Amazon, kendi hidrojenini üretecek! Sektöre örnek olacak!

Elektrolizör, Amazon için sahada yaklaşık 225 forkliftlik yakıt üretecek; ancak Plug, 400’e kadar hidrojen yakıt hücreli forklifte yakıt sağlama kapasitesine sahip olduğunu söylüyor. Bu, Amazon’un kendi hidrojenini kendi bünyesinde üretmeye çalıştığı ilk sefer ve muhtemelen sonuncusu da olmayacak.

Amazon’un küresel hidrojen ekonomisi direktörü Asad Jafry, dün ilk elektrolizörün kurulumunu duyuran bir basın açıklamasında, “Yerinde üretim, belirli konumlar ve tesis türleri için hidrojenin enerji kullanımını daha da verimli hale getirecek.” dedi. “Hidrojen, operasyonlarımızı 2040 yılına kadar karbondan arındırma çabalarımızda önemli bir araç.

Hidrojenin fosil yakıtlara göre daha temiz yanan bir alternatif olduğu düşünülüyor, bu yüzden Amazon onu depolarında kullanıyor. Ancak potansiyel çevresel faydaların ölçülmesi hala zor ve büyük ölçüde politika yapıcıların ve Amazon gibi şirketlerin hidrojen tedarik zincirini nasıl şekillendirdiğine bağlı.

Hidrojen, yanma sırasında sera gazı emisyonları yerine su buharı üretiyor; bu özellik, onu iklim hedeflerini karşılamaya çalışan şirketler ve hükümetler için daha çekici hale getiriyor. Çözmeleri gereken en büyük sorun, ilk etapta hidrojen üretim sürecini temizlemek. Bugün bunların çoğu fosil yakıtlar kullanılarak, esas olarak buhar ve metan arasındaki reaksiyon yoluyla yapılıyor. Süreç, gezegeni ısıtan karbondioksiti serbest bırakıyor. Doğal gaz olarak da adlandırılan metanın CO2’den çok daha güçlü bir sera gazı olması nedeniyle metan sızıntıları da başka bir sorun.

Plug, hidrojen üretmek için elektrolizörler kullanarak bu sorunları çözmeye çalışıyor. Metan kullanmak yerine suyu hidrojen ve oksijene ayırmak için elektrik kullanıyor. Bu elektrik rüzgar veya güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından üretiliyorsa buna yeşil hidrojen denir. Bu yöntem kirlilikten kurtarsa da, hidrojeni kirli yoldan yapmaktan çok daha pahalı. Biden yönetimi, vergi teşvikleri ve temiz hidrojen üretim merkezlerine milyarlarca dolarlık federal fon sağlayarak bunu değiştirmeye çalışıyor. Başkan Biden, elektrolizörlerin yerli üretimini artırmak için geçen yıl Savunma Üretim Yasası’na bile başvurdu.

Plug, 2016’dan bu yana Kuzey Amerika’daki 80’den fazla lojistik merkezine forkliftler için yaklaşık 17.000 yakıt hücresi teslim etti. Ancak bu yakıt hücreleri için kullanılan hidrojenin çoğu başka yerlerde üretiliyor ve Plug bunu kamyonla depolara ulaştırıyor.

Hidrojenin yerinde üretilmesi, yakıtın kamyonla taşınmasından kaynaklanan egzoz borusu kirliliğinden kurtulabilir. Ancak şimdilik, Colorado’daki tedarik merkezinde hidrojen üretiminden kaynaklanan sera gazı emisyonları hâlâ mevcut. Neden? Elektrolizör elektrik şebekesine bağlı ve fosil yakıtlar hâlâ ABD elektrik karışımının yaklaşık yüzde 60‘ını oluşturuyor.

Gerçek anlamda yeşil hidrojen üretmek için Amazon’un yeni elektrolizörünün yenilenebilir kaynaklarla çalıştığından emin olması gerekiyor. Jafry’e göre şirket, bunu sahada üretilen yenilenebilir enerjiyle eşleştirmeyi düşünüyor ancak bunun ne zaman gerçekleşebileceğine dair somut bir zaman çizelgesi yok.

Amazon yönetiminin 2025 yılına kadar operasyonlarının elektrik kullanımını karşılamaya yetecek kadar yenilenebilir enerji satın alma hedefi var.

Ethereum güvenlik rehberi!

0

Günümüzde nakit akışları ve kartlar yerine kripto paralara duyulan ilgi giderek artmaya başlamıştır. Kripto para, P2P işlemlerin yapılmasını sağlayan, blok zincir teknolojisini baz alan dijital bir para birimidir. Ethereum ise bu kripto para biriminin altyapısını oluşturan açık kaynaklı blok zincir platformudur. Bunun yanı sıra oyun ve finansal uygulamaları da içinde barındırır.

Ethereum hakkında her şey!

Ethereum fiyatı itibariyle Bitcoin’e en yakın olan ve sektör içinde tercih edilme oranı en yüksek olan kripto paralardan biridir. Fakat ne yazık ki dijital ortamlarda yapılan finansal işlemlerin dikkatsiz davranışlar sonucunda bazı güvenlik açıkları oluşur. Bu da kripto hırsızlığını beraberinde getirmektedir. Güvenlik ihlallerine karşı önlem almak için iki faktörlü kimlik doğrulama ve adres doğrulama gibi özellikler sunan donanım cüzdanlarının tercih edilmesi en doğrusu olacaktır.

Ethereum Ağı Nedir?

Ethereum, ERC-20 kod sistemine sahiptir ve kripto para biriminin altyapısını oluşturur. Merkeziyetsiz finans avantajı sağlayan açık kaynaklı bir blok zincir platformudur. Bitcoin’den sonra ortaya çıkan en büyük ikinci kripto para olarak akıllı sözleşme oluşturulmasının önünü açmıştır. 2015 yılından itibaren birçok sektörün içinde kendine yer bulmuş ve yeni tokenların oluşmasında önemli bir yer edinmiştir.

Ethereum’un temel hedefi, blok zincirlerin güvenlik özelliklerini alarak küresel ve merkezsiz hesaplama yapılmasını sağlamaktır. Finansal araçlar, oyunlar ve karmaşık veri tabanlı uygulamalar Ethereum blok zinciri üzerinde çalışmaktadır. Neredeyse her dijital veriyi kodlama, güvenli hale getirme ve takas etme amacıyla kullanılabilmektedir. Bunun yanı sıra dolandırıcılık, kesinti veya üçüncü taraf müdahalesinin önüne geçilmesine destek olmaktadır.

Ethereum Güvenli Mi?

Ethereum blok zincirin kripto para birimi Ether (ETH) olarak adlandırılır. Finansal piyasada Bitcoin’den sonra en büyük değere sahip ikinci sanal paradır. Mal ve hizmet satın alımını kolaylaştırmasının yanı sıra kişisel verilerin saklanıp aktarılabilmesini sağlar. Ayrıca finansal işlemlerin kolay bir şekilde gerçekleştirilmesine olanak tanır.

Bu doğrultuda aşağıda sıralanan temel işlevleri içinde barındırmaktadır:

  • Akıllı Sözleşmeler (Smart contracts): Akıllı sözleşmeler, koşulların yerine getirildiği ve otomatik işlem yapabilen kod parçalarından oluşan bir sistemdir. Ethereum, bu sözleşmelerin geliştirilip çoğalmasında işlevsel bir öneme sahiptir. Bu sayede uygulamalar geleneksel sözleşmelerin yerini alarak finans, sigorta ve emlak gibi birçok sektörde aktif bir şekilde kullanılmaktadır.
  • Kripto paraların değiştirilebilmesi: ERC-20 kripto para birimini destekleyen Ethereum, kullanıcıların kendi cüzdanlarını oluşturarak kripto paralarını yönetebilme fırsatı sunar. Bu sayede yenilenen ve gelişen kripto projeleri kapsamında insanlar kendi ekonomik serüvenlerini kolaylıkla oluşturabilir.
  • Merkeziyetsiz uygulamalar (DApps): Merkezi olmayan uygulamaların geliştirilmesini ve teknolojiyle uyum yakalamasını sağlayan Ethereum, aracıları ortadan kaldırır. Bu sayede sosyal medya, finans ve oyun gibi birçok alanda işlemler kolay bir şekilde gerçekleştirilebilir.
  • İşlem güvenliği: Blok zincir teknolojisi sayesinde finansal işlemler güvenli bir şekilde yapılmaktadır. Böylelikle dolandırıcılık ve hırsızlık karşısında güçlü bir önleyici göreve sahiptir.
  • Oylama ve idare: Organizasyonlar ve merkezi olmayan oylama sistemleri için temel oluşturulmasına destek olur. Böylelikle yönetim ve demokratik süreçler, blok zincir teknolojisi sayesinde daha da güçlendirilmektedir.
  • Finansal işlemler: Ether para birimiyle dijital ödeme işlemleri kolay ve güvenli bir şekilde yapılır. Buna ek olarak diğer kripto para birimleriyle ticaret yapmak için kullanılır.

Birçok sektörde kullanılan Ethereum, çeşitli uygulamaları çalıştırması ve geliştirmesi nedeniyle son derece işlevseldir. Tek bir kişiye ait olmayıp açık kaynaklı yürütülen bir projedir. Sansür, kesinti ve dolandırıcılık gibi birçok sorunun önüne geçer ve programlandığı gibi çalışarak sektörlerin gelişmesine yardımcı olur.

Ethereum Nasıl Çalışır?

Tıpkı Bitcoin’de olduğu gibi merkezi sunucudan ziyade “node” olarak adlandırılan düğümler, dünya genelinde dağınık bir şekilde çalışır. Böylelikle blok zincir ağı merkeziyetsiz hale gelir ve olabilecek saldırılara karşı son derece güvenli bir ortam oluşturur. Herhangi bir durumda blok zincirdeki düğümün çalışmaması gibi problemler karşısında ağ üzerinde bulunan diğer düğümler sistemi ayakta tutmaktadır.

Ethereum Sanal Makinesi (EVM) olarak adlandırılan ve bilgisayarı çalıştıran bir sistem olması, yapılan işlemlerin kopyasının tutulmasını sağlar. Ayrıca farklı kullanıcılar tarafından tutulan bu veriler, her blok güncellenmesiyle birbirine senkronize edilir.

Ağ üzerinde yapılan eylemler “işlem” olarak kabul edilir ve Ethereum blok zincirinde saklı tutulur. Altyapısında bulunan doğrulayıcılar, kayıtların doğruluklarını ve işlem geçmişini kontrol eder. Bunu yapmak için Proof of Stake yani Hisse Kanıtı algoritması kullanılır. Doğrulayıcı düğüm elde etmek için minimum 32 ETH kilitlenmesi koşulu vardır. Ardından ağ ile senkronize olan blok zincirler üzerine çeşitli bloklar eklenebilir.

Ethereum blok zinciri platformu üzerinde işlem yapabilmek için kullanıcıların cüzdanında bir miktar ETH bulunması gerekir. Piyasadaki arz talep ve yoğunluğa bağlı olarak her işlem için bir miktar ücret kesilir. Yapılan işlemlerin ödemesi “gaz” adı verilen ücret doğrultusunda gerçekleşir. Gaz, kullanıcıların her işlem için yapabileceği eylemleri sınırlayan bir göreve sahiptir. Bunun yanı sıra ağ spamlarını önlemek gibi faydaları sayesinde caydırıcı bir işlevi vardır.

ETH Hırsızlığı

Dolandırıcılar her sektörde olduğu gibi bu alanda da kullanıcıların parasını almak için çeşitli yöntemler geliştirmiştir. Ethereum fiyatı günden güne artan bir değere sahip olduğundan hırsızlığın önüne geçecek adımlar da atılmaya başlamıştır. Bu bağlamda; şüpheci yaklaşmak, ücretsiz veya indirimli ETH alımlarına itibar etmemek ve kişisel bilgilerin korunmasında titiz davranmak son derece önemlidir.

Çekiliş Dolandırıcılığı

En yaygın kripto para hırsızlıklarından biri, çekiliş dolandırıcılığıdır. Genellikle karşı taraftan size sunulan cüzdan adresine ETH gönderirseniz fazlasıyla geri alacağınızı vaat ederler. Güvenilirliğini desteklemek için de sektörde ismi çoğu kişi tarafından bilinen Vitalik Buterin, Elon Musk ve Charles Hoskinson gibi ünlüler kullanılır ve çekilişi desteklediklerine dair bir algı yaratılır.

Bu duruma Temmuz 2020’de gerçekleşen, çeşitli organizasyon ve dünya çapında bilinen ünlülerin Twitter hesaplarının çalınması örnek olarak verilebilir. Bir hacker, çaldığı hesaplar üzerinden kripto para çekilişi başlatarak aldatıcı tweetleriyle bunu destekleme yoluna gitti. Dolandırıcılık hızlı bir şekilde fark edilse bile saldırgan, kripto para elde etmeyi başardı.

Eth2 Token Dolandırıcılığı

“Eth2” token dolandırıcılığı olarak bilinen yöntem de sıklıkla kullanılır. Birleştirme öncesinde kullanıcılardan ETH’lerini kullanmalarını için paylaşmaları istenir. Ancak karşılığında Eth2 veya meşru bir token sunulmaz.

Ayrıca onaylanmış resmi bir airdrop bulunmadığından bu vaat imkansızdır. İş kanıtından hisse kanıtına geçiş işlemleri için elinizdeki Eth ile herhangi bir eylemde bulunmanıza gerek yoktur. Fakat dolandırıcılar bir destek ekibi oluşturarak cüzdanınıza erişim sağlamak için güvenli bir yaklaşım sergilerler.

Kimlik Avı Dolandırıcılığı

Bir diğer yöntem ise kimlik avı dolandırıcılarıdır. Bu kişiler e-posta üzerinden çeşitli bağlantılar göndererek sahte web sayfalarına girmenizi sağlar ve böylelikle cüzdanınızdaki fonları çalmaya çalışır.

Genellikle kurtarma anahtarınızı ve cüzdan bilgilerinizi girmenizi isterler. Size attıkları web siteleri oldukça iyi bir şekilde taklit edildiğinden kötü amaçlı yazılımların da bilgisayarınıza bulaşmasının önü açılır. Böylelikle şahsi dosyalarınıza kolaylıkla erişebilirler ve cüzdanınızı ele geçirerek kripto paralarınızı çalmayı hedeflerler.

Ethereum Güvenliğinin En İyi Yolları Nelerdir?

Kripto paralara duyulan ilgi günden güne artmaya devam etmektedir. Bu nedenle kullanıcılar ellerindeki parayı kullanmanın ve korumanın yöntemlerini araştırmaktadır. Böylelikle oluşabilecek risklerin önüne geçmek mümkündür. Bu doğrultuda aşağıda sıralanan çözümler sayesinde paranızı güvence altına alabilirsiniz.

  • Güçlü şifre kullanımı
  • İki faktörlü kimlik doğrulama
  • Cüzdan güvenliği

Birbiriyle ilgili kelimelerden oluşan şifreler güvensizdir ve hackleme tekniklerine karşı tam koruma sağlamaz. Ayrıca kolay tahmin edilebilen şifreler oluşturmak da yaygın yapılan hatalardandır. Bu nedenle büyük ve küçük harf, sayı ve semboller içeren şifrelerin kullanımı tavsiye edilmektedir.

İki faktörlü kimlik doğrulama sayesinde şifreniz bilinse bile dolandırıcıların hesabınıza erişimi mümkün olmaz. Genellikle güvenlik sorusu, parmak veya yüz tarayıcısı gibi faktörlerle koruma sağlanır. Ayrıca fiziksel donanım doğrulama aygıtları kullanmak en güvenli yollardan bir tanesidir.

Cüzdan güvenliğinizi korumak için özel anahtarlarınızı hiçbir şekilde paylaşmamanız gerekir. Bu anahtarın görevi Ethereum cüzdanınız için şifre oluşturmaktır ve bu bilgiye erişen kişi tüm varlıklarınızı kolay bir şekilde ele geçirebilir. Bunu önlemek için donanım cüzdanı kullanarak özel anahtarınızı çevrimdışı depolayabilirsiniz. Böylelikle anahtar yerel olarak cihazınızda kalır.

Apple Watch efsanesinin doğuşu! Bugün yaşananların temeli ne?

0

2013 yılında Kaliforniya saatiyle sabaha karşı 1 civarında, bir bilim insanı Apple İcra Kurulu Başkanı Tim Cook’a karşı konulamaz bir e-posta gönderdi. Daha sonra yasal belgelere dahil edilen e-postasında, “Apple’ı tıp, fitness ve sağlıklı yaşam pazarında 1 numaralı marka haline getirecek yeni teknoloji dalgasını geliştirebileceğimize güçlü bir şekilde inanıyorum.” diye yazdı. 

Mesajın gönderilmesinden yaklaşık 10 saat sonra bir Apple personel alımı yetkilisi iletişime geçti. Ve bundan sadece birkaç hafta sonra mühendis, teknoloji şirketinde sağlık sensörlerine sahip bir akıllı saat üzerinde çalışıyordu.

Bir hareketlilik başladı. Apple’da birkaç ay içinde çalışan, şirketten giyilebilir bir cihazdan kişinin kan-oksijen düzeyini belirlemeye yönelik sensörler ve algoritmalarla ilgili bir düzine kadar patent başvurusunda bulunmasını istedi. 

Ancak bu herhangi bir mühendis değildi. Kendisi, Apple Watch’u yasaklamak için ABD’ye giden Masimo’nun kardeş şirketi Cercacor Laboratories’in baş teknik sorumlusuydu. 

Marcelo Lamego adlı kişi, Masimo’nun avukatlarını Apple’ın peşine düşüren kıvılcım olarak görülüyor. iPhone üreticisi yanlış bir şey yaptığını inkar etse de Masimo, iPhone üreticisinin patentlerini ihlal ettiği iddialarının bir parçası olarak çalışanların kaçak avlanmasını gösterdi. Anlaşmazlık, bu ay Apple’ın en yeni saatlerini şirketin ABD mağazalarından çekmek zorunda kalmasıyla doruğa ulaştı ve yıllık satışlarda yaklaşık 17 milyar dolar üreten bir işletmeyi sekteye uğrattı.

Çarşamba günü Apple, ABD temyiz mahkemesinin hükümet komisyonunun bazı popüler Apple akıllı saatlerine yönelik ithalat yasağını duraklatmasıyla zafer kazandı.

BTK’dan Apple’a soruşturma! Ulaştırma Bakanı iOS kullanıcılarını uyardı

0

Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM), bir süredir gündemde yer alan iOS cihazlarındaki açıklara yönelik birtakım çalışmalar gerçekleştiriyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı ve BTK Eş Başkanı Ömer Fatih Sayan, bazı uyarılarda bulundu.

USOM, iOS cihazlarını etkileyen ciddi güvenlik açıkları tespit etti

Ömer Fatih Sayan, USOM tarafından iOS’larda ciddi bir açık keşfedildiğini, bu açığın cihazların tam kontrolünün ele geçirilmesini ve kullanıcı verilerinin çalınması riskini barındırdığını belirtti. Ek olarak BTK’nın Apple’dan açıklama talep ettiğini be soruşturma başlatıldığını belirtti.

Sayan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

USOM uhdesinde yürütülen kapsamlı siber tehdit istihbarat çalışmaları ile iOS cihazlarını etkileyen ciddi güvenlik açıkları tespit edilmiştir. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumumuz (BTK) konuyla ilgili Apple’dan açıklama talep etti ve aynı zamanda soruşturma başlattı.

Uluslararası kamuoyu ile birlikte gerekli önlemlerin acil olarak alınması için biz hazırız. Küresel siber zafiyetlere karşı ciddi yaptırımların uygulanması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Bu kritik açık; cihazların tam kontrolünün ele geçirilmesini ve kullanıcı verilerinin çalınması riskini barındırıyor.

BTK Eş Başkanı Sayan, iOS cihazlarına sahip kullanıcıların aşağıdaki güvenlik önlemlerine dikkat etmelerini önerdi

  • iOS işletim sistemini en güncel sürüme yükseltin.
  • iMessage ve FaceTime ayarlarınızı gözden geçirin ve gerekirse geçici olarak devre dışı bırakın.
  • Güçlü parolalar kullanarak hesap güvenliğinin sağlayarak, düzenli aralıklarla parolaları güncelleyin.
  • Çok faktörlü kimlik doğrulamayı etkinleştirin.(2FA)
  • Şüpheli veya tanımadığınız kişilerden gelen mesajlara dikkat edin.
  • Güvenilir olmayan kaynaklardan uygulama yüklemekten kaçının.
  • Zararlı veya tanımadığını bağlantılara tıklamaktan kaçının.
  • Kullanılan uygulamalara verilen izinlerin düzenli olarak kontrol edin. Uygulamaların kamera, mikrofon, fotoğraf gibi hassas verilere erişimlerini sınırlandırın.
  • Kablosuz bağlantı özelliklerinin sadece ihtiyaç duyulduğu durumlarda aktifleştirin.
  • Konum servislerinin yalnızca gerektiğinde kullanın ve gereksiz uygulamaların konum servislerine erişimleri kısıtlayın.
  • Safari web tarayıcısı uygulamasında kullanıcı adı ve parola bilgilerinin otomatik tamamlanmasını engelleyin.

Google, Chrome davasında uzlaşmayı kabul etti!

Dava, Google ekibini; yeni bir Gizli pencere açmış olsalar bile “tarama verilerini gerçek zamanlı olarak izlemeye, toplamaya ve tanımlamaya” devam etmekle suçluyor.

Ayrıca Google Analytics veya Ad Manager kullanan sitelerin, web sayfası içeriği, cihaz verileri ve IP adresi dahil olmak üzere Gizli moddaki tarayıcılardan bilgi topladığı da iddia edildi. Davacılar ayrıca Google’ı, Chrome kullanıcılarının gizli tarama etkinliğini alıp bunu mevcut kullanıcı profilleriyle ilişkilendirmekle de suçladı.

Google başlangıçta, kullanıcılar Chrome’un gizli modunu açtığında görüntülenen mesajı işaret ederek davanın reddedilmesini sağlamaya çalıştı. Bu uyarı, kullanıcılara etkinliklerinin “ziyaret ettiğiniz web siteleri tarafından hâlâ görülebileceğini” belirtiyor.

Yargıç Yvonne Gonzalez Rogers, Ağustos ayında Google’ın özet karar teklifini reddetti ve Google’ın, Gizli modda gezinirken bile veri toplamanın devam ettiğini kullanıcılarına hiçbir zaman açıklamadığını belirtti.

Google

Rogers, “Google’ın talebi, davacıların özel modda gezinirken Google’ın verilerini toplamasına izin verdiği fikrine dayanıyor.” diye karar verdi. “Google, kullanıcılara bunu yaptığını hiçbir zaman açık bir şekilde söylemediği için Mahkeme, hukuki açıdan, kullanıcıların söz konusu verilerin toplanmasına açıkça rıza gösterdiğini tespit edemez.

Salı günü yapılan bildirime göre Google ve davacılar, davanın reddedilmesiyle sonuçlanacak şartlar üzerinde anlaşmaya vardı. Anlaşma Ocak ayı sonunda mahkemeye sunulacak ve mahkeme Şubat ayı sonunda nihai onayı verecek.

Sonucun ne olacağını şimdiden öngörmek zor. Ancak, Google ölçeğinde bir şirketin uzlaşmayı reddedip kendini riske atması çok olası değil.

Kendi oyununu geliştirmek isteyen oyun tutkunları için büyük fırsat!

Unity Game Developer Bootcamp ile oyun geliştirmenin dinamik dünyasına doğru dönüştürücü bir yolculuğa çıkın ve oyun geliştirici kariyerinizi başlatın!

Co-Founder Academy ve Skilled Hub‘dan yeni yetenekler ve geliştiriciler arayan oyun dünyasına adım atmak isteyenler için heyecan verici bir fırsat: Unity Game Developer Bootcamp başvuruları şimdi açık! 200 saatlik bu kapsamlı program, katılımcıları oyun geliştirmenin dinamik dünyasına doğru dönüştürücü bir yolculuğa çıkarıyor. Unity’nin temellerinden, gelişmiş oyun mekaniği ve fizik konseptlerine kadar geniş bir yelpazede eğitim sunan program, katılımcıları endüstri standardında bir oyun geliştirici olma yolunda ilerletiyor.

Bu eğitim serüveni, teknik becerilerden sanatsal tasarıma, oyun programlamasından karakter animasyonlarına kadar her yönüyle donanımlı bir eğitim süreci vaat ediyor. Programın teknik eğitim bölümü, C# ve Object-Oriented Programming gibi temel kavramları içerirken, Unity’e giriş, 3D karakter kontrolleri ve particle efektleri gibi konularda derinlemesine bilgi sağlıyor.

Sektörel eğitimler kısmında ise katılımcılar, Git-Github 101, temiz kod yazma ve generative AI’ların kullanımı gibi günümüzün en önemli konularında bilgi ediniyorlar. Soft Skill eğitimleri ile de iletişim, takım çalışması ve liderlik gibi kişisel gelişim alanlarına odaklanılıyor.

Program, sadece bilgi ve beceri kazandırmakla kalmıyor, aynı zamanda Skilled ve YTÜ Teknopark tarafından verilen sertifikalarla katılımcıların profesyonel kariyerlerine değer katıyor. Bu sertifikalar, sektördeki profesyonellere katılımcıların bilgi birikimini ve yetkinliklerini kanıtlama fırsatı sunuyor.

Unity Game Developer Bootcamp, kariyerini geliştirmede şekillendirmek isteyenler için ideal bir başlangıç noktası. Gerek kariyer değiştirmek isteyenler için gerekse hardcore oyuncular için büyük fırsatlar sunuyor. Katılımcılar, bu programla hayal güçlerini serbest bırakarak, kendi oyunlarını tasarlamak ve geliştirmek için gerekli tüm araçlara ve bilgilere sahip olacaklar.

Program hakkında daha fazla bilgi almak ve bu dönüştürücü yolculuğa katılmak için ilgililerin bir form doldurarak başvuru yapmaları yeterli. Unity Game Developer Bootcamp ile oyun geliştirme kariyerinize hızlı ve sağlam bir başlangıç yapın. Şimdi harekete geçin, oyun dünyasında iz bırakın!

Sosyal medya ve dijital pazarlama eğitimi başvuruları açıldı!

Dijital pazarlama ve sosyal medya dünyasına adım atmak isteyenler için heyecan verici bir haberimiz var! Alanında uzman eğitmenler eşliğinde zengin bir içerik sunan yeni bir eğitim modülü, “Dijital Pazarlama ve Sosyal Medya Uzmanlığı”, katılımcılarını bekliyor.

Bu kapsamlı program, 3 Şubat 2024’te başlayarak sekiz hafta boyunca her hafta sonu gerçekleşecek ve katılımcılara dijital dünyanın temellerinden en gelişmiş tekniklerine kadar geniş bir perspektif sunacak. Eğitim, Hakan Er, Yasin Kaplan ve Eren Ümit Kaplan gibi sektörün önde gelen isimleri tarafından verilecek.

Eğitim takvimi, ‘Ekosistemi Anlamak ve Temel Kavramlar’ gibi temel derslerle başlayıp, ‘Arama Motoru Optimizasyonu (SEO)’, ‘Yapay Zeka Araçlarının Kullanımı’ gibi ileri düzey konuları kapsayacak şekilde tasarlandı. Ayrıca, ‘Kariyer Planlaması, Özgeçmiş ve İş Bulma’ gibi kişisel gelişim dersleri de modülde yer alacak.

Bu eğitim modülü, katılımcılarına dijital pazarlama ve sosyal medya alanlarında derinlemesine bilgi ve beceri kazandırmayı amaçlıyor. Kurs, aynı zamanda, gerçek dünya örnekleri ve uygulamalı projelerle teorik bilgilerin pratiğe dökülmesine olanak tanıyacak.

Katılımcılar, bu eğitimle birlikte dijital dünyada markalarını nasıl konumlandıracaklarını, etkili stratejileri nasıl oluşturacaklarını, içerik üretimi ve online topluluk yönetimi gibi konularda usta olacaklar. Ayrıca, Google Analytics, Meta Business Manager ve diğer dijital araçların kullanımı konusunda da bilgi sahibi olacaklar.

Eğitim sonunda, katılımcılar dijital pazarlama ve sosyal medya konularında sağlam bir temele sahip olacaklar ve bu bilgileri kariyerlerinde veya işlerinde etkin bir şekilde kullanabilecekler. Co-Founder Academy marka iş birlikleri kapsamında katılımcılar staja yerleştirilecek.

“Dijital Pazarlama ve Sosyal Medya Uzmanlığı” eğitim modülü, sektördeki en güncel bilgileri ve uygulamaları sunmak üzere tasarlanmıştır. Bu eğitimle birlikte, katılımcılar dijital dünyada rekabet edebilir ve başarılı olabilirler. Şimdi kaydolun ve dijital pazarlama ve sosyal medya dünyasında yerinizi alın!

Front-End Developer kariyer eğitimi başvuruları başladı!

Web geliştirme dünyasına Front-End Developer kariyer eğitimiyle ilk adımınızı atmak veya mevcut becerilerinizi geliştirmek istiyor musunuz?

Co-Founder Academy ve Aloha Dijital Akademi, HTML, CSS, JavaScript ve React teknolojilerini kapsayan kapsamlı bir Front End Developer Eğitimi duyurdu. Bu eğitim programı, web geliştirme temellerini öğrenmek ve modern web geliştirmenin dinamik dünyasında yerinizi almak isteyen herkes için idealdir.

Eğitim, temel HTML ve CSS bilgileriyle başlayarak, interaktif web uygulamaları oluşturmanıza olanak tanıyacak JavaScript ve React teknolojilerine kadar uzanır. Katılımcılar, teorik bilgilerin yanı sıra gerçek hayattan alınmış projeler üzerinde çalışarak, öğrendiklerini pekiştirirken aynı zamanda değerli iş deneyimleri de kazanacak.

Bu eğitimde yer almanın avantajları

Aloha Dijital, sadece bir eğitim şirketi olmanın ötesinde, aynı zamanda alanında lider bir yazılım şirketidir. Katılımcılar, sektör standartlarına uygun bir şekilde hazırlanır ve eğitim sürecine aktif olarak katılırlar. Eğitim sonunda, yazılım ekibiyle beraber gerçekleştirilecek bir staj sayesinde sektöre hazır hale gelirler. Başarılı öğrenciler, iş fırsatları için değerlendirilir. Co-Founder Academy, bütünleyici ekosistemiyle başarılarınızı sürdürülebilir yaklaşımıyla verimli sonuçlara ulaştırmak için yanınızda olur ve yeni medyada ön plana çıkartır. Kurumsal iş birliği gücü ile birçok fırsatları sizinle buluşturur. O sebeple iki kurumunda sunmuş olduğu değer noktaları Front-End Developer eğitimini sizler için avantajlı hale getiriyor.

Eğitim kapsamı ve detaylar:

  • Temeller: HTML ve CSS ile başlayarak web sitelerinin iskeletini ve görsel estetiğini öğrenin.
  • İnteraktif Uygulamalar: JavaScript ve React ile dinamik ve kullanıcı odaklı uygulamalar geliştirin.
  • Gerçek Projeler: Gerçek hayattan projelerle teorik bilgilerinizi pekiştirin ve portföyünüzü zenginleştirin.
  • Her Seviyeye Uygun: Yeni başlayanlardan deneyimli geliştiricilere kadar herkes için uygun bir içerik.
  • Tarih ve Süre: 26 Aralık’ta başlayan eğitim, hafta sonları 10:00-14:00 ve hafta içi 19:00-22:00 saatleri arasında gerçekleşecektir.

Front-End Developer kariyer eğitimi müfredat detayları:

HTML Temelleri (16 Saat)

HTML’e Giriş ve Temel Kavramlar

Temel Etiketler, Metin Yapıları, Bağlantılar

Tablolar, Görseller ve Formlar

Alıştırma: Kişisel bir web sayfası oluşturun.

Proje

CSS Temelleri (16 Saat)

CSS’e Giriş, Seçiciler, Özellikler

Renkler, Fontlar, Yerleştirme

Kutu Modeli ve Temel Layout

Alıştırma: Kişisel web sayfanızı stilize edin.

Proje

JavaScript Temelleri (20 Saat)

JavaScript’e Giriş, Değişkenler, Veri Tipleri

Operatörler, Koşul İfadeleri, Döngüler

Fonksiyonlar, Olay Yönetimi

Alıştırma: Basit bir JavaScript uygulaması yapın.

Proje

JavaScript ve DOM Manipülasyonu (20 Saat)

Nesneler ve Diziler

DOM Manipülasyonu

Etkileşimli Web Sayfası Oluşturma

Alıştırma: Kullanıcı etkileşimli bir web sayfası yapın.

Proje

React Temelleri (28 Saat)

React’e Giriş: JSX, Bileşenler, Props

State Yönetimi ve Olaylar

Basit Bir React Uygulaması Oluşturma

Alıştırma: React ile bir to-do list uygulaması yapın

Proje

Daha önce bu eğitimi tamamlayan öğrencinin örnek projesini izleyebilirsiniz.

Kayıt ve İletişim

Bu heyecan verici Front-End Developer eğitimiyle kariyer yolculuğuna başlamak için şimdi kaydolun!


Çam Ağacının Büyülü Dünyası ve Yılbaşı Coşkusu

0

Her yılbaşı, evimizi saran çam ağacının büyülü dünyası, sevdiklerimizle paylaştığımız unutulmaz anılarla dolu bir ritüel haline gelir. Çam ağacı, sadece bir süsleme unsuru olmanın ötesinde, yılbaşının kalbinde atar. Bu eşsiz simge, tarih boyunca köklerini Orta Avrupa’ya dayandıran bir geleneğin evrimiyle günümüze kadar gelmiştir.

Çam ağacı seçimi, yılbaşı hazırlıklarının en özel anlarından biridir. Doğadan taze bir çam ağacı seçmek, ailecek geçirilen anlamlı bir zamanın başlangıcıdır. Ağacın eve getirilmesi, sıcacık bir atmosferin habercisidir ve bu an, yılbaşı hediyesi coşkusunu doyasıya yaşamaya başlamanın ilk adımıdır.

Çam ağacı süsleri ise bir sanat eserine dönüşen bir ritüeldir. Her bir renkli top, ışıltılı zincir ve kişisel dokunuş, geçmiş yılbaşının hatıralarını yansıtır. Parlak yıldız, çam ağacını adeta bir yılbaşı kraliçesi yapar. Bu süreç, aile içinde paylaşılan güzel anılarla ve sevdiklerimizle bir arada geçirilen keyifli zamanlarla özdeşleşir.

Çam ağacının gölgesinde gerçekleşen bu süreç, sadece evimizi süslemekle kalmaz, aynı zamanda içsel bir coşku ve umut da sunar. Parıltılı ışıkların odanın her köşesini aydınlatmasıyla ortaya çıkan atmosfer, sevdiklerimizle geçirdiğimiz anıları daha da anlam dolu kılar. Ağacın altına yerleştirilen hediye kutuları ise bekleyişi, sürprizleri ve paylaşmayı simgeler.

Geleneksel ışıltısıyla bilinen çam ağacı, günümüzde LED teknolojisinin getirdiği yeniliklerle daha enerji verimli ve renkli bir hale bürünmüştür. Renk değiştiren ışıklar, ağacın klasik atmosferini modern bir dokunuşla buluşturarak yılbaşı coşkusunu zenginleştirir.

Bu yılbaşı, çam ağacının altında sevdiklerimizle bir araya gelerek, geçmişten gelen anıları yaşayalım ve geleceğe dair umutları yeşertelim. Çam ağacı, sadece bir süsleme objesi değil, aynı zamanda paylaşılan mutlulukların ve sevgi dolu anıların sembolüdür.

Bir Fincan Mutluluk: Yılbaşında Kahve Makinesiyle Lezzetli Anlar

Yılbaşı, sevdiklerimizle bir araya geldiğimiz, umut dolu bir dönemdir. Bu özel günleri daha da anlam dolu kılmak ve unutulmaz anılar biriktirmek için evimize küçük sürprizler eklemek harika bir fikirdir. İşte tam bu noktada, kahve makinesiyle tanışmanın ve evinizi bir kahve cennetine çevirmenin tam zamanı!

Kahve, sadece bir içecek değil, aynı zamanda paylaşılan anıların, derin sohbetlerin ve sıcak dostlukların bir simgesidir. Yılbaşı gecesini daha özel ve anlam dolu kılmak, sevdiklerinizle daha derin bağlar kurmak için evinizde bir kahve makinesine sahip olmanın zamanı geldi. İşte neden yılbaşı için kahve makinesi tercih etmeniz gerektiğine dair heyecan verici bir rehber!

İtalyan Espressosuyla Lezzet Şöleni

Yılbaşı sofranızı zenginleştirmek ve sevdiklerinize unutulmaz bir deneyim sunmak için bir kahve makinesine sahip olmanın pek çok avantajı var. İtalyan espressosu, evinize gelen misafirleri sıcak bir kucaklama gibi karşılar. Kahve makinesinin özel tasarımı ve yüksek basınçlı sistemleri, fincandan fincana dolaşan bu lezzetli içeceği tam anlamıyla bir sanat eserine dönüştürür.

Zamanın Durduğu Anlar

Yılbaşı, sevdiklerinizle geçirdiğiniz anları değerlendirmek için harika bir fırsattır. Kahve makinesi, sohbetin ve güzel anların tadını çıkarmanız için mükemmel bir ortam sağlar. Espresso, americano, latte ya da cappuccino; her bir fincan kahve, yılbaşı akşamınızı daha sıcak ve samimi bir atmosfere çevirecek.

Kalp Kazanın, Damakları Şımartın

Yılbaşı için sevdiklerinize alabileceğiniz en mükemmel hediye, onları bir kahve serüvenine davet eden bir kahve makinesidir. Filtre kahve makineleri, sütlü kahve makineleri ya da tam otomatik espresso makineleri; her biri özel ve lezzet dolu bir kahve keyfi sunar. Bu hediye, sevdiklerinize sadece bir makineden daha fazlasını, paylaşılan anıların ve gülümsemelerin bir yaratıcısı olarak bilmenizi sağlar.

Türk Kahvesiyle Yılbaşı Masanızı Renklendirin

Kahve makinesi, sadece modern kahve çeşitleri için değil, aynı zamanda geleneksel tatları yaşamak isteyenler için de mükemmel bir tercihtir. Türk kahvesi, özel tasarlanmış makinelerle evinize konuk olur ve geleneksel ritüelleri modern dokunuşlarla birleştirir. Bu, yılbaşı sofranıza farklı bir lezzet katmanın harika bir yoludur.

Yılbaşı, ev dekorasyonunu yenilemek için harika bir fırsattır. Kahve makinesi seçerken sadece lezzet değil, aynı zamanda estetik de önemlidir. Modern tasarımlara sahip kahve makineleri, mutfağınıza zarafet ve şıklık katarken, teknolojik özellikleriyle de hayatınızı kolaylaştırır. Temizleme özellikleri, programlanabilir zamanlayıcılar ve otomatik kapanma gibi özelliklerle donatılmış kahve makineleri, kullanımı pratik ve keyifli hale getirir.

Bu yılbaşı, bir fincan kahve eşliğinde sevdiklerinizle geçireceğiniz anları daha özel kılın. Kahve makinesiyle başlayan bu lezzetli serüven, unutulmaz anılar ve gülümsemelerle dolu bir yılbaşı geçirmenizi sağlayacak. Kahve keyfiniz bol olsun!

Yılbaşı İndirimleriyle Zenginleşen Bir Keyif

Yılbaşı, sıcacık anıları ve mutlu anları bir araya getiren özel bir dönemdir. Bu mutlu gecede evinizi ve sevdiklerinizi daha da renklendirmek, keyif dolu anılar biriktirmek için harika bir fırsattır. İşte bu özel zamanı daha da özel kılacak bir öneri: yılbaşı indirimleriyle hayalinizdeki ürünlere sahip olun!

Yılbaşı alışverişleri, sadece sevdiklerimize hediyeler almak için değil, aynı zamanda kendi yaşamımızı renklendirmek ve güzelleştirmek için de bir fırsattır. Özellikle yılbaşı indirimleri, ihtiyaç duyduğunuz veya uzun zamandır hayalini kurduğunuz ürünleri daha uygun fiyatlarla satın almanızı sağlar.

Eğer bir kahve tutkunuysanız, yılbaşı indirimleri kahve makineleri için harika bir fırsat sunar. Markaların özel paketler ve indirim kampanyaları, hayalinizdeki kahve makinesini daha uygun fiyatlarla edinme şansı verir. Bu sayede, yılbaşı akşamınızı sıcacık bir kahve eşliğinde geçirme hayaliniz gerçeğe dönüşebilir.

Yılbaşı akşamında sevdiklerinizle bir araya gelmek, birlikte güzel anılar biriktirmek için eğlenceli bir oyun seçimi yapabilirsiniz. Monopoly, zaman içinde klasikleşmiş bir oyun olup, yılbaşı akşamınızı renklendirmek için ideal bir seçenektir. Yılbaşı temalı Monopoly edisyonları, oyun deneyiminize yılbaşı ruhunu katarken, ailenizle geçireceğiniz keyifli dakikaları garantiler.

Yılbaşı indirimleri sadece kahve makineleri ve oyunlarla sınırlı değil. Elektronik eşyalar, giyim, kozmetik ürünleri gibi birçok kategoride özel indirimlerle karşılaşabilirsiniz. Bu sayede, bütçenizi koruyarak veya daha avantajlı fiyatlarla alışveriş yaparak yeni yıla girebilirsiniz.

Unutulmaz bir yılbaşı akşamı için alışveriş yaparken, indirimleri takip etmek ve özel kampanyalardan faydalanmak önemlidir. Online alışveriş siteleri ve mağazalar, yılbaşı indirimleriyle ilgili bilgileri genellikle önceden duyurur. Bu bilgileri takip ederek istediğiniz ürünleri daha uygun fiyatlarla satın alabilir ve yılbaşı gecenizi daha da özel kılabilirsiniz.

Küp uydu konferansında Türk uzay ve havacılık sektörüne büyük atılım!

0

Ankara’da, 14-15 Aralık tarihlerinde düzenlenen “Cubesat Vision Uluslararası Yakın Yörünge Küp Uydu ve Küçük Uydu Konferansı”, ulusal ve uluslararası uzay sektörü uzmanlarını bir araya getirdi. BTK Ankara Salonu’nda gerçekleşen etkinlik, 25 konuşmacı ve 1000’e yakın ziyaretçinin katılımıyla büyük ilgi gördü.

Skytech liderliğinde düzenlenen etkinlik, Türkiye’nin küp uydu üretimindeki potansiyelini dünyaya tanıttı!

Konferans kapsamında, kurulum teknisyenlerine uydu teknolojileri ve uydu terminalleri konusunda eğitim verilirken, sektöre dair gelecek projeler ve iş birlikleri masaya yatırıldı. BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, konuşmasında uydu teknolojilerinde yerli üretimin önemine vurgu yaparak, Türkiye’nin stratejik planlamaları içinde uzay ve havacılık sektörünün öncelikli bir rol oynadığını belirtti.

Konferansın en dikkat çeken anlarından biri, Skytech’in liderliğinde oluşturulan Uydu Teknolojileri Girişim Grubu’nun duyurusuydu. Bu grup, küp uydu ve küçük uydu üretimi konusunda önemli adımlar atmayı hedefliyor.

Grubun ilk paydaşları arasında Skytech’in yanı sıra Hedef Elektronik, Neta, Profen ve Kanada’nın önde gelen uydu üreticilerinden QSTC bulunuyor. İş birliği protokolünün ardından, 2024’ün ilk yarısında ürettikleri uyduyu uzaya göndereceklerini açıkladılar.

Skytech CEO’su Uğur Ünsal, konferansta yaptığı açıklamada, Skytech’in İTÜ Teknopark’ta bulunan yönetim merkezinin yanı sıra Ankara Elmadağ’da inşa edilecek yeni bir fabrikada seri üretim yapmayı planladıklarını belirtti. Bu hamle, Türkiye’nin küp uydu üretim kapasitesini artırmak adına atılan önemli bir adım olarak değerlendirildi.

Konferans, sektördeki profesyonellere yönelik sertifikalı eğitimlerin yanı sıra, uydu firmaları, havacılık ve uzay sektörüne hizmet veren birçok firma tarafından ilgiyle takip edildi. Skytech’in, küp ve yakın yörünge uydularındaki PCB üretimini desteklemek amacıyla Ar-Ge merkezi kurma kararı, Türkiye’nin uzay teknolojilerindeki yükselişine dair bir diğer önemli gelişme olarak öne çıktı.

Samsung’un yeni buzdolabı, diyetinize göre tarif öneriyor

Teknoloji devi Samsung, CES 2024 etkinliğinde tanıtılacak olan Bespoke 4-Door Flex buzdolabı ile yapay zeka (AI) özelliklerine ağırlık verecek. Bu akıllı buzdolabı, AI Family Hub+ özelliği ile beslenme ihtiyaçlarına özel tarifler tasarlayabilme yeteneği sunacak.

Buzdolabının öne çıkan özellikleri arasında, gıda maddelerini tanımlayabilen dahili bir kamera ve stoklara göre yemek tarifleri önerebilen bağlantılı bir uygulama bulunuyor. Kullanıcılar, Galaxy telefonlarının ekranını 32 inçlik Family Hub dokunmatik ekrana yansıtabilecek ve buzdolabında TikTok ve YouTube videolarını izleyebilecekleri özel uygulamalara erişebilecekler.

Bespoke 4-Door Flex

Daha önceki modellerden farklı olarak, Bespoke 4-Door Flex buzdolabı, Samsung Health profilinize bağlanabilen ve diyet ihtiyaçlarına uygun tarifler oluşturabilen bir Samsung Food uygulamasına sahip olacak. Ayrıca, gıda ve yemekleri fotoğraflardan tanıyabilen “Image to Recipe” özelliği ile kullanıcıların kişisel tercihlerine göre özel yemek tarifleri oluşturabilmesine imkan tanıyacak.

Şu an için buzdolabının 33 gıda maddesini tanıyabildiği belirtiliyor, ancak bu sayının ilerleyen güncellemelerle artırılması bekleniyor. Ayrıca, dokunmatik ekranda ürünlerin son kullanma tarihlerini manuel olarak girebilmek de mümkün olacak.

Samsung’un bu yapay zeka odaklı buzdolabı, şirketin mutfak ürünlerinde Nesnelerin İnterneti (IoT) yerine yapay zeka entegrasyonuna odaklanan ilk modeli olarak dikkat çekiyor. Fiyat ve kesin çıkış tarihi hakkındaki detaylar ise CES 2024 etkinliğinde açıklanacak.

İGA İstanbul Havalimanı 100 havayolu hedefine ulaştı!

0

Dünyanın en önemli küresel aktarma merkezlerinden İGA İstanbul Havalimanı, hizmet verdiği hava yolu sayısını Air China ile 100’e taşıdı. Böylece “100’ler Kulübü”ne giren İGA İstanbul Havalimanı, dünyanın en fazla sayıda hava yolu şirketine hizmet veren üç havalimanından biri oldu.

Air China’nın, Çin Halk Cumhuriyeti’nin başkenti Pekin’den İGA İstanbul Havalimanı’na ilk uçuşu sonrasında düzenlenen törende konuşan İGA İstanbul Havalimanı CEO Vekili Selahattin Bilgen, Air China ile İGA İstanbul Havalimanı’nda hizmet verilen Çin menşeili hava yolu sayısının 4’e ulaştığını belirtti. 

Air China ile yapılan iş birliğinin; İGA İstanbul Havalimanı’nın sadece Türkiye’deki değil, aynı zamanda hem bölgesel ve küresel hava taşımacılığındaki hem de uluslararası bağlantı anlamındaki önemini ortaya koyan bir gösterge olduğunu belirten Bilgen, İstanbul – Pekin karşılıklı uçuşlarının; Türkiye ve Çin’in arasındaki ticari, turistik ve kültürel ilişkileri daha da güçlendireceğine inandığını ifade etti.

İGA İstanbul Havalimanı

‘Cumhuriyet’in 100. Yılında 100 Hava Yolu’ hedefine ulaşmanın İGA İstanbul Havalimanı için büyük bir gurur kaynağı olduğunu belirten Bilgen sözlerine şöyle devam etti:

“Cumhuriyet tarihinin en büyük projelerinden olan havalimanımızın, Türkiye’nin ‘Zafer Anıtı’ olarak nitelendirilmesi bizler için büyük bir gurur. O nedenle her zaman kendimize, ülkemize sağladığımız faydayı artıracak hedefler koyduk. Bugün, o hedeflerimizden birine daha ulaştık. Coşkuyla, gururla kutladığımız Cumhuriyetimizin 100. yılı için hedefimiz, havalimanımızda faaliyet gösteren hava yolu firması sayısını 100’e ulaştırmaktı ve bunu başardık! Dünyada en çok hava yolunu ağırlayan ‘mega hub’lar arasında yerimizi aldık. İGA İstanbul Havalimanı olarak bölgenin önde gelen küresel aktarma merkezlerinden biri olmamız vesilesiyle 61 hava yolu şirketinden 100 hava yoluna ev sahipliği yapan bir konuma ulaşmış bulunuyoruz. Bunu hem havacılık sektörümüze hem de ülke turizmine büyük katkı sağlayacak bir başarı olarak görüyoruz.”

Bilgen: “2024 yılında 5 yeni havayolunu daha ağırlayacağız”

“2023 yılı sonu itibarıyla 76 milyon yolcuyu ağırlayarak Covid-19 pandemisi sonrasında havacılık sektöründe öngörülen tam toparlanma sürecinin yüzde 12 ötesine geçeceğiz. 2024 hedefimiz; 85 milyon yolcuyu daha havalimanımızda ağırlamak, bu doğrultuda hedef coğrafyalar özelinde görüşmelerimize ve çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. 2024 yılının ilk 6 ayında ise 5 yeni hava yoluna daha ev sahipliği yaparak, dünyada en çok hava yolunun operasyon düzenlediği havalimanı olarak zirveye ulaşacağımıza olan inancımız tam” ifadelerini kullandı.

Sichuan Airlines, China Southern Airlines ve China Eastern Airlines ardından İGA İstanbul Havalimanı’ndan uçuşlarına başlayan Star Alliance üyesi Air China, Çin’in bayrak taşıyıcısı olarak nitelendiriliyor. Çin’in başkenti Pekin’deki Beijing Capial Uluslararası Havalimanı ile İGA İstanbul Havalimanı arasındaki seferler haftada üç gün (Çarşamba, Cuma ve Pazar), 30’u ‘business class’ olmak üzere toplam 237 koltuk kapasiteli A330-200 tipi uçaklarla düzenlenecek. 

“100’ler Kulübü”ndeki dünya havalimanları listesi:

1. BKK: Bangkok, Tayland – 105

2. CDG: Paris-De Gaulle, Fransa – 105

3. IST: İstanbul Havalimanı, Türkiye – 100

4. DXB: Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri – 96

5. FRA: Frankfurt, Almanya – 89

Şimdiye kadarki en büyük iPhone istismarı!

Keşifler arasında en önemlisi: Bilinmeyen saldırganlar, Apple ve ARM Holdings gibi çip politikaları dışında çok az kişinin bildiği, belgelenmemiş bir donanım özelliğindeki bir güvenlik açığından yararlanarak iPhone cihazlarda benzeri görülmemiş bir erişim seviyesine ulaşmayı başardılar.

Kaspersky araştırmacısı Boris Larin bir e-postada: “Bu açıkların karmaşıklığı ve özelliklerinin belirsizliği, Saldırganların gelişmiş teknik yeteneklere sahip olduğunu gösteriyor.” dedi.

Analizimizin bu özelliğinin nasıl olup olmadığı ortaya çıkıyor, geçmiş ancak donanım yazılımı veya kaynak sürüm kodunda yanlışlıkla ifşa edilmesi de dahil olmak üzere tüm olasılıkları araştırıyoruz. Ayrıca donanımsal dönüşüm elektrik yoluyla da buna rastlamış olabilirler.

Yıllarca istismar edilen dört sıfır gün

Larin, yaklaşık 12 ay süren yoğun soruşturmadan sonra diğer soruları yanıtsız bıraktı. Saldırganların donanım özelliği nasıl öğrenildiğinin yanı sıra, araştırmacılar bu özelliğin tam olarak amacının ne olduğunu hala bilmiyorlar. Ayrıca özelliğinin iPhone cihazların yerel bir parçası mı olduğu yoksa ARM’in CoreSight’ı gibi üçüncü taraf bir donanım bileşeni tarafından mı etkinleştirildiği de bilinmiyor.

Rusya hükümetinin katkılarına göre, Rusya’nın organize ettiği Rusya’daki operasyon misyonları ve büyükelçiliklerde çalışan binlerce kişinin iPhone’larına da bulaşan kitlesel arka kapı kampanyası, Haziran ayında gün yüzüne çıktı. 

Kaspersky, dört yıllık bir süre boyunca iletişimlerin, alıcının herhangi bir işlem yapmasına gerek kalmadan, karmaşık bir istismar zinciri yoluyla kötü amaçlı yazılım yükleyen iMessage metinleriyle iletildiğini söyledi.

Apple sıfır gün hatası

Bununla birlikte cihazlara, diğer özelliklerin yanı sıra sıra mikrofon kayıtlarını, fotoğrafları, departmanın konumunu ve diğer hassas verilerin saldırganın kontrolünde sunuculara iletilerek tam özellikli casus yazılımı birleştirildi. Her ne kadar bulaşmalar yeniden başlatmadan sağ çıkamasa da bilinmeyen saldırganlar, cihazların yeniden başlatılması kısa bir süre sonra cihazlara yeni bir kötü amaçlı iMessage metni göndererek kampanyalarını canlı tuttu.

Çarşamba günü ayrıntılar yeni ayrıntılara göre, Kaspersky’nin hem kötü amaçlı yazılıma hem de onu yükleyen kampanyaya sunduğu reklam olan “Üçgenleme“nin, dört kritik sıfır gün güvenlik açığından yararlanıldığı, yani saldırganların arızaları varmadan önce teknik açıdan ciddi program kusurları olduğu belirtildi. Apple iPhone cihazlarda o zamandan bu yana şu şekilde takip edilen dört güvenlik açığını da kapattı:

Bu kritik sıfır günler ve gizli donanım işlevi, iPhone’ların etkilenmesinin sıra sıra Mac’lerde, iPod’larda, iPad’lerde, Apple TV’lerde ve Apple Watch’larda da bulunuyordu. Apple bu platformlara da yama uyguladı.

Gizemli iPhone işlevi Üçgenleme’nin başarısında hayati önem taşıdı

En ilgi çekici yeni ayrıntı, Üçgenleme Operasyonu kampanyası için çok önemli olduğu kanıtlanan, şimdiye kadar bilinmeyen donanım özelliğinin hedeflenmesi. Bu özellikteki sıfır gün, saldırganların temel çekirdeğin belleğini kurcalama yeteneğini kazandıktan sonra bile cihaz sistem bütünlüğünü korumak için tasarlanmış gelişmiş donanım tabanlı bellek korumalarını atlamalarına olanak tanıdı. Diğer platformların çoğunda, saldırganlar çekirdekteki bir güvenlik açığından başarıyla yararlandıktan sonra ele geçirilen sistem üzerinde tam kontrole sahip olurlar.

Bu korumalarla donatılmış Apple cihazlarında bu tür saldırganlar, diğer işlemlere kötü amaçlı kod yerleştirme veya çekirdek kodunu veya hassas çekirdek verilerini değiştirme gibi önemli saldırı sonrası teknikleri hâlâ uygulayamıyor. 

Bu güçlü koruma, gizli işlevdeki bir güvenlik açığından yararlanılarak atlandı. Bugüne kadar tespit edilen istismarlarda nadiren mağlup edilen koruma, Apple’ın M1 ve M2 CPU’larında da mevcut.

Kaspersky araştırmacıları, gizli donanım işlevini ancak Üçgenleme bulaşmış cihazlar üzerinde aylarca süren kapsamlı tersine mühendislik çalışmalarının ardından öğrendi. 

Kursta araştırmacıların dikkati, CPU’ların USB’ler, bellek denetleyicileri ve GPU’lar gibi çevresel bileşenlerle etkileşime girmesi için bellek adresleri sağlayan donanım kayıtları olarak bilinen şeye çekildi. Bellek Eşlemeli Giriş/Çıkışların kısaltması olan MMIO’lar, CPU’nun belirli bir çevresel aygıtın belirli donanım kaydına yazmasına olanak tanır.

Araştırmacılar, saldırganların bellek korumalarını aşmak için kullandığı birçok MMIO adresinin, tersine mühendislere yardımcı olabilecek, belirli bir donanım kümesinin makine tarafından okunabilir bir açıklaması olan cihaz ağacı adı verilen herhangi bir yerde tanımlanmadığını buldu.  

Araştırmacılar kaynak kodlarını, çekirdek görüntülerini ve cihaz yazılımını daha detaylı inceledikten sonra bile MMIO adreslerinden herhangi bir iz bulamadılar.

Larin, Almanya’nın Hamburg kentindeki 37. Kaos İletişim Kongresi’nde yaptığı sunumla aynı zamana denk gelen bir basın açıklamasında, “Bu sıradan bir güvenlik açığı değil.” dedi. 

iOS ekosisteminin kapalı yapısı nedeniyle keşif süreci hem zorlu hem de zaman alıcıydı; hem donanım hem de yazılım mimarilerinin kapsamlı bir şekilde anlaşılmasını gerektiriyordu. Bu keşfin bize bir kez daha öğrettiği şey, gelişmiş donanım tabanlı korumaların bile, gelişmiş bir saldırgan karşısında, özellikle de bu korumaları atlamaya izin veren donanım özellikleri olduğunda etkisiz hale getirilebileceğidir.

Kaspersky’nin Üçgenleme Operasyonu’nun çalışanlarının iPhone cihazlarına bulaştığını ilk kez açıkladığı geçen Haziran ayında, Rusya Bilgisayar Olayları Ulusal Koordinasyon Merkezi yetkilileri, saldırıların ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’nın binlerce iPhone’a virüs bulaştıran daha geniş bir kampanyasının parçası olduğunu söyledi.

Rusya’daki diplomatik misyonlarda ve büyükelçiliklerde bulunan kişilere, özellikle de NATO ülkelerini, Sovyet sonrası ülkeleri, İsrail’i ve Çin’i temsil eden kişilere ait. Rusya Federal Güvenlik Servisi FSB’den gelen ayrı bir uyarıda, Apple’ın kampanyada NSA ile işbirliği yaptığı iddia edildi. Bir Apple temsilcisi iddiayı reddetti. Bu arada Kaspersky araştırmacıları, NSA veya Apple’ın olaya karıştığı iddiasını doğrulayacak hiçbir kanıtları olmadığını söyledi.

Larin, e-postasında “Şu anda bu siber saldırıyı bilinen herhangi bir tehdit aktörüne kesin olarak atfetemiyoruz.” diye yazdı. “Üçgenleştirme Operasyonunda gözlemlenen benzersiz özellikler, bilinen kampanyaların kalıplarıyla uyuşmuyor ve bu aşamada ilişkilendirmeyi zorlaştırıyor.”

NPU teknolojisi nedir? Neden herkes bunu konuşuyor?

Apple yıllardır çiplerinde NPU kullanıyor, dolayısıyla bunlar pek de yeni değil. Ancak yine de çeşitli endüstrilerde “bir sonraki büyük şey” olarak müjdelendikleri için her zamankinden daha önemliler.

NPU, özünde, makine öğrenimi algoritmalarını yürütmek için özel olarak tasarlanmış özel bir işlemci. Geleneksel CPU ve GPU’lardan farklı olarak NPU’lar, yapay sinir ağlarına entegre karmaşık matematiksel hesaplamaları yönetmek için optimize edildi.

Çok miktarda veriyi paralel olarak işlemede üstünler; bu da onları görüntü tanıma, doğal dil işleme ve yapay zeka ile ilgili diğer işlevler gibi görevler için ideal kılıyor. Örneğin, GPU içinde bir NPU’nuz varsa NPU, nesne algılama veya görüntü hızlandırma gibi belirli bir görevden sorumlu olabilir.

NPU, GPU ve CPU: Farkları anlamak

GPU’lar (grafik işleme birimleri) paralel işleme konusunda uzman ve genellikle makine öğreniminde kullanılıyor, NPU’lar ise uzmanlığı bir adım daha ileri taşıyor. 

GPU’lar çok yönlü, grafik oluşturma ve paralel görevleri yerine getirmede mükemmel; CPU’lar (Merkezi İşlem Birimleri), çok çeşitli görevleri yerine getiren bir bilgisayarın genel amaçlı beyinleri.

Ancak NPU’lar derin öğrenme algoritmalarını hızlandırmak için özel olarak tasarlandı. Sinir ağları için gereken belirli işlemleri yürütmek üzere uyarlandı. Bu uzmanlık derecesi, teknoloinin belirli senaryolarda CPU’lara ve hatta GPU’lara kıyasla AI iş yükleri için önemli ölçüde daha yüksek performans sunmasına olanak tanıyor.

GPNPU: GPU ve NPU’nun birleşimi

GPU’ların ve NPU’ların güçlü yönlerini birleştirmeyi amaçlayan GPNPU (GPU-NPU hibrit) kavramı ortaya çıktı. GPNPU’lar, yapay zeka merkezli görevleri hızlandırmak içiN mimariyi entegre ederken GPU’ların paralel işleme özelliklerinden yararlanır. Bu kombinasyon, tek bir çipte çeşitli bilgi işlem ihtiyaçlarını karşılayarak çok yönlülük ile özel yapay zeka işleme arasında bir denge kurmayı amaçlıyor.

Makine öğrenimi algoritmaları ve NPU’lar

Makine öğrenimi algoritmaları yapay zeka uygulamalarının omurgasını oluşturur. Çoğu zaman yapay zeka ile karıştırılsa da makine öğrenimi bir tür yapay zeka olarak görülebilir. Bu algoritmalar, veri modellerinden öğrenir, açık programlama olmadan tahminler yapar ve kararlar verir. Dört tür makine öğrenimi algoritması vardır: denetimli, yarı denetimli, denetimsiz ve takviyeli.

NPU’lar, bu algoritmaların verimli bir şekilde yürütülmesinde, modelleri geliştirmek ve gerçek zamanlı tahminler yapmak için geniş veri kümelerinin işlendiği eğitim ve çıkarım gibi görevleri gerçekleştirmede çok önemli bir rol oynar.

NPU’ların geleceği

2024’te NPU’ların her yerde ortaya çıktığını görüyoruz; Intel’in Meteor Lake çipleri en belirgin olanı. Gelecekte ne kadar büyük bir anlaşma olacakları henüz bilinmiyor. Teorik olarak, gelişmiş yapay zeka yetenekleri, daha karmaşık uygulamalara ve gelişmiş otomasyona yol açacak ve çeşitli alanlarda daha erişilebilir hale gelecek.

Buradan itibaren yapay zeka odaklı uygulamalara olan talebin artmaya devam etmesi ve NPU’ların ön planda olması bekleniyor. Makine öğrenimi görevleri için optimize edilmiş özel mimarileri, NPU’ların bilgi işlem dünyasında ilerlemesine olanak tanıyor. 

GPNPU’ların ve makine öğrenimi algoritmalarındaki ilerlemelerin birleşimi şüphesiz daha önce görmediğimiz ilerlemelere yol açacak, teknolojinin ilerlemesini hızlandıracak ve dijital manzaramızı yeniden şekillendirecek.

Şu anda, teknoloji çoğu insan için çok büyük bir şey gibi görünmeyebilir; yalnızca Zoom çağrısında arka planı bulanıklaştırmak veya makinenizde yerel olarak AI görüntü oluşturma işlemi gerçekleştirmek gibi bilgisayarınızda zaten yapabileceğiniz şeyleri hızlandırıyor. 

Ancak gelecekte yapay zeka özellikleri giderek daha fazla uygulamaya geldikçe, bunların bilgisayarınızın önemli bir parçası haline gelmesi kaçınılmaz olabilir.

Öğrencilere İş dünyasında kariyer yapma fırsatı

0

42 İstanbul & 42 Kocaeli, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı himayelerinde, Bilişim Vadisi’nin proje yürütücülüğünde, ülkemizdeki yazılımcı sayısını artırarak Türkiye’nin yazılım ve teknoloji ihracatı yapabilen bir ülke olma hedefine katkı sağlıyor. Bu eğitim programı, “akran öğrenmesi” modelini benimsiyor, 18 yaş ve üzeri herkes başvurabiliyor ve tamamen ücretsiz.

Tüm dünyada yer alan 54 kampüsü aracılığıyla öğrencilere global bir perspektif sunan 42 Okulları, 2023 yılında da büyük ilgi gördü. 2023 yılında elde ettiği başarılarla dikkat çeken 42 Kocaeli ve 42 İstanbul; yıl boyunca gerçekleştirilen çeşitli etkinlikler, projeler ve iş birlikleri ile öğrencilerine sağladığı eğitim modelini güçlendirmeye devam etti. Öğrenciler kullanılan öğrenme modeliyle öğrenmeyi öğrendiklerinden, dünya genelinde rekabet avantajı elde ederek sektörde kendilerine yer bulma fırsatı yakaladı.

Öğrenciler için staj ve çalışma imkanı  

42 Yazılım Okulları, iş dünyasıyla güçlü bir köprü kurarak öğrencilerini istihdam sürecine hazırlamaya devam ediyor. Öğrenciler, hem üye firmalara hem de Bilişim Vadisi bünyesinde yer alan startup firmalarına staj ve çalışma imkanı için yönlendiriliyor. Bu kapsamda, sektörün öncü firmalarına yapılan başarılı yönlendirmeler ve iş birlikleri ile öğrenci istihdamında önemli artış kaydedildi. 42 Yazılım Okulları’na yapılan 75 bin başvurudan 20 bini online testleri geçerken 5700 öğrenci havuz eğitimine katılmaya hak kazandı. Havuz eğitiminin ardından 700 öğrenci ana eğitime katıldı. 50 öğrenci temel modülü başarıyla tamamladı. Temel modülü tamamlayan öğrenciler; Turkcell, Arçelik, Veripark, TUSAŞ, TÜBİTAK, TÜBİTAK Bilgem, Profelis, Ağteks, PANTEON, ERTA Mobil Yazılım, AKIN ROBOTICS, Overdose Dijital, Atez Yazılım, Ete Danışmanlık, Munte Bilişim gibi kurum kuruluşlar, startup firmaları ve Bilişim Vadisi firmalarından Doğanium, MAHREK ve İlge Yapay Zeka’da istihdam edildi. 

İş dünyasında kariyer yapma fırsatı  

42 Yazılım Okulları gerçekleştirdiği etkinliklerle öğrencilerini sektörün güçlü isimleri ile bir araya getiriyor ve öğrencilerinin iş dünyası ile temasta bulunmasını sağlayarak onları sektöre kazandırıyor. 42’liler, farklı sektörlerden lider firmalarla birebir görüşme yaparak, iş hayatına adım atıyor. 

42 İstanbul & 42 Kocaeli kampüslerinin Platin Üyesi Akbank Teknoloji ile gerçekleştirilen iş birliği kapsamında, belirlenen konularda yıl boyunca eğitimler düzenlendi. 42 Okulları’na özel gerçekleştirilen Cobol eğitimi ile programı tamamlayan katılımcılara Akbank bünyesinde istihdam desteği sağlandı. Yine Kurucu Üyelerden Havelsan ile başlatılan HASAT programı ile savunma sanayi ve açık kaynak yazılım projeleri üzerinden öğrencilere eğitimler verildi. Trendyol ile yazılım süreçleri üzerinde detaylı seminerler düzenlendi.

42 Yazılım Okulları, üye firmaları ve sektör temsilcileri ile öğrencilerini düzenli aralıklarla bir araya getirerek yetenek görüşmeleri de gerçekleştiriyor. Bu kapsamda Ekim ayında, MAKFED bünyesindeki 5 firma; Ağteks, Dalgakıran, Durmazlar, Ermaksan ve Sistem Teknik ile, Aralık ayında Arçelik, Getir, Hepsiburada, Kuveyt Türk ve Türk Telekom firmaları ana eğitimi tamamlayan 42 öğrencileri ile bir araya geldi. 

Bunun yanı sıra Microsoft Türkiye ile “42 Dakikada 8 İlham” etkinlik serisi kapsamında Microsoft’un üst düzey kadın yöneticileri, kadın yazılımcı adaylarına ilham vererek deneyimlerini içtenlikle paylaştı. Etkinliğin son oturumu Generative AI başlığı ile tamamlandı. Ardından yazılım dünyasına giriş yapan gençlerimizin yoluna ışık olacak, Milyon Kadına Mentor ağı müjdelendi.

Makine Üreticileri Federasyonu ile imzaladığı iş birliği protokolü ile ihracat yapan Makine Sektörü’nün artan yazılımcı ihtiyacını karşılamayı hedefliyor. Sektörün öncü kuruluşlarından Ağteks 42 yazılımcılarını yazılım ekibine katan ilk şirket oldu.

Aralık ayında başlatılan “42Sektörde” programı ile de yazılım geliştirici adaylarımız üye şirketlerimizin ofislerini ziyaret ederek şirketlerin çalışmaları, çalışanların kariyer yolculukları ve iş ortakları ile tanışma imkanı bulmaya başladı. İlk ziyaret Amazon Web Sevices (AWS) ofisine yapıldı ve iş ortakları Skyloopcloud, Limoncloud ve Sufleio ile öğrencilerimiz tanışma fırsatı buldu.

42 Türkiye Ülke Müdürü Sertaç Yerlikaya “Üniversite diploması hala büyük şirketlerin sorguladığı bir ister olmaya devam ediyor. Ancak 42’ye destek veren şirketlerin hem Teknoloji hem İnsan Kaynakları yöneticilerinin öğrencilerimiz ile yaptıkları iş görüşmelerinde teknik bilgilerinin yanı sıra başarma enerji ve azimleri, temiz kod, dokümantasyon, test süreçleri gibi yazılım dünyasının olmazsa olmazlarına hakimiyetleri ve özgün hikayelerinden etkilendiğini görmekten gururluyuz. Özellikle yatırım alan girişimlerde durum farklı, onlar hemen ilk görüşmede iş teklif ediyorlar. Başarılı bir yılı kapatırken Sayın Bakanımız Mehmet Fatih Kacır başta olmak üzere üyelerimize ve sponsorlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz.” diyerek okulların başarısının altını çizdi.

New York Times, yapay zeka şirketlerini davaya boğacak!

Davada belirtildiği gibi Times, OpenAI ve Microsoft‘un büyük dil modellerinin (LLM’ler), “Times içeriğini kelimesi kelimesine okuyan, onu yakından özetleyen ve ifade stilini taklit eden çıktılar üretebildiğini” iddia ediyor. Yayının iddiasına göre bu, Times’ın okuyucularla olan ilişkisini “zayıflıyor ve zarar veriyor“, aynı zamanda da onu “abonelik, lisanslama, reklam ve bağlı kuruluş gelirinden” mahrum bırakıyor.

Şikayet ayrıca bu yapay zeka modellerinin, haber kuruluşlarının içeriği koruma ve para kazanma becerisine zarar vererek “yüksek kaliteli gazeteciliği tehdit ettiğini” öne sürüyor. Davada, “Microsoft’un Bing Chat’i ve OpenAI’in ChatGPT’si aracılığıyla davalılar; The Times’ın gazeteciliğine yaptığı büyük yatırımı, bunu izin veya ödeme olmaksızın ikame ürünler oluşturmak için kullanarak bedavaya elde etmeye çalışıyorlar.” diyor.

Bu arada davada, Times’ın içeriği üzerinde eğitilen yapay zeka modellerinin yayınlanmasının hem Microsoft hem de OpenAI için “son derece kazançlı” olduğu belirtiliyor. Yayın, “içeriğinin kullanımı karşılığında adil değer elde edilmesini sağlamak” için her iki şirketle de aylarca pazarlık yapmaya çalıştığını ancak bir çözüme ulaşamadığını iddia ediyor.

OpenAI sözcüsü Lindsey Held, e-postayla yaptığı açıklamada, “İçerik yaratıcılarının ve sahiplerinin haklarına saygı duyuyoruz ve AI teknolojisinden ve yeni gelir modellerinden faydalanmalarını sağlamak için onlarla çalışmaya kararlıyız.” dedi. “New York Times ile devam eden görüşmelerimiz verimli oldu ve yapıcı bir şekilde ilerledi, dolayısıyla bu gelişme bizi hem şaşırttı hem de hayal kırıklığına uğrattı. Diğer birçok yayıncıyla yaptığımız gibi, birlikte çalışmanın karşılıklı yarar sağlayan bir yolunu bulacağımızı umuyoruz.“.

Shutterstock ile OpenAI

Yayın, her iki şirkete de telif hakkı ihlali nedeniyle dava açıyor ve eserlerini kopyaladığı iddiasıyla “milyarlarca dolarlık yasal ve fiili zararlardan” sorumlu tutulmalarını istiyor. Ayrıca mahkemeden OpenAI ve Microsoft’un kendi AI modellerini bu içeriği kullanarak eğitmelerinin engellenmesi ve Times’ın çalışmasının şirketlerin veri kümelerinden kaldırılması talep ediliyor.

New York Times, son aylarda OpenAI’in web tarayıcısını bloke eden ve yapay zeka şirketinin web sitesinden içerik çıkarmaya devam etmesini ve verileri yapay zeka modellerini eğitmek için kullanmasını engelleyen birçok haber kaynağından biri. 

BBC, CNN ve Reuters da OpenAI’in web tarayıcısını engellemek için harekete geçti. Ancak diğer yayınlar yapay zekayı veya en azından onunla birlikte gelen ödemeleri benimsiyor. 

Politico ve Business Insider’ın sahibi Axel Springer, bu ayın başlarında OpenAI ile ChatGPT’nin her iki kaynaktan da doğrudan bilgi almasına izin veren bir anlaşma yaptı; Associated Press ise OpenAI‘in önümüzdeki iki yıl boyunca haber hikayeleri üzerinde modellerini eğitmesine izin veriyor.

Teknopark ve Ar-Ge merkezi çalışanlarına müjde!

1 Ocak 2024 tarihinde yürürlüğe girecek olan Cumhurbaşkanlığı kararı ile, Teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-Ge ve veya tasarım merkezlerinde çalışan personele gelir vergisi stopaj teşviki genişletiliyor. Teknopark ve AR-GE merkezi çalışanları belli oranda fiziksel olarak işyerlerine gitmek zorundaydı. Artık çalışanlar, söz konusu bölge ve merkezler dışında çalıştıklarında da teşvik alıyor olacaklar. 

4691 satılı kanunun geçici 2. Maddesinin üçüncü fıkrası ile 5746 sayılı kanunun 3. maddesinin ikinci fıkrası gereğince verilen karara göre, teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-Ge veya tasarım merkezinde çalışan personel söz konusu bölge veya merkezler dışında geçirebileceği süreler bilişim personeli için yüzde yüz, bunlar dışındaki personele ise yüzde 75 oranında uygulanacak.

MediaTek ve TSMC, Dimensity 9400 için ortaklık kurdu!

Dünya çapında önde gelen yarı iletken üreticisi MediaTek, yeni nesil Dimensity 9400 yonga seti için TSMC ile stratejik bir ortaklık kurma kararı aldı. Bu işbirliği, özellikle termal sorunlara yönelik çözümleri hedefleyerek, performans konusunda çığır açmayı amaçlamaktadır.

MediaTek‘in önceki performans canavarı Dimensity 9300‘ün ardından, şirket odak noktasını TSMC’ye kaydırarak Dimensity 9400 için güçlü bir iş birliği başlatıyor. Dimensity 9300, performans açısından Snapdragon 8 Gen 3’e başarılı bir rakip olmasına rağmen, termal sorunlar yaşanmasına neden olmuştu, zira verimlilik çekirdeklerine sahip değildi.

MediaTek, daha önce TSMC’nin 3nm sürecine geçiş yaparak yüzde 32 daha iyi güç verimliliği elde ettiğini açıklamıştı. Ancak bu gelişmenin hangi platforma özgü olduğu belirsizdi. Son duyuruda MediaTek, TSMC ile yakın bir iş birliği içinde olduklarını vurgulayarak, iki şirketin Dimensity 9400 için bir araya geleceğini duyurdu.

Dimensity 9400, MediaTek’in ilk 3nm işlemcisini temsil edecek ve muhtemelen Apple’ın A17 Pro ve M3 için kullanılan N3B fabrikasyon sürecine kıyasla daha iyi verimlilik sunacak olan “N3E” sürecini benimseyecek. Bu kapsamda, mevcut raporlar Dimensity 9400’ün, selefiyle benzer bir CPU konfigürasyonunu koruyacağını ve Cortex-X5 çekirdeğinden güç alacağını gösteriyor.

TSMC ile yapılan bu ortaklık, performans ve termal verimlilik açısından önemli geliştirmeler sunabilir. Hem Qualcomm hem de MediaTek, en iyi yonga setlerini piyasaya sürmeye hazırlanırken, bu iş birliği sektörde heyecan yaratacak gibi görünüyor.

Çinli bilim insanları, devrim niteliğinde bir aerojel elyaf geliştirdi

Çin’in Zhejiang Üniversitesi’nden bir bilim ekibi, tekstil endüstrisinde devrim niteliğinde bir değişikliğe öncülük edebilecek bira erojel elyaf geliştirdi. Doçent Gao Weiwei ve Profesör Bai Hao liderliğindeki ekip, kutup ayısının kıllarından ilham alarak ürettikleri ultra hafif kumaşla, erojel elyaff sınırlamalarını aşmayı başardı. Geleneksel aerojelin havacılık endüstrisinde kullanılmasına rağmen kırılganlığı ve işlenmesinin zorluğu nedeniyle diğer alanlarda sınırlı kullanım buluyordu.

Kutup ayısının kıllarındaki çekirdek-kabuk yapısından esinlenen bilim insanları, bu benzersiz yapıyı taklit ederek kapsüllenmiş bir erojel elyaf (EAF) geliştirdi. Yoğun bir kabuk içinde yer alan gözenekli çekirdek, malzemenin dayanıklılığını ve esnekliğini artırırken, olağanüstü ısı yalıtımı sağlıyor. Profesör Bai, “Yüzde 90’ın üzerinde iç gözenekli yapısına rağmen, elyafımız yüzde 1000’e kadar gerilebiliyor. Bu, geleneksel aerojel liflere göre önemli ölçüde daha iyi performans sergiliyor” şeklinde açıklama yaptı.

aerojel elyaf

Bu yeni elyafın geniş kullanım potansiyeli bulunuyor. Araştırmacılar, geleneksel kuş tüyü ceketle kıyaslanabilir, ancak sadece beşte biri kalınlığında olan bir ısı yalıtımlı kazak örerek, malzemenin pratik uygulamalarda başarılı olduğunu gösterdi. -20 santigrat derecede yapılan bir deneyde, EAF malzemesi, kuş tüyü, yün ve pamuğu geride bırakarak üstün yalıtım özelliklerini ortaya koydu.

EAF‘nin aerojel elyaf tekstil endüstrisinde günlük kullanıma uygun olması, yıkanabilir ve boyanabilir olması, ıslak ortamlarda dahi ısı yalıtımını koruyabilmesi gibi avantajları, bu inovasyonun çok yönlü kullanım potansiyeline işaret ediyor aerojel elyaf. Ancak, Suzhou Nanoteknoloji ve Nanobiyonik Enstitüsü’nden Profesör Zhang Xuetong, seri üretimdeki zorluklara dikkat çekerek, özellikle askeri üniformalar ve aşırı soğuk ortamlardaki uzay kıyafetleri gibi alanlarda kullanımın önündeki engellere vurgu yaptı.

Ekibin çalışması, Science dergisinde yayınlandı. Bu önemli gelişme, tekstil endüstrisinde sürdürülebilir ve etkili bir ısı yalıtımı çözümü arayışında olan birçok sektörü heyecanlandırmış durumda.