SDN NETWORK
Snapchat nasıl para kazanacak?
Son aldığı yatırımla toplam değeri 20 milyar dolara ulaşan ayrıca günlük aktif kullanıcı sayısı ile artık Twitter’dan daha büyük ve daha popüler bir sosyal ağ servisine dönüştüğünü kanıtlayan Snapchat’in nasıl para kazanacağı büyük bir merak konusu.
Henüz şirket ile değeri ile uyumlu bir gelir düzeyi yakalayamamış olan Snapchat’in, aynı Twitter örneğinde olduğu gibi, servise olan büyük ilgiyi paraya çevirememesi durumunda sonunun Twitter gibi olmasından endişe ediliyor. Ancak Snapchat’in kurucusu ve CEO’su Evan Spiegel ise yatırımcıları memnun edecek gelir modelleri üzerinde çalışıyor. Buna göre, gelir modellerinden biri, kamera uygulamaları.
Son X-Man filminin kampanyasında olduğu gibi, Snapchat, film yapımcılarından reklam ücreti alırken kullanıcılarına filmle ilgili fotoğraf filtreleri sunacak. Böylece kullanıcılar kendilerini sevdikleri film karakterlerinden biriymiş gibi fotoğraflayabilecekler. Kullanıcılar ardından ilgili reklam uygulamasının içinden filme bilet alabilecek veya filmin oyuncaklarını/tişörtlerini, çay kupalarını sipariş verebilecekler. Elbette Snapchat bu satışlar üzerinden de komisyon alacak. Diğer bir gelir modeli ise, Facebook’un Messenger servisinde uygulamayı düşündüğü gibi, firmaların bot hesaplarının Snapchat üzerinden kullanıcılarla doğrudan iletişim kurması ve sipariş alması, şikayet dinlemesi vs gibi aksiyonlar.
Sosyal medya uygulamasının 2015 yılında reklam gelirlerinden elde ettiği rakam 50 milyon dolar. Bu rakam şirketin ayakta kalması için çok küçük. Ancak sosyal medya uygulaması 2016 için 250-350 milyon dolar arasında gelir bekliyor. 2017 öngörüsü ise 500 milyon dolar ile 1 milyar dolar arası gelir.
Facebook’un 1 milyar dolar gelir elde etmesi için altı yıl, Twitter’ın ise sekiz yıl geçmesi gerekmişti. Ancak piyasanın hızlı geliştiğini ve mobil/web reklam pazarının hızla büyüdüğünü göz önüne alınca Snapchat’in ilk milyar dolarına kavuşmasının daha erken olması sürpriz olmayacak. Yine de
Mitsubishi otomobil alarm sisteminde açık
Otomobiller akıllandıkça onları tehlikeye atabilecek saldırılara kapı açan hatalar da beraberinde geliyor. Japon otomotiv devi Mitsubishi’nin hibrit otomobillerinde kullanılan alarm sisteminde tespit edilen bir açık, firmayı hızla açıklama yapmaya mecbur bıraktı.
Otomobilin WiFi sisteminde bulunan bir açığı kullanan hacker’lar, aracın alarm sistemini devre dışı bırakabiliyorlar. Böylece hırsızlar otomobili çalmak için kendilerine ekstra zaman kazanmış oluyorlar. Mitsubishi açığı kabul ederken, araç sahiplerinden soruna çözüm bulunana kadar Wi-Fi sistemini kapatmalarını istedi.
Bir güvenlik araştırmacısı, çocuğu ile parkta dolaşırken bölgedeki açık kablosuz ağları aramak isterken bir Mitsubishi Outlander’ın kablosuz ağına denk geliyor, aynı zamanda aracın bir arkadaşına ait olduğunu fark ediyor ve biraz daha ileri gidince kablosuz bağlantı üzerinden çeşitli açıklar olduğunu tespit ediyor. Ardından, araştırmasını derinleştirmek için bir Mitsubishi de satın alan araştırmacı aracın kablosuz ağı ile araç sahiplerinin mobil uygulamaları arasındaki iletişimi çözmek için çalışırken açıkları detaylıca belirliyor.
Telefondan araca direkt bağlantı
Diğer araç uygulamalarının aksine Mitsubishi araç uygulamaları, kullanıcıların telefonları ile iletişim kurmak için WiFi üzeriden telefona doğrudan komut gönderip alıyor. Oysa diğer firmalar, telefonla araç arasına bir sunucu koyarak gelip giden komutları bu sunucu üzerinde işliyor ve kontrol ediyor. Mitsubishi’de ise, doğrudan WiFi’ye bağlananbilen herkes, telefon üzerindeki dosyaların içeriğini değiştirerek araca komut verebiliyor. Bu komutlardan biri de aracın alarmını kapatmak. Kötü niyetli kişilerin aracın sinyallerini, ışığını kapatması, pilini bitirmesi de mümkün. Örneğin, gece hareket halinde ve büyük hızla ilerleyen bir aracın arkasına takılan bir başka aracın içinden WiFi sistemine girmek ve farlarını kapatarak aracın ölümcül bir kaza yaşamasına neden olmak işini bilen hacker’lar için zor bir işlem değil. Daha önce de Chrysler, Tesla ve Nissan firmaları da araçlarının hacklenmesi sorunuyla karşılanmıştı. Yeni nesil araçlar akıllandıkça ve bağlantı yetenekleri arttıkça, saldırılara maruz kalkma riskleri de artıyor.Organik devreler artık daha yetenekli
MIT bilim insanları organik devreler ile daha karmaşık işlemler yapabilmesini sağlayacak bir metot geliştirdi. Böylece organik bilgisayarlar üretebilme hedefinde büyük bir adım atılmış oldu.
MIT’in yeni yöntemine göre, organik devreleri hem analog hem de dijital bilgisayarlara entegre etmek mümkün olacak. Böylece canlı hücrelerden oluşan bilgisayarlar yaratabilecek.
Yeni yöntem DNA üzerindeki genetik sensörlerin tepkilerine dayanıyor. Bu analog tepkileri, dijital çıktıya dönüştürmek mümkün oluyor. Diğer bir deyişle, hücrelerin kompleks tepkileri, sıradan bilgisayarların anlayabileceği ikili sistemde veriye dönüştürülebiliyor.
Canlı hücreler konusunda geliştirilen yeni yöntemin pratik uygulamaları ise çok geniş bir alana yayılıyor. Örneğin, bu hücreler sayesinde, belirli kimyasalların varlığını tespit ettiğinde başka kimyasalların yayılmasını sağlayan sensörler geliştirmek mümkün. Bu da şeker hastaları için, kandaki glukoz miktarına göre insülin salınımını tetikleyen hücreler üretilebilmesi anlamına geliyor. Ya da farklı kanser hastalıklarıyla savaşan hücreler yaratılabilir. Bu yeni yöntemle üretilebilecek genetik devrelerin klinik çalışmaları bir sene içinde başlayacak. Böylece birkaç sene içinde, hücrelerden oluşan canlı bilgisayarların ilk pratik örneklerini birkaç sene içinde hayatımızda görme şansımız olabilecek.
Rus sosyal ağında 171 milyon hesap bilgisi çalındı
Rus sosyal ağı olarak tanınan VK.com’da 171 milyon hesabın verileri bir hacker’ın eline geçti. Avrupa’nın en büyük sosyal ağı konumunda olan, St. Petersburg merkezli VK.com daha önce VKontakte ismiyle tanınıyordu. Toplam 350 milyon kullanıcıya sahip olan VK’da çalınan hesap bilgileri arasında login isimleri, şifreler, lokasyon ve telefon numaraları da yer alıyor.
Hack olayı ise aslında yeni değil. Bilgilerin 2012 yılında çalınmış olduğu düşünülüyor ancak hacker’ın çaldığı bilgileri henüz satışa çıkarmış olduğu anlaşılıyor. 2012 yılında VK’nin toplam kullanıcı sayısı 190 milyon kişi düzeyindeydi.
Hacker 171 milyon kullanıcıdan 100 milyonunun hesap bilgilerini 17 GB’lık bir dosya içinde satıyor. Veri için istediği fiyat ise 1 Bitcoin. Yani yaklaşık 580 dolar.
Rusya’nın Facebook’u olarak bilinen VK, uzun süre gençlerin Putin’e karşı muhalefet yaptığı bir yer olarak görüldü ancak sitenin kurucusu Pavel Durov 2014’te çıkan yeni medya yasası nedeniyle hapse girme tehlikesi yaşayınca Rusya’dan kaçmak zorunda kalmıştı.
Intel, Romanya ofisini kapatıyor
Intel’in dünya çapında 12 bin kişiyi işten çıkaracağı yapılanma sürecinde sıra Romanya’ya geldi. Romanya’daki araştırma geliştirme laboratuvarını kapatma kararı alan Intel yaklaşık 200 kişiyi de işten çıkaracak.
İşlemci devinden henüz bir açıklama gelmiş değil ancak Intel içindeki sızıntılar, Romanya’da IoT ve Android projeleri üzerinde çalışan 200 yazılım mühendisinin işten çıkarılacağını ve ülkedeki operasyonların duracağını haber veriyor.
ABD’li işlemci devinin CEO’su Brian Krzanich 19 Nisan günü Intel çalışanlarına gönderdiği memoda, şirketin daha karlı alanlara yönlenmesi için yeniden yapılanmak zorunda olduğunu ve bu nedenle 12 bin kişinin işine son verileceğini duyurmuştu. İşten ayrılacaklara duyuruların ise bir ay sonra başlayacağının altı çiziliyordu.
Romanya’daki IoT takımı içinse bu işten çıkarma haberinin sürpriz olduğu vurgulanıyor çünkü ekip daha bir sene önce işe girmiş ve işlemci devinin yeni dönemde odaklanmak istediği IoT pazarı için ürünler geliştiriyorlardı. Öte yandan Krzanich 19 Nisan’da yayınladığı memoda IoT ve yazılım servislerinin şirketin yeni dönemde odaklanmak istediği alanlar olduğunu belirtmişti, dolayısıyla Romanya ekibi kendini güvende hissediyordu.
Sendika başkanından doğrulama
Karar henüz resmen açıklanmış değil ama haberin duyulması da gözlerin Romanya’ya çevrilmesine neden oldu. Romanya’da yazılım ve hizmet servisleri endüstrisi çalışanları sendikasının başkanı, Intel’in Romanya’da çıkma ihtimalini duymaktan dolayı üzgün olduğunu ancak yeni teknoloji şirketlerinin Romanya’ya yatırım yapacağına inandığını açıklaması, perde arkasında bu kararın çalışanlara ve dolayısıyla sendikaya da iletilmiş olduğunu düşündürttü.Instagram üçüncü parti uygulamaları engelledi
Instagram’ın Çarşamba günü yaptığı API güncellemesiyle, servisin çok sayıda üçüncü parti uygulamayı engellediği belirtiliyor.
Üçüncü parti uygulamalar, kullanıcıların orijinal Instagram uygulamasını indirmeden Instagram hesaplarını kullanmalarına, fotoğraf yüklemelerine imkan veriyordu. Ancak bu uygulamalar Çarşamba gününden beri çalışmıyor. Artık Instagram API’sine ulaşma hakkı kalmayan Gramfeed, Mixagram, Fastfeed ve Padgram gibi popüler uygulamalar tamamen işlevsiz hale gelmiş durumdalar. Ayrıca fotoğraf paylaşım ağı içinden çektiği fotoğrafları kullanabilen Flipboard gibi uygulamalarda da sayfalar artık boş görünüyor.
Fotoğraf paylşım ağı bu önlem sayesinde, giderek büyüyen kullanıcı kitlesinin üçüncü parti uygulamalardan zarar görmesini engellemeye ve orijinal uygulamaya daha fazla kullanıcı çekmeye çalışıyor. 2014’te, üçüncü parti uygulamaların Snapchat kullanıcılarının yayınladığı ve otomatik olarak silinmesi gereken fotoğrafları veri tabanında sakladığı anlaşılmıştı ve bu olaydan sonra Snapchat de üçüncü parti uygulamaların API’ye erişimini engellemişti.
Y Nesli şirketlere zarar mı veriyor?
İş dünyasında ağırlığını hissettirmeye başlayan Y kuşağı hakkındaki şikayetler, sonunda ABD’de resmi bir raporda da yer buldu.
ABD’deki ekonomik gelişmeleri takip eden merkez bankaları ekonomik gelişmeler ve sorunlar hakkında sık sık raporlar hazırlıyor. Dallas Merkez Bankası’nın Mayıs ayı raporu ise ilginç bir tespitle yayınlandı. Rapora göre, Mayıs ayında Dallas’taki fabrikaların üretimi beklenenden çok daha fazla düştü. Fabrika yöneticileri ile yüzyüze görüşmelerin de yer aldığı rapor, bu olağanüstü düşünün nedenlerini de araştırmış.
Fabrika yöneticilerinden birinin şikayetleri ise doğrudan işçilerin sorumsuz tavırlarıyla ilgili. Fabrika yöneticisi, Y Nesli çalışanlarının, kazandıkları parayı önemsemedikleri ve fabrikaya para kazandırmakla da ilgilenmedikleri, sorumluluklarını umursamadıklarını ve zamanlarının çoğunun ellerinde telefonla sosyal medyada geçirdiklerinden şikayet ediyor. Çalışanları sık sık uyarmak ve sürekli izlemek zorunda kalan fabrika yöneticilerinin ise asıl yapmaları gereken işlere zaman ayıramamaları da şikayetin diğer detayı. Fabrikada yapılan araştırmaya göre, hem ofis çalışanları hem de üretim bölümünde çalışanlar, üretken zamanlarının yarısını sosyal medyada harcıyorlar. Bu da fabrikada üretimin yavaşlaması anlamına geliyor.
Öte yandan ABD’de çalışanların lehine yapılan yeni düzenlemeler iş verenlerin yeni maliyetlerin altına girmesine neden oluyor ve çalışanların verimli olmaması halinde işletmelerin önemli zararlarla karşılaşma tehlikesi bulunuyor. Dolayısıyla ABD’de iş yerlerinde Y neslinin iş dışı amaçlarla sosyal medya kullanımı, telefonla mesajlaşma gibi aktiviteleri giderek daha fazla iş verenin gözüne batmaya başlayacak gibi görünüyor.
TeamViewer hacklendi mi?
Profesyonel hayatta yoğun olarak kullanılan uzaktan erişim uygulaması TeamViewer’ın kullanıcıları hesaplarının çalındığı ve bilgisayarlarına uzaktan erişildiği konusunda yoğun şikayetler iletmeye başladılar. Şikayetler, TeamViewer üzerinden bilgisayarlarına ulaşan hacker’ların tüm dosyalarını karıştırdığı hatta tarayıcı üzerinden PayPal hesabına ulaşıp hesaptaki tüm parayı kendilerine gönderdiği hususunda yoğunlaşıyor.
Benzer şikayette bulunanların, haftalar öncesinde bu olayları yaşadıklarını belirtmesi TeamViewer’da haftalardır kapatılamayan önemli bir açık olduğu şüphesini doğuruyor.
Servisin hack’lendiğine dair şimdilik somut bir delil olmasa da, IBM’in siber tehdit bölümünden Nick Bradley iddia edilen hack olayının peşine düşmüş durumda. Kendisi de benzer şekilde, bir oyunun ortasındayken fare imlecinin kontrolünden çıkıp başka yere tıklamaya çalıştığını görünce uzaktan erişim uygulamasından şüphelenip uygulamayı sistemden kaldırmış.
Uzaktan erişim uygulamasının geliştiricileri ise olayların hack nedeniyle değil, şifresini yeterince iyi korumayan kullanıcılar nedeniyle gerçekleştiğini savunuyor ve sistemlerine dışarıdan saldırı olduğunu kabul etmiyor.
Geçtiğimiz haftalarda LinkedIn, MySpace ve Tumblr servislerinde önemli siber saldırılar yaşanmış ve çok sayıda hesabın kimlik ve şifre bilgileri hacker’ların eline geçmişti.
Norveç 2025’te benzinli otomobilleri yasaklayacak
Norveç, petrol ürünleriyle (benzin/dizel) çalışan otomobilleri yasaklamayı tartışıyor. Ülkenin en büyük gazetelerinden birine göre, ülkenin dört büyük siyasi partisi 2025 yılında ülkede petrol ürünleriyle çalışan yeni otomobillerin satışını yasaklamak konusunda anlaştılar.
Norveç aynı zamanda dünyanın en büyük petrol ihracatçılarından biri ancak buna rağmen temiz ve ekonomik enerji kaynakları mevcutken ülkede petrol kullanımı tepki görüyor. Yine de ekonomiyi sarsmaması için bu geçişin çok yumuşak yapılmasına dair tartışmalar da devam ediyor.
Öte yandan şu anda bile ülkedeki satılan yeni otomobillerin dörtte biri elektrikli/hibrit modellerden oluşuyor. Tesla’nın da en çok otomobil sattığı ülkelerden biri Norveç. Eğer fosil yakıt kullanan araçların satışı yasaklanacak olursa, Kuzey Avrupa’lı ülke bu konuda Hindistan’la birlikte dünyada ilk olacak. Hindistan da çok yakın gelecekte petrol türevleriyle çalışan otomobil satışlarını durdurma planı bulunuyor. Ancak Hindistan’ın alt yapısı tüm ülkede elektrikli otomobillerin kullanılmasına şimdilik uygun olmasa da Norveç bu konuda çok yol kat etmiş, temiz enerji kullanımı konusunda lider ülkelerden biri.
Norveçlileri zorlayacak tek husus, komşu Avrupa ülkelerinde elektrikli otomobillerin yaygınlaşmasının gecikmesi olacak. Avrupa içinde ülkeler arasında kara yolu ile seyahat çok kolayken, elektrikli otomobiliyle komşu ülkeye geçecek bir Noveçli’nin aracını şarj edecek istasyon bulmakta zorlanması bu uygulamanın gecikmesine neden olabilir.
Instagram yayın algoritmasını değiştirdi
Facebook’un sahibi olduğu popüler fotoğraf paylaşım ağı Instagram, fotoğrafların görünme sırasını değiştiren bir algoritma güncellemesi yaptı.
Yeni güncelleme ile birlikte kullanıcılar artık takip ettikleri hesapların yayınladığı fotoğrafları tarih sırasına göre değil, beğeni sırasına göre yayınlayacak. Böylece daha iyi fotoğraflar kullanıcıların haber sayfasında daha üstte görünecek.
Fotoğraf paylaşım servisi bir süredir fotoğrafların sıralanması için yeni bir düzen üzerinde çalışıyordu. Şirket Mart ayında, fotoğrafların yayınlanma zamanına göre sıralanmasını değiştirmek için çalıştıklarını açıklamıştı. O açıklamada yeni sıralama düzeninin, kullanıcının fotoğraf sahibiyle ilişkisi, kullanıcının ilgi alanı ve fotoğrafların popülerliğine göre şekilleneceği vurgulanmıştı.
O değişiklik ise bugün itibariyle yayına girmiş görünüyor. Yeni düzenleme kademeli olarak tüm dünyadaki kullanıcıların hesabında aktif olacak. Instagram’ın ana şirketi Facebook da kısa süre önce haber sayfasında görünecek paylaşımlar için benzer bir algoritma değişikliğine gitmişti.
Popüler fotoğraf paylaşım servisinin araştırmasına göre, kullanıcıların %70’i takip ettiği kişilerin yayınladığı fotoğrafları kaçırıyor. 400 milyon aylık aktif kullanıcıya sahip Facebook, genişleyen kullanıcı tabanında insanların ilgilendikleri konular ve kullanıcılar hakkında daha fazla fotoğrafı yakalayabilmeleri için bu değişimi zorunlu görüyordu.
Mark Zuckerberg Facebook yönetiminde büyük değişiklik yaptı!
Dünyanın en büyük sosyal ağı Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, 100 milyar doların üzerinde değere sahip şirketin geleceği için önemli bir adım attı. Zuckerberg, sahibi olduğu imtiyazlı hisselerin, mirasçılarına geçmeyeceğini açıkladı.
Facebook yönetiminde başka hissedarlar da olmasına rağmen, Zuckerberg imtiyaz hakkı nedeniyle diğer hissedarlardan daha fazla oy hakkına sahip bulunuyor. Yatırımcılar da bu durumdan şikayetçi değil çünkü Zuckerberg’in şirketi doğru yönetecek vizyon ve bilgiye sahip olduğuna inanıyorlar. Ancak Zuckerberg’in ölmesi halinde imtiyaz hakkının eşine veya kızın kalması halinde, şirketin yanış kararlarla yönetilmesi riski bulunuyor ve bu da şirkete yatırım yapmak isteyebilecek yeni yatırımcıları ve mevcut hissedarları endişelendiriyordu.
Facebook’un kurucusu şimdi bu endişeleri ortadan kaldırmak için, ölmesi veya şirketin yönetiminden ayrılması halinde hisselerindeki imtiyaz hakkının ortadan kalkacağına ve mirasçılarına imtiyaz kalmayacağı kararı aldı. Böylece Facebook’un ileride profesyonel yöneticiler tarafından yönetilebilmesinin önü açıldı.
Zuckerberg henüz 32 yaşında ve yakında şirketten ayrılmayı düşünmüyor ancak yine de hissedarlar, ileride Zuckerberg’in yorulup erken emekliliğe ayrılarak bir yelkenli ile dünyayı dolaşmak istemesi halinde şirketin yönetimini kızına veya karısına ya da ailesinden birine bırakmaya kalkışmayacağından ve dev şirketin kendini kanıtlamış, başarılı, profesyonel bir CEO tarafından yönetileceğinden emin olmak istiyorlar.
Bitcoin tacirine 8 yıl hapis
Bitcoin kullanarak uyuşturucu ticaretine aracılık eden kara borsa servisi Silk Road 2.0’ın çalışanına ABD mahkemesinde 8 yıl hapis hükmü verildi.
Takma isimlerle uyuşturucu, narkotik ve hatta hacker içeriklerinin pazarlanmasına aracılık eden ve alışverişte Bitcoin kullanılmasını sağlayan Silk Road sitesine karşı FBI’in yürüttüğü operasyonda tutuklanan site çalışanı Brian Farrell’in davasında sonuç Cuma günü açıklandı. Yargıcın 8 yıllık hapis cezası hükmüyle, Sil Road nedeniyle hapis cezası alanların sayısı ikiye yükseldi.
Silk Road’ın ilk versiyonunu kuran Ross Ulbricht 2013 yılında tutuklanmış ve 2015’te ömür boyu hapis cezası almıştı. İlk Silk Road sitesinin FBI tarafından kapatılmasının ardından 2013 yılında Silk Road 2.0 adıyla yeni versiyonu yayına girmiş ve yasa dışı operasyonlar bu site üzerinden yürümeye devam etmişti. FBI sitenin izlerini sürerek siteyi kuran Blake Benthall’a ulaşmış, Brian Farrell ise onun yardımcısı olarak tutuklanmıştı. Farrell, Dread Pirate Roberts takma adını kullanıyordu.
Bitcoin kullanımı ABD veya diğer ülkelerde yasa dışı değil ancak Bitcoin üzerinden yapılan alışverişlerin izini sürmek mümkün olmadığı için takma isim kullanan uyuşturucu dağıtıcıları, müşterilerini Silk Road gibi karaborsa sitelerinden buluyor, anlaşmalar ve para gönderimi bu siteler üzerinden gerçekleşiyor, ardından uyuşturucu veya diğer yasa dışı mallar, posta yoluyla müşteriye iletiliyor veya belirlenen buluşma yerlerinde teslimat yapılıyor. FBI bu trafiği kırabilmek için yıllardır çalışıyor ve kimliklerini çok iyi saklayan Silk Road yöneticilerini tutuklamak için uzun bir süre uğraşmak zorunda kalmıştı. Sonunda Ross Ulbricht ABD’de bir kafede, masasında laptopuyla otururken onu takip eden FBI ajanlarını fark edince kaçmaya başlamış ve uzun bir kovalamacadan sonra yakalanıp tutuklanmıştı. Ross Ulbricht’in laptopundaki Bitcoin cüzdanından, Silk Road’daki alışveriş işlemlerindeki komisyonlardan kazanılmış 25 milyon dolar değerinde Bitcoin ele geçirilmişti.
Nest içindeki kavga CEO’nun başını mı yedi?
Google’ın ev otomasyonu bölümü Nest’in kurucusu ve CEO’su Tony Fadell, görevden ayrıldığını duyurdu. Fadell’in yerine Google’ın yöneticilerinden Marwan Fawaz geçecek. Fadell ise Alphabet’e ve Larry Page’e danışmanlık yapacak.
Tony Fadell ismini ilk kez Apple için iPod’u geliştiren mühendislik ekibinin başı olarak duyurmuştu. Ardından Apple’dan ayrılıp Matt Rogers ile birlikte Nest’i kurdu. Fadell’in minik dijital termostat ile yakaladığı başarı Google’ın dikkatinden kaçmadı ve şirketi 3,2 milyar dolar karşılığında satına aldı.
Google içinde artırılmış gerçeklik gözlüğü Glass’ı da geliştirme görevini üstlenen Fadell’in Nest’ten ayırılışı ise sürpriz değil. Ev otomasyon departmanı içinde bir süredir tatsız gelişmeler yaşanıyordu. Serviste sürekli sorunlar yaşanıyor, kullanıcılar da şikayet ediyordu. Fadel, yaşanan sorunları daha önce satın aldıkları Dropcam ekibinin başarısızlığıyla açıklamış, “ekibimize kattığımız bazı kişilerin, düşündüğümüz kadar iyi olmadıklarını anladık,” ifadelerini kullanmıştı. Dropcam’ın kurucusu ise Fadell’e cevap verirken, Nest’in finansal rakamlarını medyaya açıklayarak şirketin durumunu göstermesini istemişti. Böylece içeride yaşanan kavga açığa çıkmıştı.
Fadell’in şimdi görevden ayrılmasıyla, bu tartışmanın bitmediği de anlaşıldı. Şimdi en çok merak edilen detay, Tony Fadell’in CEO koltuğundan ayrılmasıyla Nest’teki sorunların çözülüp çözülemeyeceği. Ev otomasyon servisi hala müşterilerin şikayetlerine konu olan bir hizmet olmaya devam ederse, Fadell’in Dropcam konusundaki şikayetlerinde haklı olduğu anlaşılacak.
Tony Fadell, Alpahabet’in CEO’suna danışman olarak hizmet verirken bir yandan da küçük çocuklar için geliştirdiği akıllı go-kart araçlarını pazarlayacak. Bu minik otomobillerin de aynı iPod gibi, eğlence dünyasında yeni bir devrim yaratması ve çocuklarının güvenliğinden endişe eden ailelerin minik akıllı otomobillere büyük ilgi göstermesi bekleniyor.
Nokia İnovasyon Günleri’nde 5G konuşuldu
Akıllı şehirler sadece bina teknolojileri üreticileri değil; Nokia gibi iletişim uzmanları için de önem taşıyan bir vizyon. İstanbul’da düzenlenen Nokia İnovasyon Günleri’nde başta 5G, Nesnelerin İnterneti ve bulut olmak üzere, akıllı şehirleri gerçeğe taşıyarak hayatı kolaylaştıracak teknolojiler konuşuldu.
5G teknolojisi basit bir bağlantı sağlama aracı olmaktan öte, ağları dönüştürüp – neredeyse sıfır gecikmeyle – ’programlanabilir dünyada’ yer alan milyarlarca cihazın, uygulamanın ve nesnelerin talebini karşılamak için muazzam bir kapasite, bağlanabilirlik ve ultra veri hızı sağlayacak. Bu eğilimin farkında olan şirket, sağlık hizmetleri, güvenlik, otomotiv, toplum sağlığı, endüstriyel imalat, akıllı şehirler ve benzeri birçok sektördeki büyük çaplı dönüşümleri gerçekleştirecek şekilde farklı sektörlerin her türlü ihtiyacına uyarlanabilecek olan 5G alanındaki çözümleri ve hizmetleri tanıtmak için bu etkinliğini düzenledi.
Nokia İnovasyon Günleri boyunca operatörlerin karşılaştığı zorluklar çözümlenip insana yönelik olanakları genişletecek çözümler ve teknolojiler sergilendi. Nokia, piyasada mevcut bir baz istasyonu üzerinden 5G Telsiz erişimi gerçekleştiren ilk şirket. Nokia’nın yeni 5G-uyumlu AirScale ürünü, 2G’den (Uzun Vadede Geliştirilecek olan) LTE Advance Pro ve 5G’ye kadar her türlü teknolojiyi destekliyor. Nokia Flexi Esnek Baz İstasyonlarının yerini alacak olan AirScale aynı zamanda Flexi’ye göre yüzde 60 daha az enerji tüketiyor.
Nokia Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kırçuval, Nokia’nın yaklaşık on yıldır 5G teknolojileri ve mimari ilkeleri üzerinde çalışmakta olduğunu söylüyor ve ekliyor, “Bugün bu çalışmalar her şeye erişim olanağı sağlamanın yanı sıra her şeyin anlaşılmasına ve kontrol edilmesine yardımcı olmak suretiyle insan hayatını temelden değiştirecek meyveleri de almaya başlamıştır. Nokia, Nesnelerin İnternetini çalıştıracak olan 5G Telsiz ağı teknolojisine ve uygulamalarına erişiminin geliştirilmesini hızlandırmak için bir süre önce Türk Telekom ile bir İyi Niyet Anlaşması imzaladı. 5G’nin, Türkiye’deki sektörlerin Nesnelerin İnterneti yardımıyla müşterilerine daha iyi bir deneyim sunmasına çalışıyoruz.”
Stok yönetimi buluta taşındı
Küçük ve orta ölçekli işletmeler için online ön muhasebe uygulaması olarak hizmet veren Paraşüt, stok yönetimi güncellemesiyle sunduğu hizmetlere yenilerini eklemeye devam ediyor. Paraşüt, uygulamada yapılan son güncelleme ile özellikle ürün satan işletmeler için stok giriş/çıkışlarının yönetilebileceği stok takibi hizmeti vermeye başladı.
Stok takibi hizmeti, ürün satan işletmelerin stok durumlarını kolayca yönetebilmesini sağlıyor. Paraşüt kullanıcıları, bir yandan proforma fatura oluşturup, bir yandan gelir-giderini yönetirken, ürünlerin stok takibini de Paraşüt’ün uygulamalar altında yer alan stok takibini etkinleştirerek gerçekleştirebilecek.
Paraşüt’ün Kurucu Ortağı Sean X. Yu, konuyla ilgili olarak şu sözleri aktardı;
“Paraşüt olarak, hizmet vermeye başladığımız günden bugüne müşterilerimizden aldığımız geri bildirimler sonucunda sunduğumuz hizmetleri geliştirmeye devam ediyoruz. Stok takibi özelliğimizi de özellikle ürün girişi/çıkışı yaparak stok tutan işletmelere özel olarak sunmaya başladık. Kullanıcılarımız istedikleri yer ve zamanda kolaylıkla stokların durumlarını takip edebilecek.
Hizmetlerimiz çoğaldıkça Paraşüt’ü kullanan sektör sayısı da giderek artıyor. Tüm sektörlerde şu anda 85.000’i aşkın işletmeye ulaşmış bulunmaktayız. Hedefimiz, Türkiye ekonomisinde büyüyen küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansal alanında çözüm ortağı olmak” dedi.
Google, yapay zeka için kapatma düğmesi tasarlıyor
Yapay zeka tartışmaları bilim dünyasının en hararetli konularından biri. Elon Musk ve Stephen Hawking gibi medya önündeki isimler, yapay zekaya karşı duran cephenin sözcülüğünü yapıyorlar ve yapay zekanın çok ilerlemesi halinde eninde sonunda insanların kontrol edemeyeceği hareketlere girişeceklerini ve insana düşman olacaklarını savunuyorlar.
Google’ın yapay zeka çalışmaları yapan departmanı Deep Mind ekibi ise bu ihtimali göz ardı etmiyor. Ekip şimdi, acil durumlarda yapay zekayı devre dışı bırakacak bir kapatma düğmesi üzerinde çalıştıklarını açıkladı.
Deep Mind’ın üzerinde çalıştığı proje yapay zekanın içinde çalışacağı bir çerçeve oluşturacak. Bu çerçeve, yapay zekaya çalıştığı konuda insanların yaptıkları ile çakışmamayı öğretecek. Ekibin üzerinde çalıştığı örnek ise bir depoda kutuları dizen veya çıkıp dışarıdaki kutuları alıp depoya getirip yerleştiren bir robot. Araştırmacıların çalışmasına ikinci aşamada ise robotlara işlerini başarmaları halinde ödül almayı öğretmek, bir diğer deyişle, ödül amacıyla çalışmayı öğrenmek. Ancak burada robotların aynı zamanda insanlara zarar vermemeyi ödül arzusundan daha önde tutmaları gerekiyor. Deep Mind bu sistemi geliştirebilse bile tüm yapay zeka algoritmalarına uyarlanabileceğinden emin değil.
Çalışma alanları WaaS ile yeniden şekilleniyor
Dijital dönüşüm hiç ara vermeden devam ediyor; WaaS da bu dönüşümün önemli bir parçası olmaya aday. Küresel rekabetin getirdiği değişim baskısının yanı sıra, teknoloji dünyasındaki baş döndürücü yenilikler de sürüyor. Bulut bilişimden büyük veriye, BYOD’dan DaaS ve Internet of Things’e kadar eğilimler sadece bugünün değil geleceğin de iş ve teknoloji dünyasını şekillendiriyor.
Şirketler iş modelleri kadar da çalışma alanlarını da yeniden tasarlamak durumunda. Bunun için de daha hızlı ve daha dijital olmaları, Bulut, Mobil, Büyük Veri ve Nesnelerin İnternetinden (IoT) etkin şekilde faydalanmaları gerekiyor. IDC’nin açıklamalarına göre önümüzdeki 3-5 yıl içinde dijital dönüşüm stratejilerine sahip kurumların oranı iki katına çıkacak. Hız, rahatlık ve erişilebilirlik talebi bulutu bu dijital stratejilerin ilk maddesi haline getirecek. IDC, 2018 itibariyle IT harcamalarının yarısının bulut tabanlı olacağını tahmin ediyor, ki bu çok ciddi bir rakam.
Geleceğin çalışma alanı vizyonu: WaaS
Tüm bu ortamda yeni bir eğilim teknoloji dünyasında etkisini artırıyor. Bu kavram Workplace-as-a Service (WaaS). Yani hizmet olarak çalışma alanı. Tümleşik bir Hizmet olarak Çalışma Alanı (WaaS) çözümleri çalışanların her yerde verimli bir şekilde çalışabilmek için ihtiyaç duyduğu altyapı ve ortamı sağlıyor. WaaS her yerden tümleştirilmiş ve güvenli bir şekilde yönetme becerisini sunuyor. WaaS bugünün ve de geleceğin çalışma alanı vizyonunun temel taşını oluşturuyor. Tüm şirketler git gide daha dijital hale gelirken, IT liderleri, şirketlerinde dijital dönüşüme liderlik etme ve işlerin yapılış biçimini yeniden düzenleme fırsatına sahipler. WaaS ile çalışanlara, her yerde verimli olmak için ihtiyaç duydukları veri ve uygulamalara güvenli bir şekilde erişim sağlama özgürlüğü sağlanıyor. Ayrıca, diğer bulutlar, veri kaynakları ve eski altyapılarla köprü kurmak için gerekli esneklikle birlikte IT’nin tüm uygulamalar, veriler ve ağları tek ve tümleşik bir platformdan birlikte sunmak ve bunların güvenliğini sağlamak için ihtiyaç duyduğu kullanıma hazır hizmetleri de sunuyor.Her yerden güvenli ve basit yönetim becerisi
Citrix, son olarak Las Vegas’ta düzenlenen Synergy 2016 etkinliğinde de WaaS ile ilgili yeni çözümlerini tanıttı. Citrix, genişletilmiş Citrix Cloud’dan bulut hizmetleri olarak sunulabilecek veya karma IT altyapısında yerinde uygulanabilecek yeni VDI ve uygulama sanallaştırma, ağ sağlama, güvenli dosya paylaşımı ürünleri ve yenilikleri bunlardan bazıları idi. Citrix Cloud, buluttan iş ortaklarına ve müşterilerine güvenli bir şekilde hizmet sunuyor ve bu hizmetlerin yönetilmesine yardımcı oluyor. Citrix Cloud hizmetleri, güvenli ve dinamik bir dijital çalışma alanı sağlamak için gerekli, Citrix NetScaler, ShareFile, XenApp, XenDesktop ve XenMobile gibi büyük Citrix ürünlerini bir araya getiriyor. Müşterilerine dijital dönüşümlerini istedikleri yerde başlatma ve tam WaaS paketlerini kendi hızlarına uygun olarak kolaylıkla genişletme olanağı sunan bu teklifler ayrı ayrı kullanılabiliyor veya bir Hizmet olarak Çalışma Alanı çözümü içinde birlikte erişim sağlanabiliyor. Bu şirketlere, kurumlarının ve yasaların gereksinimlerini en iyi şekilde karşılamaları için verilerinin ve altyapılarının güvenliğini sağlama ve yönetme esnekliği veriyor.Microsoft akıllı otomobil üretmeyecek
Microsoft’un yöneticilerinden Peggy Johnson’ın HongKong’da bir konferansta yaptığı açıklamalar, şirketin akıllı otomobil yarışındaki konumuna açıklık kazandırdı.
Johnson Microsoft’un rakiplerinin aksine otomobil üretmekle ilgilenmediğini ama otomotiv endüstrisinin ihtiyacı olan yazılımları karşılamak için istekli olduğunu ve bu alanda çalışmaları olduğunu vurguladı.
Akıllı otomobil teknolojileri üretmek için çalıştıklarını dile getiren Johnson dileyen üreticilerin bu sistemleri kendi otomobillerine entegre edebileceğinin altını çizdi.
Akıllı otomobiller, teknoloji dünyasının yeni cephesi olarak görülüyor. Google bu konuda uzun süredir devam eden çalışmalarını artık Fiat Chrysler ile üretime döndürmenin ilk adımlarını atarken, Apple da otomobil parçaları depolamak için dev bir depo araması ve Çin’de otomobil paylaşım servisine ortak olmasıyla gündeme gelmişti. Microsoft ise rakiplerinin izlediği yoldan gitmeyeceğini ve sektörde yazılımları ile var olacağını açıklamış oldu. Kısa bir dönem önce, otomobiller için internet bağlantılı iletişim ve otomasyon çözümleri üreten Harman firması, otomobillerde Office 365 ürünlerinin çalışabilmesi için bir proje başlatmıştı. Böylece gün içinde otomobilinde uzun saatler geçiren profesyonellerin, ofis dosyalarıyla otomobil içinde de çalışabilmesinin önünü açmıştı.
Microsoft şimdi benzer çözümler için tüm otomotiv sektörü ile ortak çalışabileceğinin altını çizerek otomobil üreticilerine göz kırpıyor.
Snapchat artık Twitter’dan daha büyük
Kısa sürede hızla büyüyen Snapchat artık Twitter’dan daha çok kullanıcıya sahip. Son altı ayda 40 milyon günlük aktif yeni kullanıcı kazanan Snapchat böylece 150 milyon kişilik günlük aktif kullanıcısıyla 140 milyon günlük aktif kullanıcıya sahip Twitter’ı geçmiş oldu.
Snapchat aslında hızlıca silinen fotoğraf konseptiyle gençlerin büyük ilgisini çekerek hayatına başladı ancak kullanıcıların günlük hayatlarını fotoğraflar vasıtasıyla öyküleştirebildikleri yeni formatıyla büyümesi ivme kazandı. Facebook’un 2013 yılı sonunda verdiği 3 milyar dolarlık satın alma teklifini reddeden uygulamanın kurucusu Evan Spiegel’in doğru kararı vermiş olduğu da hızla yükselen kullanıcı sayısıyla anlaşılıyor.
Fotoğraf odaklı sosyal medya uygulamasının bu hızlı yükselişi reklam verenlerin de dikkatini çekiyor. Günde üç milyara yakın videonun seyredildiği uygulamadaki 150 milyon aktif kullanıcı aynı zamanda reklam verenlerin de hedefinde bulunuyor. Kullanıcı yaş ortalaması 13-15 arasında yoğunlaşan uygulama gençleri hedefleyen markaların ve reklam kampanyalarının odağı olmuş durumda. Bu ilgiden en çok rahatsız olan kişi ise, bir zamanlar gençlerin elinden düşürmediği Twitter’a bugün reklam bulmakta zorlanan Jack Dorsey olmalı.
