Techinside Google News
Ana Sayfa Blog Sayfa 1655

Röportaj: Önder Sönmez – EMC

0

Türkiye, Doğu Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’nun BT liderleri EMC tarafından düzenlenen CIO 2014 Zirvesi’nde İstanbul’da buluştu. 04-05 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilen zirve EMC üst düzey yönetimiyle finans, Telekom ve kamu sektörü BT liderlerini bir araya getirdi. Zirve’nin temel konusu BT ve iş modelleri arasında yakın işbirlikleri ve karma çözümlerin, işletmelerin değerlerine nasıl katkılarda bulunacağı oldu.

EMC uzun süredir işletmelerde daha yüksek verimlilik ve performansa odaklanarak BT model ve uygulamalarında bir vizyon tazelemesi gerekliliğine dikkat çekiyor. Şirket bu söylemini, BT dönüşümü, büyük veri ve BT güvenlik üçlemesi ile destekliyor.

EMC Türkiye Genel Müdürü Önder Sönmez, etkinlik sırasında sorularımızı yanıtladı.

Apple neden iş dünyasını umursadı?

1

Yaşınızı, dilinizi, teknolojik bilginizi tümüyle bir kenara koyun. Eğer bir Apple ürünü kullanmaya başlarsanız sezgileriniz ile yardım almadan o ürünü kullanmaya devam edebilirsiniz. Eğer yardım alırsanız pek çok şeyin ne kadar kolaylıkla yapıldığına şahit olup, hayret edersiniz. Ancak bu güne kadar bunu profesyonel iş dünyası açısından söylemek aynı derecede kolay değildi. Bir şirketin BT yöneticisi iseniz Apple ürünlerini uzun yıllar boyunca Blackberry telefonları gibi yönetemediğiniz, her yeni iPad’e kurumsal yazılımları kurmak için saatlerinizi harcadığınız sıkıntılı durumlar yaşamış olabilirsiniz. Kesinlikle çok yorulmuş veya sonunda pes etmiş olmanız dışında üçüncü bir seçenek yoktu.

Apple her yıl düzenlediği WWDC (Worldwide Developer Conference – Küresel Geliştiriciler Konferansı) etkinliğinde geçen yıl adetlerini bozmamış ve son kullanıcılara odaklanmaya devam ettiği yenilikleri açıklayarak geçirmişti. Ancak bu sene ilginç bir değişiklik yaşandı, konferansın odak noktasında iş dünyası vardı. Apple yöneticilerinden pek duymaya alışkın olmadığımız bir sözcük olan “enterprise” (kurumsal) kelimesini bir kaç kez duyma şansını yakaladık. Görünen o ki Apple sonunda Fortune 500 şirketlerinin yüzde 98‘ini işgal eden ürünleri için artık iş dünyasına bir şeyler yapma vaktinin geldiğine karar vermiş durumda.

wwdc-opening-inline

Apple iş dünyası için ne sunacak?

Teknik detaylara girmeye gerek yok bunları zaten işi olanlar kolaylıkla öğrenecekler ancak kurumsal BT yöneticileri artık iOS cihazları çok daha kolay yönetebilecek ve kontrol edebilecek. Her bir cihaza teker teker uygulama yükleme derdi ortadan kalkarken üçüncü parti uygulama ve servislerin iOS cihazlar ile entegre edilmesi kolaylaşacak.

Yeni sistemde sadece yönetim kolaylaşmayacak aynı zamanda kurumsal uygulamaların mesajlarının kullanıcıya iletilmesi, Exchange uyumluluğu, rehber ve takvim gibi entegrasyonlar da basitleşecek.

Artık uygulamaların sağladığı özellikler farklı uygulamalar için birer servis olarak sunulabilecek. Örneğin Microsoft CRM servislerine erişen bir uygulama sunduğu hizmetleri diğer uygulamaların kullanabilmesi için doğrudan servis hizmeti verebilecek. Peki, bu ne anlama geliyor? Cevap çok basit, bu güne kadar iOS dünyasına mesafeli durmak zorunda üçüncü parti uygulama geliştiricilerin adım atmakta zorlandığı kurumsal çözümler bir anda Apple Store içinde cirit atmaya başlayacak.

Apple’ın başına taş mı düştü? Yoksa neden bu adımı atıyor?

Aslında bu sorunun cevabı hem evet hem hayır. Düşen taşın adını Microsoft olarak koyarsak nedenini anlamış olacaksınız. Microsoft’un bulut dünyasındaki usul ama güçlü gelişmesi, Surface Pro 3 duyurusu ve kurumsal dünyadaki gücü günün sonunda Apple’ın tehdit olarak görmeye başladığı bir noktaya ulaştı. Apple iOS sistemlerinde sağladığı yeni teknik imkanlar sayesinde, hep içine sızdığı ama isimlendirmediği bir alana resmen adım atıyor.

Yakın bir gelecekte Apple Store içinde En Çok Satılan, İndirilen ve Ciro yapan uygulamalar sekmelerinin yanında En Popüler Kurumsal Çözümler diye bir sütun hatta belki müstakil Kurumsal Çözümler Mağazası görmemiz mümkün olacak.

Tüm bu gelişmeler için kime teşekkür etmek lazım? Eğer cevabı hemen veremiyorsanız son üç paragrafı tekrar okumalısınız. Ama hikâyenin burada bitmediğine emin olabilirsiniz. İş dünyası açısından macera şimdi başlıyor.

Citrix müşterileriyle buluştu

0

Citrix IT Inspirations etkinliği için ülkemize gelen Citrix Doğu Avrupa, Rusya ve CIS Ülkelerin Başkan Yardımcısı Guenther Brand ile etkinlik, sektör ve Türkiye hakkında mini bir görüşme yaptık.

Röportaj: Eren Serçe – Huawei

0

Türkiye’de Fatih Projesinde ağ alt yapısının sağlanması, Osmanlı Arşivlerinde 96 milyon belgenin dijitalleştirilmesi, Yıldız Teknik Üniversitesinde bir süper bilgisayarın kurulması gibi projelere imza atan Huawei Türkiye Kurumsal İş Çözümleri Türkiye’de kurulduğu 2011 yılından bu yana her yıl yüzde 70 büyümeyi başarmış durumda ve 2014 yılında yüzde 100 büyüme hedefliyor.

Türkiye’de fiber altyapı çok mu pahalı?

0

9. Uluslararası Elektronik Haberleşme Düzenleyiciler Konferansı’nda İşletmeciler Toplantısı’nda konuşmacı olarak söz alan Telkoder Başkanı Yusuf Ata Arıak, telekomünikasyon sektörünü değerlendirerek, sektörün gelişmesini engelleyen problemleri ve çözüm yollarını işaret etti. Arıak, “Yeni Teknolojiler ve Yenilikçiliğin Düzenlemelere Etkisi” konulu konuşmasında şunları söyledi:

“Son birkaç yıla bakacak olursak Telekom sektörünün beklendiği gibi büyümediğini ve sektörün yapısının değişmediğini görüyoruz. Sektörün 2008-2013 cirosu sırasıyla 16.7, 15.8, 16.3, 16.7, 16.6 ve 16.8 milyar dolardır. Yani ABD Doları cinsinden 16-17 milyar arasında kendini tekrar eden bir ciro söz konusu. 14 yıl önce de var olan Türk Telekom ve üç GSM işletmecisinden oluşan ana yapı devam ediyor. Bağımsız Alternatif işletmecilerin (TTNET hariç) ciro payı on yılda sadece yüzde 8 seviyesine ulaştı. Yeni yabancı yatırımcılar ülkeye gelmiyor, yerli büyük guruplar pazardan çıktılar. Bu noktada hepimizin bu durumun nedenlerini ve pazarın büyümesi için neler yapılabileceğini kendimize sormamız gerekiyor. Ülkemiz telekomünikasyon sektörü için en önemli risk ve tehdit sektörde serbestleşme sürecinin tamamlanmamış olmasıdır. Yeni nesil işletmecilik alanına yabancı yatırımın gelmemesinin en önemli nedeni, piyasada tam ve adil rekabet ortamının henüz sağlanmamış olmasıdır. Serbestleşme başladığında bu alana giren Türkiye’nin birçok büyük gurubu bile (Koç, Sabancı, Borusan, Ülker, vb.), bütün ısrarlarına rağmen devam edememiş ve bu alandan çekilmiştir”.

Türk Telekom ve Turkcell yönetimindeki devlet etkisi doğal değildir

Sektörde mevcut gelinen noktada yapının doğal ve dengeli olmadığını belirten Arıak, “Türk Telekom gurubunda devletin doğrudan mevcudiyeti sürmektedir; Turkcell Yönetim Kurulu’na giren yeni üyelerle sektörün bünyesine yeni bir devlet mevcudiyeti eklenmiştir. Sonuçta, mevcut yapının yüzde 77’sini oluşturan bu iki gurubun yönetiminde hükümet doğrudan etkin duruma gelmiştir. Nedeni ne olursa olsun bu durum ‘’doğal’’ ve dengeli değildir. Temennimiz kısa sürede doğal duruma dönülmesidir” dedi.

Türk Telekom, TTNET ve Avea fiili olarak birleşti

Son günlerde Türk Telekom, TTNET, Avea organizasyon yapısında yapılan değişikliğin son derece kritik olduğuna dikkat çeken Arıak, “Firma isimleri korunsa da yapılan iş fiili bir birleşmedir. Bu değişikliklere BTK ve RK ses çıkarmazsa benzer organizasyon değişiklikleri Turkcell/Superonline ve Vodafone/Vodafone Net’te de yaşanabilir. Tüm bu gelişmeler, Türkiye telekomünikasyon sektörünün triopol/düopol yapısına dönüşmesine zemin hazırlıyor. Henüz rekabetin yeterince gelişmediği ülkemizde yaşanan bu durum serbestleşmeye çok büyük zarar verecektir. Bu durumdan yakın ve orta vadede, gerek vatandaşlar gerekse de sektörde faaliyet gösteren firmalar zarar görecektir” şeklinde konuştu.

Fiber şebekelerin kurulmasının önündeki engeller kaldırılmalı

Telekomünikasyon alanında son yıllarda gerçekleşen teknolojik gelişmeler sonucunda, ses, veri ve görüntü hizmetlerine olan talepte büyük artışlar yaşandığına vurgu yapan Arıak, “Günlük hayatımız giderek daha fazla bilgiye ulaşmayı gerektiriyor. Bütün dünyada da son zamanların en önde gelen konularından birisi, evlere kadar hızlı haberleşme hatlarının, yani fiber optik hatların çekilmesi konusudur. Avrupa Birliği’nde,  2020 yılına kadar evlerin yarısına 100 MB hızındaki fiber hatlarla ulaşmayı,  diğer yarısına da 30 MB hızın sağlanması planlanmış durumda. Her eve, her işyerine hızlı haberleşme altyapısı kurulması Türkiye’nin uluslararası düzeyde rekabet gücünün arttırılması ve Türkiye ekonomisinin sayılı ekonomiler arasına girebilmesi için olmazsa olmaz bir öneme sahiptir. Bu alandaki gecikme veya hatalı bir politika, telafisi çok zor bir geri kalışa yol açabilir. Bu açıdan bakıldığında, sektördeki büyümeyi artıracak en önemli ve güncel gelişme, fiber kablolardan oluşan yeni nesil şebekelerin kurulması yönünde atılmakta olan adımlardır. Yeni fiber şebekelerin kurulması önündeki engellerin kaldırılması ile birlikte yerli ve yabancıların telekomünikasyon alanına ilgilerinin artacağını düşünüyoruz” dedi.

Fiber şebekeler yaygınlaşmazsa 4G’ye geçilemez

Yeni teknolojilerin ve yenilikçiliğin, uygun iklimlerde yaratılıp uygulanıdığını belirten Yusuf Ata Arıak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Facebook, Twitter, Youtube, Skype, WhatsApp, ön ödemeli mobil kartlar ve benzerleri… Hepsi rekabetçi ortama en erken geçilen, uygun altyapıya en önce sahip olan yerde ABD’de ortaya çıktı. Hepsi de çok küçükten başlayıp büyüdüler. 8-10 sene geriden gelen ülkeler, hala arayı kapatıp benzeri teknolojileri ve yenilikçiliği yapamadılar. O nedenle, vakit kaybetmeden, yaygın, rekabetçi, hızlı genişbant şebekelerini gerçekleştirmeliyiz. Yeni fiber şebekeleri yapamazsak, Yaygın alternatif fiber şebekeler olmazsa, “yeni teknolojiler ve yenilikçilik” dar yollarda vakit kaybeder.”

“Hızlı haberleşme altyapısı olan Fiber şebekeler sadece sabit internet için kullanılmamakta, aynı zamanda cep telefonu şebekeleri de fiber optik şebekeleri kullanıyor. Fiber şebekeler yaygınlaşmazsa cep telefonunda 3G’den 4G’ye geçemeyiz. Fiber şebekeler yaygınlaşmazsa artan veri iletimi karşısında ulusal haberleşme şebekemizde yavaşlamalar hatta çökmeler yaşanabilir. Mevcut ulusal yeraltı kablo kanallarını herkesin bedeli karşılığı kullanabilmesi hem İnternet kullanıcıları hem de Türkiye’nin geleceği için kritik öneme sahip. Yeraltı kablo kanallarını, fiberlerini tüm işletmecilerin uygun kiralama fiyatlarıyla kullanabilmesi için bu fiyatların maliyet temelli olarak belirlenmesi gerekiyor”.

Yeraltı kablo kanallarının kirası AB’ye göre 30-40 kat pahalı

“Türk Telekom’un açıkladığı yeraltı kablo kanallarının kullanım kirasının AB’ye göre neredeyse 30-40 kat daha pahalıdır. Ülkemizde rekabetin artması ile İnternet kullanıcılarının işletmecisini, tarifesini, kalitesini seçebilmesi için bu fiyatların AB fiyatları seviyesinde belirlenmesi gerekiyor. Bu durumu düzeltmek için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, (BTK) alacağı kararla yeraltı kablo kanallarının diğer işletmeciler tarafından kiralanması ücretlerini ve şartlarını en doğru biçimde belirleyeceğine inanıyoruz. Zira yeri kazmak suretiyle sıfırdan hat çekme maliyetleri bile şu anki kablo kanalları kirasından daha uygun bir maliyet sunuyor.”

Virtual Instruments CEO’su ülkemizi ziyaret etti

0

Gerçek zamanlı alt yapı performans yönetimi çözümleri sağlayan Virtual Instruments CEO’su John W. Thompson dünya turu kapsamında İstanbul’da müşterileri ve iş ortağı Data Market ile bir araya geldi. John W. Thompson, “Türkiye pazarının gelişmekte olan ve takip edilmesi gereken bir pazar olduğunu aynı zaman da burada yer almalarının kendileri için stratejik bir önem taşıdığını belirterek şunları söyledi:

“Türkiye’de tüketici teknolojilerine odaklanıyoruz. Tüketici odaklı teknolojininen büyük kullanıcısı ve aynı zamanda en büyük özel bankası müşterilerimizden birkaç tanesi. Müşterilerinize sürekli iyi hizmet verebilmek için sistemlerinizi iyi durumda tutmanız gerekiyor. Çalışma yöntemimiz Amerika ve Asya-Pasifik’te işimize yaradı ve Türkiye’de de kesinlikle işimize yarayacak.

Türkiye’de fırsatlarının büyük olduğunu düşünmesek burada olmazdık

Bölge modelinin teknolojiyi en iyi şekilde temsil edebilecek sistem entegrasyonunu sağlamak olduğunu belirten John W. Thompson, Türkiye’deki iş ortağı Data Market ile en iyi şekilde çalışarak, VI’ın Türkiye pazarında yeni müşteri deneyimleri sağlamaları ve var olan müşteriler için en iyi çözümü sağlayan firma olduğunu belirtti. Bunun için “Virtual Instruments teknolojisini, Data Market çalışanlarına entegre ederek kullanıcılarımızın en iyi teknoloji ve hizmeti almalarını sağlamaları için özen gösterdiklerini” söyledi.

Müşteri memnuniyetinden bir adım ötesi için çalışıyoruz

Data Market Genel Müdürü Murat Boyla: “Sistem entegrasyonu sağlayan şirketlerin sadece donanıma odaklanarak sektörde ilerleyebilmesi mümkün değil. Tabii ki işimizin bir parçası, vazgeçemeyiz ama ek olarak hem müşterilerimizin, hem bizim, hem ortaklarımızın özetle tüm paydaşların mutlu olabileceği modeller ve çözümler üretmek gerekiyor. İşte bu nedenle Virtual Instruments ile birlikte çalışıyoruz. Biz müşterilerimize katma değerli çözümler sunarak, işleri için faydalar sağlıyoruz. Müşteri memnuniyeti kavramını bir adım öteye götürüp müşterilerimizde coşku yaratmak istiyoruz. Sistem entegrasyonu alanında gelir büyüklüğü sıralamasında ilk dörtte yer alan firmalardan biriyiz. VI bizim için önemli stratejik iş ortağımızdır. VI’ın Türkiye’deki ilk ve tek yetkili iş ortağı olarak amacımız müşterilerimize sunmuş olduğumuz yenilikçi iş çözümleri ile hedeflenen verimliliğin artırılmasıdır.

KOBİ’lerin aklına ilk gelen marka Samsung

0

Samsung bu alandaki çözümlerini, GfK tarafından yapılan “KOBİ Kurumsal İş Çözümleri Algı ve Kullanım Anlama Araştırması” bulguları eşliğinde, 28 Mayıs’ta gerçekleştirilen “Samsung Kurumsal Forum 2014” organizasyonunda medya ile paylaştı.

Yeni nesil kurumsal iş çözümleri, günümüz iş dünyasını da farklı bir konuma getiriyor. Kurumsal pazarda yenilikçi bilgi sistemleri yönetimi ve stratejilerinin önemi her geçen gün daha da artıyor. Samsung, iş yaşamına; güvenli iletişimden akıllı baskı sistemlerine, perakende sektöründen KOBİ’lerin BT alanındaki ihtiyaçlarına kadar, birçok alanda getirdiği yenilikçi çözümlerle, bu alanda da adından söz ettirmeye hazırlanıyor.

KOBİ’lerle detaylı sektör analizi

Samsung Electronics, bu çerçevede gerçekleştirdiği KOBİ’ler özelindeki kapsamlı araştırmanın sonuçlarını da Samsung Kurumsal Forum 2014’te medya ve iş ortaklarıyla paylaştı. Samsung Electronics Türkiye Kurumsal Çözümler Direktörü Tansu Yeğen, Samsung tarafından mikro işletmeler ve KOBİ’ler kapsamında yapılan araştırmanın sonuçlarını ve içeriğini şu şekilde değerlendirdi; “Samsung Türkiye olarak bu araştırmayı, kurumsal pazardaki hedeflerimiz doğrultusunda Türkiye demografisini de gözeterek hayata geçirdik. Toptan, perakende, imalat, inşaat ve ulaştırma sektörleri bu araştırmada öne çıkan sektörler oldu. Araştırmamızda; çalışma ortamları, iş modelleri, liderlik algısı, teknoloji kullanımı, internet ve sosyal medya iletişimi gibi konular, yoğun olarak ölçüldü.”

KOBİ’lerin teknoloji firmalarına bakışını da bu araştırma ile daha net değerlendirdiklerinin altını çizen Tansu Yeğen; “Araştırma çerçevesinde teknoloji denildiğinde ilk akla gelen firmanın Samsung olduğu sonucu net bir biçimde karşımıza çıkıyor. KOBİ’ler teknoloji yatırımları için, yüzde 83 oranında teknoloji marketlerini tercih ediyor. Tablet kullanımında önemli oranda bir artış da gözlemlediğimiz çalışma çerçevesinde, akıllı telefon kullanımına baktığımızda ise KOBİ’lerde her 5 cep telefonundan 3’ünün akıllı telefon kategorisinde olduğunu gözlemliyoruz” dedi.

Samsung, 2020 ciro hedefi olan 400 milyar doların, yüzde 23’ünün kurumsal alandan gelmesini hedefliyor.

SAMSUNG_TANSU YEGEN1

Samsung olarak, teknolojideki hızlı değişime uyabilmeleri için kurumların vazgeçilmez iş ortağı olmayı hedeflediklerinin altını çizen Samsung Electronics Türkiye Kurumsal Çözümler Direktörü Tansu Yeğen ise “Samsung, hem telekomünikasyon hem de bilişim ürünleriyle alanında dünyanın en büyük şirketlerinden biri. Tüketicilerin en yüksek teknolojiyi kullandığı bu dönemde, Samsung kurumların tüketicilere doğru ve istedikleri teknolojileri sunabilmeleri için bütün çözümleri sağlıyor.’

“Kurumsal Çözümlerimizin yakın gelecekte Samsung’un gelirinde ciddi oranda pay sahibi olması beklenmektedir, şöyle ki Samsung’un 2020 ciro hedefi olan 400 milyar doların, yüzde 23’ünün kurumsal alandan gelmesi hedeflenmektedir. Türkiye’de ise şu anda kurumsal satış, işlerimizin yüzde 3’ünü oluşturuyor. Yılsonunda bu oran yüzde 10’a, gelecek yıl ise yüzde 20’ye çıkacak. Türkiye’de kurumsal çözümlerimize her ay 10-15 yeni çözüm ekliyor, kurumsal ekibimizi büyütüyoruz. Önümüzdeki yıl, toplam ciromuzun önemli bir kısmının kurumsal iş çözümlerinden geleceğini öngörüyoruz. Özellikle eğitim gibi dinamik sektörlerde dikey ürün ve çözümlerimiz hazır. Otel yönetimi, sağlık, telekomünikasyon altyapıları ve mağaza sistemleri gibi alanlar da yine rekabete hazır olduğumuz noktalar” dedi.

KNOX 2.0’la kurumsal mobilitede üst düzey güvenlik

KNOX’un pazara sunulduğu Ekim 2013’ten itibaren Samsung, 25 milyon adet KNOX platformunu destekleyen cihaz satışı gerçekleştirdi ve şu anda 1 milyonun üzerinde aktif KNOX kullanıcısı bulunuyor. Ortalama olarak her ay 210 bin KNOX lisansı etkinleştiriliyor, bu da yaklaşık olarak günde 7 bin kullanıcı anlamına geliyor.

Geçen her yeni dakikada 5 kullanıcı KNOX uygulamasını aktif hale getiriyor. KNOX 2.0, daha güvenli ve uçtan uca bir mobil deneyim için donanım seviyesinden mobil uygulamalara kadar daha iyi koruma sağlamak adına çok sayıda güvenlik iyileştirmeleri sunuyor. KNOX 2.0 Google Play Store‘da yer alan çok sayıda Android uygulaması için de gelişmiş güvenlik sağlıyor ve indirilen tüm uygulamaları, KNOX ile aynı seviyede donanım tabanlı olarak koruyor. KNOX’un gelişimi, “Kendi Cihazını Getir” (BYOD) stratejileri için daha esnek bir yaklaşıma izin veren farklı uygulama türlerinin seçilebilmesini sağlıyor.

Paraşüt yolculuğuna başladı

0

Şubat ayında Beta sürümünü kullanıcılarla buluşturarak çalışmalarına başlayan Paraşüt, abone almaya başladı. Dört ayda 1000’i aşkın kullanıcının beta sürümünden yararlandığı Paraşüt, her işletme için kritik olan temel finansal hizmet ve bilgileri gerçek zamanlı ve kolay anlaşılır şekilde sunuyor. İşletmeler için bir finansal kontrol paneli niteliği taşıyan sistem fatura ve ödeme planı oluşturma, vadesi geçen ve gerçekleşen tahsilat ve ödeme bilgisi, ödenmesi gereken KDV, nakit akışı, şirket harcamaları, satış ve alışlardaki büyüme eğilimi gibi bilgi ve gereksinimleri tek elden yanıtlıyor.

Mayıs ayı itibariyle ücretli sürüme geçen Paraşüt aylık abonelik ücretini KDV dahil 35 lira olarak belirledi.

Tanışma kampanyası kapsamında 2014 yılı içinde gerçekleşen tüm aboneliklerde 2 yıl geçerli olmak üzere aynı bedel uygulanacak. Kullanımı kolay ve özel eğitim gerektirmeyen bir finansal yönetim sistemi ile girişimcileri operasyonel yükten kurtararak işlerinin kahramanı olmalarının önünü açmayı hedeflediklerini vurgulayan Paraşüt CEO’su Sean Yu, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Girişimciler Paraşüt sayesinde işlerinin gidişatını gerçek zamanlı takip edebilecek. Bu sayede onların gücüne güç katmayı, dinamizmlerini daha da artırmayı hedefliyoruz. Paraşüt ismini alırken de bu çağrışımlardan yararlanmak istedik. Bulut tabanlı bir sistem olarak girişimcilerin göğün engin yüksekliklerinde güvenle uçmalarını sağlıyor, adrenalin dolu heyecanlı uçuşların keyfini çıkarmalarının önünü açıyoruz.”

TEAM1

Yatırım gerektirmiyor

İşletmeleri destekleme vizyonu ile yola çıkarak Türkiye’de ilk defa girişimcilerin ihtiyaçlarına göre tasarlanmış yeni nesil finans yönetim sistemini müşterilerinin hizmetine sunan Paraşüt’ü kullanmak için yazılım, donanım yatırımı gerekmiyor. İnternet bağlantısı olan herhangi bir yerden Paraşüt’e kullanıcı bilgileri ile giriş yapılarak, istenilen bilgilere anında erişiliyor.

Paraşüt, resmi düzenlemeler ile birlikte önümüzdeki yıllarda e-fatura’ya geçiş yapması gereken pek çok işletmenin gereksinimlerini karşılamaya yönelik hizmetler de sunacak. Henüz e-faturaya geçiş yapmayan kullanıcılarına fatura basım, gönderim ve takip hizmeti sunarak işletmelerin operasyonel yük ve maliyetini azaltmayı da hedefliyor. Ayrıca, tahsilatları hızlandırmak için kredi kartı ile çevrimiçi tahsilat ve banka entegrasyonu da önümüzdeki dönem sunulacak hizmetler arasında yer alıyor.

Yeni özellikler, Paraşüt’ün kurumsal web sitesi www.parasut.com adresinden, @parasutcom Twitter hesabı ya da facebook.com/parasutcom adresinden takip edilebilir.

Dünyada ilk kez girişimcik vakfı kuruldu

1

Girişimcilik Vakfı‘nın amacı, röportajımızda Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra‘nın da açıkça belirttiği gibi üniversitelerdeki gençlere girişimciliği anlatmak ve gençlerin girişimci olmasını desteklemek. Bu amaç kesinlikle Türkiye girişimcilik ekosistemi açısından doğru belirlenmiş bir strateji zira uzun yıllardır gerçekleşen pek çok girişimcilik etkinliğinde girişimcilerin sayısının azlığından sıkça bahsedilmekteydi.

Umuyoruz ki girişimciliğin özendirilmesi sadece bir vakfın veya belirli lider kimliği kazanmış kişilerin yükü omuzlamaları ile sınırlı kalmaz ve ülkemizde bir devlet politikası haline gelerek 12-13 yaşındaki çocukların bile eğitimini aldığı bir kültür haline dönüşebilir.

Intel Türkiye’de Ar-Ge merkezi açtı

0

Intel açısından Türkiye stratejik öneme sahip ülkeler arasında yer alıyor. Bunun en büyük nedenlerinden birisi genç nüfusu, bu nüfusa bağlı teknolojik potansiyeli ve elbette Türkiye’de eğitim açısından Fatih gibi projelerin hayata geçirilmesi. Dünyanın en büyük silikon işlemci ve teknoloji üreticisi olan Intel, mobil devrimi takip edeceğine inandığı Internet of Things (Nesnelerin Interneti) için büyük yatırım yapıyor ve gelecek 5-10 yıllık olanlarını bu alana odaklıyor. Bu çerçevede Türkiye’de kurulan Ar-Ge merkezi sadece Intel için değil gelecek 5-10 yıllık dönemde Türkiye’den milyar dolarlık küresel bir şirketin çıkması için de fırsat sağlayabilir.

Kiralanabilir bilişim eğitim laboratuvarı dünyaya hizmet veriyor

0

Günümüzde rekabette bir adım öne geçmek isteyen şirketlerin teknoloji yatırımları artıyor. Bu yatırımların karşılığını bulabilmesi için gereken yetişmiş eleman ihtiyacı ve yatırımların boşa gitmemesi için gereken eğitim ve danışmanlıklar AcademyTech uzmanlığı ile mümkün oluyor.

AcademyTech, uzaktan eğitime açık bilgi teknolojileri laboratuvarında uzaktan erişim imkânıyla tüm dünyaya hizmet veriyor.

Şirket, deneyimli ekibi ve güçlü yatırımıyla bölgenin ihtiyaçlarının ülkemizden karşılanması konusunda önemli bir rol üstleniyor.Aynı anda binlerce öğrenciye hizmet verebilen laboratuvarıyla Türkiye’deki gücünü bölgeye taşıyan AcademyTech, Cisco, Citrix ve Vmware ekipmanlarının eğitimlerini kendi bünyesinde verdiği gibi, uzaktan yapılacak eğitimlere de platform sağlıyor. Bunun yanı sıra, ülkemizde teknoloji yatırımı gerçekleştirecek şirketlere de satın alma öncesinde merkezdeki ekipmanları inceleme ve deneme fırsatı sunuyor.

7/24 Laboratuvar Desteği

Bir günde dünya çapındaki yaklaşık 4 bin öğrenciye laboratuvara erişim kapasitesi sunan AcademyTech, son teknoloji cihazlarla donattığı laboratuvarında, iki yıl içerisinde yaklaşık 60 ülkeden 10 binden fazla profesyonele eğitim verilmesini sağladı. Bu ülkeler arasında Almanya, Fransa, İtalya ve Rusya gibi teknoloji kullanımı yoğun olanlar dikkat çekerken Avustralya, Hindistan, Venezuela, Singapur, Meksika ve Suudi Arabistan gibi dünyanın dört bir yanındaki merkezi bulunan şirketler de eğitimleri için AcademyTech’in bilgi teknolojileri eğitim laboratuvarını tercih etti.

Laboratuvar erişimleri sırasında yedi gün yirmi dört saat İngilizce kullanıma açık olan laboratuvarda, Cisco Webex, Go to Meeting, Cisco Telepresence, Skype, telefon ya da e-posta üzerinden anlık olarak destek verilebiliyor.

ÖzcanYıldız_01Bölgenin önemli bir oyuncusu olarak, ülkemizdeki şirketlerin de gelişimine katkıda bulunmak istediklerini ifade eden AcademyTech Kurucusu ve CEO’su Özcan Yıldız, “Dünyada sadece birkaç yerde bulunan laboratuvar, ülkemizde sadece AcademyTech bünyesinde bulunuyor. Dünyanın en önemli şirketlerinin eğitimleri burada gerçekleştirilirken, kurumların ihtiyaç duyduğu desteği de yine burada sağlıyoruz. Türkiye’nin bölgedeki teknoloji merkezi olma yolunda attığı adımları hem eğitimlerimiz hem de danışmanlık hizmetlerimizle desteklemeyi sürdürüyoruz” dedi.

Teknolojide gelecek otomobil ve oyunda mı?

0

Öncelikle Jen Hsun Huang ülkemizi oldukça iyi tanıyor ve yatırım yapılması konusunda da hiç itiraz etmeden destek olmuş bir isim. Ayrıca kendisi çok ilginç bir vizyon ortaya koyuyor ki bu da geleceğin oyunda ve otomobillerde olduğu fikri.

Gerçekten de oyun endüstrisi boyutları itibariyle küresel olarak sinema endüstrisini geçmiş durumda ve her geçen gün de gelişmeye devam ediyor. Her ne kadar petrol kartelleri gelişimi engellemeye çalışsa da elektrikli otomobiller inanılmaz bir hızla gelişiyor ve akıllı hale geliyor.

Otomobil değil yol arkadaşı

Öncelikle araçta akıllı bir sistem mevcut ve aracın ön konsolunda yer alan dev bir ekrandan sürüşe başlamadan önce tüm ayarlarınızı yapabiliyorsunuz. Ayarlar deyip geçmeyin, koltuk şeklinden ısısına, aracı hangi modda kullanacağınızdan gideceğiniz mesafenin elektrik tüketimini hesaplamaya kadar bu ekrandan yapabiliyorsunuz. Sürüş başladıktan sonra bu ekranı isterseniz müzik dinlemek için isterseniz de navigasyon ekranı olarak kullanmak tamamen sizin isteğinize kalmış bir durum.

WP_20140325_15_06_40_ProÖzetle artık otomobiller meşhur çizgi film Jetgiller’deki formuna kavuşmaya başladı eksik olan mı ne? Tabii ki henüz uçamıyorlar!

Oyun dünyası aldı başını gidiyor

NVIDIA ile başladık, oradan da devam edelim. Katıldığım etkinlik kapsamında şirketin Shield isimli mobil oyun konsolunu da deneyimleme şansı buldum. Shield, Sony gibi bu işin deneyimli markalarının ürettiği mobil konsollar arasında ağırlığı ve görece daha küçük ekranı  yüzünden geride kalsa da Android dünyasının zenginlikleri, kablosuz olarak akıllı TV’lere bağlanabilme özellikleriyle kısa zamanda oyun sevdalıların koleksiyonları arasındaki yerini alacak gibi görünüyor. Tabii Türkiye için uygun bir fiyat stratejisi izlenmesi şartıyla.

Gartner’a göre geçtiğimiz yıl dünya çağında bilgisayar satışlarının yüzde 10 gerilediği rakamını önümüze alıp bir analiz yapmamız gerekirse hem profesyonel kullanıcılar hem de oyuncular yepyeni dünyalara yelken açmaya başladı ve şirketler de gelecek on yıllık iş stratejilerini bunun üzerine kurmalı. Bizden söylemesi.

Türk Telekom ile şirketlere artık her yer Türkiye

0

Türk Telekom, Orange Business Services ile bir işbirliği için el sıkıştı. Türk Telekom CEO’su Rami Aslan ve Orange Telecom Business CEO’su Thierry Bonhomme’ın katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında Türk Telekom, uluslararası alanda faaliyet gösteren Türk şirketlerine ‘Türk Telekom Global Kurumsal Ağ’ hizmetini sunacağını duyurdu.

Yapılan iş ortaklığı ile ilgili açıklamalarda bulunan Türk Telekom CEO’su Rami Aslan, “Türk Telekom Global Kurumsal Ağ ile önemli bir adım atıyoruz; Türk şirketlerine 220 ülke ve bölgede ayrıcalıklı, fark yaratacak, güvenli, hızlı, esnek bir özel sanal ağ deneyimi sunuyoruz. Bu hizmetle büyük kurumlar, KOBİ’ler ve kamu kuruluşları yurtdışı operasyonlarını güçlendirme, hizmet kalitesi ve çeşitliliğini artırma imkânı bulacak. Türk Telekom Global Kurumsal Ağ ile şirketler için artık her yer Türkiye olacak” diye konuştu.

Türk Telekom ile yaptıkları işbirliğinin Türk şirketlerinin küresel anlamda büyümesine katkıda bulunacağını belirten Orange Business Services CEO’su Thierry Bonhomme, “Türk Telekom ve Orange bu ortaklık ile güçlerini birleştirerek dünya çapında genişleyen Türk işletmelerinin ihtiyaçlarını karşılayacak en iyi kurumsal ağı oluşturmayı hedefliyor. Kurumlara özel telekomünikasyon hizmetlerini geniş bir yelpaze üzerinden sağlamak için konumlandırılmış bu anlaşma Türkiye’de iş sektörünün yerel ve küresel anlamda büyümesine önemli katkılar sağlayacak” dedi.

Şirketler dünyaya açılma fırsatı yakalayacak

Şirketler, yapılan anlaşma sonucunda hizmet verecek olan ‘Türk Telekom Global Kurumsal Ağ’ ile dünyanın her yerinden iletişimlerini Türkiye’deki merkez ofislerindeymiş gibi yönetebilecek.

Yurtdışında ofisleri bulunan şirketler, ithalat ve ihracat yapan KOBİ’ler, yurtdışında elçilikleri ya da temsilcilikleri bulunan kamu kuruluşları ‘Türk Telekom Global Kurumsal Ağ’ sayesinde en güvenli sanal özel ağ çözümüne kavuşmuş olacak. Bunun yanı sıra uluslararası şirketler de Türkiye ofisleriyle güvenli, hızlı, esnek bir özel sanal ağ deneyimi üzerinden iletişim sağlayabilecek.

Şirketler sınırları kaldırırken, masraflarını azaltacak

Türk şirketleri, Türk Telekom’un 220 ülke ve bölgede 16 binden fazla bağlantı merkezine sahip Orange ile yaptığı bu işbirliği sayesinde yurtdışındaki lokasyonları için özel sanal ağ kurma fırsatını yakalayacak ve daha da büyüme fırsatı elde edebilecek. Yurtdışına yatırım yapmak isteyen KOBİ’ler dünyada geniş bir coğrafyada özel sanal ağ kurup ofislerine ölçeklenebilir bir erişim türüyle ulaşabilecek. Şirketler kendilerine özel hazırlanmış paketlerle yurtdışı operasyonlarını güçlendirip iş verimliliklerini artırırken, operasyonel masraflarını da azaltma şansına sahip olacak.

Sosyalleşen kurumlar ve iş dünyasının geleceği

0

Microsoft Ürün Pazarlama Bölümü Genel Müdürü Jared Spataro ile Microsoft’un kurumsal çözümleri, Yammer ve gelecek ile ilgili bir sohbet toplantısı gerçekleştirdik. Günümüzde internetin dünyanın her köşesine yayılan dev ilişki ağlarına ev sahipliği yapan bir platform haline geldiğini belirten Spataro, “Sosyal medya, insanlara ve bilgiye ulaşma alışkanlıklarımızı ve yöntemlerimizi yeniden şekillendiriyor. Artık kişi ve kurumlarla bağlantı kurmak, yeni insanlarla tanışmak ve bilgileri paylaşmak çok daha kolay.Peki neden kişisel yaşamımızı değiştiren bu harika uygulamalar ve hizmetler, iş hayatında da benzer bir dönüşümün gerçekleşmesine sebep olmasın? Microsoft olarak, kurumlarda işe ve verimliliğe odaklı sosyal ağların kurgulanmasını sağlayan, sosyal etkileşim, ortak çalışma ve iletişimi bir arada sunan tümleşik platformları kurumların hizmetine sunmaktan memnuniyet duyuyoruz” dedi.

7409242282_159d72ab5a_zMicrosoft, Yammer ve kurumsal sosyal ağlar

Kurumsal ağların gelecekte belirleyici olacağının altını çizen Jared Spataro, bu konuda şunları söyledi:

“Yammer adını verdiğimiz kurumsal sosyal ağ çözümümüz, kişisel yaşamlarımızı değiştiren temel prensipleri kullanarak kurumların çalışma biçimlerini geliştirmeyi ve dönüştürmeyi amaçlıyor. Böylece şirketler çalışanlarıyla ve müşterileriyle iletişime geçerek önemli fikirleri dinleyebiliyor, pazardaki ani değişimlere uyum sağlayabiliyor ve daha önce olmadığı kadar büyük fırsatlar yakalayabiliyorlar. Microsoft, bundan 1,5 yıl önce kurumsal sosyal ağ çözümü Yammer’ı satın aldıktan sonra çok kısa sürede kurumsal sosyal ağların şirketler tarafından benimsemesi, Yammer hizmetlerinde yenilikçiliğin desteklenmesi ve Yammer’ın Microsoft’un Office 365 ile bütünleştirilmesi konusunda büyük ilerleme kaydetti. Bugün Yammer’ın dünya çapındaki kullanıcı sayısı 8 milyon kişiye ulaştı ve yıldan yıla yüzde 55’lik bir artış gösterdi. Mesajlar, gruplar ve dosyalar bazında ölçülen kullanıcı aktivitesi yaklaşık ikiye katlandı.”

150’nin üzerinde ülkede, Türkçe dahil 40 dilde sunulan Yammer, günümüzde şirketler için hala geçerli olan iki temel iihtiyacı karşılamayı hedefliyor.

Microsoft çözümleriyle birliktelik başarıyı hızlandırıyor

Microsoft’un kurumsal taraftaki yol haritasında yer alan bazı önemli adımlar ise şu şekilde sıralanıyor:

  • Microsoft, Yammer’i satın aldıktan sonra Office 365 gibi mevcut bulut hizmetleriyle Yammer kurumsal sosyal ağ çözümünün sunduğu yetenekleri bir araya getirmeye başladı. Böylece kurumsal bulut hizmetiyle, kurumsal sosyal ağın özelliklerini birleştirdi.
  • Microsoft olarak son iki yıldır bu yaklaşımımızı birkaç stratejik yatırımla destekliyoruz. İlk olarak, Şubat 2013 tarihinde Yammer hizmetimizi Microsoft Dynamics CRM ile bütünleştirdik. Bu sayede kullanıcılar CRM (müşteri ilişkileri yönetimi) uygulamasından ayrılmadan sosyal sohbetlere katılma, önemli verileri paylaşma ve güncellemeleri takip etme olanağına kavuştular.
  • Microsoft Dynamics CRM’in ilkbahar 2014 sürümünü müşteriye yönelik kurumsal sosyal yetenekleri, yeni ve kapsamlı sosyal dinleme, pazarlama ve hizmet masası yetenekleriyle zenginleştirdik. Ayrıca Kasım 2013’te Yammer Enterprise’ın tüm Office 365 Enterprise planlarında yer aldığını duyurduk. Çok yakında Yammer Enterprise, Office 365 Akademik ve Office 365 Orta Ölçekli İşletme planlarında da yerini alacak.

Projelerin hayata geçirilme süreleri kısalacak

0

adesso Grubu şirketlerinden e-Spirit AG, içerik yönetim sistemi (CMS) FirstSpirit’in en son sürümünün piyasaya çıktığını duyurdu. Yeni sürüm ile projelerin hayata geçirilmesi hızlanacak. FirstSpirit 5.1, şirketlerin projelerini hayata geçirme sürelerini ciddi oranda kısaltmalarına olanak sağlayan çok sayıda yeni özelliğe ve eklentiye sahip. Bu yeni özelliklerin, online içeriğin yönetildiği her noktada kullanıcı deneyimini iyileştirmesi amaçlanmış. Pazarlama yöneticileri, artık web sitesi ziyaretçilerine daha basit ve etkin bir biçimde kişiselleştirilmiş içerik ve deneyim sunabilecekler. Yeni sürüme, yazılım geliştirme ve entegrasyon ihtiyaçlarının rekor kısa sürelerde tamamlanmasına yardımcı olan teknik özellikler kazandırılmış. FirstSpirit ürünü, Türkiye’de adesso Turkey Bilgi Teknolojileri tarafından müşterilerine sunuluyor. adesso Türkiye Ofisi, ürünün lisanslanmasının yanı sıra, entegrasyonu ve özelleştirilmesi konularında da hizmet veriyor.

Tüm kullanıcılar için mükemmel kullanıcı deneyimi: müşteriler, editörler, pazarlamacılar ve BT

FirstSpirit 5.1’in geliştirilmesinde iki kilit konu öncelik olarak belirlendi. FirstSpirit’in tarayıcı tabanlı, merkezi içerik düzenleme ortamı “ContentCreator” baştan aşağı yenilenerek, pazarlama yöneticilerinin ve editörlerin her türlü dijital kampanya, hedef grup, çıkış kanalı ve son kullanıcı cihazı için kişiselleştirilmiş ve dinamik içerik yaratıp yayınlamaları daha kolay hale getiriliyor. İkinci konu da, geliştirici deneyiminin iyileştirilmesi oldu. Bu da, şirketlerin yeni çevrimiçi servislerini, işlevlerini veya başlı başına bir web sitesini her zamankinden hızlı bir biçimde müşterilerine sunabilmelerini sağlıyor.

FirstSpirit Multi Perspective PreviewMulti-perspective preview: Her boyutta içerik Yeni çok perspektifli ön izleme, editörlerin FirstSpirit içerik sayfalarını kendi müşterilerinin gözlerinden incelemelerini sağlar. Tek bir tıkla, tam olarak hangi içeriklerin ne zaman hangi hedef gruba gösterildiğini ve sayfaların mobil ortamlarda karşılaşılan farklı görüntüleme boyutlarında nasıl göründüğünü görmeleri mümkündür. İçerik ve içeriğin sunumu doğrudan ön izleme modunda optimize edilebilir. Editörler aynı şekilde pazarlama kampanyalarını da cihazlara ve ziyaretçi profillerine göre özelleştirebilirler. Bu yaklaşım, responsive tasarım kullanılarak yapılan geliştirmeler için gereken zaman ve maliyeti ciddi şekilde düşürür ve responsive olarak tasarlanmış web sitelerinin bakımını kayda değer oranda kolaylaştırır.

Web uygulamalarını sorunsuz bir şekilde kullanın: Tüm düzenleme görevleri için merkezi bir kullanıcı ara yüzü FirstSpirit ContentCreator, içerikle ilgili tüm faaliyetler için merkezi, web tabanlı bir kokpittir. Editörler web sitesini doğrudan bir tarayıcı kullanarak ön izleme sayfası üzerinden düzenleyebilirler; sanki herhangi bir web sitesinde dolaşıyormuşçasına basit ve hızlı bir şekilde çalışabilir.

Geliştirilmiş Drag&Drop desteği: Editörlük çalışmalarını hızlandırır Content Creator’ın halihazırda kapsamlı olan Drag&Drop seçenekleri, editörlük çalışmalarının daha içgüdüsel olarak yapılmasını sağlayabilecek ve zamandan tasarruf sağlayacak şekilde geliştirilmiştir. Örneğin, Sürükle&Bırak kullanılarak linkler yaratılabiliyor. Ayrıca masaüstü, web uygulaması veya FirstSpirit medya yönetimi gibi farklı kaynaklardan resim,video ya da başka veriler doğrudan istenen hedef alana sürüklenebiliyor ve içerik güncellenebiliyor.

Yapı Kredi Nuvo’yu tanıttı

0

Kendi internet sitesi ve mobil kanalları üzerinden hizmetlerini sunacak olan Nuvo’ya şubeye gitmeye gerek kalmadan sadece internet ve mobil üzerinden başvuru yaparak anında üye olunabiliyor.

Nuvo tanıtımında sahneye çıkan ve yeni nesil için online olmanın temel bir ihtiyaç olduğunu söyleyen Yapı Kredi Perakende Bankacılık Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Nazan Somer Özelgin,  “Hayatı çok hızlı yaşadıkları için gençlerin hızlarına ayak uydurmak son derece önemli. Yeni neslin dünyasında var olmak için onların beklenti ve ihtiyaçlarına uygun çözümler bulmak şart. Dijital kuşağın etkileyeceği ve değiştireceği en önemli alanların başında şüphesiz bankacılık sektörü geliyor. Yapı Kredi olarak bizler de bu değişime en hızlı adapte olan kurumlardan biriyiz. Türkiye’de gençlere yönelik ilk bankacılık hizmet ve ürünlerini sunan banka olarak bu alandaki öncü konumumuzu NUVO ile sürdürüyoruz. Onları anlayan, onların diliyle konuşan bir banka olmanın gururunu yaşıyoruz” dedi.

Yapı Kredi olarak değişime en hızlı adapte olan kurumlardan biriyiz.

Nuvo’nun Türkiye’deki en zengin yeni nesil bankacılık platformu olduğunu belirten Özelgin “Nuvo ile sektörümüze yeni bir soluk getirmekten dolayı mutluluk duyuyoruz. Nuvo’da müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştırarak temel bankacılık ihtiyaçlarını şubeye gitmelerine gerek kalmaksızın bir bütün olarak karşılamayı hedefledik. Nuvo ile sektörde müşteriye sunulan farklı servis modellerini, kanal deneyimlerini ve ürün tekliflerini tek platformda topladık. Webden, cepten, tabletten yani istediğiniz kanaldan ulaşılabilen Nuvo’da para transferlerinden, birikimleri yönetmeye, kredi ihtiyaçlarından, avantajlı alışverişlere kadar tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabiliyorsunuz. Bu yeni platformumuz ile yıl sonuna kadar 300 bin adet, 5 yılda ise 1 milyon aktif Nuvo müşterisi hedefliyoruz.“

Güvenliğe bakış açınızı değiştirmelisiniz

0

İşletmelerin güvenlik politkalarını yönetmek için kullandıkları geleneksel yasaklama, izin verme, belirli aralıklar ile belirli kontroller yapmak gibi yaklaşımlar artık doğru yaklaşımlar olarak kabul edilmiyor. Neden? Zira akıl almaz hızlarda sayıları artan zararlı yazılımların ve saldırıların karşısında sürekli olarak bu teknikler ile koruma sağlamak mümkün olmaz hale gelmiş durumda.

Küresel “Güvenlik Raporları” bahsettiğimiz durumu doğrular nitelikte;

Gartner’ın yayınladığı bir güvenlik raporuna göre uç noktalardaki taşınabilir ve masa üstü bilgisayar gibi cihazlar sadece küçük bir yüzdeyi oluşturmalarına rağmen güvenlik açısından hâlâ en çok denetim altında tutulması gereken yüzdeyi oluşturuyorlar. Olaya bu çaıdan baktığımızda saldırganlar ile savunanlar arasında sürekli bir kovala-kaç oyunu olduğunu söyleyebiliriz. Maalesef yüzleşmemiz gereken gerçek ise bu oyunda kovalayanların sayısı baş edemeyeceğimiz kadar hızlı şekilde artıyor.

Kovalayanların sayısı baş edemeyeceğimiz kadar hızlı şekilde artıyor

Saldırı teknikleri her gün daha fazla gelişiyor, saldırıların artan frekansı günün sonunda gözden kaçan bir açığın kullanılma tehlikesini yükseltiyor, bu karmaşayı yönetmeye çalışan BT uzmanları ise maalesef kimi zaman hiç haberlerinin dahi olmayabileceği olaylar yaşayabiliyor.

Peki, güvenlikde böylesine bir gelişme varken işletmelerin güvenlik stratejilerini nasıl şekillendirmesi gerekiyor?

Öncelikle konvansiyonel imza tabanlı antivirüs sistemlerinden kurtulmak gerekiyor zira bunlar sadece yönetilmesi güç çözümler değil aynı zamanda ciddi anlamda sistem kaynaklarını tüketen uygulamalar olarak karşımıza çıkıyor. Kara liste uygulamaları ise çoktan güncelliğini kaybetmiş durumda. Bu tarz uygulamalara da son vermek gerekiyor. Doğru yaklaşım ise güvenli olduğu bilinen sularda gezinmek ancak bu durum dijital neslin özgürlükçü yaklaşımına ters bazı sonuçlar doğurabiliyor.

Bu açmaz içinde uzmanların tavsiye ettiği çözüm ise risk yönetimi konusunda işletmelerin kendilerini zenginleştirmesi. Ancak bu tavsiye sadece BT yöneticileri veya çalışanlarının risk yönetimi yapmasını değil, bu bilincin tüm işletme çalışanları için bir kültür haline dönüştürülmesi gerektiği yönünde.

Dünyanın en pahalı ve güçlü bir güvenlik yazılımına sahip olan bir işletmeyi yeterince iyi eğitilmemiş bir çalışan tehlikeye sokabilir. Benzer şekilde güvenlik için yüzbinlerce, milyonlarca dolar harcamamış ancak çalışanlarına gerekli risk eğitimini vermiş bir işletme için güvenlik gündem maddelerinde alt sıralarda yerini koruyabilir.

Dünya Telekomünikasyon Günü etkinlikleri gerçekleştirildi

0

Tüm Telekomünikasyon İş Adamları Derneği (TÜTED) tarafından İstanbul Grand Cevahir Hotel’de düzenlenen Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü’nde “Sürdürülebilir Kalkınma için Geniş Band” başlığı altında bilişim, iletişim ve geniş band konuları masaya yatırıldı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Kurul Başkanı Dr. Tayfun Acarer’in katıldığı etkinlikte Soma’da yaşanan ve ülkemizi hüzne boğan maden faciası nedeniyle kutlama kısmı iptal edilerek yalnızca konuşma ve paneller gerçekleşti.

Organizasyonun ev sahibi olan TÜTED Yönetim Kurulu Başkanı Adil Zafer Müftüoğlu, açılış konuşmasında bu yıl Dünya Bilgi Toplumu ve Telekomünikasyon Günü etkinliğinin acı bir sürece denk geldiğini ifade ederek “Yitirdiğimiz yüzlerce görev şehidine bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm ülkemize başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza da bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum” diye konuştu.

Adil Zafer Müftüoğlu
Adil Zafer Müftüoğlu

Geniş band mobilde yüzde 24,5 fiberde yüzde 85 arttı

Ülkemizin bilgi teknolojileri ve iletişim sektörünün lider kuruluşlarının üst yöneticileri ve sektör sivil toplum kuruluşlarımızın başkanlarının geniş band hakkında vizyonlarını ve önerilerini paylaştıkları etkinlikte Adil Zafer Müftüoğlu ülkemiz bilgi teknolojileri ve iletişim sektöründeki bir birimlik büyümenin ülke ekonomisinde en az 1,8’lik bir büyümeyi tetiklediğini ifade etti. Sektörün bundan sonraki yolculuğunda, büyümesine etki edebilecek en önemli faktörlerin başında geniş band altyapısının yeterliliği, geniş band uygulamaları ve kullanımının geldiğini ifade eden Müftüoğlu, “2008 yılında 6 milyon olan internet genişband abone sayısı geçtiğimiz yılın sonunda 32,5 milyon aboneye ulaşmıştır. 2012-2013 sene sonları itibariyle mobil ve fiber kaynaklı geniş band kullanımı sırasıyla yüzde 24,5 ve yüzde 85 artış göstermiştir. Bu figürler önemli bir gelişimi ve başarıyı ifade etmektedir” dedi. Türkiye bilgi teknolojileri ve haberleşme pazarında genişband kullanımı özellikle son dönem içerisinde katlanarak artan bir gelişme gösterdiğini vurgulayan Müftüoğlu, “Diğer taraftan veri trafiği de her yıl katlanarak artmakta, yakınsamanın getirdiği binlerce, on binlerce, yüz binlerce inovatif uygulama, zetabyte’ların hatta yottabyte’ların teknolojinin gündemine girmesi bizlere geniş band alt yapıları ile ilgili politikaların sürekli olarak gözden geçirilip hızlı ve proaktif olunmasının gerekliliğini de ortaya koymaktadır” diye konuştu.

Ayda 340 dakika cep telefonuyla konuşuyoruz

BTK Kurul Başkanı Dr. Tayfun Acarer, etkinlikte sektörle ilgili bazı güncel veriler aktararak mobil penetrasyon oranının tek başına ele alınıp ülkenin gelişmişliği ile ilişkilendirerek bir sonuç çıkartmaya çalışmanın doğru olmadığını, konuşma sürelerinin de penetrasyonla ilişkilendirilmesi gerektiğini ifade etti. “2013 sonu itibariyle abone başına aylık 340 dakika konuşma süresiyle Türkiye Avrupa’da en çok konuşan ve en çok kısa mesaj yollayan ülke. Mobil penetrasyon düşük olduğu halde görüşme süresinin yüksek olması, Türkiye’de ciddi bir rekabet ve regülasyon olmasının sonucudur” dedi.

Son 4 yılda web saldırılarının miktarı yüzde 2135 arttı

Her gün internetin biraz daha hız kazandığını ifade eden Dr. Tayfun Acarer, ülkelerde bilişim sektörünün kaldıraç etkisi herkes tarafından kabul edildiğini ancak kişilerin kimliklerini gizleyerek yaptıkları kişisel itham ve hakaretlere ve siber saldırılara karşı da önlem alınması gerektiğini söyledi. “Son 4 yılda web saldırılarının miktarı yüzde 2135 arttı. Bugün data şebekelerindeki bot trafiği, insanların ürettiği gerçek trafiğin iki katı” diyerek internetin gelişmesi için bu konuların mutlaka objektif bir şekilde tartışılması gerektiğini söyledi.

Her yıl Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) tarafından bağlı tüm ülkelerde belirlenen ortak tema çerçevesinde dünyanın dört bir yanında iletişim ve telekomünikasyon sektörlerinde gelecek vizyonunun masaya yatırıldığı etkinliğin Türkiye ayağında, sektörün tüm paydaşlarını temsilen üst düzey panelistlerin yer aldığı iki farklı panel düzenlendi.

Etkinlikte sektörün tüm paydaşlarını temsilen üst düzey panelistlerin yer aldığı iki farklı panel düzenlendi

“Geniş Band Uygulamaları Türkiye Vizyonu – Sektör Liderlerinden Bakış” başlıklı ilk panelin moderatörlüğünü BTK Kurul II. Başkanı Musa Şahin üstlendi. Panelde Turkcell Regülasyon ve Hukuktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Çataltepe, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, Qualcomm Türkiye Ülke Müdürü Barış Ruacan, ülkemizin geniş band potansiyeli, uygulamalar ve regülasyon düzenlemelerini ele aldılar. Kalkınma için geniş bandın önemini vurgulayarak gelecekte teknolojinin hızına ayak uydurmak için geniş bandın bir ön koşul olduğunu vurguladılar.

Moderatörlüğünü TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Cılız’ın üstlendiği “Sürdürülebilir Kalkınma için Geniş Band – STK’ların bakışı” başlıklı panelde sektör derneklerinin vizyon, potansiyel engeller ve regülasyon düzenlemelerine ilişkin talepleri dile getirildi. MOBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yılmaztürk, TBV Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı, TEDER Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Özeren, TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak ve YASAD Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Güneş konuşmacılar arasındaydı. Panelistler kurumlarının yürütmekte olduğu geniş band projeleri hakkında bilgi vererek sürdürülebilir kalkınma vizyonlarını paylaştılar.

Power 8 teknolojisi Türkiye ile buluştu

0

Tamamı açık sunucu platformuna dayanan ve veriyi yüksek bir hızla yönetmeyi sağlayan yeni Power Systems sunucular, yüzde 47 daha düşük maliyetle iki kat fazla verim elde edilmesini sağlıyor. Yeni sunucular, en yeni x86 sunuculara göre veri ambarı uygulamalarında, 50 kata kadar daha hızlı sorgulama ve raporlama performansı sağlıyor.

IBM, büyük veri çağına özel olarak tasarlanmış yeni, yatay ölçeklenebilir Power Systems sunucuları olan POWER8 teknolojisini duyurdu. Bu sunucular IBM’in 2,4 milyar dolarlık yatırımının ve 3 yılı aşkın süredir devam eden geliştirme sürecinin bir eseri olmasıyla dikkat çekiyor. Açık sunucuları geliştirme sürecinde IBM’in yüzlerce inovasyon patentinden de yararlanıldı.Her tip ortam için uyumlu bir bilgi işlem platformu oluşturan IBM’in POWER mimarisi, son yılların en önemli işbirliklerinden biri olan OpenPOWER Foundation’ın inovasyon sürecinde de önemli bir aşamayı temsil ediyor.

Toplantıda sohbet etme olanağı bulduğumuz IBM ABD, Power Çözümleri Yöneticisi Susan Gabrielsen, sorularımızı yanıtladı.