Ödeal ilk çeyrek sonuçlarını açıkladı

Cep telefonları için mobil POS özelliği ile öne çıkan Ödeal, yılın ilk çeyreğine air sonuçlarını açıkladı. 81 ilde 64’ün üzerinde fazla sektörde faaliyet gösteren şirket, bu dönemde üye işyeri sayısını yüzde 26, cirosunu ise yüzde 140 artırdı. İşlem adedinde ise yüzde 240 artış yaşandı. 

Halkbank ile iş birliği

2014 yılında hayata geçirilen ‘Cepte POS’ uygulaması belirli sebeplerden POS yatırımı yapmayan işletmeler için bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Yılın ilk çeyrek sonuçlarının açıklandığı toplantıda Halkbank ile yapılan iş birliğini de açıklandı. Artık Halkbank şubelerinde sözleşmeyle birlikte yazarkasa satılmaya başlanıyor. 

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ödeal Kurucu Ortağı Fevzi Güngör, “Ödeal Cepte POS”,“Ödeal POS” ve “Ödeal Yazar Kasa POS” çözümleriyle birlikte ürün-hizmet portföylerini tamamladıklarını vurguladı. İlk olarak Cepte POS ile işe başladıklarını söyleyen Güngör, daha sonrasında diğer iki uygulamayla faaliyete devam ettiklerini açıkladı. 

Güngör açıklamasına şu şekilde devam etti; 

“Ödeal POS, anlaşmalı bankalar için tek POS üzerinden taksit imkanına ek olarak, tüm bankalar için aynı komisyon oranı gibi farklı avantajlar sunuyor. Geçen sene ise üçüncü faza geçtik. “Ödeal Yazarkasa POS” ürününü piyasaya sürdük. Profilo Ödeme Sistemleri ile devam eden stratejik ortalık dahilinde, S900 model Yeni Nesil Yazar Kasa POS cihazı ile mobil olarak tahsilat yapmak isteyen işletmelerin ihtiyaçlarını çözdük.”

Yeni nesil POS uygulamasının en çok kullanıldığı ilk beş şehir şu şekilde sıralanıyor;

İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya

Yurtdışından telefon getirme süresine düzenleme

0

Yurtdışından telefon getirme süresi değiştirildi

Yurtdışından iki yılda bir tane olan cep telefonu getirebilme olanağı, üç yılda bir olarak yeniden düzenlendi. Cumhurbaşkanlığı’nın 4458 Sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararı bugün Resmî Gazete’de yayımlandı. Karara göre, yurtdışından getirilen akıllı telefonlarının Türkiye’de kullanımına ilişikin düzenlemede değişiklik yapıldı. Bundan böyle, iki yılda bir tane olan cep telefonu getirebilme imkanı, 3 yılda bir olarak degiştirildi. Düzenleme 30 Mayıs’ta yürürlüğe girecek. 

Öte yandan, yurtdışından getirilen cep telefonlarının kayda girmesi için 2019 itibariyle 618,60 TL harç ücretinin yatırılması gerekiyor. Şu an için bu ücrette değişiklik yapılmadı.

AstraZeneca, yapay zekâyla ilaç keşfini hızlandıracak

0

AstraZeneca ve BenevolentAI, kronik böbrek ve idiyopatik pulmoner fibrozis hastalıklarında yeni tedavi yöntemleri keşfetmek ve geliştirmek için yapay zekâ ve makine öğrenimi kullanmak üzere uzun süreli bir iş birliği başlattıklarını duyurdu.

Her iki kurumdaki bilim insanları, AstraZeneca’nın genomik bilimi, kimya ve klinik verileriyle, BenevolentAI’ın temellendirilmiş bilimsel veri (genler, proteinler, hastalıklar ve bileşimler) ağı olan hedef tanılama platformunu ve biyomedikal bilgi grafiklerini geliştirmek için işbirliği içinde çalışacak. 

Her iki şirket, bu karmaşık hastalıkların altında yatan mekanizmaları anlayabilmek için sonuçları birlikte değerlendirecek ve yeni potansiyel ilaç hedeflerini daha çabuk tanımlayabilmek için çalışacak. Bu amaçla, bulgular arasındaki bağlantıları tespit etmek için verileri sistematik olarak analiz eden makine öğrenimi ve daha önce bilinmeyen bağlantılardan çıkarım yapan yapay zekâ kullanılacak.

Veri zenginliğinin potansiyelinden yararlanmak

AstraZeneca Biyofarmasötik Araştırmalar ve Geliştirmeden Sorumlu Başkan ve AstraZeneca Başkan Yardımcısı Mene Pangalos bu işbirliği üzerine şunları söyledi: “Araştırmacı bilim insanları tarafından kullanılabilecek devasa miktardaki veriler, her sene katlanarak artıyor. AstraZeneca’nın hastalık alanlarındaki uzmanlığı ve sahip olduğu büyük, kapsamlı veri setlerini, BenevolentAI’ın alanının öncüsü yapay zekâ ve makine öğrenme yetenekleriyle birleştirerek karmaşık hastalık biyolojisine yönelik anlayışımızı geliştirmek ve hastaların gündelik hayatını olumsuz yönde etkileyen hastalıkları tedavi edebilecek yeni hedefler belirlemek için bu veri zenginliğinin potansiyelinden yararlanabiliriz.”

İlaç keşfinin geleceği ve gelişimi yapay zekâ, veri ve biyoloji arasında köprü kurmakta yatıyor

BenevolentAI CEO’su Joanna Shields ise şu değerlendirmeleri yaptı: “Günümüzde milyonlarca insan etkili bir tedavisi olmayan hastalıklarla mücadele ediyor. İlaç keşfinin geleceği ve gelişimi yapay zekâ, veri ve biyoloji arasında köprü kurmakta yatıyor. Yeni öngörüler geliştirmek, kronik böbrek ve idiyopatik pulmoner fibrozis hastalıkları için gelecek vaat eden yeni tedaviler tespit etmek adına AstraZeneca ile güçlerimizi birleştirdiğimiz için çok mutluyuz.”

Biletall.com CEO’su: En uygun uçak bileti pazar günü satılıyor

Online bilet alımında alırken dikkat edilmesi gereken noktalar haberimizde

Bilet alımında günlerin hatta saatlerin bile fark ettiğini belirten online seyahat markası biletall.com Ceo’su Yaşar Çelik,“Uçak biletlerinde hafta içi seyahat etmek, hafa sonu seyahat etmekten daha avantajlı. Sabah uçuşu yerine akşam uçuşunu tercih ederek daha uygun fiyatlara bilet bulabilirsiniz’’ dedi.

Sabah yerine akşam uçun

Uçakla seyahat eden yolcuların en çok dikkat ettiği konuların başında ucuz uçak biletini tercih ettiklerini belirten Çelik, ” Özellikle yılbaşı, resmi tatiller ve yaz döneminde bilet fiyatları oldukça pahalı oluyor. Uygun uçak biletini satın alabilmek için sabah yerine akşam uçuşlarına rezervasyon yapmalarını öneriyorum. Uçuşunuz yurt içine olacaksa cuma günleri uçak bileti almaktan kaçının. 2018’de en pahalı yurt içi uçak bileti Cuma günleri satıldı. Pazar sabah saatleri ise ucuz uçak bileti bulmak için en ideal gün. Yurt dışına seyahat etmeyi planlıyorsanız en az 2 ay öncesinden rezervasyon yaptırarak en iyi uçuş teklifini yakalayabilirsiniz. Yurt dışına bilet almak için en doğru zaman Ocak ayı. Yaptığımız analizlere göre en ucuz yurt içi uçak biletleri Mart ayında satılırken, en pahalı yurt içi biletleri Ağustos ayında satıldı”diye konuştu.

Saatlerin önemi büyük

Tatil planının son güne bırakılmasının çok kötü bir tercih olacağını söyleyen biletall.com CEO’su Yaşar Çelik, bu tercihin hem bütçe hem de seyahat açışından sıkıntı çıkaracağının altını çizdi. Zamanlamanın çok önemli olduğunu vurgulayan Çelik, günlerin hatta saatlerin bile fiyatları etkilediğini söyledi. Çelik sözlerine şöyle devam etti:“Doğru plan ile fiyat ve tatil açışından güzel bir tatil yapabilirsiniz.Bayram ve tatillerde biletler hızlıca tükeniyor. Bu yüzden özellikle uzun tarihli bayram/resmi tatillerde biletinizi günler öncesinden almanız gerekiyor. 2018 yılında yurtiçi uçuşlarında en uygun bilet 23.00 ile 00.00 arasında, yurtdışı uçuşlarında ise en ucuz bilet 03.00 ile 04.00 arasında satıldı.”

 

Alibaba Çin’in en değerli markası oldu

Markanıın değeri 141 milyar dolar olarak hesaplandı

Perakende devi Alibaba’nın Çin’in en değerli markası olduğu açıklandı. Araştırma firması Kantar’ın yaptığı araştırmaya göre, Alibaba 141 milyar dolar değerle Çin’in en değerli markası olmayı başardı. BrandZ Top 100 Most Valuable Chinese Brands isimli araştırmada Alibaba’nın geçen yıla oranla marka değerini yüzde 59 artırdığı aktarılıyor. Çalışma, Alibaba ilk kez bu listeye 2015’te girmeye başladığını ve o yıldan bu yana değerini yüzde 136 artırdığını ortaya koyuyor.

İlk 100’deki markaların 900 milyar dolara yaklaştı

Kantar araştırması ilk 100’e giren markaların değerinin 889,7 milyar dolar ulaştığını bulguluyor. Bu rakam geçen yıla oranla yüzde 30’luk artış anlamına geliyor. Sıralamada ilk 10’a giren şirketler ve değerleri şu şekilde: Alibaba (141 milyar dolar), Tencent (138,2 milyar dolar), ICBC (40,7 milyar dolar), China  Mobile (39,1 milyar dolar), Moutai (36,6 milyar dolar), Huawei (33,2 milyar dolar), Pingan (27 milyar dolar), Baidu (26,7 milyar dolar), China Construction Bank (22,8 milyar dolar) ve JD (21,1 milyar dolar).

Göz önüne alınan ölçütler

Kantar’ın yürüttüğü çalışmada göz önünde bulundurulan ölçütler de belirtiliyor. Buna göre, markanın finansal değerleri ve markadan alışveriş yapan müşterilerin görüşleri dikkate alınıyor. Sıralama için ayrıca markaların Çin’de kurulması, halka açık işlem görmesi veya finansal verilerinin halka açık şekilde paylaşılması gibi ölçütler de bulunuyor.

Sabancı Üniversitesi Sanayi Odaklı Projeleri’nin çıktılarını paylaştı

0

18 katılımcı kurumun 23 projesinde çalışan 88 lisans öğrencisinin poster sunumları ile paylaşıldı

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi bünyesindeki Sanayi Odaklı Projeler (SOP) 3. akademik dönemini birçok yeni proje ve işbirliği yapılan farklı sektörlerdeki sanayi kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen, bahar daveti ile kapattı.

Sabancı Üniversitesi’nin üniversite-sanayi işbirliğine yeni bir boyut kazandırdığı Sanayi Odaklı Projeler’in çıktıları, 2 Mayıs’ta Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. DrYusuf Leblebici ile Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. DrCanan Atılgan’ın ev sahipliğinde toplam 18 katılımcı kurumun 23 projesinde çalışan 88 lisans öğrencisinin poster sunumları ile paylaşıldı.

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Canan Atılgan konuşmasında: “Sanayi odaklı projelerimiz (SOP) üçüncü yılını tamamlamakta. SOP kapsamında, öncelikle sanayi kuruluşu paydaşlarımız bize gündelik bir problemlerini projelendirme isteğiyle geliyor, biz de bu problemi hocalarımızla paylaşıp mezuniyet projeleri kapsamında uygunluğunu değerlendiriyoruz. Böylelikle son halini alan projeleri öğrencilerimize açıyoruz, ve sahiplenilmesini sağlıyoruz. Bu sistem ile biz bu yıl dahil 64 proje kapsamında 225 öğrencimizi mezun ettik, bunlardan 88 öğrencimiz 23 proje ile bugün poster sunumlarını yapıyorlar. SOPlarla bir araya gelmek, sanayi ile birlikte “daha neler yapabiliriz, daha büyük neler geliştirebiliriz”i birlikte düşünmek için çok güzel bir başlangıç noktası oluyor. Hedefimiz, SOP’a katkı veren firmalarla yaptığımız daha geniş kapsamlı yaklaşık 2,5 milyon bütçeli 11 araştırma proje hacmimizi, yeni tanışıklıklarla daha da büyütmek ve farklı kurumlarla işbirliği ile sağlamlaştırmak.” dedi.

Sanayi Odaklı Projeler (SOP) işbirliği modelinde kurumlar karşılıklı olarak çeşitli avantajlara sahip oluyor

Sabancı Üniversitesi tarafından geliştirilen işbirliği projesi ile sanayi kurumlarının araştırma gündeminde yer alan ancak; insan, zaman, teknik ekipman gibi kaynak kısıtları olan araştırma konularının, üniversite işbirliği ile projelendirilerek hayata geçirilmesine olanak sağlanıyor. Öte yandan projede işbirliği içinde olunan sanayi kuruluşları bürokratik engellerle karşılaşmaksızın, projede çalışan öğrenciler ve danışman öğretim üyesinin koordinasyonunda Sabancı Üniversitesi’nin en ileri teknolojilerle donatılmış laboratuvarlarının sunduğu araştırma imkanlarından özgürce yararlanabiliyor. Ayrıca projelerde çalışan dördüncü sınıf öğrencileri de sanayi kurumları için etkin bir insan kaynakları havuzu oluşturarak kurumlara potansiyel çalışma arkadaşlarını tanıma ve yetiştirme şansı da veriyor. Programın en avantajlı yönlerinden biri de, somut sorunlara, somut ve inovatif çözüm önerileri getirilebilmesi, fikrin ürüne dönüşmesidir.

SOP süreci nasıl devam ediyor?

SOP programına katılmak isteyen kurum;yılda iki defa, istediği sayıda, farklı mühendislik alanlarındaki konularda proje önerisinde bulunabiliyor. Tüm proje önerileri öğretim üyelerinden oluşan seçici kurul tarafından değerlendiriliyor. Güz döneminde başlayan projeler, Ekim – Mayıs ayları arasında yürütülerek sonuçlanıyor. Şubat ayında başlayan projeler ise bir sonraki akademik yılda devam ederek Aralık ayında tamamlanıyor. 

Sanayi projelerinde biri kurum tarafından diğeri Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri arasından olmak üzere, en az iki danışman görev alıyor. Öğrenciler, ilk üç ay projenin tasarım evresi üzerinde çalışırken bir yandan da karmaşık bilim ve mühendislik problemleri, sürdürülebilir kalkınma, ekonomi, çevre sorunları, üretilebilirlik, etik, sağlık, sosyal ve politik sorunlar, proje yönetimi, risk yönetimi ve değişim yönetimi, fikri mülkiyet hakları, yenilikçilik ve girişimcilik, iş sağlığı ve güvenliği konularında seminerlere ve grup çalışmalarına katılarak eğitim alıyor. Öğrencilerden aldıkları eğitimleri projelerine yansıtmaları bekleniyor.

Güvenlik kamerasında güvenlik açığı

0

Antivirüs yazılım kuruluşu ESET’in IoT cihazlarına yönelik araştırması, güvenlik kameralarında da güvenlik açıklarının oluştuğunu ortaya koydu

ESET IoT araştırmasına göre bulut kamera D-Link DCS-2132L ’de yetkisiz erişimlere kapıyı açabilen çoklu güvenlik açığı söz konusu. Kameranın en ciddi sorunu ise video akışını şifrelemeden iletmesi.

ESET’in Slovakya Bratislava’daki Araştırma Laboratuvarı’ndan ESET Araştırmacısı Milan Fránik, “Ne kamera ve bulut arasındaki bağlantı, ne de bulut ve görüntüleme uygulaması arasındaki bağlantı şifrelendiği için sistem, ‘ortadaki adam (MitM – Man in the Middle)’ saldırılarına ve video yayınlarının davetsiz misafirler tarafından izlenmesine açıktır” bilgisini paylaştı.

Eklenti de sorunlu

Tespitlere göre kamerada bulunan bir başka ciddi sorun, ‘mydlink services (D-Link hizmetlerim)’ internet tarayıcısı eklentisinde gizli. İnternet tarayıcısı eklentisi, TCP tünelinin oluşturulmasını ve istemcinin tarayıcısında canlı video oynatmayı yönetir ancak aynı zamanda localhost üzerinde dinamik olarak oluşturulmuş bir bağlantı noktasını dinleyen bir tünel aracılığıyla video ve ses veri akışlarına yönelik isteklerin iletilmesinden de sorumlu. Fránik“Eklenti güvenlik açığı, kameranın güvenliği için korkunç sonuçlar doğurabilirdi, çünkü saldırganların orijinal ürün yazılımını kendi hileli sürümleriyle değiştirmelerini mümkün kılabilir” diyor .

Üreticiye bildirildi

ESET, tespit edilen tüm güvenlik açıklarını üreticiye bildirdi. Öncelikli olarak myDlink eklentisindeki güvenlik açıklarından bazıları güncellemeyle hafifletildi ve yamalandı, ancak şifrelenmemiş iletim ile ilgili sorunlar devam ediyor.

Albaraka Garaj’da start-up’lar için üçüncü dönem başladı

0

Albaraka Garaj’da yeni girişimciler için üçüncü dönemi başladı

Albaraka Türk’ün kurduğu Albaraka Garaj merkezinin yapısına ön hızlandırmayı da ekleyerek, yenilikçi iş ve projeler için start up’lara üçüncü dönemin kapılarını açtı. Bir buçuk yıl önce hayata geçirilen Albaraka Garaj ile hem start up’ları destekleyen hem de kendi kurum kültürüne ve dijitalleşme yolculuğunda önemli katkılar sağlayan Albaraka Türk, bugüne kadar binin üzerinde başvuru aldığı Albaraka Garaj’da 19 girişimi destekledi. Garaj’da 3. Dönem başvurularını almaya başlayan Albaraka Türk’e başvurmak isteyen girişimciler, 7 Mayıs–23 Haziran  tarihleri arasında albarakagaraj.com üzerinden başvuruda bulunabilecek.

Daha fazla girişimciye destek olacak

Albaraka Garaj, ön hızlandırmanın yanı sıra Albaraka Portföy Yönetiminde kurulan Girişim Sermayesi Fintech Yatırım Fonu ile birlikte daha da güçlenen yapısıyla, artık daha fazla girişimciye destek olacak. Albaraka Garaj’ın bir katılım bankası bünyesinde kurulan dünyadaki ilk start up hızlandırma merkezi özelliği taşıdığını belirten Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku, “Başlangıçta hızlandırma merkezi olarak başladığımız bu yolda ekosistem içindeki eksik ve talepleri de görerek birtakım iyileştirmeler yaptık. Yatırım tarafı için gelen yoğun talepler ile birlikte, Albaraka Portföy yönetiminde girişim sermayesi fintech yatırım fonunu kurduktan sonra kısa sürede üç girişime yatırım yaptık. Daha fazla girişimciye yardımcı olabilmek ve hakkaniyetli bir eleme yapabilmek adına ön hızlandırma programımızı da hayata geçirdik. Bu ön hızlandırmanın yanı sıra Girişim Sermayesi Fintech Fonumuz ile birlikte artık daha fazla girişimciye yardım edebileceğiz” şeklinde konuştu.

Bugüne kadar Albaraka Garaj kanalıyla altı projeyi hayata geçirdiklerini belirten Utku, “Albaraka Garaj’ı kurduğumuz günden bu yana geçen iki yıl içinde toplamda binin üzerinde başvuru alırken, 19 girişimciyi destekleyerek, altı projeyi hayata geçirdik. Hayata geçirdiğimiz başlıca projeler; biometrik imza, satış ve tahsilatın oyunlaştırılması, chatbot, VR destekli eğitim ve mobil ödeme çözümü oldu” açıklamasında bulundu.

Son başvuru tarihi 20 Haziran

Üçüncü dönem başvuruların başladığı Albaraka Garaj’da başta teknoloji tabanlı girişimciler olmak üzere tüm girişimciler, 7 Mayıs – 20 Haziran tarihleri arasında başvuruda bulunabilecek. Albaraka Garaj’da Temmuz – Ağustos ayları içerisinde 6 haftalık ön hızlandırma eğitiminin ardından girişimciler, final sunumuyla birlikte 9 ay sürecek olan hızlandırma maratonuna başlayacak.

Maxis Yenilikçi Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun ilk yatırımı Kolay İK’ya oldu

0

Maxis’ten ilk yatırım Kolay İK’ya geldi

Türkiye İş Bankası‘nın ülkemiz girişimcilik ekosisteminin büyümesine katkı sağlayabilecek girişimlere yatırım yapma amacı ile kurduğu Maxis Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi’nin bünyesindeki Yenilikçi Girişim Sermayesi Yatırım Fonu yatırımlarına başladı.Yenilikçi Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ilk yatırımını Türkiye’nin ilk bulut tabanlı insan kaynakları yönetimi platformu olan Kolay İK’ya yaptı.

Ülkemizde farklı ölçekteki pek çok şirketin önemli bir yazılım ihtiyacını karşılayan Kolay İK’nın Türkiye’deki hızlı büyümesini ve yurt dışı açılımını desteklemek üzere yatırım yapmaya karar verdiklerini belirten Maxis Genel Müdürü Selami Düz, girişimcilik ekosisteminin tüm paydaşları ile işbirliğine dayalı bir anlayış içerisinde girişimleri desteklemeye devam edeceklerini belirtti.

500 bin dolarlık yatırım

2016 yılında kurulan ve bugün farklı ölçekteki şirketlerde çalışan 200 binden fazla kişi tarafından kullanılan Kolay İK, Maxis Yenilikçi Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’nun 500 bin dolar ile katıldığı yaklaşık 1,3 milyon dolar tutarındaki yatırım turu ile yurt dışı açılımını hızlandırmayı ve yurt içinde kurumsal pazardaki etkinliğini artırmayı amaçlıyor.

İnsan kaynakları süreçlerini dijitalleştirip tek çatı altında yürütülmesini sağlayarak bir yandan verimliliği artırırken diğer yandan hataları en aza indiren Kolay İK, şirketlere; izin, eğitim, bordro, yemek kartı yönetimi, harcama, bireysel emekliliğe otomatik katılım, özlük bilgileri, performans yönetimi, vardiya planlama gibi birçok farklı alanda çözüm sunuyor.

WhatsApp’te güvenlik açığı

0

Güvenlik açığından kaç kişinin etkilendiği bilinmiyor

WhatsApp’te yeni bir güvenlik açığı ortaya çıktı. Yeni açık şu şekilde belirlendi: Hacker’lar, WhatsApp’ın sesli arama özelliğini kullanarak, hedef kişinin telefonu çaldırdı. Aranan kişi aramaya yanıt vermemiş olsa dahi, casus yazılım telefona yerleştirildi.

Açık bu ay başında ortaya çıktı

WhatsApp bu açığın aslında Mayıs ayı başında bulunduğunu teyit etti. Söz konusu casus yazılımın ardında İsrail’in NSO Grubu’nun bulunduğu iddia ediliyor. NSO’nun ürettiği Pegasus isimli yazılımı araştırma hedeflerini etkilemek ve cihazlarının çeşitli yönlerine erişmek isteyen hükümetlere lisanslı olarak satılıyor. WhatsApp yayımladığı açıklamada doğrudan NSO’yu sorumlu tutmuyor fakat “Bu saldırı, cep telefonu işletim sistemlerinin işlevlerini üstlendiği bildirilen casus yazılımları sunmak için hükümetlerle birlikte çalıştığı bilinen özel bir şirketin tüm özelliklerine sahip” diyerek şirketi işaret ediyor. Bu iddialara karşılık NSO da Financial Times’a bir açıklama yaptı ve konuyla ilgileri bulunmadığını iddia etti. Şirket bununla birlikte kodun nasıl ve kime karşı kullanıldığını da bilmediğini aktardı. 

En güncel sürümü kullanın

 WhatsApp’ın açıklamasında bu güvenlik açığından kaç kullanıcının etkilendiğini paylaşmadı. Mesajlaşma uygulamasını 1,5 milyardan fazla kişinin kullandığını not edelim. WhatsApp açığa karşı kullanıcılarını uygulamanın güncellenmiş sürümü kullanmaları yönünde uyarıyor.    

[Araştırma] Akıllı stadyum devri

 Araştırma teknolojinin stadyumları nasıl dönüştürdüğünü inceliyor

Dijital gelirlerle büyüyen akıllı stadyum ekonomisi 2017 itibariyle dünyada 3,87 milyar dolarlık hacme ulaştı. Bu rakamın 2023 yılına kadar, yıllık ortalama yüzde 21’lik artışla 12,42 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Akıllı stadyumları inceleyen KPMG, teknoloji sayesinde taraftara sunulan dijital hizmetleri değerlendirdi. KPMG Türkiye Spor Sektör Lideri Hakan Uçak, “Günümüzde deneyim ekonomisinin hızla geliştiği bir gerçek. Tüketiciler fiziksel ürünlerden çok deneyim peşindeler. Eğlence sektöründe faaliyet gösteren firmalar bu talebe cevap vermek için hızlı bir adaptasyon sürecine girdiler. Birçok spor kompleksi de altyapı yatırımlarını bu talepler doğrultusunda gerçekleştiriyor” diye konuştu.

KPMG’ye göre akıllı stadyumlarla hayatımıza giren altı yenilik şöyle:

Taraftarlar stada ‘bağlanacak’

  • Stadyumların ‘akıllanmaları’ için öncelikle dijital altyapılarının geliştirilmesi gerekiyor. Günümüzde taraftarlar, maçlar sırasında internet üzerinden sürekli etkileşim halinde. Stadyumların bu etkileşimin kesintiye uğramaması için internet altyapılarını geliştirmeleri bekleniyor.
  • Bir tıkla koltuğa sipariş
  • Geleceğin stadyumlarda ileri teknoloji sayesinde operasyon maliyetleri de düşecek. Taraftarlar, yiyecek, içecek ve ticari ürün alışverişlerini cep telefonlarıüzerinden koltuklarına sipariş edebilecek. Dileyen müşteriler ise alışveriş yapmak istedikleri standın doluluk oranı konusunda kendilerini uyaran uygulamalardan faydalanacak.
  • Taraftara özel hizmet
  • Akıllı stadyumlar, taraftarların paylaşıma açtıkları özel verileri üzerinden özel alışveriş paketleri sunabilecek. Taraftarların biletlerini ne zaman aldıkları, kimlerle maça gittikleri, maç sırasında neler sipariş ettikleriyle ilgili verileri analiz eden stadyumlar kişiye özel ‘sadakat programlar’ hazırlayacak, bu sayede taraftarlar daha ‘kişisel’ deneyimler yaşayabilecek.
  • Güvenlikte anlık veri paylaşımı
  • Akıllı stadyumlar, kamera ve sensörlerin topladığı veriler sayesinde taraftarların güvenliğini maksimuma çıkarma kapasitesine sahip olacak. Yeni teknolojiler, güvenlik güçleriyle anlık veri paylaşımı yapılmasını ve güvenlik sorunlarına hızlı çözümler üretilmesini sağlayacak.
  • Eve kadar destek
  • Akıllı stadyumlar, maçtan çıkan taraftarlara dönüş yolunda karşılaşabilecekleri sorunlara karşı (hava, trafik durumu vs) dijital platformlar üzerinden çözüm önerileri sunacak.
  • ‘Maçtan sonra da görüşelim’
  • Taraftar deneyiminin merkezinde canlı karşılaşmalar olsa da, akıllı stadyumların taraftarlarla daha ‘yoğun iletişim’ kurması mümkün. Maç günleri dışında dijital oyunlar ve ürün satış sayfaları gibi uygulamalar üzerinden müşterilerle temas devam ettirilecek.

Türkiye’de durum

KPMG Türkiye Spor Sektör Lideri Hakan Uçak, akıllı statların hayatımıza girmesiyle futbola olan ilginin daha da artacağını belirterek, akıllı statların taraftarı statlara daha fazla çekeceğinin altını çizdi. Akıllı stat uygulamalarının her alanda olduğu gibi futbol endüstrisinde dijital dönüşümün habercisi olacağını vurguladı.

Uçak, “Türkiye’de, akıllı stadyumlar konusunda hareketlilik yavaş yavaş başladı. 2016’da hizmete giren Beşiktaş’ın Vodafone Park Stadyumu, dijital altyapısıyla gündeme gelmişti. Stadyumda 50 bin ziyaretçinin ihtiyacını karşılayacak yüksek bant genişlikli Wi-Fi, 2G, 3G ve 4.5G ağ bağlantıları var, ayrıca taraftarlar farklı noktalarda konumlanan ve tek merkezden yönetilen 700’den fazla etkileşimli ekran ve 2 bin 200’den fazla koltuk içi ekrandan maçın önemli pozisyonlarını ve maç istatistiklerini takip edebiliyor. Benzer ekran uygulamaları, Trabzonspor’un Medical Park Stadyumu’nda da mevcut” dedi.

Galatasaray’ın Türk Telekom Stadyumu’nda kısa süre önce hayata geçirilen ‘nakitsiz tribün’ uygulamasıyla da taraftarlar, stadyum ve çevresindeki mağazalar, büfeler ve GS Store’da dijital cüzdan uygulaması üzerinden alışveriş yapabiliyor.

Elon Musk’ın internet uyduları fırlatılmaya hazır

0

Elon Musk’ın, SpaceX şirketi üzerinden tüm dünyaya internet hizmeti sunma planı hayata geçiyor.

İnternet girmeyen yer kalmayacak

Starlink projesini hayata geçirmek için Dünya yörüngesine, 1500 mini uydu taşıyacak olan SpaceX, daha sonra bu mini uydular üzerinden, okyanuslardan dağlara kadar, dünyanın her köşesine düşük maliyetli geniş bant internet bağlantısı hizmeti verebilecek.

Uyduların ilk partisi ise 14 veya 15 Mayıs günü uzaya çıkmış olacak. İlk partide 60 adet uydu bulunacak ve Space X, bu 60 uydu ile ilk denemeleri gerçekleştirecek, olası sorunları analiz edecek ve ardından diğer uyduları da yörüngeye yerleştirecek.

Musk yine de yaptığı duyuruda, ilk uydu yerleştirmesi sırasında pek çok sorun ve hata yaşanabileceğini ancak bu hatalardan ders çıkartılacağını da vurguladı. Sonuçta, kocaman bir otomobili dev bir gezegene isabet ettirememiş bir uzay şirketinin, minik uyduları yörüngede doğru noktaya yerleştirememesi de sürpriz olmayacak.

[Araştırma] Önümüzdeki 10 yıl içinde her 100 aracın 25’i elektrikli olacak

0

Araştırmaya göre, tüketicilerin çoğunluğu elektrikli araçları pahalı, menzili kısa ve şarj süreleri uzun olduğu için tercih etmiyor

TEB Cetelem, Cetelem Araştırma Merkezi desteğiyle hazırlanan “Elektrikli Taşıtların Gizemi” başlıklı raporunu açıkladı. Aralarında Türkiye’nin de olduğu 16 ülkede, yaşları 18 ile 65 arasında değişen, 10 bin 600 kişiyle gerçekleştirilen araştırma, tüketicilerin elektrikli araçlarla ilgili düşüncelerini ortaya koyuyor. Rapora göre, tüketicilerin çoğunluğu elektrikli araçları pahalı, menzili kısa ve şarj süreleri uzun olduğu için tercih etmiyor. Ancak elektrikli araçlar konusundaki gelişmeler çok hızlı ilerliyor. Araştırmalar batarya fiyatlarının hızla düştüğünü, buna bağlı olarak menzillerin arttığını ve hızlı şarj istasyonlarının da giderek yaygınlaştığını gösteriyor.

Cetelem Gözlemevi’nin araştırmasına katılanların beyanlarından elde edilen sonuçlara göre 2030 yılında dünyada satılan araçların yüzde 25’ini elektrikli araçların oluşturması öngörülüyor. Bu rakamın satın almanın teşvik edildiği Çin’de yüzde 36, Norveç’te ise yüzde 39’a kadar yükselmesi bekleniyor. Araştırmaya katılan Türk sürücülerin beyanlarına göre 11 yıl sonra Türkiye’de satılacak araçların yüzde 29’unu elektrikliler oluşturacak.

Tüketicilerin elektrikli araçlarla arasındaki mesafe her geçen gün kısalıyor. Cetelem Gözlemevi’nin 2019 elektrikli araçlar raporu ile 2012’de yayınlanan ilk elektrikli araçlar araştırması karşılaştırıldığında, aradan geçen 7 yıl içinde tüketicilerin sadece elektrikli araçlarla ilgili bilgi seviyesi değil aynı zamanda içten yanmalı motoru olmayan bu tip araçlara olan ilgisinin arttığı görülüyor.

Bu süre içinde gerçekleştirilen tanıtım çalışmaları ve yollarda daha sık görülmeye başlanan elektrikli otomobiller sayesinde insanların gün geçtikçe bu yeni ürünü daha çok benimsediği anlaşılıyor. 2012’de yapılan anket çalışmasında, tüketicilerin ürünün teknolojisine yeterince güvenmemesi, bu ürünü satın almama nedeni olarak üçüncü sırada yer alırken, bugün bu unsur bir satın almama nedeni olarak altıncı sırada yer alıyor.

Fiyat düşüyor, menzil artıyor ama şüpheler hala var

Sürücülerinin elektrikli taşıtlar için önemli bir ölçüt olarak gördükleri satın alma fiyatı, menzil ve şarj alt yapısı son yıllarda çok fazla gelişme gösterdiği halde kafalardaki soru işaretleri ortadan kalkmış değil. Cetelem Gözlemevi 2019 raporu da gösteriyor ki, bunca gelişmeye rağmen bu üç unsur halen insanların elektrikli taşıtları benimsemesinin önündeki en büyük engel olarak görülüyor.

Araştırmaya katılan pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de otomobil sahiplerinin elektrikli otomobil satın almama nedeni olarak çok pahalı, menzilin kısa, batarya şarj süresinin uzun ve şarj altyapısının yetersiz olması geliyor. Türk tüketicilerinin yüzde 66’sı araç pahalı olduğu için almıyorum derken, şarj altyapısının yetersiz olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 39’da, şarj süresi çok uzun diyenlerin oranı ise yüzde 35’te kalıyor.

2030 yılında satılan 100 aracın 25’i elektrikli olacak

Cetelem Gözlemevi raporuna bu yıl ilk kez dahil edilen Norveç, elektrikli araç sahipliği konusunda Çin’le birlikte, diğer 14 ülkeye göre oldukça mesafe kat etmiş görünüyor. Otomobil satışlarının yüzde 20,9’unu elektrikli, yüzde 31,3’ünü ise şarj edilebilir ve edilemez hibritlerin oluşturduğu Norveç’te araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu, çeşitli güçlü teşviklere rağmen elektrikli araçları pahalı bulduğunu söylüyor.

Benzer bir tavrı, alımların teşvik edildiği Çinli tüketiciler de sergiliyor. Ancak araştırmaya katılanların verdiği cevaplar içinde elektrikli araçları pahalı bulanların ortalaması yüzde 86 iken, Norveç ve Çin’de bu oran yüzde 64 ve 65 seviyesinde kalıyor.

Elektrikli araçların her iki ülkede de teşvik edilmesi, bu araçların pazardaki payının doğal olarak ilerleyen yıllarda diğer ülkelerden farklı olarak daha yüksek olacağını da ortaya koyuyor. Araştırmaya verilen cevaplardan yola çıkılarak, 2030 yılında satılacak elektrikli araçların klasik araçlara oranının ortalama yüzde 25’ler seviyesinde olacağı tahmin edilirken, Çin’de bu oranın yüzde 36, Norveç’te ise yüzde 39’a ulaşacağı öngörülüyor. Türkiye’de ise bu oranın yüzde 29’a ulaşacağı tahmin ediliyor.

Bataryalar ucuzluyor, menzil artıyor kullanım maliyetleri giderek düşüyor

Elektrikli araçların 2030 yılından itibaren yaygınlaşacak olmasının birinci nedeni bataryaların ucuzlayacak olması. 2010 yılında 1 kilovat saat için 1000 dolarlık bir maliyet söz konusuyken, bu rakam günümüzde 5’te 1 oranında geriledi. Gelecekte ise 150 dolarların altına inmesi bekleniyor. Bu da otomobillerin fiyatlarının düşmesini ya da ucuzladığı için daha yüksek kapasiteli bataryalar kullanılarak menzilinin artmasını sağlayacak.

Elektrikli araçlar ancak devlet teşvikiyle ilgi çekici hale gelebiliyor

Cetelem Gözlemevi araştırması da gösteriyor ki tüketicilerin önemli bir kısmı elektrikli araçların yüksek satın alma maliyetlerine rağmen, kullanım sırasında gerek enerji tüketimi gerekse servis-bakım giderleri açısından klasik araçlara göre çok daha avantajlı olduğunun farkındalar. Tüketiciler açısından bakıldığında daha az enerji ve bakım masrafı anlamına gelen bu gelişme verimsiz içten yanmalı motorlarıyla trafikte boşa yakıt harcayan ve sıkça servise gitmek zorunda kalan kentli tüketicilerin dikkatini elektrikli araçlara çekecek gibi görünüyor. Tabi raporun da ortaya koyduğu gibi gerekli teşvik ve alt yapı yatırımlarının yapılması halinde. Çünkü elektrikli araçlar yoğun ilgi gördükleri Çin ve Norveç’te ciddi devlet desteğiyle satılıyor. Çin’de devletin satın alma desteği araç başına 8.700 Dolar’a ulaşırken, Norveç’te bu destek 11.500 Dolar’ı aşıyor. Üstelik teşvikler sadece bununla da sınırlı kalmıyor. Elektrikli araç sahipleri otoyol ve feribotlardan da ücretsiz yararlanıp, bazı şehirlerde otopark ücreti de ödemiyorlar.

Ama elektrikli araçlar tıpkı raporun başlığında olduğu gibi gizemini muhafaza ediyor. Gelişmeler gelecekte elektrikli araç sayısının bugünden çok daha fazla olacağını ortaya koyuyor ama içten yanmalı motorların birden bire sahneden çekileceğini de söyleyemiyor.

TEB Cetelem Genel Müdürü: “Elektrikli araçlar geleceğin mobilite dünyasının en önemli konularından biri olacak”

TEB Cetelem Genel Müdürü Stephane Becoulet Cetelem Gözlemevi 2019 raporunun elektrikli araçların gelecekte herkesin ilgi alanına gireceğini gösterdiğini belirterek şöyle konuştu: “Son yıllarda yapılan bütün araştırmalar elektrikli araçların geleceğinin herkesi ilgilendiren bir konu olduğunu gösteriyor. Fakat bu araçların ulaşılabilir olması için gerek üreticilerin gerek altyapıdan sorumlu olanların gerekse bu araçları satın almayı düşünenlerin ekstra çaba harcamaları gerekiyor. Menzil şimdiye kadar, bataryaların çok pahalı olmasından ötürü en büyük engel olarak görülüyordu. Ancak teknolojinin gelişmesi ve bataryaların giderek daha ucuz olması bu sorunu ortadan kaldıracak gibi görünüyor. Tüketiciler de sadece elektrikli olduğu için satın aldığı otomobilin teknoloji harikası olması gerektiğini düşünmez ve beklentilerini düşürürse fiyat/menzil kısır döngüsünden de çıkılacaktır.”

 

Spotify, müzisyenler için hikaye özelliğini test ediyor

0

Popüler müzik dağıtım servisi Spotify, Snapchat’in ve Instagram’ın hikayelerine benzer bir hikaye özelliğini yayına almak için test ediyor.

Sadece müzisyenler kullanabilecek

Yeni özellikle müzisyenler, Spotify’da yayınladıkları şarkıların öyküsü hakkında video yayınlayabilecekler, dinleyecilerine şarkıları hakkında daha fazla detay verebilecekler.

iOS ve Android uygulamaları üzerinde test edilen özelliğin yayına girip girmeyeceği ise şimdilik net değil, dinleyicilerin müzisyen hikayelerine ne kadar ilgi göstereceği de bilinmiyor.

Şmdilik test videolarını izlemek isteyenler, pop şarkıcıları Billie Eilish, MAX ve Jonas Brothers’ın şarkılarına eklenmiş video hikayeleri kontrol edebilirler.

Trafik Hayattır! ChatBot ile ehliyet sınavına hazırlıyor

0

Trafik Hayattır platformu Facebook sayfasında bulunan ChatBot uygulamasıyla sürücü adaylarını ehliyet sınavına hazırlıyor

Doğuş Otomotiv’in, 2004 yılından itibaren toplumun tüm kesimlerinde trafik güvenliği bilincini artırmak amacıyla yürüttüğü “Trafik Hayattır!” kurumsal sorumluluk platformu, sürücü adaylarının trafik kurallarını kolayca öğrenebilmesi ve ehliyet sınavına daha iyi hazırlanmaları için ChatBot uygulamasını geliştirdi. 2017 yılının Aralık ayında hayata geçen uygulamadan bugüne kadar 152 bin 573 kişi yararlandı.

Geçmiş yıllardaki sorular da var

Trafik Hayattır! platformunun Facebook sayfasından sunduğu ve mesajlaşma platformları üzerinde çalışan yeni bir arayüz olan ChatBot uygulaması, sürücü adayları için büyük kolaylık sağlıyor. Geçmiş yıllarda ehliyet sınavında çıkmış sorulara ve yanıtlana ulaşılabilen uygulama, kullanıcıların bilgi düzeylerini ölçmelerine yardımcı olurken trafik kurallarını kolayca öğrenme fırsatı sunuyor.

Soruların yanıtları anında öğrenilebiliyor

Bu sene ilk kez uygulanacak sistemle haftanın yedi günü e-sınav’a girebilecek adaylara yine internet üzerinden hazırlanma kolaylığı sağlayan uygulamaya https://www.facebook.com/TrafikHayattir/ adresinden ulaşabiliyor. Teste başlamak için sayfanın “Mesaj Gönder” bölümüne “Teste başla” yazmak yeterli oluyor. Uygulama, gelen sorulara verdiğiniz yanıtları anında değerlendirerek doğru yanıtı öğrenmenizi sağlıyor.

THY, mobil uygulamasından 4 milyon bilet sattı

0

THY mobil uygulamasına ait verileri paylaştı

Türk Hava Yolları (THY) 2018’de 4 milyondan aşkın bileti mobil uygulamadan sattığını açıkladı. THY Basın Müşavirliği mobil uygulama performansını değerlendirdi ve geçtiğimiz yıla ait verileri paylaştı.

Türkiye’den sonra en çok Almanya’da indirildi

THY Basın Müşavirliği’nden  verilen bilgiye göre, bayrak taşıyıcı havayolunun mobil uygulaması geçen yıl 3 milyon kez indirildi. 2017’deki indirilme sayısı ise 2 milyon 500’i geçti. THY’nin açıklamasında uygulamanın en çok indirildiği ülkelere de yer verildi. Buna göre, uygulama en çok Türkiye’de indirildi ikinci sırada ise Almanya yer alıyor. Uygulamanın dil seçenekleri ilk kullanıma girdiğinde sadece Türkçe ve İngilizce mevcuttu. Uygulamaya Almanca, Fransızca, Rusça, İspanyolca ve İtalyanca da eklenerek, toplam sekiz dil seçeneğine ulaşıldı.

Uygulamadaki diğer işlemlerden bazıları

Mobil uygulamaya yolcular, bilet almanın yanı sıra mil işlemlerini de yapabiliyor. Ayrıca  rezervasyon yönetmek ve kayıtlı uçuşlarını görüntülemek de uygulamadaki diğer seçenekler bulunuyor.

Lenovo’nun Accelerate etkinliğindeki kurumsal çözümler

0

Lenovo, AR platformundan IoT’ye değişen çözümlerini dün tanıttı

Lenovo’nun dün düzenlediği Accelerate etkinliği ele alan ilk yazımızda şirketin tanıttığı donanımları anlatmıştık. İkinci yazımızda ise ağırlığı yazılım tarafındaki çözümlerini değerlendireceğiz.

Lenovo’nun AR uygulamaları için yeni platformu: ThinkReality

 Burada karşımıza önce ThinkReality çıkıyor. Lenovo’nun akıllı işletme girişiminin bir parçası olarak oluşturulan ThinkReality,  kurumlara hem yazılım hem de donanımdan oluşan çözüm tabanlı bir yaklaşım getiren yeni kurulan bir alt marka. ThinkReality şirket çalışanlarının yardım almak, onarım sürelerini azaltmak, hataları ortadan kaldırmak, karmaşık iş akışlarını kolaylaştırmak, eğitim kalitesini artırmak, işbirliği yapmak ve paradan tasarruf etmek için AR uygulamalarını kullanmalarına yardımcı olmak için tasarlandı. ThinkReality platformu, kullanıcıların gerçek dünyadaki 3D dijital bilgileri birleştirmelerini, etkileşimlerini ve ortak çalışmalarını sağlayarak bağlamsal farkındalıklarını ve etkinliklerini geliştirmelerini sağlıyor. Platform, aygıt ve buluttan bağımsız ve kurumsal müşterilerin AR ve VR yazılım uygulamalarını birden fazla işletim sistemi, bulut hizmeti ve ThinkReality A6 gibi aygıtlarda benimsemelerini ve yönetmelerini kolaylaştırıyor.  ThinkReality çözümleri portföyündeki ilk cihaz olan ThinkReality A6, çalışanlarının verimliliğini artırmak isteyen kurumlar için hem basit hem de karmaşık AR çözümlerini dağıtmak için kullanılabilecek, hafif, başa takılan, eller serbest mobil bir cihaz. Ağırlığı 380g ve göz başına 1080p çözünürlükte 40 derecelik diyagonal görüş alanına sahip olan A6, sınıfındaki en hafif ve tam donanımlı AR kulaklıklardan biri. 

Lenovo’nun IoT tarafındaki çalışmaları

Donanım ve PC’ler ile tanınan Lenovo, ThinkIoT  ile işletmeleri daha akıllı hale getirmeye devam ediyor. Bir IoT cihazının, bir ortamdaki çeşitli tekrarlanan eylemlerden bilgi toplar ve ardından işyeri verimliliğine ve optimize edilmiş performansa ilham vermek için verileri analiz ettiğini belirtelim. Şirketin ThinkIoT portföyünde, ThinkCentre Tiny veya tamamen yeni ThinkCentre Nano IoT ve EPC300 gibi güçlü bilgi işlem aygıtları ve yüksek güçlü akıllı kameralar ve yüz tanıma gibi bir dizi sensör tanıma cihazları bulunuyor.  Perakende işletmeler için aynı derecede değerli olan otomatik bilgisayar görüntülemeli kasiyer prototipi şu anda Lenovo’nun Pekin kampusunda  test ediliyor.  Uzun kuyrukları bitirmek ve fiyat hatalarından kaçınmak isteyen geleneksel işletme sahipleri, kısa sürede kendini kontrol etmede nesne tanıma teknolojisini kullanacaklar. Entegre kamera, işlemci ve sensörlerle geleceğin bu akıllı perakende çözümü, müşterilerin satın aldığı ürünlerinaynı anda taramasını sağlıyor ve barkodları algılama ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Ayrıca sanal cüzdanla ödemeye müsaade etmesi de diğer bir özellik.

Lenovo kurumlara yönelik yeni akıllı cihaz ve çözümlerini tanıttı

0

Lenovo bugünkü etkinlikte kurumsal kullanıcılar için cihazlarını tanıttı

Lenovo kurumsal kullanıcılara hitap eden PC’lerini bugün tanıttı. ABD’ni Florida eyaletindeki Orlando şehrinde düzenlenen Transform 3.0 Accelerate etkinlikte kurumsal şirket yöneticileri, KOBİ satın alma yetkilileri ve teknoloji meraklıları bir araya geldi. Transform 3.0 Accelerate  etkinliğini Türkiye’den sadece Shifdelete.net ve Techinside.com takip etti.

Lenovo Transform 3.0 Accelerate toplantısında PC’lerden artırılmış gerçekliğe, nesnelerin internetinden (Io) güvenlik çözümlerine değişen noktalar öne çıktı. Lenovo etkinlikte ayrıca yeni dizüstü serisini de kullanıcılarına sundu. Bu serideki cihazlar arasında ThinkCentre Nano, ThinkBook ve the ThinkPad X1 Extreme Generation 2 yer alıyor. Ultra-taşınabilir boyutta güçlü performans sunmak üzere tasarlanan ThinkCentre M90n,  en kompakt ticari masaüstü serisi olarak tanıtılıyor. Geleneksel masaüstlerine göre üçte bir daha küçük boyuttaki ThinkCentre Tiny ise yüzde 30 enerji tasarrufu sağlamasıyla dikkat çekiyor. Bu özelliğiyle de bilhassa çağrı merkezi gibi çalışma alanların yerden tasarrufa vurgu yapıyor.  

ThinkCentre M90n-1 ile yerden tasarruf 

Piyasadaki en küçük form faktörü ile ThinkCentre M90n-1 Nano, cihazı dikey olarak kullanan kullanıcıya yerden tasarruf sağlayan bir kolaylık ve yönetilebilirlik vadediyor.  . ThinkCentre Nano, uyumlu bir USB Tip-C monitör veya Tip-C yuvası ile kolayca çalıştırılabiliyor.  Sessiz çalışan enerji tasarruflu olarak tasarlanan ThinkCentre M90n-1 Nano IoT daha geniş bir termal aralığa (0-50 ° C) sahip ve üretim gibi ısının yüksek olduğu ortamlarda da kullanılabiliyor. Güvenli bir IoT Ağ Geçidi olarak ThinkCentre Nano IoT, çevresindeki gerçek zamanlı yanıt vermeyi gerektiren IoT cihazları için işleme ve güvenlik sağlamak üzere kullanım alanı buluyor.  Nano IoT ayrıca daha zorlu ticari ortamlarda bile, bağlı IoT çevre birimleri, sensörler ve cihazlar arasında hızlı bilgi aktarımını sağlayarak duyarlılığı ve güvenilirliği artırıyor.  

KOBİ’ler için yeni alt marka: ThinkBook 

Lenovo ayrıca modern tüketici odaklı cihazların taşınabilirliğini ve kullanım kolaylığını kucaklayan yeni ve ultra ince dizüstü bilgisayar serisiyle başlayan ThinkBook özel yeni bir alt marka tanıttı. Bu seri KOBİ’lere hitap ediyor. 13 inç ve 14 inçlik bir modelde bulunan ultra ince ThinkBook S serisi, güvenlik, güvenilirlik ve destek hizmetleri gibi temel şartlardan taviz vermek istemeyen iş alıcıları için tasarlandı.  Etkinlikte tanıtılan diğer bir cihaz da ThinkPad X1 Gen 2 oldu.  Gelişmiş iş kullanıcıları için üretilmiş olan ThinkPad X1 Extreme Gen 2, yüksek performanslı bilgi işlem ihtiyaçlarının yanı sıra mobil yaşam tarzlarına uygun mükemmel ince ve hafif Windows 10 dizüstü bilgisayar olarak dikkat çekiyor. Dolby Vision ve Dolby Atmos hoparlör sistemine sahip daha parlak, isteğe bağlı 4K OLED dokunmatik ekran içeren artırılmış eğlence özellikleriyle ThinkPad X1 Extreme Gen 2, video ve fotoğraf düzenlemeden grafik işlemeye kadar yoğun veri yükü için tasarlanmış 15 inçlik bir güç dizüstü bilgisayar.   

Ürün

Başlangıç fiyatı (KDV hariç)

Çıkış tarihi

ThinkBook 13s (EMEA’da 14s)

€699

Haziran 2019

ThinkPad X1 Extreme

€1499

Ağustos 2019

ThinkCentre M90n Nano

€799 

Ağustos 2019

ThinkCentre M90n Nano IoT

 €649

Ağustos  2019

 

Kuveyt Türk, Architecht ile teknolojik yatırıma ve dönüşüme hız veriyor

0

Katılım bankasının  teknolojik yatırımları devam ediyor

Kuveyt Türk’ün inovatif ürün ve hizmetleri, yüzde 100 Kuveyt Türk sermayesiyle kurulan Architecht Bilişim Sistemleri  tarafından 2015 yılından bu yana ulusal ve uluslararası arenada pazarlanıyor. Bankacılık sektöründe yeni teknolojilerin adresi haline gelen Architecht şirketinin ana uzmanlık alanları arasında finansal teknolojiler, güvenlik teknolojileri, alternatif kanal çözümleri, yazılım geliştirme, destek ve danışmanlık hizmetleri yer alıyor.

Architecht’e üst düzey atama

Bankacılık ve finans alanında 15 yılı aşkın tecrübesi bulunan Dr. Mücahit Gündebahar, Architecht’e Genel Müdür olarak atandı. 10 yıldır çatısı altında bulunduğu Kuveyt Türk’te önemli başarılara imza atan Gündebahar, son olarak Bilgi Teknolojileri Grup Müdürü olarak çalışmalarını sürdürüyordu.

İstanbul Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden 1997 yılında mezun olan Mücahit Gündebahar, yüksek lisansını Bilgi Üniversitesi’nde işletme üzerine, doktorasını ise Haliç Üniversitesi’nde tamamladı. Mayıs 2019 itibarıyla yeni görevine başlayan Mücahit Gündebahar ile süreçlerin dijitalleştirilmesi, teknolojik ürünlerin geliştirilmesi, inovatif ürün ve hizmetlerin global dünyaya pazarlanması gibi alanlarda daha aktif olunması hedefleniyor.