Logitech CES’te ödül aldı
CES 2015’in renkli katılımcılarından Logitech, CES İnovasyon Ödüllerinden başarıyla çıktı.
Ruslar 2030’da ayda yaşamaya başlayacak
Dünya artık yetmiyor. Artan şehirleşme oranları, daha yılın ortasında bir yıl yetecek kaynak kadar tüketim yapmamız, hızla yükselen nüfus derken insanlık gözünü uzay boşluğuna çevirdi.
2014, bu anlamda önemli bir yıl oldu. NASA’nın Curiosity adlı aracından Mars’la ilgili yepyeni bilgiler geldi. Avrupa Uzay Ajansı’nın Rosetta’sı kuyruklu yıldıza sendeleyerek de olsa iniş yapmayı başardı. Japonya’nın Hayabusa 2’si ise Rosetta’nınkine benzer görevle bir meteordan toz toplamak için yılın son döneminde yola çıktı.
Mars araştırmalarını bir kenara bırakırsak diğer keşifler ya bilinmeyeni ya da yakın geleceğin yeni mesleklerinden uzay madenciliği için yapıldı. Ancak konu yerleşim olduğunda Rusya merkezli Lin Industrial’ın açıklamasını masaya yatırmak gerek.
Lin Industrial, 2030’da Ay’da bir üs kurmayı hedefliyor. Bunun için 9.4 milyar dolarlık bir bütçe ayırdığını belirten şirketin böyle büyük bir işe girişmesinin ardında sadece dünyadaki kaynakların azalması ve ülkeler arası uzay rekabeti yok. Açıklama sonrası yapılan analizler, Uluslararası Uzay İstasyonu‘nun 2020’de kullanım süresinin dolacak olmasının da önemli bir faktör olduğunu söylüyor.
Şirketin uzay macerasının bu projeyle başlamadığını da belirtmemiz gerek. Ürettikleri Taymyr isimli roketle bugüne kadar üretilmiş en hafif uzay roketlerinden birini geliştiren Lin Industrial, duyurduğu Ay’a yerleşiyoruz haberinin en önemli gereksinimlerinden birine şimdiden sahip.
Evernote ve LinkedIn artık daha uyumlu
Evernote, en yeni mobil tarama uygulaması Scannable ile kullanıcıların hayatını kolaylaştırmaya ve çalışma alanlarını zenginleştirmeye devam ediyor.
Belge kenarlarını otomatik olarak algılama özelliğine sahip Scannable, taranacak her belgenin görüntüsünü net bir şekilde anında yakalıyor ve cihaz üzerindeki taranan belgeler bölümüne kaydediyor. Bunun için uygulamayı faturalarınızın, kartvizitlerinizin ya da belgelerinizin üzerine sabitlemek yeterli oluyor. Scannable, belge kenarlarını ayarlama telaşı olmadan ve renkleri belirginleştirmekle uğraşmadan otomatik olarak tarama olanağı sunuyor.
Scannable uygulaması, Evernote ve LinkedIn’e bağlanıldığında daha önceden taranmış olan kartvizitlerde yer alan bilgileri hemen kişiselleştirmeye başlıyor.
Kişilerinizin LinkedIn profillerinden fotoğraf içeren ayrıntıları da ekleyerek eksiksiz bir profil listesi oluşturulmasını sağlıyor. Scannable uygulaması, taramalar arasında hızlı bir şekilde hareket imkanı sunarak, birden fazla sayfanın taranmasını da kolaylaştırıyor.
Tarama işlemi gerçekleştirilen her belgeyi, Evernote’ta bulunan notlar aracılığı ile ya da cihaz üzerinden SMS, e-posta ve AirDrop kullanarak istenilen kişiyle paylaşmak mümkün.
Masaüstü uygulaması olarak da kullanılan ScanSnap Evernote Edition ile Scannable, tüm ofis ekiplerini destekleyecek bir cihaza da dönüşüyor. Scannable, Wi-Fi ile doğrudan Evernote Edition tarayıcısına bağlanarak, herkesin telefonuna kaydettiği taranmış belgelerini diledikleri yere göndermelerini kolaylaştırıyor.
Şu anda iPhone ve iPad için geliştirilen Scannable uygulamasına, önümüzdeki günlerde farklı platformlar üzerinden de ulaşılabilecek.
Teknoloji sektörüne güvenlik uyarısı
ABD’nin tüketici hakları makamı olarak bilinen birimi Federal Ticaret Komisyonu (FTC), son günlerde büyük yükseliş gösteren teknoloji firmalarını uyardı. Son dönemin yükselen trendi nesnelerin interneti üyesi pek çok teknolojik ürün öyle ya da böyle kullanıcısının bilgilerini topluyor. Federal Trade Commission’ın amacı ise toplanan verilerin güvenliğinden emin olabilmek.
Birbirine bağlı olarak çalışan ve genel bir ağa bağlanan ürünler milyar dolarlık market anlamına geliyor. Bunun farkında olan FTC Başkanı Edith Ramirez ise küresel markaları uyarıyor. Ramirez’e göre ürünlerin geliştirilme sürecinde, son kullanıcının veri güvenliğini sağlayacak şekilde hareket edilmeli.
Akıllı televizyon ya da akıllı sağlık ürünlerinin bizlere ait çok sayıda kişisel bilgiyi topladığını ve çoğu zaman üretici ya da anlaşmalı kuruma gönderdiğine dikkat çeken Ramirez, bu verilerin genellikle ticari amaçlı olarak kullanıldığının altını çiziyor. Ramirez’in söylediğine göre büyük markalar satın alacağınız ürünler ile ilgili araştırmaları da bu gibi akıllı cihazlar üzerinden takip ediyor ve stratejilerini buna göre belirliyor.
BlackBerry Passport’a yeni model
CEO’su John Chen sayesinde büyük bir yıkımdan kurtulan Kanadalı BlackBerry, Las Vegas’ta düzenlenen CES 2015 etkinliğinde küçük bir sunum yaptı. Şirketin yükselişe geçmesinde büyük bir payı olan ve daha çok iş dünyasını hedef alan BlackBerry Passport söylenene göre farklı bir fiziksel formda daha satışa sunulacak.
Standart modeli köşeli, kare bir şekle sahip olan BlackBerry Passport, John Chen’in açıklamasına göre Amerikalı hizmet sağlayıcısı ve dağıtımcı AT&T için kıvrımlı köşelere sahip bir modelle satışa sunulacak. Chen’e göre bunun özel bir sebebi yok. CEO “Bazılarımız köşeli ve bazılarımız da kavisli cihazlar seviyor, sadece bu” şeklinde konuşuyor.
Yakın bir zamanda kontratsız olarak AT&T modeli BlackBerry Passport 649.99 dolardan satışa sunulacak. Yeni modellerden biri olan BlackBerry Classic için talep edilen fiyat ise 419.99 dolar olarak belirlenmiş.
Bu arada CES 2015’teki BlackBerry sunumunda şirket, Android Wear işletim sistemli akıllı saatler için yeni bir BlackBerry Messenger uygulaması geliştirdiğini açıkladı ve küçük bir de sunum yaptı.
Teknoloji pazarı 2015’te yükselişe geçiyor
Forrester’ın 2015 ve 2016 yıllarına ait teknoloji pazarı ön tahmin raporuna göre ABD’yi güzel günler bekliyor. Rapor iş dünyası ve hükümetin 2015’te bilgisayar, iletişim cihazları, yazılım, outsourcing hizmetleri ve teknik danışmanlık konusunda yüzde 4.1‘lik bir talep artışı sergileyeceğini belirtiyor. Gelecek yıl için sunulan tahmini oran ise yüzde 6.3 civarında.
Raporun diğer önemli başlıkları ise şu şekilde;
- 2015 ve 2016’da, yerel para birimiyle yüzde 5 – 6’lık ılımlı oranlar söz konusu. Beklenenden güçlü ABD doları, 2014 ve 2015 yılında dolar cinsinden büyüme hızlarının Ağustos 2014 tahminlerine göre daha düşük olmasına yol açsa da, her iki yılda da bu büyüme hızlarının aşağı yönlü bir revizyona yol açtı.
- Dünya genelinde teknoloji pazarı gelişme gösterirken, ABD’de 2015 için yüzde 6.3 ve 2016 içinse 6.1’lik yükseliş bekleniyor. Çin, Hindistan, İsviçre ve İsrail bu başlıkta güçlenirken, Rusya, Japonya, Brezilya, Meksika ve özellikle de Rusya yerinde sayabilir.
- Yeni projelere ve girişimlere yapılan yatırımlar artacak. Teknoloji organizasyonları, sistem ve ekipmanlar için yapılacak masraf önceki yıllardan fazla olacak.
- Kâra odaklanılacak ve yüksek kâr oranları için yapılması gereken masraflardan kaçınılmayacak.
- Yeni mobil, bulut analiz teknolojileri pazarı yavaş yavaş donanım ve standart outsourcing’den uzaklaştırak, yazılım ve benzeri hizmetlere yönlendirecek.
Nesneler iletişime geçti, gelecek hazır
Intel CEO’su Brian Krzanich, CES 2015’te Intel tarafından geliştirilen ve bilişim sektörünü yeni bir boyuta taşıyacak birçok teknolojik gelişmeyle beraber yeni girişimlerin tanıtımını gerçekleştirdi. Intel’in giyilebilir teknolojiler geliştirmeye yönelik kullanıma özel platfromu olan Intel Curie Modülüyle ilgili planlarını açıklayan Krzanich, bu modülün yılın ikinci yarısında Intel Quark SE SoC, Bluetooth düşük enerji tüketimli radyo, sensorlar ve şarj bataryalarıyla birlikte piyasada olacağını belirtti.
Intel ve Oakley giyilebilir teknolojiler stratejik iş birliği anlaşmasını duyurdu. Oakley lüks ve spor gözlükleri akıllı teknolojiyle donatmak konusunda Intel’in Luxottica Group bünyesinde çalışacağı ilk marka. Oakley CEO’su Colin Baden tarafından açıklanan bilgilere göre iki şirketin çalışmalarından birisi olan ürün bu yılın ilerleyen zamanlarında ortaya çıkacak.
Yaratıcılık her yerde
Wacom CES’te, mümkün olan en iyi ekran üzerinde kalem deneyimini talep eden profesyonel dijital içerik yaratıcıları için güçlü bir dokunmatik ekranlı tablet olan Cintiq Companion 2 ürününü tanıttı. Ürün, benzeri görülmemiş bir özgürlük ve esneklik sunarak, kullanıcıların her yerde keşfe çıkmasına ve yaratıcı izlerini oluşturmasına imkân tanıyor.
Wacom’un yeni mobil çözümü, bir Cintiq’in sunduğu tüm yaratıcı girdi kapasitesiyle beraber tam özellikli bir Windows 8 tablet olarak çalışabilir ya da ihtiyaç olduğunda, Cintiq Connect ile ev veya ofisteki Mac veya PC’ye bağlanarak, yaratıcı profesyonellerin yıllardır güvendiği, kalem performansıyla ünlü birincil veya ikincil bir Cintiq ekranı olarak işlev görebilir.
2048 farklı basınç hassasiyeti seviyesi ve eğme algısıyla Cintiq Companion 2’nin Pro Pen ürünü, Adobe, Autodesk, Corel, Smith Micro, Pixologic ve daha pek çokları gibi şirketlerin yaratıcı yazılım uygulamalarıyla birlikte kullanıldığında tıpkı geleneksel bir fırça, kalem veya markör gibi çalışır. Kalem ve yüksek çözünürlüklü ekran (2560 x 1440) etkileşerek, sınırlı bir parlamayla gerçekçi bir kağıt ve kalemle çalışma hissi sağlar. Bu da, sanatçılara ve tasarımcılara, sanat malzemeleri ile ilgili herhangi bir endişeye kapılmaksızın, hızlı bir biçimde ayrıntılı ve düzgün malzeme üretme imkânı verir.
Wi-Fi-Aware: Yeni bağlantı devrimi
Bu ilgi çekici gelişme neticesinde çok yakında kullanıcılar internet bağlantısı olmadan da birbirleri ile farklı platformlarda buluşabilecekler. WiFi artık yakındaki cihazlar ve uygulamaları WiFi bağlantısına ihtiyaç duymadan bir araya getirecek.
Bu yeni WiFi teknolojisi Wi-Fi Aware, arka planda düzenli aralıklarla oldukça küçük veri mesajları gönderecek ve belli bir aralığa yayılmış bağlantıları, uygulama ve benzerini takip edecek. Teknolojinin getirdiği yenilikler arasında medya dosyaları paylaşımı, karşılıklı oyun oynama ve peer-to-peer tabanlı mesajlaşma mümkün oluyor.
Wi-Fi Aware kalabalık ortamlar ve iç mekanlarda en iyi performansı sunacak şekilde geliştirilmiş. Güç yönetimi konusunda da harikalar yaratacağı söylenen teknoloji izin verilmesi halinde başka cihazlardaki uygulamaları görüp size öneride bulunabilecek.
Bağlantı protokolleri bağlamında yeni bir dönemi başlatacağı iddia edilen Wi-Fi Aware’in uyumlu olduğu sertifikalı cihazlar ise bu yılın sonunda bizlere merhaba diyecek.
Bu yeni sistemin nasıl çalıştığını görmek için aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz.
Verizon ve AOL ortaklığı iddiadan ibaret
Geçtiğimiz Pazartesi günü Bloomberg’in paylaştığı bir rapor, Verizon’un AOL için çeşitli planlar yaptığını, şirketi satın almak ya da ortak girişimler için çalışmalar yürütmek istediğini iddia ediyordu. Görünen o ki gelen veriler doğru değil ve gerçeği yansıtmaktan bir hayli uzak.
Verizon CEO’su Lowell McAdam yaptığı açıklamada bu bilgilerin ve iddianın kesinlikle doğru olmadığını dile getirdi. McAdam kısaca şöyle konuştu: “AOL ve benzeri medya kuruluşları ile ortaklık yapmak gibi girişimler olası. Buna rağmen bizim bu şirket ile ciddi bir görüşme içerisinde olduğumuz bilgisi geçersizdir”.
Açıklamanın yapıldığı süreçte ise Verizon hisse değerlerinde büyük bir değişim gözlenmezken, AOL hisselerinde yüzde 3’lük bir yükseliş sözkonusu oldu. Bu arada AOL, CNBC’nin konu ile ilgili sorduğu sorulara yanıt vermekten kaçınarak akıllara soru işareti bıraktı.
Hindistan Gmail’i yasaklıyor
Ülke yönetimlerinin teknolojik hizmetlerle arası her zaman iyi olmuyor. Bunun en yeni örneklerinden biri Uber’in çeşitli ülkelerde yasaklanmasıydı. Bu kez ise sıra Google’da.
Hindistan Savunma Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre kısa bir süre sonra başlayacak olan bir yasakla beraber, Hindistan’ın savunma güçleri Google’ın e-posta servisi Gmail’i kullanamayacak. Açıklamada Hindistan hükümetinden alınan emir doğrultusunda çok yakında Gmail uzantılı adresler nic.in domain adı ile değiştirilecek.
Gmail’in Hindistan askeri kuvvetlerinin kullanımından kalkacağı tarih ise 26 Ocak 2015 olarak açıklandı. Kısa bir süre önce Hindistan hükümeti, yüksek güvenlikli ve şifreli e-posta hizmetlerinin hükümet yetkililerince kullanılmasına onay vermişti.
Savunma güçlerinin Gmail’e veda edişinden sonra, tahmini olarak Mart 2015 tarihinde diğer devlet kurumlarında ve hükümet mecralarında da bu e-posta hizmeti yasaklı hale getirilecek. Bu önemli değişikliklerin sebebi ise son dönemde gerçekleşen siber suçlar ve yükselen hacking olayları olduğu tahmin ediliyor.
Uzmanlar bu yılın siber suçlar açısından sarsıcı geçeceğini söylerken, önümüzdeki 10 yıllık süreçte de rahatlama yaşamayacağımızı dile getiriyorlar.
CES’te teknoloji rüzgarı esiyor
Consumer Electronic Association-CEA tarafından düzenlenen CES ABD’nin Las Vegas eyaletinde başladı. İşte sizler için seçtiğimiz görüntülerle ilk günün özeti.
Büyük Veri, önsezilerinizle daha güçlü
Günümüz liderlerinin büyük kısmı başarılarını bir bakıma sezgilerine borçlular. Asıl önemli olan ise sadece sezgileri kullanmak değil, aynı zamanda eldeki verileri de kullanabilmek. Bir başka deyişle edindiğiniz tecrübe üzerinden yaptığınız tahminler, yani sezgileriniz, yanında Büyük Veri’nin getirdiği önemli bilgileri de kullanmayı icap ettiriyor.
Örneğin Steve Jobs pazarda böyle bir talep yokken hem eldeki verileri kullandı hem de öngörüsü ile cesur bir adım atarak iPad adlı ürününü markete sunmuştdu. Netice ise hepimizin bildiği gibi yepyeni bir ürün kolunun varolması şeklinde gerçekleşti. Peki ya hem sezgilerinizi hem de Big Data’yı bir arada nasıl kullanabilirsiniz?
Entreprenur’da bu konuyla ilgili bir yazı yazan Future Technologies CEO’su Asha Saxena, önerilerini dört ana başlıkta toplamış;
- Öngörülerinizi terk etmeyin ancak Büyük Veri’nin nimetlerini de reddetmeyin. İkisi bir arada güçlü bir silaha dönüşebilir.
- Şirketiniz için toplanan verilere özel bir altyapı oluşturun, çalışanlarınızın veriler ile her daim içli dışlı olmasını sağlayın.
- Firma çalışanlarına veriler konusunda daha geniş bir inceleme olanağı sunun. Böylece ortaya yepyeni fikirler çıkacaktır.
- Önseziler ve Big Data birlikteliğinin getirdiklerini iyice inceleyin, ortaya çıkan sonuca göre adımınızı atarak bambaşka yollara girin.
Küçük ofisler için yüksek depolama kapasitesi
ZyXEL’in hem kişiler hem de küçük çaplı şirketler için tasarladığı yeni NAS540 çözümü sayesinde kullanıcılar, kolayca tüm verilerine uzaktan ulaşabilme, yedekleme, senkronize edebilme ve başkaları ile paylaşabilme imkânı olan kendi kişisel bulutlarını oluşturabiliyor.
ZyXEL NAS540 ile ücretsiz olarak temin edilebilen DDNS servisi sayesinde internet bağlantısı olan herhangi bir bilgisayar üzerinden cihaza rahatlıkla erişebilecek özel bir link oluşturabiliyor. Ayrıca ZyXEL zCloud 2.0 kullanımı sayesinde Android ya da iOS cihazların içerisindeki tüm dosyalara erişebiliyor ve tüm multimedya dosyaları oynatabiliyor.
NAS540, ev veya ofisinizdeki tüm cihazlarda bulunan dosyaların çok daha kolay bir şekilde yedeklenebilmesi için ownCloud isimli uygulamayı kullanıyor. Böylece kullanıcılar Windows, Mac OS X, Android, iOS ve Linux işletim sistemli tüm cihazlarındaki dosyalarının otomatik olarak NAS 540 ile senkronize olmasını sağlayabiliyor.
NAS540 yalnızca ağ içerisindeki bilgisayar ve mobil cihazlar ile değil, aynı zamanda popüler bulut servisleri ile de ortak çalışabiliyor. Ürün sayesinde Google Drive ve Dropbox gibi servisler üzerindeki dosyalar, NAS540 ile senkronize edilerek tüm kişisel verilerin lokal depolama birimlerinde de bir kopyasının bulunmasına imkan tanınıyor.
ZyXEL NAS540 yedekleme ve daha hızlı performans için RAID 1, 5, 6 veya 10 desteği de sunuyor. Bu özellikler sayesinde 4 disk kapasiteli NAS540 sistemi herhangi bir disk hatasına karşı tüm verilerin halen güvenli bir şekilde erişilebilmesine izin veriyor. Kullanıcılar bir diskin arızalanması durumunda bile çalışmaya devam edebiliyor ve diski değiştirseler bile hiçbir veri kaybı yaşamıyor.
Siber güvenlik için işbirliği
Siber güvenlik tehditlerinin hızla artığı günümüzde, savunma önlemlerinde de bir yükseliş söz konusu. Son olarak İTÜ ve STM, bu alanda işbirliğine giderek ortak çözümler üreteceklerini duyurdu.
Türkiye’deki sanayi akademi işbirliğine örnek teşkil etmesi de amaçlanan işbirliği hakkında konuşan STM Genel Müdürü Davut Yılmaz şunları söyledi: “Son yıllarda güvenlik kaynaklı medyaya sızan özel bilgi ve belgeler, siber güvenliğin önemini bir kez daha hatırlamamıza yardımcı oldu. Tüm bunlar sanal ortamdaki bilgilerin korunma yöntemlerindeki yetersizliği ortaya koymakla birlikte, ülkelerin siber güvenlik konusuna eğilmesini sağladı ve onları siber tehdide karşı önlemler almaya sevk etti.”
Siber güvenliğin yalnızca belirli bir alanı değil, geniş bir yelpazeyi temsil ettiğini kaydeden Yılmaz, milli ürün ve çözümlerin geliştirilmesinde ve üretilmesinde üreticiler, üniversiteler ve Ar-Ge kurumları arasında işbirliğinin zorunlu olduğuna dikkat çekti.
STM’nin katma değeri yüksek bütünleşik siber güvenlik çözümleri sunmayı hedeflediğini söyleyen Yılmaz, bu kapsamda Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi Ve Eylem Planı‘nda belirlenen görev ve sorumluluklar doğrultusunda çalıştıklarını sözlerine ekledi.
Halen Askeri Ağlarda Bilgi Güvenliği Simülasyonu Projesi’nde görev alan STM, aynı zamanda Avrupa Birliği’nde Siber Güvenlik politikalarını belirleyen EuropeanOrganizationfor Security (EOS)’deki CYSPA (EuropeanCyber Security ProtectionAlliance) Projesi’nde tek Türk kurumu olarak yer alıyor.
Avea, yenilikçilik ödüllerinde 4 projesiyle finale kaldı
Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) tarafından düzenlenen Yenilikçilik ve Yaratıcılık Ödülleri‘nde finalist isimler açıklandı.
Büyük firma kategorisinde dokuz, KOBİ kategorisinde ise dört projenin finale kaldığı organizasyonda Avea, kendine ait üç projeyle Büyük Firma kategorisinde yer alırken, Avea Kuluçka Merkezi’nde desteklediği BAYT Teknoloji de KOBİ kategorisinde finale kalmayı başardı.
İnovasyona dayalı ürünlerin öne çıkarılması ve ödüllendirilmesini amaçlayan Yenilikçilik ve Yaratıcılık Ödülleri bu yıl 13. kez düzenleniyor. Bu yıl finale kalan projeler arasında iletişim teknolojileri ve simülasyon uygulamaları öne çıkıyor.
Avea ve BAYT Teknoloji’nin bu kapsamda finale kalan projeleri şu şekilde sıralanıyor;
Mobil Uzaktan Kontrol Yeteneği projesi, sorunların müşteri hizmetleri tarafından müşterinin yanındaymışcasına hızlı bir şekilde çözülmesini amaçlıyor. Uzaktan otomatik cihaz güncellemesine olanak tanıyan platform, müşteri hizmetlerine bir çağrı geldiğinde müşteri temsilcisine abonenin tüm uçtan uca şebeke faaliyeti, mobil cihazı ve uygulamaları da dahil olmak üzere kapsamlı bilgi sağlıyor.
IntelliMap; Avea tarafından abonelerin sinyal aldıkları konumlara göre yoğunluk haritalarının gözlemlendiği ve analiz edildiği bir uygulama platformu olarak tanımlanıyor. IntelliMap, üretilen sinyallerin ve kullanım verilerinin Büyük Veri platformu aracılığıyla dinamik olarak sorgulanabilir ve analiz edilebilir veri kümelerine dönüştürüyor.
Yetenekler Platformu ise Avea’nın operatör olarak sahip olduğu yeteneklerin iş ortaklarına ve kurumlara açılması için bir platform oluşturuyor. Oluşturulan bu platform ile yeni ve farklı servislerin gündeme gelmesi, ek gelir fırsatlarının daha görünür olması, kurumların bağlılığında ve memnuniyetinde artış sağlanması amaçlanıyor.
BAYT Teknoloji tarafından geliştirilen B-Locator Küçük Hücre Platformu ise halihazırda Avea bayilerinde promosyon mesajları gönderimi ve raporlama amaçlı konumlandırılmış durumda. Belirli restoran ve banka şubelerinde kullanımı içinn test çalışmaları devam eden platform, oteller gibi büyük ölçekli mekanlarda çocukların konumlarının tespiti ve takibine yönelik bir çözümü de içeriyor.
Türkiye’nin e-Hizmet haritası
2011’de kurulan ve 40 binin üzerinde hizmet veren ile 250 bine yakın kullanıcıya ulaşan Armut.com’un hazırladığı e-Hizmet haritası, internetten iş yaptırma konusundaki alışkanlıkların nasıl değiştiğini de ortaya koyuyor.
Araştırmaya göre 2014’te en fazl talep İstanbul’dan gelirken; bu şehri Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve Kocaeli izledi. En çok talep gören kategori Nakliyat olurken, Ev Temizliği ikinci sırada yer aldı.
Nakliyat ve ev temizliğini Boya Badana Ustası, İç Mimar ve Dekorasyon, Butik Pasta ve Kurabiye, Tadilat, Dış Cephe Mantolama, Marangoz, Parke Laminat Döşeme, Koltuk Döşeme takip etti.
İllere göre talepler değişiyor
Alt başlıklara bakıldığındaysa illere göre değişen profil dikkat çekiyor. Örneğin Konya ve Tekirdağ’da en çok talep edilen ikinci hizmet düğün salonu olurken, Kocaeli’nde kombi servisi öne çıkıyor. Bir başka örnekte ise Antalya’nın, Türkiye genelinde en çok talep edilen ilk 10 hizmet arasında bulunmamasına rağmen fayans ve seramik hizmetlerinin üçüncü sırada olduğu görülüyor.
Trafikten kurtulmak için at talebi
Yıl boyunca 7500’den fazla kişinin özel tasarım butik pasta yaptırmak için kullandığı Armut.com’da çeşitli ilginç talepler de dikkat çekiyor. İstanbul’da bir kullanıcı, trafikten kurtulmak için at talep ederken, bir başka kullanıcı ise tam 1 ton su böreği yaptırmak istemiş.
897 milyon TL’lik iş hacmi
Armut.com’un istatistiklerine göre en yüksek değerli talebin sahibi ise Adana’dan. Dış cephe mantolama hizmeti almak isteyen bir kullanıcı toplamda 5 milyon TL değerinde teklif almış. Armut.com’a yıl boyunca gelen taleplerin değeri ise toplamda 897 milyon TL’ye ulaşıyor.
Uzay taksisinin şoför koltuğunda kim oturacak?
Boeing Co ile Space Exploration Technologies’in NASA ile gerçekleşen anlaşmasına itiraz eden Sierra Nevada red cevabı aldı.
ABD’nin kamu harcamalarını denetleme yetkisine sahip resmi kurumu Government Accountability Office (GAO), Sierra Nevada tarafından sunulan itiraz kabul edilmedi. Sierra Nevada, NASA’nın Boeing Co ve Space Exploration Tech. (SpaceX) ile yaptığı 6.8 milyar dolarlık anlaşmaya itiraz etmiş, gerekli şartlar ile ilgili ciddi sorunlar olduğunu iddia etmişti.
Eylül ayında yapılan anlaşmaya Uluslararası Uzay İstasyonu‘na yapılacak operasyonlar da dahildi ve her iki şirket de bu uçuşlardan sorumluydu. Boeing’in anlaşmasının 4.2 milyar ve SpaceX’inkinin ise 2.6 milyar dolar değerinde olduğu açıklanmıştı.
Sierra Nevada, yaptığı itirazda NASA’nın Boeing ile anlaştığını ancak rakip ismin 900 milyon dolar daha fazla talep ettiğini belirtti. Bir başka deyişle NASA daha yüksek fiyat veren isme onayı verdi ve bu da prosedürlerin gereklerine tam anlamıyla ters düşüyordu. GAO ise Boeing’in yüksek fiyat vermesine rağmen daha güçlü teknik imkanlar, güvenlik, geçmiş deneyim ve yönetim yaklaşımı sebebi ile önde olduğuna kanaat getirdi.
SpaceX için de açıklamada bulunan GAO, markanın Sierra Nevada’dan daha düşük bedel talep ettiğini ve aynı zamanda daha çok imkan sunduğunun altını çizdi.
Uzay Taksileri projesi ile NASA, Dünya’dan yola çıkacak Amerikalı astronotları uzay istasyonlarına daha hızlı biçimde ulaştırmayı amaçlıyor. Bir başka hedef ise Rusya’nın tekelini kırarak, 2017’ye kadar projeyi tamamlamak.
Büyük Veri bize dünyayı anlatıyor
Biliminsanları ve teknoloji uzmanları akla gelebilecek pek çok başlıkta Büyük Veri’den yardım alıyor.
İçerisinde yaşadığımız Big Data (Büyük Veri) çağı sayesinde şirketler ve benzeri nice kurum (ki bunlara hükümetler de dahil) hem müşteri portföyü hem de vatandaşları ile ilgili sınırsız bilgiye ulaşıyor. Ticaret alanında ucu bucağı olmayan fırsatlara dönüşen Büyük Veri, görünen o ki sadece bu alanlarda iş görmüyor.
Biliminsanları ve teknoloji uzmanları bu dev hacimdeki veriyi gözle görülebilir, gerçek anlamda kullanılabilir formlara sokuyor. Örneğin ABD hükümeti, şahsi verilerinin belli bir kısmını paylaşarak gerekli kimselere yeni olanaklar sağlıyor, ayrıca çeşitli kurum ve markaları bu tip paylaşımlar için cesaretlendiriyor.
Büyük Veri ve açık kaynak kodlu yazılımların hayata dair gerçek forma kavuştuğu alanlar arasında mevsimsel değişimleri ölçeklendirenler de var. Örneğin Data.gov’un Climate Data girişimi, ABD hükümeti desteğiyle mevsimler ile ilgili yeni verileri paylaşıyor, dünya çapındaki gıda stokları, gıda stoklarının gelecekteki hali gibi başlıklarda çözümler yaratıyor. Ayrıca gıda için pazar, satış stratejileri ve dağıtım konularında da detaylı bilgiye erişilebiliyor.
Bunun haricinde dikkat çeken bir başka kullanım alanı ise yaban hayat ile ilgili. Biliminsanları ve vahşi doğa ile ilgili uzmanlar göçmen kuşlar üzerine yerleştirdikleri araçlar ile rotalarını takip ediyor ve muazzam bir veri tabanı oluşturuyor. Bu içerik sayesinde kuşlar ve deniz canlıları arasındaki farklılıklar kolayca gözlenebiliyor.
Benzer örnekleri çoğaltmak mümkün. Su kaynaklarının yıllar içindeki değişiminin gözlenmesi ve gelecek projeksiyonu, tarım arazilerinin endüstri ve şehirleşme karşısında geldiği nokta. Yine aynı tarım arazilerinde yıl ve hava durumu kriterlerinin de eklenmesiyle ulaşılan verimlilik vb.
Büyük Veri’nin değeri Açık Veri ile ortaya çıkıyor
Büyük Veri’nin değeri, ona erişebilenlerin oranıyla doğru orantılı. Özellikle kamu kaynaklı verilere erişimin tüm topluma yayılması daha fazla kişinin bu veriler üzerinden kalkınmaya ve sürdürülebilirliğe katkı verebilmesi anlamına geliyor. Örneğin, geçen yıl gerçekleştirilen çeşitli organizasyonlarda bu veriler kullanılarak İstanbul trafiğine çözüm aranmıştı.
Open Knowledge tarafından 97 ülkede gerçekleştirilen Global Open Data Index (Açık Veri Endeksi) Türkiye’deki resmi kurumların konumunu ortaya koyuyor. Kamunun bilgileri ne kadar paylaştığını da gösteren genel sıralamada Türkiye, Meksika ile birlikte 28. sırada yer alıyor.
Rapora göre ülkemizin en ‘şeffafı’ Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). Yüzde 85 ile ilk sırada yer alan TÜİK’i, yüzde 70’lik başarı oranlarıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı, İstanbul’un tekerlekli toplu ulaşımını yöneten İETT ile Maliye Bakanlığı’nın Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü izliyor. Ancak konu hükümet harcamalarına geldiğinde bu oran bir anda yüzde 10 seviyesine kadar düşüyor. Diğer ülkelerin de hükümet harcamalarını açıklamada çok hevesli olmadığını ekleyelim. Küresel ortalama yüzde 11 civarında seyrediyor.
