Audi şehirle konuşmaya başladı
Akıllı şehirlerin en önemli özelliklerinden olan, şehirdeki araçların şehir alt yapısı ile iletişim kurma yeteneği, ilk defa hayata geçti.
Audi’nin geliştirdiği vehicle-to-infrastructure (V2I) sistemi, bazı Audi modellerinin artık Los Angeles’ta trafik ışıkları ile iletişim kurmasına izin veriyor.
LG Electronics’in yeni global CEO’su belli oldu
LG Electronics (LG) tarafından yapılan açıklamada organizasyonun temel kararlarından sorumlu üç Temsilci Direktöründen biri olan LG Beyaz Eşya ve İklimlendirme Çözümleri Şirketi Başkanı Seong-jin Jo’nun tüm şirketin genel CEO’su olarak görevlendirildiği belirtildi. Seong-jin Jo’nun sorumluk alanı Beyaz Eşya ve İklimlendirme Çözümleri, Mobil İletişim, Ev Eğlence ve Otomotiv Malzemeleri Bölümleri de dahil olmak üzere LG Electronics’in tüm iş birimlerini ve dünya çapındaki 120’den fazla operasyonunun denetimini de kapsayacak.
LG’de geçen 40 yıl
60 yaşında olan Seong-jin Jo, Goldstar’a 1976’da katıldı ve 1980’de LG’nin ilk otomatik çamaşır makinesini geliştiren ekibin üyesi oldu. 2015 yılında Beyaz Eşya ve İklimlendirme Çözümleri Şirket Başkanı olmadan önce yine aynı bölümde Çamaşır Makineleri Bölüm Yöneticisi olarak çalıştı. Seong-jin Jo, 2007 yılında yeni teknolojiler ve Kore sanayisinin geliştirilmesine yaptığı değerli katkılarından dolayı Kore Hükümeti tarafından ‘Bronz Tower Nişanı’na (Bronze Tower Order of Industrial Service Merit) layık görüldü. Ayrıca LG SIGNATURE markasının ve ankastre kategorisinde yer alan Signature Kitchen Suite’in tanıtımıyla birlikte LG’nin premium cihazlara geçişinde; Nesnelerin İnterneti, Akıllı Ev (Smart Home) gibi geleceğin teknolojilerinin temellerinin atılmasında Seong-jin Jo’nun oldukça önemli katkıları oldu. LG Yönetim Kurulu aldığı bir başka kararla, halihazırda Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) Bölgesi’nin yöneticisi ve LG Rusya’nın Başkanı olan Dae-hyun Song’u (58) Beyaz Eşya ve İklimlendirme Çözümleri Bölümünün Başkanı ve CEO’su olarak atadı. LG Electronics’te 33 yıllık deneyimi olan Dae-hyun Song, klima, buzdolabı ve pişirme ürün grubu da dahil olmak üzere Beyaz Eşya ve İklimlendirme Çözümleri Bölümü’nde birçok ana ürün grubuyla ilgili operasyonlarda görev aldı. 2012 yılından bu yana LG Rusya ve BDT Bölgesi Başkanı olarak görev alan Dae-hyun Song, ekonomik açıdan zorlu bir dönemde olmasına karşın bölgedeki LG operasyonlarını başarıyla yönetti. Seong-jin Jo ve Dae-hyun Song’un görevlendirmelerinin yanında beş yeni İdari Başkan Yardımcısının ataması da gerçekleştirildi. Ayrıca 13 yeni yönetici Kıdemli Başkan Yardımcısı, 38 yetkili ise Başkan Yardımcısı pozisyonlarına atandı. Yeni görevlendirmeler 1 Aralık 2016 tarihi, terfiler ise 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren hissedarlarla yapılacak genel kurul toplantısının ardından yürürlükte olacak.VW otonom araçlar için paylaşım uygulaması kurdu
Otonom sürüş teknolojisinin, otomotiv endüstrisini kökünden değiştireceğini sık sık söyledik.
Bu değişimin en büyük bileşeni, otomobil satışlarında görülecek. Otonom araçlar artık sürücüsüz olarak kiralanabileceği için, büyük şehirlerde yaşayan ve trafik sıkışıklığından, park alanı sorunundan, yakıt masrafından, otomobil sahip olma maliyetleri ve vergilerinden, bakım maliyetlerinden rahatsız olan kitlelerin otomobil satın almaktan vazgeçerek, otomobil ihtiyaçlarını otonom araç kiralayarak gidermeleri bekleniyor.
Bu da otomobil firmalarının satışlarında büyük bir düşüş anlamına geliyor. Firmalar ise bu handikabı aşabilmek için, kendi araç paylaşım uygulamalarına sahip olarak, şehirli kullanıcıların otonom araç paylaşımına/kiralamasına aktaracağı bütçeyi kendi kasasına yönlendirmek istiyor.
Otonom araç kiralama servisi Moia
VW şimdi bu alanda ilk adımını attı. Otonom araç kiralamak/paylaşmak üzerine kurgulanan araç paylaşım uygulaması Moia’yı tanıtan VW, yakın gelecekte bu uygulama üzerinden önemli boyutlarda gelir elde etmeyi umuyor. Moia aynı zamanda, Uber, Lyft gibi halihazırda pazarda yerlerini kapmış olan araç paylaşım uygulamalarıyla da rekabet edecek. Uygulama aynı zamanda, VW marka otonom araçlarla seyahat etmek isteyen kullanıcıların da ilk adresi olacak. VW, 2025 yılına kadar otonom araçları yollara çıkarmayı ve Moia’yı da pazarda lider konuma yükseltmeyi umuyor ancak bu alanda özellikle Uber ile büyük rekabet yaşaması kaçınılmaz. Uber şimdiden Volvo markalı otonom araçlarla, test uygulaması gerçekleştiriyor ve otonom araç çağırarak teste katılan müşterilerini ücretsiz olarak gidecekleri yere bırakıyor.IBM siber güvenliğe 200 Milyon dolar yatırım yapıyor
IBM Security, bu yıl yapılan 200 milyon dolarlık yatırım kapsamında yeni tesisler, hizmetler ve yazılımlar dâhil olmak üzere olaylara müdahale yeteneklerinin önemli ölçüde artırıldığını duyurdu.
Bu yatırımlar arasında, Massachusetts’in Cambridge şehrinde kurulan ve katılımcıların canlı kötü niyetli yazılımlar ve gerçek dünya senaryoları kullanarak siber saldırılara karşı hazırlanmayı ve bu saldırılara müdahale etmeyi tecrübe ettiği, sektörün ilk ticari sektöre yönelik Siber Simülatörü içeren yeni Küresel Güvenlik Genel Merkezi de yer alıyor.
IBM ayrıca, şu anda ayda 1 trilyondan fazla güvenlik olayını işlemekte olan küresel IBM X-Force Komuta Merkezleri ağının yeteneklerini ve kapasitesini artırıyor. Bu güvenlik operasyonları merkezlerinde, sohbet oturumları ve veri sağlama için Watson ve siber güvenlik olaylarının hızla ele alınmasına yönelik Watson for Cybersecurity gibi kognitif teknolojileri kullanacak olan 1.400 güvenlik profesyoneli görev yapıyor.
IBM, yapılan duyuru kapsamında, IBM X-Force Olaylara Müdahale ve İstihbarat Hizmetleri (IRIS) adı verilen yeni bir olaylara müdahale ve istihbarat danışmanlığı ekibi de kurduğunu açıkladı. IBM’in yatırımları aynı zamanda, olaylara müdahale alanındaki öncü şirketlerden biri olan Resilient Systems firmasının bu yılın başlarında satın alınmasını da kapsıyor.
Ponemon Enstitüsü’nün IBM sponsorluğunda gerçekleştirdiği ve yine aynı gün duyurulan Siber Dayanıklılık konulu yeni bir araştırma, ankete katılan BT ve güvenlik profesyonelleri arasında kuruluşlarının tüm organizasyon çapında uygulanan modern bir olaylara müdahale planına sahip olmadığını belirtenlerin oranının yüzde 75 olduğunu ortaya koyuyor. Bu planlama ve koordinasyon eksikliği, bir olaya hızla müdahale edilmesini ve maliyetlerinin kontrol altında tutulmasını zorlaştırabiliyor. Örnek olarak ise 2018 yılında, İngiltere’de bulunan kuruluşların veri ihlallerini 72 saat içerisinde düzenleyici kurumlara bildirmesi gerekeceği ve bunu yapmayanların küresel ölçekteki yıllık cirolarının yüzde 4’üne kadar ulaşan oranlarda cezalarla karşı karşıya kalacağı veriliyor.
IBM Security Genel Müdürü Marc van Zadelhoff, “Müdahale etmeye hazır olmak, bir siber güvenlik olayının krize dönüşmesinin önlenmesinde ilk savunma hattını oluşturuyor,” şeklinde açıklıyor. “Şirketlerin siber saldırılara gereken şekilde hazırlanmak – ve müdahale etmek – için güvenlik istihbaratını, teknik becerileri, hukuki hassasiyeti ve yasal düzenlemelere ilişkin anlayışı kapsayan stratejik bir bileşimi kapsamlı bir eylem planıyla birleştiren, tüm işlevlerin katıldığı ekipler oluşturması gerekiyor. Yatırımlarımız sayesinde, IBM’i müşterilerin giderek artan siber suçlara karşı birinci sınıf yetenekler geliştirmelerini sağlayacak kapsamlı bir siber güvenlik bağışıklık sistemiyle sektörde benzersiz bir konuma getirdik.”
IBM X-Force Komuta Merkezleri ve Yeni Siber Simülatör
IBM Security’nin Cambridge’deki yeni genel merkezi 75 Binney Street’te bulunuyor ve geçmişte yalnızca kamu sektörünün sahip olduğu yetenekleri ve deneyimleri bir araya getiren tam işlevsel bir “Siber Simülatör” içeriyor. IBM’in yeni X-Force Komuta Merkezi Cambridge Siber Simülatörü, çok geniş bir tehdit yelpazesine gereken şekilde hazırlanma, müdahale etme ve bunları yönetme konusunda eğitilmeleri için insanların siber saldırı simülasyonlarının içerisine girmesini sağlıyor. Üst Düzey Bilgi Güvenliği Yöneticileri ve bu kişilerin güvenlik ekipleri ile aynı zamanda diğer üst düzey yönetim/iş kolu üyeleri, yönetim kurulu üyeleri, öğrenciler ve diğer kişiler gibi güvenlik uzmanlığına sahip olmayan kişiler bu deneyimden yararlanabiliyor. IBM’in Siber Simülatöründe canlı kötü niyetli yazılımlar, fidye yazılımları ve gerçekçi siber saldırı deneyimleri sunulması için karanlık ağdan alınan diğer gerçek dünya bilgisayar korsanı araçları kullanılıyor. Tesis, hayali bir şirketin saldırı simülasyonları için kullanılan ve bir petabayt boyutunda bilgiyi, 3.000’den fazla kullanıcıyı ve İnternet’in bir simülasyon sürümünü içeren fiziksel olarak ayrıştırılmış ağını içeriyor. IBM, Siber Simülatör deneyimi kapsamında, müşterilerin siber saldırıları tecrübe etmesine, bu saldırılara karşı kendisini savunmasına ve saldırıları devre dışı bırakmasına yardımcı olacak gerçek dünya senaryoları tasarlıyor. Bu senaryolar aynı zamanda, kuruluşların ülkeden ülkeye ve eyaletten eyalete değişen yasal düzenleme gereksinimlerinin karşılanmasından müşterilere, iş ortaklarına, medyaya ve tedarik zincirine bildirimlerin gönderilmesine ve yönetime kadar bir olayın ardından hızla müdahale edilmesi için gerekli olan adımlar konusunda eğitilmesine yardımcı oluyor. IBM ayrıca, 15 yıldır işletmekte olduğu ve tamamen yenilenen bir güvenlik operasyonları merkezi olan IBM X-Force Atlanta Komuta Merkezi’ni açtığını da bu duyuru kapsamında kamuoyu ile paylaşıyor. Kapasitesi yüzde 75 oranında artırılan tesiste şu anda her gün 35 milyardan fazla güvenlik olayı işleniyor. IBM X-Force Atlanta Komuta Merkezi, şirketin 133 ülkedeki 4.500 müşterisinin korunmasına yardımcı olan Güvenlik Operasyonu Merkezleri ağı için bir genel merkez olarak hizmet veriyor. Güvenlik operasyonu merkezleri, IBM X-Force Tehdit İstihbaratını kullanarak, 100 milyondan fazla web sayfasının ve görüntünün analizinden elde edilen öngörülerden yararlanarak ve izlenen 270 milyon uç noktasından veri toplayarak her gün 200.000 yeni tehdit istihbaratı sağlıyor. IBM ayrıca, daha önce modernize edilen Kosta Rika ve Tokyo’daki IBM merkezlerinin desteği ile Bangalore ve Polonya’daki IBM X-Force Komuta Merkezleri için güvenlik olaylarını ve istihbaratı işleme kapasitesini artırıyor ve müşterileri için ölçeklenebilen küresel bir savunma ağı oluşturuyor.Yeni IBM X-Force IRIS Ekibi
IBM ayrıca, IBM X-Force IRIS adı verilen yeni bir olaylara müdahale ve istihbarat danışmanlığı ekibi oluşturuyor. Küresel Lider Wendi Whitmore yönetimindeki IBM X-Force IRIS ekibi, dünyanın farklı yerlerinde bulunan, olaylara müdahale ve tehdit istihbaratı konularında köklü uzmanlığa sahip 100’den fazla üst düzey siber güvenlik danışmanından oluşuyor. Whitmore, IBM X-Force IRIS ekibini son on yılda gerçekleşen en büyük siber güvenlik ihlallerinin çoğunda müdahaleye liderlik etmiş olanlar dahil olmak üzere geniş bir deneyim yelpazesine sahip güvenlik danışmanlarını bir araya getirerek oluşturdu. Müdahale deneyimleri perakendecilik sektöründen siyasete ve uluslararası bankacılık ağlarına kadar uzanıyor. Yeni ekibin büyük bölümü, halen kullanmakta oldukları istihbarat toplama ve analiz yeteneklerini kazanmış oldukları federal emniyet ve istihbarat kurumlarının eski güvenlik uzmanlarından oluşuyor. IBM X-Force IRIS ekibi, Şubat ayında duyurulan hizmetleri geliştirerek IBM’in olaylara müdahale yeteneklerini daha da artırıyor. Yeni danışmanlık yetenekleri, IBM X-Force istihbarat hizmetlerinin de dahil edilmesiyle, müşterilerin kendilerini siber saldırılara karşı korumak ve saldırıların etkilerini daha hızlı ve kesin biçimde ortadan kaldırmak için siber saldırıların nerede ve nasıl gerçekleştirildiğini anlamalarına yardımcı olacak. Hazırlığa ve planlamaya odaklanan IBM X-Force IRIS uygulaması, müşterilerin ortamlarını test etmelerine, saldırı senaryoları gerçekleştirmelerine ve daha fazla güvenlik gerektiren ve dayanıklılığın sürdürülmesi açısından kritik önem taşıyan temel iş sistemlerini ve süreçlerini belirlemelerine yardımcı oluyor. IBM X-Force IRIS, proaktif planlamaya verdiği önemle, müşterilerin müdahalenin maliyetlerini ve komplikasyonlarını azaltmasına yardımcı olabiliyor ve bu da bir olayın daha kısa sürede kontrol altına alınmasını sağlayabiliyor. IBM X-Force IRIS’in yetenekleri arasında: – Sorunlara müdahale için proaktif planlama ve hazırlık eğitimi – Olay benzetimi ve Kırmızı Takım / Mavi Takım dahil olmak üzere masaüstü egzersizleri – Kontrol altına alma, düzeltme ve tehdit istihbaratı için eşzamanlı bir yaklaşım – Adli analiz – Tehdit İstihbaratı analizi yer alıyor.Mastercard için yapay zeka koruması
Mastercard, mağaza içi veya online alışverişlerdeki bir ödeme işleminin sahte olup olmadığına yönelik kapsamlı karar verebilmeyi sağlayan ve dolandırıcılığı tespit etmeye yarayan Decision Intelligence ürününü tanıttı. Mastercard’ın sunduğu bu çözüm, yapay zeka teknolojisi kullanarak sahte işlemleri tespit ederken yanlışlıkla reddedilen işlem adetini de azaltmayı hedefliyor.
Mevcut ürünler önceden belirlenen kurallara göre risk değerlendirmesi yaparken, Decision Intelligence bundan çok daha ötesine varan radikal bir ürün olarak tanımlanıyor. Yapılan her bir işlem için daha kapsamlı değerlendirme, puanlama ve öğrenme yaklaşımı geliştirebiliyor, normal alışkanlıklar dışında seyreden bir hareket olmadıkça da kart sahibinin gerçek işleminin dolandırıcılık şüphesi nedeniyle reddedilme ihtimali azalıyor.
Temel bir tüketici sorununa çözüm getirdiklerine değinen Mastercard Kurumsal Güvenlik Çözümleri Başkanı Ajay Bhalla, bu teknolojinin aynı zamanda bankaların ve işletmelerin tüketici nezdindeki kredisini yükselteceğini ve daha iyi bir müşteri deneyimi sağlayacağını da belirtti.
Decision Intelligence Nasıl Çalışıyor?
Mevcut sistemler, karmaşık algoritmalarla taradıkları verileri analiz ederek bir risk puanı oluşturuyor, daha sonra bu analizi mevcut dolandırıcılığı azaltma sistemleriyle birleştiriyor. Ancak her işleme aynı analiz uygulandığından dolayı, bu sistem çoğu zaman gerçek alışverişlerin de riskli olarak algılanıp geçersiz sayılmasına sebep olabiliyor. Mastercard’ın bu yeni teknolojisi ise, o tüketicinin kendi alışveriş geçmişi, kart kullanım alışkanlıkları gibi gerçek zamanlı verilere dayanarak, normalin dışında bir davranış sergilendiğinde uyaracak şekilde ayarlanmıştır. Decision Intelligence’ın arkasındaki akıllı teknoloji belli bir hesabın zaman içinde nasıl hareketleri olabileceğini, neyin normal, neyin anormal davranış sayılabileceğini belirleyebiliyor. Bunu yaparken, müşterinin segmenti, risk profili, bulunduğu lokasyon, alışveriş yapılan nokta, kullanılan cihaz verileri, alışveriş saati ve yapılan alışverişin türü gibi birçok kriteri değerlendirebiliyor. Günümüzde her şey gibi ödemeler de dijitalleşirken, dolandırıcılıkla savaşmak ve güvenliği sağlamak, ödeme teknolojileri dünyasının bir numaralı gündemi haline geldi. Javelin Danışmanlık Hizmetleri’nin araştırmasına göre geçersiz olmadığı halde geçersiz sayılan işlemlerin yıllık maliyeti 118 milyar $ ve bu da gerçekten hileli işlemlerdeki toplam kaybın (9 milyar $) 13 katı. Kart kullanıcısının yaşadığı zaman kaybı ve hayal kırıklığı da cabası. Mastercard’ın yapay zeka teknolojilerini kullanan Decision Intelligence uygulaması, gerçek ödeme işleminin geçersiz sayılmasının önüne geçerken, güvenlikten ödün vermemesiyle önemli bir müşteri deneyiminin anahtarı olmayı hedefliyor.Amazon’dan robot marketler zinciri: Amazon Go
Amazon, perakende mağazacılıkta bir devrim yaratarak, tamamen robotik şekilde, yapay zeka ile çalışan yeni bir market konseptini hayata geçiriyor. Kasasız, kasiyersiz, ödeme noktasız, sırasız robot marketler…
Amazon Go ismindeki yeni market konsepti, müşterinin markete girmesini, istediği her şeyi raflardan almasını ve hiçbir fiziksel ödeme çabasına girmeden doğrudan marketten çıkabilmesini hedefliyor. Böylece markette ödeme sırası beklemek gibi büyük şehirlerin kabusu haline gelen bir sorun da ortadan kalkmış oluyor. Ayrıca, marketler için kasiyer çalıştırma zorunluluğu da ortadan kalkacağı için, maliyetlerin düşmesi ve daha düşük fiyatlarla ürün satışı mümkün olacak.
Otonom sürüş teknoloji ile çalışan robot mağaza
Marketin çalışma prensibi ise otonom sürüş teknolojilerinde kullanılan yapay zekaya dayanıyor. Marketin yapay zekası, mağazadaki sensörler vasıtasıyla hangi müşterinin, hangi raftan, hangi ürünü, kaç adet aldığını kolayca tespit edebiliyor. Hatta akıllı mağaza, ürünü almaktan vazgeçip rafa geri koyan müşterinin hesabından bu ürünleri çıkartıyor. Amazon, kullanılan sensörlerin çok hassas olduğunu ve her türlü detayı fark edebildiklerinin altını çiziyor. Mağazaya girerken, basit bir QR kod taraması ile mevcut Amazon hesabını mağazaya tanıtan müşteri, böylece satın aldığı ürünlerin Amazon hesabındaki kayıtlı kredi kartından düşmesini sağlıyor. Alışverişi biten müşteri, hiçbir sıraya girmeden, hiçbir kontrolden geçmeden, hiçbir ödeme işlemiyle uğraşmadan, doğrudan kapıdan çıkıp gidiyor. Mağazanın yapay zekası, marketten çıkan müşteriden, alışveriş ücretini otomatik olarak tahsil ediyor. Jeff Bezos, bu yeni mağaza konsepti ile ABD’de 2000 süpermarket açacaklarının da altını çiziyor. Böylece Amazon, ABD’deki 900 milyar dolarlık süpermarket pazarındaki önemli oyunculardan birine dönüşmüş olacak. İşte Amazon Go’nun tanıtım videosu:PayPal Türkiye’ye geri mi dönüyor?
BDDK ile PayPal arasında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle, Haziran ayında ülkemizdeki PayPal servisleri durdurulmuştu. Bu beklenmedik olay, çok sayıda PayPal kullanıcısını şoke etmiş ve ciddi bir tepki yaratmıştı. BDDK ve PayPal arasındaki anlaşmazlığın çıkış noktası ise, BDDK kuralları gereğince PayPal’ın sunucularını Türkiye’ye getirmesini talep etmesi ancak PayPal’ın ise bu talebe yanıt vermeyişinden kaynaklanmıştı.
PayPal Alternatifi Ödeme Servisleri PayPal alternatifleri
PayPal’in ülkemizden çekilmesinin ardından kullanılabilecek PayPal alternatifi olabilecek ödeme… Ülkemizdeki büyük kitlesini kaybetmek istemeyen PayPal ise BDDK ile anlaşma yoluna gidip sunucularını kademeli olarak ülkemize getirmeye karar verdi. Ülkemizde %12 oranında önemli bir iş hacmine sahip olan PayPal’ın Mart 2017’de tekrar kullanıma sunulacağı açıklandı. SON DAKİKA!Gündeme gelen bu haber ile ilgili PayPal cephesinden resmi açıklama geldi!
“Yakın zamanda basında çıkan PayPal ile ilgili haberleri gördük. Ancak, şu an PayPal’ın Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgili paylaşacağımız yeni bir bilgi bulunmamaktadır. Gelecekte Türkiye’deki müşterilerimize yeniden hizmet verebilmek için gerekli iznin alınması yönündeki çalışmalarımız devam edecektir.” Kaynak: Shiftdelete.netUber yapay zeka laboratuvarı kurdu
Uber, otonom sürüş teknolojilerini, yapay zeka düzleminde yeni bir boyuta taşıyor.
Otonom sürüş teknolojisiyle ayrılmaz bir ikili olan yapay zeka konusunda çalışmaya karar veren Uber, iki yeni yatırım yapıyor.
Şirketi satın aldı çalışanlarını kendi ofisine çekti
Şirket bugün, Geometric Intelligence isimli bir yapay zeka startup’ını satın aldığını açıklamışken ayrıca satın aldıkları şirkette bulunan, konu hakkında uzman mühendislerden oluşan 15 kişilik bir ekiple Uber AI Lab isimli özel bir yapay zeka laboratuvarı kurduğunu açıkladı. AI Lab hem araç paylaşım uygulamasının gelişimine hem de otonom sürüş teknolojisinin daha başarılı olması için çalışmalar yapacak. Böylece, kullanıcılar Uber uygulamasını indirdiklerinde, zaman alan zorlayıcı ayarlamalarla veya taksi çağırırken gereken detaylarla uğraşmadan, yapay zeka sayesinde, işlemlerini çok daha hızlıca bitirebilecekler. Şirketten sızan bilgiler AI Lab’ın 15 kişiyle sınırlı kalmayacağını, Uber’in bu laboratuvar için agresif bir işe alma planı olduğunu ve piyasadaki önemli yapay zeka uzmanlarını ekibe katacağını da vurguluyor.Amazon Web Services üç yeni yapay zeka çözümünü tanıttı
Bu üç yeni yapay zeka (AI) hizmeti; Amazon Lex, Amazon Polly ve Amazon Rekognition; Amazon’un bünyesindeki binlerce derin öğrenme ve makine öğrenimi uzmanı tarafından geliştirilen, başarısı kanıtlanmış ve yüksek oranda ölçeklenebilir Amazon teknolojisinden yararlanıyor. Bütün Amazon hizmetleri, kaliteli ve yüksek doğruluğa sahip yapay zeka yeteneklerini ölçeklenebilir ve düşük maliyetli bir şekilde sunuyor.
Amazon AI hizmetleri tamamen yönetilen hizmetler oldukları için derin öğrenme algoritmaları inşa etmeye, makine öğrenimi modelleri eğitmeye, hiçbir ön taahhüde veya altyapı yatırımına gerek kalmıyor. Bu da görebilen, duyabilen, konuşabilen, anlayabilen ve etrafındaki dünyayla etkileşime girebilen yeni nesil uygulamalar inşa etmeye odaklanmaları için geliştiricilere büyük özgürlük sağlıyor.
Yeni çağın vazgeçilmezi: Yapay zeka
Yapay zekayı etkili bir şekilde uygulayabilmek için birçok farklı türden derin öğrenme ve makine öğrenimi algoritmalarının manuel olarak inşa edilmesi ve ayarlanabilmesi gerekiyor. Ve bu sürecin bir uygulamadaki her bir nesne, yüz, ses ve dil özelliği için tekrarlanması gerekiyor. Amazon AI hizmetleri ise tüm bu zorlukları ortadan kaldırıyor ve Amazon’un güçlü ve kanıtlanmış derin öğrenme algoritmaları ve teknolojilerini, tüm geliştiricilerin bir API çağrısı ile ya da AWS Management Console üzerinde birkaç tıkla erişebileceği birer yönetilen hizmet şeklinde sunarak, yapay zekayı tüm geliştiricilere büyük ölçüde erişilebilir hale getiriyor. Amazon AI hizmetleri Amazon’un doğal dil anlama, konuşma tanıma, metin okuma ve görüntü analiz teknolojilerini herhangi bir cihaz üzerindeki herhangi bir uygulama için, her ölçekte, tam kapasite sunuyor. AWS Veritabanları, Analiz ve Yapay Zeka Başkan Yardımcısı Raju Gulabani, üç yeni çözümle ilgili şunları söyledi: “Daha iyi algoritmalar ve büyük miktarlarda veriye ulaşım ile bulut tabanlı düşük maliyetli bilgi işleme gücünün kombinasyonu, yapay zekayı geliştiriciler için gerçeğe dönüştürüyor. AWS bugün piyasadaki en yenilikçi ve en yaratıcı yapay zeka uygulamalarının bazılarına ev sahipliği yapıyor. Amazon’un bünyesindeki binlerce makine öğrenimi ve derin öğrenme uzmanı, müşterilerin ne okumak istediklerini tahmin etmek için, robot bilimi ve bilgisayarla görme teknolojileri ile verimlilikleri yönlendirmek için ve müşterilere yapay zeka destekli sanal yardımcı Alexa’yı sunabilmek için yıllardır yapay zeka teknolojileri geliştiriyor. Bugün, bu yeniliklerin altında yatan teknolojiyi üç adet tam yönetimli, kolay kullanımlı, güçlü ve düşük maliyetli Amazon AI hizmeti olarak tüm geliştiricilerin kullanımına sunuyoruz. Müşterilerin Amazon Lex, Amazon Polly ve Amazon Rekognition’ı kullanarak insansı zekaya sahip, görebilen, duyabilen, konuşabilen, insanlar ve çevreyle etkileşime girebilen yeni nesil uygulamalar geliştirmelerini görebilmek için sabırsızlanıyoruz.”İngiltere’den startup’lara 400 milyon Pound’luk teklif
Devletler, startup’ların stratejik değerini anlamaya mı başlıyor?
En azından İngiltere için bu sorunun cevabı olumlu… İngilizce, ülkenin ekonomisi ve teknolojik gelişimi için startup’ların çok önemli olduğunu fark etmiş bulunuyorlar.
Bugün dünyayı yönetecek, ülkelerin demokratik seçimlerinin sonucunu değiştirebilecek bir güce kavuşan Facebook, hatta Twitter, Snapcaht gibi servislerin bir zamanlar çok ciddiye alınmayan genç startuplar olduğunu hatırlayacak olursak, İngilizlerin endişelerini haksız bulmak mümkün değil.
Herkes İngiliz şirketlerinin peşinde
İngilizleri asıl endişelendiren, İngiliz startuplarının artan bir hızla, yabancı şirketlere satılıyor olması. İngiliz hükumeti şimdi bunu engellemek için 400 milyon Paund’luk bir fon ayırdı. Bu fonla İngiliz startup’ları desteklenecek ve kuluçka dönemlerini, yabancı şirketlere satılmadan geçirmeleri sağlanacak. Japon yatırım devi Softbank’ın, İngilizlerin tüm mobil dünyayı dize getien ARM’ı 31 milyar dolara satın alması da, İngiliz hükumetinin bu tür bir önlem almasında önemli bir rol oynadı. Ayrıca şimdiden tüm dünyayı avucuna alan İngiliz yapay zeka servisi DeepMind da kısa süre önce Google tarafından 400 milyon dolara satın alınmıştı. Hükumet 400 milyon Pound’luk kuluçka desteğinin dışında ayrıca önemli şirketlerin finansman ihtiyacı için de ayrıca 2 milyar Pound bütçe ayırmış durumda. Bakalım bu destekler, İngiliz şirketlerinin yabancı şirketlere satılmasını engelleyebilecek mi?TechInside 28. sayısını online olarak okuyabilirsiniz

BMW, otonom araçları için paylaşım servisi geliştiriyor
BMW, bir yandan otonom araçlar geliştirirken, bir yandan da Uber gibi, araç paylaşım servisine dönüşmek için hazırlık yapıyor.
Münih’te önümüzdeki yıl 40 otonom aracını test etmeye başlayacak olan BMW, aynı zamanda bu araçlar için bir araç paylaşım uygulaması da geliştirecek. Böylece, Münih halkı, otonom bir taksi/araç ile ulaşım sağlamak istediğinde BMW’nin test araçlarını çağırabilecekler.
Araç paylaşım uygulaması gelecek için kritik
Bu uygulama Alman üretici için aynı zamanda yeni bir gelir sistemi anlamına geliyor. Araç paylaşım uygulamaları, otonom sürüş devriminden sonra, otomobil üreticilerinin araçlarından gelir elde etmesi için çok önemli bir kaynak olacak zira otomobil üreticileri artık büyük şehir sakinlerine klasik yöntemle otomobil satamayacaklar. Alman otomobil üreticisinin dakika başına araç kirası ödeme sistemine bağlı ReachNow isimli bir araç paylaşım servisi bulunuyor. Seattle da yayına açıldığı günde ReachNow’a 4 gün içinde 14 bin kişi üye oldu. Halihazırda Zipcar, Uber, Lyft ve Car2go’nun hizmet verdiği Seattle’da BMW’ye gösterilen bu ilgi, şirketin gelecek planları için de umut veriyor.Facebook editör kontrolünde haber yayınlayacak
ABD Başkanlık Seçimleri sırasında, sahte haberleri yaymak isteyenlerin Facebook’u kullandığı suçlamasıyla karşı karşıya kalan Zuckerberg, sahte haber sorununa çözüm bulmak için, eski ve güvenli yönteme başvuracak.
Facebook, bundan sonra, güvenilir kaynaklardan çektiği haberleri, kendi editörlerinin gözetiminde yayına alacak.
Sosyal medya, haber mecrasına dönüşüyor
Yeni, editörlü haberler, Collections ismini taşıyacak. Böylece Facebook kullanıcıları, bu alanda görmedikleri haberlerin güvenilirliğini sorgulayabilecekken, Collections üzerinde yayınlanmış haberlere güvenebilecekler. Facebook yeni Collections haberlerinin ne zaman yayına başlayacağı konusunda henüz bir açıklama yapmış değil. Bu iş için sosyal medya servisinin, her dilden uzman gazetecileri işe alması ve ayrıca yerel medya kaynakları ile işbirliği geliştirmesi gerekiyor ki, tüm bunlar kolay işler değil. Sosyal medya servisindeki sahte haberler problemi hakkındaki tartışmalar da hızla büyüyor ve hergün başka bir kaynak, sahte haberler hakkında yorum veya açıklama yapıyor. Ayrıca, Zuckerberg’ün sitesinin etkin olduğu ülkelerde, seçimlerin sahte haberlerle sabote edilebileceği korkusu da yerel siyasetçileri endişelendiriyor. Bu tür endişeler, seçim dönemlerinde Facebook gibi çok yaygın sosyal medya servislerine erişimin engellenmesini bile tartışmaya açmış durumda.Apple, otomobil üreteceğini kabul etti
Apple’ın otomobil üretip üretmeyeceği sorusu uzun zamandır bir tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Firma bu konuda hiçbir açıklama yapmıyor. Apple içinden sızan bilgiler ise şirketin otonom otomobil teknolojileri konusunda çalıştığını doğrulasa da ortada resmi bir delilin olmaması her şeyi söylenti düzeyinde bırakıyor.
Devlete yazılan mektup sızdı
Ancak artık beklenen resmi delil bulundu. Wall Street Journal’in, Ulaştırma Bakanlığı kaynaklarında ele geçirdiği bir mektup, Apple’ın planlarını ortaya çıkardı. Firmanın bakanlığa gönderdiği bir mektupta, Apple’ın otonom otomobil teknolojileri geliştirmek konusunda çok heyecanlı olduğu ve bu konudaki yatırımların ardından trafikte test izni almak isteyecekleri detayları yer alıyor. Apple ayrıca, otonom sürüş teknolojisi geliştiren firmaların, kaza ve çarpışma testleri konusundaki bilgileri paylaşmalarının insan hayatı için önemli olduğunu ancak bu paylaşımların şirketlerin gizliliğini tehdit etmemesi gerektiğini de aynı mektup da vurguluyor. Böylece Apple’ın otonom otomobiller geliştirmek için yatırım planları yaptığı ve artık devleti de bu yatırımlarına dair bilgilendirmeye başladığı anlaşılmış bulunuyor. Kısacası tartışma kapandı. Şimdi soru şu: Apple ilk otomobilini ne zaman yollara çıkaracak ve otomobil hangi özelliklere sahip olacak?Foxconn’un müdürü 5700 iPhone’u çalmış
Apple’ın mobil cihazlarını üreten Çin’li taşeron Foxconn, büyük bir skandal ile çalkalanıyor.
Fabrikanın test cihazlarını organize eden departmanın yöneticisinin, 2013 ve 2014 yılları arasında, 5700 adet iPhone çaldığı ortaya çıktı.
Kimsenin kaydını tutmadığı telefonlar
10 yıl hapis istemiyle tutuklanan müdürün çaldığı iPhone’ların piyasa değeri 1,5 milyon. Cihazlar, test ürünü olarak medyaya gönderilecek telefonlar olduğu için kaybolmaları, geri dönmemeleri çok dert edilmeyen, kayıtlarının peşine düşülmeyen cihazlar olarak biliniyor. Ancak satılması yasak olan bu cihazları, düşük fiyatla karaborsada satan Foxconn yöneticisinin faaliyetleri, şirketteki diğer çalışanların dikkati sayesinde ortaya çıkmış oldu. Bu haber aynı zamanda, test için yeni iPhone bekleyen medya mensuplarının neden çoğunlukla olumsuz cevap aldığını da açıklıyor.Türkiye, mobil ödemede devlerle yarışıyor!
Türkiye’nin ilk dijital cüzdanı BKM Express, kullanıma sunulmasından bu yana geçen dört yılda e-ticaret, mobil ticaret ve online ödemeler alanlarında yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye’de 1,2 milyonu aşkın kullanıcı sayısına ulaşan ve 15 binin üzerinde üye işyerinde hizmet veren BKM Express, kullanıcılara web ve mobil alışverişlerinde hızlı ve kolay ödeme imkânı sunuyor.
Türkiye’nin en yaygın kullanılan dijital cüzdanı
Etkinlikte konuyla ilgili konuşan BKM Genel Müdürü Soner Canko, “Nakit ödemeyi terk ederek, hız ve kolaylık sağlayan ödeme sistemlerine geçmenin faydalarını bireyden aileye, aileden topluma, toplumdan ülkenin tamamına ölçeklendirmek mümkündür. BKM Express, alışveriş deneyimine getirdiği hızlı, kolay ve güvenli ödeme anlayışıyla bu vizyona çok önemli katkılar sağlıyor. BKM Express’in kurulduğundan dört yıl sonra toplumumuza somut faydalar, yeni teknolojiler sağlayan ve ekosistemi besleyen bir marka haline gelmesinden dolayı büyük mutluluk duyuyoruz’’ sözlerine yer verdi. Ayrıca etkinlikte konuşma yapan bir diğer isim olan Dijital Çözümler Genel Müdür Yardımcısı Serkan Yazıcıoğlu, online perakende işlemlerinde mobilin payının arttığına vurgu yaptı. Şu anda internetten yapılan kartlı ödemelerin hacmi 65 milyar TL iken, ülkemizde internette kullanılan 24 milyon kredi kartı yer alıyor. Dört yıllık süreçte çok önemli bir yol kat eden BKM Express, mobil ödemenin kolaylığı ile simitçiden sokak büfesine, gazete bayisinden restoranlara kadar her alanda güvenli ve kolay alışveriş yapılabilmesini amaçlıyor. Konu ile ilgili SDN’in Serkan Yazıcıoğlu ile yaptığı röportajı aşağıdan izleyebilirsiniz.Zararlı yazılımlar konusunda hiçbir fikrimiz yok
Kaspersky Lab 2016 Tüketici Güvenliği Riskleri Araştırması, zararlı yazılımlar için toplum genelinde verdiği zararın yanı sıra, saldırı yollarının çeşitliliğindeki ve karmaşıklığındaki artışı gözler önüne seriyor. Türkiye’deki İnternet kullanıcıları, zararlı yazılımlar sebebiyle cihaz yavaşlaması (%47), pop-up pencereler ve istenmeyen reklamlar (%26) ve şüpheli sayfalara yönlendirilmek (%21) gibi bir dizi sorunla karşılaşırken, %10’unun cihazı ise virüsler sebebiyle çalışmaz hale geliyor.
Saldırıların etkisi fiziksel olmaktan öte maddi de olabiliyor. Kullanıcıların %18’i zararlı yazılım saldırısı sonucunda oluşan bir sorunu gidermek için vaka başına ortalama 420 TL masraf yapmak durumunda kalıyor.
Yayılma yolları çok karmaşık
Zararlı yazılımlar her geçen gün daha çeşitli yollardan yayılmaya devam ediyor ve kullanıcıların cihazlarına bulaşma yolları farklılık gösteriyor. Yapılan araştırmaya göre, zararlı yazılımlar Türkiye’deki kullanıcılara en çok şüpheli sayfaların ziyareti sırasında bulaşıyor (%41). Sahte uygulamalar ve yazılımlar (%29) ve USB bellekler de (%43) her beş kullanıcıdan biri tarafından zararlı yazılımların bulaştığı kaynaklar olarak belirtiliyor. E-posta ve mesajlaşma da sık karşılaşılan bulaşma yolları arasında yer alıyor. Kullanıcıların neredeyse beşte biri (%17) tanımadıkları birinden gelen e-posta veya mesaj üzerinden virüs aldıklarını söylerken, %14’ü ise aynı tecrübeyi tanıdıkları insanlardan gelen e-posta ve mesajlar yoluyla yaşadıklarını belirtiyor. Kullanıcıların bir diğer %14’ünün ise zararlı yazılımların nereden bulaştığı ile ilgili bir fikri bulunmuyor.Emarsys Yapay Zeka Pazarlaması
B2C pazarlama bulutu şirketlerinden Emarsys, Emarsys Yapay Zeka Pazarlaması (AIM) özelliğini lanse etti.
Yapay zeka pazarlamasının yeni kabiliyetleri, pazarlama profesyonellerinin üzerindeki yükü hafifletiyor. Bunu da bambaşka araçlar ekleyerek değil, onun yerine karmaşık veri bilimiyle her ölçekte gerçekten kişiselleştirilmiş kampanyaları tüm kanallarda uygulama arasındaki boşluğu basit ve etkin bir şekilde birleştirerek başarıyor.
İleri görüşlü pazarlama profesyonellerine güçlü ve somut bir yapay zeka çözümü olarak sunulan AIM, daha önce deneyimlenmemiş kabiliyetlere sahip; bir komutla kişiselleştirilmiş teşvik tavsiyeleri ve gelirleri % 28’den1 fazla artırma potansiyeliyle ciddi değer katma bunlardan sadece ikisi.
Forrester2 tarafından yapılan bir araştırmaya göre müşteri sadakati yaratmaya çalışan pazarlama profesyonellerinin % 40’ı kişiselleştirme konusunda zorluk yaşıyor. Emarsys AIM, ileri görüşlü pazarlama profesyonellerine daha fazla empati kurabilme ve müşterileriyle bire bir etkileşime odaklanabilme imkanı veriyor. Yapay zeka, operasyonel ve uygulama görevlerinin yükünü aldığı için bu her ölçekte yapılabiliyor. Pazarlama profesyonellerinin strateji, içerik ve yaratıcılığa konsantre olması da e-ticaret, perakende, seyahat ve diğer B2C sektörlerinde faaliyet gösteren küresel şirketlerin daha çok etkileşime giren müşteriler, daha fazla sadakat ve daha yüksek gelir elde etmesini, dolayısıyla da ROI oranlarının artmasını mümkün kılıyor.
Pazarlama profesyonellerinin AIM ile etkileşimi, gelişmiş özellikleri Emarsys B2C Marketing Cloud’a ekleyen özgün ve sezgisel bir kullanıcı deneyimi (UX) portalı aracılığıyla gerçekleşiyor. AIM, iki milyardan fazla Emarsys birleştirilmiş müşteri profilinin analizinden elde edilen verileri kullanarak zamanlamayı, içeriği ve iletişim kanalını otomatize ediyor.
Şimdiden AIM kullanmaya başlayan Evolution Slimming1 ve Japan Centre3 gibi Emarsys’in perakende ve e-ticaret müşterileri ciddi değer artışı yaşadıklarını ve yapay zeka kullanımını desteklediklerini ifade ediyor.
Pazarlama profesyonellerine yapay zeka desteği
AIM konusunda açıklamalarda bulunan Emarsys İnovasyon Üst Yöneticisi Hagai Hartman4, “Günümüzde pazarlama profesyonelleri hala kampanyalarının ince ayarlarını manuel olarak yapıyorlar. Segmentasyon ve kişiselleştirme kararlarını derin, veriye dayalı bilgilerle değil sezgileriyle veriyorlar. Kendi bünyemizde sıfırdan geliştirdiğimiz ve Emarsys AIM’e entegre ettiğimiz kabiliyetler, ileri görüşlü pazarlama profesyonellerine ölçeği ne olursa olsun, her şirketteki rollerini yeniden tanımlama imkanı veriyor. Kampanyalarda tahminde bulunmayı ortadan kaldırarak ve operasyonel işlere daha az zaman harcayarak gelir ve yatırım getirisi açısından sonuçlarını kolayca iyileştirebiliyorlar” diye konuştu. AIM’nin lansmanı, Emarsys’in 22,3 milyon $’lık ek finansman sağladığını açıklamasından kısa bir süre sonra gerçekleşti. Son 24 ayda toplam 55,3 milyon $’a ulaşan ek finansman, Emarsys AIM gibi yapay zeka inovasyonlarını desteklemek için kullanılacak. AIM kabiliyetleri şimdiden Emarsys müşterilerine ciddi ROI artışı sağlamış bulunuyor. Bu müşterilerden biri olan Evolution Slimming, uluslararası bir zayıflatıcı gıda takviyeleri tedarikçisi olarak 100’den fazla ülkeye gönderim yapıyor. Emarsys B2C Marketing Cloud’un gücünü yapay zekadan alan Teşvik Tavsiyeleri özelliği, Evolution Slimming’in önemli sonuçlar elde etmesine yardımcı oluyor 1 Örneğin, ‘varsayılan teşvik’ kontrol grubuna kıyasla + % 28,6 gelir artışı, potansiyel müşterilerden yaratılan gelirlerde + % 32,2 artış ve kaybedilmekte olan müşterilerden + % 6,5 gelir artışı elde edilmiş bulunuyor. Uygulama ve Kampanya katmanları arasında yer alan Emarsys AIM ile yakın ve uzun vadede yeni özellikler sunulacak. Emarsys AIM lansmandan itibaren aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli ürün ve özelikleri destekleyecek ve geliştirecek: -Gelirleri maksimize etmek için özelleştirilmiş Teşvik Tavsiyeleri -Kişisel alışveriş deneyimleri için öngörülü Ürün Tavsiyeleri -Gönderim Zamanı Optimizasyonu ve mükemmel zamanlanmış içerikler için makine öğrenmesiTürkiye’nin akıllı şehir yol haritası
Türkiye’de akıllı şehirlere yönelik olarak belediyelerin faydalanabileceği bir başucu kaynağı sunmak hedefiyle hazırlanan “Akıllı Şehir Yol Haritası Raporu”, akıllı şehirleşmede öncü kentlerden Bursa’da açıklandı. Türkiye’de akıllı belediyeciliğin röntgenini çeken ve akıllı şehirler konusunda en kapsamlı rapor olarak gösterilen çalışmada, insana değen ve etki bırakan yaklaşımların teknoloji desteğiyle en etkin şekilde şehirleri nasıl geleceğe taşıyabileceği sorusuna yanıt aranıyor. Şehirler için olması gereken modeli ortaya koyan rapor, akıllı şehirlerin bir lüks değil bir ihtiyaç olduğuna ve sürdürülebilir bir şehir hayatı için kentlerin hızla uçtan uca akıllı şehirler haline gelmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Raporla birlikte bir online platform da hazırlanarak uçtan uca vatandaş odaklı bir akıllı şehir yol haritası sunulacak.