyon için katma değer üretmeye devam edecek.” dedi.

 Tüm süreçlerin dijitalleştiği günümüzde sadece muhasebe sistemlerinin yeterli olmamasına bir çözüm olarak tasarlanan Kalfa, mali müşavirlerin operasyonel işlerini dijital dünyaya taşıyan tek merkezli, daha az maliyetli, kontrol edilebilir ve hızlı bir platformdur. Mali müşavirlik ve muhasebe dünyasının dijital dönüşümüne meslek alanında birçok yenilik getiren Kalfa’nın kurucularından Demirhan Şener “Mali müşavirlik ofislerinin operasyonel yoğunluk, hızlı değişen regülasyonun doğru yorumlanmaması ve ek gelir ihtiyacı gibi 3 temel sorunu var. Kalfa, bu üç problemi çözmek üzere yola çıktı’’ dedi.

Elektrikli araç satışlarında büyük artış!

0

Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği BMW, MINI ve BMW Motorrad markalarını bünyesinde barındıran BMW Group, 2022 finansal sonuçları ile premium segmentteki başarılarını dijital ortamda gerçekleştirdiği basın toplantısında açıkladı. Elektrikli araçların satışlarında büyük artış görünüyor.

Dünyanın önde gelen ekonomilerinin de mücadele ettiği yüksek enflasyon ve faizlere rağmen 2022’de sağlam bir performans sergilediklerini söyleyerek sözlerine başlayan BMW Group CEO’su Oliver Zipse, “2022’deki başarımızın arkasında, dünya çapındaki ekibimizin işine tutkulu bağlılığı ile sürekli değişen, ayrıca günden güne daha da zorlaşan koşullara rağmen doğru tepkiler vermemizi sağlayan ürünlerimiz yer alıyor” dedi. Zipse, “Bu da gösteriyor ki her kim yüksek seviyede esnekliği korurken, dönüşüm cesaret ve tutarlılıkla ele alırsa değişken koşullar altında bile sağlam performans elde edebilir. BMW Group’u başarıya giden yolda daha da ileriye götüreceğiz.” diyerek devam etti.

BMW Group, yılın sonuna doğru ortaya çıkan ve lojistiği doğrudan etkileyen Çin’deki Covid önlemleri, yüksek enflasyon ve faiz oranları ile yarı iletken krizi, ayrıca aksayan tedarik zincirlerine rağmen 2022’yi 2 milyon 399 bin 632 adet araç satışıyla tamamladı. Bu dönemde MINI ve Rolls-Royce satışları 298 bin 943 seviyesinde gerçekleşirken BMW, 2 milyon 100 bin 689 aracı sahipleriyle buluşturdu. BMW Motorrad ise yıl boyunca 202 bin 895 motosiklet teslimatı gerçekleştirdi. Grubun toplam gelirleri 2022’de yüzde 28.2 artarak 142 milyar 610 milyon Euro’ya ulaştı. BMW Group’un vergi öncesi kârı ise 23 milyar 509 milyon Euro oldu.

Satışlarında Yüzde 100’ün Üzerinde Artış

BMW Group’un 2022’deki tamamen elektrikli araç satışlarındaki artış bir önceki yıla kıyasla yüzde 107,7 yükselerek grubun toplam CO2 salımına yüzde 9 oranında düşüş olarak etki etti. Grubun tamamen elektrikli ve hibrit motorlu araç satışlarının toplamı 433 bin 792 olurken bu sonuç yüzde 18.1 artış olarak kayıtlara geçti. Tamamen elektrikli araç satışları ise bu adedin 215 bin 752’sini oluşturdu. Böylelikle BMW Group, WLTP’ye göre 2022’de toplam CO2 salımını ürün gamı bazında 105 g/km olarak gerçekleştirerek hedefine başarıyla ulaştı.

BMW Group, 2022 yılı finansal toplantısında önümüzdeki dönemde tamamen elektrikli model gamında ve satışlarında dik bir büyüme yörüngesi öngördüğünü de açıkladı. 2023’te BMW Group toplam araç teslimatlarının yüzde 15’ini tamamen elektrikli modellerden oluşturmayı hedefliyor. 2024’te grubun yeni otomobillerinin en az beşte birinin tamamen elektrikli olması planlanıyor. 2025 yılına kadar ise teslim edilen her dört yeni otomobilden biri tamamen elektrikli olacak. Ayrıca BMW Group 2026’ya kadar gerçekleştirdiği araç teslimatlarında elektrikli otomobil payının toplam satışların üçte birini oluşturmasını hedefliyor. Son olarak grup NEUE KLASSE’nin pazara sunulacağı dönemde hammadde fiyatlarındaki değişimin ve gelişimin, şarj alt yapısındaki ilerleyişin hızlarına bağlı olarak 2030 senesinde yüzde 50’lik bir tamamen elektrikli araç payına ulaşmasını bekliyor. Böylelikle grup bu döneme kadar 10 milyon adetlik elektrikli araç teslimatını aşmayı hedefliyor. 2023’te BMW Group’un büyümesini tamamen elektrikli modeller sırtlanacak. Yeni BMW 7 Serisi ve Yeni BMW X7 ile Rolls-Royce ürün gamında gerçekleşen yenilikler gibi… BMW Group otomotiv dünyasının en üst segmenti bu sınıfta iki haneli büyüme hedefliyor.

Neue Klasse İçin Geri Sayım Başladı

Sadece elektrikli otomobiller için tasarlanacak altyapı üzerine inşa edilecek NEUE KLASSE modelleri, BMW Group’un yeni tasarım dilinden batarya ve elektrifikasyon teknolojilerine, verimliliği artıran sürdürülebilir maddelerden üretilen parçalardan ürün segmentlerine kadar birçok hususa etki edecek.

BMW Group, Münih’te düzenlenecek olan IAA Mobility 2023 fuarında NEUE KLASSE’ye giden yolda yeni adımlarından ve ayrıntılarından söz edeceğini açıkladı. NEUE KLASSE modellerin üretimi 2025’te ilk olarak Macaristan’da başlayacak. 2026’dan itibaren, Münih’teki 100 yıldan daha yaşlı fabrikanın modernize edilmesiyle birlikte NEUE KLASSE modelleri Münih’te de üretilmeye başlanacak. 2027’de ise bu tesislere San Luis Potosi Fabrikası eklenecek. BMW Group, tamamen elektrikli modelleri ürün gamı ile üretime entegre etmek ve yüksek voltajlı pil tertibatı oluşturmak için 800 milyon Euro yatırım yapıyor.

Hidrojen Yakıt Hücresi Teknolojisi Üzerine Çalışmalar Devam Ediyor

BMW Group dünya çapındaki tüm pazarların, gelecek 10 yılda tamamen elektrikli mobiliteye geçmesi için gerekli koşullara sahip olmayacağını varsayıyor. Bu nedenle CO₂’nin azaltılmasına katkıda bulunmak için bir dizi yüksek verimli geleneksel motor teknolojisine ihtiyaç duyulacağını belirtiyor.

BMW Group, sürdürülebilir bireysel hareketlilik için ek bir seçenek olarak hidrojen yakıt hücresi teknolojisinin geliştirilmesinde sürekli olarak ilerleme kaydediyor. Gelecek 10 yılın ikinci yarısından itibaren pazar gereksinimlerine ve koşullarına bağlı potansiyel üretim araçları için fırsat görüyor.

2023’ün ilk çeyreğinde, BMW iX5 Hydrogen’in pilot versiyonları ilk kez uluslararası medya temsilcilerinin beğenisine sunuldu. Filo şu anda çeşitli hedef gruplar için gösteri ve test amacıyla uluslararası alanlarda kullanılıyor. BMW iX5 Hydrogene WLTP döngüsünde 504 km’lik bir menzil sağlıyor.

Sanal ofis nedir?

0

İş dünyasının hızla gelişmesi, yeni mesleklerin gelişmesi ve pandeminin hayatımıza girişi ile artık sanal ofis kavramımızı hayatımızda yer edindi. Çalışan sayısının artması ve iş dünyasının gelişmesi ile beraber sanal ofisler tercih edilmeye başlandı. Özellikle girişimcilerin çoğalması ile birlikte sanal ofislere daha fazla ihtiyaç duyulmaya başlandı.

2000’li yıllarda yaygınlaşan sanal ofis hizmetleri sayesinde özellikle de Ortadoğu ve Asya’da hizmet sektöründe faaliyet gösteren pek çok şirket, kira ve personel masraflarını minimuma indirmek ve iş verimliliği arttırmak için sanal ofislere çıkış gerçekleştirdi.

İşiniz ne olursa olsun, eğer fiziksel bir mekana ihtiyacınız yok ise, en etkili çözüm sanal ofis kullanmak olacaktır. Kendi işinizi kurma aşamasındaysanız veya da kendi işinizi kurduysanız ofis kiralama ve yüksek maliyetlerin altına girmek sizleri zorlayacaktır. Sanal ofis kiralamak sizleri bu yükten kurtaracaktır. Sanal ofis hizmetleri sayesinde kaynaklarınızı girişimcilik faaliyetleriniz için kullanabilirsiniz.

Sanal Ofisin Şirket Kuruluşundaki Avantajları Nelerdir?

Kendi işinizi kurma aşamasında iseniz veya kurduysanız ofis kiralama ve yüksek maliyetlerin altına girmek istemiyorsanız sanal ofis sizleri bu yükten kurataracaktır. Sanal ofis hizmetleri sayesinde kaynaklarınızı girişimcilik faaliyetleriniz için kullanabilirsiniz.

  • Kartvizitinizde de kullanabileceğiniz şirket adresi ve telefon numarası oluşturuyor.
  • Şirketinize gelen çağrıları, posta ve kargo gönderileri ile konukları karşılıyor,
  • Bireysel çalışmalarınız ve gerektiğinde toplantılarınız için özel alanlar sunuyorlar.

Bu imkanlar sayesinde ofis ihtiyaçlarınıza her zaman, kolay ve uygun fiyatlar üzerinden çözüm bulabiliyorsunuz.

Sanal Ofis Yasal Bir Hizmet mi?

Sanal ofis hizmetinin yasal olmadan işlemesi mümkün değildir. Şirketinizi kurduğunuzda ya da yeni bir adrese geçtiğinizde bunu vergi dairesine bildirmeniz gerekmektedir. Bu bildirim sonrasında memurlar ofis adresine gelerek kontrollerini gerçekleştirirler. Sanal ofis hizmetinde en ufak bir yasadışı işlem yer alsa bu memurlar tarafından tespit edilecek ve ofisler onaylanmayacaktır. Ancak yüzlerce firma bu hizmeti tercih eder. Tamamı vergi dairesi kontrollerinden başarıyla geçmeyi başarmışlardır.

ABD, afet sonrasında 3D baskıyla inşaat yapmayı planlıyor

0

Arkansas Üniversitesi ABD Ordusu adına 3D baskı yöntemiyle afet bölgelerinde acil yardım yapısı inşa etmeyi araştırmaya başladı. Üniversiteye bu proje için 3,5 milyon dolar fon sağlandı. Proje kapsamında inşaat elemanlarının 3D baskısını robotların yapması planlanıyor. İnşaat mühendisliği ve makine mühendisliğinden üç akademisyenin kurduğu AMBOTS adlı startup firma, projenin yazılım kısmından sorumlu olacak.

Arkansas Üniversitesi akademisyenlerinin beton dayanıklılığı araştırması.

Bu startup üst projeyi yöneten bir başka kuruma bağlı. New Mexico merkezli ABD Ordusu Mühendislik Araştırma ve Geliştirme Merkezi’ne bağlı Uygulamalı Araştırma Ortakları (Applied Research Associates) projenin üst yöneticisi ve sağlanan fonun tamamı 12 milyon dolar.

Afet bölgelerindeki toprak 3D baskı için kullanılabilir mi?

Bu projede, afet bölgesinde birlik bulundurmanın ve 3D baskı yöntemiyle kanal, T duvarlar veya Jersey bariyerleri gibi yatay inşaat elemanlarını yapmanın fizibilitesi araştırılacak.

Arkansas Üniversitesi yerel malzemelerle yapılacak en verimli tasarım şablonlarını belirleyecek. Bunun yanında bu tasarım şablonlarını uygulayacak robotlar için yazılım geliştirecek. İki yıl sürecek araştırma safhasında prototip geliştirilecek ve buna uygun büyüklükte 3D yazıcı oluşturulacak. Toprak örnekleri toplanıp bunlar analiz edilecek ve hangi tür toprakların beton üretiminde kullanılabileceği araştırılacak.

Yerel malzemelerin kullanımı ve robotlar maliyetleri düşürebilir

Afet bölgesine acil müdahale anında, bölgede bulunan yerel malzemelerin kullanımı sayesinde, bölgeye çimento sevkiyatı yapmak gerekmesi gibi masraflar azaltılabilir. Uzmanlar hangi tür yerel malzemelerin beton karışımına eklenebileceğini inceleyecek. Teorik aşamadaki bu fikir işe yararsa afet bölgelerindeki acil inşaat işlerini 3D baskı yöntemiyle robotlar yapacak.

Eklemeli üretim yeni gelişen bir sektör

Üniversitenin bu projesi eklemeli üretimdeki yeni gelişmeleri temel alıyor. Daha önce Meksikalı beton firması CEMEX yerel çakıl ve çimento karışımı kullanarak 3D baskıyla inşaat yapmak konusunda denemeler yaptı ve kendi formülünü geliştirdi. İnşaat sektörünün ürettiği karbon ayak izi ve kaynakların azlığı dikkate alındığında, yerel malzemelerin kullanımı önem kazanıyor.

Küresel ısınmanın doğal afetleri artıracak olması da afet müdahalesinde robotlardan yararlanmak için bir başka sebep. Üniversitenin bu projesi başarılı olursa 3D baskı yapabilen robotik kollar sayesinde hasarlı köprülerin veya yolların acil tamiri yerel malzemelerle daha hızlı yapılabilir.

Yapay zeka haberleri hisseleri coşturdu

0

Nvidia ile Google’ın sahibi Alphabet’in hisseleri benzer oranda artış kaydetti. Makine öğrenmesine uygun GPU sağlayan Nvidia şu anda yapay zeka devriminin baş tedarikçisi kabul ediliyor.

Yapay zeka sektöründeki gelişmeler borsayı etkiliyor.

Nvidia’ya “overweight” notu

Nvidia hisselerinin %12 artış kaydetmesiyle firmanın kurucu CEO’su Jensen Huang’un serveti 2,2 milyar dolar arttı. Yatırım bankası Morgan Stanley, Nvidia’ya “overweight” notu verince hisseler bu seviyede artış gördü. Bu da Huang’ın toplam servetinin 23,3 milyar dolara yükselmesini sağladı. Huang, Forbes’un en zenginler listesinde 63’üncü sırada.

Yapay zeka Google’a kazandırdı

Google’ın kurucuları Larry Page ve Sergey Brin haftanın kazananları arasında. 14 Mart’ta yapay zeka araçlarının Google Docs ve Sheets gibi iş uygulamalarına ekleneceği açıklanınca Google’ın sahibi Alphabet’in hisseleri haftayı %12,6 artışla kapadı. 87,9 milyar dolarlık servetiyle Page, dünyanın en zengin 9’uncu kişisi. Brin ise 84,2 milyar dolarla 11’inci sırada.

Ama teknoloji sektöründeki herkes bu kadar iyi durumda değil.

NASA’nın kodlama firmasında düşüş

Kodlama platformu GitLab bu haftanın kaybedenleri arasında. Ukraynalı teknoloji girişimcisi Dmytro Zaporozhets ile Hollanda’dan Syste “Sid” Sijbrandij’in kurduğu şirketin çeyrek dönem raporu yayınlandı. Raporda beklenenden daha az büyüme kaydedildiği açıklanınca hisseleri bir anda %24 düştü. Haftanın kapanışında düşüş %10 seviyesine geriledi. Sijbrandij’in bu düşüş yüzünden kaybının 177 milyon dolar olduğu hesaplanıyor. Şirketin sunduğu kodlama hizmetlerinin en önemli müşterilerinden biri NASA.

Yapay zekanın işlerinde telif hakkı kime ait?

0

ChatGPT gibi yazı üreten veya DALL-E 2 gibi görsel yapan üretken yapay zekanın yaratıcı işlerinde telif hakkının kimde olduğuna dair yeni bir karar açıklandı. 2018’den beri yapay zekanın yaratıcı işleri konusunda inceleme yapan ABD Telif Hakkı Bürosu, telif hakkının insanlara ait olduğunun kabul edilmesi için bir şart öneriyor.

MidJourney botuna “Şelale şeklinde nebula resmi” komutu verildiğinde yapay zekanın ürettiği görsel.

Yapay zekanın yaratıcılığı etik tartışmalara yol açtı

Telif hakkı kanunları, ticari etkinliklerle doğrudan bağlantılı olduğu için her ülkede oldukça benzer kuralları barındırıyor. Global anlaşmalarla ortaya çıkan telif hakkı kanunlarında yapay zeka hakkında bir kalıcı düzenleme henüz yapılmadı. Son birkaç yılda yapay zekanın sanat üretecek kadar yaratıcı hale gelmesi, sanat dünyasında büyük tartışma yarattı. Özellikle 3D animasyon konusunda yapay zekanın çok yakında insanların yerini alacağı tahmin ediliyor. Peki yapay zeka ile üretilen yaratıcı işlerin telif hakkı kime ait?

Dijital sanatta yapay zeka kullanımı yaygınlaşıyor

Fikir ve yaratıcılık sizdense telif hakkı sahibi sayılabilirsiniz

Mart ayının ortasında yayınlanan resmi açıklamada, yapay zeka ile üretilen işlerde, mekanik bir çoğaltma olup olmadığının inceleneceği ve eserde insanın zihinsel tasarımının baskın olup olmadığının dikkate alınacağı duyuruldu. ABD Telif Hakkı Bürosu, bu konuda genel bir düzenleme yapmadıklarını belirtiyor ve telif hakkı sahipliğini eser bazında tek tek incelemek gerektiğini savunuyor.

Örneğin Şubat 2023’te insan tarafından yazılmış bir hikayeye göre, yapay zekanın ürettiği görsellerle bir çizgi roman yayınlandı. Yapılan incelemede hikayeyi yazan kişinin, yazı için telif hakkı sahibi olduğu ama görsellerde telif hakkı bulunmadığına kararı verildi.

Yapay zekanın işlerini sahiplenemiyorsunuz

Hangi durumda telif hakkının insana ait olduğu konusunda bir başka örnek şiir yazma komutunu vermekle açıklanıyor. Yapay zekaya “telif hakkı kanunu hakkında Shakespeare stili şiir yaz” komutunu verdiğinizde, ortaya çıkan şiir tümüyle yapay zekanın üretimi olduğundan bunun telif hakkı size ait olmuyor.

Yapay zekanın tüm işi yapması durumunda telif hakkınız olmasa da mantık olarak yapay zekayı sadece araç olarak kullandığınızda telif hakkınız kaybolmuyor. Örneğin bir görseli üretirken Adobe Photoshop gibi bir araç kullanmanız durumunda, ortaya çıkan işin telif hakkının Adobe’a değil, size ait olması gibi, yapay zekayı ‘araç’ olarak kullandığınızda telif hakkı sahibi sayılabilirsiniz.

Yurtdışında şirket açmak artık çok kolay! Mükellef ile girişim sohbetleri!

0

Yurtdışında şirket açmak kolay mı? Yeni ve genç girişimcilerin cevabını aradığı tüm kritik soruları mükellef.co CEO’su Kenan Açıkelli’ye sorduk.

Sunduğu uçtan uca hizmetlerle girişimcilerin tek bir platform üzerinden online olarak şirketlerini kurmalarına ve finansal süreçlerini yönetmelerine; kolay, güvenli ve uygun fiyatlı bir şekilde yardımcı oluyor. Üyelerin ihtiyaçlarını karşılamak için faaliyet gösterdiğimiz ülke sayısını ve hizmet çeşitliliği her geçen gün artırıyor, vizyonları ile girişimcilik ekosistemine ilham veriyor.

Mükellef ile girişim sohbetleri!

Türkiye’deki ve dünyadaki girişimcilerin hayallerini istedikleri yerde gerçekleştirmelerine yardımcı olmak için basit, hızlı ve zahmetsiz çözümler sunuyor. 150’den fazla ülkeden on binlerce girişimci; şirketlerini kurmak, yönetmek ve büyütmek için mükellef.co yu tercih ediyor. Ürünlerimizi ve hizmetlerimizi, üyelerimizin sorunlarını çözerken onlara en iyi deneyimi yaşatma ilkesiyle geliştirmeyi sürdürüyor.

Mükellef’e ulaşmak için: http://bit.ly/3TuPilG

Bu kapsamda 12 Mart 2023 tarihinde yürürlüğe giren kanun ile girişimciler ve şirket sahipleri için önemli olabilecek bazı değişiklikler yapıldı.

Bu değişiklik ile artık 29 yaş altı genç girişimciler için gelir vergisi muafiyeti sağlayan Genç Girişimci Kazanç İstisnası, her yıl güncellenmek üzere gelir vergisinin ikinci dilimine eşitlenerek 2023 yılı için 75.000 TL’den tam 150.000 TL’ye çıkarıldı. 31 Aralık 2022 tarihine kadar tahakkuk etmiş vergi borçları ve idari para cezalarının; 48 aya kadar taksitlendirilerek ödenmesi için 31 Mayıs 2023’e kadar başvurularak yapılandırma imkanı sağlandı.

Deprem bölgesindeki işletmeler muaf tutulacak şekilde, 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamelerinde geçerli olmak üzere istisna ve indirim tutarları üzerinden bir defalık %10 ek vergi getirildi.

Son 5 yıl için; mükelleflerin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını %25 oranından az olmamak şartı ile artırmaları halinde ve belirli koşulların sağlanması durumunda ilgili yıllar için geriye dönük herhangi bir vergi takibi ve incelemesi yapılmayacak. Bu yapılandırmadan yararlanmak isterseniz, bir girişiminiz varsa nasıl şirket kuracağınızı bilmiyorsanız Mükellef sizlere tam olarak bu konuda yardımcı olacaktır. Mükellef ile kendi şirketinizi açabilir ve girişiminize başlayabilirsiniz.

Bu yapılandırma ile birlikte şirketlere; demirbaşlar, kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar gibi işletme kayıtlarının, fiiliyata uygun hale getirilmesi fırsatı verildi. SGK borçları ve Bağkur primlerinin kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde 48 aya kadar taksitlendirilerek yapılandırılması için olanak sağlandı.

Vadesi 31 Aralık 2022’den önce olan ve 1 Ocak 2023 itibariyle ödenmemiş 2.000 TL ve altındaki borçların tahsilinden vazgeçildi.

Google’dan temiz enerji hamlesi

0

Karbon emisyonlarını azaltmak için güneş, rüzgar ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının hızla kullanıma geçirilmesi gerekiyor. Ancak bu tür projelere başlamadan önce, temiz enerji geliştiricileri ve alıcılar arasında uzun süre müzakere yapılıyor. Google bu süreci kısaltacak bir çözüm üretmenin hazırlığına başladı.

LevelTen Energy ve Google, birlikte hazırladıkları anlaşma aracını bu yılın sonunda erişime açacak.

Enerji anlaşmalarının hazırlığı uzun sürüyor

Klasik yöntemde enerji satın alacak firma önce ihale duyurusu yapıp teklif topluyor. Teklifleri inceleyip potansiyel projeleri belirledikten sonra, aday firmalardan bir kısa liste oluşturuyor. Ardından alıcı, kısa listesindeki firmalarla şartları görüşmeye başlıyor. Tüm bu süreçler genelde aylarca sürüyor. Bu sırada fiyatlar ve tarifeler değişebiliyor, tedarik sorunları ortaya çıkabiliyor.

Seattle’dan Startup firması LevelTen Energy ve Google Cloud, temiz enerji anlaşmalarının hayata geçirilmesini hızlandırmak amacıyla iş birliğine başladı. Bu amaçla geliştirilecek yeni platform sayesinde, görüşme aşaması genelde bir yıla kadar uzayan anlaşmaların üç dört ay gibi daha kısa sürelerde yapılması mümkün olacak.

Dünyanın ilk yapay enerji adası inşa ediliyor!

Google’dan süreci hızlandıracak bir çözüm

2016’da kurulan LevelTen, yenilenebilir enerji satın alımları için satıcılarla alıcıları bir araya getiren bir firma. Şirket şu ana kadar 68,3 milyon dolar yatırım aldı. Google’ın sahibi Alphabet, 2021’de bu şirketin yatırımcılarından biriydi.

LevelTen’in önerdiği modelde, uzun ve kısa liste hazırlamadan, doğrudan analizlere bakılarak, en uygun enerji satın alımı anlaşması yapılabiliyor.

Bu anlaşma aracı, bu yılın sonunda erişime açılacak. Google bu anlaşma aracının, “temiz enerji satın alımlarında yeni bir standart haline gelmesini” hedefliyor.

Fintek alıcılarını etkileme yöntemleri

0

Londra merkezli PR firması CCGroup, İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya ve İtalya’dan bankaların ve finansal teknoloji firmalarının üst düzey yöneticileriyle anket yaparak bunların yatırım stratejileri hakkında bir analiz yayınladı.

Fintek alıcıları yatırım yapacakları firmayı internetten seçiyor.

Bu rapora göre, Avrupa’daki finansal kurumların %70’i önümüzdeki 18 ayda finansal teknoloji yatırımlarının artmasını bekliyor.

Talebin ve yatırımın artması, bankalara ve finans kurumlarına finansal teknoloji satmak isteyenler açısından iyi bir haber. Öte yandan alıcıların, neye yatırım yapacakları konusunda daha belirgin kararlarının olması kötü bir haber sayılabilir.

Fintek yatırımlarının %25’i sigorta sektörüne

Sigorta (%25), kredilendirme (%22), online bankacılık (%21), yapay zeka ile makine öğrenmesi (%20) ve ödeme sistemleri (%19) en çok teknoloji yatırımı yapılan ilk beş sektör.

En az yatırım alan sektörler ise borsa, UX, açık bankacılık, kara para aklamanın önlenmesi ve borç verme hizmetleri.

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından hazırlanan “Türkiye Fintek Rehberi” yayımlandı

Alıcılar için vitrin daha önemli

Teknoloji yatırımları 2020’ye kıyasla üç katı artış gösterdi. Bu yüzden alıcılar gelirlerini ve karlarını artıracak (%34), üçüncü parti hizmetleri daha kolay entegre edecek (%33) ve bunun zıttı olarak üçüncü parti hizmetlere kendi sistemlerini daha kolay entegre edecek (%31) çözümler talep ediyor.

Alıcıların %45’i tedarikçiyi doğrudan görüşme yaparak değil, sektördeki konumuna bakarak seçiyor. Analize göre alıcılar kısa liste oluştururken, teknoloji firması hakkındaki haberlere, analizlere, reklamlara ve raporlara bakıyor. Alıcıları etkilemek için en etkili kanallar sosyal medya, arama motoru sonuçları, etkinlikler ve içerik olarak endüstri analizlerinde ve haber makalelerinde yer almak. Tüm bu mecralarda varlığını kanıtlayan bir teknoloji firmasının yine de alıcı bulmaması ihtimali var.

Alıcılar, çalışacakları teknoloji firmasının sektörde ivme kazanmış olmasını dikkate alıyorlar ve performansının endüstri analizlerinde görünür olmasını önemsiyorlar.

Yemek teslimat robotları 5 ülkede kullanılıyor

0

Otonom robotlarla yemek teslim etmek için 2014’te kurulan Starship, İngiltere, ABD, Estonya, Almanya ve Danimarka’daki bazı kentlerde, toplam 30 noktada hizmet veriyor. İngiltere içinde teslimat yaptığı semtlerin sayısı dokuza ulaştı.

Starship robotlarının teslimat ücreti sadece 1 sterlin.

Üniversite kampüslerinin otonom işçileri

Starship’in pilli işçilerinin teslimat ücreti sadece 1 sterlin. San Francisco merkezli şirketin finans kaynaklarından biri Avrupa Yatırım Bankası. 2017’de 17,2 milyon dolarlık yatırım aldıktan sonra robotlarını 100 kentte test eden şirket, dünyanın ilk ticari teslimat robotu üreticisi oldu. Mart 2022’de firma 100 milyon dolarlık bir fon daha topladı. ABD’de birçok üniversite kampüsünde bu otonom işçiler yemek dağıtıyor.

Yaklaşık 24 saat boyunca şarjı bitmeyen bu yapay zekalı işçiler firmanın uygulamasından verilen siparişleri teslim ediyor. Teslimatları yayaların yürüyüş hızında götürüyorlar. Maksimum hızları 6 km. Üzerlerinde 12 kamera, radar, GPS, alarm sistemi ve reflektörler bulunuyor. Sensörler, yapay zeka ve makine öğrenmesi sayesinde hizmet verdikleri bölgedeki yolları hafızalarına kaydediyorlar.

Kuzey Amerika robot siparişlerinde rekor kırdı

Starship yetkilileri, otonom robotlarla teslimat yapmanın kuryelerle teslimat yapmaktan çok daha ucuz olduğunun altını çiziyor. Firmanın Ar-Ge departmanı Estonya’da. Estonya’nın karla kaplı kaldırımlarında ilerlemek bu pilli işçiler için hiç de zor değil.

Yemek teslimat robotları hem kurye trafiğinden kurtarıyor hem de sıfır karbon emisyonu sayesinde çevre dostu bir yöntem. Kamyonetle teslimat yapıldığında, ortalama 181 gram CO2 emisyonu ortaya çıkıyor; otonom teslimat robotları içinse bu oran sıfır.

Teslimat robotları seviliyor

Firmayı kurduklarında otonom lojistik sektörünün henüz çok yeni olduğundan söz eden yetkililer, tüm operasyonu sıfırdan kurduklarını belirtiyorlar. İnsanların robotlardan teslimat almaktan hoşlanması, firmanın başarılı olmasının başlıca sebebi.

Bu yapay zekalı işçiler, kapınıza geldiklerinde gereksiz muhabbetlere girmiyorlar, kapınızın önünde oyalanmıyorlar, hatta giderken teşekkür ediyorlar.

Amazon’un uçan dronlarına henüz izin çıkmadı

Otonom lojistik teknolojileri halen gelişme safhasında. Yerden giden robotlar başarılı görünse de Amazon’un havadan dronla teslimat yapma fikri henüz fazla ilerleme kaydetmedi. Federal Havacılık İdaresi, Amazon’un havadan teslimat testi yapmasına ancak geçtiğimiz aralık ayında izin verdi. Ticari teslimatlar içinse henüz yetki verilmedi.

Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2022 raporu açıklandı

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından hazırlanan Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2022 Raporu’na göre Türkiye’nin dijitalleşme notu düşüş göstererek 2021’de 3,21 iken 2022 yılında 3,12 olarak tespit edildi.

Ekosistem, yeterlilik, kullanım ve dönüşüm olmak üzere dört ana bileşen ve 10 farklı boyutta Türkiye’nin dijitalleşme performansının ortaya konduğu raporda, Türkiye’nin dijital dönüşümünün hızlandırılması için yapılması gerekenler de yer alıyor. Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), Türkiye ekonomisi ve toplumunun dijitalleşme durumunu inceleyen ve her yıl yayınlanan Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2022 Raporu’nu kamuoyuna açıkladı.

Türkiye’nin dijital dönüşüm notu düşüşte


Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2022 Raporu’na göre, Türkiye’nin 2022 yılı dijital dönüşüm endeksi geçtiğimiz yıla göre yüzde 2,8’lik bir düşüşle 5 üzerinden 3,12 olarak ölçüldü. Genel endeks değerini oluşturan 64 alt göstergenin 35’i 2022 yılında gerilerken, 23 göstergenin endeks değeri arttı, 6 göstergenin değeri ise değişmedi.

YIL2019202020212022
TÜRKİYE DİJİTAL DÖNÜŞÜM ENDEKSİ2,943,06*3,21*3,12
EKOSİSTEM BİLEŞENİ2,872,953,093,02
1.Boyut: Yasal Zemin ve İşleyiş2,762,823,012,94
2.Boyut: Yenilik ve Yatırım Ortamı2,983,093,173,11
YETERLİLİK BİLEŞENİ3,193,24*3,27*3,26
3.Boyut: Altyapı2,342,272,322,44
4.Boyut: Satın Alınabilirlik4,544,544,43*4,49
5.Boyut: Beceriler2,692,89*3,07*2,85
KULLANIM BİLEŞENİ2,883,163,363,21
6.Boyut: Bireysel Kullanım3,203,22*3,29*3,37
7.Boyut: İş Dünyası Kullanımı2,773,323,413,10
8.Boyut: Kamu Kullanımı2,662,923,373,17
DÖNÜŞÜM BİLEŞENİ2,812,88*3,142,97
9.Boyut: Dijitalleşen Ekonomi2,362,18*2,252,16
10.Boyut: Dijitalleşen Toplum3,263,584,033,78

BİT’e yönelik ulusal vizyonumuzun güçlendirilmesi gerekiyor


Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi Raporu’nun dijital dönüşümü kucaklamak isteyen tüm organizasyonlar için faydalı bir araç olduğunu belirten TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kızıltan, “Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Endeksi, dijital dönüşüm üzerinde etkili olan mevzuat, altyapı, kullanım ve beceri ile dönüşümün ekonomik ve toplumsal etki boyutlarını kapsıyor. 64 farklı göstergeyi içeren, dört ana bileşeni ve 10 alt boyutu bulunan bileşik bir endeks. Her bir gösterge, alt boyut ve ana bileşen için 139 ülkenin verileri kullanılarak göreceli bir endeks değeri hesaplanıyor. Dolayısıyla, herhangi bir gösterge için endeks değeri sadece Türkiye’nin dijitalleşme performansı tarafından değil, diğer ülkelere göre nispi konumu tarafından belirleniyor. Avrupa Birliği’nin ‘2030 Dijital On Yıl’ için koymuş olduğu iddialı hedefleri, ülkemizin potansiyeli ve hedefleri dikkate alındığında bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik ulusal vizyonumuzun güçlendirilmesi, altyapı yatırımlarının hızlandırılması, girişimci ekosisteminin ve nitelikli iş gücü kaynağının geliştirilmesi gerekiyor” dedi.

Rapordan öne çıkan bulgular şöyle sıralanıyor:

  • 2022 yılında, endeksi oluşturan Ekosistem, Yeterlilik, Kullanım ve Dönüşüm bileşenlerinin endeks puanının düştüğü gözlendi. 2021 yılında Türkiye’nin dijitalleşme notunu aşağı çeken en önemli bileşen “Ekosistem” bileşeniyken, 2022 yılında “Dönüşüm” bileşeni oldu. 2022’de Türkiye’nin dijitalleşme notunu yukarı iten bileşen “Yeterlilik” bileşeni; endeks değeri üzerinde en olumlu etki yapan ikinci bileşen ise “Kullanım” bileşeni olarak görüldü.
  • Endeks verileri, Türkiye’nin dijital dönüşüm için kapasitesinin uygun olduğunu ve 2019 yılından itibaren ilerleme kaydettiğini ancak 2022 itibariyle dijital dönüşümün göreceli olarak duraksadığını gösteriyor.
  • 2022 itibarıyla gözlemlenen gerilemenin muhtemel iki nedeni olabileceği ortaya konuyor: Birincisi, yaklaşık bir yıldan fazla süredir Türkiye ekonomisinin karşı karşıya bulunduğu makro istikrarsızlık ve yatırım ortamının bozulması. İkincisi ise dijital dönüşüm sürecinin dünyada ivmelenme gösterirken Türkiye’de yavaşlamış olması.
  • Dijitalleşme Endeksi’nin bu yılki raporunda makroekonomik gelişmelerin BİT sektörüne etkisini değerlendirmek üzere BİT sektöründeki lider firmaların üst düzey yöneticileriyle bir anket çalışması yapıldı.  Ankette koronavirüs pandemisi sırasında hızlanmış olan dijital dönüşümün ne ölçüde kalıcı olduğuna dair sorulara da yer verildi. Bulgular makro istikrarsızlık ve yatırım ortamının bozulmasının Türkiye’nin dijital dönüşümünü gerilettiğini gösteriyor.
  • Döviz kurundaki artış; satışlar, yatırımlar, ithalat, istihdam, kârlılık ve verimlilikte düşüşe yol açtı. TL’nin değer kaybetmesi ihracat artışını getirmekle birlikte cari açığa istenen pozitif katkı sağlayamadı, ithal mal ve yarı mamuller iç pazarda giderek daha maliyetli hale geldiler.
  • Türkiye’de BİTS’in gelişimini kısıtlayan başlıca faktör nitelikli işgücü temininde karşılaşılan güçlükler. Daha önceki yıllarda bir azalma eğilimi gösterirken, 2022 yılında bu sorunda bir sıçrama yaşandı.
  • Finansmana erişim sorunlar, yüksek vergi yükleri ve BİT kullanma maliyetlerinin yüksekliği 2022 yılına damgasını vuran makroekonomik gelişmelerin etkisine işaret ediyor.
  • Koronavirüs pandemisinin dijitalleşme eğilimlerinde çok net bir hızlandırıcı etki yaptığı ve bu etkinin kalıcı olduğu ortaya çıktı.



100 bin gönüllü ile seçim günü sandıkların tümünden veri toplamayı hedefliyor

0

Oy ve Ötesi Derneği, 17 Mart Cuma günü düzenlediği basın toplantısında 2023 seçimleri kapsamında yürüteceği eğitim ve gönüllü müşahit organizasyonu faaliyetlerini kamuoyuna açıkladı.

Bugüne kadar sekiz farklı seçimde sandıklardan sonuç tutanak  verilerini toplayıp, resmi sonuçlarla karşılaştıran ve analizlerini kamuoyu ile paylaşan Oy ve Ötesi Derneği, 2023 seçimlerinde de sürece ve seçim gününe yönelik eğitimler, gönüllü sandık müşahitliği organizasyonu ve optik karakter tanıma teknolojili mobil uygulamaları üzerinden sandık verisi sağlama faaliyetleri yürütecek.Türkiye’de katılımcı demokrasi bilincinin yerleşmesi için faaliyet gösteren ve kurulduğu 2014 yılından bu yana yerel ve genel seçimlerle birlikte toplamda 8 seçimde görev yapan Oy ve Ötesi Derneği, 17 Mart Cuma günü, Impact Hub’da, KONDA Araştırma Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Ağırdır’ın da katılım gösterdiği bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Hedef 100 bin gönüllü ve sandıkların tamamından tutanak verisi 

Seçim takviminin açıklanmasıyla birlikte çalışmalarına hız verdiklerini aktaran Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ertim Orkun, 2023 Genel Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde yürütecekleri faaliyetlere ilişkin şunları söyledi: “Önümüzdeki sürece gençlerin katılımına çok önem veriyoruz. Bize katılıp gönüllü olmalarını, bunu demokrasiyi birinci elden deneyimlemek için bir fırsat olarak görmelerini istiyoruz. Ayrıca bu seçimler için yenilediğimiz yazılım altyapımız var. Mobil uygulamamızda bu sene ilk kez kullanacağımız OCR teknolojisi ile bize ulaştırılacak tutanak görüntülerini çok daha hızlı doğrulama şansına sahip olacağız. Herkes bu mobil uygulama sayesinde bize veri ulaştırabilir, oluşturacağımız referans veri tabanına destek sağlayabilir. Bu seçimde 100 bin Oy ve Ötesi gönüllüsünün desteğiyle Türkiye’deki tüm seçim sandıklarından veri toplamayı hedefliyoruz.” 

Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hande Turan ise “Siyaset sahnesindeki her türlü kutuplaşmadan uzak, barışçıl, şeffaf ve adil bir süreç için sivil katılım şart. Her görüşten vatandaşın #DemokrasidenTarafız söylemimizde kendisine dair bulabileceği bir şeyler olduğuna eminiz. Bunun güvencesi ve samimiyetiyle hazırlanıyoruz. Saha ekiplerimiz hazır, kayıtlarımız bugün itibariyle açılıyor. Seçim sürecinde sosyal medya hesaplarımızdan yasal güncellemelere, eğitimlerimize ve sistemimize dair duyuruları da paylaşacağız” diye konuştu. 

Yeni seçim yasasında gönüllü sandık müşahitliği hakkı korunuyor 

Nisan 2022’de yenilenen seçim kanunu gönüllü sandık müşahitliğine ilişkin bir değişiklik içermiyor. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının seçim sürecini doğrudan izlemeleri anayasal bir hak olarak tanımlanıyor. Sandık bölgesinde bulunmak isteyen tüm müşahitlerin sandık müşahitliği kartlarını edinmesi gerekecek. Oy ve Ötesi Derneği seçime katılan siyasi partilerden temin edilecek müşahitlik kartlarını gönüllüler ile paylaşacak.  

Deprem bölgesine özel modelleme yapılacak

Oy ve Ötesi Derneği, Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen deprem felaketinden etkilenen seçim bölgelerine özel bir çalışma yapacak. Dernek halihazırda deprem bölgesinde oluşacak sandıklarda bulunabilecek gerçek kişi sayılarını tahmin edebilecek matematiksel modellemeler üzerine çalışıyor. İlgili sandıklardaki oy verme süreçlerini takip etmek adına özel gönüllü organizasyonlar yapılacak.   

Gençlerin katılımı seçimlerde önemli rol oynayacak 

Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu üyelerinin sunumlarının ardından söz alan KONDA Araştırma Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Ağırdır ise şunları söyledi: “2023 seçimlerinde katılım oranı belirleyici bir rol oynayacak. 6 milyon genç ilk kez oy kullanacak. Yaptığımız kamuoyu araştırmalarında 30 yaş altı genç seçmenin, sorunlarının siyaset marifetiyle çözüleceği konusunda inançlı ya da umutlu olmadığını gözlemliyoruz. Bu olumsuz durumu aşmamız ülkemizin demokratik gelişimi açısından büyük önem taşıyor. Oy ve Ötesi’nin tarafsız sandık müşahitliği organizasyonu gençlerimizin katılımcı demokrasi ile tanışması ve oy vermenin ötesinde geçmeleri için önemli bir fırsat.  

Microsoft 365’e eklenen Copilot riskli mi?

Copilot sayesinde Microsoft Office ile yaptığımız işleri hızlandırabiliriz ancak bu konuda dikkatli olmak gerekiyor. Kusurlu bir yöntemi otomasyona dönüştürme riski, uzmanları endişelendiriyor.

Microsoft bu hafta Copilot adlı yapay zeka modelini Office uygulamalarına eklediğini duyurdu. Copilot ile neler yapabileceğiniz tamamen size bağlı. Word, Teams, Excel, Outlook ve PowerPoint, Copilot eklenen uygulamalardan bazıları. Copilot’ın fiyatı henüz belli olmasa da 365 paketine eklenen ekstra bir ücret olarak fiyatlandırılması bekleniyor.

Microsoft Copilot’ın hata yapabileceğini kabul ediyor

Microsoft 365 Başkanı Jared Spataro, “Copilot bazen doğru iş yapıyor, bazen tümüyle yanlış iş çıkarıyor” diyor. Yapay zekanın yanlış bilgi vermesini veya hatalı iş üretmesini engellemek için çeşitli filtreler ve kontroller Copilot’a eklendi ama yine de Microsoft, yapay zekanın yaptığı işin kontrol edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Yapay zekayı doğru eğitmek gerekiyor

Teknoloji uzmanlarından Rob Enderle, Copilot sayesinde üretkenliğimizin artacağını düşünüyor ancak Tesla’yı örnek göstererek, üretkenliği artıralım derken kaliteden ödün vermemek gerektiğinin altını çiziyor. Tesla’nın sorunu otomasyon ve robotikten faydalanarak daha hızlı ve daha fazla üretim yapmaya odaklanması ama bu süreçte kaliteyi artırmak için çaba sarf etmemesiydi. Benzer şekilde üretici yapay zekadan faydalanırken ortaya çıkan işin kalitesine dikkat etmek gerekiyor.

Microsoft 365 Copilot

Yapay zeka ile kaliteli iş üretmek, doğrudan bizim kaliteli iş üretebilme kapasitemize bağlı çünkü üretici yapay zekalar aslında bizden öğreniyor. Üretici yapay zekanın en başta bizden en kusursuz iş yapma yöntemini öğrenmesi gerekiyor, aksi halde kusurlu bir yöntemi otomasyona dönüştürmesi riski var.

Rob Enderle’ye göre, Office uygulamalarına yapay zeka eklenmesi, iş yaşamında yepyeni bir dönüm noktası demek çünkü üretici yapay zekayı daha kaliteli işler üretmek için kullanabilenler, yakın gelecekte bundan fayda sağlayacak. Yapay zekayı kullanamayanlar ise tıpkı bilgisayar yeni çıktığında bunu reddedip daktilo kullanmakta diretenlerin durumuna düşebilir.