Techinside Google News
Ana Sayfa Blog Sayfa 1711

Bilişim cazibe merkezi oluyor mu?

0

Great Place to Work, her yıl Türkiye ile birlikte dünyada 50 ülkede yapmış olduğu benchmark araştırması ile En İyi İşverenleri ödüllendiriyor. Bu kapsamda Great Place to Work, 20 Mayıs 2014 tarihinde Türkiye’de ikincisini düzenlediği En İyi İşverenler araştırmasının sonuçlarını açıkladı. 60 katılımcı arasından, 50-500 ve 501+ çalışan sayısı kategorilerinde toplam En İyi 15 İşverenin açıklandığı bu yarışmada ödüller sahiplerini buldu.

Evet, 15 şirketin yer aldığı bu listeye teknoloji gözüyle baktık ve kaç tane teknoloji şirketinin çalışanlar gözünde çalışılmaya en uygun şirket olarak görüldüğüne baktık. Bu arada 2014 yılında araştırmanın ikincisi düzenlendi ve geçen yıla oranla katılımcı şirket sayısında yüzde 60’lık bir artış olduğunu ve toplamda 60 şirketten 19 bin 177 çalışanın araştırmaya katıldığını da notlarımızın arasına eklememiz gerekli.

Öncelikle listede 50-500 çalışana sahip şirketler sıralamasında ilk onda sadece iki teknoloji şirketi yer alıyor ki bunlar EMC ve SAP. EMC bu listeye üçüncü sıradan girerken SAP’i de kendisine beşinci sırada yer bulmuş. 500 ve üzeri çalışana sahip ilk beş şirket arasında ise iki tanıdık marka Ericsson ve Vodafone yer alıyor. 886 çalışana Ericsson listede ikinci, Vodafone ise 3177 çalışanıyla dördüncü sırada yer almış.

working-in-office

 

Teknolojide bir numara EMC oldu

Araştırmada en çok çalışılmak istenen teknoloji şirketleri sırlamasında ise 90 çalışanıyla EMC’yi görüyoruz. Hafızam beni yanıltmıyorsa EMC geçen sene de buna benzer bir başarı göstermiş ve sıralamada üst sıralarda yer almıştı. Şirketin bu başarısının ardında son yıllarda gösterilen büyüme eğrisinin ve bu büyümeyle birlikte çalışanlara yapılan yatırımın ve yeni yapılanmanın olduğunu söylemek mümkün.

Peki, diğer şirketler nerede?

Bu listede işe girenlerin ancak emekli olarak ayrıldıkları bir şehir efsanesine dönüşmüş IBM Türk ya da her profesyonelin rüyalarını süsleyen Turkcell gibi şirketler neden yok bilmiyorum. Ama tahminim bu araştırmaya katılan 60 şirket arasında olmadıkları yönünde. Ancak yine de büyük şirketler katılsın katılmasın EMC’nin başarısını gölgelemek değil niyetim. Sadece her zaman olduğu gibi bilişimin cazibe merkezi olup olmadığıyla ilgileniyorum ve sanırım yine olumsuz bir yanıt aldım.

Kredi Kayıt Bürosu’na uluslararası inovasyon ödülü

0

Kredi Kayıt Bürosu’nun (KKB), 2013 yılında hayata geçirdiği lokasyon bazlı raporlama olanağı sunan yenilikçi projesi GEOMIS, ABD’de Oracle tarafından düzenlenen “Oracle Spatial Kullanıcı Konferansı”kapsamında bu yılın “Innovator Excellence” İnovasyon Mükemmellik Ödülü’ne layık görüldü.

Oracle, her yıl, dünya çapında önemli başarılarda bulunmuş kullanıcı ve ortaklarını, yapılan başvuruların değerlendirilmesi sonucu 4 kategoride Oracle Spatial Excellence AwardOracle Spatial Başarı Ödülü ile ödüllendiriyor. Bu kategoriler Yenilikçilik (Innovator), Kurumsal Entegrasyon (Integrated Enterprise), Eğitim ve Araştırma (Education and Research) ve Ortaklık (Partnership) olarak sıralanıyor. Farklı sektörlerin lider kuruluşlarının yanısıra, pek çok ülkenin kamu kuruluşlularının da almak için yarıştığı bu ödül, alanının en prestijli ödüllerinden biri olarak biliniyor.

KKB, hayata geçirdiği ödüle layık görülen GEOMIS projesi ile bankalara stratejik iş alanlarında yararlanabileceği lokasyon bazlı bir raporlama altyapısı hizmeti sunuyor. Sürekli olarak geliştirilen GEOMIS, bankalara ilçe detayında görsel analiz olanağı sunuyor.

Uluslararası arenada ilk kez Oracle Open World 2013 konferansında San Francisco’da paylaşılan proje, taşıdığı yenilikçi özellikler nedeniyle ödüle uzanan projeler arasında yer aldı. KKB adına ödülü, KKB Stratejik Planlama ve Kurumsal İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Koray Kaya, Washington’da Oracle Spatial Kullanıcı Konferansı kapsamında 21 Mayıs’ta gerçekleşen ödül töreninde aldı.

Bankalar, Türkiye genelindeki durumlarını harita üzerinde görebiliyor

KKB olarak veri tabanlarında yaklaşık 700 milyon kayıt bulunduğunu dile getiren Kaya, “Bunlar geçmişte alınmış, kapatılmış ya da hali hazırda aktif kredilerin kullanım bilgileridir. Her banka kendi portföyünü biliyor, ya da çeşitli veri analizleriyle bu portföyü görebileceği bilgi altyapısına sahip bulunuyor. Fakat rekabetin en yoğun olduğu bankacılık sektöründe, bir banka diğer bankalara göre ne durumda olduğunu bilmiyor. Geliştirmiş olduğumuz GEOMIS altyapısı, bir bankanın rekabet içindeki durumunu ortaya koyuyor. Bunu ortaya koyarken bir rakam vermiyor. Bankalar, web tabanlı bu sistem üzerinden, Türkiye genelindeki durumlarını ilçe detayında, nerede iyi nerede zayıf oldukları, nasıl bir potansiyel barındırdıkları bilgileri ile harita üzerinde görebiliyorlar. Mevcut durumda GEOMIS’in iki fazı devreye girmiş durumda. Bunlardan ilki bireysel müşteri başvuru bilgilerinin analizini, ikincisi ise mevcut kredi portföyünün analizini kapsıyor. Üçüncü fazda ise ticari kredi verileri hayata geçirilecek. Ondan sonra da çek verilerini sisteme dahil edeceğiz. Türkiye’nin en önemli bilgi alma merkezlerinden biri olarak,  KKB’nin kapsama alanını genişletmek ve yenilikçi fikirlerle verilen hizmetleri artırmak en önemli hedefimiz” şeklinde sözlerini noktaladı.

Girişimcilik Vakfı’ndan Fellow Programı

1

Üniversitede okuyan gençlerin girişimcilik ruhunu keşfetmelerini sağlamak ve onlara bu süreçte rehberlik etmek amacıyla Girişimcilik Vakfı tarafından geliştirilen “Fellow Programı” başvuruları almaya başladı. 27 Temmuz’a kadar http://www.girisimcilikvakfi.org/form.php adresindeki başvuru formunu doldurup Girişimcilik Vakfı’na gönderen öğrenciler, bir sonraki aşamaya geçme hakkına sahip olacak.

Başvuran aday sayısında herhangi bir sınırlama getirmeyen “Fellow Programı”na katılma fırsatını yakalayan gençler, program dahilinde ulusal ve uluslararası bir ağın parçası olacaklar. Her üç ayda bir “rol model” alabilecekleri başarılı girişimcilerle bir araya gelerek onların hikayelerinden ilham alma şansını elde edecek olan başarılı gençler, üniversitelerinde “girişim elçileri” olarak görev yapacak.

En önemli misyonlarından biri ise, kendi çevrelerinde girişimcilik kültürünü yaymak, çarpan etkisi yaratmak ve Girişimcilik Vakfı felsefesi doğrultusunda toplumdan aldığı destek ile kazandığı başarıyı yine toplumla paylaşarak başarıyı çoğaltmak olacak. Seçim sürecini başarıyla tamamlayan üniversite öğrencileri, aynı zamanda program kapsamında 12 ay boyunca aylık 500 TL burs almaya hak kazanacaklar.

Türkiye e-Ticaret Pazarı 2013 Raporu

0

Türkiye’de bu kadar kapsamlı ve belli bir metodolojiye bağlı olarak ilk kez gerçekleştirilen e-Ticaret Pazarı raporu gelecek yıllarda devam ettirilerek Türkiye’nin net bir şekilde e-Ticaret pazarındaki gelişimini de gözler önüne serecek.

Endüstriyel devrim 3 boyutlu yazıcılar Türkiye’de

0

MakerBot 3 boyutlu yazıcıların Türkiye dağıtıcısı 3bFab, Ümraniye Showroom’da düzenlediği basın toplantısında sunduğu ürün ve hizmetlerin detaylarını basın mensuplarıyla paylaştı. Toplantıda 3 boyutlu yazıcıların Türkiye’de farklı sektörlere ve bireylere sunacağı fırsatlar ve 3bFab’ın bu alandaki vizyonu katılımcılara aktarılırken, 3 boyutlu baskı tekniğiyle hayata geçirilen ilgi çekici modeller ve 3 boyutlu yazıcıların farklı endüstrilerde kullanımına dair örnekler de sergilendi.

3bFab Genel Müdürü Hakan Güzelgöz, MakerBot’un geniş vizyonu ve uygun fiyatlı ürünleriyle üç boyutlu yazıcı teknolojilerinin gelişiminde ve yaygınlaşmasında önemli bir rol oynadığını söyledi.

Endüstriyel devrime hazır olun

3bFab olarak tüketiciler arasında yaygın bir akıma dönüşme yolunda hızla ilerleyen 3 boyutlu yazdırma teknolojilerine dair gelişimi Türkiye’ye de eş zamanlı olarak yansıtmak amacıyla yola çıktıklarını ifade eden Güzelgöz, şu bilgileri verdi:

“Dünya, 3 boyutlu yazıcıların yaygınlaşmasıyla bireylerin de üretimde ve tasarımda söz sahibi olacağı, tüketicilerin üreticiye dönüşeceği yeni bir endüstriyel devrime hazırlanıyor. Bu çok yeni bir teknoloji ve insanlar bunun getireceği potansiyeli yeni yeni anlamaya başlıyor. Biz bu alandaki ürünleri ve bilgi birikimini gecikmeden Türkiye ile buluşturmak istedik. Dünyayı değiştirecek bu vizyonun Türkiye’de de bir an önce keşfedilmesini sağlamak, tasarım ve Ar-Ge alanında kullanımını teşvik ederek Türkiye’nin sanayi gelişimine destek olmak istiyoruz.”

Birçok sektörden talep var

Güzelgöz, 3bFab henüz 1 yıllık bir şirket olmasına rağmen sundukları ürün ve hizmetlere beklentilerinin üstünde bir talep olduğunu söyledi. Dünyanın en çok satan 3 boyutlu yazıcı markası MakerBot’un dağıtıcılığını üstlenmenin de bu bilinirliğe olumlu katkıda bulunduğunu ifade eden Güzelgöz, “Özellikle endüstri, sanayi, mimari, tasarım gibi sektörlerden yoğun talep görüyoruz. Son 6 ayda oldukça farklı sektörlerden de talepler gelmeye başladı. Örneğin tekstil sektöründen talepler aldık, kolej ve üniversiteler eğitim amaçlı olarak ürünlerimizi kullanmaya başladı. Bizden ürün satın alarak evde kendi 3 boyutlu baskılarını yapan ünlüler de var” diye konuştu.

Ürün satışı haricinde baskı ve tarama hizmeti de sunduklarını söyleyen Güzelgöz, hazır modellerin seri olarak baskısı gerçekleştirmekten 3 boyutlu yazıcı kiralamaya kadar birçok hizmet sunduklarını belirtti.

Güvenlik dünyasında McAfee-Prolink işbirliği

0

McAfee, Türkiye’deki ikinci dağıtıcısı olarak Prolink ile çalışmaya başladığını düzenlenen bir basın toplantısıyla duyurdu. Anlaşma ile Prolink, McAfee’nin işletmelere yönelik güvenlik çözümlerinden oluşan ürün gamının tamamının avantajlarını Türkiye’de tanıtacak. Katma değeri yüksek hizmetleriyle McAfee’nin tüm ülkede yaygınlaşmasını ve kapsama alanının artmasını mümkün hale getiren Prolink ile yapılan bu anlaşma, McAfee’nin pazardaki konumunu da güçlendirecek.

Toplantıda işbirliği hakkında söz alan McAfee Türkiye ve Azerbaycan Direktörü İlkem Özar, “McAfee Türkiye’de geçtiğimiz yıldan bu yana önemli adımlar attı. Bu anlaşma ile başarımızı daha geliştireceğiz. Bir yandan SIEM ve NGFW gibi yüksek büyüme kaydeden teknolojilere odaklanmaya devam ederken diğer yandan da Prolink gibi teknik uzmanlığını ve katma değerli hizmetlerini ortaklarımızın piyasa olanaklarından faydalanmasını sağlamaya çalışıyoruz. Ürünlerimizin Türkiye çapında daha da fazla müşteriye ulaşmasını sağlamak için kullanılabilecek doğru dağıtıcıların bizimle birlikte olması şarttır diye düşünerek Prolink ile bu anlaşmaya imza attık” dedi.

Toplantıda bir konuşma yapan Prolink Genel Müdürü Ken Bradley ise şunları söyledi:

“McAfee ile çalışacağımız için ve bu işbirliğiyle aracıların müşterilerle daha da büyük değer ve iş yaratmasına yardımcı olmaktan heyecan duyuyoruz. Tüm Türkiye’de 80’e yakın çalışanımızla son derece tecrübeli teknik ekibimiz, McAfee satıcılarına ön satıştan satışa ve devam eden danışmanlığa kadar destek olacaktır.”

Teknolojide stil, modada inovasyon

0

Teknoloji artık hayatın vazgeçilmez bir unsuru. Kullanıcılar, teknolojik cihazlarının da diğer aksesuarları gibi tarzlarını yansıtmasını, kendilerini ifade etmesini istiyor. Giyilebilir teknolojilerin de her geçen gün hayatımıza daha yoğun girmeye başladığı şu günlerde, modayla teknolojinin yakınlaşması da hız kazanıyor. Asus, Intel ve Türkiye’nin yenilikçi modacı isimleri Ezra ve Tuba Çetin, moda ve teknolojiyi bir araya getiren yeni bir işbirliğine imza attılar. Ezra ve Tuba Kardeşler’in Asus ve Intel’le gerçekleştirecekleri çalışmalar, 26 Haziran 2014’de Borusan Oto Dolmabahçe Sahne’de düzenlenen davet ve Sinemagraf Sergisi ile duyuruldu.

Etkinlikte yer alan Ezra ve Tuba’nın eserlerini içeren fotoğraf ve sinemagraf sergilerinde teknoloji ve modanın kaynaşmasını anlatan görsel bir şölen yer aldı. İkilinin ileri teknolojiyi dikkat çekici ve güzel tasarımlarla birleştiren Asus ve bu tasarımların var olabilmesini sağlayan zekâyı temsil eden Intel’in işbirliği ile “Teknolojide Stil, Modada İnovasyon” başlığı altında hayata geçirdikleri proje, teknoloji ve modayı tek potada eritiyor. Asus ve Intel’le çalışarak en yeni ve tasarım harikası ürünleri seçen Ezra ve Tuba, bu ürünleri kendi tasarımlarıyla birleştirdi.

Ezra ve Tuba giyilebilir teknolojiyi yaratmak, kendi tasarımlarına akıl katabilmek amacıyla Intel Ar-Ge Merkezi’nde çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyorlar. İkilinin 2014 İlkbahar-Yaz sezonu için hazırladığı koleksiyonun teması, geleceğin teknoloji ile şekilleneceğine ve modanın da bu dönüşüme ayak uyduracağına vurgu yapacak şekilde, “LOOK INSIDE, LOOK INTO THE FUTURE” olacak. Bu perspektif, Ezra + Tuba’nın yakın gelecekte teknoloji destekli çalışmalarla ortaya çıkaracakları “Giyilebilir Teknoloji” ürün tasarımlarıyla zenginleşecek.

Etkinlikte Intel ve Asus Ülke Müdürleriyle yaptığımız röportajları da yukarıdaki ekrandan izleyebilirsiniz.

Rapor dediğin böyle olmalı

0

Hayatım boyunca kaç tane basın toplantısına katıldım sayısını bilemiyorum. Özellikle Türkiye’de “Rapor açıklayacağız” denilerek gerçekleştirilen yerel çalışmalarda göstermelik işlere çok şahit oldum. Ancak bu hafta katıldığım bir toplantı kesinlikle istisnai bir başarıya imza attı.

Öncelikle toplantıya gazeteciler haricinde gelen katılımcılar ortamı bir yıldızlar geçidine çevirmişti.  Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) Başkanı Prof. Dr. Kemal CılızGümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Yücel, Bankalar Arası Kart Merkezi (BKM) CEO’su Soner Canko, TÜBİSAD Yönetim Kurulu üyesi ve Yeni Medya ve e-Ticaret Komisyonu Başkanı Burak Ertaş,  Elektronik Ticaret İşetmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Hakan OrhunDeloitte Türkiye ortağı Tolga Yaveroğlu, Comscore Türkiye Genel Müdürü Ahmet Damgacıoğlu toplantıya açıklanacak raporun paydaşları olarak gelmişlerdi. Aynı mekanda Intel Türkiye Müdürü Burak Aydın, Index Group CEO’su Erol Bilecik, PayPal Türkiye Müdürü Kıvanç Önen, yılların eskitemediği teknoloji duayeni Mustafa Çağan ve pek çok önemli isim daha bulunuyordu.

Toplantının ana konusu TÜBİSAD ve diğer paydaşlar tarafından hazırlanan “Türkiye e-Ticaret Pazarı 2013” raporuydu. Kesinlikle dikkate değer sonuçlar içermesi yanı sıra bence bu raporu eşsiz kılan şey çalışma metodolojisi olmuştu. Peki, neden?

Hep eleştirdik

Türkiye’nin dijital potansiyelinden bahsedilirken kullanılan e-ticaret rakamlarını yıllardır eleştiriyoruz zira pazarın gerçek e-ticaret verilerini yansıtmayan online POS verileri kadar fiziksel bazı işlemlerin yansımaları da bu rakamların içine dahil edilip asla var olmayan rakamlar üzerinden şişirme sonuçlar elde edildiğine şahit oluyorduk.

TÜBİSAD tarafından gerçekleştirilen rapor çalışmasında metodolojiyi Deloitte‘nin belirlemesi ve Comscore, BKM, ETİD gibi çok farklı kaynaklardan verilerin toplanması sonuçların sağlıklı olduğu kadarıyla gerçek verileri yanıstması açısından da başarılı bir işin ortaya çıkmasını sağlamış.

Bu kadar detaylı ve ilk kez hazırlanan raporun bu sene itibariyle bir taban teşkil etmesi ve gelecek yıllarda gelişerek sürdürülecek olması gerçekten Türkiye’de e-Ticaret pazarı açısından değerli bir kaynağın oluşturulması için büyük önem taşıyor.

Peki, Sonuçlar?

Özetle 2013 yılında Türkiye’de 14.0 milyar TL büyüklüğünde bir e-Ticaret pazarı bulunuyor. Bunun 5,1 milyar TL kısmı tatil ve seyahat, 5,0 milyar TL kısmı sadece online perakende ve 2,3 milyar TL kısmı ise çok kanallı perakende tarafından oluşturuluyor. Raporun diğer kırılımlarına burada değinmeyi gereksiz buluyorum zira gayet açıklayıcı ve net bir şekilde raporun kendisine buradan ulaşabilirsiniz.

#Fikir

Türkiye e-Ticaret Pazarı 2013 raporunu gözden geçirirken sadece size sunulan veriler odağında değil başarılı bir raporun nasıl hazırlanmış olduğunu anlayabilme gözü ile bakarsanız size sağlayacağı fayda çok daha fazla olacaktır.

Gelecek kablosuz teknolojilerde

0

Geçtiğimiz hafta i Aruba Networks Ülke Müdürü Bülent Tekkaya ve Ortadoğu ve Türkiye’den Sorumlu Pazarlama Müdürü  Manish Bhardwaj ofisimizi ziyaret etti. Biz de Bülent Tekkaya ile keyifli bir video röportajı gerçekleştirdik.

Uzaydan internete nereden bakmalıyız?

0

Geçtiğimiz haftalarda Wall Setreet Journal’da yayınlanan bir makaleye göre Google dünyanın farklı bölgelerine internet yayını yapabilmek için bir uydu filosu kurmayı planlıyor ve bunun içinde bir milyar dolarlık büyüklüğünde bütçe ayırmış durumda.

Belirtildiğine göre projede, öncelikli olarak 180 adet küçük ama yüksek kapasiteli uydunun, normal uydu yüksekliğinden çok daha düşük bir mesafede dünyaya yörüngesine yerleştirilmesi planlanıyor . Bu uydular kablosuz iletişim vasıtası ile çok uzak bölgere kadar interneti ulaştıracak. Konu ile ilgili çok fazla detaylı bilgi yok. Ancak WSJ raporuna göre eğer proje beklenen performansta olursa uyduların iki katına çıkarılacak.

micro-satelliteMikro uydular daha düşük maliyetler ile üretilebiliyor

Bu proje Google’ın ilk uzaktan erişilebilen internet projesi değil. Geçtiğimiz yıl “Loon” adında bir proje ile Google 30 balonu Yeni Zelanda’da gök yüzüne bırakmış ve internet bağlantısı olmayan bölgelerde internet imkanı sağlamıştı. Bu henüz onaylanmamış uydu projesi “Loon” projesinin bir uzantısı olabilir.

Loon projesinin ikinci adımı olarak planlanan uydu projesi için mi yapıldı?

Google ayrıca yakın zamanda yüksek mesafelerde güneş enerjisi ile beş yıla kadar havada kalabilen İHA (İnsansız Hava Aracı) üreticisi Titan Aerospace firmasını da satın aldı. Bu satın alma şu soruyu akla getirdi; “Loon projesinin ikinci adımı olarak planlanan uydu projesi için mi yapıldı?”

Project Loon için kullanılan balonlardan birisiProject Loon için kullanılan balonlardan birisi

Uzaydan internet sadece Google’ın gündeminde olan bir konu da değil.  Facebook’a ait olan Connectivity Lab’ın İHA araçları ile internet dağıtması ile ilgili haberler internette yoğun bir şekilde dolaşıyor.  Sene başında  Mark Zuckerberg Facebook’unda bu yarışta olduğuna dair bazı işaretler vermiş ve “Facebook insanlara interneti uzaydan ışınlamak istiyordemişti.

Uzaydan internet deyip bu projelerin atası ve 90’ların büyük projesi “Iridium” dan bahsetmemek olmaz. En büyük hissedar Motorola’nın katkıları ile dünyadan 485 km yüksekliğe uydular yerleştirilmiş ve tüm dünya sathında sorunsuz bir cep telefonu hizmeti verilmek istenmişti. Abone sayısı 55.000 civarına kadar geldi. Ancak bu gelir şirket giderleri karşılamaya yeterli olmadı. Ayrıca cep telefonu sektörü beklenilen seyirde hareket etmemiş, yerel şebeke fiyatlarının hızlı düşüşü ve cep telefonlarının küçülmesi ve Iridium telefonların kaba kalması tüm planları alt üst etmişti. 1998 de başlayan muhteşem proje iki sene gibi kısa bir sürede başarısızla sonuçlanmış ve rafa kaldırılmıştı.

10_tech_iridiumIridium projesi için üretilen telefonlar

Elbette ki şartlar 90’lardaki gibi değil ancak benzer riskler hala uzaydan internet projeleri için ciddi önem arz ediyor.

Çıkan sonuçlar

1 – Sosyal Medyada bir savaş olduğu gibi yakın gelecekte Internet ağlarında da bir savaş olacak gibi gözüküyor.

2 -Google ve Facebook gibi firmaların İHA firmalarını satın almaları çerçevesinde İHA araçlarına sadece askeri ve çekim yapan araçlar olarak bakmamak gerekiyor. Her sahada çok farklı konulara hizmet veriyorlar, her geçen gün hayatımıza girmeye devam edecekler.

3 – Google Mart ayında sözleşmelere eklediği maddelerle veri güvenliği konusunda dünya gündemine oturmuştu. Yakın gelecekte ağ güvenliği konusunda da dünyada sözleşmeler gündeme gelecek gibi gözüküyor.

Google’ın gözü büyük veride

0

google_developers_main

Dün gerçekleşen Google I/O 2014 konferansında Google pek çok yenilik duyurdu. Android L, Material Design, Android Wear, Android Auto, Android TV, bulut üzerinden Chromecast kullanımı, Chrome üzerinde Android uygulamaları, Google Fit, Google VR ve daha fazlası…

Tüm bu yeniliklerin detaylarına girmeye gerek görmüyoruz. Şu anda bu detaylara internet üzerindeki yerli ve yabancı binlerce kaynaktan ulaşabilirsiniz. Bizim dikkat çekmek istediğimiz nokta tüm bunların arkasında yatan Google’ın büyük gündem maddesi.

Herkes yukarıda adını saydağımız cicili bicili işlere odaklanmışken Google aynı zamanda Google Cloud Dataflow adını verdiği bir servisi de duyurdu. Bu servis Google’ın son 10 yıl boyunca milyonlarca gigabyte büyüklüğünde veriyi kontrol etmesini sağlayan temel teknolojilere dayanılarak geliştirilmiş bir servis. Yaptığı iş temel olarak Amazon Web Servislerine çok benziyor; Google kendisi için geliştirdiği teknolojileri servis olarak diğer kullanıcıların erişimine açıyor.

google-io-2014-cloud-dataflow

Şimdi duyurulan tüm diğer Google servisleri ve çözümlerinin gelecek yıllarda patlama yapması beklenen Nesnelerin İnterneti evreni için taşıdığı anlamı şöyle bir gözden geçirin. Bu servisler üzerinde geliştirilebilecek uygulamaların oluşturacağı Android uygulama evrenini Google Cloud Dataflow servisinin üstüne oturtun. İşte karşınızda büyük resim; Google büyük veriyi ele geçirmek ve internetin kendisi ile ne yaptıysa aynısını veri üretecek tüm cihazlar için yapmak istiyor.

Eğer şu anki aklım ile internetin yaygınlaştığı günlerde olsaydım ne yapardım?

Google’ın bu büyük planının “Büyük Birader” konulu tartışmalarından uzak durmayı tercih ediyoruz. Biz burada farklı bir fırsatlar dünyasının kapılarının aralandığını görüyoruz; Kendisinize şu soruyu sorun: “Eğer şu anki aklım ile internetin yaygınlaştığı günlerde olsaydım ne yapardım?” Bu kesinlikle birden fazla cevabı var. Ama şüphesiz olan tek şey bu sorunun cevabını hayata geçirebileceğiniz yeni bir dönemin tam eşiğindeyiz. Bu fırsatı kaçırırsanız duraklayacağımız bir sonraki istasyon muhtemelen 5 ila 15 yıl uzaklıkta bir mesafede bulunuyor.Doğru vagona bindiğinizden emin olmalısınız.

Güvenlik duvarlarında oyunun kuralları değişiyor

0

Güvenlik söz konusu olduğunda fiziksel dünyada ihtiyaç duyduğumuzdan çok daha fazlasına dijital dünyada ihtiyaç duyuyoruz. Özellikle söz konusu büyük kurumsal yapılar ise bu ihtiyacın şekli ve nitelikleri de geleneksel sistemlere göre farklılık gösteriyor.

Gartner her sene düzenli olarak gerçekleştirdiği Kurumsal Ağlar Güvenlik Duvarı Magic Quadrant Raporu (Magic Quadrant for Enterprise Network Firewalls) araştırması kapsamında pazarın tanımını gerçekleştirerek değişen noktalara ve pazardaki oyunculara dikkat çekiyor.

download_rapor

Gelecek Nesil ihtiyaçlar karşılandı

Raporun ilgimizi çeken ilk tespiti şu oldu; Güvenlik duvarları pazarında “Gelecek Nesil” yetenekler pazar lideri ürünler tarafından başarıyla sağlandı.

Gelecek nesil ihtiyaçların neler olduğuna ise şu şekilde bir açıklama getirilmiş; Pazardaki ürünlerin tekil yapılandırmalar yanı sıra büyük ve karmaşık yapılandırmalar için de uygun olması gerekmektedir. Merkezi kurulumlar ile birlikte uç noktalar da bu gereksinim dahilindedir ve giderek artsan sanal yapılar desteklenmelidir.

Kurumsal güvenlik duvarlarında olması gerekenler

Rapora göre VPN özellikleri şu ana kadar güvenlik duvarları için bir standart bileşen haline geldi ancak gelecek nesil güvenlik duvarları gelişen pazar yapısı ile birlikte diğer fonksiyonları da bünyesinde barındırması gerekiyor. Bunlar; network intrusion prevention sistemleri [IPSs]), full stack inspection ve güvenlik duvarlarının akıllı kaynaklardan beslenerek kendilerini optimize etmesi olarak karşımıza çıkıyor.

Bu rapora Firewall çözümü satın almadan mutlaka göz atmalısınız

download_rapor

Mücadeleciler, Liderler, Niş Oyuncular ve Liderler

Tüm Gartner Magic Quadrant raporlarında olduğu gibi bahsettiğimiz raporun da içinde yer alan pazardaki oyuncuların konumlandırması grafiği dikkat çekiyor. PaloAlto Networks‘ün pazarın lideri konumunda yer aldığı grafik raporun tek güçlü noktası değil elbette. Pazardaki tüm oyuncuların güçlü ve zayıf yönlerinin teker teker ele alındığı raporun Kurumsal Firewall çözümü arayan tüm firmalar tarafından detaylı şekilde gözden geçirilmesi ve değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Normal şartlar altında binlerce dolar bedel ile satın alınabilecek bu sektör raporu ve analizine buradan ücretsiz olarak ulaşabilirsiziniz.

 

Küçük şirketler ERP’ye soğuk bakıyor

0

ERP pazarı, dünya genelinde belirli bir kullanım yaygınlığına ulaşmış durumda, Türkiye’de henüz büyük şirketlerin tamamı ERP kullanmıyor. KOBİ’de kullanım oranı daha düşük ve küçük ölçekliler şirketlerde ise ERP kullanım oranı yüzde 5’in çok altında olduğu tahmin ediliyor.

erp_verimlilik_bildirgesi_h2254a

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz ERP Komitesi Koordinatörü Göker Sarp, şunları söyledi:

“Türkiye’nin dünya ekonomisi ile entegrasyonunun 2000’li yılların başına  kadar sınırlı kalması, henüz endüstri topluluğu yolculuğumuzun başlarında olmamız, Türkiye’deki mevcut dış kaynaklı sermayenin azlığı, firmaların Kurumsal İş Çözümlerine kanalize ettikleri finansal kaynaklarının sınırlı olması, ERP sistemlerinin Türkiye’de yaygınlaşmasını  yavaşlatmış ve geciktirmiştir. Bu koşullara rağmen, Yurtiçi ve Yurtdışı kaynaklı olarak ERP çözümlerinin firmalara sağladığı katkılar ve alınan sonuçların duyulması ile son bir iki yıl içinde Türkiye’de ERP kullanımının gelişimi hızlanmış ve özellikle 2011 yılında çok ciddi bir ivme kazanmıştır.”

Türkiye’de 90’lı yıllarda ERP programlarının piyasaya girişinden itibaren çalışan sayısı 50’den fazla yaklaşık 7 bin orta ve büyük ölçekli firmada ERP projesi gerçekleşti.

2012 TÜİK verilerinde göre bu büyüklükteki toplam işletme sayısı 39 bin 711 olarak belirlenmiş. Yani günümüzde Türkiye’deki büyük ve orta ölçekli firmaların yüzde 17,6’sında ERP projesi gerçekleştirilmiş durumda. Henüz bu işletmelerdeki ERP kullanımına yönelik bir kullanım araştırması gerçekleştirilmediği için henüz bu projelerdeki kullanım oranı ve yaygınlaşma durumu hakkında bilgi sahibi değiliz.

ERP Komitesi Pazar Çalışma Grubu’nun, ISO 500 verilerine göre 425 firma üzerinde yaptığı ERP kullanımı araştırmasına göre:

53 firma, kendi bilgi işlem ekibi tarafından veya bir bilgi işlem firması tarafından özel olarak geliştirilen yazılımları kullanıyor. 54 Firma, sadece mali işler bölümünde kurumsal yazılım kullanıyor. 29 firmanın kısa veya orta vadedeki stratejik planları arasında ERP projesi bulunuyor.

Bulut güvenliğinde çıta yükseliyor

0

Trend Micro yaptığı duyuruyla yerinde ve özel olarak kurulan bulut altyapılarında güvenliği sağlamak için VMware’in vCloud Hybrid Service altyapısına ileri seviye güvenlik çözümleri sunacağını belirtti. Bu sayede Trend Micro’nun Deep Security çözümü ile fiziksel ve sanal ortamlarla birlikte bulut altyapılarında güvenlik kontrolleri ve ilkelerinin yönetilmesi konusunda maliyet düşürücü ve kolaylaştırıcı bir hizmet sağlanabilecek.

Trend Micro’nun bulut ve veri merkezi konularındaki çözümü Deep Security, sanallaştırma ve bulut altyapılarında yüksek oranda yatırım geri dönüş değeri sağlıyor. Bunun yanında yüksek güvenlik katmanı, sızıntı denetimi ve engellenmesi, zararlı yazılım takibi, bütünlük denetimi, açık nokta denetimi, güvenlik duvarı ve SSL gibi hizmetler sunuyor.

Trend Micro’nun Deep Security çözümü, sunduğu güvenlik özellikleri ile fiziksel, özel sanal bulut veri merkezi yapılarını tek bir yerden yönetebilme avantajı sağlıyor. Bununla beraber, SaaS hizmeti olarak alınan sunucu ve uygulama güvenliği içinde geçerli olması ve yönetiminin son kullanıcıya verilebiliyor olması büyük teknik avantajlar sağlıyor. Dolayısı ile Deep Security, SaaS hizmeti sağlayan servis sağlayıcıları için ve bu hizmeti kullanan müşteriler için öncelikli tercih olmaya devam ediyor. Aynı zamanda günümüzde SaaS hizmeti alındığında veri güvenliğini sağlamak ve zorunlu regülasyonlara uyum noktasında, veri şifreleme özelliği sağlayan Trend Micro Secure Cloud ile entegre çözümü barındırıyor. Bu entegrasyon sayesinde SaaS hizmeti alan kurum yada kişiler kendi veri merkezlerinde sağladıkları veri güvenlik seviyesini kolayca sağlayabiliyorlar.

Deep Security, SaaS hizmeti olarak barındırılan yada kurumun, fiziksel ya da VMware sanallaştırma yapısında çalışan web tabanlı uygulamaların, güvenlik zafiyetlerini tarayan, dayanıklılık testi yapan ve bunları raporlayan Deep Security for WebApp ile de entegrasyon sağlıyor. Bu entegrasyon sayesinde, günümüzde yoğunlukta kullanılan web tabanlı uygulamalarında güvenlik risklerini ortaya çıkarmak ve bunların kapatılması için bütünleşik ve merkezi bir çözüm olarak sunuluyor.

Türkiye’nin ilk ve tek Hosting Festivali yapıldı!

0

Hosting sektörünün paydaşlarını bir araya getirerek bilgi paylaşımı yaratmayı hedefleyen etkinlik, ürettiği katma değerle Türkiye ekonomisine sağladığı katkı açısından büyük önem taşıyan hosting sektörünü gündeme taşıdı. Selçuk Saraç’ın moderasyonu altında yapılan etkinlikte sektörün sorunları, yasal mevzuatı,  dinamikleri, standartları ve geleceği uluslararası ölçekte karşılaştırmalarla birlikte masaya yatırıldı.

Alanında bir ilk

Selçuk Saraç şu açıklamaları yaptı:

“Sektörün büyük, orta ve küçük ölçekli şirketlerinden paydaşlar ve 100’ü aşkın hosting şirket yetkilisi olmak üzere 400’e yakın kişiyi Hosting Festivali’nde ağırladık. Etkileşimin son derece yüksek olduğu bir ortamda, hosting konusunda uzman isimlere merak edilen tüm soruların sorulabildiği bir etkinliğe imza attığımızı düşünüyorum. Bu yıl ilkini düzenlediğimiz Hosting Festivali önümüzdeki yıllarda daha da geniş bir katılımcı kitlesi ve uzman konuklarıyla hosting sektörünün geleceğine yönelik yol haritalarının oluşturulması rolünü üstlenecektir.”

Girişimciliğin doğası

0

Özellikle üniversite çağındaki gençler yurtdışındaki örneklerden aldıkları ilhamla birçok fikirle mezun oluyor okullarından. Tabii hayata geçecek fikir var, geçmeyecek fikir var.

Düşünsenize Facebook, Youtube, Google gibi bugün efsane halini almış markalar hep üniversite döneminde ve garajlarda olgunlaşmış fikirlerin hayata geçmesi aslında. Girişimcilik konusunun aslında iki ayağı var. Evet, sizin harika bir fikriniz olmalı bunu kimse inkâr edemez. Ancak bu fikre destek olacak melek yatırımcılar ya da kamu da bu alanda üç maymunu oynamamalı.

Köstek olmasınlar yeter

girisimci

Geçtiğimiz hafta tanıştığım ve bu yılın yıldızı olacağını düşündüğüm bir girişimci var. Konu KOSGEB ile ilgili olduğu için bu girişimin adını şimdilik gizli tutacağım. Bu arkadaşlar, yurtdışından gelerek oluşan bir ihtiyaç üzerine hayata geçirdikleri fikirleriyle şimdiden dev bir şirket olma yolunda ilerliyorlar. Bana projeyi anlattıkları toplantıda kamudan destek meselesini sorduğumda aldığım yanıt gerçekten çok ilginçti:

“Önce başvurmayı düşündük. Ancak biz zaten çok hızlı büyüyen bir yapıyız. Oturup oradan gelecek desteğin süresini hesapladık o süreyi beklemektense biz çalışarak o desteğin çok üzerinde bir gelir elde edeceğimizi görerek başvurudan vazgeçtik.”

İşte size girişimciye desteğin mini bir özeti. Tabii bu konu özel sektörde ya da melek yatırımcı tarafında böyle işlemiyor ve çok önemli yatırımcılar çok önemli ve başarılı projelere destek veriyor. Ancak küresel bir marka çıkaramadık diye hayıflanmak yerine küresel marka çıkaran ülkelerin girişimciler için ayırdıkları bütçelere bir bakma yeterli.

Çağrı merkezleri büyüyor

0

Çağrı merkezlerini biraraya getirmek amacıyla 2008 yılında kurulan Çağrı Merkezleri Derneği’nin yıllık toplantısı gerçekleştirildi. Bu yıl üçüncü kez bu etkinliğin düzenlediklerini belirten Çağrı Merkezleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tarakçı, yine bu yıl ilk defa etkinliğini içeriğini de değiştirdiklerini kaydetti.

Metin Tarakçı ile yaptığımız röportajı videomuzda izleyebilirsiniz.

Bulutun lideri melez yapılar olacak

0

Technavio tarafından gerçekleştirilen bir araştırmaya dayanılarak yayınlanan rapora göre; gelecek yıllarda bulut sektöründeki lider yapı melez (hibrit) yapılar olacak.

2013 yılında 21,8 milyar dolar pazar büyüklüğüne sahip olduğu tahmin edilen melez bulut pazarının 2018 yılında 79,12 milyar dolar büyüklüğe ulaşması bekleniyor.

Bulut dünyasında melez yapıların aldığı pazar payı büyüyecek, bu BT sektöründe faaliyet gösteren pek çok firma için güzel haber olabilir. Peki, bu gelişme diğer işletmeler için ne anlama geliyor? Ve neden melez bulut pazarı lider hale gelecek?

İşletmelerin giderek yaygınlaşan genel (public) bulut servislerine her geçen gün daha sıcak bakmakla birlikte bazı servislerini özel (private) bulut içinde değerlendirmeyi tercih etmelerinin iki önemli nedeni var; bunlardan birincisi veri gizliliğinin korunması ikincisi ise bu servislerin hâlâ genel bulut ortamına taşınmasının mümkün olmaması zira işletmelerin kendi kontrolleri altında kalmasına ihtiyaç devam ediyor.

Melez bulut yapısını büyüten bir diğer etken ise büyük organizasyonların merkezi BT sistemleri kurarken bunu alt firmalara ve iş ortaklarına birer servis olarak sunması. Ülkemizde bu yapının en önemli örneğini Borusan Otomotiv‘in SAP Hana sistemleri üzerine kurulu servislerini, VMware altyapısı ile melez bulut sistemi olarak kurgulamasında görmüştük.

Günün sonunda bilgi işlem yöneticilerinin ve uzmanlarının; “her şeyi taşırız dışarıya, kafamız rahat eder” şeklinde bir düşünceye girmesi doğru olmayacaktır. Bulut çözümlerini sadece dışarıdan alınan bir servis olarak görmek yerine şimdiden hibrit stratejiler geliştirmekte fayda görüyoruz.

Birleşik Krallık’tan, Türk şirketlere çağrı

0

Altı kategoride yapılacak yarışmada birinci olan şirketler, Birleşik Krallık’a seyahat hakkı kazanacak ve Birleşik Krallık’ta iş kurmak için danışmanlık hizmeti alacak. Birleşik Krallık Ticaret ve Yatırım Ajansı (UKTI) tarafından, Birleşik Krallık ile Türkiye arasındaki ticaret ve yatırımı desteklemek amacıyla yürütülen GREAT kampanyası kapsamında Türk teknoloji şirketleri, 20 Haziran’da Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosluğu’nda düzenlenen toplantıda biraraya geldi.

GREAT Teknoloji kampanyasının sponsoru Telecity’nin katkılarıyla ve Airties, Vodafone, Invest Turkey ve Monitize’ın  katılımlarıyla gerçekleştirilen toplantıda ayrıca Türkiye’deki genç teknoloji şirketleri arasında düzenlenecek ‘GREAT Startup’ yarışmasının da duyurusu yapıldı. Yarışmaya www.gov.uk/great-startup-turkey internet sayfasından başvuru yapılıyor.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosu ve Ticaret ve Yatırım  Ajansı Orta Asya, Güney Kafkaslar ve Türkiye Genel Direktörü Leigh Turner, Türkiye’de Bilişim ve İletişim Teknolojileri alanında uluslararası ölçekte büyümeyi hedefleyen çok sayıda teknoloji şirketi bulunduğunu belirterek Birleşik Krallık’ın dünyanın en büyük ve en yenilikçi Bilişim ve İletişim Teknolojileri pazarlarından biri olduğunu ifade etti.

Leigh Turner_2_Turner şunları söyledi. “Bilişim ve İletişim Teknolojileri (BT) sektöründe dünya lideri olan Birleşik Krallık, bu alanda devletin sağladığı destek ile Avrupa ülkeleri arasında yatırımcılara en cazip iş ortamlarından birini sunuyor. Birleşik Krallık’ın 58 milyar sterlin büyüklüğündeki BT sektörü yılda 930 milyon Sterlin tutarında AR-GE yatırımı çekiyor. Aralarında Microsoft, IBM, HP, Google, Facebook ve Intel’in de bulunduğu 100 bin BT şirketine ev sahipliği yapıyoruz.”

Birleşik Krallık Hükümeti’nin, GREAT kampanyasıyla Türkiye ile daha güçlü ticari bağlar oluşturmayı hedeflediğini de kaydeden Turner ‘Bilişim ve İletişim Teknolojileri de bu kampanyanın odaklandığı kilit alanlardan birisi. Birleşik Krallık, sunduğu büyük devlet desteği, düşük vergi, yetenekli işgücü ve sorunsuz iş yapma ortamı özellikleriyle, Avrupa’nın en çok yabancı yatırım çeken ülkesi. Bu çerçevede Türk teknoloji şirketlerinin dünyaya açılma yolundaki yatırımları için de önde gelen seçenek durumunda’ dedi.

Türk teknoloji şirketleri arasında yarışma düzenleniyor

UKTI ve Birleşik Krallık İstanbul Başkonsolosluğu GREAT kampanyasının teknoloji ayağında, bir de ödüllü yarışma düzenleyecek. www.gov.uk/great-startup-turkey internet sayfasından başvuru yapılan yarışmaya Türkiye’nin genç teknoloji girişimcilerini hedefleyen ve ‘GREAT Startup’ yarışmasına Türkiye’de yaşayan, en az bir yıl önce kurulmuş şirketinde ana hissedarlardan biri olan, 40 yaşını geçmemiş bütün girişimciler başvurabilecek. ‘GREAT Teknoloji Ödülü’, ‘Kadın Teknoloji Girişimcisi’, ‘Üniversiteli Genç Girişimci’, ‘Anadolu’dan Teknoloji Girişimcisi’, ‘Sosyal Teknoloji Girişimcisi’ ve ‘Jüri Özel Ödülü’ olmak üzere 6 farklı kategoride ödül dağıtılacak olan yarışmanın jurisi şu isimlerden oluşuyor.

Gartner’dan CRM etkinliği

0

Etkinlik kapsamında Gartner Research Araştırma Direktörü Jim Davies ile gerçekleştirdiğimiz röportajı videomuzdan izleyebilirsiniz.