O isim Google’dan neden ayrıldı?
Google’ın otonom sürüş teknolojilerini geliştiren ekibin CTO’su, yedi buçuk yıllık çalışmasının ardından şirketten ayrılmaya karar verdi. Chris Urmson otonom sürüş projesine 2009 yılında katıldı. Daha sonra ise şirketin deneysel teknolojilerini konumlandırdığı Google X’in kurucusu Sebastian Thrun’ın yerine takım yöneticisi olarak atandı. Urmson şimdi, yayınladığı bir açıklama ile şirketten ayrılacağını açıkladı.
“1,8 milyon mil otonom sürüşten sonra geri çekilmenin ve kendime yeni bir macera bulmamın zamanı geldi,” diyen Urmson, “Otonom araçlarımızı, insani karşılığıyla 150 yıl boyunca çalıştırdıktan sonra çalışmalarımızın artık araştırma aşamasından sonuca ulaştığını ve bir gün bu teknolojiyi kullanan insanları görmeyi umuyorum. Artık yeni ve taze maceralar için hazırım,” açıklamasını yaptı.
Urmson’ın şimdi ne yapacağı net değil ancak Google X laboratuvarlarının çok ağır bir finansal baskı altında olduğu ve çok uzun yıllardır, gelir beklentisi olmadan geliştirilen teknolojilere yapılan büyük yatırımlar için artık geri dönüş baskısının arttığı dile getiriliyor. Urmson’ın da bu baskılar sonucunda oluşan gerginlik nedeniyle işten ayrılmış olabileceği tahmin ediliyor.
Apple enerji satmak için hazır
Elektrik üretmek için 850 milyon dolar yatırım yaparak Kaliforniya’da güneş enerjisi tarlası kuran Apple, enerji satışı için gerekli izinlerini tamamladı.
Apple’ın yeni yatırımı aslında firmanın kampüslerinde ihtiyacı olan elektriği satın almak yerine üretme fikrinden, ayrıca şirketin karbon ayak izini düşürmek için yenilenebilir temiz enerji kaynaklarını kullanma kararıyla ortaya çıkmıştı. Halihazırda iki küçük güneş enerjisi santraline sahip firma, Kaliforniya’da çok daha büyük bir güneş enerjisi tarlası kurmaya karar vermişti.
iPhone’dan sonra enerji satmak
130 Megawatt enerji üretim kapasitesine sahip olan güneş enerjisi santralini çalıştırmaya başlayan firma artık bu santralden ürettiği elektriği satmaya da başlayacak. Kaliforniya’da 60 bin eve elektrik sağlayabilecek olan santralin ötesinde Apple’ın Nevada’da 20 MW, Arizona’da ise 50 MW’lık güneş enerjisi santralleri bulunuyor ancak bu santralleri kendi ihtiyaçları için kullanıyor. Kaliforniya’da kurulan santral ise şirketin mağazalarının, kampüslerinin, sunucu merkezlerinin tüm elektrik ihtiyacını karşılayabilecek, fazla üretim ise piyasa fiyatları üzerinden elektrik aboneline satılabilecek.Jeff Bezos 1 milyon Amazon hissesi sattı
Amazon’un kurucusu ve CEO’su Jeff Bezos, 1 milyon adet Amazon hissesini sattı. Satış bedeli olarak Bezos’un cebine 775 milyon dolar girdi.
Bezos’un hisse satışı asında beklenmedik bir olay değil. Amazon’un kurucusu önceden belirlenmiş bir programa göre, Amazon’daki hisselerini parça parça satıyor. Böylece daha fazla yatırımcının Amazon’dan kazanç elde etmesinin önünü açıyor. Öte yandan artan Amazon hisse fiyatları nedeniyle kendi cebinde de yüz milyonlarca dolar nakit girmiş oluyor.
Bezos, bu satışlardan elde ettiği nakitle, başka alanlarda yatırım yapmasıyla tanınıyor. En son 2013 yılında Washington Post’u satın alan Bezos’un ayrıca Tesla’nın sahibi Elon Musk’ın kurduğu Space X’e rakip olarak Blue Origin isimli bir uzay araştırmaları şirketi bulunuyor.
Mercedes, Tesla’ya rakip dört model geliştiriyor
Elektrikli otomobil alanında büyük rekabet yaklaşıyor. 2025 yılından sonra benzinli ve dizel motorlu araç satışını yasaklamak üzere plan yapan Almanya’daki otomobil üreticileri de elektrikli otomobillere büyük yatırım yapmaya başladı. Mercedes’in Tesla ile rekabet etmek için iki SUV ve iki Sedan modeli üzerinde çalıştığı doğrulandı.
Engadet’ın haberine göre, Alman otomobil devinin tanıtacağı yeni elektrikli araçlar, firmaya ait bir alt markada konumlandırılacak. Ancak firma henüz yeni markanın ismine karar vermiş değil. Firmanın yetkilileri ise üretecekleri 4 yeni elektrikli otomobilin tek şarjla 400-500 km arasında yol kat edebileceğinin altını çizdiler.
Firma ayrıca, bu dört modelin ardından başka modelleri de hızla geliştirmeye devam edecek. Bu yeni elektrikli otomobil hamlesi sayesinde Mercedes, Almanya’nın 2025 otomobil politikalarına uyumlu hale gelmiş olacak. Firma yine benzinli veya dizel modeller üretecek ancak bunları Almanya dışında satacak.
Apple yapay zeka şirketini satın aldı
Teknoloji devlerinin yapay zekaya yatırımları durmuyor. Google’ın Avrupa’da Cern’e komşu olacak şekilde yeni bir yapay zeka araştırmaları laboratuvarı açmasından sonra şimdi de Apple, 200 milyon dolar ödeyerek bir yapay zeka şirketini satın aldı.
Öğrenen makineler konusunda çalışmaları olan Turi ismindeki start-upın satın alınması konusundaki detaylar ise henüz paylaşılmadı. Apple sözcüsü konuyla ilgili olarak sadece “Apple zaman zaman küçük şirketleri alır ve bünyesine katar, bu konudaki planlarımızı da detaylandırmayız,” açıklamasını yaptı.
Öğrenen makineler ve Siri
Öte yandan öğrenen makineler teknolojisinin özellikle Siri’nin daha efektif kullanılması için önemli bir teknoloji olduğunun altı çiziliyor. Apple bu satın almayla beraber, Siri’yi tüm ürün ve hizmetlerinde daha fazla ön plana çıkacak şekilde konumlandırabilir. Siri, kullanıcılarının rutinlerini ve ihtiyaçlarını tespit ederek iOS kullanıcılarının hayatında daha aktif bir rol alabilir.Dijital ödeme pazarı yüzde 22,2 büyüyecek
Finansal teknoloji girişimleri, bankalarla rekabete girebilecekleri ürünler geliştirerek mevcut pastadan pay almayı hedefliyor. Bankaların piyasaya giren yeni oyuncular karşısında zorlanması ise kaçınılmaz görünüyor. 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları kanunu ile ödeme sistemleri alanında yeni bir yola girildi. Ödeme pazarı son 10 yıl içinde iki kattan daha fazla büyüdü.
Geçen yıl itibariyle 6493 sayılı kanun ile lisanslı Ödeme Hizmetleri kuruluşları, 11,3 milyon müşteriye toplam 16 milyar TL’lik işlem gerçekleştirdi. 6493 sayılı kanun ile para transferleri, fatura ödemeleri dahil her türlü ödeme işlemleri yasal bir temele kavuşmuş oldu.
Araştırma şirketi GfK tarafından hazırlanan “Tüketici alışkanlıkları” raporuna göreyse, online yapılan işlemlerin başında, seyahat ve eğlence harcamaları yüzde 66 ile ilk sırada yer alıyor. Online satın almaların yüzde 55’ini ise giyim, tüketici elektroniği ve finansal hizmetler oluşturuyor.
Araştırmada, üç kişiden birinin mobil cihazlar üzerinden ödeme yaptığı ifade ediliyor. Euromonitor tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre ise dijital ödeme ve transfer pazarı, 2017’de yüzde 22,2 oranında büyüyecek.
Jeep’leri çalan hacker’lar yakalandı
Bir zamanlar ters kontak yaparak hırsızlık yapan otomobil hırsızlarının yerini artık hacker’lar aldı. Engadet’ın haberine göre, ABD Teksas’ta, 6 ay içinde Jeep marka 30 SUV çalan bir hacker çetesinin iki üyesi, polisin düzenlediği operasyonla yakalandı.
Araçların nasıl çalındığı ilk aşamada anlaşılamazken, güvenlik kamerasına yakalanan bir görüntüyle birlikte, polis SUV’ların hacker’lar tarafından çalındığını tespit etti.
Geçtiğimiz yıl da bir Jeep Cherokee, uzaktan kablosuz olarak hack edildiğinde otomobillerin hack’lernmeye başlaması gündeme gelmişti.
Akıllı otomobiller ve güvenlik açıkları
Akıllı otomobillerin yaygınlaşmasıyla bu araçlardaki yazılımlar üzerindeki açıklar, hacker’lara araçlara sızma imkanı veriyor. Teksas’taki olayda da kapıyı maymuncukla açan hacker’ın aracın sistemine bir laptop ile bağlandığı ve muhtemelen özel bir yazılımla aracın motorunu çalıştırabildiği anlaşılıyor. Tüm bu operasyon 2 dakika içinde gerçekleşiyor ve hacker aracı rahatça sürüp götürüyor.İşte Türk Telekom’un yeni dönem PİLOT’ları
Türk Telekom’un, Türkiye’de girişimciliği desteklemek ve yenilikçi fikirleri katma değer sağlayacak işlere dönüştürmek amacıyla hayata geçirdiği PİLOT girişim hızlandırma programının dördüncü dönem girişimleri belli oldu. PİLOT’a seçilen her girişime 75 bin TL nakit sermaye desteği ve Türk Telekom ile iş ortağı olma fırsatı sunulacak.
Ülkemizde özel sektör tarafından yürütülen ilk hızlandırma programı olma özelliği taşıyan PİLOT’un yeni döneminde ekipler, 12 hafta boyunca eğitim, danışmanlık ve mentorluk alarak projelerini geliştirme fırsatı bulacaklar. Program kapsamında katılımcılar; yalın girişim, kullanıcı deneyimi, dijital pazarlama ve yatırımcı sunumu gibi konularda Türk Telekom Akademi’nin desteği ile konu uzmanlarından eğitim alacaklar ve Türk Telekom’un uzman profesyonelleri ve ekosistemin başarılı isimleri ile çalışma imkânı yakalayacaklar. Ekipler aynı zamanda ofis alanı imkânı, bulut hizmetleri ve mobil iletişim paketinden faydalanırken, Türk Telekom’un dijital programatik reklam platformu “Programattik”ten dijital reklam desteği de alacaklar. Programı başarı ile tamamlayan ekipler geliştirdikleri MVP ve iş modelini, girişimcilik ekosisteminden seçkin yatırımcıların katıldığı ‘Demo Günü’nde sunacaklar.
“Amacımız; Türkiye’nin girişimcilik adına sahip olduğu potansiyeli açığa çıkarmak”
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Türk Telekom İş Planlama Genel Müdür Yardımcısı Fırat Yaman Er; “Girişimcilik, tüm dünyada kalkınma stratejileri içinde giderek daha fazla önem kazanıyor. Türk Telekom olarak ülkemizin ekonomik gelişiminin ve refahının sağlanmasında girişimciliğin son derece önemli bir rolü olduğunun bilincindeyiz. Bu doğrultuda, PİLOT girişim hızlandırma programı ile ülkemizdeki girişimleri destekleyerek Türkiye’nin girişimcilik adına sahip olduğu potansiyeli açığa çıkarmayı ve ekonomik fayda yaratmayı hedefliyoruz. PİLOT programının yeni dönem başvuruları arasında birbirinden değerli birçok projeyi inceleyip değerlendirme fırsatı bulduk. Seçilen ekiplere sektörün en önemli isimlerinden mentorluk ve eğitim alma imkânının yanı sıra, iş fikirlerini gerçeğe dönüştürmelerine katkı sağlayacak sermaye desteği de sağlayacağız. Türk Telekom olarak PİLOT sayesinde teknolojimizle, bilgi birikimimizle, bağlantılarımızla girişimcilere ve ekosisteme destek olmaya devam edeceğiz” dedi.Yeni dönem PİLOT girişimleri:
PİLOT, yeni başvuru döneminde girişimcilerden yoğun ilgi gördü. PİLOT’a yapılan başvurular “Türk Telekom ile iş birliği potansiyeli, fikrin yenilikçiliği ve uygulanabilirliği, faaliyet gösterilen pazarın büyüklüğü ve büyüme potansiyeli, iş modelinin tutarlılığı, ‘Ana Fonksiyonlara Sahip Ürünün (MVP)’ başarı potansiyeli ve ekibin yetkinliği” dikkate alınarak çeşitli açılardan değerlendirildi. Yapılan kapsamlı değerlendirme sonrası Datapare, EKMOB, İnşaat Dükkânı, MentalUP, Mihmandar ve Teleporter programa katılmaya hak kazanan ekipler olarak belirlendi.Üç dönemde 30 girişime destek
PİLOT programına bugüne kadar 1,500’e yakın başvuru alındı, 200’ün üzerinde girişimle yüz yüze görüşme yapıldı. Tamamlanan üç dönem sonunda toplam 30 girişim programdan başarıyla mezun oldu ve bu girişimlere toplamda 750 bin TL sermaye desteği sağlandı. Mezun olan 30 girişim arasından dokuz girişim yatırım aldı, yedi girişim ise Türk Telekom ile iş birliği yapma fırsatı yakaladı.Apple, 200 bin dolarlık hata ödül programı duyurdu
Teknoloji şirketleri genellikle hata ödül programları ile servislerinde hatalar, açıklar bulan kişilere ödül dağıtmasıyla bilinir. Özellikle Google’ın bu konu için yüksek bir ödül bütçesi ayırmış olmasına rağmen Apple’ın bugüne kadar ödül programı olmaması dikkat çekiyordu.
Apple şimdi, iOS’taki açıkları bulacak ve rapor edecek araştırmacılar için 200 bin dolarlık ödül programı açtığını duyurdu. TechCrucnh’ın haberine göre, güvenlik konferansı Black Hat sırasında yapılan duyuruda Apple artık şirket içindeki dahili güvenlik uzmanları ve kontratlı test çalışanları ile artık her hatayı tespit etmelerinin mümkün olmadığını kabul etti ve dış destek almak amacıyla ödül programı başlattığını açıkladı.
FBI hacker’a 1 milyon dolar ödedi
Öte yandan FBI’ın da San Bernadino saldırganının telefonundaki şifreyi geçmek için iOS açığı bulacak hacker’lara 1 milyon dolar ödeyeceğini açıklamasının hemen ardından bir hacker’ın açığı bulup FBI’a teslim etmesi, Apple için şok olmuştu. Apple şimdi bulunan açıkların hızlıca kendisine rapor edilmesi için ödül programını devreye koymuş gibi görünüyor.Türkiye çağrı merkezi sektörü yüzde 4 büyüdü
2015 yılında Türkiye’deki çağrı merkezi sayısı toplamda 1.200’ü aştı. Türkiye çağrı merkezi sektörü 2015 yılında 3,6 milyar TL’ye ulaştı. 50 ilden fazla faaliyet gösterilen çağrı merkezlerindeki istihdam oranı ise 83 bin kişi oldu. 2016 yılında 85 bine ulaşması beklenen istihdamın, yüzde 42’si İstanbul’da, yüzde 9’u Ankara’da, yüzde 3’ü İzmir’de, yüzde 46’sı ise diğer illere yayılmış bulunuyor.
Müşterilerle iletişimin kurulduğu ilk noktalardan biri olan çağrı merkezleri, kurumların imajlarını ve iş süreçlerini doğrudan etkiliyor. Çağrı merkezleri; değişen talepleri anlamak, müşteri memnuniyetini sağlayıp ölçümlemek, bildirilen şikâyetlere doğru ve hızlı bir şekilde çözüm sağlamak gibi önemli fonksiyonlara sahip.
Çalışanların yüzde 67’si kadın, yüzde 33’ü erkek
Çağrı merkezi sektöründe çalışan temsilcilerin yüzde 67’sini kadınlar, yüzde 33’ünü ise erkekler oluşturuyor. Sektörde görev yapan çalışanların yüzde 5’i 18-20, yüzde 34’ü 21-24, yüzde 39’u 25-29 yaş aralığında. Kurumlar ile vatandaş arasındaki en önemli iletişim noktası olan çağrı merkezleri giderek daha yoğun bir şekilde kullanılmaya ve etkin bir kanal olmaya devam ediyor. Müşteri memnuniyetini artırmak ve rekabette bir adım önde yer alabilmek için performans yönetimi uygulamaları kullanılıyor.Windows 10 Yıldönümü Güncellemesi yeniliklerle geldi
Kullanıma sunulmasının üzerinden bir yıl geçen Windows 10, Yıldönümü Güncellemesi ile birçok uygulamada yeni deneyimler sağlayan özellikleriyle kullanıcılarıyla buluşuyor.
Windows 10 Yıldönümü Güncellemesi’yle ücretsiz olarak kötü amaçlı yazılımdan koruma hizmeti sununan Windows Defender’a yeni özellikler ekleniyor. PC’lerin güvenli ve güncel olduğundan emin olunması için belli aralıklarla otomatik olarak taranması seçeneği bu özelliklerin başında geliyor. Yeni Windows Hello ise kolay, güçlü, güvenli özellikleri sayesinde Windows uygulamaları ve Microsoft Edge’de kullanmayı kolaylaştırıyor.
Microsoft Edge’de artırılmış güç verimliliği ve yeni uzantılar
Yıldönümü Güncellemesi, PC’lerin pil ömrünün en verimli şekilde kullanılması için Microsoft Edge’de daha gelişmiş güç tasarrufu özellikleri getiriyor. Yıldönümü Güncellemesi’yle birlikte Windows Mağazasına Pinterest Pin It Button, Amazon Assistant, AdBlock, Adblock Plus ve LastPass gibi yeni Microsoft Edge uzantıları da ekleniyor. Bu uzantılar, tarayıcı deneyimini daha fazla kişiselleştirmeye yardımcı oluyor.İş ve eğlence Windows Mağazası’nda
Windows ve Xbox’ın en iyileri Yıldönümü Güncellemesi’yle bir araya geliyor. Uygulamalar, oyunlar, filmler, müzikler ve yalnızca Windows 10 ya da Xbox için geliştirilen oyunlar gibi daha birçok özel içeriğe Windows Mağazası’ndan erişilebiliyor. Yeni mağaza, alışveriş deneyimini basitleştirirken, yeni bir görünümle daha nitelikli içerik, abonelik teklifleri, birleştirilmiş paketler ve ön sipariş seçenekleri sunuyor. Xbox Play Anywhere ile kullanıcılar beğendikleri oyunların ön siparişini lansmandan önce verebiliyor, yayınlandıkları gün Windows 10’lu PC veya Xbox One cihazlarında oynayabiliyor. Bu yenilikler oyunculara sevdikleri oyunları daha fazla yerde oynayabilme seçeneği de sağlıyor.Modern derslik için yenilikçi özellikler
Windows 10 Yıldönümü Güncellemesi ile müşteriler birçok yeni eğitim özelliğinden yararlanabiliyor. Bu yeni uygulamalar arasında, eğitimcilerin kısa sürede çalışmaya başlayabilecekleri yepyeni araçlarla daha hızlı, daha basit kurulum, tarayıcı tabanlı, daha güvenli çevrimiçi değerlendirme sağlayan “Sınava Gir” uygulaması bulunuyor. Uygulama ayrıca kilitli ortam da oluşturuyor.Windows 10 yıldönümü güncellemesi için yeni Skype önizlemesi
Windows 10’lu PC’ler için yeniden tasarlanan Skype Önizlemesi, Yıldönümü Güncellemesi’nde otomatik kurulumla geliyor. Bu güncellemeyle görüntülü çağrılarla birebir ve grup konuşmaları, birebir ve grup sohbetleriyle merhabalaşma, düşük ücretlerle cep ve sabit telefonları arama, fotoğraf paylaşma, dosya paylaşma, ifade simgeleri ve Mojiler gibi sık kullanılan Skype özelliklerine erişilebiliyor.Windows Ink, Windows’un gücünü kalemin ucuna getiriyor
Windows 10 yıldönümü güncellemesiyle ilk kez sunulan Windows Ink, kolay ve hızlı not almanın yanında, bir ekran alıntısı üzerinde ya da sıfırdan çizim yapabilme fırsatı sunuyor. Akıllı yapışkan notlar, uçağa kaçta yetişilmesi gerektiği gibi genel görevleri anımsatırken, haritalar da yol tarif ediyor.Dünyadaki ilk akıllı köy Aydın’da kuruluyor
Modern sera uygulamalarından toprak analiz laboratuvarına, modern meyvecilik alanından hayvancılık çözümlerine kadar uçtan uca dijital teknolojilerle donatılacak olan Akıllı Köy ile sürdürülebilir verimlilik artışının sağlanmasının yanı sıra köyden kente göçün azaltılması da hedefleniyor.
Vodafone, dünyanın ve Türkiye’nin ilk akıllı köyünü Aydın’ın Koçarlı İlçesi’ne bağlı Kasaplar Köyü’nde kuracak. Vodafone Türkiye ve TABİT ortaklığında çiftçilerin ekonomik ve sosyal kalkınmasına destek olma hedefiyle hayata geçirilen Akıllı Köy projesine 10 yılda yaklaşık 23 milyon TL’lik yatırım yapılacak.
Toplam 298 dönüm arazide kurulacak olan Akıllı Köy’de, modern sera uygulamalarından toplu sağım ve süt soğutma sistemine, su ve gübre yönetim merkezinden toprak analiz laboratuvarlarına kadar çiftçilerin hayatını kolaylaştıracak pek çok bölüm bulunacak. Akıllı Köy’ün hem Türkiye’deki diğer köyler hem de diğer Vodafone ülkeleri için model oluşturması hedefleniyor. Çiftçiliği tercih edilen bir meslek haline getirerek köyden kente göçü azaltması beklenen Akıllı Köy projesiyle çiftçilerin ekonomik, çevresel ve sosyal gelişimi, dolayısıyla kırsal alanda sürdürülebilir kalkınma hedefleniyor.
Akıllı Köy, kırsal yaşamda teknoloji destekli sosyal gelişim ve inovasyonu destekleyecek. Arazi ve köye ait mera ile birlikte toplam 298 dönüm alana kurulacak köyde, modern meyvecilik alanı, tül altı sebzecilik alanı, modern sera uygulamaları, açık tarla sebze ve yem bitkisi yetiştiriciliği, meyve ve sebze işleme deposu, soğuk hava tesisi, toplu sağım ve süt soğutma sistemi, modern mera (otlak) alanı gibi tarım teknolojisinin uygulanacağı alanlar ile birlikte izleme ve takip merkezi, su ve gübre yönetim merkezi, hayvan besleme ve yönetim merkezi, çiftçi karar destek merkezi, yenilenebilir enerji çözüm merkezi, toprak yaprak analiz laboratuvarları, deneyim atölyeleri, eğitim merkezleri, sosyal yaşam ve spor tesisleri gibi bölümler olacak.
Çiftçinin geliri her yıl 40 bin TL artacak
Toplam 10 yıllık bir proje olacak Vodafone Akıllı Köy’de 2 yılda verimlilik artışının gözlenmesi, 4 yılda ise sürdürülebilir bir yapının oluşması hedefleniyor. Bitkisel üretim maliyetlerinde %20, hayvancılık maliyetlerinde %22 tasarrufun yanı sıra hayvancılıkta %30 gelir artışı, toplam üretimde ise %10’luk artışın öngörüldüğü Akıllı Köy projesiyle, 2 yılda hane başına gelirin yılda yaklaşık 40 bin TL artacağı tahmin ediliyor. Tarımsal sulamada en az %20 tasarrufun hedeflendiği projeyle, yanlış ilaçlama ve gübrelemeden oluşan toprak ve su kirliliğinin de önüne geçilecek.Nesnelerin İnterneti uygulamaları devreye alınacak
Türkiye’nin ilk teknoloji uygulama köyü olma özelliğini taşıyan Akıllı Köy’de, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin her noktasında kullanılan cihazlar akıllı hale gelecek, tüm faaliyetlerde otomasyon sistemleri ve ölçümler mobil cihazlar üzerinden yönetilecek ve nitelikli veri tek merkezde toplanacak. Akıllı Köy’de sulama otomasyonu, sera otomasyonu, gübre yönetim otomasyonu, kümes otomasyonu, don otomasyonu, süt otomasyonu, arıcılık otomasyonu, pedometre, erken uyarı sistemi gibi Nesnelerin İnterneti uygulamaları ile çiftçilerin hayatı önemli ölçüde kolaylaştırılacak.Sosyalleşme ve eğitim programları düzenlenecek
Akıllı Köy’de eğlenme, öğrenme ve sosyalleşme faktörlerini bir arada tutabilecek programlar da hızla devreye alınacak. Çiftçiler, çocuklar, gençler ve kadınlar için “yaşayarak öğrenme kamplarının” yapılmasının hedeflendiği köyde, Yetişkin Çiftçi Eğitim Programı, Mesleki Deneyim Paylaşım Kampı, Genç ve Çocuk Çiftçiler Kampı, Doğa ve Doğal Yaşam Kampı ve Tarım Teknolojileri Zirvesi gibi etkinlikler düzenlenecek. Akıllı Köy, yurt içi ve yurt dışından çiftçi, öğrenci ve ailelerin de ziyaretine açık olacak.Sinema sevgisini birlikte büyütüyoruz
Henüz iki yaşına bile girmeyen “özel sinema kulübü” Sinemia ikinci yatırımını alırken, toplam değerini de beşe katladı.
Abonelerine, yaklaşık iki sinema bileti fiyatına denk gelen aylık ücret karşılığında ay boyunca sınırsız sineme özgürlüğü sunan girişim, sinema seyircilerine gün ya da seans ayrımı gözetmeksizin, üye sinema salonlarını sonuna kadar açıyor. Aylık 49 TL’den başlayan fiyatlar abone olunabilen Sinemia’da aboneler, günde bir kez, seçtiği filme ve sinema salonuna ücretsiz girebiliyor.
İlk yatırımını Aslanoba Capital’den alan Sinemia, bu kez Borsa İstanbul Özel Pazar üzerinden gerçekleşen ikinci tur yatırım görüşmelerinde değerini beş katına çıkardı. İkinci tur yatırımda Aslanoba Capital ve İstanbul Startup Angels’dan Ali Çebi ve Burak Örücü şirkete ortak oldular. Yeni yatırımın boyutu hakkında ise bilgi verilmedi.
1,5 senede hızlı büyüme
Sinemia, hizmete başladığı 1,5 senedir, çok hızlı bir şekilde büyüyor. Özellikle sinemaya büyük ilgi gösteren genç kesim arasında hızla kullanılmaya başlayan servis, her çeyrek finansal dönemde gelirlerini 4 kat arttırarak yatırımcıların da dikkatini çekiyor.Android için Apple Music uygulaması hazır
Apple’ın Spotify ile rekabet etmek için tasarladığı ve iOS cihazlar üzerinde önemli bir kullanıcı kitlesine ulaşan Apple Music servisi şimdi Android kullanıcılarına da açıldı.
Android uygulaması uzun zamandır beta testi aşamasındayken bugün sessiz sedasız aldığı güncelleme ile beta sürecinden çıktı. Ancak pek çok sorun ortadan kalkmış olmasına rağmen uygulama hala Android tabletlerde çalışmıyor.
Uygulamanın Android versiyonunda, iOS’a göre birkaç farklılık da bulunuyor. Android kullanıcıları şarkıları offline olarak dinlemek için SD karta kopyalayabiliyor. Apple Android kullanıcılarına üç aylık ücretsiz deneme hesabı da sunuyor.
Facebook devasa bir laboratuvar açtı
Sosyal medya devi, 2 bin metrekare büyüklüğünde, dev bir laboratuvar açtığını duyurdu. Area 404 ismi verilen laboratuvarın ilgi çeken detayı ise, tamamen donanım ürünlerine odaklanmış bir merkez olması. Sosyal medya devi bu yeni laboratuvarında sanal gerçeklik donanımları, drone ekipmanları, 360 derece kameralar gibi yeni nesil donanımlar hakkında AR-GE çalışmaları yapacak.
Engadget’ın haberine göre, Area 404’ün bir diğer özelliği de tüm ekiplerin iç içe çalışması ve çok sıkı bir iletişim içinde olmalarını sağlayacak özel bir tasarımla kurulması. Böyle değişik ürün grupları üzerinde çalışan ekipler kendi içinde izole olmayacak ve diğer ekiplerle etkileşim halinde bulunacaklar. Bu da ürünlerin gelişmesini hızlandıracak ve diğer ürün ve hizmetlerle uyum içinde olmasını sağlayacak.
Yeni laboratuvar, alışıldık “eğlenceli, aksiyonlu, oyuncaklı” Facebook ofislerinin aksine, full kapasiteli bir uçak hangarını veya dev bir otomobil tamircisini andırıyor zira bina tamamen araç gereçlerle ve teknik ekipmanla, test alanları ile dolu.
Bu gelişme ayrıca, sosyal medya devinin artık sadece yazılım ve internet servisleri üzerine değil, doğrudan donanım ürünlerine de odaklanacağının ispatı. Üstelik bu odaklanmanın çok güçlü olacağı anlaşılıyor. Area 404’de geliştirilecek ilginç ürünlerin önümüzdeki sene medya önüne çıkması şaşırtıcı olmayacak. Bakalım yeni nesil Bill Gates olarak tanımlanan Zuckerberg bu sefer nasıl bri devrim yapacak?
İlginizi çekebilecek bir diğer haber: Microsoft ve Facebook Atlantik’e kablo döşeyecek
Yandex, ClickHouse’u açık kaynak koduna çevirdi
Yandex’in geliştirdiği ve kendi bünyesinde bulunan çeşitli servislerin altyapısında çalışan ClickHouse isimli veri tabanı yönetim sistemi şimdi açık kaynak koduyla tüm dünyadaki yazılım geliştiricilere sunuldu.
Kolon bazlı bir veri tabanı sistemi olan ClickHouse, büyük miktardaki veriden gerçek zamanlı analitik raporlar alınabilmesini sağlıyor.
Yandex’in kendi ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdiği ClickHouse, 13 trilyon kayıt ve günlük 20 milyarın üzerinde işlem sayısı ile dünyanın ikinci en büyük web analiz aracı olan Yandex.Metrica başta olmak üzere Yandex’in e-posta, reklam ve daha birçok servisinde kullanılıyor. Çok geniş bir kullanım alanına sahip olan ClickHouse, 2011’de işlem başına 1000 özellik içeren 10 milyar işlemin saklanması ve işlenmesi için CERN’in Büyük Hadron Çarpıştırıcısı deneylerinde de kullanıldı.
Her sektörün ihtiyacını karşılayabiliyor
ClickHouse web ve mobil uygulamalar için geliştirilen analiz araçlarının yanı sıra büyük miktarda verinin hızlı, etkin, güvenilir ve ölçeklenebilir şekilde işlenmesini gerektiren telekomünikasyon, dijital reklamcılık, artırmalı satış sistemleri, e-ticaret, online oyunlar ve bilgi güvenliği alanlarında da kullanılabiliyor. Veri tabanı, coğrafi olarak dağıtılmış yüzlerce bileşenden oluşan sunucu sistemlerinin yanı sıra tek bir sunucu ve hatta sanal makinalarda da çalışabiliyor. Yandex’in daha önce açık kaynaklı olarak dağıtıma sunduğu bazı uygulamalar arasında yük testi ve karşılaştırmalı performans analiz aracı Yandex.Tank, web sitesi geliştirmek için sunulan bir metodoloji olan BEM, bulut tabanlı uygulama geliştirme platformu Cocaine ve dağıtık veri depolama sistemi Elliptics bulunuyor.Bankacılık işlemlerinde SMS doğrulamasının sonu mu geliyor?
Son haftalarda Pokemon GO oyunu ve kullanıcılardan istediği uygulama izinleri çok sıklıkla konuşuluyor. Aslında benzer izinleri ve hatta daha fazlasını cep telefonlarına indirilen pek çok uygulama istiyor ve çoğu kullanıcı bu izinlerin içeriğini dahi okumadan, bilmeden kabul ediyor. Bu izinlerin verildiği uygulamalar cep telefonun kamerasına, SMS mesajlarına, mikrofonuna, lokasyon bilgilerine, rehberine, internetine ve veri deposuna erişebiliyor.
Bu nedenle bu uygulamalar kullanıcıya ait pek çok bilginin kullanma, kopyalama ve bu bilgileri farklı cihazlara gönderme riskini de beraberinde getiriyor. Türkiye’de de online bankacılık güvenliği hizmetleri sunan KOBIL, SMS mesajlarına ve internete ulaşma izni alan uygulamaların bankalardan gelen SMS şifrelerini kötü niyetli kullanıcı telefonlarına internet üzerinden iletebileceği uyarısında bulundu.
Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Ulusal Teknoloji ve Standartlar Enstitüsü (NIST) tarafından yayınlanan yeni Dijital Kimlik Doğrulama Kılavuzu‘nda da çevrimiçi uygulamalarının kimlik doğrulama için SMS’i kullanmaması tavsiyesinde bulunmuştu.
ABD ve Avrupa’da, bankacılık ve finans işlemlerinde SMS ile kimlik doğrulaması uygulamasına son verilmesi ciddi olarak tartışılmaya başlamışken Türkiye bankalarının da bu yönde hareket etmesi bekleniyor.
Tüketiciler bankacılıkta mobile kayıyor
ING Bank’ın uluslararası araştırması mobil bankacılığı mercek altına aldı. Türkiye dahil 13 Avrupa ülkesinin yanı sıra ABD ve Avustralya’da düzenlenen araştırmada, mobil bankacılığın nakit yönetimine olumlu etkisini en çok Türkiye’deki tüketicilerin deneyimlediği, mobil alışverişlerde Avrupa genelinde kıyafet alımının önde olduğu ancak Türklerin dünyanın en büyük yemek sipariş platformuyla tüm Avrupa ortalamasından daha fazla mobil sipariş verdiği ve ABD’de de mobil alışverişin en çok müzik için yapıldığı tespit edildi.
15.000’e yakın katılımcıyla gerçekleşen araştırmaya göre Avrupalı mobil bankacılık tüketicilerinin %71’i mobil çözümlerin nakit yönetimine yardımcı olduğuna inanıyor. Avrupalı tüketiciler arasında mobil bankacılık kullanım oranının geçen yılki %41’lik seviyesinden %47’ye çıktığını gösteren araştırma, %16’lık kesimin de önümüzdeki bir yıl içinde mobil bankacılığa geçeceğini ortaya koydu. Türkiye’deki tüketiciler için %44’lük aktif kullanım ve %15’lik bir yıl içinde kullanma beklentisi ile benzer sonuçların altını çizen araştırmaya göre, Türkiye’de son dönemde sağlanan artışta mobil internet penetrasyonunun artışı önemli rol oynadı.
Mobil alışverişleri de inceleyen araştırma, Avrupa’daki mobil cihaz sahiplerinin %66’sının son 12 ay içinde mutlaka bu kanaldan bir alışveriş yaptıklarını ortaya koydu. Araştırmanın öne çıkan bir diğer verisi ise araştırmaya katılanların yüzde 85’inin gelecek 12 ay içinde daha az nakit kullanacağını belirtmiş olması.
Türkler mobil bankacılığın nakit yönetimine olumlu etkisi olduğuna inanıyor
Mobil Bankacılık 2016 araştırmasına göre Amerikalılar’ın %78’i ve Avrupalıların %71’i mobil bankacılığın nakit yönetimine olumlu etkisi olduğuna inanırken, bu konuda en iyimser ülke Türkiye oldu. Türkiye’deki tüketiciler arasında bu oran %85 olarak ölçüldü. Araştırmaya katılanların %23’ü mobil bankacılık sayesinde hiçbir fatura ödemesini kaçırmadıklarını, %16’sı ise mobil çözümler sayesinde daha fazla tasarruf yapabildiklerini ifade etti. Mobil bankacılığın para yönetimlerine olumlu etki yaptığını düşünenler arasında, kullanmaya başlama tarihinin az miktarda etkisi olduğu görüldü. Mobil bankacılık kullanmaya 2015 ve sonrasında başlayanlar arasında pozitif düşünenlerin oranı %74 iken bu oran 2014 ve öncesinde kullananlarda %76 oldu. Türkiye’de aynı oranlar sırasıyla %89 ve %90 seviyeleri ile Avrupa’nın en yükseği oldu. Tüketicilerin mobil bankacılık kanallarını ne kadar sıklıkta kullandıklarını da sorgulayan araştırmaya göre, örneklem dahilindeki tüketicilerin günlük bazda en çok tercih ettikleri kanallar sırasıyla, %19 ile internet bankacılığı, %12 ile mobil bankacılık ve %5 ile ATM’ler oldu.Mobil alışverişin payı artış eğiliminde ve bu segmentin lideri açık ara Türkiye
Araştırma son 12 ay içinde mobilden yapılan alışverişlerin de artış eğiliminde olduğu tespit etti. Mobil cihazlardan 2015’te ve 2016’da yapılan alışverişler incelendiğinde Avrupa ortalaması %58’den %66’ya yükselirken, Türkiye mobil alışverişteki liderliğini korudu. Geçen yıl %84 olan oran %88’e çıktı. Mobil alışverişlerin Avrupa’daki kralı kıyafet olabilir ancak Türkiye’deki mobil yemek siparişleri Avrupa ortalamasının 2 katından fazla Araştırmaya göre Avrupalı tüketicilerin mobilden en çok satın aldıkları ürünler sırasıyla kıyafet (%43), elektronik (%37) ve oyun (%23) olarak öne çıktı. İlk iki sırada kıyafet (%63) ve elektronik (%49) alışverişiyle Avrupa geneliyle uyumlu ilerleyen Türkiye’de üçüncü sırayı %41 ile yemek siparişleri aldı. Bu oran Türkiye’nin, Avrupa ortalamasının (%19) iki katından fazla mobil yemek siparişi verdiğini gösteriyor. Diğer yandan araştırma mobil alışverişlerde kadın (%64) ve erkek tüketiciler (%69) arasında küçük bir fark olduğunu tespit ederken, asıl tüketim farklarının yaş gruplarında görüldüğünü ortaya koyuyor. Son 12 ay içinde mobil cihazından alışveriş yapanların oranı 18-24 yaş grubunda %86, 25-34 yaş grubunda %85, 35-44 yaş grubunda %72, 45-54 yaş grubunda %62 ve 55 yaş üzeri grupta %43 olarak ölçüldü.Nakit paranın sonu geliyor mu?
Araştırmada sorulan sorulardan biri de son 12 ay içinde fiziksel nakit para kullanımının azalıp azalmadığıydı. Soruya daha az nakit para kullanıyorum cevabı verenlerin Avrupa ortalaması %53 olarak ölçülürken, Türkler araştırmaya katılan diğer tüm ülkelerden daha yüksek bir oran olan %67 ile bu soruya olumlu cevap verdi. Türkiye’nin hemen ardında %66 ile İtalya, %62 ile Romanya ve Polonya yer aldı. Gelecekte cep telefonları ile daha çok ödeme yapmayı düşündüklerini belirtenlerin oranı Avrupa’da %52 olurken, bu konuda en istekli ülke Türkiye oldu. Türkiye’deki tüketicilerin %73’ü akıllı telefonları ile ödeme yapabileceklerini dile getiriyor. Araştırma, Bitcoin gibi sanal para birimlerinin, online harcamanın geleceği olduğuna inancın da Türkiye’de, Avrupa ortalamasının çok üzerinde olduğunu gösterdi. Avrupa’da %33’lük bir kesim bu konuda hemfikir olurken, Türkiye’de aynı oran %49 oldu. Temassız ödemeye güven konusunda da fikirleri sorulan tüketiciler Avrupa genelinde %46, Türkiye’de %57 oranında olumlu görüş belirtti.Türkiye mobil ödeme uygulaması kullanımında en yüksek skora sahip
Mobil ödeme uygulaması kullanma konusunda da Türkiye liderliği bırakmadı. Avrupalı mobil cihaz sahiplerinin %40’ı (geçen yıl %33) bir mobil ödeme uygulaması kullandığını söylerken, Türkiye’de bu oran bir yılda 10 puanlık artışla %66 oldu. Gelecek bir yıl içerisinde kesinlikle ya da muhtemelen mobil ödeme uygulaması kullanacağını söyleyenler Avrupa’da %56, Türkiye’de %81 seviyesinde. Mobil ödeme uygulamasının tercih edilmesinde öne çıkan faktörler %53 ile hız, %45 ile kolaylık ve %34 ile farklı alanlarda kullanma imkanı olarak sıralandı.Yeni girişimiyle konuşulan Sina Afra, DeFacto ailesine katıldı
Markafoni ile Türkiye’nin en önemli online girişimlerinden birine imza atan Sina Afra, yeni girişimi Evtiko için çalışmalarını sürdürürken, yeni bir yönetim görevini daha üstlendi: Sina Afra, hazır giyim markası DeFacto’nun yönetim kuruluna “Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi” olarak katıldı. E-ticaret yatırımları ve girişimciliği alanında uluslararası tecrübelerini DeFacto’ya taşıyacak olan ve şirket Yönetim Kurulu’nda e-ticaretten Sorumlu Üye olarak göreve başlayan Sina Afra, 2025 yılında fiziksel mağazalarının yanı sıra online ticaret sitesiyle de 100 ülkede faaliyet gösteren global bir moda markası olmayı hedefleyen DeFacto’nun bu stratejilerini hayata geçirmesine liderlik yapacak.