Walmart çalışanlarını sanal gerçeklikte eğitecek

0

ABD’nin ünlü süpermarketler zinciri Walmart, sayıları 2.5 milyona y çalışanlarını eğitmek için sanal gerçeklik teknolojisini kullanacak.

ABD’deki çeşitli bölgelerde yer alan 200 eğitim merkezini sanal gerçeklik gözlükleri ile donatan Walmart, Oculus Rift ve HTC Vive gözlükleri sayesinde, milyonlarca çalışanına hızlı şekilde eğitim vermeyi umut ediyor.

Walmart’ın planlarına göre ilk aşamada 150 bin çalışan sanal gerçeklikte eğitim alacak. Bu simülasyonlarda, hangi durumlara nasıl tepki vermesi gerektiğini öğrenecek çalışanların eğitimi hızla tamamlanacak. Gözlüklerde uygulanacak eğitimler, 30 saniye ile 5 dakika arasında değişen sanal videolar içerecek. Videolarda ise müşteri problemlerinde lojistiğe, yönetimden, Kara Cuma akınına kadar pek çok konuda simülasyonlar yer alacak. 

Her mağazaya bir sanal gerçeklik odası

Walmart’ın eğitim simülasyonlarını ise bir sanal gerçeklik startup’ı olan STRIVR yönetecek. STRIVR geçtiğimiz yıl 5 milyon dolarlık yatırım alarak faaliyetlerine devam eden bir şirket. Walmart’ın STRIVR ile yaptığı 150 bin kişilik deneme başarılı olursa, şirket bu sanal gerçeklik platformlarının ABD’deki 5000 mağazasına yerleştirecek. Böylece sayıları 200’ü bulan eğitim merkezlerine ihtiyaç ortadan kalkacak ve yeni işe giren çalışanlar, mağazaların yönetim katında oluşturulan bir sanal gerçeklik odasında, bir iki saat içinde tüm eğitimlerini tamamlamış olacak.

Microsoft, Bing’i kullananlara ödeme yapacak

1

Google’ın arama motoru konusundaki liderliği o kadar kuvvetli ki, kullanıcıların Google’dan başka bir arama motorunu kullanmaya yanaşmaması rakiplerini artık radikal kararlar almaya zorluyor.

Kendi arama motoru Bing’i ne yaptıysa Google’ın arama motoruna yaklaştıramayan Microsoft şimdi Bing kullananlara ödül verecek bir kampanyayı başlatmak üzere.

Oyun gibi kampanya

Şirketten sızan bilgilere göre Microsoft, Bing kullanan veya Microsoft Store üzerinden alışveriş yapan kullanıcılarına belli boyutlarda ödül puanları verecek. Bu puanlar ise daha sonra alışverişlerde kullanılabilecek. Puanlar ise belli bir level ile kazanılacak. Günlük arama sayısına göre kullanılacar level atlayacak. Level 1 kullanıcılar Bing ile arama yaptıkları her gün için 10 puan kazanacaklar. Level 2 kullanıcılar ise 50 puan alacaklar. Arama sayıları ise hergün yeniden sıfırlanacak.

Arama motoru alanında Google’ın pazar payı %86 seviyesinde. Bing ise %10 pazar payına sahip. Ödül programıyla beraber Bing payını ne kadar artırabilecek, ön görmek kolay değil ancak bu kampanyanın bile Google ile Bing arasındaki büyük farkı kapatamama ihtimali bulunuyor.

Çin, WeChat’e yöneliyor

İnternette satışın sürekli arttığı Çin’de büyük lüks tüketim markaları, kısa süre öncesine değin zorlu bir seçim karşısındaydı. Daha çok satış yapabilmek için Çin platformlarını kullanmak durumunda kalıyorlar ama o zaman da imaj kontrolünü ve müşterilerine ilişkin deneyimlerini kaybediyorlardı.  

Bu markalar, birkaç aydır, bu alanda yeni bir enstrümana sahip: WeChat. WeChat Çin’de 900 milyondan fazla kullanıcısı bulunan bir sosyal medya. WeChat, aplikasyonla bütünleşebilen küçük programlar, basit web siteleri oluşturabilme olanağı sağlıyor. Bu yolla büyük lüks markalar satışta önemli başarı kazanmaya başladılar.

3646 Avro’luk çanta bir günde tükendi


Örneğin geçen yaz Dior WeChat bünyesinde sınırlı üretimli bir çanta modelini satışa çıkardı. 28.000 yuanlık (3.646 avro) yüksek fiyata rağmen ürün bir günde tükendi. Bu alanda Dior tek marka değil. Burberry, Louis Vuitton, Givenchy, Longchamp gibi markalar da WeChat’e yöneldiler.

Başlangıçta bir tür reklamdan ibaret olan iletiler şimdi kapsam kazandı. Aplikasyon aracılığıyla örneğin bir marka çantayı internette alıp parasını ödeyip faturaların da elde edilmesi mümkün.

Çin firması Alibaba’nın dijital portföyü olan Alipay, mobil ödeme piyasasındaki payının 2009’da yüzde 80’den 2016’da yüzde 54’e düşmesine tanık oldu. Bu sektörde Alipay’ın dışındaki alanı şimdi çoğunlukla WeChat kapmış bulunuyor.

İklim değişikliği yine gündemde

1
ABD Başkanı Donald Trump, ülkesini İklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması’ndan çıkarmak için yanlış ve aldatıcı gerekçeler kullandı.  Karbon salınım miktarları bu ters argümanlardan birisi. AB Komisyonu’nun verilerine göre Çin, yılda 10,64 milyar ton gaz ile en yüksek hacimde karbondioksit üretiyor. Aynı türden üretim ABD için 5,17 milyar ton, Hindistan için 2,45 milyar ton. Bu ise toplam miktarın nüfusa bölünmesiyle bulunuyor. Buna göre de, ABD kişi başına 16, 07 tonla kirletici ülkelerin başında geliyor. Çin’in 7,73 ton, AB ülkelerinin ortalama 6,87 ton, Hindistan’ın ise 1,87 ton yıllık salınımı var. Bir başka deyişle, dünya havasını kirleten ve ısınmaya neden olan gazlardan bir ABD yurttaşı, bir Çin yurttaşına veya bir Avrupalıya göre iki kattan fazla üretiyor; bir Hindistan yurttaşından 9 kat fazla gaz salınımı yaratıyor.

Çin 2013’ten bu yana fosil enerji kullanımını azaltıyor

Öte yandan Trump, COP21 Anlaşması uyarınca, kömür üretiminin yalnızca ABD’de yasaklandığını, Çin’in üretime devam edeceğini ileri sürüyor.    Nitekim Çin, 2017 itibariyle, 100’den fazla kömürle çalışan enerji tesisinin yapımından vazgeçtiğini ilan etmiştir. Sera etkili gaz üreten bu türden fosil enerji kullanımının, Çin’de 2013’ten beri azalmakta olduğu bilinmektedir.

ABD vize vermek için sosyal medya hesaplarını kontrol edecek

0

İşi ABD’ye düşenler için vize almak giderek güçleşiyor. Trump yönetiminin yeni hazırladığı vize yönetimi taslağına göre elçilikler vize başvurusunda bulunanlardan sosyal medya hesaplarının bilgisini isteyebilecek.

Sosyal medyada 5 yıl geriye yönelik araştırma yapacak olan vize kurulları, başvuran kişinin sosyal medyada ABD aleyhine paylaşımlarının olmaması veya ulusal güvenliğe risk oluşturacak bir profile sahip olmaması şartıyla vize verecek.

Başvuruların%0.5’i sosyal medyadan sorgulanacak

ABD yönetimi, bu yeni güvenlik sorgulamasının, vize başvurularının yüzde 0.5’ine uygulanmasını beklendiğini, elçiliklerin her vize başvurusu için sosyal medya sorgusu yapmak zorunda olmadığını da vurguladı. Yani, elçilikler gerekli gördüğü, şüphe duyduğu kişilerden sosyal medya hesaplarının bilgilerini isteyecek.

Sosyal medya sorgusuna cevap vermek gönüllülük esasına tabi olacak ancak elbette sosyal medya hesaplarına dair sorguyu kabul etmeyen kişilerin vize alması imkansızlaşacak. 

Özellikle siyasi konularda alevli sosyal medya tartışmalarına katılan gençlerin/öğrencilerin bu sorgulardan olumsuz etkileneceği ve öğrenim görmek için ABD’ye gitmek istediklerinde red cevabı alabileceklerinin de altı çiziliyor.

 

Google’a 9 milyar dolar ceza geliyor

1

Avrupa Birliği’nin 7 yıldır devam eden Google soruşturmasında sona gelindi. Komisyon’dan sızan bilgilere göre AB, Ağustos’taki yaz tatilinden önce Google’a 9 milyar dolarlık cezayı tebliğ edecek.

Avrupa Komisyonu tarafından 7 yıldır sürdürülen soruşturma, Google’ın arama sonuçlarını kendi mağazalarında satılan ürünleri ön plana çıkartacak şekilde dizayn ettiği suçlaması üzerine açılmıştı. Yine sızan bilgilere göre, bu soruşturmaya dayanak olan şikayetler arasında ABD’li şirketlerin de yer aldığı ortaya çıktı.

Yıllık gelirinin %10’u

AB yasalarına göre, yasaları ihlal eden şirketlere, son yıllık kazancının %10’u kadar ceza kesiliyor. Bu da Google’ın 9 milyar dolar ceza ödemesi anlamına geliyor.

Öte yandan Google’ın aynı cezayı yeniden yeniden ödememesi için arama sonuçlarını rakiplerine de eşit davranacak şekilde yeniden dizayn etmesi gerekecek. Ancak AB’nin bu düzenlemeyi nasıl ölçeceği konusu bir muamma.

Snap’in Spectacles gözlükleri Avrupa’ya ulaştı

Facebook’un kabusu haline dönüşen sosyal medya uygulaması Snapchat’in geliştirdiği kameralı gözlükler, Spectacles ABD’den sonra şimdi Avrupa’da da satışa çıkıyor.

Özel otomatlar üzerinden satışı yapılan Spectacles’i edinmek isteyen kullanıcıların, yeri sürekli değişen otomatları web sitesi üzerinden takip ederek, o gün nerede durduğunu bulmaları gerekiyor. Snapchat Avrupa’da da benzer bir yöntemle satış yapacaklarını ve otomatları dikkatle seçilen birkaç turistik merkeze konumlandıracaklarını vurguluyorlar.

Ancak gözlüklerin Avrupa’da satış rekoru kırması beklenmiyor. Sürekli zarar eden Snap’in, gözlüklerden kazandığı parayla zararını kapatması da mümkün görünmüyor. ABD’de toplam 150 milyon dolarlık satış yapan Spectacles’in karı ise 8 milyon dolar. Satılan toplam gözlük sayısı ise 61 bin adet. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse, Apple her saat 35 bin iPhone satıyor.

Yine de gözlüklerin Avrupa’ya açılması, büyüme konusunda çok çekimser olan Snap yönetimi için cesur bir karar olarak kabul ediliyor. Spectacles Avrupa’lı gençler arasında büyük ilgi görecek olursa, Evan Spiegel’in Avrupa’ya daha fazla yatırım yapacağı düşünülüyor.

Avrupalılar bedava internete hazırlanıyor

1

Avrupa Komisyonu, “insan hakkı” olarak tanımladığı internetin, sosyal alanlarda ücretsiz olması için Avrupa Birliği’ne tavsiye kararında bulunmaya hazırlanıyor.

Tasarıya göre, Avrupa ülkelerinde sosyal alanlarda, parklarda, avm’lerde, hava limanlarında ve benzeri yerlerde, herkese açık, ücretsiz WiFi bağlantısı sağlanacak.

2017’de başlayacak

WiFi4EU ismini alacak bu ücretsiz kablosuz bağlantılar, hem Avrupa vatandaşlarının hem de turistlerin kullanımına açık olacak. Avrupa Birliği’nin bu hizmeti sunmak için 2017-2019 yılları arasında ayıracağı bütçe ise 120 milyon Euro olacak.

Komisyonun yasayı teklif etmesinden sonra Avrupa Parlamentosu’nun yasayı kabul etmesi bekleniyor. Böylece hastanelerde, okullarda, parklarda, kamu dairelerinde, şehir merkezindeki meydanlarda, plajlarda Avrupalılar artık ücretsiz ve geniş bant internetin keyfini çıkartabilecek.

SendPulse artık Türkiye’de

Merkezi New York’ta bulunan ve ABD, Rusya, Ukrayna, ve Brezilya’da ofisleri olan yapay zeka destekli e-posta pazarlama servis sağlayıcısı olan SendPulse, MailTo’yu bünyesine katarak Türkiye’de de yerel destek ekibi ve yerel dil desteği vermeye başladı.

SendPulse patentli yapay zeka teknolojisi ile firmaların otomatik olarak e-posta açılma oranlarını en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olurken ortalama açılma oran artışı, kullanıcı geçmişi, kayıtlarının sayısına ve müşterinin sektörüne bağlı olarak yüzde 50 ve bazen de daha fazla yapmasına olanak sağlıyor.

SendPulse CEO’su Constantine Rozenshtraus, “Türkiye, SendPulse için kilit pazar. Rusya, Brezilya ve Türkiye gibi hızla büyüyen piyasalar üzerinde yoğunlaşıyoruz ve yakında Meksika ve Çin’e girmeyi planlıyoruz.

MailTo, SendPulse bünyesine dahil oldu

Bu tür pazarlar üzerinde çalışmak konusunda derin bir bilgiye sahibiz ve Türkiye’de de diğer ülkelerde olduğu gibi hızlı bir şekilde bilinen bir firma olacağımız inancına sahibiz. Bugün İstanbul’da bir ofisimizin olmasından ve yerel müşterilerin e-posta pazarlama kampanyaları için hizmet vereceğimizden dolayı çok mutluyum” diye belirtti.

Mailto‘nun Pazarlama Müdürü Abdullah Karakullukçu, “SendPulse‘a katıldığımız için çok heyecanlıyız. Ülkemize uluslarası tecrübesi olan bir e-posta pazarlama şirketi ile destek vereceğimiz için mutluyuz. Bu platformda çeşitli testler tamamlandıktan ve e-ticaret müşterileri için iyi sonuçlar gördükten sonra, dönüşüm sayısında önemli artış elde ettik ” diye ekliyor.

SendPulse Türkiye şu anda İstanbul’da, telefonla, canlı sohbet ve e-posta da dahil olmak üzere Türkçe dilinde yerel destek verirken, tüm yerel ödeme türlerini de kabul ediyor.

 

Otonom sürüş teknolojisi yılda 7 trilyon dolar kazandıracak

0

Dev otomobil üreticileri ilk robot otomobili herkesten önce piyasaya sürmek için büyük bir yarış halindeyken, bu alanda önemli yatırımları olan ve 15 milyar dolar verip satın aldığı Mobileye şirketi ile otonom araçların en önemli donanım tedarikçilerinden birine dönüşen Intel’in yayınladığı rapor önemli bulgular içeriyor.

Intel’in araştırmasına göre, otonom araçlar 2035 yılında, 800 milyar dolarlık bir ekonomi yaratacak. Bu rakam 2050 yılına ulaştığımızda ise yıllık 7 trilyon dolara yükselecek. Ayrıca otonom araçlar sayesinde 2035 ve 2045 arasındaki on yıl içinde 585 milyon insanın da hayatı kurtulacak. Otonom sürüş teknolojisinin güvenli sürüş özellikleri sayesinde azalacak olan trafik kazalarında hayatlarını kaybetmekten kurtulacak olan yarım milyar insan, son derece önemli bir rakam.

Yolcu Ekonomisi

Intel bu yeni ekonomiye “yolcu ekonomisi” ismini veriyor çünkü otonom araçlar sözkonusu olduğunda sadece aracı satmak değil, bu araçların yolcu taşıyarak kazandığı para da denkleme de giriyor. Çoğu otomobil üreticisinin de robot otomobillerden oluşan dev taksi filoları kurması ve bu iş modeli sayesinde, araç satmaktan daha fazla para kazanması bekleniyor.

Intel ise bu dev ekonomik faliyet içinde kendi pasta dilimini de almak konusunda kararlı. 15 milyar dolara Mobileye’ı satın alan Intel böylece otonom araçlara sensör üreten en güçlü şirket konumuna yükselmiş durumda. Intel’in 2017’de otonom sürüş konusunda 250 milyon dolar seviyesinde yatırım yapması bekleniyor. Şirket ayrıca BMW’nin otonom sürüş programının da ortağı. BMW, Intel ile beraber geliştirdikleri ilk akıllı otomobilini, 2017’nin sonuna doğru yollara çıkarmaya hazırlanıyor.

Hava yolu şirketleri yüz tanıma teknolojisine hazırlanıyor

Uçuş güvenliği konusu tüm dünyanın çözüm aradığı bir meseleye dönüşmeye başladı. Uçağa binen kişinin, check-in yaptıran kişiyle aynı kişi olması da bu problemin bir parçası. Hava limanlarında check-in noktalarında daha sıkı bir güvenlik kontrolü uygulanırken, uçağa biniş kapısındaki kontroller aceleye gelen bir kimlik kontrolünden ötesine geçemeyebiliyor.

Üstelik biniş kapısı önündeki bilet ve kimlik kontrolleri yolcuların rahatsız edici bir sırayla karşılaşmasına da neden oluyor. Hava yolu şirketleri şimdi bunun önüne geçebilmek için uçağa biniş kapılarına yüz tanıma sistemleri yerleştirme planları yapıyor.

Yüzünü göster kapıdan geç

ABD’deki JetBlue hava yolu, kapıya yerleştirdiği tarayıcılar sayesinde, uçağa binecek olan yolcuyu yüzünden tanıyarak, hiçbir belge veya kimlik göstermeden kapıdan geçmesine izin verecek.

İlk defa Temmuz ayında Boston’dan Aruba’ya gerçekleşecek seferlerde kullanılmaya başlayacak olan yeni sistemler kullanıcı check-in sırasında ayrıca yüzünü de sisteme taratmış olacak. Böylece kapıda sıra beklemeden hava limanından çıkıp uçağa binebilecek.

ABD’deki başka hava yolu şirketlerinin de benzer uygulamaları hayata geçirmek için gün saydığının altını çizmek gerekiyor. Dolayısıyla, kısa süre sonra tüm dünyada standart haline dönüşebilecek bu uygulamayla, uçakla seyahat için yüz taraması yaptırmak gerekebilecek. Öte yandan konu sivil toplum örgütlerinin tepkisini çekebilir çünkü bu yüz tarama bilgileri istihbarat ve güvenlik birimleriyle paylaşıldığında, uçağa binmek için yüz kaydını hava yolu şirketine vermiş bir insanı, gittiği veya yaşadığı şehirdeki akıllı güvenlik kameraları sayesinde takip etmek ve her an nerede olduğunu bulmak da son derece kolaylaşacak. 

Apple önümüzdeki hafta Siri’li hoparlörünü duyurabilir

Amazon’un çok tutan ürünü Echo’ya karşı teknoloji devleri kendi ürünlerini geliştirirken Apple’ın sessiz kalması uzun zamandır dikkat çekiyordu. Ancak bu durum değişiyor olabilir. Apple’dan sızan bilgilere göre firma Siri ile entegre olmuş bir akıllı ev asistanı üzerinde çalışıyor ve bunu önümüzdeki hafta sürpriz bir lansmanla dünyaya tanıtacak.

Bloomberg’ün iddiasına göre Siri’li hoparlörler şimdiden üretime başladı ve ilk parti ürünler Apple’ın depolarına ulaşmaya başladı. Apple’ın, geliştirdiği yapay zeka servisinin vitrin yüzü olacak olan Siri, zaten iOS kullanıcılarının çok iyi bildiği bir marka iken onu evlerde sesli komut verecekleri bir asistan olarak konumlandırmaları da zor olmayacak.

Şimdi asıl merak edilen Apple’ın bu hizmet için ABD’de hangi şirketlerle işbirliği yapmış olduğu? Yani sesli komutla hangi mağazalardan, restoranlardan sipariş verilebilecek? Sistem nasıl çalışacak? Birebir Echo’nun bir kopyası mı ortaya çıkacak yoksa Apple’a özgü ince dokunuşlar da fark edilecek mi? Önümüzdeki haftayı merakla bekliyoruz.

Amazon siparişleri paraşütle indirecek

0

Amazon, siparişlerini müşterilere teslim etmek için “yok artık” denilecek yeni bir yöntemi devreye alabilir. Dev online alışveriş servisinin patentini aldığı yeni teknolojiye göre, Amazon drone’lar ile gönderdiği kargoyu müşterinin evinin önüne havadan paraşütle indirebilecek. Böylece drone’un yere inmek ve yeniden kalkmak için harcadığı zamandan tasarruf edilecekken drone’un çevreye zarar verme ihtimali de ortadan kalkmış olacak.

Amazon, kargoyu içine koyduğu özel drone paketlerine yerleştireceği entegre paraşüt sayesinde bu yeni sistemi hayata geçirebilecek. Ancak paraşüt sisteminin, büyük şehirlerde değil de, kırsal alanlarda, geniş bahçeli evlerde oturan veya çiftliğinden, arazisi üzerindeki evinden sipariş veren müşterilere yönelik bir teslimat yöntemi olacak.

Öte yandan, hangi tür ürünlerin paraşütle teslim edilebileceği de henüz net değil. Kırılabilecek, hasar alabilecek eşyaların, hassas elektronik cihazların paraşütle tesliminin mümkün olamayabileceği vurgulanıyor. Ayrıca, paraşütle teslim yönteminin patentinin alınması, sistemin uygulamaya girmesini de garanti etmiyor ancak Amazon’un bu yöntemi test edip hayata geçirmek için çalıştığı ortaya çıkıyor.

İngiltere özel mesajları okumak istiyor

1

İngiliz hükumeti teknoloji şirketlerine baskısını artırarak sürdürüyor. İngilizler, terör saldırılarını önlemek için istihbarat elde etmek amacıyla şüphelilerin internet üzerindeki özel mesajlarını okuyabilmek istiyor. Bunun için de Apple ve WhatsApp gibi ağır şifreleme algoriatmaları kullanan şirketlerin, mesajları okumaya izin verecek anahtarları hükumete teslim etmesini talep ediyorlar.

Teknoloji şirketleri bunun mümkün olmadığını savunsa da İngiliz Güvenlik Bakanı Ben Wallace şimdi çıkarılacak yeni yasa ile teknoloji şirketlerini hükumetle işbirliği yapmaya mecbur bırakmayı planlıyor. İngiliz hükumeti ayrıca işbirliği yapmayan şirketlere ağır finansal yaptırımları da öngörüyor.

Gizlilik devri kapanıyor mu?

Apple, WhatsApp, Google gibi teknoloji şirketlerinin İngiliz hükumeti ile işbirliği yaparak özel mesajları okumalarına izin vermesi ise, tüm dünyadaki devletlerin aynı talepte bulunması anlamına gelecek. İngiliz hükumetine bu imkanı tanıyan şirketlerin diğer devletleri de reddetmesi mümkün olmayacak. Öte yandan şirketler İngilizleri reddetmeye devam edecek olursa milyarlarca dolarlık vergi cezaları alacakları gibi çıkarılacak yasalarla İngiltere’de faliyetlerinin sona erdirilmesi de mümkün olacak. Dolayısıyla şirketlerin bu isteğe boyun eğmekten başka şansı kalmayacak gibi görünüyor. Bu da artık “kimse tarafından okunamayan mesaj uygulamaları”nın sona yaklaştığının işareti olarak kabul ediliyor.

Uber 700 milyon dolar zarar etti

1

Bir yıl önceye döndüğümüzde, yıllık 10 milyar dolar düzeyinde kar etmesi beklenen araç paylaşım uygulması Uber için rüzgar tersine döndü. Yılın ilk çeyreği için finansal raporlarını açıklayan Uber, 708 milyon dolar zarar ettiğini açıkladı. Bu büyük zararın ardından ise şirketin Finans Müdürü de işten ayrıldı.

Uber’i bu noktaya getiren ise özellikle son 1 yılda yaşadığı çok sayıda skandal oldu. ABD Başkanlık Seçimleri sırasında Uber’in kurucusu Travis Kalanick’in Trump’ı açık açık desteklemesi ve seçimden sonra Trump’ın danışmanı olması şirkete en büyük zararı verdi. ABD’de Uber uygulamasını silmek ve rakibi Lyft’i kullanmaya başlamak üzerine yürütülen kampanyalar o kadar başarılı oldu ki, uygulama pazarlarında Lyft en çok indirilen uygulama konumuna yükseldi.

Kalanick’in sarhoş bir şekilde Uber şoförleri ile kavga ettiğini gösteren videoların da şirkete büyük prestij kaybettirdiği kabul ediliyor.

Uber sözcüsü ise şirketi halka açılmaya hazırlayacak yeni bir finans müdürü arayışında olduklarının altını çizerek, Uber’in borsaya gideceği haberlerini doğruladı.

Uberin mevcut finans müdürü Gautam Gupta ise Temmuz ayında şirketten ayrılacak ve adını şimdi açıklamadığı bir startup’ta çalışmaya başlayacak.

Yandex’in otonom aracı ortaya çıktı

Otonom sürüş teknolojisini sadece batı ülkeleri geliştirmiyor. Rusların internet ve teknoloji devi Yandex’in keni otonom sürüş teknolojisi ile hayata geçirdiği test aracı Moskova’da ortaya çıktı.

Yandex’in Uber’e karşılık gelen taksi servisi Yandex.taxi’nin geliştirdiği otonom teknolojiyi kullanan ilk araç, modifiye edilmiş bir Toyota Prius V’den oluşuyor. Üzerine çok sayıda sensör yerleştirilmiş olan Prius V henüz halka açık yollara çıkmış değil ancak Yandex’in test pistinde durmaksızın yol alıyor. 

Rusya 2018’e hazırlanıyor

Rusya 2018’den itibaren otonom sürüş teknolojisi geliştiren şirketlere, halka açık yollarda test izni vermeye başlayacak. Bu da Rusya’da otonom araç satmak isteyecek batılı şirketlerin de Rusya yollarında testlere başlamasına neden olacak.

Rusya, batı teknolojisine bağımlılığı ortadan kaldırmak için Yandex gibi milli şirketlerini ileri teknolojiler geliştirmeleri konusunda teşvik ediyor. Ancak bu teşvikin şu anda lider konumda olan Waymo’ya yetişmek için yeterli olmayacağının da altı çiziliyor. Bugün Waymo adıyla bildiğimiz, Google’ın otonom sürüş teknolojisi on yıldan uzun bir süredir dev yatırımlarla geliştirildi. 

Yandex’in otonom sürüş teknolojisine sahip test aracının ilk görüntülerini aşağıdaki videoda izleyebilirsiniz:

Steve Ballmer ABD Başkanlığına mı oynuyor?

1

Sakin yapısıyla tanınan Bill Gates’in aksine, Microsoft’un sansasyonları ve sivri çıkışlarıyla tanınan kurucusu Steve Ballmer’ın sonraki seçimlerde ABD Başkanlığı için adaylığını koyabileceği iddiası ABD medyasında geniş yankı buldu.

Karakter olarak, Donald Trump’a benzer yönleri bulunan, çılgın şakaları ve sivri çıkışlarıyla sürekli dikkat çekmeyi başaran Ballmer’ın, ABD’de yeni ortaya çıkan “çılgın başkan” akımına cevap verebileceğini ve Trump’a rakip olabileceğini düşünenlerin ortaya attığı iddiaya göre, Microsoft’un yönetimini bırakıp basketbol takımı yöneten Ballmer, önümüzdeki seçimlerde başkan olmak için hazırlık yapıyor.

Başkanlık dünyadaki en kötü satış işi

Ancak Ballmer bu iddialara gülerek cevap veriyor ve böyle bir çalışmasının olmadığının altını çiziyor. Başkanlığın dünyadaki en kötü satış işi olduğunun altını çizen Ballmer bu vurgusuyla da kendisinin pazarlama alanındaki kariyerini hatırlatıyor.

Ballmer, artık sadece basketbol takımını düşündüğünü de hatırlatarak, başka bir konuya ilgi duymadığının da altını çiziyor. Dolayısıyla Microsoft’un kurucusu ve eski CEO’su olan, Windows 8’in de yaratıcısı olarak bilinen Bill Gates’in şimdilik ABD Başkanı olma niyetinin olmadığı görülüyor.

Teknoloji ihracatına büyük katkı!

2

Almanya’nın en büyük BT hizmet sağlayıcılarından olan adesso Grup’un iştiraki adesso Türkiye, başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın önemli şirketleri için geliştirdiği yazılımlarla Türkiye’nin teknoloji ihracatına katkı da bulunmaya devam ediyor.

2016 yılı genelinde Avrupa’ya toplam 2,5 milyon TL’lik yazılım ihracatı gerçekleştiren şirket bu yılın ilk çeyreğinde ise ihracatını geçen yılın aynı dönemin kıyasla yüzde 88 artırarak 1,5 milyon TL’nin üzerine çıkardı.

adesso Türkiye’nin tamamen Türk mühendisliği ile geliştirdiği Java tabanlı B2B ve B2B2C uygulamaları, Dynamics CRM çözümleri, iOS ve Android uygulamaları finans, sigorta, otomotiv ve telekom sektörlerinde faaliyet gösteren Avrupa’nın önde gelen büyük şirketleri tarafından kullanılıyor.

Yaptıkları ihracat ile ilgili açıklama yapan adesso Türkiye Genel Müdürü Burak Barı, “Almanya’nın en büyük BT hizmet sağlayıcılarından olan adesso Grup’un Türkiye’deki iştiraki olarak sadece ülkemizin lider şirketleri için değil aynı zamanda Avrupa’nın global şirketleri için de yazılımlar geliştiriyoruz. Şu an 20 kişilik bir ekibimiz sadece yurtdışı müşterilerimiz için yazılım geliştiriyor. Ayrıca sadece yazılım geliştirmekle de kalmıyor, geliştirdiğimiz bu uygulamaların bakım süreçlerini de üstleniyoruz.” dedi.

Bu yılki hedefimiz 4 milyon TL’lik ihracat

İleride yazılım ihracatı alanında atılımlar yapamaya devam edeceklerinin de altını çizen Barı, ihracat potansiyellerini her geçen yıl daha fazla ortaya çıkardıklarını ve bu yıl sonunda yazılım ihracatlarını 4 milyon TL’ye çıkarmayı hedeflediklerini belirtti.

Sadece yurtdışı değil aynı zamanda yurtiçi müşterileri için de kaliteli yazılım geliştirmeye büyük önem verdiklerini ifade eden Barı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Yurtdışında yıllardan beri uyguladığımız proje geliştirme metotlarını ve standartlarını Türkiye’de gerçekleştirdiğimiz tüm projelerde de kullanıyoruz. Ekibimizin teknik becerilerini bu metotlarla birleştirdiğimizde ortaya kalitesi çok yüksek yazılımlar çıkıyor. Yurtiçi müşterilerimiz için gerçekleştirdiğimiz yazılım projelerinde de aynı şekilde ilerliyoruz.”

Uydudan canlı video dönemine giriyoruz

0

Uydu görüntüleri, hem teknoloji şirketleri hem de devletler ve farklı ticari kuruluşlar için önemli bir kaynak oluşturuyor. Otonom sürüş teknolojisi için detaylı uydu görüntülerine ve haritalandırma servislerine ihtiyaç duyan teknoloji şirketleri kadar, şehir gelişimini takip eden kamu kurumları da sık sık uydu görüntülerine talep gösteriyorlar.

İngiltere’de Earth-i isimli bir şirket şimdi uydu görüntülerini bir adım öteye götürerek, bu ihtiyaçlara daha detaylı cevap vermeyi umuyor.

Earth-i’nin dünya yörüngesine göndereceği uydular, 1 m çözünürlüğünde yeryüzü görüntüleri alabilecek. Bu uydular aynı zamanda canlı video görüntüsü de gönderebilecek. Yani, bir zamanlar sadece askeri/istihbarat servislerinin kullanabildiği bu teknolojik imkanlar şimdi özel sektörün ve kamu yönetimlerinin kullanımına açılıyor.

Böylece örneğin, şirketten hizmet alan bir şehrin güvenlik görevlileri, şüpheli araçları kuşbakışı olarak anı anına takip edebilecekler. Belediyeler ormanlardaki kaçak kesimleri anında yakalayabilecek, şehir yöneticileri şehrin durumunu anı anına takip edebilecek. Dolayısıyla akıllı şehir uygulamaları yeni imkanlara ve yeteneklere kavuşabilecek.

Öte yandan özel şirketlerin de yeni servise büyük ilgi göstermesi bekleniyor. Yatırım şirketlerinin, ülkelerin limanlarını, şirketlerin depolarını takip ederek ticaret yoğunluğunu görebileceği ve böylece menkul kıymetler piyasalarında daha  isabetli yatırımlar yapması mümkün olacak.