ABD veri hırsızlığı ile gündemde
Google Play Music hizmeti için sona gelindi
Google Play Music hizmeti neden sonlandı?
Son yıllarda müzik sektöründe dijital hizmet sunan platformlar arasında kıyasıya bir rekabet bulunuyor. Sürekli olarak bu sektöre yeni hizmet sağlayıcılar ve yeni uygulamalar katılırken, bazıları da siliniyor. Google, bu konuda aldığı radikal karar ile gündeme geldi. YouTube Music’in piyasaya çıkmasıyla birlikte, yine Google’ın sahibi olduğu Google Play Music artık anlamını yitirmişti. Google bu durumda uygulamanın boş kalması yerine, net bir şekilde kapatma kararı aldı. İlk olarak Avustralya ve Yeni Zelanda’da Eylül itibariyle Google Play Music sonlanmış olacak .Ekim ayı itibariyle ise hizmet tüm dünyada sonlanmış olacak. Hizmetin sonlanmasıyla birlikte sadece uygulamada değil, web üzerinden de hizmet verilmeyecek. Bununla birlikte Google Play Music’le çalışan tüm bağlı uygulamalar için de hizmet sonlanmış olacak. Hizmetin kapanışı konusunda net tarihler verilmemiş olsa da Google, artık müzik satın alma hizmeti vermeyecek. Ancak diğer platformlardan satın alınan müzikler YouTube Music’e yüklenebilecek.Zoom optimizasyon çalışmalarına devam ediyor
Zoom optimizasyon çalışmalarıyla ön planda
Salgın döneminde en hızlı büyüme gösteren platformlardan biri olan Zoom, güvenlik açıkları ile gündemden düşmemekteydi. Ancak Zoom hem güvenliği hem de kullanıcı deneyimini artıracak yenilikler sunmaya devam ediyor. Zoom tarafından yapılan yeni optimizasyonlarla artık daha iyi bir görüntülü görüşme deneyimi sunuluyor. Yeni parlaklık optimizasyonu ile kullanıcılar kamera karşısında ten parlaklığını ayarlayabiliyor ve daha iyi görünebiliyor. Bir diğer optimizasyonla çeşitli renk filtreleri, korsan bandı, uzay kaskı gibi filtreler kullanılabiliyor. Sanal arka plan menüsünde yer alan bu filtreler, kullanıcıların daha eğlenceli bir görüntülü görüşme yapmasını sağlıyor. Daha verimli ve akıcı bir görüşme için arka plan gürültüsü konusunda da iyileştirmeler yapıldı. Farklı seviyelerde ayarlanan kullanıcılara sunulan bu özellikle, kullanıcılar arka plan gürültüsünü engelleyebiliyor.Pentagon askeri personele DNA testlerini yasakladı
ABD’de DNA testi yapan özel hastanelerin ve startup’ların hızla artması ve bu testlerin hızla uculaması, halk arasında yeni bir moda yaratı.
DNA testi furyası güvenlik riski oluşturuyor
Hem olası hastalıklarını teşhis etmek isteyenler hem de aile bağlarını kontrol etmek isteyenler, yoğun olarak DNA testi yaptırıyor.
Ancak bunun ulusal güvenlik riski oluşturduğunu dğüşünen Pentagon, kendine bağlı askeri ve sivil personelin özel şirketlerde DNA testi yapmasını yasakladı.
Personelin olası hastalıkları veya aile bağları hakkındaki sırların özel şirketlerin eline geçmesini ve bununda yabancı istihbarat kurumları tarafından şantaj amacıyla kullanılabilecek olması, ABD güvenlik şeflerini endişelendiriyor.
Japonya dünyanın en hızlı trenini test ediyor
Elon Musk’ın Hyperloop trenlerinin kendini ispatlayıp kullanıma girmesine hala vakit var. Ancak bu sırada dünya tren teknolojisini geliştirmeye devam ediyor.
Saatte 400 km yol gidecek
Japonya şimdi, dünyanın en hızlısı olacak yeni trenini test ediyor. Saatte 400 km hıza ulaşacak olan Shinkansen ALFA-X isimli tren sayesinde Japonya’da şehirler arasında ulaşım süresi çok düşecek.
2030 yılında hizmete girmesi beklenen tren içinse yeni ray sistemlerinin döşenmesi ve alt yapı çalışması yapılması gerekiyor.
Treni geliştiren firmalar ise Japon Kawasaki ile Hitachi. Öte yandan Japonya, süper hızlı tren içi 2030’a kadar beklemeyecek. Çalışmaları bitmek üzere olan Shinkansen N700S isimli tren 2020 yılında hizmetere girecek ve saatte 300 km hızla hizmet verecek.
Kanada’da her yerde bedava internet dönemi başladı
https://www.techinside.com/kanada-intihara-karsi-yapay-zeka-gelistiriyor/Kanada, en büyük şehirlerinden biri olan Vancouver’da dünyanın en büyük bedava Wi-Fi ağını hizmete soktu.
600 noktada ücretsiz hızlı internet
#VanWiFi adını alan bedava halk interneti ülkenin önemli telekomünikasyon servislerinden Shkaw Communications ile ortak olarak hayata geçirildi ve şehirdeki en önemli 600 mekanda halka ücretsiz kablosuz internet sunulmaya başlandı. Bu mekanlardan 550’si şu anda aktif olarak hizmet vermeye başladı, kalan 50’sinin ise yakında devreye girmesi bekleniyor.
Kullanıcılara 10 mbps bağlantı hızı sağlayan bedava ağda veri limiti de bulunmuyor. Ayrıca ağa bağlanmak için kişisel bilgileri de girmek gerekmiyor. Yani sadece telefonu, bilgisayarı açıp bağlan tuşuna basmak yeterli.
Kablosuz bağlantılar, parklar, avm’ler, otobüs, tren durakları, kamu binaları, sosyal alanlar gibi yoğun olarak kullanılan noktaları kapsıyor. Kanada Vancouver’dan sonra ülkenin diğer şehirlerini de bu hizmetle buluşturmayı planlıyor.
Qualcomm Huawei’ye işlemci satmak istiyor ama…
Huawei telefon üretebilmek için işlemci arıyor
Huawei, yeni işlemci bulamazsa, telefon üretemeyeceğini açıkladı. Bunun üzerine Qualcomm, başka üreticilerin Huawei’ye işlemci satacağını ve ABD’li şirketlerin bu pazarda avantajı kaybedeceğini savunarak Huawei’ye işlemci satışı için izin istedi. Daha önce ABD’li Intel, Micron ve Xilinx şirketleri Huawei’ye ürün ve hizmet satmak için izin almayı başarmıştı. Dolayısıyla, Qualcomm’un da izin alması yüksek ihtimal görünüyor.Toshiba laptop işinden çıktı
Artık Toshiba laptopları yok
Toshiba’nın laptop üretimini ise yine Japon teknoloji devi olan Sharp satın aldı. Sharp Toshiba alt yapısı üzerinden laptopları üretmeye devam edecek. Toshiba’nın, Dynabook laptop markasında kalan son %19.9 oranındaki hissesini de sessizce Sharp sattığı anlaşıldı. Bu satışın önemi ise Toshiba’nın artık laptop üretmeyecek olmasından kaynaklanıyor zira Toshiba dünyada laptop üreten ilk firmalardan biriydi. 1985’ten bir laptop üreten firmanın pazardan çıkması sektördeki oyuncuların kökünden değiştiğinin işareti kabul ediliyor.Doordash’ta 5 milyon kullanıcının verileri sızdı
Yemek sipariş servisi Doordash, 4.9 milyon kullanıcısının e-mail ve fiziksel adresleriyle beraber telefon numaralarının hacker’ların eline geçtiğini duyurdu.
Hacker’ları kimse durduramıyor
Firmaya göre, 4 Mayıs 2019 gününde hacker’ların sisteme sızdılar ve firmanın 4.9 milyon kullanıcısının verilerine ulaştılar.
Ulaşılan veriler arasında, yemekleri servis eden 100 bin şoförün ve şirketle anlaşmalı kuruluşların verileri de yer alıyor.
Öte yandan bu hacker saldırısı DoorDash’a daha pahalıya patlayabilir zira ABD’de savcılar, müşterilerinin kişisel verilerini korumakta zaafiyet gösteren firmalara karşı yasal yaptırımlar uygulamaya kararlılar.
Google’ın Quantum bilgisayarı ne durumda?
Google’dan sızan bazı belgeler, Quantum bilgisayar çalışmalarının, dünyada çok büyük bir değişim yaratacak seviyeye geldiğini gösteriyor.
10 bin yıllık problemi çözdü
Google’ın NASA ile ortak geliştirdiği Quantum bilgisayarı Sycamore’un, Quantum Supremacy ismi verilen, ve bugünkü bilgisayarlarla çözülmesi imkansız görünen bir problemi çözdüğü dile getiriliyor.
Dünyanın en güçlü süperbilgisayarı ile ancak 10 bin senede çözülebileceği tahmin edilen problemi, Sycamore’un sadece 3.5 dakikada çözdüğü de vurgulanıyor.
Öte yandan konu hakkında henüz kesin bir açıklama yok ve bu tür bir teknolojinin resmen kabul edilmeden önce uzun süre gizlice kullanılmak isteneceği de biliniyor.
Yani Google’ın Quantum bilgisayar teknolojisindeki olası gelişmeleri dünyaya henüz açıklaması da beklenmiyor. Ancak rakip çalışmaların ortaya çıkması veya ticari ürünlere dönüşme ihtimali karşısında, Quantum bilgisayar teknolojilerinin medyaya tanıtılması ihtimali bulunuyor.
Apple, biyometrik araç kilidi geliştiriyor
Günün birinde aracımıza sadece bakarak kilidini açıp içine girebiliriz zira teknoloji devleri otomobiller için biyometrik kilit sistemleri geliştirmek için yarışıyorlar.
Parmak izi ile kapı aç
Hyundai önümüzdeki sene, parmak izi ile kapısı açılacak ve motoru çalıştırılacak ilk otomobil modelini üretmeye hazırlanırken telefonlarında biyometrik kilit sistemleri kullanan ve bu konuda önemli deneyimler kazanan Apple de bu birikimini otomobil üreticilerine satmayı planlıyor.
Apple’ın yeni adlığı System and Method for Vehicle Authorization isimli patent ile ortaya çıkan çalışmaların, parmak izi, avuç içi damar haritası ve hatta göz taraması ile araçların kilidini açmaya yönelik teknolojileri kapsayacağı düşünülüyor.
Ayrıca, bu yeni sistemle, aracın kilidini açan kullanıcının kimliğine göre, araçtaki kişiselleştirilmiş ayarların da değişmesi mümkün olacak. ayna ayarları, koltuk ayarları, müzik/radyo tercihleri aracı aileden hangi birey kullanıyorsa, ona göre ayarlanacak.
Google, enerji depolama işine giriyor
Temiz enerji konusundaki en önemli problem, üretilen temiz enerjiyi depolayacak sistemlerin yetersizliği. Tesla bu konuda en gelişmiş sistemleri sunuyor ve Li-ion tabanlı pillerle, güneş enerjisinden veya rüzgar enerjisinden elde edilen enerjiyi depolayarak, enerji üretiminin daha düşük olduğu zamanlarda kullanımını sağlıyor. Ancak Li-ion pillerin kapasitesi ve ömrü, çoğu zaman yeterli olmuyor.
Google’ın çatı şirketi Alphabet şimdi enerji depolama çözümleri üretmeye hazırlanıyor. 2024 yılında 40 milyar dolarlık yatırım alması beklenen bu alanda varlık göstermek isteyen Alphabet, sürücüsüz araç teknolojilerini de geliştiren X Laboratuvarları’nda, yeni bir pil teknolojisi geliştirmeye çalışıyor.
Alphabet’in bu konudaki çözümü ise tuz. Tuzla doldurulmuş pillerin soğutucu sıvı ile ısısının alınması üzerine kurulu sistem sayesinde güneş panellerinden veya rüzgar tirbünlerinden gelen enerji verimli bir şekilde depolanırken depolama tesislerinin hem maliyeti düşmüş hem de ömrü uzamış olacak. Ayrıca depolama kapasitesi de artacak.
Bloomberg New Energy Finance raporuna göre, 2017’de sadece 70 megawatt enerji depolanabilecek. 7 yıl içinde toplam depolama kapasitesi ise 45 Gigawatt’a ulaşacak. Ancak dünyanın temiz enerjiyi etkin şekilde kullanabilmesi ve kirli elektrik kaynaklarını terk edebilmesi için TWh’lar boyutunda depolama kapasitesi gerekiyor. Bu da enerji depolama pazarının büyümek için önemli fırsatlar barındırdığını gösteriyor. Alphabet’in de bu alanı Tesla’ya bırakmak istemediği anlaşılıyor.
Avrupa gümrüklerine yapay zeka kontrolü geliyor
Gümrük kapılarındaki görevli memurların işi kolay değil. Sorularıyla turistlerin “gerçek” amacını anlamaya çalışan gümrük memurlarının “yalan beyanı” yakalaması da kolay olmuyor.
Kim yalan söylüyor?
Ancak Avrupa Birliği şimdi yalancı yolcuları yakalamak için yeni bir yöntemi deneyecek. Gümrük kapılarına, ziyaretçilerin yüz hareketlerini ve sesini kontrol eden bir yapay zeka sensörü yerleştirecek olan AB, böylece turistlerin/yolcuların yalanlarını yapay zeka ile yakalamayı ve gümrük memurlarının işini kolaylaştırmayı umuyor.
iBorderCtrl ismi verilen yapay zeka sisteminin ilk aşamada Yunanistan, Macaristan ve Litvanya’daki gümrüklerde denenmeye başlaması planlanıyor.
Facebook yöneticileri muhafazakar sayfaları koruyor mu?
Demokratlar Facebook’a ateş kusacak
Facebook için, sayfaları veya paylaşımları sahte haberlere karşı kontrol eden üçüncü parti şirketlerin aldığı kararları bozarak, muhafazakar sayfalarda yayınlanan içerikleri tekrar yayına aldıkları dile getiriliyor. Sahte haber kontrolü yapan şirketler, çok fazla takip alan, çok fazla paylaşılan içerikleri ve sayfaları kontrol ederek doğrululuk teyiti yapıyor. Eğer sahte haberle karşılaşırlarsa, bunu engelliyorlar. Engellenen sayfalar ve içerikler reklam alamıyor veya diğer kullanıcılara görünmeleri zorlaşıyor. Ancak bu içeriklerin sahibi olan muhafazakar sayfaların Facebook yöneticilerin itiraz etmesi sonucunda, içeriklerin tekrar yayına alındığı anlaşılıyor. Facebook’tan sızan bilgilere göreyse bunun muhafazkar kesim içinde ağır tepkiler almamak, Trump yönetimini kızdırmamak ve “yasakçı” bir servis görüntüsü vererek PR kaybı yaşamamak için yapıldığı, Facebook yöneticilerinin bu konuda kendi aralarında yoğun olarak yazıştığı da ortaya çıkmış durumda.ABD Uzay Kuvvetleri yeni logosunu yayınladı
Daima Yukarıda
Yeni logo ABD Hava Kuvvetleri’nde 1961’den beri kullanılan, delta sembolü üzerine kurulu. Latince Semper Supra / Daima yukarıda anlamına gelen delta sembolünün ortasında ise kuzey yıldızı imajı yer alıyor. Uzay Kuvvetleri ABD’nin uzaya erişmek ve uzayda askeri operasyonlar yapmak için daha fazla bütçe ayırması ve yeni icatlar geliştirmesi anlamına da gelecek. Bunun da önümüzdeki 10-20 senelik süreçte, günlük yaşama da girecek farklı ticari ürün ve hizmetlerin geliştirilmesine katkı yapması da bekleniyor. Örneğin, yörüngeye çıkarak şehirler arası yolculuk yapmak gibi sivil hizmetler veya uydulardan çok daha hızlı ve pratik internet bağlantısı almak ya da uydular üzerinden daha net ve hatta anında görüntü elde edebilmek gibi hizmetlerin ticarileşmesi bekleniyor.Tofaş ve Vodafone kolları sıvadı: Otomotiv sektöründe dijital dönüşüm
Facebook evden çalışma sistemini uzatıyor
Tofaş ve Vodafone Endüstri 4.0 ile dijital dönüşüm için yola çıktı
Sanayi ile teknolojiyi birleştiren Endüstri 4.0, düşük maliyetli ve performansı yüksek olan güvenli donanımların üretilmesini hedefliyor. Cihazları birbirine bağlayan cihaz tabanlı bağlantı teknolojisi de (IoT) bilgi alışverişinin entegrasyon sistemleri, sensörler ve işlemciler aracılığıyla yapılmasını sağlıyor. Akıllı fabrikaların sayısını artıran Endüstri 4.0, robotların veri analizleri eşliğinde üretim yapacağını öngörüyor. Yılda 450 bin adet araç üretebilecek kadar büyük bir fabrikaya sahip olan Tofaş, Bursa’daki iş yerinde Vodafone Business’a ait olan “Özelleştirilmiş Mobil Şebeke” teknolojisinden yararlanacak.

Lamborghini kendini tamir eden otomobil üretecek
İtalyan spor otomobil üreticisi Lamborghini, son derece pahalı spor otomobillerin kendilerini zaman içinde yıpratmasının önüne geçecek devrimsel bir teknolojiyi uygulamaya almaya hazırlanıyor.
Etek altı boyalı otomobil dönemi bitiyor
Daha önce cep telefonlarında gördüğümüz, yüzeyin üzerindeki çizikleri onaran nanotüpleri otomobil kaportasında kullanmaya hazırlanan İtalyan otomobil üreticisi böylece aracın kaportasında oluşan çatlakları ve çiziklerin kendi kendine tamir edilip kapanmasını sağlayacak. Bir diğer deyişle, bu otomobili çizmek, kırmak mümkün olmayacak.
ABD’nin dev bilim kuruluşu Massachusetts Institute of Technology (MIT) ile ortak geliştirilecek olan süper otomobil, bu sayede gerekli teknolojinin geliştirilmesi için yapılacak harcamayı karşılayabilecek bir fiyatla piyasaya sürülebilecek. Ancak asıl önemli nokta, söz konusu teknolojinin hayata geçmesinin ardından maliyetinin düşürülmesiyle normal otomobillerde de kullanılması mümkün olacak. Böylece önümüzdeki on yıl içinde trafikteki otomobiller, sağa sola sürtünmesi nedeniyle oluşan çiziklerden kendi kendine kurtulabilecekler.