Avrupalılar bedava internete hazırlanıyor

1

Avrupa Komisyonu, “insan hakkı” olarak tanımladığı internetin, sosyal alanlarda ücretsiz olması için Avrupa Birliği’ne tavsiye kararında bulunmaya hazırlanıyor.

Tasarıya göre, Avrupa ülkelerinde sosyal alanlarda, parklarda, avm’lerde, hava limanlarında ve benzeri yerlerde, herkese açık, ücretsiz WiFi bağlantısı sağlanacak.

2017’de başlayacak

WiFi4EU ismini alacak bu ücretsiz kablosuz bağlantılar, hem Avrupa vatandaşlarının hem de turistlerin kullanımına açık olacak. Avrupa Birliği’nin bu hizmeti sunmak için 2017-2019 yılları arasında ayıracağı bütçe ise 120 milyon Euro olacak.

Komisyonun yasayı teklif etmesinden sonra Avrupa Parlamentosu’nun yasayı kabul etmesi bekleniyor. Böylece hastanelerde, okullarda, parklarda, kamu dairelerinde, şehir merkezindeki meydanlarda, plajlarda Avrupalılar artık ücretsiz ve geniş bant internetin keyfini çıkartabilecek.

SendPulse artık Türkiye’de

Merkezi New York’ta bulunan ve ABD, Rusya, Ukrayna, ve Brezilya’da ofisleri olan yapay zeka destekli e-posta pazarlama servis sağlayıcısı olan SendPulse, MailTo’yu bünyesine katarak Türkiye’de de yerel destek ekibi ve yerel dil desteği vermeye başladı.

SendPulse patentli yapay zeka teknolojisi ile firmaların otomatik olarak e-posta açılma oranlarını en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olurken ortalama açılma oran artışı, kullanıcı geçmişi, kayıtlarının sayısına ve müşterinin sektörüne bağlı olarak yüzde 50 ve bazen de daha fazla yapmasına olanak sağlıyor.

SendPulse CEO’su Constantine Rozenshtraus, “Türkiye, SendPulse için kilit pazar. Rusya, Brezilya ve Türkiye gibi hızla büyüyen piyasalar üzerinde yoğunlaşıyoruz ve yakında Meksika ve Çin’e girmeyi planlıyoruz.

MailTo, SendPulse bünyesine dahil oldu

Bu tür pazarlar üzerinde çalışmak konusunda derin bir bilgiye sahibiz ve Türkiye’de de diğer ülkelerde olduğu gibi hızlı bir şekilde bilinen bir firma olacağımız inancına sahibiz. Bugün İstanbul’da bir ofisimizin olmasından ve yerel müşterilerin e-posta pazarlama kampanyaları için hizmet vereceğimizden dolayı çok mutluyum” diye belirtti.

Mailto‘nun Pazarlama Müdürü Abdullah Karakullukçu, “SendPulse‘a katıldığımız için çok heyecanlıyız. Ülkemize uluslarası tecrübesi olan bir e-posta pazarlama şirketi ile destek vereceğimiz için mutluyuz. Bu platformda çeşitli testler tamamlandıktan ve e-ticaret müşterileri için iyi sonuçlar gördükten sonra, dönüşüm sayısında önemli artış elde ettik ” diye ekliyor.

SendPulse Türkiye şu anda İstanbul’da, telefonla, canlı sohbet ve e-posta da dahil olmak üzere Türkçe dilinde yerel destek verirken, tüm yerel ödeme türlerini de kabul ediyor.

 

Otonom sürüş teknolojisi yılda 7 trilyon dolar kazandıracak

0

Dev otomobil üreticileri ilk robot otomobili herkesten önce piyasaya sürmek için büyük bir yarış halindeyken, bu alanda önemli yatırımları olan ve 15 milyar dolar verip satın aldığı Mobileye şirketi ile otonom araçların en önemli donanım tedarikçilerinden birine dönüşen Intel’in yayınladığı rapor önemli bulgular içeriyor.

Intel’in araştırmasına göre, otonom araçlar 2035 yılında, 800 milyar dolarlık bir ekonomi yaratacak. Bu rakam 2050 yılına ulaştığımızda ise yıllık 7 trilyon dolara yükselecek. Ayrıca otonom araçlar sayesinde 2035 ve 2045 arasındaki on yıl içinde 585 milyon insanın da hayatı kurtulacak. Otonom sürüş teknolojisinin güvenli sürüş özellikleri sayesinde azalacak olan trafik kazalarında hayatlarını kaybetmekten kurtulacak olan yarım milyar insan, son derece önemli bir rakam.

Yolcu Ekonomisi

Intel bu yeni ekonomiye “yolcu ekonomisi” ismini veriyor çünkü otonom araçlar sözkonusu olduğunda sadece aracı satmak değil, bu araçların yolcu taşıyarak kazandığı para da denkleme de giriyor. Çoğu otomobil üreticisinin de robot otomobillerden oluşan dev taksi filoları kurması ve bu iş modeli sayesinde, araç satmaktan daha fazla para kazanması bekleniyor.

Intel ise bu dev ekonomik faliyet içinde kendi pasta dilimini de almak konusunda kararlı. 15 milyar dolara Mobileye’ı satın alan Intel böylece otonom araçlara sensör üreten en güçlü şirket konumuna yükselmiş durumda. Intel’in 2017’de otonom sürüş konusunda 250 milyon dolar seviyesinde yatırım yapması bekleniyor. Şirket ayrıca BMW’nin otonom sürüş programının da ortağı. BMW, Intel ile beraber geliştirdikleri ilk akıllı otomobilini, 2017’nin sonuna doğru yollara çıkarmaya hazırlanıyor.

Hava yolu şirketleri yüz tanıma teknolojisine hazırlanıyor

Uçuş güvenliği konusu tüm dünyanın çözüm aradığı bir meseleye dönüşmeye başladı. Uçağa binen kişinin, check-in yaptıran kişiyle aynı kişi olması da bu problemin bir parçası. Hava limanlarında check-in noktalarında daha sıkı bir güvenlik kontrolü uygulanırken, uçağa biniş kapısındaki kontroller aceleye gelen bir kimlik kontrolünden ötesine geçemeyebiliyor.

Üstelik biniş kapısı önündeki bilet ve kimlik kontrolleri yolcuların rahatsız edici bir sırayla karşılaşmasına da neden oluyor. Hava yolu şirketleri şimdi bunun önüne geçebilmek için uçağa biniş kapılarına yüz tanıma sistemleri yerleştirme planları yapıyor.

Yüzünü göster kapıdan geç

ABD’deki JetBlue hava yolu, kapıya yerleştirdiği tarayıcılar sayesinde, uçağa binecek olan yolcuyu yüzünden tanıyarak, hiçbir belge veya kimlik göstermeden kapıdan geçmesine izin verecek.

İlk defa Temmuz ayında Boston’dan Aruba’ya gerçekleşecek seferlerde kullanılmaya başlayacak olan yeni sistemler kullanıcı check-in sırasında ayrıca yüzünü de sisteme taratmış olacak. Böylece kapıda sıra beklemeden hava limanından çıkıp uçağa binebilecek.

ABD’deki başka hava yolu şirketlerinin de benzer uygulamaları hayata geçirmek için gün saydığının altını çizmek gerekiyor. Dolayısıyla, kısa süre sonra tüm dünyada standart haline dönüşebilecek bu uygulamayla, uçakla seyahat için yüz taraması yaptırmak gerekebilecek. Öte yandan konu sivil toplum örgütlerinin tepkisini çekebilir çünkü bu yüz tarama bilgileri istihbarat ve güvenlik birimleriyle paylaşıldığında, uçağa binmek için yüz kaydını hava yolu şirketine vermiş bir insanı, gittiği veya yaşadığı şehirdeki akıllı güvenlik kameraları sayesinde takip etmek ve her an nerede olduğunu bulmak da son derece kolaylaşacak. 

Apple önümüzdeki hafta Siri’li hoparlörünü duyurabilir

Amazon’un çok tutan ürünü Echo’ya karşı teknoloji devleri kendi ürünlerini geliştirirken Apple’ın sessiz kalması uzun zamandır dikkat çekiyordu. Ancak bu durum değişiyor olabilir. Apple’dan sızan bilgilere göre firma Siri ile entegre olmuş bir akıllı ev asistanı üzerinde çalışıyor ve bunu önümüzdeki hafta sürpriz bir lansmanla dünyaya tanıtacak.

Bloomberg’ün iddiasına göre Siri’li hoparlörler şimdiden üretime başladı ve ilk parti ürünler Apple’ın depolarına ulaşmaya başladı. Apple’ın, geliştirdiği yapay zeka servisinin vitrin yüzü olacak olan Siri, zaten iOS kullanıcılarının çok iyi bildiği bir marka iken onu evlerde sesli komut verecekleri bir asistan olarak konumlandırmaları da zor olmayacak.

Şimdi asıl merak edilen Apple’ın bu hizmet için ABD’de hangi şirketlerle işbirliği yapmış olduğu? Yani sesli komutla hangi mağazalardan, restoranlardan sipariş verilebilecek? Sistem nasıl çalışacak? Birebir Echo’nun bir kopyası mı ortaya çıkacak yoksa Apple’a özgü ince dokunuşlar da fark edilecek mi? Önümüzdeki haftayı merakla bekliyoruz.

Amazon siparişleri paraşütle indirecek

0

Amazon, siparişlerini müşterilere teslim etmek için “yok artık” denilecek yeni bir yöntemi devreye alabilir. Dev online alışveriş servisinin patentini aldığı yeni teknolojiye göre, Amazon drone’lar ile gönderdiği kargoyu müşterinin evinin önüne havadan paraşütle indirebilecek. Böylece drone’un yere inmek ve yeniden kalkmak için harcadığı zamandan tasarruf edilecekken drone’un çevreye zarar verme ihtimali de ortadan kalkmış olacak.

Amazon, kargoyu içine koyduğu özel drone paketlerine yerleştireceği entegre paraşüt sayesinde bu yeni sistemi hayata geçirebilecek. Ancak paraşüt sisteminin, büyük şehirlerde değil de, kırsal alanlarda, geniş bahçeli evlerde oturan veya çiftliğinden, arazisi üzerindeki evinden sipariş veren müşterilere yönelik bir teslimat yöntemi olacak.

Öte yandan, hangi tür ürünlerin paraşütle teslim edilebileceği de henüz net değil. Kırılabilecek, hasar alabilecek eşyaların, hassas elektronik cihazların paraşütle tesliminin mümkün olamayabileceği vurgulanıyor. Ayrıca, paraşütle teslim yönteminin patentinin alınması, sistemin uygulamaya girmesini de garanti etmiyor ancak Amazon’un bu yöntemi test edip hayata geçirmek için çalıştığı ortaya çıkıyor.

İngiltere özel mesajları okumak istiyor

1

İngiliz hükumeti teknoloji şirketlerine baskısını artırarak sürdürüyor. İngilizler, terör saldırılarını önlemek için istihbarat elde etmek amacıyla şüphelilerin internet üzerindeki özel mesajlarını okuyabilmek istiyor. Bunun için de Apple ve WhatsApp gibi ağır şifreleme algoriatmaları kullanan şirketlerin, mesajları okumaya izin verecek anahtarları hükumete teslim etmesini talep ediyorlar.

Teknoloji şirketleri bunun mümkün olmadığını savunsa da İngiliz Güvenlik Bakanı Ben Wallace şimdi çıkarılacak yeni yasa ile teknoloji şirketlerini hükumetle işbirliği yapmaya mecbur bırakmayı planlıyor. İngiliz hükumeti ayrıca işbirliği yapmayan şirketlere ağır finansal yaptırımları da öngörüyor.

Gizlilik devri kapanıyor mu?

Apple, WhatsApp, Google gibi teknoloji şirketlerinin İngiliz hükumeti ile işbirliği yaparak özel mesajları okumalarına izin vermesi ise, tüm dünyadaki devletlerin aynı talepte bulunması anlamına gelecek. İngiliz hükumetine bu imkanı tanıyan şirketlerin diğer devletleri de reddetmesi mümkün olmayacak. Öte yandan şirketler İngilizleri reddetmeye devam edecek olursa milyarlarca dolarlık vergi cezaları alacakları gibi çıkarılacak yasalarla İngiltere’de faliyetlerinin sona erdirilmesi de mümkün olacak. Dolayısıyla şirketlerin bu isteğe boyun eğmekten başka şansı kalmayacak gibi görünüyor. Bu da artık “kimse tarafından okunamayan mesaj uygulamaları”nın sona yaklaştığının işareti olarak kabul ediliyor.

Uber 700 milyon dolar zarar etti

1

Bir yıl önceye döndüğümüzde, yıllık 10 milyar dolar düzeyinde kar etmesi beklenen araç paylaşım uygulması Uber için rüzgar tersine döndü. Yılın ilk çeyreği için finansal raporlarını açıklayan Uber, 708 milyon dolar zarar ettiğini açıkladı. Bu büyük zararın ardından ise şirketin Finans Müdürü de işten ayrıldı.

Uber’i bu noktaya getiren ise özellikle son 1 yılda yaşadığı çok sayıda skandal oldu. ABD Başkanlık Seçimleri sırasında Uber’in kurucusu Travis Kalanick’in Trump’ı açık açık desteklemesi ve seçimden sonra Trump’ın danışmanı olması şirkete en büyük zararı verdi. ABD’de Uber uygulamasını silmek ve rakibi Lyft’i kullanmaya başlamak üzerine yürütülen kampanyalar o kadar başarılı oldu ki, uygulama pazarlarında Lyft en çok indirilen uygulama konumuna yükseldi.

Kalanick’in sarhoş bir şekilde Uber şoförleri ile kavga ettiğini gösteren videoların da şirkete büyük prestij kaybettirdiği kabul ediliyor.

Uber sözcüsü ise şirketi halka açılmaya hazırlayacak yeni bir finans müdürü arayışında olduklarının altını çizerek, Uber’in borsaya gideceği haberlerini doğruladı.

Uberin mevcut finans müdürü Gautam Gupta ise Temmuz ayında şirketten ayrılacak ve adını şimdi açıklamadığı bir startup’ta çalışmaya başlayacak.

Yandex’in otonom aracı ortaya çıktı

Otonom sürüş teknolojisini sadece batı ülkeleri geliştirmiyor. Rusların internet ve teknoloji devi Yandex’in keni otonom sürüş teknolojisi ile hayata geçirdiği test aracı Moskova’da ortaya çıktı.

Yandex’in Uber’e karşılık gelen taksi servisi Yandex.taxi’nin geliştirdiği otonom teknolojiyi kullanan ilk araç, modifiye edilmiş bir Toyota Prius V’den oluşuyor. Üzerine çok sayıda sensör yerleştirilmiş olan Prius V henüz halka açık yollara çıkmış değil ancak Yandex’in test pistinde durmaksızın yol alıyor. 

Rusya 2018’e hazırlanıyor

Rusya 2018’den itibaren otonom sürüş teknolojisi geliştiren şirketlere, halka açık yollarda test izni vermeye başlayacak. Bu da Rusya’da otonom araç satmak isteyecek batılı şirketlerin de Rusya yollarında testlere başlamasına neden olacak.

Rusya, batı teknolojisine bağımlılığı ortadan kaldırmak için Yandex gibi milli şirketlerini ileri teknolojiler geliştirmeleri konusunda teşvik ediyor. Ancak bu teşvikin şu anda lider konumda olan Waymo’ya yetişmek için yeterli olmayacağının da altı çiziliyor. Bugün Waymo adıyla bildiğimiz, Google’ın otonom sürüş teknolojisi on yıldan uzun bir süredir dev yatırımlarla geliştirildi. 

Yandex’in otonom sürüş teknolojisine sahip test aracının ilk görüntülerini aşağıdaki videoda izleyebilirsiniz:

Steve Ballmer ABD Başkanlığına mı oynuyor?

1

Sakin yapısıyla tanınan Bill Gates’in aksine, Microsoft’un sansasyonları ve sivri çıkışlarıyla tanınan kurucusu Steve Ballmer’ın sonraki seçimlerde ABD Başkanlığı için adaylığını koyabileceği iddiası ABD medyasında geniş yankı buldu.

Karakter olarak, Donald Trump’a benzer yönleri bulunan, çılgın şakaları ve sivri çıkışlarıyla sürekli dikkat çekmeyi başaran Ballmer’ın, ABD’de yeni ortaya çıkan “çılgın başkan” akımına cevap verebileceğini ve Trump’a rakip olabileceğini düşünenlerin ortaya attığı iddiaya göre, Microsoft’un yönetimini bırakıp basketbol takımı yöneten Ballmer, önümüzdeki seçimlerde başkan olmak için hazırlık yapıyor.

Başkanlık dünyadaki en kötü satış işi

Ancak Ballmer bu iddialara gülerek cevap veriyor ve böyle bir çalışmasının olmadığının altını çiziyor. Başkanlığın dünyadaki en kötü satış işi olduğunun altını çizen Ballmer bu vurgusuyla da kendisinin pazarlama alanındaki kariyerini hatırlatıyor.

Ballmer, artık sadece basketbol takımını düşündüğünü de hatırlatarak, başka bir konuya ilgi duymadığının da altını çiziyor. Dolayısıyla Microsoft’un kurucusu ve eski CEO’su olan, Windows 8’in de yaratıcısı olarak bilinen Bill Gates’in şimdilik ABD Başkanı olma niyetinin olmadığı görülüyor.

Teknoloji ihracatına büyük katkı!

2

Almanya’nın en büyük BT hizmet sağlayıcılarından olan adesso Grup’un iştiraki adesso Türkiye, başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın önemli şirketleri için geliştirdiği yazılımlarla Türkiye’nin teknoloji ihracatına katkı da bulunmaya devam ediyor.

2016 yılı genelinde Avrupa’ya toplam 2,5 milyon TL’lik yazılım ihracatı gerçekleştiren şirket bu yılın ilk çeyreğinde ise ihracatını geçen yılın aynı dönemin kıyasla yüzde 88 artırarak 1,5 milyon TL’nin üzerine çıkardı.

adesso Türkiye’nin tamamen Türk mühendisliği ile geliştirdiği Java tabanlı B2B ve B2B2C uygulamaları, Dynamics CRM çözümleri, iOS ve Android uygulamaları finans, sigorta, otomotiv ve telekom sektörlerinde faaliyet gösteren Avrupa’nın önde gelen büyük şirketleri tarafından kullanılıyor.

Yaptıkları ihracat ile ilgili açıklama yapan adesso Türkiye Genel Müdürü Burak Barı, “Almanya’nın en büyük BT hizmet sağlayıcılarından olan adesso Grup’un Türkiye’deki iştiraki olarak sadece ülkemizin lider şirketleri için değil aynı zamanda Avrupa’nın global şirketleri için de yazılımlar geliştiriyoruz. Şu an 20 kişilik bir ekibimiz sadece yurtdışı müşterilerimiz için yazılım geliştiriyor. Ayrıca sadece yazılım geliştirmekle de kalmıyor, geliştirdiğimiz bu uygulamaların bakım süreçlerini de üstleniyoruz.” dedi.

Bu yılki hedefimiz 4 milyon TL’lik ihracat

İleride yazılım ihracatı alanında atılımlar yapamaya devam edeceklerinin de altını çizen Barı, ihracat potansiyellerini her geçen yıl daha fazla ortaya çıkardıklarını ve bu yıl sonunda yazılım ihracatlarını 4 milyon TL’ye çıkarmayı hedeflediklerini belirtti.

Sadece yurtdışı değil aynı zamanda yurtiçi müşterileri için de kaliteli yazılım geliştirmeye büyük önem verdiklerini ifade eden Barı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Yurtdışında yıllardan beri uyguladığımız proje geliştirme metotlarını ve standartlarını Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz tüm projelerde de kullanıyoruz. Ekibimizin teknik becerilerini bu metotlarla birleştirdiğimizde ortaya kalitesi çok yüksek yazılımlar çıkıyor. Yurtiçi müşterilerimiz için gerçekleştirdiğimiz yazılım projelerinde de aynı şekilde ilerliyoruz.”

Uydudan canlı video dönemine giriyoruz

0

Uydu görüntüleri, hem teknoloji şirketleri hem de devletler ve farklı ticari kuruluşlar için önemli bir kaynak oluşturuyor. Otonom sürüş teknolojisi için detaylı uydu görüntülerine ve haritalandırma servislerine ihtiyaç duyan teknoloji şirketleri kadar, şehir gelişimini takip eden kamu kurumları da sık sık uydu görüntülerine talep gösteriyorlar.

İngiltere’de Earth-i isimli bir şirket şimdi uydu görüntülerini bir adım öteye götürerek, bu ihtiyaçlara daha detaylı cevap vermeyi umuyor.

Earth-i’nin dünya yörüngesine göndereceği uydular, 1 m çözünürlüğünde yeryüzü görüntüleri alabilecek. Bu uydular aynı zamanda canlı video görüntüsü de gönderebilecek. Yani, bir zamanlar sadece askeri/istihbarat servislerinin kullanabildiği bu teknolojik imkanlar şimdi özel sektörün ve kamu yönetimlerinin kullanımına açılıyor.

Böylece örneğin, şirketten hizmet alan bir şehrin güvenlik görevlileri, şüpheli araçları kuşbakışı olarak anı anına takip edebilecekler. Belediyeler ormanlardaki kaçak kesimleri anında yakalayabilecek, şehir yöneticileri şehrin durumunu anı anına takip edebilecek. Dolayısıyla akıllı şehir uygulamaları yeni imkanlara ve yeteneklere kavuşabilecek.

Öte yandan özel şirketlerin de yeni servise büyük ilgi göstermesi bekleniyor. Yatırım şirketlerinin, ülkelerin limanlarını, şirketlerin depolarını takip ederek ticaret yoğunluğunu görebileceği ve böylece menkul kıymetler piyasalarında daha  isabetli yatırımlar yapması mümkün olacak.

 

Genç girişimciler Fellow 2017 ile fırsat buluyor!

1

Türkiye’de girişimcilik konusunda farkındalık yaratmak, girişimcilik kültürünü yaymak ve gençlere girişimciliğin bir kariyer alternatifi olduğunu aşılamak isteyen Türkiye Girişimcilik Vakfı, girişimci adaylarına ilham vermeye devam ediyor. Girişimcilik Vakfı bu misyonla girişimcilik ekosistemine yeni adaylar katmak için Fellow Programı 2017 başvuru sürecini başlattı.

17-05/30/img_9376.jpg

Fellow Programı’na dahil olmak isteyen öğrencilerin, 23 Haziran‘a kadar bu adresindeki başvuru formunu doldurup Girişimcilik Vakfı’na göndermesi gerekiyor. Başvuru formunun ardından motivasyon videosu çeken öğrenciler bir sonraki aşamaya geçme hakkına sahip oluyor. Altı adımdan oluşan seçim sürecinin devamı yenilikçi ve bilimsel yöntemler aracılığıyla adayların motivasyonunu ve girişimcilik potansiyelini ölçen özel kişilik testlerinden ve seçim komitesiyle yapılacak online ve yüz yüze mülakatlardan oluşuyor. Programa başvurabilmek için T.C. vatandaşı olmak, Türkiye’de ikamet etmek, Türkiye’de bir üniversiteye girmeye hak kazanmış ve kayıt yaptırmış olmak, ekim ayından itibaren Türkiye’deki üniversitelerin 1, 2 ve 3. ve 4. sınıflarında okuyor olmak gerekiyor.

Geleceğin girişimci adayları ne kazanacak?

Fellow Programı’na katılma fırsatını yakalayan gençler, program dahilinde ulusal ve uluslararası bir ağın parçası oluyor. Her iki ayda bir rol model alabilecekleri başarılı girişimcilerle bir araya gelerek onların hikayelerinden ilham alma şansını elde edecek olan başarılı gençler, üniversitelerinde girişim elçileri olarak görev yapıyor. Seçilen Fellow’ların en önemli misyonlarından biri ise, kendi çevrelerinde girişimcilik kültürünü yaymak, çarpan etkisi yaratmak ve Girişimcilik Vakfı’nın giveback felsefesi doğrultusunda toplumdan aldığı destek ile kazandığı başarıyı yine toplumla paylaşarak başarıyı çoğaltmak. Seçim sürecini başarıyla tamamlayan Fellow’lar aynı zamanda program kapsamında 12 ay boyunca aylık 500 TL burs almaya hak kazanıyor.

17-05/30/girvakfellowsc-01.jpg

Girişimcilik Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra, yalnızca ilham mekanizmasını kullanarak yetenekli gençleri girişimciliğe teşvik etmenin önemine değinerek, girişimcilik kültürünü geliştirmek için altyapı oluşturmak gerektiğini ve bunun için en doğru başlangıç noktasının da üniversiteler olduğunu belirtiyor. Bu yıl Fellow Programı’na 100 bine yakın başvuru beklediklerini dile getiren Afra, yeni dönemle ilgili şunları söylüyor:

“Önceki yıllarda Fellow seçim süreçlerinde beklentimizin çok üstünde başvuru sayısıyla karşılaştık: Programa binlerce üniversite öğrencisi, 81 ildeki 190’dan fazla üniversiteden başvurdu. Girişimcilik ekosistemine katkısının büyük olacağını öngördüğümüz gençlerle buluşmak için bu yıl yine yeni Fellow’ları aramıza katacağız.

Girişimcilerle buluşmaların yanı sıra Fellow’larımızı Türkiye ve dünyadaki önde gelen konferanslara ve yurtdışındaki girişimcilik anlamında örnek teşkil eden merkezlere götürmeye devam edeceğiz. Girişimcilik önümüzdeki yıllarda Türkiye’yi en çok kalkındıracak akımlardan biri çünkü girişimcilik yenilik demek, AR-GE demek, istihdam demek. Türkiye’de girişimcilik kültürünü geliştirmek ve bu yolla sosyal ve ekonomik kalkınmayı hızlandırmak amacıyla çıktığımız bu yolda üçüncü senemizde Fellow 2017 Programı ile bu heyecanımıza ortak olacak gençleri bekliyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana, direkt ve dolaylı olarak 2,5 milyon gence dokunduk.

Şu anda Türkiye’nin her bölgesinden, Diyarbakır’dan Sakarya’ya, 100 Fellow’umuz ve 36 mezunumuz var. Bundan beş yıl sonrasını düşünürsek, yüzlerce gencin Girişimcilik Vakfı programından geçeceğini söyleyebiliriz. Gitmek istediğimiz nokta ise girişimciliğin gençler arasında ciddi bir kariyer alternatifi olması. Bu yolda yürürken, Türkiye’nin özellikle kadın girişimcilere çok ihtiyacı olduğunun da altını çizmek isterim.”

Amazon kasasız marketlerini açmaya başlıyor

Amazon 2016 yılında içinde hiç kasa ve kasiyer bulunmayan, Amazon kullanıcılarının içeri girip istediği her şeyi çantasına atarak serbestçe dışarı çıkabileceği akıllı bir market konsepti tanıtmıştı.

ABD’de insanların yapay zeka nedeniyle işsiz kalma tartışmalarını daha da alevlendiren bu kasiyersiz ve kasasız market konsepti şimdi gerçeğe dönüşmek üzere.

Sıra yok, ödeme yok

Amazon’un yaptığı bir patent başvurusunda, “No Lines. No Checkout. (No, Seriously.)” cümlesini kendi adına tescil ettiği anlaşıldı. “Sıra yok. Ödeme yok. (Cidden yok)” anlamına gelen bu ifade, Amazon’un kasasız robot marketlerini açmaya yaklaştığının işareti olarak kabul edildi.

Şirket içinden sızan bilgilere göreyse Amazon, ‘go’ adını verdiği bu marketleri sadece ABD’de açmakla kalmayacak, kısa süre içinde İngiltere’de de şubeleri hayata geçirecek. İngiltere Amazon için ABD dışındaki önemli bir merkez. Şirketin İngiltere’de çok önemli yapay zeka laboratuvarları, drone geliştirmek merkezleri bulunuyor. Dolayısıyla yapay zekalı marketlerin Avrupa’da ilk olarak İngiltere’de açılması sürpriz olmayacak.

Amazon go marketleri hakkında daha önce yayınlanmış tanıtım filmini aşağıda izleyebilirsiniz:

Japonya kargo drone’larına ve otonom araçlara hazırlanıyor

1

Uzun yıllar dijital teknolojiye önderlik eden Japonya, ülkede büyük bir değişime hazırlanıyor. Hükumetin 9 Haziran’da açıklayacağı yeni gelişim planından sızan bilgilere göre, Japonya 2020 yılında ülkede dronelar ile kargo taşımacılığını resmen başlatacak. Ancak gelişmeler bununla da sınırlı değil. Hükumetin planlarına göre, 2022 yılında Japonya otoyollarında otonom kamyonlar yük taşımaya resmen başlayacak.

Japonya ayrıca ülkenin alt yapısında sosyal hizmetlerinde yapay zekayı hizmete sokmak için de hazırlık yapıyor. Sağlık sisteminde önemli oranda yapay zeka uygulamalarının devreye girmesi, büyük verinin de teşhis ve tedavi süreçlerini hızlandırması bekleniyor.

Japon hükumeti bu gelişmelerin toplum hayatına hızlı şekilde yayılabilmesi için bazı büyük şirketlere uygulamada kolaylık sağlamayı da planlıyor. Böylece, örneğin drone’lar ile kargo taşıyacak şirketlerin şehir üzerinde drone’lar uçururken katı yönetmeliklerle uğraşmasının önüne geçilecek. Ancak bu kolaylıklar geçici olacak ve şirketlerin zaman içinde çıkarılacak yeni yönetmeliklere uymaları istenecek.

Yaşlılara kim bakacak?

Japonya’nın bu konuda acele etmesi de anlaşılır bir durum. Otonom araçların, robotların, yapay zekanın bir an önce toplum hayatına girmesini isteyen Japonya böylece kısa süre sonra içine düşeceği “iş gücü” açmazını robotlarla geçmeyi planlıyor zira Japonya’da nüfus hızla yaşlanıyor ve yakında ülkedeki işleri yapacak genç iş gücü bulmak hiç kolay olmayacak. Öte yandan çalışmayacak durumda olan yaşlılara da bakılması ayrıca bir problem. Japonya en azından robotların yaşlıların ihtiyaçlarını karşılamak için önemli bir girişim olacağını düşünüyor.

Vodafone abonelerine özel Ramazan fırsatı!

0

Vodafone, geleneksel Ramazan kampanyalarına bu yıl da devam ediyor. Dijital Bereket Paketi konseptiyle hayata geçirilen kampanya kapsamında Vodafone’a gelen abonelere seçtikleri tarifelere ek olarak ücretsiz alabilecekleri, iletişim ve iletişim dışı faydalardan oluşan, 3 ay geçerli kapsamlı bir paket sunuluyor.

Vodafone’un Dijital Bereket Paketi ile abonelere tüm A101 mağazalarında geçerli 50 TL‘ye varan hediye çekinin yanı sıra 6 GB’a varan hediye internet ve her yöne 3000 dakikaya varan konuşma hakkı da veriliyor. Ayrıca, her gün SMS ile günün menüsü, yemek tarifleri ve iftar-imsak saatlerinden oluşan zengin içerikli ücretsiz Ramazan Servisi sunuluyor. Vodafone, yeni Ramazan kampanyasıyla ailelerin bütçelerine 70 milyon TL’lik katkı sağlamayı hedefliyor.

Vodafone abonelerine özel tarifeler

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy’un ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda tanıtıldı. Yeni paket hakkında Aksoy, şunları söyledi:

“Vodafone Türkiye olarak, abonelerimizin ihtiyaçlarını sürekli dinleyerek onlara yıl boyu kazandıran teklifler sunuyoruz. Bu kapsamda, her yıl olduğu gibi bu Ramazan ayında da abonelerimizin artan iletişim ihtiyaçlarını en uygun ve avantajlı tekliflerle karşılarken mutfak harcamalarını da azaltmak amacıyla kampanya düzenliyoruz. Ramazan demek, bereket demek. Bu bereketli ayda biz de Vodafone’a gelen abonelerimize özel geliştirdiğimiz avantajlı tekliflerle tüketicilerin hem hatlarına hem de evlerine bereket getirecek bir kampanya tasarladık. ‘Türkiye’nin ilk Dijital Bereket Paketi’ konseptiyle kurguladığımız kampanyamızla Vodafone’a gelen abonelerimize seçtikleri tarifelere ek olarak ücretsiz alabilecekleri, iletişim ve iletişim dışı faydalardan oluşan kapsamlı bir paket sunuyoruz. Bu kampanyayla ailelerin bütçesine 70 milyon TL’lik katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bu Ramazan ayında da abonelerimize Vodafone’un kolaylıklar dünyasını sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu vesileyle, tüm halkımıza keyifli ve bol muhabbetli bir Ramazan ayı diliyoruz.”

 

Vodafone’un Ramazan kampanyası kapsamında sunulan hediye çekleri, A101’de kullanılabiliyor. Vodafone’lu aboneler, kendilerine iletilen hediye çeki indirim kodu numarasını kullanarak A101 marketlerinden belirtilen tutarda indirimli alışveriş yapabiliyor. Tek kullanımlık olan A101 hediye çekleri 31 Ağustos’a kadar geçerli olacak.

MicroStrategy ne kadar önemli?

Gelişen iş dünyasında hızlı karar verme, operasyon verimliliğini artırma her geçen gün daha çok önem kazanıyor. Bu noktada MicroStrategy devreye giriyor. MicroStrategy veriye dayalı olarak; günlük iş hayatında analitiğin yeri, müşteriye hizmet verme, satış sürecini yönetme ve iş yapma yetkinliğini artırmaya yönelik çözümler sunuyor. Veriye dayalı karar verme ve yönetim kültürü dönüşümüne katkı sağlıyor.

20 yılı aşkın süredir MicroStrategy Türkiye temsilciliğini ve çözüm ortaklığını yapan Obase, Türkiye’de sektörünün önde gelen firmalarına veriye dayalı çözümler sunmayı amaçlıyor.

MicroStrategy Sempozyumu’na Türkiye’nin önde gelen şirketleri katıldı!

Istanbul’da ilk kez düzenlenen MicroStrategy Sempozyumu’nda, Obase işbirliğiyle MicroStrategy sistemini kullanan firmaların önemli isimleri bir araya geldi. Türkiye’de sektörlerinin lider firmaları veriye dayalı karar verme ve yönetim kültürü ile MicroStrategy’nin iş verimliliğine katkısı üzerine konuşmalar yaptı.

MicroStrategy Sempozyumu’nda yer alan CIO Panel oturumuna Eczacıbaşı Holding Bilgi ve İletişim Sistemleri Grup Başkanı Levent Kızıltan, Turkcell Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serkan Öztürk, Migros Bilgi Teknolojileri ve İş Geliştirme Direktörü Kerim Tatlıcı, Boyner Grup Omnichannel Perakende ve Teknoloji Direktörü Sedat Yıldırım, katıldı. Obase CEO’su Dr. Bülent Dal’ın moderatörlüğünü üstlendiği “İş Hızında Veriye Dayalı Kararlar” başlığı altında ele alınan ve şirketlerde veriye dayalı işleyiş yetkinliğinin artması ile yaratılan katma değer örneklerinin öne çıktığı bir oturum gerçekleştirildi.

Sempozyum içerisinde yer alan müşteri oturumlarında ise, sektörlerinin bu alandaki öncü kullanıcıları çeşitli başlıklarda deneyimlerini paylaştı. THY: İbrahim Oral Emül (Büyük Veri ve İş Zekası Müdürü), Serdar Karaman (İş Zekası ve Veri Ambarı Kıdemli Uzmanı ve Proje Müdürü, Migros: Işıl Öztürk (İş Zekası ve Veri Ambarı Müdürü), Turkcell: İnanç Çakıroğlu (CRM, İş Zekası ve Dijital Kanallar Direktörü), Eczacıbaşı Bilişim: Murat Gölcü (Altyapı ve Teknoloji Servis Müdürü, QNB Finansbank : Cenk Akıncılar (İK Yönetim Sistemleri ve Gelir Yönetimi Bölüm Müdürü) / Volkan Kurşun (Kıdemli Uygulama Mühendisi), N11: Youngshink Seo (IT Direktörü), Boyner BM: Hakan Zihnioğlu (Satış Genel Müdür Yardımcısı) konuşmacı olarak katıldı.

 

Çin yüzen güneş enerjisi tarlası kurdu

0

Başkenti Beijing’de insanların maskeyle dolaşmak zorunda kaldığı Çin uzun süredir hava kirliliği ile mücadele ediyor. 1 milyardan fazla insanı barındıran ülkede fosil yakıt tüketimi o kadar fazla ki, havaya karışan zehirli gazlar nedeniyle büyük şehirlerinde nefes almak son derece zor duruma geldi.

Bu sorunla baş etmek için kısa süre önce kendine dünyanın en büyük temiz enerji üreticisi olma hedefi koyan Çin bu hedef doğrultusunda önemli bir yatırımı hayata geçirdi. Deniz üzerine kurduğu dünyanın en büyük yüzen güneş enerjisi tarlası hayata geçerek enerji üretmeye başladı.

Sungrow Power Supply adını alan yeni yüzen güneş panelleri toplamda 40 MW enerji üretebiliyor.  Bu da santralin yakınındaki yerleşim birimlerinin enerji ihtiyacını karşılayabilecek bir rakam.

Çin denize kurduğu güneş paneli tarlaları sayesinde güneş tarlaları için gereken dev arazi ihtiyacını da ortadan kaldırarak maliyetleri düşürmeyi planlıyor. Hükumet, ülkenin enerji ihtiyacının %20’sini yenilenebilir temiz enerji kaynaklarından karşılamayı planlıyor. Bu amaçla yapılacak yatırımlarda ise arazi fiyatları önemli bir maliyet unsuru oluşturuyordu.

Bill Gates öğrencilere üç kariyer rotası tavsiye etti

0

Üniversiteden mezun olan gençler genellikle kariyerlerini hangi alana yöneltecekleri konusunda kararsız kalırlar. Bu gençlerden sık sık mektuplar aldığını ve kendisinden tavsiyeler istendiğini belirten Bill Gates bu konuda bir mektup kaleme aldı ve kendi blogundan yayınladı.

Gençlere üç alanda kariyer yapmalarını tavsiye eden Bill Gates’e göre bu üç alan yakın gelecekte çok büyük önem kazanacaklar ve bu alanda kariyer yapan gençler iş dünyasında büyük rağbet görecekler.

Gates’e göre, “ben yeniden eğitim alsam bu üç alandan birini tercih ederdim,” dediği üç alan, yapay zeka, enerji ve biyolojik bilimlerden oluşuyor.

Yapay zeka, enerji ve biyolojik bilimler

Bu üç alanın dünyada büyük bir etki yaratacağını vurgulayan Bill Gates yazısına şöyle devam etti: “Yapay zeka konusunu dünya henüz fark etti. Bu teknoloji sayesinde insanların hayatına daha fazla üretkenlik ve yaratıcılık katabileceğimizi anladık. İkinci alan ise enerji. Dünya yeni enerji kaynaklarını keşfediyor ve daha temiz, daha sürdürülebilir enerjinin dünya için artık vazgeçilmez olduğunu gördük. Üçüncü olaraksa, insanlara daha uzun ve daha sağlıklı bir yaşam vadeden biyoteknolojiler, kaçınılmaz olarak büyük ilgi görecekler.”

Bill Gates yeni mezun öğrencilere ayrıca, “çevrenizde sizi zorlayacak, size yeni şeyler öğretecek ve daha ileri gitmenizi sağlayacak insanların bulunmasını sağlayın,” tavsiyesinde de bulunarak yazısını sonlandırdı.